19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10EKİM1993PAZAR HABERLER Karayalçın: Üçparti olmazsa birlik olmaz Haber Merkezi -SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dıması Murat Karayalçın, "SoMa birliğİD gercekteşmesi İÇİB SHP, CHP ve DSPnin hir araya gehnesinin şart oldu- ğunu" belirtti ve "Bunlardan biri olmazsa bunun adı sokla birlik olmaz"dedi. Murat Karayalçın The Marmara Oteli'nde düzenle- nen toplantıda gazetedlerin "Üç parti arasında mutabakat sağlanamazsa iki parti birkşir mi" sorusunu şöyle yarutladı: "Solda birlikle ilgili gerçek olgu, ancak CHP, SHP ve DSP'nin bir araya gebnesiyte oluşur. Bunlardan herhangj bi- ri obnazsa yani iki parti birle- şirse bunun adı solda birtik olmaz, sosyal detnokrat hare- kette birlik olur. Ancak ûç par- ti birieşmezse eğilimi olan iki parti de büieşebüir. Hatta bu gereklidir. Ömeğin. SHP'yfc CHP birleşirse yeniden bir araya geuniş olurlar. Bunu ka- muoyuna solda birliği sağladık diye sunamayız." İki kademelı seçim siste- miyle ilgili bir başka soruyu yanıtlayan Karayalçın, bu ko- nuda ne SHP'nin ne DYP'nin resmi bir açıklaması olmadı- ğını belirterek "Sadece Derlet Bakanı Cevheri'nin bir araştır- ması söz konusu. Bunun dışm- da değertendirmderim süru- yor " diye konuştu. DB\karap arifesinıfe • ANKARA (ANKA)- Mardın Milletvekili Mehmet Sincar'ın öldürülmesi ve Meclis'ten çekilme önerisinin reddedılmesi üzerine PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yoğun eleştirilerine hedef olan DEP'te, daha önceden planlanan olağanüstü kongre süreci hızlandınldı. Kasım ayında gerçekleşecek kongrede, milletvekilleri genel başkanı n kendi içlerinden biri olması için ağırkk koymayı kararlaştırdılar. Milletvekilleri, DEP-PKK ilişkısinin tartışılmaya açılması üzerine, parti yönetiminde yer almakiçın de harekete geçtiler. HEP'in kapatılmasından sonra DEP'e katılırken partinin yönetim organlannda görev alamayan milletvekilleri, partinin politikalannı oluşturmak açısından yöneümde yer almanın zorunlu olduğu konusunda göruş birliğine vardılar. Cindoruk-Yılmaz zirvesi • ANKARA (ANKA)- ANAP Genel Başkanı Mesut YılmazileTBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk. salı günü Meclis'te bir araya gelecekler. ANAP Genel Başkanı Yılmaz'ın talebi üzerine, Cindoruk salı günü saat 14.30 için randevu verdi. Göriişmede. Mesut Yılmaz'ın geçen yasarna yılında siyasi partilerin üzerinde anlaşüklan ve Cindoruk'un da "değiştirilmeden kabul edileceği" yönünde imza koyduğu yeni radyo ve televizyon yasasının TBMM'de bir an önce gündeme getirilmesini isteyeceği öğrenildi. Mesut Yılmaz'ın görüşme sırasında aynca Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği Yetki Yasası'na dayanılarak çıkanlan kanun hükmünde kararnamelerin TBMM'de bir an önce görüşülmesini sağlaması için Cindoruk'tan girişimlerde bulunmasını isteyeceği belirtildi. Faruk Erem'e saygı • ANKARA(Cumhuriyet Bûrosu)-TürkHukuk Kurumu'nda (THK), yılın hukukçusu seçilen Prof. Dr. Faruk Erem'e saygı toplanüsı düzenlendi. Toplantıya