Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL1992 PA2ARTESİ
HABERLER
Gûvenlik
sorusturması
smrlamyor
• ANKARA (AA)-Gûvenlik
soruşturmaşı uygulamasının,
sadece gızlilik taşıyan
görevlerde çalışanlarla
sınırlandınlmasına ilişkin
yasal düzenleme son
aşamasınageldi. Adalet
Bakanı Seyfı Oktay, ilgili
yasada yapılacak degişiklikle,
gûvenlik soruşturmasının
sınırlandınlarak yoruma yer
bırakmayacak şekilde objektif
kriterlere bağlanacağını
söyledi. Gûvenlik
soruşturmasının sadece
askerlik, Milli İstihbarat
Teşkilaüvebaa
bakanlıklardaki gızlilik
gerektiren çok özel birimlerde
çalışacaklara vapılacağını
belirten Oktay. şöyle devam
elti: "Gerçekleştireceğimiz
yasal düzenlemeyle gûvenlik
soruşturması için kesin ölçü ve
kıstasgetireceğiz. Böylece
gûvenlik soruşturması
konusunu objektif ölçütlere
bağlayarak tartışma veyorum
konusu olmaktan
çıkaracağız."
Aktuna
Danimarka'tia
• İSTANBL L (AA) - Sağlık
Bakanı Yıldınm Aktuna.
Dünya Sağlık Örgütü Avrupa
Bölgesi'ne üye bakanlar
toplantısma katılmak üzere
dün Danimarka'ya gitti.
Aktuna, hareketinden önce
Atatürk Havalimanı'nda
yaptığı açıklamada,
toplantıda. ülkelerarasında
yardımlaşma ve desteğin
arttınlması konulanntn
öncelikle ele alınacağını
söyledi. Bakan Aktuna.
Türkiye olarak atoplantıda
Bağımsız Devletler Topluluğu
(BDT) içinde yer alan ülkelere
Dünya Sağlık Örgütü'nün
desteğini isteyeceîdenni. Orta
Asya ve Azerbaycan'a sağlıkla
ilgili konularda daha fazla
yardım yapılmasını da dile
getireceklerini kaydetti.
EbediRisalet
Sempozyumu
• ANKARA (AA)-Devlet
Bakanı EkremCevhun,
Müslümanlann, Hz.
Muhammed"in gctirdiği
prensiplere uyduklan
dönemlerde. Islam
medeniyetini zirveye
çıkarttıklannı söyledi. Zaman
gazetesince düzenlenen
"Ebedi Rısalet Sempozyumu"
Atatürk Kapalı Spor
Salonu'nda gerçekleştirildi.
Sempozyumda bir konuşma
yapan Devlet Bakanı Ceyhun.
bir yandan dünyanın gelişmiş
ülkelerinde kullanılan üretim,
yöntem ve araçlanna, mevcut
teknolojiye sahip olmaya
çalışırken diğer yandan da
moral ve kültürel değerlerin
halkımızca daha çok
benimsenebilmesi için gereken
önemi gösterdiklerini söv ledi.
ANAFtaneleştiri
• ANKARA (AA)-ANAP'ın
basın ve propagandadan
sorumlu Genel Başkan
Yardımcısı Lütfullah
Kayalar. hükümetin 9aylık
icraatı süresince Türkiye'nin
hiçbir temel sorununa çözüm
getirmediğini öne sürdü.
Kayalar. koalisyon
hükümetinin başansızlığı
yüzünden Türkiye'de siyasi
otorite zaafmın hızla
yayıldığını öne sürerek "Başta
koalisyonun yapısmdan
kaynaklanan uyuşmazlıklar
ve parselasyon zihniyetinden
dolayı siyasi istikrar
sağlanamamıştır""dedi.
"Bölünmeye
tahammülümûz
yok"
• ANKARA (AA)-SHP
Genel Sekreteri Cevdet Selvi.
demokratikleşmenin bir
gereği olarak her siyasi
oluşuma doğal baktıklannı.
ancak bölünmeye
tahammülleri oİmadığını
söyledi. Selvi. "Tek arzumuz,
bir araya gelip, ülkeyi içinde
bulunduğu sıkıntılardan
kurtarmaktır" dedi. Cevdeı
Selvi. Eğit-Der Genel
Kurulu'nda yaptığı
konuşmada. SHP'ye "koltuk
değneği" yakıştırmasında
bulunaraİc koalisyondaki
uyumu istismaretmek
isteyenler bulunduğunu öne
sürdü. Selvi, özetle şöyle
konuştu: "12 Eylül öncesi
koalisyonlanna alışık olan
bazı insanlar, koalisyondaki
uyumdan rahatsızoluyor.
Koalisyondaki iki parti
arasındaki uyum. zorunlu,
gerçekçi ve gerekli olan bir
uyumdur. Sorunlann bu
kadarçok yönlii olduğu bir
ortamda, koalisyonda kişisel,
partisel bir yanşın gerekli
olduğuna inanmıyorum.
Koalisyon protokolünün
hayata geçirilmesi için uyumlu
bir yönetimin gerekliliğine
tnanjyonım. Ülke
sorunlanna kalıcı, mutlak
çözümlermutlaka bu
koalisyon tarafından
gerçekleştirilecektir."
Deniz Baykal ve CHP yönetidlerini kabul eden DSP Genel Başkanı Ecevit:
Sol birbiriııi çelmelemesîn• CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve CHP
GYK üyeleri, Ecevit'i ziyaret etti. Ecevit görüş-
mede, soldaki partilerin birbirini çelmelememe-
si gerektiğini söylerken, "Herkes kendi
kulvarında yanşarak sağı engellesin" dedi.
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - DSP Genel Başkanı Bü-
lent Ecevit, soldaki partilerin
birbirlerini çelmelemeye çalış-
mak yerine. kendi kulvarlann-
da yanşmalannı ve sağın geliş-
mesini engellemeye çalışmalan-
nı istedi.
CHP'nin genel başkanlığına
seçilen Deniz Baykal ve bazı
GYK üyeleri, dün saat 11 .OO'de
DSP Genel Başkanı Bülent
Ecevit'i partı genel merkezinde
ziyaret ettiler. DSP Genel Mer-
kezi'neTBMM plakalı biroto-
mobille gelen Baykal ve arka-
daşlannı toplantının yapılacağı
salonun kapısında karşılayan
Ecevit, CHP'nin yeniden acılı-
şını kutladığını belirterek ken-
disini ziyarete geldikleri için
Baykal ve arkadaşlanna teşek-
kür etti. Baykal da yaptığı kısa
konuşmada, partilerin yeniden
açılması aşamasında CHP'nin
gelişmesi ve güçlenmesine bü-
yük katkılan olan Ecevit'e te-
şekkür etmek ve saygılannı
sunmak için geldiklerini söyle-
di. Deniz Baykal ve arkadaşla-
nnın ziyareti nedeniyle bazı gö-
rüşlerini açıklamaİc gereğini
duyduğunu belirten Ecevit ise
solda yeni bir parti kurulması-
nın bazı çevreleri rahatsızettiği-
ni öne sürerek "Bundan kimse-
nin ürkmemesi gerekir. Biz
DSP olarak bundan hiçbir kay-
gı taşımıyoruz" dedikten sonra
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"DSP başka partilerden
farklı yapıda bir partidir. Top-
lumun üst katındakiler bu fark-
lıhğı görmek istemiyorlar. Ge-
niş halk kitleleri toplumun üst
katındakilerden daha bilinçli-
dirler. önemli olan, bu farklı-
lıkiarın Meclis'e doğru yansı-
masını engellememektir. Bu
konudaki en büyük engel secim
sıstemidir. Bu secim sistemi sü-
ratle değiştirilmelidir."
Koalisyon hükümetlerinin
artik yadırganmaması gerekti-
ğini. Batı'da bunun pekçok ve
başanlı örnekleri görüldüğünü
de vurgulayan Ecevit şöyle de-
di:
"Soldaki partiler, birbirlerini
Bülent Ecevit, Deniz Baykal ve arkadaşlanna çikolata ikram etti.
çelmelemeye çalışmak yerine,
kendi kulvarlannda birlikte ya-
nşmalıdır. Birbirlerinin kuyu-
sunu kazmak yerine 3 ayn kol-
dan sağın gelişmesini önlemeye
çalışmalıdırlar."
DSP Genel Başkanı ile gö-
rüşmesi 20 dakika süren CHP
Genel Başkanı Deniz Baykal
ise gazetecilere yaptığı açıkla-
mada. "yararh" ve "güzel" bir
görüşme yaptıklannı belirterek
şunlan söyledi:
"Ülkenin genel siyasal sorun-
lan konusunda karşılıklı görüş
teatisinde bulunduk. Görüş
açılanmızı birbirimize aktar-
maya çalıştık. Bu tür görüşme-
(Fotoğraf: FARUK ALTINTAŞ)
lerin siyasal rejimimizin sağlıklı
işlemesi açısından gerekli oldu-
ğuna inanıyorum."
CHP Genel Başkanı Deniz-
Baykal bir başka soru üzerine.
yapılan ziyaretin bir "birleşme
görüşmesi oİmadığını, bir neza-
ket ve teşekkür ziyareti olduğu-
nu" belirtti.
1 kasım adaylan ön seçimle belirlenecek
SHPde 20 eylüldeseçim var^ j n r 1 kaSim SeÇimle- tanbul'da SeCİm \anilacak altl arîn'icfı )v>nimvnHİ R/>nım n\f>. tavlv»H<»liil«-pHeri ir-seçimle-
rinde adaylannı ön se-
çimle belirleyecek. SHP
Genel Sekreter Yardım-
cısı Ercan Karakaş, Bay-
kalalan engellemek adı-
na herhangi bir hazırlık
yapılmadığını açıkladı.
ANKARA (Cumhuriyet Bu-
rosu) - SHP Genel Sekreter
Yardımcısı Ercan Karakaş
Merkez Yürütme Kurulunda
parti içindeki Baykalcılann bir
kasım seçimlerinde SHP'den
aday olmalarını engelleyecek
bir hazırlık yapılmadığını söy-
ledi. Karakaş, adaylann belir-
lenmesi için 20 eylülde önseçim
yapılacağını belirtti. Karakaş, Is-
tanbul'da seçim yapılacak altı
ilçede CHP Genel Başkanı De-
niz Baykal'a yakın ciddi bir
oluşum bulunmadığını söyledi.
Bazı CHP'Iiler ise bir kasımda
SHP'den aday olmaya hazırla-
nan ancak kendilerine sempati
duyanlann tedirgin olduğunu
öne sürdüler.
Karakaş, Cumhuriyet'e yap-
tığı açıklamada şunlan söyledi:
"Genel başkanm katılımıyla
11 eylülde M YK. toplantısı ya-
pıldı. Burada CHP ve bir kasım
seçimleri görüşüldü. Belediye
başkan adaylannın önyoklama
ile belirlenmesi kararlaştınldı.
İhtıyaç halinde, listenin güçlen-
mesi için belediye meclis üyeleri
için yasal kontenjan sayısı ka-
dar kontenjan kullanılması
görüşü benimsendi. Benim izle-
nimim İstanbul'da önyoklama
yapılmasından büyük çoğunlu-
ğun rahatsız olmadığı şeklin-
deydi. Biz parti ici katılım için
mücadele verdik. Hatta bunun
tüzüğe gecmesi için de çalışma
yapıyoruz. Bu seçimlerde aday-
lan delegelerin belirlemesi do-
ğaldır ve kuraldır. Parti içinde
herhangi bir gruba karşı önlem
alınması sözkonusu değildir."
Karakaş, İstanbul'da 20 ey-
lül pazar günü önyoklama ya-
pılması için gerekli hazırlıklann
tamamlandığını söyledi.
Karakaş. Baykalcılara karşı
önlem olarak merkez yoklama-
sının benimsenmesini isteyenle-
rin bu gerekçelerinde samimi
olmadıklarını, önyoklamayı
kaybedebilecekleri için böyle
bir yolu seçtiklerini öne sürdü.
Edinilen bilgiye göre. MYK
toplantısında. aday belirlemek
üzere yapılacak önyoklamada
ilk üç kişinin seçilmesi ve
MYK'nın bu kişilerden birisini
tercih etmesi önerisi de getirildi.
Ancak bu öneri kabul görmedi.
Öte yandan, CHP yöneticileri,
SHP içinde kendilerine yakın
bazı kişilerin bir kasım seçimle-
rinde aday olamama kaygısı
taşıdıklannı söylediler. Bir
CHP'li, " Seçim yapılacak yer-
lerden telcfonlaralıyoruz. "SHP
tabanında güçlüyüz. Bir kası-
ma aday çıkarabiliriz ancak
SHP yönetiminin karşı tutumu
sözkonusu ' biçiminde değer-
lendirmeler alıyoruz " dedi.
BAYKAL'DANYANTT
'Deniz tutmaz,
kimsemerak
etmesin'
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Demirel, önceki gün
Toplu Konut Idaresi'nce
yaptınlacak konutlann temel
atma töreninde yaptığı ko-
nuşmada, Baykal'ın CHP ge-
nel başkanlığının koalisyo-
nun geleceğini etkileyeceğini
ima etmişti. Demirel," Türki-
ye'nin pekçok sorunu vardır.
Bu sorunlar içinde bunalır.
deniz tutmasına maruz ka-
lırsa, hiçbir yere varamayız"
demişti. Baykal, dün DŞP
Genel Başkanı Bülent Ecevit'i
ziyareti sonrasında bir gazete-
cinin sorusu üzerine gülüm-
seyerek," Hayır, deniz tut-
maz, kımse merak etmesin"
diye konuştu.
Kurucular kurulu olağanüstü kongre için toplanacak
• •
ANAP'ta Ozal ile Yılıııazı ıızlaştmııa atağı• ANAP Genel Başkan Yardımcısı Vehbi Dinçer-
ler, Özal ile Yılmaz uzlaşmasını sağlamak amaayla
200 dolayında ağır topu Ankara'da toplamak üze-
re harekete gecti. Ankara'da kongre karargâhını
kuracak muhaliflerin öncülüğünü genel başkan
adayı olarak adı geçen Hüsnü Doğan yapacak.
GÜNSELİ ÖNAL
ANKARA - ANAP'ın olağa-
nüstü kongre isteyen, ancak bu-
güne değin ayn hareket eden
muhalifleri Genel Başkan Me-
sut Yılmaz'a karşı birlikte hare-
ket etme konusunda anlaştılar.
Ankara'da bir kongre kararga-
hı kuracak olan muhaliflerin
öncülüğünü genel başkan adayı
olarak adı geçen Hüsnü Do-
ğan'ın yapacağı belirtildi.
ANAP Kurucular Kurulu da
olağanüstü kongre konusunda
karar almak üzere bugün top-
lantıyaçağnldı.
Bu çağnnın Cumhurbaşkanı
Turgut Özal adına yapıldığı
öne sürüldü.
Muhalifler olağanüstü kong-
re için güçlerini birleştirirken
genel merkez de, Cumhurbaş-
kanı Turgut Özal ile Genel Baş-
kan Yılmaz arasında bir uzlaş-
ma sağlamak için harekete geç-
ti. Genel Başkan Yardımcısı
Vehbi Dinçerler. bunun için
partinin 200 dolayında ağır to-
punu Ankara'da toplamak ve
iki tarafı uzlaştıracak bir for-
mülü bulmak için temaslanna
başladı. Dinçerler bu uzlaştır-
ma girişimini muhaliflerin ola-
ğanüstü kongre için gerekli
sayıda imzayı buimalanndan
Hüsnü Doğan
önce yapmaya çahşacak.
Olağanüstü kongre için imza
toplama işlemini başlatan İs-
tanbul milletvekilleri ile aoılli-
yetçi-muhafâzakar grup arasın-
daki görüş aynlığı. Ankara Bü-
yükkent eski Belediye Başkanı
Mehmet Alünsoy'un organize
ettiği toplantıda giderildi. Mu-
halifler, delegelerden olağanüs-
tü kongre için imza toplama ve
Yılmaz'ı yıpratma kampan-
yasının tek merkezden ve
ANAP tabanını etkileyecek
isimlerin önderliğinde yürütül-
mesini kararlaştırdılar. İstan-
bul'da İbrahim Özdemir, An-
kara'da ise Mehmet Altınsoy'-
un yürüttükleri olağanüstü
kongre çalışmalan bu hafta
içinde Ankara'da kurulacak
olan kongre karargahından
sürdürülecek. Bugünkü toplan-
tıdan olağanüstü kongre karan
çıkması durumunda bu hareke-
tin organizasyonunu muhalif
kurucular üstlenecek.
Hedef 500 imza
Toplantıda, Yılmaz'a karşı
olan bütün partilileri biraraya
getirmek için eski ve yeni millet-
vekilleri, kurucular kurulu üye-
leri ve büyük kongre delegele-
riyle toplantılar yapılması da
benimsendi. Bu gelişmenin ar-
dından Naci Ekşi, Muzaffer
Konuk
yazar ANAP'ın Misyonu ve Vizyonu
Z. SELÇUK MARUFLU
İstanbul Milletvekili
Ülkemiz. belki de tarihinin en hassas ve
kritik döneminden geçmektedir. Ülkelerin
tarihleri. sorunlar ve mücadelelerie dolu-
dur. Türkiye için de durum böyledir. An-
cak az gelişmişlik çemberini kıımış. iktisadi
ve sosyal açıdan belli bir kalkınma düzeyine
erişmiş Türkiyemiz. bugün. 2000'li yıllann
eşiğinde mahiyet değiştiren ekonomik ve
toplumsal sorunlarla karşı karşıyadır.
Ekonomik ve sosyal içeriği ve özellikleri
ile birlikte Türkiye'nin şu anda karşı karşı-
ya olduğu en önemli mesele, Güneydoğu
Anadolu'da asayiş ve huzurun sağlanması;
devietin, tüm kurum, organlar ve gücü ile
varhğını duyurması ve perçinlemesidir.
Güneydoğu Anadolu sorunu çok eski-
lere gitmekle birlikte I968'den sonra mahi-
yet değiştirerek 19701i yıllarda ve 1980 ön-
cesmde süregelmiştir.
Ülkeyi kasıp kavuran ve birçok masum
insanın hayatını kaybettiği büyük terör ve
anarşi sorunlannın yanı sıra, ekonominin,
kalkınmanın durakladığı bir durumdan
1983'te Türkiye'yi devralan Anavatan Par-
tisi. tüm bu sorunlara ilaveten birde ülkeyi
12 Eylül askeri darbesinin etkisinden kur-
tarmak ve demokratik rejimi tüm kurum ve
kurallan ile işletmek görevi ile karşı karşıya
kalmıştı.
Hazırlıklı, bilinçli, rasyonel politikalar ve
yönetim biçimleri ile Anavatan Partisi, çok
kısa süre içinde ülkeyi içine düştüğü kriz-
den. durgunluktan, karamsarlıktan çıkara-
rak dinamizme kavuşturmuştur.
Anarşi ve terörün yerini banş. kardeşlik.
hoşgörü ortamı almıştır. Ekonomi ve
yaünmlar canlanmış, ihracat artmış, ülke-
de hiçbir malın yokluğu çekilmediği gibi ge-
lişmiş ülkelerde ne varsa Türkiye'de de ola-
cak parolası ile ülke mal bolluğuna kavuş-
turulmuştu. Bütün bunlara karşıhk, bir za-
manlar, Luxemburg gibi küçücük ülkelere
avuç açan Türkiye'nin ihracat ve turizm ge-
lirleri ile beslenen döviz rezervleri her geçen
yıl daha da artıyordu.
Altyapı. ulaştırma. enerji telekominikas-
yon, ihracat ve dışa dönük sanayileşme
projelerı ile ülkemizde emsali görülmemiş
bir transformasyon hamlesi başlatılmıştı.
1989 yılına kadar istikrarlı ve dinamik
gelişen ekonomik hayat, 1990 yıiında % 11
gibi en yüksek gelişme hızı performansına
ulaşmıştır.
Bu durum, kabına sığmayan Türkiye'yi
çağın gereklerine uydurmak için ardı ardı-
na birçok kalkınma projelerinin realize
edilmesinden kaynaklanıyordu.
1990 yılı sonlannda başlayan ve şubat
1991 sonuna dek devam eden ve ülkemizi
birçok yönleri ile yakından ilgilendiren
Körfez Savaşı'nın sıİcıntılanna ve yarattığı
hassas duruma karşm. ülkemizde bir savaş
ekonomisi şartlan yaşanmamış ve hiçbir
malın ve ihtiyaç maddesinin sıkıntısı duyul-
mamıştır. Bu durumun ANAP iktidar-
lannın basiretli politikalanndan kaynak-
landığı yadsınamayacak bir gerçcktir.
ANAP iktidarlannın ilk günlerinde
kontrol altına alınan anarşi ve terör, bu kez
mahiyet ve biçim değiştirerek ülkeyi böl-
mek hedefıne dönüşerek, 1985 yılından iti-
baren harekete geçmiştir.
Bu hedef; gelişen ve büyüyen ve 21.
yüzyıhn önemli ve büyük ülkesi olmak
amaana doğru yürüyen Türkiyemiz'e dış
güçler ve onlann güdümündeki odaklar ta-
rafından reva görülen. tezgahlanan bir du-
rumdu.
Gelişmiş. güçlü. bir zamanlar dışa avuç
açan bir ülke olmak yerine şimdi dış ülkele-
re kredi verebilen Türkiye; bize dost görü-
nen ama aslında düşman ülke ve komşu-
lan, rahatsız etmiştir. Türkiye'nin başına
bir bela açılmalıydı. Ülke huzursuz, karam-
sar. ekonomik açıdan durgun bîr konuma
dönüştürülmeliydi. Ülkede birbiri ile kay-
naşmış. kardeş olan vatandaşlar birbirine
düşürülmeliydi.
Gerçeği ifade etmek gerekirse, 20 ekim
J 991 'de, ANAP'ın yarattığı banş ve hoşgö-
rü ortamı içinde yapılan seçimlerden sonra
işbaşına gelen Süleyman Demirel başkanlı-
ğındaki koalisyon hükümeti sayesinde bu-
gün maalesef yukanda ifade edildiği üzere,
tarihinin kritik dönemini yaşamaktadır.
Terör, Güneydoğu'da ve büyük şehirleri
kasıp kavurmakta, birçok masum insan
hayatını kaybetmekte, büyük meblağlarda
maddi hasarlar meydana gelmektedir. Te-
rör ve anarşinin ne zaman ne yapacağı belli
olmadığından halk, karamsar, umutsuz ve
bedbindir.Anavatan Partisi, ana muhalefet
görevini üstlendiği ilk günden beri, sorum-
lu, ağırbaşlı ve ülke sorunlannı ve çıkar-
lannı ön plana alan, Türk siyasi yaşamında
hiç görülmemiş ciddi bir muhalefet örneği
vermiştir.
Tabiatıyla bu asil davranış, daha önceki
dönemin muhalefet partileri olan DYP ve
SHP'nin alıştığı, yaptığı sorumsuz muhale-
fet örneğjnden farklı, ancak demokrasi
nezaketine daha uygun bir tutumu sergile-
mektedir.
Anavatan Partisi'nin gösterdiği bu an-
layışa ve ülke menfaatlerini ilgilendiren ko-
nulardaki desteğine rağmen daha 10'uncu
ayda bu hükümet bitmiştir, tükenmiştir.
Vatandaşlanmız, halkımız Anavatan
Partisi'ni çok kısa sürede özler duruma gel-
miştir.
Atılgan, Kemal Akkaya ve
Mehmet Altınsoy'un yanı sıra
Hüsnü Doğan da delegeleri te-
lefonla arayarak imza istemeye
başladı.
Ancak bu toplantıda da, Do-
ğan'ın aday olup olmayacağı
konusu açıkhğa kavuşmadı.
Doğan kendisine bu konuda
yöneltilen sorulara yanıt ver-
medi.
Bu toplantıya katılan ve bu-
gün toplanacak olan Kurucu-
lar Kurulu'nun üyesi olan Al-
tınsoy ile Ankara Milletvekili
Halil Şıvgın. Doğan'ın aday
olması durumunda destekleye-
ceklerini bildirdiler.
Şıvgın delegelerden şu ana
değin toplanan imza sayısının
150'ye yaklaştığmı belirterek.
bu hafta içinde olağanüstü
kongre için gerekli olan 200 im-
zayı sağlayabileceklerini, ancak
500 imza toplamayı hedefledik-
lerini bildirdi.
Taşçıoğlu katılmıyor
Kurucular Kurulu üyesi Mü-
kerrem Taşçıoğlu kendisine
çağn yapıldığı halde toplantıya
kaülmayacağını, olağanüstü
kongrenin toplanmasına gerek
görmediğini bildirdi. Taşçıoğ-
lu," 1 Kasım seçimlerine 40 gün
kala, böyle bir olayı hiç bir parti
için hayırlı görmem" dedi.
Partinin kuruculan arasında
yer alan Genel Başkan Tardım-
cısı Dinçerler ise kendisine bir
çağn gelmediğini. ancak. kuru-
culann da içinde yer alacağı 200
dolayında ağır topu Ankara'da
toplayarak Özal ile Yılmaz'ı uz-
laştırma girişiminde bulunaca-
ğını söyledi.Bunun için 15 kişiy-
le konuştuğunu, konuştuğu
kişilerin tümünün olumlu yanıt
verdiğini ancak temaslannın
hâlâ sürdüğünü kaydeden Din-
çerler şöyle dedi:
"Partimizin bakanlık, millet-
vekilliği, belediye. il, ilçe baş-
kanlığı, parti yöneticiliği yap-
mış 200 dolayında insanıyla,
'Turgut Özal ile Mesut Yıl-
maz'ı U2laştırmak içinçağırsam
gelir misiniz?" diye islişare edi-
yorum. Ama daha karar ver-
medim. Çünkü böyle bir top-
lantı yapıldıktan sonra Turgut
Beyle Mesut Beyin de kabulü
lazım. Onlarla istişare etmeden
de konuyu düşünceden eylem
planına geçirmek istemiyo-
rum."
Dinçerler. temasta bulundu-
ğu kişilerin kendi bölgesinde
partilileri etkileyecek, hem
Özal'a, hem de Yılmaz'a heyet
olarak ricada bulunacak biri-
kimde olan kişiler olduğunu
vurguladı.
BIZBIZE
ERDAL ATABEK
Televizyonlarda
Akımı...
Bir televizyon kanahnda film izliyorsunuz, ekranın al-
tında bir bant geçiyor: "Arayın-kazanın-sizih olsun..."
Başka bir kanalda haberleri izlerken yine bir bant ekranın
altınoa geçip duruyor. "Arayın-kazanın-sizin olsun..." Ara
sıra güzel bir sunucu mesajı pekiştiriyor: "Siz bugün ara-
madınız mı? Hiç olmadı, bakın biz sizin aramanızı bekliyo-
ruz, armağanınız hazır.." Ekrandan armağanlar yağıyor;
paralar, arabalar, buzdolapları, müzik setleri, yüz bakım
setleri, spor ayakkabılar, yok yok..
Yüksek teknolojinin bize sunduğu armağanlar da bunlar
oldu. Her şeyi kazanmak çok basitleşti. Elinizin altında te-
lefon var mı? İşte her şey kolay, telefonu çevireceksiniz,
adınızı, soyadınızı, bulunduğunuz kentin adını, telefon nu-
maranızı yazdıracaksınız, hepsi bu. Sonra da bekleye-
ceksiniz. Gördünüz mü ne kolaymış! Bekleyeceksiniz,
bekleyeceksiniz, çıkmayacak. Siz yılmayacaksınız, yine
telefona sarılacaksınız, yine adınızı soyadınızı... yazdıra-
caksınız, yine bekleyeceksiniz. Bu armağanların hepsi de
sizin için hazırlandı. Bakın bakın çıkıyor, işte çıktı. Gördü-
nüz mü? Elbette görüyoruz canım, size değil de başkasına
çıktı. Her akşam da size değil, başkaiarına çıkıyor, ama siz
bıkmayın, yılmayın, hele hele sakın umutsuzluğa kapıl-
mayın. Sıra size geliyor. Armağanlar başınızın üstünde
dolaşıyor. Siz sarılın telefona, yazdırın adınızı, soyadınızı,
bulunduğunuz kentin adını, telefon numaranızı...
Yazdırdınız mı? Güzel, şimdi bekleyin. Bakın çıkanların
evlerinden gelen sevinç seslerine, sevinç çığlıklarına.
Bunları siz de yaşamak istemiyor musunuz? Gördünüz
mü, elbette siz de bu sevinci yaşamak istiyorsunuz. Şimdi
çevirin telefonunuzu, yazdırın adınızı, soyadınızı...
•••
Ivan Petroviç Pavlov, bir Rus fizyoloğu, 90 yıl önce 1902'-
de bir dizi deney yapıyordu. Sonradan deneysel fizyoloji-
nin kurucularından birisi sayılacak olan Pavlov'un ünlü
deneyi şuydu: Acıkmış bir köpeğe sevdiği bir yiyecek gös-
terildiği zaman sindirim bezleri sindirim için gerekli özsu-
yu salgılar. Bu normal fizyolojik bir reflekstir. Gösterilen
yiyecek verildiği zaman da bu özsu yardımıyla sindirim
kolaylaşır. Pavlov, köpeğe yiyeceği vermeden önce birzil
çalmaya başladı. Önce zili çalıyor, sonra da yiyeceği veri-
yordu. Deneyi böyle sürdürdükten bir süre sonra, sadece
zıl çaldığı zaman da köpeğin sindirim bezlerinin özsuyu
salgıladığını buldu. Köpeğin sindirim bezleri artık zil sesi-
ne "şartlandırılmıştı." Onun sindirim bezlerinden salgı ol-
ması için yiyecek verilmesine gerek kalmamıştı. Bu işlevi
artık zilin sesi yapıyordu. Bu deney "Pavlov'un şarth ref-
leks deneyi" olarak bilinir, Pavlov da bu buluşuyla psiko-
fizyoiojide büyük bir çığır açmıştı, 1904 yılı Nobel Fizyoloji
ödülü'nü aldı.
"Şartlı refleks" mekanizmasının bulunuşu insan dav-
ranışlarının öğrenilmesinde de yeni boyutlar kazandırdı.
İnsanın etki-tepki sürecinde değişik "şartlanmalar" içinde
kaldığı, çoğu kez ayırdına bile varmadığı davranışlarında
bu mekanizmarın işlediği anlaşıldı. İnsanın da "şart-
landırılabileceği", bu yolla yönlendirileceği ortaya çıkınca
eğitimden politikaya, üretim bandından tüketim kalıpları-
na kadar her yaşama alanı yeniden gözden geçirildi. Bu
buluş, bütün yeni buluşlar gibi olumlu amaçlara da olum-
suz amaçlara da hizmet eder duruma getirildi.
• • •
İlk insan gereksinmeleri barınmaydı, beslenmeydi, ço-
ğalmaydı. Her canlı, hayatta kalabilmek için bu gereksin-
meleri karşılamak zorundadır. Sonra barınma gereksin-
mesi, mağaralardan evlere, şatolara, saraylara dönüştü.
Beslenme, avlanan hayvanlardan, toplanan otlardan zen-
gin mutfaklara, şölen sofralarına dönüştü. Üreme içgüdü-
sü üzerine de günümüzün seks endüstrisi kuruldu.
Şimdilerde tüketim toplumlarını yaşıyoruz. Artık insan-
lar bulduklarıyla yaşamak yerine gördüklerini tüketmek
istiyorlar. "iyi yaşam standardı" günümüzün "şartlı reflek-
si'dir. "Emeknjeğerilişkisi"yenidenyorumlanıyor. Kolay
kazançlar, hızlı servetler, yükseklere dikilmiş gözlerin
ayağına dolanan her şeyi çiğnemesi başarı sayılıyor.
Hele bizim gibi "norm"ları hızla değişen, neyin eskidiği,
neyin yenileştiği belli olmayan toplumlarda "sosyal dav-
ranışlar" altüst olmuş durumda.
"ARA-PARA-ARABA" şablonu, Hi-Tec (High Tecnic) te-
levizyonlarımızın kanallarındaki günümüzün şartlı reflek-
si.Buolayındoğrudanetkileriçokbasitgörünüyor, "beğen-
miyorsan kapatırsın televizyonunu" basitliğinde görünü-
yor, ama değil, hiç değil. Artık televizyonlar kapanamaz.
Bence kapanmaması gerekiyor. Tam tersine, gözümüzü
dört açmamız, topluma hangi mesajların nasıl verildiğini
iyice görmemiz gerekiyor.
"İyi yaşam standardı'nın çalışmaktan geçmediği, eme-
ğiyle yaşamak istemenin aptallığa indirgendiği, dürüstol-
manın geri kafalılık sayıldığı, geleceği yeniden yarat-
mantn safdillikle eşdeğer tutulduğu yeni toplum ideolojisi-
ni açık gözlerle görmek gerekiyor.
Bütün bunları görmek ve karşı çıkmak gerekiyor. Kendi-
mizi, varoluşumuzu, insanlığımızı kurtarmak için görmek
ve karşı çıkmak gerekiyor...
Hukukçular yargı
reformu istiyor
NECATt AYGIN
İZMİR - Anayasanın deği-
şiklik için tümüyle ele alınması
gerektiği belirtilirken yeni yasa-
ma döneminde hukukta de-
mokratikleşme ve yargı refor-
munun gerçekleştirilmesi isten-
di. İzmir Barosu Başkanı
Avukat Sabri Kurt, anayasa
değişikliği için gereken konsen-
süsü sâğlama doğrultusunda
adımlann atılması gerektiğini
vurgularken Çağdaş Hukukçu-
lar Derneği Izmir Şubesi Baş-
kanı Mehmet Yatar yargı ba-
ğımsızlığının sağlanması için
köklü bir reformun gerekliliğıni
belirtti.
Kurt, anayasa değişikliğinin
gerekliliği dışında yine de bazı
şeylerin yapılması gerektiği ko-
nusunda dikkatleri cekti.
KARADANLIKYA
7 GECE 8 GÜN
1.(>5O.OO()+KD\
Yanm pansiyon + yol +
çevre gezileri + Nac'abey
Prenses Otel'de konaklama, Kayakoy,
Ölüdeniz, Xanthos, Letoon, Patara,
Dalyan, Kaunos. İztuzu, Tlos, Saklıkent.
"PARANIZ PAMUKBANK'TAN, TATİLİNİZ
BAYBASOS'TAN" KAMPANYAMIZ SÜRÜYOR
BAYBASÛS TURİZM
İSTANBUL ANKARA
338 86 61-338 16 51 425 90 82-417 54 67
Seyahat Acentası tşletme BeJge no. 2149