Katalog

31 AĞUSTOS1992 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA DIŞHABERLER Almanya'da bomöa patladı: 16 yaralı • HA\NOVER(AA)- /Vlmanya'nın Hannover kentinde düzenlenen bir panayırda önceki gece patlayan bomba, I6kişinin yaralanmasına yol açtı. Vaklaşık 150binkişınin katıldığı geleneksel Hanncnerpanayınnda, bir çöp kovasına gizlenon bombanın patlamasıyla. ortalığın kan gölüne döndüğünü belirten polis sözciisü. bombayı kimin, niçin koyduğunun bilinmediğini, araştırmalann sürdüğünü açıkladı. Lübnan'da 2. tur seçim BEYRUT(AA)- Lübnan'da HıristiyarJarca boykot edilen genel seçimlerin ikinci turudün yapıldı. Sadece Doğu Beyrut seçim çevresinde 344 bin scçmenin 18 sandalye. dağlık bölgelerdeki diğer seçim bölgelerinde ise 580 bın seçmenin 25 sandalye için oy verûigi belirtiliyor. Lübnan ordusunun. seçimlerin güven ortamı içinde geçmesi için başkentın stratcjik kesimlerine asker gönderdiği kaydediliyor. Bushr arayı kapatıyor • WASHINGTON (AA> - ABD'de yapılan son kamuoyuyoklamalanna göre Bush ve Clinton arasındaki farkınyüzdealtı olduğu bildirildi.'CNN' televizyonu ve Time' dergisinin geçen hafta yaptığı ankette, bugün seçim yapılsa. 836 kişinin yüzde 46'sının Demokrat Parti adayı Clinton'a, yûzde 40'ınım da Cumhuriyetçi Parti adayı Başkan Bush'a oy vereceklerini söyledikleri kaydedildi. Pazaryeri bombalandı,çoğuçocuk vekadın 15 sivil yaşamını yitirdi ÎNGÎLTERE Saraybosnada Sırp vahşeti• Saraybosna radyosu, Gorazde'nin kurtanldı- ğırıı duyurdu. Dış Haberier Senisi - Bosna-Hcrsek'in başkenti Sa- raybosna'da bir pazar yerine top mermisi düşmesi sonucun- da çoğu çocuk ve kadın 15 sivil öldü. Saravbosna televizyonunun haberinde. başkenün batısında >er alan Alipasino Polje'de ku- rulan veoldukça kalabahk olan pazaryerine düzenlenen saldın sonucunda onlarca sivilin de ağır biçimde yaralandığı belir- tildi. Saraybosna Fransız has- tanesi yeiİcilileri yaralananlar- dan çoğunun yaşama olasılığı- nın "çok düşük" olduğunu sövlediler. Öte yandan 21 marttan bu yana kuşatmada tutulan Go- razde'nin durumunan ilişkin çelişkili haberier alınıyor. Bos- nalı Sırplann lideri Radovan Karadziç, Gorazde'ye yönelik kuşatmanın kaldınlması için emir verdiğini ve Sırpaskerlerin kent çevresinden geri çekilmeye başladığını açıklarken Saray- bosna radyosu. önceki gün ve dün yoğunlaşan çatışmalar ar- dından Gorazde'nin kurtanldı- ğını duyurdu. Radyo haberin- de, "Drina nehri batısında iki gündür süren çatışmalyar so- nucunda Gorazde topraklan- nın yüzde 80'i özgürlüğüne kavuştu" dendi. Ajanslar, Boşnak direniş güçlerince önceki gün Saray- bosna'nın Ilıca ve Nedzerici Saraybosna'da çoeuklar oyun ovnamayı çoktan unutmuş, tek amaçlan serseri bir Sırp kurşu- nuna hedef olmadan sığınaklardan evlerine gidebilmek.( Fotoğraf: REUTER) banliyölennıe başlattıklan kar- şı saldın sürüyor. Çaıışmalar sırasında BM banşgiicüne bağ- lı 3 askerin yaralandığı. 1 Sırp subayın da öldüğü bildirildi. AFP'nin bildirdiğine göre Boşnak gûçler Saraybosna'nın kuzeyinde Sırp denetiminde bulunan sanayi bölgesi Vo- gosca'ya da saldın başlattı. AFP. Saraybosna'ya insani yardım götüren ucaklar- dan Bosnalı güçlere silah ve askeri malzemc atıldığını bildir- di. Bosna'ya Müslüman gonüllu EDtPEMtLÖYMEN LONDRA - İngiliz Müslü- man ••parlamentosu". Bosna Hersek'te Sırplara karşı sa- vaşmak isteyenleri gönüllü yazmaya başladı. Iran eğilimli, radikal bir ku- ruluş olarak bilinen "İslam Enstitüsü" tarafından kuru- lan ve kendisini "İngiliz İslam Parlamentosu" olarak tanı- tan örgütün önceki gün yapı- lan toplantısında, Bosna Her- sek'te halen Türkiye dahil bir- çok Müslüman ülkeden gö- nüllülerin çarpıştıklanna dik- kat cekildi. "Parlamento"da tartışıia- rak tekbir sesleri ile kabul edi- len önergeyi bir Türk ve Pa- kistanlı üye ortaklaşa sun- muşlardı. Aralannda bir dü- zine kadar Türk işadamı ile birlikte Türk din adamlannın da bulunduğu 150 üyeden oluşan "parlamento"nun ocak ayında faaliyete geçme- sinden bu yana yapılan üçün- cü oturumunda, Ingiltere hü- kümeti "'Sırbistan'ın doğal müttefiki" olarak tanımlandı, Bosna'daki etnik temizlikten "15. Haçlı Seferi" diye söz edildi, BM Genel Sekreteri'- nin "Bosna konusundaki tu- tumunun utanç verici olduğu ve Müslümanlann değil. Ba- ülı ülkelerin çıkarlanna hiz- met ettiği" savunuldu. Şam: 32. paralelin güneyinin Irak uçaklanna kapatılması gereksiz bir önlem Suriye uçuşyasağmakarşı çıkü • Saddam Hüseyin, KÖrfez İşbirliği Konseyi üyesi 4 ülkenin li- derlerine bir mesaj göndererek, Irak'ın parçalanması planlanna karşı ortak tutum alınrfıasını istedi. BAĞDAT (Ajanslar) - Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin. Körfez İş- birliği Konseyi (KİK) üyesi 4 ülkenin li- derlerine birer mesaj göndererek. Irak'- ın parçalanması planlanna karşı ortak tutum alınmasını istedi. Suriye de Güney Irak'ta müttefiklerin "uçuş yasağı" koymasına karşı çıktı. AA'nın haberine göre Irakresmikay- naklan. Saddam Hüseyin'in, Umman Sultanlığı, Bahreyn. Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar yönetimine birer mesaj gönderdiğini belirttiler. Mesajda, Irak'ın parçalanmasını amaçlayan ABD. îngiltere ve Fransa planlanna karşı ortak bir Arap tavn alınmasının istndiğini ıfade eden Iraklı kaynaklar. Bağdat'ın. mesaj gönderilen dört ülkeyle diplomatik ilişkisinin bu- lunmadığına dikkati çektiler. Başbakan Muhammed Zübeydi baş- kanlığında dün topianan Irak hükümeti ise ABD. Ingiltere ve Fransa'nın, ülkeyi bölmeyi amaçlayan planlanna, bütün ülke sathında karşı konulmasını karar- laştırdı. Irak basını da bu planlann. Irak'ı za- yıflatmayı amaçladığını yazdı. Irak'ta yayımlanan El-Kadisiye gazetesi, Irak halkının. egemenliğini hedef alan her türlü girişime karşı koymaya hazır ol- duğunu ifade etti. Suriye. Irak'ın güneyinin bu ülkenin savaş uçaklanna kapatılmasına gerek olmadığını bildirdi. ABD'nin başkenti VVashington'da düzenlenen Ortadoğu Banş Konfe- ransı'na katılan Suriye delegasyonu Başkanı Mufak El-Allaf, Arapgazeteci- lere yaptığı açıklamada, ABDgirişimini 'gerekli olmayan önlem' olarak niteledi. Allaf, ABD öncülûgünde, Irak'ın gü- neyinin, bu ülkenin savaş uçaklanna kapatılması girişiminin, diğer yabancı güçlerin Araplar karşısında benzer ön- lemler alması konusunda örnek oluştu- rabileceğini söyledi. frak Devlet Başkanı Saddam Hüse- yin'in kardeşi ve Irak'ın BM Cenevre Bürosu'ndaki temsilcisi Büyükelçi Bar- san El-Tıkriti, Batılı devletleri, Irak'ı üç parçaya bölmeye çalışmakla suçladı. Tıkriti. Almanya'da yayımlanan Der Spiegel dergisine verdiği demeçte, "Irak'ın parçalanması Ortadoğu'da korkunç sonuçlar doğurur" dedi. Irak'- ın parçalanmasını 'patlamaya hazır bombaya" benzeten Tıkriti, 'bombanın şarapnel parçalannın Ortadoğu ve çev- resini de etkileyeceğini' ileri sürdü. Tıkriti, Irak'ın içinde bulunduğu du- rumu 'odanın içindeki ateşe' benzete- rek. "Birileri bu ateşin bütün evi saraca- ğını da düşünmelidir" diye konuştu. AKTIR YETER! YAPI KREDİ'DE İŞTEN ÇIKARİHALAR SONA ERSİN on onyıldır ülkemizde izlenmekte olan sosyo ekonomik politikanın bir sonucu olarak, daha fazla kâr etme hırsı ile paranın tüm değer yargtlartnm üzerinde tutulduğu bir anlayış ülkemizde egemen kılınmaya çalışılmaktadır. Bu anlayışın bir uzanhsı olarak, işverenler ma- liyerieri düşürmek ve daha fazla kâr amacıv- la, ekonomik olumsuzluk, verimsizlik VD. gerekçelerin arkasma sığmarak, işçi çıkarmaları- nı tehlikeli bir biçimde fırmandırmaktadır. Kıyıma dönüşen işçi çıkarılmaları sonucunda binferce işçi, aileleri ile birlikte işsizliğin kol gezdiâi ülke- mizde sorumsuzca çaresizliğe terk eailmektedir. Son yıllarda işten çıkarmaların yogunluk ka- zandığı sektörlerden biri olan bankacılık sek- töründe de, insan unsurunun böylesine hiçe sayıl- ması, işçilerin yıllarca verdikleri hizmetlerin bir anda unutulmas,ı hiç kuşkusuz iş yaşamındaki dengeleri altüsf elmektedir. Ülkemizde gerçek ve kalıcı bir demokrasinin yerleşmesi için hükümet de bu konuda gerekli önlemleri almalıdır. Tüm siyasi partiler de ön- celikle iş güvencesinin ve emeğin hakkının korunmasının önündeki en- gelleri kaldıracak yasal düzenlemeleri yapmalı ve işçi-işveren ilişkilerin- ae geri dönülmeyecek noktalara gelinmesine engel olmalıdır. Sorunlan kavga ederek değil, uygarca tartışarak çözümlemeyi ilke edinen ve 26 işletmede 35 binin üzerinde üyeyi temsil eden sendi- kamız, Yapı ve Kredi Bankası işvereninin bu iyi niyetten uzak ve anti-de- mokratik tavrına karşı, emeğin ve ülkemizİn gereksinim duyduâu top- lumsal barışın korunması amacıyla, üretimden gelen gücünü kullanarak tüm yasal yollara başvuracaktır. Bu uyarılarımıza rağmen, söz konusu şube kapatmalar ve işçi çıkar- maların devam etmesi halinde, çalışanların kendilerini savunmak için başvuracakları yasal mücadelenin sorumluluğunun, banka çalışan- Dün olduğu gibi bugün de az şube, az personel ve daha çok kâr an- larınm ve sendikalarının değil, duyarsız ve gözünü kâr hırsı bürümüş layışı ile şube kapatma ve birleştirmelerin ardına sığınan Yapı ve banka işverenlerinin olacagını kamuoyu il di Kredi Bankası A.Ş. işvereni, anti-demokratik vasalardan aldığı güçle yüzlerce Yapı Kredili çalışanlanmızı aileleriyle birlikte işsizliğe ve açlığa mahkum etmektedir. Yapı ve Kredi Bankası işvereni, hiçbir insani ölçüye sığmayan bu tav- rı ile bankacılık işkolundaki işçi-işveren ilişkilerine gölge düşürmeyi alışkanlık haline getirmiştir. Yapı ve Kredi Bankası'nın 1989 yılında Banks Sendikası'nı yok etme- yi amaçladığı bu anlayışı, bu aefa da Basisen Sendikası'nda sendi- kasızlaşfırmayı hedefleyerek şon iki yıldır 2000'e yakın Yapı Kredili ça- lışanın işine niçbir gerekçe göstermeden son vermiştir. Ancak Yapı ve Kredi Bankası işvereni bu heaefine asla ulaşamayacaktır. na ilan ediyoruz. nti-demokratik yasaların kendilerine tanıdığı olanakları sonuna de- ğin, sorumsuzca kullanan ve insan unsurunu, emeği, alınterini hiçe sayan bu çağdışı anlayış ve uygulamalara karşı, tüm işçiler gibi banka işçilerinin ve Basisen Sendikası'nın vereceâi haklı mücadeleyi sonuna j kadar desteklemeyi ve banka çalışanları ile dayanışma içinde olmayı j onurlu bir görevsaydığımızı kamuoyuna iletir, tüm demokratik kitle i örgütlerini banka işçileri ile dayanışmaya davet ederiz. BANKA SİGORTA İŞÇİLERİ SENDİKASI BASİSEN POLITIKADA SORUNLAR ERGUN BALCI Londra Konferansı'nın Ardından Londra Konferansı'nı değerlendirirken toplantıda kabul edilen önlem ve ilkelerin dar stnırlarının dışında, soruna daha geniş açıdan yaklaşmak gerekiyor. Konferansta ka- bul edilen ilkelere baktığımızda olumlu bir izlenim edin- mek mümkün: •Bosna-Hersek'in mevcut sınırlarının bütünlüğü tanı- nacak. •Sırplann zor kullanarak toprak kullanmaları ve yerel nüfusu yerlerinden etmeleri önlenecek. •Ağır silahlar uluslararası denetim altına alınacak. •Insancıl yardımlar BM koruması altında artnrılacak. •Nihai çözürn için Cenevre'de bir mekanizma kurula- cak. Bu ilkeler arasmda en önemlisi, Sırplann Müslümanlar- dan aldıkları toprakları geri vermelerine ve Bosna-Her- sek'in mevcut sınırlarının bütünlüğünün tanınmasına iliş- kin olanıdır. Bu nasıl gerçekleşecek? Ekonomik ve diplomatik ambargoyu yoğunlaştırarak Sırplann zorlanmasına çalışılacak. Bu arada, Irak'ta Sad- dam'ı devirecek bir isyanın çıkması için dua edildiği gibi, Sırbistan'da da Slobodan Miloseviç'i alaşağı edecek bir ayaklanmanın meydana gelmesi beklenecek. Sırpların ekonomik yaptırımlarla. aldıkları toprakları ge- ri vermeye ikna edilebileceğıne gerçekten inanılıyorsa, Londra Konferansı'na ne gerek vardı? Sırbistan'a karşı ekonomik yaptırımlar zaten yürürlükte; ne kadar etkili ol- dukları da ortada. Bizim anladığımıza göre Batılı yönetimlerin Londra Konferansı'na iki açıdan gereksinmesi vardı: Bir şeyler yapıyor görünerek kendi kamuoylannı yatıştırmak ve Müslümanlara Sırplarla anlaşmaktan başka çıkar yol ol- madığını anlatmak. Batılı yönetimler, Bosna-Hersek'e geniş çaplı bir askeri müdahale yapılamayacağını, dağlık ve ormanlık ülkede duruma hâkim olabilmek için yüzbinlerce askere gerek ol- duğunu belirtiyorlar. Ama bizzat Batı basınında bir dizi yazar, geniş çaplı as- keri müdahalenin dışında, daha birçok önleme başvurula- bileceğini vurguluyorlar. ûrneğin eski Fransa Başbakanı Jacques Chirac'ın dış politika danışmanı Pierre Lellouche, şu önlemlerin alına- bileceğini belirtiyor: •Romanya ile Yunanistan'ın Sırbistan'a uygulanan ambargoyu delmelerinin engellenmesi. • Bu iki ülkeye, Sırbistanla sınırlarını kapatmaları için baskı yapılması. •Battlı gemilerin Adriyatik'te uygulamakta olduklan "denizden denetimin " gerçek anlamda bir deniz abluka- suna dönüştürülmesi. •Sırplar, saldırılarını sürdürdükleri takdirde, Sırbistan'- ın askeri ve ekonomik hedeflerinin havadan bombalana- cağının açıklanması. The New York Times gazetesi de Batılıların Boşnaklara silah ambargosunu kaldırabileceklerini, Sırplann ağırtop- larını havadan bombalayarak imha edebileceklerini, Sırp saldırıları sürdüğü takdirde, Sırbistan'daki askeri üslerle, silah fabrikalarını bombalama tehdidinde bulunabilecek- lerini bildiriyor. ••• Londra Konferansında aske. i önlem alma tehdidinde bulunulmamıştır. Bu durumda, konferansta kabul edilen ilkelere rağmen Batı'nın yapabileceği tek şey Sırpları, ele geçirdikleri top- raklardan bir bölümünü Müslümanlara geri vermeye ikna etmeye çalışmaktır. Yani kanton modeli uygulanacaktır Bosna'da. Bu modelde, Müslümanlara verilecek toprak- lar, bir noktada, Sırplann uygun gördüğü kadar olacak, dağıtım nüfusa orantılı biçimde ve adil olmayacaktır. Baş- ka bir deyişle Batılılar, Sırplann zaferini kabul edecek, sadece bunu biraz "torpillemeye" çalışacaklardır. Bu çözıim, kısa vadede Batı'yı belki başağrısından kur- tarır. Ama uzun vadede başına çok daha büyük dertler de getirebilir. Bosna-Hersek'te "etnik arındırma" politikası başarıya ulaşan Miloseviç. bundan sonra gözlerini Kosova'yaçsvi- rebilir ya da Makedonya'daki.Sırp azınlığın "haklarını ko- rumaya" kalkışabilir; Voyvodina'daki Macar azınlıkla sür- tüşebilir. Macaristan'ın silah gönderdiği Macar azınlıkla çıkacak birçatışma, bunalıma Budapeşte'nin de sürüklen- mesine yol açabilir. Kosova ya da Makedonya'da meyda- na gelecek bir patlama ise yeni bir Balkan Savaşı'na kadar uzanabilir. Sadece Balkanlar mı? Miloseviç'in "Sırp azınlığın haklarını korumak için" Hır- vatistan ve Bosna-Hersek'te gerçekleştirdiği müdahalele- rin başarıya ulaşması, Rusya için de örnek oluşturabifir. Moskova, Estonya'da, Moldova'nın Dinyester bölgesinde ya da Kazakistan'da yaşayan Rus azınlıkların haklarını ko- rumak için harekete geçebilir. Çeklerden ayrılan Slo- vakya'da ise Vladimir Mecier'in hükümeti ülkede yaşayan, yönetime kuşku ile bakan Macar azınlığa karşı "etnik arın- dırma" kampanyası başlatabilir. Ve Bosna-Hersek bunalımını kazasız belasız atlattığına sevinen Avrupa, belki de daha tehlikeli bunaltmlann man- tar gibi bittiğine tanık olabilir. Geleceğin tarihçileri de Batı'nın, Münih fiyaskosundan hiçbir ders almadığını yazabilir. GÜRCİSTAN Abhazya'da ateşkes anlaşması sağlandı Drç Haberier Senisi - Gür- cistan ile Abhazya Özerk Cumhuriyeti arasında önceki giin imzalanan ve bugünden itibaren yürürlüğe gırecek olan ateşkese ilişkin anlaş- rnanın kalıa olmasına yönelik çabalarda Rus birliklerinin de görev yapacağı bildirildi. Interfaks ajansı. Rus bir- liklerinin, çatışmalara sahnc olan Gürcistan'ın batısındaki bölgede gözlemci olarak bulu- nacağını kaydetti. Rusya'nın arabulucuğuyla önceki gün bu ülkenin Soçi kentinde biraraya gelen Ab- hazya Özerk Cumhuriyeti Parlamento Başkanı Vladislav Ardzinba ve Gürcistan Sa- vunma Bakanı Tengiz Kitova- ni bugünden itibaren ateşkese gidilmesini öngören bir anlaş- ma imzalamışlardı. Anlaşmada. taraflann bu- günden itibaren askeri operas- yonlara vc ku\ vet kullanımına son vermeleri, Gürcistan ve Abhaz kuvvetlerinin ellerinde bulunan karşı taraftan yaralı, tutsak ve ölülerin cenazeleri- nin şartsız olarak iadesi öngö- rülüyor. Abhazya Parlamentosu'- nun temmuz ayında Gürcis- tan'dan bağımsızlığını ilan et- mesinden sonra. bölgede Ab- haz ve Gürcistan kuvvetleri arasında meydana gelen çatış- malarda I00"den fazla insan öldü. Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Gürcistan Devlet Konseyi Başkanı Eduard Şe- vardnadze, Abhazya Cumhu- riyeti Parlamento Başkanı Vladislav Ardzinba ile Rusya Federasyonu"na bağlı Kuzey Kafkasya cumhuriyetlerinin temsiloilerinin, perşembe günü Moskova"da biraraya gelerek bölgedeki krize banşcı bir çözüm bulmak üzere gö- rüşmeleri bekleniyor.