15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18EYLÜL1992CUMA OLAYLAR VE GÖRÜŞLER GaniGirgin'in Telefonu MELİH CEVDET ANDAY Dün Gani Girgin telefon etti. Köydeki evi- mizde telefon yok, komşudan çagırdılar. Gani Girgin'in sesini duyunca şaşırdım: Beni bura- larda araması için ne gibi bir nedeni olabilirdi ki! - Sen SHP'nin Ankara'daki olağanüstü ku- rultayını izlemiş miydin? diye sordu. - Evet, ne olacak? dedim. Gani Girgin: - Başkan olmak istiyordu, değil mi? - Evet. - Ne için başkan olmak istiyordu peki? Onu biliyor musun? - Hayır diyeceğim, çünkü amaa açık seçik anlaşılmıyordu. - Evet, o kadar ki koalisyon anlaşmasına ve hükümet programına bir itirazı olmadığını da açıkça belirtiyordu. - Dediğin doğru Gani, ama bu konuyu tele- fonda konuşmamızın ivedi bir nedeni mi var? - Bütün konular ivedidir. - Bırak şimdi bunlan da, beni ne için aradı- ğını söyle kuzum, merak ediyorum. - Deniz Baykal'ın durumunu konuşmak için. Çaresiz, - Peki, dedim. Eski dostum kaldığı yerden sürdürdü sözü- nü. - Baykal'ın CHP Başkanı seçildikten sonra verdiği demeci okudun mu? - Evet. - Bak dinle, gazeteden okuyorum: "SHP ve DSP kimliklerini onurla taşıdık. Şimdi daha iyisini anyoruz. Bir yeni başlangıca artık ihti- yaç var. Bir dönem işlevini tamamladı. Bir dönem görevini yerine getirdi. O dönem artık geride kaldı. Şimdi yeni ve gür bir açılışın eşi- ğindeyiz. Bize SHP'nin sağladığı iktidar, DSP'nin sağladığı muhalefet düzeyi yetmi- yor." Okumayı burada kesiyorum. Şimdi an- ladın mı? * - Neyi? - Baykal'ın SHP kurultayındaki bir türlü çı- karamadığımız amacı? - Evet, sanıyorum. - Dalga geçme. Gene de hiçbir şey söylemi- yor Baykal. SHP iktidan neden yetmiyormuş. DSP muhalefeti neden yetersizmiş, bunlan örnekler vererek açıklamıyor. - Evet. - Neden açıklamıyor? - Bilmem. Gani Girgin'in sesi sertleşti. - Kendi de bilmiyor da ondan. Bilseydi SHP kurultayında söylerdi. Bir süre durdu, sonra şöyle sürdürdü sözü- nü: - Bu çocuğun başkan olmaktan başka derdi yok. Tek tutkusu buymuş. Sonunda başanya erdi. Artık konuşmamızın bittiğini sanarak ben de şunlan söyledim: - Bir siyaset adamının başa geçmek için tut- kulu olmasından doğal ne var! Gani Girgin: - Işte seni bu yüzden aradım, dedi. Şaşkınlığım daha da artmıştı. -Bunun için mi telefon ettin? diye sordum. Gani Girgin, - Az mı buldun, yoksa saçma mı buldun? diye sordu. - Saçma olur mu hiç, dedim. Sen saçmala- mazsın, ama telefon etmek için... Gani Girgin sözümü kesti: - Telgraf mı çekseydim? dedi. Telefonu ni- çin kullanıyoruz? Konuşmak için değil mi? Başa geçme tutkusu bir siyaset adamı için el- bette olağandır, ama biz onun amacını bil- mezsek. tutku bir hastalık olur çıkar. Bak, sana bir şey anlatayım, Falih Rıfkı Atay'ın bir kitabında okumuştum, ne öğreticidir! Atay, bir söyleşi sırasında soruyor Atatürk'e, "Pa- şam, Erzurum Kongresi'nde seçilmeseydiniz ne yapardınız?" Atatürk, "Başka bir kongre toplardık çocuk" yanıtını veriyor. Elbet bu, başa geçme, baş olma tutkusunu gösterir, ama biz Mustafa Kemal'in ne amaçla başa geçmek istediğini biliyorduk, biliyoruz. Bun- lan burada sayıp dökmek gereksiz. Sadece "Tam bağımsızlık" kavramını ele alacak olur- sak, şunu söylememiz gerekir ki o zaman bu inanç yalnızca Mustafa Kemal'de vardı. Ne demeğe geldiği belli olmayan bir kavram de- ğildi bu; öyle ki en içten yurtseverlere bile ina- nılmaz görünüyordu. Ama ben şimdi Deniz Baykal'ın "Milli Bağımsızlık" sözünden neyi amaçladığmı çıkaramıyorum. Bireysel atılım- lannı küçümsediğimi sanma. Bireysel atılımın kültürel bir gerçeklik halini alabilmesi, ancak onun bir küme kamuoyunu çekebilmesiyle, böylece onu bir kurum içinde somutlaştırabil- mesiyle sağlanır. Bu ise bilinç ve açıklık ister. Durdurmasam, anladım ki uzatacak. - Çok haklısın, dedim. Teşekkür ederim. Benden bir istediğin var mı? Gani Girgin, - Elbette var, dedi. Çok şükür, demek asıl soruna geliyoruz. - Buyur. dedim. Gani Girgin, - Şunu düşünmeni istiyorum, dedi. - Neyi? - Bir düşün bakalım... Deniz Baykal, SHP'- nin olağanüstü kurultayında seçimi kazan- saydı da başkan olsaydı... Durdu. Ben, - Evet, dedim. Sözünü sürdürmesini bekleyerek. Gani Girgin, - Cumhunyet Halk Partisi'nin açılması ile SHP başkanlığmı bırakıp bu partiye geçecek miydi? - Bilemem, dedim. - Ne demek büemem! Biz bilmediklerimizi düşünmek zorundayızdır. Çünkü bildikleri- miz yetmez. CHP mantar gibi çıkmadı orta- ya; konuşulan, tartışılan bir konu idi. Bekle- meli idi Baykal, tutkusunu öteki partilerde gerçekleştirmeğe kalkmamalı idi. Şimdi ne oldu? Sol bir daha parçalandı. Bir zamanlar SHP ile DSP'yi birlik olmaya çağı- ranlar az mı yırtınmışlardı. "Gel gel Ecevit, oylan bozma!" çığlıklan bugün gibi kulağım- da. Şimdi solun birleşmesini isteyenler soldaki üç partiden hangisini esas alacaklar? Durum büsbütün kanştı. Sanıyorum ki bizde sol parti yok. Sustu Gani Girgin. - Gani... Gani... diye seslendim. Telefondan bir çm sesi geldi. Gani Girgin kapamıştı telefonu. ARADABIR Prof. Dr. GÜLAY COŞKUN İTÜ Öğretim Üyesi Kamu Hizmeti ve Çevre Son birkaç on yıldır geliştirilen kamu ekonomisinin ama- cı, özel ekonomideki kâr yerine kamu hizmetidir. Bireyle- rin kendi özel finansman kaynaklarıyla ürettikleri mal ve hizmetler, piyasada sunu ve isteme (arz ve talebe) görefi- yatlanıp, bireyin kâr etmesini amaçlamakta ve sağlamak- tadır. Kamu ekonomisinde amaç ise, kamu hizmeti yarata- rak kamu yararının sağlanması olduğundan, hizmetin piyasada fiyatlanması, kâr amacıyla satılması söz konusu olmamaktadır. Hizmet, devlet (devletin organları olan ka- mu kuruluşları) tarafından yapılıp, finansman kaynağı ver- gi, resim, harç gibi kaynaklardır. Kamu hizmetlerinin hangisinin öncelikle yapılabilmesi konusunda siyasal ter- cihler rol oynayarak, devlet bütçesinden kaynak tahsisiyle hizmetler gerçekleştirilmektedir. Kamu hizmetinin özellik- leri şöyle sıralanabilir: En geniş kitlenin hizmetten yarar- lanması, fiyatlandırılmaması, hatta bazen hizmetin zorla verilmesi, satıcı rekabetinin olmaması gibi, Kamu hizmeti- nin bir özelliği de dışsallık (externality) denen, "bir ekono- mik birimin üretim ve (ya da) tüketim faaliyeti sonucunda, kamu hizmetinin gerçekleşmesi sonucunda, başka birim- lerin fayda ve (ya da) maliyet işlevlerirtde (fonksiyonların- da) meydana gelen olumlu ya da olumsuz yönde etkilen- medir. Böylece dışsallık, dışsal zarar ve (ya da) yarar olarak etki yaparken, ölçülmesi ve hesaplanması çok güç bazen olanaksızdır. Kamu yararına yapılan kamu hizmetinde her ne kadar politik tercihlere yer verilmekte ve hizmetin fiyatı olma- makta ya da fiyatı marjinal maliyeti yansıtmamakta ise de bu hizmetlerin maliyet-fayda analizlerırrin yapılarak de- ğerlendirilmesi gerekir. Sağlanan yararın, o hizmetin kamu hizmeti niteliğinde yapılmasında yarar varsa hizmet gerçekleştirilir. Maliyet-fayda analizindeçok çeşitliölçüle- bilir etmenler (faktörler) yer alıp kullanılırken dışsallık etmenlerinin de değerlendirmeye girmesi gerekir. Dışsal- lık faktörünün etkilediği en iyi örnek, çevre olabilir. Bu yıl tatilde yaşadığım basit bir örnekle olayı açıklamak istiyo- rum. Burhaniye-öğretmenler Mahallesi Muhtarlığı, belediye işbirliğiyle halk plajına parasız kullanılan birkaç duş yapıl- mış. Amaç, denizden sonra halka plajda temiz suyla duş yapabilme olanağı veren bir kamu hizmeti yaratmak. Ger- çekten güzel bir hizmet. Ancak, böyle bir hizmetin getiril- mesine karar verilirken, acaba maliyet-fayda analizi yapıl- dı mı? Olayı gözlemleyen bir kişi olarak, maliyetinin faydasından çok daha yüksek olduğunu saptamış bulunu- yorum. Henüz su sorunu olmayan Burhaniye'de duşlar nedeniyle büyük bir su israfı var. Duştan bir yudum su iç- mek için üç kova su harcanmakta; vanalar açık bırakılıp suyun boş yere akıtıimasına neden olunmakta; su altında çocuklar oyun oynamakta ve en önemlisi de duş, şampu- an ve sabunla yıkanılan bir hamam sanılmakta, ne acıdır ki ailecek banyo yapılmakta. Maliyet hesabındaki su faktö- ründe büyük israfın hesaplanması hiç güç değil. Yakın gelecekte Burhaniye'ye o çevredeki öbür beldeler gibi, susuzluk sorunu gelebilir. Ayrıca, evi yerine duşta yıkanan kişiler, o oranda düşük su parası ödeyerek belediyenin gelirinde azalmaya neden olmaktalar. Oysa, belediyenin bu gûzel yörenin daha güzel ve temiz olması için parasal yardıma gerçekten ihtiyacı çok. Gelelim, hesaplanması güç olan dışsallık etmenindeki dışsal zarar konusuna. Kul- lanılan şampuan ve sabun kumdan emilip denize karışa- rak kirlettiği gibi kumda biriken tortu esasen var olan sivri- sinek yuvalarına yenisini eklemekte. Böyle bir turistik yerde sivrisineklerle uğraşmak ve dinlenceye gelenlere, yerli yabancı turistlere hiç hoş olmayan yıkanma sahnele- rini seyrettirmek, ikinci kez gelme isteğini engelleyen dış- sal zarardır. Plaja yine hizmet amacıyla konan çöp teneke- leri de mahallelinin elbirliğiyle çevre kirlenmesini sağla- yan bir başka dışsal zarar yaratmaktadır. Bunlar, geniş anlamda, en iyi niyetle yapılmak istenen kamu hizmetinin maliyetinin, verilmek istenen yarardan çok daha fazla olmasına neden olmaktadır. Eğer, beledi- yenin kaynakları çok fazla ve beldenin önemli tüm gerek- sinimleri karşılanmış, sıra duşa ve plajdaki büyük çöp tenekelerine gelmişse, yüksek maliyete karşın gerekli ön- lemler alınarak bu hizmetler verilebilir. Ama, öncelik sıra- sında daha önemli hizmetler.varsa ve bunlar yerine getiri- lemiyorsa bu hizmetten vazgeçilir ya da daha az maliyetle aynı amacı gerçekleştirecek başka seçenekler aranabilir. Her kamu hizmeti yapılırken, o hizmetin özelliğine göre, çevre sağlığını ve güzelliğini bozmamaya özen göster- mek, günümüzün kamu hizmeti tercihindeki en önemli etmenlerden biri olmalıdır. KUDRETGURBUZ SEVDALjSI OLDUĞU İNSANA DÜŞLEDİĞİ GÜZEL OÜNYAYA TAM BİR YILDIR HASRET AMA YÜREĞİMİZDEKİ YARATAPTAZE A R K A D A Ş L A R I A D I N A Süteyman Özyaiçn, Şevkei Karakuş, Ziya Sümer ÖZELKADIKÖY AKŞAM TÎCARET LİSESİ Seçtığınızokul gelecesınizdir • Modern bir binada, Türkiye standartlannın üzerinde meslek eğitimi almak isteyenler, • Üniversite için ek puan almak isteyenler, • Bir yıhn sonunda iş garantisi elde etmek isteyenler, • Daktilo, muhasebe ve bilgisayar öğrenmek isteyenler, • Güleryüzlü ve tecrübeli bir eğitim ortamında yer almak isteyenler, • Askerliğini tecil ettirmek isteyenler, • Yirmi kişilik sınıflarda, uygulamalı eğitim almak isteyenler. ÇAĞRIMIZ SİZLERE. ARAYIN GÖRÜŞELİM Adr: Halitağa cad. Misâk-ı Milli sk. No: 123 Kadıköy-ÎST Tel: 346 16 30-346 66 II İLAN MAZGİRT 1 NOLU KADASTRO MAHKEMESt'NDEN Esas No: 1953/3002 Karar No: 1956/98 Parsel No: 337 Mahkememizce verilen 25.6.1956 tarih ve 1953/3002 Es. 1956/98 Ka. sayılı hükmü ile Mazgirt ilçesi Şilk (Akkavak) kö- yü hudutları dahilinde kalan 337 nolu parselin davalılar Elif Vur- geç ve müşterekleri adına tapu- ya tesciline karar verildiği. davacılar Hidayet Gültekin, Hı- dır Kadim Aktaş, Ifakat Yüksel ve davalılar Ipek Karahan, Elif V'urgeç mirasvısı Heves Sönmez mirasçılari Neriman ve Emine Sönmez'in adresleri meçhul ol- duğundan ve kendilerine karar tebliğ edilemediğinden, işbu ila- nın gazeıede ilanından 30 gün sonra davacılara ve davalı miras- çılanna karar tebliği yerine ka- im olmak ü/ere iianen tebliğ olunur. Basın: 50088 SATILIK KELEPİR İŞYERİ Zeylirburnu Kapalıspor Salonu karşısında. derici, konfek- siyoncu, penyeci, iplikçi ve toptan gıdacılara 525 m 2 1. sınıf mağaza-işyeri. m'si 1.600.000TL. Tel: 221 42 77-221 29 77 Aksam:33664 55 SATILIK İŞYERİ Birinci derecede turistik bölge Sirkeci'de 5.400 m2 inşaat alanı olan işyeri satılıktır. Tel: 572 18 53-542 97 28 ANMA Demokrasi düşmanı 12 Eylül 1980 Askeri darbecileri tarafından yurtdışında sürgünde yaşamak zorunda bırakılan Sendikamız Yürütme Kurulu Üyesi ENVER TÜRKOĞLU'nu Ölümünün 8. yılında Topkapfdaki mezarı başında 19 Eylül 1992 Cumartesi günü saat 10.00'da anacağız. Dostlarına duyurur, anısı önünde saygıyla eğiliriz. DİSK/BANK-SEN YÖNETİM KURULU İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI'NDAN 7844 sicil sayılı Av. Cemalettin Keskin ve 9073 sicil sayılı Av. Er- gun Yıldıral'ın baroya bildirdikleri adresleri terk ertikleri, yeni ad- reslerini de biMirmedikleri anlaşıfmakla, Avukatlık Kanunu'nun 72/C maddesi gereğince adları baromuz levhasından silinmiştir. ilgili avukatlar adreslerinde bulunamadıklan için bu kayıt silme işlemi kendilerine duyurulamamıştır İianen tebliğ olunur. 173.1992 İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI ISIL OZGENTURK GIZEMLI BİR DUNYANIN KAPILARINI ARAUY0R ON ODULLU. BİR TÜRK FRANSIZ ve YUNAN ORTAK YAPIMI Rosa... O bir kadın. Aşkt, cinselliği ve şefkati yaşamak istiyor. Bütün kadınlar gibi... Senarist ve Yönetmen: Işıl ÖZGENTÜRK Rosa: Sumru YAVRUCUK Roman: Sevgi SOYSAL Yapım: ASYA FİLM BUGÜNDEN İTİBAREN SİNEMALARDA... Beyoğlu ATUkS Osmanbey GUI Kadıköy KSM Ap»a-3 »ETBOPflL (243 75 76) 1200-14 15-1630-1845-2115 1247 9665) 1100-1300-1500-1715-1930-2145 .33890 76! 1130-1415-1630-1900-2130 (425 74 78i 12 15-14 30-16 45-19 00-21 15 ILAN TC DERELİ KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Davaalar Ali Yapal. Hanife Yapal. Bekir ve Mustafa Gündojan tarafın- dan. davalılar Asım, Bekir, Mustafa Gündoğan ile Ali Yapal aleyhine mahkememize açılan tespite itiraz davasırun yapılan açık yargılamalan sonunda. "Kadastro Komisyonu'nun itiraz edenlerin iddialannı tahkik edip deliileri topladıktan sonra neticesine göre karar vermesi gerektığı halde. yetkisizlik karan verilmesi 766 SK ve ilgili kanun maddelerinin ru- huna aykın düşeceğinden, tutanaklann Giresun Kadastro Müdüriüğü'ne ladesine" ilişkin olarak verilen karann tebliği sırasında. davacılardan Hanife Yapal tüm aramalara rağmen bulunamadığından. adı geçene iia- nen tebligat yapılmasına karar verilmiştir. Karar gereğince. aşagıda karar tarihi esas ve karar numarası, dava ko- nusu taşınmaan mevkisi ve parsel numaralan yazılı dava ile ilgili karann yine aşağıda kimliği yaalı davacıya. 7201 S.Tebligat Kanunu"nun 31. maddesi gereğince yayınlandığı tarihten itibaren 15 gün sonra tebliğ edil- miş syyılacağı iianen tebliğ olunur. l%8 485 1968 486 1968 487 1968 488 1971.72 1971 73 1971,74 1971 75 Hanife Yapal. Abdicşi. Akkaya-Çatak 665 674 676 677 DİKİLİ ASLİYLE HLKUK MAHKEMESİ'NDEN İLAN 1991 100 Davacı Hülya Gencer'in (Nafia Hülya Gencer) davalı tbrahim Polat aleyhine açtığı tapu iptali ve tescil davasımn yapılan duruşması sonunda Dikiji Kabakum kövü Bağlar civan mevkiinde 5 ada 27 parselin tapusu- nun iptali ile davaa Ibrahim kıa Nafia Hülya Gencer adına tapuya tesci- line 28.5.1992 gün ve 1991 100 esas. 1992 207 karan ile karar verildiğin- den. tüm aramalara rağmen adresi saptanamadığından işbu ilan karar yerine kendisine tebliğ edilmek üzere ilan olunur. Basın: 37321 "PERDECİ" VAPURU BATTI AÇOK YAŞIYOR AÇOK. 75 Gönülkj oyuncu tarafından karşılıksız omuzlarvmç ve yüteekmaliyeîler yüzünden ancak 2 kez bitefii seyirciye gösterilebHmiş 'PERDECİ' projesini 92 - 93 fiyatro sezonuncla sürekS sergterneye haarlannken Kûltür Bakanlığı'ndonyarctm istedi. Cevap olarak, Ağustos ayında toplanacak olan DeğefiencSrme Kuruluna başvurulmasırH öneren bir mektup aldı. Buna gûvenerek. belirtilen tarihte dosyaanı Bakanlıga sundu Ancak. sonuç şaşırtıcıydı. Çünkü açıklanan destek listesinde AÇOK odı yoktu! 1- Yardımın eski projelere yapılmayacağı, varoldn yönetmeiğe konıimadan, bu düşünceyi kural olarak iştetmek usülsüzlük değil midir? 2- (ikisî seyirdli prova) sadece 4 kez seyirci karşısna çkabilmiş bir projeyi, söz verildiği halde 'eski'diye nitelendirmek haksızlık değil midir? 3-27 Ağustos Perşembe günü tiyatrotara ulaştınlan mektupla. 31 Ağustos' Pazartesi akşamına kadar yeni proje isteyetimek, tiyatronun ve ülkemizin gerçeklerini bilmemek değil midir? 4- rryatroda "proje'nin tanrm yaptnadan ve değeftendrmenin kstaslan belirhlmecten karar vermek. değeriendkmede iatct tutmak değii midir? 5- (İkisi Cumartesi - Pazar) 4 gûnde: Oyun seçimi, dramatutjis. oyunculan. yönetmeni. uygun salonu. dansçısı, müzikçisi. dekorcusu ve yapım giderieriyle, yeni proje önerebilmek, inandmcı olmayan bir felaş değH midir? Gerekçesi ne dursa obun: Geçmişlndeki •başanlon' ödüllerie karsılanmç. Avrupa turneleri ve festivallerinden gazetelere yansıyan eleştirilerie 'dûzeyi' kanıflanmış. 20 yıik bir tiyatroyu yok sayan: Değertendirme Kuruluna tarihsel bir sorumluluk yükleyen sonucu kınıyoruz. Tıyatro Vapuru', Değertendirme Kurulu kararıyla battı. Fakat biz PERDECİ' niteliğindeki yeni proietefle yüklü olarak yapyonjz. Ve her KMü aUnsuzluğcı rağmen, biüün engelemelere inar, genckujak (iy(*ocu)annelefir)deyanrtarataşır»yonjz.. AÇOK Anadolu Cocuk Ovunlan Kolu 2OO/I PENCERE Küıt Sorunu Nasıl Çözûlür?..Kürt sorunu nasıl çözülür?.. Soru, herkesi ilgilendiriyor; Kürt'ü, Türk'ü, devleti, so- kaktaki adamı, Vaşington'u, Londra'yı, Bonn'u, işçiyi, pat- ronu, Tahran'ı, Şam'ı, Bağdat'ı; hiç ilgisiz gibi görünen uzaktakiodakları... Ancak her şeyden önce Anadolu'da iç içe yaşayan Türk ile Kürt baş başa verip nasıl tartışmalı: - Nasıl çözeriz?.. Kürt ile Türk'ün, Anadolu'da görüş birliğine ulaşmak için kardeşçe çözüm yollarını araması, gelecek kuşaklara, gençlere, çocuklara, bebelere karşı ödenmesi gereken bir insanlıkborcu... Peki, nasıl çözülür? Türk ya da Kürt kesiminde, bir sürü fikir, eğilim, örgüt, siyaset var; her iki yanda çeşitli renklerden meydana ge- len bir mozayik Güneydoğu sınırının ötesinde ve bu yanın- daki coğrafyayı oluşturuyor. Kimisi kaşlarını çatıp der ki: "- Demokrasiyi askıya alacaksın, orduyu serbestbıraka- caksın, altı ayda bu iş tamam..." Kimisinin de hesabı başka: "- Keşke Türkiye'de demokrasi askıya alınsa, ordu kö- künden bu işi temizlemeyekalksa, işimizeyarar..." Kanlı hevesler, patolojik güdüler, sığ siyasetler, dar ka- lıplar içinden sıyırılıp, daha yukarıdan bakıldığında, ortaya üçyaklaşım çıkıyor: Ümmetçi çözüm... DarmiÛiyetçiçözüm... Demokratik çözüm... Ümmetçi çözüm belli: "Kürt de Müslüman, iranlı da Arap da!.. Kavmiyetçiliği bir yana bırakıp Islam'da buluşmalı. Müslüman'ın anaya- sası Kuran'dır. Ne demek Türk ya da Kürt? TC yanlış kurul- duğu için bu sorun patlak verdi. 1923 Cumhuriyeti emper- yalizmin ürünüdür; laiklik üstüne yükselen ulusal devlet yerine şeriatdüzeni gerçekleşti mi sorun biter." Dar milliyetçi çözüm: "Kürt ulusunun kendi kaderini tayin hakkını tanımak ge- rekiyor. Lenin böyle demişti. Türkiye bölünür, TC parçala- nır, Kürdistan kurulur; Güneydoğu'da emperyalizmin çiz- diği sınırlar değişir; sorun çözülür. Eğer bu çözüm dışla- nırsa, amaca savaşla ulaşılır." Demokratik çözüm: Anadolu'da Kürt ve Türk'ü birbirine kırdıran emperyaliz-: min tuzağına neden düşelim?.. Kürt halkının kimliği, kültü- rü, hakları, dilekleri çağdaş katılımcı demokrasinin araçla- rıyla siyasal dengelere ağırlığını koyduğu zaman, çözüm yollarının neler olabileceği barış içinde ortaya konamaz mı? Ümmetçilik, Ortadoğu bataklığında, dar milliyetçilik ye mezhepçilikle el ele volta atıyor. Iran ile Irak savaşı sekiz yıl sürdü; bir milyon insan pisipisine canını yitirdi. islam ümmeti birbirini boğazlamaktan bıkmıyor; Irak Kuveyt'e saldırıyor, Suudi Arabistan Amerika'nın yanında yerini alı- yor; emperyalizmin iki kolu ve on parmağı Ortadoğu'nun içindedir; etnik, mezhepsel, dinsel bütün çelişkilerle iste- diği gibi oynuyor; Kuzey Irak Kürtleri, yıllardan beri bu oyunların içinde, bir o yana bir bu yana savruluyor. Dar milliyetçilik, "Yeni Dünya Düzeni'nöe yoksulların birbirleriyle didişmesinden başka bir anlam taşımıyor. "YediZengin"kanlı olayları yukarıdan seyrediyor; gerek- tiğinde bir yandan, gerektiğinde öteki yandan müdahale ediyor. Silah üretimi, türetimi, dağıtımı, tüketimi, ticareti, yalnız ve yalnız emperyalist tekellerin kasalarını doldur- maya yarıyor. 21'inci yüzyıla yaklaşırken çağdaş insanın ortak düşün- cesı tek odakta buluşur: - Savaş ortadan kaldırılmalıdır!.. Savaş, ister gerilla türünden olsun, ister klasik savaş koşullarında uygulansın. Anadolu'da Kürt sorununu çöz- meye yararlı bir araç değildir; insanların kuşaklar boyun- ca kırımına yol açılsa bile, çıkış yolu yok... 2000 yılına doğru yol alan dünyamızda, demokrasi için- de çözümlenebilecek sorunları terörle, savaşla, cinayetle çözmeye yönelen kişi insanlaşma sürecinde geri kalmış insandır. ENGLISH CENTRE İngilizceyi ingilizlerden öğrenin ENGLISH CENTRE • Genel İngilizce Kurslan • MEB-ÖSYM Lisan Sınavı Hazırlık Kursları • KPDS Hazırhk Kurslan ENGLISH CENTRE "Business English" Kurslan FCE Hazırhk Kurslan TOEFL Hazırlık Kurslan ENGLISH CENTRE Yoğun programlar. Yarı yoğun programlar. Normal programlar. T.C.M.E.B. ÖZEL EMSA DİL EĞİTİM MERKEZİ KURSU İSTANBUL : Rumeli Cad. No. 92/4-5-6 Osmanbey Tel : (1) 247 09 83 - 241 20 34 - 252 82 71 - 72 ANKARA : Selanik Cad. No. 8 Kat. 5 Kızılay Tel : (4) 435 23 97 - 435 30 94 - 435 25 03
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle