Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10EKİM1993PAZAR
12 DIZIYAZI
Türgut Bey "Türkiye'nin ilk Kürt cumhurbaşkanıyım" diyor ve aile yüdınm çarpmışa dönüyor
Başkanınbütünadaııılaıı-8-
Bu yolsuzluk ışlennde Semra Hanım'ı en çok
yıpratan konu saldınlann karşı taraftan değıl,
ıçenden gelmesıvdı "Rüşvet ve yolsuzluk fiilkri
devleti zaafivete uğratan sosyal yaradır" dıve baş-
layan yasa önensının altında dört ANAP'ünın
ımzasının bulunmasıra kabul edemıyordu Dağ-
lann taşlann, uçan kuşlann yolsuzluklan konuş-
tuğu bır dönemde yapılan ışın adı, Semra
Hanım'a göre, dupeduz partı ıçı muhalefettı Ls-
tebk muhalefet partılennın yaptıklanndan daha
etkıb oluyordu Rüşvet ve yolsuzluklaıia mu-
cadele ıçın 1983'lerde, kamu görev lılenne mal bıl-
dınmınde bulunma zorunluluğu getıren kanun
çıkanlmışmış da, başanlı olunamamıştı Şımdı
bu dört akıllı duzelteceklermış bu ışlen Kabak
yıne Turgut Bev ın başında patlamıştı Muhalefet
mılletvekıllen de vasadakı "mal biklirimınin gizii
tntuunası koşuluntın" değıştınlmesını ıstıyorlar,
gerekçelennde Turgut Bev'den omek venyor-
iardı
Yasa gerekçelennde yalnız Turgut Bey'ın adı
geçse ıyıydı Peşınden çoluk çocuk herkesı sürük-
kmış, sıyasetın dıpsız kuyusuna onlan da atmıştı
Katlara, yatlara atlara bır dıyeceğı yoktu Semra
Hanım'ın, ama, bır yasa gerekçesınde kendısıne
kuvumcu denmesıne. doğrusu. çok ıçerlemıştı
Semra Hanım. yıllar sonra, ıç sıyasetın yolsuz-
luk, usulsuzluk rüşvet. zımmet ıhtılas ırtıkap
gıbı sözcüklerle belırlendığı o günlerdekı bulantı-
lannı anımsadı Zeynep'e hamılebğınde de böyle
olmuştu O bunalımb gunlennde ıç sıyasetın bu
akıl almaz gırdabında boğulup gıdebıleceğını dü-
şünmuş, artık yenı ılgı alanlarma yönelmeye ka-
rar vermıştı
Yûzgeri dönmeler ve fılitlenmeler
Şımdı. buyuk bır bezgınbk ıçındevdı, uçsuz
bucaksız bır hıçlığe düşmuş gıbıydı Parmakla-
nnın ucundakı sayfalar arasında dolaşan eskı
günlen anımsadıkça, sankı yenıden kanı kıpır-
dıyordu Doyumu olanaksız o kokulan yenı-
den duyuyordu Turgut Bey'ın arkasından et-
rafı toplarken. bır zamanlar, kışısel olarak elde
ettığı kazanımlannı düşündü Az şey değıldı
Hatta bûyuk bır değışım. donuşüm ve yenıleş-
meyı anlaüyordu Geç tanışmıştı ama. yükse-
len değerlenn tumunden nasıbını almış, guzel
gunler görmuştu
Semra Hanım, dış polıtıkaya ılgı duymaya
başladığı günlen anımsadı Herkes onu bu
alanda çok başanlı göruyor olsa da Turgut
Bey'ın dış polıtık ılışkılerde zorlandığına, Sem-
ra Hanım her zaman çok yakından tanık ol-
muştu Bunun boyle olduğunu, sağlığında.
Turgut Bey de kabul ederdı
Gorbaçov ıle göruşemeden Kohl ıle buluşa-
madan, Türkıye'ye vüzgen donduklen kabus-
lu günlen unutamamıştı Mitterrand'dan ve
Clinton'dan yalvar yakar randevu kopanlması
da onu çok ıncıtmıştı
Tunus Cumhurbaşkanı'nın kapısında saat-
lerce beklemekten, Cezavır'de horlanmaktan
az mı üzulmuşlerdı Yenı Zelanda'da fiküe de-
T_X urgut Bey 'e kimse
gerçeklerianlatmayıgöze
alamıyordu. Dış poütikada,
küçükpolitik kurnazhklanna
sığınıp 'misyon-vizyon,
ütke-bölge " diye durumu idare
etmesini bir türlü içine
sindiremiyorau Semra Hanım.
Turgut Bey'in Kürtler
konusundakibirbirine taban
tabana zıt yaklaşımlanna da akıl
erdirebilmesi mümkün değildi...
detelenmekten utanmışlar, Avustralya'da Baş-
bakan Hawke'tan ınsan haklan fırçası yemek-
ten canlan sıkılmıştı Demokrası ınsan hak ve
özgürluklen konulannda Margret Thatdıer'a,
Rkhart Von Weiszaker'e mecburen yalan soy-
ledığını anlatırken uzuntusünden on yıl yaş-
lanmıştı
Semra Hanım da dış ıbşkılenn tadına bır
Amenka seyahatınde varmıştı
" Amerika'dakı temaslarım sırasında, ülkemi-
zin devamb olarak alevhinde olan bir kongres-
man (Kongre üvesi) benı tanımak amacryla
aradı. Ziyaretıme geldi. Ben Türkive'vi anlat-
tm. Bir akşam yemeğınde mikrofonu eline aldı
ve konuşma vaptı. Herkes şaşırdı. Turkiye'nin
lehine olan Kongre üyeleri, bizi tanıyarak, lehi-
mize konuşma\a başladılar. 'Biz Türkije'yi
yanlış tanımışız, Mrs. Özal bize Türkiye'yi ve
Türk insanını anlattı. Türk milleti size çok şey
borçludur' dediler."
Ona çok kısa sure once "Kocanızm kaç kansı
var, siz kaçıncı kanstsuıız" dıye sonı soranlar,
onu büyuk bır havranlıkla dınlemışlerdı
Bır sıvasetçı ıçın dış polıtıkada uzmanlaşma-
nın daha karlı olduğunu Semra Hanım o gun
anladı
Misyon, vizyon, ülke, bölge...
Turgut Bey aslında gerçeklen sevmıyor Kımse
de ona gerçeklen sormuyor, soramıyordu
O yıne bıldığını okuyor sorumlu bır devlet ve
ayaset adamı gıbı "mtsvonu ve vizyonu" ıçınde ül-
ke-bölge ve hatta dunya sorunlan üzennde du-
şünüvor, çözumler uretıyor
gorunüyordu Dış ılışkıler söz
konusu olduğunda. Semra
Hanımın hıç sevmedığı o
küçuk kurnazlıklan Turgut
Bey'e yetıyordu
Saptamalan da gerçekçıvdı
üstelık Pıyasa-medya değen
vardı Örneğın HEP'blen
Koşk e çağınvor "PKKfledi-
yalog konusunda sıze de görev
duşebiür" dıyor Rastlantı bu
ya, bır hafta sonra Apo'dan "çok şık" bır mesaj
abyordu ABD nın Kamboçya deneyımh eskı
Ankara Buyukelçısı ve Bıll Clınton'ın ıstıhbarat
grubu uyesı Morton Abromowitz o günlerde baş
kentte dolaşıyor, eskı dostlarla temas kurup alt
yapıyı hazırlıyordu Bay Morton ulkesıne döne-
cek ve Turgut Bey ın daha kırkı bıle çıkmadan
"Türkiye böîüneoiBr" dıye fenalar verecektı
PKK'nın <\vrupa sözcusü Berivan Zozan'ın
1991lerde "özal, bazı gazetealer aracıltğıyla. bi-
zimle temas anyor" açıklamasının meyvelcn ıkı
yıl sonra ahnacak Turgut Bey hıç hesapta yok-
ken sevgılı danışmanına dünya çapında gazetecı-
D,
lık yapma olanağı sunacaktı 1993 Nevruz'uön-
cesı sılah bırakma, ateşkes, dostluk kardeşlık po-
lıtıkalan gündeme gelıyordu özal "soran çözen
başkan" djye görünmeye devam edıyordu
Semra Hanım, butün bu olup bıtenlere, ayaset
adına akıl erdıremıyordu.
