Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM1993 PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Mülkiyetve özelleştirme
özelleştırmeyalnız ıdeolojık bır sorun olarak kabnamakta,
kapıtülasyonlara\ol açabılecek bırzorunluluk olarak ortaya
çıkmaktadır Nıtekım TELETAŞ'tayabancı mulkıyetı yüzde65'e
çıkmıştır İfaözelTVkar^nmyayınıruhalkşaşbnİıkla
ızlemektedır
Prof. Dr. NURİ KARACAN
K
amu ekonomık kunı-
luşlannın ozelleşünlme-
sı tartışmalan gıderek
yaygınlaşıvor Bu yazı-
ran amacı, sorun'u genış
bır açıdan ele almak ve
öne surûlen savlan değedendırmektır
özel mulkı>etın kokenı ve ekonomık
etkılen bu değerlendırmede büyuk
onem taşır Ben de yazıya buradan
başlayacağıın
Bır gecekondu, gecekondunun
onundekı kuçuk bahçe, bır evın katı,
ozel kücük mulkıyeün örneklendır
Buyuk toprak parçalan. fabnkalar. ış
hanlan ozel bûyük mulkıyetın ornek-
lendır Küçuk ozel mulk sahıbı olmak.
çoğu kez, uzun çalışmalan ve alın ten-
nı gerckunrken. buyuk ozel mulk sa-
hıbı olmak çok kola>dır Ne var kı
bundançokazkışıyararlanabılır Bu-
yük özel mulkıyetm kökenınde mıras
kaçakçılık. buyuk yolsuzluk, karabor-
sa, sanayıde devlet koruması. speku-
lasyon. tekelcı kârlan yatar Bız.
bunun en masumu olan, mıras ıle
mulk edırumı uzennde durahm ve
kuçuk bır senarvodan vararlanalım
Seref Bey, buyuk bır toprak ağasıdır
ve Nadıde Hanım onun resrru nıkâhb
eşıdır Şeref Bev'le Nadıde Hanım aşk
yatağına yaıarlar \e zamanı gelınce
Nasuhı dogar Nasuhı 10 >aşında
okulu bırakır 11 yaşmda sıgaraya. 12
yaşında ıçkıye esrara ve kumara baş-
lar 19 yaşmda babası olur. Nasuhı
yenı toprak ağası olur Bıraz şaşkın,
bıraz gururludur Nasuhı'nın, bu bü-
yük topraklann sahıbı olması ıçın guç-
luk çektığı soylenemez
Ureum araçlanna sahıp olmak, ge-
lırsağlar Şımdı Şeref Bey'ın toprakla-
n uzennde 100 >ana çahştırdığını
varsayabm Şeref Bey gıbı Nasuhı de
yancılara oranla 100 katı fazla gelır el-
de etmektedır Babast bır katı daha
fazla toprak bıraksaydı, Nasuhı, yan-
cılara oranla 200 katı fazla gelır elde
edeceku Demek kı bır kışının elındekı
ureüm araçlan ne ıcadar artıvorsa, ge-
lır dağüımmdakı eşıtsızlık o kadar ar-
tacaktır
Nasuhı evlenmışur Oğlu Şeref, İs-
tanbul'da ıyı btr hsede oğrenım gor-
mekte. aynca ozel bır dershaneden
ders almaktadır Yana Recep'ın oğlu
Recaı, bır y andan babasına yardım et-
mekte. ote yandan ılçedekı lıseyı bıtır-
meye çalışmaktadvr Bu hsede yeterlı
sayıda oğretmen olmadığı ıçın dersle-
nn bır kısmı boş geçmektedır Şeref \e
Recaı bseyı aynı yıl bıunrler, ıkısı de
ayıu fakulteye gırmek ıstemektedır
Unıversıteler arası gınş sınavında Şe-
ref başanlı, Recaı başansız olur De-
mek kı bıreyler arasında mulkıyet ve
gelır farklannın buyuk olduğu bır du-
rumda, eğıümde fırsat eşıtbğınden, ve
genel olarak fırsat eşıtbğınden soz edı-
lemez Tanmla ılgılı senar\omuz. sa-
nayı \e hızmet kesımlen ıçın de geçerb-
dır Orneğın, sanayı kesımınde, bır
devlet ıhalesınde gerekb temınaü yatı-
ramayan fırma ıçın fırsat eşıtlığı soz
konusu değıldır Yıne, hem ozelleştır-
meden, hem fırsat eşıtlığınden yana
olanlar kesın bır çehşkı ıçındedır
Tekelciliğin koyulaştınlması
Bu noktada şu soruyu sorabıhnz
özel büyuk mülkıyetın gıderek az sa-
yıda kımse elınde toplanması, bıreysel
gebrler arasındakı farkın artmasına ve
fırsat eşıtbğının daha da bozulmasma
yol açıyorsa, hukümet ruçın ozelleştır-
meye oncebk tarumaktadır' Bu soru-
ya şu yanıt venlebıhr Hukumet. mer-
kez sağ bır partıyle sozumona sosyal
demokrat bır partıden oluşan bır koa-
lısvon hukumetı olmasma karşın, Baş-
bakan Çillcr sayesınde liberal bır polı-
tıka ızlemektedır Bu ıkı partının mıl-
letvekıllen de bellu bıraz da boyle
gıdelım ne çıkar dıye duşunmekte, bel-
kı dosyalannın Başbakan Çıller'ın
ebnde olmasından korkmakta. belkı
de nasıl olsa 1993 yerel seçımlennde
kaybedeceğız, Çıller de o zaman baka-
lım kıme hava atacak dı>e umıtle se-
çımlen beklemektedır
Başbakan Çıller'ın özelleştırme po-
lıükası belh bır öğretıye mı dayanmak-
tadır0
Evet, Chıcago Okulu ıküsatçıla-
nndan Milton Friedman'ın öğretısıne
dayanmaktadır Fnedman'a gore
ekonomık faalıyetın (ışsızbğın) zaman
ıçınde dalgalanmasına yol açan şey
ozel kesım faalıyetlennden çok, kamu
kesımı faahyetlendır Oyleyse ekono-
mıde ıstıkrann artması, kamu kesımı-
nın mümkun olduğu kadar kuçulme-
sıyle. bır başka deyışle, ozelleşürmeyle
sağlanabıbr lktısatçılann buyuk kıs-
mı bu duşunceye katılmamakla bırlık-
te, bu dûşünce 1980'b yıllann başında.
Uluslararası Para Fonu'nun ıstıkrar
önenlenne de yansımıştır Guzel ama,
Turkıye'de satılması duşunulen kamu
ekonomık kuruluşlan tekelcıdıı özel-
leşınce de tekelcı kalmakta devam ede-
cektır Özel kesım, kânnı arttırmak
ıçın ureüm mıktannı kısacak, fıyatı
yukseltecek, cabşürdığı ışçı sayısıru
azaltacaktır Damnit.
Şımdıye kadar toplumsal amaç ola-
rak. gebnn olabıldığı kadar eşıt dağıh-
mını, ekonomıde fırsat eşıtlığıru ve ış-
sızlığı ele aldık Oysa üreümde venmb-
bk ve ısükrar da (enflasyonsuz ve dış
tıcaret açığı vermeyen bır ekonomı),
toplumsal amaçlar arasındadır Özel-
bkle Latın Amenka ulkelennde 1990-
1993 yıllan arasında gerçekleşen özel-
leştırme, ıdeolojık bır terah olarak
değıl, bır zorlama olarak ortaya çıkü
Üreümde daha venmlı olmak, rekabet
edebılmek, ışçı başına daha fazla ser-
maye malı kullanımını ve teknolojık
ılerlemelerden yararlanmayı gerektır-
dı Sermayecı sınıftan yeten kadar ver-
gı toplanamaması yurtıçınde bütçe
açıklannı ve enflasyonu getırdı Tek-
nolojı transfen, üreümde yabancı ül-
kelere bağımlıbk. dış borçlann artma-
sıyla sonuçlandı Buna "dış borç tuza-
ğı" dıyebıhnz Uluslararası Para
Fonu'nun önensı şu oldu Kamu kesı-
mını kuçultun ozelleşürmeye başvu-
run. tele-iletişim de dahil yabancı ulke-
lere (ABD'ye) satabıleceğınız hısse
senetlennı satın, dövız elde edın Sıze
daha fazla borç veremeyız
Kapitûlasyona yol!
Türkıye de şu anda Latın Amenka
ulkelen durumundadır Kıbns soru-
nunun ve ozelleştırmenın bırden bınn-
cı plana çıkması kesınlıkle bır rastlantı
değıldır Koalısyonhükümetındeeko-
nomıden sorumlu devlet bakanı ola-
rak gorev alan T Çıller, oncekı ıküdar
gıbı borçlanma yoluna başvurmaya-
caklannı soylemıştı tktıdarlannın bı-
nna yılında Turkıye'nın dış borçlan
yuzde 20 arttı Arkasından, uluslara-
rası güvenle borç venlebılecek ulkeler
sıralamasmda Türkıye daha gen sıra-
lara duştû Türkıye bugûn dış borç
yukü en ağır ülkelerden bındır Dış
borcumuz, yıllık dış saümımızın 4 ka-
ündan fazladtr özelleşünlmesı ıste-
nen tele-ıleüşımın (kablo, telgraf, tele-
fon, radyo veya TV ıle ıleüşımın), bır
başka deyışle PTT'nın ıkıncı Tsınm
hısse senetlennın yabancı ulkelere sa-
tılması ve dövvz elde edılmesı duşünul-
mektedır Böylece ozelleşürme yalnız
ıdeolojık bır sorun olarak kalmamak-
ta, kapıtülasyonlara yol açabılecek bır
zorunluluk olarak ortaya çıkmakta-
dır Nıtekım TELETAŞ'ta yabana
mulkıyeü yüzde 65'e çıkmıştır Ikı özel
TV kanalının yayınmı halk şaşkınhkla
ızlemektedır Devletın, devlet olarak
halka karşı gorevını yapabılmesı ıçın
devlet mulkıyetınde kalması gereken
doğal tekcller (posta hızmetlen. elekt-
nk enerjısı ureümı, ulaşürma, hava
gazı ) devleün mulkıyeunde kalmalı-
dır
Sonuç olarak şu soylenebıhr Gelır
dağjlımı ıle venmlıbk arasında ıyı bır
denge kurulmahdır Hıçbır devlet ku-
ruluşu ozelleşmesın demıyorum ör-
neğm bugunkü durumuyla Sumer-
bank pekâlâ özelleşünlebıhr (ya da
tasfıye edılebılır) Buna karşılık, özel
kesımın elınde bulunup halkın çıkan
ıçın mıllıleşünlmesı gereken (ozel TV
kanallan gıbı) kuruluşlann zaman
ıçınde mıllıleştınlmesı gerekır Yurtse-
verbğın, bu ulkenın kuruluşlannı azar
azar yabancılara satmakla kanıtlana-
mayacağını düşunuyorum
ARADABIR
HALİL GÖKHAN
Üç Tanık
Kor ama tanık Hem bakıyor hem de goruyor Bak-
mak ve gormek arasında ışlevsellığe donukve nasılsa,
oze ılışkın fark burada sıfırındıpsızkuyusunaduşuyor
Bakmasını gormesını bılmek bır erdemmış, nıtelıkmış,
becerıymış ozellık ve hatta dehaymış' Bakmak yuzey-
sel görmek derınlıkmış'? Doğru algılama gormek, doğal
algılama bakmakmış
9
Evet Ama bu korluğun nedenı, çağa tantklık (ve sanık-
lık) sarmalının ıkıncı halkasında
Dılsız ama tanık Gerçı konuşuyor Efendılerınm kım
olduğunu btlmeyen bır kışı olarak, şımdı ve burada As-
lındaefendıdeyok Hıçbır zaman da olmadı Kendılığın-
den kole Kendılığınden buyruk altında tutsak ve kendı-
ne, ıstençsızlığıne (ıradesızlığıne) zıncırlı yaşadı, bu
dılsız. Çağa, bu zamana t(s)anıklık sarmalınm uçuncü
halkasında o da
Sağır ama tanık Çığlıkların en keskınını, haykırışla-
rın en acıklısını ışıtebılıyor Eyleme ışleve sağır belkı
Eksıklık, yanılgı nerede, buradan kestırılemıyor Işıtme-
nın yalnızca bır duyu olarak yaşadığını, fazlasına da pek
gereksınımı olmadığına ınanıyor
Sonuçta her uç onemlı duyu da duyu olarak kaldığın-
da tıkanıyor ınsanoğlu
Nedense otekı onemlı - onemsız duyu ve duyargalar
da ıştah kapayıcı Iste bırçok kotumser ornek Hem de
umut azaltıcı
Buruk ama tanık Kuskun ama tanık Dargın ama
tanık Masum (gunahsız) ama tanık Suçlu ama tanık
Vurguncu ama tanık Duzenbaz ama tanık Bılımcı
ama tanık Içlı ama tanık Dışavuran ama tanık Içeka-
panık ama tanık Baskan ama tanık Asker ama tanık
Burokrat ama tanık Yargıcı ama tanık Yurttaş ama
tanık
Sadece tanık Tanıklığı uzerıne oyunlar oynanabılen,
dolaplar cevrılebılen, soz hakkı oradan oraya aktarılabı-
len yaşama hakkı ıstendığınde gerı çevrılen, sözu her
zaman ıçın baskalarınca dıkte edılen ve ıçı bomboş bır
kamuoyu boş/nancı adına sozu saptırılan, sozu kesılen,
sozu ezılen sozu çığnenen sozu sayılan, sozune boş-
verılen sozu yok edılen ama nasılsa en sonunda, butun
kopruler ve koşeler bağlandıktan, yollar tutulduktan
sonra, gudumlu bır çoğunluk ısterısıne sozunun evren-
sel guvencesı kaptırılan bır tanık Sadece bır tanık Do-
ğuştan, yaradılıştan, doğasından değıl, kendılığınden,
kendıellerı, beynı bılıncı, ağzı, dtlı, kulaklarıyla Kor, sa-
ğır, dılsız, kole, tutsak, zıncırlı
Duyular bırbırıne karıştırılınca orneğın kulaklarla gor-
meye, gozle konuşmaya ve dılle ışıtmeye çalışılınca
tanıklık ve sanıklık ağır bır bıçımde bırbırıne karışıyor
Çağınıntanığı yurttas yazar, aydınbıleolsa, kendıta-
nıklığının sanıklığa donmuş olmasına goz/eny/e evet,
dıyorsa eğer, kesınkes kulaklarıyla da baklaları açılma-
mış çağdaş zıncırlerın ıctnde anlamsızca uzayan ve
yenı modern tutsaklıklara yonelen boynunu goruyor ol-
malı Goruntunun acımasızlığına evet, ancak algılama
yontemıne koca bır dur'
Yargıçlığın, savcılığın savunmanlığın, aydınlığın on-
bınlerı'
Bu çok bıldık sanıklık kovuşturulmalı
SOSYAL YAYINLAR
RUS DILI
GRAMERI
\edat (iulkk
ÇIKTI
Kitapçılardan arayınız!
Sosyjl YavınUr / Uabıali Cdd. No. 14
Caglugl'u - tstûnbul 1 el: S22 52 13 - 52X 33 14
TARTIŞMA
BekliyoruzLoca sekız ay bıttı
UğurMumcu
vokcdımı ıle ılgılı
bulgular. ılk
hafta ıçınde elde
jgdılen bulgularla
sınırlı, belkı de daha genıerde
Onun sonsuzluğa yolcu
edılışıne tum Ankaralılar gıbı
aılece bız de katılmış, bır çızgıde
bırleşmenın aasını ve
mutluluğunu yuzbınlerle
paylasmıştık O gün bedenlen
ıle bızlere kaülamayıp
duşuncelen ıle onumuzde
yuruyen mılyonlann varbğıru,
yureğımızde ve bılınamızde
çok net olarak duyumsamışuk
Bugun de Uğur Mumcu'nun
yokedıcılennın bulunmasını
yaşamsal derecede onemlı
sayan yüzbınlenn, mıly onlann
varlığını yadsımak ıçın kor
kütuk aptal olmak gerekır
Ohalde
Bu ülkede neler oluyor?
Sorumlular nasıl nüıatuyku
uyuyabiüjorlar?
Nasıl eşlennın dostlannın
yuzune bakabıbyorlar
9
Nasıl
aldıklan ucreü hak etüklennı,
ıçüklen suyun. yedıklen
ekmeğın, uzerlenne duşen gun
ışığının kendılennı şıddetle
kınadığını görmezhklen
fîlebıhyorlar'' lnsan nesbnın
u kadar duvarsızlaşması
olanaklı mıaır
9
Pekı bu kadar
yaygın. bu kadar yoğun bır
îlgının odağı olan bu
yokedımın (anayeün) bıle
aydınlatılamadığı bır ulkede,
bır sıstemde sıradan bır
yurttaşın başına gelen bu gıbı
olaylar nasıl çozulebıbr
0
Çozuldugu söy lenıyorsa
ınsanlar buna nasıl ınanabılır,
nasıl guvenebılır
9
Sorumlular, artık bıtınn, neye
ınanıyorsanız onun aşkına
bıünnbuışı' Bırakmayın
yanlanna yaptıklannı bu
ınsanlık duşmanlannm
1
tnsanbğın yuz aklan. Uğur
Mumcu'lann. Bahriye
Cçok'ıann.Turan
Dursun'lann Muammer
Aksoy'lann ve daha nıcelenn
seslenm vıcdanlannızda
duyun
1
Beklıyoruz
Celalİlhan
Keçıoren
PENOERE
Laik insan - doğru eğitim gereğiemokrasının
olmazsa olmazI ^ ^
• • laıkbkür
I ^W Gunümuzde
* ^ ^ laıkbkbır
yoneüm sıstemı olarak bıbnse
de, onjınınde kışı ve ozelbkle
kışı duşunce yapısı ıle ılgılı bır
kavramdır SozlukJerde laık
sozcuğunun karşılığı "Din
adamı smıfından obnayao,
halktan (ayncalıksız sınıf) bir
insan** olarak geçer Dırunkaü
(dogmaük) kurallanna sımsıkı
sanlarak çıkannı koruyan ve
yenıbklere, bıbme kapalı dın
adamlan sınıfı ıle kendmı o katı
kurallara bağlanmak zonında
hıssetmeyen (duşuncede ozgur)
halkın (Laıkos) mucadelelen,
gelışmış ulkelerde çoktan tanh
olmuştur Bu ulkelerde laık
devlet sıstemının
(demokrasmın) temeb laık
ınsanadayanır
Laıklık ulkemızde en fazla
çarpıülan, anlamı sapünlan bır
kavramdır Oncebkle
polıük-ekonomık çıkannı
duşunen çırkın ay dınlar
(pohükacı. bılım adamı
gazetecı v d) halkın kafasını
kanşünrlar "Devletlaiktir, ben
laikdetilinTdıyenlaf
cambazlannı ve bu konuda
sessızbğı yeğleyen gafıllen
ıbretle ızlemekteyız Bıreylen
laık olmayan, yanı her olayı dın
hukümlen ıle açıklamay a
çalışan ve İslam hukuku
dedıklen hukuk sıstemının
gunümuzde geçerb
olabıleceğıne ınananlardan
oluşan bır toplumda hıç"laik
devlet" kurulabıbr mı9
Yanıü
"ada" olan bu soruyu
yetkılılenrruz neden kendı
kendılenne sormazlar Nedenı,
Atatürk'un deyışı ıle "Gaflct,
dalalet ve hıyanetliktir".
Gunumuz Turkçesı ıle
"A>Ttıazlık,sapıııç ve
hainliktir".
Demek kı demokrası ıçın
laıklık, laıkbk ıçın laık toplum
gerekbdır Böyle bır toplum
yaratmamnyolu laık eğıümden
geçer Pekı eğıümımız laık
mıdır
0
Buna kımse 'evet'
dıyemez Eğıtımımızı
yonlendıren Mıllı Eğıtım
Bakanhğı Sayın Kışlalf\ a gore
mıllı ıhanet eğıümı bakanlığı,
"dinsel eğitim bakanlığı" halıne
donuşmuştur Budonuşum40
vıbnurunudur Sonuçta,
Atatürk'un oğretım bırbğı
ılkesı (tev hıdı tednsat) oğreüm
aynbğına (tefnkı tednsat)
donuşmuştur Bakanlıkust
duzey yonetıalen, okul
ıdarecılen. ımam hatıplılen ve
bınlerce oğretmenlen ıle eğıtım
ordusubuyuk olçude
tankatçılann yuvası olmuştur
Bu yuvanın ıçıne duşen
bakanın, ıyı nıyetlı bıle olsa.
Ataturkçuluk adına elınden bır
şeygelmez Bu gıdışle yakın
gelecekte Sılahlı Kuvvetlenn
ıçıne olacak tankatçı
sızmalann onlenebıleceğınden
kuşkuluyuz
Ulkemızde tarikatlar (dınsel
bırbkler) görunmez, ama
varhklan hıssedılır buyuk bır
guç odağı halıne gelmıştır
Lğur Mumcu'nun deyışı ıle
tankat-sıyaset-tıcaret
uçgenmde demokrası karşıü
şenatçıbk çabşmalan yanında
makam, mevkı ve servet
y olunun kapılan açılır Bu
ulkeye şenat nasıl olsa gelemez
dıyen gafiller de kışıselçıkarlan
uğruna geleceğımızı tehbkelere
atmaktan hıç çekınmezler
Buguçodaklan,
Toptan-Demirel-özal uçlüsunü
dahı etkıleyerek yenı
unıversıtelere 16şenatçı rektör
atanmasını sağlayabılrruşlerdır
(Cumhunyet26 9 1993) Şımdı
devlet bu rektorlere bolca
kadro ve para venyor kı,
şenatçı kadrolaşma '
gerçekleştınlsın ve bunun ıçın
kaynak sıkıntısı çekılmesın
Devlet, oğrencı yurdu
yapmadan kontenjanlan
sureklı artünyor kı. bu
oğrencıler tankat yurtlanndakı
tuzağaduşsun Sonunda
kardeş kanı dökulse de
"çağdaş" Türk İslam
cumhunyetı kurulsun
Ulu ondenmız Ataturk,
oğreünenlere yaptıgı
konuşmasında ülkelenn
kadennı eğıtım yontemının
çızeceğıru bebrtmıştır "Bir
ulusu özgür, bağnnsız, şanlı
yüksek bir toplum olarak
yaşatan da; koleliğe, yoksulluğa
düşüren de eğitimdir." (TDK
1979) Buozdeyışegore,
ulkemızın butun sorunlannın
(anarşı. teror, enflasyon,
ışsızlık trafık v d ) nedenı
hatalı eğıtımdır Çözumude
doğru eğıümdır Bu nasıl
MEB'ın acil ihtiyaa
C
umhunyet. 1
Ekım 1993
LBA'nın
Ankara'dan
verdığı habere
gore, Mıllı
Eğıtım Bakanı Nahit Menteşe,
•'mevzuatta yeri olmamasına
rağmen ımam-hatıp lıselerinin
yurt sathında 54 şube açtığmı"
soylemış
Dın adamı sayısı, memleket
gereksınmesının kat kat
uzennde olduğuna gore.
mevzuata ay kın olan bu
şubeler kapanacak mı
9
Yoooo
1
Tamaksıne "Lsulünegöre
incelendikten sonra mustakil
halegetirilecekler"mış Açılış
kurdelelennı bırlıktekesmek
ıçın.ezan sesını pek seven Sayın
Çiller'ı unutmazlar herhalde
Mıllı Eğıtım'ın acıl ıhtıyaçlannı
bızden çok daha tyı bılen ve
olacak9
Ataturk devam edıyor
"Türk ulusu, sonucu alcalma
olan, tutsaklık olan, karşüıksız
kole olmaya > aran kuçultucü bir
yonesüriiklenmiştir. L lus, ne
yazık ki bu uykulu durumunu
çok sürdürdü. Bu yüzden her
turlu yoksulluğa, bağunlüığa
uğramaktan kurtulamadı.
Bûtun bu bağımlılıklann
gereklerini, ulusal olmayan bir
eğitimin sonucu olduğunu
sezmeksizın sağlam bir eğitiınin
urûnu sayarak,buna ınanarak
yerine getırİNordu. Eğitimin
esası, eğitimin amacı >e niteüği
ne buyuktür. Bu konuda tutulan
yol y anlışsa \e koskoca bir ulırs,
kutsal kitaplardan tanık
göstererek kılavuz ohluklannı
ilen surenlenn sozlerine
inanarak yüriirse, bu gidiş
kendflerini ölûm ve çökûntüye
sürüklerse, suç, başındakilere
gûvenen zavallı halktançok, yol
gösterenlerin değil midir?"
Eğıtım şurasına katılan sayın
yetkıbler, bakınız, Samsun
Istiklal tlkokulundan Ataturk
sıze seslenıyor "Baylar,
ûzulerek soylüyorum, işin
gerçeğı şudur kı, bütünbu
nulyonlarca ınsan y ığmlan
(Müsiümanlar) şunun y a da
bunun kölesı durumundaduiar.
Akkkları dinsel eğitim ve ahiak,
onlara bu kolelik zincirlerini
kırabilecek ınsanlık değerlerini
vermemiştir, veremiyor. Çünkü
eğhimlerinin amacı ulusal
değildir." Gereğmı saygı ıle arz
edenm
Prof. Dr. Fehmi Serim
Tokat
'iaik"lığınden asla şuphe
etmedığımız Sayın
Menteşe'den Allah razı olsun'
Allah tuttuğunu ımam-hatıp
etsın1
Dr.Hamit Alacahoğlu
İstanbul
2000in Eşünde Kfir Kr
Pablo Neruda 1968 de yazmış
"Şıır 2000 yılında nereye varmış olacak dıye bır soru
yoneltebılırsınız Bu, cok kapsamlı bır sorudur Eğer bu
soruya karanlık bır sokakta rastlasaydım korkudan
odum patlardı
Çunku 2000 yıiı hakkında ne bılıyorum? Ve dahası, şıır
hakkında ne bılıyorum?
Bıldığım, şıınn cenaze torenınm gelecek yuzyılda ya-
pılmayacağı
Şıır her çağda olume terkedılmıştır, ama o savunucu
ve dayanıklı olduğunu gostermışttr sağlıklı toparlanma-
nın her ışaretını sergıleyerek, canlılığını kanıtlamıştır o,
sonsuza dek yaşayacak gorunuyor ' (Şıır Boşuna Yazıl-
mış Olmayacak - Broy Yayınlan - Çevıren Nesrın Ar-
man)
1968 ılgınç bır yıl, gebe gıbıydı doğum yapamadı, da-
ha doğrusu bebek otu doğdu Ama 68 yılı 2000'e ne ka-
dar uzak değıl mı'
Oysa bız daha şımdıden 21 ıncı yuzyıla ulaşmış sayılı-
nz 68'den bu yana bılımsel - teknolojık devrımı yaşadık,
bılgı toplumunun oluşmasını ızledık, Ay'a ayak bastık,
Sovyetler ın dağılmasını seyrettık Pablo Neruda bunla-
rın hıçbırını gormedı
Şaır soruyor
"- 2000 yılı hakkında ne bılıyorum? '
•
Kutsal Kıtap a gınş gıbı denebılır kı
Baş/angıçta şıır vardı
Ya roman'
Reform u, Ronesans ı Aydınlanma çağını beklemek
zorundaydı roman, ınsanın ruhundakı kor ınanç çatla-
malı akıl boy atmalıydı Osmanlı roman yazmak ıçın
neden 19 uncu yuzyılın sonuna kadar bekledı9
Roman
yazmayı denedığı gun Osmanlı Osmanlılıktan kopmak,
dunyaya bır başka gozle bakmak zorundaydı
Şıırde bu zorunluluk var mı?
Tarıh Baba dıyor kı
-Yok'
Pablo Neruda 2000 yılını gormedı Sovyetler ın yıkılışı-
nı seyretmedı, ama, ınsanlığın 3'uncu Bınyıla gırerken
hangı şaırı okuyacağını bılıyor
"2000 yılında herhalde en buyuk ıtıbarı gorecek en
son şaır bugun kımsenın okumadığı bır Yunan şaırı ola-
cak buyuk olasılıkla, adı Homeros
Buna ınanıyorum ve onu yenıden okumaya başlıyo-
rum Onun etkınlığını, tatlılığını ve kahramanlığını, bed-
dualannı ve kehanetlermı mıtoloıısının mermerden
damarlarını, kor adamının asasını araştıracağım
Yenı Yuzyıla yaklaşırken yazılanmda Homer'le yarış-
mayı deneyeceğım
•
Homeros, yaşayıp yaşamadığı bıle bılınmeyen bır şa-
ır, ama, yaşadığı bılınen çoğu ınsandan daha gerçek
Anadolu ozanı
Ve Anadolu'ya saldırtnın oykusunu kaç bın yıl once
yazmışi
Pablo Neruda gıbı ben de ınanıyorum kı gelecek yuz-
yılda da okunacak bılımsel teknoloıık devrım çağında
şııre ve şaıre yer var, Homeros a da
1968 de bu gerçeğı nasıl gorebılmış Neruda
9
Şaır sez-
gısı mı dıyelım'? 21 ıncı Yuzyıla 7 kala her yanımız Troya
değıl m ı ' Savaşlar Balkanlar da, Kafkasya da, Orta-
doğu'da ve Anadolu'da suruyor
Ya'tettaaf "> --'?•»•» ^ •"
Troyasavaşınin unlu tahtaatı, Anabolu'aayine
kaldı, ıçındekıler "baskın basanındır ' dıye ortalığın bı-
raz daha kararmasını beklıyorlar
2000 yılı elımızı uzatsaktutacağımız kadar yakın..
Pablo Neruda dıyor kı
- 2000 yılında Homeros okunacak
Homeros u okuyup ozumseyen Anadolu yu Troya sa-
vaşına donuşturmek hırsının ne kadar anlamsız olduğu-
nu anlar, kor bır ozan bınlerce yıl oncesınden bunu bıze
duyurmaya çalışmış
Gozlerı gormeyen, yazıyı bılmeyen bır Anadolu ozanı-
nı bılgısayar çağında okuyarak onumuzu gorebılınz
KADRİ ABİ'Yİ
YİTİRDİK
TMMOB Maden Muhendıslerı Odası
"Gmçtor,
Eksikl*rlmi tamamlaya,
Yanhftanmı düzeHe,
Yonımlarımı otgunlaştıra,
Ve Kusurlarmiı bağıslaya!..
Selam olsun, madencillk
blllm ve teknlğlnl
yoceltenlerel..."
KaönYerset
Çanakkale Asos antık kentıne 5 km yol cep-
helı 100 dönum çam ormanına bıtışık 60 bın
m
2
kelepır tarla, ıçınde 50 fıstık ağacı ıle şahane
denız manzarah arsalar m
2
'sı 10 bın TL. ıle sa-
tıhktır
TeL- 0-286-212 7049
Gece: 0-286-217 5564
DİCLE TÜFEKÇİOĞLU
KEREM DEMİRCİOĞLU
Trabzon, 9 Ekim 1993 Cumartesi
Evlendik, mutiuyuz.
ANIDEGILYAŞAM
Oktay Akbal
a\ mltırı Turkocağı Ccul 39-41 Caçaloçlu-htanbul