Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 9 OCAK 1993 CUMARTESİ
14 HABERLER
Çayuzmanı
kanser
kurbanı
• Baştarafi 1. Sayfada
Albaş, durumunun ağırlığına
karşın güçlükle sorulanmıa ya-
nıllıyor.
Ünilever-İş'e bağlı Doğusan
Çay Fabrikası'nda 1986-87 yıl-
lan arasında ekspertizhk yapan
Albaş, o gûnleri şöyle özetliyor.
;"Son derece panik içinde yaşa-
;ndan günlerdı. Çernobil'de
< nükleer kaza duyulduğunda
.'bütün arkadaşlar panik için-
'deydik. Her kafadan bir ses çı-
'kıyor, bölgemızi elkisi alüna
•alan radyasyon miktan konu-
Isunda çeşitü rakkamlar ücri
Isürülüyordu. Ancak hepimizde
;görûlen net bir olay vardı. O yı-
;hn ürünlerini stokladığımız
jçaylarla içiçe olduğumuzdan
günlcrce gözümûz yandı. O dö-
•nemde askeri uzmanlar gclip
depolanmızda ölçüm yaptılar.
Bizden gizli tutuimasına karşın,
ölçüm sonuçlannın 1200 beke-
rel civannda olduğunu ögren-
diğimizde şok geçirdik. Şirket
yöneticilerine çalışanlar oiarak
gereklı uyanlarda bulunduk.
.Yeniden ölçûm yapılmasıni
;eğer tehlike sırunnın üstûndc
<bir sonuçla karşılaşırsak önlem
ialınmasım talep etük. Ancak
daha sonra gelen hiç bir ölçüm
ekibiyle karşılaşmadık. 1987 yı-
hnda fabrikadan aynlarak Iz-
mir'edöndüm."
Cemil Albaş Rize Pazar do-
ğumlu. 7 kardeşi var. 1991 Ni-
san'ına kadar son derece sağlık-
ü olduğunu belirtiyor. Ne
zamanki vûcudunda bir istek-
sizlik hissetmeye başlamış, Is-
lanbul'da Onkoloji merkezine
başvurmuş. Tahlil sonuçlan
kanser olduğunu ortaya ko-
yunca yaklaşık 1,5 yıldır sûren
tedavisine başlanmış. Şu anda
kanscrli hücreler akciğere de
yayılmış durumda. Cemil AJ-
baş'a artık tıbbın yapacağı bir
şey yok. Her türlü kemoterapi,
radyoterapi tedavisinden vaz-
gecilmiş bir şekilde ölümü bek-
liyor.
Albaş'ın hastalandığı gûnden
bu yana yarundan aynlmayan
aah ablası Fatma Tezer ise kar-
deşini kanser yapan elkenin
radyasyon olduğundan kesin-
lıkle emin. Çünkü ailesinde
kanser görûlen bir haslalık de-
ğil. Fatma Tezer, kardeşinin
; gün gectikçe eriyen vücudu kar-
şısında çaresizlik içinde ağlıyor.
Tezer'ı hayala bağlayan tek
şey ise kendi çeküklerini bir
başkasının yaşamamaa içın dö-
nemin sorumlulan hakkında
acacağı dava.
Universite
jÖğrenciler
radyasyon
i sorumlulannı
yargıladı
Haber Merked - Egc Üni-
versitesı'nde, "Çernobil olayın-
dan sonra halkian gerçekleri
gjzlcycn" o dönemin yönelirile-
ri, öğrencilerin kurduğu mah-
kemede "gıyaplannda" yargı-
landı. İslanbul Ünivcrsitesi
SBF vc Hukuk Fakültesi öğ-
renaleri de dönemin sorumlu-
lannın yargılanmasını islediler.
Egc Ünivcrsitcsi'nin çcşitli
fakültelerinden on öğrencinin
• oluşturduğu "Sivil Öğrenci
Mahkcmesi"nin ilk duruşması
radyasyon nedeniyle Türkiye'-
dc ve dünyada yaşamlannı kay-
bcdcnlcr için yapılan bir daki-
kâlık saygı duruşu ilc başladi.
Daha sonra "Halklann ve hal-
kımtzın başı sağolsun" sözleriy-
lc duruşmayı açan mahkcme
üyesi öğrenci, Ege Ünivcrsitesi
Fızik BÖlümü ve Nükleer Bi-
limlcr Ensütüsü'ncc o dönemdc
çcşitli ölçümlcr yapılmasına
karşın, bunlann halka yenı
açıklandığına dikkali çckti.
M-ahkemc üycsi öğrencilcr
dünkü ilk duruşmada, "Sanık-
lann belirleneceğini" bildirdi-
ler.
Mahkemede "Eski YÖK
Başkanı Prof. Dr. lhsan Doğ-
ramaa, eski Sanayi ve Tıcaret
Bakaru Cahit Aral, o dönemin
Başbakanı Turgut Özal ve
Cumhurbaşkanı Kenan Evrcn
ile Türkiye Aiom Enerjisi Ku-
rumu Baskanı Prof. Dr. Ahmet
Yüksel Özemre'nin sanık* ola-
rak belirienmesine" karar veril-
di.
İslanbul Üniversitesi SBF
öğrencileri dûn radyasyon so-
rumlulannın yarglanması için
imza kampanyası açular. öğ-
renciler yapuklan açıklamada.
olayın boyutlan btlinmesine
rağrnen kamuoyundan gjzlen-
diğini belırterek şu görüşkri
savundular:
"Başta YÖK olmak üzere,
insanlann saglıklı yaşama hak-
kını hiçe sayan, gerçek dışı be-
yanlanyla ve uygulamalanyla
başta anayasa olmak üzere ulu-
sal ve ulusalüstü yasalan ıhlal
eden tüm yetkililerin yargılan-
masını talep edıyoruz"-
Yapılan çalışmalar konusunda Avrupa'dan bilgi isteneçek
Radyasyoııa karşıBatımodeli
ŞEBNEMGÜNGÖR
ANKARA - Türkiye'de, Çemobil
nükleer santralındakı patlama sonra-
sında çevreye yayılan radyoaktif ser-
pinüden cn yoğun şekilde etkilenen
Rize, Trabzon ve Edirne illerinde, Sağ-
hk Bakanhğı ve bibmadamlan tarafın-
dan yapılan çelişkili acıklamalara
rağrnen, kanser vakalannda artış oldu-
ğu belirlendi.
Çernobil Bilımsel Kurulu dün An-
kara'da Sağlık Bakanı Yıldınm Ak-
tuna'run başkanhğında bir toplantı
yapü. Toplanüda, Avrupa ülkelerinde
kaza ile ilgilî olarak yapılan çalışmalar
hakkında bilgi istenmesi kararlaşünldı.
Sağhk Bakanhğı'nın, kazanın mey-
dana geldiği 1986 yılından 1991 yılına
kadar bu ıllerde yaptığı laramalar;
Trabzon, Rize ve Edirne'de kanser va-
kalannda yüzde 172 ile yüzde 281 ara-
sında değişen oranlarda artış görüldü-
ğünü ortaya koydu.
Sağlık Bakanhğı Kanser Savaş Dai-
resı Başkanlığı'nın S yıllık bir süreci
kapsayan saptamalanna göre, 1986-
1991 yıllan arasında tüm hastalıklar
içerisinde kanserin görülme oranı
Rize'de yüzde 32.38, Trabzon'da
39.07, Edirne'de yüzde 29.9 arttı. Buna
görc, 1986 yılında Rize için yüzbinde
17.55 olan kanser oranı, 199İ'de yüz-
binde 49.93'e, Trabzon'da 1986'da
yüzbinde 22.28 olan oran 1991'de yüz-
binde 61.35'e, 1986'da Edirne'de yüz-
binde 40.76 olan kanser oranı ise 1991'-
de yüzbinde 76.66'ya yükseldi. Buna
göre yıllar itibanyla kanser insidanan-
daki en büyük artış Edirne ilinde ger-
çekfcşti.
Verilere göre, 3 ilde 1986 sonrasında
akciğer, meme ve kan kanserine yaka-
lanma oranı yükseldi. Rize'de 1986'da
14 oiarak tespit edilen akciğer kanseri
vakası, 1991'de 58'e, Trabzon'da 38'-
den I09'a yükseldi. Edirne'de ise akci-
ğer kanseri vakalanndaki artış, diğer
iki oranla çok düşük seviyede gerçek-
leşli.
Kanser vakalan ve insidansındaki
artışlarda, 1988 yılında 1986'ya oranla
bir düşüş görüldüğü, ancak bu düşü-
şün 1989'dan itibaren durduğu ve bu
yıldan itibaren kanser vakalan ve insi-
dansında büyük oranlarda arüşın de-
vam ettiği belirlendi.
Çernobil Bilimsel Kurulu dün An-
kara'da Sağhk Bakanı Yıldınm Ak-
tuna'nın başkanlıgında bir toplantı
yapü. Toplanüda, Avrupa ülkelerinde
kaza ile ilgili oiarak yapılan çalışmalar
hakkında bilgi istenmesi kararlaşünldı.
Toplanüda aynca. son on yıldaki
kanser ve lösemi olgulanna ilişkin bil-
giler, kişilerin isimlcri ve oturma yerle-
rinin bütün sağlık kuruluşlanndan is-
lenmesi benimsendi. Bakanlık üsl
düzey personelı, TAEK Başkanı ve
ünıversıtclerden bılım adamlanndan
oluşan bilim kurulunda çalışmalann
zaman zaman kamuo yuna duyurul-
ması da karar aitına alındı.
Türk Fizik Derneği Başkanı Prof.
Dr. Gediz Akdeniz, fizikçi arşürmaçı-
lann radyasyon ölçüm sonuçiannı
Atom Enerjisi Kurumu'na bildirdikle-
rini kaydederek, "Fakat o dönemin
sorumlulan ve bilim dışı anlayışm üni-
versitelerdeki uzantılan, bu uyanlan,
ellerindekı anti-demokratik yasalan da
kullanarak kamuoyundan gizlemişkr-
dir" dedi. Prof. Dr. Akdeniz, Çemobil
olayında ortaya çıkan radyasyon ko-
nusunda bilim adamlannın bilim dışı
zorlamalara rağmen gerekli duyarlılığı
göstererek kamuoyunu aydınlaünaya
çabşüklannı söyledi. Bilim adamlan-
nın özclliklc riskli bölgelcrdc tüm ola-
naksızlıklara karşın ölçüm sonuçiannı
değerlendirerek ilgili kurumlara gön-
derdiğini kaydeden Prof. Dr. Akdeniz,
ancak sözkonusu verilerin kamuoyun-
dan gizlendığını öne sürerck şunlan
söytedi:
"Türk Fızik Derneği oiarak bu ko-
nuda TBMM'de acılacak soruşturma-
nın, bu olayın sorumJulannın yargılan-
masının yanı sıra, antidemokratik
yasalarla üniversileleri ve ulusal araş-
urma merkezlcrini baskı alünda çalış-
maya zorlayan zihniyetin yıkılma süre-
cine de bir başlangıç olacağına inanı-
yor ve değerli miletvekıllerimızi göreve
davet ediyoruz."
Medikal Fizik Derneği Başkanı
Doç.Dr.Seyfettin Kuler, son günlcrde
lösemili çocuk sayısının artüğmı ve bu-
nun Çernobil kazasından sonra ülke-
mize gelen radyasyonun nedcn olduğu-
nun söylendiğini haürlatarak, "Bunun
kesin oiarak ortaya konması için Tür-
kiye çapında bilimsel araştırrrlalar, is-
tatistiki çalışmalar meslek kuruluşlan
ve dernekler tarafından yapılmalı, en-
dişe içinde olan halkımız birr an önce
aydınlaülmahdır" dedi.
Çevrecflerzaferin sevincini yaşıyor• Baftarafi 1. Sayfada
Türkiye'de çevrecilerin, tersane işçi-
lerinin, çeşitü dernek ve oda yöneticile-
rinin "ölüm gemisi"ne yönelik
gerçekleştirdikleri protesto eyleminin
ardından Greenpeace, Türkiye'de ger-
çekleştirilen eylerrüeri desteklediğini
açıkladı.
Greenpeace tarafından dün asbcst ge-
misi olayı ile ilgili oiarak Çevre Bakanı
Doğancan Akyürek'e bir rnektup gön-
derildi. Greenpeace Akdeniz Kampan-
yası Projesi Sorumlusu Mario Domato
imzalı mektupta, "Asbest gemisinde iş-
çilerin çalışünldığmı duymak bizdedüş
kınklığı yaratü. Bakanlığınız konuolü
olmaksızın hiçbirşcyin yapılamayaca-
ğına ilişkin bize verdiğiniz güvencedcn
sonra biz geminin Türk karasulan dışı-
na çıkanlmasını bekliyorduk" denildi.
United Slates gemisınin Türkiyc'ye ge-
lirilrnesinin dünyada lehlikeli aük lica-
rclinin yeni bir boyutu ve son ömeği
olduğu vurgulanan mektupta şu görüş-
lereyerverildi:
"Zehirli aük ticareti gelişmiş ülkeler-
den gelişmekte olan ülkclere yönebk
bir ücarettir. Çcvre vc sağlık açısından
bir çifte slandartür. Asbest yyılımının
güvenilir sının olirıadığı bilimsel oiarak
kanıllanmıştır. Asbest kansere ncden
olmaktadır. Kanser insanda 20 yıl gibi
uzun bir süreden sonra ortaya cıkabil-
mektedir. Asbestle çalışılan yerlcre
yakın yerdc oturmak, kısa bir süre için
dc olsa asbestli ürünlcrle çalışmak bile
kansere yol acabilir. Bu ölümcül tehli-
kcdcn kaçınılmalıdır. Geminin bir an
önce Amerika'ya geri gönderilmeli-
dir."
