Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 EKİM1993 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAN
Asya'danAvrupa'ya uyuşturucuyollan
O
rta Asya'da üretilen eroin
bozkırlardan. denizlerden
geçip uzun ve tehlikeli bir
yolculuktan sonra Avrupa'ya ulaşı-
yor. Uyuşturucu kaçakçılan yüzyı-
llardır kullanılmayan İpek Yolu'nu
takip ediyor. Yol biraz daha
kısaînuş ve ulaşım hızlanmış du-
rumda, ama gerçek şu ki tarihi İpek
Yolu artık ölüm tüccarlannın elin-
de.
IAfganistan:
H; 'aşhaş tarlalan
Yolculuğun hareket noktası Af-
ganistan. Yüksek dağlar, derin va-
diler, gizemli platolardan sonra Ba-
dahşan yakınlanndaki Kasdeh Va-
disi'ne ya da öteki adıyla uyuştu-
rucu cennetine ulaşıbyor. Göz ala-
bildiğine uzanan haşhaş tarlalanyla
kapb vadi bölge halkının tek geçim
kaynağını oluşturuyor.
Haşhaş ekimi yapan bir kadın
şöyle diyor: "Daha öace büğday
ekerdim. YıMa 10 dolar kazanıyor-
dum. Buna nasıl dayaıulır kiT". Şim-
diyse haşhaş ekiyor ve ürettiği afyo-
nun kilosunu 75 dolardan satarak
yılda 750 dolar kazanıyor.
Haritalarda küçücük bir çizgiyle
gösterilen bu vadi, Washington, Pa-
ris ya da Londra merkezli uyuşturu-
cu karşıtı örgütler ve uyuşturucu ka-
cakçılan için çok önemli. Bu küçük
vadi, Avrupa'ya ve Amerika'ya ölü-
mü getiren uyuşturucunun ana kay-
nağını oluşturuyor.
Tarlalanndan topladıklan haşha-
şı afyon haline getiren üreticiler,
bunu kasabalara götürüp oradaki
abcılara satabildikleri gibi, tehlikeli
ve uzun bir yolculuğu göze alıp Pa-
kistan'a geçip daha yüksek fiyatlar-
la satmayı da deneyebiliyor. Küçük
üreticiler, genellikle bu riski göze al-
mayıp vadilerden ya da yaylalardan
inip ürünlerini kasabalarda satıyor.
İkinci satış yolunu deneyenleri yol-
da birçok tehlike bekliyor. Yolculuk
sırasında soyulma ya da çok yüksek
geciş ücretleri ödeme riskini göze
abp Pakistan'a gjdenler, afyonlannı
büyük toptanalara satmak için pa-
zarbk yapıyor. Kasaba fıyatlanyla
Pakistan fiyatlan arasında büyük
bir fark var.
Ülkeler arasındaki bu açık uyuş-
turucu ticareti Afganistan - Sovyet-
ler Birliği savaşı sırasında hızlandı
ve gelişti. Savaş sonrasında sınırla-
nn açılması ve sınır bölgelerindeki
aşiretlerin ticareti yönetmesi ve yön-
lendirmesi sonucu, uyuşturucu tica-
reti endişe verici boyutlara ulaştı.
Bölgede bulunan Birleşmiş Mılletler
yetkılileri uyuşturucu karşıtı kam-
panyalar başlattı. Ancak bu kam-
panyalann başanlı ohnası neredey-
seolanaksız.
Çünkü dünyanın neredeyse en
büyük uyuşturucu üreticisi olan Af-
ganistan'da, halkın en büyük gelir
kaynağı haşhaş üretimi ve afyon ti-
careti.
Yılda iki bin ton afyon üreten Af-
ganistan'da, bu kârlı ticaretin kay-
mağını yalnızca üreticiler ve satıcılar
yemiyor.
Yerel yöneticiler, partiler ve as-
kerler üretilen her gram afyondan
paylanna düşeni alıyor. Marco Po-
lo'nun 13. yüzyılda betimlediği bu
haşhaş tarlalannda artık Sovyet iş-
gaĞne karşı savaşanlann karu değil,
uyuşturu ticaretinden daha fazla
para kazanmak isteyıp savaşanlann
kanı dökülüyor.
Afganistan'da üretilen afyon
konvoylarla yola çıkanlarak değişik
pazarlara gönderiliyor. Silahlı mu-
hafızlann korumasındaki jiplerle
dağlan, çölleri aşan konvoylar, da-
ha büyük pazarlara ulaşarak Afga-
nistan'dan satın aldıklan afyonu
yüksek kârla satmaya çalışıyor. Yol
LE FODfT dergisine göre
uyuşturucu, Afganistan'da üretildikten sonra
İpek Yolu'nu izleyerek Ortadoğu'ya ulaşıyor.
Ortadoğu'dan Batı Avrupa'ya kadar izlenen
yol ise Haçlı Seferleri'nin yolu. Bu iki tarihi yol
bugün ölüm tüccarlannın eline geçmiş
bulunuyor. Afganistan'da ekilen haşhaş,
Avrupa'ya gelince 4 bin kez
değer kazanıyor.
boyunca afyonun fıyatı sürekli yük-
seliyor. Bunun nedeni yol masrafla-
n, geçiş ücretleri ve alınan risk!
IPakistan sınırı:
Uyuşturucu pazan
Pakistanb yetkililer, uyuşturucu
mafyasının çok iyi örgütlendiğini ve
sınırlarda adamlan olduğunu belir-
tirken ellerinden bir şey gelmediği
anlaşıbyor. Afganistan'dan yola çı-
kan uyuşturucu konvoylan İran'a.
Hint Okyanusu'na, Pakistan'ın Pas-
ni ve Gvvadar kentlerine ya da kuze-
ye Pakistan sınınna yöneliyor. Özel-
likle Pakistan sınınndaki llandi Ko-
tal kasabası önemli bir değiş tokuş
merkezi. Burada afyon, silah ve haş-
haş satışı yapılıyor. Afganistan'a kı-
yasla buradaki afyon fıyatı oldukça
yüksek: Bir kilo afyon 143 dolardan
satıhyor.Filmlere konu olan Hay-
ber Geçidi bugün uyuşturucu ka-
çakçılannın en çok kullandıklan
yollardan biri. Buradan geçen kam-
yonlar ve jipler geçidin doruğunda-
ki etkileyici yapıya gidiyor.
Yüzlerce silahlı askerin oluştur-
duğu küçük bir ordu tarafından ko-
runan bu büyük yapı Pakistan'ın
en büyük uyuşturucu kaçakçılan-
ndan Hacı Eyüp Afridi'ye ait. Bura-
ya gelen afyonun ışlendiği birçok la-
boratuvann arasındaki yapıda otu-
ran Afridi'nin hükümetle arası do-
ğal olarak pek iyi değil. Yetkililer,
Hayber Gecidi'nde ve çevresindeki
vadilerde yaklaşık 200 gezici labora-
tuvann bulunduğunu bildiriyor.
Milletvekılı olan Afridi'yi, geçici Pa-
kistan hükümetinin başbakanı olan
Kureşi tutuklamak istiyor. Ama hü-
kümet kuvvetleri henüz ona ulaşa-
madı. Aynca Pakistan yasalan bu
bölge içinde onun tutuklanmasına
ızin vermiyor. Afridi gerek kaçakçı-
larla, gerek politikacılarla olan iliş-
kileri sayesinde bugüne kadar ken-
dini koruyabilmiş. Bu korunmanın
ardında Pakıstan'm bir narkotik
devlet haline gelmiş obnası da yatı-
yor.
Hindistan'ın önemli kentlerinden
olan Karaçi'nin sokaklan sefaleti
yansıtıyor. Adım başı bir dilenci. bir
işsiz ya da bir eroinman görülüyor.
Uzun nhtımlar boyunca sıralanmış
bu insanlar her şeyi satıyor. Esrar,
eroin, kokain ya da bir başka uyuş-
turucu. Uyuşturucu kaçakçılannın
Afganistan'dan gelen malı alıp
Batı'ya gönderdikleri en önemli da-
ğıtım kentlerinden biri olan Karaçi'-
de yüzde 70 saflıkta bir doz eroin 2
dolara sokakta satın abnabiliyor.
Kacakçılar. tüm gümrükçüleri,
pobsleri maaşa bağlamış durumda.
Bu sayede iş akışlan hiçbir kesintiye
uğramadan sürüyor ve mallar gemi
ya da uçakla Avrupa'ya gönderili-
yor. Bir kilo eroinin yaklaşık 570
dolara satıldığı Karaçi yalnızca
uyuşturucu kaçakcılanna hizmet
vermiyor. Burada aynca para akla-
Amsterdam'da bir sokak lohası.
mak için kunılan birçok şirket et-
kinlik gösteriyor. Uyuşturucu gelir-
lerinin aklandığı bu şirket ve banka-
lar arasında yabana olanlan da var.
800 bin kişinin yaşadığı Karaçi'de
en büyük sorunlardan biri uyuştu-
rucu bağımlılığından kaynaklanan
hastabklar ve ölümler. Karaçililer
her gün ölümle burun buruna yaşı-
yor. Uyuşlurucunun kurbanı olan-
lara yardım edenlerin sayısı oldukça
az. Onlar da bu savaşın bu ülkede
verilmesinin oldukça zor olduğunu,
çünkü mafyanın her tarafta ebnin
olduğunu belırtiyor.
1 Başlıca uyusturucu üretici ülkeler 1
Altm ay
(Afganistan - Pakistan)
Altın üçgeni
(Burma - Tayland - Laos)
Bağımsız DevletlefTopluluğu
Suriye - Lübnan
Peru - Kolombiya
Amerika Birleşik Devletleri
Meksika
150 ton eroin
150 ton eroin
75000 ton marihuana
5 ton eroin
1000 ton kokain
7000 ton marihuana
7000 ton marihuana
I İran: Sınır
tanımayan kacakçılar
Uyuşturucunun Avrupa'ya gjt-
meden önce uğradığı en önemli du-
raklardan biri Iran. Sınırda yaşayan
aşiretler yıllardır uyuşturucu kaçak-
çılığı yapıyor. Bu aşiretlerin en etki-
ni Baluç aşireti. Bu aşiretin birçok
üyesi Afganistan'a savaşmaya gjt-
miş ve bir kısmı orada kalmış.
Uyuşturucunun merkezinde de
böylece bir kollan olmuş. Uzun süre
kaçakçılan besleyen bu aşiret za-
manla kaçakçılık işine girmiş.
Aşiretin üyelerinden Kasra her iki
ayda bir Afganistan'a gitüğini belir-
tiyor. Bu yolculuğun en tehlikeli kıs-
mı dönüşü. Çünkü dönüşte onlan
İran sınınnda askerler bekliyor ola-
bilir. Ya da dönüş yolunu öğrenip
bir dağ üzerinde pusuya yatmış ola-
bilirler. Tüm bu olasıklıklara ve teh-
likelere karşın uyuşturucu kaçakçı-
lan Afganistan'dan aldıklan baz
morfini, eroini ya da haşhaşı İran'a
getiriyor. Arada sırada İran askerle-
riyle çatışmalara girmek zorunda
kalıyorlar. Ama Afganistan Savaşı
sırasında aldıklan askeri eğitim ve
gelişmiş silahJar sayesinde çoğu can-
lannı kurtanyor.
Sınırdan deve ya da arazi araçla-
nndan oluşmuş konvoylarla geçen
uyuşturucu Tahran'a ulaşıyor. Bü-
yük partiler radara yakalanmamak
için alçaktan uçuş yapan küçük
uçaklarla Tahran'a ulaştınlıyor.
Tahran'dan yola çıkan uyuşturucu
Avrupa'ya ya da Azerbaycan'a
gönderilmek üzere Türkiye sınınna
getiriliyor. Yolculuğun en tehlikeli
etaplanndan olan Iran'da kaçakçı-
lar eroinin fıyatını düşürerek musta-
zafinlerin desteğinı sağlıyor.
I Hong Kong:
Para aklama merkezi
1997'de tekrar Çin sınırlan içine
girecek olan Hong Kong uyuşturu-
cu parasının aklandığı merkezler-
den biri olarak da tanınıyor. Kolay-
ca açılan paravan şirketlerle milyon-
larca dolar bir anda aklanıyor.
Hong Kong'da bu tür yasadışı faali-
yetleri engellemek için çalışan yetki-
liler kaçakçılann peşinde. Ama on-
lann hızına yetişemiyorlar. Çünkü
kacakçılar her gün yeni bir para ak-
lama yolu buluyor. Yetkiüler. para
aklamak isteyenlere tarunmış ve işi-
nin ustası bankerlerin de yardım et-
tiğini ve yasa boşluklanndan yarar-
landıklan için onlan yakalamanın
kolay olmadığını belirtiyor. Buraya
yalnızca Asyalı kacakçılar değil,
Kolombiyablar bile geliyor.
Elektronikparatransferleniıi, pa-
ravan şirketleri ya da yalnızca bir
mektup kutusuna sahip olan şirket-
leri takip etmek oldukça zor. Bu
transferlerde, genellikle uluslararası
bağlanulan olan şirketler kullanıb-
yor. Örneğin Çin merkezli uluslara-
rası şirketler Hong Kong'ta en çok
faaliyet gösteren şirketler arasında
bulunuyor.
IBakü:
Kafkaslann mafyası
Uyuşturucunun Avrupa'ya uluş-
ma yollanndan biri de Azerbaycan'-
ın başkenti Bakü. Bakü. İran'dan
kamyonlarla gelen uyuşturucuyu
Gürcistan"a, Moskova'ya, İstan-
bula ya da kuzeye dağıtıyor. Her
aşamada. her el değiştirmede ko-
misyonlar dağıtılıyor.
Dağlık Karabağ'la olan savaş sı-
rasında en büyük gebrlcrden birinin
uyuşturucu ucaretinden elde edildi-
ği belirtiliyor. Savaştan önce de, bu-
gün de Azerbaycan'da haşhaş ekimi
yapılıyor. Bu ekim İran yoluyla ge-
len uyuşturucu yanında küçük kal-
makla birlikte. uyuşturucu mafyası
Moskova'da uyuşturucu ticareti son bir yıl içinde yüzde 50 oranında arttı. Fotoğrafta u> uşturucu bağımlısı Rus askerieri görülüyor.
Haiti, Aristide'in gelişini gergin bekliyor
H
aiti'de banşçı yollardan de-
mokrasiye dönüş çabalan
sürekli baltalanıyor. Son
olarak, Port-au-Prince Belediye
Başkanı Evans Paul'un katıldığı
bir toplantı 30 kadar silahlı sivilin
saldınsına uğradı. Paul, bir rast-
lantı sonucu, toplantı bitmeden
önce oteli terkettiği için saldından
kıl payı kurtuldu.
Paul, son günlerde polise bağlı
yardıma kuvvetler ve demokrasi
karşıtlan tarafından tehdit edili-
yor. Toplantıya katüan Birleşmiş
Milletler gözlemcileri ve gazeteci-
ler yayhm ateşinden kaçtıklan
için, saldın sonucu kaç kişinin
öldüğü ya da yaralandığı bilinmi-
yor.
Uluslararası örgütlerin Haiti'de
güvenliği sağlayamayacağını be-
lirten Evans Paul. "Bu insanlar
size saldıracaklanm söyledilerse,
saldınyı gerçekleştirmeden rahat
etmezler" diyor.
Saldınnm yapıldığı gün. geçici
Başbakan Robert Malval devlet
radyo ve televizyon istasyon-
lannın denetimini ele geçirmek
için hükümet güçlerini harekete
geçirmişti. Haiti Radyo ve Tele-
vizyonu son günlerde yaptığı yayı-
nlarda demokrasiyi geri getirme
çalışmalanru ve iki yıldır sürgünde
bulunan Jean-Bertrand Aristidei
devlet başkanlığına geri döndür-
me çabalannı çok sert bir biçimde
eleştiriyordu. Uzun süredir istas-
yonlan ellerinde tutan polise bağlı
yardıma kuvvetler, 30 ekimde
Haiti'ye dönmesi programlanan
Aristide'in gelişini engellemek için
var güçleriyle çalışıyor. Malval'ın
başkanbğındaki hükümet ise
muhalifleri durdurmak için tüm
güvenlik güçlerini seferber ediyor.
I Saldırılann
I ardı kesilmiyor
Malval, istasyonlan ele geçirdiği
zaman işçilere hitaben yaptığı ko-
nuşmada kimsenin işini elinden al-
mayacağını, ancak tüm çabşan-
lann hükümete bağlı kalmalannı
istediğini belirtti.
Malval, kent içinde dolaşırken
bir silahlı asker ordusu tarafından
korunuyor. Televizyon ve radyo
istasyonlannın yönetimini kendi-
ne bağlı bir yetkiliye devreden
Malval "Biz burada kimseyi ez-
mek veya yenmck amacıyla bulun-
muyomz. Ancak, kimsenin de bizi
ezmesine, yenmesine i/in verme-
yiz" dedi. Malval bu konuşmayt
yapıp. istasyon binasını terk eder
Sürgündeki Cumhurbaşkanı
Jean-Bertrand Aristide'in ay
sonundaki dönüşü yaklaşırken, ülkede
gerginlik tırmanıyor.
Aristide'i istemeyenler saldınlannı
arttınrken, Birleşmiş Milletler kanlı
olaylann yaşanmasını engellemek
için Banş Gücü askerlerini yerleştirmeye
başladı.
etmez dışanda taşlı sopalı bir grup
gösterici aleyhte gösteriler yapma-
ya başladı. Göstericiler hükümet
aleyhine sloganlar atarken birkaç
el silah atıldı.
Belediye Başkanı Paul'a yapılan
saldınnın yanısıra, Haiti'nin önde
gelen insan haklan savunucusu
Jean-Oaude Bajeux'nün konutu
üç komandonun saldınsına uğ-
radı. Bajeux evde değildi.
Aynı günlerde, Haiti Anayasa
Mahkemesi'nin yasama yiîının
açılış törenine katılan General Ra-
oul Cedras, sayılan 150'yi bulan
hükümet karşıtı göstericiler tarafı-
ndan coşkuyla karşılandı. Malval
hükümeti, Anayasa Mahkemesi
Başkanı'nı yasama yılı başlama-
dan önce görevden almıştı. Koltu-
ğunu terk etmeye hiç niyeti olma-
yan başkan, Aristide'nin geri gel-
mesini istemeyen güçler tarafı-
ndan destek görüyor. Aynı güçler,
İdari Mahkemede görevli bir
yargıci kaçırarak silahla tehdit
etti. Amaçlan, Aristide'in sürgün-
den dönme karanna karşı
çıkmasını sağlamaktı.
Yabancı diplomatlar Aristide'in
30 ekimde ülkesine dönüp, Devlet
Başkanlığı görevini teslim alacağı-
na inanıyor. İnançlanni destekîe-
yen en önemli gelişme geçen çar-
şamba günü ABD'den 26. Kana-
da'dan 5 askeri birliğin ülkeye
ayak basması oldu. Birleşmiş Mil-
letler (BM), Aristide'in gelişinden
önce, yaklaşık 1300 Banş Gücü
askerini ülkeye yerleştirmeye ka-
rarlı. BM Banş Gücü'nün en
önemli görevi polisle ordu arası-
nda kesin bir çizginin oluşmasmı
sağlamak. Haiti tarihinde ordu ve
polis yasalara itaatsizlikleriyle
tanınıyor. BM, bu iki güce sorum-
luluklannın sınırlannı öğretecek.
IBanş Gücü'nün amacı
orduyu eğitmek
ABD Kongresi'nin Somali'de
öldürülen Amerikan askerlerinin
Banş Gücü'ndeki rolünü sorgu-
ladığı bir sırada, Haiti'ye asker
yollaması, Aristide'in geri dönme-
sini istemeyen güçler tarafından
propaganda malzemesi olarak
kullanılıyor. Ancak yabancı dip-
lomatlar iki ülkenin konumunun
çok farklı olduğunu belirterek,
Somali ve Haiti arasında koşutluk
kurmanın yanlışlığını öne sürü-
yor. Somali halkından farklı ola-
rak, Haitililer Banş Gücü asker-
lerini demokrasinin gelmesi için
tek çözüm olarak görüyor ve des-
teklıyor.
Aristide'in banşçı yollardan
görevine iadesi için uluslararası ve
ulusal demokratik güçler çalışa-
dursun. Haiti'nin askeri polis şefı
gelişmeleri tehdit eden bir unsur
olarak ortaya çıkıyor.
Kumandanlığını bir zamanlar
kendi kendine ilan eden Albay Jo-
seph Michel François, kendisini
görevden alan uluslararası karar-
nameyi dikkate almamakta ısrar
ediyor.
Yabana siyaset adamlan, Al-
bay'ın yanısıra Haiti güvenlik güç-
lerindeki baa üst düzey yönetici-
lerinin de görevden alınmasının
gerekli olduğunu ileri sürüyor. Al-
bay François'nın polis kuvvetleri-
ne bağlı olarak yarattığı yardıma
güvenlik güçleri ülkenin iç banşı
için büyük bir tehdit oluşturuyor.
Bu güçlerin amacı. ülkede terörü
körükleyerek Aristide'in göreve
dönmesini engellemek. Albay,
aynca polis ile ordunun aynlması
için uluslararası kuruluşlann çalı-
şmalannı da baltalamaya çalışı-
yor.
Banş Gücü çerçevesinde Haiti'-
ye gelen Amerikalı askerlerin ana
hedefı, Haiti ordusunu eğitmek.
İnsan haklanndan ulusal bilince
kadar bir dizi temel kavramın yer-
leşmesi için eğitim verecekler.
Uluslararası polis uzmanlanndan
oluşan bir grup da yakında Ame-
rikan askerlerine katılacak. Ya-
bana polis uzmanlan silah taşı-
mayacak ve Banş Gücü kuvvet-
lerinin genel uygulamasının tersi-
ne, Amerikan askerieri ve ulusla-
rarası polis güçleri şiddet olaylan-
na müdahaie etmeyecek.
Howard \V.French
için oldukça önemb. Pazardaki yer-
lerini sağlamlaştırmak isteyen maf-
yalar arasında Bakü sokaklannda
çete savaşlan yapıbyor. Her kesim-
den insanın uyuşturu ticaretiyle ibş-
kisi olduğunu blelirten bazı kişiler,
Başbakan Suret Hüseyinov'un bü-
yük servetini pamuk ticaretinden
değil, uyuşturucudan elde ettiğini
belirtiyor. Bu iddia, her ne kadar
kanıtlanmamış da olsa uyuşturucu
ticaretinin boyutlannı gözler önüne
seriyor.
I Moskova:
Mafyanın yeni cenneti
Moskova'nın da Bakü'den fazla
bir farkı yok. 1992'den bu yana
uyuşturucu kacakçıbğı ve ticareti
yüzde elli artmış durumda ve hiç de
duracakmış gibi değil. Uyuşturucu
ticaretine uzun süre sıcak bakma-
yan Moskova mafyası en sonunda
bu alana el attı. Mafyanın işin içine
girmesiyle pazar büyüdü ve koruma
altına alındı.
Narkoük Şube, uyuşturucu ka-
çakçılanyla baş edemediğini açıkca
belirtiyor. Bunun en önemli nedeni
kaçakçılann polis içinde birçok ada-
mının olması. Polislerden biri şöyle
diyor: "Bazen tutuklaraa emrini yaz-
madan önce onlartn haberi oluyor".
Genellikle Gürcüler'den ve Kafkas-
Iar'dan oluşan uyuşturucu kaçakçı-
lan, burada da uluslararası şirketler
yardımıyla kara paralannı akbyor.
I Balkanlar:
Uyuşturucu pahaianıyor
Uyuşturucu ağının Balkanlar'-
daki işlerini Türkler, Sırplar ve Ar-
navutlar yapıyor. Türklerden abnan
uyuşturucu burada el değiştirerek
Avrupa yolunu tutuyor. Arnavut-
lar, değiş tokuş işlemlerini ve yurtdı-
şına çıkışı sağlıyor. Kaçakçıbk ge-
nellikle onlannelinde. Kosova yakı-
nlanndaki. halkının çoğunluğu Ar-
navut olan Veliki Trnovac kasabası
kaçakçılann yerleşim merkezini
oluşturuyor. Kaçakçılardan biri, bir
kilo eroinin Türklerden 1500 - 2000
mark ödenerek satın abnabileceğini
helirtiyor. Uyuşturucu Avrupa'ya
\ aklaştıkça pahaianıyor.
I Budapeşte;
Moskova-Italya bağlantısı
Budapeştede ve İsviçre'de polis,
\rnavutlann uyuşturucu kaçakçılı-
ğı ağını çökertmek için birçok ope-
rasyon düzenliyor. Yapılan operas-
yonlar sonucunda önemb miktarda
eroin ve diğer uyuşturucu türleri ele
geçiriliyor.
Bir yıl önce geldiği görevde
oldukça başanh olan Bulgar Polis
Şefı Laszlo Tonhauser kaçakçılann
Haçlı Seferleri yolunu kullandığını
belirtiyor. Kaçakçılar yüzyıllar önce
Avrupa'dan Asya'ya yapılan
yolculuklarda kullanılan yollan
kullanmaya devam ediyor.
Bulgar polislerden biri, bu bölge-
deki kacakçılığın Ramadani ailesi-
nin elinde olduğunu belirtiyor. Bu
aile yıllardır uyuşturucu kacakçıbğı
ile uğraşıyor ve ülkenin dört bir ya-
nında üyeleri var. Kanlannı, kızlan-
nı taşıyıa olarak kullanıyorlar.
Daha önceleri döviz satışı, hırsızbk
gibi işlerle uğraşan aile, bölgede ol-
dukça etkin bir konumda. Bir gram
eroinin 50-60 marka aba bulduğu
Budapeşte. Moskova mafyasıyla
İtalyan mafyası arasındaki bağlan-
tıyı oluşturuyor.
I Amsterdam:
Uyuşturucu cenneti
Amsterdam yollannda yüriirken
yanınıza biri yakalaşıp eroin ya da
kokain isteyip istemediğınizi sorabi-
liyor. Yollardaki trafık levhalan
arasında uyuşturucu kullanımının o
sokakta yasak olduğunu gösteren-
ler de var. Bir yabana için oldukça
şaşırtıa olan bu levhalar, Amster-
damblar ve Avrupalı birçok turist
tarafından oldukça normal karşıla-
nıyor. Devriyeye çıkan polis araba-
lan, köşe başlannda uyuştunıcu sa-
tanlan arada sıra uyanyor; onlan
uyuştunıcu satışı ve kullanımının
yasak olduğu bölgelerden uzak-
laştınyor. Uyuşturucu kullanımının
(belirb dozlarda ve yerlerde) yasal
olduğu Amsterdam'da küçük çapta
satış yapanlara dokunuimuyor.
Hükümetin bu tutumu öteki Av-
rupa devletleri tarafından uyuşturu-
cu kullanımını körüklemek olarak
nitelendiriliyor ve ağır bir dille eleş-
tiribyor.- Hükümet, hem uyuşturu
kullanımı özgürlüğünü koruyan
hem de Avrupa devletlerinin baskı-
lannı azaltacak. her iki tarafı da
memnun edecek bir çıkış yolu an-
yor.
Afganistan'ın yüksek yaylalann-
dan, derin vadilerinden başlayan
yolculuk Avrupa'nın ve Amerika'-
nın büyük kentlerinde sona eriyor.
Uluslararası narkotik bürolan. üre-
timden son kullanıcıya kadar her
aşamayı izliyor ve kaçakçılan yaka-
lamaya çabşıyor. Hong Kong,
Bangkok, New York. Panama, Ce-
nevre ve Monacoda kara paranın
aklanmasını önlemeye çabşıyorlar.
Satın alınmış polisler. politikaular,
gümrükçüler, mali danışmanlar,
hepsi izleniyor, ama bu kişiler ara-
sında yakalananlann sayısı oldukça
düşük. Piyasada gezinen, İpek Yo-
lu'nu ya da Haçlı Seferleri'nin yolu-
nu takip eden uyuşturucu konvoy-
lanndan çok azj ele geçiriliyor. Ama
bu büyük ölüm ticaretinin kökünü
kazımak için önemli adımlar atılı-
yor.