19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 EKİM1993 PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Mülkiyetve özelleştirme özelleştırmeyalnız ıdeolojık bır sorun olarak kabnamakta, kapıtülasyonlara\ol açabılecek bırzorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır Nıtekım TELETAŞ'tayabancı mulkıyetı yüzde65'e çıkmıştır İfaözelTVkar^nmyayınıruhalkşaşbnİıkla ızlemektedır Prof. Dr. NURİ KARACAN K amu ekonomık kunı- luşlannın ozelleşünlme- sı tartışmalan gıderek yaygınlaşıvor Bu yazı- ran amacı, sorun'u genış bır açıdan ele almak ve öne surûlen savlan değedendırmektır özel mulkı>etın kokenı ve ekonomık etkılen bu değerlendırmede büyuk onem taşır Ben de yazıya buradan başlayacağıın Bır gecekondu, gecekondunun onundekı kuçuk bahçe, bır evın katı, ozel kücük mulkıyeün örneklendır Buyuk toprak parçalan. fabnkalar. ış hanlan ozel bûyük mulkıyetın ornek- lendır Küçuk ozel mulk sahıbı olmak. çoğu kez, uzun çalışmalan ve alın ten- nı gerckunrken. buyuk ozel mulk sa- hıbı olmak çok kola>dır Ne var kı bundançokazkışıyararlanabılır Bu- yük özel mulkıyetm kökenınde mıras kaçakçılık. buyuk yolsuzluk, karabor- sa, sanayıde devlet koruması. speku- lasyon. tekelcı kârlan yatar Bız. bunun en masumu olan, mıras ıle mulk edırumı uzennde durahm ve kuçuk bır senarvodan vararlanalım Seref Bey, buyuk bır toprak ağasıdır ve Nadıde Hanım onun resrru nıkâhb eşıdır Şeref Bev'le Nadıde Hanım aşk yatağına yaıarlar \e zamanı gelınce Nasuhı dogar Nasuhı 10 >aşında okulu bırakır 11 yaşmda sıgaraya. 12 yaşında ıçkıye esrara ve kumara baş- lar 19 yaşmda babası olur. Nasuhı yenı toprak ağası olur Bıraz şaşkın, bıraz gururludur Nasuhı'nın, bu bü- yük topraklann sahıbı olması ıçın guç- luk çektığı soylenemez Ureum araçlanna sahıp olmak, ge- lırsağlar Şımdı Şeref Bey'ın toprakla- n uzennde 100 >ana çahştırdığını varsayabm Şeref Bey gıbı Nasuhı de yancılara oranla 100 katı fazla gelır el- de etmektedır Babast bır katı daha fazla toprak bıraksaydı, Nasuhı, yan- cılara oranla 200 katı fazla gelır elde edeceku Demek kı bır kışının elındekı ureüm araçlan ne ıcadar artıvorsa, ge- lır dağüımmdakı eşıtsızlık o kadar ar- tacaktır Nasuhı evlenmışur Oğlu Şeref, İs- tanbul'da ıyı btr hsede oğrenım gor- mekte. aynca ozel bır dershaneden ders almaktadır Yana Recep'ın oğlu Recaı, bır y andan babasına yardım et- mekte. ote yandan ılçedekı lıseyı bıtır- meye çalışmaktadvr Bu hsede yeterlı sayıda oğretmen olmadığı ıçın dersle- nn bır kısmı boş geçmektedır Şeref \e Recaı bseyı aynı yıl bıunrler, ıkısı de ayıu fakulteye gırmek ıstemektedır Unıversıteler arası gınş sınavında Şe- ref başanlı, Recaı başansız olur De- mek kı bıreyler arasında mulkıyet ve gelır farklannın buyuk olduğu bır du- rumda, eğıümde fırsat eşıtbğınden, ve genel olarak fırsat eşıtbğınden soz edı- lemez Tanmla ılgılı senar\omuz. sa- nayı \e hızmet kesımlen ıçın de geçerb- dır Orneğın, sanayı kesımınde, bır devlet ıhalesınde gerekb temınaü yatı- ramayan fırma ıçın fırsat eşıtlığı soz konusu değıldır Yıne, hem ozelleştır- meden, hem fırsat eşıtlığınden yana olanlar kesın bır çehşkı ıçındedır Tekelciliğin koyulaştınlması Bu noktada şu soruyu sorabıhnz özel büyuk mülkıyetın gıderek az sa- yıda kımse elınde toplanması, bıreysel gebrler arasındakı farkın artmasına ve fırsat eşıtbğının daha da bozulmasma yol açıyorsa, hukümet ruçın ozelleştır- meye oncebk tarumaktadır' Bu soru- ya şu yanıt venlebıhr Hukumet. mer- kez sağ bır partıyle sozumona sosyal demokrat bır partıden oluşan bır koa- lısvon hukumetı olmasma karşın, Baş- bakan Çillcr sayesınde liberal bır polı- tıka ızlemektedır Bu ıkı partının mıl- letvekıllen de bellu bıraz da boyle gıdelım ne çıkar dıye duşunmekte, bel- kı dosyalannın Başbakan Çıller'ın ebnde olmasından korkmakta. belkı de nasıl olsa 1993 yerel seçımlennde kaybedeceğız, Çıller de o zaman baka- lım kıme hava atacak dı>e umıtle se- çımlen beklemektedır Başbakan Çıller'ın özelleştırme po- lıükası belh bır öğretıye mı dayanmak- tadır0 Evet, Chıcago Okulu ıküsatçıla- nndan Milton Friedman'ın öğretısıne dayanmaktadır Fnedman'a gore ekonomık faalıyetın (ışsızbğın) zaman ıçınde dalgalanmasına yol açan şey ozel kesım faalıyetlennden çok, kamu kesımı faahyetlendır Oyleyse ekono- mıde ıstıkrann artması, kamu kesımı- nın mümkun olduğu kadar kuçulme- sıyle. bır başka deyışle, ozelleşürmeyle sağlanabıbr lktısatçılann buyuk kıs- mı bu duşunceye katılmamakla bırlık- te, bu dûşünce 1980'b yıllann başında. Uluslararası Para Fonu'nun ıstıkrar önenlenne de yansımıştır Guzel ama, Turkıye'de satılması duşunulen kamu ekonomık kuruluşlan tekelcıdıı özel- leşınce de tekelcı kalmakta devam ede- cektır Özel kesım, kânnı arttırmak ıçın ureüm mıktannı kısacak, fıyatı yukseltecek, cabşürdığı ışçı sayısıru azaltacaktır Damnit. Şımdıye kadar toplumsal amaç ola- rak. gebnn olabıldığı kadar eşıt dağıh- mını, ekonomıde fırsat eşıtlığıru ve ış- sızlığı ele aldık Oysa üreümde venmb- bk ve ısükrar da (enflasyonsuz ve dış tıcaret açığı vermeyen bır ekonomı), toplumsal amaçlar arasındadır Özel- bkle Latın Amenka ulkelennde 1990- 1993 yıllan arasında gerçekleşen özel- leştırme, ıdeolojık bır terah olarak değıl, bır zorlama olarak ortaya çıkü Üreümde daha venmlı olmak, rekabet edebılmek, ışçı başına daha fazla ser- maye malı kullanımını ve teknolojık ılerlemelerden yararlanmayı gerektır- dı Sermayecı sınıftan yeten kadar ver- gı toplanamaması yurtıçınde bütçe açıklannı ve enflasyonu getırdı Tek- nolojı transfen, üreümde yabancı ül- kelere bağımlıbk. dış borçlann artma- sıyla sonuçlandı Buna "dış borç tuza- ğı" dıyebıhnz Uluslararası Para Fonu'nun önensı şu oldu Kamu kesı- mını kuçultun ozelleşürmeye başvu- run. tele-iletişim de dahil yabancı ulke- lere (ABD'ye) satabıleceğınız hısse senetlennı satın, dövız elde edın Sıze daha fazla borç veremeyız Kapitûlasyona yol! Türkıye de şu anda Latın Amenka ulkelen durumundadır Kıbns soru- nunun ve ozelleştırmenın bırden bınn- cı plana çıkması kesınlıkle bır rastlantı değıldır Koalısyonhükümetındeeko- nomıden sorumlu devlet bakanı ola- rak gorev alan T Çıller, oncekı ıküdar gıbı borçlanma yoluna başvurmaya- caklannı soylemıştı tktıdarlannın bı- nna yılında Turkıye'nın dış borçlan yuzde 20 arttı Arkasından, uluslara- rası güvenle borç venlebılecek ulkeler sıralamasmda Türkıye daha gen sıra- lara duştû Türkıye bugûn dış borç yukü en ağır ülkelerden bındır Dış borcumuz, yıllık dış saümımızın 4 ka- ündan fazladtr özelleşünlmesı ıste- nen tele-ıleüşımın (kablo, telgraf, tele- fon, radyo veya TV ıle ıleüşımın), bır başka deyışle PTT'nın ıkıncı Tsınm hısse senetlennın yabancı ulkelere sa- tılması ve dövvz elde edılmesı duşünul- mektedır Böylece ozelleşürme yalnız ıdeolojık bır sorun olarak kalmamak- ta, kapıtülasyonlara yol açabılecek bır zorunluluk olarak ortaya çıkmakta- dır Nıtekım TELETAŞ'ta yabana mulkıyeü yüzde 65'e çıkmıştır Ikı özel TV kanalının yayınmı halk şaşkınhkla ızlemektedır Devletın, devlet olarak halka karşı gorevını yapabılmesı ıçın devlet mulkıyetınde kalması gereken doğal tekcller (posta hızmetlen. elekt- nk enerjısı ureümı, ulaşürma, hava gazı ) devleün mulkıyeunde kalmalı- dır Sonuç olarak şu soylenebıhr Gelır dağjlımı ıle venmlıbk arasında ıyı bır denge kurulmahdır Hıçbır devlet ku- ruluşu ozelleşmesın demıyorum ör- neğm bugunkü durumuyla Sumer- bank pekâlâ özelleşünlebıhr (ya da tasfıye edılebılır) Buna karşılık, özel kesımın elınde bulunup halkın çıkan ıçın mıllıleşünlmesı gereken (ozel TV kanallan gıbı) kuruluşlann zaman ıçınde mıllıleştınlmesı gerekır Yurtse- verbğın, bu ulkenın kuruluşlannı azar azar yabancılara satmakla kanıtlana- mayacağını düşunuyorum ARADABIR HALİL GÖKHAN Üç Tanık Kor ama tanık Hem bakıyor hem de goruyor Bak- mak ve gormek arasında ışlevsellığe donukve nasılsa, oze ılışkın fark burada sıfırındıpsızkuyusunaduşuyor Bakmasını gormesını bılmek bır erdemmış, nıtelıkmış, becerıymış ozellık ve hatta dehaymış' Bakmak yuzey- sel görmek derınlıkmış'? Doğru algılama gormek, doğal algılama bakmakmış 9 Evet Ama bu korluğun nedenı, çağa tantklık (ve sanık- lık) sarmalının ıkıncı halkasında Dılsız ama tanık Gerçı konuşuyor Efendılerınm kım olduğunu btlmeyen bır kışı olarak, şımdı ve burada As- lındaefendıdeyok Hıçbır zaman da olmadı Kendılığın- den kole Kendılığınden buyruk altında tutsak ve kendı- ne, ıstençsızlığıne (ıradesızlığıne) zıncırlı yaşadı, bu dılsız. Çağa, bu zamana t(s)anıklık sarmalınm uçuncü halkasında o da Sağır ama tanık Çığlıkların en keskınını, haykırışla- rın en acıklısını ışıtebılıyor Eyleme ışleve sağır belkı Eksıklık, yanılgı nerede, buradan kestırılemıyor Işıtme- nın yalnızca bır duyu olarak yaşadığını, fazlasına da pek gereksınımı olmadığına ınanıyor Sonuçta her uç onemlı duyu da duyu olarak kaldığın- da tıkanıyor ınsanoğlu Nedense otekı onemlı - onemsız duyu ve duyargalar da ıştah kapayıcı Iste bırçok kotumser ornek Hem de umut azaltıcı Buruk ama tanık Kuskun ama tanık Dargın ama tanık Masum (gunahsız) ama tanık Suçlu ama tanık Vurguncu ama tanık Duzenbaz ama tanık Bılımcı ama tanık Içlı ama tanık Dışavuran ama tanık Içeka- panık ama tanık Baskan ama tanık Asker ama tanık Burokrat ama tanık Yargıcı ama tanık Yurttaş ama tanık Sadece tanık Tanıklığı uzerıne oyunlar oynanabılen, dolaplar cevrılebılen, soz hakkı oradan oraya aktarılabı- len yaşama hakkı ıstendığınde gerı çevrılen, sözu her zaman ıçın baskalarınca dıkte edılen ve ıçı bomboş bır kamuoyu boş/nancı adına sozu saptırılan, sozu kesılen, sozu ezılen sozu çığnenen sozu sayılan, sozune boş- verılen sozu yok edılen ama nasılsa en sonunda, butun kopruler ve koşeler bağlandıktan, yollar tutulduktan sonra, gudumlu bır çoğunluk ısterısıne sozunun evren- sel guvencesı kaptırılan bır tanık Sadece bır tanık Do- ğuştan, yaradılıştan, doğasından değıl, kendılığınden, kendıellerı, beynı bılıncı, ağzı, dtlı, kulaklarıyla Kor, sa- ğır, dılsız, kole, tutsak, zıncırlı Duyular bırbırıne karıştırılınca orneğın kulaklarla gor- meye, gozle konuşmaya ve dılle ışıtmeye çalışılınca tanıklık ve sanıklık ağır bır bıçımde bırbırıne karışıyor Çağınıntanığı yurttas yazar, aydınbıleolsa, kendıta- nıklığının sanıklığa donmuş olmasına goz/eny/e evet, dıyorsa eğer, kesınkes kulaklarıyla da baklaları açılma- mış çağdaş zıncırlerın ıctnde anlamsızca uzayan ve yenı modern tutsaklıklara yonelen boynunu goruyor ol- malı Goruntunun acımasızlığına evet, ancak algılama yontemıne koca bır dur' Yargıçlığın, savcılığın savunmanlığın, aydınlığın on- bınlerı' Bu çok bıldık sanıklık kovuşturulmalı SOSYAL YAYINLAR RUS DILI GRAMERI \edat (iulkk ÇIKTI Kitapçılardan arayınız! Sosyjl YavınUr / Uabıali Cdd. No. 14 Caglugl'u - tstûnbul 1 el: S22 52 13 - 52X 33 14 TARTIŞMA BekliyoruzLoca sekız ay bıttı UğurMumcu vokcdımı ıle ılgılı bulgular. ılk hafta ıçınde elde jgdılen bulgularla sınırlı, belkı de daha genıerde Onun sonsuzluğa yolcu edılışıne tum Ankaralılar gıbı aılece bız de katılmış, bır çızgıde bırleşmenın aasını ve mutluluğunu yuzbınlerle paylasmıştık O gün bedenlen ıle bızlere kaülamayıp duşuncelen ıle onumuzde yuruyen mılyonlann varbğıru, yureğımızde ve bılınamızde çok net olarak duyumsamışuk Bugun de Uğur Mumcu'nun yokedıcılennın bulunmasını yaşamsal derecede onemlı sayan yüzbınlenn, mıly onlann varlığını yadsımak ıçın kor kütuk aptal olmak gerekır Ohalde Bu ülkede neler oluyor? Sorumlular nasıl nüıatuyku uyuyabiüjorlar? Nasıl eşlennın dostlannın yuzune bakabıbyorlar 9 Nasıl aldıklan ucreü hak etüklennı, ıçüklen suyun. yedıklen ekmeğın, uzerlenne duşen gun ışığının kendılennı şıddetle kınadığını görmezhklen fîlebıhyorlar'' lnsan nesbnın u kadar duvarsızlaşması olanaklı mıaır 9 Pekı bu kadar yaygın. bu kadar yoğun bır îlgının odağı olan bu yokedımın (anayeün) bıle aydınlatılamadığı bır ulkede, bır sıstemde sıradan bır yurttaşın başına gelen bu gıbı olaylar nasıl çozulebıbr 0 Çozuldugu söy lenıyorsa ınsanlar buna nasıl ınanabılır, nasıl guvenebılır 9 Sorumlular, artık bıtınn, neye ınanıyorsanız onun aşkına bıünnbuışı' Bırakmayın yanlanna yaptıklannı bu ınsanlık duşmanlannm 1 tnsanbğın yuz aklan. Uğur Mumcu'lann. Bahriye Cçok'ıann.Turan Dursun'lann Muammer Aksoy'lann ve daha nıcelenn seslenm vıcdanlannızda duyun 1 Beklıyoruz Celalİlhan Keçıoren PENOERE Laik insan - doğru eğitim gereğiemokrasının olmazsa olmazI ^ ^ • • laıkbkür I ^W Gunümuzde * ^ ^ laıkbkbır yoneüm sıstemı olarak bıbnse de, onjınınde kışı ve ozelbkle kışı duşunce yapısı ıle ılgılı bır kavramdır SozlukJerde laık sozcuğunun karşılığı "Din adamı smıfından obnayao, halktan (ayncalıksız sınıf) bir insan** olarak geçer Dırunkaü (dogmaük) kurallanna sımsıkı sanlarak çıkannı koruyan ve yenıbklere, bıbme kapalı dın adamlan sınıfı ıle kendmı o katı kurallara bağlanmak zonında hıssetmeyen (duşuncede ozgur) halkın (Laıkos) mucadelelen, gelışmış ulkelerde çoktan tanh olmuştur Bu ulkelerde laık devlet sıstemının (demokrasmın) temeb laık ınsanadayanır Laıklık ulkemızde en fazla çarpıülan, anlamı sapünlan bır kavramdır Oncebkle polıük-ekonomık çıkannı duşunen çırkın ay dınlar (pohükacı. bılım adamı gazetecı v d) halkın kafasını kanşünrlar "Devletlaiktir, ben laikdetilinTdıyenlaf cambazlannı ve bu konuda sessızbğı yeğleyen gafıllen ıbretle ızlemekteyız Bıreylen laık olmayan, yanı her olayı dın hukümlen ıle açıklamay a çalışan ve İslam hukuku dedıklen hukuk sıstemının gunümuzde geçerb olabıleceğıne ınananlardan oluşan bır toplumda hıç"laik devlet" kurulabıbr mı9 Yanıü "ada" olan bu soruyu yetkılılenrruz neden kendı kendılenne sormazlar Nedenı, Atatürk'un deyışı ıle "Gaflct, dalalet ve hıyanetliktir". Gunumuz Turkçesı ıle "A>Ttıazlık,sapıııç ve hainliktir". Demek kı demokrası ıçın laıklık, laıkbk ıçın laık toplum gerekbdır Böyle bır toplum yaratmamnyolu laık eğıümden geçer Pekı eğıümımız laık mıdır 0 Buna kımse 'evet' dıyemez Eğıtımımızı yonlendıren Mıllı Eğıtım Bakanhğı Sayın Kışlalf\ a gore mıllı ıhanet eğıümı bakanlığı, "dinsel eğitim bakanlığı" halıne donuşmuştur Budonuşum40 vıbnurunudur Sonuçta, Atatürk'un oğretım bırbğı ılkesı (tev hıdı tednsat) oğreüm aynbğına (tefnkı tednsat) donuşmuştur Bakanlıkust duzey yonetıalen, okul ıdarecılen. ımam hatıplılen ve bınlerce oğretmenlen ıle eğıtım ordusubuyuk olçude tankatçılann yuvası olmuştur Bu yuvanın ıçıne duşen bakanın, ıyı nıyetlı bıle olsa. Ataturkçuluk adına elınden bır şeygelmez Bu gıdışle yakın gelecekte Sılahlı Kuvvetlenn ıçıne olacak tankatçı sızmalann onlenebıleceğınden kuşkuluyuz Ulkemızde tarikatlar (dınsel bırbkler) görunmez, ama varhklan hıssedılır buyuk bır guç odağı halıne gelmıştır Lğur Mumcu'nun deyışı ıle tankat-sıyaset-tıcaret uçgenmde demokrası karşıü şenatçıbk çabşmalan yanında makam, mevkı ve servet y olunun kapılan açılır Bu ulkeye şenat nasıl olsa gelemez dıyen gafiller de kışıselçıkarlan uğruna geleceğımızı tehbkelere atmaktan hıç çekınmezler Buguçodaklan, Toptan-Demirel-özal uçlüsunü dahı etkıleyerek yenı unıversıtelere 16şenatçı rektör atanmasını sağlayabılrruşlerdır (Cumhunyet26 9 1993) Şımdı devlet bu rektorlere bolca kadro ve para venyor kı, şenatçı kadrolaşma ' gerçekleştınlsın ve bunun ıçın kaynak sıkıntısı çekılmesın Devlet, oğrencı yurdu yapmadan kontenjanlan sureklı artünyor kı. bu oğrencıler tankat yurtlanndakı tuzağaduşsun Sonunda kardeş kanı dökulse de "çağdaş" Türk İslam cumhunyetı kurulsun Ulu ondenmız Ataturk, oğreünenlere yaptıgı konuşmasında ülkelenn kadennı eğıtım yontemının çızeceğıru bebrtmıştır "Bir ulusu özgür, bağnnsız, şanlı yüksek bir toplum olarak yaşatan da; koleliğe, yoksulluğa düşüren de eğitimdir." (TDK 1979) Buozdeyışegore, ulkemızın butun sorunlannın (anarşı. teror, enflasyon, ışsızlık trafık v d ) nedenı hatalı eğıtımdır Çözumude doğru eğıümdır Bu nasıl MEB'ın acil ihtiyaa C umhunyet. 1 Ekım 1993 LBA'nın Ankara'dan verdığı habere gore, Mıllı Eğıtım Bakanı Nahit Menteşe, •'mevzuatta yeri olmamasına rağmen ımam-hatıp lıselerinin yurt sathında 54 şube açtığmı" soylemış Dın adamı sayısı, memleket gereksınmesının kat kat uzennde olduğuna gore. mevzuata ay kın olan bu şubeler kapanacak mı 9 Yoooo 1 Tamaksıne "Lsulünegöre incelendikten sonra mustakil halegetirilecekler"mış Açılış kurdelelennı bırlıktekesmek ıçın.ezan sesını pek seven Sayın Çiller'ı unutmazlar herhalde Mıllı Eğıtım'ın acıl ıhtıyaçlannı bızden çok daha tyı bılen ve olacak9 Ataturk devam edıyor "Türk ulusu, sonucu alcalma olan, tutsaklık olan, karşüıksız kole olmaya > aran kuçultucü bir yonesüriiklenmiştir. L lus, ne yazık ki bu uykulu durumunu çok sürdürdü. Bu yüzden her turlu yoksulluğa, bağunlüığa uğramaktan kurtulamadı. Bûtun bu bağımlılıklann gereklerini, ulusal olmayan bir eğitimin sonucu olduğunu sezmeksizın sağlam bir eğitiınin urûnu sayarak,buna ınanarak yerine getırİNordu. Eğitimin esası, eğitimin amacı >e niteüği ne buyuktür. Bu konuda tutulan yol y anlışsa \e koskoca bir ulırs, kutsal kitaplardan tanık göstererek kılavuz ohluklannı ilen surenlenn sozlerine inanarak yüriirse, bu gidiş kendflerini ölûm ve çökûntüye sürüklerse, suç, başındakilere gûvenen zavallı halktançok, yol gösterenlerin değil midir?" Eğıtım şurasına katılan sayın yetkıbler, bakınız, Samsun Istiklal tlkokulundan Ataturk sıze seslenıyor "Baylar, ûzulerek soylüyorum, işin gerçeğı şudur kı, bütünbu nulyonlarca ınsan y ığmlan (Müsiümanlar) şunun y a da bunun kölesı durumundaduiar. Akkkları dinsel eğitim ve ahiak, onlara bu kolelik zincirlerini kırabilecek ınsanlık değerlerini vermemiştir, veremiyor. Çünkü eğhimlerinin amacı ulusal değildir." Gereğmı saygı ıle arz edenm Prof. Dr. Fehmi Serim Tokat 'iaik"lığınden asla şuphe etmedığımız Sayın Menteşe'den Allah razı olsun' Allah tuttuğunu ımam-hatıp etsın1 Dr.Hamit Alacahoğlu İstanbul 2000in Eşünde Kfir Kr Pablo Neruda 1968 de yazmış "Şıır 2000 yılında nereye varmış olacak dıye bır soru yoneltebılırsınız Bu, cok kapsamlı bır sorudur Eğer bu soruya karanlık bır sokakta rastlasaydım korkudan odum patlardı Çunku 2000 yıiı hakkında ne bılıyorum? Ve dahası, şıır hakkında ne bılıyorum? Bıldığım, şıınn cenaze torenınm gelecek yuzyılda ya- pılmayacağı Şıır her çağda olume terkedılmıştır, ama o savunucu ve dayanıklı olduğunu gostermışttr sağlıklı toparlanma- nın her ışaretını sergıleyerek, canlılığını kanıtlamıştır o, sonsuza dek yaşayacak gorunuyor ' (Şıır Boşuna Yazıl- mış Olmayacak - Broy Yayınlan - Çevıren Nesrın Ar- man) 1968 ılgınç bır yıl, gebe gıbıydı doğum yapamadı, da- ha doğrusu bebek otu doğdu Ama 68 yılı 2000'e ne ka- dar uzak değıl mı' Oysa bız daha şımdıden 21 ıncı yuzyıla ulaşmış sayılı- nz 68'den bu yana bılımsel - teknolojık devrımı yaşadık, bılgı toplumunun oluşmasını ızledık, Ay'a ayak bastık, Sovyetler ın dağılmasını seyrettık Pablo Neruda bunla- rın hıçbırını gormedı Şaır soruyor "- 2000 yılı hakkında ne bılıyorum? ' • Kutsal Kıtap a gınş gıbı denebılır kı Baş/angıçta şıır vardı Ya roman' Reform u, Ronesans ı Aydınlanma çağını beklemek zorundaydı roman, ınsanın ruhundakı kor ınanç çatla- malı akıl boy atmalıydı Osmanlı roman yazmak ıçın neden 19 uncu yuzyılın sonuna kadar bekledı9 Roman yazmayı denedığı gun Osmanlı Osmanlılıktan kopmak, dunyaya bır başka gozle bakmak zorundaydı Şıırde bu zorunluluk var mı? Tarıh Baba dıyor kı -Yok' Pablo Neruda 2000 yılını gormedı Sovyetler ın yıkılışı- nı seyretmedı, ama, ınsanlığın 3'uncu Bınyıla gırerken hangı şaırı okuyacağını bılıyor "2000 yılında herhalde en buyuk ıtıbarı gorecek en son şaır bugun kımsenın okumadığı bır Yunan şaırı ola- cak buyuk olasılıkla, adı Homeros Buna ınanıyorum ve onu yenıden okumaya başlıyo- rum Onun etkınlığını, tatlılığını ve kahramanlığını, bed- dualannı ve kehanetlermı mıtoloıısının mermerden damarlarını, kor adamının asasını araştıracağım Yenı Yuzyıla yaklaşırken yazılanmda Homer'le yarış- mayı deneyeceğım • Homeros, yaşayıp yaşamadığı bıle bılınmeyen bır şa- ır, ama, yaşadığı bılınen çoğu ınsandan daha gerçek Anadolu ozanı Ve Anadolu'ya saldırtnın oykusunu kaç bın yıl once yazmışi Pablo Neruda gıbı ben de ınanıyorum kı gelecek yuz- yılda da okunacak bılımsel teknoloıık devrım çağında şııre ve şaıre yer var, Homeros a da 1968 de bu gerçeğı nasıl gorebılmış Neruda 9 Şaır sez- gısı mı dıyelım'? 21 ıncı Yuzyıla 7 kala her yanımız Troya değıl m ı ' Savaşlar Balkanlar da, Kafkasya da, Orta- doğu'da ve Anadolu'da suruyor Ya'tettaaf "> --'?•»•» ^ •" Troyasavaşınin unlu tahtaatı, Anabolu'aayine kaldı, ıçındekıler "baskın basanındır ' dıye ortalığın bı- raz daha kararmasını beklıyorlar 2000 yılı elımızı uzatsaktutacağımız kadar yakın.. Pablo Neruda dıyor kı - 2000 yılında Homeros okunacak Homeros u okuyup ozumseyen Anadolu yu Troya sa- vaşına donuşturmek hırsının ne kadar anlamsız olduğu- nu anlar, kor bır ozan bınlerce yıl oncesınden bunu bıze duyurmaya çalışmış Gozlerı gormeyen, yazıyı bılmeyen bır Anadolu ozanı- nı bılgısayar çağında okuyarak onumuzu gorebılınz KADRİ ABİ'Yİ YİTİRDİK TMMOB Maden Muhendıslerı Odası "Gmçtor, Eksikl*rlmi tamamlaya, Yanhftanmı düzeHe, Yonımlarımı otgunlaştıra, Ve Kusurlarmiı bağıslaya!.. Selam olsun, madencillk blllm ve teknlğlnl yoceltenlerel..." KaönYerset Çanakkale Asos antık kentıne 5 km yol cep- helı 100 dönum çam ormanına bıtışık 60 bın m 2 kelepır tarla, ıçınde 50 fıstık ağacı ıle şahane denız manzarah arsalar m 2 'sı 10 bın TL. ıle sa- tıhktır TeL- 0-286-212 7049 Gece: 0-286-217 5564 DİCLE TÜFEKÇİOĞLU KEREM DEMİRCİOĞLU Trabzon, 9 Ekim 1993 Cumartesi Evlendik, mutiuyuz. ANIDEGILYAŞAM Oktay Akbal a\ mltırı Turkocağı Ccul 39-41 Caçaloçlu-htanbul
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle