Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10EKİM1993PAZAR
HABERLER
Karayalçın:
Üçparti
olmazsa
birlik olmaz
Haber Merkezi -SHP Genel
Başkanı ve Başbakan Yar-
dıması Murat Karayalçın,
"SoMa birliğİD gercekteşmesi
İÇİB SHP, CHP ve DSPnin
hir araya gehnesinin şart oldu-
ğunu" belirtti ve "Bunlardan
biri olmazsa bunun adı sokla
birlik olmaz"dedi.
Murat Karayalçın The
Marmara Oteli'nde düzenle-
nen toplantıda gazetedlerin
"Üç parti arasında mutabakat
sağlanamazsa iki parti birkşir
mi" sorusunu şöyle yarutladı:
"Solda birlikle ilgili gerçek
olgu, ancak CHP, SHP ve
DSP'nin bir araya gebnesiyte
oluşur. Bunlardan herhangj bi-
ri obnazsa yani iki parti birle-
şirse bunun adı solda birtik
olmaz, sosyal detnokrat hare-
kette birlik olur. Ancak ûç par-
ti birieşmezse eğilimi olan iki
parti de büieşebüir. Hatta bu
gereklidir. Ömeğin. SHP'yfc
CHP birleşirse yeniden bir
araya geuniş olurlar. Bunu ka-
muoyuna solda birliği sağladık
diye sunamayız."
İki kademelı seçim siste-
miyle ilgili bir başka soruyu
yanıtlayan Karayalçın, bu ko-
nuda ne SHP'nin ne DYP'nin
resmi bir açıklaması olmadı-
ğını belirterek "Sadece Derlet
Bakanı Cevheri'nin bir araştır-
ması söz konusu. Bunun dışm-
da değertendirmderim süru-
yor " diye konuştu.
DB\karap
arifesinıfe
• ANKARA (ANKA)-
Mardın Milletvekili Mehmet
Sincar'ın öldürülmesi ve
Meclis'ten çekilme önerisinin
reddedılmesi üzerine PKK
lideri Abdullah Öcalan'ın
yoğun eleştirilerine hedef
olan DEP'te, daha önceden
planlanan olağanüstü
kongre süreci hızlandınldı.
Kasım ayında gerçekleşecek
kongrede, milletvekilleri
genel başkanı n kendi
içlerinden biri olması için
ağırkk koymayı
kararlaştırdılar.
Milletvekilleri, DEP-PKK
ilişkısinin tartışılmaya
açılması üzerine, parti
yönetiminde yer almakiçın
de harekete geçtiler. HEP'in
kapatılmasından sonra
DEP'e katılırken partinin
yönetim organlannda görev
alamayan milletvekilleri,
partinin politikalannı
oluşturmak açısından
yöneümde yer almanın
zorunlu olduğu konusunda
göruş birliğine vardılar.
Cindoruk-Yılmaz
zirvesi
• ANKARA (ANKA)-
ANAP Genel Başkanı Mesut
YılmazileTBMM Başkanı
Hüsamettin Cindoruk. salı
günü Meclis'te bir araya
gelecekler. ANAP Genel
Başkanı Yılmaz'ın talebi
üzerine, Cindoruk salı günü
saat 14.30 için randevu verdi.
Göriişmede. Mesut
Yılmaz'ın geçen yasarna
yılında siyasi partilerin
üzerinde anlaşüklan ve
Cindoruk'un da
"değiştirilmeden kabul
edileceği" yönünde imza
koyduğu yeni radyo ve
televizyon yasasının
TBMM'de bir an önce
gündeme getirilmesini
isteyeceği öğrenildi. Mesut
Yılmaz'ın görüşme sırasında
aynca Anayasa
Mahkemesi'nin iptal ettiği
Yetki Yasası'na dayanılarak
çıkanlan kanun hükmünde
kararnamelerin TBMM'de
bir an önce görüşülmesini
sağlaması için Cindoruk'tan
girişimlerde bulunmasını
isteyeceği belirtildi.
Faruk Erem'e
saygı
• ANKARA(Cumhuriyet
Bûrosu)-TürkHukuk
Kurumu'nda (THK), yılın
hukukçusu seçilen Prof. Dr.
Faruk Erem'e saygı
toplanüsı düzenlendi.
Toplantıya kaülan
hukukçular, Erem'in,
hukukun üstünlüğü ve insan
haklan için yapuğı çabalan
anlatarak, demokrasinin
gelişmesindeki katkılanna
değindiler.THK Başkanı
Avukat Atila Sav, Erem'in
hukukçu kişiligine değinerek,
"Faruk Erem'in, şu anda
uygulanan hukuk
kurallannın yazılmasında ve
kabulünde çok büyük katkısı
olmuştur. Savunma
mesleğine de başanlı bir
yönetici olarak bizlere yol
göstermiştir" dedi. Yargıtay
4. Ceza Dairesi Başkanı Sami
Selçuk konuşmasında,
Erem'in bütün ömrünü
hukuka adadığını anlattı.
TSK'nın Irak'taki harekâtı bütün kamplar temizlenene kadar sürdürülecek
PKK/yıiııüıaoperasyonu
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - İçişleri Bakanı Mehmet
Gazioğlu'nun, sınır ötesi ope-
rasyon yapılmayacağı yolunda-
ki açıklamasının hemen ardın-
dan, Türk Silahlı Kuvvetleri.
Irak'a geniş çaplı bir operasyon
düzenledi. Hakkari Dağ ve Ko-
mando Tugayı'ndan 2 bin kişi-
lik bir kuvvetin katıldığı ope-
rasyonun, Hakkurk bölgesin-
deki tüm PKK kamplan boşal-
tılana değin süreceği bildirildi.
Bakan Gazioğlu'nun, per-
şembe günü gerçekleştirilen Ba-
kanlar Kurulu toplantısı ön-
cesinde gazetedlerin. PKK'ya
yönelik sınırötesi operasyonla-
Diyarbakvr'da
ikifcdti
meçhuldaha
Haber Merkezi - Bingöl'ün Solhan ilçesinde karakol basan
PKK militanlan. bir asteğmen ile 2 eri şehit ettiler.
Diyarbakır'da faili meçhul cinayetlere dün iki kişi daha eklendi.
Bağlar ve Saraykapı semtlerinde dün henüz kimh'kleri
belirlenemeyen kişilerin silahlı saldınsına uğrayan Zeki Murat
Yddınm, ve Sûreyya Gül(70) adlı yurttaşlar öldürüldü.
nn sürüp sürmeyeceğine ilişkin
sorulannı kesin bir dille "Aıtık
snnr ötesi operasyon yok. Ope-
rasyonlanmız içeride sürüyor.
Geniş çaplı sınır ötesi bir operas-
yonu düşünmüyoruz" yönünde
yanıtlamasının üzerinden 24 sa-
at geçmeden, Türk Silahlı Kuv-
vetleri, Irak'ta Hakkurk çevre-
sinde banndığı saptanan 200
PKK militanına karşı yeni bir
sınır operasy onu başlatu. Ope-
rasyona, Gazioğlu'nun "geniş
çaplı operasyon düşünülmüyor"
açıklamasının aksine, 2 bın ko-
mandonun yanısıra, F-4 ve F-
104 uçaklannın da katıldığı öğ-
renildi. Genelkurmay Baş-
kanlığı yetkililerinden alınan
bilgiye göre, sınırötesi operas-
yon öncekı gece sabaha karşı
başlatıldı. Operasyon kapsamı-
nda, Hakkurk çevresinde Tür-
kiye'ye sızmak üzere toplandığı
belirlenen 200 kişiük PKK mili-
tanına karşı ilk olarak hava ha-
rekatıyapıldı.
RF-4 keşif uçaklannın sap-
tadığı bölgelere F-4 ve F- 104
uçaklannın gerçekleştirdiği yu-
muşatma harekatınm ardın-
dan, Hakkari Dağ ve Koman-
do Tugayı'ndan 2 bin kişilik bir
kuvvet sının gecti. Askeri kay-
naklar. "süpürme harekâtı" ola-
rak adlandınlan operasyonun,
bölgedeki PKK kamplan ta-
mamen imha edilene değin de-
vam edeceğini bildırdiler.
Gazioğlu'nun "Dünyamn en
huzurlu ûlkesiyiz" iddiasında
bulunduğu 4 ekim tarihinde de.
Midyat'ta yolcu minibüsünün
mayına çarpması sonucu 26 ki-
şi can vermiş, Bingöl Jandarma
Karakolu'na PKK tarafından
düzenlenen saldında da 1 astsu-
bay ile 4 er şehit olmuştu.
NOTLAR MUSTAFA BALBAY
GeneUamtıay: TianscuuhkhaıkornnızANKARA - Güneydoğu'da her gün
20-30 kişinin öldürülmesine neredeyse
alıştık. Haberlerin başına, "Bugün olay
oldıı mu?" diye değil, "Acaba nerekrde
olay otdu?" merakıyla oturuyoruz.
Olü sayısı 10'un altında ise gazetelerin
birinci sayfasında yer almıyor. 10 ile 20
arasında olunca birinci sayfada birkaç
sütun gösteriliyor. 20'nin üzerinde ise
haber biraz büv üyor.
Kabul etmek* gerekir ki savaşın en acı-
masız sürdüğü yerlerde bile her gün bu
kadar kişi hayatını kaybetmiyor.
ÇiUer. hükümetin başına geldikten
hemen sonra Genelkurmay Başkanı
Orgeneral Gûreş'i çağırdı. Net bir ifa-
deyle mesajını verdi:
- Bu işi çözün.
Yani işi askerlere ihale etti.
Ardından da Güneydoğu'ya gidip
bölge halkına "ana şefkatf' gösterdi. 3
trilyonluk da yatınm yapacaklannı açı-
kladı.
Askerler, teröristlere aman vermeye-
cek, hükümet de ekonomik yatınmlarla
bölge halkını kazanmaya çalışacaktı.
Bugün gelinen nokta, 20 günde 221
ölü...
Akşam saat 17.00'den sonra sokağa
çıkmak mümkün değil.
Bölgenin görünümü böyle.
Bu durumda şu soruya yanıt aranı-
yor:
- Güneydoğu'da yerel seçimler sağlıklı
yapılabilir mi?
Hemen herkes yapılamayacağını ka-
bul ediyor. Ama ne yapmak gerektiğini
henüz söyleyen yok.
önceki akşam Genelkurmay İkinci
Başkanı Orgeneral Ahmet Çörekçi. bir
grup gazeteciye yemek verdi. Yemekte,
Genelkurmay Genel Sekreteri Tuğge-
neral Hurşit Tolon ve Genelkurmay
Basın Dairesi görevlileri de vardı.
Yemek boyunca sohbetin ağırbğını
Güneydoğu ve yerel seçimler oluşturdu.
Yemek Orgeneral Çörekçi'nin 3 ağus-
tos günü yeni görevine başlaması nede-
niyleidi.
Ama Genelkurmay'ın kamuoyuna
bazı mesajlar vermek amacında olduğu
da dikkat çekiyordu. Orgeneral Çöre-
kçi, konuşmasına şöyle başladı:
U
Bİ2 yüce millerimizin vereceği her tûr-
lü göreve hazınz. Türk Silahlı Kımetleri
ülkeyi en ileriy e götürmek için eünden ge-
leni yapmaktadır."
Çörekçi. sonra Türkiye'yi nasıl dü-
şündüğünü anlattı:
"Türkiye Cumhuriyeti olarak kristal
bir fanusun içinde birlikte yaşıyoruz. Biz
istiyoruz ki bu fanus tertemiz olsun. Fa-
nusun bir yerindeki siyah leke hepimizi
rahatsız eder."
Çörekçi'nin konuşmasının ardından,
tabağımızdaki soğuk mezeleri yerken
daha- dar bir gazeteci gnıbuyla sohbet
ettik. Çörekçi. Genelkurmay'ın her şeyi
çok yakından izlediğini. gelişmelerden
adım adım bilgilendiğini gösteren ör-
nekler verdi. Çörekçi'ye göre bölgenin
son durumu şu:
"Güneydoğu'da 5.S milyon insan yaşı-
yor. Orada 458 aşiret var. Bölge halkı
güçlü oianm yanında olmak durumunda
hissediyor kendisini. Biz bölge halkını ya-
mmıza çekebiliriz. Bu çok zor bir şey
değil. Bölgede 450 belediye var. Bize
sempari duymayanlar, geçenlerde An-
kara'da Kent Otel'de bir araya geldiler.
Ancak 37 belediye başkanı toplayabildi-
ler. Altı saat konuştular."
Konu yerel seçimlere geliyor. Çörek-
çi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ülkedeki
gelişmelere uzak olmadığını söyleyip
devam ediyor:
"Aday kim olur, nasıl belirlenir bizim
tşimiz değil. Ama ben, görev verilsin, her
sandığı konırum. Her sandığı konımaya
hazuTZ."
Çörekçi, her soruya "net" ve "içerik-
B" karşılık verirken bir gazeteci araya
girdi:
"Sorulara çok poiitik yanıtlar
veriyorsunuz. İyi siyasetçi olursunuz."
Genelkurmay İkinci Başkanı, bunu
da karşıhksız bırakmadr.
"Siyaset de yapanm. TC siyasetinde
yerimiz vardır."
Orgeneral Çörekçi'nin Güneydoğu'-
da seçimi garanti edeceklerini anlattık-
tan sonra, verdiği örnekler ilginçti:
"Güney Afrika'da. Sri Lanka'da, İs-
rail'de terör tehditleri oldu, ama seçirnler
yapıtdı." Yemekte asken kesımin, hükü-
metin bazı uygulamalanndan rahatsız
olduğu da dikkat çekiyordu. Gercı bu-
nlar, hükümete çeşitli kademelerde ileti-
lmiştir, ama komutanlann bunlan gaze-
teciler önünde de dile getirmesi ra-
hatsızlığın dozunun biraz yükseldiği
anlamına gelebilir. Dile getirilen konu-
lardan biri 450 bin lise mezununun açık
öğretîme alınmasıydı. Bu şöyle değerle-
ndiriliyor:
"Genelkurmay'la hiç temas kurulma-
dan bu karar alınıyor. Ama şimdi önümü-
ze 450 bin tecil gelecek. Askerlik kısaltı-
lıyor. Biz askeri yetiştirivoruz, tam verim
aİacağımız sırada terhis oluyor."
Bir diğer konu, terörün önlenmesinde
ihalenin sadece askerlere çıkanlması.
Askerlerin buna bakışı da şöyle:
"Görev herkesin. Sadece askeri ön-
lemle ounaz. İş gümrfik memurundan
başlıyor."
Genelkurmay'ın demokratik kitle ör-
gütleriyle ilgili tutumunu da yorumsuz
aktaralım:
"Vatandaş öMürülüyor, hani
İnsan Haklan Derneği, öğretmenler
öldürülüyor hani Eğitim-İş?"
Genelkurmay'ın yakındığı bir diğer
konu. "Askeriyeyi halka tam anlamıyla
anlatamama..."
Basın ve Halkla İlişkiler kadrolannın
çoğu boş duruyormuş.
Ozetle Genelkurmay, "Seciınlerde
sandık güvenliğini ben sağlarım" dıyor
ve kamuoyu desteği istiyor.
142'den kurtuldu Terörle Mücadele Yasası'na takıldı
Yıuıııs Nadi ödüllü yazara teröıist muamelesi
• "Cop Cumhuriyeti" başlıklı son kitabıyla ilgili davada
ifade vermek üzere Istanbul DGM Savahğı'nın emriyle
yakalanan Aslan, "33 Kurşun" kitabma verilen 24 aylık
cezanın Yargıtay tarafından onaylanması nedeniyle hafta
başında İstanbul'a getirilip cezaevine konacak.
^âs'EıtanTarih \
KURSUN
Günay ASLAN
• 'M9 VUNUS NAOI AMiMÛANI
R Û P O H T A J ODU L Ö
Günav Asian'm Yunus Nadi ödüllü kitabı Yas Tutan Tarih.'
Haber Merkezi- "33 Kur-
şun" başlıklı çahşmaşıyla Yu-
nus Nadi Röportaj Ödülü ka-
zanmış olan gazetecı-yazar
Günay Aslan, Bodrum'da polis
tarafından yakalanarak gözal-
tına alındı. "Cop Cumhuriyeti"
başlıklı son kitabıvla ilgili dava-
ifade vermek üzere İstanbul
M Savcıbğı'nın emriyle ya-
alanan Aslan, "33 Kurşun
itabına verilen 24 aylık ceza-
nın Yargıtay tarafından onay-
lanması nedeniyle hafta başın-
da İstanbul'a getirilip cezaevi-
ne konacak.
İstanbul DGM Savcıhğı. As-
lan'ı son kitabı "Cop Cumhuri-
yeti" başlıklı çahşmaşıyla ilgili
ifade vermek üzere mahkemeye
çağınyordu. Ancak, DGM
Savcıhğı, "Cop Cumuhriyeti"
ile ilgili ıfadenin yanısıra, As-
lan'ın 15 Eylül 1993 tarihinde
Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafin-
dan kesinleşen 2 yıl ağır hapis
ve 50 milyon liralık para cezası-
nın da infaz edileceğini söyledi.
İlk kitaba ceza
Asian'm "Yas Tutan Tarih /
33 Kurşun" başlıklı çalışması
1989 yıhnda Yunus Nadi Ar-
mağanlan Röportaj Ödülü ka-
zandıktan sonra Pencere Yayın-
lan tarafından kitap olarak
yaymlandı. Kitap TCK.'nın
142. maddesine aykın olduğu
gerekçesiyle önce toplatıldı. Ar-
dından yazan ve yayıncısı hak-
kmda dava açıldı. Ancak 141.
ve 142. maddelerin kaldınlma-
sıyla dava düştü. Bunun üzeri-
ne kitabın ikinci basımı yapıkh.
Ancak bu basım da. bu kez Te-
rörle Mücadele Kanununun
"Devletin bölünmezliği aleyhi-
ne propaganda" üstbaşhkh 8.
maddesine muhalefet ettiği ge-
rekçesiyle önce toplatıldı. ar-
dından da yazan ve yayıncısı
Devlet Güvenlik Mahkemesine
sevkedildi. DGM, yazar Gü-
nay Aslan'ı 2 yıl ağır hapis. 50
milyon lira para cezasına, Pen-
cere Yayınlan sorumlusu Mu-
zaffer Erdoğdu'yu da 100 mil-
yon lira para cezasına çarptırdı.
Gazeteci-yazar Günay As-
lan, tıpkı sosyolog İsmail Beşik-
çi, yazar Edip Polat ve yazar
Ahmet Zeki Okçuoğlu'nun da-
valannda olduğu gibi, ftkir.
düşünce ve yazılan nedeniyle
terörist muamelesi görecek.
SHP milletvekili Ercan Kara-
kaş'm 15 arkadaşıyla birlikte
değişikük önergesi verdiği Te-
rörle Mücadele Yasası'nın 8.
maddesi ve cezalann infazıyla
ilgili 16, 17, ve 18. maddelerine
göre Aslan, şarth tahliyeden ya-
rarlanamayacak sadece 59.
maddede öngörülen' indirim-
den yararlanabilecek. Böylece 8
ay yerine 15 ay yatmak zorunda
kalacak. Fikir, düşünce ve yazı
hükümlüsü Aslan, kamuoyun-
da büyük tartışmalara yol
açan. tutuklu ve hükümlüler ta-
rafından da açhk grevleriyle kı-
nanan tek kişilik hücre siste-
mine tabi tutulacak. Yani açık
görüş yapamayacak, aynca içe-
ride diğer hükümlülerle irtibat
kuramayacak.
<
141-142T
yi aratmıyor'
Gazeteci-yazar Günay As-
lan'ın avukatı Kamber Soypak.
konuyla ilgili olarak yaptığı açı-
klamada şunlan söyledi:
"1991 yıhnda Türkiye Cum-
huriyeti TCK'nın 141 ve 142.
maddelerini kaldırdığını iddia
ederek dünya kamuoyuna Tür-
kiye'de düşünce üzerindeki ya-
saklan kaldırdığı propaganda-
sını yaptı. Böylece Türkiye'de
demokratik açıhmlar yapıldığı
iddia edilmişti. Ancak 141 ve
142 yerine getirilen Terörle
Mücadele Kanunu ve uygula-
ması eski uygulamayı aratır
durumda. Çok geniş bir terörist
tanımı var. Herkes terörist ola-
bilir bu yasaya göre. Yazarlar.
düşünürler ya da herhangi bir
kişi baa görüşlerini özellikle de
Kürt meselesiyle ilgili görüşleri-
ni açıkladığında ya da yazdığın-
da, bu hemen terör olarak nite-
leniyor ve yazar terörist olarak
yargılanıyor ve mahkuftı edilı-
yor" dedi.
SHP Genel Başkanı, Manisa mitinginde yaptığı konuşmada, görüşünün ilden iledeğişmeyeceğinisöyledi
Karayalçın: OzeUeştirnıeyi hükünıette taıtışuız
Haber Merkezi - SHP Genel Başkanı
ve Başbakan Yardımcısı Murat Kara-
yalçın, Başbakan Tansu Çüler'in, PTT-
nin T'sinin özelleştirilmesi konusunda
SHP'den gelecek bir engel karşısında
koalisyonu bozabileceği tehdidine kar-
şılık özelleştirme konusunu hükümette
tartışacaklarını açıkladı. SHP Genel
Sekreteri Halfl Çulhaoğlu ise Çiller'in
yaklaşımmın, kasım ayında yapılacak
DYP büyük kongresine yönelik manev-
ra olduğunu ima ederken partisinin
özelleştirmede, zarar eden KİTlere ön-
celik verdiğini vurguladı. Çulhaoğlu,
PTTnin T'sinin, özelleştirme acısından
"en sonda geldiğini" söyledi.
SHP Genel Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Murat Karayalçın. Tansu
Çiller'in özelleştirme konusundaki gö-
rüşlerini hatırlatan gazetecılere özelleş-
tirme konusunu hükümette tartışacak-
lannı söyledi. Gazetedlerin sorusunda
net yanıt vermekten ve polemiğe gir-
mekten kaçınan Karayalçın. "Saym
Çiller'in özelleştirme konusundaki görüş-
lerini biliyonım"demekleyetindi. Kara-
• Murat Karayalçın. Başbakan
Tansu Çiller'in özelleştirme
konusundaki görüşlerini
haürlatan gazetecılere konuyu
hükümette tartışacaklarını
söyledi. SHP Genel Sekreteri Halil
Çulhaoğlu ise Çiller'in
yaklaşımmın, kasım ayında
yapılacak DYP büyük kongresine
yönelik manevra olduğunu
belirtti.
yalçın. gazetecilerin, Çiller'in önceki
gün söylediklerine ilişkin ne düşündüğü
sorusuna da "Ben de bu konudaki düşûn-
celerûni daha önce açıklamıştım" şeklin-
de yanıt verdi. Manisa mitinginde özel-
leştirme konusunda daha önce sert bir
çıkış yapan Karayalçın, aynı görüşleri-
nin devam edip etmediği yolundaki bir
soruya da aynı görüşünü sürdürdüğünü
belirterek, görüşlerinin ilden ile değiş-
meyeceğini söyledi.
SHP Genel Sekreteri Çulhaoğlu,
Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede,
Başbakan Çiller'in, PTT'nin T'sinin
özelleştirilmesinin engellenmesi duru-
munda, farklı arayışlara yöneleceğine
ilişkin sözlerini. DYP kongresine yöne-
lik manevra olarak nitelendirdi. Çulha-
oğlu, "DYP'nin kasım kongresi geliyor,
Sayuı ÇiUer, tercihlerini ortaya koyuyor.
Biz şu aşamada Saym Başbakan'ın ter-
cihlerini bilemeyiz" dedi.
Ekonomik göstergelerin. özelleştirme
konusunun ciddi biçimde ele alınmasını
gerektirdiğini belirten Çulhaoğlu. şun-
lan söyledi:
"Özelleştinneye. kangren olmuş ve za-
rar eden KİT'lerden başlanması gereki-
yor. Kârlı KİTIeri satmak, ancak kamu
açıklarının kapatılmasını sağlar. Görii-
nen hedef budur. \ncak biz, sağlıklı bir
vergi refomıu v apılmadan, kayıt dtşı eko-
nomi vergilendirilmeden, teşvik politikası
ciddi biçimde gözden geçirilmeden sırf
özelleştirme ile sorunun çözüleceğine
inanmıyoruz. Üstelik ANAP döneminde-
ki özelleştirme politikasıyla dış tekeUer
yaratılmtştır.
Önce PTT'nin Fsi değil, zarar eden ve
yeni yatırmıa muhtaç KITIerden başla-
narak özelleştirilmeye gidilmelidir. T'nin
özelleştirilmesi son sıradadır. Ekonomi-
nin çukura ya da uçuruma gitmemesi için
bir uzlaşma sağlanabilir."
HAITAYABAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Bir "Oyun"dan Perdeler...
işte basılıp "açıktan"dağıtılan bir bildiriden bazı satır-
lar:
"Bismillahirrahmanirrahim, Muhterem Muratlılar;
İki öğretmen, Atatürkçü kâfirlerin başı olduklannı öğ-
rencileri kullanarak çıkardıkları FİDAN gazetesinde açık-
ça belli etmişlerdir. Kâfirler namus diye bir şey bilmez-
ler. Tıpkı hocaları Mustafa Kemal'/n namussuzlukları
gibi... Bunlara karşı yapılacak her şey caizdir."
"Atatürkçüiüğü savunmakla bir şey yaptığını zanne-
den ırz düşmanı İrfan Ozan, laik mahkeme tarafından
suçsuz bulunsa bile, gerekli cezayı Allah ona verecektir.
Biz de Allah 'ın kullan olarak ona hak ettiği cezayı vere-
lim. Mahkeme çıkışında hak ettiği cezayı bulsun. ÇMüş-
rikler nerede görülürse öldürülmelidir.' Kuran-ı Kerim)
Gazanız mübarek olsun. Şeriatı kuracağız, kâfirleri kıra-
cağız."
Olay Tekirdağ'ın Muratlı ilçesinde gecer.
"Atatürkçü" öğretmene savaş açılır. Bir akıl hastası
kıza "tecavüz" iddiası ile üç ay tutuklu kalır. Aklanma
olasılığına karşı, '7/nç' çağrıları yapılır.
Ve "laik" mahkeme, öğretmeni geçtiğimiz günlerde
serbest bırakır..
• • •
Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği "laiklik" konulu
bir açıkoturum düzenler. Olayı "laik" basın "es"geçer.
AmaCumadergisi "ilgisi"n\ esirgemez.
Toplantıyı baştan sona izler.
"Kemalist laikler İslamdan da Müslümandan da fare-
nin kediden korktuğu gibi korkuyorlar" yorumunu ya-
par. Ve sonra bir konuşmacının bazı tümcelerini aktarır:
"- Müslümanlar bizim düşmanımızdır. Islamiyet ile
demokratik platformda yarışmaktansa hukuki yollardan
mücadele edilmesi taraftarıyım. Biz Islamın hoşgörüsü-
nü de kendisini de biliyoruz."
Sonunda tarih olarak "15-21 Rebiulahir" bulunan bu
yazıyı okuyanlar herhalde gözlerine inanamazlar. Kim-
dir, Müslümanları "düşman " olarak ilan eden bu konuş-
macı?
Bir "kışkırtıcıajan"mı?
Bir akılsız mı?
"Laiklik" maskesi altında laikliğeve Kemalizme zarar
vermek isteyen bir "akıllı" mı?
Hiçbiri değil!..
Söz konusu konuşmacı Sayın Bedri Baykam'dır. Ve
böyle bir şey söylememiştir!
Ama bir zamanlar Uğur Mumcuları, Muammer Aksoy-
ları, Bahriye Üçokları hedef gösterenler, şimdi Aziz Ne-
sin'eyeni isimlereklemeyi "amaç'larınaulaşmakacısı-
ndan yararlı bulmaktadırlar..
Tıpkı, 37 kişinin gözler önünde yakıldığı Sıvas vahşe-
tinden sonra, suçu yakanlarda değil, yananlarda arama-
yı da "amaç"larına daha uygun buldukları gibi..
• • •
Bundan üç yıl önce, sarışın bir kadın şunları söylüyor-
du:
"- İrtica, iktisadi ve kafa gücüyle geliyor. Bu iki güce
birden sahip olduğunuz zaman, üstelik bürokrasiye de
hükmediyorsanız mesele bitmiştir. Oy potansiyelinin
yüzde 10 ya da 15 olması, hiç fark etmez.. Türkiye'de
durum budur."
"- imam-hatip okullarmda, kadının toplumda yerinin
ne olduğu, nasıl gösteriliyor acaba? İktisadi özgürlük
içinde işini kurması. çalışması, aile bireylerinin eşit ol-
ması konusunda. acaba ne duşünüyorlar?"
"- Bu gelişmelere Türk kadını nasıl 'dur' diyecek? Şe-
riat bütün bunlara izin vermez ve büyük tehdittir. Türk
kadını kamuoyu oluştururken partilerin bu konudaki dü-
şüncelerini dikkate almak zorundadır."
Ve o sarışın bayan şimdi Başbakan.
37 insan "Şeriat/ste/7z"çığlıklarıylayakılırken "Dışar-
daki halka hiçbir şey olmamıştır" diye açıklama yapıyor.
Yetki verdiği kişiler, vahşeti "insanlarımızm milli ve ma-
nevi değerleriyle oynanması'na bağlıyorlar.
Sanki gizli bir güç dehşet salıyormuş gibi, "Herkes
göğsünü gere gere Müslümanım' diyebilmeli" diyor..
Ya üç yıl önce söyledikleri?
"İrtica "nın iktisadi gücünün kaynakları? Bürokrasiye
"hükmeden" laik devlet düşmanları? Şeriatın "tehdit"
oluşturması? İmam-hatip okulları konusu?
Söylediklerini unuttuysa işte anımsatıyoruz.
Yok eğer düşünceleri değiştiyse onu da nedenleriyle
açıklamalıdır.
O nedenler, Çankaya'daki "çok bilmiş " saygıdeğer ki-
şinin, saygıya değmez "nas/'rıariarı olsa bile!..
Bayrampaşa cezaevi
Parçalanankülotla
tecavüztehdidi
İstanbul Haber Servisi - Siyasi
nedenlerle gözaltına alınan ve tu-
tuklu bulunan kadınlara cinsel
tacizde bulunulduğu ilen sürüle-
rek sorumlulann cezalandın-
Iması istendi. Sibd Yüdız( 18) adlı
kadının gözaltındayken bir poli-
sin tecavüzüne uğradığını öne sü-
ren İnsan Haklan Derneği İstan-
bul Şubesi Kadın Haklan Ko-
mısyonu. Bayrampaşa Cezaevi'-
ndekı tutuklu kadınlara gönderi-
len külotlann da parçalanarak
verilmesiyle tutuklulann "teca-
vüzle" tehdit edildiğini açıkladı.
Bayrampaşa Cezaevi"nde tu-
tuklu bulunan Sibel Yıldız. İstan-
bul 3 nolu DGM'ye yazdığı di-
lekçede. 7 temmuz tanhinde San-
gazi'de eşi Olgun Yıldız ile birlik-
te yasadışı bir örgüt adına bildiri
dağıttığı gerekçesiyle gözaltına
alındığını belirtti. Gözalüna
alındıktan sonra Maslak Jandar-
ma KomutanhğYna götürüldü-
ğünü bildiren Yıldız, burada Te-
rörle Mücadele Şubesi'nden ge-
len timler tarafından dayak ve iş-
kence altında sorgulandığını ifa-
de etti. Yıldız, polislerin kendi
hazırladıklan ifadeyi imzalaması
için sürekli baskı yaptıklannı, iş-
kenceden sagbğının bozulması
üzerine. psikolojik işkenceye baş-
landığını öne sürerek şöyle dedi:
"Peşmerge lakaplı birisi tara-
fından tecavfize uğradım. Bu işi
yaparken bilimseüik adına, cetvel
de kullanmavı ihmal etmedi. Ka-
nama geçirmeme rağmen hiçbir
tıbbi müdahalede bulunulmadığı
gibi dalga geçildi."
Yıldız. bu uygulamalar sonu-
cu. daha fazla dayanamayarak
polisın istediği ıtadeye ımza
attığını. örgüt üyesı olmadığı hal-
de bu suçlamayı kabul ettiğini be-
lirtti. fnsan Haklan Demeği
İstanbul Şubesi'nde bir açıklama
yapan Sibel Yıldız'ın avukatı Şe-
ref Turgut, polisin müvekkilini
iki kez Umraniye Sağlık Ocağı'-
nda tedavi ettirdiğini belirterek
bunun her zaman rastlanmayan
bir uygulama olduğunu. işkence
izlerinin tedavi edilmeye
çahşıldığını öne sürdü.
İnsan Haklan Derneği Kadın
Haklan Komisyonu tarafından
düzenlenen basın toplantısında,
Bayrampaşa Cezaevi'ndeki ka-
dın siyasi tutuklulara ailelerinin
getirdıği külotlann, cezaevınde
görevli askerlerce parçalandığı
belirtildi. Komisyon üyesi Avu-
kat Eren Keskin'in okuduğu acı-
klamada. Sibel Yıldız'ın uğradığj
tecavüz olayı da hatırlatılarak
"Bir kadın Başbakan'a sahip ol-
makla övünen Türkiye'de kadın-
lar gözaltında tecavüze uğrayıp
cezae>lerinde de tecavüz tehdidine
maruz kalrvorlar. Kadın tutuklu-
lara getirilen külotlann ağ
kısımları arama sırasında parça-
lanarak deJinmistir" denildi.