27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 9 OCAK 1993 CUMARTESİ 14 HABERLER Çayuzmanı kanser kurbanı • Baştarafi 1. Sayfada Albaş, durumunun ağırlığına karşın güçlükle sorulanmıa ya- nıllıyor. Ünilever-İş'e bağlı Doğusan Çay Fabrikası'nda 1986-87 yıl- lan arasında ekspertizhk yapan Albaş, o gûnleri şöyle özetliyor. ;"Son derece panik içinde yaşa- ;ndan günlerdı. Çernobil'de < nükleer kaza duyulduğunda .'bütün arkadaşlar panik için- 'deydik. Her kafadan bir ses çı- 'kıyor, bölgemızi elkisi alüna •alan radyasyon miktan konu- Isunda çeşitü rakkamlar ücri Isürülüyordu. Ancak hepimizde ;görûlen net bir olay vardı. O yı- ;hn ürünlerini stokladığımız jçaylarla içiçe olduğumuzdan günlcrce gözümûz yandı. O dö- •nemde askeri uzmanlar gclip depolanmızda ölçüm yaptılar. Bizden gizli tutuimasına karşın, ölçüm sonuçlannın 1200 beke- rel civannda olduğunu ögren- diğimizde şok geçirdik. Şirket yöneticilerine çalışanlar oiarak gereklı uyanlarda bulunduk. .Yeniden ölçûm yapılmasıni ;eğer tehlike sırunnın üstûndc <bir sonuçla karşılaşırsak önlem ialınmasım talep etük. Ancak daha sonra gelen hiç bir ölçüm ekibiyle karşılaşmadık. 1987 yı- hnda fabrikadan aynlarak Iz- mir'edöndüm." Cemil Albaş Rize Pazar do- ğumlu. 7 kardeşi var. 1991 Ni- san'ına kadar son derece sağlık- ü olduğunu belirtiyor. Ne zamanki vûcudunda bir istek- sizlik hissetmeye başlamış, Is- lanbul'da Onkoloji merkezine başvurmuş. Tahlil sonuçlan kanser olduğunu ortaya ko- yunca yaklaşık 1,5 yıldır sûren tedavisine başlanmış. Şu anda kanscrli hücreler akciğere de yayılmış durumda. Cemil AJ- baş'a artık tıbbın yapacağı bir şey yok. Her türlü kemoterapi, radyoterapi tedavisinden vaz- gecilmiş bir şekilde ölümü bek- liyor. Albaş'ın hastalandığı gûnden bu yana yarundan aynlmayan aah ablası Fatma Tezer ise kar- deşini kanser yapan elkenin radyasyon olduğundan kesin- lıkle emin. Çünkü ailesinde kanser görûlen bir haslalık de- ğil. Fatma Tezer, kardeşinin ; gün gectikçe eriyen vücudu kar- şısında çaresizlik içinde ağlıyor. Tezer'ı hayala bağlayan tek şey ise kendi çeküklerini bir başkasının yaşamamaa içın dö- nemin sorumlulan hakkında acacağı dava. Universite jÖğrenciler radyasyon i sorumlulannı yargıladı Haber Merked - Egc Üni- versitesı'nde, "Çernobil olayın- dan sonra halkian gerçekleri gjzlcycn" o dönemin yönelirile- ri, öğrencilerin kurduğu mah- kemede "gıyaplannda" yargı- landı. İslanbul Ünivcrsitesi SBF vc Hukuk Fakültesi öğ- renaleri de dönemin sorumlu- lannın yargılanmasını islediler. Egc Ünivcrsitcsi'nin çcşitli fakültelerinden on öğrencinin • oluşturduğu "Sivil Öğrenci Mahkcmesi"nin ilk duruşması radyasyon nedeniyle Türkiye'- dc ve dünyada yaşamlannı kay- bcdcnlcr için yapılan bir daki- kâlık saygı duruşu ilc başladi. Daha sonra "Halklann ve hal- kımtzın başı sağolsun" sözleriy- lc duruşmayı açan mahkcme üyesi öğrenci, Ege Ünivcrsitesi Fızik BÖlümü ve Nükleer Bi- limlcr Ensütüsü'ncc o dönemdc çcşitli ölçümlcr yapılmasına karşın, bunlann halka yenı açıklandığına dikkali çckti. M-ahkemc üycsi öğrencilcr dünkü ilk duruşmada, "Sanık- lann belirleneceğini" bildirdi- ler. Mahkemede "Eski YÖK Başkanı Prof. Dr. lhsan Doğ- ramaa, eski Sanayi ve Tıcaret Bakaru Cahit Aral, o dönemin Başbakanı Turgut Özal ve Cumhurbaşkanı Kenan Evrcn ile Türkiye Aiom Enerjisi Ku- rumu Baskanı Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre'nin sanık* ola- rak belirienmesine" karar veril- di. İslanbul Üniversitesi SBF öğrencileri dûn radyasyon so- rumlulannın yarglanması için imza kampanyası açular. öğ- renciler yapuklan açıklamada. olayın boyutlan btlinmesine rağrnen kamuoyundan gjzlen- diğini belırterek şu görüşkri savundular: "Başta YÖK olmak üzere, insanlann saglıklı yaşama hak- kını hiçe sayan, gerçek dışı be- yanlanyla ve uygulamalanyla başta anayasa olmak üzere ulu- sal ve ulusalüstü yasalan ıhlal eden tüm yetkililerin yargılan- masını talep edıyoruz"- Yapılan çalışmalar konusunda Avrupa'dan bilgi isteneçek Radyasyoııa karşıBatımodeli ŞEBNEMGÜNGÖR ANKARA - Türkiye'de, Çemobil nükleer santralındakı patlama sonra- sında çevreye yayılan radyoaktif ser- pinüden cn yoğun şekilde etkilenen Rize, Trabzon ve Edirne illerinde, Sağ- hk Bakanhğı ve bibmadamlan tarafın- dan yapılan çelişkili acıklamalara rağrnen, kanser vakalannda artış oldu- ğu belirlendi. Çernobil Bilımsel Kurulu dün An- kara'da Sağlık Bakanı Yıldınm Ak- tuna'run başkanhğında bir toplantı yapü. Toplanüda, Avrupa ülkelerinde kaza ile ilgilî olarak yapılan çalışmalar hakkında bilgi istenmesi kararlaşünldı. Sağhk Bakanhğı'nın, kazanın mey- dana geldiği 1986 yılından 1991 yılına kadar bu ıllerde yaptığı laramalar; Trabzon, Rize ve Edirne'de kanser va- kalannda yüzde 172 ile yüzde 281 ara- sında değişen oranlarda artış görüldü- ğünü ortaya koydu. Sağlık Bakanhğı Kanser Savaş Dai- resı Başkanlığı'nın S yıllık bir süreci kapsayan saptamalanna göre, 1986- 1991 yıllan arasında tüm hastalıklar içerisinde kanserin görülme oranı Rize'de yüzde 32.38, Trabzon'da 39.07, Edirne'de yüzde 29.9 arttı. Buna görc, 1986 yılında Rize için yüzbinde 17.55 olan kanser oranı, 199İ'de yüz- binde 49.93'e, Trabzon'da 1986'da yüzbinde 22.28 olan oran 1991'de yüz- binde 61.35'e, 1986'da Edirne'de yüz- binde 40.76 olan kanser oranı ise 1991'- de yüzbinde 76.66'ya yükseldi. Buna göre yıllar itibanyla kanser insidanan- daki en büyük artış Edirne ilinde ger- çekfcşti. Verilere göre, 3 ilde 1986 sonrasında akciğer, meme ve kan kanserine yaka- lanma oranı yükseldi. Rize'de 1986'da 14 oiarak tespit edilen akciğer kanseri vakası, 1991'de 58'e, Trabzon'da 38'- den I09'a yükseldi. Edirne'de ise akci- ğer kanseri vakalanndaki artış, diğer iki oranla çok düşük seviyede gerçek- leşli. Kanser vakalan ve insidansındaki artışlarda, 1988 yılında 1986'ya oranla bir düşüş görüldüğü, ancak bu düşü- şün 1989'dan itibaren durduğu ve bu yıldan itibaren kanser vakalan ve insi- dansında büyük oranlarda arüşın de- vam ettiği belirlendi. Çernobil Bilimsel Kurulu dün An- kara'da Sağhk Bakanı Yıldınm Ak- tuna'nın başkanlıgında bir toplantı yapü. Toplanüda, Avrupa ülkelerinde kaza ile ilgili oiarak yapılan çalışmalar hakkında bilgi istenmesi kararlaşünldı. Toplanüda aynca. son on yıldaki kanser ve lösemi olgulanna ilişkin bil- giler, kişilerin isimlcri ve oturma yerle- rinin bütün sağlık kuruluşlanndan is- lenmesi benimsendi. Bakanlık üsl düzey personelı, TAEK Başkanı ve ünıversıtclerden bılım adamlanndan oluşan bilim kurulunda çalışmalann zaman zaman kamuo yuna duyurul- ması da karar aitına alındı. Türk Fizik Derneği Başkanı Prof. Dr. Gediz Akdeniz, fizikçi arşürmaçı- lann radyasyon ölçüm sonuçiannı Atom Enerjisi Kurumu'na bildirdikle- rini kaydederek, "Fakat o dönemin sorumlulan ve bilim dışı anlayışm üni- versitelerdeki uzantılan, bu uyanlan, ellerindekı anti-demokratik yasalan da kullanarak kamuoyundan gizlemişkr- dir" dedi. Prof. Dr. Akdeniz, Çemobil olayında ortaya çıkan radyasyon ko- nusunda bilim adamlannın bilim dışı zorlamalara rağmen gerekli duyarlılığı göstererek kamuoyunu aydınlaünaya çabşüklannı söyledi. Bilim adamlan- nın özclliklc riskli bölgelcrdc tüm ola- naksızlıklara karşın ölçüm sonuçiannı değerlendirerek ilgili kurumlara gön- derdiğini kaydeden Prof. Dr. Akdeniz, ancak sözkonusu verilerin kamuoyun- dan gizlendığını öne sürerck şunlan söytedi: "Türk Fızik Derneği oiarak bu ko- nuda TBMM'de acılacak soruşturma- nın, bu olayın sorumJulannın yargılan- masının yanı sıra, antidemokratik yasalarla üniversileleri ve ulusal araş- urma merkezlcrini baskı alünda çalış- maya zorlayan zihniyetin yıkılma süre- cine de bir başlangıç olacağına inanı- yor ve değerli miletvekıllerimızi göreve davet ediyoruz." Medikal Fizik Derneği Başkanı Doç.Dr.Seyfettin Kuler, son günlcrde lösemili çocuk sayısının artüğmı ve bu- nun Çernobil kazasından sonra ülke- mize gelen radyasyonun nedcn olduğu- nun söylendiğini haürlatarak, "Bunun kesin oiarak ortaya konması için Tür- kiye çapında bilimsel araştırrrlalar, is- tatistiki çalışmalar meslek kuruluşlan ve dernekler tarafından yapılmalı, en- dişe içinde olan halkımız birr an önce aydınlaülmahdır" dedi. Çevrecflerzaferin sevincini yaşıyor• Baftarafi 1. Sayfada Türkiye'de çevrecilerin, tersane işçi- lerinin, çeşitü dernek ve oda yöneticile- rinin "ölüm gemisi"ne yönelik gerçekleştirdikleri protesto eyleminin ardından Greenpeace, Türkiye'de ger- çekleştirilen eylerrüeri desteklediğini açıkladı. Greenpeace tarafından dün asbcst ge- misi olayı ile ilgili oiarak Çevre Bakanı Doğancan Akyürek'e bir rnektup gön- derildi. Greenpeace Akdeniz Kampan- yası Projesi Sorumlusu Mario Domato imzalı mektupta, "Asbest gemisinde iş- çilerin çalışünldığmı duymak bizdedüş kınklığı yaratü. Bakanlığınız konuolü olmaksızın hiçbirşcyin yapılamayaca- ğına ilişkin bize verdiğiniz güvencedcn sonra biz geminin Türk karasulan dışı- na çıkanlmasını bekliyorduk" denildi. United Slates gemisınin Türkiyc'ye ge- lirilrnesinin dünyada lehlikeli aük lica- rclinin yeni bir boyutu ve son ömeği olduğu vurgulanan mektupta şu görüş- lereyerverildi: "Zehirli aük ticareti gelişmiş ülkeler- den gelişmekte olan ülkclere yönebk bir ücarettir. Çcvre vc sağlık açısından bir çifte slandartür. Asbest yyılımının güvenilir sının olirıadığı bilimsel oiarak kanıllanmıştır. Asbest kansere ncden olmaktadır. Kanser insanda 20 yıl gibi uzun bir süreden sonra ortaya cıkabil- mektedir. Asbestle çalışılan yerlcre yakın yerdc oturmak, kısa bir süre için dc olsa asbestli ürünlcrle çalışmak bile kansere yol acabilir. Bu ölümcül tehli- kcdcn kaçınılmalıdır. Geminin bir an önce Amerika'ya geri gönderilmeli- dir." Asbcst gcmisinc yönelik cylcmlcre gaz maskeleriylc katılan Çcpeçcvrc Gâzetesi çevresinde örgüücnmiş çevre- cilcr de Islanbul Valiliği'ne 'Asbest gemisınin İstanbul il sınırlannda sökü- münc izin verilmcyecektir' karan nede- niyie 'kutlama telgrafr' kampanyası başlatlılar. Verdiği karardan dolayı Valiliği kutladıklannı ve bu karann uy- gulanmaa için destek verdiklerini belir- tcn Osman Akkuş, "Ancak asbest gemi olayı bununla kalmamalı, gemi bir an önce Amerika'ya geri gönderilmelidir" diye konuştu. SOS İstanbul Çevre Gönüllüleri ' Platformu Sözcüsü Türkscn Başcr Ka- faoğlu ve Işıl Yıldınm da platform oia- rak valiliği karanndan dolayı kutladık- SOS Istanbul çevre gnıbu ve tersane işçikri, Tuzla'da öoceki güa asbestli gemi) i protesto için karada başlattıklan eyle mitekoelerle denizdedesürdürdü. lannı açıkladılar. Ancak geminin sadecc İstanbul sınırlan dışına değil, Türk karasulan dışına çıkanlması ge- rektığini belirten Kafaoğlu ve Yıldınm. gcmiyc karşı başlaiılan imza kampan- yası çcrçevesınde bugünc kadar Pcndik Çevre Gönüllüleri'nin kampanyasıyla birlikte 1800 imza toplandığını. bu im- zalann Çcvrc Bakanı Doğancan Akyü- rek'e gönderileccğini açıkladılar. LİMTER-İş Sendikası Genel Başkanı Emir Babakuş da 'Türk karasulan dı- şına çıkanhncaya kadar asbestli gemi- nin pcşini bırakmayacağız" dedi. Valiliğin asbestli gemiye ilişkin kara- nnın ardından görüşünü aldığımız İs- tanbul İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Fahri Aslantürk "Valilik 5442 sayılı İl- ler İdaresi Kanunu ile lüm yetkiye sa- hiplir. Bu gcmının asbest sökümünün İstanbul ıl sınırlan içinde yapılması du- rumunda yasal işlemler yapılır. Valilik gerekirsc gcmiyc cl koyabilir" diye ko- nuştu. Gcmidc hcrhangı birişlem yapı- labilmcsı için izin başvurusunda buiu- nulması gcrektiğini belirlen Aslanlürk, "Böylc bir başvuru şu ana kadar yapıl- madı. Geminin durumu incelcnecck ve bir rapor hazırlanarak Valiliğe sunula- cak" dedi. . _ . _ Bu arada çevrecılenn oncckı gun ger- çckleştirdikleri eylemde üzerine yoğurt dökerck, asbesli yüzüne süren Çevre Bakanı Doğancan Akyürek'i proteslo eden Maltepeyi Seviyoruz Gönüllü- leri'nden Şeref Çanakçı, "Biz bu gemi- ye bakanlann değil, görenlerin karar vermcsıni isüyoruz. Bakanlar gemiye baktılar, ama tehlikelcrini görmek iste- medilcr. Bizler bu tehlikelerin farkın- dayız ve bu ölüm gemisinin bir an önce giüncsini isüyoruz" diye konuştu. Ça- nakçı, "Neden üzerine yoğurt dökerek bakanı protesto etüniz" sorusunu şöyle yanıUadı: "Çcvre Bakanı'nın asbesli yüzüne sürerck yaplığı şey o kadar saçma ki buna ancak boylc bir karşılık vcrilebi- lir. Biliyorsunuz kimi zchirlcnmelcre karşı yoğurt yenmesi uvsiye edilir. An- cak yoğurt asbestc karşı hiçbir şekilde koruyucu olamaz. Çünkü bu madde bir cam parcası gjbi akciğere yerlcşip kansere ncden oluyor. Ben de üstüme yoğurt dökerck çcvre bakanının bu tu- lumunun saçmalığını ortaya koymak amacıyla aynı ölçüde saçma bir koru- ma yöntemi uyguladım." Asbestli geminin sahibi, söküm için uzman kuruluşlaraproje hazırlattıklarmı söyledi Saclıkoğlıı: Bizi hiçbir şey engelleyemez Haber Merkezi - United States ge- misini saün alarak Tuzla'ya getirten armatör Kahraman Sadıkoğlu gemi- nin asbestten temizlenmesi için bu ko- nuda uzman bir kuruluşa proje hazır- latüklannı, bu projenin tamamlanma- sından sonra Çevre BakanlığYna sunulacağını söyledi. Sadıkoğlu, "Projemizden vazgeç- mek niyetinde değiliz. Türkiye'de yasa- lar var ve biz yasalara uygun oiarak çabşıyoruz. Şu anda yapılan hiçbir şey bizj engellemez" diye konuştu. Sadı- koğlu, valiliğin geminin asbest sökü- müne İstanbul il sınırlan içerisinde izin verilmemesi karanna ilişkin oiarak da, "Böyle bir karar alındığını sanmıyo- rum. Sayın Vali'ye konuya ilişkin ge- rekli teknik bilgiyi veririz, o zaman karar düzellilir" dedi. Arena Programı'nda yapılan yayın- lar ve Cumhuriyet Gazetesi'nde çıkan haberlerle kamuoyunun yanlış bilgi- lendirildiğini öne süren Kahraman Sadıkoğlu, asbest olayına ilişkin tüm "gerçekleri" önümüzdeki günlerde ger- çeklcştireceği basın toplanüsıyla ka- muoyuna açıklayacağını söyledi. Dünyada gemilerde asbesün 1880'ler- den bu yana kullanıldığını vurgulayan Sadıkoğlu, "Bugün de Türkiye'de bir- çok yerde gemilerden asbest sökülüyor ve hiçbir önlem alınmıyor. Biz ise bu konuda Avrupa"daki uzman kuruluş- lara başvurduk ve kendilerinden fiyat leklifı aldık. Hollanda'dan bir uzman kuruluş gehp incelemelerde bulundu ve şu anda bir proje haarlıyor. önümüz- deki günlerde bu projeyi bir rapor ha- linde Çevre Bakanhğı'na sunacağız" dedi. Gemidekı asbest sökümünü gerekli önlemleri alarak gerçekleştireceklerini belirlen Sadıkoğlu şunlan söyledi: "Savarona'yı lamir ettirmeye başla- dığımız zaman da çok şeyler söylendi. Ancak biz yılmadık ve projemizi ta- mamladık. Şimdi hiç kimse birşey söy- lemiyor. Herkes övgüyle karşıladı. United Slates ile ilgili projemizden de vazgeçmeyeceğiz. Türkiye'de yasalar var ve biz yasalara uygun olarak çalısı- yoruz.Şu anda yapılan hiçbir şey bizi engellemez. Raponımuzu Çevre Ba- kanhğı'na sunacağız. Geminin asbest- ten temizlenmesi işi Avrupa ülkelerin- de nasıl yapılıyorsa tüm önlemleri alarak aynı şekilde biz dc yapacağız. Engelleme ginşimkn aiınan büyük projelerin ballalanmasıdır. Bu proje 180 milyon dolarlık bir projedir. Şu an- da tuzladaki tüm tersaneİCT işçi çıkan- yor. Ciddı bir darboğaz var. Bu gemi- nin lamiri 2.5 yıl sürccek. 4 bin işcıye işgücü sağlanacak. Üstelik dünyanın en büyük transatlanüklerinden biri olan Uniled States'in onanmını Türk işçıleri yapmış olacak. Bu uluslararası piyasalarda yeni işlerin alınması açısın- dan da önemli. Boğazîci İmar Planı Vergi reformu 19949 te Işte şeffaf karakol ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - "Vergi reform paketi" önümüzdeki günlerde TBMM'ye sunuluyor. Paket, 1993 kazançlanna uygulana- mayacak. Koalisyon hükümeünin ay- lardır üzerinde çalışlığı, ancak 1992 yılında lamamlanamayan vergi pakeünde yer alan baa unsurlar, ana hatîan ile şöyle: •SERVET BEYAN1: Hükü- meün SHP kanadınca ısrarla istenen servet beyanı, pakette yer almadı. Servet beyanı yön- temine yeniden dönülmesi ha- linde, vergi kaçağının teşvik edileceği ve lahsilatta bugünün de gerisine gidileceği görüşü be- nımsenerek bu maddeye yer verilmedi. KURUMLAR VERGİSİ: Pakette, kurumlar vergisi için yüzde 20 oranı öngörülüyor. Ancak, kâr dağıtımı öncesi. ay- nca yüzde 15 oranında stopaj uygulanması hükme oağlanı- yor. KASTİ KÂÇAKÇ1LIK: Paket, kaçakcılık suçuna açık bir tanımlama getiriyor. Pakel- le, kasti olarak vergi kaçıranla- nn teşhir edilmesinc değin gi- den ağır cezalar öngörülürken, kasıt dışı, ihmale dayanan vergi suçlannda mahkemeye gidil- mesi yerinejdare ile uzlaşma- nın yeterli olması öngörülüyor. MÜREKKEP FAİZ: Vergi gecikmeterindeki mürekkep fa- iz uygulamasından vazgeçili- yor. Gecikme faizlerine ve zamlanna yeniden faiz yürütül- memesi yoluna gidiliyor. M Baftarafi 1. Sayfada Sez- gin, "Şimdi görüyorsunuz, buraa, CMUK'ta yapılan deği- şikliğe ve sanığın savunma hak- kını güvence alüna alan yasaya gore avukatlann sanıklarla gö- rüşmesini sağlayacak bir oda. Bakın burası pek çok yerde mü- dürlerin, amirlerin veya genel müdürlerin odaiannın eşdeğe- rinde bir oda" diye konuştu. Sezgin, "Pohslerin, CMUK'un yürürlüğe girmesinden sonra suçlulan yakalama oranının düştüğü ve elininin kolunun bağlı olduğunun söylendiği yo- lunda iddialar var" sorusuna, "Suçlulann azalması veya art- ması CMUK'a göre değil, top- lumun psikolojık ve sosyal, siyasal yapısfyla doğru oranülı- dır. Polisin eli kolu niçin bağ- lansın? Polis, vatandaşa yar- dımcı olmak için, devletin temsili için var. Devletin gücü- nü kanıtlamak için var. Ve ne yapıyor burada, herhangi bir olayda bir sanık geliyor, -o, su- çu kanıtlaruncaya kadar sanık- ür- o sanığa yasalann verdiği sorumluluk içerisinde bir sa- vunma hakkı veriyor. En aziz hakür savunma hakkı. Biz bu- nu CMUK'tan çok evvel, Em- niyet Genel Müdürlüğü olarak 'Sanığın savunma hakkı ve in- san hakkı' adı alünda bir ders kitabı yayımladık, hem kolejle- rimizde akademilerimizde, po- lis okullanmızda okutuyoruz. Polislere de cep kitabı olarak verdik. Yani demokrasiyi önce kendi içimizde, kafamızda ger- çekJeşürdik. Türk polisi CMUK'a hazırdı zaten" yanıü- nı verdi. Sezgin, polisin CMUK'a karşı pasif direniş yapüğı iddiasının da asılsız ol- duğunu söyledi. Sezgin, Emni- yet Genel Müdürü Yılmaz Ergun'la birlikte "Gözetim Odası"nda gazetecilere poz ver- di. Ön dış cephesi tamamen camdan olan karako- lun içinde pembe, kırmızı, be- yaz renkler hâkim. Yerlerin halıyla kaph olduğu karakolun üst kaünda idari birimlerin yanı sıra bir de modern mobilyalarla donaülmış "Avukat Görüşme Odası" var. Alt katta ise demir- jeri kırmızı ve beyaza boyau, içinde ranza ve battaniye bulu- nan, önümüzdeki günlerde de televizyon konulacağı belirtilen "Gözlem Odası", içinde duşu, beyaz havlulan buluhan tuva- let, yemekhane ile bazı idari bürolaryerahyor. Dalan'ınplanına durdurma karanİstanbul Haber Servisi-Eski İslanbul Büyükşchır Bclcdıycsi Başkanı Bcdrcltin Dalan lara- fından I988'dc onaylanan Bo- ğaziçi Geri Görünüm vc Etkilc- me Bölgeleri Nazım İmar Plan- lanna İslanbul I. İdarc Mahkcmcsi yürülmcyi durdur- ma karan vcrdi. Mımarlar Odası İslanbul Şu- bcsi'ncc açilan davada mahkc- me, planlann koruma kurulla- nnın görüşü alınmadan onay- landığı için, yasal olmadığına karar vcrdi. Mahkcme karan gcrcğince 1988'dc Bcdrellin Dalan'ın lali- maüyla STFA'ya hazırlattın- lan vc onaylanan imar planlan- na görc yapılan imar işlemlen- nin hcmen durdurularak üreti- lcn uygulama planlannın da iptali gerekiyor. Koruma kurullannın görüşü alınmadan hazırianan imar planlanyla 1988 yılında Boğa- zâçi yamaçlanndaki 7 bin hek- larlık alan yoğun imara açıl- mıştı. Dalan'ın hazırlalüğı planlara 1988'dc Uluslararası Mimarlar Birligı UIA'da tepki göstermiş ve birliğin genel sck- retcri Nils Carlson tarafından Dalan'a gönderilen mektupta "İslanbul'un bir dünya kenti olduğu ve Boğaziçi'nin evrcnsel değcrlcr taşıyan güzelliklerinin imar planlanyla yapılaşmaya açılmasının insanhk adına da üzücü olduğu, bu ncdcnle plan girişimlerinden vazgcçilmcsr" isıenmişti. İmar planlannın uygulanma- sı halinde gıdenlmcsi güç zarar- lar vereceği belirtilen mahkeme karanna göre, planlann yasal olabilmesi ve Boğaziçi'nin ko- runmasınm sağlanabilmesi için koruma kurulu görüşünün ön koşul olduğu belirtiliyor. 1988'de Mimarlar Odası, şe- hircilik uzmanlan ve duyaıiı çcvrelerin itirazlanna karşın yürürlüğc sokulan imar planla- Tekzip rıyla Boğaziçi'nin her iki yaka- sındaki bölgelcrdc çok sayıda villa, toplu konut silcsi vc apartman inşa edildi. U.vum vc Mesan villalannın yanı sıra Anadolu yakasında Kavacık smlannda loplu konui inşaat- larınfn yapımına başlandı. Pla- na göre bu bölgelerc 2 milyoi ck nüfus gclirilmcsi hcdcfkni- yordu. Yine aynı planlarda Beşiklaş, Üsküdar, Sanyer vc Beykoz il- çc sınırlan içinde kalan 1983 onaylı planlardaki yeşil alanlar' konut alanına çevrilirken Bo- ğaziçi'ne bakan yamaçlardaki yapı yoğunluğu artünlarak ko- ruluk alanlaradainşaaiolanağı sağlanmışü. Mahkcme karan gcreğincc 1988 planlanna göre tüm yapı- laşmanın ve insaal izınlennin durdurulması gerekiyor. Kara- ra görc aynca parsclasyon ça- lışmalannın ve plana bağlı imar uygulamalannın da durdurul- ması, planlann koruma kurul- lannca incelenip uygun görül- meyen yerlerinin degiştirilmesi ve yeniden İstanbul Büyükşchir Belcdiyc Meclisi'nin onayına sunulması gerekiyor. Mimarlar Odasfndan yapı- lan açıklamada, mahkemenın son karanndan sonra 1988 planlannda yapılaşmaya acılan ycşil alanlann tekrar yeşil alana dönüştürülmesi gerektiğini be- lirtıldi Açıklamada şöyle denil- di: "Bu karar hukuka ve bilime aykın planlarla İstanbul'un gı" zelliklerinin yağmalanması. çağdaş bclcdiyecılik oiarak ilan edcnlerc karşı, yine hukukun ve bilımin tarihscl zaferidir. 1988'- de Dalan'ın talimaüanyla STFA'ya sipariş cdilcrck yapü- nlan bu planlar, bir daha yü- rürlüğe giremeyecek şekilde iptal edilmcli ve Boğaziçi'nin güzelliklcri üzerindeki spekü- lasyon artık durdurulmalıdır." Yusufeli Kaymakamlığı 9 ndan açıklama •Gazetcnizin 12 Kasım V992 tarihli nüshasında 10 kasımda Yusufeli Esnaf ve Sanatkarlar Dcrncği'ncc Atatürk büslüne konulan çclengin tarafımdan tekmclcndiği haberi yer almış- lır. Çclcnklcrin sunulduklan gü- nün amacına, ulusal onur ge- reklcnne, ekonomi ve estetik kurailanna gore haariaııınası ve sunuşun standard, özenli ve düzenli yapılması esasür. Bu amaçla ilçemizde 10 ka- sım törcni için hazırianan prog- ramda 'Kurum ve kuruluşlann bizzal amirleri, başkanlan tara- fından günün anlam ve öne- miyle bağdaşmayan kıyafetle sunulan çelenklerin kaldırüla- cağına ilgili yönetmelik gereği uyan olarak yer verilmişür. Bu konuda aynca telefonla bütün birimlere bilgi vcrihniştir. Bu konuya sadece ilgili dernek uy- mamış ve çelengi kaldınlmışür. Tekmcleme olayı kaüyen olma- dığı gibi, düşünülemez de; Yanlışhktan kaynaklandığı- nı sandığımız haberiniz üzerine yapılan acıklamamızın Basın Kanunu'nun 19. maddesi gere- ğince yayımlanmasını rica ede- rim. Saygılanmla. M. Celalettin Lekesiz Yusufeli Kaymakamı 1500PKK'lıfışlendi GÖKSELPOLAT ANKARA • Kuzey Irak'ta peşmergelerin kontrolü alünda buluııan PKK'hlara ait fışler, Kürt liderler tarafından Anka- ra'ya gönderildi. Jandarma Ge- nel Komutanlığı'nca incele- meye aiınan fışlenn bin kadar PKK'hyı kapsadığı öğrenildi. Askeri kaynaklardan aiınan bilgiye göre Kürt hderler Celal Talabani ve Mesut Barzani ile daha önce yapılan anlaşma çer- çevesinde, peşmergelere teslim olan PKK'lılann fışleri An- kara'ya ulaşü. Sayılan 1500 do- layında olduğu bildirilen PKK'lılann, üçte ikisine ait fış- ler geçen hafta içinde Jandarma Genel Komutanlığı'na teslim edildi. Askeri kaynaklar, bin dolayındaki PKK'hya ait fışle- rin incelendiğini, diğer PKK'- hlara aitfişlerinde en kısa süre- de Ankara'ya gönderileceğini belirttiler. 4 bin peşmerge smırda PKK'hlara aitfişlerin,Kuzey Irak'ta ne kadar PKK'h^oldu- ğunun belirlenmesi ve bunlann izlenmesi için gerekli olduğunu kaydeden askeri kaynaklar, Türk SilabJı Kuvvetleri'nin (TSK), PKK'hlardan temizle- diği bölgedeki geüşmelere iliş- kin olarak da şu bilgileri verdi- ler " Daha önce yapılan anlaş- ma gereği, bu bölgede 65 kara- kol kurulması pianianmışü. Bugün, bölgede 68 karakol ku- ruldu. Bu sayı, gerekli görühne- si halinde daha da artabiür. Şimdi bu 68 karakolda fıilen 4 binin üzerinde peşmerge bulu- nuyor. Bahara kadar bu sayı 6 bin 500'eçıkacak. Karakollânn irübatlannın yüzde 80'i ta- mamlannuş durumda. Bunlan peşmergeler bizden herhangi bir yardım almadan gerçekleş- ürdiler. Suriye sınınndan İran sınınna kadar olan bölgede ku- rulan bu karakoüar, 4 karargah ve 2 ana karargaha bağlı olarak görev yapacak." İç hesaplaşma Bu arada Ankara'ya ulaşan bilgilere göre PKK, iç hesaplaş- mayı mart ayına kad^r bitirme- yi planhyor. Mart ayında yeni bir komuta kademesi ve teşki- latlanma yapısıyla ortaya çıkmayı amaçladığı bildirilen örgütün, kırsal kesimdeki ey- lemlerinin yanı sıra, kentsel te- röre ağırlık verebileceği belirti- liyor. örgütün, özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerine yerleşen Kürt kökenlı yurttaşlar arasına sızmayı planladığı, şehirlerdeki eylem stratejısınin bireysel terö- re yönelik olabikceğine dikkat çekiüyor. TEŞEKKÜR Kızımız DOĞA'nın dünyaya merhaba demesinde değerli katkıkn olan ve 9 ay boyunca bizden mesleki tecrübelerinin yanı sıra acak ilgilerini esirgemeyen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Ttp Fakültesi Kadın Doğum Khniği'nden Uzman Dr. DEVEIVrŞENTÜRK başta olmak üzere bütün servıs personeline sonsuz teşekkür ederiz. FATMA ve MEHMET DEMİRKAYA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle