15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 EYLÜL1992 PAZARTESI CUMHURİYET SAYFA EKONOMÎ Çiftçinin geliri azaldı • ERZLRUM(AA)- Türkiye Ziraat Odalan Birliği'(TZOB) Başkanı Erol Baraz, Türk çiftçisinin milli gelirden aldığı payın lOpuan düştüğünü belirterek çiftçinin çağın gerisine itildiğini söyledi. Baraz, 4çifıçinin l980"dcnönce milli gelirden aldığı payın yüzde 27dolayında olduğunu, günümüzde ısc bu rakamın yüzde I7'leredüştiiğünü söyledi. Kamuda öncelik Ege'nin • ANKARA (ANK A) - Özel sektörgibi kamu kesimi de yatınm harcamalannda önceliği Ege'ye veriyor. Yılın ilk yansında en fazla harcama bu böleedeki yatınmlara yapıîdı. Ege Bölgesi. kamu yatınmlanna yapılan harcamanın öngörülen toplam ödeneğe oranında da ilk sırada yer aldı. Ocak-haziran döneminde Ege 'Bölgesi'ndeki kamu yatınmlanna bir trilyon 755.2 milyar liraharcandı. Yılın tümü için öngörülen 4 trilyon 889.2 milyar liralık revize ödenek tutanna göre yüzde 35.9 oranında bir nakdi gerçekleşme sağlandı. Bunun bölgelere göre en yüksek nakdi gerçekleşme oranı olduğu belirlendi. Enerji tasarrufu • ANKARA (AA)-Artan ihtiyaç ve maliyetler karşısında. enerjinin tasarruflu kullanılması konusuönplanaçıkarken ekonomik kalkınma ve sosyal refahı engellemeden. lüketilen enerji miktannın en aza indirilmesi yoluyla yapılabilecek tasarrufun tutan "trilyonlarla" hesaplanıyor. Bu kapsamda. Türkiye'de sanayi kesiminde hiç yatınmsız ya da az bir /atmmla yüzde 20 oranında enciita^ ,TI. pctansiv bulunuvor. Baraka bankalar tehlikede • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu)-Erzincan"da deprem sonrası barakalarda , faaliyetlerini sürdüren , bankalann durumu tehlikede. Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu. hizmet binalannı onannayan ya da yapmayan bankalann barakalarda çahşmasını yasaklayacak. Valinin. baraka bankalan yasaklama gerekçesi, "güvensizlik". Konfeksiyoncular AT ile kasımda masaya oturacak Kotada hunut'görüşmesi ESİN SUNGUR Türkiye AT ile yapacağı kota görüşmelerinde "göle maya ça- lacak." Tekstil \e konfeksi>on ticaretinin serbest bırakılmasını öngören GATT Uruguay Ro- undu goruşmelerinin hâlâ biiı- rilememesi ve geeici bir süre için uzatılan Çok Elyaflılar Anlaş- ması'nın süresinin bitmesi Tür- kiye"nin AT ile yapacağı görüş- melerde baz alacağı bütün ku- rallan kaldırdı. Bu kuralsızhk Türkiye kotalannın ya çok yüksek ya da çok düşük kalma- sına neden olabilir. 1986 yıhnda başlayan GATT Uruguay Round'u görüşmele- rinin 1990 yıhnda bitirilmesi ta- sarlanmıştı. Tanm. fıkri mül- kiyet. uluslararası yabancı yatı- nmlar ve tekstil ticareti konula- nnı kapsayan görüşmelerde tanma sağlanan devlet desteği ülkeler arasında anlaşmazlık yaratü. Tanm konusunda anla- şamayan ülkeler, tekstil ve kon- feksiyon ticaretinin serbest bı- rakılmasını öngören Dunkell Raporu'nu ise onayladılar. An- cak bu rapor Round görüşme- lerinin tamamlanması halinde uygulamaya girecek. Rapor ge- NE NEDİR / URUGUA Y RA UNDU 8 dünya turu GATT (Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması). 1948 yıhnda yaşama geçti. Dünya ticaretini serbestleştirmeyi amaçlayan bu anlaşma kapsamında şimdiye kadar 8 dünya turu (Round) düzenlendi. 1986yıhnda başlayan Uruguay Round 15ayn konunun çözümlenmesini amaçlıyor. Bukonulararasında tanm ve hizmetler sektörlerindeki ticaretin serbestleştirilmesi. fıkri mülkiyet, uluslararası yabancı yatınmlar, tekstil ve konfcksiyon ticaretinin serbest bırakılması bulunuyor. 1990 yıhnda Brüksel'de bitmesi tasarlanan Uruguay Roundu, tanm sektörüne sağlanan devlet desteği konusunda ülkelerin anla^amaması nedeniyle hâlâ tamamlanamadı. 1992 yılıntn tamamı ABD ile AT arasında tanma sağlanan desteğin boyutuna ilişkin lartışmalarla geçti. ABD, AT'nin tanm desteklerini azaltarak, pazannı dış ürünlereaçmasını isterken AT bu isteği geri çeviriyor. çerlilik kazanana kadar tekstil ticaretinin boşlukta kalmama- sını düşünen ülkeler, 1974 ta- rihli Çok Elyaflılar Anlaşmasf- nın süresini 1993 yılbaşına ka- dar uzatülar. Uruguay Round"- unun yılbaşına kadar tamam- lanmaması halinde Çok El- yaflılar Anlaşması da yürürlük- ten kalküğı için 1993'te tekstil ve konfeksiyon ticaretine ilişkin düzenleme bulunmayacak. AT ile kasım ayında masaya oturacak olan Türkiye. bu boş- luk ortamında kotalann ticaret tamamen serbestmiş gibi çok yüksek miktarlarda belirlenme- sini isteyecek. Uzmanlar Tür- kiye'nin bu talebinin kabul edil- me şansı olabileceğini belirte- rek, "Ancak aksine bir gelişme de olabilir. AT. kotalann aynen veya çok az bir artışla devamı- na da karar verebilir" dediler. Birçok tekstil üreticisi ülke ile birlikte Türkiye'nin de umudu- nu bağladığı Dunkell Raporu, dünya tekstil ve konfeksiyon ti- caretinin. 10 yıllık bir geçiş dö- neminde tamamen serbestleş- mesini öngörüyor. •"Ürün" ve "Kotalar" için iki ayn bütün- leştirilme.yaklaşımını kapsayan geçiş döneminin ürün büıünleş- tirilme_ine ilişkin kurallan : - Yapılan bütün düzenleme- lerde ülkelerin 1990 yılındaki tekstil ve konfeksiyon dışahmı esas alınacak. -Geçiş döneminin başladığı 1 Ocak 1993 tarihindc ülkeler 1990 yılındaki dışahmlannın yüzde 12"sini GATT kurallan içinealarak serbestleştirecekler. -1 Ocak 1996'da, 1990 dışalı- mının yüzde 17'si serbestleştiri- lecek. -1 Ocak 2000'de, 1990 dışah- mının yüzde 18'i serbestleştiri- lecek. - I Ocak 2OO3'te tekstil ve konfeksiyon ticareti tamamen serbest bırakılacak. Kota bütünleştirilmesi yak- laşımı ise Çok Elyaflılar Anlaş- ması'nda yüzde 6 olan yıllık kota artış oranının aşama aşa- ma yükseltilmesini öngörüyor. Buna göre genel kota artış oranlan 1993-1995 yıllan ara- sında yüzde 6.69.1996-1999 yıl- lan arası yüzde 8.7 ve 2000- 2002 yıllan arasında yüzde ll.05olacak. Turizm Bakanlığı ve sektör temsilcileri Turizm Bankası için el ele Tiırbank yeniden kurulacak • Turizm sektöründeki yatınm, işletme ve pazar- lama faaliyetlerinin fınansmanını sağlamak ama- cıyla, Turizm Bakanlığı ile sektör temsilcilerinin or- tak olduğu Turizm Bankasf nın yeniden kurulması konusunda prensip karan alındı. GÜNEŞ GÜRSON ANKARA - Turizm Ban- kasf nm yeniden kurulması lündeme geldi. Turizm sektö- ! uiideki fınansman yapısını ku- rumsallaştırmak amacıyia Tu- rizm Bakanlığı ile sektör temsil- cilerinin ortak olduğu Turizm Bankası'nın (Turbank) yeniden kurulması kararlaştınldı. Ban- kanın. sigorta şirketi veriskser- mayesi şirketini de içeren bir fı- nans yapısına göre örgütlenme- si planlanıyor. Turizm yatınmlanna yapıla- cak teşviklerin kullarulmasına aracıhk etmek ve yönlendirmek üzere gündeme gelen Turbank, 125 milyar lira sermaye ile ku- rulacak. Turbank kurulunca ilk aşamada, Turizm Bankası'nın 1989 yıh sonunda kapatılarak Kalkınma Bankasf nadevredil- mesi nedeniyle yanm kalan 120 bin yatak kapasiteli yatınmlar tamamlanacak. Turbank'ta Türkiye Seyahat Acentalan Birliği. Türkiye Otelciler Birli- ği, Turizm Yatınmcılan Der- neği. Rehberler Derneği, Ya- tınm ve Marina Işletmecileri Derneği. Yurtdışındaki Tur Operatörleri ve OLEYİS. yüz- de 90. Turizm Bakanlığı da yüzde 10 oranında sermayede pay sahibi olacak. Kalkınma ve yatınm bankası olarak yapılanması öngörülen Turbank'ın kurulmasıyla "Tu- rizm gelirlerinin sektör içinde değerlendirilmesi ve önümüz- deki dönemde vapıla^ak >atı- rımların finansmanınm banka tarafından yönlendirilmesi" he- deflenivor. Türkive'de lurizm sektöründeki hızlı büyümenin yarattığı bir gereksinime para- lel olarak kurulması gündeme gelen Turbank'ın, sektörün dış talep gelirleri ile yatınm ve işlet- me gelirlerinin birlikte düşünül- düğü bir finans yapısına sahip olması düşünülüyor. Turizm Bakanlığı. bankanın kurulma gerekçesini ve yapılanmasını içeren bir tasanyı, geçen hafta sektör temsildlerine iletti ve on- lann da görüşlerini a!dı. 16 ev- lülde bakanhk ve sektör temsil- cilerinin yaptığı toplantıda. bankanın kurulmasına ilişkin prensıp kararlan alındı. Ban- kanın kurulmasına ilişkin yasal süreçleri işletmek üzere. ba- kanhkta bir çalışma grubu oluşturuldu. Buna göre önü- müzdeki yıl faaliyete geçmesi planlanan Turbank'ın kuruluş şeması ve örgütlenmesi şöyle olacak: BANKA: Sektör temsilcileri- nin sermaye ağırhğını olmuş- turması hedefleniyor. Banka- nın yatınm. işletmede ihtisas- laşmış ve aynı zamanda sektö- rün dış talebine bağlı olarak mevduat toplayan bir yapıda örgüılenmesi düşünülüyor. SİGORTA ŞİRKETİ: Sek- törde vatırım-işletme faaliyet- lerinin sigortalanmasına. turist başına asgari sigorta işlemleri- nin yapılmasına yönelik olarak düşünülen sigorta şirketi. ban- ka ortaklığında sektör temsilci- lerinin katılımı ile gerçekleştiri- lecek. Sigorta şirketinin sağla- yacağı prim gelirlerinin. sektör içinde değerlendirilmesi hedef- leniyor. RİSK SERMAYKSİ ŞİRKF Tt: Sektorde, serbest giri^ çıkışlann teşvik edilmesi. özgün projelerin değerlendirilmesi. ekonomik dalgalanmalara bağ- lı olarak darboğaza giren sek- tör işletmelerine uygun rehabi- lkasyon* imkanı yarattlması, risk sermayesi şirketi ile hedef- lenmektedir. Sektör için ortaya konan yapısıyla, ilk kez faaliye- te geçecek olan şirket. özgün projelerin değerlendirilmesinin yanı sıra yeni yatınm alanlannı ve projeleri ortaya çıkartacak. Kültür • Sanat 232 64 26 • 230 21 87 Heyecan, nuıceıa, tutku mücadele. ISIL O2CENTURK GIZEMU 9IR DUNYİNIN KAPIKRINI AFMUVOR YON: RON H0WARD FAR AND AWAY UZAK UFUKLAR 2 ekim'de sinemalarda. JASONPATRIC JENNIFERJASONLEIGH \fl\ I I I I I I M 7 . \ M ( k t Rll ( I V1»TO\ un nın/ıjnl.- UYGUNSUZ YOLLARIhanetle sadakaun jrasıiKkı bır\frleroV potıs uMuktdnnı unuiıuJar P 2 EKIMDE SİNEMALARDA. r REKLAM FhMİ DAĞITIMİNDA 249 50 33 i Sinema | Tiyatro | Gösteri İ 232 64 26 230 21 «7 i STANBUL B! İ J Ş E H İ R T İ Y A T R O L A R I EKİM AYINDAN BAŞLAYARAK Kadıkoy Haldun Taner ^ H Uskudar Musahipzade Celal Sohnesi (347 14 60) • Sohnesi (333-03 97) Jean Noe) FENVVICK „ Şeflk 0NAT # ÖDÜLLER KİMİN ? HUZUNLU BİR K0MEDİ Yöneten: Başar SABUNCU (2-3-4 Ekim) Tûrkçesı.EsınTaluÇELtKKAN Yöneten.Hakan ALTINER (1-2-3-4 Ekim) Gaziosmanposo Sahnesı (578 60 67) Gülsün SİREN AİLE ŞEREFİ YönetenEngin GÜRMEN (2-3-4Ekim) BİI.ET SAT1ŞURI28 EYLÛL PAZARTESİ SÛNÜ BAŞLAY ACAKTIR. GİŞELER.TİYATFO SİŞELERİNİN DIŞINDA VAKKORAMA TAKSİM (MERKEZ) VE KADIKOY HALDUN TANER (MERKEZ) GİŞEURİNDE DE BİLET SAT1LUAKTA0IR ON OOUUU BİR TUAK HMNSIZ «t YUNAN ORTAK YAPIMI Rosa.. (> btr kadın.l Aşkı. dnseUiği ıv şe/kalı yaşamak isliyıtr Butun kadmlar gibı Senarıst veY5netmen:IHtnBnİMRosa faan TAnNKUK Roman Swü MTUI. Yapım UTAFtUİ « B . ; , «S» Bakı •:•, M«m ;-.ı-j mrunı 1243 "5 76' •2ÜO--l'5l6 3O-U45-2Mr ı3389C7Bı 1130-14 15-16 30-1900 2' 30 ı S ü i l ^ ı -2 00-14 15.16 30-1845-J'Ot ı « 7 4 78ı <215-«3fri645-U0O-2!15 IFA SUNAR YILIN KOMEDİSİ TAMP0P0 Yemek, Eroözm, Guldürû ve Sinema MerakJıları İçin. BEYOĞLUBEYOĞLU(2S13Z4O) 12.15-14 30-16 45-19.00-21.15 258 69 87 ORTAKÖY KÜLTÜR MERKEZİ Yunan hakınn yaşadıÇı iraıedi ve engellenemeyen bir sevdann öykusû TAŞ YILLAR Yön PANTALIS VOULGABIS THEMİS BAZAKA VENEOİK-En lyi Kaduı Oyuncu Jüri Özel Ödûlü SELANİK-En lyi Film, En lyi Yönetmen, En lyi Kadın Oyuncu 13.00-15.30-18.00-20.30 DEVLET ^ . » ^ TİYATROSU AKMBUVUK SALON 2515600/254 Cmt: 2).30, Pazor 14 00,19.00 Aziz Nesin YAŞAR NE YAŞAR NE YAŞAMAZ Yöneten: Kenan Işık Müzik: Tjmur Selçuk 3,4,10,11 Ekim AKMKONSERSALONU 25156 00/254 Crn1:l9 30,Pozorl6.00 Patrick Süskind KONTRABAS Türkçesi: Hale Kuntay Yöneten: Metin Belgin 3,4 Ekim • .. .. Ira Levin „ OLUM TUZAGI Türkçesi: Hole Kuntay Yöneten: Kartal Tibet 10,11 Ekim TAKSİM SAHNESI 249 69 44 Sal, Çor, Per. Cum: 20 30 Cml: 15.00,20 30, Pazar 15.00 Barbara Schottenfeld YEDİ KADIN (Müzilcal Komedi) Türkçesi: Sevgi Sanlı Yöneten: Engin Cezzar 6,7,8,9,10,11 Ekim VILDIZ SARAYl TtYATCtOSU 24969 44-258 30 80 Car, Per, (om: 19.00 Haldun Taner SERSEM KOCANIN KURNAZ KARISI Yöneten: Semih Sergen ' 1,2 Ekim • Aishylos. ORESTEIA Türkçesi: Ebru Sonuç Yön: Mustafa Avkıran 7,8,9 Ekim AYRia BİLET SATIŞ: ValıkofoTO Toloim 251 1571 VokkoromaS»adiye:3(0NW DANNYBLOVER Kalplerin ahşı dışarıdan duyuluyor... Dizlerçözülüyor... Soluklar tıkanıyor... Ve sonra çığ gibi bir kahkaha patlaması! HüMf CEİBNNEM SkAHI -UDUL MICAPON r 30- :4 00-16.30-19 OtW X W 5 M 00-1130-16 00-1830-21 X Vucudun % 90'ını oluşturan SU... Ve her an patJamaya hazır. PIERCE BROSNAN Yön:CHRISTIAN DUCUAY Q 4 7 H V ) ll.0O-118D-lS.0O-l/-0O-l9.0e-21JU ıiMun) ıiju-ıuo-MJo-19.00-71.45 151* Htt) Romanlan iU ünki, ajklan il« bir efvano idi KlAUSMAHAIIIİANOMJEK-MAThUAMAr r (33791 » I I2J»M.1S-IUO-HJ»-2IJO IM>r<«S (247UISI lUO-llD.ltOHlOO-21.45 2. HAFTA YÖNETMEN DAVID FINCHER -l (5UXU) 1İJ»-]3JO-1H»11»21JIO 052 0142) 110H4.lS-lt3OIH5-u.15 (S7ÎM39) 1IJN-13J^14.I»Iİ30-21.IS 1347 U1SI 11OO-14JM7 0O.H.1S-21.45 (33600501 I1J3O-IJJO-14.0O-1UH1.15 < ANAHTAR Ç.I^ŞAfU-4 (5UHU) II.0H3JO-I6.0O1UO-21.0O GITARU BLOK FLUT TRIOSU DünyoSwen«ıfwıy«i-nBikıııüıikdinletisi BwCunwSoQl:18.00'de Sinema • Tiyatro Gösteri DÜNYA EKONOMÎSINE BAKIŞ ERGtN YILDIZOĞLU Krtzin Etkileri Yayılmaya Devam Ediyor Dünya para piyasalarında yaşanan kriz Avrupa Birliği- nin tem.3İ taşlarından bıri olan ortak para birimine ulaş- mayı belirsiz bir tarihe ertele- di. Avrupa Para Birliği'nın ge- leceği, Danimarka'nın Ma- astricht'i reddetmesinden ve ingiltere'nin kendinı uzak- laştırmasından sonra Alman- ya-Fransa ittifakının gelece- ğine bağlı bir hale geldi. Ne var ki bu ittitakın temelleri- ninTransa'da ne kadar zayıf olduğu referandum sırasında belli oldu. Almanya'da ise he- nüz belli değil. Ama Alman- lar'ın yüzde 80'inin referan- dum istemesı bir şeye işaret ediyor. Avrupa Birliği'nın hızla tehlikeye girmesi ile sa- nayileşmiş ülkeler arasında bugüne kadar kontrol altında tutulabilen bir seri gerginlik, beklentilerın de değişmesine paralel olarak şıddetlenmeye başladı. ERM politik olarak sıkı kontrol altında tutulan bir para sistemi idi ve is- tikrarı için bu kontrolün devam etmesi gereki- yordu. Danimarka'nın Maastricht'i reddetme- sinden sonra ve Fran- sa'da hayır kampan- yasının güçlenmeye başlaması ile bu politik desteğe güven azaldı. Bu durumda şu hayati sorun gündeme geldi. "Yaşanmakta olan ekonomik durgunluk ortamın- da hangi ülkeler paralarının değerini sabit tutmak için ge- rekli yüksek faiz politikasına daha ne kadar dayanabilir- ler?" Bu soruya ne yazık ki Almanya'dan başka kesin bir cevap vermek mümkün de- ğildi. Bunun üzerine para piya- saları zayıf er.onomılerin eninde sonunda ya faiz had- lerini düşüreceklenni ya da devalüasyona gideceklerinı düşünerek bu ülkelerin para- larından kaçıp ABD Doları- na. Japon Yenı ne ve marka doğru yöneldiler. İlk etkile- nen italyan Lireti oldu. isviçre Kronu ve sterlın, derken ispanya Pesetası ve Portekiz Eskudosu aynı akıbete uğ- radı. Bundan sonrasını önce- kı hafta ve geçen hafta hep birlikte yakından i7İpHıi< Serbest para piyasalarının ERM'yi ve onun arkasında yatan politik varsayımları dağıtmaya başlaması ile bir- likte dünya ticaretinin de ge- leceği tehlike altına gırmeye başladı. Bundan sonra ul- keler arası çelışkıler derin- leştikçe korumacılık artacak ve bu belki de bloklaşmaya ve dünya tıcaretınde bir da- ralmaya yol açabılecek. Ser- best piyasanın kontrolsüz ışlemesi serbest ticareti tehli- keye düşürmüştü. ingiltere, Avrupa para kri- zinin patlak vermesine kadar ekonomik ve politik olarak is- tikrarlı bir sekilde ABD'den uzaklaşıp Avrupaya yaklaşı- yordu. Bunun ilk işaretlerini İngiltere nin dış ticaretinde Avrupa'nın payının 1970-1991 arasında yüzde 31 'den yüzde 54e çıkmasında ve aynı dö- nemde ABD'nin payının yüz- de 13e düşmesinde görebili- riz. 1984-1990 arasında Ingil- tere'dekı yabancı sermaye stoku içinde ABD'nın payı dü- şerken Avrupanın payının artması da benzer bir ge- lişmeye işaret ediyordu. Bu ekonomik yakınlaşrna John Major başbakan olunca politik bir yakınlaşmaya dö- nüşmeye başladı. John Ma- jor, Margaret Thatcher'ın ABD ile kurmuş olduğu "özel ılişkı "ye benzer bir ilişkiyi Al- manya ile geliştirme çabası- nagirdi Ama bu para krizınin açıkça ortaya koyduğu gibı bir başarısızlıkla sonuçlandı. Almanya'nın "özel ilişkisi" Fransa ile idi. 22 eylülde kri- zin en şıddetlı anında Alman- ya ve Fransa bir zirve top- lantısı yaptıklarında ingilte- re'yi buna davet etmediler... Bu eğilım bu hafta sonunda lyıce güçlendi. Hafta boyunca Fransız Frangı'nın ERM için- de kalması için Bundesbank butun gucu ile trangı destek- lerken. hafta sonunda Kohl iki konuda ingiltere'ye dirsek çıktı. Almanya, ingılterede yapılması planlanan Avrupa savaş uçağı projesinden çı- kacağını ve önümüzdeki ay yapılacak olan Avrupa zir- vesinde, ingiltere'nin Maast- richt'i gözden geçirme önerı- sini desteklemeyeceğinı belli ettı. Şimdi İngiltere hızla tek- rar Avrupa'dan u^aklaşmaya başlıyor. Bunun hem Avrupa-Japon- ya ılışkilerıne hem de ABD- Avrupa ilişkilerine etkisi ola- cak. Japonya, Avrupa Pa- ?arı'na girmek için uzun za- mandır İngiltere'yi bir üst ola- rak kullanıyordu. Japonya, İngiltere'nin topluluk ülkelerı ile ortak ticaret serbestisi haklarından, Ingiltere'deki üretım bırimlerı aracılığı ile faydalanıyordu. Şımdi ingiliz Poundu devalüe edilince, İngılterede üretılen Japon malları, örneğin Japon ara- baları bu devalüasyon oranı kadar ucuzlayarak Avrupa'- dakı rekabet güçlerini yük- selttıler. Fransız ve Alman otomotiv şırketlerının bunu sessizce kabullenmesi beklenmemeli. Bu ise yenı hoşnutsuzluk- ların, İngiltere ve Japonya ile Avrupa ülkelerı arasında yeni anlaşmazlıkların ve sür- tüşmelerin bir kaynağını oluşturacak. Krize kadar ABD güçlü bir Avrupa Birliği'nın kurulma- sından yana idi. Bunun belli- başlı iki sebebi vardı. Birinci- si. burası ABD'nin, özellikle ingiltere'nin de etkisi ile ko- layca ulaşabileceği büyük ve ıstıkrarlı bir pazar olacaktı. İkincisi ABD, kendi askeri gü- cünün yanı sıra uluslararası sorumluluklarını paylaşacak güçlü bir politik ittifakın varlığından destek alacağını düşünüyordu. Bu düşünce ise ancak ingiltere'nin bu itti- fakın içinde yer alması halin- de gerçekçi bir beklentiye denk düşüyor. Varşova Paktı'nın çökmesinden sonra NATO işlevsiz hale gelince Fransa ile Almanya arasında askeri yakınlaşma öne çıktı ve Fransız-Alman ortak or- dusu doğmaya başladı. Bu- nun yanı sıra ABD'nin askeri varlığının Avrupa'dan çıkması için baskılar art- maya başladı. ingiltere'- nin Avrupa Birliği'nden gıderek uzaklaşması ha- linde ABD'nin Avrupa'da kalmasını isteyen kimse kalmayacak. Bu ise Al- manya-Fransa ekseninin ekonomik olarak güçlen- mesinin yanı sıra poiitik ve askeri olarak da güç- lenmesinin önünü aça- cak. Bugüne kadar ABD'nin dik- kati esas olarak Japonya üzerinde yoğunlaşmıştı. Av- rupa Birliği'nin tehlikeye gir- mesine paralel olarak ABD'- de de Japonya'yı baş düş- man ilan etmiş çevrelerin yanı sıra dikkatlerin Avrupa ve özellikle Almanya'ya doğ- ru çevrılmesini isteyen bir çevre gelişiyor. Bu çevre Al- manya'nın hızla bir süper güç olmaya başladığını ve Avrupa Birliği'nin dağılması halinde onu kimsenin durdu- ramayacağını savunuyor. Bu çelişkinin ilk işaretlerini ABD'nin Almanya üzerinde faiz hadlerini düşürmesi ve Avrupa'da durgunluğun aşıl- masında lokomotif olmasını istemesini de göre bilirız. Benzer bir baskıyı, Japonya'- ya uygulayan AB0,5eçen;ay- larda Japonya da öirseri ge- nışlemeci politikanın hayata geçırılmesini sağlamıştı. Al- manya, Japonya'nın aksine, ABD pazarından ziyade Av- rupa Pazarı'na yönelik oldu- ğu ıçın ABD'nın isteklerine kulak asmadı. Bu da Alman- ya ekonomisinin uluslararası gücünün de bir diğer ışareti oldu. Görüldüğü gibi para pi- yasalarında başlayan bir krız, politika alanmda, hızla dallanıp budaklanıyor. "Yeni dünya düzeni" birçok açıdan 20'nci yüzyılın ilk on yılındaki kaosa benzer görüntüler ser- giliyor. Bundesbank'ın Onlenemez Yükselisi Avrupa para krizi bir kere daha Avrupa'nın nasıl çoktan berı bir Alman Markı bölgesi halı- ne gelmış olduğunu da gösterdi. Artık bir Avrupa ülkesinin parasının ERM içinde kalıp kalamayacağı, bu paraya ilişkin faiz hadleri- nin ne olacağı ve paranın devalue edilip edil- meyeceğı gibı konularda. bu paranın hüküm- ran hükümetının temınatı yetmıyor. Avrupa ülkelerının dövizlerınin gelecekteki kurlar hakk-ında guven verıp vermemelerınin en onemlı koşulu Bundesbank'ın bu konudakı tutumu olmaya başladı. Avrupa paralarının kaderlerinın büyük ölçu- de Bundesbank tarafından belırlenmeye baş- laması Bundesbank'ın benzer bir etkinliğe ulasmaya başladığını gösteriyor. Bu durum Avrupa para krizi sırasında Bun- desbank'ın Fransız Frangı. sterlın. lıret, peseta ve eskudos gibı paralara gösterdiği tavırda açıkça belli oldu. Bundesbank, bu dövizlerın ERM içindeki ku- runu koruyabilmek ıçın 60 milyar Alman Markı harcadı. Ama Bundesbank ın bu müdahalesi piyasalardaki DM mıktarını da hızla arttırdı. Bu ise Bundesbank'ın antı enflasyonıst polıtıka- larıyla çelışıyordu Bundesbank bir noktadan sonra bazı paralardan desteğinı çektı. Bu desteğin çekilmesıne bağlı olarak bu paralar hızla değer kaybetmeye başladılar ve sonun- da devalüe edilmekten kurtulamadılar. Bun- desbank sadece Fransa' nın durumundasonu- na kadar direneceğini gösterdi. Bu hafta Fransız Frangını korumak için Bundesbank 20 milyar Alman Markı harcadı ve başarılı da oldu. Ne var ki Bundesbank her parayı sonuna kadar destekleyememektedir. Öyleyse bun- dan sonra çok daha dikkatli olacak ve zayıf dövizleri korumadan önce bunların değerleri- nin ERM içinde belirlenmesinde daha ince eleyip sık dokuyacaktır. Bu yine Bundesbank'- ın bu ülkelerin para ve maliye politikaları üze- rinde söz sahibi olmaya başladığı anlamına gelmektedir. Bundesbank, Avrupa'nın mark bölgesi olmasına paralel olarak, bir Avrupa Merkez Bankası gibi davranmaya başlamıştır. Bundesbank'ın bu şekilde güçlenmesi Al- manya nın politik gücünün de hızla artması demektır. Gerçekten de son bir haftada Almanya'nın Avrupa ve dünya pazarının geleceğine ilişkin konularda, eskisinden farklı olarak çok daha atak bir tavır ıçirıe girdiğinin kesin işaretleri vardır. Almanya. ABD, UK gibi ülkelerle dip- lomatık ve ekonomik sürtüşmelerden kaçın- nak bir yana bunların üstüne gıtmeye ve uluslararası düzeyde kendi yerini sağlamlaş- tırmak yolunda iddialı adımlar atmaya başla- mıştır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle