Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 EKİM1993 PERŞEMBE
HABERLER
Mumcu cinayeti
Sanıkhu'
tenüze
çıkmaıh
Haber Merkeri-İslami Ha-
reket Örgütü davasıyla ilgili
tutanaklardaki tahrifat ve ce-
lişkiler belgelendikten sonra
yapılan incelemede, tüm sa-
nıklann, yazanmız Uğur
Mumcu'nun öldürülmesinden
bir gûn önce yakalandığının
"saptanmasT ve böylece "te-
mize çıkmalan" soru işaretle-
rine yol açtı.
Yapılan çalışmadaki tutar-
sızhklardan özellikle ikisi dik-
kat çekiyor. Polisleri "uyku-
suz bıraktınp beşeri ve insani
hata yaptıracak kadar"çalıştı-
ran emniyet. birbinne uzak
semtlerdeki hücre evlerine dü-
zenlediği baskınla sanıklan,
neredeyse birer saat arayla
"yakalanuş" ve yedi saat için-
de örgütü çökertmiş. Bu süre
içinde. bazılan hırsızkk su-
çundan birbinne uzak semt-
lerde yakalanan samklann
nasıl sorgulandığı. nasıl çözül-
dükleri. "dizi fılmlerde seyret-
tiğiıniz türden" zıncırleme
operasyonlann nasıl yapüdığı
ve çeşitli evlerdeki silah ve
mühimmatın nasıl bulunduğu
soru işaretleri yaratü.
Yapılan çabşmaya göre
Mehmet Zeki Yıldmnı'ın çağ-
nsına düşen numaranın adre-
sininin, polis tarafından altı
saat sonra saptanmasma kar-
şın, Yıldınm'ın, bütün arka-
daşlannı birer saat arayla
polise neden yakalatuğı da
anlaşılmış değil.
Sürpriz tanık Ayhan Ay-
dn'ın teşhis ettiği Mehmet Ali
Şeker, yakalama tutanağına
göre 26 ocak, tutanağın son
bölümüne göre 24 ocak, göze-
tim isteme tutanağına göre
yine 24 ocak günü gözaltına
ahnırken; Ankara DGM"nin
belirlemesine göre üçüncü bir
tarih olan 23 ocak günü gözal-
tına alındı.
îddianamede çelişkiler
Cumhuriyet'in belirlemele-
rine göre Ankara DGM'nin
hazırladığı fezleke ile yakala-
ma, gözetim tutanaklan ve
iddianamede yer alan çelişki-
ler. ana başhklar halinde şöy-
k:
- Yakalama tutanaklann-
dan birine göre, 23 ocak günü
saat 15.00-16.00 sıralannda
yakalanan, bir diğer tutanağa
göre, 23 ocak cumartesi günü
sabah saat 07.00'de; yani tuta-
naktaki yakalanışından 8 saat
önce bir örgüt evini gösteren
Mehmet Zeki Yıldınm, yeni
hazırlanan fezlekeye göre de
23 ocak günü saat 15.00-
16.00 sulannda yakalanmış
oldu.
- Mehmet Zeki Yıldınm, bir
hırsızlık suçu nedeniyle yaka-
lanırken, olayın siyasi boyu-
tunun olduğu tespit edüdi.
Yıldınm, saat 17.00-18.00 su-
lannda, Mehmet Ali Şeker ve
4 arkadaşının bulunduklan
evi göstererek yakalanmalan-
nı sağladı. Buna göre, gizli bir
örgüt üyesi olan Mehmet Zeki
Yıldınm, yakalanmasından
bir saat sonra, sorguya bile
alınmadan, arkadaşlannın
bulunduğu hücre evini göster-
miş oldu. Yıldınm, kendi ifa-
desinde ise kendisinin 20 ocak
çarşamba günü yakalandığını
belirtirken arkadaşlannın bu-
lunduğu hücre evlerini ise bu
evlerin önünden birkaç kez
geçtikten sonra gösterdiğini
söylemişti.
- Mehmet Zeki- Yıldınm,
fezlekeye göre, yine 23 ocak
cumartesi günü saat 19.00-
19.30 sıralannda Ayhan Usta
ve üç arkadaşının bulunduğu
hücre evini gösterdi. Bu ope-
rasyonda da toplam 4 kişi
gözaltına alındı. Yıldınm, yi-
ne sorgma bile gerek kalma-
dan, "foiHbül gibi öterek" aynı
gün ikinci örgüt evini ortaya
çıkartmış oldu. Ancak Usta
ve arkadaşlannın yakalama
tutanağında, samklann 23
ocak günü saat 07.00- 07.30'-
da yakalandıklan belirtiliyor.
Tutanağın düzenleme tarihin-
de 23 Ocak 1993 tarihi yer
alırken "3" rakamının üzerin-
de oynanmış olduğu da dik-
kat cekiyor.
