27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8OCAK1993CUMA HABERLER Baro başkanları CMUK'u tartışacak •ANKARA (AA)-Türkiye Barolar Bırliği'ne bağlı 65 baro başkanı, CMUK'un dahaiyivesağltkb ışleülebilmesini sağlamak ve yasa değişikhği ıle ilgili sorunlan konuşmak üzere 9 ocak cumartesi gûnü Ankara'da biraraya gebyor. Adalet Bakanı Seyfı Oktay'ında daveüı olduğu toplantı, birlik binasında yapılacak. Toplanüda, CMUK'un birayhk uygulamasında ortaya çıkan aİcsakbklar, karşılaşılan güçlükler ile yasanın getirdiği mali yük görûşülerek ortak çözümler belirlenecek. HEP'ten Topçu'ya Koç sorusu• ANKARA (ANKA)-HEP Muş Milletvekib MuzafTer Demir, Ulaştırma Bakanı YaşarTopçu'dan '68 Güzelhisar' gemisinin, İstanbul Belediyesi yerine neden Rahmı Koç'a satıldığını açıklamasını istedi. Demır, Ulaştırma Bakanı Topçu'nun yanıtlaması için TBMM Başkanbğı'na verdiği yazılı soru önergesinde tarihi ve teknik özellikleri olan büyük birgeminınişadamı Rahmi Koç'a I40milyonliraya şatıldığını, Denızcılık İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nün, gemiyi isteyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın talebini geri çevirdiğini bildırdi. İnönü, pazartesi gûnü Yozgat'ta • YOZGAT (Cumhuriyet) - SHP Genel Başkanıve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü. pazartesi günü Yozgat'a gelerek yanm kalmış tesislerde incdeme yapacak. SHP Genel Başkanı olduktan sonra Yozgat'a ilk kezgelecek olan Erdal İnönü, valilikie veriJecek brifıngekaübp, Yozgat Belediyesi'ni ziyaret edecek. TBMM'de yoğun göndera •ANKARA (AA)- Çalışmalanna 12 ocak salı günü yenıden başlayacak olan TBMM Genel Kurulu'nda, yurtdışındaki vatandaşlanmızın karşılaşuklan sorunlann incelenmesi amacıyla veriJen Meclis araşürması önergeleri birleştirilerek ele alınacak. Atamalarda ve kararnamelerde cumhurbaşkanını devre dışı bırakan by-pass yasa tasanlan ile TBMM İçtüzüğu'nde değişiklik yapılmasına ilişkin öneri, genel kurulda öncelikle ele alınacak. Son günlerde kamuoyunu meşgul eden Çernobil faaası ve bu facianın ulkemizeetkileriyle ilgili Mecbs araşürması önergelerinin de 19 ocak sab günü eleabnması bekJeniyor. DYP, SHP, CHP ve RP, bu konuda Mecbs araşürması önergeleri vermişlerdi. PH bölünüyor • ANKARA (Cmnhuriyet Bürosu) — Posta ve telgraf dışında kalan haberleşme hizmetlerinin, PTT dışında kurulacak ve Ulaştırma Bakanhğı'nın bünyesinde oluşturulacak bir şirket tarafından sağlanması doğrultusunda çalışmalar yiirütülüyor. Bu amaçla hazırlanan bir yasa taslağı tamamlandı ve Bakanlar Kunılu'na sunuldu. Taslağa göre, bu hizmetler Telekomünikasyon Anonim Şirketi admda yeni kurulacak bir şirket tarafından yerine getirilecek. Bu şirket, sahip olacağı tesisleri, tamamen ya da kısmen yerli ve yabancı kuruluşlara devredebilecek. Diplomat sözcö dönemi bitiyor •ANKARA (ANKA)- Çankaya Köşkü'nde diplomat sözcü dönemi sona eriyor. Bern Büyükelçiliği'ne atanan Kaya Toperi'nin yerine bir başka diplomaün getirilmesi düşünülmüyor. ANKA muhabirinin edindiği bilgiye göre Çankaya'da yeni sözcü konusundaki arayışlar sürerken sözcünün bir gazeteci olması olasılığı ağır basıyor. Sözcülüğu üstlenebılecek bazı gazeteci isımler üzerinde durulduğu, atanacak kişinın özellikle basın çevresinde 'saygın' bir kişi olması gereğinin ön planda tutulduğu kaydediliyor. Yalnızca üst düzey yöneticiler ve gizlilik gerektiren yerlerde çalışanlar için uygulanacak GüvenliksoruşturmasınasınırGÖKSELPOLAT İçişleri Bakanbğı, güvenlik soruştur- masının kapsamıru daraltan bir yönel- melik değjşikhği hazırlayarak, Başba- kanlık'a gönderdi. Bakanbğın haarla- dığı yeni yönetmeliğe göre, güvenlik so- ruşturması, sadece üst düzey yöneticiler ve gizlilik dereceli yerlerde çabşacak personelle sınırlandınbyor. Edinilen bilgiye göre, bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlannda göreve alınacak, yer değiştirecek ya da gizlilik dereceli yerlerde çahştınlacaklar ile gizlilik dereceli bilgılere sahip olan personel için yapılan güvenlik soruştur- ması, yeniden düzenleniyor. Yeni dü- zenleme taslağmda, güvenlik soruştur- masmın," devlet yönetiminde üst dü- zeyde görev alacak yöneticiler ve gizlilik dereceli yerlerde çahşacak personelle sı- nırlandınlması" öngörüldü. İçişleri Bakanlığj'ndan üst düzey bir yetkili, yönetmelik değişikbğinin Ba- kanlar Kurulu tarafından kabul edüme- si halinde, bundan böyle bakanlıklar ıle diğer kamu kurum ve kuruluşlannda göreve alınacak personel için güvenlik soruşturması yapılmayacağını belirtti. Güvenbk soruşturmasının nasıl ve ne şekilde yapılması gcrcktiği konusunun • İçişkri Bakanhğı'ın hazırladığı yönetmeliğe göre güvenlik sorşturmasına smırlama getiriliyor. Yönetmeliğin Bakanlar Kurulu'nda kabul edilmesi halinde güvenlik soruşturması yapılan kişiyle ilgili somut delil esas alınacak. İhbar mektubu* gibi, muhtar ya da mahallindeki bir kişinin görüşüne dayanılarak güvenlik soruşturması yapılmayacak. Mahkeme karan gibi somut deliller aranacak. da, taslakla yeniden düzenlendiğini te alınacak." kaydeden aynı yetkili, şu bilgiyı verdi: "Değişiklik taslağı kabul gördükten sonra, göreve başlatacağı personel için güvenlik soruşturması isteyen kuruma, o kişi için' göreve başlatılması sakıncalı 7 ya da "soruşturması olumsuz' gibi bir görüş bildırilmeyecek. Herşey hukuka uygun olacak Güvenlik soruşturması yapılan kişiyle ilgili somut delil esas alı- nacak. İhbar mektubu gibi, muhtar ya da mahallindeki bir kişinin görüşüne dayanılarak güvenlik soruşturması ya- pılmayacak. Mahkeme karan gibi so- mut deliller aranacak. Güvenlik soruş- turması yapıldıktan sonra, ilgili kuru- ma, bu şekilde bildirilecek. İlgili kuru- ma, 'güvenlik soruşturmasını istediğinİ7 kişi hakkındaki bilgiler ve belgeler ekte- dir' denilerek, bu konudaki takdır hakkı, tümüyle o kuruma bırakılacak. Soruşturmada ise. 18 yaş sonrası dikka- Yürürlükteki güvenlik soruşturması yönetmeliğine göre, haklannda arşiv araşürması ve güvenlik soruşturması yapılacak kamu personeli şöyle: - Bakanlıklarda göreve alınacak, yer değiştirecek ya da gizlilik dereceli yerler- de çahstınlacaklarla. gizlilik dereceli bil- gilere sahip olan personel. - ll özel idareleri ve belediyelerin kad- rolannda çabşanlarla ilk defa hizmete alınacak olanlar. - özel kanunla ya da özel kanunla ve- ribniş yetkiye dav anılarak kunılan deviet bankalan ve kuruluşlan ile buralara bağlı işyerlerinde çalışan ve çahşacak olanlar. - Kamu iküsadi teşebbüslerinde, ser- mayesinin yandan fazlası devlete ait ku- rumlarda kadrolu ya da sözleşmeli ola- rak çabşanlarla ilk defa hizmete ab- nacak olanlar. - Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlannm merkez teşkilatı dışmdaki göreviere ilk defa atanacaklar. - Öğrenım görmek amacıyla yabancı ülkelere gitmek isteyen ya da gönderile- cek olan öğrenciler. - Müsteşar, genel müdür, vali, il emni- yet müdürû, büyükelçiier ve elçikr, üni- versite rektörü >e dekanlan, NATO ile il- gili işyerkrinde çalçtınlacaklar ile NA- TO'da (A) dereceli göreviere ve NATO burslanna devlet tarafından aday göste- riienler. - Hakim ve savcılar. İlk defa hakim, savcı, kaymakam vc müfettiş olarak atanacaklarla savunma sekreterlcn, şif- re müdür ve memurlan, özel kalem mü- dürleri, kozmik evrak personeli, gizli, çok gizli ve özel gizlilik dereceb yerlere açıktan ya da naklen atanacaklar ve giz- lilik dereceli bılgilerin üzerinde çab- şacak personel - Bazı kurum ve kuruluşlarm korun- ması ve güvenülderinin sağlanması için göre> alacak özel güvenlik teşkilatı per- soneli. - Daire başkanbğı dahil daha alt sevı- yeli görevlerden müsteşar, genel müdür, başkan ve bunlann yardımcılıklanna ilk defa tayin edilecekler ile bu göreviere açıktan tayin edilecekler. MOĞULTAY Zorunlu tasarnıf yüzsüzleri açıklaıımı BİR BAKIMA SERVER TANILLI yor ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hak-İş Genel Başkanı Necati Çelik, 1992 yılını ça- bşma hayatı açısından "kayıp yıl" olarak nitelendirirken, 1993 yıhnda Çabşma ve Sosyal Güvenbk Bakanbğı tarafından ger- çekleştirilmesi düşünüJen reformlaT karşı- sında, hükümeü en büyük engel olarak gördüklerini söyledi. Çabşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, dün Hak-İş Genel Başkanı Necati Çelik'i makamında ziyaret etti. Hükümet, işçi ve işvcren zemıninde ca- lışma hayatını yeniden düzenlemeye çalış- tıklannı belirten Moğultay, bu düzenleme- ler sırasında tarafsız davrandıklannı vur- guladı. Konuşmasinda isim vermeden sen- dikalar arasında ayrun yapıldığı yolunda açıklamalar- da bulunan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a da yanıt veren Moğultay, "Birileri, kimilen, taraf ol- duğumuzu iddia ediyor. Taraf olduğumuzu iddia edenler, yalan söylüyor. Türkiye'de herkesin konuş- Bakan Moğultay, Hak-İş Genel Başkanı Necati Çelik'i ziyaret ederek bir sure göruştü. (Fotoğraf: RIZA EZER) maya hakkı var. Ancak, elinde anayasayı değiştirecek kadar güç olduğu dönemde hiçbir şey yapmayanlann bu hakkı yok. Boş laflar yerine, icraat yapma dönemi gelmişü'r" dedi. Moğuftay, zorunlu tasamıf ve konut edındirme yardımı kesintilerinin kaldınlması gerekti- ğini de söyledi. Moğultay, "Bu kesintiler nedeniyle SSK'nın prim kaçakian arüyor" dedı. Moğultay, ışçi- lerinin ücretlerindcn yapüklan zorunlu tasamıf kesin- tilerini yatırmayan "zorunlu tasamıf yüzsüzleri"ni kamuoyuna açıklamayı düşünmediğıni bildirdi. Basınüzerindeki'141-142hayaleti' kınandı Gazeteciye 127.5 ay hapisaz geldî BEHZATŞAHİN Haftahk Erneğjn Bayrağı Gazetesi sahibi ve Yazıişleri Müdürü Nazım Taban, iki ayn davadan 2 yıl 6 ay hapis, 150 milyon bra para cezasına çarptınldı. Buna göre, Terörle Mücadele Yasası'nın yürürlüğe girmesinden bu yana gazeteci- İere verilen hapis cezası toplamı 157.5 aya, para cezası ise 4 mil- yar 135 milyon 476 bin 445 lira- ya yükseldi. Emeğin Bayrağı Gazetesi sa- hibi ve Yazıişleri Müdürü Nazım Taban, gazetenin 56'ncı sayısmdaki "91'den 92'ye Mü- cadele Hedefleri" başbklı yazı- da 'Bölücülük' yapüğı savıyla yargılandığı İstanbul 1 No'lu DGM'ce 2 yıl hapis, 50 mijyon bra para cezasına, 43'üncü sayısmdaki "İstikrar Arayışı" başlıkb yazıdan ötürü de 6 ay hapis, 100 milyon bra para cezasına carpünldı. Böylece, Nazım Taban hakkında verilen hapis cezası toplamı 71 aya, para cezası ise 708 milyon 333 bin 328 braya ulaştı. Terörle Mücadele Yasası'nın (TMY) yürürlüğe girmesinden bu yana gazetecilere toplam 157.5 ay hapis, 4 milyar bra para cezası verilmesi tepkiyle karşılandı. Gazeteciler Cemiye- Mustafa Ekmekçi u, Çağdaş Gazeteciler Demeğı ve Türkiye Gazeteciler Sendi- kaa yetkilileri, "141-142 haya- leü"nin baanın üstünden bir an önce kaldınlmasını istedi. Cumhuriyet'te dün yayımla- nan "Gazeteciye 127 ay hapis- 141-142 hayaleti basının üstün- de" haberiyle ilgili olarak Ga- zeteciler Cemiyeti Başkanı Nec- mi Tanyolaç, Başbakan Süley- man Demirerin, gazetecilere, "1993'ün 24 Temmuz'unda ya- saksız bir basın yasasını hep be- raber kutlayacağız" sözünü anımsatarak, "Gazeteciye 127 ay gibi hapis cezası verilen Tür- kiye ile 'Yasaksız Türkiye' ha- beri celişiyor ki, bu konuda hü- kümetin açıklama yapmasını, daha doğrusu verdiği sözü tut- Necmi Tanyolaç masını isüyoruz" dedi. İnsan- lann hala düşünce suçundan hapse giriyor olmasını 'ürkütü- cü' bulduklannı belirten Tan- yolaç, şunlan söyledi: . "Özellikle bugün (Dün) Cumhuriyet'in yazdığı gibi, 'Yasaksız bir Türkiye tasansf- nın bir an önce gerçekleşmesini istiyoruz ki, bu 141-142 hayale- ti basının üstünden kalksın. Pa- zartesi günü de Yönetim Kuru- lu'nda konuyu görüşüp, bir açı- klama yapacağız." ÇGD Genel Başkanı Musta- fa Ekmekçi de, 10 Ocak Basın Bayramfnın kutlanmamasını istedi. Ekmekçi, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Biz ÇGD olarak, gazetecile- rin artık hapislerde çüriimeleri- ni, milyarhk cezalara çarpün- lmalannı istemiyoruz. Ulke- mizde bugün basın için gecerli olan 'Köşk Yazarhğı' ya da 'Yağabk'tır. Bir bunlara ceza yoktur. Dünyada, gazetecilere dava açarak zengin olmuş bir pobtikacı, ülkesinde en yüksek yere tırmanmış bir yurt yöneti- cisi görübnüş müdür? Bu, dün- yada yalnız Türkiye'dedir. Sıkı denetim, kendi kendini denetim yüzünden, Türkiye'de yazarlar, gazeteciler yaraüalık güçlerini yitirmişlerdir. 141-142faşistya- salannın nasıl saçma şeyler ol- duklan, onlar kalkmadan da biliniyordu. 'Terörle Mücadele Yasası' ise 141-142'ye tüy dik- miştir. Gerçekten onu aratır ol- muştur. TMY, Muzır Yasası, gazeteciJere ağır cezalar veril- mesini öngören yasalar ortada dururken, kanımca 10 Ocak Bayramı kutlanamaz!" TGS Genel Sekreteri Ziya Sonay ise, 12 Eylül Anayasası'- ndan kaynaklanan Basın Ya- sası, Türİc Ceza Yasası, Küçük- leri Muzır Neşriyattan Koruma Yasası, Terörle Mücadele Ya- sası ve benzerleri gibi genel ve özel yasalann getirdiği sınırla- malann, verilmiş olan söztere karşın kaldınlmadığına dikkat çekerek, "Fikir suçu gibi çağdışı bir kavram" dedi. Yasaklara dayanak sağlayan 152yasa ve 11KHK var Ozgürbasıniçiııkısıtlamaesas İstanbul Haber Servisi- Türkiye'de, ki- taplann, dergilerin ve gazetelerin toplatı- lması, filmlerin gösterirrunin yasaklan- masına yasal dayanak sağlayacak 152 yasa ve 11 Kanun Hükmünde Kararname var. Basın Konseyi'nin 1989 yıb bakımından verdiği bu rakamlara 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu dahil değil. Basın Konseyi Genel Sekreter Vekili ve Hukuk Danışmanı avukat Fikret İlkiz basın özgürlüğunü kısıtlayan yasalar ile il- gili"özgür basın için artık kısıtlama esas, özgürlûk istisna"okJu diyor. Türkiye'de kitap, dergi ve kitaplann toplatılması, filmlerin yasaklanmasına da- yanak olan yasa maddelerinin başında 5680 sayıh Basın Yasasının 1983'de değiş- tirilen 2950 sayılı yasanın ek 1,2,3.madde- leri gelmekte. Bu ek maddeler uyannca TCK'nun 426. ve 428. maddelerinde yazılı nitelikte olan ve müstehcen bulunan kitap, gazete, dergi, resim, plak, afiş, televizyon ve teyp bantlan, fotoğraf, filmler yasakla- nabiliniyor, toplatılabiliniyor. Yine bu maddeler uyannca devlete ait gizli bilgile- rin yayınlandığı yazıb eserler de toplatıbp, yasaklanabibniyor. Aynca TCK'nun 311 veya 312. maddesinde yer alan "suç işleme- ye tahrik, kanuîıun suç saydığıfiiliövmek, halkı sınıf, din, ırk, bölge farkbbğı gözete- rek düşmanlığa tahrik etmek" gibi suçlann bulunduğu basıb eserlerde yasaklanabibni- yor. Savcılar baskıyı durdurabiliyor Bu ek maddeler uyannca Cumhuriyet Savcıhğı'nın yazılı karanyla baskı durdu- rulabibniyor. Savcılığın baskı durdurma karan 24 saat içinde Sulh Ceza Yargıcmın onayına sunuluyor hakim, 48 saat içinde karar vermekle yükümlü. Hakimin savcılığın karannı onaylamaması halinde verilen karar hükümsüz kalıyor. Temel İçgüdü fîlminin yasaklanmasına dayanak olan Türk Ceza Kanunun 426. maddesi müstehcen bulun her türlü yayıru kapsıyor. TCK'nın 426. maddesi uyannca "Halkın ar ve haya duygulannı inciten yeya cinsi arzulan tahrik ve istismareden nitebkte ge- nel ahlaka aykın; her nevi kitap, gazete, ri- sale, mecmua, varaka, makale, ilan resim, tasvir, plak , afiş, pankart, televizyon, ve teyp bantlan, fotoğraf, sinema veya pro- jeksiyon fîlmlerini veya diğer anlatım araç ve gereçleri " yasaklanıyor. Bunlan teşhir edenlere, satanlara, dağıtanlara da 2 mil- yon liradan 10 milyon liraya kadar ağır pa- ra cezası veribyor. Aynca Terörle Mücadele Kanunu'nun değişik maddeleri kitap, dergi, gazelelerin toplatılmasına ya da cezalandınlmasına dayanak teşkil etmektedir. TMK'nın 8. maddesi uyannca "Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ülkesı ve milleti ile bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef alan" yayınlar yasaklanabibniyor. Bu madde uyannca dergi veya gazetenin sa- hibine 100 milyon liradan az olmayan para cezalan veribyor. Aynca yaymı yapanlar hakkında da 2 ile 5 yıl arasında hapis cezası istemiyle dava açılıyor. SEYFİOKTAY Yargıyı tıkayan yasalar ayıklanacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Adalet Bakanı Seyfı Oktay, hukuk sistemini yeni- den düzenleyen yeni bir re- form paketinin gerçekleşmesi için mücadele edeceğini belir- terek, "Yargıyı tıkayan 300 adet kanun gözden gecinle- cek" dedi. Oktay, yeni yılda gündem- lerinde olan konulan şöyle özetledi: "İnfaz yasası hazır. Bakan- lar Kunılu'na sunulma duru- munda. Adli kolluk, Bakan- lar Kurulu'nun incelemesin- de, Başbakanbğın incelemcsi- ne sunduk. Avukatbk Kanu- nu, Basın Kanunu, 1402'bk- lerle ilgib kanunlar 1993 için gündemimizde. 1402'liklerle ilgili olan kanun çok kap- samlı, yöneltilen suçlardan beraat edenlerin görevlerine dönmelenne ilişkin düzenle- melerden. Güvenlik soruştur- ması nedeniyle mağduriyetler var, re'sen emekbbkle ilgili konular var. Bütün bunlar gündemimizde." Adaktehız Adaletin hızlandınlması, amaayla da kapsamb bir çabşma yapuklannı anlatan Oktay, sözlerini şöyle sürdür- dü: "CMUK'u bütünieyen, polisin vatandaşı karaİcola davet etüği andan başlamak suretiyle polis, savabk, mah- keme safhalannda ve sonuçta infaz, infazdan sonra da hü- kümlünün yeniden topluma uyumunu sağlayacak koşul- lan yaratan ve bütünieyen kanunlar bunlar. CMUK, Çocuk Mahkemeleri Kanu- nu, Adb Kolluk, Avukatlık Kanunu, İnfaz Kanunu ve bunlann yanında, Basın Ka- nunu'nu da sayıyorum. Siste- mi tümüyle yeniden düzenle- yen bir paket bu." Oktay, adaletin hızlandınl- tnasına da büyük önem ver- diklerini vurgulayarak, "Mahkeme teşkilatlannın ye- niden düzenlenmesi, üst mah- keme oluşturulması, ceza muhakemelen usulü, hukuk usulü, idari yargılama usulü yasalannı gözden geçirece- Ragıp Sapıca Hoca'nın Sağlığına... Benim kuşağımdan hukuk okuyanlar, dört dörUük bir eğitimden geçtiler. Bu dedeğim 1950'li yılların başları; Türkiye'de üniver- sitenin üniversitesi olduğu yıllar. Bilim yurduna özerkiik getiren 1946 kanunu yürürlükte; Demokrat Parti iktidara gelmiş olsa da, henüz kancasını atmış değil akademik özgüriüğe. 1993 reformundan sonra kapılarmı açtığı At- man hocalar, şu Hitler faşizminden kaçıp gelmiş gerçek bilimadamı profesörler, üniversitenin hemen hemen her fakültesinde aydınlıklarını hala saçar durumdalar? Onlardan ikisi, dünyaca ünlü Andreas Schwarz ile Rrtz Neumark da bizım fakültede; bırincisinden Roma huku- ku, ikincisinden Maliyeye hukuku okuyacağız. Ve beraberlerinde, yalnız bilimleri ile değil,. kişilikleri ile de insanı çarpan yerli hocalar Ebülulalar, Ali Fuat Başgiller, Sıddık Sami Onar'lar, Hıfzı Veldet Velidede- oğlu'lar ve başkaları. Bu yaşını başını almış hocaların yanı sıra, bir orta kuşak var ki, önünde Ragıp Sarıca geli- yor; ders vermeye henüz başlamış genç kuşağın temsil- cisi de Lütfi Duran... Bunlardan öğrendik hukuku ve hepsinin de durmadan altını çizdiklerı şunlar oldu: Eşitlik, hakkaniyet, hüsnüni- yet, insan hakları, anayasanın üstünlüğü, hukuka bağlı devlet ve idare... Yani toplumu cemaatten, devleti çeteden ayıran kav- ramlar! O görkemli ve saygın kafilede, Ragıp Hoca'nın özellik- lerinde nbirisi, dersinı anlatışı idi. Deyın yerindeyse, tut- kuyla sergilerdi konusunu; bir büyük lezzeti yalnız ken- disi tadmaz, öğrencilerine de taddınrdı. Ve sonunda bi- reyin hakkını korumak için yığınla gerekçeyi sayıp dö- kerek idarenin "hizmetkusuru" ndan dolaylı mahkumi- yetine giderdi. Türkiyeye idare hukukunu çağdaş anlamıyla getiren- lerden biri o olmuştur. Hacmiyle de insanı çarpan, yüz- lerce saytalık -o ünlü- İdari Kaza'sı bugün de, aşılmamış bir anıt eserdir alanında. İdare hukuku vadisindeki en- gin bilgisini, yığınla makalede sergiledı. 27 Mayıs'm he- men arkasından girişilen yeni anayasa çalışmalarında, 1961 Anayasası'na kaynaklık edecek "İstanbul Tasa- rısı"nın hazırlanmasında -öteki hocaların yanı sıra- hiz- metleri unutulamaz. Bu kez anayasaya da geçen "ünh versite özerkliği"ne karşı çok geçmeden yeniden başla- yan, beie 1971'de ayyuka çıkan saldırılar önünde onun "akademik özgürlüğü" savunan yazıları ezberimdedir bir bakıma. Bu kavramlar, Türkiye'de, birkaç kuşağın bilim ahlakı- nın ilkeleri arasında olmuştur. Bugün de savunacuları vardır çok şükür! Ragıp Sarıca Hoca, tanıyanlar bilirler, üniversitede, alanındaki derin bilgisinin yanı sıra, pek zengin bir ede- biyat ve sanat kültürünün de -adeta tek- sözcüsü oldu. Akademik mesleğe girip meslekdaşı olduktan sonra, onun o yanından çok şeyler edinmiş mutlu insanlardan biriyim; sattıklarım arasında ondan öğrendiklerim de vardır. En başta önem verdiğim de nedir bilir misiniz? 1970li yıllardan birinde, bir rektörlük seçimindeyiz. Sıcak bir günde Turlar birbirini izliyor; adaylar datatara- titire adamlar. Ben Ragıp Hoca'yla bir sırada oturmı»- şum, yanlış hatırlamıyorsam Andre Gide ya da Monther- lant üzerinde konuşuyoruz; konuşuyoruz diyorsam, o anlatıyor ben dimliyorum. Bir ara gözüm salonda uzun uzun kulis yapan gruplara takıldı. "Hocam dedim, bu adamların böyle ince konularla alış verişi olmuş mu- dur?" "A dedi Server, bunlann içinde çoğu, bir cümlede noktalı virgül gerekmediğini, gerekiyors anereye konu- lacağını bilmez." "Çok önemlidir değil mibu?"dedim. "Bak, o bilinmeden yazı yazılamaz, bir kafa aydınlığının da ölçütlerinden biridir" diye yanıtladı. O gün bugün, "noktalı virgül" hastasıyımdır. Yazarım, Ragıp Hoca'nın eline gecerse mahçup olma- yayım diye döner denetlerim yazdığımı; kanmam, yeni- den okurum, bir kez, bir kez daha... "Noktalı virgüT'ün hakkını yine de verememenin ezikliğini taşırım. Ne yanlışfarım oldu bu yazıda da kimbilir! Niçin söz ettim Ragıp Sanca Hoca'dan bugün? Ragıp Hoca, bu büyük hukuk ve kültür adamı, hastaha- nede. Sanıyorum, pek önemli değil rahatsızlığı. Hem sağlık da hastalık da bizler için. Dilerim, tez vakitte şifa bulur sevindirir bizleri. Tek o sağlığına kavuşsun, ben "noktalı virgül" yan\\ş\ yapıp mahçup olayım bol bol; ol- madı, bağışlatınm kendimi. Bu, düşündüğüm şimdi... İLİDARESİ YASASI Valileresüperyetki olıuıılukarşılandı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - İçişleri Bakanbğı tara- fından hazırlanan ve illerde va- lilerin, ılcelerde kaymakam- lann yetkilerini yeniden dü- zenleyerek etkinliklerini artı- ran yasa taslağı, olumlu karşı- landı. Türk İdareciler Derneği Başkanı Yılmaz CemaJ Bor, taslakla "devletin otoritesi ile demokratikleşmenin bir nok- tada buluştuğunu" belirtirken, Mülkiycliler Birliği Başkanı Prof. Alpaslan Işıkb, "Tasla- ğın bazı olumlu ögeler içerdiği- ni ve mevcut bazı sorunlann çözûmüne yönelik beklentileri karşılayabilecek nitebkte deği- şiklikler öngördüğünü söyle- yebilirim" dedi. Ankara Hu- kuk FaküJtesi öğretim üyele- rinden Prof. Metin Günday ise, jandarmanın kırsal alanda kolhık görevi yapan bir birim olarak vab ve kaymakamlann denetiminde ve emrinde olma- sınm yerinde olacağını söyledi. Bor'dan destek Türk İdareciler Derneği Başkanı Bor, taslakla valilerin birer "süper vali" konumuna getirildiği görüşünün yerinde olnıadığını, mevcut yasada bu hükümlerin çoğunun zaten bulunduğunu belirterek, "Biz- ce, asıl önemli olan taslakla anayasanın güçlü il ve ilçe kav- ramlannın hayata geçirilmesi- dir. Ama bu yapıbrken, eyalet sistemini isteyen görüşleri hak- lı çıkaracak uygulamalardan kaçınılmalıdır" dedi. Mülkiyeliler Birliği Başkanı Prof. Alpaslan Işıkb, "taslağın bazı önemb ögeler taşıdığını" vurguladı. Işıkb, "Herşeyden önce, jandarma teşkilatınm doğrudan sivil mülki anurlere bağlanmasına yönelik değişik- bklerin, yönetimın demokra- tikleşmesi ve sivilleşürilmesi doğrultusunda önemli bir adım teşkil etüğini belirtmek gerekir" dedi. Mülki amirlerin yetkilerinin genişletilmesınin, her türlü ko- şulda olumsuz ya da antide- mokratik bir düzenleme ola- rak görülmesinin yanbş oldu- ğunu belirten Prof. Işıkb, şun- lan söyledi: Sorun yetki değil "Bu konudaki tereddüüer, çoğu kez tek parti dönemine ve demokrasinin askıya abndığı dönemlerin bıraktığı koşullan- malann bir sonucu olabilir. Yönetim organlannın varlı|ı,. tek başına istenmeyen bir du rum olamaz. Önemli olan, bu organlann yetkilerinin genişte- tilmesinden çok, demokratik hukuk devleti kurallanna ne ölçüde dayab olarak tanımlan- dığı ve kullanıldığıdır. Soru- nun özü, mülki amirlerin yet- kilerini daraltma ya da geniş- letme sorunu değil, siyasal ikti- darlann, geniş kitlelerin ka- übmına açtk olup olmamasj sorunudur." Günday da, va- lilere olağanüstü hal ilanına gerek kalmadan da geniş yetki- ler verilmesinin sakıncalan olabıleceğıni, TBMM'nin de- neümının ortadan kalkabilece- ğini öne sürdü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle