27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3OCAK1993PAZAR* CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 17 GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK M Baftarafi I. Sayfada diyor, ama sıra yapılması gerekene geldimi..." Dışişleri Bakanı sözünü, "Yanç/z/yor/ar"diyetamam- lamıyor. Fakat çarptcı örnekler vermeyi ihmal etmiyor. ûrneğin özel temsilciler David Owen ile Cyrus Vance'ın son güne dek barış görüşmelerinin iyi gittiğinden söz açtıklarını, genel sekreterin de aynı havada olduğunu söylüyor. Cenevre Konferansı'ndan önceki saatlerde başkentte bir beklenti havası egemendi.' Ya Sırplar duracak ya da müdahale getecefr "ti! Basbakan, "Cenevre 'fos' çıkarsa, Bosna-Hersek için 'bir şeyler' beklendiğini" söylüyor. Ankara'ya göre, Güvenlik Konseyi, "asgariden hava- dan müdahale karan çıkarmaya mecbur'öu. Çünkü Batı, dünya önünde "ievkalade güç duruma düşmüş'tü. Demirel, Antalya'da Fransa Cumhurbaşkanı Mrtter- rand'la konuşurken şöyle demiş: "Amerika olmayınca Avrupa bir şey yapamıyor, Amerika olmayınca Avrupa '- nın mülkiyeti savunması mümkün değil, diyorlar." Mitterrand, artık Saraybosna için "bir şeyler yapılma- sına" yantı. Cenevre zirvesinde sonuç alınamazsa, BM Güvenlik Konseyi'nin askeri güç kullanılmasına izin ver- mesini savunduğunu, dün haber ajansları bildiriyordu. Soru: Güvenlik Konseyi havadan müdahale karan alırsa, harekataTürkiye katılacak mı? Başbakan1 ın yanı- t: "Katılacağız!" Ne var ki, "uçakların menzili Türkiye'den kalkıp Bosna-Hersek'e gidip dönmeye elverişli değil." Genel- kurmay'dayapılanplanlamayagöre, "UçaklarınItalya- da bir yerde konaklarnası gerekiyor" Hükümeti ve askeri kaynakları asıl düşündüren sorun kara harekatı önemsenecek varsayımlar Hükümet kaynakları örnek olarak Somali'yi gösteri- yor. Askeri birliğimiz Somali'ye bir aylık yiyecek depo- lanmış lojistik bir gemiyle gitti. O gemiyi çalışır halde tutmak için 600 kişiye gereksiniliyor. Üç yüz askerin lo- jistigini, ikmalini yapabilmek için altı yüz kişi gerekiyor. Somali'ye başlangıçta 80 milyar harcandı. Her ay altı milyar Istiyor. Altı aylık masraf, 116 milyar olarak hesap- landı. Bu örnek rakamlar, Bosna-Hersek'e yapılacak askeri bir müdahalenin maddi sınırlarını çiziyor. Insani değer- lerin dışırtda devlete maliyetini özetliyor. öte yandan, Kıbns Türk yönetiminin Ankara'nın olası tutumundan duyduğu kaygılar -bir üst yetkilinin bize söylediğine göre- tamamen giderildi. KKTC'yi "sıfcınfıya sokacak hiçbir girişim" öngörül- müyor. Güvence verildi. Hatta, KKTC'yi rahatlatacak kimi varsayımlar üzerinde duruluyor. örneğin, tederasyon tezinin giderek zayıflaması kar- şısında Kıbns'ta "bağımsız iki devlet" anlayışı doğabilir mi, doğamaz mı? Bu sorunun yanrtının uluslararası plat- tormda değer kazanıp kazanmayacağı tartışılıyor. Tartişmaların içeriğinde elbette uluslararası konjonk- türdeki gelişmeier önemli yer tutuyor. Kıbns sorununa kendilerine göre çözüm arayan Batı'nın, karşımıza bas- ka bir sorunla, örneğin Kürt şantajıyla çıkması olasthğı da özenle inceleniyor. 93'te hayli ilginç günler geliyor. Özkök: Güçlü olaıı ayakta kalacak • Baftarafi 6. Sayfada kilenmck gcrckir. Dünyada cşi olmayan bir promosyon kampanyası yaşıyoruz şu anda. Bu. serbest piyasa. Güçlü olan ayakta kalacak. Biz kcndimizc, finansal dcngclcrirnizc, vcrdiği- miz ürünün nitcliğinc güvcni- yoruz. - Promosyonlarla alınan yük- sek tirajlar bir anlamda iyi hahe- rin, iyifotoğrafm, iyiyazının, iyi karikalürün değerini düşürmü- yor mu sizce? Bazı gazete yöne- Ikileri, ben promosyonla tiraj alıyorumya. diye düşünebilir. ÖZKÖK - Şu açıdan bak- mak laarn buna. İyi gazetc, iyi habcr, iyi fotoğraf, iyi köşc ya- nsı, iyi karikalür, iyi ckonomi sayİası... Böylc bir gazeieyi 500 bin mi satmak daha iyi, yoksa üaerinc promosyon cklcyip bir milyon mu satmak daha iyi? Medyanın amacı iirünü ulaşur- makur. Biz bunu ulaştınyoruz. Sall bir cntclcktücl gözlc baktı- ğınız zaman promosyon vs di- ycrek dudak bükülebilir. Ama biz bu gazclcyi mümkün olan cn çok sayıda insana götürüyo- ruz. Uyuştunıcu satmıyoruz, gazcic salıyoruz. Bir aydın, bc- ni daha çok gazcic salüğım için clcşuriyorsa o onun bilcceği iş. Bu inanış Türkiyede vardır. Aydınlar bir gazcte nc kadar az salarsa onun o kadar dcğcrli ol- duğuna inanıyor. Gcnçliğimde bcn dc yaşadım bu olayı. Bir dcrgi çıkarmışlık. Dcrgi çok lu- lulup bin filan salmaya başla- yınca cndişclcndik, bu kadar çok satiığına göre acaba köıü mal mı çıkanyoruz diyc. Bugün promosyonla Hürri- ycl'in lirajı artü. Hcm üraj artu, hem dc bcn tirajı arımış bir ga- zclcnin hem yazan, hcm dc ge- ncl yayın müdüruyüm Bundan daha kcyifli nc olabilir ki? - Sabah guzetesi Genel Yayın Yönetmeni Zafer Mutlu yakla- şık bir ay önce Nokta dergisine verdiği demeçleki sözleriyk epevce lepkialdı... ÖZKÖK - Bcn onun söylc- diklcrini kötü formülc cdilmiş sözler olarak kabul ediyorum. Çünkü mcsclcyi, sloganlardan M ullu'yu savunmak clbcuc ba- na düşmez, O sözleri bcn dc clcştirdim. Ama şu sözlcri dc ycrli ycrinc koymak gcrck. Nc diyor? Biz ticari bir mela ürcli- yoruz. Bundan para kazanmak zorundayız. Çünkü zarar cdcr- sck bu zaran birilcrinin karşıla- ması gcrckir. Bu zaran kim karşılayacak? Ya hükümet, ya bir çıkar kuruluşu, ya bir siyasi parti, ya uluslararası bir kuru- İuş, ya bir spor kuruluşu. Büıün siyasi kuruluşlardan. çıkar ku- ruhışlanndan bağjmsız bir ga- zcic çıkarmak isiiyorsam bu- nun kar gclircn bir mcla olması gerck. Bu açıdan baktığımzda karlılık csası doğrudur. Ama biz bu işi sadccc kar ctmck için yapıyoruz, dcrsck doğru değil. Çünkü sadccc kar clmck için iyi bir yalınm alanı değil basın. Sa- dccc kâr clmck istiyorsanız çok daha kârlı alanlar var, oraya gj- dcrsiniz. Bunu yapıyorsanız çok fazla kâr clmcmcyi gözc al- mışsınız. demeklir. - Ama. bcn doğru haber ver- mekle vükümlüdeğilim, diyor... ÖZKÖK - O görüşe katılmı- yorum. Biz bir kamu hizmcti yapıyoruz. Bizim misyonumuz yok. Bcn, kamuoyu oluşlur- mak kavramına karşıyım. Bcn ncdcn kamuoyunu oluşlura- yım? Biz, kamuoyunun scrbcst- çc oluşmasını sağlayacak bilgj- lcri vermcklc yükümlüyüz. Yoksa bcn hcr gün bir adamın kafasına vunır gibi kamuoyu oluşturmaya çalışsam bu hiç dc dcmokraük bir davranış olmaz. - Bir de. Türkiye'de üç büyûk gazete lekcl olufturdu, bu durum dünyadaki anti-kartel yasaları- na aykırıdır, yolunda cleştiriler var... ÖZKÖK - Dünyada hiçbir lckcl kcndisini oriadan kaldır- ına pahasına böylc bir olaya gircr mi allahaşkına? Ekonomi- dcn şu kadar nasibini almış kimsclcr bunu söylcycbilir mi? Dünyanın ncresindc bir lckcl kcndi ürününü oriadan kaldır- mak için savaşa gircr? - Sabah gazeiesinin, sizin Amerika'du burs verme katn- ne getirmediğiniz yolunda hir suelamusı vardı... ÖZKÖK - Milli Piyango İda- rcsi'nin kanunu yorumlama biçiminc bakmak gcrck. Biz ABD'dc 101 tanc burs vcriyo- ruz. Bu, dcvlciin yapmadığı bir şey. Bunun bizc yıllık maliyeti larihinin cn şcrcfli basın kam- panyastyla karşı karşıyaytz. Nc mutlu ki Türkiyc'de 2.5 milyon ek insan ansiklopcdi için kupon kcsiyor. Bu ülkcdc bir kilap üç bin satarsa licari başandır. Dü- şünün... Bence yıhn basın olayı ansiklopcdi kuponu kcscn oku- çok yükscklir. Bu/slan vermcz- yucudur. Hepımbdn düşünmcsi sck bu halk bizi icfc koyar. Biz gereken bir şey var bu olgu kar- şısında. Madem bu ülkedc bil- giyc karşı bu kadar susuzluk var, biz niyc çok gazcte salamı- yoruz? Niye kilap salılmıyor? Niyc sizin gazcic 50 bindc İcalı- , ... ^ , yor? Niye Yaşar Kcmal'in kiia- vcrirkcn karşılaşıyoruz. İzahct- bı 5-10 binde kalıyor? Biz bu mck güç. Çok iyi bir iş yaptığı- tirajlara ulaşamıyorsak bunun nızı düşündüğünüz bir strada cngcllcmclcr geliyor. Ama biz kanunlar çcrçcvcsindc davran- maktan yana olan bir gazcteyiz. Burada bir aksaklık varsa da bu bursu vcrmck isliyoruz, vc- rcmczsiniz, diyorlar. Biz dc vc- ririz diyoruz. Burada kanunun yorumunda csnckliğc ihliyaç var. Biz otomobil vcrirkcn zor- luklarla karşılaşmıyoruz, burs çıkanp bakmak lazım. Zafcr panyantzda taahhüllerinizi yeri- düzcltccck şcylcri yaplık. Hür- riyct gazclcsi genel yayın mü- dürü olarak mücsscscm adına bu icminatı vcriyorum. - Bir elt'ştiri de, gazeleier pa- raları bu promosyonlara harca- yacak yerde daha iyi haberciliğe, insana yalirtm yapsalar daha iyi olmaz mij volunda... ÖZKÖK - Diğcr scktörlerlc kıyasladığtnızda, cn azından kcndi gazctcm için söylüyo- rum, basın scktöründcki ücrcl- lcr o kadar düşük değil. Daha iyi olamaz mı? Olur. İnsana da- ha fazla yaunm yapmamız ge- rekiyor mu? Gerekiyor. Ama promosyondan tasarruf cttiği- nizparayı öbür larafa akianrsı- nız, diyc bir şey dc yok. Oraya da buraya da yalınm yapacak- sınız. - Okuyucu sürekli kupon kes- meye mi mahküm edileeek? ÖZKÖK - Kupon ycni bir şey değil. Aynca okuyucuyu cnayi bir varlık olarak görmc- mck gcrck. Kupon kcscn ada- mın da bir manlalilcsi var. Bu adam ncdcn kupon kcsiyor? Tarihindc hiç olmadığı kadar çok kupon kcsiyor. Otomobil vcrdiğimi/. /aman 100 bin tiraj alıyoruz. Ansiklopcdi vcriyo- ruz diyc tirajımız 700 bin birden arlıyor. Bu okuyucu küçümsc- ncbilir mi? Bericc Türk basın ncdenlcrini araşlırmak lazım. En cnlclekıücller daha fazla baksınlar buna. Bilgiyc bu ka- dar büyük bir susuzluk var bu ülkcdc l>etnck ki hiz htı pa/an daha kcşfedcmemişiz. Bundan çıkanlacak dcrs bu. Gcrisi ma- sal. - Promosyonlarla gazeleier nereve varacak? ÖZKÖK - Şu anda Türk ba- sınının üç lanc, bir milyonun üzerinde satan gazclcsi var. Fransa'da bir lanc bir milyo- nun üzerinde satan gazcic yok. 250 milyon nüfuslu ABD'dc bir milyonun üzerinde salan sanı- yorum sadçcck üç gazcic var. Burada bizim gcldiğımız nokla çok ilginç. Biz üç gazcic birden piyasaya çıklık. Vc üç gazelcyi toplam üç milyofta yakın insan alıyor. Ve belki de bunlann hcpsi üç gazelcyi birden alıyor. Sonunda nc olacak? İnsanlar bu gazetclcrden birini lenah cdccck. Burada biz kcndimizi çok şansh görüyoruz. Çünkü yaplığımız ürünün çok kalileli olduğuna inanıyoruz. Biz oku- yucunun bu kalileli ürünü ler- cih cdcccgine inanıyoruz. Türkiyc, Türk loplumu çok hızlı dcğışiyor. Popûlcr gazctc- lcr salıyor da niyc bir zamanlar fıkir gazelesi dcnilcn gazcteler cskisi kadar satmıyor? Belki de bu gazeleier yeni bir müştcri profılini yakalamakla zorluk çckiyorlar. Bu promosyonlar da geçecck. Gcçliği /aman gcri- yc kalileli gazclclcrin lortusu kalacak. GOZLEM Mengi: Bu iş artık lotaryacılıktan çıkb miştir. Kurumlar vergisinde ya- OLAYLABEN ABDINDAKI GERÇEK • Baftarafi 1. Sayfada nomik çerçeve içinde duşûnmek, bu bakımdan güçleşiyor. Koalisyon hükümetinin kar- nesinde enflasyon notu kmklır. Ancak iyi nolİar aldtğı böHimler de vardtr; kalkınma hızı ya da dışsattm komdarmda atumlu hir gelifme izleniyor. ASAPikıida- rmm mirasını bir yılda temizle- menin olaruıksnlığı da uçıkttr. Ne varkıbu alanda TÜSİA D 'ın • 'imgelediği büyük patronlarm Mİisyon hükümetine karşı tu- tumunu yalnız geçmiş yılın bi- lançosuna dayanarak açıkla- mak kolay değil. Çünkü tarlifmanın özü, daha somut konuiara dayanıyor; çu- lışma yaşammda demokratikleş- meyi öngören ILO sözleşmesi büyük iş çeyrelerini tedirgin eı- Patronlar hükümete Baparafi 6. Sayfada Gchşnrı Hachctlc ansiklopcdisi lamamcn güncclfcşürilcrck hazır- lanıyor. Vc aşağı yukan Türkiyc'- dcki kapasiic lümüylc dolduğu püması öngörülen değişiklikler iç>n hazırhğını, baskısını Avnıpa"- tepki yaratmıştır. Otomoiiv. da yapünyoruz. - Malivei ne oidu'.' MENGİ - MaKyct ya da pro- mosyon olarak okura döncn mik- hükümeii tar yüzdc 40'ı buluyor. Yani gaas tcnin aşağı yukan yartsma yakın böiümü gazctc okuruna dönmüş da TÜSÎADın başını çeken bü- ohıyor. Bu, gazddcrin başına bcla yük sermayenin, kücük ve orla nu aÇT)W- fdakctc mi götürüyor sermayeriyi vapısmda örgütle- sorusu da sorulabilir. Hayır, fda- yen TOBB ile sünüşmesi de oia- kcte götîırmüyor. Gazctelcrin 15-3 milyon arasında dcğişcn gün- Kik nct satış orlalamalan ilk kcz 3.5-4 miryona çıku. Bu, aşağı yu- kan yüzdc 35 oranında bir ncı artış ifadc cdiyor. - Yeniokuyucukitlesimivarattt? MENGİ - Bu arüş iki ncdcndcn kiyenin aydmlık bir vaklaşımla kaynaklanıyor Birincisı, ansikk> (kmokrasiyi eksiksiz kurması, Pcdi cdinmck islcycn okurbr, ga- zcic okurian oldu. Bir dc, birden ilaç, eleklronâi endüstrisinde devlet himayesinin oranları üze- rindeki lartışma da hüyük pal- ronlarla koalisyon arasındaki ilişkilerietk ilemiştir. Bu karşılıkh etkilesim sırasm- yın anlammı saydamlaşUrmaya yardım etmektedir. Sonuçta bu saydamlasmanın yararh olduğu da söylenebilir. Çünkü 12 Eylül'den sonra aüre- gelen yasaklar oriamında sap ile saman birbirine karışmıstı. Tür- '83 rejinri'ni geride hırakması gerekiyor. İlginç olan hir nokla da şu: 1993 Tûrkiyesi'nde koalisyon hükümeiine karşı -husta A NA P- siyasal partilerin muhalefeli ge- ride kalıyor; büyük iş çevreleri ve TÜSIA D öne çıkıvor. • • • 1. Sayfada boynt ekkdi. hükümette, diya- log kuracakiarı bakan bulama- maktan yakınan TÜStAD çev- releri, "Ya bize cukkacı yaftası yapıştıranlarla ya da harikalar diyannda gezen Alislerle diyalog kurmamız isteniyor, bunda zorlımyoruz" diye konuşu- yorlar. Hükümet ile TÜStAD arasın- daki gerginfifin son 1 yıldan bu yana ürmamnasına yol acan ba- zı unsurlar şöyle: Hükümet, temmuz ayında çı- kardığı bir yasa ile kurumlar verBisindeki istisna ve muafiyet- leri taldırrmş, vergi oranının ise yüzde 23'tn düşük olamayaca- ğını hükme bağlarmstı. Yasanın yürtrlük ürihi, 1 Ocak 1993 olaıak öngftrülmüştü. Bu yola gidtunesiıra ana nedeni, kâğıt üzerinde ytzde 46 olarak gozü- ketı ama ç>k sayıda istisna ve mıufiyetle delinerek uygulama- da Tüzde flar düzeyine inmiş bulınan kırumlar verjnsini uy- gubnabilir îale getirmekti. An- '-başta TÜStAD olmak üze- ı^, ssrmaytfevreleribuuyşula- marçı karşı çıktılar. TÜSİAD, kara çıknu gerekçesini, yeni verji oranna bağlamaktan ka- çuvzrak yasmın yıl ortasmda çı- karklıSı, ddayısıyta geriye isletil- difti iddiasna bağladı. Ktücüme; Uluslararası Çahş- mm örgtltü TLO) yükümklülük- leriıe parakl bir yasa hanrlaya- rafcc işçinir iş yaşamındaki gü- v«rcrelerini vurgulamak istedi. TtJSlAD, hırada da memnuni- yecxzügini Hle getirerek söz ko- n t u ı uygukmanın tam rekabet ko^ıllannıters dflşecejiııi ileri Hükümet, Türkiye'nin AT nezdindeki yükümlülüklerini ye- rine getirerek, daha önce vermiş bulundugu taahhütler uyannca ithalattaki koruma oranlarını düsürmek istedi. Ancak başta otomotiv sektörü, ilaç sanayü, eleklronik ve elektronik yan sa- nayii temsilcileri olmak üzere, bu girişime, TÜSİAD çevreleri agulıklı itirazlarda bulundular. TÜSİAD çevreleri, bu geliş- melerin ardından, hükumetle ilişkilerde gelinen noktayı Cum- huriyet'e şöyle değerlendirdiler: "Asbnda mesele, diyalog ko- pukluğundan kaynaklanıyor. Sayın Başbakan'ın cümlelerinde ifade bubnuş trilyonlara hükme- den bir camia varsa, bu ölçüde önemli kararlarda görüşünün ahnması gerekmez mi? fazla ansiklopcdi abnak içjn birden fazla gazcte ahnaya başJayan okuriar ohışmaya başladı. Basının. daha doğrusu yanşan gazclclcrin önünde şimdi iki olay var. Birisi, ycrıi okuriardan oluşmuş bir jüri- nin önünde olması. Amaç pro- mosyon biuiktcn sonra da bu gazeteyi atma ihüyaanı sağjamak. Ikincisi vc çok daha öncmlisi, cski okuriannız şu anda sizin ga/cıcnızi bttşka ansiklopcdilcri dc cldc cdc- btbnck için almakia olduğu diğcr iki gaaScylc biriiktcalıyor. Dolayı- sıyia sizi scçmiş olan okuyucu hcr gün ıckrananan btr kıyaslama igndcdir. Bu, hcr üç ga/ctc için dc gaccrlidir. Bu kampanyalar bitük- ıcn sonra gdcnckscl okuriann da, lakım dcğışürmcsi gibi ga/ctc dc- ğişlirmcsi dayı bulunuyor. Bu ola- yı görcn vc icabını yapan gazeleier ansiklopcdi promosyonundan da- ha çok yararlanacaklardır. Bunun handikaplan da var. Tcsislcr gcnclliklc, 5OM0O-700 bin ürajh ga>ı*cfctc göre kurul- muş. Birdcnbirc bir misli fazla li- rajla karşlaşmaı akşarn saai 8'dc baskıya gircn gaAîtclcrin öğlcdcn sonra 2'dc, 3'lc baskıya gjrmcsi gi- bi zorunluluklar doğuyor. bu iş soluklu, kavgayı all ûrctim kat- manlanna kadargcçircbilcn doku- larda daha başanh sonuç alacak. - Pramosyonlar hiılikktı sanru okuyucu tercihiniyapar, bir gazele- yi nrıHı etkr. Bu neaenk çok daha iyi ürün vermek girekıiğffii söyk'di- nt. Yalntz, SahcJi'm Gcnd Yaym Yönetmeni Zafer Mutlu Nukta'ya verdiği demeçte, henim gazetem okuyuıvya doğru haher wrmekk yükümHi ck-ğikJir giN sözkr söyk- mişii. Bu, gazeleyv olan güveniyok etmez mı? MENGİ - Edcr tabii. Ama şu gcrçcğj dc bilmck laam. İnsanlann kavga anında söylcdiklcri şcyfcr vardiT. Kavga anında söylcncn şeyler ya inat için söylcnmişlir ya kızgınhkla lam olarak süzgcçtcn gcçmcdcn ağızdan çjkmtş sözlcr- dir. Yani insan o anda akhndakinı söyfcmcz dc karşıandakini kızdı- racak neysc onu söykr. Zafcric bcn aşağı yukan sckiz yıldır bura- da biriiktc çahşıyonız. Zafcr'in ga- /TdccıHk. hizmcl, namus anlayışını vc mücadckja karaklcrini dc bili- yorum. O sözlcr Zafcr"in alcyhinc çok fazla kullanıldı. Olayın üzcrin- dcn oir ay gcçti, hâlâ kavgayı vcrcn gazcteler birinci sayfadan umak içinde, bunu Sabah'ın anlayışı, Sa- bah'ın gerçek poliükasıymış gjbi yaymaya çalıştılar. Bunun böylc olmadışnı bibyorum. Zafcr'i lanı- yanlar da bilir. Sckiz yıldır Sabah'ı okuyanlardabilir. - Promosyonlarla alauın bu yük- ::.-k lirajlar dikkallcri ikinci ürüne çevirdiği için iyi haber, iyi yazı. iyi foloğraf, iyi kurikatürün değerini, bir anlamda gazeteıiliğBi değerini azultnvyor mu siztv? MENGİ - Promosyona konu olan ürün gcrçcklcn ilgiyc layıksa gaAScnin önünc gcçcbilir. Yani so- nuçta birarahk areiklopcdi gazöc- nin önünc gcçmişü. Haliha/ırda da gazclclcrin gclcnckscl okurlan- nın üzcrindcki sayılann lümü için kuponu kcsilmcktc olan ansiklo- pcdi amaçlır. Bizim yapmaya ça- hşlığımız şey ansiklopçdiyi amaç cdinmiş kişiİcrc gazeteyi amaç hali- nc gcürmck. Biz. bunu sağjamaya çahşıyoru/, Ama labii ki ncyi sora- cağınızı biliyorum. Dişmacununu, Omo'yu soracaksınız. - Gazele ytineiiaw bunJarı verir- ken kendmi ifportacı gibi hissetmez mi? MENGİ - Tabii ki. Ama şu var. Bunu yaprnak bir gazcic yöncticisi için hoş görülmcycbilir. Ama bazı zamanlarda öyİc konjonklürlcr oluşuyor ki satışı arturmak vc bu saüşla önc gcçmck ya da çok gcri- dc kabnışsa o arayı kapalmak, o anda hungj alct işine yarayacaksa o alctc sanlmak zorundadır. Diş macunu vc çamaşır tozu da aşağı yukan aynı zorunluluktan kay- naklandı. Kötü parantn iyi parayı kovmasını gcrcklircn ckonomi ya- saa hcr alanda gcccrli oluyor. Kö- lü yönlcm i>i yöntcmi, kötü insan iyi insanı, kötü poütikaa iyi pohli- kaayı kovahyor. Ama bunlar kalı- a değil, gcçkâ şeyler. Her şey ycrii ycrinc oturduğu zaman bunlardu- nılur. - llürriyet Genel Yaym Yânet- meniErtuğrulÖzkök,geçenytlpro- ma%)>onlardan vazgeçme konusım- da anlaşma yaptkbğmı. cnuı bunun ha)t ata geçirilemediğini, şuruhyse prontosyonkırı sona cTdnmek için anla^rHiva \wTtiaya huzvr oldukla- nnı söylüyor... MENGİ - Ama bu, olayın do- ğasına aykın bir şey. Büyük gazcte yöncucilcri. promosyona hayır noktasnda anlaşriarsa onlar kücük gazcte obnariskinidc kabul etmiş olacaklair.hr. Onlann iradcsı hir gazctcnin iradcsinin nasıl üzcri- nc çıkabilir? Bir "D" gazclcsi bu- gün 150 bin, 200 bin salıyorkcn Hürriyct, Sabah ve Milliyct bu olaydan vazgcçüklcn sonra bir milyonun ûzcrincçıkarsa bu üç ga- zcte, bbdm söziimüz var, bu sözü- müa; dcvam cdclim diycbilcccklcr mi? Dcmcyoccklcr vc dcrncrncfcri dc gcrckir. O zaman okura, mesle- ğc haksızlık cdilmiş olur. Vc o zaman gazctcciliği doğru habcrci- lik dışında kullanan vc kcndiknıv dc başka misyonlar vchmcdcn başka zihniycllcr siyasi, sosyal, dinsd anlamda sömürmck gibi olanaklandincgoçirmişolmazmı? Şu anda Türkiyc'de bir gazcte okuma ahşkanlığt oluşuyor. Nüfus arüyor, okur-yazar oranı arlıyor, ama gazcte okuru artmıyor. Civzc- lc okurunun artmasına dönük şartlarda tclcvizyon rckabdi ncdc niylc darbc yiyor. Bu mücadclcyi tcrk ctmcmck lazım. Balı'da Idc- vizyon rckabeu, hatla radyo rcka- bcti basının doyma noklasına uktşmasmdan sonra gddi. Ama Türkiyc'de daha bu doygunluğa ulaşmadangcldi. Türkiye'ye üç milyon gazete yclmez. Yelcr dcrsenb.Tur- guı Bey'in (Özal) bir zaman söylc- me Türkiyc'yi götürürsünüz. İki buçuk gazetc dcmck dc yderli bir özgürlük ikliminin bulunmadığı bir ülkc dernektir. Böyfc bir ülkcdc sağhklı bir demokrasi ohnaz. Onun için bcn gazcte ürajlannı arl- ürmaya dönük hcr türtü faaüyctin gcrckb olduğunu düşünüyorum. - Peki, ama bu okuyuculur elle- rinde Hr makasgazeteîerden kupon kevne)*- mi mahkûm ohttÂlar? MENGİ - Ben okuyucunun arşiv yapmak için habcr, bazı çok bcğcndiği köşc yazılannı kcsip saklamasını isliyorum. Umuyorum o günler de gele- cck. Kupon kcsmc dcmindcn bcri söylcdiğim gibi o alışkanlı- ğı kazanacak okuriann bir an- lamda haarlığını yapmaklır, onlara yatınm yapmaklır. As- lında geçenlerde Tan Oral'ın karikaiüriindc olduğu gibi rûş- vcttir. Ama rüşvct köıü bir amaç için verilen bir paradır. Ben promosyona dönük bu faaliyclin daha crdcmli, daha yararlı, daha namuslu bir şey olduğunu düşünüyorum. Ku- pon kcsmck kuraya da dönük olmadığı için sonuçta bir şcyc talip olanlar kuponu kcsiyor. Ansiklopcdi bir gün bitccck. Bundan sonra gazeleier yavaş yavaş düşünmeye başlayacak- lar. Balı'da olduğu gibi bir evde külüphanedc bulunması gerc- kcn asgari mcvcudu nc olmalı diyc. Bu asgari mcvcudu bir la- kım ansiklopcdi vc 100 tanc ki- tap olabilir. Bu 100 kilabın nasıl oluşması gerektiğı konu- sunda gazclckrin promosyon- lannı yöncten kurullar kafa yormaya başlayacaklar. İnşal- lah bunun sonunda da bugün ulaşmış olduğumuz 3.5-4 mil- yonluk tiraj yüzdc 10 kaybctse bu çok büyük bir mulluluk olur. UĞUR MUMCU • Baftarafi I. Sayfada devrimci atılım mı? Bu gibi sorulara verilecek yanrtlar da "zamana ve ze- mine göre" değişiyor. Şeyh Sait Ayaklanması için "gerici ayaklanmadır" di- yenlerin başında bir zamanlar Dr. İsmail Beşikçi gel- mekteydi. Dr. Beşikçi, "Doğu Anadolu'nun Düzeni" adlı kitabın- da 197D yılında şu görşü savunmuştu, okuyalım: - Şurası da bir gerçektir ki Şeyh Sait hareketinin ulu- sal niteiiği sanıldığı kadar önemli değildir. (...) Bu isyan- da tamamen dini sioganlar kultanılmış ve hareket Irticai bir anlamda hareket olmuştur... (s: 312-313) Aynı Beşikçi, Tunceli Kanunu (1935) ve Dersim Jeno- sidi adlı kitabında yüz seksen derece ters görüşü sa- vunmaktadır. Bu satırtarı da okuyalım: -Kamalizmin (...) isyanın etnik bir nedeni olmadığını, şeyhlerin, aşiret reislerinin kendi sınıfsal çıkariannı ko- rumak için ve fakir halk ytğınlannı sömürmek için giriş- tikteri gerici bir hareket olduğunu yaymaya ça/rşır. 8u se- tar pfopagandanm etkili olması istenen hedef, ulusçu de- mokrat Kûrt unsurlandır. Bunlara, hareket, küçümsene- rek çirkin "gerici' göstertterek sunulur. (s: 51) Aynı çelişki, ayaklanmada İngilizlerin parmağı olup olmadığı konusunda da söz konusudur. Beşikçi, "Doğu Anadolu'nun Düzeni" kitabında önce "örneğin, 1925'te Şeyh Sait Isyanı'nın patlak verdiği ilk gûnlerde Ingiliz silah fabrikalanndan Şeyh Saife çeşitü silah katatoglannın gelmesi emperyalizmin bu konuda- ki çalışmalannı doğrulamaktadır" (s: 308) derken son- ralan şu görüşü savunmuştur: -Doğu Kürdistan'daki bütün başkaldınlar hep ingiliz- lerin desteği ile bastınlmıştır. Şeyh Sait isyanında Kürt- lere ingiMerin yardım ettiği büyük bir aktefrnacaok (Dev- tetiararası Sömürge: Kürdistan, Alan Yay. 1990, ist. s: 28) Beşikçi, bu çelişkileri "cezaevinde görvşlerinin değişmesi" ile açıklamaktadır. Ayaklanmayı bastıran hükûmetin başbakanı Ismet inönü ise "Şeyh Sait isyanını doğrudan doğruya Ingiliz- lerin hazıriadığı ve meydana okartttğt hakkmda kasin de- liller buiunamamıştır" diyor. (İnönü Ismet, Hatıralar, 2 ki- tap, Bilgi Yay. 1987. s: 202) Kemalizmin görüşü de böyle... 1934 yılında çıkarılan "Iskûn Kanunu"nun 10. madde- sini birlikte okuyalım: -Kanun, aş/rere hükmi şahsiyet tanımaz. Bu hususta herhangi bir hüküm, vesika ve ilama müstenid de olsa tanınmış haklar kaldırılmıştır. Aşiret reisliği, beyliği, ağa- hğı ve şeyhliği ve bunlann herhangi bir vesikaya veya gör- gü ve göreneğe müstenid her türlü teşkilat ve taazzuv- lan kaldırılmıştır. Bu feodal ilişkileri kaldırmaya yönelen yasama işlemi gerici midir? Yoksa ilerici mi? Bu işleme ne ad vereceğiz? "Tutucu" mu diyeceğiz? İmparatorluktan cumhuriyete geçişi nasıl niteleyece- ğiz? Hilateti kaldırıp laik düzeni seçmeyi nasıl adlandı- racağız? Feodalrteye karşı olan her eylem anti-demokratik yön- temlerle yapılsa da "ilerici" sayılır. Çünkü kurulu dûze- nin toprak emekçileri üzerindeki baskı ve sömürüleri böyle son bulmaktadır. Çağımızda tutuculuğun, ilericilik ve gericiliğin ölçû- leri, sınıfsal ilişkilerden çok demokraside ve demokra- si içinde insan haklarında ve saydamlıkta aramyor. - Dönelim yeniden özal'a... Askeri hükûmetin başbakan yardımcısı, daha 1987 yı- lına kadar 12 Eylül öncesi siyasetçilerin siyaset yasak- larını savunacak, Avrupa'nın bu yüzyılın başında beninv sediği iş güvencesini işçilere çok görecek, ama attığı her adım "(tenc/"sayılacak ve basındaki "Özalgiller familyası" da Özal'a karşı demokrasiyi savunanlara da "futucu" diyecekler. Enflasyon yalnızca paranın değerini düşürmedi, fikir namusunu da yok etti ve ediyor... TİSK'ten TÜSÎAD'a destek İLKİN AYDIN Başbakan Süleyman Demi- rel'in Rahmi Koç'a yönelik söylcdiği sözlcr iş dünyasında lartışma yarallı. TİSK Başkanı Refık Baydur," Rahmi Bey'in bir yılda yapılanlan yctcrli gör- mcmcsine kaülıyomm" dcr- ken, TÜSİAD Üyesi İbrahim Bodur, "Rahmi Bey, hükümet daha iyi şeyler yapabilirdi, ya- pılanlar yctcrli değil anlamında konuşlu. Konuşmasında sert bir ifadc kullanmadı." dcdi. TÜSİAD Eski Başkanı Fcyyaz Bcrker,"Taruşmalan üzülerek izliyorum" şeklinde konuşlu. TÜSİAD İsıişare Konseyi Başkanı Rahmi Koç'un son konsey toplanusında yaptığı konuşmasındaki "Bir yıl konu- şularak gecınldi" sözlerine Baş- bakan Demirel'in "Bir yıl boşa gittiyse, sen bu 5 trilyonu naal kazandın diye sorarlar adama'- 'şeklinde cevap vermesi iş dün- yası ile hükümet arasında süren gerginliği tırmandırdı. TÜSİ- AD Eski Başkanlanndan Fey- yaz Berker, "'Bu lartışmalardan uzak durmak isliyorum. Ama üzülüyorum. Üzülerek izliyo- rum" dedi. TİŞK Başkanı Re- fik Baydur, hükûmetin bir yıl içinde bir çok fclakcllc karşı karşıya kaldığını unutmadıkla- nnı belirterek, şunlan söyledi: "Türkiyc istikrar içinde aya- ğa kalkan bir memleket. Ancak Talu: Hem ansiklopedi hem iyi habercilik • Baftarafi 6. Sayfada da yapılan açıklamalardan bi- rindc dc lon hcsabı yanlış yansı- mış. Ama insan önce şuna bakar. Diğcr gazclclcr bu habc- ri yakalamış mt? Bir clcşliri yaprnak mümkün. İnsan ansiklopcdi vcrilmcsinc karşı olabilir, yüksck tiraja da karşı olabilir, rcnkli gazctcycdc karşı olabilir. Bütün bunlan anlıyo- rum. Ama argümanlannı man- tıklı scçcr. - Bir huşka eleştiri daha var. Bu gazeteler promosyon yapı- yorlar, gazeteler ini şu fiyata xa- tıyorlar. Bu promosyimları yapmasalardı, guıetelerini daha ucuza salsalardı daha iyi olmaz mıydı? TALU - Yapmayanlar niyc aynı fiyattan satıyor? Türkiyc'- dcki gazcic fiyallan, Balı'daki alım gücüylc oranlandığında çok ucuz değil. Ama burada bir lck ölçü vardır. Promosyon yapmayan gazclclcrin o zaman iki bin liraya salılması lazım. - Promosyonlarla uhnan yük- sek tirajlar iyihaberin. iyifotoğ- rafm. iyiyuzının değerini, genel- de guzeieciliğin önemini kaybet- lirmiyor mu? TALU - Gazctcciliğin önemi- ni sadccc bu ncdcn-sonuç ilişki- si kayhcllirmcz. Tam lcrsinc... İnsan gaAîicciysc vc sorumluy- sa hin kat arttınr. Çünkü 300 hin kişi ycrinc 900 bin kişiye gi- diyorsunu/. Üslclik bildiğiniz okuyucu labanının dışında bi- raz farklılaşmışsını/dır. Yani loplumsal sorumluluğunuz bu anlamda daha çok arlmışlır. Gcrçcklcn gazctcciyscniz dc çok daha dikkatli vc sorumlu hareket cdcrsiniz. - İki gazele de Omo ve İpuna diş macunu veriyor. Bu tür te- mizlik maddeierini veren gazele- ier acaba kendilerini işportaa gibi hissederler mi? TALU - Belki dc bcn buna birbiriylc çclişcn iki farklı nok- tadan yaklaşıyorum. Birincisi insanlan çok aplal diyc düşün- mcmck lazım. ıkincisi dc bu lür clcşiirilcri yaparak milyonlarca insanı aplal vc cnayi ycrinc koymuş olacağız ki bu çok lch- likcli bir şey. Scçkinci bir yakla- şım olur. İnsan, insandır. Amc- rika'da ucuzluk olduğu zaman insanlar mağazalarda birbirlc- rini yiyorlar. Burada da ucuz bir şcyi cldc edcbilmcnin kcndi- nc göre hcyccanı var. Buna hiç karşı dcğilim. Birdcötckiyü/ü. Kırk yılda bir, bir gazcic dc ya- pabilir bunu. Biz yapmayız. Ama yapabilcn olabilir. - Hürriyel. Milliyel, Sahah'm ansiklopedi dağıimalan imemli hir kültûr hizmeii ıtiyomz. Bu. olayın hir yi'mü. Bu aslında üç hüyük gazete arasındaki en bü- \iik liraj savaşı değil mi? TALU - Çünkü cn büyük li- rajlar ortaya çıklı. Şimdiyc ka- dar birçok ıjrdj savaşı oMu, ama bu kadar çok insanı ilgi- lcndirrncdiği. harckclc gcçinmc- diği için çok çarpıcı gcİmcdi. Ansiklopcdi kcsinliklc çok da- ha saygıdcğcr bir şey. Artı, bü- lûn bu tür kampanyalara baklı- ğınızda da bu anlamda cn büyük lirajı gclircn ansiklopcdi oldu. Ama bcn hasamayacagım kadar çok gazelcyi, asli faaliyc- tim olan gazclcciliği sağlıklı yapamayacağım duruma gcldi- ğim zaman özlcmcm. Bu bizim sınırlanmız. Bu anlamda baş- kalannın sınırlan daha csnck olabilir. - Bu ansiklopediler'm loplam maliyeti ne oldu? TALU - Kabaca söylcmck gcrckırsc üç gazcte açısından trilyonluk bir maliycttcn söz cdiliyor. Bcn dc tam bilmiyo- rum. Ama bu, tam bir yıla yayı- lacak birmaliycl. - Gazeteler bu promosyonlar- la nereye varacaklar? TALU - Şu anlamda bakmak lazım: Promosyonlarla ycni okuyucuyu gazçtcnizlc buluş- luruyorsunuz. İnsanlara istc- diklcri, para da vcrcrck kalıl- dıklan bir hizmcl yapıyorsanız bunun bir anlamı var. Ama Türk basınında bu hayal boyu böylc mi gidccck? Belki ycni lür promosyonlar bulunacak, belki promosyonlar gcrçck anlamını kazanacak. Çünkü bu, çok gc- niş bir kavram. İçinde lanıtım var, başka faaliycllcr var. Ycni okuyuculann bir bölümü kala- cak. hala ihracalı 15 milyar dolar ci- vannda. Yüzdc 2.5 nüfus artışı- nın dcvam ettiği gelişme hızının yüzde 5 veya 5.5 la memleketin iyi olduğunu söylcmek yanlışlık olur. Rahmi Bey bunlan ifade etmiş olmalı. Ancak ifadesi in- sanlan rencide etmiş olabilir." Refik Baydur, Detnirerin işadamlannın partilere gjrerek politika yapmalan önerisine de şöyle cevap verdi: "Politika her yerdcn yapılır. Dernekten de yapılır, sendika- dan da yapılır. Yeterki ciddi tularlı bir politika yapılsm. Bir dcmck kamuoyuna kendi gö- rüşlerini yanşıtıyorsa, bu direk poliüka değil, poliukarun bir uzantısıdır. Ancak, Türkiye'de demeklerin , cemiyetlerin hü- kümetlcr karşısında söz söyle- me memeleri bir ahşkanlık yaraünışür. Bu alışkanlığı VeT- keüneliyiz. Alışkanlığ^ terke- derken hata yapabiliriz .Ama sorunlann ancak biraraya ge- lindiği lakdirde çözüleceğini unutmamaliYiz." TÜSİAD Üyesi İbrahim Bo- dur ise, ekonomik ve sosyal demeklerin siyasete girmelerine karşı olduğunu belirtti. Bodur, "Ben Sanayi Odasında görev yapuğım sürece bunu savun- dum. Siyasetin yolu başkadır. Bu gibi kuruluşlann siyasi bir amacı olmamalıdır" dedi. Bo- dur. Rahmi Koç'un "Bir yıl konuşularak geçli" sözlerine ilişkin de şunlan söyledi: "Ben bunlan Rahmi Bey'in kişisel görüşleri olarak görüyo- rum. 1992 yılında yapılan şey- lcrdc olmuştur. Her şeyin bir yılda çözümünü bckleyemessi- niz. Var olan problemter 92'nin problemleri değildir. 92,91'den kötü olsaydı o zaman söyler.e- bilirdi. Kalkır.ma hızı gjbi veri- ler kötü sonuçlar göstermiyor. İyiyc doğru gjdiş var. Ancak Rahmi Bey, her halde," konu- şulanlara göre az şey yapıldı**, ya da" Daha çok şey yapılabilir- di" dcmek istedi. ustelik, sert bir ifade kullanmadı" Hafta içerisinde ANAP'ai üyc olan Rahmi Koç'un kız kardeşi Sevgi Gönül ise, Demi- rel'in verdiği cevap ile ilgili ola,- rak konuşmaktan kaçmarak"» "Rahmi Bey, bir kuruluş adınS konuştu. Cevap verilecekse yi- nc O kuruluş karar verir" de- mcklcyetindı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle