15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21EYLÜL1992 PAZARTESİ HABERLER Köşk'ten açıklama • ANKARA (AA)- Cumhurbaşkanlığı sözcüsü KayaToperi,HEP Kongresi'nin Cıamhurbaşkanlığı tarafından özel kameralarla izlenmesinin söz konusu olmadığını bildirdi. Toperi, bir soru üzerine yapuğı açı klamada, Çankaya Köşkü ve Okluk Koyu'ndaki yazdık konutta bu konuda herhangi birdüzenleme yapılmadığı gibi, kongrenin video bandının da talep edilmediğjni. Zengerfirması tarafından kongrenin naklen yayınlandığının ve banda alındığının da bilinmediğini kaydetti. SHP-CHPtercihi • t ZM İR (AA) - SHP tzmir ll Başkanı Turan Karakaş, başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur olmak üzere, şimdiye dek partıden aynlmamış olmalanna karşıhk,"HâlâSHP-CHP ikilemini yaşayanlan" bir an önoe tercihlerini yapmaya çağırdı. Karakaş, "Çift kimlikli, ne yapacağı belli ofanayan, inancı zayıf kimselen partimizde istemiyoruz"dedi. Karakaş, sağJıklı siyasal partilerin, içten ve ciddi olduklannı, hiçbir şekilde iki yüzlülüğû kendilenne taktik olarak seçmediklerini vurguladı ANAPtan • ANKARA (ANKA)- ANA P genel başkan yardımcıianndan Lütfullah Kayalar, hükümetin, çiftçiye peşin ödeme yapıldığı yolundaki tüm propagandasına karşın Tanm Satış Kooperaü'fi Birlikleri'nin çiftçiye l trilyon 250 milyar lira borcu bulunduğunu bildirdi. Lütfullah Kayalar, düzenlediği basın toplantısında, kooperatif birliklerininçiftçiden I.5 trilyon liralık iirün aldığıru, ancak l trilyon 250 milyar liralık bölümün henüz ödenmediğini söyledi. Peşin ödemelerin yapılmamasında Sanayi ve Ticaret Bakanhğı'nı suçlayan Kayalar. "Hükümetin, özellikle Sanayi Bakanlığı'nın üreticimizin hakkını bir an önce vermesini, ayçıcegi, fındık, pamuk. üzüm, incir üreticisinin alacaklannı bir an önce ödemesini talep etmekteyiz ve uyarmaktayız" dedi. ÖZÜR Gazetemizin dünkü baskısın- da birinci sayfada yer alan "De- terjanda Cephanelik" haberi- nin devamı kimi baskılara teknik bir hatadan ötürii gire- merniştir. Okurlanmızdan özûr dileriz. Ahmet Türk'ün, üçüncü turda seçilebildiği HEP kurultayına delege katılımı azdı HEP 'bölünme' sînyali verdi • Türk'ün "emrivaki" adaylığına tepki, kuruJ- taya katılımı yan yanya etkiledi. Özellikle büyük kent delegelerinin katıl- madığı kurultayda Türk, tek aday olmasına karşın ancak üçüncü turda seçilebilirken, lis- tesi de üç fire verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - HEP'in. PKK yanlısı gösteriler nedeniyle tepkileri üzerine toplayan kurultayı, "bölünme" sinyali vererek so- nuçlandı. Mardin Milletvekili Ahmet Türk'ün son anda ger- çekleşen "emrivaki" adaybğı. kurultaya katılımı yan yanya etkiledi. özellikle büyük kent delegelerinin katılmadığı kurul- tayda Türk, tek aday olmasına karşın ancak üçüncü turda seçi- lebilirken, listesi de üçfireverdi. HEP Genel Başkanhğı'na aday olan, eski Genel Başkan Feridun Yazar ile Şırnak Mil- letvekili Mahmut Alınak'ın, parti üst kurullannın kurultay öncesinde yaptıklan toplantıda dışlanarak yerlerine Ahmet Türk'ün tek aday olarak seçil- mesi, parti tabanında tepkilere yol açtı. HEP'in 504 delegesin- den yaklaşık 200'ü kurultaya gelmezken. gelenlerin de önem- li bir bölümü oy kullanmadj. Böylece, kurultaya tek genel başkan olarak giren Türk. ilk iki lurda salt çoğunluğu sağla- yamadı. İlk turda 241 delegeoy kullandı. bunlardan da 23'ü ge- HEP'in 2. olağanüstü kongresine delege ilgisi az, kongre çoşkusu çoktu çersız sayıldı. Salt çoğunluk için 253 oyun gerektiği kurultayda Türk. ancak 218 oy alabildi. !lk tur oylamanm ardından delegelerin bir bölümünün da- ha salondan aynlması üzerine. yine salt çoğunluk gereküren ikinci tur için parti yönetimi 20 delegeye oy kullandırttı ve böy- lece salt çoğunluk gerektirme- yen üçüncü tura hemen geçil- mesi sağlandı. İlk turda ortaya çıkan sonuç Türk ve kendisini destekleyen milletvekillerinin yüzlerinin asılmasına yol açtı. Üçüncü turda salonda buJunan 94 delege oy kullandı ve Türk, bu delegelenn oylanyla Fehmi Işıklar ve Feridun Yazar'dan sonra partinin üçüncü genel başkanı oldu. Ahmet Türk'ün 85 kişilik çarşaf liste için hazırlattığı anahtar liste de tabanda baa delegelerin tepkilerine yol açtı. Birçok delegenin listede yer alan bazı isimlere tepki göster- diği gözlendi. Oylama sonu- cunda Türk'ün anahtar listesi, kaülımın yan yanya gercekleş- tiği kuruitayda yine de üç fire verdi. Anahtar listede yer alan Salih Şahin, Zeki Albayrak ve Nesim Kılıç secilemezken, yer- lerine Serhat Bucak, Mustafa Demir ve Abdülselam Çakır Parti Meclisi üyesi oldular. Kurultay için hazırlanan lis- tede önce 5 milletvekiline yer verilmek istenmemesinin önemli sorun yaratüğı öğrenil- di. Bu milletvekillerinin göster- dikleri tepki. Şırnak Milletveki- li Orhan Doğan ve Muş Millet- vekili Sırn Sakık tarafından yumuşatılmaya çalışıldı. Do- ğan ve Sakık, gönüllü olarak listeden çekildiklerini söyleye- rek, bu milletvekillerinin tepki- lerini azaltmaya çalıştılar. Ancak. Sakık ve Doğan'ın bu önerileri kabul edilmedi. Kurultayd<J tabanın özellikle Mahmut Almak'a büyük ilgi gösterdiği gözlendi. Alınak, ko- nuşmak için kürsüye gelirken, gençler tarafından omuzlara alınarak, yoğun alkışlar arasın- da kürsüye getirildi. Alınak'ın konuşması sık sık alkışlarla ke- sildi. Kurultaya katılımın bu denli düşük gerçekleşmesi, bazı HEP çevrelerince, "tabanın bölünme sinyali verdiği" yorumlanna yol açtı. Aynı çevreler, "taba- nın, daha bağımsız bir tutum ve politika izlenmesinden yana olan Alınak'a sıcak baktığını" öne sürdüler. Aynı çevreler, Anayasa Mahkemesi'ndeki da- varun kapatma ile sonuçlanma- sı halinde kurulacak yeni parti- de Alınak'ın Türk'ün yerine genel başkanlığa getirilebilece- ğini savundular. HEP'in genel başkan adayla- n Feridun Yazar ve Mahmut Alınak. Türk'ün anahtar liste- sinde yer aldılar ve böylece Par- ti Meclisi'ne seçildiler. Alınak, Cumhuriyet'in sorusu üzerine, Parti Meclisi üyeliği dışında parti yönetiminde herhangi bir görev almayacağını söyledi. Yazar'ın da aynı şekilde davra- nacağı belirtiliyor. Kongreye soruşturma Ankara DGM, HEP'in ikin- ci olağanüstü kongresiyle ilgili olarak soruşturma başlattı. DGM Başsavcısı Nusret Demi- ral, kongreye ilişkin belgeleri incelemeye aldıklannı ve incele- me sonunda gerekeni yapacak- lannı bildirdi. HEP Genel Başkanı Ahmet Türk: Demirel sorıuıa tek yönlü bakıyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Halkın Emek Partisi Genel Başkanı Ahmet Türk, partisinin önceki gün yapılan kongresinde PKK lehine göste- riler yapılmasının, '"sıkınülann ifadesi" ve "boşalma" olarak kabul edilmesi gerektiğini söy- ledi. Türk, "CHP kurultayla- nnda, mitinglerinde atılan slo- ganlar. CHP'nin inisiyatifıyle mi atılıyordu?" dedi. Başbakan Süleyman Demirel'in "PKK'ya destek, cinayete destektir" yo- lundaki demecini değerlendiren Türk, Demirel'i sorunu tek yönlü ele almakla suçladı. Türk, "PKK içindckilerin çoğu bizim ailemizden, köyümüzden olan insanlann çocuklandır" diye konuştu. HEP'in 2. olağanüstü kong- resinde Genel Başkan seçilen Türk, Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlarken, önceki gün yapılan kongrede PKK ve PKK'nın li- deri Abdullah Öcalan (Apo) lehine yapılan gösterilerin anla- yışla İcarşılanması gerektiğini söyledi. Türk, şöyle konuştu: "İnkar edilmek, susturulmak istenen bir halk var. Yoğun baskılar var. Böyle bir parti ku- rultayında iç boşalma olarak kabul edebiliriz, görebiliriz. Aynca kurultayımızı izleyenle- rin sayısı 5 binin altında değildi. Böyle coşkulu kalabalıklarda, böyle şeyler olur. Gecmişteki CHP kurultaylannda. miting- lerinde atılan sloganlar, CHP'-' nin inisiyatifiyle mi atılıyordu ? Hayır. Halk her zaman mesaj verecek, halk her zaman bazı sloganlar atacaktır. Bu durum, varolan sıkıntıîann ifadesidir. Böyle algılamak lazım." HEP'in kendi programı ol- duğunu, özgür iradesiyle bu programı gerçekleşü'rmeye ça- hştığını belirten Türk, "Kong- re. PKK'nın değil. HEP'in kongresidir" dedi. Türk, Baş- bakan Demirel'in HEPkongre- sini değerlendirirken söylediği sözien şöyle değerlendırdi: "Biz halkımıza destek çıkıyo- ruz, însardanmıza destek çıkı- yoruz. Köyünde, evinde, tarla- sında öldürülen insanlara des- tek çıkıyoruz. Bu insanlann öldürülmesi de bir olaydır. Peki Sayın Başbakan bu konuda ni- ye bir açıklama yapmıyor? Her- gün faili meçhul cinayeüer, Hizbi-kontra cinayetleri, evin- den alınıp ortadan kaldınlan insanlar... Kimse sorunu tek ta- raflı ele almamalıdır. Biz olayı tek taraflı ele almıyoruz. Sayın Başbakan da olayı tek tarafb ele almamalıdır.. Biz, askerin de ölmesini istemiyoruz. Onlar da esnaf, çiftçi, işçi çocuğu, bir üre- ticinin kardeşidir. Biz tüm in- sanlann ölmemesi için mücade- le ediyoruz. Ama PKK içinde bulunan insanlar da orada ya- şayan insanlann, hatta çoğu ai- lemizden, köyümüzden, civar köyümüzden olan insanlann çocuğudur." ' Yasal PKK' onay görmüyor Haber Menkezi- HEP'in 2. Olağanüstü Kongresi'nde "PKK yasallasmalıdır" sözleri tepkiyle karsılandı. Başbakan Yardımcısı İnönü. PKK'nın terörist bir örgüt olduğunu ve yasallaşmasının mümkün ol- madığını söyledi. Genelkur- may Başkanlığı'nda görevli üst düzey bir yetkili de, "Dünya- nın hangi ülkesinde eşkiya ör- gütü yasallaşmış da, devletin yönetiminin karştsına otur- muştur? Bu kanın üstünde na- sıl yürürler?"değerlendirmesi- ni yaptı. Izmir'de gazetecilerin soru- Jannı yanıtlayan, Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü. HEP 2. Olağanüstü Kongresi'ne es- ki Gene) Başkan Feridun Ya- zar'm PKK'nın yasallaşmasını istediğinin anımsatılması üze- rine şunlan söyledi: "Terorizm yasadışıdır. Onun için ne demek istedikle- rini anlamıyorum. Yasal terö- rist olmaz. Tarif olarak tero- rizm yasadışı bir iştir. Tero- rizm yasallasamaz. Onun için ne dediklerini bilmiyorum, ne demek istediklerini anlamıyo- rum." Genelkurmay Başkaniığı'n- dan üst düzeyde bir askeri yetkili, HEP'in Ankara'da ya- pılan kurultayında, PKK'nın yasallaşması yolundaki talebi- nin kabul edilemeyecegini söy- ledi. Askeri yetkili, Genelkur- may Başkanlığı'nın "bu maiuyette ortaya konuimuş düşüncelere cevap verecek bir siyasi makam olmadığını" be- lirterek, "Mehmetçik yalnız Silahlı Kuvvetlerin Mehmetçi- ği değil ki, Mehmetçik milletin Mehmetçiği, Mehmetçik dev- letin emaneti, devletin bu tüm- celere siyasi tepkisini koyacak makamlar da belli. O makam- lar bunun tepkisini gösterirler" dedi ANAP Genel Başkanı Me- sut Yılmaz da HEP'in PKK'- nın yasallaşmasına ilişkin öne- risinin hatırlatılması üzerine "HEP, evvela kendisi yasallaş- malıdır" diye konuştu. BÎZBİZE ERDAL ATABEK Bahçelerde Börülce... Duya duya sözlerini aklımızda tuttuğumuz bir türküydü: "Bahçelerde börülce, Oynar gelin görümce..." Geçen hafta aynı günde oynanan Avrupa kupaları futbol maçlarını ertesi gün veren bir spor gazetesi şu başlığı at- mıştı: "Fenerbahçe Botev'in anasını iyice belledi..." Başka bir spor gazetesinin bir maçla ilgili yorumu da "Anasını ağlattı" deyimiyle veriliyordu. "Anasını belleten" değerli spor gazetesinin Trabzonspor maçıyla ilgili man- şeti de zekice bulunmuş bir sözcük oyununa dayanıyordu: "Trabzonspor Turku'yu Hami'le bıraktı." Bu buluşla "Ha- mi ile bırakb" sözcükleri yerine "Hamile bıraktı" sözcükle- ri kullanılıyor, böylece futbol takımlarımızın rakipleri olan Avrupa takımlarına neler yaptığı "okuyanların yüreğini fe- rahlatan" buluşlarla anlatılıyordu. Bu arada Isveç'in Göte- borg takımı da bizim Beşiktaş'ı 2-0 yenmişti ama, olsundu; onlar bizim anamıza bir şey yapamazlardı. Zaten o soğuk beyinli Isveçliler'in de aklına bile gelmezdi böyle şeyler. "Başkasının anası'na karşı aşırı ilgi duymak bizim paten- timizdeolmalıydı. Şimdi şöyle yorumlar duyulabilir: "Efendim, bunları bü- yütmemek gerekir. Bu bir maçtır, işin içine biraz heyecan katmakte ne var ki? Bu kere biraz ipin ucunu kaçırmışlar, yani bunca konu arasında bu mu önemli?" Evet önemli, çünkü bu sadece spor gazetelerinde yer alan deyimler değil de ondan. Toplu olarak 30 bin futbol seyircisinin bir- likte yaptığı "tezahürat" başka sözcüklerle mi yapılryor? Buna öyle "çirkin tezahürat" diyerek, "hertoplumda öyle- leri bulunur" açıklamasıyla bakarak toplumsal refleksleri- mizi anlayamayız. Atılan her golü cinsel bir yengi olarak kutlamak, cinselliğe de nasıl baktığımızı anlatıyor. Sporla -özellikle de futbolla cinselliği böyle sarmallayıp hayattaki bütün beklentilerin yerine koymak aslında önemli sosyo- lojik, psikolojik araştırmaların konusu olacak nitelikte. Günlük hayatında itilip kakılan, derdini kimselere anlata- mayan, ekonomik sıkıntıların yükünü taşımaktan yorulan "sokaktaki adam'ın ruhsal bir boşalımı yaşanıyor diye dü- şünebiliriz. Ya da "işte, egemen ideoloji, kendi yarattığı bunalımları yaşayan insanlann bilinçlenmesini istemediği için onu futbolla avutuyor" tanısını koyabiliriz. "Çaresiz bı- rakılmış insanın isyanını dile getiren çığlığı" yorumunu yapabiliriz. Ama çok değişik nedenlerle olsa da dile getiri- len imgelerin böylesine saldırgan olması çok düşündürü- cü değil mi? "Bahçelerde kereviz" ya da "Fincanı taştan oyarlar" türkülerinin ikinci dizelerini değiştirip bir "sözlü cinsel sal- dın" haykırışının nakaratı yapmanın arka planında spor mu var, cinsellik mi? Belki de bunlar değil ama "şiddet" var. Cinselliği de sporu da "şiddet yoluyla yenme" aracı sayan toplumsal davranışın arkasında beliren fon aslında ürkütücü değil mi? Bu davranışla içimizdeki değişik sorun- larabakışımız arasında düşündürücübağlantılaryokmu? "Kes sesini, sen ne anlarsın?' diye susturulan insanın, "atacaksın iki tokat, bak ne oluyor?" diye düşünülen yön- temin, "asacaksın namussuzlan, herkese ders olsun" bi- çiminde önerilen çözümün karşısında "çok doğru" diye- rek başını sallayan bir onaycı davranış biçimi demokrasi- nin karşısındaki asil toplumsal tehlike değil mi? Çağdaş-uygartoplum olmanın yolu; haktanıyıcı, kendini denetleyici, kendi kusurunu da kabul edici, eşitlikçi insan- ların toplumu olmaktan geçiyor. "Haklı"nın yerine "güçlü'- yü koydunuz mu, kendinizi güçlü bulduğunuz zaman "za- lim", güçsüz olduğunuz zaman da "sünepe" olmaktan kurtulamazsınız. Oysa "insan olmak" ne zalim olmaktır, ne de sûnepelik. . "Şiddet toplumu" olmanın ipuçlarım sadece spor alan- larına özgü sayıp da anlayışlı bir gülümsemeyle bakıp geçersek çok yanılırız. Aslında orada gördüklerimiz, artık gizlenmesi gerekmeyen, denetimden çıkmış bir toplu dav- ranış olarak önemlidir. Yoksa, insanlanmızda "gizli şiddet eğilimi" yaygın biçimde yaşıyorsa, karşımıza çıkan her sorunu şiddet yoluyla çözmek bize kolay geliyorsa, top- lumsal bir tehlike içindeyizdemektir. Böyle bir tehlike; aile içi ilişkilerden eğitime, Kürt sorununun çözümünden de- mokrasinin geleceğine kadar bütün toplumsal ölçeklerde yaşanan sorunların üzerine düşen karanlık bir gölge olur. Karanlık gölgeleri zamanında göremezsek, "Bahçeler- de börülce - Oynar gelin görümce" gibi henüz elimizin uzanamadığı türküyü birlikte söyleyip oynamak işe yara- maz... HABERLERTJV DEVAMI ScuuttFıum'nda 'sanatpazm'Musa Anter öldürüldü AHUANTMEN Bu yıl yaklaşık 17 milyar lira değerinde sanat eseri banndı- rajı 2. İstanbul Sanat Fuan, TÜYAP Sergi Sarayı'ndaki 6500 kişilik görkemli açılışın- dan sonra 27 eylüle dek sürecek günlük 'maraton'una başladı. Geçen yıla oranla iki katı bir alanda(7 bin metrekare)42 ga- leriyle birlikte plastik sanatlarla ilgili çok sayıda yan kuruluşu da kapsamına alan fuar, öteki sanatlara göre plastik sanatlara daha 'yabancT kalan ve hatta galeriye gitmeye çekinen 'so- kaktaki insan'a Türkiye'de bu- gûn resim ve heykel sanatlan- nın vardığı noktayı çok geniş bir yelpaze içinde sunuyor. Plastik Sanatlar Derneği ile TÜYAP'ın işbirliğiyle düzenle- ncn 2. Istanbul Sanat Fuan, henüz kavuşamadığunız bir çağdaş sanat müzesinin boşlu- ğunu bir ölçüde, çok kısıtlı bir süre içinde doldursa da 20 bin lira ödeyerek fuan gezen izleyici jçin bu etkinlik, yalnızca bir "fuar", galerici için işe gercekte olması gerektiği gibi, bir "pa- zar". Plastik Sanatlar Derneği'nin bu etkinüği, hem izleyici, hem sanatçı, hem de galerici tarafın- dan "çok olumlu" olarak de- ğerlendirilse de bu yıl ikincisi- nin de düzenlenmesiyle birlikte daha ciddi bir boyut kazanan İstanbul Sanat Fuan'nın bir "galeriler fuan" olduğu, dola- yısıyla kültürel boyutundan çok özellikle koleksiyoncuyu çekmek, ya da yeni koleksiyon- cular kazanmak için düzenle- nen bir "sanat pazan" olması gerektiği boyutu da galericiler arasında tartışma konusu. Sanat Fuan'na 31 sanatçının toplam 1 milyar lirayı aşkın res- miyle kaulan Galeri Baraz'ın sahibi Yahşi Baraz, bu tür bir fuan galericılerin düzenlemesi gerektiğini düşünüyor: "Gale- riler fuan, genellikle galericile- rin ve profesyonellerin yaptığı fuarlardır. Yurtdışında bu tür fuarlar mutlaka galericılerin yönlendirmesiyle yapılan işler- dir. Türkiye'de bunu Plastik Sanatlar Derneği ele aimıştır ki dünyanın hiçbir yerinde böyle bir örnek yoktur. Çünkü PSD bir ressamİar grubudur, başın- da da bir ressam vardır ve res- sam hiçbir zaman bir galerinin sorununu bilemez. Galeriler fuan açıldığı halde, galeriler ta- nıulmamışür." Plastik Sanatlar Derneği Başkanı Hüsamettin Koçan ise, bu tür tarüşmalann yerine, "yapılan işe" bakılması tarafta- n. Bu tür fuarlann dünyada profesyonel fuarcılık şirketle- rince düzenlendiğine dilflcat çeken Koçan, "Türkiye'de bu işin bizim aracılığımızla yapıl- ması, böyle bir teşebbüsü birisi- nin yapması ve bizim de Tür- kiye'de sanat alanırun iyileştiril- mesi gerektiği gibi bir temel misyonu üstlendiğimiz için ol- du. Benim geleceğe yönelik beklentim, giderek bu fuar ya- pısmdaki genel sergi kalitesinin yükseltilmesiydi ki bu da ancak profesyonelleşmeyle mümkün. Ben profesyonelleşmeyi PSD bunu bıraksın, galericiler yap- sın olarak görmüyorum" diyor. Bu tür tarüşmalann yanı sıra fuara kaülan galerilerden Gale- ri Nev'in sahibi Haldun Dos- toğlu da fuardaki "genel hava'yı yansıtan bir noktayı değerlen- diriyor: İzleyici meraklı ve fuar bu merakı gidermek için galeri- lerden daha özgür bir ortam. "Halk galeriye gitmiyor. Gale- rinin kapısından içeri ginmeye çekinen bir kesim var. Onlar için burası çok ideal bir yer. Bu kesim, sanatla kurduğu ilişkiyi bu kadar özgür olarak hisseder- se, galerilere de gelebileceğini belki farkeder, o bariyerler yıkı- lır." En pahalı yapıtlar Ramko Sanat Galerisi 1760-70 tarihli, ressamı bilinmi- yor 350 milyon lira Urart Sanat Galerisi Şe- nol Yorozlu 55-150 milyon lira arası Galeri Baldem Evgeniy Plesovskih 50-100 milyon li- ra arası Garanti Sanat Galerisi Neşet Günal.... 50 milyon lira Galeri Artist Fiİcret Mu- alla 60miJyon lira Galeri Pago Mehmet Pe- sen .... 65 milyon lira Arkeon Sanat Galerisi Yunus Tonkuş 110 milyon lira Vakko Sanat Galerisi Franco Adami yaklaşık 100 milyon lira Tem Sanat Galerisi Saüh Coşkun 60 milyon lira Exclusive Sanat Merkezi '. Erol Akyavaş ...yaklaşık 70 milyon lira Galeri Baraz Jonathan Adolphe, Hilo Chen, David O'- Connell.... yaklaşık 110 milyon lira. Fransa'dan 'evet' • Baştarafı 1. Sayfada yapılan sondajlara dayanan resmi olmayan ilk sonuçlanna göre, halkın yüzde 51.5"i Avru- pa Birliği'ni sağlayacak Ma- astricht Anlaşması'nı onayla- dı. "Hayır" oylan ise, yüzde 48.5 olarak belirlendi. Fransa İçişleri Bakanı Paul Quiles de, halkoylamasında Maastricht Anlaşması'nın onaylandığını "resmen" açık- ladı. Quiles, ilk sonuçlann alınmasmdan hemen sonra yaptığı açıklamada, "Elime ulasan bilgiler, Cumhurbaşka- nı tarafından halka sorulan soruya Fransa'nın evet dediği- ni gösteriyor" dedi. Quileş'in açıklamasının ar- dından İçişleri Bakanüğı tara- fından yayımlanan resmi so- nuçlara gpre de 13 milyondan fazlası sayılan oylann yüzde 50.54'ü Avrupa Birliği'ni onayladı. Reuter, yüzde 49.46 olan hayır oylannın önemli bölümünün kırsal bölgelerde- ki sandıklardan çıktığını bil- dirdi. Fransa'da Avrupa Birliği'- nin kaderini belirleyen bir oy- lamaya dönüşen halkoylama- sından çok az tarkla da olsa evet sonucunun alınması, bırli- ği destekleyen çevreler tarafın- dan sevinçle karsılandı. Almanya Başbakanı Hel- mut Kohl. Fransız halkının karannı memnuniyetle karşı- ladığını belirtti. Kohl, diğer Avrupa Toplulugu (AT) ülke- lerinin de, Maastricht Anlaş- ması'nın 1 Ocak 1993 tarihin- den itibaren yürürlüğe girmesi için onay vereceklerini umdu- ğunu söyledi. Alman Merkez Bankası Başkanı Helmut Sle- singer de, sonuçlann resmiyete kavuşmasının ardından borsa- larda yaşanan para krizinin sona ereceğini kaydetti. İtalya Başbakanı Guiliano Amato. sonuçtan memnunluk duyduğunu açıkladı. Amato, "Kırk yıldır Avrupa'nın kurul- masına çalışan ülkelerden biri olan İtalya için bu sonuç çok sevindiricidir" dedi. Avusturya Cumhurbaşkanı Thomas Klestil de, sonuçtan sonra yaptığı açıklamada, "Avrupa ve Avusturya için iyi bir gün" dedi. Klestil, Fransa'- nın Avrupa'yı birbirine daha çok yaklaştırdığım belirtti. • Baştarafi 1. Sayfada Anter'e yakın mesaleden açı- lan ateş sonucu vucuduna 3 kurşun işabet etti..Kurşunlar- dan birinin sol bacağına, diğeri- nin göğsünün sol kısmına. üçüncü kurşunun da kafatası- nın üstünden girip çenesini par- çalayarak dışan çıktığı belirtil- di. Anter'e yapılan otopside v ücuda giren mermi çekirdeklc- rine rastlanmadığı, kurşunlann üçünün de vücudu parçalaya- rak dışan çıktığı öğrenildi. Yet- kililer. Anter'e.yapılan silahlı saldınnın yakın mesafeden ol- duğunu belirtirlerken, buna özellikle kafasına isabet eden kurşunun yaklaşık 1 metreden Anter GDoğu'da öldürülen 9. gazeteci Haber Merkezi - Gazeteci - yazar Musa Anter'in dün gece öldürülmesiyle birlikte, Güney- doğu'da öldürülen gazeteci sa- yısı 9'a çıktı. Güneydoğu'da son 7 ay için- de öldürülen gazeteciler ise şöy- le 15 Şubat 1992'de 2000'e Doğru Dergisi'nden Halit Güngen, 24 Şubat 1992'de Yeni Ülke Gazetesi'nden Cengiz Al- tun, 23 Mart'ta Sabah Gaze- tesi'nden İzzet Kezer, 2 Hazi- ran'da serbest gazeteci Mecit Akgün. 8 Haziran'da Özgür Gündem'den Hafız Akdemir. 30 Temmuz'da Özgür Halk Dergisi'nden Çetin Abayay. 1 Ağustos'ta Özgür Gündem'den Yahya Orhan, 5 Ağustos'ta yi- ne Özgür Gündem'den Burhan Karadeniz ve son olarak da Öz- gür Gündem Gazetesi yazan Musa Anter vurularak öldürül- dü. atıldığını eklediler. Diyarbakır Belediyesi'nin düzenlediği Kültür ve Sanat Festivali etkinliklerine katılan Anter, 3 gündür bulunduğu kentte okurlanna kitaplannı imzahyordu. Orhan Mıroğlu ise vucuduna isabet eden 2 kurşunla ağır ya- ralandı. Bu arada Isveç'in Eskils- tuna kentinde yaşayan Anter'in üç cocuğundan ortaca oğlu Dicle Anter olay üzerine tepki- sini, "Böyle bir adamın öldü- rülmesi Türkiye Cumhuriyeti için kara bir lekedir" sözleriyle dilegetirdi. Dicle Anter. babasının Kürt halkının herkes tarafından bili- nen sembolü olduğunu belirte- rek sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyanın her tarafında her halk kendi özgürlüğii için mü- cadele veriyor. Halklann kendi haklannı istemesi çok doğal. Babamın Diyarbakır'da bir kültür etkınliğine katılıp daha sonra da kurşunlanarak öldü- rülmesi çok iğrenç. Kim yaptıy- sa ortaya çıkartılmalı." SAVUR SHP İLÇE BAŞKANI ÖLDÜRÜLDÜ Mardin'in Savur ilcesine bağlı Durusu ve Pınardere köyleri arasında pusu kuran PKK militanlan, önceki gün saat 15.30 sıralannda Pınarde- re mevkiinde sekiz aracı dur- durdular. PKK'lılar araçlar- dan yolculan indirdikten sonra kimlık kontrolü yaptı- lar. PKK militanlan, yolcular arasında bulunan SHP Savur İlçe Başkanı Nizamettin Açan, Dereiçi Köyü Muhtan Cercis Yüksel ile ilçede bakkallık yaptığı bildirilen Hüseyin Gündoğdu'yu diğerlerinden ayırarak kurşuna dizdiler. Di- ğer yolculara bir süre PKK propagandası yapan ve marş- lar söyleten militanlar olay ye- rinden uzaklaştılar. PORTRE/ İLHAMİSOYSAL 43 yıllık gazeteciydi Geçirdiği trafik kazası sonucu ölen Milliyet gazetesi yazarlanndan İlhami Sosyal, 1928 yılında Karadeniz Ereğlisi'ndedoğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitiren SoysaL gazeteciük mesleğine 1949 yılında Bursa Ant gazetesindesayfa sekreteri olarak başladı. Büyük Doğu, Son Ha\adis. Kısmet, Yeni Ankara Postası. Karagöz. Ekspres. Son Posta. Hareket, Akşam. Hür Anadolu. Devrim, Yeni Ortam ve Milüyet gibi gazetelerdemuhabirlik. sayfa sekreterliği, yazı işleri müdürlüğü veya^arhk yaparak gazeteciük mesleğini sürdürdü. Basın yanşmalannda alü kez başan ödülü kazanan Soysal, aynca Zonguldak'da Yeni Ses, Adapazan'nda Akşam Haberleri. Eskişehir'deSakarya gazeteleri ile Pazar Postası. Gündem. Akis. Kim ve Yön adlı dergilerde görev yapü. 'Sıfıra Sıfır Elde Var Sıfır'. "20. Yüzyıl • Istanbul 9 da SHP adaylan (STANBUL (AA) - Avcılar ilçesinden Kemal Bozan, 1 Ka- sım yerel ara seçimlerine SHP'- den belediye başkan adayı ola- rak katılacak. Delegeîer arasında dün yapı- lan oylama sonucunda. İstan- bul'daki 6 ilçede yapılacak bele- diye başkanlığı seçimleri için SHP'den şu isimlerada> olarak belirlendi: Maltepe'den İsmet Şengül, Güngören'den Baki Durmuş, Bağcılar'dan Seyit Ali Güneş, Tuzla'dan Sinan Şen. Bahçeli- evler'den Beyzade Özkahra- man ve Avcılar'dan Kemal Bozan. ŞiirAntolojisf. 'Günün Içinden', "Dünya'da ve Türkiye'de Masonluk ve Masonlar', 'Niçin Masonluk Değir ve' 150Tikler' adiı inceleme-araştırma kitaplan yayımlanan İlhami Soysal, bir sürede TürkiyeGazetecikr Sendikası başkanvekilliği görevinde bulunmuştu. Parlamento Muhabirleri Derneği üyesi ve Basın Şeref Kartı sahibi olanSoysaJ, evü ve birçocuk babasıydı. 64 yaşında ölengazeteci-yazar İlhami Soysal. son olarak Milliyet gazetesinde araşürmacı serbest yazar olarak çahşıyordu. IDıaıııi So\sal • Baştarafi 1. Sayfada plakalı yolcu otobüsü ilecarpış- tı. Kazada ağır yaralanan Soy- sal'a ilk müdahale kaldınldığı Ayvalık Devlet Hastanesi'nde yapıldı. Burada yapılan ilk nıuayenesinde göğüs tramvası teşhisi konulan İlhami Soysal, iç kanama şüphesi üzerine Ay- valık Devlet Hastanesi'nden Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. An- cak Soysal. hastaneye yetiştiri- lemeden yolda yaşamını kay- betti. îlhami Sosyal'ın ölümüyle sonuçlanan kazadan sonra 34 JRR 53 plakalı otobüsün şofö- rü gözaltına alındı. SAVAŞ YILLARINDA BİR SÜRGÜN Kemal Sülker 10.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-Istanbul Ödemrii gönderilmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle