Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3OCAK1993PAZAR* CUMHURİYET
SAYFA
HABERLEREV DEVAMI 17
GUNCEL
CÜNEYT ARCAYÜREK
M Baftarafi I. Sayfada
diyor, ama sıra yapılması gerekene geldimi..."
Dışişleri Bakanı sözünü, "Yanç/z/yor/ar"diyetamam-
lamıyor. Fakat çarptcı örnekler vermeyi ihmal etmiyor.
ûrneğin özel temsilciler David Owen ile Cyrus Vance'ın
son güne dek barış görüşmelerinin iyi gittiğinden söz
açtıklarını, genel sekreterin de aynı havada olduğunu
söylüyor.
Cenevre Konferansı'ndan önceki saatlerde başkentte
bir beklenti havası egemendi.' Ya Sırplar duracak ya da
müdahale getecefr "ti!
Basbakan, "Cenevre 'fos' çıkarsa, Bosna-Hersek için
'bir şeyler' beklendiğini" söylüyor.
Ankara'ya göre, Güvenlik Konseyi, "asgariden hava-
dan müdahale karan çıkarmaya mecbur'öu. Çünkü
Batı, dünya önünde "ievkalade güç duruma düşmüş'tü.
Demirel, Antalya'da Fransa Cumhurbaşkanı Mrtter-
rand'la konuşurken şöyle demiş: "Amerika olmayınca
Avrupa bir şey yapamıyor, Amerika olmayınca Avrupa '-
nın mülkiyeti savunması mümkün değil, diyorlar."
Mitterrand, artık Saraybosna için "bir şeyler yapılma-
sına" yantı. Cenevre zirvesinde sonuç alınamazsa, BM
Güvenlik Konseyi'nin askeri güç kullanılmasına izin ver-
mesini savunduğunu, dün haber ajansları bildiriyordu.
Soru: Güvenlik Konseyi havadan müdahale karan
alırsa, harekataTürkiye katılacak mı? Başbakan1
ın yanı-
t: "Katılacağız!"
Ne var ki, "uçakların menzili Türkiye'den kalkıp
Bosna-Hersek'e gidip dönmeye elverişli değil." Genel-
kurmay'dayapılanplanlamayagöre, "UçaklarınItalya-
da bir yerde konaklarnası gerekiyor"
Hükümeti ve askeri kaynakları asıl düşündüren sorun
kara harekatı
önemsenecek varsayımlar
Hükümet kaynakları örnek olarak Somali'yi gösteri-
yor. Askeri birliğimiz Somali'ye bir aylık yiyecek depo-
lanmış lojistik bir gemiyle gitti. O gemiyi çalışır halde
tutmak için 600 kişiye gereksiniliyor. Üç yüz askerin lo-
jistigini, ikmalini yapabilmek için altı yüz kişi gerekiyor.
Somali'ye başlangıçta 80 milyar harcandı. Her ay altı
milyar Istiyor. Altı aylık masraf, 116 milyar olarak hesap-
landı.
Bu örnek rakamlar, Bosna-Hersek'e yapılacak askeri
bir müdahalenin maddi sınırlarını çiziyor. Insani değer-
lerin dışırtda devlete maliyetini özetliyor.
öte yandan, Kıbns Türk yönetiminin Ankara'nın olası
tutumundan duyduğu kaygılar -bir üst yetkilinin bize
söylediğine göre- tamamen giderildi.
KKTC'yi "sıfcınfıya sokacak hiçbir girişim" öngörül-
müyor. Güvence verildi. Hatta, KKTC'yi rahatlatacak
kimi varsayımlar üzerinde duruluyor.
örneğin, tederasyon tezinin giderek zayıflaması kar-
şısında Kıbns'ta "bağımsız iki devlet" anlayışı doğabilir
mi, doğamaz mı? Bu sorunun yanrtının uluslararası plat-
tormda değer kazanıp kazanmayacağı tartışılıyor.
Tartişmaların içeriğinde elbette uluslararası konjonk-
türdeki gelişmeier önemli yer tutuyor. Kıbns sorununa
kendilerine göre çözüm arayan Batı'nın, karşımıza bas-
ka bir sorunla, örneğin Kürt şantajıyla çıkması olasthğı
da özenle inceleniyor.
93'te hayli ilginç günler geliyor.
Özkök: Güçlü olaıı ayakta kalacak
• Baftarafi 6. Sayfada
kilenmck gcrckir. Dünyada
cşi olmayan bir promosyon
kampanyası yaşıyoruz şu anda.
Bu. serbest piyasa. Güçlü olan
ayakta kalacak. Biz kcndimizc,
finansal dcngclcrirnizc, vcrdiği-
miz ürünün nitcliğinc güvcni-
yoruz.
- Promosyonlarla alınan yük-
sek tirajlar bir anlamda iyi hahe-
rin, iyifotoğrafm, iyiyazının, iyi
karikalürün değerini düşürmü-
yor mu sizce? Bazı gazete yöne-
Ikileri, ben promosyonla tiraj
alıyorumya. diye düşünebilir.
ÖZKÖK - Şu açıdan bak-
mak laarn buna. İyi gazetc, iyi
habcr, iyi fotoğraf, iyi köşc ya-
nsı, iyi karikalür, iyi ckonomi
sayİası... Böylc bir gazeieyi 500
bin mi satmak daha iyi, yoksa
üaerinc promosyon cklcyip bir
milyon mu satmak daha iyi?
Medyanın amacı iirünü ulaşur-
makur. Biz bunu ulaştınyoruz.
Sall bir cntclcktücl gözlc baktı-
ğınız zaman promosyon vs di-
ycrek dudak bükülebilir. Ama
biz bu gazclcyi mümkün olan
cn çok sayıda insana götürüyo-
ruz. Uyuştunıcu satmıyoruz,
gazcic salıyoruz. Bir aydın, bc-
ni daha çok gazcic salüğım için
clcşuriyorsa o onun bilcceği iş.
Bu inanış Türkiyede vardır.
Aydınlar bir gazcte nc kadar az
salarsa onun o kadar dcğcrli ol-
duğuna inanıyor. Gcnçliğimde
bcn dc yaşadım bu olayı. Bir
dcrgi çıkarmışlık. Dcrgi çok lu-
lulup bin filan salmaya başla-
yınca cndişclcndik, bu kadar
çok satiığına göre acaba köıü
mal mı çıkanyoruz diyc.
Bugün promosyonla Hürri-
ycl'in lirajı artü. Hcm üraj artu,
hem dc bcn tirajı arımış bir ga-
zclcnin hem yazan, hcm dc ge-
ncl yayın müdüruyüm Bundan
daha kcyifli nc olabilir ki?
- Sabah guzetesi Genel Yayın
Yönetmeni Zafer Mutlu yakla-
şık bir ay önce Nokta dergisine
verdiği demeçleki sözleriyk
epevce lepkialdı...
ÖZKÖK - Bcn onun söylc-
diklcrini kötü formülc cdilmiş
sözler olarak kabul ediyorum.
Çünkü mcsclcyi, sloganlardan
M ullu'yu savunmak clbcuc ba-
na düşmez, O sözleri bcn dc
clcştirdim. Ama şu sözlcri dc
ycrli ycrinc koymak gcrck. Nc
diyor? Biz ticari bir mela ürcli-
yoruz. Bundan para kazanmak
zorundayız. Çünkü zarar cdcr-
sck bu zaran birilcrinin karşıla-
ması gcrckir. Bu zaran kim
karşılayacak? Ya hükümet, ya
bir çıkar kuruluşu, ya bir siyasi
parti, ya uluslararası bir kuru-
İuş, ya bir spor kuruluşu. Büıün
siyasi kuruluşlardan. çıkar ku-
ruhışlanndan bağjmsız bir ga-
zcic çıkarmak isiiyorsam bu-
nun kar gclircn bir mcla olması
gerck. Bu açıdan baktığımzda
karlılık csası doğrudur. Ama
biz bu işi sadccc kar ctmck için
yapıyoruz, dcrsck doğru değil.
Çünkü sadccc kar clmck için iyi
bir yalınm alanı değil basın. Sa-
dccc kâr clmck istiyorsanız çok
daha kârlı alanlar var, oraya gj-
dcrsiniz. Bunu yapıyorsanız
çok fazla kâr clmcmcyi gözc al-
mışsınız. demeklir.
- Ama. bcn doğru haber ver-
mekle vükümlüdeğilim, diyor...
ÖZKÖK - O görüşe katılmı-
yorum. Biz bir kamu hizmcti
yapıyoruz. Bizim misyonumuz
yok. Bcn, kamuoyu oluşlur-
mak kavramına karşıyım. Bcn
ncdcn kamuoyunu oluşlura-
yım? Biz, kamuoyunun scrbcst-
çc oluşmasını sağlayacak bilgj-
lcri vermcklc yükümlüyüz.
Yoksa bcn hcr gün bir adamın
kafasına vunır gibi kamuoyu
oluşturmaya çalışsam bu hiç dc
dcmokraük bir davranış olmaz.
- Bir de. Türkiye'de üç büyûk
gazete lekcl olufturdu, bu durum
dünyadaki anti-kartel yasaları-
na aykırıdır, yolunda cleştiriler
var...
ÖZKÖK - Dünyada hiçbir
lckcl kcndisini oriadan kaldır-
ına pahasına böylc bir olaya
gircr mi allahaşkına? Ekonomi-
dcn şu kadar nasibini almış
kimsclcr bunu söylcycbilir mi?
Dünyanın ncresindc bir lckcl
kcndi ürününü oriadan kaldır-
mak için savaşa gircr?
- Sabah gazeiesinin, sizin
Amerika'du burs verme katn-
ne getirmediğiniz yolunda hir
suelamusı vardı...
ÖZKÖK - Milli Piyango İda-
rcsi'nin kanunu yorumlama
biçiminc bakmak gcrck. Biz
ABD'dc 101 tanc burs vcriyo-
ruz. Bu, dcvlciin yapmadığı bir
şey. Bunun bizc yıllık maliyeti
larihinin cn şcrcfli basın kam-
panyastyla karşı karşıyaytz. Nc
mutlu ki Türkiyc'de 2.5 milyon
ek insan ansiklopcdi için kupon
kcsiyor. Bu ülkcdc bir kilap üç
bin satarsa licari başandır. Dü-
şünün... Bence yıhn basın olayı
ansiklopcdi kuponu kcscn oku-
çok yükscklir. Bu/slan vermcz- yucudur. Hepımbdn düşünmcsi
sck bu halk bizi icfc koyar. Biz gereken bir şey var bu olgu kar-
şısında. Madem bu ülkedc bil-
giyc karşı bu kadar susuzluk
var, biz niyc çok gazcte salamı-
yoruz? Niye kilap salılmıyor?
Niyc sizin gazcic 50 bindc İcalı-
, ... ^ , yor? Niye Yaşar Kcmal'in kiia-
vcrirkcn karşılaşıyoruz. İzahct- bı 5-10 binde kalıyor? Biz bu
mck güç. Çok iyi bir iş yaptığı- tirajlara ulaşamıyorsak bunun
nızı düşündüğünüz bir strada
cngcllcmclcr geliyor. Ama biz
kanunlar çcrçcvcsindc davran-
maktan yana olan bir gazcteyiz.
Burada bir aksaklık varsa da
bu bursu vcrmck isliyoruz, vc-
rcmczsiniz, diyorlar. Biz dc vc-
ririz diyoruz. Burada kanunun
yorumunda csnckliğc ihliyaç
var. Biz otomobil vcrirkcn zor-
luklarla karşılaşmıyoruz, burs
çıkanp bakmak lazım. Zafcr panyantzda taahhüllerinizi yeri-
düzcltccck şcylcri yaplık. Hür-
riyct gazclcsi genel yayın mü-
dürü olarak mücsscscm adına
bu icminatı vcriyorum.
- Bir elt'ştiri de, gazeleier pa-
raları bu promosyonlara harca-
yacak yerde daha iyi haberciliğe,
insana yalirtm yapsalar daha iyi
olmaz mij volunda...
ÖZKÖK - Diğcr scktörlerlc
kıyasladığtnızda, cn azından
kcndi gazctcm için söylüyo-
rum, basın scktöründcki ücrcl-
lcr o kadar düşük değil. Daha
iyi olamaz mı? Olur. İnsana da-
ha fazla yaunm yapmamız ge-
rekiyor mu? Gerekiyor. Ama
promosyondan tasarruf cttiği-
nizparayı öbür larafa akianrsı-
nız, diyc bir şey dc yok. Oraya
da buraya da yalınm yapacak-
sınız.
- Okuyucu sürekli kupon kes-
meye mi mahküm edileeek?
ÖZKÖK - Kupon ycni bir
şey değil. Aynca okuyucuyu
cnayi bir varlık olarak görmc-
mck gcrck. Kupon kcscn ada-
mın da bir manlalilcsi var. Bu
adam ncdcn kupon kcsiyor?
Tarihindc hiç olmadığı kadar
çok kupon kcsiyor. Otomobil
vcrdiğimi/. /aman 100 bin tiraj
alıyoruz. Ansiklopcdi vcriyo-
ruz diyc tirajımız 700 bin birden
arlıyor. Bu okuyucu küçümsc-
ncbilir mi? Bericc Türk basın
ncdenlcrini araşlırmak lazım.
En cnlclekıücller daha fazla
baksınlar buna. Bilgiyc bu ka-
dar büyük bir susuzluk var bu
ülkcdc l>etnck ki hiz htı pa/an
daha kcşfedcmemişiz. Bundan
çıkanlacak dcrs bu. Gcrisi ma-
sal.
- Promosyonlarla gazeleier
nereve varacak?
ÖZKÖK - Şu anda Türk ba-
sınının üç lanc, bir milyonun
üzerinde satan gazclcsi var.
Fransa'da bir lanc bir milyo-
nun üzerinde satan gazcic yok.
250 milyon nüfuslu ABD'dc bir
milyonun üzerinde salan sanı-
yorum sadçcck üç gazcic var.
Burada bizim gcldiğımız nokla
çok ilginç. Biz üç gazcic birden
piyasaya çıklık. Vc üç gazelcyi
toplam üç milyofta yakın insan
alıyor. Ve belki de bunlann
hcpsi üç gazelcyi birden alıyor.
Sonunda nc olacak? İnsanlar
bu gazetclcrden birini lenah
cdccck. Burada biz kcndimizi
çok şansh görüyoruz. Çünkü
yaplığımız ürünün çok kalileli
olduğuna inanıyoruz. Biz oku-
yucunun bu kalileli ürünü ler-
cih cdcccgine inanıyoruz.
Türkiyc, Türk loplumu çok
hızlı dcğışiyor. Popûlcr gazctc-
lcr salıyor da niyc bir zamanlar
fıkir gazelesi dcnilcn gazcteler
cskisi kadar satmıyor? Belki de
bu gazeleier yeni bir müştcri
profılini yakalamakla zorluk
çckiyorlar. Bu promosyonlar
da geçecck. Gcçliği /aman gcri-
yc kalileli gazclclcrin lortusu
kalacak.
GOZLEM
Mengi: Bu iş artık lotaryacılıktan çıkb
miştir. Kurumlar vergisinde ya-
OLAYLABEN
ABDINDAKI
GERÇEK
• Baftarafi 1. Sayfada
nomik çerçeve içinde duşûnmek,
bu bakımdan güçleşiyor.
Koalisyon hükümetinin kar-
nesinde enflasyon notu kmklır.
Ancak iyi nolİar aldtğı böHimler
de vardtr; kalkınma hızı ya da
dışsattm komdarmda atumlu hir
gelifme izleniyor. ASAPikıida-
rmm mirasını bir yılda temizle-
menin olaruıksnlığı da uçıkttr.
Ne varkıbu alanda TÜSİA D 'ın
• 'imgelediği büyük patronlarm
Mİisyon hükümetine karşı tu-
tumunu yalnız geçmiş yılın bi-
lançosuna dayanarak açıkla-
mak kolay değil.
Çünkü tarlifmanın özü, daha
somut konuiara dayanıyor; çu-
lışma yaşammda demokratikleş-
meyi öngören ILO sözleşmesi
büyük iş çeyrelerini tedirgin eı-
Patronlar hükümete
Baparafi 6. Sayfada
Gchşnrı Hachctlc ansiklopcdisi
lamamcn güncclfcşürilcrck hazır-
lanıyor. Vc aşağı yukan Türkiyc'-
dcki kapasiic lümüylc dolduğu
püması öngörülen değişiklikler iç>n hazırhğını, baskısını Avnıpa"-
tepki yaratmıştır. Otomoiiv. da yapünyoruz.
- Malivei ne oidu'.'
MENGİ - MaKyct ya da pro-
mosyon olarak okura döncn mik-
hükümeii tar yüzdc 40'ı buluyor. Yani gaas
tcnin aşağı yukan yartsma yakın
böiümü gazctc okuruna dönmüş
da TÜSÎADın başını çeken bü- ohıyor. Bu, gazddcrin başına bcla
yük sermayenin, kücük ve orla nu aÇT)W- fdakctc mi götürüyor
sermayeriyi vapısmda örgütle- sorusu da sorulabilir. Hayır, fda-
yen TOBB ile sünüşmesi de oia- kcte götîırmüyor. Gazctelcrin
15-3 milyon arasında dcğişcn gün-
Kik nct satış orlalamalan ilk kcz
3.5-4 miryona çıku. Bu, aşağı yu-
kan yüzdc 35 oranında bir ncı artış
ifadc cdiyor.
- Yeniokuyucukitlesimivarattt?
MENGİ - Bu arüş iki ncdcndcn
kiyenin aydmlık bir vaklaşımla kaynaklanıyor Birincisı, ansikk>
(kmokrasiyi eksiksiz kurması, Pcdi cdinmck islcycn okurbr, ga-
zcic okurian oldu. Bir dc, birden
ilaç, eleklronâi endüstrisinde
devlet himayesinin oranları üze-
rindeki lartışma da hüyük pal-
ronlarla koalisyon
arasındaki ilişkilerietk ilemiştir.
Bu karşılıkh etkilesim sırasm-
yın anlammı saydamlaşUrmaya
yardım etmektedir.
Sonuçta bu saydamlasmanın
yararh olduğu da söylenebilir.
Çünkü 12 Eylül'den sonra aüre-
gelen yasaklar oriamında sap ile
saman birbirine karışmıstı. Tür-
'83 rejinri'ni geride hırakması
gerekiyor.
İlginç olan hir nokla da şu:
1993 Tûrkiyesi'nde koalisyon
hükümeiine karşı -husta A NA P-
siyasal partilerin muhalefeli ge-
ride kalıyor; büyük iş çevreleri
ve TÜSIA D öne çıkıvor.
• • •
1. Sayfada
boynt ekkdi. hükümette, diya-
log kuracakiarı bakan bulama-
maktan yakınan TÜStAD çev-
releri, "Ya bize cukkacı yaftası
yapıştıranlarla ya da harikalar
diyannda gezen Alislerle diyalog
kurmamız isteniyor, bunda
zorlımyoruz" diye konuşu-
yorlar.
Hükümet ile TÜStAD arasın-
daki gerginfifin son 1 yıldan bu
yana ürmamnasına yol acan ba-
zı unsurlar şöyle:
Hükümet, temmuz ayında çı-
kardığı bir yasa ile kurumlar
verBisindeki istisna ve muafiyet-
leri taldırrmş, vergi oranının ise
yüzde 23'tn düşük olamayaca-
ğını hükme bağlarmstı. Yasanın
yürtrlük ürihi, 1 Ocak 1993
olaıak öngftrülmüştü. Bu yola
gidtunesiıra ana nedeni, kâğıt
üzerinde ytzde 46 olarak gozü-
ketı ama ç>k sayıda istisna ve
mıufiyetle delinerek uygulama-
da Tüzde flar düzeyine inmiş
bulınan kırumlar verjnsini uy-
gubnabilir îale getirmekti. An-
'-başta TÜStAD olmak üze-
ı^, ssrmaytfevreleribuuyşula-
marçı karşı çıktılar. TÜSİAD,
kara çıknu gerekçesini, yeni
verji oranna bağlamaktan ka-
çuvzrak yasmın yıl ortasmda çı-
karklıSı, ddayısıyta geriye isletil-
difti iddiasna bağladı.
Ktücüme; Uluslararası Çahş-
mm örgtltü TLO) yükümklülük-
leriıe parakl bir yasa hanrlaya-
rafcc işçinir iş yaşamındaki gü-
v«rcrelerini vurgulamak istedi.
TtJSlAD, hırada da memnuni-
yecxzügini Hle getirerek söz ko-
n t u ı uygukmanın tam rekabet
ko^ıllannıters dflşecejiııi ileri
Hükümet, Türkiye'nin AT
nezdindeki yükümlülüklerini ye-
rine getirerek, daha önce vermiş
bulundugu taahhütler uyannca
ithalattaki koruma oranlarını
düsürmek istedi. Ancak başta
otomotiv sektörü, ilaç sanayü,
eleklronik ve elektronik yan sa-
nayii temsilcileri olmak üzere,
bu girişime, TÜSİAD çevreleri
agulıklı itirazlarda bulundular.
TÜSİAD çevreleri, bu geliş-
melerin ardından, hükumetle
ilişkilerde gelinen noktayı Cum-
huriyet'e şöyle değerlendirdiler:
"Asbnda mesele, diyalog ko-
pukluğundan kaynaklanıyor.
Sayın Başbakan'ın cümlelerinde
ifade bubnuş trilyonlara hükme-
den bir camia varsa, bu ölçüde
önemli kararlarda görüşünün
ahnması gerekmez mi?
fazla ansiklopcdi abnak içjn birden
fazla gazcte ahnaya başJayan
okuriar ohışmaya başladı. Basının.
daha doğrusu yanşan gazclclcrin
önünde şimdi iki olay var. Birisi,
ycrıi okuriardan oluşmuş bir jüri-
nin önünde olması. Amaç pro-
mosyon biuiktcn sonra da bu
gazeteyi atma ihüyaanı sağjamak.
Ikincisi vc çok daha öncmlisi, cski
okuriannız şu anda sizin ga/cıcnızi
bttşka ansiklopcdilcri dc cldc cdc-
btbnck için almakia olduğu diğcr
iki gaaScylc biriiktcalıyor. Dolayı-
sıyia sizi scçmiş olan okuyucu hcr
gün ıckrananan btr kıyaslama
igndcdir. Bu, hcr üç ga/ctc için dc
gaccrlidir. Bu kampanyalar bitük-
ıcn sonra gdcnckscl okuriann da,
lakım dcğışürmcsi gibi ga/ctc dc-
ğişlirmcsi dayı bulunuyor. Bu ola-
yı görcn vc icabını yapan gazeleier
ansiklopcdi promosyonundan da-
ha çok yararlanacaklardır. Bunun
handikaplan da var.
Tcsislcr gcnclliklc, 5OM0O-700
bin ürajh ga>ı*cfctc göre kurul-
muş. Birdcnbirc bir misli fazla li-
rajla karşlaşmaı akşarn saai 8'dc
baskıya gircn gaAîtclcrin öğlcdcn
sonra 2'dc, 3'lc baskıya gjrmcsi gi-
bi zorunluluklar doğuyor. bu iş
soluklu, kavgayı all ûrctim kat-
manlanna kadargcçircbilcn doku-
larda daha başanh sonuç alacak.
- Pramosyonlar hiılikktı sanru
okuyucu tercihiniyapar, bir gazele-
yi nrıHı etkr. Bu neaenk çok daha
iyi ürün vermek girekıiğffii söyk'di-
nt. Yalntz, SahcJi'm Gcnd Yaym
Yönetmeni Zafer Mutlu Nukta'ya
verdiği demeçte, henim gazetem
okuyuıvya doğru haher wrmekk
yükümHi ck-ğikJir giN sözkr söyk-
mişii. Bu, gazeleyv olan güveniyok
etmez mı?
MENGİ - Edcr tabii. Ama şu
gcrçcğj dc bilmck laam. İnsanlann
kavga anında söylcdiklcri şcyfcr
vardiT. Kavga anında söylcncn
şeyler ya inat için söylcnmişlir ya
kızgınhkla lam olarak süzgcçtcn
gcçmcdcn ağızdan çjkmtş sözlcr-
dir. Yani insan o anda akhndakinı
söyfcmcz dc karşıandakini kızdı-
racak neysc onu söykr. Zafcric
bcn aşağı yukan sckiz yıldır bura-
da biriiktc çahşıyonız. Zafcr'in ga-
/TdccıHk. hizmcl, namus anlayışını
vc mücadckja karaklcrini dc bili-
yorum. O sözlcr Zafcr"in alcyhinc
çok fazla kullanıldı. Olayın üzcrin-
dcn oir ay gcçti, hâlâ kavgayı vcrcn
gazcteler birinci sayfadan umak
içinde, bunu Sabah'ın anlayışı, Sa-
bah'ın gerçek poliükasıymış gjbi
yaymaya çalıştılar. Bunun böylc
olmadışnı bibyorum. Zafcr'i lanı-
yanlar da bilir. Sckiz yıldır Sabah'ı
okuyanlardabilir.
- Promosyonlarla alauın bu yük-
::.-k lirajlar dikkallcri ikinci ürüne
çevirdiği için iyi haber, iyi yazı. iyi
foloğraf, iyi kurikatürün değerini,
bir anlamda gazeteıiliğBi değerini
azultnvyor mu siztv?
MENGİ - Promosyona konu
olan ürün gcrçcklcn ilgiyc layıksa
gaAScnin önünc gcçcbilir. Yani so-
nuçta birarahk areiklopcdi gazöc-
nin önünc gcçmişü. Haliha/ırda
da gazclclcrin gclcnckscl okurlan-
nın üzcrindcki sayılann lümü için
kuponu kcsilmcktc olan ansiklo-
pcdi amaçlır. Bizim yapmaya ça-
hşlığımız şey ansiklopçdiyi amaç
cdinmiş kişiİcrc gazeteyi amaç hali-
nc gcürmck. Biz. bunu sağjamaya
çahşıyoru/, Ama labii ki ncyi sora-
cağınızı biliyorum. Dişmacununu,
Omo'yu soracaksınız.
- Gazele ytineiiaw bunJarı verir-
ken kendmi ifportacı gibi hissetmez
mi?
MENGİ - Tabii ki. Ama şu var.
Bunu yaprnak bir gazcic yöncticisi
için hoş görülmcycbilir. Ama bazı
zamanlarda öyİc konjonklürlcr
oluşuyor ki satışı arturmak vc bu
saüşla önc gcçmck ya da çok gcri-
dc kabnışsa o arayı kapalmak, o
anda hungj alct işine yarayacaksa
o alctc sanlmak zorundadır. Diş
macunu vc çamaşır tozu da aşağı
yukan aynı zorunluluktan kay-
naklandı. Kötü parantn iyi parayı
kovmasını gcrcklircn ckonomi ya-
saa hcr alanda gcccrli oluyor. Kö-
lü yönlcm i>i yöntcmi, kötü insan
iyi insanı, kötü poütikaa iyi pohli-
kaayı kovahyor. Ama bunlar kalı-
a değil, gcçkâ şeyler. Her şey ycrii
ycrinc oturduğu zaman bunlardu-
nılur.
- llürriyet Genel Yaym Yânet-
meniErtuğrulÖzkök,geçenytlpro-
ma%)>onlardan vazgeçme konusım-
da anlaşma yaptkbğmı. cnuı bunun
ha)t
ata geçirilemediğini, şuruhyse
prontosyonkırı sona cTdnmek için
anla^rHiva \wTtiaya huzvr oldukla-
nnı söylüyor...
MENGİ - Ama bu, olayın do-
ğasına aykın bir şey. Büyük gazcte
yöncucilcri. promosyona hayır
noktasnda anlaşriarsa onlar
kücük gazcte obnariskinidc kabul
etmiş olacaklair.hr. Onlann iradcsı
hir gazctcnin iradcsinin nasıl üzcri-
nc çıkabilir? Bir "D" gazclcsi bu-
gün 150 bin, 200 bin salıyorkcn
Hürriyct, Sabah ve Milliyct bu
olaydan vazgcçüklcn sonra bir
milyonun ûzcrincçıkarsa bu üç ga-
zcte, bbdm söziimüz var, bu sözü-
müa; dcvam cdclim diycbilcccklcr
mi? Dcmcyoccklcr vc dcrncrncfcri
dc gcrckir. O zaman okura, mesle-
ğc haksızlık cdilmiş olur. Vc o
zaman gazctcciliği doğru habcrci-
lik dışında kullanan vc kcndiknıv
dc başka misyonlar vchmcdcn
başka zihniycllcr siyasi, sosyal,
dinsd anlamda sömürmck gibi
olanaklandincgoçirmişolmazmı?
Şu anda Türkiyc'de bir gazcte
okuma ahşkanlığt oluşuyor. Nüfus
arüyor, okur-yazar oranı arlıyor,
ama gazcte okuru artmıyor. Civzc-
lc okurunun artmasına dönük
şartlarda tclcvizyon rckabdi ncdc
niylc darbc yiyor. Bu mücadclcyi
tcrk ctmcmck lazım. Balı'da Idc-
vizyon rckabeu, hatla radyo rcka-
bcti basının doyma noklasına
uktşmasmdan sonra gddi. Ama
Türkiyc'de daha bu doygunluğa
ulaşmadangcldi.
Türkiye'ye üç milyon
gazete yclmez. Yelcr dcrsenb.Tur-
guı Bey'in (Özal) bir zaman söylc-
me Türkiyc'yi götürürsünüz. İki
buçuk gazetc dcmck dc yderli bir
özgürlük ikliminin bulunmadığı
bir ülkc dernektir. Böyfc bir ülkcdc
sağhklı bir demokrasi ohnaz.
Onun için bcn gazcte ürajlannı arl-
ürmaya dönük hcr türtü faaüyctin
gcrckb olduğunu düşünüyorum.
- Peki, ama bu okuyuculur elle-
rinde Hr makasgazeteîerden kupon
kevne)*- mi mahkûm ohttÂlar?
MENGİ - Ben okuyucunun
arşiv yapmak için habcr, bazı
çok bcğcndiği köşc yazılannı
kcsip saklamasını isliyorum.
Umuyorum o günler de gele-
cck. Kupon kcsmc dcmindcn
bcri söylcdiğim gibi o alışkanlı-
ğı kazanacak okuriann bir an-
lamda haarlığını yapmaklır,
onlara yatınm yapmaklır. As-
lında geçenlerde Tan Oral'ın
karikaiüriindc olduğu gibi rûş-
vcttir. Ama rüşvct köıü bir
amaç için verilen bir paradır.
Ben promosyona dönük bu
faaliyclin daha crdcmli, daha
yararlı, daha namuslu bir şey
olduğunu düşünüyorum. Ku-
pon kcsmck kuraya da dönük
olmadığı için sonuçta bir şcyc
talip olanlar kuponu kcsiyor.
Ansiklopcdi bir gün bitccck.
Bundan sonra gazeleier yavaş
yavaş düşünmeye başlayacak-
lar. Balı'da olduğu gibi bir evde
külüphanedc bulunması gerc-
kcn asgari mcvcudu nc olmalı
diyc. Bu asgari mcvcudu bir la-
kım ansiklopcdi vc 100 tanc ki-
tap olabilir. Bu 100 kilabın
nasıl oluşması gerektiğı konu-
sunda gazclckrin promosyon-
lannı yöncten kurullar kafa
yormaya başlayacaklar. İnşal-
lah bunun sonunda da bugün
ulaşmış olduğumuz 3.5-4 mil-
yonluk tiraj yüzdc 10 kaybctse
bu çok büyük bir mulluluk
olur.
UĞUR MUMCU
• Baftarafi I. Sayfada
devrimci atılım mı?
Bu gibi sorulara verilecek yanrtlar da "zamana ve ze-
mine göre" değişiyor.
Şeyh Sait Ayaklanması için "gerici ayaklanmadır" di-
yenlerin başında bir zamanlar Dr. İsmail Beşikçi gel-
mekteydi.
Dr. Beşikçi, "Doğu Anadolu'nun Düzeni" adlı kitabın-
da 197D yılında şu görşü savunmuştu, okuyalım:
- Şurası da bir gerçektir ki Şeyh Sait hareketinin ulu-
sal niteiiği sanıldığı kadar önemli değildir. (...) Bu isyan-
da tamamen dini sioganlar kultanılmış ve hareket Irticai
bir anlamda hareket olmuştur... (s: 312-313)
Aynı Beşikçi, Tunceli Kanunu (1935) ve Dersim Jeno-
sidi adlı kitabında yüz seksen derece ters görüşü sa-
vunmaktadır.
Bu satırtarı da okuyalım:
-Kamalizmin (...) isyanın etnik bir nedeni olmadığını,
şeyhlerin, aşiret reislerinin kendi sınıfsal çıkariannı ko-
rumak için ve fakir halk ytğınlannı sömürmek için giriş-
tikteri gerici bir hareket olduğunu yaymaya ça/rşır. 8u se-
tar pfopagandanm etkili olması istenen hedef, ulusçu de-
mokrat Kûrt unsurlandır. Bunlara, hareket, küçümsene-
rek çirkin "gerici' göstertterek sunulur. (s: 51)
Aynı çelişki, ayaklanmada İngilizlerin parmağı olup
olmadığı konusunda da söz konusudur.
Beşikçi, "Doğu Anadolu'nun Düzeni" kitabında önce
"örneğin, 1925'te Şeyh Sait Isyanı'nın patlak verdiği ilk
gûnlerde Ingiliz silah fabrikalanndan Şeyh Saife çeşitü
silah katatoglannın gelmesi emperyalizmin bu konuda-
ki çalışmalannı doğrulamaktadır" (s: 308) derken son-
ralan şu görüşü savunmuştur:
-Doğu Kürdistan'daki bütün başkaldınlar hep ingiliz-
lerin desteği ile bastınlmıştır. Şeyh Sait isyanında Kürt-
lere ingiMerin yardım ettiği büyük bir aktefrnacaok (Dev-
tetiararası Sömürge: Kürdistan, Alan Yay. 1990, ist. s: 28)
Beşikçi, bu çelişkileri "cezaevinde görvşlerinin
değişmesi" ile açıklamaktadır.
Ayaklanmayı bastıran hükûmetin başbakanı Ismet
inönü ise "Şeyh Sait isyanını doğrudan doğruya Ingiliz-
lerin hazıriadığı ve meydana okartttğt hakkmda kasin de-
liller buiunamamıştır" diyor. (İnönü Ismet, Hatıralar, 2 ki-
tap, Bilgi Yay. 1987. s: 202)
Kemalizmin görüşü de böyle...
1934 yılında çıkarılan "Iskûn Kanunu"nun 10. madde-
sini birlikte okuyalım:
-Kanun, aş/rere hükmi şahsiyet tanımaz. Bu hususta
herhangi bir hüküm, vesika ve ilama müstenid de olsa
tanınmış haklar kaldırılmıştır. Aşiret reisliği, beyliği, ağa-
hğı ve şeyhliği ve bunlann herhangi bir vesikaya veya gör-
gü ve göreneğe müstenid her türlü teşkilat ve taazzuv-
lan kaldırılmıştır. Bu feodal ilişkileri kaldırmaya yönelen
yasama işlemi gerici midir? Yoksa ilerici mi?
Bu işleme ne ad vereceğiz?
"Tutucu" mu diyeceğiz?
İmparatorluktan cumhuriyete geçişi nasıl niteleyece-
ğiz? Hilateti kaldırıp laik düzeni seçmeyi nasıl adlandı-
racağız?
Feodalrteye karşı olan her eylem anti-demokratik yön-
temlerle yapılsa da "ilerici" sayılır. Çünkü kurulu dûze-
nin toprak emekçileri üzerindeki baskı ve sömürüleri
böyle son bulmaktadır.
Çağımızda tutuculuğun, ilericilik ve gericiliğin ölçû-
leri, sınıfsal ilişkilerden çok demokraside ve demokra-
si içinde insan haklarında ve saydamlıkta aramyor. -
Dönelim yeniden özal'a...
Askeri hükûmetin başbakan yardımcısı, daha 1987 yı-
lına kadar 12 Eylül öncesi siyasetçilerin siyaset yasak-
larını savunacak, Avrupa'nın bu yüzyılın başında beninv
sediği iş güvencesini işçilere çok görecek, ama attığı
her adım "(tenc/"sayılacak ve basındaki "Özalgiller
familyası" da Özal'a karşı demokrasiyi savunanlara da
"futucu" diyecekler.
Enflasyon yalnızca paranın değerini düşürmedi, fikir
namusunu da yok etti ve ediyor...
TİSK'ten TÜSÎAD'a destek
İLKİN AYDIN
Başbakan Süleyman Demi-
rel'in Rahmi Koç'a yönelik
söylcdiği sözlcr iş dünyasında
lartışma yarallı. TİSK Başkanı
Refık Baydur," Rahmi Bey'in
bir yılda yapılanlan yctcrli gör-
mcmcsine kaülıyomm" dcr-
ken, TÜSİAD Üyesi İbrahim
Bodur, "Rahmi Bey, hükümet
daha iyi şeyler yapabilirdi, ya-
pılanlar yctcrli değil anlamında
konuşlu. Konuşmasında sert
bir ifadc kullanmadı." dcdi.
TÜSİAD Eski Başkanı Fcyyaz
Bcrker,"Taruşmalan üzülerek
izliyorum" şeklinde konuşlu.
TÜSİAD İsıişare Konseyi
Başkanı Rahmi Koç'un son
konsey toplanusında yaptığı
konuşmasındaki "Bir yıl konu-
şularak gecınldi" sözlerine Baş-
bakan Demirel'in "Bir yıl boşa
gittiyse, sen bu 5 trilyonu naal
kazandın diye sorarlar adama'-
'şeklinde cevap vermesi iş dün-
yası ile hükümet arasında süren
gerginliği tırmandırdı. TÜSİ-
AD Eski Başkanlanndan Fey-
yaz Berker, "'Bu lartışmalardan
uzak durmak isliyorum. Ama
üzülüyorum. Üzülerek izliyo-
rum" dedi. TİŞK Başkanı Re-
fik Baydur, hükûmetin bir yıl
içinde bir çok fclakcllc karşı
karşıya kaldığını unutmadıkla-
nnı belirterek, şunlan söyledi:
"Türkiyc istikrar içinde aya-
ğa kalkan bir memleket. Ancak
Talu: Hem ansiklopedi hem iyi habercilik
• Baftarafi 6. Sayfada
da yapılan açıklamalardan bi-
rindc dc lon hcsabı yanlış yansı-
mış. Ama insan önce şuna
bakar. Diğcr gazclclcr bu habc-
ri yakalamış mt? Bir clcşliri
yaprnak mümkün. İnsan
ansiklopcdi vcrilmcsinc karşı
olabilir, yüksck tiraja da karşı
olabilir, rcnkli gazctcycdc karşı
olabilir. Bütün bunlan anlıyo-
rum. Ama argümanlannı man-
tıklı scçcr.
- Bir huşka eleştiri daha var.
Bu gazeteler promosyon yapı-
yorlar, gazeteler ini şu fiyata xa-
tıyorlar. Bu promosyimları
yapmasalardı, guıetelerini daha
ucuza salsalardı daha iyi olmaz
mıydı?
TALU - Yapmayanlar niyc
aynı fiyattan satıyor? Türkiyc'-
dcki gazcic fiyallan, Balı'daki
alım gücüylc oranlandığında
çok ucuz değil. Ama burada bir
lck ölçü vardır. Promosyon
yapmayan gazclclcrin o zaman
iki bin liraya salılması lazım.
- Promosyonlarla uhnan yük-
sek tirajlar iyihaberin. iyifotoğ-
rafm. iyiyuzının değerini, genel-
de guzeieciliğin önemini kaybet-
lirmiyor mu?
TALU - Gazctcciliğin önemi-
ni sadccc bu ncdcn-sonuç ilişki-
si kayhcllirmcz. Tam lcrsinc...
İnsan gaAîicciysc vc sorumluy-
sa hin kat arttınr. Çünkü 300
hin kişi ycrinc 900 bin kişiye gi-
diyorsunu/. Üslclik bildiğiniz
okuyucu labanının dışında bi-
raz farklılaşmışsını/dır. Yani
loplumsal sorumluluğunuz bu
anlamda daha çok arlmışlır.
Gcrçcklcn gazctcciyscniz dc
çok daha dikkatli vc sorumlu
hareket cdcrsiniz.
- İki gazele de Omo ve İpuna
diş macunu veriyor. Bu tür te-
mizlik maddeierini veren gazele-
ier acaba kendilerini işportaa
gibi hissederler mi?
TALU - Belki dc bcn buna
birbiriylc çclişcn iki farklı nok-
tadan yaklaşıyorum. Birincisi
insanlan çok aplal diyc düşün-
mcmck lazım. ıkincisi dc bu lür
clcşiirilcri yaparak milyonlarca
insanı aplal vc cnayi ycrinc
koymuş olacağız ki bu çok lch-
likcli bir şey. Scçkinci bir yakla-
şım olur. İnsan, insandır. Amc-
rika'da ucuzluk olduğu zaman
insanlar mağazalarda birbirlc-
rini yiyorlar. Burada da ucuz
bir şcyi cldc edcbilmcnin kcndi-
nc göre hcyccanı var. Buna hiç
karşı dcğilim. Birdcötckiyü/ü.
Kırk yılda bir, bir gazcic dc ya-
pabilir bunu. Biz yapmayız.
Ama yapabilcn olabilir.
- Hürriyel. Milliyel, Sahah'm
ansiklopedi dağıimalan imemli
hir kültûr hizmeii ıtiyomz. Bu.
olayın hir yi'mü. Bu aslında üç
hüyük gazete arasındaki en bü-
\iik liraj savaşı değil mi?
TALU - Çünkü cn büyük li-
rajlar ortaya çıklı. Şimdiyc ka-
dar birçok ıjrdj savaşı oMu,
ama bu kadar çok insanı ilgi-
lcndirrncdiği. harckclc gcçinmc-
diği için çok çarpıcı gcİmcdi.
Ansiklopcdi kcsinliklc çok da-
ha saygıdcğcr bir şey. Artı, bü-
lûn bu tür kampanyalara baklı-
ğınızda da bu anlamda cn
büyük lirajı gclircn ansiklopcdi
oldu.
Ama bcn hasamayacagım
kadar çok gazelcyi, asli faaliyc-
tim olan gazclcciliği sağlıklı
yapamayacağım duruma gcldi-
ğim zaman özlcmcm. Bu bizim
sınırlanmız. Bu anlamda baş-
kalannın sınırlan daha csnck
olabilir.
- Bu ansiklopediler'm loplam
maliyeti ne oldu?
TALU - Kabaca söylcmck
gcrckırsc üç gazcte açısından
trilyonluk bir maliycttcn söz
cdiliyor. Bcn dc tam bilmiyo-
rum. Ama bu, tam bir yıla yayı-
lacak birmaliycl.
- Gazeteler bu promosyonlar-
la nereye varacaklar?
TALU - Şu anlamda bakmak
lazım: Promosyonlarla ycni
okuyucuyu gazçtcnizlc buluş-
luruyorsunuz. İnsanlara istc-
diklcri, para da vcrcrck kalıl-
dıklan bir hizmcl yapıyorsanız
bunun bir anlamı var. Ama
Türk basınında bu hayal boyu
böylc mi gidccck? Belki ycni lür
promosyonlar bulunacak, belki
promosyonlar gcrçck anlamını
kazanacak. Çünkü bu, çok gc-
niş bir kavram. İçinde lanıtım
var, başka faaliycllcr var. Ycni
okuyuculann bir bölümü kala-
cak.
hala ihracalı 15 milyar dolar ci-
vannda. Yüzdc 2.5 nüfus artışı-
nın dcvam ettiği gelişme hızının
yüzde 5 veya 5.5 la memleketin
iyi olduğunu söylcmek yanlışlık
olur. Rahmi Bey bunlan ifade
etmiş olmalı. Ancak ifadesi in-
sanlan rencide etmiş olabilir."
Refik Baydur, Detnirerin
işadamlannın partilere gjrerek
politika yapmalan önerisine de
şöyle cevap verdi:
"Politika her yerdcn yapılır.
Dernekten de yapılır, sendika-
dan da yapılır. Yeterki ciddi
tularlı bir politika yapılsm. Bir
dcmck kamuoyuna kendi gö-
rüşlerini yanşıtıyorsa, bu direk
poliüka değil, poliukarun bir
uzantısıdır. Ancak, Türkiye'de
demeklerin , cemiyetlerin hü-
kümetlcr karşısında söz söyle-
me memeleri bir ahşkanlık
yaraünışür. Bu alışkanlığı VeT-
keüneliyiz. Alışkanlığ^ terke-
derken hata yapabiliriz .Ama
sorunlann ancak biraraya ge-
lindiği lakdirde çözüleceğini
unutmamaliYiz."
TÜSİAD Üyesi İbrahim Bo-
dur ise, ekonomik ve sosyal
demeklerin siyasete girmelerine
karşı olduğunu belirtti. Bodur,
"Ben Sanayi Odasında görev
yapuğım sürece bunu savun-
dum. Siyasetin yolu başkadır.
Bu gibi kuruluşlann siyasi bir
amacı olmamalıdır" dedi. Bo-
dur. Rahmi Koç'un "Bir yıl
konuşularak geçli" sözlerine
ilişkin de şunlan söyledi:
"Ben bunlan Rahmi Bey'in
kişisel görüşleri olarak görüyo-
rum. 1992 yılında yapılan şey-
lcrdc olmuştur. Her şeyin bir
yılda çözümünü bckleyemessi-
niz. Var olan problemter 92'nin
problemleri değildir. 92,91'den
kötü olsaydı o zaman söyler.e-
bilirdi. Kalkır.ma hızı gjbi veri-
ler kötü sonuçlar göstermiyor.
İyiyc doğru gjdiş var. Ancak
Rahmi Bey, her halde," konu-
şulanlara göre az şey yapıldı**,
ya da" Daha çok şey yapılabilir-
di" dcmek istedi. ustelik, sert
bir ifade kullanmadı"
Hafta içerisinde ANAP'ai
üyc olan Rahmi Koç'un kız
kardeşi Sevgi Gönül ise, Demi-
rel'in verdiği cevap ile ilgili ola,-
rak konuşmaktan kaçmarak"»
"Rahmi Bey, bir kuruluş adınS
konuştu. Cevap verilecekse yi-
nc O kuruluş karar verir" de-
mcklcyetindı.