Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18EYLÜL1992CUMA
OLAYLAR VE GÖRÜŞLER
GaniGirgin'in Telefonu
MELİH CEVDET ANDAY
Dün Gani Girgin telefon etti. Köydeki evi-
mizde telefon yok, komşudan çagırdılar. Gani
Girgin'in sesini duyunca şaşırdım: Beni bura-
larda araması için ne gibi bir nedeni olabilirdi
ki!
- Sen SHP'nin Ankara'daki olağanüstü ku-
rultayını izlemiş miydin? diye sordu.
- Evet, ne olacak? dedim.
Gani Girgin:
- Başkan olmak istiyordu, değil mi?
- Evet.
- Ne için başkan olmak istiyordu peki? Onu
biliyor musun?
- Hayır diyeceğim, çünkü amaa açık seçik
anlaşılmıyordu.
- Evet, o kadar ki koalisyon anlaşmasına ve
hükümet programına bir itirazı olmadığını da
açıkça belirtiyordu.
- Dediğin doğru Gani, ama bu konuyu tele-
fonda konuşmamızın ivedi bir nedeni mi var?
- Bütün konular ivedidir.
- Bırak şimdi bunlan da, beni ne için aradı-
ğını söyle kuzum, merak ediyorum.
- Deniz Baykal'ın durumunu konuşmak
için.
Çaresiz,
- Peki, dedim.
Eski dostum kaldığı yerden sürdürdü sözü-
nü.
- Baykal'ın CHP Başkanı seçildikten sonra
verdiği demeci okudun mu?
- Evet.
- Bak dinle, gazeteden okuyorum: "SHP ve
DSP kimliklerini onurla taşıdık. Şimdi daha
iyisini anyoruz. Bir yeni başlangıca artık ihti-
yaç var. Bir dönem işlevini tamamladı. Bir
dönem görevini yerine getirdi. O dönem artık
geride kaldı. Şimdi yeni ve gür bir açılışın eşi-
ğindeyiz. Bize SHP'nin sağladığı iktidar,
DSP'nin sağladığı muhalefet düzeyi yetmi-
yor." Okumayı burada kesiyorum. Şimdi an-
ladın mı? *
- Neyi?
- Baykal'ın SHP kurultayındaki bir türlü çı-
karamadığımız amacı?
- Evet, sanıyorum.
- Dalga geçme. Gene de hiçbir şey söylemi-
yor Baykal. SHP iktidan neden yetmiyormuş.
DSP muhalefeti neden yetersizmiş, bunlan
örnekler vererek açıklamıyor.
- Evet.
- Neden açıklamıyor?
- Bilmem.
Gani Girgin'in sesi sertleşti.
- Kendi de bilmiyor da ondan. Bilseydi SHP
kurultayında söylerdi.
Bir süre durdu, sonra şöyle sürdürdü sözü-
nü:
- Bu çocuğun başkan olmaktan başka derdi
yok. Tek tutkusu buymuş. Sonunda başanya
erdi.
Artık konuşmamızın bittiğini sanarak ben
de şunlan söyledim:
- Bir siyaset adamının başa geçmek için tut-
kulu olmasından doğal ne var!
Gani Girgin:
- Işte seni bu yüzden aradım, dedi.
Şaşkınlığım daha da artmıştı.
-Bunun için mi telefon ettin? diye sordum.
Gani Girgin,
- Az mı buldun, yoksa saçma mı buldun?
diye sordu.
- Saçma olur mu hiç, dedim. Sen saçmala-
mazsın, ama telefon etmek için...
Gani Girgin sözümü kesti:
- Telgraf mı çekseydim? dedi. Telefonu ni-
çin kullanıyoruz? Konuşmak için değil mi?
Başa geçme tutkusu bir siyaset adamı için el-
bette olağandır, ama biz onun amacını bil-
mezsek. tutku bir hastalık olur çıkar. Bak,
sana bir şey anlatayım, Falih Rıfkı Atay'ın bir
kitabında okumuştum, ne öğreticidir! Atay,
bir söyleşi sırasında soruyor Atatürk'e, "Pa-
şam, Erzurum Kongresi'nde seçilmeseydiniz
ne yapardınız?" Atatürk, "Başka bir kongre
toplardık çocuk" yanıtını veriyor. Elbet bu,
başa geçme, baş olma tutkusunu gösterir,
ama biz Mustafa Kemal'in ne amaçla başa
geçmek istediğini biliyorduk, biliyoruz. Bun-
lan burada sayıp dökmek gereksiz. Sadece
"Tam bağımsızlık" kavramını ele alacak olur-
sak, şunu söylememiz gerekir ki o zaman bu
inanç yalnızca Mustafa Kemal'de vardı. Ne
demeğe geldiği belli olmayan bir kavram de-
ğildi bu; öyle ki en içten yurtseverlere bile ina-
nılmaz görünüyordu. Ama ben şimdi Deniz
Baykal'ın "Milli Bağımsızlık" sözünden neyi
amaçladığmı çıkaramıyorum. Bireysel atılım-
lannı küçümsediğimi sanma. Bireysel atılımın
kültürel bir gerçeklik halini alabilmesi, ancak
onun bir küme kamuoyunu çekebilmesiyle,
böylece onu bir kurum içinde somutlaştırabil-
mesiyle sağlanır. Bu ise bilinç ve açıklık ister.
Durdurmasam, anladım ki uzatacak.
- Çok haklısın, dedim. Teşekkür ederim.
Benden bir istediğin var mı?
Gani Girgin,
- Elbette var, dedi.
Çok şükür, demek asıl soruna geliyoruz.
- Buyur. dedim.
Gani Girgin,
- Şunu düşünmeni istiyorum, dedi.
- Neyi?
- Bir düşün bakalım... Deniz Baykal, SHP'-
nin olağanüstü kurultayında seçimi kazan-
saydı da başkan olsaydı...
Durdu.
Ben,
- Evet, dedim.
Sözünü sürdürmesini bekleyerek.
Gani Girgin,
- Cumhunyet Halk Partisi'nin açılması ile
SHP başkanlığmı bırakıp bu partiye geçecek
miydi?
- Bilemem, dedim.
- Ne demek büemem! Biz bilmediklerimizi
düşünmek zorundayızdır. Çünkü bildikleri-
miz yetmez. CHP mantar gibi çıkmadı orta-
ya; konuşulan, tartışılan bir konu idi. Bekle-
meli idi Baykal, tutkusunu öteki partilerde
gerçekleştirmeğe kalkmamalı idi.
Şimdi ne oldu? Sol bir daha parçalandı. Bir
zamanlar SHP ile DSP'yi birlik olmaya çağı-
ranlar az mı yırtınmışlardı. "Gel gel Ecevit,
oylan bozma!" çığlıklan bugün gibi kulağım-
da. Şimdi solun birleşmesini isteyenler soldaki
üç partiden hangisini esas alacaklar? Durum
büsbütün kanştı. Sanıyorum ki bizde sol parti
yok.
Sustu Gani Girgin.
- Gani... Gani... diye seslendim.
Telefondan bir çm sesi geldi.
Gani Girgin kapamıştı telefonu.
ARADABIR
Prof. Dr. GÜLAY COŞKUN
İTÜ Öğretim Üyesi
Kamu Hizmeti ve Çevre
Son birkaç on yıldır geliştirilen kamu ekonomisinin ama-
cı, özel ekonomideki kâr yerine kamu hizmetidir. Bireyle-
rin kendi özel finansman kaynaklarıyla ürettikleri mal ve
hizmetler, piyasada sunu ve isteme (arz ve talebe) görefi-
yatlanıp, bireyin kâr etmesini amaçlamakta ve sağlamak-
tadır. Kamu ekonomisinde amaç ise, kamu hizmeti yarata-
rak kamu yararının sağlanması olduğundan, hizmetin
piyasada fiyatlanması, kâr amacıyla satılması söz konusu
olmamaktadır. Hizmet, devlet (devletin organları olan ka-
mu kuruluşları) tarafından yapılıp, finansman kaynağı ver-
gi, resim, harç gibi kaynaklardır. Kamu hizmetlerinin
hangisinin öncelikle yapılabilmesi konusunda siyasal ter-
cihler rol oynayarak, devlet bütçesinden kaynak tahsisiyle
hizmetler gerçekleştirilmektedir. Kamu hizmetinin özellik-
leri şöyle sıralanabilir: En geniş kitlenin hizmetten yarar-
lanması, fiyatlandırılmaması, hatta bazen hizmetin zorla
verilmesi, satıcı rekabetinin olmaması gibi, Kamu hizmeti-
nin bir özelliği de dışsallık (externality) denen, "bir ekono-
mik birimin üretim ve (ya da) tüketim faaliyeti sonucunda,
kamu hizmetinin gerçekleşmesi sonucunda, başka birim-
lerin fayda ve (ya da) maliyet işlevlerirtde (fonksiyonların-
da) meydana gelen olumlu ya da olumsuz yönde etkilen-
medir. Böylece dışsallık, dışsal zarar ve (ya da) yarar
olarak etki yaparken, ölçülmesi ve hesaplanması çok güç
bazen olanaksızdır.
Kamu yararına yapılan kamu hizmetinde her ne kadar
politik tercihlere yer verilmekte ve hizmetin fiyatı olma-
makta ya da fiyatı marjinal maliyeti yansıtmamakta ise de
bu hizmetlerin maliyet-fayda analizlerırrin yapılarak de-
ğerlendirilmesi gerekir. Sağlanan yararın, o hizmetin
kamu hizmeti niteliğinde yapılmasında yarar varsa hizmet
gerçekleştirilir. Maliyet-fayda analizindeçok çeşitliölçüle-
bilir etmenler (faktörler) yer alıp kullanılırken dışsallık
etmenlerinin de değerlendirmeye girmesi gerekir. Dışsal-
lık faktörünün etkilediği en iyi örnek, çevre olabilir. Bu yıl
tatilde yaşadığım basit bir örnekle olayı açıklamak istiyo-
rum.
Burhaniye-öğretmenler Mahallesi Muhtarlığı, belediye
işbirliğiyle halk plajına parasız kullanılan birkaç duş yapıl-
mış. Amaç, denizden sonra halka plajda temiz suyla duş
yapabilme olanağı veren bir kamu hizmeti yaratmak. Ger-
çekten güzel bir hizmet. Ancak, böyle bir hizmetin getiril-
mesine karar verilirken, acaba maliyet-fayda analizi yapıl-
dı mı? Olayı gözlemleyen bir kişi olarak, maliyetinin
faydasından çok daha yüksek olduğunu saptamış bulunu-
yorum. Henüz su sorunu olmayan Burhaniye'de duşlar
nedeniyle büyük bir su israfı var. Duştan bir yudum su iç-
mek için üç kova su harcanmakta; vanalar açık bırakılıp
suyun boş yere akıtıimasına neden olunmakta; su altında
çocuklar oyun oynamakta ve en önemlisi de duş, şampu-
an ve sabunla yıkanılan bir hamam sanılmakta, ne acıdır
ki ailecek banyo yapılmakta. Maliyet hesabındaki su faktö-
ründe büyük israfın hesaplanması hiç güç değil. Yakın
gelecekte Burhaniye'ye o çevredeki öbür beldeler gibi,
susuzluk sorunu gelebilir. Ayrıca, evi yerine duşta yıkanan
kişiler, o oranda düşük su parası ödeyerek belediyenin
gelirinde azalmaya neden olmaktalar. Oysa, belediyenin
bu gûzel yörenin daha güzel ve temiz olması için parasal
yardıma gerçekten ihtiyacı çok. Gelelim, hesaplanması
güç olan dışsallık etmenindeki dışsal zarar konusuna. Kul-
lanılan şampuan ve sabun kumdan emilip denize karışa-
rak kirlettiği gibi kumda biriken tortu esasen var olan sivri-
sinek yuvalarına yenisini eklemekte. Böyle bir turistik
yerde sivrisineklerle uğraşmak ve dinlenceye gelenlere,
yerli yabancı turistlere hiç hoş olmayan yıkanma sahnele-
rini seyrettirmek, ikinci kez gelme isteğini engelleyen dış-
sal zarardır. Plaja yine hizmet amacıyla konan çöp teneke-
leri de mahallelinin elbirliğiyle çevre kirlenmesini sağla-
yan bir başka dışsal zarar yaratmaktadır.
