Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 11 EKİM1993 PAZARTESİ
12 DIZIYAZI
Semra Hanım, yeraltından sızan pis kokulardan düş gücünü zorlayan
karanlık ilişkilerden rahatsız oluyor, anlatılanlan tüyleri
ürpererek dinliyor, korkuyor duyduklanna inanmak istemiyordu
Turgut' Istihbarat Bürosu
"Ennenilerden Runüara, Çerkederden Laziara
kadar bölgesel küHüriere daha geniş etkiniik alanı
tanınacağını" so> lüyordu
Bu yaklaşımlar onu enun adımlaria, adamlan-
na gore, önce Nobel Banş ödülüne, sonra da guç-
lu bır başkanlık sıstemıne doğru goturuyordu
Tek eksıklen vardı, bır de ıstedıklen gıbı at koştu-
racaklan kendı partılen olsa>dı gensı kolaydı
Nasıl olsa "Allah'm ıpıne asıunnnştı" bır kere Bu
ışın dönuşü yoktu Değışım ve dönüşüm adına,
tabulan yıkma uğruna, nasıl olsa bır bılınmeyene
doğru yelken açmışlardı
Semra Hanım'a göre Turgut Bey çok kaygan
bır zemınde polıüka yapıyordu Ve görulduğü gı-
bı asla başanlı da değıldı
Kürtler ve Nakşilerie parti
1993'te hesapta olmayan bır gehşme. onu Kurt
, polıtıkasında yeru arayışlara ıttı Turgut Bey böy-
İe şeylen mecbur olmasa yapmazdı Ama o nan-
< kör çocuk, elınden tutup başbakan yaptıklan o
ana çocuk yok muydu0
Mesut Yılmaz, Semra
ı .Hanım'ın en büyûk duş kınkbğıvdı Semra Ha-
ı nım, "Nankör Mesut"ım" Turgut Bey'ı göz göre
görebazıyanlışlaraıttığınıbılıyordu Turgut Bey,
en sonunda, Mesut Yılmaz ıle gınştığı kavganın
genrdığı yıpranmadan kurtulmak ıçın, yenı bır
partı kuracağını açıklatıyordu Ona eskı günlert-
nı yaşatacağına ınandığı duşündekı yenı partısı-
nın tabamnı "Kürtler, Nakşfler ve Suieymancılar-
dan" oluşturacağını soylerken yıne çağdaşlık oy-
ı nuyor, yıne değışımden, dönuşumden ve yuk-
selen yenı degerlerden soz edıvordu Ve bazılan-
na gore Turgut Bey "Güneydoğu'da resmı poHti-
kaiann dışında çözüm ûreten tek lıder olarak tafau-
lar yıkıyordn." Semra Hanım, böyle övgulen
okudukça şaşınyor, kocasının Kûrt kımlığı ıle
kendısının Turk kışıbğı arasına gırenlere lanetler
yağdınyordu
12 Eylul'den sonra ülkeyı bır baştan bır başa
yenıden kana bulayan polıtıkalann mıman oldu-
ğunu unutup, durup dmknmeden konuşuyordu
Konuştukça aklandığıru sanıyordu
Semra Hanım, Conrad Otelı"ndekı toplantıyı
anımsadı Turgut Bey'ın suçu başkalannın ûstu-
ne atmadakı becensıne hayran olmuştu o gün
aaha çok Kursudekı masum tavnvla Turgut
Be>, sankı kuçuk Efe nın bır yaramazbğını anla-
tıyordu Ne o. ne de Efe, suçlu değıldıler tkısı de
bır >anlış anlamanın kurbanıydılar sankı "Fede-
rasyon dahü her şeyi tarüsacağız" sözlen yanlış
anlaşılmışu Guneydoğu'ya yapılan yatınm, ora-
dan elde edılen ım'kanm belkı 20-30 kaüydı Bır
federasyon olursa bu yatınm yapüır mıydı
1
' Tur-
gut Bev'ın sozlen çok açıktı ama anlamıvorlardı
"Ba/ıları o> le > anltş şe.yler \ azdılar kı. tashih et-
riğımız hakte duzeitmıyorİar. kafasını bır kere tak-
mts, daha once ırticaya taktığı gibi, a>nı şekilde
devam edıvor adaıtı. \ apacak bırşevırmz yok.
Çunku onun ışı. hergun v azmak. Ben daha fazla bir
şey ) apamam kı. Her gun ona cevap mı vereceğun.
Kaya Be> bile yoruldu sonunda.'
5
Semra Hanım sıyasete soyunmaya karar verdı-
ğınden bu yana ılk kez durakbyordu Ona gore,
Turgut Bey, o gün alkışlanmıştı ama. buyük ölçu-
de çuvallamıştı
BiJgi iktidar demekti...
Semra Hanım, yeraltından sızan pıs kokular-
dan oldum olası rahatsızlık duymuştu Anlatılan-
lan Alpacino'nun filmlen gıbı ızlıyor, tüylen ürpe-
rerek dinliyor, korkuyor ve duyduklanna asla
inanmak ıstemıyordu
Sıyaset adamİannın, mılletvekıllenrun, bakan-
lann. polısın, generallenn bürokratlann, sanayı-
ürkiye aile boyu rejimi
kabuletmişgörünüyor, bazılan,
bu ölçüsüzlüğüçağatlamanın
kanıtı olarakgösteriyordu. Her
nekadar "hanedan-saray-
suban"gibisözcüklergeriye
doğrugühşianlatıyorsa da;
bunlara Türk-İslamsenteziya
dayem Osmanhhkgibi
anlamlaryükleyecek, bütünbu
işlere değişim, dönüşüm ve
yenileşme diyecek kadrolar
ohışturulmuştu.
cılenn bankacılann bankerlenn. ışadamlannın,
gazetecılenn, yazarlann ve sanatçılann karanlık
ve çarpık ılışkılen. artık Semra Hanım'ın bıle duş
güçunu zorluyordu
Ünlü MİT raporu fıyaskosu, nurlar ıçınde yat-
sın, Turgut Bey'ın kevfinı çok kaçırmıştı Daha
dün yaşanmış gıbıydı o sıkıntılı gece Turgut Bey
hıç kımseyle konuşmamış, erkenden yatmıştı
Turgut Bey canı sıkılınca hıç konuşmaz, her za-
mankınden daha çok yemek yer ve başını yastığa
koyar koymaz uvurdu Semra Hanım'ın dene-
yımlenne gore, bu suskunluğun bır anJamı vardı.
Ortalığı toz duman gotururken Turgut Bey susu-
yorsa, suçluydu
Başbakan olarak Turgut Bey "bilgimn iktidar
demek olduğumT elbette bıhyordu ama "Tıir-
kiye'de bilmem gereken her şeyi, bana bikunn"
buyruğu hıç cıddıye almmıyordu O da haklı ola-
rak, kendı haber alma örgutünu kendı kurmaya
kalkışıyordu
Böylece ANAP ıçmde "Hafiyesi Turgut tstih-
barat Bürosu" adı ıle, uç beş kışıden oluşan bır
ozel ıstihbarat bınmı kurulmuş oldu Turgut
Bey'ın elıne geçen devleün doğurganlığı artıyor,
kurumlardan kumm urüyordu
Hafıjesı Turgut Istihbarat Burosu'nun ılk ışı
"Milli Güvenlik Konseyi'nin yarattığı veto karga-
şası içınde partive sızan-üşuşen adavlann siciUenni
tek tek gozden geçırmek, koşe başlarına verieştiri-
lecek yuksek bürokratlann partı \e iktidar açısın-
dan guvenırlik somşturmalarını >apmak" oldu
İkıncı olarak, özellıkle DYT'ye sonra da SHP ye
seçım kaybettırmenın plan ve programlan uzenn-
de çalıştılar Havuz başı toplantılannda Süley-
man Demirel'ı yaşayan bır öluye çevırmenın yon-
temlen arandı Turgut Bey 'ın değışım dedığı şevın
en somut örneğını bu buronun çalışmalan oluş-
turacaktı
Önce MtT raporunun elden ele dolaşması, son-
ra da. bır zamanlar canı gıbı sevdığı konsolos Bil-
ge Hanım'ın konuşması her şeyı altust edecektı
Bu ola> dan sonra Semra Hanım. sıy asal yaşamda
bır lıder eşı olarak "renkliliğin" değıl, artık "beür-
leykiHğin" sımgesı olacaktı Belırlev ıcı olmak ıçın
E R B İ L T U Ş A L P
de bılgıye gereksınım vardı Bır başbakan eşı ola-
rak, Türkıye de ne oluyorsa onun da bılmesı ge-
rekmıyor muydu0
Semra Hanım boyle işlere kan-
şmasmın nedemnı, aslında bu mantığa dayandın-
yordu Yoksa o da başkalan gıbı yan gebp yatar
keyfıne bakardı
Semra Hanım a gore Bılge'nın bır dost. bır ar-
kadaş olarak bunlan açıklamaya hıç hakkı yok-
tu Konsolos hanım, bu ışlerle ılgısı ıbşkısı yok-
ken, o lanet olası MİT raporu olayını anlatıyor
ayağına yatmış, düpedüz ıktıdarlannı yıpratma-
ya yönelrnıştı Semra Hanım, ouğursuzdosyanm
kapağım yıîlar sonra yenıden kaldınrken yıne bu-
yük öfke ıçındeydı Bu kadına gösterdığı ılgı ve
sevgının boşa gıttığı açık seçık ortadaydı Oysa
bır zamanlar onun ıçın ne güzel şeyler duşunmüş,
ne sıcak duygular beslemıştı
Kımdı bu kadın, dost mu, duşman mı belb de-
ğıldı Zeynep'ın evlılık ışının engellenmesınde
kım gorevlendırmışü onu, hıç arumsamıyordu
Belgeleyebıbr mıydı bıbnmıyordu ama, ağzmı
TA. urgutBey'in
"Türkiye 'debilmem
gereken herşeyibana
bildirin"buyruğu
ciddiye aknmayınca o
da kendi haberalma
örgutünu kurdu.
Buronun ilk işipartiye
sızan, üşüşen
adaylannsiciUerini
tektekgö'zden
geçirmekykö'şe
başlarına
yerleştirilecek
bürokratlann iktidar
açısındangüvenirtiük
soruşturmasım
yapmak oldu.
nı bır bır sıralıyordu Yok efendım çocuklann,
Zeynep ve Asm'ın çıplak fotoğraflannı basma
sızdıracakmış Yok efendım, Almanya'da pa-
patya vakfı ıçın toplananlar yardım değıl ha-
raçmış Yok efendım, Zeynep'ın, annesı Semra
Hanım ıçın soyledığı kotu sozler varmış Yok
efendım, Erkai Zenger ıyı bır fotoğrafçı ya da
çok usta bır kameraman olduğu ıçın mı bu ka-
dar guçluymuş Yoksa elınde başka şeyler mı
vardı Bu kadın ınsanı delı edıyordu BılgeErol
ağzını her açtığında ortalığı kaplayan pıs ko-
kular, Semra Hanım'ın burnunun dıreğını kın-
yordu Yeraltı gerçekten yeıyuzüne mı fışkın-
yordu
7
Semra Hanım, şımdı genye dönup baktığın-
da, baa konularda bıraz ılen gıttığıru daha ıyı
anbyordu Turkıye aıle boyu rejımı kabul etmış
gorünüyor. bazılan, bu olçusuzlüğu çağ
atlamanın kamü olarak gostenyordu Her ne
kadar "hanedan-sarav-sultan" gıbı sözcukler
her açtığında bır bomba patlatabılecek kadar
çok şey bıldığı ortadaydı Bılge Erol ısmı daha
oğrencıbk yıllanndan ben hep özgun davranı-
şlarla bırlıkte anıbyordu Belb kı kadın. her
şeyde ılk olma sevdasıyla yanıp tutuşuyordu
Mahallenın kısa pantolon gıyerek bısıklete bı-
nen ılk haşan kıa oydu Taşb sopab oğrena
olaylanna kanşan ılk ofkeb unıversıteb kızı da
Ortadoğu ulkelennden bınnde, çıçeğı burnun-
da bır meslek memuru ıken, elçılık musteşannı
doverken de, ıpı ılk olarak yıne Bılge goğuslü-
yordu Ona "Korkunç Yenge" dıyorlardı ama,
o çok eskıden ben bır "Korkunç Yenge" ıdı
Bize muti olacak adam...
Semra Hanım, dostluklan duşrnanlığa do-
nüştükten sonra konsolos Bılge Erol'un adının
geçtığı her ortamdan rahatsız olmaya başla-
mıştı Çünku, durup durup "Herşeyi açıkla-
rva" dıyor, gazete ve dergılere açıklayacaklan-
genye doğru gıdışı anlatıyorsa da, bunlara
Türk-İslam sentezı ya da yenı Osmanlılık gıbı
anlamlar yükleyecek. butun bu işlere değışım,
dönüşum ve yenileşme diyecek kadrolar
oluşturulmuştu Neo-Osmanb'yı danışman
çocuklardan bınnın bulduğunu ve Turgut
Bey'den kocaman bır afenn aldığını anımsı-
yordu Şımdı nur ıçınde yatsın ama, bu
çocuklann yuzunden, sonralan başını bır de T-
na Cumhunyet derdıne sokacaktı
"Başkan baba"lığa doğru gıdışe, bazılannın
karşı oluşu ıse hıç onemlı değıldı Hatta bır kar-
şı gorüş olması bakımından, yaran bıle vardı
Semra Hanım'ın, Marcos'un İmelda'sına. Pe-
ron'un EviU'sma ben2etılmesı, asbnda demok-
ratık tartışma ortamının kanıtıydı Danışman
çocuklar boyle dıyorlardı, o da ınanmış gıbı
gozukuyordu
Semra Hanım, yıllar sonra. Koşk'ten taşınır-
ken Başbakanlık Tefuş Kurulu'nun 39 sayfabk
raporunu yenıden okudu Son sayfasında yazı-
lanlan okurken, yenıden hayretler ıçınde kaldı
Eskı günlere dondu, gozlen dolu dolu oldu
"Soruşrurma açılmasına karar verilmesi du-
rumunda, heyetimiz; yukanda beürtilen birimler
gorevlilerine aıt bır lısteyı ayrıca hazırlayıp ma-
kama arz edilmesınin, çalışmalan kolaylaştıra-
cağını duşünrnektedir.
Ayrıca 'MİT Raporu'nda 17. sayfada yer
alan iddialann kontrolû de bu vesileyle yapdrnış
olmaktadır. Önemle belirtilmelidir ki, bu konu-
daki iddialann mesnedi vardır. \ e MİT ilgUileri
bu konuyu erûdlenne alırken, genel olarak, konu
hakkında doğru enformasyona day aıunışlardır.
Bu konu, bu raporumu/un teklıflerin değerlendi-
rilmesi çerçe> esinde ele alınacağından, etüdün
17. sayfasındakı ıddıalar a> rıca ele alınmav acak
ve kesin bir ıhtıv aç belirmedikçe, bir başka rapo-
ra konu teşkil etmeyecektir."
Teftış Kurulu raporunun otuz dokuzuncu
sayfasını okuduktan sonra, MİT raporunun
on yedıncı sayfasını anımsamaya çalıştı Semra
Hanım O kadar çok konuşulmuştu kı "Herke-
sin hatırlaması gerekir" dı>e düşündu Otuz
dokuzuncu sayfada "İddialann dayanağı oMu-
ğu ve bunlann doğru bilgilere dayandırüdtğı" bc-
lırtılıyordu
Pekı on yedıncı sayfadakı ıddıalar neydı7
Hıç
kımsebunusormuyordu İşyınebaşadüşmüştu
Bu telaş arasında. elbette ıkı dosyayı yan yana
geunp, bınnın 17'ncı, otekının 39'uncu sayfa-
lanru yan yana koyup karşılaşüramazdı Bır
zamanlar neredeyse ezbenne aldığı raporu anı-
msamava çalıştı
Belleğinde derin izler bırakan sorular
Hazırlanmasma dolaylı olsa da katkılan
olan unlu rapor ulkeyı bır baştan bır başa kap-
layan kötu kokuyu açığa çıkarmaya yetmıştı
Öylesıne bır kokuydu kı, ülkenın her yaruna
sınmıştı ve asla çıkmıyordu
Kendını zorladı ve o gunlerden belleğinde
denn ızler bırakan sorulann sadece bır kaçını
anımsayabıldı
"Hükümetin içinde adamİannın olduğu söyle-
niyordu. Partiden, tarikattan, parlamentodan,
polisten. jandarmadan bır sunı ınsan, onlardan
yana görunüp, kendi işlenni ynnıtmıişlerdı. De>-
let Bakanı Ahmet Karaevlı nin \eraltı\la ılışkı-
sı olabıhr mıvdı? DPTden Bulent Ozturkmen e
bu kadar gmenmekle yanlış mı davranmışlardı?
Turan Çevık'i, Feva Oz'ü, Necdet Ulucan'ı
börokratlarla, bakanlarla tanıştıran emniyet
müdurünu öz çocuğu gıbı sevmekle biraz ileri mi
giönişti? Her gorduğunde ta belinden yeriere ka-
dar eğilıp saygıvla eline sarılan bu genç emniyet
mudurunun koluna. Turan Çevik'in 5 milyonluk
saat taktığı doğru muv du? Altın kaçakçılığı y ap-
tığı da soylenen kuyumcu Cavıt nasıl oluyor da,
İstanbul'un ust düzey polislerinden bınnin eşine
Reno-5 marka bir otomobil armağan edebilıyor-
du? Akıl alacak ışler değildi bunlar.
Turan Çevik, söv lendiğıne gore Burak Sağ-
man'ın yakın arkadaşıvdı. Burak, Atlas A.Ş.'-
nin Yönetim Kurulu Başkam'vdı. Atlas'ın bir ge-
misi Antalva lımanında 80miharlıK havali viık-
le > akalandığında, hangı emnnet mudürii hangi
bakanı arav ıp ola> ın kapatılmasını ıstemişti. bir
rürlu hatırlamı\ordu. Vhmet'ın elı. Mehmet'in;
Turan'ın eli Burak'ın cebındeydı anlasılan. Bazı
bürokratlarla ortak hayalı ihracat dolaplan çev-
ritiyordu, demek ki."
Gazetelerde, dergılerde tefnka edıle edıle su-
oğru bilgilere dayandınlan
savlann soruşturuhnamasındaki
incetik, suçlamalann devletin en
yüce katına doğrugitmesiydi.
Semra Hanım, gizHdengizliye
bir aşklayönetinune talip
olduğu devletin halipür melahni
düşündu. Bunlar kintinegöre
değişimi, kintinegöre dönüşümü
anlatıyordu. Yorumlayanagöre
değişiyordu ama, içinde
yükselenyeni değerleribuhnak
da olanakhydı.
landınlan, fıkralar uretılen. gulmeceye kaynak
oluşturan unlu MİT raporunda. aslında, hu-
kumetlen devırecek savlar vardı On yedıncı
sayfada mıydılar anımsamıvordu ama. Alpa-
ano'nun başrol oynayacağı bır filme konu ola-
bılec«knıce ıddıalar. artık kanıtlanmışlardı ve
boşlukta saJldnmıyorlardı
Boşlukta değıldıler. çunku Başbakanlık
Teftış Kurulu Başkanı Kutlu Savaş ve
adamlan, artık açık seçık "İddialann dayanağı
olduğunu ve bunlann doğru bilgilere da-
yandırıldığuıı" soyluyorlardı
Doğru bilgilere dayandınlan savlann soruş-
turulmamasındakı mcelık. suçlamalann devle-
tın en yuce katı demlen yeriere doğru gıtmesıy-
dı Semra Hanım, gızbden gızbye bır aşkla yo-
netımıne tabp olduğu devletin h'alı pur melabru
düşündu Butun bunlar kımıne gore değışımı,
kımıne göre dönuşumu anlatıyordu
Yorumlayana gore değişiyordu ama, butun
bunlann ıçınde yükselen > enı değerlen bulmak
da olanaklıydı
Şevkefin yaşamö\küsii...
Semra Hanım'a göre, değışım var mı yok mu
dıye tartışmaya hıç gerek yoktu Değışım
gerceğını yadsıyanlara Şevket'ın oyküsunü
anlatıyordu Şevket ulkenın en yoksun
köşelennden bınnde, dunyanın açlıkla boğuş-
tuğu yokluk yıllannda doğmuştu Ekmeğın
kaçakçıbktan kazanıldığı Kılıs'te. Ikıncı Dun-
ya Savaşı'nın sonuna dek. bır terzırun çırağı ol-
maktan oteye gıdememıştı
Çocukluğunda karnını doyurmaktan başka
hıçbır şey du^unmeyen terzı çırağı Şevket. bu-
yuyup adam olduğunda çocuklannın karnını
doyurmayı duşunmek zorunda kalacaktı
POLTTIKA VE OTESI
MEHMED KEMAL
Şenlenen Sofra...
Ataturk'un Tevflk Fikret'ı çok sevdığı oteden berı bılı-
nır Ne zaman adı anılsa saygılar sunulur BırgunÇan-
kaya'da, sofrada şıırlerı okunur Sofradakılerden bırı
Fıkretın o kadar buyuk bır şaır olmadığını soyleyecek
olur Ataturk şahlanır
"Efendım, anlamadım, ne dedınız? Fıkret buyuk bır
şaır değıl mıydı7
"
Hemen tutar, belleğınden su ıkı dızeyı okur
Miryonla banndırdığın ecsâd arasından
Kaç nasiye var çıkacak pâk ü dırahşan
Ardından şu sozlen ekler
"O karanlıklar ıçınde bır nur goren, halkı o nura doğru
goturmeye çalışan Fıkret bu feryadı koparırken sızler
neredeydınız? Nıçın ıcınızden hıç kımse onun gıbı feryat
etmedP Ben Fıkret'e yetışemedım, onun soyleşılenn-
den yararlanamadım Kendımı yoksun sayarım Fakat
onun kıtaplannın nepsını okudum Bır çoğu de belleğım-
dedır "
Fıkret, Ittıhat ve Terakkı'nın talan, vurgun, ruşvet do-
nemınde kaç kışının alnı açık dolaşabıldığını sorar:
"Kaş nasiye vardır çıkacak?"
Bugun ınsanların alınları daha mı temız daha mı ak,
daha mı pak? Gazetelerı açıp baktığınızda nasıl çamur-
lar atılıyor, hangı tencerelerın "dıbı kara" değıl1
Her
tencere bır otekıne 'dıbın kara" dıyor Bırbırıne çamur
atan gazetelerın kokenınde hangı sermaye yatıyor?
Eskıden anlatırlar Ahmet Emin Bey, Hüseyin Cahit
Bey, Yunus Nadi Bey, MehmetZekeriya Bey bırkaç yuz
lıra kor bır gazete çıkarırlarmış Sermaye bu bırer kaç
yuz lıra olurmuş Bugun hangı sermaye, nerelerden
dolaşarak gelıp gazete sermayesı oluyor Başlıyorlar
bırbırlerıne sataşmaya Buna bır de boyalı cam eklenı-
yor Ellı yıla yakın meslek yaşamımda böylesını gorme-
m/ştım Gazeteler, dergıler arasında satasmalar atış-
malar olurdu Ama böylesı, aıleyı karıştırmak yoktu
"Senın karın şoyledır benım karım boyledır' dıyençık-
mazdı Bır Sabiha Sertel'e sataşırlardı Sabıha hanım
atışmalar tartışmalarda gerçekten bır erkek gıbı davra-
nırdı
ilgınç bır tartışma var Yenı Sabah gazetesıyle Vatan
kapışmışlardı Vatan'da Ahmet Emln sert bır kalernle
atılıyor, Yenı Sabah'ta da Safa Kıiıçdoglu yazıyordu
Ama herkes bıhyordu kı bu yazılan Safa Kılıclı yazamaz-
dı Sonunda anlaşıldı kı Safa Kılıçlı gızlıden gızlıye Peya-
mi Safa yı kıralamış, ver yansın edıyordu Bırkaç yazı
sonra ışın ayırdına varıldı, tartışma da tatlıya bağlandı
Gazeteler tartışma çıktı mı karşılıklı tıraj alırlardı Tıraj
almak ıçın arada bır bu yola başvururlardı
Avukat Faruk Cumbul, 'Mustafa Kemal Aşıyan'da '
adlı bır kıtap çıkardı Bunda Aşıyan ı zıyaret edenlerm
yazı ve anıları yer alıyordu Mustafa Kemal Paşa Aşı-
yan'ı ıkı kez zıyaret etmış Zıyaret ın 75 yıldonumunde
yapılan torende konuşmacılar Oktay Akbal, Sami Ka-
raören, Nurer Uğurlu, Turgut Kazan dıye yazılıyor Şıır
okuyanlar da, şıır okumanın ustadı Salim Rıza Kırkpı-
nar, Haşim Nezihi Okay...
Salım Rıza ustadımız Yahya Kemal'ın çok yakın dos-
tu Sofrada bulunmuş Ara toplantılarda Yahya Kemal
Salım Rıza ya,
'Patlat şurdan bır sıır> " dermış Salım Rıza Yahya
Kemal'ın kıskançlığını bıldığınden sadece Yahya Ke-
maj den okurmuş Ş|irle,r okundukça Yahya Kemal'ın
gözlerı pantdarmış Bır gCfn tutmuş Yahya Kemal yen-
ne Tevfık Fıkret ten patlatmaya başlamış Yahya Ke-
mal'ın suratı asılmaya başlar ın govdesı oturduğu yer-
de kımıldamaya Salım Rıza bıraz sonra, Yahya
Kemal den patlatmış Sofra şenlenmış, Yahya Kemal'-
ın yüzü gulmeye başlamış, sofranın tadı gelmış
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Edebıyatta addı bır
yapıtın gulunçleşünlerek
ele abnması 2/ Muğla'-
nın bır ılçesı Şaırler 3/
Tıp dılınde cuzam haşla-
lığına venlen ad Özel
bır cam kap ıçınde bkor
şarap, meyve ve maden-
suyu kanşünlarak hazır- 6
lanan ıçkı 4/ Yemek -j
Altmış beş sanumetre bo-
yıında bır uzunluk olçu- 8
su 5/Tropıkal Afnka'da g
yetışen ve odunu doğra-
maabkta kullanılan bır
1 2 3 4
ağaç
Ilaç 6/ İşlem. kılgı 7/Şık. luks ve {£
gostenşb gıyım tarzı Duman le-
kesı 8/ Bır şeyın esas tutulan yu-
zu Ilkel toplumlarda topluluğun
kendısınden turedığı sanılarak
kutsal sayılan hayvan, bıtkı ya da
doğal nesne 9/ Harmanda saplan
yaymaya yarayan uzun çatalb
araç Eskı dılde eşek
YL.KARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Üzum şırasından yapılan ağar-
tılmış ve koyulaştınlmış pekmez. Yanarken guzel koktuğu
ıçın tutsü olarak kullarulan ağaç 2/ Hısse, pay Halk edebıyatı
şıır türlennden bın 3/ Şarkının sert bır bıçımde vurgulandığı
dısko muzık uslubu Dudak 4/ Gerçekhk 5/ Ömek 6/ Kenar
susu İslam hukukunca, oldurme ve yaralamalarda suçlunun
odemek zorunda olduğu akçe 7/ Terbıyesı ve gorgusu kıt
Yan memnunluk bebrten bır unlem 8/ Pembe renkb şarap
Ostu kapalı olarak anlatma 9/ Bır turk mısk faresı.
İLAN
FATSA KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 199197
Karar No 1993'45
Davaalar Bılsen Bıl ve 16 arkadaşı tarafından davalı Ahmet Hoş
aleyhıne açılan tespıte ıtıraz davasının yapılan vargılaması sonunda.
Fatsa Evkaf mahallesınde 719 ve 720 no'lu parsellere açılan davanın
reddıne karar venlmış olup davacılar, Şahınde Sevda Turetken. İs-
maıl Redat Gurtay Ayşe Anfe Tavat, Emıne Nazıre Gınn, Hatıce
Melıha Arseven. Ibrahım Kemal Gınn, Lutfiye Dızdar, ve Faruk
Haznedar göstenlen adreslerde bulunamadıklanndan. zabıtaca da
adreslenne teblıg edılemedığınden, Fatsa Kadastro Mahkemesı'nın
13 8 1993günl991 97esas 1993 45kararsayılıhükmün,dantanhın-
den ıtıbaren 15 gün ıçersınde yukanda ısımlen yaab davaalar tara-
fından tera>ız yoluna başvurmalan, ternvız olunmadığı takdırde
hükmun kesınleşunleceğı karar teblığı >enne kaım olmak üzere ıla-
nenduyurulur I 10 1993
Basın 51633
YAREV: Elele,
dlz dize...
goz goze,
İLAN
KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
DosyaNo 1992 10
Davacı Haane \ ekılı aşağıda kımlığı vaalı davalı aleyhıne açmış
olduğu tespıt/n ıptalı ve tesal davasının yapılan yargılaması sırasında
davanın kabuiune karar venlmış, venlen karar aşağıda kımbğı yaalı
davabya teblıg edılemedığınden ılanen teblığıne. ılan tanhınden ıüba-
ren varsa karara karşı dıyeceklennızı 15 gun ıçınde mahkememıze
bıldırmenız ılanen teblıg olunur
Kımlığı
Oruç Gençoğlu, Nazar, Bayram, Fatma, Kudret, Zehra Ab
Baan 51621