Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18EYLÜL1992CUMA
12 DIZIYAZI
1243 sanığın yargılandığı ve 1 kişinin idama çarptınldığı Dev-Sol davası 11 yıl sürdü
Pehlivantefrikasıgibi dava
12 Eylül Yargılamaları
SÜNGÜNÜN
UCUNDAKİ HUKUK
DENİZ TEZTEL
•7* ruz. Maksadımız devletin işi görülsün,
24 Temmuz 1981 günü Selimiye bizi oyalamayın."
Kışlası'nm içinde ve dışında bir olağa- Evet mahkemenın karar ıçın acelesı
mesleğinı devrimciliktir.
-Devrimci olduğunuzu
ama bu bir meslek değil ki. Benim sor-
mak istediğim öğrenci misint? İşçi mi-
siniz?
-Benim mesleğimi 'devrimci' olarak
yazın. Başka birişle uğraşmıyorum.
Mahkeme heyeti kendi arasında bir
şeyler konuşuyor ve yargıç "Yaz kı-
am, mesleği devrimci" diyor.
Yargıç daha sonraki üç-beş sanığa
da, "Mesleğiniz ne ?" sorusunu yönel-
tiyor. Onlar da, "Devrimciyim" de-
yince yargıç sanıklara mesleklerini
sormaktan vazgeçiyor.
Değişenkr, değişmeyenler
11 yıl süren dava boyunca savalar
Bir anda sanıklann hepsi ayağa kal-
kıp •"Terbiyesizleşme", "İnsanlıktan
hiç payını atmadın mı?" diye bağnyor-
lar. Bağınş-çağınş sırasında elleri ol-
mayan sanık konuşmaya başlıyor:
"Kimseye bir şey göstermek zorun-
da değilim. Alkışlamak şu an siyasi bir
protesto biçimi olmuştur ve ben bu .,__,
protestoyakatılıyorum.Önemliolanbu yapsınlar" diyor.
Çok merak ediyorsanız söyleyeyim:
Yüreğimle, beynimle alkışhyorum.
Ama sizler bunlan anlayamazsınız."
Mahkeme heyeti hernen karar alı-
yor: Duruşmanın düzenini bozduklan
için sanıklann duruşmadan çıkanlma-
sına..." Sanıklar slogan atmaya başlı-
yor... İzleyiciler tutuklulan alkışlı-
yor...
der gibi sanığa bakarken bir başkası
sesleniyor: "Yani Jandarma Ajansı
mı?"
Yargıç, "Efendim burası askeri
mahkeme. Herkes çekim yapıyor. As-
ker de çekim yapabilir" deyince sanık-
lardan biri, "Bizim de askerlerimiz
var. Söyleyelim onlar da gelip çekim
Mahkemede bomba
ı sözleri kesili-
yet Müdür Yardımcısı Mahmut Dik- yor, hiçbirıstem kabul edılmıyor.Yar-
ler ile eski Başbakan Nihat Erim'ı öl- g »
a m a
^ ^
b ı r s
*
a l l e
{"""^f™-
dürdükleri iddiasıyla 6 kişinin yargı- y°
r
, .
v e
^ ^
son
r
a
c
,
a
f
a
1
llk
1
1 9 8 1 d e
lanmasına başlanacak... mahkeme Devnmcıı Sol-1 davasının
Kışlaya giriş kapısında sadece sa-
k a r a n n ı
açıklıyor. Alü sanık ıkı kez
nıklann birinci dereceden akrabalan,
l d a m
caaana çarptınhyor.
avukatlan ve basın mensuplan soku-
A n c a k l l k d a v a d a b u k a d a r s u r a t h
luyor... Bir süre sonra 45-50 asker ara- dayranan mahkeme, esas pevnmcı
sında beş sanık geüriliyor... Davanın Sol davasındabu kadar suratlıhareket
altmcı sanığı yaralı olduğu için hasta- etmıyor. Sıkıyonetım asken mahke-ğ y
neden geüriliyor
T>r
ev Sol davasında 1
numaralı sanık Karataş
yargıcın, "Mesleğiniz"
sorusunu "Devrimci" diye
yanıtlayınca aralannda
ilginç bir diyalog geçti:
-Mesleğinizi sormuştumî
-Ne sorduğunuzu
biliyorum. Benim
mesleğim devrimciliktir.
