29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL1992 PA2ARTESİ HABERLER Gûvenlik sorusturması smrlamyor • ANKARA (AA)-Gûvenlik soruşturmaşı uygulamasının, sadece gızlilik taşıyan görevlerde çalışanlarla sınırlandınlmasına ilişkin yasal düzenleme son aşamasınageldi. Adalet Bakanı Seyfı Oktay, ilgili yasada yapılacak degişiklikle, gûvenlik soruşturmasının sınırlandınlarak yoruma yer bırakmayacak şekilde objektif kriterlere bağlanacağını söyledi. Gûvenlik soruşturmasının sadece askerlik, Milli İstihbarat Teşkilaüvebaa bakanlıklardaki gızlilik gerektiren çok özel birimlerde çalışacaklara vapılacağını belirten Oktay. şöyle devam elti: "Gerçekleştireceğimiz yasal düzenlemeyle gûvenlik soruşturması için kesin ölçü ve kıstasgetireceğiz. Böylece gûvenlik soruşturması konusunu objektif ölçütlere bağlayarak tartışma veyorum konusu olmaktan çıkaracağız." Aktuna Danimarka'tia • İSTANBL L (AA) - Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna. Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi'ne üye bakanlar toplantısma katılmak üzere dün Danimarka'ya gitti. Aktuna, hareketinden önce Atatürk Havalimanı'nda yaptığı açıklamada, toplantıda. ülkelerarasında yardımlaşma ve desteğin arttınlması konulanntn öncelikle ele alınacağını söyledi. Bakan Aktuna. Türkiye olarak atoplantıda Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) içinde yer alan ülkelere Dünya Sağlık Örgütü'nün desteğini isteyeceîdenni. Orta Asya ve Azerbaycan'a sağlıkla ilgili konularda daha fazla yardım yapılmasını da dile getireceklerini kaydetti. EbediRisalet Sempozyumu • ANKARA (AA)-Devlet Bakanı EkremCevhun, Müslümanlann, Hz. Muhammed"in gctirdiği prensiplere uyduklan dönemlerde. Islam medeniyetini zirveye çıkarttıklannı söyledi. Zaman gazetesince düzenlenen "Ebedi Rısalet Sempozyumu" Atatürk Kapalı Spor Salonu'nda gerçekleştirildi. Sempozyumda bir konuşma yapan Devlet Bakanı Ceyhun. bir yandan dünyanın gelişmiş ülkelerinde kullanılan üretim, yöntem ve araçlanna, mevcut teknolojiye sahip olmaya çalışırken diğer yandan da moral ve kültürel değerlerin halkımızca daha çok benimsenebilmesi için gereken önemi gösterdiklerini söv ledi. ANAFtaneleştiri • ANKARA (AA)-ANAP'ın basın ve propagandadan sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lütfullah Kayalar. hükümetin 9aylık icraatı süresince Türkiye'nin hiçbir temel sorununa çözüm getirmediğini öne sürdü. Kayalar. koalisyon hükümetinin başansızlığı yüzünden Türkiye'de siyasi otorite zaafmın hızla yayıldığını öne sürerek "Başta koalisyonun yapısmdan kaynaklanan uyuşmazlıklar ve parselasyon zihniyetinden dolayı siyasi istikrar sağlanamamıştır""dedi. "Bölünmeye tahammülümûz yok" • ANKARA (AA)-SHP Genel Sekreteri Cevdet Selvi. demokratikleşmenin bir gereği olarak her siyasi oluşuma doğal baktıklannı. ancak bölünmeye tahammülleri oİmadığını söyledi. Selvi. "Tek arzumuz, bir araya gelip, ülkeyi içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtarmaktır" dedi. Cevdeı Selvi. Eğit-Der Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada. SHP'ye "koltuk değneği" yakıştırmasında bulunaraİc koalisyondaki uyumu istismaretmek isteyenler bulunduğunu öne sürdü. Selvi, özetle şöyle konuştu: "12 Eylül öncesi koalisyonlanna alışık olan bazı insanlar, koalisyondaki uyumdan rahatsızoluyor. Koalisyondaki iki parti arasındaki uyum. zorunlu, gerçekçi ve gerekli olan bir uyumdur. Sorunlann bu kadarçok yönlii olduğu bir ortamda, koalisyonda kişisel, partisel bir yanşın gerekli olduğuna inanmıyorum. Koalisyon protokolünün hayata geçirilmesi için uyumlu bir yönetimin gerekliliğine tnanjyonım. Ülke sorunlanna kalıcı, mutlak çözümlermutlaka bu koalisyon tarafından gerçekleştirilecektir." Deniz Baykal ve CHP yönetidlerini kabul eden DSP Genel Başkanı Ecevit: Sol birbiriııi çelmelemesîn• CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve CHP GYK üyeleri, Ecevit'i ziyaret etti. Ecevit görüş- mede, soldaki partilerin birbirini çelmelememe- si gerektiğini söylerken, "Herkes kendi kulvarında yanşarak sağı engellesin" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit, soldaki partilerin birbirlerini çelmelemeye çalış- mak yerine. kendi kulvarlann- da yanşmalannı ve sağın geliş- mesini engellemeye çalışmalan- nı istedi. CHP'nin genel başkanlığına seçilen Deniz Baykal ve bazı GYK üyeleri, dün saat 11 .OO'de DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'i partı genel merkezinde ziyaret ettiler. DSP Genel Mer- kezi'neTBMM plakalı biroto- mobille gelen Baykal ve arka- daşlannı toplantının yapılacağı salonun kapısında karşılayan Ecevit, CHP'nin yeniden acılı- şını kutladığını belirterek ken- disini ziyarete geldikleri için Baykal ve arkadaşlanna teşek- kür etti. Baykal da yaptığı kısa konuşmada, partilerin yeniden açılması aşamasında CHP'nin gelişmesi ve güçlenmesine bü- yük katkılan olan Ecevit'e te- şekkür etmek ve saygılannı sunmak için geldiklerini söyle- di. Deniz Baykal ve arkadaşla- nnın ziyareti nedeniyle bazı gö- rüşlerini açıklamaİc gereğini duyduğunu belirten Ecevit ise solda yeni bir parti kurulması- nın bazı çevreleri rahatsızettiği- ni öne sürerek "Bundan kimse- nin ürkmemesi gerekir. Biz DSP olarak bundan hiçbir kay- gı taşımıyoruz" dedikten sonra konuşmasını şöyle sürdürdü: "DSP başka partilerden farklı yapıda bir partidir. Top- lumun üst katındakiler bu fark- lıhğı görmek istemiyorlar. Ge- niş halk kitleleri toplumun üst katındakilerden daha bilinçli- dirler. önemli olan, bu farklı- lıkiarın Meclis'e doğru yansı- masını engellememektir. Bu konudaki en büyük engel secim sıstemidir. Bu secim sistemi sü- ratle değiştirilmelidir." Koalisyon hükümetlerinin artik yadırganmaması gerekti- ğini. Batı'da bunun pekçok ve başanlı örnekleri görüldüğünü de vurgulayan Ecevit şöyle de- di: "Soldaki partiler, birbirlerini Bülent Ecevit, Deniz Baykal ve arkadaşlanna çikolata ikram etti. çelmelemeye çalışmak yerine, kendi kulvarlannda birlikte ya- nşmalıdır. Birbirlerinin kuyu- sunu kazmak yerine 3 ayn kol- dan sağın gelişmesini önlemeye çalışmalıdırlar." DSP Genel Başkanı ile gö- rüşmesi 20 dakika süren CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ise gazetecilere yaptığı açıkla- mada. "yararh" ve "güzel" bir görüşme yaptıklannı belirterek şunlan söyledi: "Ülkenin genel siyasal sorun- lan konusunda karşılıklı görüş teatisinde bulunduk. Görüş açılanmızı birbirimize aktar- maya çalıştık. Bu tür görüşme- (Fotoğraf: FARUK ALTINTAŞ) lerin siyasal rejimimizin sağlıklı işlemesi açısından gerekli oldu- ğuna inanıyorum." CHP Genel Başkanı Deniz- Baykal bir başka soru üzerine. yapılan ziyaretin bir "birleşme görüşmesi oİmadığını, bir neza- ket ve teşekkür ziyareti olduğu- nu" belirtti. 1 kasım adaylan ön seçimle belirlenecek SHPde 20 eylüldeseçim var^ j n r 1 kaSim SeÇimle- tanbul'da SeCİm \anilacak altl arîn'icfı )v>nimvnHİ R/>nım n\f>. tavlv»H<»liil«-pHeri ir-seçimle- rinde adaylannı ön se- çimle belirleyecek. SHP Genel Sekreter Yardım- cısı Ercan Karakaş, Bay- kalalan engellemek adı- na herhangi bir hazırlık yapılmadığını açıkladı. ANKARA (Cumhuriyet Bu- rosu) - SHP Genel Sekreter Yardımcısı Ercan Karakaş Merkez Yürütme Kurulunda parti içindeki Baykalcılann bir kasım seçimlerinde SHP'den aday olmalarını engelleyecek bir hazırlık yapılmadığını söy- ledi. Karakaş, adaylann belir- lenmesi için 20 eylülde önseçim yapılacağını belirtti. Karakaş, Is- tanbul'da seçim yapılacak altı ilçede CHP Genel Başkanı De- niz Baykal'a yakın ciddi bir oluşum bulunmadığını söyledi. Bazı CHP'Iiler ise bir kasımda SHP'den aday olmaya hazırla- nan ancak kendilerine sempati duyanlann tedirgin olduğunu öne sürdüler. Karakaş, Cumhuriyet'e yap- tığı açıklamada şunlan söyledi: "Genel başkanm katılımıyla 11 eylülde M YK. toplantısı ya- pıldı. Burada CHP ve bir kasım seçimleri görüşüldü. Belediye başkan adaylannın önyoklama ile belirlenmesi kararlaştınldı. İhtıyaç halinde, listenin güçlen- mesi için belediye meclis üyeleri için yasal kontenjan sayısı ka- dar kontenjan kullanılması görüşü benimsendi. Benim izle- nimim İstanbul'da önyoklama yapılmasından büyük çoğunlu- ğun rahatsız olmadığı şeklin- deydi. Biz parti ici katılım için mücadele verdik. Hatta bunun tüzüğe gecmesi için de çalışma yapıyoruz. Bu seçimlerde aday- lan delegelerin belirlemesi do- ğaldır ve kuraldır. Parti içinde herhangi bir gruba karşı önlem alınması sözkonusu değildir." Karakaş, İstanbul'da 20 ey- lül pazar günü önyoklama ya- pılması için gerekli hazırlıklann tamamlandığını söyledi. Karakaş. Baykalcılara karşı önlem olarak merkez yoklama- sının benimsenmesini isteyenle- rin bu gerekçelerinde samimi olmadıklarını, önyoklamayı kaybedebilecekleri için böyle bir yolu seçtiklerini öne sürdü. Edinilen bilgiye göre. MYK toplantısında. aday belirlemek üzere yapılacak önyoklamada ilk üç kişinin seçilmesi ve MYK'nın bu kişilerden birisini tercih etmesi önerisi de getirildi. Ancak bu öneri kabul görmedi. Öte yandan, CHP yöneticileri, SHP içinde kendilerine yakın bazı kişilerin bir kasım seçimle- rinde aday olamama kaygısı taşıdıklannı söylediler. Bir CHP'li, " Seçim yapılacak yer- lerden telcfonlaralıyoruz. "SHP tabanında güçlüyüz. Bir kası- ma aday çıkarabiliriz ancak SHP yönetiminin karşı tutumu sözkonusu ' biçiminde değer- lendirmeler alıyoruz " dedi. BAYKAL'DANYANTT 'Deniz tutmaz, kimsemerak etmesin' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Demirel, önceki gün Toplu Konut Idaresi'nce yaptınlacak konutlann temel atma töreninde yaptığı ko- nuşmada, Baykal'ın CHP ge- nel başkanlığının koalisyo- nun geleceğini etkileyeceğini ima etmişti. Demirel," Türki- ye'nin pekçok sorunu vardır. Bu sorunlar içinde bunalır. deniz tutmasına maruz ka- lırsa, hiçbir yere varamayız" demişti. Baykal, dün DŞP Genel Başkanı Bülent Ecevit'i ziyareti sonrasında bir gazete- cinin sorusu üzerine gülüm- seyerek," Hayır, deniz tut- maz, kımse merak etmesin" diye konuştu. Kurucular kurulu olağanüstü kongre için toplanacak • • ANAP'ta Ozal ile Yılıııazı ıızlaştmııa atağı• ANAP Genel Başkan Yardımcısı Vehbi Dinçer- ler, Özal ile Yılmaz uzlaşmasını sağlamak amaayla 200 dolayında ağır topu Ankara'da toplamak üze- re harekete gecti. Ankara'da kongre karargâhını kuracak muhaliflerin öncülüğünü genel başkan adayı olarak adı geçen Hüsnü Doğan yapacak. GÜNSELİ ÖNAL ANKARA - ANAP'ın olağa- nüstü kongre isteyen, ancak bu- güne değin ayn hareket eden muhalifleri Genel Başkan Me- sut Yılmaz'a karşı birlikte hare- ket etme konusunda anlaştılar. Ankara'da bir kongre kararga- hı kuracak olan muhaliflerin öncülüğünü genel başkan adayı olarak adı geçen Hüsnü Do- ğan'ın yapacağı belirtildi. ANAP Kurucular Kurulu da olağanüstü kongre konusunda karar almak üzere bugün top- lantıyaçağnldı. Bu çağnnın Cumhurbaşkanı Turgut Özal adına yapıldığı öne sürüldü. Muhalifler olağanüstü kong- re için güçlerini birleştirirken genel merkez de, Cumhurbaş- kanı Turgut Özal ile Genel Baş- kan Yılmaz arasında bir uzlaş- ma sağlamak için harekete geç- ti. Genel Başkan Yardımcısı Vehbi Dinçerler. bunun için partinin 200 dolayında ağır to- punu Ankara'da toplamak ve iki tarafı uzlaştıracak bir for- mülü bulmak için temaslanna başladı. Dinçerler bu uzlaştır- ma girişimini muhaliflerin ola- ğanüstü kongre için gerekli sayıda imzayı buimalanndan Hüsnü Doğan önce yapmaya çahşacak. Olağanüstü kongre için imza toplama işlemini başlatan İs- tanbul milletvekilleri ile aoılli- yetçi-muhafâzakar grup arasın- daki görüş aynlığı. Ankara Bü- yükkent eski Belediye Başkanı Mehmet Alünsoy'un organize ettiği toplantıda giderildi. Mu- halifler, delegelerden olağanüs- tü kongre için imza toplama ve Yılmaz'ı yıpratma kampan- yasının tek merkezden ve ANAP tabanını etkileyecek isimlerin önderliğinde yürütül- mesini kararlaştırdılar. İstan- bul'da İbrahim Özdemir, An- kara'da ise Mehmet Altınsoy'- un yürüttükleri olağanüstü kongre çalışmalan bu hafta içinde Ankara'da kurulacak olan kongre karargahından sürdürülecek. Bugünkü toplan- tıdan olağanüstü kongre karan çıkması durumunda bu hareke- tin organizasyonunu muhalif kurucular üstlenecek. Hedef 500 imza Toplantıda, Yılmaz'a karşı olan bütün partilileri biraraya getirmek için eski ve yeni millet- vekilleri, kurucular kurulu üye- leri ve büyük kongre delegele- riyle toplantılar yapılması da benimsendi. Bu gelişmenin ar- dından Naci Ekşi, Muzaffer Konuk yazar ANAP'ın Misyonu ve Vizyonu Z. SELÇUK MARUFLU İstanbul Milletvekili Ülkemiz. belki de tarihinin en hassas ve kritik döneminden geçmektedir. Ülkelerin tarihleri. sorunlar ve mücadelelerie dolu- dur. Türkiye için de durum böyledir. An- cak az gelişmişlik çemberini kıımış. iktisadi ve sosyal açıdan belli bir kalkınma düzeyine erişmiş Türkiyemiz. bugün. 2000'li yıllann eşiğinde mahiyet değiştiren ekonomik ve toplumsal sorunlarla karşı karşıyadır. Ekonomik ve sosyal içeriği ve özellikleri ile birlikte Türkiye'nin şu anda karşı karşı- ya olduğu en önemli mesele, Güneydoğu Anadolu'da asayiş ve huzurun sağlanması; devietin, tüm kurum, organlar ve gücü ile varhğını duyurması ve perçinlemesidir. Güneydoğu Anadolu sorunu çok eski- lere gitmekle birlikte I968'den sonra mahi- yet değiştirerek 19701i yıllarda ve 1980 ön- cesmde süregelmiştir. Ülkeyi kasıp kavuran ve birçok masum insanın hayatını kaybettiği büyük terör ve anarşi sorunlannın yanı sıra, ekonominin, kalkınmanın durakladığı bir durumdan 1983'te Türkiye'yi devralan Anavatan Par- tisi. tüm bu sorunlara ilaveten birde ülkeyi 12 Eylül askeri darbesinin etkisinden kur- tarmak ve demokratik rejimi tüm kurum ve kurallan ile işletmek görevi ile karşı karşıya kalmıştı. Hazırlıklı, bilinçli, rasyonel politikalar ve yönetim biçimleri ile Anavatan Partisi, çok kısa süre içinde ülkeyi içine düştüğü kriz- den. durgunluktan, karamsarlıktan çıkara- rak dinamizme kavuşturmuştur. Anarşi ve terörün yerini banş. kardeşlik. hoşgörü ortamı almıştır. Ekonomi ve yaünmlar canlanmış, ihracat artmış, ülke- de hiçbir malın yokluğu çekilmediği gibi ge- lişmiş ülkelerde ne varsa Türkiye'de de ola- cak parolası ile ülke mal bolluğuna kavuş- turulmuştu. Bütün bunlara karşıhk, bir za- manlar, Luxemburg gibi küçücük ülkelere avuç açan Türkiye'nin ihracat ve turizm ge- lirleri ile beslenen döviz rezervleri her geçen yıl daha da artıyordu. Altyapı. ulaştırma. enerji telekominikas- yon, ihracat ve dışa dönük sanayileşme projelerı ile ülkemizde emsali görülmemiş bir transformasyon hamlesi başlatılmıştı. 1989 yılına kadar istikrarlı ve dinamik gelişen ekonomik hayat, 1990 yıiında % 11 gibi en yüksek gelişme hızı performansına ulaşmıştır. Bu durum, kabına sığmayan Türkiye'yi çağın gereklerine uydurmak için ardı ardı- na birçok kalkınma projelerinin realize edilmesinden kaynaklanıyordu. 1990 yılı sonlannda başlayan ve şubat 1991 sonuna dek devam eden ve ülkemizi birçok yönleri ile yakından ilgilendiren Körfez Savaşı'nın sıİcıntılanna ve yarattığı hassas duruma karşm. ülkemizde bir savaş ekonomisi şartlan yaşanmamış ve hiçbir malın ve ihtiyaç maddesinin sıkıntısı duyul- mamıştır. Bu durumun ANAP iktidar- lannın basiretli politikalanndan kaynak- landığı yadsınamayacak bir gerçcktir. ANAP iktidarlannın ilk günlerinde kontrol altına alınan anarşi ve terör, bu kez mahiyet ve biçim değiştirerek ülkeyi böl- mek hedefıne dönüşerek, 1985 yılından iti- baren harekete geçmiştir. Bu hedef; gelişen ve büyüyen ve 21. yüzyıhn önemli ve büyük ülkesi olmak amaana doğru yürüyen Türkiyemiz'e dış güçler ve onlann güdümündeki odaklar ta- rafından reva görülen. tezgahlanan bir du- rumdu. Gelişmiş. güçlü. bir zamanlar dışa avuç açan bir ülke olmak yerine şimdi dış ülkele- re kredi verebilen Türkiye; bize dost görü- nen ama aslında düşman ülke ve komşu- lan, rahatsız etmiştir. Türkiye'nin başına bir bela açılmalıydı. Ülke huzursuz, karam- sar. ekonomik açıdan durgun bîr konuma dönüştürülmeliydi. Ülkede birbiri ile kay- naşmış. kardeş olan vatandaşlar birbirine düşürülmeliydi. Gerçeği ifade etmek gerekirse, 20 ekim J 991 'de, ANAP'ın yarattığı banş ve hoşgö- rü ortamı içinde yapılan seçimlerden sonra işbaşına gelen Süleyman Demirel başkanlı- ğındaki koalisyon hükümeti sayesinde bu- gün maalesef yukanda ifade edildiği üzere, tarihinin kritik dönemini yaşamaktadır. Terör, Güneydoğu'da ve büyük şehirleri kasıp kavurmakta, birçok masum insan hayatını kaybetmekte, büyük meblağlarda maddi hasarlar meydana gelmektedir. Te- rör ve anarşinin ne zaman ne yapacağı belli olmadığından halk, karamsar, umutsuz ve bedbindir.Anavatan Partisi, ana muhalefet görevini üstlendiği ilk günden beri, sorum- lu, ağırbaşlı ve ülke sorunlannı ve çıkar- lannı ön plana alan, Türk siyasi yaşamında hiç görülmemiş ciddi bir muhalefet örneği vermiştir. Tabiatıyla bu asil davranış, daha önceki dönemin muhalefet partileri olan DYP ve SHP'nin alıştığı, yaptığı sorumsuz muhale- fet örneğjnden farklı, ancak demokrasi nezaketine daha uygun bir tutumu sergile- mektedir. Anavatan Partisi'nin gösterdiği bu an- layışa ve ülke menfaatlerini ilgilendiren ko- nulardaki desteğine rağmen daha 10'uncu ayda bu hükümet bitmiştir, tükenmiştir. Vatandaşlanmız, halkımız Anavatan Partisi'ni çok kısa sürede özler duruma gel- miştir. Atılgan, Kemal Akkaya ve Mehmet Altınsoy'un yanı sıra Hüsnü Doğan da delegeleri te- lefonla arayarak imza istemeye başladı. Ancak bu toplantıda da, Do- ğan'ın aday olup olmayacağı konusu açıkhğa kavuşmadı. Doğan kendisine bu konuda yöneltilen sorulara yanıt ver- medi. Bu toplantıya katılan ve bu- gün toplanacak olan Kurucu- lar Kurulu'nun üyesi olan Al- tınsoy ile Ankara Milletvekili Halil Şıvgın. Doğan'ın aday olması durumunda destekleye- ceklerini bildirdiler. Şıvgın delegelerden şu ana değin toplanan imza sayısının 150'ye yaklaştığmı belirterek. bu hafta içinde olağanüstü kongre için gerekli olan 200 im- zayı sağlayabileceklerini, ancak 500 imza toplamayı hedefledik- lerini bildirdi. Taşçıoğlu katılmıyor Kurucular Kurulu üyesi Mü- kerrem Taşçıoğlu kendisine çağn yapıldığı halde toplantıya kaülmayacağını, olağanüstü kongrenin toplanmasına gerek görmediğini bildirdi. Taşçıoğ- lu," 1 Kasım seçimlerine 40 gün kala, böyle bir olayı hiç bir parti için hayırlı görmem" dedi. Partinin kuruculan arasında yer alan Genel Başkan Tardım- cısı Dinçerler ise kendisine bir çağn gelmediğini. ancak. kuru- culann da içinde yer alacağı 200 dolayında ağır topu Ankara'da toplayarak Özal ile Yılmaz'ı uz- laştırma girişiminde bulunaca- ğını söyledi.Bunun için 15 kişiy- le konuştuğunu, konuştuğu kişilerin tümünün olumlu yanıt verdiğini ancak temaslannın hâlâ sürdüğünü kaydeden Din- çerler şöyle dedi: "Partimizin bakanlık, millet- vekilliği, belediye. il, ilçe baş- kanlığı, parti yöneticiliği yap- mış 200 dolayında insanıyla, 'Turgut Özal ile Mesut Yıl- maz'ı U2laştırmak içinçağırsam gelir misiniz?" diye islişare edi- yorum. Ama daha karar ver- medim. Çünkü böyle bir top- lantı yapıldıktan sonra Turgut Beyle Mesut Beyin de kabulü lazım. Onlarla istişare etmeden de konuyu düşünceden eylem planına geçirmek istemiyo- rum." Dinçerler. temasta bulundu- ğu kişilerin kendi bölgesinde partilileri etkileyecek, hem Özal'a, hem de Yılmaz'a heyet olarak ricada bulunacak biri- kimde olan kişiler olduğunu vurguladı. BIZBIZE ERDAL ATABEK Televizyonlarda Akımı... Bir televizyon kanahnda film izliyorsunuz, ekranın al- tında bir bant geçiyor: "Arayın-kazanın-sizih olsun..." Başka bir kanalda haberleri izlerken yine bir bant ekranın altınoa geçip duruyor. "Arayın-kazanın-sizin olsun..." Ara sıra güzel bir sunucu mesajı pekiştiriyor: "Siz bugün ara- madınız mı? Hiç olmadı, bakın biz sizin aramanızı bekliyo- ruz, armağanınız hazır.." Ekrandan armağanlar yağıyor; paralar, arabalar, buzdolapları, müzik setleri, yüz bakım setleri, spor ayakkabılar, yok yok.. Yüksek teknolojinin bize sunduğu armağanlar da bunlar oldu. Her şeyi kazanmak çok basitleşti. Elinizin altında te- lefon var mı? İşte her şey kolay, telefonu çevireceksiniz, adınızı, soyadınızı, bulunduğunuz kentin adını, telefon nu- maranızı yazdıracaksınız, hepsi bu. Sonra da bekleye- ceksiniz. Gördünüz mü ne kolaymış! Bekleyeceksiniz, bekleyeceksiniz, çıkmayacak. Siz yılmayacaksınız, yine telefona sarılacaksınız, yine adınızı soyadınızı... yazdıra- caksınız, yine bekleyeceksiniz. Bu armağanların hepsi de sizin için hazırlandı. Bakın bakın çıkıyor, işte çıktı. Gördü- nüz mü? Elbette görüyoruz canım, size değil de başkasına çıktı. Her akşam da size değil, başkaiarına çıkıyor, ama siz bıkmayın, yılmayın, hele hele sakın umutsuzluğa kapıl- mayın. Sıra size geliyor. Armağanlar başınızın üstünde dolaşıyor. Siz sarılın telefona, yazdırın adınızı, soyadınızı, bulunduğunuz kentin adını, telefon numaranızı... Yazdırdınız mı? Güzel, şimdi bekleyin. Bakın çıkanların evlerinden gelen sevinç seslerine, sevinç çığlıklarına. Bunları siz de yaşamak istemiyor musunuz? Gördünüz mü, elbette siz de bu sevinci yaşamak istiyorsunuz. Şimdi çevirin telefonunuzu, yazdırın adınızı, soyadınızı... ••• Ivan Petroviç Pavlov, bir Rus fizyoloğu, 90 yıl önce 1902'- de bir dizi deney yapıyordu. Sonradan deneysel fizyoloji- nin kurucularından birisi sayılacak olan Pavlov'un ünlü deneyi şuydu: Acıkmış bir köpeğe sevdiği bir yiyecek gös- terildiği zaman sindirim bezleri sindirim için gerekli özsu- yu salgılar. Bu normal fizyolojik bir reflekstir. Gösterilen yiyecek verildiği zaman da bu özsu yardımıyla sindirim kolaylaşır. Pavlov, köpeğe yiyeceği vermeden önce birzil çalmaya başladı. Önce zili çalıyor, sonra da yiyeceği veri- yordu. Deneyi böyle sürdürdükten bir süre sonra, sadece zıl çaldığı zaman da köpeğin sindirim bezlerinin özsuyu salgıladığını buldu. Köpeğin sindirim bezleri artık zil sesi- ne "şartlandırılmıştı." Onun sindirim bezlerinden salgı ol- ması için yiyecek verilmesine gerek kalmamıştı. Bu işlevi artık zilin sesi yapıyordu. Bu deney "Pavlov'un şarth ref- leks deneyi" olarak bilinir, Pavlov da bu buluşuyla psiko- fizyoiojide büyük bir çığır açmıştı, 1904 yılı Nobel Fizyoloji ödülü'nü aldı. "Şartlı refleks" mekanizmasının bulunuşu insan dav- ranışlarının öğrenilmesinde de yeni boyutlar kazandırdı. İnsanın etki-tepki sürecinde değişik "şartlanmalar" içinde kaldığı, çoğu kez ayırdına bile varmadığı davranışlarında bu mekanizmarın işlediği anlaşıldı. İnsanın da "şart- landırılabileceği", bu yolla yönlendirileceği ortaya çıkınca eğitimden politikaya, üretim bandından tüketim kalıpları- na kadar her yaşama alanı yeniden gözden geçirildi. Bu buluş, bütün yeni buluşlar gibi olumlu amaçlara da olum- suz amaçlara da hizmet eder duruma getirildi. • • • İlk insan gereksinmeleri barınmaydı, beslenmeydi, ço- ğalmaydı. Her canlı, hayatta kalabilmek için bu gereksin- meleri karşılamak zorundadır. Sonra barınma gereksin- mesi, mağaralardan evlere, şatolara, saraylara dönüştü. Beslenme, avlanan hayvanlardan, toplanan otlardan zen- gin mutfaklara, şölen sofralarına dönüştü. Üreme içgüdü- sü üzerine de günümüzün seks endüstrisi kuruldu. Şimdilerde tüketim toplumlarını yaşıyoruz. Artık insan- lar bulduklarıyla yaşamak yerine gördüklerini tüketmek istiyorlar. "iyi yaşam standardı" günümüzün "şartlı reflek- si'dir. "Emeknjeğerilişkisi"yenidenyorumlanıyor. Kolay kazançlar, hızlı servetler, yükseklere dikilmiş gözlerin ayağına dolanan her şeyi çiğnemesi başarı sayılıyor. Hele bizim gibi "norm"ları hızla değişen, neyin eskidiği, neyin yenileştiği belli olmayan toplumlarda "sosyal dav- ranışlar" altüst olmuş durumda. "ARA-PARA-ARABA" şablonu, Hi-Tec (High Tecnic) te- levizyonlarımızın kanallarındaki günümüzün şartlı reflek- si.Buolayındoğrudanetkileriçokbasitgörünüyor, "beğen- miyorsan kapatırsın televizyonunu" basitliğinde görünü- yor, ama değil, hiç değil. Artık televizyonlar kapanamaz. Bence kapanmaması gerekiyor. Tam tersine, gözümüzü dört açmamız, topluma hangi mesajların nasıl verildiğini iyice görmemiz gerekiyor. "İyi yaşam standardı'nın çalışmaktan geçmediği, eme- ğiyle yaşamak istemenin aptallığa indirgendiği, dürüstol- manın geri kafalılık sayıldığı, geleceği yeniden yarat- mantn safdillikle eşdeğer tutulduğu yeni toplum ideolojisi- ni açık gözlerle görmek gerekiyor. Bütün bunları görmek ve karşı çıkmak gerekiyor. Kendi- mizi, varoluşumuzu, insanlığımızı kurtarmak için görmek ve karşı çıkmak gerekiyor... Hukukçular yargı reformu istiyor NECATt AYGIN İZMİR - Anayasanın deği- şiklik için tümüyle ele alınması gerektiği belirtilirken yeni yasa- ma döneminde hukukta de- mokratikleşme ve yargı refor- munun gerçekleştirilmesi isten- di. İzmir Barosu Başkanı Avukat Sabri Kurt, anayasa değişikliği için gereken konsen- süsü sâğlama doğrultusunda adımlann atılması gerektiğini vurgularken Çağdaş Hukukçu- lar Derneği Izmir Şubesi Baş- kanı Mehmet Yatar yargı ba- ğımsızlığının sağlanması için köklü bir reformun gerekliliğıni belirtti. Kurt, anayasa değişikliğinin gerekliliği dışında yine de bazı şeylerin yapılması gerektiği ko- nusunda dikkatleri cekti. KARADANLIKYA 7 GECE 8 GÜN 1.(>5O.OO()+KD\ Yanm pansiyon + yol + çevre gezileri + Nac'abey Prenses Otel'de konaklama, Kayakoy, Ölüdeniz, Xanthos, Letoon, Patara, Dalyan, Kaunos. İztuzu, Tlos, Saklıkent. "PARANIZ PAMUKBANK'TAN, TATİLİNİZ BAYBASOS'TAN" KAMPANYAMIZ SÜRÜYOR BAYBASÛS TURİZM İSTANBUL ANKARA 338 86 61-338 16 51 425 90 82-417 54 67 Seyahat Acentası tşletme BeJge no. 2149
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle