Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sal
Cumhuriyet™
Sahibı Cumhuriyet Matbaacıl.k ve Gazetecilik Turk Anonim Şirketı adına Bcrm N«di İstanbu! Haberleri: Şen.v Kalkan, Dış Haberler: Ergun B»lcı. Iş-Ekonomı: Şukran Kelenci, Basım ve Yayınv Cumhuriyet Matbaacıhk ve Gazetecilik T.A.Ş. Türkocagı Cad.-
• Genel Yayın Yönetmenı. Özgen Acar • Genel Yaym Koonlinatöru: Hikmrt Çrlinluya Yurt Habfrlerı: Mebmrl Saraç, Kulıür Celal l'sier. Makaleler. S»mi Karaoren, Spor: AMulkadir 39/41 Cağaloğlu 34334 Ist. PK: 246 Isıanbul. Tel: 512 05 05 (20 hat), Teleu
Yazı İşleri Mudurlerr Fusun Özbilgen (Sorumlu), Cdal BaştaagK (Haber) • Görsel Yucelman, Duzelıme: Abdullah Y»zıcı • Muessese Mudur V.: Erol Erkuı • Koordınator: 22246, Fax: (1) 526 60 72 • Bümlar Anksrm: Z. Gökalp Blv. İnkılap S. No:
Yönetmerr AU Ac«r • Duzenleme MusUf» Sagfauner • Ankara Temsılcisı: CMW>I Ahmel Korulsan • Muhasebe: Bultnl Yener • Idare: HBS«>İB Gorer • Işleıme: Onder 19/4, Tel: 433 II 41-47, Telex: 42344, Fax: (4) 433 05 65 • Iznin H. Ziya Blv.
Arcavurek Haber Müdurleri- Muslaf» Balbty. Işık Kansu, tzmir Temsilci V: Serdar Çdik • Bılgı-lşlem: NaU lnal, Bilgisayar Sısıem: Mnnıvrt Çiler • Personel: Se*gi Bostancıoglu 1352 S. 2/3 Tel: 83 12 30, Telex: 52359, Fax: (51) 89 53 60 • AdaoK lnönü
Kmk, Adâna Temsilcisi: Ç.Ü. Vigenotlu • Reklam: Reha Iş.tm.n Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1. Tel: 59 37 52 (4 hat), Teta: 62155, Fa* (71) Ş9 25 78,
TAKVİM:28EYLÜLI992 tmsak:4.24 Güneş:6.49 Öğle: 12.00 Ikındı: 15.21 Akşanr 18.01 Yatsr 20.21
Evlilik
çagpıştınyop
• ANKARA (AA)-Evlilik
hakkında birçok eleştiri
yapılmasma rağrnen
gençlerimizin evliliği.
ulaşılacak normal bir sonuç
olarak gördüğü belirlendi.
Ankara'da beş üniversitede
yapıian araşürmada,
gençlerin çoğunluğunun
nikâhsız birlikte yaşamaya
karşı olduğu saptandı. Prof.
Dr. I. Ethem Derman.
Uluslararası 7. Psikikoloji
Kongresi'nde > aptığı
konuşmada. Ankara'da beş
üniversitenin öğrencileri
arasında yapıian araştırma
ile ilgili bilgi verdi. Prof. Dr.
Derman. araştırmada.
gençlerin. evlilik konusunda
her ne kadar bağımsız karar
verdiklerinı düşünseler de
sosyal sınıf, siatü, eğitim gibi
toplumsal knterlerin
etkisindeeşseçimi
yaptıklannın ortaya çıktığını
söyledi.
Veranmikrobıı
direniyor
• ADANA(AA)-
Türkiye'de, "\eremle savaş'ta
önemli gelişmclerclde
edilmesıne karşın hastalığın
kökünün tamamen
kazınamamasının. bugüne
kadar yanlış ve yetersiz
mücadele yöntemlcri
kullanılmasından
kaynaWandığı bildirildı. AA
muhabinnın sorulannı
yanıtlayan Adana Verem
Savaş Derneğı Başkanı Dr.
Feyyaz Ekız. Sağlık
Bakanlığı verilerine göre
etkin mücadele> le 1976
yılında binde 1 "e kadar
düşürülen veremli hasta
sayısında, 19801ı yıllarda
bınde 2.5'e ulaşan bir artış
görülmeMnın değişik
nedenleri olduğunu söyledi.
Dr. Ekiz. veremle
mücadelenin sadcce bir
haftaylasınırlı tutulmasının,
hastalıklasavaşızaafa
uğratan en önemli neden
olduğunu \urguladı.
Stalin'in kız
KRHADış Haberler
Servisi) - Eskı Sovyet
diktatörü Josef Stalin'in 66
yaşındaki kız kardeşi
Swetlana Stalin'in çok zor
durumda bulunduğu
bildirildi. Siiddeutsche
Zeitunggazetesindeycralan
bir habere göre Svvetlana,
artık kimsesizleryurdunda
yaşayacak. Londra'da
bulunan kimsesizler
yurdunun > etkilileri.
Swetlana;nın buraya
alınması içın tüm şartlara
uygun olduğunu belırterek
bakıma muhtaç olduğunu
açıkladılar
Bıcaksız ameliyat
• ANKARA (ANKA) - Tıp
alanında sürdürülen yoğun
çalışmalar sonucunda. kann
açılmadan, bıçaksız tedavi
yöntemiy le kadın hastalıklan
tedavi edilmeye başlandı.
.Ankara Üniversitesi Tıp
Fakültesi Kadın Hastalıklan
Anabilim Dalı öğretim üyesi
Prof. Dr. Sevim Dinçer.
"laparoskopik cerrahi" adı
verilen. kadın hastalıklannın
tedavisinde kullanılmav a
başlanan bu yöntemin,
yumurtalık kıstleri, dış
gebelik. iyi huylu ur. rahim
alınması gibı vakalarda
u\ gulandığını büdirdi. Pcof.
Dr. Dinçer. "Laparoskopik
cerrahide göbek altından ve
iki yerden 6-8 mm çapında
açılan deliklerden özel
aletlerlegiriyoruz. Bu
yöntemde ışık kaynağı ve
video kamera yardımıyla
doktor ne v aptığını. hasta da
ne olduğunu görebiliyor"
dedi.
Solaklar kısa
ömürfü
• ERZIRLM(AA)-Solak
kişilerin ömürlerinın solak
olmayanlara göre daha kısa
olduğu bildirildı. Atatürk
Ünhersitesı Fızyoloji
Anabilim palı Başkanı Prof.
Dr. Üner Tan, yaptıklan bir
araştırmaya göre solaklânn
ömrünûn. solak olmayanlara
göre 10-yıl daha kısa
olduğunu. bunun da
solaklânn bağışıklık
sistemlennin zayıf oluşundan
kaynaklandığını belirtti.
Prof. Tan. yurtdışında
yapıian bazı araştırmalarda
da benzer sonuçlann
alındığını ifadeederek
şunlan sö> ledi: "Testesteron
hormonu, solaklânn sol
yanm küresıni baskı altına
alarakgelişimlerin!
yavaşlatmaktadır. Bu
nedenle solaklar, çeşitli
hastalıklara ve alerjik
vakalaradaha kolay
yakalanıyorlar."
Kadınlar cinselliğifilmlerdenöğreniyor• Marmara Üniversitesi Halk Sağlığı Bilim Dalfn-
ca gerçekleştirilen araştırmada kadmlann ilk cin-
sel bilgilerini öncelikle arkadaşlanndan, filmlerden
ve gazetelerden edindikleri ortaya çıktı.
liyor. Evli kadınlar arasında
yapıian bir araştırma, kadınla-
nn yeterli ve sağlıklı bir cinsel
eğitim almadıklannı ortaya çı-
GÜNDÜZ İMŞİR
Kadınlar cinsel yaşamlann-
da eşleri tarafından yönlendiri-
kardı. Cinsel yaşamlan sosyo
kültürel koşullanmalar nede-
niyle daha çok eşleri tarafından
yönlendirilen kadınlar, ilk cin-
sel bilgilerini öncelikle arkadaş-
lanndan, film ve gazetelerden
ediniyorlar. Okul ve sağlık per-
soneUnden bilgi alanlar ise yok
denecek kadar az.
Marmara- Üniversitesi Tıp
Fakültesi Halk Sağlığı Anabi-
lim Dah'nca Doç. Dr. Osman
Hayran başkanlığında yapıian
"Evli kadınlann cinsel yaşam
özellikleri ve tutumlan" konulu
araştırma, Kocaeli'nin Gebze
ilçesinde 15-49 yaş grubundaki
299 evli kadınla yapıldı.
Bayan araştırmacılar tarafın-
dan uygun bir ortam sağlana-
rak her bir kadınla teke tek
yapıian söyleşide elde edilen an-
ket sonuçlanna göre, kadm-
lann çoçukluk ve genç kızlık
dönemlerinde aile içinde (yüzde
69) cinselliği hiç konuşmadık-
lan görüldü.
Araştırmaya katılan kadın-
lann yüzde 27'si gerektiği za-
man konuşulduğunu belirtir-
ken, ancak yüzde 6'sının konu-
yu rahatlıkla konuşabildikleri
ortaya çıktı.
Kadınlar ilk cinsel bilgjlerin
kaynağı olarak arkadaşlannı,
film ve gazeteleri gösterdiler.
Hava kiPliliği
Polislerin
sinir sistemi
bozuluyor
NECATİ AYGIN
İZMİR - Egzoz kirliliği en çok
trafik polislerini etkihyor. Kentlerin
yoğun. kırlilığınde egzoz gazlannı
soluyan trafik polislerinin 12 saat
olumsuz çevre koşullannı yaşadık-
lannı öne süren trafik müdürlüğü
yetkilileri, hava kirliliginin polislerin
"'sinir sistemini" olumsuz yönde et-
kilediğıni belirtiyorlar. Bilim adam-
lan da yakıt buharlannın ve karbon
monoksitin sağlık açısından büyük
risk taşıyan maddeler olduğunu söy-
lediler.
Egzoz gazlannın akcığer ve üst so-
lunum yollan hastalıklanna neden
olduğu gibi çevre kirliliğınde önemli
rol oynadığını söyleyen bilim adam-
lan kış aylannda hava kirliliginin
daha da artaaağına dikkat çekerek
yetkililerden zaman geçirilmeden
önlem almalannı istediler.
Egzoz gazlanndan en çok trafik
polislerinin etkilendiğini söyleyen
trafikten sorumlu Emniyet Müdür
Yardımcısı Erol Kaynak, "'Kent
içinde olduğu gibi çevre karayolla-
nnda görev yapan memurlanmız 12
saat çalışıyorlar. Yani çalışma süreci
içinde egzoz gazlanru soluyorlar.
Rahatsızlanıp doktora çıkan me-
murlanrruzın yapıian muayeneleri
sonucu çoğunun sinir sisteminde bo-
zukluk olduğunu içeren bulgular
çıkıyor. Doktora çıkmak isteyen
arkadaşlanmız en çok baş ağnsm-
dan şikayet ediyorlar" dedi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç
Hastalıklan Anabilim Dalı öğretim
üyesi Prof. Dr. Ülkü Bayındır, "Tra-
fığin yoğun olduğu ve hava sirkülas-
yonunun az olduğu kavşaklarda
özellikle kış aylannda yoğun egzoz
gaa vardır. Burada görev yapan ki-
şiler için ortam zararlıdır. Özellikle
'egzoz gazlan arasındaki karbon
monoksit, baş ağnsı, baş dönmesi ve
bellek bozukluğu yapabilir. Bu ne-
denle hava kirliliğinin yoğun olduğu
kış aylannda etrafı yüksek binalarla
çevrili olup rüzgarlann yetersiz ol-
duğu kavşaklarda trafik polislerinin
uzun süreli görevlendirilmeleri doğ-
na değildir" dedi.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi İç
Hastalıklan Anabilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. İstemi Nalbantgilde egzoz
gazlannın erken damar sertliği ve
tansiyon yüksekliği yönünden insan
sağlığını etkılediğıni söyledi.
Dokuz Eylül Üniversitesi Mühen-
dislik Mimarlık Fakültesi Çevre
Mühendisliği Bölümü'nden Prof.
Dr. Ayşen Müezzinoğlu görüşlerini
şöyle dile getirdi:
"Benzinli veya içten yanmalı mo-
torlarda, kullanılan benzinlerde
kurşun bileşikleri var. Kurşun bile-
şiklerinin zehirli olması, doğada bir
dolanıma girmesi ve bu dolanım so-
nucunda başka birtakım girdilerde
insanı ve doğayı etkilemesi riski bu-
lunduğu için. kurşunlu benzin bir-
çok ülkede yasak. Oysa biz hala kur-
şunlu benzin kullanmaktayız."
Safranbolulu, olumsuz gelişmeleri durdurabilmek için 'Başka Safranbolu yok' diyor
Geçnuşigelecekte deyaşayacak nu?
• Safranbolu'daki
AnadoluveTürk
mimarisini yaşatmak
ülkemizinve
dünyanın gündemine
girdi. UNESCO
aracılığıylatüm
dünyada kamuoyu
oluşturuldu. Çeşitli
etkinlikler sonucu,
onanm çalışmalan
sürdürüldü.
BtROL ÜZMEZ
Yüzlerce yıllık birikimin te-
pelere ve vadilere serpildiği bir
yerleşim Safranbolu. Safran-
bolu'da tarih, her yerde özel
bir zevkin biçimlendirdiği
uyum ile karşımıza çıkıyor.
Osmanlı döneminden günü-
müze uzanan ve çoğu ünlü,
tarihi kişilere ait olan yapı zin-
ciri içinde yer alan Safranbolu-
lu Cinci Hoca'nın yaptırdığı
Cinci Haru ve hamamı, Sadra-
zam Köprülü Mehmet Paşa'-
nın yaptırdığı Köprülü Camıi
ile barok stilde inşa edilen İzzet
Mehmet Paşa Camii, sosyal ve
kültürel yapılaşmalann yanı
sıra bu yapılann arası ve çevre-
si bir üretim, ticaret dokusu da
oluşturmuş.
Köylerden göç
Ülkemizde 50'li yıUardan
sonra başlayan hızlı ve sağ-
lıksız kentJeşme olgusu Safran-
bolu'yu da olumsuz etkilemiş.
Karabük'te kurulan Demir
Çelik Endüstrisi el sanatlanna
dayalı üretimi geriletmiş. Ar-
dından göç ve değişim başla-
mış. Çarşıda evler satılmış, ya
bağlara ya da Istanbul'a göçül-
müş. Safranbolu'nun çarşı es-
nafı Karabük'te dükkan açmış
geçimi için. Bir başka göç de
Safranbolu'ya doğru olmuş.
Köylerden göçenler Safranbo-
lu kültürünün gözdeleri çarşı
evlerini satm alarak yerleşmiş-
ler.
Bu hareket evler üzerinde
yeni değişimleri de beraberinde
getirmiş. Yapılar özgünlükle-
rinden ve özelliklerinden
farklılaşmış, bozulmuş.
Safranbolu için Safranbolu-
lular böylesi olumsuz bir geliş-
meyi durdurabilmek, daha
fazla gecikmeksizin bir şeyler
yapabilmek amacı ile "Başka
Safranbolu yok" diyerek bir
araya gelmişler. 1975 yılında
düzenlenen "Safranbolu Mi-
raari Değerleri ve Folkloru
Haftası" halkta, kendi kül-
türiinü koruma bilinci yaratı-
lmasına ilk adım olmuş. İstan-
bul Teknik Üniversitesi -Mi-
marlık Fakültesi ve Safranbo-
lu Belediyesi ile mahalli vakıf
ve demeklerin öncülüğünde
Safranbolu "geçmişi gelecekte
Safranbolu evleri ince bir ze> kin ve bir yaşama biçiminin üriinü. E\ ler ilginç sokak perspektifleri oluşturuyor. Safranbolu'da
demirci, bakırcı ve semerciler lonca astemiyle üretimlerini sürdürmüşler.
yaşatma. çağdaş uygarlığa
katma" sorunu olarak ülke-
mizin ve dünyanın gündemine
girmiş.
Bu amaca ulaşmak için
sadece ülke içinde değil.
UNESCO gibi kuruluşlar
araalığıyla tüm dünya ülkele-
rinde kamuoyu oluşturulmuş.
Koruma ve değerlendirme
çahşmalan ile çeşitli etkinlik-
ler sonucu; Kaymakamlar
Evi, Asmazlar Konağı, Cinci
Hamamı ve Arasta'nın resto-
rasyonu tamamlanmış. Özel
sektörce de aslına sadık kala-
rak modern bir konaklama te-
sisi hizmete sokulmuş. 1991
yılında başlatılan "Safran-
bolu'yu Sağlıklaştırma ve Gü-
zelleştinne" projesi kapsamın-
da Küitür Bakanlığı'nın Aras-
ta arkası sokağının restoras-
yon calışması başlatılmış ve
şimdiye kadar beş ev
onanlmış. Vakıflar Genel
Müdürlüğü'nce de Cinci Hanı
ve iki caminin restorasyonu
başlaülmış. Eski hastane
onanlarak Sağlık Meslek Li-
sesi'ne dönüştürülmüş. Eski
hükümet konağının kültür
merkezine dönüşmesi Kaz-
dağı meydanının çevre düzen-
lemesi için çalışmalar sürdürü-
lüyor.
Safranbolu örneği ülkemiz-
de ilk kez yaşanan bir olay.
Anadolu Türk kültürünün öz-
günlüğünün yoğunlaştığı mi-
mari ve kent dokusunun ko-
runması için bilinçlenmiş
halkın oluşturduğu bir örnek.
Böylesi bir bilinçle birleşen or-
tak çaba, Safranbolu'da Ana-
dolu Türk mimarisinin en gü-
zel örneklerinin en sağlıklı şe-
kilde korunmasını sağlıyor.
"İçerisinde yaşanmayan
yer, hiçbir şekilde korunmaz"
ilkesinin en iyi uygulandığı
yörelerden biri olan Safranbo-
lu'yu bu yaklaşım ile koru-
mak, mimari değerlere de-
vamlılık sağlamak gerekiyor.
Bu amaçla yapıian restoras-
yon ve iyileştirme işlemleriyle
süslenen Safranbolu gün be
gün güzelleşiyor.
Vadi ve tepeler üzerine öz-
gün biçimde yerieşmiş olan
Safranbolu'da yerleşim kışlık
ve yazlık olarak tanımlanan
yörelere serpilmiş ve gelişmiş.
Vadi yamaçlanna birbirinin
görünümünü kapamayacak
biçimde yerleştirilmiş
Safranbolu evleri, düzgün
sağlam yapılan. iç
düzenlemelerindeki zenginlik.
havuzlan. bahçeleri ve dış
çevreyle uyumlu halleriyle dö-
neminin yaşama ve üretim
biçimini, kültürünü, üstün
yapı tekniğini ve mimarisini
gösteren ince bir zevkin, bir
yaşama biçiminin üriinü. Ardı
ardına sıralanan Safranbolu
evleri ilginç sokâk perspektif-
leri oluşturuyor.
Yöneticilerin bilgisayarla geçen ilk 6 yıllık dönemleri yoğun stres altında
Bilgisayar gergiııliği artbrıyor
GÜNEŞGÜRSON
ANKARA- İş yaşamının vaz-
geçilmez parçalanndan biri
olan bilgisayar, gerginliğe yol
açıyor. Özel sektörde çalışan
yöneticilerin, hızla değişen bil-
gisayar teknolojisine uyum sağ-
lamada zorlandıklan. bunun
da gerginlik yarattığı belirlendi.
Bilgisayar uygulamalan ile
yaşanan değişimin yöneticilerin
stres düzeyleri üzerindeki etki-
lerini ölçmek amacıyla. özel sa-
nayi işletmelerinde çalışan ve
bilgisayar kullanan yöneticiler
konusunda bir araştırma yapıl-
dı.
Dokuz Eylül Üniversitesi
İktisadi İdari Bilimler Fakültesi
İŞİetme Bölümü öğretim üyele-
rinden Yasemin Arbak. Örnür
Timuranday Özmen. Alev Er-
genç Katrinli tarafından yapı-
ian ve Ulusal Psikoloji Kong-
resi'nde sunulan araştırmada;
yöneticilerin bilgisayar tekno-
lojisiyle. "fazla bilgi ve tecrübe
sahibi olmadan" tanışmak zo-
runda kaldıklan kaydedilerek,
vöneticilerin yüzde 61'inin has-
talığa yol açacak düzeyde ger-
ginlik yaşadığı belirlendi. Araş-
tırmaya göre. bilgi işlem tekno-
• Dokuz Eylül Üni-
versitesi'nce yapıian
bir araştırmada yöne-
ticilerin fazla bilgi ve
deneyim sahibi olma-
dan bilgisayarla tanış-
malan hastalığa yol
açacak düzeyde ger-
ginlik yaşamalanna
neden oluyor.
lojileri alanında yaşanan deği-
şimler, yöneticiler tarafından
"hızlı ve hazırlıksız" olarak alı-
nıyor. Bu da, işletmelerde bir-
çok faaliyetin yeniden düzen-
lenmesi, yeni görev pozisyonlar
ve birimlerinin açılması, bir kıs-
mının da ortadan kalkmasına
yol açıyor. Çalışanlann bu de-
ğişime uyum saglayamaması
sonucu, davraruşsal sorunlar
ortaya çıkıyor.
özel sektördeki ilk 500 sana-
yi işletmesinde çalışan 257 yö-
neticiyi kapsayan araştırmada,
bilgisayar kuÜanmak zorunda
olan yöneticilerin ilk 6 yıllık
kullanım döneminde yoğun bir
stres altında olduklan belirlen-
di.
Araştırma örnekleminde yer
alan yöneticilerin stres düzeyle-
ri incelendiğinde. yüzde 10'unun
sağlığı tehdit etmeyecek, yüzde
61'inin hastalık gelişme olası-
lığının bulunduğu düzeyde ger-
ginlik yaşadıklan ortaya çıktı.
Daha çok 36-45 yaş arasında,
erkek ve müdür düzeyindeki
yöneticiler gerginlik altında ka-
lıyor. Araştırmanın bulgulan-
na göre, 1 -3 yıl ve 4-6 yıldır bil-
gisayar kullanan yöneticiler, 7
yıldır bilgisayar kullanan yöne-
ticilere oranla daha yüksek ger-
ginlik altında bulunuyor. Re-
kabetçi, yapılması gereken işin
baskısını üzerinde hisseden. sü-
reklı mücadele içinde olan ve is-
tedikleri şeyi elde eden yönetici
tipinde, gerginlik düzeyi yüksek
olarak gözlenirken, orta düzey
yöneticilerin bilgisayar kullan-
maya başladıklan ilk 6 yıldan
sçnra, gerginlik düzeylerinde
bic düşme oluyor.
26-45 yaş arasında olan ve
•bilgisayar eğitimi almış olan
genç kuşak yöneticiler. bılgisa-
yara karşı daha az yabancılık
çekiyor.
Yöneticilerin. meslekleri ge-
reği bu değişimle tek aşamada
karşı karşıya kalmalan. stres
düzeylerinin artmasının etken-
leri arasında yer alıyor. Araştır-
mada, "kıt olan kaynaklan bir
araya getirerek, örgütün amacı-
na ulaşmasını sağlayan kişi"
olarak tanımlanan yönetici, et-
kin değişim stratejileri oluştur-
mak, değişime olan tepkileri
azaltmak ve meydana gelen
gerginliği kontrol altında tuta-
bilmek gibi görevler de üstleni-
yor.
n
\
=_} ĞÜVENÎSAĞIAM
' I SİVASfiC BİR YONU
7V
HUZUR
SİYASÎ BİR YONU
S l V A S A L i S T I K'R A R !
Annelerine başvuranlann oranı
ise yüzde 19.7. Doç. Dr. Osman
Hayran'ın bu konudaki açıkla-
ması şöyle:
"Cinselliğin aile içinde konu-
şulma durumu ve ilk cinsel bilgi
kaynaklan ile ilgili benzer bul-
gular diğer araşürmalarda da
saptanmıştır. Oysa çocuğun
doğal gelişım süreci içinde aile-
de cinsellikle ilgili sorulannın
yanıtlanması, konunun örtbas
edilmemesi sağlıklı bir cinsel
yaşama hazırlamada ön koşul-
dur. %
Toplumsal baskı
Kadınlann cinsel konulara
bakış açılan çeşitli toplumsal
değer yargılanyla baskılandı-
ğından, cinselliği olması gerek-
tiği gibi sağlıklı ve doğal bir şe-
kilde yaşayamamaktadır. O
halde öncelikle cinselliğin sağ-
lıklı biçimde konuşulan, tartışı-
lan bir konu durumuna getiril-
mesi, bunun için de konu ile il-
gili eğitim ve danışmanlık hiz-
metlerinin düzenlenmesi önem
kazanmaktadır. Bu hizmetler
sağlık sektörü ile birlikte eği-
tim, haberleşme gibi diğer sek*
törlerin de işbirliği yolu ile veril-
melidir. Ancak, tüm bunlann
ön koşulu eğitim ve danışman-
lık hizmetlerini verecek kurum
ve kişilerin kendilerinin konu-
nun önemini kavrayıp, olumlu
tutum geliştirmelerinde yat-
maktadır."
Ruhsal-bedensel doyum
Araştırmada, kadınlann yüz-
de 56.2'si cinsel ilişkide amaan
ruhsal ve bedensel doyum sağ-
lamak olduğunu belirtirken, ilk
cinsel bilgilerini annelerinden
ve bayan aile bireylerinden ve
diğer kaynaklardan alanlann
ise cinsel ilişkiyi evlilik gereği ve
çoçuk sahibi olma amaçlı ola-
rak gördüklerini vurguladılar.
Evlilik öncesi kız ve erkek arka-
daşlığı ve cinsel deneyim konu-
sunda görüşler incelendiğinde
kadınlann çoğunluğunun (yüz-
de 80) arkadaşlığı onayladığı,
ancak gene büyük çoğunluğu-
nun (yüzde 79) kadının evlilik
öncesi cinsel deneyimin olma-
ması gerektiğini savunduklan
belirlendi.
Erkek için evlilik öncesi cin-
sel deneyimin gerekliliği, ankete
katılan kadınlann yüzde 72.9'-
unca benimseniyor.
Mastürbasyon
Araştırmada, mastürbasyo-
nun sakınca ya da yaranna iliş-
kin fıkri olmadığını belirtenler
ise yüzde 78 oranıyla hayli
önemli bir yer tutuyor.
Mastürbasyon konusunda
çıkan şonuç ve nedenleri konu-
sunda Hayran şunlan söylüyor:
"Yüzde 13'ü mastürbasyonun
ayıp, günah olduğunu ve has-
talık yapüğmı ileri sürüyor. An-
kete katılan kadınlann ancak
yüzde 8.7'si ise mastürbasyon
yaptığını belirtiyor. Araştırma
kapsamındaki kadınlann. yüz-
de 95'i mastürbasyon sırasında
cinsel ilişkinin olmaması gerek-
tiğini vurguladı. Bir diğer
araştırma da erkeklerde benzer
bir tutum olduğunu ortaya
koymuştur. Oysa mastürbas-
yon sırasında cinsel ilişki kısıt-
lamasını gerektiren fizyolojik
bir rfedenin varlığından söz
edilmemiştir. Bu konudaki
karşı çıkmalann daha çok kül-
türel tabu, ön yargı ya da kişisel
hoşnutsuzluk ve kadının
aşağıiık duygusundan kaynak-
landığı görülmektedir."
ilginç sonuçlar
Ankette ortaya çıkan öteki il-
ginç sonuçlar şöyle sıralanıyon
• Gebelik sırasında cinseliliş-
ki olmaması gerektiğim düşü-
nenler yüzde 67 orarunda.
• Kadınlann yansı eşleriyle
haftada 2 kez ilişkide bulun-
duklannı belirtiyor.
• Kadmlann yüzde 7.7si her
zaman, yüzde 51.2'si ise zaman
zaman ilişki için eşleri tarafın-
dan cinsel ilişkiye zorlandıklan-
nı ifade ediyor.
• Kadınlann yansma yakın
kısmı (yüzde 41.5) cinsel ibşkiyi
her zaman eşinin başlattığını,
ancak yüzde 2.7 'si kendisinin
başlattığıru belirtiyor.
• Kadmlann yalnızca yüzde
20.7"si her zaman doyuma
ulaşıyor. Yüzde 23.7'si ise hiç
bir ilişkide doyuma ulaşma-
dıklannı ifade ediyor.
• Kadınlann yüzde 60.9'ü
zaman zaman da olsa cinsel iliş-
kide ağn duyduklannı vurgu-
larken, hiç bir zaman ağn duy-
mayanlar yüzde 39 oranını
oluşturuyor.