Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHUR1YET 1EKİM1993CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
'Vahşikapitalizm' sözüboşunasöylenmiş değildir
MELtH CEVDET ANDAY
I
lya Ehrenbourg'un "Otomo-
biMYaşam"adn(Çev Şemsa
Yeğin) romaıunı yenı oku-
dum Roman dedıysem, bıldı-
ğımız romanlardan değıl,
otomobüın romanı Otomo-
bıl nasıl bulundu, nasıl gelıştınldı, na-
sü yayıldı ve nasıl çağımızm çılgın
tutkusu durumuna geldı, bunu anlatı-
yor Ehrenbourg. gerçek kışüerle ro-
man kışılenru bırarada kullanarak
Hızh ureümın ışçıyı ınsanhktan çıkar-
dığmı büırdım, ama olay yazann vuru-
cu, keskın anlatımıyla öyle urpertıcı
bır biçıme burünmuş kı, sınınmden
nerdeyse kılabı ehmden bırakacaktım
Üreümde bant teknığı. (Şarlo'nun fil-
tnını gözunuzun önune getınn), evet,
kapıtaüzmm en buyük buluşlanndan
btndır, ama ınsana karşı ışlenmış en
büyük cınayettır de
Romarun dorduncu bölümunden
ktmı parçalan yazıma aktarmak vstı-
yorurrr
"Henry Ford, utku peşinde değil, do-
lar peşindeydi. Zengüı de değildı. Duş-
lerinin gerçekleşmesi için, hiç değilse
azKik bir sermaye edinmesi gerekiyor-
du. Yann sermayecilerle önemü bir top-
lantı yapacaktı."
Bu toplantı tattışmah geçecekUr,
ama muhendıs Ford bütün karşı ko-
malara karşm ıyı hazırlanmıştır, kan-
dırma gucunü butün becensı ıle kulla-
nacaktır Bu tartışmalardan bın ıle
konuya gırelım
"- Yanlış kapıyı çahıuyor musun pe-
ki? Getecek etektriğin değil mi? Belki
uygun bir elektrik motonı da otomobili
yüriitûr. Elektrik enerjisi depolamavı
düşünebiliriz örneğin. Hem küçuk
uzaklıklar da var...
- Motor bağtmsız olarak düşünüle-
cektir. Küçük uzaklıklar, kuçük sorun-
lardır. Amerika bir eğlenee parkı değil-
dir. Amerika de> bir kıtadır. Elektrik
enerjisi depolamak, ızninizle. sadece hi-
kâyedir. Oysa Standart Oü şırketinın
benzin depolan elle tutıüur şevlerdir.
Oysa içten vanmah motorlar butun uz-
manlar tarafından kabul edilmiş bulu-
nuvor. Gunümüzun en seckın adamın-
dan, Thomas Edison'dan söz etmek
istenm burada. Elektrik konusunda on-
dan başka kime söz duşer? \ e Thomas
Edison bana ne dedı bihvor musunuz?
İnsanoğlunun talepieri hem çok çok.
hem de karmaşıktır. Kuşkusuz, bu mo-
torlardan gerektiğince yararlanüacak-
tır."
Sermayedarlar bu sözlen dıkkatle
dınlemışîerdır ve Ford'a manıyorlar-
dır, ama ıçlennde huzursuzluk da var-
dır Istenen para 100 000 dolardır
Ford. şo\le surdürur sozlennı
"- Bildiğiniz gibi, beıum 900 model
yanşta birinci oldu. Şimdi iş konuşalım
baylar. İlk bir > ıl içınde iki bin otomobil
çıkaracağız. Diyeüm A Modeh. Çift sı-
lindir. Sekiz beygir gucu. Motorun ya-
msı mümkün oMuğunca yahn olacak.
Öyle ki, en beceriksizler bile, hatta ka-
dınlar, delikanldar bile kullanabilmeli
bunu. Fiat da ona gore ucuz olacak.
OtomobiUerimizin tanesini 850 dolar-
dan sataeağız. Dört \ü içinde ydda
10.000 otomobil üretmeğe başlayaca-
ğız. Boylesı bir ozguven şaşutıcı göru-
nebilir size. \ma ben. Amerika'daki
tum fabnkalann bir yıMa çıkardığı ara-
baların toplamı kadar otomobilin tek
bir günde uretılebıleeeğı olasılığını gö-
rüyonnn. İyi bir orgutlenmeğe bakar
bu. O kadar. Otomobil sanayu mutlaka
on plana çıkmalıdır."
Kapıtalıstlerden bın soruyor
"- Nasıl oluyor da fıyatları o kadar
düşük tutabilivorsun?
- Her şeyden once ileri gorüşlulüğu-
muz bunu olası kdıyor. Bugun biraz di-
şimizi sıkacağız. Y arın bu alçakgonu 1-
lulüğıimuzun karşdığını yüz katıyla
alacağtz.
İkinci olarak; üretim surecinin iyi >or-
gütlenmesini sağlay acağız. İnsamyğlu
kadından, yani bir başka insanoğlun-
dan doğmadır. Makineleri de makine-
ler uretmelidir. İşçilere gelince. hepsınin
birer makineye dönüştürulmesi, maki-
nenin işini görmesi gereklidir. Çaltşır-
ken duşunmeyi bırakacaklar. Bu. duş-
lerde geliştir'ilen bir uydurma değil.
emek sorununa getirilebilecek tek akla
uygun çozümdur. Makine üretiminde,
zihinsel ışle>leri olma>an bir adam, en
uzman muhendisten daha elvenşlUür.
- Peki bunu nastl gerçekleştırmyyi ta-
sarhyorsun? lşçilerimız zencı değıl ne de
olsa. Onları yola getirmek kolay olmu-
yor.
- Y aşamın sarsdmaz y asalarıvla baş-
lıvorum işe. Daha once de söylediğim
gibı. kuşların şarkısına bayılırum. Ama
ben şarkı soyleyemem. Ne yazık ki, se-
sım guzel değil. \ma tenor Caıruso'nun
sesi olağanustu. Bildiğim kadanyla da
yuz binlerce dolar değennde. t^itlik sa-
dece tehlikeli değil, doğaya aykırıdır.
Ben nasü şarkı so>le\emezsem, işçıler
de çalışırken duşünemezler. \ncak, ge-
ne de kendilerinin özgün bir ozelliği ol-
duğunu gostermek isteyenler çıkarsa,
bunlann fabrikada yeri olmayacaknr.
Bazılan kâs^folacak. bazıları da dilenci
>a da katıl. Işlemleri ve sureçleri basit-
İeştirerek işçilerin bedensel ve zihinsel
çabalarını yavaş yavaş hafifleteceğiz.
Çoğunluk bıze minnettar kalacak. Beni
bir makinenin onüne koyun. haftaya
kalmaz deü olurum. Tekdüzelik bana
göre değildir. Bana oyle geüvor ki, sirin
suyıınuzda da yaratjcılık kaynıyor.
\ma bizim gibi kaç kişi var dûnyada.
Biz Amerika'nın bev inleriyız. İşciler,
deneme devresinde makınelere alışır.
kendilerini makinelere ayarlayabilirler-
se avlıklarını yukselteceğiz. Ve gun ge-
lecek kendi işçilerimiz bizden otomobil
satın alacaklar.
Şaşkınlığınızın nedenini anlamıyo-
rum baylar. İşçiler Caruso gibi şarkı
söyleyecek ya da devleti yönetecek de-
miyorum, yanlış anlamay ın. Bu gibi deli
saçmalarını Avrupalı sosyalistlere bıra-
kalım... Başı boş bir duşcunun dudakla-
rından dokulen demokrası bır sıfırlar
toplamından başka bir şey olamaz."
Vahşı kapitalizm sozu boşuna söy-
lenmemıştır Sovyetler Bırlığı dağıldı
dıye ınsanlık. kapıtalızmı. baş taa ede-
cek. tek >aşam yolu sa>acak değildir
PENCERE
ARADAB1R
ÎLHAN MtMAROĞLU
Işsiz Güçsûz Dûşsüz
Yere baka baka yururken sokaklarda, orada burada
bir uyarı yazısı çıkıyor karştma 'Kaldınmlara çop atma-
yınız, ınsanlar yatıyor oralarda '
Gerçekten bırçok ınsan yatıyor kaldırımlarda Yatan-
lar, kalabalık kaldırımlarin ortasına değıl, köşelerıne
buzulup yatıyorlar, gelen geçen ustlerınden atlamasın
dıye Tenha kaldırımlarm orta yerlerıne yatanlar da var
Yatmadıklarında oturuyorlar ya da ayakta duruyorlar
Işlerını yurutmek ıçın
işlerı, dılencılık
Adım başı dılencı çıkıyor karşıma Ya da kaldınmda
uykuya yatmış bır evsız "Adım başı"dedığım sozgelışı
Doğrusu, bırkaç adımda bır Oıyelım kı yırmi otuz adım-
da, bılemedınız altmış yetmış adımda
Kaldırımları altınla kaplı duşler ulkesı Amerıka'nın
çoplu kaldırımlarında düşlerını yıtırmış duşkunler bun-
lar
Dılencı dendığmde katada canlandırılan tıpe uyma-
yanlar da var aralarında Gıyım kuşam bır kadın yaklaşı-
yor yanıma Yol soracak sanıyorum Avucunu açıyor
Ceketlı, gomleklı, kravatlı bır delıkanlı Elınde buyucek
bırkarton Ustunde şoyle yazmış "Iş bulamıyorum Dı-
lenmekten başka çıkar yolum kalmadı " Genç bır adam
kaldırıma oturmuş Onun da elınde yazılı bır karton
"Elımden bırçok ış gelır Ucretım duşuktur Banaışverı-
nız." Bır başkasının da yazısı şoyle ' Vıetnam'a gonde-
rilmiştım Ştmdıaçım "
"Amerikan duşu" dıye bır soz vardır Nedır dıye sorar-
sanız, aldığtnız yanıtların bırçoğu Amerikan duşunu şu
yolda yansıtmakta bırleşır Geleceğı guvenlı bır ış bulu-
nacak; evlenılecek, çoluk çocuk sahıbı olunacak, ıpoteğı
bmür boyu odenmek uzere banlıyode bır ev satın alına-
cak, bır ya da ıkı otomobil de eksık olmayacak, çocuklar
büyuyecek, okullara, unıversıtelere gondenlecek On-
lar ermış muradına
1
Tozpembelığıyle sıkıntı veren bu klasık Amerikan du-
şünûn gerçekler duzlemınde donuştuğu Amerikan kara-
basanının neye benzedığını anlamak ıçın arada sırada
gazetelere goz atmak bile yeter Işte bırkaç ornek.
Kalrfornıya da bır spor alanında, ancak dort gun ıçın
açılan 1 200 ışe (sosıs satmak, bılet kesmek gıbı ışler
bunlar), aralarında unıversıte bıtırenler de olmak uzere,
10 000 kışı başvuruyor,
Las Vegas ta yenı bır oteldekı ve otele bağlı eğlence
yerındekı 8 000 ışın 100 000 ısteklısı çıkıyor ve bunlann
her gun bınlercesı, ışe alınma umuduyla, kırk dereceyı
aşan sıcakta, guneşın altında, kuyrukta beklıyorlar,
Çalıştığı şırketı bır başka şırket satın aldığında kendını
sokakta bulan bır mudur yardımcısı, dortyıldır ış bulamı-
yor ve hangı kapıyı çalsa oraya başvuranların sayıstnın
500 ıle 1 000 arasında olduğunu goruyor
Emekçilerıne yol veren şırketler saymakla bıtmıyor
Syntex Corporatıon, Amerıcan Aırhnes VVella Fargo
Bank, Apple Computer, IBM, General Motors, Proctor
and Gamble Işsız kalanlann ya da önumuzdekı aylar-
da ışsız kalacakların sayısı mılyonlara varıyor
"Downsızıng ' denıyor ştrketlerın emekçı sayısında kı-
sıntı yapmalarına "Aşağı doğru bıçımlendirme" anla-
mına gelıyor bu deyım Bu ara Eastman Kodak'ın başka-
nı da şırketını aşağı doğru bıçımlendırmış 200 OOOkışıyı
ışten çıkarmış Bunun uzerıne kendı de ışınden olmuş
Nıye mı
1
? Çunku Eastman Kodak'a yatırım yapmış başka
şırketlerın kurulu, yalnız 200 000 kışının kovulmasını ye-
terlı bulmamış da ondan
Hukumet memurlarının da şımdı ıclerıne korku duş-
meye başladı Cllrrton'un yardımcısı Al Gore, Amerikan
hukumetıni aşağı doğru bıçımlendırıp 250 000 memuru
ışten çıkarmayı tasarlıyor
Evsızlerın sığındığı kaldırımlardan bırıne kırmızıyla
yazmışlar "Devrım başladı" demışler ikı uç yıldır yo-
lum düştuğunde gozüm hep ılışır o yazıya ve duşunu-
rüm hep, belkı bır yerde devrım başlamıştır da ben
bılmıyor olabılırım dıye Bu da benım Amerikan duşum
olsa gerek.
"USA HELL " Bunu da Columbıa Unıversıtesı'nın du-
varlanndan bırıne yazmışlar boydan boya ABD CE-
HENNEM " Duşumu surdurup, devrıme doğru bır kıpır-
danma mı saysam acaba bu açıklamayp Hele o tur bır
düşun korkusuyla uyanık yatmayı yeğ tutan unıversıte
gorevlılerının ertesı gune varmadan duvardakı yazıyı
sıldırtmış olmalarına bakılırsa, pek de boş bır duş değıl
oelkı bu
Ortadereceliokullardatarihdersleri
EXECUTIVE SALES/ISTANBUL
35, Engûneer of Beetonncs, MSc experlenced salcs and
project managcr ın the ıntematıonal busmess (USA and
Eturop>e), presently workıng as assıstant manager of a profrt
center organısatıon ın Germany ıs lookıng for a new challenge
ın the busıness lıfe of Istanbul as execubve salcs manager
Charactensücs
Mutilıngual dolls ın Gcrman, Englısh, French and Turkısh,
negoclaton skılls, cross culturally mınded, ambıüous,
sclf-mobvated, esccellent knowledge of Istanbul
1 am pleascd to receh/e your fax messages at the number
49 89 956768
Laıkeğıtımı konu alan eleştınlerde. daha çok dm dersının uzennde
duruluyor. Ya otekıderslenndın dersıneu\umluhale getmlmesı ıçın
yapüanlaı^?
ABDÜLKADİR PAKSOY
B
ır tanh öğreimenı arkadd^ım
şakınıvordu
"Her öğretim vüı başında,
ilk tarih dersinde, öğrencilere
bir soru sorarım: Sıhhne
Alanı ndan geçıınız mır
Öğ-
rencilerın hemen hepsi E\eı der. Peki, de-
nm, orada bir hevkel >ar, bir anıt; o anıtın
hangı uygarlığı temsil ettığını bılıyor musu-
nuz? Birden suspus olur oğrenciler: birbirle-
rinin vuzune bakar dururlar. Derken karar-
sız bir iki parmak yüksehr. 'Osmanlılara aıt
hocam Hd\ır Gokturklere an ' Ortao-
kulda değil de liseli oğrenciler arasında çıkar
bazen Hıuıler diyen. Öğrencilere şaşmam
Kızmam da. Sonra dibmın donduğunce an-
latınm \nkara'mn. \nadolu"nun tarıhini..."
Öğrencilere şaşmamakıa haklı arkada-
şım Kızmamakta tumden haklı Öyle ya,
onlann suçu değıl kı bu. tanh derslerını gıt-
tıkçe bılımsellıkten uzaklaştırarak sozum
ona
%
'milli'''leşurenlerde
Bu konuda Pakıstanlı aydınlar da bızım
gıbı dertlı
"Laik konulara önem verilmemesi ve bu
konuda duşuk tutulan performans duzeylerı,
büyuk olçude, eğıtsel oncelıklerde gerçek-
leştirilen temel değişiklıklenn bır sonucudur.
Dini ve ulusal doktnnlenn a^ılanmasma
önem verilmesi; pek çok edebı esenn yerini
ahlaki yazılartn >e klasik şürlenn yerini dinı
şürlerin almasına neden olmuş; tarih ve
coğrafya oğretimini, sadece Musluman ül-
kelerin tarih ve coğrafyasıyla sınırlamıştır.
Evrensel bir dunya gönışu, oğrencilerin go-
riış açısından kaçırılmaktadır. Daha da
onemlisi. mantık ve yaraticılığın oğrenim su-
recindeki rolfi karalanmaktadır." (')
Yalnız, onlar (Pakıstan), bizden bır adım
ılerde (') Bızde henuz unıversıtelerde **cin-
lerin kimyasal bileşimi" şa da "Tanrfnın
açKi"nın hesaplanmabina başlanmadı (bıl-
dığım kadanyla)
Laık eğıtımı konu alan eleştınlerde, da-
ha çok dın dersının uzennde duruluyor Y a
otekı derslenn dın dersıne uv umlu hale ee-
tınlmesı ıçın yapılanlar0
Işte sıze mıllı tanh
dersının (ortaokul 1) Islam tanhı bolu-
mundcn bır ornek
"610 yılının Ramazan ayının 27. gecesi
Hz. Muhammed mağarada iken, Cebrail
adlı melek aracılığıvla ilk vahiy geldi. Hz.
Muhammed buyuk bır korku içinde titreye-
rek evine dondu. Hatice'nin akrabalarından
biri. kendisine pev gamberlık geldığini açık-
ladı. Bu olav Hz. Muhammed'ia pevgam-
berliğinın ve İslam dinınin başlangıcıdır.
V ahiv, Allah tarafından bir duşuncenın vey a
buynığun. peygamberin gonlüne doldurul-
masıdır. Kuran surelcri, bir butun olarak
veya ayet ayet Allah tarafından Hz. Mu-
hammed'e gonderildi. Bu olay, Hz. Muham-
med'ın olunıune kadar devam etti." (*)
Yukardakı sozler Hz Muhammed'ın
ağzından ya da "İslam inancına gore" \b
bıçımde aktarılsa. bır dıyeceğımız olamaz
Ama ovle yapılmıyor, tanh adma doğrula-
nıyor Hanı nerde kaldı tanhın bır bılım
olduğu. nerde kaldı belgelerc dayandığı
1
V ar mı Cebrail ın kullandığı çanak-çomlek
\a da yazılı bır belge
1
"tslami bilim" yaratma ya da bılımı ls-
lamUştırma adına bılım dışı yollara sapan-
lar. Islam'a hızmet ettıklennı sanıyorlarsa
yanılıyorlar Tanh gostenvor kı. dının bı-
lımle çakışmaya çalışması da. çaiışmaya
çahşması da boşuna \e gereksız bır çaba-
dır Dın dındır. bılım de bıhm
Ûç şıl once bu sutunlarda yer alan bır
yazımda. {') orta dereceli okullarda okutu-
lan tanh kıtaplannı ele almış \e eleştırmış-
tım Anadolu uygarlıklanna çok az yer
aynldığındanşakmmıştım Bu \ılokutula-
cak ortaokul tanh kıtaplannı gorunce
kuçuk dıhmı yuta\azdım Anadolu uygar-
lıklan tumu^le çıkanlmiş Hatta bununla
kalınmamış Ataturk un tanh oğrenımıne
•verdığı onemın de yanm sayfa kadar yer
aldığı tanhın tanımı. çağ \e \uzyil ka\-
ramlannın açıklandıgı unıte de tamamen
çıkanlmış Mıllı Eğıtım Bakanlığı'nca or-
taokullarda okutulması u\gun gorulen uç
kıtabın uçu de aynı konulan ıçenyor Orta
Asya Turk Tanhı İslamı Tanhı \e Turk
İslam Tanhı Hz Muhammed"ın tüm se-
ferlennın aynnulanyla anlatıldığı. Arabıs-
tan ın hantalan ve renklı kart foıoğraflan-
nın yer aldığı bu uç tanh kıtabında, ne
yaak kı ^nadolu'ya ve Anadolu uygarhk-
lannaıekbırsatıraynlmamış C)
Elbette bunun sorumlusu. bu tanh kı-
taplannın vazarlan değildir Sorumluluk.
Mıllı Eğıtım Bakanhğı'nındır Çunku. 26
Nısan 1993 tanhlı Teblığler dergısınde ya-
vımlanan Ortaokul Tanh Dersı Mufredat
Programrnda, Anadolu uygarhklan dıve
bır konu yok
Durum bu olunca, Sayın Prof Şara Sa-
y m'ın "kendini. farklı renklerden oluşan bir
butünün vazgecılmez bir parçası olarak du-
yumsayan insan"ı (*) yetıştırmek nasıl
mumkun olacaktır'
Sonucu tahmın etmeye %a da beklemeyc
gerek \ ok Sonuç ortada
"Tum ifade yollannın y asaklandığı ve sa-
dece mutlak doğru ve mutlak yanlışın yon-
tulmamış hallerinin var olduğu bir verde.
şiddet doğal >e hatta kaçımlmaz bir eylem
olur.'M'')
Ama \ıne de karamsar olmayalım de-
nm Tanh öğretmenı arkadaşımın. bızı
lyımser kılan bır anısıyla bağlamak ıstıyo-
rumvazımı
"Ders: Milli Tarih. Konu: İslamiyet'in
Doğuşu. Konuyu anlatıp bıtırdıkten sonra.
gozleri guneşlı oğrencilerimden biri parma-
ğını kaldırıp sordu: Öğretmeram, dedı. bura-
da (ders kitabmı gostererek), hlamıvcııen
once Araplann kız çocuklannı dın dın top-
rağa gomme gıbı kotu geleneklen vardı (
7
)
deniyor. Eğer öyleyse, Araplar nasıl çoğal-
dılar oğretmenim? Erkekler doğurmaz ki."
Erkeklenn doğurma\aı.ağını duşunen
oğrencılenmızın her zaman. her yerde her
koşulda çıkacağı \e bılımı hafıfe alanlan
şaşırtacağı umudmla
(11 Kr\c? Hoodbhcn KUm ve Bılım Cep "l d\ınlan
ıw s *'
(2)Mı«ıTinh Ortaokul l NıvaaAksıuM E B Yavı
nı 1991 S y-M
|1)<_umhumu Arada Bır 14 £1(11111*»
(4) Mıllı Tanh Oruokul ] G Tı.kın-Y Turlul Dcrs
K A $ \ j\ını IW! Mıllı Tanh Onaokul 1 Kemal Kara
S<.rhat YdMnUn \Wl
(^lCumhunyct Ola\lat\\.Goru>İCT 26
(6|P Hoodbho> S "•'
(7) Mıllı Tanh Ortaokul 1 NISOTI AVşH S
TARTIŞMA
YÖK Başkanlığı'na
B
ılındığı gıbı Prof.
Dr.Cemi
Demiroğlu'nun
rektör seçımıne
ıhşkm ışlemın
Danıştay 5.
Daireâ tarafından ıptahne
karar venlmış, ıptale ılışkın
karann hukum fıkrası
televızyon ve basın tarafından
çeşıtlı yollarla kamuya
duyurulmuştu Karar meahnın
kamuya ve taraflara
duyurulduğu gunden bu yana
karann aynca teblığı
beklenmeksızın ılgjhlen ve
yetkılılen bağlayacağı acık
olmasına rağmen. bu karar
vokmuşçasınaProf Dr Cemı
Demıroğlu goreune devam
etmektedır
Oysa Danıştay l.Dairesi'nın
goruşu. Danıştay Altıncı
Daıresı'nın goruşü, Danıştay
Altıncı Daıresı"nın yargısı
kararlan teblığ beklenmeksızın
duyulma anından ıtıbaren
uygulanmavolundadır İmar
Kanunu nun Boğaz da
yapılanma ıle ılgılı maddesının
Anayasa Mahkemesi'nce ıptal
edıldığıne ılışkın karannın
hukum fıkrasınm rady o.
televızyon ve basın tarafından
duy urulduğu gunden ıtıbaren
karann ay nca y ayın ve
tebhğıne gerek olmaksızın
ılgılılen ve yetkılılen
bağlayacağına ılışkın goruş ve
karan \ ardır
Bu nedenle Prof Dr
Demıroğlu'nun rektorluk
makamını derhal boşaltması
zorunludur Buzorunluluk
yapacağı ışlemlenn geçerlılığı
açısından da onem
taymaktadır
YOK, sorumlu bır davarun
tarafı olan ust kuruluş olarak
Danıştay 5 Daıresı"run ıptal
karanmn uy gulanmasını
sağlamakla yükumludür
Bu nedenle gereğının aalen
yapılmasına delaletınızı arz ve
talep edenz
Prof.Dr.Bülent
Berkarda/Prof.Dr.
Celal Erçıkan
î .0. Cerrahpaşa Tıp
Fakültesı
Böbrekhastalannınsorunları
ımbcr •
I
yı ruyetlı basınımızın
uzun aralıklarla da
olsa toplumun
gundemıne getırdığı
bobrek hastalannın
sorunlan. hıçbır
hukumet tarafından cıddıye
alınmamıştır Oysa her yenı
yonetım. verdığı vaatlerle
bobrek hastalanna buyuk
umut olmuş, ancak her
defasında gozuken bu ışık çok
çabuk sonmuştur 1
DYP-SHP hukumetmın Sağlık
Bakanı pek ıddıalı konuştu Ne
vazık kı verdığı sozlen, yenı
kurulan Çıller hukumetmın
çığırtkanlığınadeğışü Hanı
kendisine gore\ tekiıf
edıldığınde "Benim başladığım
proiem var" dı> emez mıy 6f
Yoksa adamı ayağmdan mı
asarlardı
Eskı bır sağlık bultenınde
okumuştum, 1980yılındakı
böbrek hastası sayısı 9000
dolaylannday ken bugunku
hasta sayısı ıse bunun tam dort
katına ulaşmıştır Bu durum.
ulkemızı yonetenlenn sağlık
hızmetlenndekı başan
çızelgesıdır
Gelışmış ulkelerde (Amenkd,
AN rupa ulkelen) ve Rusya'da.
bobrek hastalanna
transplantasy on amaçlanarak
dıalız tedavıs'ı
uygulanmaktadır Japonyagıbı
torelenne bağlı ulkelerde ıse
hastanm en az zarar
gorebıleceğı ustün vasıflı
gereçlerle dıalız yapılmaktadır
Bızde. ne doğru durust
transplantasyon
organızasyonu var. ne de ustün
nıtelıklı dıalız tedavısı
Venlen olanaklarla teda\ ımızı
ustlenen sağlık kadrolanndakı
elemanlann ustun gayretlen de
sorunlanmızı aşmaya
yetmıyor Uzun sure dıalız
tedavısı goren hastalarda
oluşan bedensel bozulmatar,
yapılması gereken dıalızlere de
blanakvermıyor Sonuç
olarak. yapılan ° »3
transplantasy on şansına sahıp
hastalann dışındakı buy uk
çoğunluk, kısa surelı aralıklarla
yaşamınıkaybedıyor Uygar
dunya uluslan ıle aynı zaman
dılımınde)aşamamıza karşın,
çağdaş bılımın ınsan \ aşamına
sunduğu nımetlerden
yararlanamazken. bızı
y onetenler. bırbırlen ıle
dıdışıyor Şımdılerde.
y olsuzluk dosy alan ınceleme
modası, durustluk yanşı
gostenlen \ ar Gerdan kırarak
bu mılleün kor kuruşunun
hesabım soranlar acaba
sandıklan kadar durustler mı''
Muhalefet yapmayı çocuk
kav gasıyla kanştıranlann
şımâıkı \ onetıcılerden daha mı
temız geçmışlen \ ar
Toplumsal ahlakımızdakı en
guzel değerlen hıçe sayarak
yarattıklan koşe donuculer
onlann esen değıl mf Ya dını
butun lslamcılar, kardeşlennız
(bobrek hastalan) bocekler gıbı
çaresızlık içınde olurken.
vaptığınız ıbadetlerle Tann"va
daha yakın olduğunuza mı
ınanıvorsunuz'* Y oksa obur
partıfer gıbı sızde mı durust
olduğunuzu soyleyeccksınız
0
Taklıtçılık olmaz mı0
25yıl once bulduğum
A\ rupa da her pazar gunu. o
bolgenın dın gorevlılen
(papazlar) hasta zıy aretıne
gıderlerdı Ülke yonetıcılen
hastaneye baskın duzenlemez,
randev ulu hasta zıvareu
gerçekleştınrlerdı Onbır yıllık
bobrek hastasıyım. hıçbır gun
hasta zıyaretı vapan dın adamı
ve yönetıcı görmedım
Benı bağışlayacaklannı
umduğum Sayın
Cumhurbaşkanı na, Sayın
TBMM Başkanı'na Sayın
Başbakan a Bakanlar
Kurulu nu oluşturan hukumet
uyelenne. TBMM'de grubu
olan. olmayan sayın partı
başkanlanna ve tum
parlamenterlere seslenıyorum
Mılyarlık nışan ve duğunlerde
gosterdığınız tncelığı. kendınıze
yakın olan bır dıalız merkezıne
uğrayarak gostermenızı. tum
hasta arkadaşlanm adına
ıstıyorum
İsmet Güzel
GıdiTutanaktaki
ftak Gerçek...
Eskı bır ozdeyış
- Sunguyle asken darbe yapılabılır, ama, sungunun
ustune oturulamaz
Peki, neyın ustune oturulur'?
•
Hurrıyet ın AnkaraTemsılcısı SedatErgin, gazetedekı
koşesınde onemlı bır belge açıkladı 12Eyiul askerı dar-
besının neyın ustune oturduğu nıraz daha aydınlandt
12Eylul1980
Beş generalden oluşan cunta, askerı darbeyı yapmış,
yonetımı ele geçırmış
Kukla hukumetıni kurmuş
Başbakan Yardımcısı Turgut özaln.
özal, eylul ayının sonundaVVashınojon'agıder zama-
nm Cumhurbaşkanı Jimmy Carter'ın st^ kolu olan Ulu-
sal Guvenlık Danışmanı Zbigniew Brz*^nski ıle bir
goruşme yapar 3 Ekım 1980 gunu gerçekeşen bu go-
ruşmede tutulan zabıt Amerikanyonetımıncegızlısayıl-
maktadır
Ancak Kongre'nın çıkardığı bır yasaya gort kışıler
-çoğunlukla gazetecıler- Amerikan yönetımıne ba^vura-
rak aydınlatılmasını ıstedıklerı konuların açıklanm»sını
ısteyebılırler SedatErgin de Özal-Bnezınskı göruşne-
sındekı tutanağın gun ışığına çıkarılmasını ıster, belge
açıklanır
•
Belgeye gore 12 Eylul askerı yonetımının Başbakan
Yardımcısı özal, VVashıngton'da Amerıka'nın Ulusfci
Guvenlık Danışmanı na3Ekım 1980 deşunlarısoyluyor
son yıllarda Turkıye'de olan demokrası değıl,
anarşı ıdı Demokrasının uzun sure ışleyebılmesı ıçın
sıstemı duzeltmelıyız Bu, zaman alacaktır Çok suratle
hareket edemeyız Oemokrasıye bır gecede donmemızı
beklememelısınız Onlara (Evren ıle generallere) çok
fazla baskı yapmayın ' (Hurrıyet, 30 Eylul 1993)
özal ın rolu ılgınç
12 Eylul'un neyın uzerıne oturduğu bılınıyordu, dışar-
daVVashıngton dan ruhsat almıştı, ABD yedayanıyordu,
ıçerde tekelcı sermaye ıle butunleşmıştı, Özal askerı
rejımın ekonomısını yonetıyordu
"Ekonomının mılıtanzasyonu" denen kavram, bu su-
reçte hayata geçırıldı
Ancak yıne bu sureçte 650 bın kışı gozaltına alındı 1
mılyon683bın kışı fışlendı, acılan 210 bın davada 230 bın
kışı yargılandı, 7 bın kışı ıçın ıdam cezası ıstendı, 49 kışı
asıldı, 388 bın kışıye pasaport venlmedt, 300 kışı kuşkulu
bıçımde oldu, 171 kışının ışkencede olduğu kanıtlandı,
14 kışı cezaevınde yaptıklan açlık grevı sonunda oldu,
937 fılm sakıncah bulunduğu ıçın yasaklandı, 23 bın 667
derneğın kapısına kılıt vuruldu, 3 bın 854 oğretmen, 120
unıversıte oğretım uyesı, 47 yargıcın ışıne son venldı,
gazetecılere toplam 3 bın 315 yıl hapıs cezası venldı, 39
ton kıtap, dergı gazete sakıncalı olduğu gerekçesıyle
ımha edıldı, demokratık yasalar değıştırıldl, 12 Eylul
mevzuatı yururluğe kondu, sıyasal partıler kapatıldı, sı-
yasal yasaklar yururluğe gırdı
özal ışte bu devrın Başbakan Yardımcısı, tekelcı ser-
mayenın guvenılır adamı
•
"llluzyon"unTurkçesı "yanılsama"dır
Yanılsama, kımı zaman yalnız bır kışıyı değıl bırtoplu-
mu da avucuna alabılır, unlu ılluzyonıst Zati Sungur'un
gozbağcılığı gıbı bır marıfetle kltleler aldatılabılır
Özal nasıl oluyor da 12 Eylül faşizmının Başbakan
Yardımcısı yken kımının gozunde demokrat, lıberal, de-
ğışımcı yenılıkçı sayılabılıyor'' IMF ve Dunya Bankası'-
nın ısterlerını mılıtarıst yontemlerle uygulamaya geçır-
dığı ıçm mı
7
Oyunun ilk perdesı 12 Eylul de açtlmıştı "83 fte/ımı"
bugune kadar uzandı son perdesını ılerde Amerikan
gızlı tutanakları açıklandığı zaman mı oğreneceğız'?
Vef atveTeşekkür
Canımız, Babamız
Dr.MustafaMuhlis
Şüküroğlu'nun
29 Eylul 1993 gunu anı vefatından sonra bızlen yalnız
bırakmayıp acımızı paylaşan tum akraba. dost ve
yakmlanmıza teşekkür edenz
Eşi:TürkanŞüküroğlu
Çocuklan: Peykan-DinçerYörükoğlu
Roksan-Yaşar Gûrso\
MehmetŞüküroğlu
Torunlan: Galip Yörökoğlu
Hüseyin Gürsoy
O. mançlt bır sosy al demokrat \ e namuslu bır burokrattı.
Teşekkür
Aramızdan a>nlışı ıle bızı acılara garkeden
canımızbabamız. aılemızın bûyüğü, eşsız insan
ERCÜMENT
ÜSTÜNAY'ın
kaybı nedeniyle cenazesınekatdarak son
görevlennı yerine getıren. çelenk gönderen, bızı
yalnız bırakmayan, telefonla acımızı paylaşan
yakınlanmıza, arkadaşlanmızave dostlanmıza
en ıçten duygularla teşekkür edenz.
AİLESİ
TEŞEKKÜR
29 9 1993 tanhındeİstanbulÜnıversitesı Tıp
Fakültesı Hastanesi'nın bana yaptığı ıyılığe
teşekkür edenm.
MELİHAKVARDAR
Ansiklopedilerinizve romanlannız
yerinizdenalınır.
TEL: 5540804