28 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 EKİM1993 PERŞEMBE HABERLER Mumcu cinayeti Sanıkhu' tenüze çıkmaıh Haber Merkeri-İslami Ha- reket Örgütü davasıyla ilgili tutanaklardaki tahrifat ve ce- lişkiler belgelendikten sonra yapılan incelemede, tüm sa- nıklann, yazanmız Uğur Mumcu'nun öldürülmesinden bir gûn önce yakalandığının "saptanmasT ve böylece "te- mize çıkmalan" soru işaretle- rine yol açtı. Yapılan çalışmadaki tutar- sızhklardan özellikle ikisi dik- kat çekiyor. Polisleri "uyku- suz bıraktınp beşeri ve insani hata yaptıracak kadar"çalıştı- ran emniyet. birbinne uzak semtlerdeki hücre evlerine dü- zenlediği baskınla sanıklan, neredeyse birer saat arayla "yakalanuş" ve yedi saat için- de örgütü çökertmiş. Bu süre içinde. bazılan hırsızkk su- çundan birbinne uzak semt- lerde yakalanan samklann nasıl sorgulandığı. nasıl çözül- dükleri. "dizi fılmlerde seyret- tiğiıniz türden" zıncırleme operasyonlann nasıl yapüdığı ve çeşitli evlerdeki silah ve mühimmatın nasıl bulunduğu soru işaretleri yaratü. Yapılan çabşmaya göre Mehmet Zeki Yıldmnı'ın çağ- nsına düşen numaranın adre- sininin, polis tarafından altı saat sonra saptanmasma kar- şın, Yıldınm'ın, bütün arka- daşlannı birer saat arayla polise neden yakalatuğı da anlaşılmış değil. Sürpriz tanık Ayhan Ay- dn'ın teşhis ettiği Mehmet Ali Şeker, yakalama tutanağına göre 26 ocak, tutanağın son bölümüne göre 24 ocak, göze- tim isteme tutanağına göre yine 24 ocak günü gözaltına ahnırken; Ankara DGM"nin belirlemesine göre üçüncü bir tarih olan 23 ocak günü gözal- tına alındı. îddianamede çelişkiler Cumhuriyet'in belirlemele- rine göre Ankara DGM'nin hazırladığı fezleke ile yakala- ma, gözetim tutanaklan ve iddianamede yer alan çelişki- ler. ana başhklar halinde şöy- k: - Yakalama tutanaklann- dan birine göre, 23 ocak günü saat 15.00-16.00 sıralannda yakalanan, bir diğer tutanağa göre, 23 ocak cumartesi günü sabah saat 07.00'de; yani tuta- naktaki yakalanışından 8 saat önce bir örgüt evini gösteren Mehmet Zeki Yıldınm, yeni hazırlanan fezlekeye göre de 23 ocak günü saat 15.00- 16.00 sulannda yakalanmış oldu. - Mehmet Zeki Yıldınm, bir hırsızlık suçu nedeniyle yaka- lanırken, olayın siyasi boyu- tunun olduğu tespit edüdi. Yıldınm, saat 17.00-18.00 su- lannda, Mehmet Ali Şeker ve 4 arkadaşının bulunduklan evi göstererek yakalanmalan- nı sağladı. Buna göre, gizli bir örgüt üyesi olan Mehmet Zeki Yıldınm, yakalanmasından bir saat sonra, sorguya bile alınmadan, arkadaşlannın bulunduğu hücre evini göster- miş oldu. Yıldınm, kendi ifa- desinde ise kendisinin 20 ocak çarşamba günü yakalandığını belirtirken arkadaşlannın bu- lunduğu hücre evlerini ise bu evlerin önünden birkaç kez geçtikten sonra gösterdiğini söylemişti. - Mehmet Zeki- Yıldınm, fezlekeye göre, yine 23 ocak cumartesi günü saat 19.00- 19.30 sıralannda Ayhan Usta ve üç arkadaşının bulunduğu hücre evini gösterdi. Bu ope- rasyonda da toplam 4 kişi gözaltına alındı. Yıldınm, yi- ne sorgma bile gerek kalma- dan, "foiHbül gibi öterek" aynı gün ikinci örgüt evini ortaya çıkartmış oldu. Ancak Usta ve arkadaşlannın yakalama tutanağında, samklann 23 ocak günü saat 07.00- 07.30'- da yakalandıklan belirtiliyor. Tutanağın düzenleme tarihin- de 23 Ocak 1993 tarihi yer alırken "3" rakamının üzerin- de oynanmış olduğu da dik- kat cekiyor. Çağrıya dûşen numara - Mehmet Zeki Yıldınm, 23 ocak cumartesi günü, yakala- nışından sonra geçen 3-4 saat içerisinde iki ayn örgüt evini polise gösterirken ne hikmetse yakalandığı sırada çağnsına düşen telefon numarasmın tespiti uzun sürüyor ve bu eve baskın ancak gece 22.00 sula- nnda yapılabiliyor. Yıldınm, saat 15.00-16.00 sulannda ya- kalanırken çağnsına düşen te- lefon numarasının hangi ad- rese ait olduğunun saptanma- sı. yaklaşık 6-7 saat alıyor. Çağnsma düşen telefonun ne- reden olduğunu "bilmeyen" Yıldınm, arkadaşlannın bu- lunduğu örgüt evlenni birer saat ara ile gösterebiliyor. Sonışturulnıayankiııılik Sahte kimliğin soruşturulmaması Şeker'in Ankara bağlanüsını karanlıkta bıraktı MEHMET GÜÇ İslami Hareket sanığı Meh- met AH Şeker'in yakalanıncaya kadar kullandığı Hüseyin Dü- yer sahte kimliğinin 8 aydan bu yana hiç soruşturma konusu yapılmadığı anlaşıldı. Düyer İdmliğinin soruşturulmaması. Şeker'in Ankara bağlanüsının karanlıkta kaimasına yol açtı. Mumcu cinayeti ile ilgili tanık yüzleştirmesi sırasında "1987 yüından sonra Ankara'ya hiç ghmediği"ni söyleyen ve bu ifadesi Ankara DGM Savcılığı'nca ciddiye alınan İslami Hareket sanığı Mehmet Ali Şeker'in 1992 yılında Anka- ra'dan İstanbul'a ikamet nakli yaptırdığı anlaşıldı. Mehmet Ali Şeker'in Ankara'nın Keçiö- ren Ilçesi Eğlence muhtarlığı'- ndan, yakalandığı İstanbul Bostancı Mahallesi Muhtar- hğı'na yaptırdığı nakıl ve bu na- kil işleminde kullandığı Hüse- yin Düyer kımliğı ise 8 aydan bu yana.hiçbir soruşturmaya konu olmadı. Sahte kimlik Gözaltı tutanaklanndaki tahrifatı soruşturmak için üç hafta önce İstanbul'a şelen An- kara DGM Savcısı Ülkü Coş- kun da Şeker'le ilgili tanık ifa- delerinde karşısına çıkan Hüse- yin Düyer sahte kimliğıne. hazı- rladığı fezlekesınde bir cümle ile yer verdi. Mumcu cinayeti ile ilgili cid- diye alınmayan tanık yuzleştir- mesinde teşhis edilen İslami Hareket sanığı Mehmet Ali Şe- ker oldukça önemli bir isim. Gözaltı tutanaklanndaki tahri- fatla adı diğer sanıklardan daha çok öne çıkan sanığın ilk dikkat çekişi, yakalandığı evde bulu- nan patlayıcılarla ilgiliydi. Şeker, islami Hareket ope- rasyonu kapsamında Bostancı Tünel Caddesi üzerindeki Tek- per Sitesi B Blok 17 numaralı daireye yapılan bir polis baskınıyla yakalandı. Şeker ya- kalandığında evde ve onun gös- terdiği yerde gömülü olarak bu- lunan patlayıcılar hazırlık so- ruşturması evraklanna "30 kilo C-4 tipi patlayıcı" olarak geçti. C-4 tıpi patlayıcı çok zor bulu- nan ve hazırlanması uzmanlık gerektiren bir patlayıcıydı. An- cak asıl önemlisı. bu patlayıcı Ankara'daki üç ayn olayda kullanılmıştı ve bunlardan biri de LJğur Mumcu'nun öldürül- mesi olayıydı. Şeker ve arka- daşlannın verdiği bir başka bil- gj ise çaldıklan araçlann İstan- bul-Ankara arasmda gidip gel- diğiydi. Şeker ve İslami Hareket sanığı 6 arkadaşı, bütün bu bil- giler ışığında Mumcu cinayeti ile ilgili olarak sorgulanmak üzere Ankara'ya gönderildiler. Mumcu suikastını gördüğünü söyleyen. ancak ciddiye alı- nmayan Ayhan Aydm adlı bir de tanık vardı. Şeker ve 6 arka- daşı, Ankara'da ilk olarak An- kara DGM Savcıhğı'nca tanı- kla yüzleştirildiler. Tanık A.A., 7 sanık arasından Mehmet Ali Şeker. Gudbettin Gök ve Ayhan İJsta'yı teşhis etti. Sanıklar Şe- ker, Gök ve Usta reddettiler. Tanık belki ciddi değildi, an- cak teşhis ettiği samklann du- rumlan dikkat çekiciydi. Gud- bettin Gök, İslami Hareket operasyonu sırasında Ankara'- da basılan ve kısa süre önce bo- şaltıldığı anlaşılan bir örgüt evi- ni tuttuğu tanıklarca ifade edi- len kişiydi. Ayhan Usta örgüt evleri arasında bağlantı sağ- ladığı ifadelerde belirtilen bir kişiydi. Mehmet Ali Şeker ise evinde Mumcu suikastında kullanılan patlayıalardan bu- lunmasına karşın, 1987'den bu yana Ankara'ya hiç gelmediği- ni söylemişti. Ve soruşturma dosyasında da Şeker'in Ankara ilişkisine dair bir ipucu yoktu. Oysa Mehmet Ali Şeker'in Ankara ile bir ilişkisi vardı ve bu ilişki hiç soruşturulmamıştı. Şeker'in yakalandığı îstanbul Bostancı'daki Tekper Sitesi'- nde bulunan 17 numaralı daire- yi tutarken kullandığı Hüseyin Düyer kimliğinin soruşturul- madığı gibi. Şeker, Tekper Sitesi'ndeki 17 numaralı daireyi, sahibi Kara- yollan 1. Bölge Müdürlüğü Avukatı İbrahim Akkiriş'ten ki- raladı. Akkiriş olayı şöyle an- latıyor. "Bana Hüseyin Düyer olarak geldi. Ankara'da Aşağı Eğlence'deki dükkanını işleri kötü gjttiği için İstanbul'a taşıdığını söyleyerek evimi tut- mak istedi. Oturduğu süre bo- yunca kirayı muntazaman öde- di." Hüseyin Düyer kimlikli Şe- ker. yakalandığında ise polis Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu (solda) komisyona bilgi verdi.(Fotoğraf: AA) GüldalMumcu bilgi verdi ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araşürma Komisyo- nu, bombalı suikast sonucu yaşamını yitiren gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'dan, cinayete ilişkin bilgi aldı. TRTde soruşturmayla ilgili yayın yapan ve "sürpriz" tanık olarak ortaya çıkan Ayhan Aydmı sor- gulayarak. yalano tanık olduğunu kanıtlama- ya çahşan "Ateş Hattı" programının yapımcısı Reha Muhtar, komisyona ikinci kez çağnldığı halde, ifade vermeye gelmedi. Komisyon. DYP Kınlckale Milletvekili Sa- dık Avundukluoğhı başkanlığında. dün sabah toplandı. 2.5 saat süren toplantıda, Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'dan. suikast ve sonrasına ilişkin bilgi alındı. Güldal Mum- cu. komisyona bilgi verirken, patlamadan son- ra eşınin vücudunun üst kısmmın parçalanma- dığına ve gözlüklerinin de gözünde olduğuna dikkat çekerek. bu nedenle Uğur Mumcu "arabaya binmeden patlamanın meydana gei- mesi" ve "uzaktan kumandalı bomba kullanıl- ması" olasılığı bulunduğunu söyledi. Uğur Mumcu'nun, patlamadan önce. biüşık apart- manda oturan Ömer Çîftçi ile konuştuğunu ve Çiftçi'nin dışan çıkıp çıkmayacaklanna ilişkin soru sorduğunu da belirten Güldal Mumcu. olay anında apartmandan çıkarken 3 patlama sesi duyduğunu söyledi. Cinayetten birkaç gün sonra, Almanya'dan postalanan ve olayı üst- lendiğini açıklayan bir mektubun kendisine ulaştığını komisyona bildiren Güldal Mumcu. adı yeni duyulan İslami bir örgütün imzasıyla gönderilen mektubu, Ankara DGM Başsavcı- sı Ülkü Coşkun'a verdiğini söyledi. SHP Milletvekili Mustafa Yılmaz, bir MIT yetkilisinin komisyona bilgi verdiğini söyledi MIT, Mumcu'nun öldürüleceğiııi biliyordu • TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araşürma Komisyonu üyesi SHP Malatya Milletvekili Mustafa Yılmaz, bir MİT yetkilisinin komisyona verdiği ifadeşinde Uğur Mumcu ve Aziz Nesin'in öldürüleceği şeklinde MİT'e istihbarat geldiğini açıkladığını söyledi. Yılmaz, 'MİT yetkilisinin açıklamalan tutanağa geçmemiş, bant kaydı da alınmamış' dedi. ANKAR.\ (Cumhuriyet Bürosu)- TBMM Faili Meçhul Cinayetlen Araşür- ma Komisyonu üyesi SHP Malatya Millet- vekili Mustafa Ydmaz, komisyona bir süre önce bilgi veren Milli İstihbarat Teşkilaü (MİT) yetkilisinin, ocak ayı sonunda dü- zenlenen suikast sonucu katledilen yazan- mız Uğur Mumcu'nun öldürüleceği yolun- da. MIT'e istihbarat geldiğini açıkladığını bildirdi. SHP'li Yılmaz, MİT yetkilisinin. Mumcu'nun yanı sıra yazar Azü Nesin'e bir suikast oîacağı yolunda MİT'e bilgi ulaştığını kaydettiğini de belirtti. SHP'li Yılmaz, bir süre önce basında yer alan, "MİT, Mumcu sırikastmı bitiyordu" yolundaki haberler sonrasında, TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Ko- misyonu Başkanı Sadık Avundukluoğlu ta- rafından "Bu bilginin yanltf olduğu yö- nündeki açıklamasına karşın MİT'in. Mumcu'ya suikast düzenleneceğinden ha- berdar olduğu iddiasını yineledi. Yılmaz. komisyona bilgi veren MİT yetkilisinin, suikast öncesinde "Bu konuda kendilerine istihbarat ulaştığını. yalnızca Mumcu'nun değil, yazar Aziz Nesinie de ilgili ihbar gel- diğini söylediğini" kaydetti. Yılmaz, MİT yetkilisinin bu açıklaması üzerine, kendisi- nin, "Bu konuda ne yaptınız? Ne gibi önlem- ler aklınız" sorusunu yönelttiğini de belirte- rek "MİT yetkilisi buna ce% ap olarak. 'Bize istihbari bilgiler gelir, bunu ilgili makamlara ulaştırır, devreden çıkanz' demişti" diye ko- nuştu. Yılmaz, MIT yetkilisinin, Mumcu'- ya yönelik suikastın bir sağ örgüt tarafın- dan düzenleneceği yolunda acıklama yap- üğını da bildirdi. Yılmaz kendisine atfen. "MİT suikastı biliyordu" yolunda basında çıkan haberler sonrasında, komisyon tutanaklannı incele- mek istediğini ve tutanaklardan bir suret almak istediğini de kaydederek "Ancak, maalesef MİT yetkilisinin açıklamalan tu- tanağa geçmemiş, bant kaydma da alınma- mış" dedi. Yılmaz, "Normalde komisyonda alınan bilgiler sırasmda bant kaydı yapdmı- yor mu" sorusuna ise "Açdması gerekiyor- du, ama o anda bant açılmamış ve kayda da alınmamış" diye konuştu. Kendisine atfen çıkan haberler sonrasında, DGM Savcısı Ulkü Coşkunu telefonla aradığını ve bu konuda ifade verip vermeyeceğini sordu- ğunu, kendisinin de milletvekili dokunul- mazhğı olmasına karşın, ifade vermeyi kabul ettiğini belirtti. Tutaııak tahrifatının nedeni Sıykusuzhık' UBaştarafi 1. Sayfada günü saat 19.00 sıralannda yakalan- dıklan, ancak yakalama zaptının 1-2 gün sonra tanzim edildiği anlaşıldı. Şahıslann yakalandıklan 23.1.1993 akşam saat 07-07.30 yani, 23.1.1993 saat 19-19.30 ye- rine yanlışhkla, 23.1.1993 saat 07.00- 07.30 şeklinde yazıldığı ortaya çıkü. Görevliler, hatanın, günlerce süren operasyon çalı- şmalan sonucu ortaya çıkan yorgunluk. sürekli uykusuzluk ve tutanağın yazıl- masındaki gecikme sonucu iyi hatırlaya- mama nedeniyle olduğunu beürttiler. Görevliler, beşeri bir hata sonucu yaka- lama tuıanağındaki saat yanlışhğı yapıldığını, ashnda Ayhan Usta ve diğer üç kişinin 23.1.1993 akşam saat 07.00- 07.30 su-alannda yakalandığını açıkça ifa- deettiler. Aynca, Ayhan Usta ile ilgili olarak 23.1. 1993 günü saat 21.00'de Haydarpaşa Nu- mune Hastanesi doktorlanndan Deniz Hızlıbacak tarafından kalp grafısinin çe- kildiğine dair evrak da bulundu. - Mehmet Ali Şeker ile birlikte aynı ör- güt evinde yakalanan diğer 4 sanığın yaka- lanması: 23.1.1993 günü saat 17.00-18.00 sıralannda Mehmet Zeki Yıldınm'ın hüc- re evini göstermesi sonucu, Tek Per Sitesi B blok, 17 nolu dairede, Mehmet Ali Şeker ve diğer 4 arkadaşı, silah ve patlayıcılar ile yakalanmıştır. Bu tutanağı tanzim eden memurlann beyanlanna göre, yakalanan şahıslann kimliklerinin sahte olup ol- madığının araştınlması ve derhal sorguya alınıp, bağlantı ve buluşma noktalannın tespiıi gibi "zaruri" nedenlerle; yakalama tutanağı, hemen düzenlenmedi. Tutanak birkaç gün sonra yazıldı. Günlerce süren takip, bilgi toplama. operasyon yorgunluğu, uzun süreli uyku- suzluk gibi nedenlerle; tutanak yazıhrken "insani hata" yaptıklannı ve çelişkiye düş- tüklerini söylediler. Gerçekte, Mehmet Ali Şeker ve arkadaşlannın, 23.1.1993 günü saat 17.00- 18.00'de yakalandıklannı be- lirttiler. Aynca, Tek Per sitesi yöneüci yar- dımcısı Oriıan Aladağ'ın. Mehmet Ali Şe- ker'i, Hüseyin Düver olarak tanıdığını ve sanığın 23 ocak 1993 cumartesi günü polis tarafından yakalandığma tanıklık ettiği de belirlendi. - Kudbettin Gök: Örgütün ilk yakalanan sanıklanndan Mehmet Zeki Yıldınm'ın, çağnsına düşen mesaj üzerine; numaranın ait olduğu evin tespit edildiği ve 23.1.1993 günü saat 22.00'de yapılan baskın sonucu Kudbettin Gök'ün çeşitli örgütsel dökü- man ve silahla yakalandığı saptandı. Ülkü Coşkun'un hazırladığı fezlekede, yapılan tahrifat ve çelişkiler ile ilgili ola- rak, jöyledenildi: "Örgüt mensuplaruıın tespiti ve zincir halkası şeklindeki örgütün diğer eleman- lannın ele geçirilmesi; aynı zamanda ya- kalanan örgüt mensuplarının, İstanbulun birbirinden uzak ve değişik bölgelerinde, ör- neğin Yalova-Şile gibi Uçelerinde silah, pat- layıcı. örgütsel döküman ve çalıntı otolarm muhafaza edildikleri depolan göstermeye götürülmeleri nedeniyle; yakalamayı yapan görevlilerin sanıklan yakaladıktan hemen sonra yakalama tutanağını tanzim etmeleri- nin mümkün olmadığı; çauşmalaruı tespi- tinden sonra, birkaç gün sonra yakalama tutanaklannın görevliler tarafından tanzim edilebildiği ve görevtilerin de uzun süre ta- kip, yer gösterme, sorgulama. yüzleştirme, silahh müsademe ortamı içerisinde yorgun- luk, uykusuzluk ortamı içerisinde bulunma- ları sonucu; insani ve beşeri hata ile yakala- ma tutanaklanndaki tarih ve saat çelişkile- rinin meydana geldiği; Mehmet Ali Şeker ve Ayhan Lsta'nm kesinlikle Uğur Mumcu'- nun öldüriildüğü gün >e saatten önce İstan- bul'da yakalanıp. tmniyet Müdüıiüğü'nde gözaltında bulunduğu tespit edilmiştir." Adalet Bakanhğı'na sunulan fezlekede. "İslami Hareket Örgütü davası sanı- klannın gerek İstanbul Emniyet Müdürlü- ğü'nde, gerekse Ankara Emniyet Müdürlü- ğü'nde, Cumhuriyet Başsavcıİığrnın bilgisi dahilinde son derece ciddi bir sorgulama ve soruşturmaya tabü tutulduklan; buna rağ- men Mumcu suikasti ile ilgili bir delil elde edilemediği" belirtilerek, tanık Ayhan Ay- dın'ın bilgi vegörgüsünün,"doğru,sanümi v e itibar edilecek bir ifade olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı" açıklandı Akkiriş'i arayıp soruşturma yapmak gereği duymadı. Akki- riş bunu da şöyle anlatıyor: "Olaydan 10 gün kadar sonra komşular haber verdiler. Geldim ki polisler kapıyı mühürtemişler. Karakola gittim, bana bir süre bekleyeceksin dediler. Aradan bir ay geçtikten sonra arayıp evi teslim ettiler. Ama teröristlerle ilgili hiçbir şey sormadılar." Polis ev sahibi Akkiriş'i ara- madığı gibi. örgüt evinin bağlı bulunduğu muhtarlığı da ara- madı. 12 Eylül döneminde terö- re karşı önlem olarak alınan zo- runlu ikamet bildirimi polisin akhna gelmemiş belki de. Oysa Bostancı Muhtarbğı'ndaki Hü- seyin Düyer'e ait ikamet bilgile- ri belki de polisi Ankara'ya gö- türecekti. Ankara Keçiören Eğ- lence Mahallesi Muhtarlığj'na. belki de Hüseyin Düyer kimli- ğinin verildiği Ankara Hayma- na Nüfus Müdürlüğü'ne. An- cak aradan gecen 8 aya karşın polis, Şeker'e ilişkin aynntıb bir soruşturma yapmaya gerek duymadı nedense. Evraklanna ve gözaltı tutanaklanna tahri- fat yapacak kadar yoğun ilgi gösteren polis, aynı ilgiyi soruş- turmayı genişletmek için gös- termedi. DGM savcKinm talimatı Polis, Tekper Sitesi'nde ciddi bir soruşturma yapmayı, ancak tutanaklardaki tahrifat soruş- turma konusu olduğunda ger- cekleştirerek Tekper Sitesi'nde- ki yönetici ve çalışanlann ifade- sine başvurdu. Hem de Anka- ra'dan gelen DGM Savcısı Ülkü Coşkun'un talimatıyla. Ankara DGM Savcısı Ülkü Coşkun tanıklann ifadeleriyle hazırladığı fezlekede Mehmet Ali Şeker'in Hüseyin Düyer kimliğine yer verdi. Ancak kım bu Hüseyin Düyer sorusunun yanıtı ise hala yok. Haymana Nüfus Müdürlüğü'nde böyle bir kişiye ait dosya var mı so- rusunun yanıtı da yok henüz. Cumhuriyet Ankara Büro- su'nun yaptığı araştırmaya göre Ankara Keçiören'deki Eğ- lence Muhtarlığı'nde Hüseyin Düyer adlı kişiye ait bir kayıt yok. Nakil işlemlerinde Eğlence Mahallesi MuhtarlığTna ait sahte mühür ve kaşelerin kul- lanıhnış olabileceği düşünülü- yor. Ancak bunlar sahte de olsa bunlara ulaşabilmek ve bazı bilgilere sahip olabilmek için Ankara'yı ıyi bilmek gerekiyor. Kısacası Şeker ve arkadaş- lannın Ankara'yla ilişkılen cid- di bir soruşturma gerektınyor. Erdal Eren Bir 'beşeri hata ve bir idanu.. •2 Şubat 1980 günü Ankara Hoşdere Caddesi'nde çıkan catışrnadaer Zekeriya Önge'nin öldürülmesi üzerine tutuklanan Erdal Eren, henüz 18 yaşını doldurmamıştı. Ama darağacma gönderildi. İstanbul Haber Senisi - Erdal Eren 12 Eylül askeri darbesi sonrasında ilk asılan genç. Eren 18 yaşından küçük olmasına karşın asıldı. Yasalanmızın "suçu işlediği sırada 18 yaşından küçük olan biri asılamaz" demesine karşın Nüfus İdaresi'nde çalışan bir memurun "dikkatsizliği" nedeniyle Eren asıldı. Eren, 2 Şubat İ980 günü Ankara Hoşdere Caddesi'nde düzenlenen bir eylem sırasında çıkan çatışmada er Zekeriya Önge'nin öldürülmesi olayı üzerine tutuklandı. Her davada olduğu gibi Mahkeme Eren'in doğum tarihinin doğnıluğunu Şebinkarahisar Nüfus Memurluğu'nasordu. Nüfus memurluğu da sorunun yanıünı telgrafla bildirdi. Ancak. Eren'in nüfus cüzdanındaki bilgilerle, nüfus memurluğunun gönderdiği bilgiler birbirini tutmuyordu. Hane, cilt numaralan ve doğum tarihi farklıydı. Eren'in avııkatlan, mahkemenin buçe- lişkiyi gidermesini istediler. Ancak mahkeme avukatlann bu istemini red etti. Avukatlar Eren'in 18 yaşını doldurmadı- ğını ileri sürerek, yaşının adli tıp tarafından yapılacak kemik grafıleri ile saptanmasını istedi. Ancak mahkeme bu istemi de reddetti. Mahkeme Eren'in doğum tarihi olarak Nüfus İda- resi'nin bildirdiğı 25 Eylül 196l'i kabul etti. Eren'in işledi- ği öne sürülen eylemin tarihi ise 2 Şubat 1980. Ve Eren bir nüfus memurunun "dikkatsizliği" yü- zünden 18 yaşını doldurmuş kabul edilerek ! 3 Aralık 1980 günü asıldı... Notlar N9 olacak bu Basklar9 ın hali? CELAL BAŞLANGIÇ Sevgili Bask kardeşim! Bugünlerde bizi buralarda bir merak aldı ki sorma... Nasılsm, iyi misin? Halinden memnun musun? Kendi dilini öğrenebiliyor musun? Senin gerillalann ne oldu? Dağdan inip ticarete mi başladılar, yoksa Bask bölgesinde birer sanayici mi oldular? Artık köylerin basıhp, öğretmenlerin öldürülmüyordur her- halde. Gece yanlan köylülerin yataklanndan fırlatılıp köy meydanı- nda toplanmıyorlardır çınlçıplak. "İspanyol Özel Tîmi" ile aran nasıl? Ya koruculannı ne yaptın? Seni bilmem, ama biz, bizim koruculan ne yapsak. diye dü- şünüyoruz. Bizdeki korucu sayısı kırk bini buldu. Bizim büyüklerimiz "Bir çimento fabrikasında iki yüz elli kişi çalışır. biz bu koruculuk sistemiyle düşünün kaç çimento fabri- kalık istihdam yarattık" demişlerdı. Hesapladık, kırk bin korucu, neredeyse yüz altmış çimento fabrikası ediyor. Biz, buralara çimento fabrikası kurmak yerine dağdaki köy- lüleri silahlandınp, çoluğuyla çocuğuyla ateşe sürdük. Şimdi nasıl alacağız bu silahlan ellennden? Diyorum ki bunlan. örneğin orman koruyucusu ya da zabıta memuru yapsak... Elbet bunun da zorluklan var. Eğer orman koruyucusu olursa. dağda kendi hallerinde dola- şan ayılardan, yok zabıta memuru olurlarsa kentlerdeki seyyar saücılardan hayli "telefatıma" olur. Sizin Felipe Bev'le bizim Tansu Hanım Viyana'da karşılaş- mışlar. "Bir vals yapalım mı" der gibi kulağına "Bask modeli" diye fı- sıldamış sizin Felipe Bey. Bizim Tansu Hanım da, ne duysa uluorta söyler ya... Tutmuş o da "ne duysa haber yapanlar"ın kulağına fısıldamış;"Felipe bana böyle böyle dedi" diye... Bizim buralarda bir kıyamet koptu ki sorma. Ne vatan hainliğı kaldı, ne ülkeyı bölmeye tam teşebbüs etti- ği... Neyse ki Tansu Hanım "Bask modelinin ne olduğunu bibniyo- mm" diyerek kendi pacasını kurtardı. Sizin Felipe Bey de kadınlann kulağına eğilerek "Bask mode- li" diye kompliman yapan kazanova durumundan kurtuldu. Bizim Tansu Hanım'la sizin Felipe Bey kurtuldu da. biz bu toz duman arasında şu "Bask modelT'nin ne olduğunu bir türlü an- layamadık. Sorunun çözümünü "cibeti askeriye"nin üzerine ihale edip, tek bir siyasi çözüm üretmeyenler öyle bir şahin kesildiler ki sor- ma. Hanı şımdi biri kalkıp şu İstanbul sökaklannda "Yaşasın Bask modeli" diye bağırsa "ülkeyi böunek" suçundan derdest edilip götürülecek. Ama biz hala şu sizin "Bask modeli" nedir bir türlü anlaya- madık. Ancak anladığımız birşey var: siz yatıp kalkıp dua edin. Eğer biz on sekiz yıl sonra "Bask modeli"nı keşfetmeyip, sizinkıler bi- zim modeli keşfetseydi. İspanyol devletiyle, ETA gerillalan arasında mahşere kadar yanmıştınız valla. Sevgili Bask kardeşim! Biz yine de meraktan kurtulamadık bir türlü. Haliniz nicedir? Kendi dılinizi konuşabiliyor musunuz? İspanyol Özel Timi ile aranız nasıl? Dağdaki genllalannız şehre indi mi? Milletvekilleriniz hala öldürülüyor mu ? İspanyol Devlet Güvenlik Mahkemesı hala milletvekillerini- zin idamını istiyor mu? İspanya'nın üniter devlet yapısına bir halel geldi mi? Emin olun biz artık burada iki kadeh rakı ıçtıkten sonra karşımızdakine soruyoruz: "Ne olacak bu Basklar'm hahT' diye. Şimdi diyeceksin ki "Bu muhabbet de nereden çıktı?" Biz ashnda önce Amerika'yı keşfetmışük... Bugünlerde "Bask modeK"ni keşfettik de... Genelkurmay'dan Bask formülüne tepki EVREN DEĞER ANKARA-Kürt sorununa Bask formülü tartışmalanna Genelkurmay serı yanıt vere- rek böyle bir formülün kabul edilemeyeceğini açıkladı. Baş- bakan Çiller'in de yoğun tep- kiler üzerine. "Ben bilmi- yorum" dediği Bask formülü- ne, Genelkurmay Başkanlığı. "Türkiye'nin üniter devlet yapısı, laiklik. devlerin resmi dUinin Türkçe olması gibi te- mel ilkeler münakaşa konusu yapıimamaü" diyerek tepki gösterdi. Genelkurmay Başkanlığı"- ndaki askeri birimler tarafı- ndan, "tasıüf dışı" olarak yapılan iç tehdit değerlendir- mesinde, Türkiye'de istikrann bozulmasını, milli çıkarlan açısından yararlı gören bazı ülkelerin. PKK'yı destekle- diklerine dikkat çekilirken. "Bazı ülkeler, Türkiye'yi bir- takun sosyal konularla meşgu) ederek, zayrilarmak ve istik- rarsız bir ortama sürüklemek istemektedirler" denildi. İç tehdit değerlendirmesin- de. "bazı basm organlarmın". Türk askerlerinden "düş- man". PKK'Llardan ise "geril- la" diye söz ettiklerine değini- lerek, buna karşıhk. "yeterli tepkiyi görememelerinden" yakınıldı. Değerlendirmede. şu görüşlere yer verildi: "Günümüzde hür dûnyamn problemi olan terorizm, kuvvet gösterisinin ucuz ve etkili bir yolu haüne gelmiştir. Dünya sahnesine çıkmak ve kamuoyu oluşturmak için sık sık kullanı- lan, aslında siyasi neticeier elde etmek üzere tasarlanmış bir mücadele şeklidir. Türkiye'nin istikrarının bozuunasını, milli menfaatleri açısından yararlı gören bazı ülkeler, PKK'yı des- teklemekte, birtakun sosyal konularla meşgul ederek, Tür- kiye'yi zayıflatmak ve isrikrar- sız bir ortama süreklemek iste- mektedirler. PKK, 1984 yüından beri kanlı eyiemlerini sürdürmektedir. Amacı, Marksist- Leninist rejime da- yalı bir Kürt devleti kurmakhr. Bu amacına ulaşmak için şid- det yöntemini uygulayarak böl- ge halkını korku ve baskı ile sindirmeye ve kendi tarafına çekmeye çalışmaktadır." Aktuna Bütünlüğümüzü bozmadanbir formülbulacağız İSTANBUL (AA) - Devlet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Yıldırım Aktuna. "Türkiye'nin büiiğini bütünlüğünü bozacak hiçbir uygulamaya sapmadan kendi gerçeklerimize uygun bir modeli buhna çabasındayız" dedi. Aktuna İstanbul'da dü- zenlediği basm toplantısında, Başbakan Tansu Çiller'in "Av- rupa zirvesi" nedeniyle bulun- duğu Viyana'da İspanya Baş- bakanı Gonzalez ile yaptığı gö- rüşme sonrasında "Bask mo- deli" tartışmalannın baş- ladığını söyledi. Aktuna. "Bu model Türkiye'de uygulanma- ya konulacakmış gibi varsayı- mlarla tartışmalar başlatıldı. Bu durum bir bardak suda fırtma koparmaya benzer" diye konuştu. Devlet Bakanı Aktuna, bir soru üzerine. geçrniş dönem- lerde zamanın Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orge- neral Ahmet Çörekçi'nin İspanya'daki Bask ve Irlan- da'daki IRA ile ilgili inceleme- ler yaptığmı ve inceleme so- nuçlannı Milli Güvenlik Ku- rulu"na sunduğunu belirtti. ANAP Genel Başkanı Me- sut Ydmaz'ın da başbakanlığı sırasında İspanya'ya bir heyet göndererek Bask bölgesinde uygulanan yöntemle ilgili ince- lemeler yaptırdığı. bu konuda bir de rapor hazırlandığı yo- lunda kendisine bilgiler ulaştığını anlatan Aktuna. bu konuyu da inceleteceğini söy- ledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle