Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 14 EYLÜL1992 PAZARTESİ
OLAYLAR VE GORUŞLER
TemelBilimleriınizIçin
Bir ÇıloşYolıı
2000 yılına yaklaşırken gelışmış ulkelerle Turkıye arasındakı bılımsel ve
teknolojık duzey farkı bıam aleyhımıze hızla aralanmaktadır Temel
bıhmlenn çekıcılığını yıtınp araştırma ve eğıtım potansıyelının duşmesı,
muhendıslık ve tıp dallanndakı eğıtımı de kotu yonde etkılemektedır.
Prof. Dr. SALİM ÇIRACI Bilkent ÜniversitesiFen Fakültesı Dekanı
Bılınenlenn otesınde bılınme>enlen anlamak
tutkusu temel bılımlerde araştırmanın durtusü-
nü oluşturmuş, bır bakıma bıJım ıçın bılım yapıl-
mıştır Buna karşın elde edılen sonuçiar, yüzyıl-
largeçse bıle en sonunda uygarhğımızın temelını
oluşturan uygulamalara yol açmışür Yaklaşık
yanm yuzyıl once bulunan ılk transıstorün yu-
murta buyukluğunden entegre devrelerde mık-
ron mertebesıne kuçulerek çağjmızın sımgesı
olacağını kımse hayal etmemışü Bugun tarama-
lı tunelleme mıkroskobu ıle yüzey uzenne atom-
lardan harfler dızen bılım adamlannın bır santı-
metrekareve mılyon cıltlık bır kutuphaneyı
yazabılmeîen belkı yakın bır gelecekte düş ol-
maktan çıkabılecektır Içınde bulunduğumuz
"yüksek teknolojı çağında uygulamalar baa te-
mel bılım dallannı neredeyse bırkaç yıl genden
ızlemektedır Fızık, bıyolojı, kımya vematema-
tıkte 20 yûzyılın ılk yansında yapılan önemlı
buiuşlar malzeme bılgısınde yenı çığırlar açıp
yüksek teknolojının belkemığı olan mıkroelekt-
ronık fotonık hızlııletışımvebılgıışlemındoğu-
şuna neden oldular Bu teknolojılerle gelen ve-
nmlılık ve çeşıtlı yenıhkler, gehşmış ulkelerde
temel bılırnlenn onemını her geçen gün daha da
arttırmaktadır Teknolojı kendını yaratan temel
bıhmlenn daha hızlı gelışmesınde de etkın ola-
bılmektedır Eskı zamanlann bıreysel çalışmala-
n bırçok alanda ekıp çalışmalanna donuşurken
araştırmacılar bırbırlenyle çok yoğun bır etkı-
leşme ıçıne gırmektedırler
Zamanın egemen ekonomılen sağlam tekno-
lojıler uzenne otururken ılen teknolojıler de
temel bılımler uzennde y ukselmektedır Sadece
gelışmış ulkeler değıl, gehşmekte olan ulkeler bı-
ie geleceklennın güvencesını genış kapsamlı
araştırma-gelıştınne faalıyetlenne bağlamakta-
lar Bugun çokuluslu buyuk bır şırketın yıllık
araştırma-gelıştınne harcamalannın 25-30 tnl-
yon TL yı bulması yüksek teknolojı çağının bır
gereğı olarak goruîmektedır Gehşmekte olan BİrÖneiİ
bır ulkenın araştırma-gelıştırmeye yaklaşımı ve
uzun donem planlan o ulkenın az gelışmışlık
çembennı kınp bılım ve teknolojı ureten gelış-
mış ulkeler safına katılabılmesı konusunda bır
gosterge olabılmektedır
lere doğru sağlam planlarla ılerlemehyız Bılım-
sel araştırmayı 'tutku' ya da akademık bır dere-
cenın gereğı olma otesıne goturup profesy onelce
bıryaklaşımla yapılacak harcamaİan, hedeflere
uygunluk ve venmlılık ılkelen ıle uvumlu bır şe-
kılde bağdaştıracak orgutlenmelen gerçekleştır-
mehyız Kapalı ekonomıler gıbı kapalı bılım ve
teknolojılere de gelışme şansı tanınmamaktadır
Ote yandan butunuyle teknolojı transfen ya da
'joınt venture" yolu ıle guçlu yabancı bır ortajın
araştırma-gelıştırme sonuçlannı paylaşmayı
amaçlayan dışa açılmanın da her alanda yararlı
olacağı duşunulmemektedır Artık bılımsel ve
teknolojık araşürmalarda kabuğumuzdan çı-
kıp, standartlanmızı evrensel düzeylere gore
ayarlamalıyız
Çokgerilerdekalıvoruz
Ne yazık kı 2000 >ılına yaklaşırken gelişmiş
ulkelerle Turkıye arasındakı bıbmsel ve teknolo-
jık duzey farkı bınm aleyhımıze hızla aralan-
maktadır Temel bıbmlenn çekıcılığını yıtınp
araştırma ve eğıtım potansıvehnın duşmesı mu-
hendıslık ve tıp dallanndakı eğıtımı de kotu
yönde etkılemektedır Nufusumuza gore evren-
sel standartlarda bılımsel çalışma sayısı duşuk-
tur, bılımın sınırlannda yaptığı sureklı araştır-
malarla tanman, bılımsel etkınlıklere davet
edılebılen bılım adamı sayımızın butun dallar-
dakı toplamının bıle ne kadar kuçuk olabıleceğı
bızlere surpnz olmamalıdır
Hıç kuşkusuz bu sorunlann temelınde yeterlı
buyuklukte olmayan ekonomımızın yapısı ara-
nabılır Her şeye karşın bılım ve araştırmanın
yuzyıllar boyu gundemımızecıddı olarak gırme-
dığı, onumuze çıkan çeşıtlı sorunlar yanında bı-
lımsel etkınlıklere ve ılgıh planlara ıkıncı derece-
den oncelıkler venlerek çoğu kez günluk polıtı-
kalarla yürutulduğü bır gerçektır
Dünyada yenı dengeler oluşturulurken guçlu
olmaya her zamandan daha çok gerek duyul-
maktadır Karşılaştığımız çeşıtlı sorunlan belkı
daha köklü çözmek uzere eğıtım-bılım-teknolojı
konusunda doğru hedeflen saptayıp, bu hedef-
Burada temel bılımlenmızı gelıştırmek, gerek-
sınme duvuian bılım adamı sa>ısını arttırarak
ulusal kalkınma programlannda ıtıcı guç sağla-
mak uzere yenı bır kuruluş onenvoruz Ulusla-
rarası Ilen Araştırma Merkezı olarak adlandır-
dığırruz bu kuruluşta konulannda uluslararası
une sahıp bılım adamlan davet edılerek en gun-
cel konularda bılgılennı dızı konferanslar, yaz
okullan ve araştırma toplantılan ıle genç araştır-
macılanmıza aktarmalan, muşterek araştırma
çalışmalanna katılmalan sağlanabılecektır Bu
şekılde bılım adamlanmız ve yüksek lısans oğ-
rencılen bılımın ılen sınırlan ıle tanışabılecek
aynca uzmanlar bırbırlen ıle onemlı bılımsel so-
runlar hakkında fikır alışvenşınde bulunabıle-
ceklerdır Bılımsel etkınlıklenn otesınde yabancı
bılım adamlan ozekınımızı (kulturumuzu) daha
ıyı tanıyıp bızlen daha doğru değerlendırme fır-
saü bulacaklar, yüksek lısans oğrencılennın
yurtdışı doktora sonrası çalışmalan ıçın ve bı-
lımsel alanda başka yurtdışı ılışkılenmız ıçın
bağlantılar tesıs edılmış olacaktır Yurtdışında
çahşan bılım adamlanmız da merkezde bılımsel
etkınlıklere katılabılecek dışanda kazandıklan
bılgı ve deneyımı ulkelenne aktarabıleceklerdır
Boylece, merkez temel bılımlerde on saflara ka-
tılan vatandaşlanmızın ulkelen ıle bağlannı guç-
lendırme ışlevını yenne getırecekur Benzer şe-
kılde Musevı asıllı bılım adamlan dunyanın dort
vanından İsraıl'dekı merkezlere bılım ve tekno-
lojı taşımaktadırlar
Araştıncı sayısında kntık kutle oluşuncaya
kadar merkezde venlen semınerler, ortak çalış-
malar ve bılımsel tartjşmalar temel bılımlenmı-
zın gelışmesı. yüksek lısans çalışmalanmızın
guçlenmesı ıçın paha bıçılmez bır fırsat oluştura-
caktır Bılım adamlanmız merkezde çızılen ust
sınırla ve yüksek bılımsel standartlarla kendını
sınamak zorunda kalacak, çalışmalannda yenı
bır motıvasyon kazanacaktır
Bılım çevresının çok yakından tanıdığı benzer
bır merkez, yaklaşık 25 yıl once Italya'nın Tnes-
te kentınde kurularak bugun bılımsel etkınlıkle-
nn odağı durumuna gehnıştır En onemlısı
merkez ıçın butun harcamalar Italya'da kalır-
ken. merkeze dunyanın dort bır yanından gelen
yüksek duzeyb bılımsel ve teknolojık bılgı, bıtı-
şıkte bulunan SISSA Unıversıtesı başta olmak
uzere butun Italyan unıversıtelenne akmıştır
Bugun ItalyanlarAvrupa nın2 gucu olmayı he-
deflerken Italyan bılım adamlan son on yılda
bılım ve teknolojının gelışmesınde onemlı roller
alarak etkın olabılmışlerdır Son zamanlarda
Tneste butcesıne 3 mılyon ABD Dolan katkıda
bulunan Iran, bu merkezın bazı etkınlıklennı
kendı ulkesıne çekmektedır Komşumuz Yuna-
nıstan benzer bır merkezı Gınt adasında gerçek-
leştırmıştır Unlu Tıme dergısınde genış bır
makaleye konu olan bu merkezde temel bıhmle-
nn guncel konulannda ve yüksek teknolojıde
önemlı araştırmalar yapılırken onemlı uluslara-
rası konferans ve araştırma toplantılan duzen-
lenmektedır
Sonuç
Ulkemızın, bolgesınde ve Asya Turk dev Jetle-
n ıçınde lıderhk gorevmı başan ıle yenne getır-
mesınde onumuze çıkan ıyı fırsatlan değerlen-
dınp Avrupa Topluluğu nda layık olduğumuz
saygın yen almamızda bılımsel araşürmalanmı-
zın nıcelık ve nıtelık olarak arttınlmasının, tek-
nolojık duzeyımızın yukseltılmesınde buyuk
katkısı olacaktır Ankara'da beş buyuk unıver-
sıtenın yanı başında bır uluslararası ılen araştır-
ma merkezı kurmak uzere gınşımlerde bulunu-
yoruz ve bunun ıçın ılgılı ulusal ve uluslararası
kuruluşlardan destek beklıyoruz Dunyaca unlü
Rus bılım adamlannın da ışbırlığı ve büyuk kat-
kısıyla gerçekleşebılecek bu merkez, Batı ve
Doğu bılımının karşılaştığı bır kopru, ulkemız-
de temel bılımlerde, 'yenıdoğuş'un (Ronesans)
kaynaklandığı yer olabılecektır
ARADABIR
HÜSEYÎN ATABAŞ
inin Hakkı...Turkıye'de hemen herkes bılgı duzeyının duşuk, becerı-
sının yetersız olduğunu varsaydığı ışçı uzerıne ' ahkâm'
keser Işçı, aldığı yüksek ucret ('), yapmadığı ış nedenıyle
eleştırılır Kısaca, eğıtımsızlığı ve tembellığı yuzunden ış-
çıden gereklt verımın alınamadığı kanısı yaygındır Boyle-
ce ulkeyı yonetenlerın ve onların gozbebeğı serbest gırı-
şımcıler ın verımlerı çok yuksekmış gıbı bır hava yaratıl-
mak ıstenır Oysa Turkıye once ışçılık malıyetının duşuk-
luğu nedenıyle yabancı yatırımcılara çekıcı gelmektedır,
bu gerçeğı de herkes bılır Yıne herkes bılır kı ışçı ışvere-
ne sattığı ışgucunu yanı bılgı ve becerısını yasal çalışma
suresı ıçınde onun ışınde kullanmak durumundadır Bu-
nun karşılığı olarak da hakkını son kuruşuna kadar alır ya
da almalıdır Ne var kı, ıçınde bulunulan duzen gereğı, bu
olanaklıdeö,ıldır
Oysa ışçının verımsızlığı ve bunun doğal sonucu olarak
somurulmesj de oncelıkle "yonetım bılımı"nın hıçe sayıl-
masından kaynaklanır Çunku yapacağı ışe gore yetıştırıl-
memış ve yonlendırılmemış ınsanın uretımının duşuk
olacağı ve bundan kendısının de zarar goreceğı açıktır Bu
durum karşısında eğer Turkıye de eğıtım ışı devletm go-
revı ıse ve devlet bu gorevını gereğınce yapmamışsa, ve-
rımsızlığın sonucunu yalnızca çalışana yuklemek haksız-
lık olur
Ote yandan, yıne ulkemızde ınsan gucu başta olmak
üzere, kaynak yıtımının buyuk boyutlarda olduğu doğru-
dur Bu nedenle, bır umut olarak, 89 yerel yonetım seçım-
lerınde sosyal demokratların çoğu yerde yonetıme gelrne-
lerı, yerel yonetımlerdekı ınsan gucune ve tum otekı
kaynaklara ışlerlık kazandırır duşünu yaratmıştı bızde
Ama uzulerek soyleyelım kı yanılmışız Bu yapılmadı ve
hemen tum ışlerın ' yuklenıcı' lere verılmesı yeğlendı Bu
yuzden de kamu ışyerlerı yerel yonetımler ozelınde ış du-
zenı sağlanamadı Boylece kafamızdakı devletçı cumhurı-
yetgeleneğı ıle bırlıkte sosyal demokrası ımgesıdeyıkıma
uğradı
Şımdı bu satırları okuyan kımılerının ' Kardeşım sen
hangı çağda yaşıyorsun? Zaten o senın duşunduğun an-
lamda ne sol kaldı ne sosyal demokrası dedıklerını du-
yar gıbıyız Bız de onlara, dunyada emek-sermaye çelışkı-
sı olduğu surece en azından bır hak arama ve kazanılmış
hakları savunma duzeneğı olarak sol duşuncenın her za-
man olacağını anımsatmak ısterız işçı olmanın doğası da
buna sahıp olmayı gerektırır
Bakınız, bugun başta yerel yonetımler olmak uzere,
özellıkle kamu ışyerlerınde toplusozleşme goruşmelerı
suruncemededır Memura venlen zam lar yetersız kal-
mıştır Basınkesımınde çahşan bır kısım ınsan sendıkalar-
dan ıstıfa ettırılmektedır Işçının ıstedığı ucret artışı bırta-
kım gazete ve otekı yayın organlarınca abartılarak duyu-
rulduğundan, memur ve ışçıden oluşan emekçı kesımler
bırbırlerıne dış bıler duruma getırılmışlerdır Boylece
amaç saptırılarak yaratılan dumanlı hava kurtların ışıne
gelmıştır Durum bu ıken yonetenlerın vermek ıstedıklen
gorunum, ışçıye uretımının karşılığının verılmek ıstendığı
ama onların bunu kabul etmedığı doğrultusundadır Yanı
çalışmayan ışçının, gorevını yapmayan memurun hakkı
bu kadardır, demek ıstıyorlar Oysa onlara ışçınızıçalıştır-
mayın, ışınızı yuklenıcı 'lere verın, memurunuzun bozul-
masına goz yumun dıyen yok kı'
Bır de, ışçıye ve memura venlen her kuruşun enflasyon
canavarını azdırdığını soylüyorlar durmaksızın Çalışana
venlen uç otuz para enflasyona yol açıyor da, bılmem kım-
lere venlen ve bır daha gerı donmeyen kredıler enflasyo-
nu onluyor sankı' Oysa enflasyonun varlığı uygulanan
"serbest pıyasa ekonomısı' nın ıç hastalığının gostergesı-
dır
Tum bunlar bır yana, ışın asıl ıç sızlatan yanı guzel ulke-
mızın artık gozdağı ıle yonetılır duruma gelmış olmasıdır
"Serbest gırışımcı' devletm ıstedığı kredıyı alamayınca
basıyor gozdağını ve ışı bağlıyor Şımdı ışçıde mı hakkını
alabılmek ıçın bırılerıne gozdağı versın"? Gerekırse, evet
Ama btzım ışcımız yurtseverdır o, gerektığınde kendısıne
yakışanı yapmasını bılır
MAZGİRT1 NOLU KADASTRO
MAHKErVfESt'NDEN
EsasNo 1955/1550-1526 _
Karar^No 1985/14-25 parselNo 183-262
Mahkemuce venlen 15 7 1985 tarıh ve 1955/1550 Es 1985/14 Ka
ve 18 7 1985 tanh ve 1955/1526 Es 1985/25 Ka sayılı hükumlen ıle
Mazgırt ılçesı Kabun (Kökluce) köyu hudutlan dahüınde kalan 183-262
nolu parsellerın davalılar adına tapuya tescılıne karar venldığı, dava-
alar Tuncer Çağlı mırasçıları Elemşahbano, Necatı, Şurun, Aynur,
Gülnur, Hüseyınonur, Semra, Nılüfer, Berrın, KemaJ, Hasan, Eme!
Çağlı ıle Emoş Yıldu davacı Serdı (Selvı), Erdoğan (ölü mırasçıları
ve geldığı yer tespıt edılemedığınden)'ın mırasçılarının nufus mudur
lüğünde yapürılan araştırma netıcesınde tespıtı mümkun olmadığın
dan ve adreslen meçhul olduğutıdan ve kendılenne karar teblığ edı
lemedığınden ışbu ılanın gazetede ılanından 15 gun sonra davacı mı
rasçıları davacıya karar teblığı yenne kaım olmak uzere ılanen teblığ
olunur Basın 50050
TARTIŞMA
Yeni Vergi Reformu Taslağı
Sıyasal ıktıdarlar hıç değışmeyen şekılde, kamu harcamalannı
kısmak veya daha başka bırtakım onlemler almak yenne her
sefennde kamu açıklannı kapatabılmek ıçın kolay yolu, yanı daha
fazla vergı almak yolunu seçmektedırler
S on gunlerde basında, Malıye Bakan-
lığı nın yenı bır vergı taslağı hazıria-
makta olduğu ve kısa bır sure sonra bunu
hukumetın SHP kanadına açarak vanla-
cak mutabakatlann hukumete sunulacak
esas taslağı oluşturacağı şeklınde haber ve
yonımlar bulunmaktadır
Oncelıkle taslağın. katıhma demokrası-
yı savaınan ve her fırsatta bunu bebrten bır
sıyası ıktıdar ıçın fazlasıyla gızb hazırlandı-
ğını duşunuyoruz Boylesıne onemlı ve
kapsamlı bır konuda Malıye Bakanlığı'nın
kapab kapılar ardında, sınırb bır kadroyla
çabşması yeterlı bır çalışma olamayacaktır
Taslağa SHP kanadı ıle goruşuldukten
sonra son şekhnın venlıp hukumete sunul-
masıyia beraber kamunun tarüşmasına
açılması ıse sağbksız ve etkısız bır tartışma
olacaktır Zıra o ana dek kendı ıçlennde
yapılmış tartışmalardan sonra ınşa edıbmş
bınadan dışandan yanı kamuoyundan
gelecek eleşünlerle, kendılennı taslağın sa-
vunucusu olarak goreceklennden, tek bır
taş dahı değıştınlmek ıstenmeyecekür Bu-
tun bunlar tabu kı bır ıhtımaldır, ancak
kuvvetb bır ıhtımal
Bu sebeple daha taslak oluşturulmadan
katılıma demokrasının gereğı, toplumu
oluşturan, meslek odalan barolar, unıver-
sıteler, dernekler vb gıbı kurumlann fıkn
sorulsa ve katkılan ıstense ıdı toplumun ıh-
tıyacına cevap verebılecek gerçek bır re-
form çalışması ortaya çıkabıbr ve bu çalış-
ma toplumun mah olurdu
Basına vansıdığı kadanyla taslağı ıncele-
dığımızde, "kamu açıklannın vergı ıle ka-
patılması ılkesı"nın değışmedığını göruyo-
ruz Bunun sağlanması ıçın formül arayış-
lanna gınlmıştır Sadece bu dahı uzun
zamandır bu konuda bır bekleyışı olan
toplumda, hayal kınklığı yaratacak guçte-
dır
Sıyasal ıktıdarlar hıç değışmeyen şekılde,
kamu harcamalannı kısmak veya daha
başka bır takım onlemler almak yenne her
sefennde kamu açıklannı kapatabılmek
ıçın kolay yolu, yaıu daha fazla vergı al-
mak yolunu seçmektedırler Oysa enflas-
yonun % 56'lann alüna ınmedığı ulkemız-
de zaten vergı mukellefinın yıl sonunda
kazancının yansından fazlası enflasyonla
yok olmaktadır Gensı de vergı yoluyla
devlete venldığınde genye kalanla ne yapı-
labıleceğı sonısu burada çarpıa bır bıçım-
de karşımıza çıkmaktadır Gerçek bır re-
formdan bahsedebılmek ıçın butun bunla-
nn dıkkate alınması gerekmektedır
Başka bır husus, genelde bordro mah-
kûmlan adıyla anılan ücreüı kesımın yıllar-
dır hep aynı oyuna geünlmesı ve oyunda
başanb olunarak halkla arasının açıbnası
meselesıdır Bır memur ışe gırerken alacağı
net maaşla ılgılıdır Bunun dışındakı he-
saplar onu pek ılgılendırmez ve asbnda
kf ğjt uzennde gorunen vergıler gerçek an-
lanıda bır vergı de değıldır Bugun bır açık-
lama yapıbp memura, aldığı paradan vergı
kesılmedığı, maaşının vergısız net olduğu
söylense devletın bundan maddı olarak bır
kaybı olmayacaktır Ancak bu takdırde
memurun öfkesının muhatabı değışecekür
kı devletın bunu ıstemedığı yerleşmış uygu-
lamalardan anlaşılmaktadır
Bır dığer husus "hayat standardı" ıle ılgı-
lıdır Halen yürurlukte olan bu uygulama
ıle her yıl serbest çabşanlar ıçın bır hayat
standardı behrlenmekte ve bu standardın
alünda yaşanamayacağı kabul edılerek
vergıde asgan beyan olarak bu rakamın
bıldınlmesı zarureü kabul edılmektedır
Ancak ne ganptır kı hem bır kımsenın ya-
şayabılmesı ıçın asgan mıktann o olduğu
kabul edılmekte hem de o mıktardan vergı
kesılmektedır
Sinemanın Kurtulusu
ayın Mahmut Tah Ongoren, 25 Ağus-
J3 tos 1992 tanhlı yaasında "Sınemamız
Nasıl Kurtulacak" dıye soruyor ve altyapı,
Kultur Bakanhğı katkısı ve televızyon des-
teğı gıbı olumlu yaklaşımlann aynı anda
uygulanması gerektığını vurguluyor Bun-
lar doğrudur elbette, ama yeterlı mıdır aca-
ba
9
Smemayı bır kültur-sanat oğesı olarak
ulkemızın dığer sosyo-ekonomık boyutla-
nndan soyutlayabılır mıyız
9
Toplumumu-
zun, sıyası yönetıcılenn kultur ve sanata
yaklaşımı bırdenbıre değıştı mı
9
Bızde sa-
nata gereklı onem venlmez Sanat ve sa-
natçı yuceltılmez, kuçumsenır Bu, kültur
ve sanatın önemını kavramamış bır toplum
olmamızdan kaynaklanır Bız, yandan ço-
ğu okuryazar olmayan, bırey başına düşen
yıllık ulusal gebn bın dolarcıvannda olan,
her bıreyın bın dolar dış borcu olduğu, eğı-
tım, kultur gıbı toplumun ortak öğelen
uzennde her gelen sıyası yönetımın kendı
sıyası orgutünün ya da kendısının ıstedığı
gıbı oynayabıldığı, trafiğı düzensız, kent-
leşme pohtıkası olmayan, ancak parası
olanlann ıyı eğıtım ve sağbk hızmetlen go-
rebıldığı, parlamentosunda Devlet Senfonı
Orkestrası'ıun gereksızlığı tartışılan, sanat-
çısı sosyal guvenceye kavuşturulmamış,
dınsel ve ansel somuru başta olmak uzere
duygu sömurüsü ıle yonetılen, hıçbır konu-
da orgutlenme bılıncı olmayan ınsanlann
oluşturduğu bır toplum degıl mıyız
9
Ulusal
futbol takımımız Dünya Kupası nda fınal
oynayamaz Neden9
Çun*u bız henuz sa-
nayı devnmını yapamadık Ekonomık alt-
yapımız sağlam değıl Zengın Batılı ulkele-
nn ekonomık modellennı fakır ulkemıze
uygulayarak sıyası balonlar şışırdık. kar-
deş kardeşe duşman oldu Arazı, çek senet
mafyalan turedı Sporda altyapıya yonel-
mek yenne Batfyı taklıt edebılmek ıçın
yabana sporculara onca dovız akıttık
Kulturel ve sanatsal anlamda, Batılı ulke-
lerle ışbırlığı etıketı altında kültur emper-
yalızmıne boyun eğdık Teknolojık gelış-
medekı gen kalmışlığımız bızı onlann
kultunıne sanlmaya mahk&n ettı Onlann
dılını öğrendık, bılgısayannı kullandık,
modasını takıp ettık, hamburgerlennı tak-
lıt ettık. uzun TV dızılennı ızledık, sporcu-
lannı transfer ettık, kendı kulturumuzu
öğrenmeden onlan takbt ettık Kendı ulke
sorunlanmızı duşunmek ve tartışmak yen-
ne Ceyar 1 konuştuk Boylesıne kulturel
altyapıdan yoksun, boşluktakı ınsanlar-
dan oluşan bır topluma sızmak çok kolay-
dı Sıyası yönetıcılenn baskısıyla TRT,
yayınlan ıle asıl adı "kultur emperyahzmı"
olan bu ılışkıler zınannın oluşumuna ça-
nak tuttu
Bu ılışkıler çerçevesınde, Amenkan ço-
kuluslu şırketlen, smemayı çok koiay ele
geçırdıler Tek engel, ulkedekı yasal duzen-
lemeler ıdı Onu da hallettıler öncekı dö-
nem Kultur Bakanbğı'nca TBMM'ye sevk
edılen 3257 sayıb Smema. Vıdeo ve Muzık
Eserlen Yasası. Meclıs Alt Komısyonu,
Adalet ve Mıllı EğıOm komısyonlanndan
geçtığı halde bır turlu butçe-plan komısyo-
nundan geçınbp Meclıs gundemme getınl-
medı Bu komısyonun başkanı Yusuf
Bozkurt Ozal ıle Guneş Taner, Amenkan
Konsolosluğu'nun her gun kendılenne ge-
len elçılenn engelleme ncalannı yukandan
aldıklan tabmatla kırmadılar Çunku ışın
boyutlan Özal-Bush göruşmesıne değın
uzanıyordu Bu yasa şımdıkı hükumetçe
yenıden değıştınlerek tasan habnde
TBMM'ye sunuldu Bakahm bu kez yasa-
nın çıkışı engellenebılecek mı9
3257 sayıb
yasa değışıklığı gerçekleşırse hem Turk sı-
neması bırtakım malı kaynaklara kavuştu-
rularak desteklenecek hem de yabancı
sinemanın dızgınlen çekılerek bır ölçude
denge sağlanacak Bır başka onemb duzen-
leme de sınema esennın sahıpbğının ya-
pımcıdan alınıp (telıf hakkı açısından)
yoneünen ve dığer üretıcılere venbnesıdır
Bu da bu sanatı uretenlen desteklemek de-
mektır Ne var kı sınema sanatının yuceltıl-
mesı yalnızca Kultur Bakanlığı'nın yasal
duzenlemelen ya da mab katkılan ıle ger-
Evvela bır avukatı, bır doktoru, bır mü-
hendısı, mal ahm satımı ıle uğraşan tıcaret
erbabı ve sanayıcı ıle aynı olarak duşün-
mektedır kı bızce en buyuk yanlışbk bura-
dadır örneğın avukatbk bır kamu görevı-
dır Burada olayı tıcan duşunmek müm-
kun değıldır Bır avukat ıçın en onde gelen,
adaleun sağlanması na yardımcı obnaktır
Belkı bazen sadece bunun ıçın çahşacaktır
Muvekkıbnden hıç para almayacakür ve-
yahut sadece dava masraflannı alacaktır
Ancak vekâletını alabılmek tçın dahı vergı
sıal numarasını Dildırmek zorundadır
İkıncı olarak mesleğe yenı başlayanlar ıçın
altından kalkılamayacak kadar ağır bır
yuk teşkıl etmektedır Henuz çevresı olma-
yan gencecık bır doktor veya avukat adayı
bu sebeple mesleğıne başlayamamaktadır
Kısacası anayasa ıle guvence alüna alınan
temel haklanndan olan 'çalışma hakkı"
dolayb olarak ebnden alınmaktadır Üçün-
cusu hayat standardı anayasanın 73 mad-
desındekı "Herkes Malı gücune gore
vergı odemekle yukumludur" ılkesıne de
aykındır
Evet, bır hayat standardı belırlenmehdır
Fakat ancak o standardın uzennde kazan-
cı olanlardan kazandıklan fazlalık esas ab-
narak vergı abnmabdır
Yenı vergı reformu taslağında acaba bu
konular ele ahnmış mıdır
9
Bızce kamuoyu-
nun en çok merak ettığı hususlar bunlardır
Gorulduğü gıbı toplumsal bır konudakı
çabşmamn reform sayılabıbnesı ıçın ele alı-
nan hususlarda gerçek ve faydab yenılıkler
yaratması gerekmektedır Aynca toplu-
mun sadece bır kesımını aşın sıkıntıya so-
karak dığer kesımını refaha çıkarmak top-
lumun tumü ıçın reform değıldır
İnanıyoruz kı toplumun bütun kurum ve
kuruluşlan yenı vergı taslağı konusunda
gereken duyarblığı gösterecekler ve uzerle-
nne duşenı yenne getıreceklerdır Aksı tak-
dırde ortaya çıkacak problemlerde taraf
olamayacaklardır
MERALÇfiL
çekleşemez Genel anlamda devletm kültur
ve sanat polıükasının bebrgmleştınbnesı,
bütçeden sanata cıddı paylar aynlarak sa-
nat eğıtımı veren kuruluşlann çoğaltıbnası,
sanatla ılgılı tum altyapı duzenlemelennın
çağdaş toplum-cağdaş uUce yaklaşımı ıle
yenıden ve oncebkle planlanması gerek-
mektedır Sinemanın kurtulusu deyımını
bır duşunebm Kurtuluş. baskı alundan
kurtubrıa anlamına gelır Pekıyı. bızım sı-
nemamız daha oncelen ıdeal çızgıye ulaştı
da sonradan baskı altına mı abndı da "kur-
tuluş' sloganı atıbyor Sınema sektorunun
baştan sona tum kesımlennın bu sloganı
atmaya hakkı var mı
9
Sınema temsılcılen-
nın bu şanat açısından altyapılan tamam
mıdrr
9
Örneğın, oyunculann yuzde kaçı sı-
nema eğıtımı gormuştur Kultur Bakan-
lığı'nın sınemaya zaman zaman yaptığı
geçıcı yardımlar sektore yararb mı, yoksa
zararb mıdır
9
Bu yardımlar kalıcı çözumle-
n ertelemıyor mu
9
Smema ve Muzık Sana-
ünı Destekleme Fonu'na muzık sektorun-
den bınken paralarla smemayı kurtarmak
olanakh mıdır9
Eğer sınemamız devletın ara sıra yaptığı
yardımlarla, televızyonlann Turk filmlen-
ne ağırbk vermesının zorunlu kıhnması,
yabancı fıbnlere daha az ızın venlmesı, sa-
lonlann Turk fılmı oynatmaya zorlanması
ve bu gıbı benzer onlemlerle kurtulacaksa,
ben buna bır sanatsever olarak ne yazık kı
hayır dıyorum Benım sınema sanatım, alt-
yapısı devletçe hazırlanmış olarak, yönet-
menı, senaryo yazan, oyuncusu ıle kendı
yaratıcı gucu sayesınde kendısını kanıtla-
yabıbnebdır Smema konusuna teknolojık
açıdan yaklaşım. sanatsal açıdan yakla-
şımla bır bütün olarak düşünübnebdu- el-
bette
Ancak o zaman Türk sınemasında yapı-
lan filmler ıçın oncebkle, "ış yapma" kav-
ramı duşunülmez ve boylece sınemamızın
kurtulusu değıl, varoluşu sağlanmış olur
DURSUNKARACA
Bestecı
PENCERE
Bugünkü Köşe Yazarlan..
Eskıden Babıâlı de koşe yazarı denınce kım akla gelır-
dı9
Refı Cevat Ulunay Peyamı Safa, Nacı Sadullah, Abıdın
Dayer Burhan Felek vb
Nâzım Hıkmet kısa bır sure koşe yazarlığı yaptı, vurucu
ve ufuklu yazılan bugun de geçerlı
Burhan Felek, leblebı çekırdek, lâtılokum, bır solukta
okunan rahat Turkçesıyle hıçbır ız bırakmadan şeyh-ül
muharnrın olup çıktı
Refı Cevat'ı çok severdım, kendıne ozgu bıçemı, Osmanlı
kımlığıyle bır renktı
Peyamı Safa, avuç ıçı kadar yerde çevresının el falına
bakan bır yazı ustasıydı
Nacı Sadullah her zaman delıkanlı edasıyla heyheyle-
nıp kalemını kılıç gıbı kullanırdı
Hepsını sayıp dokmeye olanak yok, Babıâlı çok koşe ya-
zarı gordu, kalem erbabı Pehlıvanlar Kahvesı Meserret
Kıraathanesı Istanbul Lokantası arasında yokuş u ınıp
çıktı VakıtYurdu'nunonundesoluklandı Bızım kuşakmu-
rekkep kokusunu genzıne çektığı zaman, butun koşelerı
bu ustalar tutuyordu
Daha sonrasını sayıp dokmeye gerek yok, bugunlere
gelmek ıçın yazıya gelışıguzel bır gırış yaptım
•
Pekı, bugun Babıâlı de koşe yazarlığı ne durumda? Kım-
lervar kımleryok?
Yenı koşe yazarlarımızı tanıtayım,
Turgut Ozal Mesut Yılmaz Suleyman Demırel, Denız
Baykal, Erdal inonu
Maşallah en başta Turgut özal gelıyor, hangı gazetede
hangı koşede çalıştığmı soylemek de zor
Çatorada çat burada
Çat kapının arkasında
Bılın bakalım nedır"?
Supurge1
Hayır, elektrık supurgesı çıkmadan once, bu bılmece bil-
dırmece, dıl ustunde kaydırmacanın yanıtı supurgeydı,
ama, şımdı dunya değıştı, doğru yanıt ne
Turgut Özal1
Maşallahı var Cumhurbaşkanımızın, o kadar gazetede o
kadar koşeyı nasıl da ıdare edıyor? Her gun ben dıyeyım al-
tı, sız deyın yedı tane müstear ısımle yazı yazmak kolay mı?
12 Eylul askerı darbesıyle bırlıkte sıyasal dunyamızda
yıldız gıbı parlayan özal ın gazetecılığı de çok hızlıymış,
1980 lerde Babıâlı'ye bır yenı yontem getırdı, gecelerı ve
gunduzlerı kımı koşe yazarını arayıp uyardı
-Yazını okudum oışoyle değıl
- Pekı efendım nasıP
- Şoyle şoyle
- Yazabılır mıyım bu soyledıklerınızı
9
- Elbette
özal, bu kadarla da kalmadı, yayın mudurlerıne telefon
etmek, patronları yonlendırmek, bır gazeteden otekıne
transferlerı gudumlemek, gozune kestırdığı gazetecıyı Ba-
bıâlı de kollamak gıbı ışler yaptığı soylentılerı de yayıldı
Bunlar kulaktan kufağa duyulunca ış kızıştı, şımdı Ba-
bıâlı de özal yağdanlıklarının sendıka kuracakları soylenı-
yor
Herkes gunde bıryazıyı zorçıkarıyor özal tek başına bır
suru koşeyı dolduruyor
•
Eh özal boyle yapar da başkaları dururlar mO Cumhur-
başkanı her gun tek başına tum koşelerı dolduramaz ya"
Turgut Bey ın yuz vermedığı koşe yazarlan bu kez otekıle-
re asılmaya başladılar gazetecılık busbutun şırazesınden
çıktı Ötekı lıderler de ıster ıstemez koşe yazarhğına başla-
dılar, her sabah gazetelerı açıyorum, yazıyorlar, hepslnı te-
ker teker okuyorum, her koşede onların fıkırlerı, onların dü-
şuncelerı, onların dolduruşları
Vallahı ben bu ışı bırakacağım, lıderlerın hıçbırı benı gö-
zetmıyor, konu vermıyor, telefon etmıyor, kendı kafasını kul-
lanmaya çahşan koşe yazarlarının ışı zor
Zaten şunun şurasında kaç kışıyız?
ANMA
Sevgılı arkadaştmız, can dostumuz, değerlı
bılım adamı
Prof. Dr.
MURAT SARICA'yı
ölumunun 9. yılında sevgı ve saygıyla
amyoruz
DOSTLARI
GÜVERCİH MÛZİK YAPIM
I M Ç 6 Blok 6512 Unkapanı/ISTANBUL
Tel 526 11 92
ÇAĞDAŞ AVUKATLAR GRUBU'NU
TOPLANTIYA ÇAĞIRIYORUZ
Yaklasan Istanbul Barosu secımlerınde secım
oncesı calışmaları görusmek ve ıstıfalara neden
olan yonetım anlayışını tartışmak uzere sayın
meslektaşlarımızı toplantıya cağırıyoruz.
Yer: Karaca Tıyatrosu (Beyoğlu-lstıklal Cad )
Gün: 15 09 1992 (Salı)
Saat: 17 30
Çağdaş Avukatlar Grubu adına
Av. Yücel Sayman Av. Osman Ergin
Av. Kemal Keleşoğlu Av. Ayşenur Bahçekapılı
Av. İ. Hakkı Karaca
Av. Şeyhımıs Önen
Av. Ergin Cinmen