Çağrıya dûşen numara
- Mehmet Zeki Yıldınm, 23
ocak cumartesi günü, yakala-
nışından sonra geçen 3-4 saat
içerisinde iki ayn örgüt evini
polise gösterirken ne hikmetse
yakalandığı sırada çağnsına
düşen telefon numarasmın
tespiti uzun sürüyor ve bu eve
baskın ancak gece 22.00 sula-
nnda yapılabiliyor. Yıldınm,
saat 15.00-16.00 sulannda ya-
kalanırken çağnsına düşen te-
lefon numarasının hangi ad-
rese ait olduğunun saptanma-
sı. yaklaşık 6-7 saat alıyor.
Çağnsma düşen telefonun ne-
reden olduğunu "bilmeyen"
Yıldınm, arkadaşlannın bu-
lunduğu örgüt evlenni birer
saat ara ile gösterebiliyor.
Sonışturulnıayankiııılik
Sahte kimliğin soruşturulmaması Şeker'in Ankara bağlanüsını karanlıkta bıraktı
MEHMET GÜÇ
İslami Hareket sanığı Meh-
met AH Şeker'in yakalanıncaya
kadar kullandığı Hüseyin Dü-
yer sahte kimliğinin 8 aydan bu
yana hiç soruşturma konusu
yapılmadığı anlaşıldı. Düyer
İdmliğinin soruşturulmaması.
Şeker'in Ankara bağlanüsının
karanlıkta kaimasına yol açtı.
Mumcu cinayeti ile ilgili
tanık yüzleştirmesi sırasında
"1987 yüından sonra Ankara'ya
hiç ghmediği"ni söyleyen ve bu
ifadesi Ankara DGM
Savcılığı'nca ciddiye alınan
İslami Hareket sanığı Mehmet
Ali Şeker'in 1992 yılında Anka-
ra'dan İstanbul'a ikamet nakli
yaptırdığı anlaşıldı. Mehmet
Ali Şeker'in Ankara'nın Keçiö-
ren Ilçesi Eğlence muhtarlığı'-
ndan, yakalandığı İstanbul
Bostancı Mahallesi Muhtar-
hğı'na yaptırdığı nakıl ve bu na-
kil işleminde kullandığı Hüse-
yin Düyer kımliğı ise 8 aydan
bu yana.hiçbir soruşturmaya
konu olmadı.
Sahte kimlik
Gözaltı tutanaklanndaki
tahrifatı soruşturmak için üç
hafta önce İstanbul'a şelen An-
kara DGM Savcısı Ülkü Coş-
kun da Şeker'le ilgili tanık ifa-
delerinde karşısına çıkan Hüse-
yin Düyer sahte kimliğıne. hazı-
rladığı fezlekesınde bir cümle
ile yer verdi.
Mumcu cinayeti ile ilgili cid-
diye alınmayan tanık yuzleştir-
mesinde teşhis edilen İslami
Hareket sanığı Mehmet Ali Şe-
ker oldukça önemli bir isim.
Gözaltı tutanaklanndaki tahri-
fatla adı diğer sanıklardan daha
çok öne çıkan sanığın ilk dikkat
çekişi, yakalandığı evde bulu-
nan patlayıcılarla ilgiliydi.
Şeker, islami Hareket ope-
rasyonu kapsamında Bostancı
Tünel Caddesi üzerindeki Tek-
per Sitesi B Blok 17 numaralı
daireye yapılan bir polis
baskınıyla yakalandı. Şeker ya-
kalandığında evde ve onun gös-
terdiği yerde gömülü olarak bu-
lunan patlayıcılar hazırlık so-
ruşturması evraklanna "30 kilo
C-4 tipi patlayıcı" olarak geçti.
C-4 tıpi patlayıcı çok zor bulu-
nan ve hazırlanması uzmanlık
gerektiren bir patlayıcıydı. An-
cak asıl önemlisı. bu patlayıcı
Ankara'daki üç ayn olayda
kullanılmıştı ve bunlardan biri
de LJğur Mumcu'nun öldürül-
mesi olayıydı. Şeker ve arka-
daşlannın verdiği bir başka bil-
gj ise çaldıklan araçlann İstan-
bul-Ankara arasmda gidip gel-
diğiydi.
Şeker ve İslami Hareket
sanığı 6 arkadaşı, bütün bu bil-
giler ışığında Mumcu cinayeti
ile ilgili olarak sorgulanmak
üzere Ankara'ya gönderildiler.
Mumcu suikastını gördüğünü
söyleyen. ancak ciddiye alı-
nmayan Ayhan Aydm adlı bir
de tanık vardı. Şeker ve 6 arka-
daşı, Ankara'da ilk olarak An-
kara DGM Savcıhğı'nca tanı-
kla yüzleştirildiler. Tanık A.A.,
7 sanık arasından Mehmet Ali
Şeker. Gudbettin Gök ve Ayhan
İJsta'yı teşhis etti. Sanıklar Şe-
ker, Gök ve Usta reddettiler.
Tanık belki ciddi değildi, an-
cak teşhis ettiği samklann du-
rumlan dikkat çekiciydi. Gud-
bettin Gök, İslami Hareket
operasyonu sırasında Ankara'-
da basılan ve kısa süre önce bo-
şaltıldığı anlaşılan bir örgüt evi-
ni tuttuğu tanıklarca ifade edi-
len kişiydi. Ayhan Usta örgüt
evleri arasında bağlantı sağ-
ladığı ifadelerde belirtilen bir
kişiydi. Mehmet Ali Şeker ise
evinde Mumcu suikastında
kullanılan patlayıalardan bu-
lunmasına karşın, 1987'den bu
yana Ankara'ya hiç gelmediği-
ni söylemişti. Ve soruşturma
dosyasında da Şeker'in Ankara
ilişkisine dair bir ipucu yoktu.
Oysa Mehmet Ali Şeker'in
Ankara ile bir ilişkisi vardı ve
bu ilişki hiç soruşturulmamıştı.
Şeker'in yakalandığı îstanbul
Bostancı'daki Tekper Sitesi'-
nde bulunan 17 numaralı daire-
yi tutarken kullandığı Hüseyin
Düyer kimliğinin soruşturul-
madığı gibi.
Şeker, Tekper Sitesi'ndeki 17
numaralı daireyi, sahibi Kara-
yollan 1. Bölge Müdürlüğü
Avukatı İbrahim Akkiriş'ten ki-
raladı. Akkiriş olayı şöyle an-
latıyor. "Bana Hüseyin Düyer
olarak geldi. Ankara'da Aşağı
Eğlence'deki dükkanını işleri
kötü gjttiği için İstanbul'a
taşıdığını söyleyerek evimi tut-
mak istedi. Oturduğu süre bo-
yunca kirayı muntazaman öde-
di."
Hüseyin Düyer kimlikli Şe-
ker. yakalandığında ise polis
Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu (solda) komisyona bilgi verdi.(Fotoğraf: AA)
GüldalMumcu bilgi verdi
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - TBMM
Faili Meçhul Cinayetleri Araşürma Komisyo-
nu, bombalı suikast sonucu yaşamını yitiren
gazetemiz yazan Uğur Mumcu'nun eşi Güldal
Mumcu'dan, cinayete ilişkin bilgi aldı. TRTde
soruşturmayla ilgili yayın yapan ve "sürpriz"
tanık olarak ortaya çıkan Ayhan Aydmı sor-
gulayarak. yalano tanık olduğunu kanıtlama-
ya çahşan "Ateş Hattı" programının yapımcısı
Reha Muhtar, komisyona ikinci kez çağnldığı
halde, ifade vermeye gelmedi.
Komisyon. DYP Kınlckale Milletvekili Sa-
dık Avundukluoğhı başkanlığında. dün sabah
toplandı. 2.5 saat süren toplantıda, Uğur
Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu'dan. suikast
ve sonrasına ilişkin bilgi alındı. Güldal Mum-
cu. komisyona bilgi verirken, patlamadan son-
ra eşınin vücudunun üst kısmmın parçalanma-
dığına ve gözlüklerinin de gözünde olduğuna
dikkat çekerek. bu nedenle Uğur Mumcu
"arabaya binmeden patlamanın meydana gei-
mesi" ve "uzaktan kumandalı bomba kullanıl-
ması" olasılığı bulunduğunu söyledi. Uğur
Mumcu'nun, patlamadan önce. biüşık apart-
manda oturan Ömer Çîftçi ile konuştuğunu ve
Çiftçi'nin dışan çıkıp çıkmayacaklanna ilişkin
soru sorduğunu da belirten Güldal Mumcu.
olay anında apartmandan çıkarken 3 patlama
sesi duyduğunu söyledi. Cinayetten birkaç gün
sonra, Almanya'dan postalanan ve olayı üst-
lendiğini açıklayan bir mektubun kendisine
ulaştığını komisyona bildiren Güldal Mumcu.
adı yeni duyulan İslami bir örgütün imzasıyla
gönderilen mektubu, Ankara DGM Başsavcı-
sı Ülkü Coşkun'a verdiğini söyledi.
SHP Milletvekili Mustafa Yılmaz, bir MIT yetkilisinin komisyona bilgi verdiğini söyledi
MIT, Mumcu'nun öldürüleceğiııi biliyordu
• TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araşürma Komisyonu üyesi
SHP Malatya Milletvekili Mustafa Yılmaz, bir MİT yetkilisinin
komisyona verdiği ifadeşinde Uğur Mumcu ve Aziz Nesin'in
öldürüleceği şeklinde MİT'e istihbarat geldiğini açıkladığını
söyledi. Yılmaz, 'MİT yetkilisinin açıklamalan tutanağa
geçmemiş, bant kaydı da alınmamış' dedi.
ANKAR.\ (Cumhuriyet Bürosu)-
TBMM Faili Meçhul Cinayetlen Araşür-
ma Komisyonu üyesi SHP Malatya Millet-
vekili Mustafa Ydmaz, komisyona bir süre
önce bilgi veren Milli İstihbarat Teşkilaü
(MİT) yetkilisinin, ocak ayı sonunda dü-
zenlenen suikast sonucu katledilen yazan-
mız Uğur Mumcu'nun öldürüleceği yolun-
da. MIT'e istihbarat geldiğini açıkladığını
bildirdi. SHP'li Yılmaz, MİT yetkilisinin.
Mumcu'nun yanı sıra yazar Azü Nesin'e
bir suikast oîacağı yolunda MİT'e bilgi
ulaştığını kaydettiğini de belirtti.
SHP'li Yılmaz, bir süre önce basında yer
alan, "MİT, Mumcu sırikastmı bitiyordu"
yolundaki haberler sonrasında, TBMM
Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Ko-
misyonu Başkanı Sadık Avundukluoğlu ta-
rafından "Bu bilginin yanltf olduğu yö-
nündeki açıklamasına karşın MİT'in.
Mumcu'ya suikast düzenleneceğinden ha-
berdar olduğu iddiasını yineledi. Yılmaz.
komisyona bilgi veren MİT yetkilisinin,
suikast öncesinde "Bu konuda kendilerine
istihbarat ulaştığını. yalnızca Mumcu'nun
değil, yazar Aziz Nesinie de ilgili ihbar gel-
diğini söylediğini" kaydetti. Yılmaz, MİT
yetkilisinin bu açıklaması üzerine, kendisi-
nin, "Bu konuda ne yaptınız? Ne gibi önlem-
ler aklınız" sorusunu yönelttiğini de belirte-
rek "MİT yetkilisi buna ce% ap olarak. 'Bize
istihbari bilgiler gelir, bunu ilgili makamlara
ulaştırır, devreden çıkanz' demişti" diye ko-
nuştu. Yılmaz, MIT yetkilisinin, Mumcu'-
ya yönelik suikastın bir sağ örgüt tarafın-
dan düzenleneceği yolunda acıklama yap-
üğını da bildirdi.
Yılmaz kendisine atfen. "MİT suikastı
biliyordu" yolunda basında çıkan haberler
sonrasında, komisyon tutanaklannı incele-
mek istediğini ve tutanaklardan bir suret
almak istediğini de kaydederek "Ancak,
maalesef MİT yetkilisinin açıklamalan tu-
tanağa geçmemiş, bant kaydma da alınma-
mış" dedi. Yılmaz, "Normalde komisyonda
alınan bilgiler sırasmda bant kaydı yapdmı-
yor mu" sorusuna ise "Açdması gerekiyor-
du, ama o anda bant açılmamış ve kayda da
alınmamış" diye konuştu. Kendisine atfen
çıkan haberler sonrasında, DGM Savcısı
Ulkü Coşkunu telefonla aradığını ve bu
konuda ifade verip vermeyeceğini sordu-
ğunu, kendisinin de milletvekili dokunul-
mazhğı olmasına karşın, ifade vermeyi
kabul ettiğini belirtti.
Tutaııak tahrifatının nedeni Sıykusuzhık'
UBaştarafi 1. Sayfada
günü saat 19.00 sıralannda yakalan-
dıklan, ancak yakalama zaptının 1-2 gün
sonra tanzim edildiği anlaşıldı. Şahıslann
yakalandıklan 23.1.1993 akşam saat
07-07.30 yani, 23.1.1993 saat 19-19.30 ye-
rine yanlışhkla, 23.1.1993 saat 07.00- 07.30
şeklinde yazıldığı ortaya çıkü. Görevliler,
hatanın, günlerce süren operasyon çalı-
şmalan sonucu ortaya çıkan yorgunluk.
sürekli uykusuzluk ve tutanağın yazıl-
masındaki gecikme sonucu iyi hatırlaya-
mama nedeniyle olduğunu beürttiler.
Görevliler, beşeri bir hata sonucu yaka-
lama tuıanağındaki saat yanlışhğı
yapıldığını, ashnda Ayhan Usta ve diğer
üç kişinin 23.1.1993 akşam saat 07.00-
07.30 su-alannda yakalandığını açıkça ifa-
deettiler.
Aynca, Ayhan Usta ile ilgili olarak 23.1.
1993 günü saat 21.00'de Haydarpaşa Nu-
mune Hastanesi doktorlanndan Deniz
Hızlıbacak tarafından kalp grafısinin çe-
kildiğine dair evrak da bulundu.
- Mehmet Ali Şeker ile birlikte aynı ör-
güt evinde yakalanan diğer 4 sanığın yaka-
lanması: 23.1.1993 günü saat 17.00-18.00
sıralannda Mehmet Zeki Yıldınm'ın hüc-
re evini göstermesi sonucu, Tek Per Sitesi
B blok, 17 nolu dairede, Mehmet Ali Şeker
ve diğer 4 arkadaşı, silah ve patlayıcılar ile
yakalanmıştır. Bu tutanağı tanzim eden
memurlann beyanlanna göre, yakalanan
şahıslann kimliklerinin sahte olup ol-
madığının araştınlması ve derhal sorguya
alınıp, bağlantı ve buluşma noktalannın
tespiıi gibi "zaruri" nedenlerle; yakalama
tutanağı, hemen düzenlenmedi. Tutanak
birkaç gün sonra yazıldı.
Günlerce süren takip, bilgi toplama.
operasyon yorgunluğu, uzun süreli uyku-
suzluk gibi nedenlerle; tutanak yazıhrken
"insani hata" yaptıklannı ve çelişkiye düş-
tüklerini söylediler. Gerçekte, Mehmet Ali
Şeker ve arkadaşlannın, 23.1.1993 günü
saat 17.00- 18.00'de yakalandıklannı be-
lirttiler. Aynca, Tek Per sitesi yöneüci yar-
dımcısı Oriıan Aladağ'ın. Mehmet Ali Şe-
ker'i, Hüseyin Düver olarak tanıdığını ve
sanığın 23 ocak 1993 cumartesi günü polis
tarafından yakalandığma tanıklık ettiği de
belirlendi.
- Kudbettin Gök: Örgütün ilk yakalanan
sanıklanndan Mehmet Zeki Yıldınm'ın,
çağnsına düşen mesaj üzerine; numaranın
ait olduğu evin tespit edildiği ve 23.1.1993
günü saat 22.00'de yapılan baskın sonucu
Kudbettin Gök'ün çeşitli örgütsel dökü-
man ve silahla yakalandığı saptandı.
Ülkü Coşkun'un hazırladığı fezlekede,
yapılan tahrifat ve çelişkiler ile ilgili ola-
rak, jöyledenildi:
"Örgüt mensuplaruıın tespiti ve zincir
halkası şeklindeki örgütün diğer eleman-
lannın ele geçirilmesi; aynı zamanda ya-
kalanan örgüt mensuplarının, İstanbulun
birbirinden uzak ve değişik bölgelerinde, ör-
neğin Yalova-Şile gibi Uçelerinde silah, pat-
layıcı. örgütsel döküman ve çalıntı otolarm
muhafaza edildikleri depolan göstermeye
götürülmeleri nedeniyle; yakalamayı yapan
görevlilerin sanıklan yakaladıktan hemen
sonra yakalama tutanağını tanzim etmeleri-
nin mümkün olmadığı; çauşmalaruı tespi-
tinden sonra, birkaç gün sonra yakalama
tutanaklannın görevliler tarafından tanzim
edilebildiği ve görevtilerin de uzun süre ta-
kip, yer gösterme, sorgulama. yüzleştirme,
silahh müsademe ortamı içerisinde yorgun-
luk, uykusuzluk ortamı içerisinde bulunma-
ları sonucu; insani ve beşeri hata ile yakala-
ma tutanaklanndaki tarih ve saat çelişkile-
rinin meydana geldiği; Mehmet Ali Şeker ve
Ayhan Lsta'nm kesinlikle Uğur Mumcu'-
nun öldüriildüğü gün >e saatten önce İstan-
bul'da yakalanıp. tmniyet Müdüıiüğü'nde
gözaltında bulunduğu tespit edilmiştir."
Adalet Bakanhğı'na sunulan fezlekede.
"İslami Hareket Örgütü davası sanı-
klannın gerek İstanbul Emniyet Müdürlü-
ğü'nde, gerekse Ankara Emniyet Müdürlü-
ğü'nde, Cumhuriyet Başsavcıİığrnın bilgisi
dahilinde son derece ciddi bir sorgulama ve
soruşturmaya tabü tutulduklan; buna rağ-
men Mumcu suikasti ile ilgili bir delil elde
edilemediği" belirtilerek, tanık Ayhan Ay-
dın'ın bilgi vegörgüsünün,"doğru,sanümi
v e itibar edilecek bir ifade olmadığı sonuç ve
kanaatine varıldığı" açıklandı
Akkiriş'i arayıp soruşturma
yapmak gereği duymadı. Akki-
riş bunu da şöyle anlatıyor:
"Olaydan 10 gün kadar sonra
komşular haber verdiler. Geldim
ki polisler kapıyı mühürtemişler.
Karakola gittim, bana bir süre
bekleyeceksin dediler. Aradan
bir ay geçtikten sonra arayıp evi
teslim ettiler. Ama teröristlerle
ilgili hiçbir şey sormadılar."
Polis ev sahibi Akkiriş'i ara-
madığı gibi. örgüt evinin bağlı
bulunduğu muhtarlığı da ara-
madı. 12 Eylül döneminde terö-
re karşı önlem olarak alınan zo-
runlu ikamet bildirimi polisin
akhna gelmemiş belki de. Oysa
Bostancı Muhtarbğı'ndaki Hü-
seyin Düyer'e ait ikamet bilgile-
ri belki de polisi Ankara'ya gö-
türecekti. Ankara Keçiören Eğ-
lence Mahallesi Muhtarlığj'na.
belki de Hüseyin Düyer kimli-
ğinin verildiği Ankara Hayma-
na Nüfus Müdürlüğü'ne. An-
cak aradan gecen 8 aya karşın
polis, Şeker'e ilişkin aynntıb bir
soruşturma yapmaya gerek
duymadı nedense. Evraklanna
ve gözaltı tutanaklanna tahri-
fat yapacak kadar yoğun ilgi
gösteren polis, aynı ilgiyi soruş-
turmayı genişletmek için gös-
termedi.
DGM savcKinm talimatı
Polis, Tekper Sitesi'nde ciddi
bir soruşturma yapmayı, ancak
tutanaklardaki tahrifat soruş-
turma konusu olduğunda ger-
cekleştirerek Tekper Sitesi'nde-
ki yönetici ve çalışanlann ifade-
sine başvurdu. Hem de Anka-
ra'dan gelen DGM Savcısı
Ülkü Coşkun'un talimatıyla.
Ankara DGM Savcısı Ülkü
Coşkun tanıklann ifadeleriyle
hazırladığı fezlekede Mehmet
Ali Şeker'in Hüseyin Düyer
kimliğine yer verdi. Ancak kım
bu Hüseyin Düyer sorusunun
yanıtı ise hala yok. Haymana
Nüfus Müdürlüğü'nde böyle
bir kişiye ait dosya var mı so-
rusunun yanıtı da yok henüz.
Cumhuriyet Ankara Büro-
su'nun yaptığı araştırmaya
göre Ankara Keçiören'deki Eğ-
lence Muhtarlığı'nde Hüseyin
Düyer adlı kişiye ait bir kayıt
yok. Nakil işlemlerinde Eğlence
Mahallesi MuhtarlığTna ait
sahte mühür ve kaşelerin kul-
lanıhnış olabileceği düşünülü-
yor.
Ancak bunlar sahte de olsa
bunlara ulaşabilmek ve bazı
bilgilere sahip olabilmek için
Ankara'yı ıyi bilmek gerekiyor.
Kısacası Şeker ve arkadaş-
lannın Ankara'yla ilişkılen cid-
di bir soruşturma gerektınyor.
Erdal Eren
Bir 'beşeri
hata
ve bir idanu..
•2 Şubat 1980 günü Ankara
Hoşdere Caddesi'nde
çıkan catışrnadaer
Zekeriya Önge'nin
öldürülmesi üzerine
tutuklanan Erdal Eren, henüz
18 yaşını doldurmamıştı.
Ama darağacma gönderildi.
İstanbul Haber Senisi - Erdal
Eren 12 Eylül askeri darbesi
sonrasında ilk asılan genç. Eren
18 yaşından küçük olmasına
karşın asıldı.
Yasalanmızın "suçu işlediği
sırada 18 yaşından küçük olan
biri asılamaz" demesine karşın
Nüfus İdaresi'nde çalışan bir
memurun "dikkatsizliği"
nedeniyle Eren asıldı. Eren, 2
Şubat İ980 günü Ankara
Hoşdere Caddesi'nde
düzenlenen bir eylem sırasında
çıkan çatışmada er Zekeriya
Önge'nin öldürülmesi olayı
üzerine tutuklandı.
Her davada olduğu gibi
Mahkeme Eren'in doğum
tarihinin doğnıluğunu
Şebinkarahisar Nüfus
Memurluğu'nasordu. Nüfus
memurluğu da sorunun yanıünı
telgrafla bildirdi.
Ancak. Eren'in nüfus
cüzdanındaki bilgilerle, nüfus
memurluğunun gönderdiği
bilgiler birbirini tutmuyordu.
Hane, cilt numaralan ve
doğum tarihi farklıydı. Eren'in
avııkatlan, mahkemenin buçe-
lişkiyi gidermesini istediler.
Ancak mahkeme avukatlann
bu istemini red etti. Avukatlar
Eren'in 18 yaşını doldurmadı-
ğını ileri sürerek, yaşının adli tıp
tarafından yapılacak kemik
grafıleri ile saptanmasını istedi.
Ancak mahkeme bu istemi de
reddetti. Mahkeme Eren'in
doğum tarihi olarak Nüfus İda-
resi'nin bildirdiğı 25 Eylül
196l'i kabul etti. Eren'in işledi-
ği öne sürülen eylemin tarihi ise
2 Şubat 1980. Ve Eren bir nüfus
memurunun "dikkatsizliği" yü-
zünden 18 yaşını doldurmuş
kabul edilerek ! 3 Aralık 1980
günü asıldı...
Notlar
N9
olacak bu
Basklar9
ın hali?
CELAL BAŞLANGIÇ
Sevgili Bask kardeşim!
Bugünlerde bizi buralarda bir merak aldı ki sorma...
Nasılsm, iyi misin? Halinden memnun musun?
Kendi dilini öğrenebiliyor musun?
Senin gerillalann ne oldu? Dağdan inip ticarete mi başladılar,
yoksa Bask bölgesinde birer sanayici mi oldular?
Artık köylerin basıhp, öğretmenlerin öldürülmüyordur her-
halde.
Gece yanlan köylülerin yataklanndan fırlatılıp köy meydanı-
nda toplanmıyorlardır çınlçıplak.
"İspanyol Özel Tîmi" ile aran nasıl?
Ya koruculannı ne yaptın?
Seni bilmem, ama biz, bizim koruculan ne yapsak. diye dü-
şünüyoruz.
Bizdeki korucu sayısı kırk bini buldu.
Bizim büyüklerimiz "Bir çimento fabrikasında iki yüz elli kişi
çalışır. biz bu koruculuk sistemiyle düşünün kaç çimento fabri-
kalık istihdam yarattık" demişlerdı.
Hesapladık, kırk bin korucu, neredeyse yüz altmış çimento
fabrikası ediyor.
Biz, buralara çimento fabrikası kurmak yerine dağdaki köy-
lüleri silahlandınp, çoluğuyla çocuğuyla ateşe sürdük.
Şimdi nasıl alacağız bu silahlan ellennden?
Diyorum ki bunlan. örneğin orman koruyucusu ya da zabıta
memuru yapsak...
Elbet bunun da zorluklan var.
Eğer orman koruyucusu olursa. dağda kendi hallerinde dola-
şan ayılardan, yok zabıta memuru olurlarsa kentlerdeki seyyar
saücılardan hayli "telefatıma" olur.
Sizin Felipe Bev'le bizim Tansu Hanım Viyana'da karşılaş-
mışlar.
"Bir vals yapalım mı" der gibi kulağına "Bask modeli" diye fı-
sıldamış sizin Felipe Bey.
Bizim Tansu Hanım da, ne duysa uluorta söyler ya... Tutmuş
o da "ne duysa haber yapanlar"ın kulağına fısıldamış;"Felipe
bana böyle böyle dedi" diye...
Bizim buralarda bir kıyamet koptu ki sorma.
Ne vatan hainliğı kaldı, ne ülkeyı bölmeye tam teşebbüs etti-
ği...
Neyse ki Tansu Hanım "Bask modelinin ne olduğunu bibniyo-
mm" diyerek kendi pacasını kurtardı.
Sizin Felipe Bey de kadınlann kulağına eğilerek "Bask mode-
li" diye kompliman yapan kazanova durumundan kurtuldu.
Bizim Tansu Hanım'la sizin Felipe Bey kurtuldu da. biz bu toz
duman arasında şu "Bask modelT'nin ne olduğunu bir türlü an-
layamadık.
Sorunun çözümünü "cibeti askeriye"nin üzerine ihale edip,
tek bir siyasi çözüm üretmeyenler öyle bir şahin kesildiler ki sor-
ma.
Hanı şımdi biri kalkıp şu İstanbul sökaklannda "Yaşasın
Bask modeli" diye bağırsa "ülkeyi böunek" suçundan derdest
edilip götürülecek.
Ama biz hala şu sizin "Bask modeli" nedir bir türlü anlaya-
madık.
Ancak anladığımız birşey var: siz yatıp kalkıp dua edin. Eğer
biz on sekiz yıl sonra "Bask modeli"nı keşfetmeyip, sizinkıler bi-
zim modeli keşfetseydi. İspanyol devletiyle, ETA gerillalan
arasında mahşere kadar yanmıştınız valla.
Sevgili Bask kardeşim!
Biz yine de meraktan kurtulamadık bir türlü.
Haliniz nicedir?
Kendi dılinizi konuşabiliyor musunuz?
İspanyol Özel Timi ile aranız nasıl?
Dağdaki genllalannız şehre indi mi?
Milletvekilleriniz hala öldürülüyor mu ?
İspanyol Devlet Güvenlik Mahkemesı hala milletvekillerini-
zin idamını istiyor mu?
İspanya'nın üniter devlet yapısına bir halel geldi mi?
Emin olun biz artık burada iki kadeh rakı ıçtıkten sonra
karşımızdakine soruyoruz: "Ne olacak bu Basklar'm hahT' diye.
Şimdi diyeceksin ki "Bu muhabbet de nereden çıktı?"
Biz ashnda önce Amerika'yı keşfetmışük... Bugünlerde
"Bask modeK"ni keşfettik de...
Genelkurmay'dan
Bask formülüne tepki
EVREN DEĞER
ANKARA-Kürt sorununa
Bask formülü tartışmalanna
Genelkurmay serı yanıt vere-
rek böyle bir formülün kabul
edilemeyeceğini açıkladı. Baş-
bakan Çiller'in de yoğun tep-
kiler üzerine. "Ben bilmi-
yorum" dediği Bask formülü-
ne, Genelkurmay Başkanlığı.
"Türkiye'nin üniter devlet
yapısı, laiklik. devlerin resmi
dUinin Türkçe olması gibi te-
mel ilkeler münakaşa konusu
yapıimamaü" diyerek tepki
gösterdi.
Genelkurmay Başkanlığı"-
ndaki askeri birimler tarafı-
ndan, "tasıüf dışı" olarak
yapılan iç tehdit değerlendir-
mesinde, Türkiye'de istikrann
bozulmasını, milli çıkarlan
açısından yararlı gören bazı
ülkelerin. PKK'yı destekle-
diklerine dikkat çekilirken.
"Bazı ülkeler, Türkiye'yi bir-
takun sosyal konularla meşgu)
ederek, zayrilarmak ve istik-
rarsız bir ortama sürüklemek
istemektedirler" denildi.
İç tehdit değerlendirmesin-
de. "bazı basm organlarmın".
Türk askerlerinden "düş-
man". PKK'Llardan ise "geril-
la" diye söz ettiklerine değini-
lerek, buna karşıhk. "yeterli
tepkiyi görememelerinden"
yakınıldı. Değerlendirmede.
şu görüşlere yer verildi:
"Günümüzde hür dûnyamn
problemi olan terorizm, kuvvet
gösterisinin ucuz ve etkili bir
yolu haüne gelmiştir. Dünya
sahnesine çıkmak ve kamuoyu
oluşturmak için sık sık kullanı-
lan, aslında siyasi neticeier elde
etmek üzere tasarlanmış bir
mücadele şeklidir. Türkiye'nin
istikrarının bozuunasını, milli
menfaatleri açısından yararlı
gören bazı ülkeler, PKK'yı des-
teklemekte, birtakun sosyal
konularla meşgul ederek, Tür-
kiye'yi zayıflatmak ve isrikrar-
sız bir ortama süreklemek iste-
mektedirler. PKK, 1984
yüından beri kanlı eyiemlerini
sürdürmektedir. Amacı,
Marksist- Leninist rejime da-
yalı bir Kürt devleti kurmakhr.
Bu amacına ulaşmak için şid-
det yöntemini uygulayarak böl-
ge halkını korku ve baskı ile
sindirmeye ve kendi tarafına
çekmeye çalışmaktadır."
Aktuna
Bütünlüğümüzü
bozmadanbir
formülbulacağız
İSTANBUL (AA) - Devlet
Bakanı ve Hükümet Sözcüsü
Yıldırım Aktuna. "Türkiye'nin
büiiğini bütünlüğünü bozacak
hiçbir uygulamaya sapmadan
kendi gerçeklerimize uygun bir
modeli buhna çabasındayız"
dedi. Aktuna İstanbul'da dü-
zenlediği basm toplantısında,
Başbakan Tansu Çiller'in "Av-
rupa zirvesi" nedeniyle bulun-
duğu Viyana'da İspanya Baş-
bakanı Gonzalez ile yaptığı gö-
rüşme sonrasında "Bask mo-
deli" tartışmalannın baş-
ladığını söyledi. Aktuna. "Bu
model Türkiye'de uygulanma-
ya konulacakmış gibi varsayı-
mlarla tartışmalar başlatıldı.
Bu durum bir bardak suda
fırtma koparmaya benzer"
diye konuştu.
Devlet Bakanı Aktuna, bir
soru üzerine. geçrniş dönem-
lerde zamanın Milli Güvenlik
Kurulu Genel Sekreteri Orge-
neral Ahmet Çörekçi'nin
İspanya'daki Bask ve Irlan-
da'daki IRA ile ilgili inceleme-
ler yaptığmı ve inceleme so-
nuçlannı Milli Güvenlik Ku-
rulu"na sunduğunu belirtti.
ANAP Genel Başkanı Me-
sut Ydmaz'ın da başbakanlığı
sırasında İspanya'ya bir heyet
göndererek Bask bölgesinde
uygulanan yöntemle ilgili ince-
lemeler yaptırdığı. bu konuda
bir de rapor hazırlandığı yo-
lunda kendisine bilgiler
ulaştığını anlatan Aktuna. bu
konuyu da inceleteceğini söy-
ledi.