Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 8OCAK1993CUMA
HABERLER
Baro başkanları
CMUK'u
tartışacak
•ANKARA (AA)-Türkiye
Barolar Bırliği'ne bağlı 65
baro başkanı, CMUK'un
dahaiyivesağltkb
ışleülebilmesini sağlamak ve
yasa değişikhği ıle ilgili
sorunlan konuşmak üzere 9
ocak cumartesi gûnü
Ankara'da biraraya gebyor.
Adalet Bakanı Seyfı
Oktay'ında daveüı olduğu
toplantı, birlik binasında
yapılacak. Toplanüda,
CMUK'un birayhk
uygulamasında ortaya çıkan
aİcsakbklar, karşılaşılan
güçlükler ile yasanın getirdiği
mali yük görûşülerek ortak
çözümler belirlenecek.
HEP'ten
Topçu'ya Koç
sorusu• ANKARA (ANKA)-HEP
Muş Milletvekib MuzafTer
Demir, Ulaştırma Bakanı
YaşarTopçu'dan '68
Güzelhisar' gemisinin,
İstanbul Belediyesi yerine
neden Rahmı Koç'a
satıldığını açıklamasını
istedi. Demır, Ulaştırma
Bakanı Topçu'nun
yanıtlaması için TBMM
Başkanbğı'na verdiği yazılı
soru önergesinde tarihi ve
teknik özellikleri olan büyük
birgeminınişadamı Rahmi
Koç'a I40milyonliraya
şatıldığını, Denızcılık
İşletmeleri Genel
Müdürlüğü'nün, gemiyi
isteyen İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanlığı'nın
talebini geri çevirdiğini
bildırdi.
İnönü, pazartesi
gûnü Yozgat'ta
• YOZGAT (Cumhuriyet) -
SHP Genel Başkanıve
Başbakan Yardımcısı Erdal
İnönü. pazartesi günü
Yozgat'a gelerek yanm
kalmış tesislerde incdeme
yapacak. SHP Genel
Başkanı olduktan sonra
Yozgat'a ilk kezgelecek olan
Erdal İnönü, valilikie
veriJecek brifıngekaübp,
Yozgat Belediyesi'ni ziyaret
edecek.
TBMM'de yoğun
göndera
•ANKARA (AA)-
Çalışmalanna 12 ocak salı
günü yenıden başlayacak
olan TBMM Genel
Kurulu'nda, yurtdışındaki
vatandaşlanmızın
karşılaşuklan sorunlann
incelenmesi amacıyla veriJen
Meclis araşürması önergeleri
birleştirilerek ele alınacak.
Atamalarda ve
kararnamelerde
cumhurbaşkanını devre dışı
bırakan by-pass yasa
tasanlan ile TBMM
İçtüzüğu'nde değişiklik
yapılmasına ilişkin öneri,
genel kurulda öncelikle ele
alınacak. Son günlerde
kamuoyunu meşgul eden
Çernobil faaası ve bu
facianın ulkemizeetkileriyle
ilgili Mecbs araşürması
önergelerinin de 19 ocak sab
günü eleabnması bekJeniyor.
DYP, SHP, CHP ve RP, bu
konuda Mecbs araşürması
önergeleri vermişlerdi.
PH bölünüyor
• ANKARA (Cmnhuriyet
Bürosu) — Posta ve telgraf
dışında kalan haberleşme
hizmetlerinin, PTT dışında
kurulacak ve Ulaştırma
Bakanhğı'nın bünyesinde
oluşturulacak bir şirket
tarafından sağlanması
doğrultusunda çalışmalar
yiirütülüyor. Bu amaçla
hazırlanan bir yasa taslağı
tamamlandı ve Bakanlar
Kunılu'na sunuldu. Taslağa
göre, bu hizmetler
Telekomünikasyon Anonim
Şirketi admda yeni
kurulacak bir şirket
tarafından yerine
getirilecek. Bu şirket, sahip
olacağı tesisleri, tamamen
ya da kısmen yerli ve
yabancı kuruluşlara
devredebilecek.
Diplomat sözcö
dönemi bitiyor
•ANKARA (ANKA)-
Çankaya Köşkü'nde
diplomat sözcü dönemi sona
eriyor. Bern Büyükelçiliği'ne
atanan Kaya Toperi'nin
yerine bir başka diplomaün
getirilmesi düşünülmüyor.
ANKA muhabirinin
edindiği bilgiye göre
Çankaya'da yeni sözcü
konusundaki arayışlar
sürerken sözcünün bir
gazeteci olması olasılığı ağır
basıyor. Sözcülüğu
üstlenebılecek bazı gazeteci
isımler üzerinde durulduğu,
atanacak kişinın özellikle
basın çevresinde 'saygın' bir
kişi olması gereğinin ön
planda tutulduğu
kaydediliyor.
Yalnızca üst düzey yöneticiler ve gizlilik gerektiren yerlerde çalışanlar için uygulanacak
GüvenliksoruşturmasınasınırGÖKSELPOLAT
İçişleri Bakanbğı, güvenlik soruştur-
masının kapsamıru daraltan bir yönel-
melik değjşikhği hazırlayarak, Başba-
kanlık'a gönderdi. Bakanbğın haarla-
dığı yeni yönetmeliğe göre, güvenlik so-
ruşturması, sadece üst düzey yöneticiler
ve gizlilik dereceli yerlerde çabşacak
personelle sınırlandınbyor.
Edinilen bilgiye göre, bakanlıklar ile
diğer kamu kurum ve kuruluşlannda
göreve alınacak, yer değiştirecek ya da
gizlilik dereceli yerlerde çahştınlacaklar
ile gizlilik dereceli bilgılere sahip olan
personel için yapılan güvenlik soruştur-
ması, yeniden düzenleniyor. Yeni dü-
zenleme taslağmda, güvenlik soruştur-
masmın," devlet yönetiminde üst dü-
zeyde görev alacak yöneticiler ve gizlilik
dereceli yerlerde çahşacak personelle sı-
nırlandınlması" öngörüldü.
İçişleri Bakanlığj'ndan üst düzey bir
yetkili, yönetmelik değişikbğinin Ba-
kanlar Kurulu tarafından kabul edüme-
si halinde, bundan böyle bakanlıklar ıle
diğer kamu kurum ve kuruluşlannda
göreve alınacak personel için güvenlik
soruşturması yapılmayacağını belirtti.
Güvenbk soruşturmasının nasıl ve ne
şekilde yapılması gcrcktiği konusunun
• İçişkri Bakanhğı'ın hazırladığı yönetmeliğe göre güvenlik
sorşturmasına smırlama getiriliyor. Yönetmeliğin Bakanlar
Kurulu'nda kabul edilmesi halinde güvenlik soruşturması
yapılan kişiyle ilgili somut delil esas alınacak. İhbar mektubu*
gibi, muhtar ya da mahallindeki bir kişinin görüşüne
dayanılarak güvenlik soruşturması yapılmayacak. Mahkeme
karan gibi somut deliller aranacak.
da, taslakla yeniden düzenlendiğini te alınacak."
kaydeden aynı yetkili, şu bilgiyı verdi:
"Değişiklik taslağı kabul gördükten
sonra, göreve başlatacağı personel için
güvenlik soruşturması isteyen kuruma,
o kişi için' göreve başlatılması sakıncalı
7
ya da "soruşturması olumsuz' gibi bir
görüş bildırilmeyecek. Herşey hukuka
uygun olacak Güvenlik soruşturması
yapılan kişiyle ilgili somut delil esas alı-
nacak. İhbar mektubu gibi, muhtar ya
da mahallindeki bir kişinin görüşüne
dayanılarak güvenlik soruşturması ya-
pılmayacak. Mahkeme karan gibi so-
mut deliller aranacak. Güvenlik soruş-
turması yapıldıktan sonra, ilgili kuru-
ma, bu şekilde bildirilecek. İlgili kuru-
ma, 'güvenlik soruşturmasını istediğinİ7
kişi hakkındaki bilgiler ve belgeler ekte-
dir' denilerek, bu konudaki takdır
hakkı, tümüyle o kuruma bırakılacak.
Soruşturmada ise. 18 yaş sonrası dikka-
Yürürlükteki güvenlik soruşturması
yönetmeliğine göre, haklannda arşiv
araşürması ve güvenlik soruşturması
yapılacak kamu personeli şöyle:
- Bakanlıklarda göreve alınacak, yer
değiştirecek ya da gizlilik dereceli yerler-
de çahstınlacaklarla. gizlilik dereceli bil-
gilere sahip olan personel.
- ll özel idareleri ve belediyelerin kad-
rolannda çabşanlarla ilk defa hizmete
alınacak olanlar.
- özel kanunla ya da özel kanunla ve-
ribniş yetkiye dav anılarak kunılan deviet
bankalan ve kuruluşlan ile buralara
bağlı işyerlerinde çalışan ve çahşacak
olanlar.
- Kamu iküsadi teşebbüslerinde, ser-
mayesinin yandan fazlası devlete ait ku-
rumlarda kadrolu ya da sözleşmeli ola-
rak çabşanlarla ilk defa hizmete ab-
nacak olanlar.
- Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve
kuruluşlannm merkez teşkilatı dışmdaki
göreviere ilk defa atanacaklar.
- Öğrenım görmek amacıyla yabancı
ülkelere gitmek isteyen ya da gönderile-
cek olan öğrenciler.
- Müsteşar, genel müdür, vali, il emni-
yet müdürû, büyükelçiier ve elçikr, üni-
versite rektörü >e dekanlan, NATO ile il-
gili işyerkrinde çalçtınlacaklar ile NA-
TO'da (A) dereceli göreviere ve NATO
burslanna devlet tarafından aday göste-
riienler.
- Hakim ve savcılar. İlk defa hakim,
savcı, kaymakam vc müfettiş olarak
atanacaklarla savunma sekreterlcn, şif-
re müdür ve memurlan, özel kalem mü-
dürleri, kozmik evrak personeli, gizli,
çok gizli ve özel gizlilik dereceb yerlere
açıktan ya da naklen atanacaklar ve giz-
lilik dereceli bılgilerin üzerinde çab-
şacak personel
- Bazı kurum ve kuruluşlarm korun-
ması ve güvenülderinin sağlanması için
göre> alacak özel güvenlik teşkilatı per-
soneli.
- Daire başkanbğı dahil daha alt sevı-
yeli görevlerden müsteşar, genel müdür,
başkan ve bunlann yardımcılıklanna
ilk defa tayin edilecekler ile bu göreviere
açıktan tayin edilecekler.
MOĞULTAY
Zorunlu
tasarnıf
yüzsüzleri
açıklaıımı
BİR BAKIMA
SERVER TANILLI
yor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Hak-İş
Genel Başkanı Necati Çelik, 1992 yılını ça-
bşma hayatı açısından "kayıp yıl" olarak
nitelendirirken, 1993 yıhnda Çabşma ve
Sosyal Güvenbk Bakanbğı tarafından ger-
çekleştirilmesi düşünüJen reformlaT karşı-
sında, hükümeü en büyük engel olarak
gördüklerini söyledi.
Çabşma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Mehmet Moğultay, dün Hak-İş Genel
Başkanı Necati Çelik'i makamında ziyaret
etti. Hükümet, işçi ve işvcren zemıninde ca-
lışma hayatını yeniden düzenlemeye çalış-
tıklannı belirten Moğultay, bu düzenleme-
ler sırasında tarafsız davrandıklannı vur-
guladı. Konuşmasinda isim vermeden sen-
dikalar arasında ayrun yapıldığı yolunda açıklamalar-
da bulunan ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'a da
yanıt veren Moğultay, "Birileri, kimilen, taraf ol-
duğumuzu iddia ediyor. Taraf olduğumuzu iddia
edenler, yalan söylüyor. Türkiye'de herkesin konuş-
Bakan Moğultay, Hak-İş Genel Başkanı Necati Çelik'i ziyaret ederek bir sure göruştü. (Fotoğraf: RIZA EZER)
maya hakkı var. Ancak, elinde anayasayı değiştirecek
kadar güç olduğu dönemde hiçbir şey yapmayanlann
bu hakkı yok. Boş laflar yerine, icraat yapma dönemi
gelmişü'r" dedi. Moğuftay, zorunlu tasamıf ve konut
edındirme yardımı kesintilerinin kaldınlması gerekti-
ğini de söyledi. Moğultay, "Bu kesintiler nedeniyle
SSK'nın prim kaçakian arüyor" dedı. Moğultay, ışçi-
lerinin ücretlerindcn yapüklan zorunlu tasamıf kesin-
tilerini yatırmayan "zorunlu tasamıf yüzsüzleri"ni
kamuoyuna açıklamayı düşünmediğıni bildirdi.
Basınüzerindeki'141-142hayaleti' kınandı
Gazeteciye 127.5 ay hapisaz geldî
BEHZATŞAHİN
Haftahk Erneğjn Bayrağı
Gazetesi sahibi ve Yazıişleri
Müdürü Nazım Taban, iki ayn
davadan 2 yıl 6 ay hapis, 150
milyon bra para cezasına
çarptınldı. Buna göre, Terörle
Mücadele Yasası'nın yürürlüğe
girmesinden bu yana gazeteci-
İere verilen hapis cezası toplamı
157.5 aya, para cezası ise 4 mil-
yar 135 milyon 476 bin 445 lira-
ya yükseldi.
Emeğin Bayrağı Gazetesi sa-
hibi ve Yazıişleri Müdürü
Nazım Taban, gazetenin 56'ncı
sayısmdaki "91'den 92'ye Mü-
cadele Hedefleri" başbklı yazı-
da 'Bölücülük' yapüğı savıyla
yargılandığı İstanbul 1 No'lu
DGM'ce 2 yıl hapis, 50 mijyon
bra para cezasına, 43'üncü
sayısmdaki "İstikrar Arayışı"
başlıkb yazıdan ötürü de 6 ay
hapis, 100 milyon bra para
cezasına carpünldı. Böylece,
Nazım Taban hakkında verilen
hapis cezası toplamı 71 aya,
para cezası ise 708 milyon 333
bin 328 braya ulaştı.
Terörle Mücadele Yasası'nın
(TMY) yürürlüğe girmesinden
bu yana gazetecilere toplam
157.5 ay hapis, 4 milyar bra
para cezası verilmesi tepkiyle
karşılandı. Gazeteciler Cemiye-
Mustafa Ekmekçi
u, Çağdaş Gazeteciler Demeğı
ve Türkiye Gazeteciler Sendi-
kaa yetkilileri, "141-142 haya-
leü"nin baanın üstünden bir an
önce kaldınlmasını istedi.
Cumhuriyet'te dün yayımla-
nan "Gazeteciye 127 ay hapis-
141-142 hayaleti basının üstün-
de" haberiyle ilgili olarak Ga-
zeteciler Cemiyeti Başkanı Nec-
mi Tanyolaç, Başbakan Süley-
man Demirerin, gazetecilere,
"1993'ün 24 Temmuz'unda ya-
saksız bir basın yasasını hep be-
raber kutlayacağız" sözünü
anımsatarak, "Gazeteciye 127
ay gibi hapis cezası verilen Tür-
kiye ile 'Yasaksız Türkiye' ha-
beri celişiyor ki, bu konuda hü-
kümetin açıklama yapmasını,
daha doğrusu verdiği sözü tut-
Necmi Tanyolaç
masını isüyoruz" dedi. İnsan-
lann hala düşünce suçundan
hapse giriyor olmasını 'ürkütü-
cü' bulduklannı belirten Tan-
yolaç, şunlan söyledi:
. "Özellikle bugün (Dün)
Cumhuriyet'in yazdığı gibi,
'Yasaksız bir Türkiye tasansf-
nın bir an önce gerçekleşmesini
istiyoruz ki, bu 141-142 hayale-
ti basının üstünden kalksın. Pa-
zartesi günü de Yönetim Kuru-
lu'nda konuyu görüşüp, bir açı-
klama yapacağız."
ÇGD Genel Başkanı Musta-
fa Ekmekçi de, 10 Ocak Basın
Bayramfnın kutlanmamasını
istedi. Ekmekçi, açıklamasında
şu görüşlere yer verdi:
"Biz ÇGD olarak, gazetecile-
rin artık hapislerde çüriimeleri-
ni, milyarhk cezalara çarpün-
lmalannı istemiyoruz. Ulke-
mizde bugün basın için gecerli
olan 'Köşk Yazarhğı' ya da
'Yağabk'tır. Bir bunlara ceza
yoktur. Dünyada, gazetecilere
dava açarak zengin olmuş bir
pobtikacı, ülkesinde en yüksek
yere tırmanmış bir yurt yöneti-
cisi görübnüş müdür? Bu, dün-
yada yalnız Türkiye'dedir. Sıkı
denetim, kendi kendini denetim
yüzünden, Türkiye'de yazarlar,
gazeteciler yaraüalık güçlerini
yitirmişlerdir. 141-142faşistya-
salannın nasıl saçma şeyler ol-
duklan, onlar kalkmadan da
biliniyordu. 'Terörle Mücadele
Yasası' ise 141-142'ye tüy dik-
miştir. Gerçekten onu aratır ol-
muştur. TMY, Muzır Yasası,
gazeteciJere ağır cezalar veril-
mesini öngören yasalar ortada
dururken, kanımca 10 Ocak
Bayramı kutlanamaz!"
TGS Genel Sekreteri Ziya
Sonay ise, 12 Eylül Anayasası'-
ndan kaynaklanan Basın Ya-
sası, Türİc Ceza Yasası, Küçük-
leri Muzır Neşriyattan Koruma
Yasası, Terörle Mücadele Ya-
sası ve benzerleri gibi genel ve
özel yasalann getirdiği sınırla-
malann, verilmiş olan söztere
karşın kaldınlmadığına dikkat
çekerek, "Fikir suçu gibi
çağdışı bir kavram" dedi.
Yasaklara dayanak sağlayan 152yasa ve 11KHK var
Ozgürbasıniçiııkısıtlamaesas
İstanbul Haber Servisi- Türkiye'de, ki-
taplann, dergilerin ve gazetelerin toplatı-
lması, filmlerin gösterirrunin yasaklan-
masına yasal dayanak sağlayacak 152 yasa
ve 11 Kanun Hükmünde Kararname var.
Basın Konseyi'nin 1989 yıb bakımından
verdiği bu rakamlara 3713 sayılı Terörle
Mücadele Kanunu dahil değil.
Basın Konseyi Genel Sekreter Vekili ve
Hukuk Danışmanı avukat Fikret İlkiz
basın özgürlüğunü kısıtlayan yasalar ile il-
gili"özgür basın için artık kısıtlama esas,
özgürlûk istisna"okJu diyor.
Türkiye'de kitap, dergi ve kitaplann
toplatılması, filmlerin yasaklanmasına da-
yanak olan yasa maddelerinin başında
5680 sayıh Basın Yasasının 1983'de değiş-
tirilen 2950 sayılı yasanın ek 1,2,3.madde-
leri gelmekte. Bu ek maddeler uyannca
TCK'nun 426. ve 428. maddelerinde yazılı
nitelikte olan ve müstehcen bulunan kitap,
gazete, dergi, resim, plak, afiş, televizyon
ve teyp bantlan, fotoğraf, filmler yasakla-
nabiliniyor, toplatılabiliniyor. Yine bu
maddeler uyannca devlete ait gizli bilgile-
rin yayınlandığı yazıb eserler de toplatıbp,
yasaklanabibniyor. Aynca TCK'nun 311
veya 312. maddesinde yer alan "suç işleme-
ye tahrik, kanuîıun suç saydığıfiiliövmek,
halkı sınıf, din, ırk, bölge farkbbğı gözete-
rek düşmanlığa tahrik etmek" gibi suçlann
bulunduğu basıb eserlerde yasaklanabibni-
yor.
Savcılar baskıyı durdurabiliyor
Bu ek maddeler uyannca Cumhuriyet
Savcıhğı'nın yazılı karanyla baskı durdu-
rulabibniyor. Savcılığın baskı durdurma
karan 24 saat içinde Sulh Ceza Yargıcmın
onayına sunuluyor hakim, 48 saat içinde
karar vermekle yükümlü. Hakimin
savcılığın karannı onaylamaması halinde
verilen karar hükümsüz kalıyor. Temel
İçgüdü fîlminin yasaklanmasına dayanak
olan Türk Ceza Kanunun 426. maddesi
müstehcen bulun her türlü yayıru kapsıyor.
TCK'nın 426. maddesi uyannca "Halkın
ar ve haya duygulannı inciten yeya cinsi
arzulan tahrik ve istismareden nitebkte ge-
nel ahlaka aykın; her nevi kitap, gazete, ri-
sale, mecmua, varaka, makale, ilan resim,
tasvir, plak , afiş, pankart, televizyon, ve
teyp bantlan, fotoğraf, sinema veya pro-
jeksiyon fîlmlerini veya diğer anlatım araç
ve gereçleri " yasaklanıyor. Bunlan teşhir
edenlere, satanlara, dağıtanlara da 2 mil-
yon liradan 10 milyon liraya kadar ağır pa-
ra cezası veribyor.
Aynca Terörle Mücadele Kanunu'nun
değişik maddeleri kitap, dergi, gazelelerin
toplatılmasına ya da cezalandınlmasına
dayanak teşkil etmektedir.
TMK'nın 8. maddesi uyannca "Türkiye
Cumhuriyeti Devletinin ülkesı ve milleti ile
bölünmez bütünlüğünü bozmayı hedef
alan" yayınlar yasaklanabibniyor. Bu
madde uyannca dergi veya gazetenin sa-
hibine 100 milyon liradan az olmayan para
cezalan veribyor. Aynca yaymı yapanlar
hakkında da 2 ile 5 yıl arasında hapis cezası
istemiyle dava açılıyor.
SEYFİOKTAY
Yargıyı
tıkayan
yasalar
ayıklanacak
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Adalet Bakanı Seyfı
Oktay, hukuk sistemini yeni-
den düzenleyen yeni bir re-
form paketinin gerçekleşmesi
için mücadele edeceğini belir-
terek, "Yargıyı tıkayan 300
adet kanun gözden gecinle-
cek" dedi.
Oktay, yeni yılda gündem-
lerinde olan konulan şöyle
özetledi:
"İnfaz yasası hazır. Bakan-
lar Kunılu'na sunulma duru-
munda. Adli kolluk, Bakan-
lar Kurulu'nun incelemesin-
de, Başbakanbğın incelemcsi-
ne sunduk. Avukatbk Kanu-
nu, Basın Kanunu, 1402'bk-
lerle ilgib kanunlar 1993 için
gündemimizde. 1402'liklerle
ilgili olan kanun çok kap-
samlı, yöneltilen suçlardan
beraat edenlerin görevlerine
dönmelenne ilişkin düzenle-
melerden. Güvenlik soruştur-
ması nedeniyle mağduriyetler
var, re'sen emekbbkle ilgili
konular var. Bütün bunlar
gündemimizde."
Adaktehız
Adaletin hızlandınlması,
amaayla da kapsamb bir
çabşma yapuklannı anlatan
Oktay, sözlerini şöyle sürdür-
dü: "CMUK'u bütünieyen,
polisin vatandaşı karaİcola
davet etüği andan başlamak
suretiyle polis, savabk, mah-
keme safhalannda ve sonuçta
infaz, infazdan sonra da hü-
kümlünün yeniden topluma
uyumunu sağlayacak koşul-
lan yaratan ve bütünieyen
kanunlar bunlar. CMUK,
Çocuk Mahkemeleri Kanu-
nu, Adb Kolluk, Avukatlık
Kanunu, İnfaz Kanunu ve
bunlann yanında, Basın Ka-
nunu'nu da sayıyorum. Siste-
mi tümüyle yeniden düzenle-
yen bir paket bu."
Oktay, adaletin hızlandınl-
tnasına da büyük önem ver-
diklerini vurgulayarak,
"Mahkeme teşkilatlannın ye-
niden düzenlenmesi, üst mah-
keme oluşturulması, ceza
muhakemelen usulü, hukuk
usulü, idari yargılama usulü
yasalannı gözden geçirece-
Ragıp Sapıca Hoca'nın
Sağlığına...
Benim kuşağımdan hukuk okuyanlar, dört dörUük bir
eğitimden geçtiler.
Bu dedeğim 1950'li yılların başları; Türkiye'de üniver-
sitenin üniversitesi olduğu yıllar. Bilim yurduna özerkiik
getiren 1946 kanunu yürürlükte; Demokrat Parti iktidara
gelmiş olsa da, henüz kancasını atmış değil akademik
özgüriüğe. 1993 reformundan sonra kapılarmı açtığı At-
man hocalar, şu Hitler faşizminden kaçıp gelmiş gerçek
bilimadamı profesörler, üniversitenin hemen hemen
her fakültesinde aydınlıklarını hala saçar durumdalar?
Onlardan ikisi, dünyaca ünlü Andreas Schwarz ile Rrtz
Neumark da bizım fakültede; bırincisinden Roma huku-
ku, ikincisinden Maliyeye hukuku okuyacağız.
Ve beraberlerinde, yalnız bilimleri ile değil,. kişilikleri
ile de insanı çarpan yerli hocalar Ebülulalar, Ali Fuat
Başgiller, Sıddık Sami Onar'lar, Hıfzı Veldet Velidede-
oğlu'lar ve başkaları. Bu yaşını başını almış hocaların
yanı sıra, bir orta kuşak var ki, önünde Ragıp Sarıca geli-
yor; ders vermeye henüz başlamış genç kuşağın temsil-
cisi de Lütfi Duran...
Bunlardan öğrendik hukuku ve hepsinin de durmadan
altını çizdiklerı şunlar oldu: Eşitlik, hakkaniyet, hüsnüni-
yet, insan hakları, anayasanın üstünlüğü, hukuka bağlı
devlet ve idare...
Yani toplumu cemaatten, devleti çeteden ayıran kav-
ramlar!
O görkemli ve saygın kafilede, Ragıp Hoca'nın özellik-
lerinde nbirisi, dersinı anlatışı idi. Deyın yerindeyse, tut-
kuyla sergilerdi konusunu; bir büyük lezzeti yalnız ken-
disi tadmaz, öğrencilerine de taddınrdı. Ve sonunda bi-
reyin hakkını korumak için yığınla gerekçeyi sayıp dö-
kerek idarenin "hizmetkusuru" ndan dolaylı mahkumi-
yetine giderdi.
Türkiyeye idare hukukunu çağdaş anlamıyla getiren-
lerden biri o olmuştur. Hacmiyle de insanı çarpan, yüz-
lerce saytalık -o ünlü- İdari Kaza'sı bugün de, aşılmamış
bir anıt eserdir alanında. İdare hukuku vadisindeki en-
gin bilgisini, yığınla makalede sergiledı. 27 Mayıs'm he-
men arkasından girişilen yeni anayasa çalışmalarında,
1961 Anayasası'na kaynaklık edecek "İstanbul Tasa-
rısı"nın hazırlanmasında -öteki hocaların yanı sıra- hiz-
metleri unutulamaz. Bu kez anayasaya da geçen "ünh
versite özerkliği"ne karşı çok geçmeden yeniden başla-
yan, beie 1971'de ayyuka çıkan saldırılar önünde onun
"akademik özgürlüğü" savunan yazıları ezberimdedir
bir bakıma.
Bu kavramlar, Türkiye'de, birkaç kuşağın bilim ahlakı-
nın ilkeleri arasında olmuştur.
Bugün de savunacuları vardır çok şükür!
Ragıp Sarıca Hoca, tanıyanlar bilirler, üniversitede,
alanındaki derin bilgisinin yanı sıra, pek zengin bir ede-
biyat ve sanat kültürünün de -adeta tek- sözcüsü oldu.
Akademik mesleğe girip meslekdaşı olduktan sonra,
onun o yanından çok şeyler edinmiş mutlu insanlardan
biriyim; sattıklarım arasında ondan öğrendiklerim de
vardır.
En başta önem verdiğim de nedir bilir misiniz?
1970li yıllardan birinde, bir rektörlük seçimindeyiz.
Sıcak bir günde Turlar birbirini izliyor; adaylar datatara-
titire adamlar. Ben Ragıp Hoca'yla bir sırada oturmı»-
şum, yanlış hatırlamıyorsam Andre Gide ya da Monther-
lant üzerinde konuşuyoruz; konuşuyoruz diyorsam, o
anlatıyor ben dimliyorum. Bir ara gözüm salonda uzun
uzun kulis yapan gruplara takıldı. "Hocam dedim, bu
adamların böyle ince konularla alış verişi olmuş mu-
dur?" "A dedi Server, bunlann içinde çoğu, bir cümlede
noktalı virgül gerekmediğini, gerekiyors anereye konu-
lacağını bilmez." "Çok önemlidir değil mibu?"dedim.
"Bak, o bilinmeden yazı yazılamaz, bir kafa aydınlığının
da ölçütlerinden biridir" diye yanıtladı.
O gün bugün, "noktalı virgül" hastasıyımdır.
Yazarım, Ragıp Hoca'nın eline gecerse mahçup olma-
yayım diye döner denetlerim yazdığımı; kanmam, yeni-
den okurum, bir kez, bir kez daha... "Noktalı virgüT'ün
hakkını yine de verememenin ezikliğini taşırım.
Ne yanlışfarım oldu bu yazıda da kimbilir!
Niçin söz ettim Ragıp Sanca Hoca'dan bugün?
Ragıp Hoca, bu büyük hukuk ve kültür adamı, hastaha-
nede. Sanıyorum, pek önemli değil rahatsızlığı. Hem
sağlık da hastalık da bizler için. Dilerim, tez vakitte şifa
bulur sevindirir bizleri. Tek o sağlığına kavuşsun, ben
"noktalı virgül" yan\\ş\ yapıp mahçup olayım bol bol; ol-
madı, bağışlatınm kendimi.
Bu, düşündüğüm şimdi...
İLİDARESİ YASASI
Valileresüperyetki
olıuıılukarşılandı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - İçişleri Bakanbğı tara-
fından hazırlanan ve illerde va-
lilerin, ılcelerde kaymakam-
lann yetkilerini yeniden dü-
zenleyerek etkinliklerini artı-
ran yasa taslağı, olumlu karşı-
landı.
Türk İdareciler Derneği
Başkanı Yılmaz CemaJ Bor,
taslakla "devletin otoritesi ile
demokratikleşmenin bir nok-
tada buluştuğunu" belirtirken,
Mülkiycliler Birliği Başkanı
Prof. Alpaslan Işıkb, "Tasla-
ğın bazı olumlu ögeler içerdiği-
ni ve mevcut bazı sorunlann
çözûmüne yönelik beklentileri
karşılayabilecek nitebkte deği-
şiklikler öngördüğünü söyle-
yebilirim" dedi. Ankara Hu-
kuk FaküJtesi öğretim üyele-
rinden Prof. Metin Günday
ise, jandarmanın kırsal alanda
kolhık görevi yapan bir birim
olarak vab ve kaymakamlann
denetiminde ve emrinde olma-
sınm yerinde olacağını söyledi.
Bor'dan destek
Türk İdareciler Derneği
Başkanı Bor, taslakla valilerin
birer "süper vali" konumuna
getirildiği görüşünün yerinde
olnıadığını, mevcut yasada bu
hükümlerin çoğunun zaten
bulunduğunu belirterek, "Biz-
ce, asıl önemli olan taslakla
anayasanın güçlü il ve ilçe kav-
ramlannın hayata geçirilmesi-
dir. Ama bu yapıbrken, eyalet
sistemini isteyen görüşleri hak-
lı çıkaracak uygulamalardan
kaçınılmalıdır" dedi.
Mülkiyeliler Birliği Başkanı
Prof. Alpaslan Işıkb, "taslağın
bazı önemb ögeler taşıdığını"
vurguladı. Işıkb, "Herşeyden
önce, jandarma teşkilatınm
doğrudan sivil mülki anurlere
bağlanmasına yönelik değişik-
bklerin, yönetimın demokra-
tikleşmesi ve sivilleşürilmesi
doğrultusunda önemli bir
adım teşkil etüğini belirtmek
gerekir" dedi.
Mülki amirlerin yetkilerinin
genişletilmesınin, her türlü ko-
şulda olumsuz ya da antide-
mokratik bir düzenleme ola-
rak görülmesinin yanbş oldu-
ğunu belirten Prof. Işıkb, şun-
lan söyledi:
Sorun yetki değil
"Bu konudaki tereddüüer,
çoğu kez tek parti dönemine ve
demokrasinin askıya abndığı
dönemlerin bıraktığı koşullan-
malann bir sonucu olabilir.
Yönetim organlannın varlı|ı,.
tek başına istenmeyen bir du
rum olamaz. Önemli olan, bu
organlann yetkilerinin genişte-
tilmesinden çok, demokratik
hukuk devleti kurallanna ne
ölçüde dayab olarak tanımlan-
dığı ve kullanıldığıdır. Soru-
nun özü, mülki amirlerin yet-
kilerini daraltma ya da geniş-
letme sorunu değil, siyasal ikti-
darlann, geniş kitlelerin ka-
übmına açtk olup olmamasj
sorunudur." Günday da, va-
lilere olağanüstü hal ilanına
gerek kalmadan da geniş yetki-
ler verilmesinin sakıncalan
olabıleceğıni, TBMM'nin de-
neümının ortadan kalkabilece-
ğini öne sürdü.