kaülan hukukçular, Erem'in, hukukun üstünlüğü ve insan haklan için yapuğı çabalan anlatarak, demokrasinin gelişmesindeki katkılanna değindiler.THK Başkanı Avukat Atila Sav, Erem'in hukukçu kişiligine değinerek, "Faruk Erem'in, şu anda uygulanan hukuk kurallannın yazılmasında ve kabulünde çok büyük katkısı olmuştur. Savunma mesleğine de başanlı bir yönetici olarak bizlere yol göstermiştir" dedi. Yargıtay 4. Ceza Dairesi Başkanı Sami Selçuk konuşmasında, Erem'in bütün ömrünü hukuka adadığını anlattı. TSK'nın Irak'taki harekâtı bütün kamplar temizlenene kadar sürdürülecek PKK/yıiııüıaoperasyonu ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu'nun, sınır ötesi ope- rasyon yapılmayacağı yolunda- ki açıklamasının hemen ardın- dan, Türk Silahlı Kuvvetleri. Irak'a geniş çaplı bir operasyon düzenledi. Hakkari Dağ ve Ko- mando Tugayı'ndan 2 bin kişi- lik bir kuvvetin katıldığı ope- rasyonun, Hakkurk bölgesin- deki tüm PKK kamplan boşal- tılana değin süreceği bildirildi. Bakan Gazioğlu'nun, per- şembe günü gerçekleştirilen Ba- kanlar Kurulu toplantısı ön- cesinde gazetedlerin. PKK'ya yönelik sınırötesi operasyonla- Diyarbakvr'da ikifcdti meçhuldaha Haber Merkezi - Bingöl'ün Solhan ilçesinde karakol basan PKK militanlan. bir asteğmen ile 2 eri şehit ettiler. Diyarbakır'da faili meçhul cinayetlere dün iki kişi daha eklendi. Bağlar ve Saraykapı semtlerinde dün henüz kimh'kleri belirlenemeyen kişilerin silahlı saldınsına uğrayan Zeki Murat Yddınm, ve Sûreyya Gül(70) adlı yurttaşlar öldürüldü. nn sürüp sürmeyeceğine ilişkin sorulannı kesin bir dille "Aıtık snnr ötesi operasyon yok. Ope- rasyonlanmız içeride sürüyor. Geniş çaplı sınır ötesi bir operas- yonu düşünmüyoruz" yönünde yanıtlamasının üzerinden 24 sa- at geçmeden, Türk Silahlı Kuv- vetleri, Irak'ta Hakkurk çevre- sinde banndığı saptanan 200 PKK militanına karşı yeni bir sınır operasy onu başlatu. Ope- rasyona, Gazioğlu'nun "geniş çaplı operasyon düşünülmüyor" açıklamasının aksine, 2 bın ko- mandonun yanısıra, F-4 ve F- 104 uçaklannın da katıldığı öğ- renildi. Genelkurmay Baş- kanlığı yetkililerinden alınan bilgiye göre, sınırötesi operas- yon öncekı gece sabaha karşı başlatıldı. Operasyon kapsamı- nda, Hakkurk çevresinde Tür- kiye'ye sızmak üzere toplandığı belirlenen 200 kişiük PKK mili- tanına karşı ilk olarak hava ha- rekatıyapıldı. RF-4 keşif uçaklannın sap- tadığı bölgelere F-4 ve F- 104 uçaklannın gerçekleştirdiği yu- muşatma harekatınm ardın- dan, Hakkari Dağ ve Koman- do Tugayı'ndan 2 bin kişilik bir kuvvet sının gecti. Askeri kay- naklar. "süpürme harekâtı" ola- rak adlandınlan operasyonun, bölgedeki PKK kamplan ta- mamen imha edilene değin de- vam edeceğini bildırdiler. Gazioğlu'nun "Dünyamn en huzurlu ûlkesiyiz" iddiasında bulunduğu 4 ekim tarihinde de. Midyat'ta yolcu minibüsünün mayına çarpması sonucu 26 ki- şi can vermiş, Bingöl Jandarma Karakolu'na PKK tarafından düzenlenen saldında da 1 astsu- bay ile 4 er şehit olmuştu. NOTLAR MUSTAFA BALBAY GeneUamtıay: TianscuuhkhaıkornnızANKARA - Güneydoğu'da her gün 20-30 kişinin öldürülmesine neredeyse alıştık. Haberlerin başına, "Bugün olay oldıı mu?" diye değil, "Acaba nerekrde olay otdu?" merakıyla oturuyoruz. Olü sayısı 10'un altında ise gazetelerin birinci sayfasında yer almıyor. 10 ile 20 arasında olunca birinci sayfada birkaç sütun gösteriliyor. 20'nin üzerinde ise haber biraz büv üyor. Kabul etmek* gerekir ki savaşın en acı- masız sürdüğü yerlerde bile her gün bu kadar kişi hayatını kaybetmiyor. ÇiUer. hükümetin başına geldikten hemen sonra Genelkurmay Başkanı Orgeneral Gûreş'i çağırdı. Net bir ifa- deyle mesajını verdi: - Bu işi çözün. Yani işi askerlere ihale etti. Ardından da Güneydoğu'ya gidip bölge halkına "ana şefkatf' gösterdi. 3 trilyonluk da yatınm yapacaklannı açı- kladı. Askerler, teröristlere aman vermeye- cek, hükümet de ekonomik yatınmlarla bölge halkını kazanmaya çalışacaktı. Bugün gelinen nokta, 20 günde 221 ölü... Akşam saat 17.00'den sonra sokağa çıkmak mümkün değil. Bölgenin görünümü böyle. Bu durumda şu soruya yanıt aranı- yor: - Güneydoğu'da yerel seçimler sağlıklı yapılabilir mi? Hemen herkes yapılamayacağını ka- bul ediyor. Ama ne yapmak gerektiğini henüz söyleyen yok. önceki akşam Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ahmet Çörekçi. bir grup gazeteciye yemek verdi. Yemekte, Genelkurmay Genel Sekreteri Tuğge- neral Hurşit Tolon ve Genelkurmay Basın Dairesi görevlileri de vardı. Yemek boyunca sohbetin ağırbğını Güneydoğu ve yerel seçimler oluşturdu. Yemek Orgeneral Çörekçi'nin 3 ağus- tos günü yeni görevine başlaması nede- niyleidi. Ama Genelkurmay'ın kamuoyuna bazı mesajlar vermek amacında olduğu da dikkat çekiyordu. Orgeneral Çöre- kçi, konuşmasına şöyle başladı: U Bİ2 yüce millerimizin vereceği her tûr- lü göreve hazınz. Türk Silahlı Kımetleri ülkeyi en ileriy e götürmek için eünden ge- leni yapmaktadır." Çörekçi. sonra Türkiye'yi nasıl dü- şündüğünü anlattı: "Türkiye Cumhuriyeti olarak kristal bir fanusun içinde birlikte yaşıyoruz. Biz istiyoruz ki bu fanus tertemiz olsun. Fa- nusun bir yerindeki siyah leke hepimizi rahatsız eder." Çörekçi'nin konuşmasının ardından, tabağımızdaki soğuk mezeleri yerken daha- dar bir gazeteci gnıbuyla sohbet ettik. Çörekçi. Genelkurmay'ın her şeyi çok yakından izlediğini. gelişmelerden adım adım bilgilendiğini gösteren ör- nekler verdi. Çörekçi'ye göre bölgenin son durumu şu: "Güneydoğu'da 5.S milyon insan yaşı- yor. Orada 458 aşiret var. Bölge halkı güçlü oianm yanında olmak durumunda hissediyor kendisini. Biz bölge halkını ya- mmıza çekebiliriz. Bu çok zor bir şey değil. Bölgede 450 belediye var. Bize sempari duymayanlar, geçenlerde An- kara'da Kent Otel'de bir araya geldiler. Ancak 37 belediye başkanı toplayabildi- ler. Altı saat konuştular." Konu yerel seçimlere geliyor. Çörek- çi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ülkedeki gelişmelere uzak olmadığını söyleyip devam ediyor: "Aday kim olur, nasıl belirlenir bizim tşimiz değil. Ama ben, görev verilsin, her sandığı konırum. Her sandığı konımaya hazuTZ." Çörekçi, her soruya "net" ve "içerik- B" karşılık verirken bir gazeteci araya girdi: "Sorulara çok poiitik yanıtlar veriyorsunuz. İyi siyasetçi olursunuz." Genelkurmay İkinci Başkanı, bunu da karşıhksız bırakmadr. "Siyaset de yapanm. TC siyasetinde yerimiz vardır." Orgeneral Çörekçi'nin Güneydoğu'- da seçimi garanti edeceklerini anlattık- tan sonra, verdiği örnekler ilginçti: "Güney Afrika'da. Sri Lanka'da, İs- rail'de terör tehditleri oldu, ama seçirnler yapıtdı." Yemekte asken kesımin, hükü- metin bazı uygulamalanndan rahatsız olduğu da dikkat çekiyordu. Gercı bu- nlar, hükümete çeşitli kademelerde ileti- lmiştir, ama komutanlann bunlan gaze- teciler önünde de dile getirmesi ra- hatsızlığın dozunun biraz yükseldiği anlamına gelebilir. Dile getirilen konu- lardan biri 450 bin lise mezununun açık öğretîme alınmasıydı. Bu şöyle değerle- ndiriliyor: "Genelkurmay'la hiç temas kurulma- dan bu karar alınıyor. Ama şimdi önümü- ze 450 bin tecil gelecek. Askerlik kısaltı- lıyor. Biz askeri yetiştirivoruz, tam verim aİacağımız sırada terhis oluyor." Bir diğer konu, terörün önlenmesinde ihalenin sadece askerlere çıkanlması. Askerlerin buna bakışı da şöyle: "Görev herkesin. Sadece askeri ön- lemle ounaz. İş gümrfik memurundan başlıyor." Genelkurmay'ın demokratik kitle ör- gütleriyle ilgili tutumunu da yorumsuz aktaralım: "Vatandaş öMürülüyor, hani İnsan Haklan Derneği, öğretmenler öldürülüyor hani Eğitim-İş?" Genelkurmay'ın yakındığı bir diğer konu. "Askeriyeyi halka tam anlamıyla anlatamama..." Basın ve Halkla İlişkiler kadrolannın çoğu boş duruyormuş. Ozetle Genelkurmay, "Seciınlerde sandık güvenliğini ben sağlarım" dıyor ve kamuoyu desteği istiyor. 142'den kurtuldu Terörle Mücadele Yasası'na takıldı Yıuıııs Nadi ödüllü yazara teröıist muamelesi • "Cop Cumhuriyeti" başlıklı son kitabıyla ilgili davada ifade vermek üzere Istanbul DGM Savahğı'nın emriyle yakalanan Aslan, "33 Kurşun" kitabma verilen 24 aylık cezanın Yargıtay tarafından onaylanması nedeniyle hafta başında İstanbul'a getirilip cezaevine konacak. ^âs'EıtanTarih \ KURSUN Günay ASLAN • 'M9 VUNUS NAOI AMiMÛANI R Û P O H T A J ODU L Ö Günav Asian'm Yunus Nadi ödüllü kitabı Yas Tutan Tarih.' Haber Merkezi- "33 Kur- şun" başlıklı çahşmaşıyla Yu- nus Nadi Röportaj Ödülü ka- zanmış olan gazetecı-yazar Günay Aslan, Bodrum'da polis tarafından yakalanarak gözal- tına alındı. "Cop Cumhuriyeti" başlıklı son kitabıvla ilgili dava- ifade vermek üzere İstanbul M Savcıbğı'nın emriyle ya- alanan Aslan, "33 Kurşun itabına verilen 24 aylık ceza- nın Yargıtay tarafından onay- lanması nedeniyle hafta başın- da İstanbul'a getirilip cezaevi- ne konacak. İstanbul DGM Savcıhğı. As- lan'ı son kitabı "Cop Cumhuri- yeti" başlıklı çahşmaşıyla ilgili ifade vermek üzere mahkemeye çağınyordu. Ancak, DGM Savcıhğı, "Cop Cumuhriyeti" ile ilgili ıfadenin yanısıra, As- lan'ın 15 Eylül 1993 tarihinde Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafin- dan kesinleşen 2 yıl ağır hapis ve 50 milyon liralık para cezası- nın da infaz edileceğini söyledi. İlk kitaba ceza Asian'm "Yas Tutan Tarih / 33 Kurşun" başlıklı çalışması 1989 yıhnda Yunus Nadi Ar- mağanlan Röportaj Ödülü ka- zandıktan sonra Pencere Yayın- lan tarafından kitap olarak yaymlandı. Kitap TCK.'nın 142. maddesine aykın olduğu gerekçesiyle önce toplatıldı. Ar- dından yazan ve yayıncısı hak- kmda dava açıldı. Ancak 141. ve 142. maddelerin kaldınlma- sıyla dava düştü. Bunun üzeri- ne kitabın ikinci basımı yapıkh. Ancak bu basım da. bu kez Te- rörle Mücadele Kanununun "Devletin bölünmezliği aleyhi- ne propaganda" üstbaşhkh 8. maddesine muhalefet ettiği ge- rekçesiyle önce toplatıldı. ar- dından da yazan ve yayıncısı Devlet Güvenlik Mahkemesine sevkedildi. DGM, yazar Gü- nay Aslan'ı 2 yıl ağır hapis. 50 milyon lira para cezasına, Pen- cere Yayınlan sorumlusu Mu- zaffer Erdoğdu'yu da 100 mil- yon lira para cezasına çarptırdı. Gazeteci-yazar Günay As- lan, tıpkı sosyolog İsmail Beşik- çi, yazar Edip Polat ve yazar Ahmet Zeki Okçuoğlu'nun da- valannda olduğu gibi, ftkir. düşünce ve yazılan nedeniyle terörist muamelesi görecek. SHP milletvekili Ercan Kara- kaş'm 15 arkadaşıyla birlikte değişikük önergesi verdiği Te- rörle Mücadele Yasası'nın 8. maddesi ve cezalann infazıyla ilgili 16, 17, ve 18. maddelerine göre Aslan, şarth tahliyeden ya- rarlanamayacak sadece 59. maddede öngörülen' indirim- den yararlanabilecek. Böylece 8 ay yerine 15 ay yatmak zorunda kalacak. Fikir, düşünce ve yazı hükümlüsü Aslan, kamuoyun- da büyük tartışmalara yol açan. tutuklu ve hükümlüler ta- rafından da açhk grevleriyle kı- nanan tek kişilik hücre siste- mine tabi tutulacak. Yani açık görüş yapamayacak, aynca içe- ride diğer hükümlülerle irtibat kuramayacak. < 141-142T yi aratmıyor' Gazeteci-yazar Günay As- lan'ın avukatı Kamber Soypak. konuyla ilgili olarak yaptığı açı- klamada şunlan söyledi: "1991 yıhnda Türkiye Cum- huriyeti TCK'nın 141 ve 142. maddelerini kaldırdığını iddia ederek dünya kamuoyuna Tür- kiye'de düşünce üzerindeki ya- saklan kaldırdığı propaganda- sını yaptı. Böylece Türkiye'de demokratik açıhmlar yapıldığı iddia edilmişti. Ancak 141 ve 142 yerine getirilen Terörle Mücadele Kanunu ve uygula- ması eski uygulamayı aratır durumda. Çok geniş bir terörist tanımı var. Herkes terörist ola- bilir bu yasaya göre. Yazarlar. düşünürler ya da herhangi bir kişi baa görüşlerini özellikle de Kürt meselesiyle ilgili görüşleri- ni açıkladığında ya da yazdığın- da, bu hemen terör olarak nite- leniyor ve yazar terörist olarak yargılanıyor ve mahkuftı edilı- yor" dedi. SHP Genel Başkanı, Manisa mitinginde yaptığı konuşmada, görüşünün ilden iledeğişmeyeceğinisöyledi Karayalçın: OzeUeştirnıeyi hükünıette taıtışuız Haber Merkezi - SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Kara- yalçın, Başbakan Tansu Çüler'in, PTT- nin T'sinin özelleştirilmesi konusunda SHP'den gelecek bir engel karşısında koalisyonu bozabileceği tehdidine kar- şılık özelleştirme konusunu hükümette tartışacaklarını açıkladı. SHP Genel Sekreteri Halfl Çulhaoğlu ise Çiller'in yaklaşımmın, kasım ayında yapılacak DYP büyük kongresine yönelik manev- ra olduğunu ima ederken partisinin özelleştirmede, zarar eden KİTlere ön- celik verdiğini vurguladı. Çulhaoğlu, PTTnin T'sinin, özelleştirme acısından "en sonda geldiğini" söyledi. SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın. Tansu Çiller'in özelleştirme konusundaki gö- rüşlerini hatırlatan gazetecılere özelleş- tirme konusunu hükümette tartışacak- lannı söyledi. Gazetedlerin sorusunda net yanıt vermekten ve polemiğe gir- mekten kaçınan Karayalçın. "Saym Çiller'in özelleştirme konusundaki görüş- lerini biliyonım"demekleyetindi. Kara- • Murat Karayalçın. Başbakan Tansu Çiller'in özelleştirme konusundaki görüşlerini haürlatan gazetecılere konuyu hükümette tartışacaklarını söyledi. SHP Genel Sekreteri Halil Çulhaoğlu ise Çiller'in yaklaşımmın, kasım ayında yapılacak DYP büyük kongresine yönelik manevra olduğunu belirtti. yalçın. gazetecilerin, Çiller'in önceki gün söylediklerine ilişkin ne düşündüğü sorusuna da "Ben de bu konudaki düşûn- celerûni daha önce açıklamıştım" şeklin- de yanıt verdi. Manisa mitinginde özel- leştirme konusunda daha önce sert bir çıkış yapan Karayalçın, aynı görüşleri- nin devam edip etmediği yolundaki bir soruya da aynı görüşünü sürdürdüğünü belirterek, görüşlerinin ilden ile değiş- meyeceğini söyledi. SHP Genel Sekreteri Çulhaoğlu, Cumhuriyet'e yaptığı değerlendirmede, Başbakan Çiller'in, PTT'nin T'sinin özelleştirilmesinin engellenmesi duru- munda, farklı arayışlara yöneleceğine ilişkin sözlerini. DYP kongresine yöne- lik manevra olarak nitelendirdi. Çulha- oğlu, "DYP'nin kasım kongresi geliyor, Sayuı ÇiUer, tercihlerini ortaya koyuyor. Biz şu aşamada Saym Başbakan'ın ter- cihlerini bilemeyiz" dedi. Ekonomik göstergelerin. özelleştirme konusunun ciddi biçimde ele alınmasını gerektirdiğini belirten Çulhaoğlu. şun- lan söyledi: "Özelleştinneye. kangren olmuş ve za- rar eden KİT'lerden başlanması gereki- yor. Kârlı KİTIeri satmak, ancak kamu açıklarının kapatılmasını sağlar. Görii- nen hedef budur. \ncak biz, sağlıklı bir vergi refomıu v apılmadan, kayıt dtşı eko- nomi vergilendirilmeden, teşvik politikası ciddi biçimde gözden geçirilmeden sırf özelleştirme ile sorunun çözüleceğine inanmıyoruz. Üstelik ANAP döneminde- ki özelleştirme politikasıyla dış tekeUer yaratılmtştır. Önce PTT'nin Fsi değil, zarar eden ve yeni yatırmıa muhtaç KITIerden başla- narak özelleştirilmeye gidilmelidir. T'nin özelleştirilmesi son sıradadır. Ekonomi- nin çukura ya da uçuruma gitmemesi için bir uzlaşma sağlanabilir." HAITAYABAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Bir "Oyun"dan Perdeler... işte basılıp "açıktan"dağıtılan bir bildiriden bazı satır- lar: "Bismillahirrahmanirrahim, Muhterem Muratlılar; İki öğretmen, Atatürkçü kâfirlerin başı olduklannı öğ- rencileri kullanarak çıkardıkları FİDAN gazetesinde açık- ça belli etmişlerdir. Kâfirler namus diye bir şey bilmez- ler. Tıpkı hocaları Mustafa Kemal'/n namussuzlukları gibi... Bunlara karşı yapılacak her şey caizdir." "Atatürkçüiüğü savunmakla bir şey yaptığını zanne- den ırz düşmanı İrfan Ozan, laik mahkeme tarafından suçsuz bulunsa bile, gerekli cezayı Allah ona verecektir. Biz de Allah 'ın kullan olarak ona hak ettiği cezayı vere- lim. Mahkeme çıkışında hak ettiği cezayı bulsun. ÇMüş- rikler nerede görülürse öldürülmelidir.' Kuran-ı Kerim) Gazanız mübarek olsun. Şeriatı kuracağız, kâfirleri kıra- cağız." Olay Tekirdağ'ın Muratlı ilçesinde gecer. "Atatürkçü" öğretmene savaş açılır. Bir akıl hastası kıza "tecavüz" iddiası ile üç ay tutuklu kalır. Aklanma olasılığına karşı, '7/nç' çağrıları yapılır. Ve "laik" mahkeme, öğretmeni geçtiğimiz günlerde serbest bırakır.. • • • Çağdaş Yaşamı Destekleme Demeği "laiklik" konulu bir açıkoturum düzenler. Olayı "laik" basın "es"geçer. AmaCumadergisi "ilgisi"n\ esirgemez. Toplantıyı baştan sona izler. "Kemalist laikler İslamdan da Müslümandan da fare- nin kediden korktuğu gibi korkuyorlar" yorumunu ya- par. Ve sonra bir konuşmacının bazı tümcelerini aktarır: "- Müslümanlar bizim düşmanımızdır. Islamiyet ile demokratik platformda yarışmaktansa hukuki yollardan mücadele edilmesi taraftarıyım. Biz Islamın hoşgörüsü- nü de kendisini de biliyoruz." Sonunda tarih olarak "15-21 Rebiulahir" bulunan bu yazıyı okuyanlar herhalde gözlerine inanamazlar. Kim- dir, Müslümanları "düşman " olarak ilan eden bu konuş- macı? Bir "kışkırtıcıajan"mı? Bir akılsız mı? "Laiklik" maskesi altında laikliğeve Kemalizme zarar vermek isteyen bir "akıllı" mı? Hiçbiri değil!.. Söz konusu konuşmacı Sayın Bedri Baykam'dır. Ve böyle bir şey söylememiştir! Ama bir zamanlar Uğur Mumcuları, Muammer Aksoy- ları, Bahriye Üçokları hedef gösterenler, şimdi Aziz Ne- sin'eyeni isimlereklemeyi "amaç'larınaulaşmakacısı- ndan yararlı bulmaktadırlar.. Tıpkı, 37 kişinin gözler önünde yakıldığı Sıvas vahşe- tinden sonra, suçu yakanlarda değil, yananlarda arama- yı da "amaç"larına daha uygun buldukları gibi.. • • • Bundan üç yıl önce, sarışın bir kadın şunları söylüyor- du: "- İrtica, iktisadi ve kafa gücüyle geliyor. Bu iki güce birden sahip olduğunuz zaman, üstelik bürokrasiye de hükmediyorsanız mesele bitmiştir. Oy potansiyelinin yüzde 10 ya da 15 olması, hiç fark etmez.. Türkiye'de durum budur." "- imam-hatip okullarmda, kadının toplumda yerinin ne olduğu, nasıl gösteriliyor acaba? İktisadi özgürlük içinde işini kurması. çalışması, aile bireylerinin eşit ol- ması konusunda. acaba ne duşünüyorlar?" "- Bu gelişmelere Türk kadını nasıl 'dur' diyecek? Şe- riat bütün bunlara izin vermez ve büyük tehdittir. Türk kadını kamuoyu oluştururken partilerin bu konudaki dü- şüncelerini dikkate almak zorundadır." Ve o sarışın bayan şimdi Başbakan. 37 insan "Şeriat/ste/7z"çığlıklarıylayakılırken "Dışar- daki halka hiçbir şey olmamıştır" diye açıklama yapıyor. Yetki verdiği kişiler, vahşeti "insanlarımızm milli ve ma- nevi değerleriyle oynanması'na bağlıyorlar. Sanki gizli bir güç dehşet salıyormuş gibi, "Herkes göğsünü gere gere Müslümanım' diyebilmeli" diyor.. Ya üç yıl önce söyledikleri? "İrtica "nın iktisadi gücünün kaynakları? Bürokrasiye "hükmeden" laik devlet düşmanları? Şeriatın "tehdit" oluşturması? İmam-hatip okulları konusu? Söylediklerini unuttuysa işte anımsatıyoruz. Yok eğer düşünceleri değiştiyse onu da nedenleriyle açıklamalıdır. O nedenler, Çankaya'daki "çok bilmiş " saygıdeğer ki- şinin, saygıya değmez "nas/'rıariarı olsa bile!.. Bayrampaşa cezaevi Parçalanankülotla tecavüztehdidi İstanbul Haber Servisi - Siyasi nedenlerle gözaltına alınan ve tu- tuklu bulunan kadınlara cinsel tacizde bulunulduğu ilen sürüle- rek sorumlulann cezalandın- Iması istendi. Sibd Yüdız( 18) adlı kadının gözaltındayken bir poli- sin tecavüzüne uğradığını öne sü- ren İnsan Haklan Derneği İstan- bul Şubesi Kadın Haklan Ko- mısyonu. Bayrampaşa Cezaevi'- ndekı tutuklu kadınlara gönderi- len külotlann da parçalanarak verilmesiyle tutuklulann "teca- vüzle" tehdit edildiğini açıkladı. Bayrampaşa Cezaevi"nde tu- tuklu bulunan Sibel Yıldız. İstan- bul 3 nolu DGM'ye yazdığı di- lekçede. 7 temmuz tanhinde San- gazi'de eşi Olgun Yıldız ile birlik- te yasadışı bir örgüt adına bildiri dağıttığı gerekçesiyle gözaltına alındığını belirtti. Gözalüna alındıktan sonra Maslak Jandar- ma KomutanhğYna götürüldü- ğünü bildiren Yıldız, burada Te- rörle Mücadele Şubesi'nden ge- len timler tarafından dayak ve iş- kence altında sorgulandığını ifa- de etti. Yıldız, polislerin kendi hazırladıklan ifadeyi imzalaması için sürekli baskı yaptıklannı, iş- kenceden sagbğının bozulması üzerine. psikolojik işkenceye baş- landığını öne sürerek şöyle dedi: "Peşmerge lakaplı birisi tara- fından tecavfize uğradım. Bu işi yaparken bilimseüik adına, cetvel de kullanmavı ihmal etmedi. Ka- nama geçirmeme rağmen hiçbir tıbbi müdahalede bulunulmadığı gibi dalga geçildi." Yıldız. bu uygulamalar sonu- cu. daha fazla dayanamayarak polisın istediği ıtadeye ımza attığını. örgüt üyesı olmadığı hal- de bu suçlamayı kabul ettiğini be- lirtti. fnsan Haklan Demeği İstanbul Şubesi'nde bir açıklama yapan Sibel Yıldız'ın avukatı Şe- ref Turgut, polisin müvekkilini iki kez Umraniye Sağlık Ocağı'- nda tedavi ettirdiğini belirterek bunun her zaman rastlanmayan bir uygulama olduğunu. işkence izlerinin tedavi edilmeye çahşıldığını öne sürdü. İnsan Haklan Derneği Kadın Haklan Komisyonu tarafından düzenlenen basın toplantısında, Bayrampaşa Cezaevi'ndeki ka- dın siyasi tutuklulara ailelerinin getirdıği külotlann, cezaevınde görevli askerlerce parçalandığı belirtildi. Komisyon üyesi Avu- kat Eren Keskin'in okuduğu acı- klamada. Sibel Yıldız'ın uğradığj tecavüz olayı da hatırlatılarak "Bir kadın Başbakan'a sahip ol- makla övünen Türkiye'de kadın- lar gözaltında tecavüze uğrayıp cezae>lerinde de tecavüz tehdidine maruz kalrvorlar. Kadın tutuklu- lara getirilen külotlann ağ kısımları arama sırasında parça- lanarak deJinmistir" denildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle