Katalog

Cumhuriyet Imtı\a7 sahıbı B«rin \adi • Gt-nel Yayın Vonetmenı Ozgen Vca. • Genel Yd y,,, kıxjrdınatoru Hikmet Çelınkaya • Yazı Işlerı Muduru Crfal Başlangif • Gorsel Vonetmen Ali Acar • Duzenleme MuM»fa Saglaraer • Ankara Temsılcısı Cunejl Arcajurek Haber Muüurler. Muslıfa Bajba). Işık Kansu Izmır Temsılcı V Serdar Kmk Adana Temsılcısı Çetin Yjgenoglu Istanbul Haberlen. ?*na> Kalkan Dış Haberler Ergun Balcı Iş-Ekonomı Şukran Ketenci Yun Haberlen Mehrnel Saraç Makaleler Sami Karaorrn Spor Abdulkadir Yiıcelman Du- zeltme. Abdullah Yazıcı • Müessese Müdıir V: Erol Erkul • Koordınatör Ahmel Korulsan • Muhasebe Bnletıt Veoer • Idare Hvseyin Garer • Işleıme Öndcr Çdik • Bılgı Işlem Nail Inal • Bılgısayar Sıstem- Mnruvet Çiler • Reklam. Hcha Işınun Basım. Cumhuriyet Malbaaalık ve Gazetecılık T \ Ş • Yayımlayan Yenı Gun Haber Ajansı Basrfl ve Yayıncılık A Ş Turkocağı Cad 39 41 Cagalojlü 34334 Ist PK 246 lstanbul Tel 512 05 05 (20 haı), Telex 2224*, Fa< (I) 513 85 95 • Burolar Aakare: Z Gökalp Blv Inkılap S No 1<)'4, Tel 433 II 41-47, Telex 42344, Fax (4) 433 05 65 • tımir H Zıya Blv 1352 S 2/3 Tel 83 12 30. Telex 52359. Fax (51) 89 53 60 • Adaaa: /nönu Cad 119 S No 1 Kaı 1, Tel 59 37 52 (4 haı), Telex. 62155. Fax (71) 59 25 78 TAKVİM 10OCAK İmsuk Gııneş 7 2! Oğle 12 16 Ikındı 1440 Akşjm P01 Yauı 18 26 Galeriç Ormanı • Haber Merkezi -Yurdumuzun uluslararası üne sahıp sulak alanlanndan Kızılırmak Deltası'ndakı doğal zengınlığın onemlı bir parçası olan Galenç Ormanfnın,>ok olma tehlıkesıyle karşı karşıya oiduğu bıldınldı. Doğal Havatı Koruma Derneği tarafındanydpılan açıklamada •"Samsun'a bağlı Yörükler beldesınde bulunan Galenç Ormanrnın geleceğı, voğun vapılaşma nedeniyle buyükbırtehlıkealtında. Sözkonusu onmanın >ok olması. Kızıiırmak Deltası komplcksının zengın flora ve faunasının onemlı kayıplara uğraması anlamına gelır" dcnıldı Kalphastalan dikkad • tSTANBL L (AA) -Son gıinlerde artan hava kırlıbğının kalp damarlannın sertleşmesıne neden oiduğu belırtılerek, bu konuda son zamanlarda hastaneye başvuran hasta sayısında da büyuk artış oiduğu bildınldi Koşuyolu Kalp ve Araştırma Hastanesı Başhekimı Dr. Cevai Yakutyapüğı açıklamada, son günlerde atmosfcrdeki korbonmonoksıt gaanın artmasıyla bırlıktekalp damarlannda da sertleşme olduğunu ve hastalannın büyük güçlüklerle karşılaştıklannı ıfadeeıtı Kendinizin virösû Hanei bluz hangi etekle, hangi yelek hangi pantolonla... Kolay mı; değil!.. Ama her özgürlüğün bir bedeli var Ozgürlükfirtmalargibi esiyor1 Vücuda !""" """ ""7 ^ ^ lİSTANBLL(AA) -Bakırkoy RuhvcSınır Hastalıklan Hastanesı Başhckim Yardımcısı, Psıkıyatn Uzmanı Dr Mecit Çalışkan. ruhsal etkenlerin dolaşam bozuklueundan ansel soğukluğa. hıpertansıyondan eklem ağnljnna kadar pek çok fizıksel hastalığa neden olduğunu kaydettı Dr Mccıt Çalışkan. psıko-sosyal nedenlerin bedensel bırçok hastalığı da ortaya çıkardığiPi belırterek. "Aslında. bırçok hastalıkta psıkosomatık bir taraf vardır Bunlar toplumda yaygın olarak görüliır" dedı. Dr ıVfecıt Çalışkan. bıreylerdekı kuruntu, endışe. güvensızlik ve korku gıbı duygulann. ruhsal açıdan oiduğu kadar fizıksel açıdan da rahatsızlıklara neden olduğunu kaydettı Jean-Louis Scherrer'in 93 yazı için işleme denizadan ile süslü iki siyah ceketi. Birini kısacık bir etek ûzerine gjydiriyor, birini pantoAon üzerine. Modada özgiirlük var ya. Karan siz tereceksiniz artık. hokka gibi oturan ya da hafıf bol, şöyle rahat modeller... Ya da geçmiş yüzyıllann esintisini taşıyan, pensli, önü kısa, arkası uzun, romantik ceketler... Atçı modelleri... İşte 93 Yazı'nda modanın "alt tarafı ve modanın "üst tarafı..." Marifet, bu altlarla bu üstleri iyi eşleştirmekte... NECLASEYHUN Sorun, "kısa mı, uzun mu?" değil. Sorun, "dar mı, bol mu?" da değıl. Sorun, "etek mi, pantolon mu?" hıç değıl. öyleyse nedır sorun?.. Sorun uyumda, sorun dengede Tek sorun bu, gunümûzde, modada da.. Şimdi... 93 Yaa'nın eşiğinde bir sürû modeller var ebmızde. Minnacık, kısacık şortlar, mini etekler, mınının bir boy daha uzunlan. Dızkapağı çevresınde dönüp dolananlan.. "Chanel boy" derulen uzunluklar.. Midiler Sonra maksiler... Ayak bıleğıni bulanlar, yerlen süpürenler. Kimi dapdaracık kimi yırtmaçh. Akılb ya da çılgın yırtmaçh. Kimi plili, kimi büzgülü Katkan var, verevi var, volânbsı var. Bunlar var elımizde işte, 93 Yazı'nın başında Çeşide, bermudalan katahm. Dar ya da bol. Uzun ya da kısa.. Düzyadaempnme. Sporyadafantezi. Gelelım pantolonlara... Kısa paçab, uzun paçalı, fantezı, yırtmaçh.. Karsan üpı, Çin tıpı; arada taytlar. Paçalan röverlısı, dûzü. Klasığj, çizgilisi, emprimesı, ıçını gösteren şeffaflan.. Paçalan "fıl ayağı" adına denk genışleyenlen... Akhmıza gelenı, gelmeyenı. Bunlar var 93 Yazı'nda Bunlar kıyafetlerin "alt tarafı Ya üstler, ya modanın "üst" tarafı?.. O daha bir şenliklı. Olmayan yok onda da Günün her saatınde her yerde giyılen sutyenler. korseler.. Bluz uzenne ya da çıplak tene gıyilen kollu-kolsuz yelekler. Akla gelen, gelmeyen herçeşıt bluz... • Ipekten, ınce ketenden, pamukludan, ışlısı, düzü, tülden yapılanı, vualden yapılanı. babkağı gıbı olanı... Sonra ınanılmaz zengmlikte bir ceket saltanatı. Kısaak, upuzun... Vücuda hokka gibi oturan ya da hafıf bol, şöyle rahat modeller .. Ya da geçmiş > üzyülann esintisini taşıyan, pensli. önü kısa, arkası uzun, romantik ceketler . Atçı modellen... İşte 93 Yazı'nda modanın "alt tarafı ve modanın "üst tarafı.. " Manfet, bu altlarla bu üstleri iyi eşleşürmekte... örneğın bir sutyen, bir şortla da gıyılıyor, bir bermuda ile de, bir etek ya da pantolonla da. Gündüz degiyilıyor.gecede.. Hangi sutyen hangi pantolon ya da eteğın üstüne?.. Onu siz bulacaksınız. Modada özgürlük varya... özgürlük firtınalar gibi esıyormoda dünyasında ya.* İşte, eşleyin!.. Hangi bluz hangi etekle. hangi yelek hangi pantolonla... Kolay mı, değil!. Amaherözgurluğün bir bedeli var "Moda bu!.." diye işin içinden çıkma kolaylığı yok artık günümüzde. Seçenekler var, yorum sızin Herkes kendı modasını kendı yaratacak Modada dengeler farklı "Okka her yerde400 dirhem" değil.. Herkesın dengesi kendine!. Scberrer'in önümözdeki yaz için bu cömert yırtmaçlı eteğinin de cepieri denizatian ile bezeli. i N S A N L A R İSMAİL GÜLGEÇ Çocuk masallannın seks ve şiddet içeren öyküler olduğunu biliyor muydunu^? Masallar gerçek okaydı• Kırmızı ŞapkaJı Kız, Çizmeli Kedi, Külkedisi ve Uyuyan Prenses. Safçocuk masallan. Öraeğin gerçek uyuyan güzel yüzyıîlık uykusundan yakışıklı prensin onu öpmesiyle uyanmıyor, aslında evli bir adam tarafından tecavüze uğruyor ve hamilekalıyor. • Doğal olarak öykü bu biçimiyle pek anlatılmıyor. Sonuç olarak masallar, içerdikleri cinsellikten anndınlıp kabul edilebilir sözcüklere dökülüyor, çocuklar için uygun hale getiriliyorlar. Kültür Servisi- Çocuk edebıyatının klasık- len arasında yer alan 'Kırmızı Şapkalı Kız', 'Külkedısi",'Çizmelı Kedı" gıbı masum ve saf temalı çocuk masallannın aslında bir zaman- lar seks ve şiddet de içeren halk öykülennden derlenmiş olduğunu bıhyor muydunuz?NasıJ bıleceksınız. Dahası bu zengin pen masallan külturünü tekrar hatırlayan, adeta Hınstiyan geleneklenyle ozdeşleştıren Baülılann da bunu bıJdıklerinı pek sanmıyoruz. Batı'da çok çeşitli dönemlerde masal derle- me çalışmalan yapılmış. Hans Chnstian An- dersen'den Oscar Wilde"a uzanan yelpazede çok farklı yazarlar edebi masallar yaratmaya çalışmışlar ama Virgıl'ın Homeros taklitlen gibi hemen hepsi soluk kalmış, hiçbiri ano- nım halk öykülennden derlenen masallar ka- dar yaygınlık kazanamamış Dınin yaptınmlanndan ve edebı gerçekçili- ğin gereklennden uzak, Avrupa'nın eğitımsiz ve asağı tabakadan ınsanlan arasında ağız- dan ağıza dolaşan bu halk masallan. bozul- mamış bıçımfcnyle bir zarnanlar mıtolojik oğeler ıçeren, ıyıyle kötü arasındaki mücade- lede büyünün de rol oynadığı masallarmış. Zamanla yaygınlığı artan masallar edebıyat çevrelerinde de kabul gorüyor. ama nasıl? Sü- reç içinde, masallan yazıya döken yazarlann bir anlamda sansürlenne uğrayarak saflıklan bozularak Sonuç olarak masallar, içerdikleri cinsellikten anndınbp kabul edilebilir söz- cüklere dökülüyor, çocuklar ıçın uygun hale getiriliyorlar. Örneğın gerçek uyuyan güzel yüzyıllık uykusundan yakışıkb prensin onu opmesıyle uyanmıyor, aslında evb bır adam tarafından tecavüze uğruyor ve hamile kab- yor. Doğal olarak öykü bu biçimiyle pek an- laubnıyor. Aslında masallann hepsınde yerleşik o za- mansızbk duygusu da yapay. Çünkü coğu. aynen Walt Dısney'in 'Pamuk Prenses'ının 1930'lann Amenkan ideolojisinı yansıtması gıbı yazıya gecınldıklen dönerrun sosyal yapı Aslında halk öykükri olan masallar günümüze kadar tekrar tekrar yazıbnıs. ve koşullanndan ızler taşıyorlar. özetle bu- gün okuduğumuz masallar, uzennde tekrar tekrar çalışılmış defalarca yazılmış öyküler. Aralannda •Kırmızı Şapkalı Kız\'Mavi Sa- kal', ' Uyuyan Güzel' ve •Çızmeh Kedi' de olan 9 masal bugün anlatılan biçimleriyle ilk olarak 1697de Fransız Charks Perrault tara- fından yazılmış Masal 17. yüzyıMa sosyal bir olay İlk baskısında oğlunun da adı bulunan kı- taptakı oykulenn ne kadannın Perrault, ne kadannın oğlu tarafından yazıldığı bılinmı- yor. Perrault kitabı >azdığı sırada Fransa'da salonlarda masal soylemek, eğitımlı ve zeki ama sosyal yapı nedeniyle yeteneklennı kul- lanamayan yuksek sınıftan kadınlar arasında modavmış Fakat Perrault öykülerinde halkı ve batıl ınançlannı küçümsedığı halde, tema- lann yalınbğını korumaya çahşmış. Perrault'nun öykülennde kendi yaşamı- ndan izler bulmak mumkün. Ömeğin asıl masalda Kulkedısı'nin 3 JuzJcardeşı varken Perrault'nun Külkedısı'nde bazen tek bir ki- şibkmış gıbı de gözükebılen 2 kızkardeşten bahsedıbyor. Sonano bunu, yazann 6 aybk- ken ölen ikız kardeşı karşısında duyduğr aşağılık kompleksınin bir çeşit sağalümı, öy külerde dışavurumu olarak yorumluyor. Perrault, masallan derlerken kendı değişik espri anlayışını da katmış: Külkedısi'nde bir kabağın arabaya, kertenkelelerin uşaklara dönüşmesı gibi Ya da asıl öyküde uyuyan güzebn, kendine tecavüz eden prensi(!) bu ka- dar geç kaldığı ıçın azarlaması gibi. Ya da Kırmızı Şapkab Kız'da vurgulanan kırmızı rengin aslında eskı kültürde kızlann regl dö- neminı behrten bır sembol olması gibi. ; Şüphesız masallar. Perault tarafından Hı- • nstiyan ve daha rasyonel bir kültüre uyar-. lanırken ıçenklerinden çok şey kaybetnuşler ' ama günümüze kadar gelebilmelennı de bu rasyonalızasyon sürecıne borçlular.