09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1OCAK1993CUMA* CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DRVAMI 17 GÜNCEL CÜNEYT ABCAYÜKEK • Baştarafi 1. Sayfada duğunu açtklıyor. Gerek Sevgi Gönül, gerekse Sakıp Sabancı'nın açıkla- malarında garipsenecek kimi yanlar var. Örneğin; Sevgi Gönül, ANAP'a üye olduğu gün, "öneri başfca bir parti- den, mesela DYP'den gelseydi" sorusuna şöyle bir ya- nıt veriyor: "Olabilirdi. Gelmedi." Gönül Hanım, demek oluyor ki efendim, üyesi olduğu partinin programını okumuş, ülkeye vereceği hizmetle- re aklı yatmış, düşünmüş taşınmış ve sonra, ANAP'a girmeye karar vermiş değil. Koç'un kızı partiyi rastgele mi seçiyor, yoksa haklı ve önemli nedenleri var mı? Var, elbette var. Birkez "teklif ANAP'tan geldiği" ve ikincisi, -bir demecinden anlaşılı- yorki-yazlıktakarşılaştığı MesutYılmaz'ı "pekbeğendi- ği" için ANAP'ı yeğlemiş! Gerekçenin daha iyisi can sağlığı. Gönül Hanım, ga- zeteciyi karşısına alıp uzun uzadıya ekonomik, sosyal ve siyasal analizler yaparak vakit öldurecek değildi ya. Unutmayınız, Gönül hanımlar için "vakit nakittir" Sakıp Sabancı ise dün, artık toplumsal görevlere sıra geldiğini, "uygulanabilir yasalar" çtkarmak için Mec- lis'e girmek gerektiğini söylüyor. Manşet haberin başlı- ğı bir tuhaf; Sabancı, "Partilerin teklifine açığız" diyor. Nede olsa Sakıp Bey işadamı, işadamlığının getirdiği deyimlerden birtürlü kurtulamıyor. Partileri işyapacağı alanlardan biri saymış olacak ki öneri duyurumunu iha- le şartnamesi ister gibi kullanıyor. Garipsenecek tepki Yılın son günlcnndc SHP Gencl Sckrclcri Ccvdcl Sclvi'- nin, Koç'un kızının ANAP'a girmcsini. "Sermaye eskiden gizli oynardı. Şimdi kamuflajı bırakmış, açıktan oynuyor" biçiminde değerlendirmesine kimi yazarlar, siyasetçiler niçin tepki gösterdı, doğrusu anlaşılmıyor. Selvi gerçeği konuşuyor. Uzun yıllar parlamentoyu izle- yen gazeteciler bilir. Hemen her ünlü işadamını temsilen Meclis'te bir ya da iki veya daha çok sayıda milletvekili bu- lunurdu. O kadar ki, bağlı oidukları holding adına bakanlık- larda "iş takıp eder"lerdi. içlerinde bakanhğa kadar yükselenler vardı. Bilinen bu gerçekleri yadsımak, işverenden çok işverenci olmak değil de nedir? Üstelik işadamlarımıza, ailelerıne, politıkaya girmekte acele etmelerini salık veriyoruz. Gönül Hanım'ın tanımla- masıyla, "kafalarma daha yatkın "olan ANAPGenel Başka- nı MesutYılmaz, "1993'tekoalisyonunkendi içinde çatiaya- cağını ve bunun da iktidar partileri gönüllü olmasa bile zorunlu olarak erken seçimi gündeme getireceğini" düşü- nüyor. Doğru olan şu: Bu koalisyon çatlar ve iki parti birbirinden koparsa, bugünkü Meclis aritmatiği DYP'nin katılmayacağı bir başka hükümete olanak vermiyor. Tek ciddi olasılık; ANAP'la DYP'nin bir araya gelmesi. Yılmaz'ın açıklamala- rından, Demirel'in tutumundan anlaşılıyor ki, ANAP-DYP koalisyonu -şimdiki koşullarda- ham bir hayal. Yılmaz iste- miyor, Demirel gönülsüz. Yılmaz -haklı olarak- hükümet bunalımı çıkacağını ve so- nuçta Meclis'in erken seçime gitmek zorunda kalacağını hesaplıyor. Şayet işadamlarımız Sabancı'nın söylediği gibi Meclis'e "akıllı. iyi yetişmiş insanlar göndererek uygulanabilir ya- salar çıkarmayı" istiyorlarsa, haydin partilere... Türkiye'de partiden bol ne var ki... Seç seç al! HAVADURUMU TÜRKİYE'DE DUNYADA Hleteorotoii Genet Mü- dürlüğü nden alınan bilgi- ye göfe yurdun kuzey ve doğu kesimleri çok bulut- lu. Marmara'nın doğusu, Kaıadeniz, Iç Anadolu- nun kuzey ve doğusu, Doğu Anadolu ile Güney- doğu Anadolu'nun doğu- su yağışlı, öteki yerler parçalı bulutlu geçecek Yağtşlar, Doğu Karadeniz kıyılannda karta karışık yağ- mur ve kar, öteki yerlerde kar şeklinde olacak Hava sıcakhğında önemli bir değişiklik dmayacak Ruzgar, kuzey ve batı yönlerden hatıf. ara sıra orta kuvvet- te esecek Denlzlerimizde ruzgar, Doğu Karadeniz ile Batı Akdeniz de gûnbatısı ve lodos, Gûney Ege ile Batı Karadeniz'de günbatıst ve karayel, Marmara ve Kuzey Ege de yıldız ve poyrazdan 3-5, yer yer 6, Ege ve Karadertiz'de zaman zaman 7-8 kuvvetınde satte 10-21, yer yer 27 deniz mılı hızla esecek. Van Götü- nde hava, çok bulutlu ve kar yağışlı geçecek. Adana Alyon AJn Ankara Antalya Aydın Bursa Çardrtale Diyarbekır Edırne Erzurum EsUşehir IstanbU Izmir Kars Konya Sarrsun Trateoo Zonguldak B 10* 12" B -r -r K-20"-30" K -r -5* B 12" 5* B 7" t K 2" -1" B 3" -2"K -13" -22" B -r -r K 18'-30* K 0* -4" K 3" 0" B T 1' K -r-20" B -4--12* K 3" C K 5- V K r -1" VnSertm Arnman Aüna Bağdai Brûksel Cenevre FrarMut Lefcoşa Paerstorg Londra Madrid Mtano Moekova Mürih Psns Prag RiVK) Vtyana A B Y B A A A B K S S S K A A S B B S 3* W r F 4" rA' 12* o1 r r r o# 3* 31 -7 17 tr r btıtullu yajmurlu >tf sısıi karlı A-açtk B^ututlu G-güneslı K-karb S-ssJı Y-yafrnurlu Yeni vergiler endişe yarath ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)-Ycni yılın ilk günü yürür- lüğc gircn vcrgi pakcli. çcşilli kcsimlcrdc "cndişc" yarallı. Ekonomik çcvrclcr, yılın ilk ay- larında ckonominin bir "faiz şoku"na uğrayabilcccğini savu- nuyorlar. Bankalann bugünc kadar labi olduklan yüzdc 10'- luk stopajın, ycni yılda yüzdc 23'c yükscltilmcsi bu beklcyişi yaratırkcn, çok sayıda yürül- mcyi durdurma davalan açıla- bilcccği dc bildirilivor. Pakclin unsurlanndan biri olan ycni gclir vergisi larifcsinin "yüksck gcliri kollayan" clkisi olacağı da savunuluyor. Bu gö- rüşü savunan Türk-lş çcvrclcri, "Programında yer almasına karşın hükümcl, asgari ücrcli vcrgi dışı bırakmak bir yana, başka anlam taşımaz. Bunu sa- vunabilmck mümkün değil" diyorlar. Hazincnin, yılın ilk üç ayında 30 trilyon liralık bir iç borçlan- ma yapmak zorunda olduğu, bunun hazinc lahvillerinin da- ha yüksek oranda vcrgilcndiril- mcsi ncdcniylc, devlcte çok daha pahalıya mal olacağı da bildiriİiyor. Ycni uygulama üzcrindc Ankara'da ekonomik çcvrclcrin dcğcrlcndirmclcri şu noklalar üzcrindc loplanıyor: Faiz şoku yaşanacak Bankalar bugünc dcğin yüz- dc 10'luk slopaja tabi lululu- yorlardı. Asgari Kurumlar Vcrgisi uygulaması, bankalara yüzdc 23"lük ycni vc ağır biryü- İcümlülük gcliriyor. Bankılar na da gidcbilirlcr. Pahalı iç borçlanma Yılın ilk üç ayında dcvlcl, loplam 30 trilyon lira gibi bir iç borçlanmaya gilmck durumun- da. Ha/inc bonolanndaki yüz- dc 15'lik, dcvlcl lahvillcrindcki yüzdc 10'luk 10'luk slopajlar ycni yılda yüzdc 23'c yükscle- cck. Bu durumda, dcvlcl daha yüksck faizlc borçlanmak du- rumunda kalacak ki, bu da borç kısır döngüsü diyc adlan- dınlan durumun daha da kötü- lcşmcsinc yol açacak. Gelir vergisi yorumluyorlar. Hükihnet çevrelerinin Ycni vergiler üzcrindeki so- rulanmızı ccvaplandıran Mali- yc vc Gümrük Bakanlığı ile Başbakanlık çcvrclcri isc şunla- n söylcdilcr: "Ana hatlan iübanyla, 1993 yılına uyum sağlamayı hcdcflc- ycn bir vcrgi düzcni gcürildi. Yani cnflasyona uyarlandı yü- kümlülüklcr. Bunda clcştirilc- cck bir yan bulunabilmcsinc hayrcl cünemck mümkün de- ğil. Buradaki lck ycnilik Asgari Kurumlar Vcrgisi'nin yürürlü- ğc konulmasıdırki, bu üzcrinde cn çok uzlaşma sağlanmış olan konudur. Tam anlamı ile lop- GÖZLEM UGUR MUMCU Türk-İş larafından yapılan bir hcsaplamaya görc, gclir vcr- gisi tarifcsindcki dilimlcrin artı- , " j ,. .• . • ... "——"•• o—J—, -•-- nlmasının. yukanya doğru nuımuuı. ıam auünm ııt ıuu- bunagıdcnyoldabıradımbılc diğcr yükümlülüklcnnc ck b>r a r l a n b.rctkisi oluyor. Örnc|n, lumsal uzlaşmadan çıkm.ş bir a.nmad, eorusunu dılc ectın- y u z d c ,riük vcrg. .lc karş.la- M l k c l i r i M m i ! y o n | i r a o l a n k a n u n d u r b*u. N c d e n ? T o p , u . şinca, bunu plasc cimcnın yol- - lannı arayacaklardır. İlk akla gclcn dc krcdi faizlcrinin yük- scltilmcsi olacakur. Yılın ilk aylannda bir faiz şoku yaşana- atamadı yorlar. Pakcllcn şikâyctçi gruplar- dan biri dc TÜSİAD. Asgari Kurumlar Vcrgisi'nc ilişkin ka- nunun icmnmuzda gkiığını halırlalan TÜSİAD yönclicilc- ri'1992 ka/ançlannın, yılın or- lasında çıkmış bir düzcnlcmc ile vcrgilcndirilmcsi. bu uygula- maııın gcriyc yürüıülmcsindcn cağını lahmin clmck için mü- ncccim olmaya gcrck yok. Bunun ölcsindc bankalar ka- nıınun gcriyc işlcdiğini savuna- rak yürülmeyi durdurma volu- bir ücrcilidc ycni larifc sadccc 1 milyon 800 bin liralık bir rahal- lık sağlarkcn, 1 milyar liralık gclir dü/cyindc bu rakam 18 milyon 600 bin liraya ulaşıyor. mun büıün kesimleri (dcvlcl vcrgi alamıyor) görüşündc de- ğil miydi? Bu kanunla alıyoruz işlc. Kcsimlerin abartmalı şika- yctlcrini samimi bulmak müm- Türk-İş çcvrclcri bu durumu, kündcğil. Kanunun gcriyc işlc- •"hükümcl programındaki as- mcsi görüşlcri isc bircr görüş- gari ücrclin vcrgi dışt bırakıl- lür. Bu konuda yasal başavuru ması adcla unululdu. lam tcrsi- imkanlan var. Başvururlar nc uygulamalar yapılıyor" diyc mahkcmelcr vcrir karan.*' Hoşgeldin 1993 Ankara'dan çifte uyan I Boftarafi I Sayfada Güvenlik Konseyi kararlanna uymayarak "mazeret" yaratma- masını isterken, Batılı ülkeler- den de "gerginliği tırmandıracak girişiınlerden çekinmeleri iste- ğinde bulundu. Çetin, TBMM tarafından gö- rcv süresi 6 ay daha uzatılan Çe- kiç Güç'ün görev süresinin, du- ruma göıe alü aydan once de so- na erdirebüeceğini vuıgulayarak, "Çekiç Güç Kuzey Irak'ta mey- dana gelen her olaya müdahale edecek konumda değildir" dedi. Cumhuriyel'in. Bağdal yö- nclimiyle BM%vc Balılı ülkclcr arasında gerginliğin lırmandı- ğını hatırlatması üzerine, Çetin vlekonuştu: "'Irak yöneücilerine bugün yapacağım çağn şudur. Bir an öncc BM GK'nın lüm kararla- nna uymalannın gerekli oldu- ğuna inanıyorum. Bunun hak- hlığı veya haksızlığıyla uğraşa- cak durumda değiller. Çünkü, bu olayın bu noktaya gelmesinc kendileri neden olmuşlardır. Bu nedenle dünyaya mazcrcl vcr- menieleri gerekir. Mazeret ver- memeleri de BM'nin ve dünya- nın kararlanna uymalanyla olur" Gcçen hafta. Irak, 32. parale- lin güncyindeki uçuş yasağını OLAYLARIN ARDINDAKİ GERÇEK • Btştarafi 1. Sayfada ranlk ile aydınltğın çarpıştığmı da ötemle dile gelirmek gereki- yor. Tmkistan'dan Cezayir'e ka- dar hilün İslam ülkelerinde kök- lendnti deyişiyle vurgulanan şeriaçıların eylemleri yüksel- mekvdir. Türkiye'de de bu akmlurm geçen yıl içinde güç- lendkleri görüldü. Laik cumhu- rivev yönelik bir tehlike sayuhi- lece-fimiz bu sorunun. çoğuhv derrttkratik rejim çerçevesinde çözûnleneceğine inamyoruz. /41 - biçimde Küri sorunu da A lolu'da elnik kavgayla de- ğil, kmokraiik yöntemlerle çö- zümenebitir. Binhırm ytını sıra Orta Asyt'daki Türklük dünyasıyla ilişkierimiz, Doğu ya açılışm yarorh somıçlannı Anadolu ya laşıyıhilir. Strmçta 1980'lerin karanlığı- nı atğıtacak, geleceğe sağlıklı bir iemokratik yapıda yönelehi- lece; toplumsal güçlerin ülke- mizk var olduğuna inamyoruz. £ı inanç içinde okurlanrmzm yen,yümı kutlar, mutluluklar di- leriı ••• iki kerc ihlal ctmiş, bunlardan birincisinde Suudi Arabislan'- dan kalkan ABD uçaklan bir Irak jelini düşürmüşlcrdi. Bağ- dal, bunun öcünün alınacağını söylerken. ABD Somali'deki "Kilty Havvk" uçak gcmisıni Körfez'e göndermişti. Kuzey Irak'a insani yardım laşıyan Türk kamyonlannın bomba- lanmasının cngellcnmcsi için BM'nin önerdiği önlcmlcr de, Bağdat'a tanınan sürenin dol- masına az bir sürc kala kabul edilmışü. Türkiye'nin lrak'la bir soru- nu olmadığını, ancak Bağdal'ın dünyayla sorunu olduğunu vurgulayan Çetin, "Bizim Irak'a karşı özel bir yaptınmı- mız, özel bir engelimiz yoklur. Biz dünyayla bırlikle hareket ediyoruz. Irak'm bu kararlan yerine gctirerck, dünyayla bü- lünlcşmcsini diliyoruz. Bunun Türkiye- Irak ilişkilerinin de ge- lişmesine kalkısı olacakur" de- di. Çetin, Bağdat'a maslahal- güzar gönderilmesinin bir ilke karan olduğunu, zamanlama- sının ise, gclişmclcr dcğerlendi- rilerck yapılacağını sözlcrinc ekledi. Çelin, "Dünyanın da bu ger- ginliği artıracak girişimlcrdcn çekinmesini ve yardımcı olma- sını isüyorum" diycrek, Irak'ın ihlallcri nedcniyle Güvenlik Konscyi'nin ycni bir yaplınm karan almasını "ummak iste- mcdiğini" vurguladı. Çetin, Çckiç Güç'ün insani yardım kamyonlanna Irak noktalannda bomba yerleşliril- mesi durumunda müdahale dc bulunup bulunamayacağı soru- suna şu yanıU verdi:: "Çckıç Güç'ün görcvi belli- dir. Çckiç güç, Irak'taki her gc- lişmeye müdahale eder bir konumda dcğüdir. Çekiç Güç'- ün şu andaki görevi, Gcnclkur- mayca hazırlanan bir görcv ta- limatıyla belirlenmişlir. O lalimata göre. kcndisinc ck gö- rev verilmesi mümkün değil. Ama, Kuzey Irak'taki gelişme- ler eğer yeni bir şey gerektire- ccksc ki, bunu ummak ıstemi- yorum ve herkesin anlayışla hareket elmesini diliyorum, o zaman Güvenlik Konscyi'nin dcvreye girmesi bcklenir." Çelin, GK karan çıklığında Çekiç Güç'ün yeni görevler üst- lenmcsinin, Türkiye larafından kabul cdilmesi konusundaki soruya ise "varsayımlar üzerine konuşmam" yanıunı vcrdi. Çe- tin, Çckiç Güç'ün Ocaklan iti- baren alü ay sonuna kadar göreve devam etme zorunlulu- ğu olmadığını vurgulayarak, gelişmelere göre Gücün görevi- nin Türkiye larafından sona crdirilebileceğini de bildirdi. Baştarafi 1. Sayfada yakınlan ile birliklc karşılar- kcn, Başbakan Yardımcısı Er- dal İnönü cşi Scvinç İnönü ile Abant Köşkü'ndc oldu. ANAP Gcncl Başkanı Mesul Yılmaz. ycni yılı cşi.çocuklan vc yakın- lanyla Anlalya'daki Falcz Otcl'dckulladı. RP Gcncl Başkanı Nccmct- tin Erbakan'ın yılbaşı lalili bo- yunca Almanya'da lcmaslar yapacağı öğreniIdi.CHP Genel Başkanı Dcniz Baykalda S kişi- lik bir hcycktlc Bosna-Hcrsck'- ıc bulunuyor.DSP Gcncl Baş- kanı Bülcnı Eccviı vc MÇP Gcncl Başkanı Alpaslan Tür- kcş . ycni yıla Ankara'da girdi- lcr. Cumhurbaşkanı Turgut özal, ycni yıl mcsajında, hükü- mclc dcslck vcrdi. "1992 yılı, icrörizmlc mücadclcdc önemli aşamalar yaplığımız bir yıl ol- muşlur" diycn Özal, ıck süpcr güç olduğunu vurguladığı ABD ile ilişkilcrin gclişlirilmc- sini, Türkiye'nin, Balkanlardan Ortaasya'ya kadar olan bölgc- dcki ülkclcrc örnek olma ve kalkınma çabalanna dcslck ol- ma, dünya ckonomileri ile bü- lünlcşmc konulannda başanlı olabilmcsi için, ekonomik gcliş- mcnin önündcki cngcllcri sü- ralle aşması gcrckliğini vurgu- ladı. Özal, dış polilikada "daha dinamik" bir anlayışla, Tür- kiye'nin çıkarlanna yönelik ini- siyaüflcr cldc cdilmesinin öncmincişarclclü. Cumhurbaşkanı Özal'ın dün yayımladığı ycni yıl mesajında, hükümclc karşı "ılımlı" ifade- lcr kullanması dikkal çckli. Mcsajında dünyadakı gclişmc- lcrc dcğinen Ozal, "mcdeni alcm"in Bosna-Hcrsck'c mü- dahale clmcklc gccıküğini, gc- cikmcnin clnik ihtilaflann dünyada daha da yaygınlaşma olasılığını bcrabcrindc gclirdi- ğini vurguladı. Türkiye'nin güncy sınırlannın "lrak'taki durum" ncdcniylc islikrara ka- vuşmadığına işarcl cdcn Cum- hurbaşkanı, bölgedeki gelişmc- lcrin "balılı dosllar ve komşu- lar" ile birliklc dikkallc izlcndi- ğini anlatlı. Özal ABD ile ilişkilire dcğer- lcndirirkcn, "Bugün dünyada lck bir süpcr güç kalmışlır. O da ABD'dir. Bizim Amerika ile siyasi vc ekonomik ilişkilerimi- zi, karşılıklı mcnfaatlcrimiz çcr- çcvcsindc gclişürmcmiz özel bir öncm laşımakladır. Amcrika'- da iş başına gclccck ycni yöncli- min dc aynı kanıda olduğuna dair aldığımız bazı işarcllcr bizi mcmnun clmcktcdir" görüşü- nü dilc eclirdi. Özal dış politika konusunda, "Dünyanın bir dcğişim süreci içinde olduğu bu döncmdc, bi- zim dc bu gclişmclcri yakından takip cdcrck vc gcrcktiğindc düzcllmclcr yaparak, dış politi- kamızı dinamik vc şarllarla hcmahcnk bir şckildc uygula- mamız, bununla da yctinmcye- rck inisiyatiflcr alıp, olaylan imkânlarımız ölçüsündc vc mcnfaatlcrimiz doğrultusunda yönlcndinneye çahşmamamı- zın gcrckliğinc inanıyorum" dcdi. Cumhurbaşkanı Özal, Gü- ncydoğuda lırmandınlmak is- tcncn lcrörlc masum yurllaşlan birbirinden ayn lutmanın şart olduğunu vurgulayarak. dcvlc- lin. bölgc insanlannın sorunla- nn sorunlanna çözüm gclirmc- sinin büyük öncm laşıdığını vurguladı. Özal, şöyle dcvam cili: "Bu gayrctlcrimizin yanında, tcrörc karşı ka/andığımı/ vc bundan sonra da kazanacağı- mız başanlar milli birlik vc da- yanışmamızın da leminatı ola- caktır 1992 yılı, icrörizmlc mücadclcdc önemli aşamalar yaplığımız bir yıl olmuştur. ıhanci çctclcri, örgütlcrinin yc- lcrincc güçlcndiğini vchmcl- mişlcr. güvenlik güçlcrimizdcn ycdiklcri ağır darbcler neticcsi bunun bir hayalden ibarcl ol- duğunu anlamışlar, bu inkisar vc hınç ile mczbuhanc cylcmlcr pcşinc düşmüşlcrdir. Devlcli- mi/in cşkıyaya laviz vcrmcsi veya muhatap olması asla söz konusu olamaz. Bu ilkcl vc ca- hilanc dircniş. nc kadar sürcrse sürsün, ncyc mal olursa olsun, doğduğu ycrdc vc mullaka yok cdilcccktir. Mücadclenin bu ka- dar uzamış olması, insan hakla- nna saygılı bir hukuk dcvlcli olmamız yanında, bölgedc ya- şayan masum vatandaşlanmıza zarar vcrmcdcn sonuç almak is- tcnıcmizdcndir." Güvenlik güçlcrinin donanı- mının şürdürülcccğini kaydc- dcn Özal, Güncydoğu'nun "kastcn ihmal cdildiği" iddiası- nın "ihancli mazur göstcnne ü/crc orlaya atılmış bir iftira- dan ibarcl olduğunu" bclirte- rck. "Bir coğrafya ve iklim Airurcti olarak kalkınması gc- cikmiş ycrlcrimiz, sadccc Gü- ncydoğumuzda değil, her böl- gcmizdedc vardır. Rcfah diyan sayılan Avrupa'nın birçok ül- kcsindc dc vardır" dedi. Özal, "milli, coğrafi ve ekonomik bir- lik vc bcraberliğin sağladığı dev kalkınma hamlclcrinin, iç vc dış binakım mihraklann maskclı hcsap vc hevcslcrinc feda cdil- mcycccğini" vurguladı. Özal, Güncydoğu konusundaki gö- rüşlcrini, "Kimse hayal etme- sin! Bin yıldan beri yaşadığımız bu topraklarda, banş, refah vc mulluluğun amili vc hamisi ola- rak kardeşçe ve cbediyen var olacağız" sözlcriylc noklaladı. Basın Konseyi Başkanı Ok- lay Ekşi, 1992 yılının hükümet için ulanç verici olduğunu söy- lcdi. Ekşi, Doç. Dr. Yalçın Küçük'ün yurt dışında yapnğı bir röportaja ait film vc nollara polis larafından cl konulmasını protcstociıi.ö • Baftarafi 1. Sayfada Bunların hepsi oldu ve oluyor. Ne yapıyoruz bu anayasa dışı işlere karşı? Susuyoruz! Cumhurbaşkanı'nın, eşi Semra Ozal için kulislere gir- diği günlerde bir anayasa hukuku profesörünün demeci- ni okuyunca içim burkulmuştu 1? Mart öncesi solcusu, 12 eylül liberali bu anayasa hukuku profesörüne göre "Cumhurbaşkanı bu konuda görüşlerini açıklamışlardı", bu yüzden ortada yadırga- nacak hiçbir şey yoktu! Cumhurbaşkanı, partilere karşı yansız olmak zorun- daydı. Cumhurbaşkanı bir partinin iç işlerine karışıp "ta- raf" olmuştu. Bu anayasa hukuku hocası, derslerinde "cumhurbaş- kanlığı tarafsızlığını" böyle mi okutuyordu? Anayasa hukuku öğretim üyesi böyle yaparsa özal ne- ler yapmaz? Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Proi. Süleyman Arslan olayı da üniversitelerimiz için bir sınav oldu. Bir ortaokul mezunu, üniversite giriş sınavına girebilir mi? Giremez. Girerse, sınav sonuçları geçerli sayılmaz. Çünkü ilgili yasal düzenlemeler, üniversite giriş sınavlarına kimlerin gireceklerini saptamıştır. Bu koşulları taşımayanlar bu sınava giremezler. Giren olursa bu öğrenci hakkmda ayrıca "evrakta sah- tecilik" suçundan ceza davası da açılır. özal tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine atanan Prof. Arslan'ın durumu bundan farklı mıdır? Pek değil... Hem anayasa hem Anayasa Mahkemesi Yasası, Ana- yasa Mahkemesi üyeliği için 15 yıl öğretim üyeliği yapma koşulu getiriyor. Süleyman Arslan bu koşulları taşımıyor. Arslan'ın öğ- retim üyeliğinde geçen süresi 15 yılı doldurmamış. Konu bu kadar açık... Idare hukuku profesörü Arslan, nasıl olmuş da yasal koşutları taşımadığt halde adaylığını koymuştur? Hadi, Arslan "nasıl olsa kimse ses çıkarmaz" diye bu- nu bile bile yaptı. YÖK'te, hukukun bu temel kurallarını bilen, anımsayan ve ilgililere anımsatacak bir tek hukukçu da mı yoktu? YOK de bu konuyu atladı. Peki Cumhurbaşkanlığı'nda, herbiri de "başdanışman" olarak çalışan eski Anayasa Mahkemesi başkanları ve Danıştay başkanlan da mı ağızlarını açmadılar? Onlar da mı sustular? Ve susturuldular? Bir memlekette hukukçular susarsa ve susturulursa, o ülkede hiç kimse demokrasiden ve hukuk devletinden söz edemez. Tabii, susmayan ve susturulmayan hukukçular da var. Bu hukukçuların başında, Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör özden geliyor. Anayasa Mahkemesi, Prof.Arslan'ın seçilme işlemini anayasaya aykırı buluyor. Bulmayıp da ne yapacaktı mahkeme? Bu hukukdışılığa alet mi olacaktı? Sağ basın günlerdir.ûzden'e saldırıyor. Kafalarında bi- lim yerine kin tohumları taşıyan yazar-çizer takımı, Ana- yasa Mahkemesi Başkanı'na günlerdir kafalarındaki bu kinleri kusuyor. Hukukmuş, anayasaymış... Ne bilirler bu konuları, ne anlarlar, ne de anlamak isterler. ...... Çabaları boşadır. YÖK de, Cumhurbaşkanı da, Anaya- sa Mahkemesi'ne nasıl üye seçilir, öğrenecekler. öğrenmezlerse, "Türk ulusu adına" karar veren Ana- yasa Mahkemesi kararlarından öğrenecekler... Almanlarm hukuk savaşı MBaparufı 1. Sayfada kararla AT üyesi ülkclcrdc çalışan diğcr yabancılara görc ayncalıklı bir konum sağlayan Türk işçilcri I993'le henüz ka- ğıl üzcrindeki haklann yaşama gcçirilmcsi mücadclesini vcrc- cck. AT Adalcl Divam'nın karan AT ülkclcriylc Türkiye arasın- da 1963 yılında imzalanan an- laşmayı ycnidcn gündcmc gclir- di. Bu anlaşmaya göre Türk işçilcrinc dc AT valandaşlanna tanınan haklann adım adım vc- rilmcsi öngörülüyordu. 1980 yılında Türkiyc-AT Orlaklık Konseyi larafından alınan ka- rarla kimi haklar daha somut olarak gündcmc gclirildi. AT hükümcl başkanlannın korku- lu rüyası halinc gelen anlaşma bugünc dck uygulanmadı. Al- manya Türkiyc-AT Ortaklık Konseyi karannın iç hukuku bağlamayacağını öne sürdü. AT Adalcl Divanı isc Al- manya'daki Türk işçisi Kazım Kus'un davasındaki karannı, Alman hükümetinin "iç huku- ku bağlamayacağını" önc sür- düğü Orlaklık Konseyi karan- na dayandırdı. Adalct Divanı karannın bu açıdan Türk işçilcr açısından büyük öncm taşıdığı- nı vurgulayan Türkiye'nin Almanya Büyükclçisi Onur Öymen, "Böylccc Türk işcilcri- nin AT ülkclcrindeki diğcr ya- bancılara görc ayncalıklı bir konuma sahip olduğu vc daha önccki kararlann iç hukuku bağladığı lescil edilmiş oldu" dcdi. AT Adalct Divanı karar- lannın ulusal hukukun üzcrin- dc olduğuna dikkat çckcn Büyükclçi Öymen, "Şimdi Al- man hükümclinin tutumunu bckliyoruz" dcdi. AT Adalct Divanı karannın ardından, bu kararlann nasıl uygulanacağı, kağıt üzcrindc kazanılmış haklar nasıl yaşama gcçirilcccği konusu gündeme gcldi? Yun dışında cn çok Türk işçisinin Almanya'da çalışması ncdeniylc gözlcr öncelikle bu ülkcycçcvrildi. Türkiye'nin Almanya Büyü- kclçisi Onur Öymcn'c görc Adalct Divanı kararlannın ya- şama gcçirilmcsi konusunda iki yöntcm gündcmc gclcbilir. Ya uygulayıcı birimlcrc bir talimal göndcrilir ya da konuya ilişkin hir yasal düzcnlcmc yapılabilir. Almanya'daki Türk işcilcrinin anlaşmalardan doğan haklannı alabilmck için siyasi gjrişimlcri- ni yıllardan bcri sürdüklcrini vc bu konuda önemli mcsafclcr al- dığını bclirtcn Onur öymen, "Adalcl Divanı karan bir dö- ncm noklası olmuştur. Şimdi uygulamaya bakacağı/.. Sanı- yorum yakın dotluk ilişkilcri Türkiyc-AT Orlakhk Konseyi karan nclcri öngörüyor vc Türk işçilcri AT ülkelerinde bundan böyle hangi haklara sa- hip olacaklar? Konuya ilişkin araştırmalanyla lanınan Dr. Harun Gümrükçü gcrck Ortak Konseyi karan gerekse Adalcl Divam'nın karan yorumlayışı sonucu orlaya çıkan durumu şöyle özetliyor: Gülegüle • Baştarafi /. Sayfada önlcnmcsi... Hcp hayalkı- nklığı yaratarak sonuçlandı. Buna karşıhk; iklidar-muhalc- fct. bakanlar-bakanlar. bakan- lar-yüksck bürokratlar, hükü- mcl-işadamlan. işadamlan-işa- damian. işçilcr vc mcmurlar- işvcrcnlcr arasındaki çckişmc vc çalışmalar kamuoyunun gündcmindcn hiç düşmcdi. Türkiye. Avrupa Topluluğu vc EFTA çcrçcvcsindc dc aradık- lannı bulamadı. Bunlann sonu- cundada. 1992'ycgirilirkcn var olan birçok sorun ya hiç çö- zümlcncmcdcn ya da daha da karmaşıklaşarak 1993'edcvrol- du. yıldan beri çalışan bir Türk o ülkdc aynı işycrindc ça- nuda süratli bir uygulamaya gcçcccktir. Sorun çıkacağını lahmin clmiyoru. Eğcr çıkarsa gcrckli girişimlcrdc bulunuruz" diyc konuşlu. Türkiye siyasi açıdan daha önccki anlaşmalardan doğan haklann uygulanması için Al- manya"ya yönelik girişimlcrini sürdürürkcn, Almanya'da ya- şayan Türk işçilcri dc hukuk mücadclcsinc haarlanıyor. Al- Buna karşıhk, dünya ckono- -HcrKangi bır AT dkesmde m j s i d c sıkıntılı bir yıl yaşadı. L " Uluslararası para bunalımı, Avrupa Para Birliği'nin gcçirdi- ği dcprcm, dolann Avrupa pa- ralan karşısındaki değcr kaza- nımının yaşlı kıtada yarallığı sorunlar, Sovycllcr Birliği'nin dağılmasıyla birliklc orlaya çı- dan Hırvalıslan'a saldırdı. Kalı'nın tavn, buradaki çatış- malan çok kan dökülmcdcn durdurdu. Ancak savaş Bosna- Hcrsck'c sıçrayınca Balı pasif scyirci konumunu bcnimscdi. Bosna-Hcrsck'teki savaş, Nazi- lcr'i anırnsalan yöntemlerle in- sanlık için kara bır lckc olarak 1993'c devrolurkcn başla Al- manya olmak üzcrc pck çok Balı Avrupa ülkcsindc Nconazi lcrör can aldı. Yabancılan hc- deflcycn ırkçı şiddcl zaman zaman facialara yol açlı. Kaf- kasya da milİiyclçi kavgalardan paymı aldı. Başta Dağlık Kara- bağ'da süregiden savaş, binler- cc insanın canına mal oldu. Abhazya, Güncy vc Kuzey Osctya diğcr sıcak savaş bölge- lcriydi. 1992 yılında dünya ilk kcz "insani amaclı" bir askcri uzaturma hakkına sahip. Dörl yıllık yasal bir çalışma dönc- minde sonra üye ülkede her- hangi bir ücretli işe serbestçe girmc hakkına sahiptir. - Çalışma izinlcn olan Türk işçilcrinc olurma izni dc vcril- mcsi gcrckmcklcdir. -İşsiz olma sınır dışı cdilmc- nin nedcnı olamaz. ,..Uv.«v.v™.^ ..»« r - Sosyal yardırn alanlar sınır manya'daki çcşilli gcrckçclerle dışı cdılcmczlcr. örncgin uzun oturma izni alamayan Türk iş- yıllarçalışıpsağlığınıyıurmışvc çilcr mahkcmclcrc başvurarak, sosyal yardım parası almak zo- yabancılar masasının tutumu- na karşı dava açacaklar. Adalct Divanı karannın Almanya'da yaşayan Türklcr'e duyrulması için kampanya başlalan Ham- burg Türk Toplumu, hazırladı- ğı bildirilcrdc. konuya ilişkin uzman Alman avukallanmn lislçsini dc veriyor. HamburTürk Toplumu Baş- kanı Gökhan Arman Kalçek, "Açılacak davalarla nc gibi bir sonuç sağlamaya çalışıyorsu- nuz" sorusuna şu yanıtı vcrdi: runda kalmış işçi sınır dışı cdilc- mcz. - Bir AT ülkcsinde S yıl ika- mct ctmiş olan işçi ailcsi süresiz çalışma, dolayısıyla olurma hakkına sahip olur. ğy y kan ycni dcvlcllcrin ulusiarara- sı arcnada yarallığı çalkanlılar vc pctrol fiyallanndaki sürckli oynamalar dünyayı olumsuz clkilcycn ncdcnlcrin sadccc bır kaçıydı. Avrapa'da savaş Savaşlar, milliyetçi harckct- lcr. çatışmalar dünyanın bütün bölgclcrini kuşatlı. Avrupa, İkinci Dünya Savaşfndan bu yana ilk kcz kcndi coğrafyasın- da bir savaşın tanıklığını yaplı. Tito'nun Yugoslavyası dağıldı. Sırbislan öncc Slovcnya, ardın- Yalova Meclis gündeminde MBaştarafı I. Sayfada "Alman mahkcmclcri açıla- cak davalarda Adalct Divam'- nın vcrdiği karan gözönündc bulundunnak zorunda kala- cak tır. Bu anlamda davalar Türk işcilcrinin lchinc sonuçla- nacaktır. Yabancılar bürosu da olurma izni konuunda halcn sürdürdüğü olumsuz lutumu dcğişlirmck zorunda kalacak- tır. Olurma izni almak böylccc Almanya'daki Türk işçilcr için bir formalilcdcn ibarct olacak- tır. Türk işcilcrinin gcrçcklcşti- rilcn anlaşmalardan doğan haklanm almalan için climiz- dcn gclcn çabayı göstcrcceğiz." Adalct Divam'nın dayandığı Dün gazetemizde yer alan "I&lova'da Suudiler'in yaptudıgı 4 büyük yurtta dini eğitün veriüyor" haberi Rabıta'nın fa- aliyetlerini yeniden gündeme ge- tirdi. HEP Muş milletvekili Mu- zaffer Demir, amacının Islami esaslara ve Arap kUltürünün egemenliğine dayalı teokratik bir İslam devleti kurmak oldğu bilinen Rabıta orgütünün 1980'lerden beri Türkiye'de fa- aliyet gostenüğini^aha önce Al- manya'ya gönderılen din adam- lannın maaşlanıun bu örgüt ta- rafından verildiği ve o zamanki yönetimin buna göz yumduğu- nun ortaya çıkanldığuu belirtti. Demir, "Son zamanlarda turban takma masumiyetı altında Istam fundamantalizmine yönelik irti- cai olaylann arttıgına" dikkat çekerek, Toptan'ın şu sorulan yamtlamasuu istedi. "-Çcşilli larikat ve irticai ör- güllcrin cirit atlıg), gencecik bcyinlcrin yıkanıp, kcminldiğı K uran kurslan vc özel yurtlann dcnctimi bak<<nlıkça nc zaman sağlanacaktır. -Türkiye genelinde bu özel yurtlann sayısı ne kadardır? -Amaanın İslam fundaman- lalizmi olduğu açıkça bclli olan Rabıta örgütünün faaliyclleri- ne daha ne kadar izin verilecek? Laikliği korumak, irticai faali- yetlcri ctkisiz kılmak için, milli cğilim sistcmi içinde almayı dü- şündüğünüz ledbirler var mı? -Rabıla dcslekli eğilim olayı- nı araşürmak, sorumlulan or- laya çıkarmak için Yalova'ya bir teftiş kurulu göndcrmcyi düşünüyor musunuz?" 1992'dc Türkiye vc dünyada sanal vc kültür dünyasında her yıl olduğu gibi birçok alanda ödüllcr verildi, sürprizlcr ya- şandı; Nobcl ödülünü Trini- dadlı şair vc oyun yazan Dcrck NValcoit kazandı. 45. Cannes Film Şcnliği'nda çok tanışılan ödüllcr dağıtıldı. 49. Vcncdik Film Fcsiivali'ndc büyük ödül bir Çin filminin oldu. 64. Oscar Ödüllcri'ndc isc zafcr "Kuzula- nn Scssizliği" filmi vc Antony Hopkins ile Jodic Foster'ındı. 17. Ccsar Ödüllcri'nin ödül rc- kortmcni birçok dalda Alain Corncau, Bcrlin'dc Allın Ayı'- nın sahibi isc Lavvrcncc Kasdan oldu. Scçiçi kunılu Allın Portakal Şcnliği'ndc Lalc Mansur, cn iyi kadın oyuncu ödülünü alarak şaşırtıcı bir sonuç cldc cdcrkcn, 17 yıl sonra lckrar yapılan 6. Altın Koza ödülleri'ndc Yusuf Kurçcnli'nin "Karartma Gccc- lcri" adlı filmi birinci oldu. Ulvi UrazTiyatro Ödülü'nün sahibi gcnç bir oyuncu Jülide Kural'- dı. Haldun Tancr Öykü Ödülü'nü bu yıl yitirdiğimiz Yavuzcr Çctinkaya ile Didcm LJslu , Sedal Simavi Edebiyal Ödülü'nü dc Memet Fual ve Gülten Akın paylaştılar. Kristof Kolomb'un Amc- rika'yı keşfinin 500. yılı dolayı- sıyla iki film yapıldı, iki dckitap yazıldı. 'Casablanca' filminin 50. yılı kullandı. Paul Vcr- hoen'ın son filmi daha cekilir- kcn tcpkilcr topladı. Kültür Bakanlığı sansürü kaldıran ya- sa lasansı hazırladı, tiyatro ve sincmaya büyük para yardım- lan yaptı. Eski cscrlcrin yurtdı- şında geri isicmc konusunda girişimlcrdc bulundu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle