29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHUR1YET 1EKİM1993CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER 'Vahşikapitalizm' sözüboşunasöylenmiş değildir MELtH CEVDET ANDAY I lya Ehrenbourg'un "Otomo- biMYaşam"adn(Çev Şemsa Yeğin) romaıunı yenı oku- dum Roman dedıysem, bıldı- ğımız romanlardan değıl, otomobüın romanı Otomo- bıl nasıl bulundu, nasıl gelıştınldı, na- sü yayıldı ve nasıl çağımızm çılgın tutkusu durumuna geldı, bunu anlatı- yor Ehrenbourg. gerçek kışüerle ro- man kışılenru bırarada kullanarak Hızh ureümın ışçıyı ınsanhktan çıkar- dığmı büırdım, ama olay yazann vuru- cu, keskın anlatımıyla öyle urpertıcı bır biçıme burünmuş kı, sınınmden nerdeyse kılabı ehmden bırakacaktım Üreümde bant teknığı. (Şarlo'nun fil- tnını gözunuzun önune getınn), evet, kapıtaüzmm en buyük buluşlanndan btndır, ama ınsana karşı ışlenmış en büyük cınayettır de Romarun dorduncu bölümunden ktmı parçalan yazıma aktarmak vstı- yorurrr "Henry Ford, utku peşinde değil, do- lar peşindeydi. Zengüı de değildı. Duş- lerinin gerçekleşmesi için, hiç değilse azKik bir sermaye edinmesi gerekiyor- du. Yann sermayecilerle önemü bir top- lantı yapacaktı." Bu toplantı tattışmah geçecekUr, ama muhendıs Ford bütün karşı ko- malara karşm ıyı hazırlanmıştır, kan- dırma gucunü butün becensı ıle kulla- nacaktır Bu tartışmalardan bın ıle konuya gırelım "- Yanlış kapıyı çahıuyor musun pe- ki? Getecek etektriğin değil mi? Belki uygun bir elektrik motonı da otomobili yüriitûr. Elektrik enerjisi depolamavı düşünebiliriz örneğin. Hem küçuk uzaklıklar da var... - Motor bağtmsız olarak düşünüle- cektir. Küçük uzaklıklar, kuçük sorun- lardır. Amerika bir eğlenee parkı değil- dir. Amerika de> bir kıtadır. Elektrik enerjisi depolamak, ızninizle. sadece hi- kâyedir. Oysa Standart Oü şırketinın benzin depolan elle tutıüur şevlerdir. Oysa içten vanmah motorlar butun uz- manlar tarafından kabul edilmiş bulu- nuvor. Gunümüzun en seckın adamın- dan, Thomas Edison'dan söz etmek istenm burada. Elektrik konusunda on- dan başka kime söz duşer? \ e Thomas Edison bana ne dedı bihvor musunuz? İnsanoğlunun talepieri hem çok çok. hem de karmaşıktır. Kuşkusuz, bu mo- torlardan gerektiğince yararlanüacak- tır." Sermayedarlar bu sözlen dıkkatle dınlemışîerdır ve Ford'a manıyorlar- dır, ama ıçlennde huzursuzluk da var- dır Istenen para 100 000 dolardır Ford. şo\le surdürur sozlennı "- Bildiğiniz gibi, beıum 900 model yanşta birinci oldu. Şimdi iş konuşalım baylar. İlk bir > ıl içınde iki bin otomobil çıkaracağız. Diyeüm A Modeh. Çift sı- lindir. Sekiz beygir gucu. Motorun ya- msı mümkün oMuğunca yahn olacak. Öyle ki, en beceriksizler bile, hatta ka- dınlar, delikanldar bile kullanabilmeli bunu. Fiat da ona gore ucuz olacak. OtomobiUerimizin tanesini 850 dolar- dan sataeağız. Dört \ü içinde ydda 10.000 otomobil üretmeğe başlayaca- ğız. Boylesı bir ozguven şaşutıcı göru- nebilir size. \ma ben. Amerika'daki tum fabnkalann bir yıMa çıkardığı ara- baların toplamı kadar otomobilin tek bir günde uretılebıleeeğı olasılığını gö- rüyonnn. İyi bir orgutlenmeğe bakar bu. O