27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10OCAK1993PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 11 Resim sergisi • ANKARA(AA)- Ressam Duran Karaca'nın resimleri. Şekerbank Ömer Sunar Sanat Galerisi'nde sergileniyor. Bugüne kadar 16 kışısel sergi açan sanatçı yurt içi ve dışı birçok karma sergidedeyeraldı. 1984 yılında "Yıhn Sanatcısı" unvanını alan Duran Karaca'nın resım sergisi 28 ocağa kadar açık kalacak. Ressam Serap Etike'nin TCDD Sanat Galerisi'ndeki resim sergisi ise 22 ocak tarihine kadar gezilebılır. Ocaktaki oyunlap • DİYARBAKIR (AA)- Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda bu ay, bin çocuk oyunu. üç oyun sahnelenecek. Geçtiğımız aylarda tiyatroseverlerin beğenıyle izlediği. Hamit Akınlı'nın "Düğün ya da Davul"u ile Muharrem Buhara'nın "Ayının Fendi Avcıyı Yendi" adlı çocuk oyununun yanı sıra, Anton Çehov'un yazdığı, Neıl Simon'un tiyatroya uyarladığı "Sevgili Doktor" dönûşümlü olarak sahnelenecek. Bosna-Hersek için sergi • KONYA (AA)-Konya'nın Seydişehır ılçesınde, Bosna-Hersek yaranna resim sergisi açıldı. Selçuk Üniversitesi Seydişehir Meslek Yüksekokulu'nca açılan sergide yer alan resimlerin satışından elde edilecek gelir, Bosna-Hersek'e gönderilecek. Sergide öğrenciler tarafında yapılan 45 adet resim yeralıyor. Takı sergisi • Kûltûr Servisi- Zeynep EroVun alün ve gümüş kullanarak yaptığı takı dızaynlan Ankara Siyah Beyaz Sanat Galerisinde 15 ocaktan itibaren sergilenmeye başlayacak. İlk kişisel sergjsini ekim ayında Istanbul'da açan sanatçının sergisi 22 şubat tarihine kadar sürecek. Modern cazın öncülerir.den Dizzy Gillespie, 1988'de İstanbul'da da çalmıştı I Konser ve Kongre Merkezi 'Dizzy's Dime' lıala çalıyorKültür Servisi -Dizzy Gilles- pie öldüğünde, hastane odası- nda onun çok sevdiği "Dizzy's Dime" parçası çalıyordu. Ken- disiyleyapılanbirsöyleşide,"Sa- bahlan gazeteyi açıp 'ölenlerin ardından' köşesine bakanm. Orada adımı görmezsem, işime bakanm!" demişti. Gillespie belkı artık "işine bakamaya- cak" ama parcalan milyonlar- ca hayranırun zihninde çalma- ya devam edecek, adı caz tan- hinde aulan her önemli adımla birlıkteanılacak. İlk müzik derslerini birçok enstrüman çalan babasından alan Dİ2zy Gillespie, daha son- ra Kuzey Carolina'daki Lau- rinburg Enstıtüsü'ne gitti. Bu- rayı son sınıfta terkederek 1935 yılmda Philadelphia'da Frank Fairfax"in topluluğuna katılan Gillespie, sahnedeki savruk ha- reketleri nedenıyle "Dizzy" adı- nı bu toplulukla birlikte calar- ken aldı. Gillespie'nin ilk çıkışı, 1937 yılında Nevv York'ta Teddy Hill'in topluluğunda Roy Eldnge'in yenni almasıyla oldu. Dizzy Gıllespie'nın caz tarihınde "devrim" yataracak düşüncelen ise 1939 yılında Cab Colloway topluluğuna katılmasıyla birlikte gelişti. Gillespie. cazın unutulmaz alto saksofoncusu Charlıe Par- ker ile bu dönemde lanıştı. 1940'lar, onun "swıng"ı aşmak ve 20. yuzyıl konser müziğının öğelenni caz müzığine kazan- dırmak için sürekli düşündüğü ve çalıştığı bir dönemdı. 1942 yılında Earl Hines'm toplulu- ğuna katılmadan önce Phila- delphia'daki Downbeat Club'- da bir süre kendi küçük toplu- luğuyla çalan Gillespie, artık genç müzisyenler için bir "ön- der" konumuna yükselmişti bile. Tromboncu Benny Green, sanatçının o dönemiyle ılgıli olarak şunları anlatıyor: "Diz'i çok dinlerdim. Topluluktaki çoğu kişi onun ne yaptığını an- layamazdı bile, ama çok kont- rollüydü ve herkes buna hay- randı. Ben de pek anlamazdım ama çok seviyordum. Bazen beni evine götürür ve piyanoda çeşitlı deneyler yapardı. Okula gitmek gibi birşeydi. Benim için • Cazın unutulmaz ismi, alto saksofoncu CharlieParkerile birlikte caz müziğini svving'den bebop'a taşıyan trompetçi Dizzy Gillespie, "Bu devrimi biz yapmasaydık başkası yapardı çünkü zamanı gelmişti" demişti. yepyeni birdönem başlamıştı." pie, gerçek anlamda ilk büyük Kısa bir süre cazın yine "ba- orkestrasını 1945 yıbnda kur- ba" isimlerinden Duke Elling- du. Bu orkestrayla verdiği ilk ton'la da çalışan Dizzy Gilles- konserler çok başanh olmadı ama Gıllespıe"nin Charlıe Par- ker ile birlikte kurduklan dört- lü bugün birer "caz klasiği" ola- rak dinlediğimiz parçalann ger- çekleştirildiği dönemin baş- langıcı oldu. Gillespie ile Par- ker'dan sonra, artık caz, eski caz değildi ve bir daha hiç ol- mayacaktı. "Ben yapma- saydım. başkası yapacaktı. Bi- zimkı gıbı bir devnm yıne yaşa- nacak. biraz zaman gerekıyor yalnızca" demişti Gillespie. Bu devnm nasıl yaşandı? Ne- den bu devrimin ardında Dizzy'nin adı vardı0 Indepen- dent gazetesinde Gillespıe'nin her sabah baktığı o "ölenlerin ardından" koşesinde Gillespie'- yi yazan Steve Voce, bu soru- lann yarutı Gillespie'nın çalı- şkanlığıyla açıkUyor."Çalış- kanlık, çünkü Dizzy Gillespie bir Art Tatum ya da Charlıe Parker gibi o doğuştan yetenek- li müzisyenlerden değıldı. Gil- lespie bir düşünürdü, öğret- mendi. Caz trompetinde yeni yöntemler geliştirdi ve büyük orkestralan svving'den bebop dönemine taşıdı." Geçen yıl Reuters muhabiri Peter Ramjug ile yaptığı bır söyleşide, modern caz üslubuna verilen "bebop" ismınin nere- den geldığini anlatmış Gilles- pie: '"İnsanlar gelip, "Hey, şu parçayı çalsanıza-hani de bop, do bop de bop gibi birşey' der- lerdi. Ondan sonra bizim yaptığımız müzığe bebop adı verildi." Bebop, cazda yepyeni bir dönemin başlangıcı oldu. Dizzy Gillespie ve arkadaş- lanrun yarattığı bu üslup, ken- dine özgü gıyim taranı bile oluşturdu. Geniş omuzlu, koca koca takım elbiseler ve çarpıcı, geniş kravatlar giyilmeye baş- landı. Bebop Gillespie ile öyle- sine özdeşti kı sanatçı özya- şamöyküsüne de "To Be Or NotTo Bop" ismini verdi. Yaşamı boyunca sayısız ödül ve 17 fahri doktorluk _ alan Dizzy Gillespie, Coleman Hawkins, Charlie Barnet, Wo- ody Herman, Duke Ellington, Earl Hines, Billy Eckstine, Dex- ter Gordon, Art Blakey, Thelo- nius Monk ve Miles Davis gibi çağdaşlanndan bıraz daha uzun yaşadı. Ama zaten daha yaşarken ölümsüzlüğe kavuş- muş birkaç kişiden biriydi, bu tombul yanaklı adam. Proje,Kaşıkçı ElmaabiçirnindeİSTANBLL (AA)- İstanbul Aya7*âa"d.< ge ekleştirilecek İstanbul Konser ve Ku.ıgre Mer' •Tİ'nın >ttpımın^ bu yıl içinde başlanıyor. istanbul Kültür ve Sanat Vakfı Başkanı Nejat Eczacıbaşı, ta- mamlandığında 50 milyon dolara (450 milyar hra) mal olacak merkez ile istanbul"un konser ve kongre yeri sorununun orta- dan kalkacağını söyledi. Eczacıbaşı, konuyla ilgjli yaptığı açıklamada, böyle birkültür merkezi kurma flkrinın, İstanbul'da festival düzenleme düşün- cesinden ortaya çıktığını belirterek, bu düşüncenin geçmişinin de,1964'lü yıllara kadar gittiğini söyledi. İstanbul'da ilk Kültür ve Sanat Festivali'nın 1973 yılında dü- zenlendiğini hatırlatan Eczacıbaşı, bu dönemde çeşitÛ zorluklar yaşandığını belirtti. Nejat Eczacıbaşı, bu zorluklann başında yer konusunun gel- diğini ıfade ederek, "İstanbul, bu konuda hem dezavantaj, hetn de avantaj sağlıyor. Konser verecek özel bir yer olmamasına rağmen, İstanbul'un sahip olduğu tarjhi mekanlar bu konuda ayn bir, özellik sergileyebiîiyor" dedi. İstanbul'da bir konser ve kongre Merkezi yapı- • Ayazağa'da 66 bin metrekarelik alan üze- rinde kurulacak olan merkezin projesi, İngiliz Arup Associates fırması- na ait. Yapımına bu yıl başlanacak olan merke- zin üç yıl sonra tamamla- nacağı belirtildi. lması fıkri 1985 yılında gündeme geldiğinde. dönemin cumhurbaş- kanı Kenan Evren ta- rafından ilgiyle karşı- landığını anlatan Ec- zacıbaşı, aynı dönem- de Ayazağa'da içinde Ayazağa Kasn, Süvari Alay Birliği Binası ve Çinili Köşk'ün de bu- lunduğu 66 bin met- rekarelik bır alanın İstanbul Kültür ve Sa- nat Vakfı'na tahsis edildığıni söyledi. Davet usulüyle yapılan yarışmaya katılan 5 proje incelemeye değer bulundu. Bu projelerin ikisi ABD, diğer- len de Türk, İngiliz ve Fransız firmalanna aitti. Değerlendirme sonucuseçıci kurulun İngiliz Arup Assocıates fırrnası tarafindan hazırlanan projeyı birinci seçtiğini söyleyen Eczacıbaşı, "tstan- bul, sanat ve kültür dünyasında hakettiği yeri almalıdır. Aynı zamanda bugün birçok ülke kongre turizminden ülke ekonomi- lerine büyük katkılar sağlamaktadır " dedi. Ayazağa'da 66 bin metrekarelik alan üzerinde kurulacak merİcezde, 25 bin metrekare kapalı alan bulunacak. Bu kapalı alanda da. radyo-tv yaym imkanlanna sahip, her türlü yangın önlemi alınmış, simültane tercüme yayırunı tüm AT lisanlannda temin edebilen, müzik kütüphanesi, müzik çahşma mahalleri, restoran. kafeterya, ıdari bölümler, kapalı ve açık otopark, 120 kişılik konser ve kongre salonu ile küçük toplanü salonlan yer alacak. Aynca, Ayazağa Kasn'nda semınerler ve yaz müzik okulu. Süvari Alay Birliği binası ise sergi ve enformasyon mer- kezi olarak kullanılabilecek. Çinili Av Köşkü ve önündeki tarihı havuz, açık hava etkinlik- lerine imkan verirken, havuzun yanında yapılacak açık hava ti- yatrosu da amaca yönelik olarak kullanılacak. Projenin bir ilginç yönü ise, büyük konser ve kongre salo- nunun çatısının, Topkapı Sarayı Hazine Dairesi'nde sergilenen ünlü Kaşıkçı Elması'nın şeklinde tasarlanmış olması. Proje üç yılda tamamlanacak. 'Bütün Zamanlann En 1yi 10 Avrupa Filmi' ve 1992'nin 'en iyi ve en kötü'leri Zevkkrmıdeğiştiycksa ölçütkrnn? • Uluslararası alan- da ün yapmış sinema eleştirmeni, oyuncu, yapımcı ve yönet- menden oluşan yedi kişilik grup, 'Bütün Zamanlann En İyi Avrupa Filmi'ni seç- ti. Erden Kıral'ın 'Ayna' filmi de Belçi- kalı yönetmen Jaco Van Dormael'in lis- tesinde yer alıyor. Kültür Servisi - Uluslararası alanda ün yapmış sinema eleş- tirmeni oyuncu, yapımcı ve yö- netmeninden oluşan 7 kişijik grup 'Bütün Zamanlann En İyi 10 Avrupa Filmi'ni seçti. Euro- pean gazetesinde yayımlanan araştırmada ilginç sonuçlar or- taya çıktı. Araştırmada, gnır> tan 'Bütün Zamanlann En iyi 10 Filmi'nin yanısıra 1992'nin 'en iyi' ve 'en kötü' filmlerini saptamalan da ıstenmiş. 'Sight and Sound' (Görüntü ve Ses) adlı İngiliz sinema dergisinın ilk defa 1952'de yapuğı bütün za- manlann en iyi 10 filmi araştı- rmasında listenin başıru, Vitto- rio De Sica'nın 'Bisiklet Hırsızlan' adh filmi çekiyordu. 1%2'de yapılan ikinci bir araş- tırmada ise Sica 7. sıraya düştü. 1972'de Sica. listenin tümüyle Belediye tahliyede ısrar ediyor ••„„*«, *,n -.«^^ 800 öğrenci ortada kaldı • İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvan Müdürü Prof• Ova Sünder, Büyükşehir Belediye- si'nin açtığı davaya karşılık, kendilerine yer gösteri- lene kadar binayı boşatmayacaklannı belirtti. İSTANBUL(AA)- İstanbul Üniversitesi Devlet Konserva- tuvan Müdürü Prof.Dr.Ova Sünder. Büyükşehir Belediye- si'nin açtığı dava sonucu, tahli- yesi ıstenen konservatuvar bi- nasını. kendilerine bir yer gös- terilene kadar boşaltmayacak- lanru belirtti. Prof.Dr.Sünder. "Sözen'in gönlünü hoş etmek için sokağa çıkacak halimiz yok " dedi. Büyükşehir Belediye Baş- kanhğı'nın İ.Ü.Devlet Kon- servatuvan'nın tahliye edilme- si istemiyle açtığı davaya yapı- lan itirazın reddedildiğini buna göre, belediyeye ait olan kon- servatuvar binasının boşaltı- lması gerektiğini söyleyen Prof.Dr.Sünder "Ancak bize yeni bir yer sağlanmadan bina- dan çıkmayacağız " dedi. 1985 ydında Büyükşehir Be- lediyesi eski başkanı Bedrettin Dalan ile bir protokol imza- ladıklannı beÜrten Prof.Dr. Sünder "Ancak Sözen bizi bı- nadan çıkartmak istedi. Açtığı davayı kazandı. Buna göre bi- nanın boşalülması ve kullanı- lan aletlerin iadesi isteniyor. Ama bize yeni bir yer gösteril- medi. Şımdi 800 öğrenci 70 kü- sur öğretim görevlisiyle. sırf Sözen'in gönlünü hoş etmek için sokağa çıkacak halimiz yok " dedi. Çeşitli kaynaklar aracıbgıyla İstanbul Büyükşe- hir Belediye Başkanı Nurettin Sözen'e ulaşmaya ve binanın tahliyesınden vazgeçirmeye ça- lıştıklannı anlatan Prof.Dr. Sünder. "Bu karardan vazge- çiremedik. Öğrendiğımize göre 'Karanmdan dönmem' diyor- muş. Bu durumda Başbakan'a ve dığer yetkılilere ulaşmaya çalışıyoruz. Sözen'in alacagı tavır, İstanbul'un sanat ya- şamına olan çizgisini ve kültür hakkındakı düşünccsini orta- ya koyacak. Meydanlara çıkıp sanat taraftan konuşmalar yapmakla sanat ve sanatçı ko- runmaz. Sanata bakış açısını ve verdiği değe'ri, aldığı bu ka- rar ortaya koymaktadır. Bir sanat kurumunu ortadan kaldırmaya ve içındekı sanatçı- lan sokağa atmaya çabşıyor. Bu mudur sanatçı yanında ol- mak?" dedi. TULIOKEZICH Ingmar Bergman'ın Yaban Çikkleri fılminden (üstte) bir sahne. Jack Nicholsoa, 'Guguk Kuşu' nda McMurphy rolûnde dışındaydı, onun yerini ünlü us- zevkler mi yoksa standartlar talar Ingmar Bergman ve Fede- rico Fellini alıyordu. 1982'nin listesinde Bergman da yoktu. Bu yılın listelerinde çoğu eski başyapıtlarm adına rastlanmı- yor. Gazetede çıkan değerlen- dirme yazısında "Değişen, mı" diye soruluyor. Eleştir- menlere göre 1950'lerin dün- yasında belli bır gerçekçilik dozu taşıyan fılmler önemliydı. şimdi ise seçimleri belirleyen. 1950'lenn dünyasından çok farklı olan günümüzün ihtiyaç- trden Kıral'ın 1984 yaprnıı 'Ayna'filmindeNur Sürer. lan. Araştırma. yalnızca Avru- pa filmleriyle sınırlı tutulmuş. Ama kimi yönetmenlere göre 'Avrupa filmleri" kavramı, seçi- mi daha da zorlaştınyor. Ome- ğin 'Gülün Adı'filmininAlman yapımcısı Bernd Eichenger 'Avrupa filmleri' diye bir kate- gorinin varlığını kabul etmiyor. Eichenger'e göre "olsa olsa Fransız filmleri, Alman fılmle- rinden söz edilebilir. Mutlaka bir sınıflama yapmak gereki- yorsa bu ancak 'Avrupa'dan Fılmler' olabilır." LIV ULLMAN (oyuncu) "Bütün Zamanlann En İyi 10 Avrupa Fılmi": 1- Mirade in Milan (Milano Mucizesi), yönetmen De Sica, 1951,2- Milos Forman'ın Night of the Rreman (Koşun İtfaiyeciler) adb filmi, 3- Troell'den EJnig- rants (Göçmenler), 1970,4- WUd Strawberries (Ya- ban Çilekleri). Ingmar Bergman, 1957, 5- Scenes frooı a Marriage (Bir Evlılikten Sahneler) Bergman 1973,6- Nights of Cabiria (Cabiria Geceleri) Fellini, 1957, 7- Amarcord Fellini, 1973. 8- Ma Nuit Chez Maud (Maud'da Geçen Gecem) Rohmer, 1969, 9- Schlesinger'den herhangi bir film. 10- Qockwork Orange (Otomatik Portakal) Kubrick, 1971. PAUL SALMONA (programcı) Yıhn en iyi filmi Pilat'nın Van Gogh adlıfilmi,en kötü film ise 1492: Conquest of Paradise. Bütün za- manlann en iyi 10 filmi: 1- Kes Loach 1969, 2- Bre- athless (Serseri Aşıklar) Godard 1960, 3- Germany YearZ*ro(Almanya,SrfırYılı)Rosselini 1947,4- M Lang 1931, 5- La Grande lllusion (Büyük Yanılsa- ma) Renoir, 6-Ttae Servant (Uşak) Losey 1963, 7- \Vitbout Anaesthetic (Uyuşturmadan) Wajda 1968, 8- The Red Desert (Kızıl Çöl) Antonioni 1964, 9- Alexander Nevsky Eisentein, 1938, 10-L'age d'or (Alün Çağ)Bunuel 1930. WALDEMAR KRZYSTEK (yönetmen) Son filmi "Dısmıssed From Life" olan Polonyalı yönetmen VValdemar Krzystek yalnızca 7filmsece- bilmiş: 1- Autumn Sonata (Güz Sonatı) Bergman, 1978, 2- The French Lieutenant's NVoman (Fransız Teğmenm Kadını) Reızs, 1981, 3- La Strada (Son- suz Sokaklar) Fellini, 1954,4- Once L'pon A Time in the VVest Leone. 1969, 5- One FIew Over The Cuc- koo's Nest (Guguk Kuşu) Forman, 1975.6- Stalker Tarkovsky, 1979 7- Straw Dogs (Köpekler) Pekin- pach, 1971. JACOVAN DORMEL (yönetmen) Yılın en iyifilmi,James Ivorv 'nin Howard's End i, yılın en kötü filmi ise 1492: Conquest of Paradise. Bütün zamanlann en iyi 10 filmi: 1- The Mirror (Ayna) Erden Kıral 1984. 2- Amarcord . Fellini 1973, 3- Altice in the Cities (Alice Kentlerde) VVen- ders 1974, 4- Ln Chien Andalaou (Bir Endülüs Ko- peği) Bunuel 1928. 5-Host ma Panenko (Bir Sanşının Aşklan) Forman, 6-The Time of Gypsies (Çıngeneler Zamanı) Kusturica. 1989, 7- The Sin- ging Detecthe (Telev izy on Dızisi) Potter, 8- Provi- dence Resnaıs 1977, 9- Brief Encounter(Kısa Bera- berük)Lean 1945. İtalyan sinema dergisi 'Corriera della Sera'da eleş- tiriler yazan Tulio Kezich ise "Orson VVelles'in bir sözünü haürhyorum: 'Yalnızca üç yönetmeni beğeniyorum: John Ford, John Ford, John Ford'. Bana göre 'Bütün Za- manlann En İyi Filmi' La Grande Illusion, La Grande Dhısion, La Grande lllusion (Büyük Yanılsama), Jean Renoir " diyor. HENRY JAGLOM (yönetmen) "Doğrusu neyin 'en iyi', neyin 'en kötü' olduğunu bilmiyorum. Yine de Michael Verhoven'in The Nasty Girl adlı filmi harikaydı diyebüinm. Beni en çok etkileyen on film arasında önce Fellıni'nin film- leri gelıvor. Providence Resnaıs 1977-Breathless (Serseri Aşıklar) Godard 1960. Persona Bergman 1966.2001: A SpaceOdyssey (Uzay Yolu Macerası) Kubrick 1%8. La Regİe du Jeu (Oyunun Kuralı) Renoir 1939, The Life and Deajh of Colonel Btimp (Albay Blimp'in Yaşamı ve Ölümü) PovvellPress- burgger 1943. The Conformist Bertolucci 1969, Bic- yle Thieves (Bisiklet Hırsızlan) De Sica 1948. BERNDECHENGER (yapımcı) Yılın en iyi filmi Jean-Jacque Annaud'nun The Lover (Sevgili) adhfilmi.Bütün zamanlann en iyi 10 filmi: 1- The Leopard (Leopar) Viscontı 1963, 2- La Doke Vita (Tatlı Hayat), Fellini 1960, 3- The Se- venth Seal (Yedinci Mühür) 1957 veya Fanny ve Alexander Bergman 1982,4- Breaîhless (Serseri Aşı klar) Godard 1960, 5- La Grande lllusion (Büyük Yanılsama) Renoir, 6- Children of Paradise (Cen- nettekı Çocuklar) Carne 1945.7- Dr. Zhivago(Dok- tor Jivago) Lean 1965, 8- Metropoüs Lang, 1926,9- Nosferatu Murnau 1921,10- The Cabinet of Dr. Ca- ligari (Doktor Caligari'nin Muayenehanesi) Wiene I S T A r i B U L B E L E D Î Y E S İ CEMAL REŞİT REY K O M S E R S A L O N U 10 Ocak Pazar TÜRKUAZ MODERN DArSS TOFLULLĞU Saat: 19.00 16 Ocak Cumartesi GARAU - MILLET GİTAR İKİLİSİ Saat: 19.00 17 Ocak Pazar TÜRKUAZ MODERN DANS TOPLULUĞU Saat: 19.00 18 Ocak Pazartesi MARIE-CLAIRE JAMET (arp) CHRISTIAIN LARDE (flüt) Saat: 19.00 i 20 Ocak Çarşamba METE UĞUR Şan Resitali Piyano: Yıldız Künutku Saat: 19.00 21 Ocak Perşembe CHR1STOPHE ROLSSET Klavsen Resitali Saat: 19.00 Türkuaz Modern Dans Toplulvğu Jatnet Isrie
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle