Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1OCAK1993CUMA* CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DRVAMI 17
GÜNCEL
CÜNEYT ABCAYÜKEK
• Baştarafi 1. Sayfada
duğunu açtklıyor.
Gerek Sevgi Gönül, gerekse Sakıp Sabancı'nın açıkla-
malarında garipsenecek kimi yanlar var. Örneğin; Sevgi
Gönül, ANAP'a üye olduğu gün, "öneri başfca bir parti-
den, mesela DYP'den gelseydi" sorusuna şöyle bir ya-
nıt veriyor:
"Olabilirdi. Gelmedi."
Gönül Hanım, demek oluyor ki efendim, üyesi olduğu
partinin programını okumuş, ülkeye vereceği hizmetle-
re aklı yatmış, düşünmüş taşınmış ve sonra, ANAP'a
girmeye karar vermiş değil.
Koç'un kızı partiyi rastgele mi seçiyor, yoksa haklı ve
önemli nedenleri var mı? Var, elbette var. Birkez "teklif
ANAP'tan geldiği" ve ikincisi, -bir demecinden anlaşılı-
yorki-yazlıktakarşılaştığı MesutYılmaz'ı "pekbeğendi-
ği" için ANAP'ı yeğlemiş!
Gerekçenin daha iyisi can sağlığı. Gönül Hanım, ga-
zeteciyi karşısına alıp uzun uzadıya ekonomik, sosyal
ve siyasal analizler yaparak vakit öldurecek değildi ya.
Unutmayınız, Gönül hanımlar için "vakit nakittir"
Sakıp Sabancı ise dün, artık toplumsal görevlere sıra
geldiğini, "uygulanabilir yasalar" çtkarmak için Mec-
lis'e girmek gerektiğini söylüyor. Manşet haberin başlı-
ğı bir tuhaf; Sabancı, "Partilerin teklifine açığız" diyor.
Nede olsa Sakıp Bey işadamı, işadamlığının getirdiği
deyimlerden birtürlü kurtulamıyor. Partileri işyapacağı
alanlardan biri saymış olacak ki öneri duyurumunu iha-
le şartnamesi ister gibi kullanıyor.
Garipsenecek tepki
Yılın son günlcnndc SHP Gencl Sckrclcri Ccvdcl Sclvi'-
nin, Koç'un kızının ANAP'a girmcsini. "Sermaye eskiden
gizli oynardı. Şimdi kamuflajı bırakmış, açıktan oynuyor"
biçiminde değerlendirmesine kimi yazarlar, siyasetçiler
niçin tepki gösterdı, doğrusu anlaşılmıyor.
Selvi gerçeği konuşuyor. Uzun yıllar parlamentoyu izle-
yen gazeteciler bilir. Hemen her ünlü işadamını temsilen
Meclis'te bir ya da iki veya daha çok sayıda milletvekili bu-
lunurdu. O kadar ki, bağlı oidukları holding adına bakanlık-
larda "iş takıp eder"lerdi.
içlerinde bakanhğa kadar yükselenler vardı. Bilinen bu
gerçekleri yadsımak, işverenden çok işverenci olmak değil
de nedir?
Üstelik işadamlarımıza, ailelerıne, politıkaya girmekte
acele etmelerini salık veriyoruz. Gönül Hanım'ın tanımla-
masıyla, "kafalarma daha yatkın "olan ANAPGenel Başka-
nı MesutYılmaz, "1993'tekoalisyonunkendi içinde çatiaya-
cağını ve bunun da iktidar partileri gönüllü olmasa bile
zorunlu olarak erken seçimi gündeme getireceğini" düşü-
nüyor.
Doğru olan şu: Bu koalisyon çatlar ve iki parti birbirinden
koparsa, bugünkü Meclis aritmatiği DYP'nin katılmayacağı
bir başka hükümete olanak vermiyor. Tek ciddi olasılık;
ANAP'la DYP'nin bir araya gelmesi. Yılmaz'ın açıklamala-
rından, Demirel'in tutumundan anlaşılıyor ki, ANAP-DYP
koalisyonu -şimdiki koşullarda- ham bir hayal. Yılmaz iste-
miyor, Demirel gönülsüz.
Yılmaz -haklı olarak- hükümet bunalımı çıkacağını ve so-
nuçta Meclis'in erken seçime gitmek zorunda kalacağını
hesaplıyor.
Şayet işadamlarımız Sabancı'nın söylediği gibi Meclis'e
"akıllı. iyi yetişmiş insanlar göndererek uygulanabilir ya-
salar çıkarmayı" istiyorlarsa, haydin partilere...
Türkiye'de partiden bol ne var ki... Seç seç al!
HAVADURUMU TÜRKİYE'DE DUNYADA
Hleteorotoii Genet Mü-
dürlüğü nden alınan bilgi-
ye göfe yurdun kuzey ve
doğu kesimleri çok bulut-
lu. Marmara'nın doğusu,
Kaıadeniz, Iç Anadolu-
nun kuzey ve doğusu,
Doğu Anadolu ile Güney-
doğu Anadolu'nun doğu-
su yağışlı, öteki yerler
parçalı bulutlu geçecek Yağtşlar, Doğu Karadeniz kıyılannda karta karışık yağ-
mur ve kar, öteki yerlerde kar şeklinde olacak Hava sıcakhğında önemli bir
değişiklik dmayacak Ruzgar, kuzey ve batı yönlerden hatıf. ara sıra orta kuvvet-
te esecek Denlzlerimizde ruzgar, Doğu Karadeniz ile Batı Akdeniz de gûnbatısı
ve lodos, Gûney Ege ile Batı Karadeniz'de günbatıst ve karayel, Marmara ve
Kuzey Ege de yıldız ve poyrazdan 3-5, yer yer 6, Ege ve Karadertiz'de zaman
zaman 7-8 kuvvetınde satte 10-21, yer yer 27 deniz mılı hızla esecek. Van Götü-
nde hava, çok bulutlu ve kar yağışlı geçecek.
Adana
Alyon
AJn
Ankara
Antalya
Aydın
Bursa
Çardrtale
Diyarbekır
Edırne
Erzurum
EsUşehir
IstanbU
Izmir
Kars
Konya
Sarrsun
Trateoo
Zonguldak
B 10* 12"
B -r -r
K-20"-30"
K -r -5*
B 12" 5*
B 7" t
K 2" -1"
B 3" -2"K -13" -22"
B -r -r
K 18'-30*
K 0* -4"
K 3" 0"
B T 1'
K -r-20"
B -4--12*
K 3" C
K 5- V
K r -1"
VnSertm
Arnman
Aüna
Bağdai
Brûksel
Cenevre
FrarMut
Lefcoşa
Paerstorg
Londra
Madrid
Mtano
Moekova
Mürih
Psns
Prag
RiVK)
Vtyana
A
B
Y
B
A
A
A
B
K
S
S
S
K
A
A
S
B
B
S
3*
W
r
F
4"
rA'
12*
o1
r
r
r
o#
3*
31
-7
17
tr
r
btıtullu yajmurlu >tf sısıi karlı A-açtk B^ututlu G-güneslı K-karb S-ssJı Y-yafrnurlu
Yeni vergiler endişe yarath
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)-Ycni yılın ilk günü yürür-
lüğc gircn vcrgi pakcli. çcşilli
kcsimlcrdc "cndişc" yarallı.
Ekonomik çcvrclcr, yılın ilk ay-
larında ckonominin bir "faiz
şoku"na uğrayabilcccğini savu-
nuyorlar. Bankalann bugünc
kadar labi olduklan yüzdc 10'-
luk stopajın, ycni yılda yüzdc
23'c yükscltilmcsi bu beklcyişi
yaratırkcn, çok sayıda yürül-
mcyi durdurma davalan açıla-
bilcccği dc bildirilivor.
Pakclin unsurlanndan biri
olan ycni gclir vergisi larifcsinin
"yüksck gcliri kollayan" clkisi
olacağı da savunuluyor. Bu gö-
rüşü savunan Türk-lş çcvrclcri,
"Programında yer almasına
karşın hükümcl, asgari ücrcli
vcrgi dışı bırakmak bir yana,
başka anlam taşımaz. Bunu sa-
vunabilmck mümkün değil"
diyorlar.
Hazincnin, yılın ilk üç ayında
30 trilyon liralık bir iç borçlan-
ma yapmak zorunda olduğu,
bunun hazinc lahvillerinin da-
ha yüksek oranda vcrgilcndiril-
mcsi ncdcniylc, devlcte çok
daha pahalıya mal olacağı da
bildiriİiyor. Ycni uygulama
üzcrindc Ankara'da ekonomik
çcvrclcrin dcğcrlcndirmclcri şu
noklalar üzcrindc loplanıyor:
Faiz şoku yaşanacak
Bankalar bugünc dcğin yüz-
dc 10'luk slopaja tabi lululu-
yorlardı. Asgari Kurumlar
Vcrgisi uygulaması, bankalara
yüzdc 23"lük ycni vc ağır biryü-
İcümlülük gcliriyor. Bankılar
na da gidcbilirlcr.
Pahalı iç borçlanma
Yılın ilk üç ayında dcvlcl,
loplam 30 trilyon lira gibi bir iç
borçlanmaya gilmck durumun-
da. Ha/inc bonolanndaki yüz-
dc 15'lik, dcvlcl lahvillcrindcki
yüzdc 10'luk 10'luk slopajlar
ycni yılda yüzdc 23'c yükscle-
cck. Bu durumda, dcvlcl daha
yüksck faizlc borçlanmak du-
rumunda kalacak ki, bu da
borç kısır döngüsü diyc adlan-
dınlan durumun daha da kötü-
lcşmcsinc yol açacak.
Gelir vergisi
yorumluyorlar.
Hükihnet çevrelerinin
Ycni vergiler üzcrindeki so-
rulanmızı ccvaplandıran Mali-
yc vc Gümrük Bakanlığı ile
Başbakanlık çcvrclcri isc şunla-
n söylcdilcr:
"Ana hatlan iübanyla, 1993
yılına uyum sağlamayı hcdcflc-
ycn bir vcrgi düzcni gcürildi.
Yani cnflasyona uyarlandı yü-
kümlülüklcr. Bunda clcştirilc-
cck bir yan bulunabilmcsinc
hayrcl cünemck mümkün de-
ğil. Buradaki lck ycnilik Asgari
Kurumlar Vcrgisi'nin yürürlü-
ğc konulmasıdırki, bu üzcrinde
cn çok uzlaşma sağlanmış olan
konudur. Tam anlamı ile lop-
GÖZLEM
UGUR MUMCU
Türk-İş larafından yapılan
bir hcsaplamaya görc, gclir vcr-
gisi tarifcsindcki dilimlcrin artı-
, " j ,. .• . • ... "——"•• o—J—, -•-- nlmasının. yukanya doğru nuımuuı. ıam auünm ııt ıuu-
bunagıdcnyoldabıradımbılc diğcr yükümlülüklcnnc ck b>r a r l a n b.rctkisi oluyor. Örnc|n, lumsal uzlaşmadan çıkm.ş bir
a.nmad, eorusunu dılc ectın- y u z d c ,riük vcrg. .lc karş.la- M l k c l i r i M m i ! y o n | i r a o l a n k a n u n d u r b*u. N c d e n ? T o p , u .
şinca, bunu plasc cimcnın yol- -
lannı arayacaklardır. İlk akla
gclcn dc krcdi faizlcrinin yük-
scltilmcsi olacakur. Yılın ilk
aylannda bir faiz şoku yaşana-
atamadı
yorlar.
Pakcllcn şikâyctçi gruplar-
dan biri dc TÜSİAD. Asgari
Kurumlar Vcrgisi'nc ilişkin ka-
nunun icmnmuzda gkiığını
halırlalan TÜSİAD yönclicilc-
ri'1992 ka/ançlannın, yılın or-
lasında çıkmış bir düzcnlcmc ile
vcrgilcndirilmcsi. bu uygula-
maııın gcriyc yürüıülmcsindcn
cağını lahmin clmck için mü-
ncccim olmaya gcrck yok.
Bunun ölcsindc bankalar ka-
nıınun gcriyc işlcdiğini savuna-
rak yürülmeyi durdurma volu-
bir ücrcilidc ycni larifc sadccc 1
milyon 800 bin liralık bir rahal-
lık sağlarkcn, 1 milyar liralık
gclir dü/cyindc bu rakam 18
milyon 600 bin liraya ulaşıyor.
mun büıün kesimleri (dcvlcl
vcrgi alamıyor) görüşündc de-
ğil miydi? Bu kanunla alıyoruz
işlc. Kcsimlerin abartmalı şika-
yctlcrini samimi bulmak müm-
Türk-İş çcvrclcri bu durumu, kündcğil. Kanunun gcriyc işlc-
•"hükümcl programındaki as- mcsi görüşlcri isc bircr görüş-
gari ücrclin vcrgi dışt bırakıl- lür. Bu konuda yasal başavuru
ması adcla unululdu. lam tcrsi- imkanlan var. Başvururlar
nc uygulamalar yapılıyor" diyc mahkcmelcr vcrir karan.*'
Hoşgeldin 1993
Ankara'dan çifte uyan
I Boftarafi I Sayfada
Güvenlik Konseyi kararlanna
uymayarak "mazeret" yaratma-
masını isterken, Batılı ülkeler-
den de "gerginliği tırmandıracak
girişiınlerden çekinmeleri iste-
ğinde bulundu.
Çetin, TBMM tarafından gö-
rcv süresi 6 ay daha uzatılan Çe-
kiç Güç'ün görev süresinin, du-
ruma göıe alü aydan once de so-
na erdirebüeceğini vuıgulayarak,
"Çekiç Güç Kuzey Irak'ta mey-
dana gelen her olaya müdahale
edecek konumda değildir" dedi.
Cumhuriyel'in. Bağdal yö-
nclimiyle BM%vc Balılı ülkclcr
arasında gerginliğin lırmandı-
ğını hatırlatması üzerine, Çetin
vlekonuştu:
"'Irak yöneücilerine bugün
yapacağım çağn şudur. Bir an
öncc BM GK'nın lüm kararla-
nna uymalannın gerekli oldu-
ğuna inanıyorum. Bunun hak-
hlığı veya haksızlığıyla uğraşa-
cak durumda değiller. Çünkü,
bu olayın bu noktaya gelmesinc
kendileri neden olmuşlardır. Bu
nedenle dünyaya mazcrcl vcr-
menieleri gerekir. Mazeret ver-
memeleri de BM'nin ve dünya-
nın kararlanna uymalanyla
olur"
Gcçen hafta. Irak, 32. parale-
lin güncyindeki uçuş yasağını
OLAYLARIN
ARDINDAKİ
GERÇEK
• Btştarafi 1. Sayfada
ranlk ile aydınltğın çarpıştığmı
da ötemle dile gelirmek gereki-
yor.
Tmkistan'dan Cezayir'e ka-
dar hilün İslam ülkelerinde kök-
lendnti deyişiyle vurgulanan
şeriaçıların eylemleri yüksel-
mekvdir. Türkiye'de de bu
akmlurm geçen yıl içinde güç-
lendkleri görüldü. Laik cumhu-
rivev yönelik bir tehlike sayuhi-
lece-fimiz bu sorunun. çoğuhv
derrttkratik rejim çerçevesinde
çözûnleneceğine inamyoruz.
/41
- biçimde Küri sorunu da
A lolu'da elnik kavgayla de-
ğil, kmokraiik yöntemlerle çö-
zümenebitir.
Binhırm ytını sıra Orta
Asyt'daki Türklük dünyasıyla
ilişkierimiz, Doğu ya açılışm
yarorh somıçlannı Anadolu ya
laşıyıhilir.
Strmçta 1980'lerin karanlığı-
nı atğıtacak, geleceğe sağlıklı
bir iemokratik yapıda yönelehi-
lece; toplumsal güçlerin ülke-
mizk var olduğuna inamyoruz.
£ı inanç içinde okurlanrmzm
yen,yümı kutlar, mutluluklar di-
leriı
•••
iki kerc ihlal ctmiş, bunlardan
birincisinde Suudi Arabislan'-
dan kalkan ABD uçaklan bir
Irak jelini düşürmüşlcrdi. Bağ-
dal, bunun öcünün alınacağını
söylerken. ABD Somali'deki
"Kilty Havvk" uçak gcmisıni
Körfez'e göndermişti. Kuzey
Irak'a insani yardım laşıyan
Türk kamyonlannın bomba-
lanmasının cngellcnmcsi için
BM'nin önerdiği önlcmlcr de,
Bağdat'a tanınan sürenin dol-
masına az bir sürc kala kabul
edilmışü.
Türkiye'nin lrak'la bir soru-
nu olmadığını, ancak Bağdal'ın
dünyayla sorunu olduğunu
vurgulayan Çetin, "Bizim
Irak'a karşı özel bir yaptınmı-
mız, özel bir engelimiz yoklur.
Biz dünyayla bırlikle hareket
ediyoruz. Irak'm bu kararlan
yerine gctirerck, dünyayla bü-
lünlcşmcsini diliyoruz. Bunun
Türkiye- Irak ilişkilerinin de ge-
lişmesine kalkısı olacakur" de-
di. Çetin, Bağdat'a maslahal-
güzar gönderilmesinin bir ilke
karan olduğunu, zamanlama-
sının ise, gclişmclcr dcğerlendi-
rilerck yapılacağını sözlcrinc
ekledi.
Çelin, "Dünyanın da bu ger-
ginliği artıracak girişimlcrdcn
çekinmesini ve yardımcı olma-
sını isüyorum" diycrek, Irak'ın
ihlallcri nedcniyle Güvenlik
Konscyi'nin ycni bir yaplınm
karan almasını "ummak iste-
mcdiğini" vurguladı.
Çetin, Çckiç Güç'ün insani
yardım kamyonlanna Irak
noktalannda bomba yerleşliril-
mesi durumunda müdahale dc
bulunup bulunamayacağı soru-
suna şu yanıU verdi::
"Çckıç Güç'ün görcvi belli-
dir. Çckiç güç, Irak'taki her gc-
lişmeye müdahale eder bir
konumda dcğüdir. Çekiç Güç'-
ün şu andaki görevi, Gcnclkur-
mayca hazırlanan bir görcv ta-
limatıyla belirlenmişlir. O
lalimata göre. kcndisinc ck gö-
rev verilmesi mümkün değil.
Ama, Kuzey Irak'taki gelişme-
ler eğer yeni bir şey gerektire-
ccksc ki, bunu ummak ıstemi-
yorum ve herkesin anlayışla
hareket elmesini diliyorum, o
zaman Güvenlik Konscyi'nin
dcvreye girmesi bcklenir."
Çelin, GK karan çıklığında
Çekiç Güç'ün yeni görevler üst-
lenmcsinin, Türkiye larafından
kabul cdilmesi konusundaki
soruya ise "varsayımlar üzerine
konuşmam" yanıunı vcrdi. Çe-
tin, Çckiç Güç'ün Ocaklan iti-
baren alü ay sonuna kadar
göreve devam etme zorunlulu-
ğu olmadığını vurgulayarak,
gelişmelere göre Gücün görevi-
nin Türkiye larafından sona
crdirilebileceğini de bildirdi.
Baştarafi 1. Sayfada
yakınlan ile birliklc karşılar-
kcn, Başbakan Yardımcısı Er-
dal İnönü cşi Scvinç İnönü ile
Abant Köşkü'ndc oldu. ANAP
Gcncl Başkanı Mesul Yılmaz.
ycni yılı cşi.çocuklan vc yakın-
lanyla Anlalya'daki Falcz
Otcl'dckulladı.
RP Gcncl Başkanı Nccmct-
tin Erbakan'ın yılbaşı lalili bo-
yunca Almanya'da lcmaslar
yapacağı öğreniIdi.CHP Genel
Başkanı Dcniz Baykalda S kişi-
lik bir hcycktlc Bosna-Hcrsck'-
ıc bulunuyor.DSP Gcncl Baş-
kanı Bülcnı Eccviı vc MÇP
Gcncl Başkanı Alpaslan Tür-
kcş . ycni yıla Ankara'da girdi-
lcr.
Cumhurbaşkanı Turgut
özal, ycni yıl mcsajında, hükü-
mclc dcslck vcrdi. "1992 yılı,
icrörizmlc mücadclcdc önemli
aşamalar yaplığımız bir yıl ol-
muşlur" diycn Özal, ıck süpcr
güç olduğunu vurguladığı
ABD ile ilişkilcrin gclişlirilmc-
sini, Türkiye'nin, Balkanlardan
Ortaasya'ya kadar olan bölgc-
dcki ülkclcrc örnek olma ve
kalkınma çabalanna dcslck ol-
ma, dünya ckonomileri ile bü-
lünlcşmc konulannda başanlı
olabilmcsi için, ekonomik gcliş-
mcnin önündcki cngcllcri sü-
ralle aşması gcrckliğini vurgu-
ladı. Özal, dış polilikada "daha
dinamik" bir anlayışla, Tür-
kiye'nin çıkarlanna yönelik ini-
siyaüflcr cldc cdilmesinin
öncmincişarclclü.
Cumhurbaşkanı Özal'ın dün
yayımladığı ycni yıl mesajında,
hükümclc karşı "ılımlı" ifade-
lcr kullanması dikkal çckli.
Mcsajında dünyadakı gclişmc-
lcrc dcğinen Ozal, "mcdeni
alcm"in Bosna-Hcrsck'c mü-
dahale clmcklc gccıküğini, gc-
cikmcnin clnik ihtilaflann
dünyada daha da yaygınlaşma
olasılığını bcrabcrindc gclirdi-
ğini vurguladı. Türkiye'nin
güncy sınırlannın "lrak'taki
durum" ncdcniylc islikrara ka-
vuşmadığına işarcl cdcn Cum-
hurbaşkanı, bölgedeki gelişmc-
lcrin "balılı dosllar ve komşu-
lar" ile birliklc dikkallc izlcndi-
ğini anlatlı.
Özal ABD ile ilişkilire dcğer-
lcndirirkcn, "Bugün dünyada
lck bir süpcr güç kalmışlır. O
da ABD'dir. Bizim Amerika ile
siyasi vc ekonomik ilişkilerimi-
zi, karşılıklı mcnfaatlcrimiz çcr-
çcvcsindc gclişürmcmiz özel bir
öncm laşımakladır. Amcrika'-
da iş başına gclccck ycni yöncli-
min dc aynı kanıda olduğuna
dair aldığımız bazı işarcllcr bizi
mcmnun clmcktcdir" görüşü-
nü dilc eclirdi.
Özal dış politika konusunda,
"Dünyanın bir dcğişim süreci
içinde olduğu bu döncmdc, bi-
zim dc bu gclişmclcri yakından
takip cdcrck vc gcrcktiğindc
düzcllmclcr yaparak, dış politi-
kamızı dinamik vc şarllarla
hcmahcnk bir şckildc uygula-
mamız, bununla da yctinmcye-
rck inisiyatiflcr alıp, olaylan
imkânlarımız ölçüsündc vc
mcnfaatlcrimiz doğrultusunda
yönlcndinneye çahşmamamı-
zın gcrckliğinc inanıyorum"
dcdi.
Cumhurbaşkanı Özal, Gü-
ncydoğuda lırmandınlmak is-
tcncn lcrörlc masum yurllaşlan
birbirinden ayn lutmanın şart
olduğunu vurgulayarak. dcvlc-
lin. bölgc insanlannın sorunla-
nn sorunlanna çözüm gclirmc-
sinin büyük öncm laşıdığını
vurguladı. Özal, şöyle dcvam
cili:
"Bu gayrctlcrimizin yanında,
tcrörc karşı ka/andığımı/ vc
bundan sonra da kazanacağı-
mız başanlar milli birlik vc da-
yanışmamızın da leminatı ola-
caktır 1992 yılı, icrörizmlc
mücadclcdc önemli aşamalar
yaplığımız bir yıl olmuştur.
ıhanci çctclcri, örgütlcrinin yc-
lcrincc güçlcndiğini vchmcl-
mişlcr. güvenlik güçlcrimizdcn
ycdiklcri ağır darbcler neticcsi
bunun bir hayalden ibarcl ol-
duğunu anlamışlar, bu inkisar
vc hınç ile mczbuhanc cylcmlcr
pcşinc düşmüşlcrdir. Devlcli-
mi/in cşkıyaya laviz vcrmcsi
veya muhatap olması asla söz
konusu olamaz. Bu ilkcl vc ca-
hilanc dircniş. nc kadar sürcrse
sürsün, ncyc mal olursa olsun,
doğduğu ycrdc vc mullaka yok
cdilcccktir. Mücadclenin bu ka-
dar uzamış olması, insan hakla-
nna saygılı bir hukuk dcvlcli
olmamız yanında, bölgedc ya-
şayan masum vatandaşlanmıza
zarar vcrmcdcn sonuç almak is-
tcnıcmizdcndir."
Güvenlik güçlcrinin donanı-
mının şürdürülcccğini kaydc-
dcn Özal, Güncydoğu'nun
"kastcn ihmal cdildiği" iddiası-
nın "ihancli mazur göstcnne
ü/crc orlaya atılmış bir iftira-
dan ibarcl olduğunu" bclirte-
rck. "Bir coğrafya ve iklim
Airurcti olarak kalkınması gc-
cikmiş ycrlcrimiz, sadccc Gü-
ncydoğumuzda değil, her böl-
gcmizdedc vardır. Rcfah diyan
sayılan Avrupa'nın birçok ül-
kcsindc dc vardır" dedi. Özal,
"milli, coğrafi ve ekonomik bir-
lik vc bcraberliğin sağladığı dev
kalkınma hamlclcrinin, iç vc dış
binakım mihraklann maskclı
hcsap vc hevcslcrinc feda cdil-
mcycccğini" vurguladı. Özal,
Güncydoğu konusundaki gö-
rüşlcrini, "Kimse hayal etme-
sin! Bin yıldan beri yaşadığımız
bu topraklarda, banş, refah vc
mulluluğun amili vc hamisi ola-
rak kardeşçe ve cbediyen var
olacağız" sözlcriylc noklaladı.
Basın Konseyi Başkanı Ok-
lay Ekşi, 1992 yılının hükümet
için ulanç verici olduğunu söy-
lcdi. Ekşi, Doç. Dr. Yalçın
Küçük'ün yurt dışında yapnğı
bir röportaja ait film vc nollara
polis larafından cl konulmasını
protcstociıi.ö
• Baftarafi 1. Sayfada
Bunların hepsi oldu ve oluyor.
Ne yapıyoruz bu anayasa dışı işlere karşı?
Susuyoruz!
Cumhurbaşkanı'nın, eşi Semra Ozal için kulislere gir-
diği günlerde bir anayasa hukuku profesörünün demeci-
ni okuyunca içim burkulmuştu
1? Mart öncesi solcusu, 12 eylül liberali bu anayasa
hukuku profesörüne göre "Cumhurbaşkanı bu konuda
görüşlerini açıklamışlardı", bu yüzden ortada yadırga-
nacak hiçbir şey yoktu!
Cumhurbaşkanı, partilere karşı yansız olmak zorun-
daydı. Cumhurbaşkanı bir partinin iç işlerine karışıp "ta-
raf" olmuştu.
Bu anayasa hukuku hocası, derslerinde "cumhurbaş-
kanlığı tarafsızlığını" böyle mi okutuyordu?
Anayasa hukuku öğretim üyesi böyle yaparsa özal ne-
ler yapmaz?
Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Proi. Süleyman
Arslan olayı da üniversitelerimiz için bir sınav oldu.
Bir ortaokul mezunu, üniversite giriş sınavına girebilir
mi?
Giremez.
Girerse, sınav sonuçları geçerli sayılmaz. Çünkü ilgili
yasal düzenlemeler, üniversite giriş sınavlarına kimlerin
gireceklerini saptamıştır. Bu koşulları taşımayanlar bu
sınava giremezler.
Giren olursa bu öğrenci hakkmda ayrıca "evrakta sah-
tecilik" suçundan ceza davası da açılır.
özal tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanan
Prof. Arslan'ın durumu bundan farklı mıdır?
Pek değil...
Hem anayasa hem Anayasa Mahkemesi Yasası, Ana-
yasa Mahkemesi üyeliği için 15 yıl öğretim üyeliği yapma
koşulu getiriyor.
Süleyman Arslan bu koşulları taşımıyor. Arslan'ın öğ-
retim üyeliğinde geçen süresi 15 yılı doldurmamış.
Konu bu kadar açık...
Idare hukuku profesörü Arslan, nasıl olmuş da yasal
koşutları taşımadığt halde adaylığını koymuştur?
Hadi, Arslan "nasıl olsa kimse ses çıkarmaz" diye bu-
nu bile bile yaptı.
YÖK'te, hukukun bu temel kurallarını bilen, anımsayan
ve ilgililere anımsatacak bir tek hukukçu da mı yoktu?
YOK de bu konuyu atladı. Peki Cumhurbaşkanlığı'nda,
herbiri de "başdanışman" olarak çalışan eski Anayasa
Mahkemesi başkanları ve Danıştay başkanlan da mı
ağızlarını açmadılar?
Onlar da mı sustular?
Ve susturuldular?
Bir memlekette hukukçular susarsa ve susturulursa, o
ülkede hiç kimse demokrasiden ve hukuk devletinden
söz edemez.
Tabii, susmayan ve susturulmayan hukukçular da var.
Bu hukukçuların başında, Anayasa Mahkemesi Başkanı
Yekta Güngör özden geliyor.
Anayasa Mahkemesi, Prof.Arslan'ın seçilme işlemini
anayasaya aykırı buluyor.
Bulmayıp da ne yapacaktı mahkeme?
Bu hukukdışılığa alet mi olacaktı?
Sağ basın günlerdir.ûzden'e saldırıyor. Kafalarında bi-
lim yerine kin tohumları taşıyan yazar-çizer takımı, Ana-
yasa Mahkemesi Başkanı'na günlerdir kafalarındaki bu
kinleri kusuyor.
Hukukmuş, anayasaymış... Ne bilirler bu konuları, ne
anlarlar, ne de anlamak isterler. ......
Çabaları boşadır. YÖK de, Cumhurbaşkanı da, Anaya-
sa Mahkemesi'ne nasıl üye seçilir, öğrenecekler.
öğrenmezlerse, "Türk ulusu adına" karar veren Ana-
yasa Mahkemesi kararlarından öğrenecekler...
Almanlarm hukuk savaşı
MBaparufı 1. Sayfada
kararla AT üyesi ülkclcrdc
çalışan diğcr yabancılara görc
ayncalıklı bir konum sağlayan
Türk işçilcri I993'le henüz ka-
ğıl üzcrindeki haklann yaşama
gcçirilmcsi mücadclesini vcrc-
cck.
AT Adalcl Divam'nın karan
AT ülkclcriylc Türkiye arasın-
da 1963 yılında imzalanan an-
laşmayı ycnidcn gündcmc gclir-
di. Bu anlaşmaya göre Türk
işçilcrinc dc AT valandaşlanna
tanınan haklann adım adım vc-
rilmcsi öngörülüyordu. 1980
yılında Türkiyc-AT Orlaklık
Konseyi larafından alınan ka-
rarla kimi haklar daha somut
olarak gündcmc gclirildi. AT
hükümcl başkanlannın korku-
lu rüyası halinc gelen anlaşma
bugünc dck uygulanmadı. Al-
manya Türkiyc-AT Ortaklık
Konseyi karannın iç hukuku
bağlamayacağını öne sürdü.
AT Adalcl Divanı isc Al-
manya'daki Türk işçisi Kazım
Kus'un davasındaki karannı,
Alman hükümetinin "iç huku-
ku bağlamayacağını" önc sür-
düğü Orlaklık Konseyi karan-
na dayandırdı. Adalct Divanı
karannın bu açıdan Türk işçilcr
açısından büyük öncm taşıdığı-
nı vurgulayan Türkiye'nin
Almanya Büyükclçisi Onur
Öymen, "Böylccc Türk işcilcri-
nin AT ülkclcrindeki diğcr ya-
bancılara görc ayncalıklı bir
konuma sahip olduğu vc daha
önccki kararlann iç hukuku
bağladığı lescil edilmiş oldu"
dcdi. AT Adalct Divanı karar-
lannın ulusal hukukun üzcrin-
dc olduğuna dikkat çckcn
Büyükclçi Öymen, "Şimdi Al-
man hükümclinin tutumunu
bckliyoruz" dcdi.
AT Adalct Divanı karannın
ardından, bu kararlann nasıl
uygulanacağı, kağıt üzcrindc
kazanılmış haklar nasıl yaşama
gcçirilcccği konusu gündeme
gcldi? Yun dışında cn çok Türk
işçisinin Almanya'da çalışması
ncdeniylc gözlcr öncelikle bu
ülkcycçcvrildi.
Türkiye'nin Almanya Büyü-
kclçisi Onur Öymcn'c görc
Adalct Divanı kararlannın ya-
şama gcçirilmcsi konusunda iki
yöntcm gündcmc gclcbilir. Ya
uygulayıcı birimlcrc bir talimal
göndcrilir ya da konuya ilişkin
hir yasal düzcnlcmc yapılabilir.
Almanya'daki Türk işcilcrinin
anlaşmalardan doğan haklannı
alabilmck için siyasi gjrişimlcri-
ni yıllardan bcri sürdüklcrini vc
bu konuda önemli mcsafclcr al-
dığını bclirtcn Onur öymen,
"Adalcl Divanı karan bir dö-
ncm noklası olmuştur. Şimdi
uygulamaya bakacağı/.. Sanı-
yorum yakın dotluk ilişkilcri
Türkiyc-AT Orlakhk Konseyi
karan nclcri öngörüyor vc
Türk işçilcri AT ülkelerinde
bundan böyle hangi haklara sa-
hip olacaklar? Konuya ilişkin
araştırmalanyla lanınan Dr.
Harun Gümrükçü gcrck Ortak
Konseyi karan gerekse Adalcl
Divam'nın karan yorumlayışı
sonucu orlaya çıkan durumu
şöyle özetliyor:
Gülegüle
• Baştarafi /. Sayfada
önlcnmcsi... Hcp hayalkı-
nklığı yaratarak sonuçlandı.
Buna karşıhk; iklidar-muhalc-
fct. bakanlar-bakanlar. bakan-
lar-yüksck bürokratlar, hükü-
mcl-işadamlan. işadamlan-işa-
damian. işçilcr vc mcmurlar-
işvcrcnlcr arasındaki çckişmc
vc çalışmalar kamuoyunun
gündcmindcn hiç düşmcdi.
Türkiye. Avrupa Topluluğu vc
EFTA çcrçcvcsindc dc aradık-
lannı bulamadı. Bunlann sonu-
cundada. 1992'ycgirilirkcn var
olan birçok sorun ya hiç çö-
zümlcncmcdcn ya da daha da
karmaşıklaşarak 1993'edcvrol-
du.
yıldan beri çalışan bir Türk
o ülkdc aynı işycrindc ça-
nuda süratli bir uygulamaya
gcçcccktir. Sorun çıkacağını
lahmin clmiyoru. Eğcr çıkarsa
gcrckli girişimlcrdc bulunuruz"
diyc konuşlu.
Türkiye siyasi açıdan daha
önccki anlaşmalardan doğan
haklann uygulanması için Al-
manya"ya yönelik girişimlcrini
sürdürürkcn, Almanya'da ya-
şayan Türk işçilcri dc hukuk
mücadclcsinc haarlanıyor. Al-
Buna karşıhk, dünya ckono-
-HcrKangi bır AT dkesmde m j s i d c sıkıntılı bir yıl yaşadı.
L
" Uluslararası para bunalımı,
Avrupa Para Birliği'nin gcçirdi-
ği dcprcm, dolann Avrupa pa-
ralan karşısındaki değcr kaza-
nımının yaşlı kıtada yarallığı
sorunlar, Sovycllcr Birliği'nin
dağılmasıyla birliklc orlaya çı-
dan Hırvalıslan'a saldırdı.
Kalı'nın tavn, buradaki çatış-
malan çok kan dökülmcdcn
durdurdu. Ancak savaş Bosna-
Hcrsck'c sıçrayınca Balı pasif
scyirci konumunu bcnimscdi.
Bosna-Hcrsck'teki savaş, Nazi-
lcr'i anırnsalan yöntemlerle in-
sanlık için kara bır lckc olarak
1993'c devrolurkcn başla Al-
manya olmak üzcrc pck çok
Balı Avrupa ülkcsindc Nconazi
lcrör can aldı. Yabancılan hc-
deflcycn ırkçı şiddcl zaman
zaman facialara yol açlı. Kaf-
kasya da milİiyclçi kavgalardan
paymı aldı. Başta Dağlık Kara-
bağ'da süregiden savaş, binler-
cc insanın canına mal oldu.
Abhazya, Güncy vc Kuzey
Osctya diğcr sıcak savaş bölge-
lcriydi. 1992 yılında dünya ilk
kcz "insani amaclı" bir askcri
uzaturma hakkına sahip. Dörl
yıllık yasal bir çalışma dönc-
minde sonra üye ülkede her-
hangi bir ücretli işe serbestçe
girmc hakkına sahiptir.
- Çalışma izinlcn olan Türk
işçilcrinc olurma izni dc vcril-
mcsi gcrckmcklcdir.
-İşsiz olma sınır dışı cdilmc-
nin nedcnı olamaz.
,..Uv.«v.v™.^ ..»« r - Sosyal yardırn alanlar sınır
manya'daki çcşilli gcrckçclerle dışı cdılcmczlcr. örncgin uzun
oturma izni alamayan Türk iş- yıllarçalışıpsağlığınıyıurmışvc
çilcr mahkcmclcrc başvurarak, sosyal yardım parası almak zo-
yabancılar masasının tutumu-
na karşı dava açacaklar. Adalct
Divanı karannın Almanya'da
yaşayan Türklcr'e duyrulması
için kampanya başlalan Ham-
burg Türk Toplumu, hazırladı-
ğı bildirilcrdc. konuya ilişkin
uzman Alman avukallanmn
lislçsini dc veriyor.
HamburTürk Toplumu Baş-
kanı Gökhan Arman Kalçek,
"Açılacak davalarla nc gibi bir
sonuç sağlamaya çalışıyorsu-
nuz" sorusuna şu yanıtı vcrdi:
runda kalmış işçi sınır dışı cdilc-
mcz.
- Bir AT ülkcsinde S yıl ika-
mct ctmiş olan işçi ailcsi süresiz
çalışma, dolayısıyla olurma
hakkına sahip olur.
ğy y
kan ycni dcvlcllcrin ulusiarara-
sı arcnada yarallığı çalkanlılar
vc pctrol fiyallanndaki sürckli
oynamalar dünyayı olumsuz
clkilcycn ncdcnlcrin sadccc bır
kaçıydı.
Avrapa'da savaş
Savaşlar, milliyetçi harckct-
lcr. çatışmalar dünyanın bütün
bölgclcrini kuşatlı. Avrupa,
İkinci Dünya Savaşfndan bu
yana ilk kcz kcndi coğrafyasın-
da bir savaşın tanıklığını yaplı.
Tito'nun Yugoslavyası dağıldı.
Sırbislan öncc Slovcnya, ardın-
Yalova Meclis gündeminde
MBaştarafı I. Sayfada
"Alman mahkcmclcri açıla-
cak davalarda Adalct Divam'-
nın vcrdiği karan gözönündc
bulundunnak zorunda kala-
cak tır. Bu anlamda davalar
Türk işcilcrinin lchinc sonuçla-
nacaktır. Yabancılar bürosu da
olurma izni konuunda halcn
sürdürdüğü olumsuz lutumu
dcğişlirmck zorunda kalacak-
tır. Olurma izni almak böylccc
Almanya'daki Türk işçilcr için
bir formalilcdcn ibarct olacak-
tır. Türk işcilcrinin gcrçcklcşti-
rilcn anlaşmalardan doğan
haklanm almalan için climiz-
dcn gclcn çabayı göstcrcceğiz."
Adalct Divam'nın dayandığı
Dün gazetemizde yer alan
"I&lova'da Suudiler'in yaptudıgı
4 büyük yurtta dini eğitün
veriüyor" haberi Rabıta'nın fa-
aliyetlerini yeniden gündeme ge-
tirdi. HEP Muş milletvekili Mu-
zaffer Demir, amacının Islami
esaslara ve Arap kUltürünün
egemenliğine dayalı teokratik
bir İslam devleti kurmak oldğu
bilinen Rabıta orgütünün
1980'lerden beri Türkiye'de fa-
aliyet gostenüğini^aha önce Al-
manya'ya gönderılen din adam-
lannın maaşlanıun bu örgüt ta-
rafından verildiği ve o zamanki
yönetimin buna göz yumduğu-
nun ortaya çıkanldığuu belirtti.
Demir, "Son zamanlarda turban
takma masumiyetı altında Istam
fundamantalizmine yönelik irti-
cai olaylann arttıgına" dikkat
çekerek, Toptan'ın şu sorulan
yamtlamasuu istedi.
"-Çcşilli larikat ve irticai ör-
güllcrin cirit atlıg), gencecik
bcyinlcrin yıkanıp, kcminldiğı
K uran kurslan vc özel yurtlann
dcnctimi bak<<nlıkça nc zaman
sağlanacaktır.
-Türkiye genelinde bu özel
yurtlann sayısı ne kadardır?
-Amaanın İslam fundaman-
lalizmi olduğu açıkça bclli olan
Rabıta örgütünün faaliyclleri-
ne daha ne kadar izin verilecek?
Laikliği korumak, irticai faali-
yetlcri ctkisiz kılmak için, milli
cğilim sistcmi içinde almayı dü-
şündüğünüz ledbirler var mı?
-Rabıla dcslekli eğilim olayı-
nı araşürmak, sorumlulan or-
laya çıkarmak için Yalova'ya
bir teftiş kurulu göndcrmcyi
düşünüyor musunuz?"
1992'dc Türkiye vc dünyada
sanal vc kültür dünyasında her
yıl olduğu gibi birçok alanda
ödüllcr verildi, sürprizlcr ya-
şandı; Nobcl ödülünü Trini-
dadlı şair vc oyun yazan Dcrck
NValcoit kazandı. 45. Cannes
Film Şcnliği'nda çok tanışılan
ödüllcr dağıtıldı. 49. Vcncdik
Film Fcsiivali'ndc büyük ödül
bir Çin filminin oldu. 64. Oscar
Ödüllcri'ndc isc zafcr "Kuzula-
nn Scssizliği" filmi vc Antony
Hopkins ile Jodic Foster'ındı.
17. Ccsar Ödüllcri'nin ödül rc-
kortmcni birçok dalda Alain
Corncau, Bcrlin'dc Allın Ayı'-
nın sahibi isc Lavvrcncc Kasdan
oldu.
Scçiçi kunılu Allın Portakal
Şcnliği'ndc Lalc Mansur, cn iyi
kadın oyuncu ödülünü alarak
şaşırtıcı bir sonuç cldc cdcrkcn,
17 yıl sonra lckrar yapılan 6.
Altın Koza ödülleri'ndc Yusuf
Kurçcnli'nin "Karartma Gccc-
lcri" adlı filmi birinci oldu. Ulvi
UrazTiyatro Ödülü'nün sahibi
gcnç bir oyuncu Jülide Kural'-
dı. Haldun Tancr Öykü
Ödülü'nü bu yıl yitirdiğimiz
Yavuzcr Çctinkaya ile Didcm
LJslu , Sedal Simavi Edebiyal
Ödülü'nü dc Memet Fual ve
Gülten Akın paylaştılar.
Kristof Kolomb'un Amc-
rika'yı keşfinin 500. yılı dolayı-
sıyla iki film yapıldı, iki dckitap
yazıldı. 'Casablanca' filminin
50. yılı kullandı. Paul Vcr-
hoen'ın son filmi daha cekilir-
kcn tcpkilcr topladı. Kültür
Bakanlığı sansürü kaldıran ya-
sa lasansı hazırladı, tiyatro ve
sincmaya büyük para yardım-
lan yaptı. Eski cscrlcrin yurtdı-
şında geri isicmc konusunda
girişimlcrdc bulundu.