Semra Hanım, zaman zaman Turgut Bey'ı ta-
myamaz hale gelıyordu Bunca yildır aynı yastığa
baş koyduklan Turgut Bey, ya soyledıklennı
unutuyor yada adamlan ona soyledıklennı unut-
turuyorlardı Evde herkesın ağzını yureğıne getı-
ren sözler soyleyen Turgut Bey değıl mıydı'
1
"Knrt
olduğunu sövleyen ilk cumhurbaşkanı benun" de-
dığınde, Semra Hanım "lyi dûşündün mü Turgııt"
dıye sormamış mıydı'' "Fedentsyon dahil ber şeyi
konuşacağız" dedığınde ıse Zeynep ısyan etmış
"V apma baba" dememış mıydı
7
"Apo ve PKK'ya a F sözü verdığınde ıse Semra
Hanım Houston'ı hatırlatmıştı Turgut Bey'e
Güneydoğu'dakı bır eylemı hasta yatağında yo-
ışpolitikayı
öğreninceye değin
neler çekmendşti
Özaüar. Moskova'dan
Gorbaçov'la,
Bonn'danKohl'la
göruşemeden
dÖnmüşlerdi.
Mitterandile
CHnton 'dan randevu
kopartabilmek için az
mıyalvar yakar
olmuşlaraV Ya Yeni
Zelanda yagiderken
uçakta
dedetelenmelerinene
demeü?
sonra 1989 yılı ortalanna gelındığınde, Turgut
Bey'e göre "hadiseJeri" yıne gazetecıler "böyütfi-
yordu."
Ve eskıden dağlara çıkmayan, mağaralarda
dolaşmayan güvenlık guçlen, şımdı mağaralan
tek tek dolaşarak teronst avladığı ıçın olaylar art-
mış gıbı görünüvordu Ya bınlen Turgut Bey'ı ış-
letıyor ya da Turgut Bey hepımızı ışletıyordu
Semra Hanım, Turgut Bey'ın oyle göründüğü gı-
bı her şeyden haberlı olduğuna o gün de. yıllar
sonra bugün de ınanmıyordu O, Cızre Beledı-
yesı'nın 1989 butçesmdeİcı payının 1 lıra olduğu-
nu bılse, daha o zaman kahnndan ölurdü Nufu-
su 1990'larda 70 bme yaklaşan Cızre'nın su ve
kanalızasyon projelennın reddcdıldığını duysa.
ısyana o da katılırdı Semra Hanım bunca yıllık
eşmı çok tyı tanıyordu Turgut Bey'ı hıç kımse
bolgede kışı başına düşen ulusal gelınn 280 dolar
olduğuna ınandıramazdı Öyle oisa, o, kendı
Kurtlen dururken Irak Kürüen nın korunması
rumlarken "Öbneye mahkumduriar Vakalanmış
bir süru eskiya var. Ya da mabkum olmuş yığmla
PKK'cı var. Yann bakarsınız. Meclis'ten bunlann
idamı çtkar" dememış mıydı9
Semra Hanım, Kurt sorunu konusunda her
aklına gelenı soyleyen Turgut Bey'ın, hıçbır za-
man özgurlükçü ve demokrat çözümlerle ılgılı
açıkseçıkkonuştuğunuarumsamıyordu Bırbaş-
kasmı ezen ulusun ozgür olamayacağını, onun da
bılmesı gerekmez mıydı9
Ezılenlenn olduğu yer-
de ezenlenncephesındededemokrasırungerçek-
leşmeyeceğını artık onun da anlaması gerekmez
mıydı9
Semra Hanım, öyle dışandan göründüğü gıbı
rahat ve kaygısız bır ınsan değıldı Sıyasete ılgısı
ve sevgısı arttıkça tüm aynntılan duşünüyor esa-
sı belırleyenın aynntılar olduğuna her gün bıraz
ıçın Başkan Bush'la oturup çozüm arar mıydı9
Semra Hanım, bır ara kendısmın de Kürt soru-
nu ıle yakından ılgılenmeye karar vc-dığıra anım-
sadı
Yörede toplu nıkahlar kıymış. kadın ve çocuk
sağlığıyla uğraşmaya başlamıştı Vakfın ödüllü
yemek yanşmasını Hakkan'den Nesnn hanımın
kerevız dolmasırun kazanması ıçın kışısel çaba
harcamıştı Bunlar ulusal bırhğjn sağlanması ıçın
gereklı şeylerdı ama, sorun artık uluslararası bır
boyut kazanmıştı Semra Hanım'ın tek başına
yapabılecekfazlabırşeyıolamazdı Kurtlennan-
nesı bayan Mıtterrand la konutta başbasa yedığı
yemekte. Kamran tnan'm katkılanyla sorunu tar-
tışmaya kalkışmış, ağzının payını almıştı Pans'te
toplanan Kürtlenn Insan Haklan ve Kültürel
Kımlık Konferansı'na ılışkın Madam'ın korkunç
irgün "Apo'ya da PKK'ya da topian af'tan söz eden Turgut Özal,gün ohtyor PKKiçin
"ölmeye mahkumduriar. Teshm olmazlarsa tenuzlenirler, ohırlarsa onlan idatn bekler"
demeye varthnyorduişi. "Ne de olsa o, Kürtlerin babası, sevdiğizaman okşar, kızdıgı zaman
da döver"diye düşünmeyeçahşıyordu Semra Hanım. Hatta, bir aralar, damşmanlannm
kocasım aldattığını düşünmeye kadar vardardı işlerüı ucunu...
daha çok manıyordu Aklına takılan her soruya
aynntılı yanıtlar anyordu Semra Hanım, kendı
çapında bal gıbı sıyaset yapıyordu İçendekı pıs-
lıklerden bıkıp usanmış, ılgısını dış ıhşkılerde yo-
ğunlaştırdığı gunlen anımsadı
"Kürt sorunu ve özal ilişktsıne öm argtsız bakı-
labildiğinde '(araflann" ortaya çıkan somut du-
nımdan etkilenınemelen ve endışelenmemeieri ola-
naksızdır" dıvenler acaba haklı mıydılar
0
Semra Hanım, yıllar sonra önune senlen dos-
yalann sayfalannı çevırdıkçe, Turgut Bey'ın
Kurt sorununa bakışını daha ıyı anlıyordu
Bunca kan dökuldükten. bunca can abndıktan
görüşlennı, Turgut Bey'e aktarmıştı
Camp Davıd günlennı anımsamaya çalıştı
SemraHanım BaşkanBush'unTurgutBeyVKıı-
ze\ Irak'ta bağunsız bir Kürt devleti ya da bir fede-
rasyon kabul etroek zorundasın" dıye sert çıktığı
doğru muydu9
Turgut Bey kolay kolay "peki" dı-
yecek adam değıldı ama "hayır" demedığı de or-
tadaydı
Ona göre Turgut Bey'ı danışmanlan aldatı
yordu
1990 başında soruna h r çozum getırmek ıçın
kollannı sıvayan SHP nın Kurt Raporu'nun
DGM'ce soruştunılmasına ses çıkarmıyor ve "AB-
laşılan oralarda çok oy kaybetmişler'1
dıyerek dal-
gasını geçıyordu Umursamıyor, aldırmıyordu
Işler ıstedığı gıbı yüruyordu Evdekı hesabın
çarşıya uymadığını gordüğu anda da yenı gınşım-
lennı başlatıyordu "(.ankava'ya çıkmayız" dı-
yen Süleyman Bev'le Erdal Bey'e sözlennı yalatıp,
onlan "Bızı boimek ıstıyorlar" fervadıyla ayağına
kadar geürdığı 1990 Marü'ndakı Güvenlık Zın-
vesı'nde Kurtlere karşı takındığı sert ve acımasız
tutumu,çok kolay unutulacaktı O, Kürtlenn ba-
basıydı onlan ıster sever, ıster döverdı
Turgut Bey'e göre, bu meselenın arkasında Su-
nye ve Irak ın su sorunu yatıyordu Bız o tarafa
su akıtmayınca. onlar bızım tarafa genlla akıtı-
yorlardı
Semra Hanım'ın dıkkatınden o zamanlar hıç-
bır şey kaçmıyordu Mesut'un korkaklığı ve bece-
nksizlığıyle ıktıdardan uzakUşıldığında ışın ger-
çek yüzü ortaya çıkacak. Turkıye'nın ıç bölgelen-
ne kadar uzanmış PKK kamplannın varbğından
söz edılecektı Sıırt'ten Şırnak'a, Kars tan Art-
vm'e, Ağn'dan Erzurum'a, Mardın'den Tunceb'-
ye, Bolu'dan Izmır'e kadar bırçok yöreye uzanan
genlla kamplan, Semra Hanım dışında herkesı
şaşkına çevırecektı
Federasyon dahil her şey
Turgut Bey'ın "dşanya karşı özgürlukçfi. içeri-
ye karşı baskıa yüzü'1
, ızledığı Kürt polıiıkalany-
la da açıkça kanıtlanabılır, denıbyordu Oh, oh'
daha neler Kurtler, aslında o ne dersedesın, ne
yaparsa yapsın Turgut Bey'ı herkesten çok sevn-
yorlardı
Sözüm ona o. ABD'nın dayattığı petrol yatak-
lan ıle ılgılı yenı Ortadoğu pohtıkalanna 'evet*
derken, Musul ve Kerkük'ü de ıçıne alan güçlu
bır Turkıye'yı duşluyormuş Bunun ıçın ABD-
nın "Bağmsız Künüstan" ve "Saddamsız Irak"
formullenne katıbrken. ozgürlükçuymüş
u
Savaşa hayır" pankartını asan lıse öğrencıanı
cezaevıne yollarken de, baskıa Semra Hanım'a
göre, Turgut Bey ı acımasızca eleştırenler, her ne-
dense onu anlamak ıçın hıç çaba harcamadılar
Her şey herkes değışıyor dönuşüyordu ama, on-
lar asla değışmıyor, donuşmuyorlardı
SHP'nın Kurtçe yı yasaklayan 2932 Sayılı Ya-
sa'nın yürurlükten İcaldınlmasına ılışkın yasa
onensıne karşı çıkıyormuş Elbette karşı çıkacak-
tı Turgut Bey'ın tıpkı annesı ve teyzesı gjbı, ana-
dıllen yasaklanmış bu ınsanlann oylanna bır gun
gereksınım duyulduğunda "Vasağı biz kakkrdık"
demenın rantını kım yıyecektı
Semra Hanım'a göre, Turgut Özal 1990'da
atağa kalkacaktır ve Köşk'e çağırdığı Hakkan
mılletvekılı Naım Geylanı'ye "Ben Kürt olabilece-
ğini açıklayan ilk devlet başkanıyım" dıyerek tır-
mandırdığı tartışmayı "federasyoo" ve "tdeviz-
yonda Kürtçe yayın" çıkışlanyla süsleyecektır
Semra Hanım o zamanlar. bıraz da meraktan
olacak. bu gebşmelen saatı dakıkasına tum aynn-
tılanyla yaşamışü
Turgut Bey, 1991'de genel secımlere çok az bır
sure kala "Federasyon dahil her şevı konuşmab-
yn" yaklaşımıyla, Kurt oylanna goz dıkıyor ve
gün be gün zayıflayan partısı ANAP'ı kurtarma-
A
^A. cabagerçekten de
'prezidan'Bush Turgut Bey'e
"Kuzey Irak 'ta bağımsız bir Kürt
devletiniya dafederasyonunu
kabul etmek zorundasın"demiş
de kocası buna ses çıkartmanüş
mtydı?Semra Hanım, Turgut
Bey 'in kolay kolay 'evet'
diyenlerden olmadığını biliyorduf
ama bu kez 'hayw' diyemediği de
açık seçik ortada değilmiydı?
ya soyunuyordu Danışmanlanyla seçımden bır-
İcaç gün önce sorunu tartışmış. scçıme bır gun
kala. ona bır danışman kadar yakın olan gazete-
cıyi Köşk'e çağırmıştı "Yaz" derken, sankı çocu-
ğu azarbyor gıbıydı Sınırlenmekte belkı de hak-
lıydı Semra Hanım'ın tstanbul îl Başkanlığı'na
getınlmesının fazla bır yaran olmamıştı
ANAPa Partı mum gıbı enyordu Guneydoğu'-
da yıllardır kanayan yarava tuz basmak ve
ANAFa bıraz oy toplamak gerekıyordu Semra
Hanım, bunu anlayışla karşıbyordu
Apove PKK dahil af
Turgut Bey ve adamlan aslında uzun zaman-
dan ben, aşama aşama. "Çankaya'nm federanf
bir devlet y aptsından y ana olduğu" ızlenımını ıç ve
dış kamuoyuna ustaca enjekte edıyorlardı Ölçü-
yu kaçırdığını anımsatanlara ıse "V erilen tavizler-
den korkmayın. bizun Kürtler devlet kuramaz" dı-
yordu Süleyman Demırel ın "Vatan hainugi"
suçlaması sadece "bir tazminat davası" daha açıl-
masjna neden oluyordu
Turgut Bey onun bunca yıllık eşıydı ama, aynı
zamanda devletın de başıydı Semra Hanım. tum
sıyası yaşamı boyunca bu ıkı ışı bırbınnden ayır-
ma çabası ıçınde oldu Duşlen gerçekleşseydı o,
dünyanın en açıksözlu sıyasetçılennden bın ola-
bılırdı Turgut Bey e "AUah cezanı versin Turgut"
demek gerekıyorsa ve bu uyan Turkıye'nın çıkar-
lannı gerektınyorsa. Semra Hanım ıçın ınce ele-
yıp sık dokumak gıbı bır ölcü olamazdı Kürt so-
runu ne zaman açılsa Semra Hanım'ın ıçınde"AI-
lah cezanı versin Turgut" deme ısteğı yükselıyor-
du
I992'de Kurt sorunu artık onun ıçın DYP-
SHP koabsyon hukümetının en zayıf noktasıydı
Danışmanlan, bır Kürt tartışması
çıkanlıp. hükümetı duşürmenın
çok kolay olduğunu kulağma
çoktan fısıldamışlardı bıle Ken-
dısıru zıyarete gelen tdıl Lısesı oğ-
renalennın hem yenı yıllannı kut-
luyor hem de onlann kulaklanna
çok hoş gelen sözler söylüyordu
Turgut Bey ın annesınden sonra
artık, babası da Kürttür
O gûnlerde daha tam olarak
Köşk'e taşınmamıştı ama. Kurt
sorununu da çözüp "Memleketi-
ne son bir defa daha hizmet etmevi aklına koymuş-
tu. Sıkıldıkça ılgılı ılgısız onune her gelenle "soh-
bet" edıyor, durup dınlenmeden "demeç" ven-
yor, agzını her açügında "siyasi reforınlardan"
söz edıyordu Danışmanlan ona dışadönükku-
Iıslerde "TürkJeşfirmenın tarihsel görevini yaptığı-
nı, Kemalizmin ırayadın dokJurduğunu" söyletı-
yorlardı lçenye verdığı mesajlarla yenı umutlar
yaratıyordu
YARHV: "Hafiycsi Turgııt"
tstiltbarat Börosu
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇİ
Selanik'te Günler: (3)
Dikenli Yollarda..."Tencere Dıbın Kara" kıtabının yazarı Herfcül MNİas,
kitabının gmşınde şoyle dıyor
"Ben Ankara da doğdum ve Istanbul'da buyudum,
son yıllarda Atına da yaşıyorum Çocuk yaştan 'Rum' ol-
duğuma ınandırılmıştım Kımılen Turk uyruklu bır Yu-
nanlı olduğumu, kımılen ıse Hırıstıyan bır Turk olduğu-
mu soylerdı Benım hıçbır zaman ımzalamadığım Lozan
Antlaşması 'na gore Yunan kokenlı bır azınlıktan -dını
ınancım bır yana- Hırıstıyan Ortodoks bır Turktum Bır
Fransız tarıhçısınden esınlenerek belkı de bır 'dıaspora'
dağılmışhk uygarlığına bağlıyımdır dıye duşunurum kı-
mı zaman
Ama ne olduğum bır yerde çok onemlı Çunku Tur-
kıyede ve Yunanıstan'da bır ınsanın Turk-Yunan ılışkı-
lerı ustune soyledıklermın yorumlanması ıçın hangı
yanda olduğuna, hangı amaçla yazdığına, hangı ıdeolo-
jiye hizmet ettığıne bakılır ve yanıt sağlandığtnda yazar
sınıflandırılır ve otomatık olarak da değerlendırılır, ya
bızden yanadır, ya da bıze karşıdır, denır Kımı zaman
da kendı çıkarına bakıyor da denebılır Yazar bızden'
yanaysa aynı zamanda 'tarafsız da sayılabılır Yazdık-
lan rahatsız edıcıyse, peşın yargılı sayılır ''
Herkul Mıllas, 'ılkokulkıtapları' ndan ışe başlıyor Kı-
nın, duşmanlığın aşılanması buralarda başlıyor da on-
dan Mıllas şoyle dıyor
"Ikı ulkedekı ılkokul kıtapları bır temel benzerlık, bir
de ozel ayrım gosterırler Benzerlık -konuya hep ıkı ulke
ılışkılerı acısından bakıyorum- tarıh anlayışlarındadır
Bızım ulke en yucedır, bız haklıyız, komşu değersızdır,
ulkemızde hep kıyımlar yapmıştır ondan sakınmalıyız,
elındekı topraklar bızden kaptığı eskı vatanımızdır gıbı
bır goruş en kısa bıçımde ozetler bu anlayışı Ayrım ıse
ıkı ulusun tarıh ıçındekı geçırdıklen değışık aşamalarda
ve ulusal tarıh olarak sectıklen ve gelıştırdıklerı ozel oy-
kulerden doğmaktadır Yunanıstan kendını mırasçısı
saydığı Bızans'ın sonunu Turklerden bılır Son yılların
en onemlı olaylan da doğal olarak, bu ulke ıçın, 1821-
1829 Ulusal Bağımsızlık Savaşı ve Anadolu Savaşı'dır
1821 Devrımı koca ımparatorluğun ıçınde bır ' eyalet ıs-
yam"d»r, temel sorunlar Iran dan, Rusya dan Avusturya'-
dan, sonraları Fransa ve Ingıltere 'den kaynaklanıyordu "
Herkul Mıllas, ılkokul kıtaplarından ornekler verır
En başta, 'bız ustunuz ' anlayışı gelır Yunan kıtapla-
rında Turkler ıçın şoyle denmektedır
"Bızans'ı zor duruma getıren başka halk toplulukları
Macarlar ve Peçenekler 'dı Turkler gıbı bunlar da Moğol
soyundandır Turkler san ırktandırlar Kral Konstantin
onurla Konstantınopolıs'ı savunmaya hazırlandı ama
Termopılles'dekı Leonidas <?>£>/ o da barbarlarm enınde
sonunda yeneceklerını bılıyordu II Mehmet, dervışler
aracılığı ıle Turk erlerın fanatızmını ve ımgelerını kışkırt-
tı, bu dunyada ve gelecek yaşamda zengınlıkler ıçın
umutlar verdı Saldında olurlerse cennette peygamber-
lerıyle karşılaşacaklarını soyledı Yaşayanlar ıse uç gun
sureyle kentı yağma edebıleceklerdı Kent alındığında
dehşet ve korku ızledı Katlıam, yağma, tutsak almalar,
yıkım ve başka barbarlıklar yer aldı ' Aynı konuda Tur-
kıye de çocuklar şunu okuyor "Turkler ıstanbul'u aldığı
zaman ıse şehırde hıç kımseye ve kımsenın malına do-
kunulmadı "
_ Türkıyejutaplannda Yunanlılar ıçın şunlar vardı
"Isa'dar) once 1200 yiTlarında bırtakım barbar kabıle-
ler Bbgunku Yunanıstan a gırmışlerdır Bunlar gectık-
lerı yerlerı yakıp yıkmışlar. ele geçırdıklen topraklar ın
eskı ahalısını acımaksızın oldurmuşlerdır Romalılar,
adı ve sanı olmayan bu kabılelerm tumune Grek demış-
lerdır "
Herkul Mıllas, "Çocuklar ıcın tarıh yazanlar, bazen
herhangı bır kıstasa gore hoş gorulemeyecek bır aşırılı-
ğavarmaktadırlar' dıyor YunancakıtaplarOsmanlılar'-
dan soz ederken şoyle dıyorlar 'Yabanıl ve uygarlıktan
yoksun olan o zamanın Turklen her geçtıklerı yere yıkı-
mı getırıyor, koleleştırılen halka hıçbır hak tanımıyor-
du Turkler şeytanca bır duşunceyle ığrenç devşırme
yontemmı buldular Bır Turk kurulu 6-15 yaşlarındakı
Yunan çocuklannı acımasızca kapıp alıyordu ' Türk
kıtapları da çocuklardan soz edıyor şoyle "Yunanlılar,
kundaktakı çocukları da acımasızca oldurebıleceklennı
daha o zaman (1821) gostermışlerdı '
Herkul Mıllas, verdığı orneklerle bıze duşen gorevın
nasıl guç olduğunu da soylemış oluyor Ulkeler arasında
barışı, dostluğu kurmak, bız gazetecılere, yazarlara du-
şuyor Bız de kışkırtıcılık yaparsak dostluk nasıl kurula-
bılır? Ulkeler nasıl barış ıçınde bır arada yaşar?
Selanık te, bır yandan da nabız yokluyorduk, bugun
Yunanıstan da yapılacak seçımlerı buyuk olasılıkla Pa-
pandreu nun alacağı anlaşılıyordu O ıse "Turk dostu
olmamakla ' un yapmıştı
1
Çağdaş Gazetecıler Derneğı'nın kurucusu oiduğu
"Balkan Gazetecıler Konfederasyonu" çalışmalarına
katılan bır gazetecı, "Ben solcuyum, ama Papandreu'-
nun gelmesını ıstememi 'demıştı O, aylarca hapıslerde
yatmış bır gazetecıydı
• • •
Barış Derneğı'nın Başkanı Mahmut Dikerdem topra-
ğa verıldı Bugun de, Behice Boran ın olumunun altıncı
yılı Bugun onu sevgıyle anıyoruz Behice Hanım, hep
guçlükler ıçınde yaşadı 'Sosyalızme gıden yol, oyle ko-
lay, dumduz değıl, dıkenlı engebelıdır' derdı Uzun yıl-
ları cezaevlerınde geçen bır yaşam Behice Boran nıkâh
tanığımızdı Içımızde çok ayrı yerı vardı
BULMACA
1
2
3
1 2 3 4 5SOLDANSAC4:
1/Küçuk çapa Lezzet
2/Kan pıhtısı Oyunda
cezalı çocuk 3/Iskambıl-
de bır kâğıt Kımyasal
enerjıyı elektnk enerjısıne
çevıren aygıt 4/Çöl 5/
Arap yazısmın duz ve ko-
şelı çızgılerle yazılan bır
bnçırru Ad kavmı hu-
kumdan Şeddad tarafin-
dan cennete benzetılerek
yaptınlan efsanevı bahçe
6/Teknelerdekı hamuru
kazımaya yarayan araç
7/Bır çoğul ekı Boncuk, para,
tüy gıbı şeyler takılan renkb tül-
bentlerle yapılan gelın başhğı 8/
Secıye, karakter Yeryuzu parça-
sı 9/Kabul etmeyerek gen çevır-
me İpek ve pamukla dokunan
bır tur kumaş
YUKARIDANAŞAĞIVA:
1/Yapının ya da arsanın boyutla-
nnı ve sınırlannı gosteren hanta
Maydanozgıllerden. ozel kokulu
otsubırbılkı 2/Bırgozrengı öz-
su 3/Sıpcrsız şapka Yurdumuzda bırırmak 4/"Âdet budur
en sonra gelır bezme — " 5/Bal koymaya yarar kuçuk tekne .
Bır yerde bınken smlan dışan akıtmakta kullanılan oluk ya da
boru 6/Iskambıldekıkarorengınevenlen bır başka ad 7/Tahı-
lın laşını ayıklamavd varayanelek Yassı, basık 8/Şık luksve
gostenşlı gıyım tar/ı Sıkıntı verme, üzgu 9/Bırmetnındoğru-
dan doğruya gondenlmesınj ve alıcı olarak basımevı harflenyle
yazılmasını sağlayan aygıt Saan en ınce ses veren teh