Asbcst gcmisinc yönelik cylcmlcre
gaz maskeleriylc katılan Çcpeçcvrc
Gâzetesi çevresinde örgüücnmiş çevre-
cilcr de Islanbul Valiliği'ne 'Asbest
gemisınin İstanbul il sınırlannda sökü-
münc izin verilmcyecektir' karan nede-
niyie 'kutlama telgrafr' kampanyası
başlatlılar. Verdiği karardan dolayı
Valiliği kutladıklannı ve bu karann uy-
gulanmaa için destek verdiklerini belir-
tcn Osman Akkuş, "Ancak asbest gemi
olayı bununla kalmamalı, gemi bir an
önce Amerika'ya geri gönderilmelidir"
diye konuştu.
SOS İstanbul Çevre Gönüllüleri
' Platformu Sözcüsü Türkscn Başcr Ka-
faoğlu ve Işıl Yıldınm da platform oia-
rak valiliği karanndan dolayı kutladık-
SOS Istanbul çevre gnıbu ve tersane işçikri, Tuzla'da öoceki güa asbestli gemi) i protesto için karada başlattıklan eyle
mitekoelerle denizdedesürdürdü.
lannı açıkladılar. Ancak geminin
sadecc İstanbul sınırlan dışına değil,
Türk karasulan dışına çıkanlması ge-
rektığini belirten Kafaoğlu ve Yıldınm.
gcmiyc karşı başlaiılan imza kampan-
yası çcrçevesınde bugünc kadar Pcndik
Çevre Gönüllüleri'nin kampanyasıyla
birlikte 1800 imza toplandığını. bu im-
zalann Çcvrc Bakanı Doğancan Akyü-
rek'e gönderileccğini açıkladılar.
LİMTER-İş Sendikası Genel Başkanı
Emir Babakuş da 'Türk karasulan dı-
şına çıkanhncaya kadar asbestli gemi-
nin pcşini bırakmayacağız" dedi.
Valiliğin asbestli gemiye ilişkin kara-
nnın ardından görüşünü aldığımız İs-
tanbul İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr.
Fahri Aslantürk "Valilik 5442 sayılı İl-
ler İdaresi Kanunu ile lüm yetkiye sa-
hiplir. Bu gcmının asbest sökümünün
İstanbul ıl sınırlan içinde yapılması du-
rumunda yasal işlemler yapılır. Valilik
gerekirsc gcmiyc cl koyabilir" diye ko-
nuştu. Gcmidc hcrhangı birişlem yapı-
labilmcsı için izin başvurusunda buiu-
nulması gcrektiğini belirlen Aslanlürk,
"Böylc bir başvuru şu ana kadar yapıl-
madı. Geminin durumu incelcnecck ve
bir rapor hazırlanarak Valiliğe sunula-
cak" dedi. . _ . _
Bu arada çevrecılenn oncckı gun ger-
çckleştirdikleri eylemde üzerine yoğurt
dökerck, asbesli yüzüne süren Çevre
Bakanı Doğancan Akyürek'i proteslo
eden Maltepeyi Seviyoruz Gönüllü-
leri'nden Şeref Çanakçı, "Biz bu gemi-
ye bakanlann değil, görenlerin karar
vermcsıni isüyoruz. Bakanlar gemiye
baktılar, ama tehlikelcrini görmek iste-
medilcr. Bizler bu tehlikelerin farkın-
dayız ve bu ölüm gemisinin bir an önce
giüncsini isüyoruz" diye konuştu. Ça-
nakçı, "Neden üzerine yoğurt dökerek
bakanı protesto etüniz" sorusunu şöyle
yanıUadı:
"Çcvre Bakanı'nın asbesli yüzüne
sürerck yaplığı şey o kadar saçma ki
buna ancak boylc bir karşılık vcrilebi-
lir. Biliyorsunuz kimi zchirlcnmelcre
karşı yoğurt yenmesi uvsiye edilir. An-
cak yoğurt asbestc karşı hiçbir şekilde
koruyucu olamaz. Çünkü bu madde
bir cam parcası gjbi akciğere yerlcşip
kansere ncden oluyor. Ben de üstüme
yoğurt dökerck çcvre bakanının bu tu-
lumunun saçmalığını ortaya koymak
amacıyla aynı ölçüde saçma bir koru-
ma yöntemi uyguladım."
Asbestli geminin sahibi, söküm için uzman kuruluşlaraproje hazırlattıklarmı söyledi
Saclıkoğlıı: Bizi hiçbir şey engelleyemez
Haber Merkezi - United States ge-
misini saün alarak Tuzla'ya getirten
armatör Kahraman Sadıkoğlu gemi-
nin asbestten temizlenmesi için bu ko-
nuda uzman bir kuruluşa proje hazır-
latüklannı, bu projenin tamamlanma-
sından sonra Çevre BakanlığYna
sunulacağını söyledi.
Sadıkoğlu, "Projemizden vazgeç-
mek niyetinde değiliz. Türkiye'de yasa-
lar var ve biz yasalara uygun oiarak
çabşıyoruz. Şu anda yapılan hiçbir şey
bizj engellemez" diye konuştu. Sadı-
koğlu, valiliğin geminin asbest sökü-
müne İstanbul il sınırlan içerisinde izin
verilmemesi karanna ilişkin oiarak da,
"Böyle bir karar alındığını sanmıyo-
rum. Sayın Vali'ye konuya ilişkin ge-
rekli teknik bilgiyi veririz, o zaman
karar düzellilir" dedi.
Arena Programı'nda yapılan yayın-
lar ve Cumhuriyet Gazetesi'nde çıkan
haberlerle kamuoyunun yanlış bilgi-
lendirildiğini öne süren Kahraman
Sadıkoğlu, asbest olayına ilişkin tüm
"gerçekleri" önümüzdeki günlerde ger-
çeklcştireceği basın toplanüsıyla ka-
muoyuna açıklayacağını söyledi.
Dünyada gemilerde asbesün 1880'ler-
den bu yana kullanıldığını vurgulayan
Sadıkoğlu, "Bugün de Türkiye'de bir-
çok yerde gemilerden asbest sökülüyor
ve hiçbir önlem alınmıyor. Biz ise bu
konuda Avrupa"daki uzman kuruluş-
lara başvurduk ve kendilerinden fiyat
leklifı aldık. Hollanda'dan bir uzman
kuruluş gehp incelemelerde bulundu ve
şu anda bir proje haarlıyor. önümüz-
deki günlerde bu projeyi bir rapor ha-
linde Çevre Bakanhğı'na sunacağız"
dedi.
Gemidekı asbest sökümünü gerekli
önlemleri alarak gerçekleştireceklerini
belirlen Sadıkoğlu şunlan söyledi:
"Savarona'yı lamir ettirmeye başla-
dığımız zaman da çok şeyler söylendi.
Ancak biz yılmadık ve projemizi ta-
mamladık. Şimdi hiç kimse birşey söy-
lemiyor. Herkes övgüyle karşıladı.
United Slates ile ilgili projemizden de
vazgeçmeyeceğiz. Türkiye'de yasalar
var ve biz yasalara uygun olarak çalısı-
yoruz.Şu anda yapılan hiçbir şey bizi
engellemez. Raponımuzu Çevre Ba-
kanhğı'na sunacağız. Geminin asbest-
ten temizlenmesi işi Avrupa ülkelerin-
de nasıl yapılıyorsa tüm önlemleri
alarak aynı şekilde biz dc yapacağız.
Engelleme ginşimkn aiınan büyük
projelerin ballalanmasıdır. Bu proje
180 milyon dolarlık bir projedir. Şu an-
da tuzladaki tüm tersaneİCT işçi çıkan-
yor.
Ciddı bir darboğaz var. Bu gemi-
nin lamiri 2.5 yıl sürccek. 4 bin işcıye
işgücü sağlanacak. Üstelik dünyanın
en büyük transatlanüklerinden biri
olan Uniled States'in onanmını Türk
işçıleri yapmış olacak. Bu uluslararası
piyasalarda yeni işlerin alınması açısın-
dan da önemli.
Boğazîci İmar Planı
Vergi reformu 19949
te Işte şeffaf karakol
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - "Vergi reform paketi"
önümüzdeki günlerde
TBMM'ye sunuluyor. Paket,
1993 kazançlanna uygulana-
mayacak.
Koalisyon hükümeünin ay-
lardır üzerinde çalışlığı, ancak
1992 yılında lamamlanamayan
vergi pakeünde yer alan baa
unsurlar, ana hatîan ile şöyle:
•SERVET BEYAN1: Hükü-
meün SHP kanadınca ısrarla
istenen servet beyanı, pakette
yer almadı. Servet beyanı yön-
temine yeniden dönülmesi ha-
linde, vergi kaçağının teşvik
edileceği ve lahsilatta bugünün
de gerisine gidileceği görüşü be-
nımsenerek bu maddeye yer
verilmedi.
KURUMLAR VERGİSİ:
Pakette, kurumlar vergisi için
yüzde 20 oranı öngörülüyor.
Ancak, kâr dağıtımı öncesi. ay-
nca yüzde 15 oranında stopaj
uygulanması hükme oağlanı-
yor.
KASTİ KÂÇAKÇ1LIK:
Paket, kaçakcılık suçuna açık
bir tanımlama getiriyor. Pakel-
le, kasti olarak vergi kaçıranla-
nn teşhir edilmesinc değin gi-
den ağır cezalar öngörülürken,
kasıt dışı, ihmale dayanan vergi
suçlannda mahkemeye gidil-
mesi yerinejdare ile uzlaşma-
nın yeterli olması öngörülüyor.
MÜREKKEP FAİZ: Vergi
gecikmeterindeki mürekkep fa-
iz uygulamasından vazgeçili-
yor. Gecikme faizlerine ve
zamlanna yeniden faiz yürütül-
memesi yoluna gidiliyor.
M Baftarafi 1. Sayfada Sez-
gin, "Şimdi görüyorsunuz,
buraa, CMUK'ta yapılan deği-
şikliğe ve sanığın savunma hak-
kını güvence alüna alan yasaya
gore avukatlann sanıklarla gö-
rüşmesini sağlayacak bir oda.
Bakın burası pek çok yerde mü-
dürlerin, amirlerin veya genel
müdürlerin odaiannın eşdeğe-
rinde bir oda" diye konuştu.
Sezgin, "Pohslerin, CMUK'un
yürürlüğe girmesinden sonra
suçlulan yakalama oranının
düştüğü ve elininin kolunun
bağlı olduğunun söylendiği yo-
lunda iddialar var" sorusuna,
"Suçlulann azalması veya art-
ması CMUK'a göre değil, top-
lumun psikolojık ve sosyal,
siyasal yapısfyla doğru oranülı-
dır. Polisin eli kolu niçin bağ-
lansın? Polis, vatandaşa yar-
dımcı olmak için, devletin
temsili için var. Devletin gücü-
nü kanıtlamak için var. Ve ne
yapıyor burada, herhangi bir
olayda bir sanık geliyor, -o, su-
çu kanıtlaruncaya kadar sanık-
ür- o sanığa yasalann verdiği
sorumluluk içerisinde bir sa-
vunma hakkı veriyor. En aziz
hakür savunma hakkı. Biz bu-
nu CMUK'tan çok evvel, Em-
niyet Genel Müdürlüğü olarak
'Sanığın savunma hakkı ve in-
san hakkı' adı alünda bir ders
kitabı yayımladık, hem kolejle-
rimizde akademilerimizde, po-
lis okullanmızda okutuyoruz.
Polislere de cep kitabı olarak
verdik. Yani demokrasiyi önce
kendi içimizde, kafamızda ger-
çekJeşürdik. Türk polisi
CMUK'a hazırdı zaten" yanıü-
nı verdi. Sezgin, polisin
CMUK'a karşı pasif direniş
yapüğı iddiasının da asılsız ol-
duğunu söyledi. Sezgin, Emni-
yet Genel Müdürü Yılmaz
Ergun'la birlikte "Gözetim
Odası"nda gazetecilere poz ver-
di. Ön dış cephesi
tamamen camdan olan karako-
lun içinde pembe, kırmızı, be-
yaz renkler hâkim. Yerlerin
halıyla kaph olduğu karakolun
üst kaünda idari birimlerin yanı
sıra bir de modern mobilyalarla
donaülmış "Avukat Görüşme
Odası" var. Alt katta ise demir-
jeri kırmızı ve beyaza boyau,
içinde ranza ve battaniye bulu-
nan, önümüzdeki günlerde de
televizyon konulacağı belirtilen
"Gözlem Odası", içinde duşu,
beyaz havlulan buluhan tuva-
let, yemekhane ile bazı idari
bürolaryerahyor.
Dalan'ınplanına
durdurma karanİstanbul Haber Servisi-Eski
İslanbul Büyükşchır Bclcdıycsi
Başkanı Bcdrcltin Dalan lara-
fından I988'dc onaylanan Bo-
ğaziçi Geri Görünüm vc Etkilc-
me Bölgeleri Nazım İmar Plan-
lanna İslanbul I. İdarc
Mahkcmcsi yürülmcyi durdur-
ma karan vcrdi.
Mımarlar Odası İslanbul Şu-
bcsi'ncc açilan davada mahkc-
me, planlann koruma kurulla-
nnın görüşü alınmadan onay-
landığı için, yasal olmadığına
karar vcrdi.
Mahkcme karan gcrcğince
1988'dc Bcdrellin Dalan'ın lali-
maüyla STFA'ya hazırlattın-
lan vc onaylanan imar planlan-
na görc yapılan imar işlemlen-
nin hcmen durdurularak üreti-
lcn uygulama planlannın da
iptali gerekiyor.
Koruma kurullannın görüşü
alınmadan hazırianan imar
planlanyla 1988 yılında Boğa-
zâçi yamaçlanndaki 7 bin hek-
larlık alan yoğun imara açıl-
mıştı. Dalan'ın hazırlalüğı
planlara 1988'dc Uluslararası
Mimarlar Birligı UIA'da tepki
göstermiş ve birliğin genel sck-
retcri Nils Carlson tarafından
Dalan'a gönderilen mektupta
"İslanbul'un bir dünya kenti
olduğu ve Boğaziçi'nin evrcnsel
değcrlcr taşıyan güzelliklerinin
imar planlanyla yapılaşmaya
açılmasının insanhk adına da
üzücü olduğu, bu ncdcnle plan
girişimlerinden vazgcçilmcsr"
isıenmişti.
İmar planlannın uygulanma-
sı halinde gıdenlmcsi güç zarar-
lar vereceği belirtilen mahkeme
karanna göre, planlann yasal
olabilmesi ve Boğaziçi'nin ko-
runmasınm sağlanabilmesi için
koruma kurulu görüşünün ön
koşul olduğu belirtiliyor.
1988'de Mimarlar Odası, şe-
hircilik uzmanlan ve duyaıiı
çcvrelerin itirazlanna karşın
yürürlüğc sokulan imar planla-
Tekzip
rıyla Boğaziçi'nin her iki yaka-
sındaki bölgelcrdc çok sayıda
villa, toplu konut silcsi vc
apartman inşa edildi. U.vum vc
Mesan villalannın yanı sıra
Anadolu yakasında Kavacık
smlannda loplu konui inşaat-
larınfn yapımına başlandı. Pla-
na göre bu bölgelerc 2 milyoi
ck nüfus gclirilmcsi hcdcfkni-
yordu.
Yine aynı planlarda Beşiklaş,
Üsküdar, Sanyer vc Beykoz il-
çc sınırlan içinde kalan 1983
onaylı planlardaki yeşil alanlar'
konut alanına çevrilirken Bo-
ğaziçi'ne bakan yamaçlardaki
yapı yoğunluğu artünlarak ko-
ruluk alanlaradainşaaiolanağı
sağlanmışü.
Mahkcme karan gcreğincc
1988 planlanna göre tüm yapı-
laşmanın ve insaal izınlennin
durdurulması gerekiyor. Kara-
ra görc aynca parsclasyon ça-
lışmalannın ve plana bağlı imar
uygulamalannın da durdurul-
ması, planlann koruma kurul-
lannca incelenip uygun görül-
meyen yerlerinin degiştirilmesi
ve yeniden İstanbul Büyükşchir
Belcdiyc Meclisi'nin onayına
sunulması gerekiyor.
Mimarlar Odasfndan yapı-
lan açıklamada, mahkemenın
son karanndan sonra 1988
planlannda yapılaşmaya acılan
ycşil alanlann tekrar yeşil alana
dönüştürülmesi gerektiğini be-
lirtıldi Açıklamada şöyle denil-
di:
"Bu karar hukuka ve bilime
aykın planlarla İstanbul'un gı"
zelliklerinin yağmalanması.
çağdaş bclcdiyecılik oiarak ilan
edcnlerc karşı, yine hukukun ve
bilımin tarihscl zaferidir. 1988'-
de Dalan'ın talimaüanyla
STFA'ya sipariş cdilcrck yapü-
nlan bu planlar, bir daha yü-
rürlüğe giremeyecek şekilde
iptal edilmcli ve Boğaziçi'nin
güzelliklcri üzerindeki spekü-
lasyon artık durdurulmalıdır."
Yusufeli Kaymakamlığı
9
ndan açıklama
•Gazetcnizin 12 Kasım V992
tarihli nüshasında 10 kasımda
Yusufeli Esnaf ve Sanatkarlar
Dcrncği'ncc Atatürk büslüne
konulan çclengin tarafımdan
tekmclcndiği haberi yer almış-
lır.
Çclcnklcrin sunulduklan gü-
nün amacına, ulusal onur ge-
reklcnne, ekonomi ve estetik
kurailanna gore haariaııınası
ve sunuşun standard, özenli ve
düzenli yapılması esasür.
Bu amaçla ilçemizde 10 ka-
sım törcni için hazırianan prog-
ramda 'Kurum ve kuruluşlann
bizzal amirleri, başkanlan tara-
fından günün anlam ve öne-
miyle bağdaşmayan kıyafetle
sunulan çelenklerin kaldırüla-
cağına ilgili yönetmelik gereği
uyan olarak yer verilmişür. Bu
konuda aynca telefonla bütün
birimlere bilgi vcrihniştir. Bu
konuya sadece ilgili dernek uy-
mamış ve çelengi kaldınlmışür.
Tekmcleme olayı kaüyen olma-
dığı gibi, düşünülemez de;
Yanlışhktan kaynaklandığı-
nı sandığımız haberiniz üzerine
yapılan acıklamamızın Basın
Kanunu'nun 19. maddesi gere-
ğince yayımlanmasını rica ede-
rim. Saygılanmla.
M. Celalettin Lekesiz
Yusufeli Kaymakamı
1500PKK'lıfışlendi
GÖKSELPOLAT
ANKARA • Kuzey Irak'ta
peşmergelerin kontrolü alünda
buluııan PKK'hlara ait fışler,
Kürt liderler tarafından Anka-
ra'ya gönderildi. Jandarma Ge-
nel Komutanlığı'nca incele-
meye aiınan fışlenn bin kadar
PKK'hyı kapsadığı öğrenildi.
Askeri kaynaklardan aiınan
bilgiye göre Kürt hderler Celal
Talabani ve Mesut Barzani ile
daha önce yapılan anlaşma çer-
çevesinde, peşmergelere teslim
olan PKK'lılann fışleri An-
kara'ya ulaşü. Sayılan 1500 do-
layında olduğu bildirilen
PKK'lılann, üçte ikisine ait fış-
ler geçen hafta içinde Jandarma
Genel Komutanlığı'na teslim
edildi. Askeri kaynaklar, bin
dolayındaki PKK'hya ait fışle-
rin incelendiğini, diğer PKK'-
hlara aitfişlerinde en kısa süre-
de Ankara'ya gönderileceğini
belirttiler.
4 bin peşmerge smırda
PKK'hlara aitfişlerin,Kuzey
Irak'ta ne kadar PKK'h^oldu-
ğunun belirlenmesi ve bunlann
izlenmesi için gerekli olduğunu
kaydeden askeri kaynaklar,
Türk SilabJı Kuvvetleri'nin
(TSK), PKK'hlardan temizle-
diği bölgedeki geüşmelere iliş-
kin olarak da şu bilgileri verdi-
ler
" Daha önce yapılan anlaş-
ma gereği, bu bölgede 65 kara-
kol kurulması pianianmışü.
Bugün, bölgede 68 karakol ku-
ruldu. Bu sayı, gerekli görühne-
si halinde daha da artabiür.
Şimdi bu 68 karakolda fıilen 4
binin üzerinde peşmerge bulu-
nuyor. Bahara kadar bu sayı 6
bin 500'eçıkacak. Karakollânn
irübatlannın yüzde 80'i ta-
mamlannuş durumda. Bunlan
peşmergeler bizden herhangi
bir yardım almadan gerçekleş-
ürdiler. Suriye sınınndan İran
sınınna kadar olan bölgede ku-
rulan bu karakoüar, 4 karargah
ve 2 ana karargaha bağlı olarak
görev yapacak."
İç hesaplaşma
Bu arada Ankara'ya ulaşan
bilgilere göre PKK, iç hesaplaş-
mayı mart ayına kad^r bitirme-
yi planhyor. Mart ayında yeni
bir komuta kademesi ve teşki-
latlanma yapısıyla ortaya
çıkmayı amaçladığı bildirilen
örgütün, kırsal kesimdeki ey-
lemlerinin yanı sıra, kentsel te-
röre ağırlık verebileceği belirti-
liyor.
örgütün, özellikle Ege ve
Akdeniz bölgelerine yerleşen
Kürt kökenlı yurttaşlar arasına
sızmayı planladığı, şehirlerdeki
eylem stratejısınin bireysel terö-
re yönelik olabikceğine dikkat
çekiüyor.
TEŞEKKÜR
Kızımız
DOĞA'nın
dünyaya merhaba demesinde değerli katkıkn olan ve
9 ay boyunca bizden mesleki tecrübelerinin yanı sıra acak
ilgilerini esirgemeyen
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Ttp Fakültesi
Kadın Doğum Khniği'nden Uzman Dr.
DEVEIVrŞENTÜRK
başta olmak üzere bütün servıs personeline sonsuz teşekkür
ederiz.
FATMA ve MEHMET DEMİRKAYA