29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5AYFA CUMHURİYET DÜNYADA GEÇEN HAFTA 28 EYLÜL1992 PA2ARTESİ S Umudumuz iıaiıı Ivan'CÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM-Isveç karasulannda dolaştığı ileri sürûlen denizaltılardan birinin bulunmasma yardımcı olacak birmuhbire. l milyon krona yaran miktarda para vaat edildi. Bizim parayla l milyar 400 milyon lira tutan bu miktar, üzeri kapalı olarak kendi askeri güçlerini cle verecek emekli ya da görevli bir Rus askeri için düşünülüyor. İsveç'tepehlivan tefrikasına dönen denizaltı avlanndan bir yenisi daha bütün hızıyla sürüyor. Öxelesund açıklannda sualtında kaydedilen sesler ve görülen izlerden sonra İsveçdenizcilik tarihindc ilk kez. savaş hali olmadan. hedefini kendi bulan bir roket atıldı. Roketin ıska geçmesi üzerine yetkililer atışyapan personelin silahı kullanmayı iyi bilmediği şeklinde bir açıklama yaptılar. JsveçGenelkurmay Başkanı Bengt Fustafsson, "Sulanmıza yabancı denizaltılann girdiklerini kanıtlamak için birisini batırmaya hazırız"dedi. Yıllardır ilk kez bir su altı seş kaydı basına dınleüldi ve radyodan yayımlandı. Gustafsson, "Çeşitli ülkelerde btze bu konuda kesin bilgi verecek kişiler bulmak için temaslanmız var. Böyle bir kişi daha sonra ülkesinde güç duruma düşebilir. O zaman hükümetimizin ona gerekli yardımı yapacağına inanıyorum" şeklinde konuştu. Başbakan Carl Bildt'in resmen Rusya'yı • İSVEC suçlamasına katılmayan Gustafsson, "Biz yalnızca denizaltı olduğunu ve bunun eninde sonunda kanıtlanacağını söylüyoruz. Herhangi bir ülkeyi sorumlu ilan etmek politik bir konudur" açıklamasında bulundu. Muhalefet lideri IngvarCarlssonda başbakanm suçlamalanna katılmadığını söylcdi. Carlsson. Carl Bildt'in Rusya'yı bağlayıcaı birkanıt olmadan kamuoyu önündc suçlamalarda bulunmasını eleştirerek şöyle konuştu: "Eğer karasulanmızı ihlalden sorumlu olan gerçekten Boris Yeltsin ise bu çok ciddi bir durumdur. O zaman ortaya savaş hali gibi bir durum çıkabilir. Bunudüşünerek Carl Bildt'in Yeltsin ileaçık açık görûşmesi gerekir." Yok aslında birbirbnizden farkınıız EDİPEMİLÖYMEN LONDRA - İngıliz sıyaset sahnesinde iki sosyal demokrat parti var, ikisi de farklı bakıyor Avrupa'ya. Ana muhalefet İşçi Partisi. belki günün birinde iktidar olurum düşüncesiyle "ciddi ve sorumlu muhalefet" görünümü verme çabasında. Uç numaralı parti Liberal Demokratlar ise, asla iktidar ve her halde koalisyon bile şansına sahip olmadıklan için serbestce Avrupa'ya oynuyorlar. Sırtlannda yumurta küfesiyok."HemenAvrupa,şimdi..." diyorlar. Gecen hafta Av am Kamarası. Avrupa konusunu olağanüstü oturumunda ele aldığında iki parti arasındaki bu zıthk iyice görüldü. İşçi Partisi, iktidarı elestirmek istivordu. ama "Aslında yoktur birbirimizden farkımız, demeyedegetiriyordu. Seçmende zaten 5 ay öncedurumu böyle değerlendirip. İşçi Partisi'ne iktidan vermemışti. "Madem benzeşiyorlar, denenmiş dururken, denenmernişe ne gerek var" diyerek. İşçi Partisi'nin, 1979"dan beri dördüncü yenilgisi üzerine lideri Neil Kinnock apartopar İNGİLTERE istifa etti. O şimdi sıradan bir milletvekili. Avrupa Komisyona'na Çevre Sorumlusu olarak atanmayı bekliyor. Yeni lider John Smith ise. ilk kez Avam Kamarasf nda geçen hafta konuşma fırsatı buldu. Mahkemede ceza avukatlığı yaparcasına hitabet gücünü kullandı. başbakanı hırpaladı, sarsaladı.ekonomianlayışını vedış siyasetini yerden yere vurdu. Ama alternatifdegetiremedi.çünkü İşçi Partisi, "Yoktur aslında birbirimizden farkımız" konumundaydı. Seçmene şirin gözükmek için rakibine benzemiş. özünü büyük ölçüde yitirmişti. Avrupa konusunda iktidan çok güç günler bekliyor. Başbakan. işdünyası ve büyük sermayenin A\ rupa ile bütünleşme isteklerini göz önüne almak zorunda. Halkın da kaygı ve korkulanna boş veremez. Parlamentoda ise iktidar ve muhalefet. bu konuda ortadan bölünmüşdurumda. Başbakan. zaman kazanmaya çalışıyor. Almanya ve yandaşlan ise sıkıştınyor. Maastricht Anlaşması. Avam Kamarası'ndan geçemezse hükümet düşer. Erken secim olur. Ve o zaman da İngılizseçmeni, gecen nisan ayında esirgediği sadece l ,702 oyu işçi Partisi'ne verir mi? Evet.çoğunluk sistemi uygulandığı için İşçi Partisi, l ,702 oy daha fazla alsaydı, Muhafazakar Parti'nin Avam Kamarası'nda şimdiki 12 üyelik çoğunluğuolmayacaktı. İşçi Partisi'nin çoğunluğu alabilmesi ise "Everest'e tırmanma" kadar zor görünüyor. Mini sosyal demokrat liberaller ise saha kenannda Avrupa amigoluğu yapmakta özgür. Gargantua Sydney'de DışHaberterServisi- Gargantua, insanlann hizmetınde. Bugünlerde Avustralya'nın Sydney kenti son derece ilgınç bir sergiye konukluk ediyor. Böcekler alemini 'yakından' tanıtmayı amaçlayan sergi, ünlü Fransız düşünür ve yazan Rabelais'nin ölümsüz yapıtı Gargantua'dan esinlenerek tasarlanmış. Böceklerin, gerçek büyüklüklerinin çok üstünde boyutlarda gösterildiği sergi dünyanın dört bir yanından özellikle küçük merakülann ilgisini çekiyor. Sergıyı gezmek için Finlandiya'dan gelen Sohri ve Lydia adlı iki kardeş, açılış törenı sırasında yapılan konuşmaya kulaklannı tıkamış Gargantua'run devasa ayak parmaklan arasında gezinen, hiç kuşkusuz bugûne kadar gördükleri en büyük böcekle arkadaşhk ediyor. (Fotoğraf: REUTER) SıcakFırsat!Demirdöküm ısıtıcılar çok özel taksitlerle! Soba, Elektrikli Konvektön Elektrikli Yağlı Radyatör: Çağdaş teknolojınin tüm yenilikleriyle donanmış mükemmel ısıtıcılar... Bütçenizi düşünen taksit seçenekleri... Sadece Demirdöküm'de! inceleyin, kıyaslayın, ısıtıcınızı Demirdöküm'den seçin; böyte fırsat yılda bir gelir! dDDemirdöküm Konuk yazar Türkpolitikasında yeni değeflendirmeşart T ü r k i y e ' n i n T e r c i h i Genel Müdüriük: Mürbasan Sok Koza Iş Merkezı C Blok Kat I I /12 Balmumcu 80700 istanbul Tel- (I) 275 36 66 (10 Hat) Faks. (I) 275 59 63 Pazariama Satı$ Grubu: Talat Paşa Cad Harmancı Sok. Daruşşafaka Tozan Iş Hanı No: 3 Levent 80640 İstanbul Tel (I) 279 27 20 (7 Hat) Faks (I) 279 27 29 Servis Müdüriüğü: Tel. (I) 269 72 61 • 264 02 88 Faks (I) 268 73 92 Ürünler SL. 5 Oöküm Soba SL. 7 Döküm Soba Kovalı Soba Elektrikli Yağlı Radyatör (12 Dilim) Elektrikli Yağlı Radyatör (l2DilimFanlı) Elektrikli Konvektör (Fanl.) Peşinat 318.000 405 000 84 000 142.000 185 000 137.000 6 Taksit 3I8OOO 405 000 84.000 ' 142.000 185.000 137.000 Toplam 2.226.000 2.835.000 588.000 994 000 I 295.000 959.000 Peşinat 230.000 294.000 61.000 102000 I 34.000 98.000 10 Taksit 230.000 294.000 61.000 102.000 134 000 98.000 Toplam 2.530.000 3 234.000 671.000 l.l 22.000 1.474 000 1.078.000 • <0V oranhnndak otosı anışkjr fyoılaro yansılıtacalciır • Fıyottorc % I ? KÛV dahtkbr Merkez istıklal Cad 349 Beyoglu 80050 IsUmbul Tel. (1)252 49 00(7 Hal) Teleks 24522 beko tr Sifti Maguası Halaskargazı Cad 284 S.slt 80260 İstanbul Tel (I) 246 21 49-246 64 06 Genel Satıcı: BekoAnkara Bürosu Izmır Cad 25 Kat 8 Koç Iş Hanı 06440 Ankara Tel (4)417 31 25'26 Teleki 42784 beko tr Izmir Şubesi Kemaıpasa Cad Pınartas, 35060 Iz-nr Tel (51) 79 05 00 (3 Hat) Teleks 53665 oete tr Adana Şubesi Adana- Meran Yotu 14 km Buyuk Dıkılı Yol Kavşagı Adana T 7 l 2 3 02 5 3 Teleks. 62650 beko tr SL. 7 Döküm Soba Elektrikli Yağlı Radyatör Elektrikli Konvektör Demirdöküm ve Beko Yetkili Satıcıları'nda. Kaçırmayın! Prof.Dr. EROL MANİSALI Bugün AT'dc yaşanan bazı iç sorunlara rağ- men Batı dünyası üç bloklu bir*yapılanmaya doğru gitmektedir. Doğu-Batı kamplannın da- ğılması ve Asya'daki çözülmenın doğurduğu bağımsızlık hareketleri, Baü'nın kendi arasında bloklaşması sonucunu getirmiştir. Bir tarafta ABD'nin hâkim olduğu. ABD. Kanada ve Meksika'dan oluşacak olan Kuzey Amerika. öte yanda Avrupa'da. AT ve EFTA kökenli Av- rupa bütünleşmesi ve nihayet Uzak Doğu'da Ja- pon>a'nın hâkim olduğu ekonomik ağırlıklı bloklaşma. Bağımsızlık hareketleri \e çatışmalar gelişir- ken petrol ve doğal kaynaklara bağlı olarak yeni haritalar ve ekonomik nüfus bölgcleri ABD \e Avrupa tarafından belirlenmeye başlanmıştır. Bugün yaşanan bazı zorluklara ve sorunlara rağmen AT-EFTA evliliğı gerçekleştirilirken AT'nin savunma gücünü oluşturacak BAB'ın tam üyelik kapılan da Türkıve'ye kapalılmıştır. AT'de "özel statülü", BAB'da "özel statülü" bir Türkiye planlanmıştır. AT'nin Türkiye'yi dışında tutma politikasına karşılık Türkiye. AT ile olan ilişkilerinde. eski soyut ve global yaklaşımını değiştirmemiştir. Biz hâlâ "AT'ye tam üye olmak istiyoruz, bunun için de gümrük politikamızdan diğer hususlara kadar. bizi AT üyeliğine götürecek olan uygu- lamalar içindeyiz" şeklinde özetlenecek bir yaklaşım içinde bulunuyoruz. Bu durum karşısında Türki- ye'nin AT ile ilişkilerinde ortaya çıkan gerçeklere göre yeni bir politika belirlemesi gerekir. 1963'den beri süregelen soyut ve global yaklaşım, artık geçer- liliğini kaybetmiştir. Yanlış an- laşılmasın; Türkiye, AT ile iliş- kilerine geliştirmeye devam ede- cektir, insan haklanndan teknik standartlara kadar Avrupa öl- çülerine yaklaşmaya çalışa- caktır. AT ile ekonomik ve tica- ri ilişkiler. karşılıkh çıkarlara göre geliştirilecektir. Ama bü- tün bunlar yapıhrken gerekçe olarak. "Biz AT'ye üye olmak için bütün bunlan yapıyoruz" demek. AT'nin bilinen Türkiye politikası karşısında hem Tür- kiye'nin dış ilişkilerini olumsuz etkiler hem de gerçekçi bir politika olmaz. Çün- kü Türkiye, üyelik ile ilişkisi olmayan ekonomik ve politik birçok konuda. gereksiz yere ödün vermeye zorlanmış olur ve Türkiye'nin diğer bölgelerle ilişkıleri engellenir. Örneğin. pa- zannızı AT'ye ayncalıklı bir biçimde açın. yoksa AT'ye giremezsiniz denecektir. Kıbns konusun- da Rum görüşüne yaklaşırsanız AT kapılan açı- lacaktır denecektir. AT konusunda gerçekçi politika AT'nin Türkhe'vi tam üye olarak ne toplulu- ğa, ne de BAB'a almayacağı göz önüne ahnarak Türkiye-AT ilişkilerinin yeniden değerlendiril- mesi gerekir. Diğer ülke. bölge ve gruplarla iliş- kilerin de AT ile ilişkiler paralelinde, ""ATyi Türkiye için bağlayıcı bir faktör olarak düşün- meden" geliştirilmesi gerekir. Türkiye, AT ile "özel statüde" olacağı. ancak "tam üye" olama- yacağı bir konumda. dış ekonomik ve politik ilişkiler paketine yeni bir şekil verilmelidir. Bu yeniden şekillenmede Türkiye için önemlı olan. Türkiye'nin odak noktasını oluşturduğu ve ağırlıklı bir biçimde içinde yer aldığı bir bölae veya grup oluşturmaktadır. Yeni Türk Cumhuri- \etleri KEIB, Balkanlar Türkiye'nin bölgesel grubunun adaylandır. 1990 sonrasında, \an bi- linçli bir biçimde. bu yönde adımlar atılmaşa başlanmıştı.Böyle bir bütünleşmenin içereceği uzun vadeli unsurlar şunlardır: 1) Ekonomik bölge ve pazar oluşturulması. 2) Uluslararası ilişkilerde politik ve ekonomik işbirliği. özellikle diğer bölge ve bütünleşmeler karşısında. ortak politikalann belirlenmesi veiz- lenmesi. ' 3) Savunma işbirliğine gidilmesi, BAB'a ahn- mayan ve önemi azalan N ATO karşısında, Tür- kiye'nin alternatif savunma bölgelerini geliştir- meye yönelmesini doğal karşılamak gerekir. Türkiye-ABD ilişkileri 1990 sonrasında hem Körfez krizi, hem de tek kutuplu yeni uluslara- rası yapılanma dolayısıyla yeni bir boyut kazan-! mıştır. 1990 sonrasında gerek ANAP dönemin- de. gerekse DYP-SHP koalisyonunda, ABD'- nin Türkiye'nin dış ilişkilerindeki ağırhğı gide- rek artma eğilimi içine girmiştir. Bunda, Turgut Özal'ın Başbakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı dö- nemlerinde ANAP iktidannın izlediği politika ile Demirel Hükümeti döneminde izlenen politi- ka etkili olmuş ve ABD etki ve baskısma açık bir yönde gelişmiştir. Türk eumhuriyetleri Azerbaycan ve Asya Türk Cumhuriyetleri ile ilişkiler konusunda son iki yılda bazı olumlu ge- lişmeler oldu. Bundan sonra bölgeye yönelik uzun vadeli politikalarda şu hususlar gözönün- de tutulmalıdır: Türk Cumhuriyetleri arasında. bir Serbest Ti- caret Bölgesi'nin gerçekleştiril- mesine doğru politikalar gelişti- rilmeüdir. Bunun paralelinde ortak yatınmlar kapsamü bir biçimde teşvik edilmelidir. Politik bir işbirliğine götüre- cek bir kurumla_şmaya yavaş yavaş geçilebilir. Özellikle ulus- İararası politikada ortak hare- ket edilmesine yönelik* kurum- laşmalar hem Türkiye, hem de diğer Türk Cumhuriyetleri için büyük önem taşımaktadır. Bu yolla, uluslararası ilişkilerde Türkiye ve Türk Cumhuriyetle- ri "ortak yaklaşımlar" geliştire- rek etkilerinin arttırabilirİCT. Batı dünyası gelecekte üç ekonomik, kısmen de politik bloklaşmaya giderken Türk Cumhuriyetleri'nin birlikte ha- reket etmeleri, bu bloklar karşısında ezilmemelerine yol açar. Gelecekteki Avrupa Dev- leti dışında tutulan, BAB'a tam üye olamayan Türkiye, diğer Türk Cumhuriyetleri ile "yu- muşak özellikte politik ve askeri bir entegrasyo- na giderse" süperlerin olumsuz etkisini azaltabi- lir. Aksi halde Batı'nın politik ve askeri enteg- rasyonlan dışında tek başına bırakılan bir Tür- kiye. yalnızlığa mahkum edilmiş olacaktır. Bu konuda. "Biz nasıl olsa Avrupa'nın poli- tik, ekonomik ve askeri bir parçasıyız. Türk Cumhuriyetleri ile yakın ilişkilere girmemiz ge- rekmez" şeklinde bir yaklaşım, tarihi bir yanılgı olur. Eskiden Doğu-Batı kutuplaşmasında, Tür- kiye'yi temelde askeri nedenlerle yarunda tut- mak ihtiyacını duyan Avrupa ve ABD artık aynı düşüncede değildir. Hele içine daha da kapanıp tek bir devlet olma yolunda, iç zorluklara rağ- men ilerleyen AT. Türkiye'yi içine hiç mi hiç sin- diremez hale gelmiştir. AT için Türkiye artık yalnızca, ekonomik ve ticari işbirliği yapılacak bir pazardır. Bütün bu gerçeklerin Türk kamuoyu tarafın- dan iyı bilinmesi ve uluslararası ilişkilerde, yann Türkiye'nin daha zof bir duruma düşmemesi için önlem alınması gerekiyor. Türkiye'ye Batı'nın üç bloğu içinde de yer ve- rilmemektedir. Bu durumda Türkiye'nin dış iliş- kilerinde yeni bir değerlendirmeye giderek, ken- di güç alanını, ortak çıkarlara d'ayalı olarak ge- liştircbileceği yeni bir bölgenin oluşturulmasına çalışması doğaldır. Asbnda bu tür bir yaklaşım, Türkiye'nin özellikle AT gözünde durumunun güçlenmesine yol açabilecek bir gelişmedır. Türkiye'ye Batı'nın üç bloku içinde de yer verilmemektedir. Bu durumda Türkiye'nin dış ilişkilerinde yeni değerlendirmeye giderek kendi güç alanının, ortak çıkarlara dayalı olarak geliştirebileceği yeni bir bölgenin oluşturulmasına çalışması doğaldır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle