19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10EKİM1993PAZAR 1Q PAZAR KONUKLARI Otanad tıbMmüdcüudend,cmayetmi? SUNUŞ: "Euthanasia"yada Türkçeyazûışıyla ötanazi, kişinin, aklidengesiyerinde olarak ölünicül bir hastalıktan kurtıüamayacağuıı bilmesisonucu doktorundanyardım isteyerekyaşamına son verme hakkına sahip olması. Dünyada bu hak çok tartışmah. Birkısunpsikiyatrlar, doktorlar, cerrahlarbunu savunurken,pek çok hukukçu, din adcunı karşı çıkıyor. İnsanın kendiyaşamına son verme kararı ahnaya hakkı oîmadığıgörüşünüortayaatıyorlar. OtanaziyisavunanpsikiyatrDoç. Dr. Kriton Dinçmen ve karşı çıkan hukukçu Prof. Dr. Erol Cihan 'la konuyu ayruıtısıyla konuştuk. Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar Prof. Erol Cihan Hukukçu Doç. Dr. Kriton Dinçmen Psikiyatr Prof. Dr. Erol Cihan 1933 doğumlu. Orta öğrenimini Edirne Lisesi 'nde, yüksek öğrenimini İ. U. Hukuk Fakültesi'nde tamamladı. 1977 'de ceza hukukupro- fesörü oldu. Almanya ve İtalya 'da bilimşelaraştırmalar için bıdundu. 1988 'de Ankara 'da "Ceza Kanunu Öntasartsı Komisyonu "nda üye olarak görev aldı. Şimdiki halde İ. Ü. Hukuk Fakültesi'nde ceza hukukuprofesörü, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Ktüdürlüğü'ndegörevli ve Adli Tıp Traflk Dairesı'nde uzman.. 25yıldırİ.Ü. Hukuk FakültesiDergisi Yazı Kuntlu Sekreteri. tanazi ya da kişiye kendi yaşanuna son verme hakkımn tanınması yülardur dünyada tartışdıyor. Bu nedeıde pek çok ülkede, yaşamına son verme karan alan kişiye yardun ettikleri için bazı doktorlar hakkuıdayasalişlem- ler yaptldt. Siz bir hukukçu olarak insanın kendiyaşanu- na son verme hakkuu nasıl değerlendiriyorsunuz? CtHAN - Tann'nın verdiğini insan bertaraf edemez. Yaşama hakkı kutsal bir hak. Bir insanın yaşama hakkına son vermekle sadece bir tek hakkı yok etmiş olmuyorsunuz. Ona bağlı, ondan kaynaklanan tüm haklara da bir saldın gerçekleştirmiş oluyorsu- nuz. Bir hukukçu olarak öyle bir hakkın kabul edilmesi imkânı yoktur. Bu, insanın beden dokunulmazlığına bir saldındır. Hem hukuki hem vicdani hem soşyal bakımdan saldındır. Çünkü in- sanın üç büyük boyutu var. insanın biyolojik. psikolojik, sosyo- lojık boyutlan bulunuyor. Siz yaşama hakkını yok etmekle onun biyolojik, psikolojik ve sosyolojik varhğını ortadan kaldınyorsu- nuz. Böylece insanın üç boyutunu ötanazi adını verdığiniz işlemle yok etmış oluyorsunuz. - ötanaziyi savunantanngârüşü "İnsan kendiyaşaımna tasarruf Vtme hakkma şahiptir" biçinünde... - CİHAN - Ötanazıye taraftar olanlar var. Ama dın adamla- nnda pek yok. Bu tasarrufun bir hak olarak kabul edilebılmesi- nin de sınırlan var. İntiharda da ötanazide de aynı şey var. Çünkü insan, bir toplurnun bir milletin üyesi. İnsan, toplumun kendisin- den yararlanabileceği bir üye. Bu yararlanabileceği üyeyi kendi kendini yok etme hakkı tanı- rsak ne memuriyet yapacak, ne aile birliğınin sürmesini sağlaya- cak, ne topluma istenilen katkı- da bulunacak. Zaten hekimlere tanınan bir yetjci var. Bu da te- davı etme yetkisidir. Latinlerin bir sözü vardır: "Muktedirsen tedavi et. Değilsen zarar ver- me." Taksıren bir insanın ölümüne sebep olursanız ıki yıldan beş yıla kadar ceza verüiyor. Kasten yaparsanız bu 24 yıla çıkıyor. Tasarlayarak ölüme sebep ol- manın cezası da idam. Gör- düğünüz gibi cezalar dereceleni- yor. ötanazide siz hekim olarak bir insana tedavide bulunmak hakkına ve yetkisine sahipsinız. Tedavide bulunuyorum derken öldürme hakkı o sınırlann dışında. Buna insanın kendisi yetkili oîmadığı gibi bir başkası hiç yetkı|i değil. Bir defa cezai bir suç, ikincisi vicdana aykın bir hareket, hukuka da aykın. Tazminatı gerektiriyor. Aynca Hipokrat yeminine de aykın. Dolayısıyla belirli bir mesleğin mensubu olan kişi aynı zaman- da bu mesleğin kurallanna aykın hareket ediyor. Sıze Hindıstan'dan bir ömek vermek ıstiyorum. Biliyorsunuz Hindistan büyük uygarlıklar- dan bırinin beşiğı. Burada Ma- hatma Gandi'yi önce Çaynizm dıni mensubu olarak görüyo- ruz. Çaynizm dinınde canlı varlığj öldürmek suç, günah. Bütün dinlerde de böyledir, ama Çaynizm'de bu çok büyük günah. Hindistan'da ormana gıren kişinin yüzüne cibinlık takıyorlar ki, orada bir iki gün yaşayan kör sineklere zarar gel- mesin dıye. Çünkü en küçük bir harekette bu küçük sinekler öle- biliyorlar. Yani bu sineklere bile zarar vermemeyi telkin eden bir din. Ötanazi, ölümlü bir hastanın, hayaüna son verme eylemidir. Bir hukukçu bunu esas olarak kabul edemez. Bu. multidisipli- ner bir konu. Hukukçulan, dın adamlannı, cerrahlan, özellikle cerrahlan ilgilendınyor. Cerrahlar devrimci. köklü bırdavranışm temsılcileri. İnsanın acılanna kesin olarak son veriyorlar. Bu multidısipliner bir konu olduğu için hem taraftarlan. hem de karşısında olanlar var. Ben hukukçu olarak bunun karşısında- yım. Böyle bir eylem var. Bu eylem hem cezaı bakımdan suç, vic- dani bakımdan insanı sorumluluğu olan bir eylem olarak mana- landırmaya götürüyor, hem de disiplıner acıdan bir anlamda tıbbın deontolojisi acısından saygıdeger bir davranış değil. Red- dedilmesi gerekiyor. Bu benim görüşüm. - Ama hasta ölümlük olduğu zaman ötanazi yapüabiBr görüşû sarunuluvor. 'Ölmeisteğf diyebirşeyyok ^ Bir insanın ölümüne sebep olursanız hapse girersiniz. Tasarlayarak öldürmenin cezası da idam. Ötanazide hekim olarak bir insana tedavide bulunmak hakkına sahipsinız. Tedavi ediyorum derken öldürme hakkı o sınırlann dışında^ Doktorun görevi yaşatmak CtHAN - Ölümün tanfinde ne hukukçular, ne de tıpçılar an- laşabiliyor. Tıpçılar, bir an önce organ alabılmek için beyni par- çalanmış insan bıtkisel hayata girdığinde, "Tamam artık. Bunda geriye dönüş yoktur. Beyin öldü" diyorlar. Ama daha solunum sistemı, dolaşım sistemi, kalp-akcigerlerin fonksiyonlan sürüyor. Aynca tıp bugün korkunç adımlarla gelişiyor, yeni yeni tedavi yöntemleri bulunuyor. Bugün tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yann çare bulunabiliyor. İmkânı ölçüsünde diğer insan- lara yardım eünek, onlan yaşatmak doktorun görevjdir. Ama onlara zarar vermesin. - ötanazi geniş anlamda Nazi döneminde Ari ırkutgea'ştirümesi için Yahudüerin topüı halde toplama kamplannda öldiirübnekriydi sanmm... CİHAN - Evet, insanlar kobay olarak kullaruldı. Şımdi ABD'- de genler üzerinde büyük çalışmalar yapıbyor. Bu, önemli bir bi- lim dalı. Genetık mühendıshğı, genetık teknolojisi diyorlar. - ötanaziye karar veren kişiler ne tür kişiler sizce? CtHAN - Durkheim'a göre intihar, toplumla sağlıklı ilışkileri kaybolmuş kişilerin dünyadan kaçış eylemidir. Bunlar korkak- tır? Mücadeleden yılmış insanlann başvuracağı çözüm yoludur, kaçma yoludur, kendinden kaçmadır. Dolayısıyla ıtibar edilecek bir davranış değildir. -Ama ötanaziyi savunanlar, "Bu insanlar o kadar cesur ve ken- düerine o kadar saygı duyuyorlar ki bunu yapabüiyortar" diyor- lar... CtHAN - Hayır. Bunlar cesur değil. Demin, insanın biyolojik varhğının yanında psikolojik varlığı var, dedım. Bu tip insanlar psıkolojısi allak buîlak olmuş kişiler. Akhn üç görevi var. Doğ- ruyu eğriden, gerçeği hayalden, zararhyı yararlıdan ayırt etmek. Bu üç güç. üç yetenek yoksa o insan akıllı değildir. Özgür insan, irade sahibi insan böyle bir karar vere- mez. Veriyorsa, bu, hastalıklı bir karardır. Ötanazi. has- tanın nzasıyla gerçekleşse bile hakkın icrası olmuyor. Bir doktor tedavi etmek amacıy- la hareket eder. Bu arada ku- sur da işleyebilir. O ayn. Amaç tedavi etmektır. Ama burada amaç öldürmek, yok etmek. Hasta tedavi olmu- yorsa kendi haline bırakırsın. Allah verdı, Allah aldı. der- sın. Ama öteki, insanın kişisel sorumluluğunu gerektiren bir eylem. Şifa vermek esastır. Yani üp bılimi hayatı yok eden ötanazıyle bağdaşmı- yor. Kanun, insan hayaünı in- sanlann saldınlanna karşı korumak için kasten adam öldürme suçunu koymuş. Ni- tekim bütün cağdaş anayasa- larda bu böyle. Alman anaya- sasında. Avrupa İnsan Hak- lan Sözleşmesi'nde, BM İnsan Haklan Evrensel Bildi- risi'nde var. Bu, açlık grevi, ölüm orucu için de böyle. İnsan iki üç gün bir şey yemezse uykusuzluk ve açhk beyinde zehirlenme meydana getiriyor. Hipokrat yemıni eden doktor bu du- rumda seyirci kalamaz. Ona gerekli müdahaleyi yapmak zorundadır. Adam, "Vücut benım. Sana ne?" dıyebılır. Hayır, o vücut sana iyi kul- lanmak için verilmiştir. Hu- kukçular şöyle düşünüyorlar: Ötanazide, tasarrufta bulun- ma hakkıyla ölüm halinde bulunan kişiyi kurtarma hakkı çatışıyor. Ölüm hakkı diye bir şey yok. Belki ölüme karar verme yetkısi olabilir. Bunu ben kabul etmiyorum. - ötanazi ceza hukuku acısı- ndan nasd değerlendiriliyor? CtHAN - Bu. kasten adam öldürme telakki ediliyor. Türkiye'de, Fransa'da böyle. Kasten adam öldürmeye ne kadar ceza verilıyorsa ötanaziyi uygulayan hekime de o İcadar ceza veriliyor. Fakat cezayı azaltıyorlar. Çünkü burada tedavi amacı yok. ama ahlaki bir kötülük de yok. Çünkü acıya son ver- me amacı güdülüyor. Ama kasten adam öldürmeye giriyor. Bir grup mevzuat böyle. İkinci grup mevzuat bunu bağımsız bir suç olarak ele alıvor. Yeni İtalyan Ceza Kanunu, Alman, Avusturya, Danimarka, Ispanya, Yunanistan. İsviçre, Norveç. Polonya ceza kanunlannda ötanazi müstakil bir suç olarak ele alınıyor. Ona göre hafıf ceza veriliyor. ABD'de ise eyaletlere bağlı. Bazı eyalet- ler kabul ediyor, bazılan da etmiyor. Ama ilginç nokta, ötanaziyi kabul eden eyaletlere kabul etmeyenlerden geçiş yok. Yani adam. şu eyalet ötanaziyi kabul edıyor, ben oraya geçeyım, dıye bir uy- gulama şımdiye İcadar görülmemiş. İngiltere'de ötanazi dıye bir hak kabul edilmıyor. İngılız hukuku Hınstıyanlığın etkısı altında. - ötanaziyi uygulayan doktorun hukuk acısından durumu ne olu- yor? CİHAN - Doktor, o ülkenin hukuk mevzuatına göre sorumlu olacak. Ceza, tazmınat, hukuk ve disiplın sorumluluğu var. Ceza mahkemesi, suç fiilinden dolayı ona bir ceza verecektir. Aynca hukuk mahkemesi. o kişiden mahrum kalan kışilere, çoluğuna çocuğuna nafaka ya da tazminat ödenmesi karannı alacakür. Doç. Dr. Kriton Dinçmen 1924 İstanbuldoğumlu. Tıp Fakültesi'ni 1948 de bitirdi. Akıl ve sinir hastahklan uzmanı olduktan sonra Çapa Psikiyatri Klh niği'nde bir sürepsikiyalribaşasistanı olarak görev yaptı. îkike: ABD'de çalıştı. Bakırköy Akıl ve Sinir Hastalıklan Hasta- nesi'nde başasistan, şefmuavini ve şef olarak görev yaptı. 1982'den buyana da Adli Tıp Kurumu Psikiyatri ve Nöroloji Bölümü Başkanı. İki yıl önce, emekliye ayrüdıktan sonra doçent oldu. I tanazi, ya da kişiye kendi hayatına son verme hakkımn tanınması, ytUardır bütün dünyada tartışthyor. Bu ne- denle pek çok ülkede, yaşanuna son verme kararı alan kişiye yardım ettikleri için bazı doktorlar hakkında yasal \işlemler yaptldı. İnsanın kendi hayatına son verme hakkımn tanmmasuu siz nasıl değerlendiriyorsunuzT DİNÇMEN - Bu konuyu çok severim. Çünkü benim hayat anlayışım varoluşçuluk. Bu kolay bir şey değil, sorumluluk ısti- yor; faturası da çok agırdır. Ben elimden geldiğınce yaşamımda bunu uygulamaya çalışıyorum. Varoluşçuluk görüşleri ıçinde de ölüm hakkı, intihar etme hakkı çok mukaddestir bence. Öta- nazi bunun içinde daha dar bir kavram. İyileşmeyecek, ölüme kadar devam edecek bir hastalığa yakalanan ve bu hastalığın kişiye verdiği korkunç acının tıbben devam edeceğinin belirlen- mesi karşısında. kişinin kendi olanaklanyla kendini öldüreme- yeceği hallerde bunu hekimınden istemesi ve hekimın ona yar- dım etmesidir. İnsanın aldı yerinde olmalı Ama bunun da koşullan var. Söz konusu kişinin hukuki ehli- yetınin tam olması, yani aklı başında olması lazım. Temel kural budur. Herhangi aklı bir anza ıçinde böyle bir istekte bulunur- sa, bu kabul edilemez. İkinci koşul ise iyileşmesi mümkün ol- mayan bir hastalığa yaka- lanmış ve bu hastalığın kişinin ölümüne kadar devam edece- ğinin kesinlikle saptanmış ol- masıdır. Ama başka olaylar da görii- yoruz. Örneğin çok ağır bir hastalığa yakalanmış bir has- tava bakan hekimın has- tasının nzasını almadan böyle birşeyegirişmesi... - O zaman bu taammüden ci- nayete nü giriyor? DİNÇMEN - KesinUkle evet. Aynca hukuki ehliyeti olmayan, komada ya da bitki- sel hayatta olan bir hastanın ailesinin isteğiyle böyle bir şe- yin gerçekleştirilmesi durumu var ki, bunun da ötanaziye gir- memesi gerekir. Komada olan bir kişide acı duyusu da, kav- ramı da yoktur. O acı, sağın solun yakışürmalandır. Aile- nin bir hekimden sıkhkla böyle bir şeyı istediğine de şahit ol- dum. Kendılen mutlaka mad- di. manevi birtakım acılar için- dedir. Onu bilemem. Şöyle bir teklifle ortaya çıkıyorlar: "İla- ca son verelim." Bu. her zaman rastlanılabilen bir olay. Hiçbir nörolog "Böyle bir teklifle karşı karşıya kalmadım" diye- mez. Özgürlük - Türkiye'de böyle bir istatis- tik var nu bilmiyonım, ama ABD'de intihann bir kanuı sağağı sorunu olduğu, yılda her 100 bin kişiden 12'sinin intihar ettiği iinlü Amerikan tıp dergisi l\ew England Journal ofMedi- cine 'de yaumlanan bir makale- de çıktı. Otanazinin de bitinçB intihar kapsanuna girdiği behr- tilen yazıda, şimdî A BD 'de inti- harlann her türlüsünün caydtn- Iması için faatiyet gösterihüği behrtiüyor. Bu konuda ne düşü- nüyorsunuz? DİNÇMEN - Gayet tabii. Hekımin amacı hayatın sür- mesını sağlamakür. Biz hekim olarak diplomamızı aldığımız gün ettiğimiz Hipokrat yemininde insan hayatına. ana rahmine düştüğü anda saygılı olacağunıa belırtınz. Bu yeminin \anı sıra bugün kürtaj özgürlüğü olduğu gibi kadırun doğurma özgürlü- ğü de var. Ben hastamı mutlu edebilirsem, tedavi edebilirsem, hastamın acısını dindirebilirsem bundan fazla ne isteyebilirim? Ama öta- nazi başka. Öncelikle, konusunda çok uzman bir bilirkişı heyeti hastayı muayene edecek ve "Tıbbın bugünkü imkanlanna göre iyileşemez" diyecektır Ama kahvehane mantığıyla "Gunün bi- rinde tıpta ne yenilikler olacağını kim biJebilir?" dememek lazım. Kişinin, ölümcül hastalığa yakalandığını bilerek, hür irade- siyle aklı başındayken ötanaziyi istemesi gerek. Akli denge bozulursa - Burada da bir tartışma getiriliyor. \ e deniyor ki: "Hiçbir in- san, akh başmdaysa, çok da acı çekse ölmeye karar vermez". Buna ek olarak da şu görüş var: "Kişiye ölümcül hastahk tanısı konduğu zaman akh' dengesi bozulahilir. Bu tür durumlarJa da ötanazi konusunda sağhkh karar alantaz." DİNÇMEN - Değil efendim. Normal intihar vardır. psikotik intihar vardır. akıl hastalığının yaratuğı ölüm arzusu vardır. Bunlar ötanaziye girmez. Şu veya bu şekilde oluşmuş, halli imkansız bir sorunu karşı- sında. yıllarca korumuş olduğu insan saygınhğını, kendisine, çevresine olan saygısının kaybolduğunu hissettiği durumda, in- sanın elinde son bir koz vardır. Dünyanm en büyük aklı olan Nietzsche.ınsanın hayatına son verme hakkımn birinci hakkı ol- duğunu söyler. "Ben bu hayatı güç bir anda kapatabilirim" bi- lınci yerleştiğınde yaşamımı değerlendirmem daha anlamlı ola- bıldiği gibi aslında intihar da gerçekleşmeyecektir. Çünkü bir kapı var. Ben istersem o kapıyı açanm bilıncinde olmalıyım. Ama açmayacağım. o da başka. O kapı var, dediğim sürece onu pek açmam. Bu, insan psikolojısidir. Bir de "show intiharlar" vardır. Hısterik kadınlar, ağızlannı, burunlannı tentürdiyotla boyarlar,"Ay vay" ederek intihar et- tikleri süsü verirler. Ama bunlar nörotik insanlar. Ben onlara normal demiyorum ki. Ben normal adamdan söz ediyorum. Normal insan bu kararı verebilir - Yani sfc (Eyorsunuz ki "ISormal adam, kendi ölümüne akh başında olarak karar verebiar." DtNÇMEN - Tabii karar verebilir. Ötanazi için zaten iki rapor gerekir. Birisi, o ki- şinin kurtuluşu imkansız bir hastalığa yakalanmış oldu- ğunu, ikincisi de tıbben akli dengesinin yerinde olduğunu gösteren rapordur. Ancak bu şekilde ötanazi olabilir. - Peki, ötanazifarkh biçim- lerde olabilir nü? DİNÇMEN - Ötanazi aslı- nda ikiye ayruır. Aküf öta- nazi, pasif ötanazi olmak üzere. Aktif ötanazi, demin söylediğim şartlar oluştuğu takdırde hekim tarafından öldürülme durumudur. Da- mar içine potasyum klorür, adrenalin ya da barbitürat (uyku ilaa) zerkiyle olur. Kalp durur. İkincisi ise pasif ötanazi. Bu durumda hayaü sürdü- ren suni araçlar devreden çıkanhr. Bu şekilde ölüm oluşur. Ben daha da ileri gıdece- ğim. Kişinin, kendi insan saygınlığını zedeleyen tedavi girişimlerini reddetmesi de aynı şeydir. Ben 20 yıl önce Bakırköy Akıl ve Sinir Has- talıklan Hastanesi'nde çah- şırken oradaki iki-üç arka- daşıma vasiyet ettim. Dedim ki: "Bakın çocuklar. Ben bağirsak kanseri olursam. anüsüm karnıma bağlanıp büyük apteste torbayla çıkma zorunda kahrsam ve ınsani zaaf altında bunu ka- bul edersem. beni hacir alü- na alın. 'Bu adam bunu ka- bul etmek istemiyor' deyin. Kendi hesabıma, ben bir tor- bayla dolaşmak istemem. Diğer başka tedavileri yapünn. ama bunu yaptı- rmayın." Ötanazi, ne ailenin maddi ve manevi yükünü kaldı- rmak için yapılan bir şeydir, ne de hekimin tek başına ala- bileceği bir karardır. Yani ötanaziyi şöyle tanımlayabiliriz: Bu, bir tür intihardır. Ama kişinin bunu tek başına yapamayacağı için doktorundan yardım istemesidir. Yani ötanazi rahat öldürme değil, rahat ölmedir. Zaten söz- cükleri Yunancasından açıp Türkçeye çevirecek olursak. "eu" iyi. "thanasios" ölmek, yani "iyi ölme", "rahat ölme" anlamına, gelryor. Bunu bu çerçevede ortaya koyarsanız, karşı koymalar da çok azalır. - Kişi ölmeyi istiyor ve doktorundanyardım talep ediyor. Bura- da doktorun durumu ne oluyor? DİNÇMEN - Buna tevessül eden hekim, daima ceza kanu- nuyla karşı karşıya gelır. Pek çok ülkede ve bizde ötanazi, kamu suçu olarak kabul edılir ve adam öldürmeyle eş değerdc tutula- rak aynı maddeden yargılamr. Birçok ülkede, ABD'de, İngil- tere'de, Bolıvya'da, Hollanda'da, Bulgaristan'da, İsveç'te, Yu- nanıstan'da bununla ilgili ayn bir ceza maddesi vardır. Doktor adam öldürmek suçundan yargılanmaz. ötanaziyi işletti diye yargılamr. Fransa'da ise ilginç bir durum var. Bu, adam öldür- me suçuna girer. Ama ötanazi olduğu için mahkeme altı ay ha- pıs cezası verir. o da tecil edilir. İntiharetme - hakkıkutsaldır Kendisine, çevresine olan saygısmın kaybolduğunu hissettiği durumda, insanın elinde son bir koz vardır. Dünyanm en büyük aklı olan Nietzsche insanın hayatına son verme hakkımn kutsal olduğunu söyler. Ötanazi.k rahat öldürme 'değil,' rahat ölümü 'seçmek demektir^k
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle