24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EYLÜL1992PAZARTESİ • * * • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 15 UĞUR MUMCU • Baştarafı 1. Sayfada ilk turda 241 delege oy kullanmış, sonra da bu delege- lerin büyük çoğunluğu "nasıl olsa tek aday var. Turk de saltçoğunlukla seçilir"diye son iki tura kattlmadan kent- lerine dönmüşler. Türk 'ün yorumu bu. "Katılımın bu kadar düşük olmasından siyasal sonuç çıkarmayın" diyor. KimbuAhmetTürk? Mardin Milletvekilı Ahmet Türk, TBMM'ye ilk kez 1973 seçimleriyle Demokratik Parti listesinden girdi. Türk, DP milletvekıli olarak TBMM'ye girdikten sonra CHP'ye geçti. 1977 seçimlerine de TBMM'ye CHP millet- vekili olarak seçildi. 1942 yılında Mardin'de doğan Ahmet Türk, Ankara Ikti- sadi ve Ticari llimler Yüksek Okulu öğrencisiyken Anka- ra "Devrimci Doğu Kültur Ocaklan"na üye oldu . Siyasal yasamına "Devrimci Doğu Kültur Ocakları"- nda başlayan Türk, Mardin'in toprak ağalarından "Sino Ağa"n\n oğludur. "Türk ailesi 'bölgede öteden beri CHP'li olaraktanınır. Ahmet Türk'e , CHP'li aileden çtkan ağabeyi Abdurra- him Türk'ün nasıl olup da AP'ye girdiğini soruyorum. Ahmet Türk'ün ağabeyi Abdürrahim Türk, 1989 seçim- lerinden önce Derik CHP llçe Başkanı. CHP ilçe başkanı neden AP'Iİ olur? Ahmet Türk'ün anlatımlanna göre ağabeyi Abdürra- him Türk, o tarihteki Mardin II Başkanı Dr. Vahap Dizda- roğlu ile anlaşamamış, seçimlere bu yüzden bağımsız olarak katılmış Peki sonra? Sonra AP'ye girmiş!... Mardin'de yerel koşullar böyle, siyaset de böyle yapılı- yor. 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra Kurucu Meclis üyeliği- ne seçilen Dr. Vahap Dizdaroğlu'nu 1987 genel seçimle- rinde ANAP milletvekıli olarak görüyoruz. Şerefettin Elçi, önce AP, sonra CHP millletvekilidir. Nurettin Yılmaz, CHP milletvekilidir, Barış Derneği sa- nığıdır ve sonra da ANAP milletvekilidir. TBMM'ye DP milletvekili olarak giren Ahmet Türk, son- ra CHP'li, SHP'li ve daha sonra da HEP'lidir. Devam edelim: Abdürrahim Türk, 1973 yılında öldürüldükten sonra "Türk ailesi" Abdürrahim Türk yerine kardeşi Ahmet Türk'ün adaylığını koymasını kararlaştırmış, Ahmet Türk'ün milletvekilliği de böyle başlamıştı. Ahmet Türk, CHPÎl Başkanı Dr. Dizdaroğlu ileanlasa- mayınca DP'den adaylığını koyduğunu, sonra da CHP'ye geçtiğini anlatıyor. Güneydoğu'da siyaset, aşiretlerle ve ağalarla yapılır. Mardin'de "Dekşori'7'Habesbeni ","Dumuli", "Göci- kan", "Sorkan","Daşiyan", "Temikan","ömergan", "Mahallemi", "Kikan'V'Ma hallemi'."Hüverki" bilinen aşiretlerdendir. Türk ailesi bu aşiretlerden değil. Bölgede "Sino" olarak tanınan Baba Hacı Sinan Türk, bölgede hatırı sayılır bir ağa. Soyadı Yasası çıkınca aile "7ür/c"soyadını alıyor! Mardin'in Derik ilçesindeki mezradaki ünlü "Kasr-ı Kanco'da yaşayan "Türk ailesi" ile "Necimoğullan" arasında yıllarca süren kan davalan birkaç yıl önce bu iki ailenin barışmaları ile sona ermişti. "Kasr-ı Kanco" Ahmet Türk'ün annesi Medine'nin ilk eşi Kanco'nun adını taşıyor. Türk ailesinin bölgede 60 bin dönüm arazisi olduğu ile- ri sürülüyor. Bu arazi, aile arasında toprak bölüşümü yapılarak paylaşıldığından Ahmet Türk, bölgedeki zen- ginter arasında sayılmıyor. Ahmet Türk'ün liderliğindeki HEP, PKK ile özdeşleşe- cekmi? HEP kurultayı, bu yönde işareöer taşıyor. Kurultayda ortaya atılan sloganları tek başına ölçü ola- maz. Partinin geleceği bundan sonra izlenecek siyasete bağlıdır. Umarız HEP, Ahmet Türk ile birlikte PKK'dan ayrı ve bağımsız birçizgi izler... Azeri ordusundaki Türk General OLAYLARIN Ikili ve Gece Oğretimi, • Baştarafı 1. Sayfada bunun için çalışıyoruz." Azerilerin tanımıyla "harbi işler üzerine devlet müşaviri" olan Yaşar Demırbulak, Azer- baycan Devlet Başkanı Ebul- feyz Elçibeyin 7 danışmanın- dan biri. Demirbulak'ın bu göreve getirilişi bir anlamda raslantılann sonucu. Demir- bulak, Elçibey ile taruşmasını ve göreve atanışını şöyle anla- üyor "Elçibey, K.EI (Karadeniz Ekonomiİc İşbirliğı) toplantısı sırasında beni şahsen tanıma- masına rağmen, Azerbaycan Kültür Derneği vasıtası ile İs- tanbul'dan aradı. Bana 'Senin- le görüşmek istiyor, eğer kabul edersen seninle beraber Azer- baycan'a gjtmek istiyor' dedi- ler. Bu ola> perşembe günüy- dü. Cumartesi sabah, Hilton'- da görüştük ve öğleden sonra da Azerbaycan'a gittim. Hep- si, o kadar." Azerbaycan'daki görevinin Türkiye ile ve Türk hükümeti ile hiçbirilgisi olmadığını belir- ten Demirbulak, 1993 yılında Kars'ta doğdu. 1955 yılında Hava Harp Okulu'nu bitiren Demirbulak, daha sonra pilo- taj eğitimini Kanada'da yaptı. 1957'de Türkiye'ye dönen De- mirbulak, daha sonra Hava Kuvvetleri Komutanlığı bün- yesindeki çeşitli birliklere pilot olarak görev yaptı. 1967 yılın- da Hava Harp Akademisi'- nden mezun olan Demirbulak, 1 yıl süreyle İngiltere'de İngiliz Kraliyet Akademisi'nde eğitim gördü. Demirbulak, Washing- ton'da askeri ataşclik de yaptı, 1979'da general oldu, 1988 yı- lında ise kadrosuzluk nedeniy- le emekliye sevk edildi. Emekli hava tümgeneral Yaşar Demirbulak'la Azer- bavcan miîli ordusunun kuru- luşuna ılışkın yaptığımız söyle- şi şöyle: - Azerbaycan'da işleviniz ne- dir? DEMİRBULAK- Ana fonksiyonum Azerbaycan mil- li ordusunun kuruluşu. Kara- bağ ile direkt bir ılişkim yok. Azerbaycan milli ordusunun kuruluşu uzun bir işlem. Teşki- lat organizasyonunu hazırla- dık. Zaten kendılerinde bazı temeller vardı. Karabağ olay- lan başlayınca iyi kötü bir or- ganizasyon yapmışlar. Bizim yaptığımız bu organizasyonu biraz daha modern ve Batılı anlamda bir ordu kurulmasına çalışmak. Ama bu en az 5-6 se- ne sürecek bir süreç. - Bugüne kadar milli ordu- nun kuruluşu için neler yapıl- dı? DEMİRBULAK- Bir kere rütbe işarelerinı değiştirdik. bi- zim rütbelere benzettik, yıldız- lar yaptık. Ancak yıldızlar, bayraklannda olduğu gibi se- kiz köşeli. Tabur. alay isimleri- ni getirdik. Şimdi rütbe isimle- rinı değiştiriyoruz. Yani milli ordu aşama aşama kurulacak. -Aşamalar nasıl olacak? DEMİRBULAK- İlk aşa- mada. çekirdek personelle bir ordu kurulacak. Önce kendisi- ne eğitimci yetiştirmesi lazım. Yani kendi personelini, silahlı kuvvetlerini idame ettirecek eğitimci personel yetiştirmek. Bu arada Türkıye'dekı askeri okullara öğrenci gönderiliyor. Hem içerde hem dışarda bu eğitimci personeli yetiştirmek- le Azerbaycan milli ordusunun nüvesi atılmış oluyor. Diğer ta- raftan acil olarak Karabağ için bir kuvvet yaratmak gereki- yor. Onun için de muhtelif yol- lar deneniyor. kendi içlennde eğitim birlikleri organize edili- yor. FORFICS I.ASGİMIF CFSTRF. Öğrencilerinden 5 kişiyi kurs ve yol paralarım karsüayarak 1 'İNGİL TERE' 'ye gönderiyor. Güz Dönemi kayıtlan sürüyor. Tel: 253 00 03 - 511 48 83 - 571 27 83 - 345 18 % ARDENDAKI GERÇEK • Baştarafı 1. Sayfada kahvesine kadar butün yurttaş- ları düşündürüyor. Köşedeki bakkal, sokağın başmdaki ma- nav, bir adım ötedeki komşu, ya da çocuklanmızla birlikteya- şadığımi7 pvimize uzanan tehdi- de karşı ne yapılabilir? Toplu- mun bir bölük üyesi çıldırmış- sa ya da canavarlaşmışsa, nasıl önlemler alınmalıdır? tnsan ha- yatını bu kadar hiçe sayan, bu kadar acımasız yaratıklar, nere- de yetiştiler? Hangi koşullarda vicdanlarını yitirdiler? Bir zabıta olayımn karşısında olmadığımm yavaş yavaş anlı- yoruz. Polisya da güvenlik güç- leri, saldırıları, tehditleri, saat- li bombaları, eli silahlı terörist- leri bir ölçüde göğüsleyebilir; ama toplumun bütünüyle sağlı- ğını tehdit eden salgınlara karşı nasıl önlemler alınması gereki- yorsa, artık bu soruna da Oyle bakmak zorundayız. Bu yalnız bir hükümet işi de- ğildir; ortak ve bir arada yaşa- mayı benimseyen insanların, toplumsal değeryargılannın bü- tünleşmesiyle oluşacak bir or- tam gereklidir. öyle bir ortam ki terörist orada soluk alama- sın, bannamasın. Türkiye, adım adım bu nok- taya doğru yürüyor. Teröre tes- lim olacak bir toplum değiliz. Türkiye Cumhuriyeti, 1911'den 1922'ye kadar 11 yıl savaşla ve iç isyanları bastırarak kuruldu. Tarihsel bilincimiz, bu acıların üstünde yükseliyor; bir arada, barış içinde, kardeşçe yaşama- nın yollarını, elbette elbirliğiy- le arayıp bulmak zorundayız. Deterjan kutusunun içinesa- atli bomba yerleştirip kalabahk bir mağazaya koyarak, masum insanlan gözünü kırpmadan öl- dürmek isteyen ruh bozukluğu, kesinlikle tedavi edilmelidir. Bu tedavinin bilinen bütün yb'ntem- lerinin, demokratik devlet düze- ninde kullanılabilmesi için top- lumsal bir seferberliğe gereksi- nım var. • • • BEN ÂMİJRKÇÜ DEĞİLtM Nadir Nadi 11. bası 10.000 lira (KDV içinde) Çağdaş Yayınları Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloğlu-htanbul ÖdemeU gÖDderiimez. • Baştarafı 2. Sayfada çekleştirilmesi mümkündür. Ülkemizde yanyıl- da yapılan normal öğretım, gelişmiş ülkelerde, Gündüz, KJŞ, Bahar ve Yaz yanydlan olarak 4 yanyılda (quarter sistemi) yapılmaktadır. Ülke- mizde de benzer uygulama ile, özellikle temel derslerin her sömestri açılması sağjanarak, eğiti- min temposu hızlandınlmahdır. Öyle ki, üştün performans gösteren öğrencıler, 4 yülık öğretim programını 3.5 hatta 3 yılda tamamlayabilmeli- dirler. Eğitim temposunun artması durumunda üniversiteye öğrenci seçme ve yerleştirme sınav- lannın sayısının artünlması da zorunlu olacak- tır. Paralı öğretimde yönetmelik Yasa taslağına göre paralı oiacak öğretimin. eğitim öğretimle ilgjli konular açısından, nor- mal örgün eğitimden hiçbir farkhlık gösterme- mesi gerekir. Nitekim, bu durum taslakta belir- tilmiştir. Ancak paralı öğretim yönetmeliği, "öğretim süresi" açısından normal eğitimle aynı tutulmaması gerekir. Parah öğretimde öğrenci, tam-gün programa yazıldığı gibi, yan-zamanb hatta, sadece bir-iki derse yazdma olanağına sa- hip olmabdır. Paralı öğretim, sadece zengin aile çocuklannın devam edeceği bir eğitim programı olarak algılanmamalıdır. Bu öğretime, çoğun- lukla orta-direk ailelerine mensup gençîer ilgi gösterecektir ki; bunlann bir bölümü, yanm- gün bir işte çalışarak eğitimini daha uzun bir sü- rede tamamlama durumunda kalabileceklerdir. Paralı öğretimde, öğretim süresi sınırlı olmayıp öğrencinin üniversiteden aülması da söz konusu olmamahdır. Yükseköğretim kurumlanndan atılma, bugün normal öğretimin de başını ağn- tan bir konudur. Her yıl çıkanlan af yasalan ile zaten uygulamada önemi de kalmamıştır. Paralı öğretimde, normal uygulamada önemi de kal- mamıştır. Paralı öğretimde, normal öğretimde alması gereken kredi sayısını, başanh bir not or- talaması ile tamamlayan öğrencinin mezun ola- bilmesi esas alınarak, eğitim düzeyinin düşmesi kesinlikle önknmelidir. Öğrenci ile öğretim üye- sini karşı karşıya getiren ve öğrenim düzeyinin önemli ölçüde düşmesine neden olan normal ör- gün öğretimdeki ders geçmeye dayalı mevcut uygulama da bu vesile ile değiştırilmelidir. Ekdersficreti Yasa taslağında, paralı öğretimde görev ala- cak öğretim üyelerine, örgün öğretimde zorunlu ders yükü olan 10 saati aşmalan halinde ek ders ücretinin ödeneceği belirtilerek ödenecek mikta- nn bugünkü ek ders ücretinin en fazla üç katı kadar olabileceği kaydedilmektedir. Oysa, ikili öğretimde ortaya çıkan yük, sadece ders saati ile sınırlı değildir. Ek ders ücreti ile ilgili hüküm, herhalde yasanın Milli Eğitim Bakanlığı tarafın- dan hazırlanması nedeniyle olsa gerek, öğretim üyelerinin, dershane ya da kurs öğretmeni gibi düşünülerek saat ücreti baanda ödeme yapıl- ması esas ahnmışür. Ne var ki; yapılacak öde- menın dershane ya da özel ders veren hocalann aldığı saat ücretinin çok altındadır. Öğretim üyelerinin paralı öğretimde öğrencilere vereceği danışmanlık hizmeti ve ayıracağı zaman yasa taslağında gözden kaçmışür. Ders veren öğre- tim üyeleri, zamanlannın önemli bir bölumünü, derslerinde başansız olan öğrencilere, bir kısmı- nı da derslerinde üstün başan gösteren öğrenci- lere ayırmak zorundadır. Üniversiteler bilindiği üzere, sadece birer mes- lek okulu olmayıp çeşitli boyutlardaki sorunla- nn çözüldüğü, araştırma ve geliştirrnenin yapıl- dığı birer büim yuvalandır. Üniversiteye devam eden öğrencilerin bir kısmı ilerde araşüncı bir kısmı da bilim adamı olacaktır. Gelişmiş üniver- sitelerde, görevinin bilincinde olan bir üniversite öğretim üyesi, dershane ve kurs öğretmeninden farklı olarak; öğrencilerin ödevlerini, laboratu- var raporlannı, proje, grup \e staj çalışmalannı değerlendirecek, özel seminerleri ve teknik gezi- leri organize edecek, gerekirse telafı laboratu- var, uygulama ve sınav yapacak, disiplin soruş- turmalannı yürütecek ve karara bâğlayacak. yurtiçi ve yuıtdışı referans mektuplannı yazacak, yeteneklerini saptayarak yönlendirecek, öğre- timle ilgili ve kişisel sorunlanna çözüm araya- cak,jüri üyeliği yapacak, öğrencilerle ilgili çeşitli etkinlik ve komisyonlarda görev alacakür. Tüm bu emekler nasıl değerlendirilecektir? Kontenjanlar ve öğretim ücreti Çağımızda teknoloji ve uluslararası ilişkilerin gelişmesi sonucu dünya küçülmüştür. Bu neden- le, ülke gereksinimlerine göre adam yetiştirme görüşü günümüzde demode olarak kişilerin ev- rensel boyutta yetişmesi zorunlu bir hale gelmiş- tir. Dolayısıyİa, kontenjanlann saptanmasın- da, ülkemiz gereksinmelerinin yani sıra dünya gereksinimlerini de göz önüne alma zorunlulu- ğu ortaya çıkmıştır. Bugün dünyadaki bilim ve teknolojiyi yakalayabilmek, uluslararası presti- jimizi yükseltebilmek için uluslararası ölçütler- de öğretim yapmak zorundayız. Bu nedenle ek kontenjanlann tespitinde üniversitelerimizde çağımızın bir bilim çağı olduğunu akıldan çı- karmadan, evrensel ölçütleri göz önüne alarak, eğitim kahtesinin düşmemesine ve araşürmala- nn aksamamasına özen gösterilmelidir. "Paralı öğretim"e ahnacak öğrenci sayısı yasa taslağında yükseköğretim kurumlanna bırakıl- mıştır. Ancak kontenjanlann saptanmasında fiziksel olanaklann yani sıra istem (talep) profılinin de bilinmesi gerekmektedir. Parab ya- pılacak bu öğretimde gençler daha ziyade bazı mühendislik dallannı tercih ederek, üp ve işlet- me gibi konularda eğitimlerini sürdürmeyi arzu edeceklerdir. Oysa, ıkili öğretimin ancak yükse- kokullar, fen-edebiyat ve sosyal bilimler fakül- telerinde yapılabileoeği görüşü ağır basmakta- dır. öğretim için gerekü kaynak ve parah öğretim- den kimlerin yararlanması gerektiği gibi konu- lann üstünde aynca durmak gerek. Sonuç ve öneriler - Ülkemizde üniversiteleşme oranı, hızlı ola- rak artünlmalıdır. Bunun için kısa vadeli çözüm olarak, yanyıl sayısı arttınlmalıdır. - Çıkanlması düşünülen yasanın adı "Paralı "öğretim Yasası" olmalıdır. Öğreüm prog- ramlan ve yönetmelikler bu yasa vesilesiyle yeniden gözden geçirilmelidir. - Öğretim kurumlan, ek kontenjanlan tesbit ederken evrensel ölçütler göz önüne alınarak, eğitim niteliğinin düşmemesine ve araştırmala- nn aksamamasına özen göstermelidir. - Paralı öğretim için tüm kişi ve kuruluşlar se- ferber edilerek yeterli parasal kaynak sağlanma- lı, yeni birekonomik model geliştirilerek, fiziksel olanaklar süratle geliştirilmelidir. - Eğitim temposunda arüş sağlandığında. öğ- renci seçme ve yerleştirme sınavı yılda en az iki kez yapılmalıdır. GUNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Çankaya'daki Konuştukça • Baştarafı 1. Sayfada "PKK'yı yasallaştırm, silahları bırakıp siyasi mücadele yapalım!" Okluk Koyu'ndaki Çankayalı; işin içinden çıkabilirseçık- sın! Her girişimini, söylediği her sözü neredeyse ılahi bir ses gibi kabul edip eleştiri oklarını hiçbir kez TÖ'ye yönelt- meyenüstatveustayazarlarımız, makulbulduğuvesesini çıkarmadığı ateşkesin sürgiti olan karşı öneriye şimdi ne diyecekler, görelim bakalım? Köşk'ten bilgi edinen Ertuğrul özkök'ün geçende yazdı- ğına göre TÖ, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Güreş'le 17 eylül sabahı, "kritikbirgörüşme"yapıyor. Bu görüşme- de, askerlerin HEP'e sıcak bakmadığını birinci ağızdan bir kere daha işıtiyor. Ancak Özal, şu görüşünde ısrar ediyor: "Yine de diyalog bunlarla (HEP'lilerle) kurulabilir." Tö'nün askerlerin de uymasını istediği ve aradığı diya- log, HEP kongresinde bakın nasıl değerlendiriliyor: istiklal Marşı yerine Kürdistan Ulusal Marşı okunuyor. "PKK vuruyor, TC kaçıyor" haykırışları arasında, terörist yerine "Vurgerilla vur, Kürdistan'ıkur" sloganları atılıyor. "PKK'dan ölenler" için saygı duruşu yapılıyor. Kürt- Türk ayırımı olmayacağından dem vuran sloganı asıl ni- yetlerinde örtü gibi kullanan HEP milletvekillerinden ses çıkmıyor. TÖ ise yazılanlardan çıkan anlama göre Orgeneral Gü- reş'ten HEP'e daha yumuşak bakmasını istiyor. Çankaya koşutunda benzeri istek kongrede Mahmut Alı- nak'tan duyuluyor: "Türk anaları çocuklarmı Güneydoğu'- ya askere yollamasınlar." lyi mi? Biri gider-öteki gelir TÖ, HEP milletvekillerine söylüyor, tabii HEP kanalıyla Apo'ya mesaj gönderiyor. "Silahların bir muddet susması lazım. Silahlar sussun, bakalım görelim ne olacak?.. Du- rursa belki bazı adımlar atılabilir" diyor. Peki ama Çankayalı kimin adına ve kime dayanarak HEP'e böylesine güvenceler veriyor? Hükümete mi?.. De- mirel ile Inönü'nün, hatta ana muhalefet partisi adına Mesut Yılmaz'ın Güneydoğu sorununu TÖ gibi görmediği, TÖ benzeri çözümler gözetmediğı ötedenberi biliniyor. PKK ile silahlı mücadeleyi yapanlann başında gelen Genelkurmay'ın soruna TÖ gibi bakmadığı Orgeneral Gu- reş'in demeçleriyle ortada. öyleyse'' TÖ'nün sorumsuz ve sonuç alacak hiçbir bağlant.ya dayanmayan sozleri ortalı- ğı karıştırmaya yarıyor ve de başarıyor... Kongreyi izleyen kimi gazetecıler -örneğin Hürriyet'ten Koray Düzgören- "HEP kapatılırsa yerine kurulacak her- hangi bir parti "den söz ediyor. Delegelerin içlerine sindi- remedikleri Ahmet Türk'ün genel başkanlığının uzun süremeyeceğine "inandıklarını"yazıyor Anlaşılan HEP kulislerinde de "yeni herhangi birparti"- nin ilk hazırlıkları yapılıyor Ahmet Türk "geçicı" kabui ediliyor. Daha sonraki parti aşamasında Mahmut Alınak'ın genel başkanlığına kesin gözle bakılıyor. PKK örgütüyle "organik bağları" bulunmadığını, ancak PKK ile "akraba" olduklarını saklamayan HEP ve "olayı" yeni gelişmelere gebe görünüyor. SARIYER ASLİYE 2. HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN Sayı: 992/406 Mahkememızde verılen 8.9.1992 gun, 992/406 esas, 992/375 sayılı karar ile davacının Seferoğlu olan soyadının Özgur Hüseyinoğluola- rak tashihine karar verildiği hususu ilan olunur. Basın- 10550 37 ekran Telefunken 350.000 lira taksitle... Ayda sadece 350.000 lira verip, televizyon alıyorsunuz. 1 peşın, 12 ay vadeyle. Toplam kaç liraya gelıyor, bıliyor musunuz? 4.550 000 liraya. Bu devirde, bu fiyata Telefunken1 Alın, çalışma odasına koyun... mutfağa koyun... yatak odasına... çocukların odasına... Herkes dilediği programı seyretsin. Maçtı, filmdi kavgası çıkmadan. Gıdın, araştırın. İsterseniz kıyaslayın. Yok... bu taksitin, bu toplam fiyatın eşı, benzeri yok! Eee? Hâlâ ne duruyorsunuz 9 AEG TELEFUNKEN Daıışma Merkezi Daha fazla bılgı almak ıçın AEG-TELEFUNKEN Danışma Merkezi nı arayabılırsınız Turkıye nın her yerınden ücretsiz goruşulebılen teletonlanmız (Ek numara çevırmemze gerek yoktur ) 980 014 024 ve 980 014 025 Dığer telefonlanmız (1)274 65 90/91
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle