15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 14 EYLÜL1992 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER TemelBilimleriınizIçin Bir ÇıloşYolıı 2000 yılına yaklaşırken gelışmış ulkelerle Turkıye arasındakı bılımsel ve teknolojık duzey farkı bıam aleyhımıze hızla aralanmaktadır Temel bıhmlenn çekıcılığını yıtınp araştırma ve eğıtım potansıyelının duşmesı, muhendıslık ve tıp dallanndakı eğıtımı de kotu yonde etkılemektedır. Prof. Dr. SALİM ÇIRACI Bilkent ÜniversitesiFen Fakültesı Dekanı Bılınenlenn otesınde bılınme>enlen anlamak tutkusu temel bılımlerde araştırmanın durtusü- nü oluşturmuş, bır bakıma bıJım ıçın bılım yapıl- mıştır Buna karşın elde edılen sonuçiar, yüzyıl- largeçse bıle en sonunda uygarhğımızın temelını oluşturan uygulamalara yol açmışür Yaklaşık yanm yuzyıl once bulunan ılk transıstorün yu- murta buyukluğunden entegre devrelerde mık- ron mertebesıne kuçulerek çağjmızın sımgesı olacağını kımse hayal etmemışü Bugun tarama- lı tunelleme mıkroskobu ıle yüzey uzenne atom- lardan harfler dızen bılım adamlannın bır santı- metrekareve mılyon cıltlık bır kutuphaneyı yazabılmeîen belkı yakın bır gelecekte düş ol- maktan çıkabılecektır Içınde bulunduğumuz "yüksek teknolojı çağında uygulamalar baa te- mel bılım dallannı neredeyse bırkaç yıl genden ızlemektedır Fızık, bıyolojı, kımya vematema- tıkte 20 yûzyılın ılk yansında yapılan önemlı buiuşlar malzeme bılgısınde yenı çığırlar açıp yüksek teknolojının belkemığı olan mıkroelekt- ronık fotonık hızlııletışımvebılgıışlemındoğu- şuna neden oldular Bu teknolojılerle gelen ve- nmlılık ve çeşıtlı yenıhkler, gehşmış ulkelerde temel bılırnlenn onemını her geçen gün daha da arttırmaktadır Teknolojı kendını yaratan temel bıhmlenn daha hızlı gelışmesınde de etkın ola- bılmektedır Eskı zamanlann bıreysel çalışmala- n bırçok alanda ekıp çalışmalanna donuşurken araştırmacılar bırbırlenyle çok yoğun bır etkı- leşme ıçıne gırmektedırler Zamanın egemen ekonomılen sağlam tekno- lojıler uzenne otururken ılen teknolojıler de temel bılımler uzennde y ukselmektedır Sadece gelışmış ulkeler değıl, gehşmekte olan ulkeler bı- ie geleceklennın güvencesını genış kapsamlı araştırma-gelıştınne faalıyetlenne bağlamakta- lar Bugun çokuluslu buyuk bır şırketın yıllık araştırma-gelıştınne harcamalannın 25-30 tnl- yon TL yı bulması yüksek teknolojı çağının bır gereğı olarak goruîmektedır Gehşmekte olan BİrÖneiİ bır ulkenın araştırma-gelıştırmeye yaklaşımı ve uzun donem planlan o ulkenın az gelışmışlık çembennı kınp bılım ve teknolojı ureten gelış- mış ulkeler safına katılabılmesı konusunda bır gosterge olabılmektedır lere doğru sağlam planlarla ılerlemehyız Bılım- sel araştırmayı 'tutku' ya da akademık bır dere- cenın gereğı olma otesıne goturup profesy onelce bıryaklaşımla yapılacak harcamaİan, hedeflere uygunluk ve venmlılık ılkelen ıle uvumlu bır şe- kılde bağdaştıracak orgutlenmelen gerçekleştır- mehyız Kapalı ekonomıler gıbı kapalı bılım ve teknolojılere de gelışme şansı tanınmamaktadır Ote yandan butunuyle teknolojı transfen ya da 'joınt venture" yolu ıle guçlu yabancı bır ortajın araştırma-gelıştırme sonuçlannı paylaşmayı amaçlayan dışa açılmanın da her alanda yararlı olacağı duşunulmemektedır Artık bılımsel ve teknolojık araşürmalarda kabuğumuzdan çı- kıp, standartlanmızı evrensel düzeylere gore ayarlamalıyız Çokgerilerdekalıvoruz Ne yazık kı 2000 >ılına yaklaşırken gelişmiş ulkelerle Turkıye arasındakı bıbmsel ve teknolo- jık duzey farkı bınm aleyhımıze hızla aralan- maktadır Temel bıbmlenn çekıcılığını yıtınp araştırma ve eğıtım potansıvehnın duşmesı mu- hendıslık ve tıp dallanndakı eğıtımı de kotu yönde etkılemektedır Nufusumuza gore evren- sel standartlarda bılımsel çalışma sayısı duşuk- tur, bılımın sınırlannda yaptığı sureklı araştır- malarla tanman, bılımsel etkınlıklere davet edılebılen bılım adamı sayımızın butun dallar- dakı toplamının bıle ne kadar kuçuk olabıleceğı bızlere surpnz olmamalıdır Hıç kuşkusuz bu sorunlann temelınde yeterlı buyuklukte olmayan ekonomımızın yapısı ara- nabılır Her şeye karşın bılım ve araştırmanın yuzyıllar boyu gundemımızecıddı olarak gırme- dığı, onumuze çıkan çeşıtlı sorunlar yanında bı- lımsel etkınlıklere ve ılgıh planlara ıkıncı derece- den oncelıkler venlerek çoğu kez günluk polıtı- kalarla yürutulduğü bır gerçektır Dünyada yenı dengeler oluşturulurken guçlu olmaya her zamandan daha çok gerek duyul- maktadır Karşılaştığımız çeşıtlı sorunlan belkı daha köklü çözmek uzere eğıtım-bılım-teknolojı konusunda doğru hedeflen saptayıp, bu hedef- Burada temel bılımlenmızı gelıştırmek, gerek- sınme duvuian bılım adamı sa>ısını arttırarak ulusal kalkınma programlannda ıtıcı guç sağla- mak uzere yenı bır kuruluş onenvoruz Ulusla- rarası Ilen Araştırma Merkezı olarak adlandır- dığırruz bu kuruluşta konulannda uluslararası une sahıp bılım adamlan davet edılerek en gun- cel konularda bılgılennı dızı konferanslar, yaz okullan ve araştırma toplantılan ıle genç araştır- macılanmıza aktarmalan, muşterek araştırma çalışmalanna katılmalan sağlanabılecektır Bu şekılde bılım adamlanmız ve yüksek lısans oğ- rencılen bılımın ılen sınırlan ıle tanışabılecek aynca uzmanlar bırbırlen ıle onemlı bılımsel so- runlar hakkında fikır alışvenşınde bulunabıle- ceklerdır Bılımsel etkınlıklenn otesınde yabancı bılım adamlan ozekınımızı (kulturumuzu) daha ıyı tanıyıp bızlen daha doğru değerlendırme fır- saü bulacaklar, yüksek lısans oğrencılennın yurtdışı doktora sonrası çalışmalan ıçın ve bı- lımsel alanda başka yurtdışı ılışkılenmız ıçın bağlantılar tesıs edılmış olacaktır Yurtdışında çahşan bılım adamlanmız da merkezde bılımsel etkınlıklere katılabılecek dışanda kazandıklan bılgı ve deneyımı ulkelenne aktarabıleceklerdır Boylece, merkez temel bılımlerde on saflara ka- tılan vatandaşlanmızın ulkelen ıle bağlannı guç- lendırme ışlevını yenne getırecekur Benzer şe- kılde Musevı asıllı bılım adamlan dunyanın dort vanından İsraıl'dekı merkezlere bılım ve tekno- lojı taşımaktadırlar Araştıncı sayısında kntık kutle oluşuncaya kadar merkezde venlen semınerler, ortak çalış- malar ve bılımsel tartjşmalar temel bılımlenmı- zın gelışmesı. yüksek lısans çalışmalanmızın guçlenmesı ıçın paha bıçılmez bır fırsat oluştura- caktır Bılım adamlanmız merkezde çızılen ust sınırla ve yüksek bılımsel standartlarla kendını sınamak zorunda kalacak, çalışmalannda yenı bır motıvasyon kazanacaktır Bılım çevresının çok yakından tanıdığı benzer bır merkez, yaklaşık 25 yıl once Italya'nın Tnes- te kentınde kurularak bugun bılımsel etkınlıkle- nn odağı durumuna gehnıştır En onemlısı merkez ıçın butun harcamalar Italya'da kalır- ken. merkeze dunyanın dort bır yanından gelen yüksek duzeyb bılımsel ve teknolojık bılgı, bıtı- şıkte bulunan SISSA Unıversıtesı başta olmak uzere butun Italyan unıversıtelenne akmıştır Bugun ItalyanlarAvrupa nın2 gucu olmayı he- deflerken Italyan bılım adamlan son on yılda bılım ve teknolojının gelışmesınde onemlı roller alarak etkın olabılmışlerdır Son zamanlarda Tneste butcesıne 3 mılyon ABD Dolan katkıda bulunan Iran, bu merkezın bazı etkınlıklennı kendı ulkesıne çekmektedır Komşumuz Yuna- nıstan benzer bır merkezı Gınt adasında gerçek- leştırmıştır Unlu Tıme dergısınde genış bır makaleye konu olan bu merkezde temel bıhmle- nn guncel konulannda ve yüksek teknolojıde önemlı araştırmalar yapılırken onemlı uluslara- rası konferans ve araştırma toplantılan duzen- lenmektedır Sonuç Ulkemızın, bolgesınde ve Asya Turk dev Jetle- n ıçınde lıderhk gorevmı başan ıle yenne getır- mesınde onumuze çıkan ıyı fırsatlan değerlen- dınp Avrupa Topluluğu nda layık olduğumuz saygın yen almamızda bılımsel araşürmalanmı- zın nıcelık ve nıtelık olarak arttınlmasının, tek- nolojık duzeyımızın yukseltılmesınde buyuk katkısı olacaktır Ankara'da beş buyuk unıver- sıtenın yanı başında bır uluslararası ılen araştır- ma merkezı kurmak uzere gınşımlerde bulunu- yoruz ve bunun ıçın ılgılı ulusal ve uluslararası kuruluşlardan destek beklıyoruz Dunyaca unlü Rus bılım adamlannın da ışbırlığı ve büyuk kat- kısıyla gerçekleşebılecek bu merkez, Batı ve Doğu bılımının karşılaştığı bır kopru, ulkemız- de temel bılımlerde, 'yenıdoğuş'un (Ronesans) kaynaklandığı yer olabılecektır ARADABIR HÜSEYÎN ATABAŞ inin Hakkı...Turkıye'de hemen herkes bılgı duzeyının duşuk, becerı- sının yetersız olduğunu varsaydığı ışçı uzerıne ' ahkâm' keser Işçı, aldığı yüksek ucret ('), yapmadığı ış nedenıyle eleştırılır Kısaca, eğıtımsızlığı ve tembellığı yuzunden ış- çıden gereklt verımın alınamadığı kanısı yaygındır Boyle- ce ulkeyı yonetenlerın ve onların gozbebeğı serbest gırı- şımcıler ın verımlerı çok yuksekmış gıbı bır hava yaratıl- mak ıstenır Oysa Turkıye once ışçılık malıyetının duşuk- luğu nedenıyle yabancı yatırımcılara çekıcı gelmektedır, bu gerçeğı de herkes bılır Yıne herkes bılır kı ışçı ışvere- ne sattığı ışgucunu yanı bılgı ve becerısını yasal çalışma suresı ıçınde onun ışınde kullanmak durumundadır Bu- nun karşılığı olarak da hakkını son kuruşuna kadar alır ya da almalıdır Ne var kı, ıçınde bulunulan duzen gereğı, bu olanaklıdeö,ıldır Oysa ışçının verımsızlığı ve bunun doğal sonucu olarak somurulmesj de oncelıkle "yonetım bılımı"nın hıçe sayıl- masından kaynaklanır Çunku yapacağı ışe gore yetıştırıl- memış ve yonlendırılmemış ınsanın uretımının duşuk olacağı ve bundan kendısının de zarar goreceğı açıktır Bu durum karşısında eğer Turkıye de eğıtım ışı devletm go- revı ıse ve devlet bu gorevını gereğınce yapmamışsa, ve- rımsızlığın sonucunu yalnızca çalışana yuklemek haksız- lık olur Ote yandan, yıne ulkemızde ınsan gucu başta olmak üzere, kaynak yıtımının buyuk boyutlarda olduğu doğru- dur Bu nedenle, bır umut olarak, 89 yerel yonetım seçım- lerınde sosyal demokratların çoğu yerde yonetıme gelrne- lerı, yerel yonetımlerdekı ınsan gucune ve tum otekı kaynaklara ışlerlık kazandırır duşünu yaratmıştı bızde Ama uzulerek soyleyelım kı yanılmışız Bu yapılmadı ve hemen tum ışlerın ' yuklenıcı' lere verılmesı yeğlendı Bu yuzden de kamu ışyerlerı yerel yonetımler ozelınde ış du- zenı sağlanamadı Boylece kafamızdakı devletçı cumhurı- yetgeleneğı ıle bırlıkte sosyal demokrası ımgesıdeyıkıma uğradı Şımdı bu satırları okuyan kımılerının ' Kardeşım sen hangı çağda yaşıyorsun? Zaten o senın duşunduğun an- lamda ne sol kaldı ne sosyal demokrası dedıklerını du- yar gıbıyız Bız de onlara, dunyada emek-sermaye çelışkı- sı olduğu surece en azından bır hak arama ve kazanılmış hakları savunma duzeneğı olarak sol duşuncenın her za- man olacağını anımsatmak ısterız işçı olmanın doğası da buna sahıp olmayı gerektırır Bakınız, bugun başta yerel yonetımler olmak uzere, özellıkle kamu ışyerlerınde toplusozleşme goruşmelerı suruncemededır Memura venlen zam lar yetersız kal- mıştır Basınkesımınde çahşan bır kısım ınsan sendıkalar- dan ıstıfa ettırılmektedır Işçının ıstedığı ucret artışı bırta- kım gazete ve otekı yayın organlarınca abartılarak duyu- rulduğundan, memur ve ışçıden oluşan emekçı kesımler bırbırlerıne dış bıler duruma getırılmışlerdır Boylece amaç saptırılarak yaratılan dumanlı hava kurtların ışıne gelmıştır Durum bu ıken yonetenlerın vermek ıstedıklen gorunum, ışçıye uretımının karşılığının verılmek ıstendığı ama onların bunu kabul etmedığı doğrultusundadır Yanı çalışmayan ışçının, gorevını yapmayan memurun hakkı bu kadardır, demek ıstıyorlar Oysa onlara ışçınızıçalıştır- mayın, ışınızı yuklenıcı 'lere verın, memurunuzun bozul- masına goz yumun dıyen yok kı' Bır de, ışçıye ve memura venlen her kuruşun enflasyon canavarını azdırdığını soylüyorlar durmaksızın Çalışana venlen uç otuz para enflasyona yol açıyor da, bılmem kım- lere venlen ve bır daha gerı donmeyen kredıler enflasyo- nu onluyor sankı' Oysa enflasyonun varlığı uygulanan "serbest pıyasa ekonomısı' nın ıç hastalığının gostergesı- dır Tum bunlar bır yana, ışın asıl ıç sızlatan yanı guzel ulke- mızın artık gozdağı ıle yonetılır duruma gelmış olmasıdır "Serbest gırışımcı' devletm ıstedığı kredıyı alamayınca basıyor gozdağını ve ışı bağlıyor Şımdı ışçıde mı hakkını alabılmek ıçın bırılerıne gozdağı versın"? Gerekırse, evet Ama btzım ışcımız yurtseverdır o, gerektığınde kendısıne yakışanı yapmasını bılır MAZGİRT1 NOLU KADASTRO MAHKErVfESt'NDEN EsasNo 1955/1550-1526 _ Karar^No 1985/14-25 parselNo 183-262 Mahkemuce venlen 15 7 1985 tarıh ve 1955/1550 Es 1985/14 Ka ve 18 7 1985 tanh ve 1955/1526 Es 1985/25 Ka sayılı hükumlen ıle Mazgırt ılçesı Kabun (Kökluce) köyu hudutlan dahüınde kalan 183-262 nolu parsellerın davalılar adına tapuya tescılıne karar venldığı, dava- alar Tuncer Çağlı mırasçıları Elemşahbano, Necatı, Şurun, Aynur, Gülnur, Hüseyınonur, Semra, Nılüfer, Berrın, KemaJ, Hasan, Eme! Çağlı ıle Emoş Yıldu davacı Serdı (Selvı), Erdoğan (ölü mırasçıları ve geldığı yer tespıt edılemedığınden)'ın mırasçılarının nufus mudur lüğünde yapürılan araştırma netıcesınde tespıtı mümkun olmadığın dan ve adreslen meçhul olduğutıdan ve kendılenne karar teblığ edı lemedığınden ışbu ılanın gazetede ılanından 15 gun sonra davacı mı rasçıları davacıya karar teblığı yenne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur Basın 50050 TARTIŞMA Yeni Vergi Reformu Taslağı Sıyasal ıktıdarlar hıç değışmeyen şekılde, kamu harcamalannı kısmak veya daha başka bırtakım onlemler almak yenne her sefennde kamu açıklannı kapatabılmek ıçın kolay yolu, yanı daha fazla vergı almak yolunu seçmektedırler S on gunlerde basında, Malıye Bakan- lığı nın yenı bır vergı taslağı hazıria- makta olduğu ve kısa bır sure sonra bunu hukumetın SHP kanadına açarak vanla- cak mutabakatlann hukumete sunulacak esas taslağı oluşturacağı şeklınde haber ve yonımlar bulunmaktadır Oncelıkle taslağın. katıhma demokrası- yı savaınan ve her fırsatta bunu bebrten bır sıyası ıktıdar ıçın fazlasıyla gızb hazırlandı- ğını duşunuyoruz Boylesıne onemlı ve kapsamlı bır konuda Malıye Bakanlığı'nın kapab kapılar ardında, sınırb bır kadroyla çabşması yeterlı bır çalışma olamayacaktır Taslağa SHP kanadı ıle goruşuldukten sonra son şekhnın venlıp hukumete sunul- masıyia beraber kamunun tarüşmasına açılması ıse sağbksız ve etkısız bır tartışma olacaktır Zıra o ana dek kendı ıçlennde yapılmış tartışmalardan sonra ınşa edıbmş bınadan dışandan yanı kamuoyundan gelecek eleşünlerle, kendılennı taslağın sa- vunucusu olarak goreceklennden, tek bır taş dahı değıştınlmek ıstenmeyecekür Bu- tun bunlar tabu kı bır ıhtımaldır, ancak kuvvetb bır ıhtımal Bu sebeple daha taslak oluşturulmadan katılıma demokrasının gereğı, toplumu oluşturan, meslek odalan barolar, unıver- sıteler, dernekler vb gıbı kurumlann fıkn sorulsa ve katkılan ıstense ıdı toplumun ıh- tıyacına cevap verebılecek gerçek bır re- form çalışması ortaya çıkabıbr ve bu çalış- ma toplumun mah olurdu Basına vansıdığı kadanyla taslağı ıncele- dığımızde, "kamu açıklannın vergı ıle ka- patılması ılkesı"nın değışmedığını göruyo- ruz Bunun sağlanması ıçın formül arayış- lanna gınlmıştır Sadece bu dahı uzun zamandır bu konuda bır bekleyışı olan toplumda, hayal kınklığı yaratacak guçte- dır Sıyasal ıktıdarlar hıç değışmeyen şekılde, kamu harcamalannı kısmak veya daha başka bır takım onlemler almak yenne her sefennde kamu açıklannı kapatabılmek ıçın kolay yolu, yaıu daha fazla vergı al- mak yolunu seçmektedırler Oysa enflas- yonun % 56'lann alüna ınmedığı ulkemız- de zaten vergı mukellefinın yıl sonunda kazancının yansından fazlası enflasyonla yok olmaktadır Gensı de vergı yoluyla devlete venldığınde genye kalanla ne yapı- labıleceğı sonısu burada çarpıa bır bıçım- de karşımıza çıkmaktadır Gerçek bır re- formdan bahsedebılmek ıçın butun bunla- nn dıkkate alınması gerekmektedır Başka bır husus, genelde bordro mah- kûmlan adıyla anılan ücreüı kesımın yıllar- dır hep aynı oyuna geünlmesı ve oyunda başanb olunarak halkla arasının açıbnası meselesıdır Bır memur ışe gırerken alacağı net maaşla ılgılıdır Bunun dışındakı he- saplar onu pek ılgılendırmez ve asbnda kf ğjt uzennde gorunen vergıler gerçek an- lanıda bır vergı de değıldır Bugun bır açık- lama yapıbp memura, aldığı paradan vergı kesılmedığı, maaşının vergısız net olduğu söylense devletın bundan maddı olarak bır kaybı olmayacaktır Ancak bu takdırde memurun öfkesının muhatabı değışecekür kı devletın bunu ıstemedığı yerleşmış uygu- lamalardan anlaşılmaktadır Bır dığer husus "hayat standardı" ıle ılgı- lıdır Halen yürurlukte olan bu uygulama ıle her yıl serbest çabşanlar ıçın bır hayat standardı behrlenmekte ve bu standardın alünda yaşanamayacağı kabul edılerek vergıde asgan beyan olarak bu rakamın bıldınlmesı zarureü kabul edılmektedır Ancak ne ganptır kı hem bır kımsenın ya- şayabılmesı ıçın asgan mıktann o olduğu kabul edılmekte hem de o mıktardan vergı kesılmektedır Sinemanın Kurtulusu ayın Mahmut Tah Ongoren, 25 Ağus- J3 tos 1992 tanhlı yaasında "Sınemamız Nasıl Kurtulacak" dıye soruyor ve altyapı, Kultur Bakanhğı katkısı ve televızyon des- teğı gıbı olumlu yaklaşımlann aynı anda uygulanması gerektığını vurguluyor Bun- lar doğrudur elbette, ama yeterlı mıdır aca- ba 9 Smemayı bır kültur-sanat oğesı olarak ulkemızın dığer sosyo-ekonomık boyutla- nndan soyutlayabılır mıyız 9 Toplumumu- zun, sıyası yönetıcılenn kultur ve sanata yaklaşımı bırdenbıre değıştı mı 9 Bızde sa- nata gereklı onem venlmez Sanat ve sa- natçı yuceltılmez, kuçumsenır Bu, kültur ve sanatın önemını kavramamış bır toplum olmamızdan kaynaklanır Bız, yandan ço- ğu okuryazar olmayan, bırey başına düşen yıllık ulusal gebn bın dolarcıvannda olan, her bıreyın bın dolar dış borcu olduğu, eğı- tım, kultur gıbı toplumun ortak öğelen uzennde her gelen sıyası yönetımın kendı sıyası orgutünün ya da kendısının ıstedığı gıbı oynayabıldığı, trafiğı düzensız, kent- leşme pohtıkası olmayan, ancak parası olanlann ıyı eğıtım ve sağbk hızmetlen go- rebıldığı, parlamentosunda Devlet Senfonı Orkestrası'ıun gereksızlığı tartışılan, sanat- çısı sosyal guvenceye kavuşturulmamış, dınsel ve ansel somuru başta olmak uzere duygu sömurüsü ıle yonetılen, hıçbır konu- da orgutlenme bılıncı olmayan ınsanlann oluşturduğu bır toplum degıl mıyız 9 Ulusal futbol takımımız Dünya Kupası nda fınal oynayamaz Neden9 Çun*u bız henuz sa- nayı devnmını yapamadık Ekonomık alt- yapımız sağlam değıl Zengın Batılı ulkele- nn ekonomık modellennı fakır ulkemıze uygulayarak sıyası balonlar şışırdık. kar- deş kardeşe duşman oldu Arazı, çek senet mafyalan turedı Sporda altyapıya yonel- mek yenne Batfyı taklıt edebılmek ıçın yabana sporculara onca dovız akıttık Kulturel ve sanatsal anlamda, Batılı ulke- lerle ışbırlığı etıketı altında kültur emper- yalızmıne boyun eğdık Teknolojık gelış- medekı gen kalmışlığımız bızı onlann kultunıne sanlmaya mahk&n ettı Onlann dılını öğrendık, bılgısayannı kullandık, modasını takıp ettık, hamburgerlennı tak- lıt ettık. uzun TV dızılennı ızledık, sporcu- lannı transfer ettık, kendı kulturumuzu öğrenmeden onlan takbt ettık Kendı ulke sorunlanmızı duşunmek ve tartışmak yen- ne Ceyar 1 konuştuk Boylesıne kulturel altyapıdan yoksun, boşluktakı ınsanlar- dan oluşan bır topluma sızmak çok kolay- dı Sıyası yönetıcılenn baskısıyla TRT, yayınlan ıle asıl adı "kultur emperyahzmı" olan bu ılışkıler zınannın oluşumuna ça- nak tuttu Bu ılışkıler çerçevesınde, Amenkan ço- kuluslu şırketlen, smemayı çok koiay ele geçırdıler Tek engel, ulkedekı yasal duzen- lemeler ıdı Onu da hallettıler öncekı dö- nem Kultur Bakanbğı'nca TBMM'ye sevk edılen 3257 sayıb Smema. Vıdeo ve Muzık Eserlen Yasası. Meclıs Alt Komısyonu, Adalet ve Mıllı EğıOm komısyonlanndan geçtığı halde bır turlu butçe-plan komısyo- nundan geçınbp Meclıs gundemme getınl- medı Bu komısyonun başkanı Yusuf Bozkurt Ozal ıle Guneş Taner, Amenkan Konsolosluğu'nun her gun kendılenne ge- len elçılenn engelleme ncalannı yukandan aldıklan tabmatla kırmadılar Çunku ışın boyutlan Özal-Bush göruşmesıne değın uzanıyordu Bu yasa şımdıkı hükumetçe yenıden değıştınlerek tasan habnde TBMM'ye sunuldu Bakahm bu kez yasa- nın çıkışı engellenebılecek mı9 3257 sayıb yasa değışıklığı gerçekleşırse hem Turk sı- neması bırtakım malı kaynaklara kavuştu- rularak desteklenecek hem de yabancı sinemanın dızgınlen çekılerek bır ölçude denge sağlanacak Bır başka onemb duzen- leme de sınema esennın sahıpbğının ya- pımcıdan alınıp (telıf hakkı açısından) yoneünen ve dığer üretıcılere venbnesıdır Bu da bu sanatı uretenlen desteklemek de- mektır Ne var kı sınema sanatının yuceltıl- mesı yalnızca Kultur Bakanlığı'nın yasal duzenlemelen ya da mab katkılan ıle ger- Evvela bır avukatı, bır doktoru, bır mü- hendısı, mal ahm satımı ıle uğraşan tıcaret erbabı ve sanayıcı ıle aynı olarak duşün- mektedır kı bızce en buyuk yanlışbk bura- dadır örneğın avukatbk bır kamu görevı- dır Burada olayı tıcan duşunmek müm- kun değıldır Bır avukat ıçın en onde gelen, adaleun sağlanması na yardımcı obnaktır Belkı bazen sadece bunun ıçın çahşacaktır Muvekkıbnden hıç para almayacakür ve- yahut sadece dava masraflannı alacaktır Ancak vekâletını alabılmek tçın dahı vergı sıal numarasını Dildırmek zorundadır İkıncı olarak mesleğe yenı başlayanlar ıçın altından kalkılamayacak kadar ağır bır yuk teşkıl etmektedır Henuz çevresı olma- yan gencecık bır doktor veya avukat adayı bu sebeple mesleğıne başlayamamaktadır Kısacası anayasa ıle guvence alüna alınan temel haklanndan olan 'çalışma hakkı" dolayb olarak ebnden alınmaktadır Üçün- cusu hayat standardı anayasanın 73 mad- desındekı "Herkes Malı gücune gore vergı odemekle yukumludur" ılkesıne de aykındır Evet, bır hayat standardı belırlenmehdır Fakat ancak o standardın uzennde kazan- cı olanlardan kazandıklan fazlalık esas ab- narak vergı abnmabdır Yenı vergı reformu taslağında acaba bu konular ele ahnmış mıdır 9 Bızce kamuoyu- nun en çok merak ettığı hususlar bunlardır Gorulduğü gıbı toplumsal bır konudakı çabşmamn reform sayılabıbnesı ıçın ele alı- nan hususlarda gerçek ve faydab yenılıkler yaratması gerekmektedır Aynca toplu- mun sadece bır kesımını aşın sıkıntıya so- karak dığer kesımını refaha çıkarmak top- lumun tumü ıçın reform değıldır İnanıyoruz kı toplumun bütun kurum ve kuruluşlan yenı vergı taslağı konusunda gereken duyarblığı gösterecekler ve uzerle- nne duşenı yenne getıreceklerdır Aksı tak- dırde ortaya çıkacak problemlerde taraf olamayacaklardır MERALÇfiL çekleşemez Genel anlamda devletm kültur ve sanat polıükasının bebrgmleştınbnesı, bütçeden sanata cıddı paylar aynlarak sa- nat eğıtımı veren kuruluşlann çoğaltıbnası, sanatla ılgılı tum altyapı duzenlemelennın çağdaş toplum-cağdaş uUce yaklaşımı ıle yenıden ve oncebkle planlanması gerek- mektedır Sinemanın kurtulusu deyımını bır duşunebm Kurtuluş. baskı alundan kurtubrıa anlamına gelır Pekıyı. bızım sı- nemamız daha oncelen ıdeal çızgıye ulaştı da sonradan baskı altına mı abndı da "kur- tuluş' sloganı atıbyor Sınema sektorunun baştan sona tum kesımlennın bu sloganı atmaya hakkı var mı 9 Sınema temsılcılen- nın bu şanat açısından altyapılan tamam mıdrr 9 Örneğın, oyunculann yuzde kaçı sı- nema eğıtımı gormuştur Kultur Bakan- lığı'nın sınemaya zaman zaman yaptığı geçıcı yardımlar sektore yararb mı, yoksa zararb mıdır 9 Bu yardımlar kalıcı çözumle- n ertelemıyor mu 9 Smema ve Muzık Sana- ünı Destekleme Fonu'na muzık sektorun- den bınken paralarla smemayı kurtarmak olanakh mıdır9 Eğer sınemamız devletın ara sıra yaptığı yardımlarla, televızyonlann Turk filmlen- ne ağırbk vermesının zorunlu kıhnması, yabancı fıbnlere daha az ızın venlmesı, sa- lonlann Turk fılmı oynatmaya zorlanması ve bu gıbı benzer onlemlerle kurtulacaksa, ben buna bır sanatsever olarak ne yazık kı hayır dıyorum Benım sınema sanatım, alt- yapısı devletçe hazırlanmış olarak, yönet- menı, senaryo yazan, oyuncusu ıle kendı yaratıcı gucu sayesınde kendısını kanıtla- yabıbnebdır Smema konusuna teknolojık açıdan yaklaşım. sanatsal açıdan yakla- şımla bır bütün olarak düşünübnebdu- el- bette Ancak o zaman Türk sınemasında yapı- lan filmler ıçın oncebkle, "ış yapma" kav- ramı duşunülmez ve boylece sınemamızın kurtulusu değıl, varoluşu sağlanmış olur DURSUNKARACA Bestecı PENCERE Bugünkü Köşe Yazarlan.. Eskıden Babıâlı de koşe yazarı denınce kım akla gelır- dı9 Refı Cevat Ulunay Peyamı Safa, Nacı Sadullah, Abıdın Dayer Burhan Felek vb Nâzım Hıkmet kısa bır sure koşe yazarlığı yaptı, vurucu ve ufuklu yazılan bugun de geçerlı Burhan Felek, leblebı çekırdek, lâtılokum, bır solukta okunan rahat Turkçesıyle hıçbır ız bırakmadan şeyh-ül muharnrın olup çıktı Refı Cevat'ı çok severdım, kendıne ozgu bıçemı, Osmanlı kımlığıyle bır renktı Peyamı Safa, avuç ıçı kadar yerde çevresının el falına bakan bır yazı ustasıydı Nacı Sadullah her zaman delıkanlı edasıyla heyheyle- nıp kalemını kılıç gıbı kullanırdı Hepsını sayıp dokmeye olanak yok, Babıâlı çok koşe ya- zarı gordu, kalem erbabı Pehlıvanlar Kahvesı Meserret Kıraathanesı Istanbul Lokantası arasında yokuş u ınıp çıktı VakıtYurdu'nunonundesoluklandı Bızım kuşakmu- rekkep kokusunu genzıne çektığı zaman, butun koşelerı bu ustalar tutuyordu Daha sonrasını sayıp dokmeye gerek yok, bugunlere gelmek ıçın yazıya gelışıguzel bır gırış yaptım • Pekı, bugun Babıâlı de koşe yazarlığı ne durumda? Kım- lervar kımleryok? Yenı koşe yazarlarımızı tanıtayım, Turgut Ozal Mesut Yılmaz Suleyman Demırel, Denız Baykal, Erdal inonu Maşallah en başta Turgut özal gelıyor, hangı gazetede hangı koşede çalıştığmı soylemek de zor Çatorada çat burada Çat kapının arkasında Bılın bakalım nedır"? Supurge1 Hayır, elektrık supurgesı çıkmadan once, bu bılmece bil- dırmece, dıl ustunde kaydırmacanın yanıtı supurgeydı, ama, şımdı dunya değıştı, doğru yanıt ne Turgut Özal1 Maşallahı var Cumhurbaşkanımızın, o kadar gazetede o kadar koşeyı nasıl da ıdare edıyor? Her gun ben dıyeyım al- tı, sız deyın yedı tane müstear ısımle yazı yazmak kolay mı? 12 Eylul askerı darbesıyle bırlıkte sıyasal dunyamızda yıldız gıbı parlayan özal ın gazetecılığı de çok hızlıymış, 1980 lerde Babıâlı'ye bır yenı yontem getırdı, gecelerı ve gunduzlerı kımı koşe yazarını arayıp uyardı -Yazını okudum oışoyle değıl - Pekı efendım nasıP - Şoyle şoyle - Yazabılır mıyım bu soyledıklerınızı 9 - Elbette özal, bu kadarla da kalmadı, yayın mudurlerıne telefon etmek, patronları yonlendırmek, bır gazeteden otekıne transferlerı gudumlemek, gozune kestırdığı gazetecıyı Ba- bıâlı de kollamak gıbı ışler yaptığı soylentılerı de yayıldı Bunlar kulaktan kufağa duyulunca ış kızıştı, şımdı Ba- bıâlı de özal yağdanlıklarının sendıka kuracakları soylenı- yor Herkes gunde bıryazıyı zorçıkarıyor özal tek başına bır suru koşeyı dolduruyor • Eh özal boyle yapar da başkaları dururlar mO Cumhur- başkanı her gun tek başına tum koşelerı dolduramaz ya" Turgut Bey ın yuz vermedığı koşe yazarlan bu kez otekıle- re asılmaya başladılar gazetecılık busbutun şırazesınden çıktı Ötekı lıderler de ıster ıstemez koşe yazarhğına başla- dılar, her sabah gazetelerı açıyorum, yazıyorlar, hepslnı te- ker teker okuyorum, her koşede onların fıkırlerı, onların dü- şuncelerı, onların dolduruşları Vallahı ben bu ışı bırakacağım, lıderlerın hıçbırı benı gö- zetmıyor, konu vermıyor, telefon etmıyor, kendı kafasını kul- lanmaya çahşan koşe yazarlarının ışı zor Zaten şunun şurasında kaç kışıyız? ANMA Sevgılı arkadaştmız, can dostumuz, değerlı bılım adamı Prof. Dr. MURAT SARICA'yı ölumunun 9. yılında sevgı ve saygıyla amyoruz DOSTLARI GÜVERCİH MÛZİK YAPIM I M Ç 6 Blok 6512 Unkapanı/ISTANBUL Tel 526 11 92 ÇAĞDAŞ AVUKATLAR GRUBU'NU TOPLANTIYA ÇAĞIRIYORUZ Yaklasan Istanbul Barosu secımlerınde secım oncesı calışmaları görusmek ve ıstıfalara neden olan yonetım anlayışını tartışmak uzere sayın meslektaşlarımızı toplantıya cağırıyoruz. Yer: Karaca Tıyatrosu (Beyoğlu-lstıklal Cad ) Gün: 15 09 1992 (Salı) Saat: 17 30 Çağdaş Avukatlar Grubu adına Av. Yücel Sayman Av. Osman Ergin Av. Kemal Keleşoğlu Av. Ayşenur Bahçekapılı Av. İ. Hakkı Karaca Av. Şeyhımıs Önen Av. Ergin Cinmen
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle