Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10OCAK1993PAZAR
DIZIYAZI
Radyasyondan korkmadığunızm öyküsüdür
Kim korkar
padyasyondan
ŞÜK.RAN KETENCt
Yedi düvele meydan okumuş,
kahraman.erkek milietiz.
Kadınlanmızm toplumsal
saygınlığında, kadınlıklannı yok cdip
erkekleşebilmelerini ölçü almışız.
Gözümüzlegöremediğimiz, ne olduğu
belirsiz radyasyondan mı korkacağız?
Herşeyi bizden iyi bılen, düşünen
biiyüklerimiz, korku denen illeti içimize
sokmamak için Karadeniz'e gelen
radyasyon bulutunu, çayda, fındıktaki
kirlenmeyi bizden saklamışlar.
İnsanımız herşeyden habersiz,
önlemsiz, korkusuz yaşamını
sürdürmüş. Radyasyondan az ya da
çok payını almış.
Büyüklerimizin deyişiyle, araya
Türkiye'nin gelişmesini istemeyen bazı
art niyetli güçlerkanşmış. Bazı malûm
art niyetli işbiriikçiler. bu oyuna
katihnış. Halkımız boşuna korku
ılletine kapılmasın diye. Türkiye'de
radyasyon ölçümü. bilgi verilmesi
hükümel kontrolüne bağlanınca, yurt
dışında tahlileryaptınlmış. Çayda,
fındıkta yüksek ölçülerde radyasyon
çıkmış. Yıne herşeyi bizim için daha
doğru bilıp düşünen büyüklerimiz,
halkımızı karşılanna alıp. televizyon
ekranlanndaafıyetleçay içerek,"az
radyasyonlu çay, sağlığa
yararlıdır"demişler. Çok az insan
gazeteci art niyetli hainlerin yurt dışı
kaynaklı kötü haberlerine kanıp biraz
korkmuş, bir süre çay içmemiş.
Çoğunluk. büyüklerinin sözûne inarup
1986 ürünü radyasyonlu çayı afiyetle
içmiş.
Yinedefesat. nıfak tohumian
sokulmuş ya, her nedense ancak aylar
sonra büyüklerimiz kalan çay için imha
karan vermişler. Ogün bugünçoğunu
korkmadan, kahramanca içirdiğimiz,
içtiğimızçaylann kalanından biröcü
gibi korkup, ne yapacağimızı
bılemiyonız. Kımisi yakmaya kalktı.
daha tehlikelı dendi
gömüldü. Şimdi de.
iyi mi kötü mü
gömdük, bir türlü
çözemiyor. bilerek
bilmeyerek
korkup
duruyoruzy
Oykü
bu ya,'
aradan aylar, yıllar
geçtikçe. görünmeyen, ne olduğu
belirsiz radyasyonu da tam
unutmuşken. yine bazı karanhk
emelleri olanlann tahrikleri ile olacak,
bızi korkutmaya başladılar.
Gazetelerde, televizyonlarda kanserli
çocuklann görüntüleri, bir korku, bir
tartışma, bir toz duman...
Son yıllarda adını söylemekten artık
korkmadığımız büyük şairimiz Nazım
Hikmet," 23 sentlik askeredair"
Kuzeydengelen bulutlarsaklaıııyorTürkiye'de Trakya bölgesinc gelen
radyasyon bulutu için uyan yapılıp, be-
lirli önlemler alındı. ?ncak çay ve fındığı
büyük ölçüde kirleten Karadeniz'e ge-
len radyasyon bulutu bütün sonuçlan
ile birlikte saklandı. Karadeniz sahille-
rini, çayı, fındığı kirleten bulutla ya da
bulullarla ilgili, halka hiçbir uyan yapıl-
madı. Hiçbir önlem almmadı. Şimdi
yine açık hiçbir bilginın verilmediği bu-
lutun çok hafıf bir kirtenme yaptığ, za-
rarsız olduğu söylenmekle yetiniliyor.
Bütün kanıtlar. daha sonraki yıllarda
yapılan taramalardan çıkan sonuçlar,
Trakya'dakinden çok daha büyük çaplı
bir kirlenmenın saklandığını ortaya ko-
yuyor. Çayda, resmi itiraflara göre bile
89 bin bekerele kadar kirlenme yapabi-
len olaydan habersiz, önlem almadan
yaşamlannı sürdüren insanlar, bu kir-
lenmeden çok yönlü olarak etkilendiler.
Trakya'dan gelen bulut daha önce
batı dünyasında öğrenilmiş,, biz de uya-
nlmıştık. Saklanamazdı. Kuzeyden ge-
len bulutu uyaracak ülke yoktu. Ana
buluttan kopmuş, ikinci patlamadan
sonra gelmiş parçalardan söz ediliyor.
önce dünyanın bundan hiç haberi ol-
madı. Kırlenen çay ve fındığın ortaya
çıkması, saklanacak birşey kalmama-
sından sonra. uluslararası ilgili merkez-
lere bilgi verildi. Radyasyon haritala-
nnda, 1986 yılı uluslararası bilimsel
raporlarda bizden bıldinlmedıği için,
ana buluttan kopmuş olan bu parçalar
görülmüyor. Bizden gıden bilgiJerle da-
ha sonraki yıllarda çizilmiş. aynı günle-
re ilişkın haritalarda yer alıyor. Bu
konuda hâlâ ortada karanlık pek çok
nokta var.
Açıklamaları iyi dinleyin
' Elimizdeki radyasyon bulutunu gös-
teren harftartafda. 1986 yılında çizilmiş
olanlarda. 3 mayıs tarihi için ucundan
baü Trakya'ya uzanmış bir parça var.
1987 yılında bizden alınan bilgilerle çi-
zilmiş olduğu sövlenenlerde ise, ana
buluttan kopmuş ve kuzeyden gelen bir
parça. buna bağlı bütün Karadeniz sa-
hlllerinin kirlendiği görülüyor. Türkiye
Atom Enerjisi Kurumunun döneminin
başkanı Prof. Ahmet Yükse! Özemre-
nin bu konuda geçtiğimiz haftalarda
yaptığı açıklamanın yaalı metninde
ise,3 mayıs tarihinde gelen bulut ve yağ-
murla yere inen kirlenme, alınan önlem-
ler haİckında aynntılı bilgi verildikten
sonra. Karadeniz Ereğlisi, Akçakoca,
Adapazan, fzmit ve Keşan'ı birleştiren,
Bulgar sınınru izleyerek İğneada'ya ge-
len ve Karadeniz Ereğlisı'nde kapanan
bölgenin dışında kalan bölgeterde endi-
şeye konu olabilecek hiçbir radyasyon
düzeyine rastlanmadığ söyleniyor.
özemre'nin aynı yaaü açıklaması
içinde, çayda, fındıkta radyasyona ilişin
bölümde ise ikinci bir buluttan birkaç
cümle ile şöyle söz ediliyor
"İkinci radyasyon bulutu, 10 mayıs
1986'da Doğu Karadeniz bölgesini ya-
layıp geçti. Bunun özgül etkisi birincisi-
ne oranla çok daha azdı ama bu yöre
ekinleri dolayısıyla büyük önem arzet-
mekteydi."
Türkiye Atom Enerjisi Kurumundan
aldığımız açıklamada da aynı alanın
kirlenmesi ve alınan önlemler anlatılı-
yor. îkinci bulut, kirlenme ve önlemleri
ise şu cümlelerie anlatılıyor:
"Özellikle Doğu Karadeniz Bölgesi-
nin etkilenmesi, Çernobil Nükteer Sant-
ralında 5 mayıs 1986 günü meydana
gelen ikinci bir patlamanın 7-9 mayıs ta-
rihinde bölgeye ulaşması sonucunda
olmuştur. Bu etkilenmeler. bölgedeki
Silahlı Kuvvetlerimize ait cihazlann öl-
çüm sonuçlanna göre tespit edilmiştir.
Doğu Karadeniz'in etkilenmesi üze-
rine radyasyon ölçümlerinin Trakya'-
dakine benzer şekilde yapılmasına bu
bölgede de devam edilmiştir. Yörenin
iki önemli ürünü olan ancak temel gıda
maddesi kapsamına gjrmeyen fındık ve
çay radyoaktif kırlenmeden etkilenmıştir.
Bu ürünlerin gerek iç piyasada tüketil-
mesi ve gerekse ihracatı Dünya Sağlık
Teşkilatı, Avrupa Ekonomik Toplulu-
ğu, Radyasyon Güvenlıği Tüzük ve Yö-
netmeliği ve ilgili ülkelerin mevzuatlan
çerçevesinde yönetilmiştir."
Evet. hepsi bukadar. Trakya'dan öl-
çüm sonuçlan verilirken, alınan önlem-
ler dizisi sayıhrken. Karadeniz'e ilişkin
hiçbir bilgi yok. Çünkü belleği zayıf bir
toplum olsak da. Karadeniz'e gelmiş
olan bulut ve kirlenmeye ilişkin yapıl-
mış hiçbir uyannın oimadığını biliyo-
ruz. tnsanlar bulutun geldiği, yağmurla
aşağı ındiğı günlerde tarlalardaydılar.
Çay topluyorlardı. Havadan radyasyo-
nu aldılar. Çayın içinde, radyasyonla
birlikte yaşadılar. Ellerini ağızlanna gö-
türüp, yıkamadan meyve belki de so-
ğan, maydanoz türünden sebze yediler.
Çocuklar oynadı. Hamile kadınlar do-
laştı. Radyasyonla kirlenmiş otu yiyen
havyanlann hemen geçtiğı için çok
önemli, sütleri içildi. Etleri yendı.
Aldığımız bilgilere göre. raporlarda
da vurgulandığı üzere, Karadeniz böl-
gesinde de 10 mayıs sonrası ölçümler
başlamış. Normaün birkaç katı olduğu
bildinlen kirlenme saptanmış. Bulut da
zamanında öğrenilmiş. Halktan neden
ve hangi hakla saklandı? Trakya için sa-
at saat sokağa çıkmama uyansı yapılır-
ken, hayvanlaryeşil otlaklardan çekilir-
ken. Karadeniz'dekı kirlenme olayında
neden hiçbir önlem alınmadı? Önlem
alınmaması, acıklama yapılmaması em-
nni kim ya da kımler verdı?
SURECEK
Yuptdışında
İ n g i I i z c e
nasıl öğpenilip?
FİGEN ATALAY
HÜRRİYETUYMAZ
-8-
British Council
denetimli okullar
Harrogate Tutoriai College
2 The Oval Harrogate, North Yorks-
hireHG29BA
tel: 994423501041
faks: 44423531110
Başvuru: Margaret H Waterson
Haftalık kurs ücreti: 90-130 pound
Harven Schoolof English 'The Mascot'
Coley Avenue, VVoking, Surrey GU22
7BT
tel: 99 44 483770969
faks: 44 483740267
Başvuru: Mrs Vivienne Maddock
Haftalık kurs ücreti: 167 pound
Hastings Engtish Language Centre
St Helen's Park Road, Hastings, Sus-
sex, TN34 2JV
lel: 99 44 424437048
faks: 44 424716442
Başvuru: Mr Dominic Sabetian
Haftalık kurs ücreti: 90-132 pound
House of English Ltd
24 Portland Place, Brighton, BN2 1DG
tel: 99 44273685198
faks: 44 273674775
Başvuru: Mrs S Camilleri.
Arecs co cred by tf*s mctn bci> of îhs clcud on
vcrıous d;ys ddrınj tha
••lurdty a U»f
ynı, bilgifarkh
Düm a Sağlık Örgiirü'nün (\V HO) oluşturduğu
çalıyna gruplannca ha/ırlanan >e bilimsel kav-
naklarda kullanüan rad\as>on bulutlanna Ofy-
kin haritaların bizi ilgilendireo bolıimiinde. yü-
lara göre değişiklikler var. I986'da hazırlanm^
haritada (tistte) \ ugosJav>a ve Bulgaristan'dao
gelen. bizim de u>arık)tğımi7 3 mayıs tarihinde-
ki bulut. sadece Batı Trak> a'nın ucuna ulaşıyor.
Ancak 1987 yılında çizik-n haritalarda (soJda).
ana buluttan kopan ikioci bir parça, kuzeyden
iniyor. Bu ikinci haritaların. çayda »e fındıkta
radyasyon çıkmasından »e berşeyin antaşılma-
sından sonra. bizden giden bilgilerle düzeltildiği
betirtiliyor. Resmi raporlarda ise. haritadalu
görüntuye rağmen, yalmzca Sinop iUoin batsı-
nn bu buhıttao etkilenip kirleodiği bilgia tar...
Acıkoturumu
izlediniz mi?
Kimin, ya da kimlerin emriyle ka-
mu oyundan saklandığı bilinmeyen
Karadeniz bölgesini etkileyen radyas-
yon bulut ya da bulutlannın yarattığı
kirlenmenin boyutu, şimdilik karanlık
ve bir tartışma odağı olarak gözükü-
yor. Sadece, 10 mayıstan sonra resmi
ölçümlerin başladığını biliyoruz.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu'-
nun bugünkü Başkanı Yalçın Sanalan
ve kurumun üst düzey yetkilileriyle
yaptığımız görüşmede. bize 12 mayıs
günü yapılmış Karadeniz haritası üze-
rindeki ölçüm sonuçlan gösterildi.
Bir kadın, bir çocuk
Yörelere göre çok değişik sonuçlarda
havada, çimlerde, toprakta 350 mik-
roröntgen/saate ulaşan sonuçlar var.
Biz anlamını değerlendirebilecek ko-
numda değiliz. Onlar, normalin bir-
kaç katı, ancak asla tehlikelı olarak
değerlendirilemeyecek bir kirlenme
olduğunu vurguladılar. Ancak, neden
halka açıklanmadığı, kamuoyunun
uyanlmadığı. bir önlem alınmadığına
ilişkin bir acıklama yapamayacak du-
rumda olduklannı bildirdiler. Döne-
min siyasi iktidanyla yöneticileri ara-
Bizi yine aldattılar
sında vanlmış kararlar üzerinde bir-
şey söyleyemeyeceklerini belirtmekle
yetindiler.
Kirlenme az olsa da: çay toplayan
bir kadın, yanında oynayan bir çocuk,
ya da sıradan insan için, havadan,
topraktan, bitki örtüsünden. dönemin
yenilen sebze ve meyvesinden, etten.
sütten bulaşan radyasyonun sonuçla-
nnın ne olabileceğini sorduğumuzda
ise, yanıtlan, tek cümleyle, "Haklı ola-
bilirsiniz. Uyan yapılması, önlem
alınmasj gerekirdi. Bizter birşey söyle-
yebilecek konumda değiliz" oldu.
Aldığımız resmi olmayan bilgilere
göre, raporlarda yer almayan ölçüm
sonuçlan karşılaştınldığında, Kara-
deniz'in Trakya'daki buluttan daha
fazla kirlendiği ortaya çıkıyor. Artık
resmi açıklamalarda da çaydaki rad-
yasyonun 89 bin bekerele kadar çıktı-
ğı itiraf edildiğıne göre, her ne kadar
bu kadar büyük bir kirlenmenin çay
üretiminde yoğunl;şma nedeniyle
oluştuğu açıklaması yapılsa da, tek
başına çay sonuçlan, çok önemli bir
kirlenmenin kanıtt oluyor.
Yine kamuoyuna açıklanmamış
daha sonraki aylann ve yıllann öl-
çümlerinde de Karadeniz kiriiliğinin
Trakya'run birkaç katı çıktığı bildirili-
yor. Evet. siyasi iktidar daha çok veya
daha az kirlenmeye yol açmış bu kir-
lenmenin saklanmasını nasıl açıklı-
yor? Başta dönemin başbakaru Ozal,
Atom Enerjisi Kuruma Başkanı
Özemre bu konular üzerinde ne diye-
cekler? TV-l'de yapılan açıkoturumu
ve ANAP adına Bülent Akarcalı'nın
açıklamalannı dinlemiş olabilirsiniz.
Dersçalışmayanlar
Sayın Akarcalı, zamanında alınmış
önlemler ve yapılmış uyanlan uzun
uzun anlattı. Hepsi de Trakya'dan ge-
len ve batının bizi uyardığı bulutla ilgi-
liydi. Çayı ve fındığı böylesine ağır
kirleten bulut saklandı. Ne yaak ki
DYP. SHP, CHP ve RP temsilcileri,
derslerini iyi çahşmadıklan için, konu-
yu bilmediklerinden, hiçbir sonı yö-
neltemediler. Gereken önlemler za-
manında abnmış, hiç bir şey saklan-
mamış gibi bir tablo ortaya çıktı.
Kamuoyu. kitleler bir kez daha ağır
bir biçimde yamitıidı. Umanz bizim
bu yayınımızın ardından. hesap sor-
mayı akıl edenler olur.
ACENTELER GÜÇ DURUMDA
Ingiliz için can
yoldaşı, lüks oldu
Jngiltere'deki ekonomik
bunalımveaupair
acentelerine yönelik güven
kaybı nedeniyle Türkiye'de
bu işle uğraşan kurumlarda
zordunımadüştü. Baa
firma yetkilileri,
"Ekonomik bunalımda
İngilizlerin ilk hraktıklan,
au pair'leri oldu; aile
bulmakta zorluk çekiyoruz"
derken, bazılan da "Basında
zaman zaman yer alan au
pair'liğe ilişkin asılsız ve
kasıtlı haberlenn, işlerini
olumsuz yönde etkilediğini
söylüyor.
Yabancı dil okuflannın
Türkiye temsilcisi olarak
çalışan bazı acenteler de her
iki olumsuz durumla
uğraşmak yerine bu işi
bırakıyor. Bu işi bilinçli ve
dikkatli bir şekilde yapan
acentelere göre, "Ticari
kazanci ön planda tutarak.
tngiltere'ye rastgele au pair
gönderen acenteler. hem
sektöredarbe vurdu, hem de
Avrupa'da Türk au
pair'lerin imajını zedeledi.
Kamuoyunda da au pair'lik,
kötü birkurum olarak
görülmeye başladı."
Atlas'tan Nazım Özsoylu,
İngiltere'deki ekonomik
bunalım nedeniyle aile
bulmakta zorlandıklannı
belirtiyor ve bu yüzden son
aylardaau pair
başvurulannı kabul
etmediklerinı söylüyor.
Doğan Au-Pair Agency
sahibi Hüseyin Doğan da.
"fngiltere'de özellikle bu yıl
başgösteren yüzde 2-4'lük
enflasyon, ailelerimizi
vurdu. İlk bıraktıklan da au
pairleri oldu" diyor.
Ekdil'den Harun Sulaç ise
basında au pairliğe ilişkin
olumsuz haberlerin yer
almasının, gitmek isteyenleri
ürküttüğünû anlatıyor.
Sulaç. "Geçtiğimiz aylarda
bir dergidc yer alan bir
haber nedeniyle başvurular
çok azaldı, gitmek isteyenler
de vazgeçti" dıyerek,
haberin gerçeği
yansıtmadığını savunuyor.
Anatolian'dan Güner
Donat da, kendilerine
başvuran adaylann uzun
süre beklediğini
söylüyor.
şiirinde. genç erkeğımizı nasıl tanımlar,
bilirmisiniz?..
" Yani öldürmeye, öldürülmeye haar
Belki tavşan gibi korkak
Belki toprak gibi akıllı
Belki gençlik gibi cesur
Belki su gibi kumaz
Her kaba uymak meselesı"
Jşte, şairin vurguladığı erkeklik
niteliklerimizin bütünlüğünden olacak,
korkmadan çoğunu içtiğimiz çayın.
kalan çok azını panik içinde ne
yapacağımızı biîmeden kavga etmekle
de yetinmiyoruz. Gördüğümüz her
kanserlinin hesabını, daha önce hiç
korkmadığımız radyasyondan bilip,
AUahımıza kadar korku içine
gömülüyoruz. Radyasyonlu çayın
ortaya çıküğı, bulutun saklandığı 1986
sonu, 1987 ve sonrası yıllarda hesap
sormayı düşünmediğimiz
büyüklerimize ancak kanser korkusu
ile hesap sorulabileceğini düşünmeye
başlıyoruz.
Oysa büim diyor ki, radyasyon kanser
yapar, radyasyonla kanser oranı artar.
Ancak hangisinin doğal. hangjsinin
radyasyondan olduğu bilinmez. Buna
güvenen yetkili, sorumlu büyüklerimiz
de bizim korkumuzla alay ^~^~"
eder, "Türkiye'de eskiden
kanser taraması mı vardı
lci, artüğjnı kanıtlaya
bılesiniz" diye demeçler
verir, hesap vermekten
kurtulacaklanndan
güvenli görüni
Bir zamanlar aldırmadığımız, şimdi
bayağı korktuğumuz radyasyon,
kanser arüşı yapmış yapmamış;
tartışma konumuz bu mu olmalı?
Radyasyon azdı, çoktu, zararhydı,
zararsızdı; bunu mu tartışmalıyız? Bir
siyasi iktidar, yetkili, sorumlu herkes,
bilim. YÖK yasaklamış olsa da, gerçek
bilim adamı, radyasyon gerçeğini
halktan nasıl saklar? Bulutlar nasıl
saklanır? Nasıl önlem alınmaz, halk
uyanlmaz? Nasıl bile bile radyasyonlu
çaylar halka içirilir? tşte biz bu yazı
dizisi, ya da öykümüzde, bunun nasıl
yapılabıldiğıni belgelerle, verilerle
sunmaya çalışacağız. Karmakanşık
olan kafalanmızda, bir uçtan öteki uca,
doğru yanlış tartışmalara biraz ışıl-
tutmaya çalışacağız. Zayıf toplumsal
belleğimizde olayı yaşadığımız 1986'ya
da uzanıp, akla karayı. sapla samanı
birbirinden ayırmaya çabalayacağız.
1986"da radyasyonlu çayı yurt dışında
tahlil ettirerek sizi uyarmaya
çalıştığımız günlerde de, bugün de
sadece ve sadece gazetecilik görevinin
gereğini yapmaya çalıştığımıza, hiç bir
art niyetli gücealet olmadığımıza
inanmanızı diliyoruz.
Saklanan başka bulut mu var?
Atom Enerjisi Kurumuyazılı
raporlanndan veeski başkanı Prof.
Ahmet Yüksel Özemre'nin
açıklamalanndan. zamanında halktan
saklanmış, hiçbir önlem alınmamış bir
bulutun. Doğu Karadeniz'e geldiğini
öğreniyoruz. Rakamlan verilmiyor;
ancak kirlenmenin, Trakya'dakinin
çok hafıfı olduğu 7-8-9 mayıs
tanhlerinde geldiği söyleniyor.
Sayfamızdagörülen 1987yılında
çizilmiş uluslararası hantalarise başka
şey söylüyor. Dikkatleokursanız,
soldaki haritada İngılizcç olarak 3
mayıs tarihini göreceksiniz. Kurum
raporlan ve Özemre'nin açıklamalanna
göre o tarihteki bulut, Sinop batısını
sadece kirletti. Oysa kendileri, bulutun
üzerine ok da yaparak, Doğu
Karadeniz'i göstermişler. Dahası, 5
mayıs günlü haritanın üzerinde, bu
bulutun. yağmurla inmesinden ya da
gitmesinden sonrası için. yoğun bir
kirlenmeyi işaretlemişler. Sadece
Sinopun batısı kirlendi ise, bulutun
Doğu Karadeniz üzerinde işi ne?
İşaretlemelerinin anlamı ne? Biz birşey
iddia etmiyor, sadece merakla soru
yöneltiyoruz. Acaba Doğu
Karadeniz'de asıl kirlenme, 3 mayıs
tarihli bulut hareketiyle oldu da. onlar o
tarihte onu atlayıp. ölçümlere de ancak
10 mayıstan sonra başladıklan için mi
raporlannda hiç yer vermediler?
Soruyu daha açık sorarsak; çay ve
fındığı. süt ve etleri, sebze ve meyveyi.
bitki örtüsünü kiıietmiş. yöre insanmı
etkilemış. biri 3 mayısta, biri 7 mayıstan
sonra gelmiş birden fazla bulut mu var?
Au pairlik kuyruğunda bekleyenler
Kevser'in babası, ot
gibi kız istemiyor
• İngilizler, son yıllarda içine düştükleri ekonomik
kriz nedeniyle, eskisi kadar au pair istemiyorlar.
Türk kızlannın da daha önceki yıllara oranla hevesi
SemaBalkoou Sevda Veüoğlıı kaçmişgibi görünüvor.
Bazı gençleri, fngiltere'deki ekonomik bunalım aupair'liğinne olduğunu çok iyi biliyorum.Onlara
ve acentelere karşı oluşan güvensizlik yıldırmıyor. güvenımi yitirince, buraya geldim. Şimdi sıramı
Au pair acentelerinin bürolannda pek çok genç, bir bekliyonım.
an önce bir aile bulunması için bekliyor. Işte Serap. 71 T~. . . . .
Sema. Sevda ve Kevser de bunlardan bazılan. Kevser lnpinaf(19):
Sevda Veüoğlu (21):
tTÜ_ İşletme Mühcndısliği Bölümü mezunu-
yum. Üniversitenin yabancı dil kursunu bitirdim.
Acente, fngiltere'de bir aile buldu ama ben çocuk-
ları çok küçük olduğu için istemedim. Çocuklann
sayısı değil, yaşlan önemli. 5-10 yaşlannda çocuk-
lan olan bir aile istiyorum.
SemaBalkonu(20):
Lise mezunuyum. Sekiz ay Gökdil'in dil kursla-
nna gittim. İngiltereye au pair olarak gidebileceği-
me, konuşmalan da anlayabileceğime inanıyonım.
Türkiye'ye döndükten sonra da üniversite sınavla-
nna gıreceğirn.
Babası Arif Jripınar da şunlan söylüyor"Amaç
belli, hedef belli. Şu dünyada güzel bir lisan bilelim.
Dil bilmeyen ottur benim gözümde. O yüzden kızı-
mın fngiltere'ye gidip bu dili güzel bir şekilde öğ-
renmesini istiyorum."
Yeni Levent Lisesi mezunuyum. fngiltere'ye ya- Serap Zengİll (21):
bana dilimı geliştirmek için gidiyorum. Bu acente-
ye gelmeden önce Cağaloğlu'nda başka bir acente-
ye başvurdum. Onlar bana egzamalı çocuğu olan
bir aile buldular. 150 sterlin ıstedıler ve vize. pasa-
port ve diğer işlemlerin tamamını benim adıma
kendılerinin yapacaklannı söylediler. Ancak, söz-
lerinı tutmadılar. Au paır'liğı öyle anlattılar ki.
göklere çıkardılar. "Sadece çocuk bakacaksın" fi-
mmm
!T^~
m
~'^~'
lan dediler; oysa ben giden gelen arkadaşlanmdan S U R E C E K
İTÜ Tekstil Mühendisliği Fakültesi'nden gecen
dönem mezun oldum. Daha sonra 4 ay kadar müş-
teri temsilcıliği yaptım. Orada lisanın önemirü far-
kettim. Ben sadece 6 aylığına {ngıltere'ye gitmek
istiyorum. Tek isteğim, pratiğimi ilerletmek ve bu
arada farklı bir kültürü tanımak.
ANKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇÎ
Cumairnın Çocukları...
Mersın de, Mersin bale sanatçılarının oynadıklarr
"Boş Beşik"i izledikten sonra, Mersin Belediye Başkanı
Kaya Mutlu'nun Mersin Oteli'nde verdiği yemeğe gittik.
Amacım, oyunun yazarı Necati Cumalı'yla konuşmaktı.
O da, sanatçılar gibi, çevresini alanlardan bir türlü kurtu-
lamıyordu.
Herkes dağıldıktan sonra, eşi Berin Cumalı'dan izin
alarak alt kata ındik; o bir tostla süt söyledi, ben de bir
bira istedim. başladık konuşmaya:
- Boş Beşik balesiyle ilgili düşüncen ne? "Harika"de-
din, "Güzel oynadılar" dedin, ama ben derli toplu bir
yazmak istiyorum. Ne dersin?
- Şimdi, oyundan yeni çıktık. Geleli iki-üç saat oldu. O
iki üç saatte de "Boş Beşik'ten bahsediliyor, yukanda
verilen yemekte. Ben oyunu seyrederken, doğrusunu
istersen. belli bir çizginin çok üstünde buldum temsili.
Bizim "Boş Beşik "e yeni bir yorum geldi. Bu yorumda
sanıyorum, koreografın, rejisörün, müzikleri yapanın
-hepsi bunlar yabancı- Azerbaycanlının...
-Ruslar...
- Ruslar, sonra bunlar, kendi kültürleriyle birleştirdi-
ler. Kendi tiyatro deneyimleri, kendi sahne deneyimleri
ve dünyaca ünlü Rus balesinin birikimi, müziğin tüm
zenginliği.. Bunların Boş Beşik'e katkıları oldu. Çıkınca,
bunu benim için söylemek zor. bizim temsilterimizin üs-
tünde bizim kendi ürettiklerimizin üstünde bir şey çıktı
ortaya. Bir de.. Beni mutlu etti. Şundan dolayı: Hep söy-
ler dururum, ben hayırsız babalara benzetirim kendimi,
çok çocuklu fakir aileler var, böyle; çocuk yapar yapar,
bırakır sokağa, kimisı kunduracı çırağı olur, kimi bilmem
ne olur, ayakkabı boyar. kimisi ona buna, istasyona eş-
ya taşır, ama bir bakarsın, hayatta bir yere gelirler. Be-
nim çocukları saldım ben, hepsi ekmeklerini kazanıyor-
lar, maşallah! Piyeslerim, hikayelerim, romanlanm,
şiirlerim...
Şimdi "Boş Beşik"; "Boş Beşik"in çok talihli gün/eri
oldu benim göremediğim. "Boş Beşik" İzmir'de çıktı,
ondan sonra, IzmirŞehir Tiyatrosu oynadıktan sonra, -ki
çok ilkel bir sahne düzeni vardı, ilkokul müsamerelerini
andıran koşullann biraz üstünde bir tiyatroydu. Beledi-
yenin yardımı çok küçüktü, sahnesi çok ilkeldi, salonun-
da kahve sandalyeleriyle oyun seyredilirdi- derken, bir
ses geldi Üsküp'ten. Üsküp'te kondu "Boş Beşik", Üs-
küplüler onu anlata anlata bitiremezler. Orda da Rusla-
rın tanınmış bir rejisörü gelmiş koymuş sahneye. Sonra,
"Boş Beşik" Erlangen'e gitti Gençlik Tiyatrosu'y\a Er-
langen'de büyük sükse yaptı! Orda o zaman anımsarlar,
Dünya gazetesinde, Metin Serezli -Boş Beşik'in jönünû
oynamışn, gençti, amatördü daha- onun bir dizi yazısı
çıktı "Boş Beşikle ilgili. Erlangen'de nasıl karşılandık-
larını, nasıl oynadıklarını anlattı...
- Bu akşam nasıldı?
- Bakın, bu akşam ben Tevfik Elekbaşoğlu'nu tanıdım.
Bu, Azerbaycan Bestekarlar Derneği Başkanı. Çok kül-
türlü adam, dedi ki: "Sizden bu kadar ünlü bestecı çıktı,
böyle bir esere nasıl bu kadaryıl ilgigöstermezler, bunu
opera, bale yapmazlar; şaştım kaldım!" dedi. "Bakın,
dedi, bu temsil burda başladı, biz göremeyiz belki, ama
herkes görecek, bu iemsil dünyayı dolaşacak. Başka
başka sahnelerde konacak. Öyle bir bale çıktı ortaya.
Bunu Rusya'da da Amerika'da da göreceksiniz" dedi.
Bu özman, bizde bu ayarda bale uzmanlan yok. Gördü-
nüz rejisörü, neler yapmış değil mi? Sonra, yaparken
• Arkaa 17. Sayfada
BULMACA
1
2
3
5
6
7
8
9
1
ü
2 3 4 5 6 7
I I I II
ffnı
8
f
9
—
SOLDANSACA
1/ Tamklann verdiği bil-
gilere göre çıalen ve fo-
toğrafı bulunmayan bir
kimsenin bulunmasına
yarayan yûz resmi. 2/
"Gel benim san tambu-
ram / Sen ne için inilersin
/ İçim - derdim büyûk /
Ben amn'çin inilerim"
(Pir Sultan AbdaJ)... Do-
kusunda gûmüş ya da al-
tın renginde tel bulunan
kumaş. 3/ Dudak boya- 9
sı... Erkek deve. 4/ Kala-
ym simgesi... Bir nota... Bir kimse-
nin başkalan tarafından saygı
gösterilrnesi gereken iffeti. 5/ Pa-
muk çekirdeğİ. 6/ Tanntarumaz...
Sahip... Rütbesiz asker. 7/ Bir tür
dokuma tezgâhına ve bu tezgâhta
dokunmuş karmaşık desenli ku-
maşa verilen ad... Bayağı. 8/ Edre-
mit Körfezi'nde turistik bir yer...
Sigorta için verilen ücret. 9/ Kas-
larda ve eklemlerde kendini göste-
ren ağnh hastahkJann genel adı
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Zorunlu neden. 2/ Piyes... Tropikal bölgelerde yetişen ve
yumrulan besin olarak kullanılan bitkilere verilen ad. 3/ Doğu
Anadolu Bölgesi'nde yetiştirilen beyaz yünlü koyun ırkı... Ate-
şe atıldığmda çıürdayarak yanan yeşil yaprakü bir bitki. 4/ İlkel
bir silah... Eski ve bilinmeyen bir tarihi anlatmakta kullanılan
deyim sözü... Valide. 5/ Göğüs. 6/ Felsefede bir durumdan baş-
ka bir dunıma geçmeye verilen ad... Duman lekesi... Matema-
tikte kullanılan sabit bir sayı. 7/ Mukavele... Yeryüzü. 8/
Omurgayı oluşturan kemiklerden her biri... Fiil. 9/ Üçer dizeÜ
bentlerden oluşan İtalyan edebiyatına özgü bir şiir tûrü.
fiyüSTRfiL^
EGİTİM SEHİNE
İsterseniz İngillzce
İstersenlz Üniversite ya da her Iklslde
Newcasıle Üruvttsıtesı Koordınatörû Mr. Brian Freedman ve
MüheDdjslık Fakülfesi Dekanı Prof. Alap Robem 11-16 Ocak
tarihleri arasıoda bir dizi tamtım ve semioer için t5tanbul'da
şırket merk.ezimi7.de olacaklardıı. llgılenenler şırkeümızi arayarak
}ahsen randevu alabılır ya da seminerinuze katılabilırler.
Scmiıter Yeri: The Marmara Otel, Opera Salonu
Tarih: 15 Ocak Cııma, Saat 19.00-21.00
No4: Kaulun öcrctsizdir.
AVILSTRALYA'DA HĞÎTtMtN AVANTAJLARI
* L'Iuslararası düzeyde eğılım verılen bir devlet Unıvrrsıtesı oluju
* Ingıltere ve Amenka'ya kıyasla ckanomık oluşu
* Part - Ume çalifina ızni venliyor olufu
* Son derece güvemlir bir Ultc olması
* Ilıman bir ilüiıne sahip otma^ı
ÖncmV not A»«»tr.tr»1
d. 0«r»tr»*ı rfctta M m l 12 Şalnl'U İM(l>aaktarfa'.
Oaircnitc cğHhahM b««İHB«ktalcycaiğrtKİcr ca gcf Ocak •<•«« bdar
kayıt ]raplvB*baır*—
YURTDtŞ) EĞhİM DANIŞMANUĞI
IstiMal CaddMİ Ort TurUtft \ MMKMİ NO: 251 AMnakat W Btyoğhı - tST.
Tal:1.2495310 F«:2523376
YURTDIŞINDAİNGİLİZCE en ucuz NASIL ÖĞRENİÜR?
En iyi metod AU PAIR'lık yaparok çocuktar ve ebeveyntenyte pfaiık.
lısan okuluncia da teonk Dılgı alarak ögrenilir
Acente, uçak, vize, konut fonu ve okul dahfl
9% pound üe ki yi kdabirsinb.
Geruş Wgı jçin alo deyine. 25» 53 42 - 241 43 U
DerinUd.Ştl-M(gh(irpotoSok.2/9Bort>atotBulvan (80700) »eykfo/Ul.