-Devrimci olduğunuzu
biliyorum ama bu bir
meslek değil ki. Benim
sormak istediğim öğrenci
misiniz? İşçi misiniz?
-Benim mesleğimi
'devrimci' olarak yazın.
Başka birişle
uğraşmıyorum.
-Yaz kızım, mesleği
devrimci.
y
melennın en kalabahk ve en uzun su-
ren davası olan Devrimci Sol davası 11
yıl sonra karara bağianabildi.
Devrimci Sol-2 davası 428 sanık
hakkında acıldı. Bu dava-
da 146 sanık için idam is-
tendi.
Ancak daha sonra bu
davaya başka Devrimci
Sol davalan birleştirildi ve
sanık sayısı 1243'e yüksel-
di. İdamı istenen sanık
sayısı ise 25O'yi buldu.
Baa sanıklar hakkında
üç-dört kez idam istendi.
15 Mart 1982... Yine
Atatûrk öğrenci Sitesi'-
ndeki duruşma salonu.
Bu sefer sanık sayısı çok
fazla: 428 sanık...Duruş-
ma salonunun içi, dışı as-
ker dolu... Salonda bir
uğultu var... Farkh ceza-
evlerinde kalan sanıklar
birbirlerini görmelerinin
mutluluğunu yaşıyorlar...
Bırbirleriyle kucaklaşan,
selamlaşan insanlar...
"Heyet geliyor" sesiyle
uğultu azalıyor, ama tam
kesilmiyor... Duruşma
yargıcı, "Adil bir yargıla-
ma olacağı" konusunda
kısa bir konuşma yapı-
yor... Ve kimlik tesbitine
geçiyor... llk sanık Dur-
ma heyeti değişti. Ancak değişmeyen
şeyler de vardı... Yargıç ve sanıklar
arasındaki tartışmalar hiç değişmedi.
Duruşmalar boyunca çıkan tartışma-
lar nedeniyle 120 kişi salondan atıldı.
İki kez salondan atılan 17 sanık 11 yıl
boyunca mahkemeyi izleyemedi... fn-
sanlar dövüldü, zorla duruşmalardan
çıkanldı.
Davada eylemler tarüşılıyor. Savcı
sanıklan bir arkadaşlannıöldürmekle
suçluyor. Sanıklar ise arkadaşlannın
sağ göriişlü kişilerce öldürüldüğünü,
kendilerinin böyle bir şey yapmadığını
Ölüm orucunda 3. ölûm
Yargılama boyunca çok şey yaşan-
dı. Sanıklara her fırsatta baskı uygu-
landı. Baskılara karşı çıkmak için aç-
lık grevleri yapıldı... Bu davada yargı-
lanan üç kişi ölüm orucunda yaşamını
yitirdi... Davanın 10 sanığı fırar etti...
Davanın en önemli sanıklan Dur-
sun Karataş ve Bedri Yağan'ın firann-
dan sonraki ilk oturum... Sanıklar,
Dursun Karataş ve Bedri Yağan'ın
mahkemeye yazdıklan dilekçeyi oku-
yoriar. Daha sonra avukatlar savun-
malannı okumaya başlıyor. Birkaç
Sanıklar cezaevinde gördükleri bas-
kılan anlatıyorlar. Cezaevinde nasıl
dövüldüklerini, insanlann yaralandı-
ğını, koğuşlara bomba atıldığını belir-
tiyorlar. Sanıklann elinde bir paket
var. Konuyla ilgili dilekçeyi okuyan
sanık, "Şimdi size koğuşumuza atılan
bombalardan birini vereceğiz" diyor
ve naylona sanlı gaz bombasını askere
veriyor. Asker bombayı götürüp yar-
gıca teslim edıyor. Yargıç," Aldık ama
sakın patlamasın bu" deyince herkes
gülüyor... Sanıklar, "Patlamaz, patla-
maz. O patlayacağı yerde patladı za-
ten". "Merak etmeyin bu bombanın
sönmüş hali" diyorlar.
Yargıç önce elındeki paketi bir kö-
şeye koyuyor. Ancak daha sonra aç-
maya karar veriyor. Yargıç paketi açı-
yor... Bomba yargıçlar arasında elden
ele dolaşıyor... Patlamış olmasına
karşın yargıçlann gözleri yaşanyor...
Duruşma arasında gazeteciler sanıkla-
Duruşma salonunda herkes yerini sun Karataş... Söyleye- 'z" g
, . ~ r r - r T T ^ T~T ', i TT
alıyor... Ancak öyiesine yoğun güven- cekleri olduğunu belirti-
D e v S o 1
«kvasında sıradan gonmtulenien bın: Sanıldar salomı terkermemek için askerlere karşı slogan atarak dırenıy.
Bk önlemi alınmış ki, çevrelerini saran yor. Yargıcın, "Sonra" demesi üzerine
askerlerden sanıklan görmek müm- Karataş "kimlik tesbiü birkaç durus-
kün değil. Bir gazeteci askerlere, "Önü- ma sürer bizim söyleyeceklerimiz bek-
müzden çekilseniz de sanıklan gör- leyemez" diyor... Yargıç ısrarb... Ka-
sek" diyor. Bunun üzerine salonda bu- rataş kimlik bildirmeyeceğini söyleye-
lunan biryüzbaşı kendi kendine, "Gö- rek yerine oturuyor. Ikinci ve üçüncü
riipde ne yapacaksınız, nasıl olsa işleri sanıklar da, söylecekleri dinlenmezse
hemen bitecek" diye söyleniyor. Evet kimliklerini bildirmeyeceklerini söylü-
herkes; avukatlar, gazeteciler, aileler, yorlar... Bu sırada Karataş ayağa kal-
"Sanıklann işinin hemen biteceğini" karak savcının işkenceyi savundugu-
düşünüyor... Hatta bir gazeteci kori- nu ileri sürüyor. Yargıç çok sinirleni-
dorda ailelere, "Çocuklannıza za- yor ve Karataş'a yerine oturmasını
manında sahip çıksaydınız, bunlar ol- soyluyor.
mazdı. Zamanında düşünseydiniz.
Onlar asılmayı hak etti" diyor.
söylüyorlar. Savanın polis senaryosu
üzerine suçu kendilerine yüklediğini
anlatıyorlar.
Beyniyle alkış tutan sanık
Askeri Şavcı Recep Sözen, "Sanık-
lar, kendi arkadaşlannı vurduklan
için vicdanen rahatsız olduklannı"
söylüyor. Bunun üzerine sanıklar sav-
cıyı protesto ederek alkışlıyorlar. Al-
dakika sonra salona elinde video ka-
mera bulunan bir astsubay gjriyor ve
çekim yapmaya başlıyor.
Savunmasını okuyan avukat ne ol-
duğunu sonınca Yargıç Talip Orhan,
"Haberimiz var, siz okumanıza de-
vam edin" diyor. Astsubay çekim yap-
mayı sürdürüyor. Sanıklar ellerini
kaldırarak zaferişareti yapıyorlar. Bu-
nun üzerine yargıç astsubaya dönüp,
"Bu kadar yeter" diyor. Avukatlar ve
Ancak Karataş oturmu-
yor... Yargıç "Atanm" diyor.Sanıklar gülümsüyor
Sanıklar ise sakin... Gülümsüyor- Bunu duyan salondaki görev-
lar...Avukatlanna.gazetecilerelafatı- \,
s u b a
y harekfte gecıyor
yorlar... Bir sanık gazetecilere, "İyi çe-
K a r a t a
Ş
J
salondan çıkarmak
kin fotoğrafunıa" diyor. Kimlik tes-
l
$
n aüh
,y°
r
-
A n c a k
sanıldar
bitinegeçiliyor...Sanıklarkimlikbildi- K a r a ^
1
anüanna abp slo-
riminde bulunmadan önce anlatacak- P n
. a t m a
y a
başhyorlar. As-
lan olduğunu söylüyorlar. Duruşma kerierşaşkırL Gazeteciler su-
yargıcı dinlemek istemiyor... Sanıklar
rekh
fotoğraf çekiyor... Bır
cezaevine hiçbir yazılı belgenin alın- g^P
a s k e r
> gazetecılenn fo-
madığını, ilgili yerlere yazdıklan dilek- tograf çekmesını engellemeye
çelerin ulaştınlmadığını, basının hak- Ça>Şiyor... Etraf toz duman
lannda taraflı yaym yaptığını, böylesi 'Ç
1
"™...
koşullarda savunma yapamayacakla- .
S a I o n u n
&$™ eb şılahlı as-
nnı söylüyorlar.
k e r l e r
. sanyor Insanlara
Duruşma yargıa. "'Bunlann dava coplar ınıyor Bır ara gazete-
ile ilgisi yok, kimliğinizi bildirin" di- çıer dışan çıkanhyor ama aı-
yor. Sanıklar da, kimlik vermemek lelenn dışan çıkanlması ıınu-
gibi bir tavırlanbulunmadığını, ancak tuluyor. Bır subay aılelenn
Çkencelerde insanlann öldürüldüp-
dl
^
n
Çikanlmasını ısüyor...
nü anlatmak istiyorlar. Ancak yargıç Saruklar, Çılcmayın diye ^
sert bir sesle, "Mahkemeyi oyalama- bagınnca aileler salonda kau- Dursun Karataş ve Bedri Yağan'ın firanndan sonraki ilk duruşmada, bir astsubay video çekimi
yın. yok şu öldürülmüş, yok bu öldü- >?
r
j Avukatlar sanıklarla y a p ı n a
y a
başlayınca, sanıklar kameraya zafer işareti yapö. Tarih 1989'un ekim ayu
rülmüş. yok bu olmuş falan... Bunlan gorusme ,s
tegınde buluyor- "^ " ^
geçin" diyor. Sanıklar ise hâlâ "Mah-
l a r
-- Duruşmaya ara venlıyor
kemeyi oyalama gibi bir niyetleri ol- Tçkrarduruşma başlıyor... Sanıklar
madlg
ını, ancak bu davada ciddi bir ^
mhk
büdınımnde bulunacaklar
yargıbma olmayacağına inandıklan- Karataş kursuyegehyor adınısoyadı-
nı" söylüyorlar. Ve sonunda yargıç en ™.
a
dre5iru soyluyor. Yargıç, Mesle-
- ğ^nızne? dıyesoruncaKarataş, Dev-
rimciyim" diyor. Yargıç şaşınyor...
Daha sonra sanıkla yargıç arasında şu
önemli şeyi söylüyor:
Mahkemenin acelesi var
konuşma geçıyor:
"Zamanımız zaten kısıtlı. Adaletin -Mesleğinizi sormuştum!
bir an önce tecelli etmesi için uğraşıyo- -Ne sorduğunuzu biliyorum. Benim
kışlar bitince yargıç sanıklara, "Alkış-
lamayan var mı?" diye soruyor. Kim-
seden yanıt alamayınca da tutanağa,
iki eli olmayan bir sanığın dışındaki
tüm sanıklann alkışlama eylemine
katıldıklannı yazdınyor. Bu sırada el-
leri 'olmayan sanık ayağa kalkıyor ve
" Yanlış yazdınyorsunuz. Ben de alkış-
ladım" diyor. Bunun üzerine yargıç,
"Sen nasıl alkışlıyorsun? Hadi bir kez
daha alkışla da görelim" diyor...
sanıklar bu çekimin neden yapıldığını
soruyorlar. Yargıç "Bize gelip izin is-
tediler. Biz de izin verdik. Gazeteciler
de çekiyor, yurt dışından gelenler de
çekiyor. Herkes çekebilir" diyor.
Avukatlar iüraz ediyor "Gazeteci-
r
or.
ra bunu nasıl getirdiklerini soruyorlar.
Saruklar "Söylemeyiz bu bizim sırn-
mız" diyorlar... Bir sanık ise "İşte size
manşetlik haber. 'Devrimci Sol dava-
sında yargıçlar ağlıyor' diye yazın" di-
yor.
Evet Devrimci Sol davasında kâh ağ-
landı, kâh gülündü... Dava, 1 Kasım
1991 günü karara bağlandı. Karar
oturumunda da sorunlar çtktı.
Şartlı Tahliye Yasası nedeniyle da-
vanın tutuklu sanığı kal-
mamıştı... Ancak başka suç-
tan tutuklu dokuz sanık du-
ruşmaya getirildi... Mahke-
me heyeti karan açıklaya-
cağını bildirince sanıklar
karşı çıktı. Karann kamuo-
yundan gizlenilmeye çalışıl-
dığını. karar verileceğin-
den kimsenin haberi olma-
dığını söylediler... Mahkeme
sanıklann iürazlannı dinle-
medi... Sanıklar 10 dakika
ara verilmesini istediler... Bu
istemkri de kabul edilmedi.
Yargıç Talip Orhan sanıkla-
ra karar uzun olduğu için
oturarak dinleyebileceklerini
söyledi ve karan okumaya
başladı.. Birkaç dakika geç-
mişti kı. sanıklar iki pankart
açtı. Sanıklar güvenlık görev-
lilerince dışan çıkanürken bir
sanık bağınyordu: "12 Ey-
lül'ün günahlannı siz temiz-
leyemezsiniz..."
Boş salona okunan karar
sonunda bir kişi idam cezası-
na çarptınldı. 33 kişi hakında
ömürboyu hapis cezası... 578 sanık
hakkında da beraat karan verildi...
Halen davanın gerekçeli karan yazı-
hyor... Gerekçeli karar yazıldıktan
sonra dosya Askeri Yargıtay'a gide-
cek... Sonra belki de bozulup geri gele-. , , , -, ı cek... Sonra belki de bozulup geri gele-
ler, yurt dışından gelenler kamuoyunu cek... Kısacası bu dava dahkyılla7sü-
bılgılendırmek ıçın çekıyorlar, bu çekı- ^
min amaa ne?" Sanıklardan biri alay-
a bir tavırla, "Jandarma Press mi bu?"
diye soruyor. Yargıç, "anlamadım"
AMASYA KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Esas No: 1991/57 Karar No: 1991/41
Hâkim: H.Necati Aksoy 23657
Kâtip: Gülseren Süer
Davacı: Orman Işletme Müdürlüğü/Amasya
Vekili: Av. Firdevs Göztaş-Amasya
Davalı: Halil Cebeci, Mustafa oğlu, Onnanözü K.den adresi meç-
hul.
Dava: Kadastro tespitinin iptali
DavaTa.: 28.11.1990
Karar Ta.: 10.6.1991
Parsel No: Onnanözü Köyü 1939
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan da-
vanın yapılan açık yargılaması sonunda:
Mahkememizden verilen 10.6.1991 gün 1991/57 E., 41 K. sayılı
karan ile davacı vekilinin açmış olduğu davanın kabulüne, Amasya
merkez Orraanözü köyü, Tuzaklı mevkiinde, tarla niteliğinde 3950
m
1
alanında 1939 sayüı parsdle ilgili komisyon kararuun iptaline, Halil
Cebeci'nin zilyetliği ile ilgili ibarenin beyanlar hanesinden silinmtsi-
ne, orman olarak Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, 5.200 lira
bakiye harcın davalıdan alınarak Hazine'ye gelir kaydına, 7.000 lira
vekalet ücreti ile davacı tarafından yapılan 154.720 lira yargılama gi-
derinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, işbu
karar davalının adresinin saptanamaması nedeniyle tebliğ edileme-
mis olduğundan ışbu ilaıun yayın tanhinden itibaren 15 gün sonra
tebliğ edılmiş sayılacağı ilanen tebliğ olunur. Basın: 50048
BÂLÂ ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1991/295
Bâlâ ilçesi Çiğdemli köyü Delibaş mevkiinde, doğusu davacıya ait
785 ve 786 nolu parseller, batısı kağnı yolu ve Ahmet Güneş tarlası,
kuzeyi ziraata elverişsiz arazi, güneyi ziraata clverişsiz arazi ve dere
ile çevrili olmak üzere 63.000 m
:
tasınmazın ziraata elverişsiz arazi
olup davacı Haydar Polat bu yerin kendi adına tescilini istemiş oldu-
ğundan, bu yer üzerinde üstün haklan bulunanlann ilan tarihinden
itibaren 3 ay içerisinde mahkememizin 1991/295 sayüı dosyasına mü-
racaat etmeleri rica olunur.
Basın: 37114
İLAN
KARŞIYAKA 3. SULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
Davacı önder Kayın vekili tarafından davalıla. Karşıyaka Beledi-
yesi ve Ahmet özer aleyhine hâkimliğimizin 991/1147 esas sayüı dos-
yası ile açılan Karşıyaka ilçesi, Bayraklı Mah. 9895 ada, 5 parselde
kayıtlı tasınmazın taksimen veya satılarak ortaklığmm giderilmesi ile
ilgili davada davalı Ahmet özer adresınde bulunamamış olmakla, du-
ruşma günu olan 39.9.1992 günü saat 9.20'de hazır bulunması, aksi
halde yokluğunda davanın sonuçı. u
ı>u
.~ağı ilanen tebliğ olunur.
8.9.1992 Hâkim 15685
Basın: 37326
İLAN
ANKARA YEDİNCt İCRA DAİRESİ
MÜDÜRLÜĞÜ'NDEN
Dosya No: 1992/3654
Alacaklı: M.Nedim Durukan Vek. Av. llhan Barlas, Av. Taner
Onurgil.
Borçlu: Olimpek Tekstil San.
Bir borçtan dolayı hacizli olup ve asağıda cins ve miktan yazüı mal-
lar satışa çıkartılmıştu".
Birinci arttırma 21.9.1992 günü saat 10.00-10.10'da Yeni lncirli
Yolu No: 21 Bakırköy adresinde yapılacak ve o günün muhammen
kıymeünin Vo75'ine istekli bulunmadığj takdirde 22.9.1992 günü aynı
yer ve saatte 2. arttırma yapılacak ve muhammen kıymetinin %40
fazlası fiyat verene ihale olunacağı ve satış şartnamesinin icra dos-
yasında görülebileceği, fazla bilgı almak isteyenlerin yukanda yazüı
dosya numarası ile icra müdurlüğüne müracaat etmeleri, KDV, tel-
laliye ve ihale damga resminin ahcıya ait olduğu ilanen tebliğ olu-
nur. 8.9.1992
Muhammen Kıymeti Adedi Cinsi
15.000.000.- TL 1 Goldstar bügisayar 50
Magert, 150401070021
şasi serili çanta bügisayar
15.000.000.- TL 1 Makajima AK 40 printer
yazısı 220 V.40 W Kore
mah.
ANKARA ANKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
Bir Eylül Sabaln...
Dünyada dostluktan guzel ne var acaba? Bence hiçbir
şey! Aşk diyebilirsiniz, ama bir erkeğe ya da kadına duyu-
lan tutku da güzel bir boyuta ulaşmıyor mu dostlukta? Alt-
mışı çoktan geride bıraktım, yetmişe rarrıak kaldı. Dostluk-
ları yaşamamm en güzel birikimi olarak hissederim her
zaman. Her dalda, her kuşaktan dostlarımla mutlanır, bo-
yutlanırım. En güzel armağan diye düşünürüm onları. Ben
başak burcundanım, doğum günlerimi teşekkürle kutlarım
her zaman. Bir eylül sabahı yeni bir yıla uyanmaktan mut-
luluk duyarım. Sevdiklerime seslenirim, güzel bir şey duy-
mak isterim onlardan. Yaşamımda var olmalarının sevin-
cini aktarırım.
Son yıllarda mavi sabahlara uyanıyorum doğum günle-
rinde. Körfezdeki dostlarımla paylaşıyorum sevincimi.
Telefon çalıyor durmadan. Istanbul'dan, Ankara'dan, Iz-
mir'den, Pamukkale'den, Strasbourg'dan, Brüksel'den,
sonra Okyanus'un ötesinden ABD'den, Pekin'den, Tokyo'-
dan sevdiklerim sesleniyor, dünya küçülüyor, bir sevgi
bahçesi oluşuyor birden. Telefonda bir piyano sesi duyu-
yorum, sanatçı dostlarımdan biri "iyi ki doğdun" şarkısını
söylüyor. Sonra küçük bir bebeğin şarkısı başlıyor. Ben de
"iyi ki doğdum" diye gülümsüyorum. Giden yılı mutlu
uğurluyor, geçen yıla tüm sevdiklerimle kucaklaşarak da-
ha güçlü ve umutlu "merhaba" diyorum.
Bu doğum günümün güzel raslantıları var, balkonun ge-
leneksel konuklarına, Bahri Hoca'ya, SudişSavcı'ya, Emel
ve Hamit Batu'ya, Koclar'a, Bahriye ve llhami Sosyal da
katıldı bu yıl, en uzun sabahı yaşadık güzel söyleşılerle.
Sonra Halit Çelenk'in balkonuna gittik, Şekibe Çelenk'in
donattığı sofrada sürdü söyleşiler. Dost sofraların tadına
doyulmaz değil mi? Insana başka bir mutluluk ve rahatlık
verir. Gecmişten geleceğe uzanan anılarla... Yıllarla de-
rinleşen deneyler ve birikimlerle... Çelenkler'i TlP'li yıllar-
dan tanıyorum. 60'lı yıllarda güzel anılanmız var. Onlara
daldık söyleşilerde. Mehmet Ali Aybar'ı andık. Behice Bo-
ran'ı , Sadun Aren'i, derken Mihri Belli'ye uzandı konus-
malar. Sonra Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına. Gece hü-
zünlendi giderek. Kimi kişiler demokratik savaşın kilomet-
re taşları olarak dikiliyor belleğimizde. Eleştiriler de
olabilir, ama demokratik savaşa katkıları yadsınamaz. Ki-
mi olayları da yorumlamakta zorlanıyor insan, sorularla
derinleşiyor belleklerde. Niçin böiündüfer diyoruz, niçin
öldüler? O bahar kuşağını dallarında açmadan solan çi-
çekler gibi düşünürüm ben. Peki o ölümlerin uyarısı nere-
de? Kimi anılar insanı doğduğuna pişman edebilir, ama
ölüm değil yaşam özleniyor yine... Yitik dostların, sevgili-
lerin, boynu bükük, gönlü buruk ölenlerin soluğuyla diril-
mek, direnmek, umudu soldurmamak istiyor insan. Gele-
ceğe umutla bakmak, güzel günlerin yaşanacağına inan-
mak istiyor.
O günler gelecek elbet.
Başak çocukları iyımserlikten vazgeçmez hiç. Babam
demiryolcu, gençlik yıllarında, Ankara Garı'nda bir loj-
manda oturduk birkaç yıl. Pencereden trenlerı seyreder-
dim. Her trenle biraz gider gelirdim. Ayrılığın hüznünü
kavuşmanın sevinci bastırırdı her zaman. Şimdi de öyle,
ufuk daralıyor, hava kararıyor, ortalık kana bulanıyor, ama
böyle sürmeyecek elbet. Böyle süremez! Kan kurumuyor,
savaş barışı getirmiyor dünyamızda. Kalıcı barışı barışçı
çözümler sağlıyor ancak.
•••
O konuya değinmek içimden gelmiyor, ama dünyamızın
ve ülkemizin gündeminde bunca sorun varken, başta
CHP, kimi partilerin gündemine bakar mısınız? Ne olaylar
yaşanıyor, ne pazarlıklar, kimler yanyana gelebiliyor,
amaç ne? Kimi aktörlerin hep aynı rolü oynaması rastlantı
mı acaba? Olaylar soruları yanıtlıyor her gün.
• • •
Hafta başında gazetemizin kültür sayfasında Faruk Gü-
venç'in anısına bir yazı yayımlandı, okudunuz mu? Beni
çok duygulandırdı. Yazarın bir görüşüne katılmıyorum yal-
nız. Faruk Güvenç çoksesli müziğin yılmaz savaşçısı ger-
çekten. Her zaman konuşur, anımsarız sanatçı dostlarım-
la. Hızını, coşkusunu hissederiz yüreğimizde. Ancak
ölümü savaşını durdurmadı bence. Çoksesli müzik sevgisi
giderek gelişiyor. Faruk'un ektiği tohumlar filizleniyor, çi-
çekleniyor. Geçen hafta da belirttim, konservatuvarların
müzik bölümüne, Biikent Müzik Fakültesi'ne başvuranla-
rın sayısı artıyor giderek. Müzıkseverler konser salonları-
na sığmıyor. Genç orkestralar ülkeyı baştan sona seslen-
diriyor, illerde, ilçelerde, dağlarda, denizlerde sevgiyle
selamlanıyor. Faruk'un dostları da mutlu gülümsüyor.
Yılmaz savaşçıların soluğu kesilmiyor.
Demokratik yaşam da yılmaz savaşçılarla güçlenecek
kuşkusuz. Yapay savaşçılarla değil. Koşullar ne olursa ol-
sun yılmayan savaşçıların soluğuyla, umudunu, coşkusu-
nu yitirmeyenlerle.
BÜLMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Balkan Savaşı sı-
rasındaki başarılı
deniz çarpışmalany-
la ünlenen Osmanü
savaş gemisi. 2/ Yo-
sunlann kökü andı-
ran tutunma orga-
nı... Alevi-Bektaşi
ozanlarının tarikat-
lanyla ilgili şiirlerine
verilen ad. 3/ Mo-
torlu taşıtlarda di-
reksiyon ile tekerlek
arasındaki bağlantı-
yı sağlayan mil...
Ahırdaki gübreyi dı-
şarıya atmak için kullanılan pence-
re. 4/ Bir sıvının içindeki alkol de-
recesi... Anadolu'da kurulmuş' eski
uygarlık. 5/ Bir gıda maddesi... İki
nicelik arasındaki bağıntı. 6/ Yüz-
geçlerinde yakıcı dikenler bulunan,
eti lezzetli bir balık... Bir nota. 7/ Yu-
nanistan'da manastırlanyla ünlü ya-
rımada. 8/ özenli, düzgün... Yarı
memnunluk belirten bir ünlem. 9/
Tarımda kullanılan azotlu gübre...
Aralannda toplumca hoş karşılanmayan ilişki bulunan kadın
ya da erkekten her biri.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bineğe ya da yük taşımaya alıştmlmamış at ya da eşek sürü-
sü. V Piyaneoda en küçük ikramiye... Müstahkem yer. 3/ Ti-
caret malı... Üzeri ekmek kırıntısıyty kaplanmış yiyeceklere ve-
rilen ad. 4/ Dahil... Aynı konu, aynı kimse, aynı işle ilgili bel-
geler bütünü. 5/ Kanada'da bir kent. 6/ Düşünce... Üstün bir
yetkinin gücünü simgeleyen degnek. 7/ Asya'da bir ülke... Ev-
cil bir geyik türü. 8/ Kutahya'nın bir ilçesi... Katar'ın başkenti.
9/ Tıp dilinde "bere" anlamında kullanılan sözcük.
BURSA ASLİYE İKİNCİ HUKUK
HÂKİMLİCİNDEN
Dosya No: 1987/695
Davacı Asiye Altın tarafından davah Ibrahim Sevinç aleyhine açı-
lan ipoteğin iptali davasının yapılan açık duruşmasında verilen ka-
rar gereğince:
Mahkemece mütteliaz 1987/695 E., 1989/547 K. sayüı 19.7.1989
tarihli hükümle davanın açılmamış sayümasına karar verümiştir.
Davalı lbrahim Sevinç tüm ara$tırmalara rağmen tebligata yarar
adresi tespit edilemediğinden hükmün gazetede ilanen tebliğine ka-
rar verilmiştir.
lş bu ilan tarihinden itibaren adı geçen davalıya karan yasal süre-
si içerisinde temyiz etmeye hakkı bulunduğu hususu ilanen tebliğ olu-
nur. Basın: 37336