Bunlar, geniş anlamda, en iyi niyetle yapılmak istenen
kamu hizmetinin maliyetinin, verilmek istenen yarardan
çok daha fazla olmasına neden olmaktadır. Eğer, beledi-
yenin kaynakları çok fazla ve beldenin önemli tüm gerek-
sinimleri karşılanmış, sıra duşa ve plajdaki büyük çöp
tenekelerine gelmişse, yüksek maliyete karşın gerekli ön-
lemler alınarak bu hizmetler verilebilir. Ama, öncelik sıra-
sında daha önemli hizmetler.varsa ve bunlar yerine getiri-
lemiyorsa bu hizmetten vazgeçilir ya da daha az maliyetle
aynı amacı gerçekleştirecek başka seçenekler aranabilir.
Her kamu hizmeti yapılırken, o hizmetin özelliğine göre,
çevre sağlığını ve güzelliğini bozmamaya özen göster-
mek, günümüzün kamu hizmeti tercihindeki en önemli
etmenlerden biri olmalıdır.
KUDRETGURBUZ
SEVDALjSI OLDUĞU İNSANA
DÜŞLEDİĞİ GÜZEL OÜNYAYA
TAM BİR YILDIR HASRET
AMA
YÜREĞİMİZDEKİ YARATAPTAZE
A R K A D A Ş L A R I A D I N A
Süteyman Özyaiçn, Şevkei Karakuş, Ziya Sümer
ÖZELKADIKÖY
AKŞAM TÎCARET LİSESİ
Seçtığınızokul gelecesınizdir
• Modern bir binada, Türkiye standartlannın üzerinde meslek eğitimi
almak isteyenler,
• Üniversite için ek puan almak isteyenler,
• Bir yıhn sonunda iş garantisi elde etmek isteyenler,
• Daktilo, muhasebe ve bilgisayar öğrenmek isteyenler,
• Güleryüzlü ve tecrübeli bir eğitim ortamında yer almak isteyenler,
• Askerliğini tecil ettirmek isteyenler,
• Yirmi kişilik sınıflarda, uygulamalı eğitim almak isteyenler.
ÇAĞRIMIZ SİZLERE. ARAYIN GÖRÜŞELİM
Adr: Halitağa cad. Misâk-ı Milli sk. No: 123 Kadıköy-ÎST
Tel: 346 16 30-346 66 II
İLAN
MAZGİRT 1 NOLU
KADASTRO
MAHKEMESt'NDEN
Esas No: 1953/3002
Karar No: 1956/98
Parsel No: 337
Mahkememizce verilen
25.6.1956 tarih ve 1953/3002 Es.
1956/98 Ka. sayılı hükmü ile
Mazgirt ilçesi Şilk (Akkavak) kö-
yü hudutları dahilinde kalan 337
nolu parselin davalılar Elif Vur-
geç ve müşterekleri adına tapu-
ya tesciline karar verildiği.
davacılar Hidayet Gültekin, Hı-
dır Kadim Aktaş, Ifakat Yüksel
ve davalılar Ipek Karahan, Elif
V'urgeç mirasvısı Heves Sönmez
mirasçılari Neriman ve Emine
Sönmez'in adresleri meçhul ol-
duğundan ve kendilerine karar
tebliğ edilemediğinden, işbu ila-
nın gazeıede ilanından 30 gün
sonra davacılara ve davalı miras-
çılanna karar tebliği yerine ka-
im olmak ü/ere iianen tebliğ
olunur.
Basın: 50088
SATILIK
KELEPİR İŞYERİ
Zeylirburnu Kapalıspor Salonu karşısında. derici, konfek-
siyoncu, penyeci, iplikçi ve toptan gıdacılara 525 m
2
1. sınıf
mağaza-işyeri. m'si 1.600.000TL.
Tel: 221 42 77-221 29 77
Aksam:33664 55
SATILIK İŞYERİ
Birinci derecede turistik bölge Sirkeci'de 5.400 m2
inşaat alanı olan işyeri satılıktır.
Tel: 572 18 53-542 97 28
ANMA
Demokrasi düşmanı 12 Eylül 1980 Askeri
darbecileri tarafından yurtdışında
sürgünde yaşamak zorunda bırakılan
Sendikamız Yürütme Kurulu Üyesi
ENVER
TÜRKOĞLU'nu
Ölümünün 8. yılında
Topkapfdaki mezarı başında
19 Eylül 1992 Cumartesi günü saat
10.00'da anacağız. Dostlarına duyurur,
anısı önünde saygıyla eğiliriz.
DİSK/BANK-SEN
YÖNETİM KURULU
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI'NDAN
7844 sicil sayılı Av. Cemalettin Keskin ve 9073 sicil sayılı Av. Er-
gun Yıldıral'ın baroya bildirdikleri adresleri terk ertikleri, yeni ad-
reslerini de biMirmedikleri anlaşıfmakla, Avukatlık Kanunu'nun 72/C
maddesi gereğince adları baromuz levhasından silinmiştir.
ilgili avukatlar adreslerinde bulunamadıklan için bu kayıt silme
işlemi kendilerine duyurulamamıştır
İianen tebliğ olunur. 173.1992
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI
ISIL OZGENTURK GIZEMLI BİR DUNYANIN KAPILARINI ARAUY0R
ON ODULLU. BİR TÜRK FRANSIZ ve YUNAN ORTAK YAPIMI
Rosa... O bir kadın. Aşkt, cinselliği ve şefkati
yaşamak istiyor. Bütün kadınlar gibi...
Senarist ve Yönetmen: Işıl ÖZGENTÜRK
Rosa: Sumru YAVRUCUK Roman: Sevgi SOYSAL
Yapım: ASYA FİLM
BUGÜNDEN İTİBAREN SİNEMALARDA...
Beyoğlu ATUkS
Osmanbey GUI
Kadıköy KSM
Ap»a-3 »ETBOPflL
(243 75 76) 1200-14 15-1630-1845-2115
1247 9665) 1100-1300-1500-1715-1930-2145
.33890 76! 1130-1415-1630-1900-2130
(425 74 78i 12 15-14 30-16 45-19 00-21 15
ILAN
TC
DERELİ KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Davaalar Ali Yapal. Hanife Yapal. Bekir ve Mustafa Gündojan tarafın-
dan. davalılar Asım, Bekir, Mustafa Gündoğan ile Ali Yapal aleyhine
mahkememize açılan tespite itiraz davasırun yapılan açık yargılamalan
sonunda. "Kadastro Komisyonu'nun itiraz edenlerin iddialannı tahkik
edip deliileri topladıktan sonra neticesine göre karar vermesi gerektığı
halde. yetkisizlik karan verilmesi 766 SK ve ilgili kanun maddelerinin ru-
huna aykın düşeceğinden, tutanaklann Giresun Kadastro Müdüriüğü'ne
ladesine" ilişkin olarak verilen karann tebliği sırasında. davacılardan
Hanife Yapal tüm aramalara rağmen bulunamadığından. adı geçene iia-
nen tebligat yapılmasına karar verilmiştir.
Karar gereğince. aşagıda karar tarihi esas ve karar numarası, dava ko-
nusu taşınmaan mevkisi ve parsel numaralan yazılı dava ile ilgili karann
yine aşağıda kimliği yaalı davacıya. 7201 S.Tebligat Kanunu"nun 31.
maddesi gereğince yayınlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra tebliğ edil-
miş syyılacağı iianen tebliğ olunur.
l%8 485
1968 486
1968 487
1968 488
1971.72
1971 73
1971,74
1971 75
Hanife Yapal. Abdicşi. Akkaya-Çatak 665
674
676
677
DİKİLİ ASLİYLE HLKUK
MAHKEMESİ'NDEN İLAN
1991 100
Davacı Hülya Gencer'in (Nafia Hülya Gencer) davalı tbrahim Polat
aleyhine açtığı tapu iptali ve tescil davasımn yapılan duruşması sonunda
Dikiji Kabakum kövü Bağlar civan mevkiinde 5 ada 27 parselin tapusu-
nun iptali ile davaa Ibrahim kıa Nafia Hülya Gencer adına tapuya tesci-
line 28.5.1992 gün ve 1991 100 esas. 1992 207 karan ile karar verildiğin-
den. tüm aramalara rağmen adresi saptanamadığından işbu ilan karar
yerine kendisine tebliğ edilmek üzere ilan olunur.
Basın: 37321
"PERDECİ" VAPURU BATTI
AÇOK YAŞIYOR
AÇOK. 75 Gönülkj oyuncu tarafından karşılıksız omuzlarvmç
ve yüteekmaliyeîler yüzünden ancak 2 kez bitefii seyirciye
gösterilebHmiş 'PERDECİ' projesini 92 - 93 fiyatro sezonuncla
sürekS sergterneye haarlannken Kûltür Bakanlığı'ndonyarctm
istedi. Cevap olarak, Ağustos ayında toplanacak olan
DeğefiencSrme Kuruluna başvurulmasırH öneren bir mektup
aldı. Buna gûvenerek. belirtilen tarihte dosyaanı Bakanlıga
sundu Ancak. sonuç şaşırtıcıydı. Çünkü açıklanan
destek listesinde AÇOK odı yoktu!
1- Yardımın eski projelere yapılmayacağı, varoldn
yönetmeiğe konıimadan, bu düşünceyi kural olarak iştetmek
usülsüzlük değil midir?
2- (ikisî seyirdli prova) sadece 4 kez seyirci karşısna çkabilmiş
bir projeyi, söz verildiği halde 'eski'diye nitelendirmek
haksızlık değil midir?
3-27 Ağustos Perşembe günü tiyatrotara ulaştınlan mektupla.
31 Ağustos' Pazartesi akşamına kadar yeni proje isteyetimek,
tiyatronun ve ülkemizin gerçeklerini bilmemek değil
midir?
4- rryatroda "proje'nin tanrm yaptnadan ve değeftendrmenin
kstaslan belirhlmecten karar vermek. değeriendkmede iatct
tutmak değii midir?
5- (İkisi Cumartesi - Pazar) 4 gûnde: Oyun seçimi, dramatutjis.
oyunculan. yönetmeni. uygun salonu. dansçısı, müzikçisi.
dekorcusu ve yapım giderieriyle, yeni proje önerebilmek,
inandmcı olmayan bir felaş değH midir?
Gerekçesi ne dursa obun: Geçmişlndeki •başanlon' ödüllerie
karsılanmç. Avrupa turneleri ve festivallerinden gazetelere
yansıyan eleştirilerie 'dûzeyi' kanıflanmış. 20 yıik bir tiyatroyu
yok sayan: Değertendirme Kuruluna tarihsel bir sorumluluk
yükleyen sonucu kınıyoruz.
Tıyatro Vapuru', Değertendirme Kurulu kararıyla battı.
Fakat biz PERDECİ' niteliğindeki yeni proietefle yüklü olarak
yapyonjz. Ve her KMü aUnsuzluğcı rağmen, biüün engelemelere
inar, genckujak (iy(*ocu)annelefir)deyanrtarataşır»yonjz..
AÇOK
Anadolu Cocuk Ovunlan Kolu 2OO/I
PENCERE
Küıt Sorunu Nasıl Çözûlür?..Kürt sorunu nasıl çözülür?..
Soru, herkesi ilgilendiriyor; Kürt'ü, Türk'ü, devleti, so-
kaktaki adamı, Vaşington'u, Londra'yı, Bonn'u, işçiyi, pat-
ronu, Tahran'ı, Şam'ı, Bağdat'ı; hiç ilgisiz gibi görünen
uzaktakiodakları...
Ancak her şeyden önce Anadolu'da iç içe yaşayan Türk
ile Kürt baş başa verip nasıl tartışmalı:
- Nasıl çözeriz?..
Kürt ile Türk'ün, Anadolu'da görüş birliğine ulaşmak
için kardeşçe çözüm yollarını araması, gelecek kuşaklara,
gençlere, çocuklara, bebelere karşı ödenmesi gereken bir
insanlıkborcu...
Peki, nasıl çözülür?
Türk ya da Kürt kesiminde, bir sürü fikir, eğilim, örgüt,
siyaset var; her iki yanda çeşitli renklerden meydana ge-
len bir mozayik Güneydoğu sınırının ötesinde ve bu yanın-
daki coğrafyayı oluşturuyor.
Kimisi kaşlarını çatıp der ki:
"- Demokrasiyi askıya alacaksın, orduyu serbestbıraka-
caksın, altı ayda bu iş tamam..."
Kimisinin de hesabı başka:
"- Keşke Türkiye'de demokrasi askıya alınsa, ordu kö-
künden bu işi temizlemeyekalksa, işimizeyarar..."
Kanlı hevesler, patolojik güdüler, sığ siyasetler, dar ka-
lıplar içinden sıyırılıp, daha yukarıdan bakıldığında, ortaya
üçyaklaşım çıkıyor:
Ümmetçi çözüm...
DarmiÛiyetçiçözüm...
Demokratik çözüm...
Ümmetçi çözüm belli:
"Kürt de Müslüman, iranlı da Arap da!.. Kavmiyetçiliği
bir yana bırakıp Islam'da buluşmalı. Müslüman'ın anaya-
sası Kuran'dır. Ne demek Türk ya da Kürt? TC yanlış kurul-
duğu için bu sorun patlak verdi. 1923 Cumhuriyeti emper-
yalizmin ürünüdür; laiklik üstüne yükselen ulusal devlet
yerine şeriatdüzeni gerçekleşti mi sorun biter."
Dar milliyetçi çözüm:
"Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkını tanımak ge-
rekiyor. Lenin böyle demişti. Türkiye bölünür, TC parçala-
nır, Kürdistan kurulur; Güneydoğu'da emperyalizmin çiz-
diği sınırlar değişir; sorun çözülür. Eğer bu çözüm dışla-
nırsa, amaca savaşla ulaşılır."
Demokratik çözüm:
Anadolu'da Kürt ve Türk'ü birbirine kırdıran emperyaliz-:
min tuzağına neden düşelim?.. Kürt halkının kimliği, kültü-
rü, hakları, dilekleri çağdaş katılımcı demokrasinin araçla-
rıyla siyasal dengelere ağırlığını koyduğu zaman, çözüm
yollarının neler olabileceği barış içinde ortaya konamaz
mı?
Ümmetçilik, Ortadoğu bataklığında, dar milliyetçilik ye
mezhepçilikle el ele volta atıyor. Iran ile Irak savaşı sekiz
yıl sürdü; bir milyon insan pisipisine canını yitirdi. islam
ümmeti birbirini boğazlamaktan bıkmıyor; Irak Kuveyt'e
saldırıyor, Suudi Arabistan Amerika'nın yanında yerini alı-
yor; emperyalizmin iki kolu ve on parmağı Ortadoğu'nun
içindedir; etnik, mezhepsel, dinsel bütün çelişkilerle iste-
diği gibi oynuyor; Kuzey Irak Kürtleri, yıllardan beri bu
oyunların içinde, bir o yana bir bu yana savruluyor.
Dar milliyetçilik, "Yeni Dünya Düzeni'nöe yoksulların
birbirleriyle didişmesinden başka bir anlam taşımıyor.
"YediZengin"kanlı olayları yukarıdan seyrediyor; gerek-
tiğinde bir yandan, gerektiğinde öteki yandan müdahale
ediyor. Silah üretimi, türetimi, dağıtımı, tüketimi, ticareti,
yalnız ve yalnız emperyalist tekellerin kasalarını doldur-
maya yarıyor.
21'inci yüzyıla yaklaşırken çağdaş insanın ortak düşün-
cesı tek odakta buluşur:
- Savaş ortadan kaldırılmalıdır!..
Savaş, ister gerilla türünden olsun, ister klasik savaş
koşullarında uygulansın. Anadolu'da Kürt sorununu çöz-
meye yararlı bir araç değildir; insanların kuşaklar boyun-
ca kırımına yol açılsa bile, çıkış yolu yok...
2000 yılına doğru yol alan dünyamızda, demokrasi için-
de çözümlenebilecek sorunları terörle, savaşla, cinayetle
çözmeye yönelen kişi insanlaşma sürecinde geri kalmış
insandır.
ENGLISH CENTRE
İngilizceyi ingilizlerden öğrenin
ENGLISH CENTRE
• Genel İngilizce Kurslan
• MEB-ÖSYM Lisan Sınavı Hazırlık Kursları
• KPDS Hazırhk Kurslan
ENGLISH CENTRE
"Business English" Kurslan
FCE Hazırhk Kurslan
TOEFL Hazırlık Kurslan
ENGLISH CENTRE
Yoğun programlar.
Yarı yoğun programlar.
Normal programlar.
T.C.M.E.B. ÖZEL EMSA DİL EĞİTİM MERKEZİ KURSU
İSTANBUL : Rumeli Cad. No. 92/4-5-6 Osmanbey
Tel : (1) 247 09 83 - 241 20 34 - 252 82 71 - 72
ANKARA : Selanik Cad. No. 8 Kat. 5 Kızılay
Tel : (4) 435 23 97 - 435 30 94 - 435 25 03