kadar. Otomobil sanayu mutlaka on plana çıkmalıdır." Kapıtalıstlerden bın soruyor "- Nasıl oluyor da fıyatları o kadar düşük tutabilivorsun? - Her şeyden once ileri gorüşlulüğu- muz bunu olası kdıyor. Bugun biraz di- şimizi sıkacağız. Y arın bu alçakgonu 1- lulüğıimuzun karşdığını yüz katıyla alacağtz. İkinci olarak; üretim surecinin iyi >or- gütlenmesini sağlay acağız. İnsamyğlu kadından, yani bir başka insanoğlun- dan doğmadır. Makineleri de makine- ler uretmelidir. İşçilere gelince. hepsınin birer makineye dönüştürulmesi, maki- nenin işini görmesi gereklidir. Çaltşır- ken duşunmeyi bırakacaklar. Bu. duş- lerde geliştir'ilen bir uydurma değil. emek sorununa getirilebilecek tek akla uygun çozümdur. Makine üretiminde, zihinsel ışle>leri olma>an bir adam, en uzman muhendisten daha elvenşlUür. - Peki bunu nastl gerçekleştırmyyi ta- sarhyorsun? lşçilerimız zencı değıl ne de olsa. Onları yola getirmek kolay olmu- yor. - Y aşamın sarsdmaz y asalarıvla baş- lıvorum işe. Daha once de söylediğim gibı. kuşların şarkısına bayılırum. Ama ben şarkı soyleyemem. Ne yazık ki, se- sım guzel değil. \ma tenor Caıruso'nun sesi olağanustu. Bildiğim kadanyla da yuz binlerce dolar değennde. t^itlik sa- dece tehlikeli değil, doğaya aykırıdır. Ben nasü şarkı so>le\emezsem, işçıler de çalışırken duşünemezler. \ncak, ge- ne de kendilerinin özgün bir ozelliği ol- duğunu gostermek isteyenler çıkarsa, bunlann fabrikada yeri olmayacaknr. Bazılan kâs^folacak. bazıları da dilenci >a da katıl. Işlemleri ve sureçleri basit- İeştirerek işçilerin bedensel ve zihinsel çabalarını yavaş yavaş hafifleteceğiz. Çoğunluk bıze minnettar kalacak. Beni bir makinenin onüne koyun. haftaya kalmaz deü olurum. Tekdüzelik bana göre değildir. Bana oyle geüvor ki, sirin suyıınuzda da yaratjcılık kaynıyor. \ma bizim gibi kaç kişi var dûnyada. Biz Amerika'nın bev inleriyız. İşciler, deneme devresinde makınelere alışır. kendilerini makinelere ayarlayabilirler- se avlıklarını yukselteceğiz. Ve gun ge- lecek kendi işçilerimiz bizden otomobil satın alacaklar. Şaşkınlığınızın nedenini anlamıyo- rum baylar. İşçiler Caruso gibi şarkı söyleyecek ya da devleti yönetecek de- miyorum, yanlış anlamay ın. Bu gibi deli saçmalarını Avrupalı sosyalistlere bıra- kalım... Başı boş bir duşcunun dudakla- rından dokulen demokrası bır sıfırlar toplamından başka bir şey olamaz." Vahşı kapitalizm sozu boşuna söy- lenmemıştır Sovyetler Bırlığı dağıldı dıye ınsanlık. kapıtalızmı. baş taa ede- cek. tek >aşam yolu sa>acak değildir PENCERE ARADAB1R ÎLHAN MtMAROĞLU Işsiz Güçsûz Dûşsüz Yere baka baka yururken sokaklarda, orada burada bir uyarı yazısı çıkıyor karştma 'Kaldınmlara çop atma- yınız, ınsanlar yatıyor oralarda ' Gerçekten bırçok ınsan yatıyor kaldırımlarda Yatan- lar, kalabalık kaldırımlarin ortasına değıl, köşelerıne buzulup yatıyorlar, gelen geçen ustlerınden atlamasın dıye Tenha kaldırımlarm orta yerlerıne yatanlar da var Yatmadıklarında oturuyorlar ya da ayakta duruyorlar Işlerını yurutmek ıçın işlerı, dılencılık Adım başı dılencı çıkıyor karşıma Ya da kaldınmda uykuya yatmış bır evsız "Adım başı"dedığım sozgelışı Doğrusu, bırkaç adımda bır Oıyelım kı yırmi otuz adım- da, bılemedınız altmış yetmış adımda Kaldırımları altınla kaplı duşler ulkesı Amerıka'nın çoplu kaldırımlarında düşlerını yıtırmış duşkunler bun- lar Dılencı dendığmde katada canlandırılan tıpe uyma- yanlar da var aralarında Gıyım kuşam bır kadın yaklaşı- yor yanıma Yol soracak sanıyorum Avucunu açıyor Ceketlı, gomleklı, kravatlı bır delıkanlı Elınde buyucek bırkarton Ustunde şoyle yazmış "Iş bulamıyorum Dı- lenmekten başka çıkar yolum kalmadı " Genç bır adam kaldırıma oturmuş Onun da elınde yazılı bır karton "Elımden bırçok ış gelır Ucretım duşuktur Banaışverı- nız." Bır başkasının da yazısı şoyle ' Vıetnam'a gonde- rilmiştım Ştmdıaçım " "Amerikan duşu" dıye bır soz vardır Nedır dıye sorar- sanız, aldığtnız yanıtların bırçoğu Amerikan duşunu şu yolda yansıtmakta bırleşır Geleceğı guvenlı bır ış bulu- nacak; evlenılecek, çoluk çocuk sahıbı olunacak, ıpoteğı bmür boyu odenmek uzere banlıyode bır ev satın alına- cak, bır ya da ıkı otomobil de eksık olmayacak, çocuklar büyuyecek, okullara, unıversıtelere gondenlecek On- lar ermış muradına 1 Tozpembelığıyle sıkıntı veren bu klasık Amerikan du- şünûn gerçekler duzlemınde donuştuğu Amerikan kara- basanının neye benzedığını anlamak ıçın arada sırada gazetelere goz atmak bile yeter Işte bırkaç ornek. Kalrfornıya da bır spor alanında, ancak dort gun ıçın açılan 1 200 ışe (sosıs satmak, bılet kesmek gıbı ışler bunlar), aralarında unıversıte bıtırenler de olmak uzere, 10 000 kışı başvuruyor, Las Vegas ta yenı bır oteldekı ve otele bağlı eğlence yerındekı 8 000 ışın 100 000 ısteklısı çıkıyor ve bunlann her gun bınlercesı, ışe alınma umuduyla, kırk dereceyı aşan sıcakta, guneşın altında, kuyrukta beklıyorlar, Çalıştığı şırketı bır başka şırket satın aldığında kendını sokakta bulan bır mudur yardımcısı, dortyıldır ış bulamı- yor ve hangı kapıyı çalsa oraya başvuranların sayıstnın 500 ıle 1 000 arasında olduğunu goruyor Emekçilerıne yol veren şırketler saymakla bıtmıyor Syntex Corporatıon, Amerıcan Aırhnes VVella Fargo Bank, Apple Computer, IBM, General Motors, Proctor and Gamble Işsız kalanlann ya da önumuzdekı aylar- da ışsız kalacakların sayısı mılyonlara varıyor "Downsızıng ' denıyor ştrketlerın emekçı sayısında kı- sıntı yapmalarına "Aşağı doğru bıçımlendirme" anla- mına gelıyor bu deyım Bu ara Eastman Kodak'ın başka- nı da şırketını aşağı doğru bıçımlendırmış 200 OOOkışıyı ışten çıkarmış Bunun uzerıne kendı de ışınden olmuş Nıye mı 1 ? Çunku Eastman Kodak'a yatırım yapmış başka şırketlerın kurulu, yalnız 200 000 kışının kovulmasını ye- terlı bulmamış da ondan Hukumet memurlarının da şımdı ıclerıne korku duş- meye başladı Cllrrton'un yardımcısı Al Gore, Amerikan hukumetıni aşağı doğru bıçımlendırıp 250 000 memuru ışten çıkarmayı tasarlıyor Evsızlerın sığındığı kaldırımlardan bırıne kırmızıyla yazmışlar "Devrım başladı" demışler ikı uç yıldır yo- lum düştuğunde gozüm hep ılışır o yazıya ve duşunu- rüm hep, belkı bır yerde devrım başlamıştır da ben bılmıyor olabılırım dıye Bu da benım Amerikan duşum olsa gerek. "USA HELL " Bunu da Columbıa Unıversıtesı'nın du- varlanndan bırıne yazmışlar boydan boya ABD CE- HENNEM " Duşumu surdurup, devrıme doğru bır kıpır- danma mı saysam acaba bu açıklamayp Hele o tur bır düşun korkusuyla uyanık yatmayı yeğ tutan unıversıte gorevlılerının ertesı gune varmadan duvardakı yazıyı sıldırtmış olmalarına bakılırsa, pek de boş bır duş değıl oelkı bu Ortadereceliokullardatarihdersleri EXECUTIVE SALES/ISTANBUL 35, Engûneer of Beetonncs, MSc experlenced salcs and project managcr ın the ıntematıonal busmess (USA and Eturop>e), presently workıng as assıstant manager of a profrt center organısatıon ın Germany ıs lookıng for a new challenge ın the busıness lıfe of Istanbul as execubve salcs manager Charactensücs Mutilıngual dolls ın Gcrman, Englısh, French and Turkısh, negoclaton skılls, cross culturally mınded, ambıüous, sclf-mobvated, esccellent knowledge of Istanbul 1 am pleascd to receh/e your fax messages at the number 49 89 956768 Laıkeğıtımı konu alan eleştınlerde. daha çok dm dersının uzennde duruluyor. Ya otekıderslenndın dersıneu\umluhale getmlmesı ıçın yapüanlaı^? ABDÜLKADİR PAKSOY B ır tanh öğreimenı arkadd^ım şakınıvordu "Her öğretim vüı başında, ilk tarih dersinde, öğrencilere bir soru sorarım: Sıhhne Alanı ndan geçıınız mır Öğ- rencilerın hemen hepsi E\eı der. Peki, de- nm, orada bir hevkel >ar, bir anıt; o anıtın hangı uygarlığı temsil ettığını bılıyor musu- nuz? Birden suspus olur oğrenciler: birbirle- rinin vuzune bakar dururlar. Derken karar- sız bir iki parmak yüksehr. 'Osmanlılara aıt hocam Hd\ır Gokturklere an ' Ortao- kulda değil de liseli oğrenciler arasında çıkar bazen Hıuıler diyen. Öğrencilere şaşmam Kızmam da. Sonra dibmın donduğunce an- latınm \nkara'mn. \nadolu"nun tarıhini..." Öğrencilere şaşmamakıa haklı arkada- şım Kızmamakta tumden haklı Öyle ya, onlann suçu değıl kı bu. tanh derslerını gıt- tıkçe bılımsellıkten uzaklaştırarak sozum ona % 'milli'''leşurenlerde Bu konuda Pakıstanlı aydınlar da bızım gıbı dertlı "Laik konulara önem verilmemesi ve bu konuda duşuk tutulan performans duzeylerı, büyuk olçude, eğıtsel oncelıklerde gerçek- leştirilen temel değişiklıklenn bır sonucudur. Dini ve ulusal doktnnlenn a^ılanmasma önem verilmesi; pek çok edebı esenn yerini ahlaki yazılartn >e klasik şürlenn yerini dinı şürlerin almasına neden olmuş; tarih ve coğrafya oğretimini, sadece Musluman ül- kelerin tarih ve coğrafyasıyla sınırlamıştır. Evrensel bir dunya gönışu, oğrencilerin go- riış açısından kaçırılmaktadır. Daha da onemlisi. mantık ve yaraticılığın oğrenim su- recindeki rolfi karalanmaktadır." (') Yalnız, onlar (Pakıstan), bizden bır adım ılerde (') Bızde henuz unıversıtelerde **cin- lerin kimyasal bileşimi" şa da "Tanrfnın açKi"nın hesaplanmabina başlanmadı (bıl- dığım kadanyla) Laık eğıtımı konu alan eleştınlerde, da- ha çok dın dersının uzennde duruluyor Y a otekı derslenn dın dersıne uv umlu hale ee- tınlmesı ıçın yapılanlar0 Işte sıze mıllı tanh dersının (ortaokul 1) Islam tanhı bolu- mundcn bır ornek "610 yılının Ramazan ayının 27. gecesi Hz. Muhammed mağarada iken, Cebrail adlı melek aracılığıvla ilk vahiy geldi. Hz. Muhammed buyuk bır korku içinde titreye- rek evine dondu. Hatice'nin akrabalarından biri. kendisine pev gamberlık geldığini açık- ladı. Bu olav Hz. Muhammed'ia pevgam- berliğinın ve İslam dinınin başlangıcıdır. V ahiv, Allah tarafından bir duşuncenın vey a buynığun. peygamberin gonlüne doldurul- masıdır. Kuran surelcri, bir butun olarak veya ayet ayet Allah tarafından Hz. Mu- hammed'e gonderildi. Bu olay, Hz. Muham- med'ın olunıune kadar devam etti." (*) Yukardakı sozler Hz Muhammed'ın ağzından ya da "İslam inancına gore" \b bıçımde aktarılsa. bır dıyeceğımız olamaz Ama ovle yapılmıyor, tanh adma doğrula- nıyor Hanı nerde kaldı tanhın bır bılım olduğu. nerde kaldı belgelerc dayandığı 1 V ar mı Cebrail ın kullandığı çanak-çomlek \a da yazılı bır belge 1 "tslami bilim" yaratma ya da bılımı ls- lamUştırma adına bılım dışı yollara sapan- lar. Islam'a hızmet ettıklennı sanıyorlarsa yanılıyorlar Tanh gostenvor kı. dının bı- lımle çakışmaya çalışması da. çaiışmaya çahşması da boşuna \e gereksız bır çaba- dır Dın dındır. bılım de bıhm Ûç şıl once bu sutunlarda yer alan bır yazımda. {') orta dereceli okullarda okutu- lan tanh kıtaplannı ele almış \e eleştırmış- tım Anadolu uygarlıklanna çok az yer aynldığındanşakmmıştım Bu \ılokutula- cak ortaokul tanh kıtaplannı gorunce kuçuk dıhmı yuta\azdım Anadolu uygar- lıklan tumu^le çıkanlmiş Hatta bununla kalınmamış Ataturk un tanh oğrenımıne •verdığı onemın de yanm sayfa kadar yer aldığı tanhın tanımı. çağ \e \uzyil ka\- ramlannın açıklandıgı unıte de tamamen çıkanlmış Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nca or- taokullarda okutulması u\gun gorulen uç kıtabın uçu de aynı konulan ıçenyor Orta Asya Turk Tanhı İslamı Tanhı \e Turk İslam Tanhı Hz Muhammed"ın tüm se- ferlennın aynnulanyla anlatıldığı. Arabıs- tan ın hantalan ve renklı kart foıoğraflan- nın yer aldığı bu uç tanh kıtabında, ne yaak kı ^nadolu'ya ve Anadolu uygarhk- lannaıekbırsatıraynlmamış C) Elbette bunun sorumlusu. bu tanh kı- taplannın vazarlan değildir Sorumluluk. Mıllı Eğıtım Bakanhğı'nındır Çunku. 26 Nısan 1993 tanhlı Teblığler dergısınde ya- vımlanan Ortaokul Tanh Dersı Mufredat Programrnda, Anadolu uygarhklan dıve bır konu yok Durum bu olunca, Sayın Prof Şara Sa- y m'ın "kendini. farklı renklerden oluşan bir butünün vazgecılmez bir parçası olarak du- yumsayan insan"ı (*) yetıştırmek nasıl mumkun olacaktır' Sonucu tahmın etmeye %a da beklemeyc gerek \ ok Sonuç ortada "Tum ifade yollannın y asaklandığı ve sa- dece mutlak doğru ve mutlak yanlışın yon- tulmamış hallerinin var olduğu bir verde. şiddet doğal >e hatta kaçımlmaz bir eylem olur.'M'') Ama \ıne de karamsar olmayalım de- nm Tanh öğretmenı arkadaşımın. bızı lyımser kılan bır anısıyla bağlamak ıstıyo- rumvazımı "Ders: Milli Tarih. Konu: İslamiyet'in Doğuşu. Konuyu anlatıp bıtırdıkten sonra. gozleri guneşlı oğrencilerimden biri parma- ğını kaldırıp sordu: Öğretmeram, dedı. bura- da (ders kitabmı gostererek), hlamıvcııen once Araplann kız çocuklannı dın dın top- rağa gomme gıbı kotu geleneklen vardı ( 7 ) deniyor. Eğer öyleyse, Araplar nasıl çoğal- dılar oğretmenim? Erkekler doğurmaz ki." Erkeklenn doğurma\aı.ağını duşunen oğrencılenmızın her zaman. her yerde her koşulda çıkacağı \e bılımı hafıfe alanlan şaşırtacağı umudmla (11 Kr\c? Hoodbhcn KUm ve Bılım Cep "l d\ınlan ıw s *' (2)Mı«ıTinh Ortaokul l NıvaaAksıuM E B Yavı nı 1991 S y-M |1)<_umhumu Arada Bır 14 £1(11111*» (4) Mıllı Tanh Oruokul ] G Tı.kın-Y Turlul Dcrs K A $ \ j\ını IW! Mıllı Tanh Onaokul 1 Kemal Kara S<.rhat YdMnUn \Wl (^lCumhunyct Ola\lat\\.Goru>İCT 26 (6|P Hoodbho> S "•' (7) Mıllı Tanh Ortaokul 1 NISOTI AVşH S TARTIŞMA YÖK Başkanlığı'na B ılındığı gıbı Prof. Dr.Cemi Demiroğlu'nun rektör seçımıne ıhşkm ışlemın Danıştay 5. Daireâ tarafından ıptahne karar venlmış, ıptale ılışkın karann hukum fıkrası televızyon ve basın tarafından çeşıtlı yollarla kamuya duyurulmuştu Karar meahnın kamuya ve taraflara duyurulduğu gunden bu yana karann aynca teblığı beklenmeksızın ılgjhlen ve yetkılılen bağlayacağı acık olmasına rağmen. bu karar vokmuşçasınaProf Dr Cemı Demıroğlu goreune devam etmektedır Oysa Danıştay l.Dairesi'nın goruşu. Danıştay Altıncı Daıresı'nın goruşü, Danıştay Altıncı Daıresı"nın yargısı kararlan teblığ beklenmeksızın duyulma anından ıtıbaren uygulanmavolundadır İmar Kanunu nun Boğaz da yapılanma ıle ılgılı maddesının Anayasa Mahkemesi'nce ıptal edıldığıne ılışkın karannın hukum fıkrasınm rady o. televızyon ve basın tarafından duy urulduğu gunden ıtıbaren karann ay nca y ayın ve tebhğıne gerek olmaksızın ılgılılen ve yetkılılen bağlayacağına ılışkın goruş ve karan \ ardır Bu nedenle Prof Dr Demıroğlu'nun rektorluk makamını derhal boşaltması zorunludur Buzorunluluk yapacağı ışlemlenn geçerlılığı açısından da onem taymaktadır YOK, sorumlu bır davarun tarafı olan ust kuruluş olarak Danıştay 5 Daıresı"run ıptal karanmn uy gulanmasını sağlamakla yükumludür Bu nedenle gereğının aalen yapılmasına delaletınızı arz ve talep edenz Prof.Dr.Bülent Berkarda/Prof.Dr. Celal Erçıkan î .0. Cerrahpaşa Tıp Fakültesı Böbrekhastalannınsorunları ımbcr • I yı ruyetlı basınımızın uzun aralıklarla da olsa toplumun gundemıne getırdığı bobrek hastalannın sorunlan. hıçbır hukumet tarafından cıddıye alınmamıştır Oysa her yenı yonetım. verdığı vaatlerle bobrek hastalanna buyuk umut olmuş, ancak her defasında gozuken bu ışık çok çabuk sonmuştur 1 DYP-SHP hukumetmın Sağlık Bakanı pek ıddıalı konuştu Ne vazık kı verdığı sozlen, yenı kurulan Çıller hukumetmın çığırtkanlığınadeğışü Hanı kendisine gore\ tekiıf edıldığınde "Benim başladığım proiem var" dı> emez mıy 6f Yoksa adamı ayağmdan mı asarlardı Eskı bır sağlık bultenınde okumuştum, 1980yılındakı böbrek hastası sayısı 9000 dolaylannday ken bugunku hasta sayısı ıse bunun tam dort katına ulaşmıştır Bu durum. ulkemızı yonetenlenn sağlık hızmetlenndekı başan çızelgesıdır Gelışmış ulkelerde (Amenkd, AN rupa ulkelen) ve Rusya'da. bobrek hastalanna transplantasy on amaçlanarak dıalız tedavıs'ı uygulanmaktadır Japonyagıbı torelenne bağlı ulkelerde ıse hastanm en az zarar gorebıleceğı ustün vasıflı gereçlerle dıalız yapılmaktadır Bızde. ne doğru durust transplantasyon organızasyonu var. ne de ustün nıtelıklı dıalız tedavısı Venlen olanaklarla teda\ ımızı ustlenen sağlık kadrolanndakı elemanlann ustun gayretlen de sorunlanmızı aşmaya yetmıyor Uzun sure dıalız tedavısı goren hastalarda oluşan bedensel bozulmatar, yapılması gereken dıalızlere de blanakvermıyor Sonuç olarak. yapılan ° »3 transplantasy on şansına sahıp hastalann dışındakı buy uk çoğunluk, kısa surelı aralıklarla yaşamınıkaybedıyor Uygar dunya uluslan ıle aynı zaman dılımınde)aşamamıza karşın, çağdaş bılımın ınsan \ aşamına sunduğu nımetlerden yararlanamazken. bızı y onetenler. bırbırlen ıle dıdışıyor Şımdılerde. y olsuzluk dosy alan ınceleme modası, durustluk yanşı gostenlen \ ar Gerdan kırarak bu mılleün kor kuruşunun hesabım soranlar acaba sandıklan kadar durustler mı'' Muhalefet yapmayı çocuk kav gasıyla kanştıranlann şımâıkı \ onetıcılerden daha mı temız geçmışlen \ ar Toplumsal ahlakımızdakı en guzel değerlen hıçe sayarak yarattıklan koşe donuculer onlann esen değıl mf Ya dını butun lslamcılar, kardeşlennız (bobrek hastalan) bocekler gıbı çaresızlık içınde olurken. vaptığınız ıbadetlerle Tann"va daha yakın olduğunuza mı ınanıvorsunuz'* Y oksa obur partıfer gıbı sızde mı durust olduğunuzu soyleyeccksınız 0 Taklıtçılık olmaz mı0 25yıl once bulduğum A\ rupa da her pazar gunu. o bolgenın dın gorevlılen (papazlar) hasta zıy aretıne gıderlerdı Ülke yonetıcılen hastaneye baskın duzenlemez, randev ulu hasta zıvareu gerçekleştınrlerdı Onbır yıllık bobrek hastasıyım. hıçbır gun hasta zıyaretı vapan dın adamı ve yönetıcı görmedım Benı bağışlayacaklannı umduğum Sayın Cumhurbaşkanı na, Sayın TBMM Başkanı'na Sayın Başbakan a Bakanlar Kurulu nu oluşturan hukumet uyelenne. TBMM'de grubu olan. olmayan sayın partı başkanlanna ve tum parlamenterlere seslenıyorum Mılyarlık nışan ve duğunlerde gosterdığınız tncelığı. kendınıze yakın olan bır dıalız merkezıne uğrayarak gostermenızı. tum hasta arkadaşlanm adına ıstıyorum İsmet Güzel GıdiTutanaktaki ftak Gerçek... Eskı bır ozdeyış - Sunguyle asken darbe yapılabılır, ama, sungunun ustune oturulamaz Peki, neyın ustune oturulur'? • Hurrıyet ın AnkaraTemsılcısı SedatErgin, gazetedekı koşesınde onemlı bır belge açıkladı 12Eyiul askerı dar- besının neyın ustune oturduğu nıraz daha aydınlandt 12Eylul1980 Beş generalden oluşan cunta, askerı darbeyı yapmış, yonetımı ele geçırmış Kukla hukumetıni kurmuş Başbakan Yardımcısı Turgut özaln. özal, eylul ayının sonundaVVashınojon'agıder zama- nm Cumhurbaşkanı Jimmy Carter'ın st^ kolu olan Ulu- sal Guvenlık Danışmanı Zbigniew Brz*^nski ıle bir goruşme yapar 3 Ekım 1980 gunu gerçekeşen bu go- ruşmede tutulan zabıt Amerikanyonetımıncegızlısayıl- maktadır Ancak Kongre'nın çıkardığı bır yasaya gort kışıler -çoğunlukla gazetecıler- Amerikan yönetımıne ba^vura- rak aydınlatılmasını ıstedıklerı konuların açıklanm»sını ısteyebılırler SedatErgin de Özal-Bnezınskı göruşne- sındekı tutanağın gun ışığına çıkarılmasını ıster, belge açıklanır • Belgeye gore 12 Eylul askerı yonetımının Başbakan Yardımcısı özal, VVashıngton'da Amerıka'nın Ulusfci Guvenlık Danışmanı na3Ekım 1980 deşunlarısoyluyor son yıllarda Turkıye'de olan demokrası değıl, anarşı ıdı Demokrasının uzun sure ışleyebılmesı ıçın sıstemı duzeltmelıyız Bu, zaman alacaktır Çok suratle hareket edemeyız Oemokrasıye bır gecede donmemızı beklememelısınız Onlara (Evren ıle generallere) çok fazla baskı yapmayın ' (Hurrıyet, 30 Eylul 1993) özal ın rolu ılgınç 12 Eylul'un neyın uzerıne oturduğu bılınıyordu, dışar- daVVashıngton dan ruhsat almıştı, ABD yedayanıyordu, ıçerde tekelcı sermaye ıle butunleşmıştı, Özal askerı rejımın ekonomısını yonetıyordu "Ekonomının mılıtanzasyonu" denen kavram, bu su- reçte hayata geçırıldı Ancak yıne bu sureçte 650 bın kışı gozaltına alındı 1 mılyon683bın kışı fışlendı, acılan 210 bın davada 230 bın kışı yargılandı, 7 bın kışı ıçın ıdam cezası ıstendı, 49 kışı asıldı, 388 bın kışıye pasaport venlmedt, 300 kışı kuşkulu bıçımde oldu, 171 kışının ışkencede olduğu kanıtlandı, 14 kışı cezaevınde yaptıklan açlık grevı sonunda oldu, 937 fılm sakıncah bulunduğu ıçın yasaklandı, 23 bın 667 derneğın kapısına kılıt vuruldu, 3 bın 854 oğretmen, 120 unıversıte oğretım uyesı, 47 yargıcın ışıne son venldı, gazetecılere toplam 3 bın 315 yıl hapıs cezası venldı, 39 ton kıtap, dergı gazete sakıncalı olduğu gerekçesıyle ımha edıldı, demokratık yasalar değıştırıldl, 12 Eylul mevzuatı yururluğe kondu, sıyasal partıler kapatıldı, sı- yasal yasaklar yururluğe gırdı özal ışte bu devrın Başbakan Yardımcısı, tekelcı ser- mayenın guvenılır adamı • "llluzyon"unTurkçesı "yanılsama"dır Yanılsama, kımı zaman yalnız bır kışıyı değıl bırtoplu- mu da avucuna alabılır, unlu ılluzyonıst Zati Sungur'un gozbağcılığı gıbı bır marıfetle kltleler aldatılabılır Özal nasıl oluyor da 12 Eylül faşizmının Başbakan Yardımcısı yken kımının gozunde demokrat, lıberal, de- ğışımcı yenılıkçı sayılabılıyor'' IMF ve Dunya Bankası'- nın ısterlerını mılıtarıst yontemlerle uygulamaya geçır- dığı ıçm mı 7 Oyunun ilk perdesı 12 Eylul de açtlmıştı "83 fte/ımı" bugune kadar uzandı son perdesını ılerde Amerikan gızlı tutanakları açıklandığı zaman mı oğreneceğız'? Vef atveTeşekkür Canımız, Babamız Dr.MustafaMuhlis Şüküroğlu'nun 29 Eylul 1993 gunu anı vefatından sonra bızlen yalnız bırakmayıp acımızı paylaşan tum akraba. dost ve yakmlanmıza teşekkür edenz Eşi:TürkanŞüküroğlu Çocuklan: Peykan-DinçerYörükoğlu Roksan-Yaşar Gûrso\ MehmetŞüküroğlu Torunlan: Galip Yörökoğlu Hüseyin Gürsoy O. mançlt bır sosy al demokrat \ e namuslu bır burokrattı. Teşekkür Aramızdan a>nlışı ıle bızı acılara garkeden canımızbabamız. aılemızın bûyüğü, eşsız insan ERCÜMENT ÜSTÜNAY'ın kaybı nedeniyle cenazesınekatdarak son görevlennı yerine getıren. çelenk gönderen, bızı yalnız bırakmayan, telefonla acımızı paylaşan yakınlanmıza, arkadaşlanmızave dostlanmıza en ıçten duygularla teşekkür edenz. AİLESİ TEŞEKKÜR 29 9 1993 tanhındeİstanbulÜnıversitesı Tıp Fakültesı Hastanesi'nın bana yaptığı ıyılığe teşekkür edenm. MELİHAKVARDAR Ansiklopedilerinizve romanlannız yerinizdenalınır. TEL: 5540804
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle