Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURfYET 8OCAK1993CUMA
8 DIŞHABERLER
•LUANDA(AA)-
Angola'da, hükûmet
kuvvetleri ile Angola'nın tam
bağımsızlığı için ulusal birlik
(UNITA) gerıllalan arasında
liman kenti Benguela'da
meydana gelen çaüşmalarda
binden fazla kişinin öldüğû
bildinldi. Devlet radyosu,
Benguela'da meydana gelen
catışmalarda binden fazla
kişinin öldüğünü
duyunırken şiddetli
çatışmalann UNITA'run
ana karargahlannın
bulunduğu Huamba kenti
çevresindeki üç bölgede de
sürdüğûnü kaydetti.
Benguela Eyalet Valisi Paulo
Jorge da radyoya yaptığı
açıklamada hükümet
kuvvetlerinin, şiddetli
çatışmalann meydana geldiği
Benguela ve Lobıto kentıni
hala ellerinde tuttuklannı
söyledi. Öte yandan, radyo,
UNITA'yı silahstz insanlara
saldırmakla suçlarken
UNITA dahükümeti
a vıllererastgelesaldırmakla
suçluyor.
Ukrayna güvence
istedi
• WASHENGTON (AA) -
Ukrayna eündeki nükleer
füzcleri sökmek için
ABDden askeri güvence
istedi. ABD"de görüşmeler
yapan bir Ukrayna heyetinin
başkanı olan Dışişleri Bakan
Yardımcısı Boris Tarasiuk,
gazetecilere yapüğı
açıklamada, füzeleri
sökmenin > üksek maliyeti
konusundaki kaygılann
ülkesinin START
anlaşmasını onaylama
sürecini yavaşlattığını
söyledi. Tarasıuk, "Güvenlik
konusundaki bugarantilerin
en yüksek düzeyde btze
verileceğini umuyoruz" dedi.
Boris Tarasiuk, füzelen
sökme işleminin kaça
patlayacağını tahmin
cdemeyeceğini, ancak
ülkesinin ABD heyetlerinin
füzelerin sökülüp
sökülmcdiğini denetlemek
için Ukrayna'ya yapacağı
yolculuklann masraflannı
karşıldmayacağını söyledi.
RamizAfia'nm
anriam -___.
İBATtNA(AA)-
Arnavutluk'un eski Devlet
Başkanı Ramiz Alia,
anılannı yazdığı "Ben Tarihe
Tanığım"isimli kitabırun
ikincı bölümünde de ülkede
komünistrejimdönemindeki
baa olaylarla ilgili esrar
perdesini aydınlatmadı.
Evinde aylardır göz hapsinde
tutulan Alıa, önceki gün
Tiran'da piyasaya sürülen
"Ben Tarihe TanığınV'ın
ikina bölümünde,
l960lardaeskıSSCB
bü> ukelçiliğine yapılan
bombalı saldın, eski
Sav unma Bakanı Bekir
Baiuku'nun idam edilmesi ve
eski Başbakan Mehmet
Sehu'nun "intihan"
hakkında, kendisinin bir
bilgisi bulunmadığını öne
sürdü.
Kozhıduy'aRus
yakıtı
• SOFYA(AA)-
Bulgaristan'm sorunhı
nükleer santralı
Kozluduy'un önümüzdeki 5
yıl için yakjt ihtiyacının
karşılanması konusunda
Rusya ile anlaşmaya vanldığı
bildinldi. Eiektrik idaresi
yönetim kurulu başkanı
Dçyanko Dobrev, Moskova
ziyaretinden dönüşünde
yaptığı açıklamada,
anlaşmanın ocak ayı
sonlannda imzalanacağını
söyledi. Dobrev, santralın ilk
dört blokunun yakıtı için
Rus "Elektrostal*' adlı
kuruluşla anlaşma
yapıldığını, binermegavat
kapasiteli diğer iki blokun
yakıtı için ise başka bir
kuruluş ile anlaşma
imzalanacağını kaydetti.
Rusya'dan almacak yakıtın 2
milyar levaya mal olacağını
belirten Dobrev, bu miktann
yansının gıda, sigara ve
giyecek gjbi ürünlerle
ödeneceğini söyledi.
mektup
• LEFKOŞE(AA)-20
ocakta göreve başlayacak
ABD'nin yeni Başkanı Bill
Clinton ile tngiltere
Başbakanı John Major,
Kıbns Rum Yönetimi Lideri
Yorgo Vasiliu'ya birer
mektup gönderdiler. Major,
mektubunda, New York'taki
son Kıbns göriişmelerinde
önemli konular üzerinde
daha fazla ıierleme
kaydedilememesmden
duyduğu hayal kınklığını
beürtti. Major, 789sayıh
kar4rda önerilcn "güven
pr.'ır ••' önlcmlcrin bir
LÖ! .«iıiı uvgulanmasıyoluna
gidilmesinin önemli bir
gehşme teşkil cdcıeğine
inandığıru bildırdı
Batılı başkentlerde Cenevre görüşmeleri son şans olarak değerlendiriliyor
Müdahale arbkkendinidayatıyorDış Haberkr Servisb_
Bosna-Hersekte yaklaşık 9 aydır süren
savaş şimdiden yüz binlerce kişinin
ölürrrfıne neden oldu. On binlerce kadın
tecavüze uğradı, insanlar Nazi toplama
kamplan benzeri kamplarda
işkcncelere uğradı. Savaşın başından
beri Sırplar'ın kuşatması altında
bulunan başkent Saraybosna ise
yaklaşık 200 bin kişinin yaşadığı "en
büyük toplama kampı"na dönüştü.
Bosna-Hersek'te en başta sivillen hedef
alan vahşet her gün televizyonlar,
gazcteler, radyolar aracıhğı ile insanlara
ulaştı. Ancak Batı, kendi
coğrafyasındaki bu dehşet verici savaşı
sessizce seyretmekle yetindi. Birkaç
uçak dolusu "insani yardım"
göndererek vicdanını rahatlatmaya
çalıştı. Kuveyt'i işgaleden Irak'a karşı
kısa bir zamanda çok sert tepki gösteren
Batı, Bosna-Hersek konusunda hep
"dıplomasıye bir şans tanımaktan" söz
ettı. Bu şans önce Londra
Konferansı'na tanındı. Londra
Konferansı, hiç bir sonuç alınmadan
dağıldı Ardından "belki Sırbıstan'da
seçımleri Paniçkazanırdaışçözülür"
denildi. Ama seçimleri, "Büyük
Sırbistan" idealinin savunucusu,
Bosnalı Sırp saldırganlann hamisi
milliyetçi Sİobodan Mitoseviç
kazanınca bu umutda yitirildi. Son
olarak da Cenevre'deki yüz yüze
görûşmeler beklendi. Cenevre
görüşmelerinde Sırplar uzlaşmaz bir
tutuma girdiler. "Danışmalar" için
görüşmelere ara verildi ancak yapılan
açıklamalar umut kıncıydı. Artık
Ba'.ı'nın bir "şans" daha tanıyacağı
girişım kalmadı. Batı'nın "kaçacak" bir
yeri de kalmadı. Asken müdahale,
kaçınılmaz bir secenek olarak kendini
dayatmaya başladı. Batılı
kamuoylannın tahammülü de,
medyadaki görüntülerle iyice tükendi.
Bu arada "insani nedenlerle"' Somali'ye
müdahale yapıldı. Tahammülü
tükenmiş sokaktaki insan şu soruyu
sordu: Bosna ne olacak? Aslında
elbette, en başta ABD olmak üzere
Fransa, Ingiltereve Almanya'yı,
"müdahale gerekli" noktasına getiren,
sokaktaki insanın, medyanın tepkisi
değil. Bundan önemlısı. Bosna'daki
savaş, sonuçlan ıtibanyla "yayılma
eğilimine" girdi. "Kosova'ya sıçrarsa"
ile başlayan senaryolar, ABD'nin
uykusunu kaçırmaya başladı. Bu
noktada, "çıkarlar'" belirmeye başladı.
Ve en başta Washington da olmak
üzere, "müdahale kaçınılmaz"
mınltılan, pek çok Batılı başkentte
"yüksek ses"e dönüştü. Bu işte de
öncülük "yine" ABD'ye düştü. Avrupa
kendi göbeğıindeki bir sorunu
çözmekteki aczi ile, ABD'ye, "patron
benim" vurgusunu yapma şananı bir
kez daha verdı. Öyle ki, ABD bile, "biz
tek başımıza dünyayı herşeyden
koruyamayız" demek zorunda kaldı.
Şimdilik belirtiler, herkesin pazar günü
Cenevre'de yeniden başlayacak yüz
yüze görüşmelerden çıkacak sonucu
bekledığını gösteriyor.
Washington'da Kongre'nin çoğunluğu da "bir an evvel müdahale" edilmesinden yana
ABD müdalıaleyikaçınılmazgöriiyor
FUATKOZLUKLU
WASH1NGTON - Tam 12 gün
sonra görevi Bıll Ointon'a devrede-
cek olan Başkan George Bush "Sı-
rplara müdahale edılebıleceği" ifa-
desini START 2 anlaşmasını im-
zaladığı Rusya'da Devlet Başkanı
Boris Yeltsin ve Fransa'da Cum-
hurbaşkanı Mitterrand'la yaptığı
görüşmeden sonra ilk kez ısrarlı bir
şekılde kullanıyor.
ABD başkentinde, geçen hafta
sonunda başlayan ve verilen aradan
sonra pazar günü yeniden sürdürü-
lecek olan Cenevre görüşmelerin-
den "sonuç çıkmayacağı" görüşü
ağırlıkta.
Salı günü çalışmaya başlayan
103'üncü ABD Kongresi'nin etkili
çoğunluğu "bir an evvel müdahale"
edilmesinden yana.
Bosna dramına senatörlerin tep-
kisi, aralık ayının son günlennde
başlamıştı. Aralannda Ermeni ka-
rar tasanlannın "en önde gelen sa-
vunucusu" Cumhuriyetçi senatör
Robert Dole'un da bulunduğu 12
senatör Bush'a mektup göndermiş-
ti. "Bosna Hersek'teki halkın mum
gibı erimesine göz yumamayız" di-
yen senatörlere çok sayıda yeni katı-
bmın olduğu kaydediliyor. Öte yan-
dan Boşnak lider Alia lzzetbegoviç,
dün Kongre'de 30'u aşkın üyeyle bir
araya geldi.
Bosna'da çarpışan taraflann li-
derlerinin ilk kez yüz yüze görüşme-
lerde bulunarak siyasi çözüm şansı-
nı arttıracaklan "umudu"ndaki
ABD'nin, ilk tur görüşmelerden
sonra, daha önceden haarlanan
"olası müdahale planlan"nı ele al-
maya başladığı belirtiliyor.
Savunma BakanlığVna yakın bir
yetkili isim, önceki gün bir grup ga-
zeteciye "Pentagon'un üst düzey
kurmaylan, ABD öncülüğünde an-
cak Batı'nın daha kapsamlı
katıhmının sağlanacağı bir müda-
hale, sonınun uzun vadeli çözümü
için daha olumlu bir hava yaratır
düşüncesindeler" dedi.
Bu arada, Bosna-Hersek Devlet
Başkanı Aha Izzetbegoviç'in yann
Başkan George Bush ve ABD Dışiş-
leri Bakanı Lawrence Eagleburger
ile yapacağı görüşmelere Savunma
Bakanlığı çevrelerinin "soğuk bak-
tığı" öğrenitdi. Bir yetkili, tzzetbe-
goviç'in görüşme talebının Beyaz
Saray tarafından "reddedilmesi"
amaayla çeşitli girişımler olduğunu
da söyledi.
Adının acıklanmasını istemeyen
aynı kaynak. Kongre üyelerinin,
fzzetbegoviç'e büyûk bir destek ver-
mesinin Bush'la görüşme yolunu
açtığıru belirterek "Savunma Ba-
kanlığı çevreleri, bu görüşmenin,
Sırplann ilk kez diğer taraflarla yüz
yüze banş masasına oturulduğu bir
dönemde gerçekleşmesinin yanlış
olduğu inancındalar.
Diplomatik girişimlerin önünü ü-
kayabileceği, müdahakye soğuk ba-
kan baa Batılı ülkeleri ve Rusya'yı
öfkelendirebilecegi düşüncesinde-
ler" diye konuştu.
ABD, müdahalenin gündeme gel-
diği günden ben bir türlü görüş bir-
liğine varamadığı İngjltere'nin de
desteğini almış görünûyor. Fransa
Cumhurbaşkanı Mitterranddaaym
şekilde desteğini sürdürüyor.
Tam olarak sağlanamadığı belir-
tikn Rusya desteği dışında ABD
şimdilik rahat. Ancak, müttefikler
arasında "Uçuş yasağını ihlal eden
Sırp uçaklanrun yanı sıra havaalan-
lanrun da bombalanması" planında
daha önce ortaya çıkan görüş
aynlığının sürdüğunden söz edil-
mekte.
ABD Dışişleri Bakanlığı çevrele-
ri, müdahalenin kaçınılrnazlığı ko-
nusundaki tüm verilere karşın Batı
desteğinın güçlükle sağlanışmdan
dolayı "öfkeli" görünüyorlar.
ALMANYA
Müdahaleye
evet,
katılıııaya
hayır - ^
DİLEK Z A P T Ç I O C L U
BERLİN - Almanya, Bosna-Hersek'e
havadan sınırlı bir askeri müdahaleden
yana: ama kendisi böyle bir operasyona
doğrudan katılmak istemiyor. Son bir
hafta içinde gerek Başbakan Helmut
Kohl'ün Bosna-Hersek Devlet Başkanı
Izzetbegovıç'le ve Dışişleri Bakanı Haris
Slajdzıç'le yaptığı ikih görüşmelerden ge-
rekse Alman Dışışlen Bakanı Klaus Kin-
kel'in resmi demeçlennden çıkan sonuç
bu. "Müdahaleye evet, doğrudan Alman
katılımına hayır."
Bosna-Hersek hden Alia tzzetbegoviç
sah günü Alman Başbakanı Kohl'le bir
telefon görüşmesi yaptı. lzzetbegoviç
Kohl'e Cenevre görüşmelerinde savun-
duklan ilkeleri açıkladı ve Batı'nın sınırlı
bir askeri müdahalesi üzerinde durdu.
"Sırplann askeri önlemlerle birlıklerini
geri çekmeye ve ağır silahlanru UNPRO-
FOR (BM Banş Gücü) denetimine sok-
maya zorlaması" gerektiğini belirtti.
Kohl bu talebin "meşru ve makul bir ta-
lep" olduğunu söyledi ve eerçekJeşü'ril-
mesine çabşacağmı belirtti. Izzetbegoviç'-
in "smırlı askeri önlemler"'den kastı, ha-
vadan bombardıman. Bosna-Hersek li-
deri Batı'nın Sırp uçaklanm, askeri üs ve
havaalanlanm, topçu birlikkrinin üsleri-
ni bombalamasını istıyor.
İzzetbegoviç'in Kohl'le telefon görüş-
mesi basına sızarken Alman Dışişleri
Klaus Kinkel de ilk kez açıkça "askeri
müdahale"den söz etti. Partisi Liberalle-
rin genel başkanlığına adaylığını koydu-
ğu toplantıda önceki gün bir konuşma
yapan Kinkel "Havadan kısıtlı bir ope-
rasyon makul gözüküyor'" şeklinde ko-
nuştu. Ve "Almanlann bu operasyonda
geri planda kalması daha doğru olacak-
ür" dedi.
Alman Anayasası. ordunun yurt sa-
vunması ile NATO dışında askeri operas-
yonlara katılımını yasaklıyor. Başbakan
Kohl, BM ambargosunun gerçekleştiril-
mesi için Adnyatik denizine savaş gemisi
yollayarak bu yasağı deldi ve muhalefet-
teki sosyal demokratlann sert protestosu
ile karşılaştı.
Mostar'dan tahHye edSen Boşnak çocuklar kendBerine eşfik eden büyöklere neden evterini tak eOnek zorunda kaMddanm soruyor.!
büyükleri ise yarmın büyükkrne aydıriatKn yanıt vermekte zorianıyor. (Fotoğraf: Der Spıegel)
Paris'e göre diplomatik girişimlerbaşansızolursakuvvete başvuraıa kaçınılmaz
Görüşmeleriıı sonucu bekleniyor
MİŞELPERMAN
PARİS - Fransa'da genel hava Bosna'ya as-
keri bir müdahaleden yana. Cumhurbaşkanı
François Mitterrand ile ABD Başkanı Bush'-
un görüşlerinin "yakınlaştığı" ve Cenevre
Konferansı'na "son bir şans" tanıdıklan göz-
lendi.
Mitterrand askeri müdahale uyansını, geçen
perşembe akşamı, TV ile radyolar tarafından
yayımlanan yeni yıl mesajında vurgulamışü.
Fransa Cumhurbaşkanı, Cenevre görüşmele-
rinin başansızlıkla sonuçlanması halinde, kuv-
vete başvurmanın kaçınılmaz olacağını ancak
bu müdahalenin BM çerçevesinde, ABD ve
Avrupahlann katkısıyla gerçekleştirilmesi ge-
rektiğini vurguladı.
Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin ile birl-
kite START-2 anlaşmasının imzaladıktan
sonra Moskova dönüşü, geçen pazar Paris'e
uğrayan Bush "Fransa ile ABD'nin birbirleri-
ne çok yakın" olduğunu belirtirken Bosna-
Hersek hava sahasının ihlali halinde. Sırp kuv-
vetlerine karşı havadan müdahaleden söz etti.
Ancak ABD Başkanı, diplomasiye bir şans da-
ha tarunması gereğine de işaret etti. Aynı şekil-
de Mitterrand da, Cenevre'deki görüşmelere
şans tanınmasını istedi.
New York'tan Paris'e ulaşan haberler ise
Fransa'nın BM kulislerinde, askeri müdahale-
ye ilişkin bir karar tasansının "bu hafta sonun-
dan önce" hazırlanabilmesi için caba harcadığı
yolunda. Fransa'nın bu gjrişımle askeri müda-
hale karannın, 10 ocakta yeniden başlayacak
Cenevre müzakerelerinden önce oylamaya su-
nulacak hale getirerek, tüm taraflar üstüne bir
"baskı" oluşturmayı hedeflediği belirtiliyor.
Ulaşan haberlere göre Fransa, ABD, tngil-
tere, Rusya ve İspanya, olası karar tasınsmın
içeriği konusunda bir süredir görüş alışverişin-
de bulunuyor. Bu arada, Rus diplomatlannın
"ihtiyath, fakat kapalı olmayan" bir tutum
sergiledikleri söyleniyor. Bilindiğı gibı genelde
Sırplarla Ruslar, Ortodoks dinine dayanan bir
yakınhk içinde.
öncülüğünü Fransa'nın yaptığı söylenen ye-
ni BM karar tasansının metni kesin halini al-
dıktan sonra bilgj edinmelen için Güvenlik
Konseyi'nin diğer üyelerine iletilecek.
öte yandan, Fransız Dışişleri Bakanı Ro-
land Dumas'ya, geçen hafta sonu Cenevre'de,
Saraybosna'daki ilgili taraflann önemli bir va-
atte bulunduklan son bakanlar kurulu toplan-
tısında açıklandı. Buna göre ilgili taraflar, Sa-
raybosna'yı bir "açık kent" olarak ilan etmeyi
ve kenti kuşatan askeri birlücleri 30 km. geriye
çekmeyi kabul etti.
tNGtLTERE
Gözler
ABD'nin
işaretinde• tngiltere, askeri bir müdahale-
ye kalkışmamak için her türlü
manevrayı deniyor. Ama dış si-
yaseti, Washington'a ipotekli ol-
duğu için seçeneği de yok.
EDtPEMTLÖYMEN
LONDRA - Amerikan yönetinünin
Avrupa'daki uygulayıası Ingiltere, Bos-
na Hersek'e askeri bir müdahale konu-
sunda da Washington'dan direktif bekli-
yor. Ingiltere isteksiz. Bu nedenle, Bosna
bunahmına bir çözüm aramak amaayla
pazar günü bir araya gelecek olan tarafla-
nn, mümkün olduğu kadar birbirlerine
taviz vermelerinden yana.
Bunalımı. şimdiki gibi müzmin bir ça-
tışma düzeyinde tutmalannı ve mevcut
sınırlar içinde kalmasını da tngiltere ka-
bul edebilir. Amerikan-İngiliz görüşüne
göre Bosna konusunda yapılabilecek tek
şey, Boşnak ya da Sırp aynmı yapmadan
sıkıntı içindeki insanlara yardım malze-
mesi ulaştırmakür. Ama bu yardım mal-
jçmesı sadece insancıl amaçlı ûkcak.nx.
Çaüşmalar sürecek, insanlap ölecek, do-
nacak, göç edecek, ama Avrupa'nın vic-
danı yollanan insancıl malzeme ile ferah-
layacaktır.
Kuveyt bunalımı sırasında, yüz kızartı-
a bir aşın miUiyetçUik sergileyen baa
tngiliz gazeteleri, şimdi olaydan habersiz
göriinüyorlar. Kuveyt'e giderek Kuveyt'i
özgürlüğüne kavuşturmak gerektiğini sa-
vunan bazı gazeteler, şimdi "Bosna soru-
nunu Bosnalılar cözsün" diyorlar. Ciddi
basındakı cıddı kalemler ise sürekli ola-
rak "Bir şeyler yapılmalı" diyerek akıl ve-
riyor, ancak neyin nasıl yapılacağı hak-
kında belirgin bir önerileri yok.
Bunalıma çözüm arama çabalannda
ortak başkanlardan birinin tngiliz ohna-
sı. tngiltere'nin bu konuda çok sarnimi
bir çaba harcadığı anlamma da gelmiyor.
Hatta AT arabulucusu Lord Oven'in ba-
zı değerlendirmeleri ve sözleri, sorunu an-
cak ruç anlamayan bir kişinin söyleyebik
cegi türden. tngiliz siyaset sahnesinde kt
narda köşede kalan, siyasetçiliğinin tek
önemli görevi, 197O1erdeki dışişleri ba-
kanhğmdan ibaret olan Lord Ovven, son
secimlere katılmayıp milletvekilliğinden
de aynlmış, hizmetlerinden ötürü kendi-
sine Lord unvanı verilerek Lordlar Ka-
marası'na göndenlmiş, bir anlamda işsiz
kalmış ve sonuçta şimdiki görevine atan-
mıştı. Bir askeri müdahale konusunda,
"Yazın belki olabilirdi. Ama kışın asker-
lerin dışarda bannmalan güçtür" tarzm-
da ancak abuk sabuk denilebikcek de-
meçler verebiliyor. Oysa bu göreve seçjJ-
meden önce ciddi gazetelere yazdığı bır-
kaç makalede, askeri müdahaleyi sa-
vunuyor, hükümeti Sırp saldırganlığına
karşı pısınkukla suçluyordu.
tngiltere için Bosna'da en iyi çözüm,
çatışmalar durmasa bile hiç olmazsa ya-
yılmaması. Bunun nasıl sağlandığı tngil-
tere için önemli değil.
Boşnaklann bu mücadeleyi kaybettik-
kri, sonınun esas Hırvatlar ile Sırplar
arasında çözüleceğinin bib'ncınde tngUte-
re. O kadar ki Ingiliz Savunma Bakan-
lığı'na yakınbğı ile tanınan bir siyaset
araştırma kurumu, Bosna'nın kantonla-
ra nasıl bölüneceğini, daha Lord Ovven
bu göreve atanmadan önce saptamış ve
bunun haritasını bile çıkartmıştı.
tngiltere tekıl bir Bosna Cumhuriyeti'-
ru aylarca önceden gözden çıkartmıştı.
Bosna-Hersek için BM'nin olası müdahale karan kapsamında hazır bıüundurulan takviyeli tabur, tugay düzeyine çıkanldı
Türkiye isteııdiği aııda asker göndermeye hazır
• Dışişleri çevreleri, Türkiye'nin, BM Genel Sekreteri Butros Gali'nin
geçmişte "Müdahale için kimse asker vermiyor" sözlerine hazırlanan ta-
buru tugay düzeyine çıkararak yanıt vermek istediğini belirttiler.
EVRENDEĞER
ANKARA - Cenevre görüşmelerinin başa-
nsızhkla sonuçlanması durumunda Bosna-
Hersek'e yönelik bir askeri müdahalenin ka-
çınılmaz hale geleceği görüşü Batılı başkent-
lerde ağırbk kazanırken, Türkiye, Bosna-
Hersek için Birleşmiş Milletler'in (BM) olası
müdahale karan kapsamında hazır bulun-
durduğu takviyeli taburu, tugay düzeyine
çıkardı.
Genelkurmay Başkanlığı, BM'nin olası
bir müdahale karan alması sonrasında, hü-
kümetin direktifi çerçevesinde "gerektiği
takdirde bir ya da iki taburun, gerektiği tak-
dirde de bir tugayın bölgeye sevk edilebilece-
ğini" bildirdi. Sınırlı bir hava müdahalesi ka-
ran çerçevesinde de Türkiye bir fılo uçağını
hazır bulunduruyor.
Bosna-Hersek için Türkiye, bir yandan
diplomatik girişimlerini sürdürürken askeri
haarlıklanna da ivme kazandırdı. Önümüz-
deki hafta SenegaFin başkenti Dakar'da ger-
çekleştırilecek Islam Konferansı örgütü'-
nün (İKÖ) Genişletilmiş Başkanlık Divanı
toplantısında Ankara, Bosna- Hersek konu-
sunu, gündemde bulunmamasına karşın dile
getirecek ve BM'nin bir müdahale karan al-
ması amaayla tKÖ'den zorlayıcı yönde bir
karar çıkması için cahşacak.
Daha önceden takviyeli tabur seviyesinde
hazırlanan Türk birliği de, tugay düzeyine
çıkanldı.
Haznianan tugayın bünyesinde, Banş
Gücü'nde görev yapabilecek nitelikteki bir-
liğin yanı sıra zırhh, piyade ve hava indirme
birlikJeri de bulunuyor.
Türkiye aynca BM'den sınırlı bir hava
müdahalesi karan çıkması olasılıgı karşısın-
da bir uçak fılosunu hazır bulunduruyor.
Ancak Genelkurmay kaynaklan. hazır bu-
lundurulan hava fılosunda yer alan uçakla-
nn tipleri konusunda bilgi veımekten kacını-
yorlar.
Genelkurmay Başkanhğı'ndan üst düzeyli
bir askeri yetkili, daha önceden hazırlanan
taburun, tugay düzeyine çıkanlması konu-
sunda Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken
şöyle konuştu:
" Biz, bir dünya devletiyiz. Hükümetin, si-
yasi iradenin isteyeceği duruma göre, politik
ortama ve ihtiyaçlara göre, bir taburdan bir
rugaya kadar TSK istenilen kuvveti gönder-
meye haardır. Bir tabur da iki tabur da iste-
nebılir, bir tugay da istenebilir. TSK, bu ihti-
yaa karşılamaya hazırdır. Hazırlıklanmızı
buna göre yaptık. TSK, bir tugaya kadar
kuvveti oraya sevk etmeye hazırdır. BM der-
se ki bir tabur gönder, bir tabur gönderilir,
bir tugay gönder denilirse, çna göre gönderi-
Kr."
Askeri yetkililer, olası müdahale karan
çerçevesinde, tugayın bölgeye sevki için de
alternatif planlamalann yapıldığını söyledi.
" Bir tugayı göndenneye hazır olan bir ülke,
onu nasıl göndereceğının planlamamasını
da yapar" diyen askeri yetkililer, sevkin ha-
va ya da deniz yoluyla yapılması olasıkklan
üzerinde dunılduğunu bildırdiler.
Dışişleri çevreleri, ABD'nin, Türk asker-
lerinin Bosna olayına kanşmamasını iste-
dikleri yolundaki haberler konusunda, Tür-
kiye'ye, ne BM'den, ne de ABD'den, olası
bir müdahaleye Türkiye'nin çağnlmayacağı
yolunda bir mesajın resmen iletilmediğini
bildirdiler.
Aynı çevreler Türkiye'nin, BM Gcncl Sek-
reteri Butros Gali'nin geçmişte "Müdahale
için kimse asker vermiyor" sözlenne, han-
rlanan taburu tugay düzeyine çıkararak,
yanıt vermek istediğini sözlerine eklediler.