Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
BAYFA CUMHURİYET 31AĞUSTOS1992 PAZARTESİ
2 OLAYLAR VE GORUŞLER
*'Savulun, Hdnci
Cumhuriyet Geliyort''
ITumhun>etımızde tam' gelışememe duraklamalarT olmuştur Olmaktadır
la. Ama ozde ve temelde ılkesel red ve yansımalara dayah kesın kesılmeler
Rupture categonque)ler sureklılığı yoktur
Prof.BAHRİSAVCI
Efendım, ne ımış7
Cumhunyet, şu kadar yıl
mce ılan edılmış. ama o, asla ve katâ. bır de-
nokrası değılmış, ve olmamış O. oton-
»ryanızmlenn at ovnattığı bır dun>a kon-
.onkturunun gereğı ve kopyası bır tur dıkta-
oryaımış Turkıye'yı, hâlâbaskı altında tuta-
ak, demokrasıleşmesıne engel de olmuşmuş,
ılmakta ımış, hâlâ Onun ıçın. tanhte kalmalı
mış Ve şımdı, bıreyı-serbest gınşımı-serma-
«yı-Sevr'le butunleşen bır federasyonculuğu
meçikaran bır yenı Cumhunyet (ıkıncıCum-
lıınyet) kurulmalı ımış' Zaten ve aslında,
cumhunyet ıle demokrası, bırbınyle uzvı bağı
»lmayan ıkı ka\ ram ımış1
Bınncısıne "Cum-
lunyettır" dıyerek, onunla demokrasıleşme
lapısının ıyıce açılmış olduğu sanısına kapıl-
namalı ımış' Bu seferkını demokratık kılmalı
mış Devletı, kuçulterek-bıre\ı, onealarak ul-
leyı, Sevr boluculuğu ıçınde federasyonculaş-
trarak sermaye gjnşımulığını de en one ala-
a k
Şımdı, gerçeğe bır bakalım
O zaman, ılkonce şunu saptamak zorunda
kalınz
Batılı Demokrası. Atına'dan-Ronesanstan-
Aydmlıklar Çağından-1776, 1789, 1830,
1848'lerden gelen bır sureç ıçındekı bır gelı-
şımdır Felsefesel ozü, usun (ratıonun) laık
egemenlığıdır Hukuksal ıçenğı, bıreyın-aıle-
nın-mesleğın-sos>al katmanın-ulusun ozgur-
luğu, eşıtlığı, mulkıyetı guvencesı, zulme dı-
rcnmesı ılkelendır Sıyasal çatısı, Kıralı berta-
raf eden Cumhunyet ya da etkısı? kılan meş-
rutıyettır Bu çatı altındakı sıyasal >apısı da
Temsılı Hükumet-Kuvvetler Aynmı (erklenn
bır kurumda, daha doğrusu bu kuruma ege-
men bır "Tek ın elınde olmaması) bu ılkeler
altında bır ulusal devlet, bu devlet ıçınde de,
yasama-yurutmeerklennın dengesı temelınde
parlemantanzmdır Sosyal dayanağı ıse, ço-
ğulcu bır toplum (butun bıreyler ve gruplar
mozayığı unıter bır parlemantanzm ıçınde
merkezı kımhklenne kavuşturan bır plura-
lızm)dır Yontemı de. karan konsensusten çı-
karmadır (Ünıter parlemantanzm mozayı-
ğınde, çoğunluğun, tartışmaya, katılan butun
eğıhmlen ozumseyerek ulaştığı bırleşık nza
oluşturma yontemıdır
Sonra, ıkıncı olarak şunu da saptamak
gerekır Almanya'nm Hıtler donemınde,
cumhunyet ıle demokrası arasında tıpkılık
yoktur Hıtler, sozde "Halk Ruhu"nun tek
temsılcısıdır O nıtelemı ıle, "halkın kendını
kendı seçtığı temsılaler elıyle yönetmesı de-
mek olan cumhunyetın ve onun meclısının us-
tundedır
Işte bızım cumhunyetımız, böyle bır kon-
jonktunın urunu olarak, bır dıktatorya ozun-
de değıldır Bızım saltanatı-Hılafetı mulga ve
merfu kılan (kaldıran), kavmıyetten ulus tek-
lığıne geçen cumhunyetımız. hemen yukankı
satırlarda ozetlenen demokrası ılkelenyle, bır
unıter parlemantanzm demokrasısıne, yanı
temelde ulusun kendını, kendı seçtığı temsıl-
aler elıyle yönetmesı sıstemıne bır acıhmdır
Uçuncu olarak saptamak zorunda olduğu-
muz gerçek de şudur Turkıye'nın sıyasal rejı-
mı (ve cumhunyetı), Hakan, Halıfe, Sultan
otontaryanızmlennden demokrasıye yönelış
(o tek ve ebedı cumhunyete. her aşamada
onu, demokrasıyle tıpkılaştırmaya yonelış)tır
bır goksel erkten, bır Sevr tutsaklığından,
laık usun, ınsanı ve halkı her turlu bağ ve bağ-
nazlıktan ozgurluğe doğru goturduğu bır olu-
şumdur
Bu nedenle, bızım sıyasal rejımımızm ozun-
de halkın, kendı kendısını yonetuğı demokra-
sıyı reddeden, yadsıyan, ondan cayan bıf-ılke
yoktur Kurulan ve gelıştınlmek ıstenen de-
mokrasıde, "Erbab-ı saf'den oluşan bır halk
vardır Onun oluşturduğu ulus butununde kı-
şı, zumre ayncalığı yoktur Turkıye, yaklaşık
ıkı yuz yıldır, Orta Asya hakan, kagan oton-
taryanızmınden, Ortadoğu Tannsal hukuk
sultancılığından, demokratık dınamıkler den-
gesı demek olan bır rejıme doğru gelışmektedır
Çağdaşlaşma, aşamalan gösterir
Aslında bu otontaryanızm ve sultacılık çok
koklu bır gelenektır Onun ıçın, surecın de-
mokrası-cumhunyet evresınde bıle, demokra-
sıleşmede buyuk guçlukler yaratmıştır, yarat-
maktadır da
Fakat, bütun duraksamalara, sapmalara,
kımı genlemelere karşın sıyasal gucun, once
yeryuzune ınışı, ınsan haklanyla sınırlanışı,
halkla ortaklığa uğraması, bu ortaklıkta Ha-
lıfe-Sultanın antlanışı. boylece, halkın kendı
kendını yonetme ıstencının bır meclıste kı-
vamlanışı, sıyasal orgutun, parlemantanzm
bıçımıne yonelışı, onun ıçınde de bır konsen-
sus demokrasısı karaktennın aranışı, çızgısı
yıtmemıştır Bu çızgı hep, toplumu, bır "asn
Heyet-ı Içtımaıye" kılma yonunde aşamalar
gostermıştır
Evet efendım. bır başka deyımle soylemek
ıstersek, şu gerçeğı vurgulamak gerekır kı Bı-
zım cumhunyetımız totalıter cumhunyetler-
den ayn olarak, demokrasının, şu ezelı ve de
süreklı olan ılkelen uzenndedır
Ulusun yazgısını, gene ancak, ulusun azım
ve karan kurtanr, dıyerek,
Kuvay-ı Mıllıyeyı amıl yapıa ırade-ı mıllı-
yeyı hakım kılmak, esastır, dıyerek.
Egemenlık, kayıtsız şartsız ulusundur dıye-
rek,
Bu egemenlığın ve erklenn Meclıs'te belır-
lendığını vurgulayarak,
Ve Ankara'dakı bu meclısm, ulusun ve tum
ulkenın gerçek temsılası olduğunu vurgu-
layarak,
Ve de Meclıs'ın ustunde, başka hıç bır ma-
kam \e sıyasal kuruluş yoktur, dıyerek,
Ve en sonunda, bu mecUsı (parlamentoyu)
bıle, demokrasının en ondekı kurallanndan
olan "hukuk'a ram ederek (hukuka bağlaya-
rak, meclısı hukukun buyruğu altına soka-
rak)
Sonuç
Boylece, Turkıye'de de cumhunyet ıle Ay-
dınlıklar çağının, demokrası devnmlennın ev-
rensel ılkelen, re)imın temelıne, ozune yerleştı-
nlmıştır Acemılıklere, zıkzaklara-duragan-
lıklara karşın Tanhten gelen, tanhe gıden
cumhunyetm "dunu"ne eleştınlennız olabı-
lır, "bugunu"nden hoşcul olmayabılırsınız,
yannf'ındakı sorunlanndan korkabılırsınız
Fakat, eğer tanhı okuyabılırsenız, yukanda,
ancak başlıklannı koyabıldığım ılkelenn
ışığında, demokrası ıle butunleşmış cumhun-
yetımızın nasıl bır laık-unıter yapı ıçınde "bır"
ve "butun" olarak suregenlık kazandığını da
algılarsınız
Sız, Fransa'dakı cumhunyetlenn numara-
lanmalanna bakmayın Onlan, orada gene
kendı tanhlen yaratmıştır Bu tanhın ozetı şu-
dur 1789'lardan ben, cumhunyetı (cumhun-
yetlen) otontaryanızmler kesmıştır En so-
nuncusunda da, parlemantanzmden, bır tur
başkanlık rejımıne doğru bır denemenın getır-
dığı bır kesıntı vardır Bu kesıntı (rupture) ve
denemelenn ıçındekı cumhunyetlen anlat-
mak ıçın numaracılığa gıdılmıştır Numarayı
demokrasının uğradığı kesıntıler venr
Bıze gelınce Cumhunyetımızde "tam gelı-
şememe duraklamalan" olmuştur Olmakta-
dır da Ama, ozde ve temelde ılkesel red ve
yansımalara dayah kesın kesılmeler (Rupture
categonque)ler sureklılığı yoktur
ARADABIR
NEVZAT ERDEMİR
Hukukçu
Andın Hukuksal Önemi
Bılındığı uzere Sayın Turgut Özal, ANAP'ın azınlık oyu
ıle Çankaya'ya tırmandıktan sonra Cumhurbaşkanı sı-
fatıyla, devletın varlığını ve bağımsızlığını, vatanın ve ulu-
sun bolunmez butunluğunu ulusun kayıtsız ve koşulsuz
egemenlığını koruyacağına anayasaya hukukun ustunlu-
ğune, demokrasıye Ataturk ılke ve devrımlerıne ve laık
cumhunyet ılkesıne bağlı kalacağına ulusun huzur ve go-
nencı, ulusal dayanışma ve adalet anlayışı ıçınde herkesın
ınsan hakları ve temel ozgurluklerden yararlanması ulku-
sunden ayrılmayacağına, TC nın şan ve şerefını korumak
ve yuceltmek ve uzerıne aldığı gorevı tarafsızlıkla yenne
getıreceğıne Turk ulusu ve tarıh onunde, namus ve şerefı
uzerıne' antıçmıştır
Ancak Saytn özal Çankaya ya çıktığı ılk gunden bu
yana anayasanın tarafsızhğına ılışkın kuralları ıle gorev
yetkılerıne ılışkın hukumlerı sureklı ıhlal etmekte anamu-
halefet partısını ıkıncı elden yonetmeye, muhalefetın dozu-
nuayarlamaya ona yon vermeye songunlerdeeskıpartı-
sıne ıcazetlı genel başkan aramaya devam etmektedır
Butun bunlardan daha acı ve vahım olanı da ulkenın ve
ulusun bolunmez butunluğunu temsıl etmesı gerektığı hal-
de, devletın unıter yapısını sarsacak tavırlar ıçıne gırmek-
te, kendısını hıçbır hukuk kuralı ıle bağlı saymamakta, dev-
letın olanaklarını partı ıçı ıktıdarkavgalarınaalet etmekte-
dır
Sayın özal'ın bu sorumsuz ve hukuksuz davranışları
Turkıye Cumhurıyetı'nın bırlığıne ve onun temsıl ettığı
Cumhurbaşkanlığı kurumuna zarar vermekte orselemek-
tedır Sorumsuz olmakla sorumsuz davranmak aynı şey
değıldır Cumhurbaşkanına partı kulısıne gırmek Cum-
hurbaşkanlığı forsu taşıyan araçtan partı selamı vermek
yakışmamaktadır Sayın Özal ın anayasa ve hukuk kural-
larına uyma konusunda yurttaşlarına tyı ornek olması ge-
rekırken, tersını yapması genış halk kıtlelerını 'Olamaz
boyleşey
1
dıye bağırtmaktadır
Hıçbır kışı ya da kuruluşun anayasa ve hukuk kurallarını
"ıhlal ayrıcalığı' yoktur ve olamaz Cunku Anayasa hu-
kumlerı, yasama yurutme ve yargı organlarını, ıdare ma-
kamlarını ve obur kuruluş ve kısılerı (bu arada Sayın özal'ı
da) bağlayan temel hukuk kurallarıdır (Anayasa md 11)
Ulus temsılcılerımn, özal'ın anayasa ve hukuk kural-
larını sureklı olarak ıhlal etmesıne seyırcı kalma hakkı yok-
tur TBMM, bu ıhlallerı onlemekle gorevlı ve yetkılıdır
Anayasa Cumhurbaskanlığına seçılecek kışının nıtelıkle-
rını saymış tarafsız olacağını belırtmıs ve seçılenın, varsa
partısı ıle ılışığının kesıleceğını kurala bağlamıştır (md
101)
Hukuk kurallarını, obur kurallardan (dın ahlak, gorgu
vb) ayıran en belırgın nıtelık, bu kurallara uyulmamasının
bellı bır yaptırımının (mueyyıde) olmasıdır Cumhurbaş-
kanı seçılen kışının anayasada tanımlanan mıtelıklerı yı-
tırmesı halınde, bunun yaptırımı şudur Anayasal nıtelıkle-
rı yıtıren kışının Cumhurbaşkanlığı srfatı sona erer Anaya-
sanın, Cumhurbaşkanının andını duzenleyen 103 madde-
sı ıçı boş ve bıçımsel bırformulden ıbaret sayılamaz Nasıl
kı Cumhurbaşkanı seçılmek ıçın anayasada tanımlanan
nıtelıklerı taşımak ve seçımden sonra ant ıçmek gereklı
ıse, bu gorevın devamı sırasında da oncelıkle (evvelıyetle)
bu koşulların taşınması gerekır
II) Ant konusundakı Yargıtay ıçtıhadı
Yargıtay Ceza Genel Kurulu "Cumhurbaşkanlığı sı-
fatının seçımle değıl, ant ıcme ıle baslayacağını" ıçtıhad
etmıştır (2 4 1990 gun 1990/9 = 84 E 1990/160 K Sayılı)
Cumhurbaşkanlığı sıfatının kazanımı ıçın gereklı olan ko-
şulun, o sıfatın devamı ıçın de zorunlu bulunduğu açıktır
Cumhurbaşkanlığı makamı, seçılen kışının, anayasada
tanımlanan nıtelıklerı yıtırmesı nedenıyle hukuken boştur
Çankaya da şu anda hukukı değıl fıılı bır durum vardır
Anayasa "olum çekılmeveyabaska bır sebeple Cum-
hurbaşkanlığı makamının bosalması halınde yenısı seçı-
lınceye değın TBMM Başkanının Cumhurbaşkanına veka-
letedeceğını' ongormektedır Başka bır anlatımla, anaya-
sa, Cumhurbaşkanlığının olum ve çekılmenın dışında,
başka bır nedenle de boşalabıleceğını kabul etmektedır
Hıç kuşku yok kı Cumhurbaşkanlığı makamının boşal-
masına yol açan başka nedenlerın basında, bu makama
seçılen kışının, seçıldıkten sonra yasal ve anayasal nıte-
lıklerı yıtırmesı gelır
Anayasada, Cumhurbaşkanı seçılme nıtelıklerını yıtıren
bır kımsenın hangı yontemle gorevden alınacağına ılışkın
bır açıklık yoktur Ne var kı, kamu hukukunda şekıl para-
lellığı" dıye bılınen bır kural vardır Bu kurala gore,
TBMM', Cumhurbaşkanlığı seçımınde ızlenen proseduru
ışletmeksuretıyle, seçılmışkışıyı gorevden alabılır Bunun
ıçın anayasanın değıştırılmesıne ya da geçıcı hukum ek-
lenmesıne gerek yoktur Bu ışlem ıçın anayasanın 102
maddesının ışletılmesı gereklı ve yeterlıdır TBMM'yı bu
konudakı gorevını yerıne getırmeye cağırmak btr yurt-
taşlık borcu ve odevıdır
TAR1TŞMA
Özel TV'ler Nereye Gidiyor?
Sonuç olarak, bu karmaşa ıçınde sayılannın gıderek artacağı
gözlenen salt teamsel amaçlı özel televızyonlar, bu durumu ve
bıçimıyle okumayan bır toplum ıçın ılende belkı de yasalarla bıle
kolay İcolay onlenemeyecek bır tehlıke oluşturmaktadırlar.
K ültur ve eğıtım düzeyının otesınde,
okur yazarlık durumunun bıle hâlâ
tartışıldığı ulkemızde ozel televızyonlar ur-
kutucü bır başıboşluk ıçınde başlannı al-
mış gıtmektedır Işın en uzucü yanı da bu
gıdışe ne konuyla ılgılı aydınlar yeterlı, et-
kın bırleşık bır tepkı gostermekte ne de her
kanattan polıtıkaalar bu gıdışten rahatsız
oluyor ızlenımı vermektedır Bu gıdışın de-
vam etmesı durumunda ozel televızyonla-
nn, sıyasal partılenn karşıhklı atışma ve
guç sağlama odaklan halıne geleceğı ışaret-
len şımdıden venlmektedır
Geçmışte ANAP propagandası yapan, bu-
gun ıse onun kurucusuna ve aılesıne karşı
yayın yapan Interstar ıle en yüce makamın
temsılcılığını yapan bır ozel televızyon
arasındakı sıyasal ve teamsel kavganın
hangı boyutlara ulaşacağını yakında hep
bırlıkte ızleyeceğız Sıyasıler, bu başıboşluk
ıçınde ozel televızyonlan kendı çızgılenne
çekmekten ve propagandalannı yapması-
ndan hoşnut olabılırler ancak aynı ozel te-
levızyonlann bu karmaşa ıçınde sıyasal ve
çıkar lercıhlennı değışen koşullarda başka
yonlerde de kullanabıleceklen gerçeğını
hıçbır zaman gozardı etmemelıdırler
tşın srvasal vönu dışında, denetımsızlığın
Turk ha'lkına verdığı en buyuk zarar prog-
ramlann genelde alt duzeydekı kıtle zevkı-
ne yonebk eğlence ıçenkh olmasıdır Özel
televızyonlar Sayın Erdal Atabek ın yenn-
de bır deyımıyle "avanta kulturu' nu. "ızle
kazan", "bıl kazan" gıbı çığlık cığlığa ven-
len kolay kazanç mesajlanyla hedef kıtleye
yaymakta ve bır "avanta toplumu" yarat-
mak ıçın adeta yanşmaktadırlar Yabancı
dızı ve fılmler bıkkınlık uyandıracak bo-
yutlara varmışür Bır bakıma, ozel televız-
yonlarda son zamanlarda moda olan Türk
filmlenrun kulturel yabancılaşmayı onledı-
ğı ıddıa edılebılır Ancak, geleneksel namus
ve ahlak anlayışına dayah ıçenksız, ılkel
ıhşkı ve dâvranışlar, kabadayıhk öykule-
nyle örûlu bu fıhnlenn Turk toplumuna
verdığı mesajlar ne çağdaşlıkla ne de ulu-
sallıkla bağdaşmakta, dolayısıyla, kaş ya-
payım derken goz çıkanlmaktadır Kolay
kazandınrken kola> kazanma yollannı da
çoğaltan ozel televızyonlar kadını kolay
kazanç ürunu olarak kullanmada da haylı
yol almış durumdadır
Boylelıkle zaten okumayan ve fazla du-
şunmeyen halkımız başıboş, denetımsız e%-
lendınlmektedır Batılı uzmanlar, Baü
kaynakh eğlence programlannın bır toplu-
mu nasıl etkıleyebıleceğını uzun yıllardır
araştırmakta ve genel olarak şu sonuca
varmaktadırlar Sıyasal bılınç duzeyınde
duşuş, Batı tuketım kulturu yonunde kon-
sensus, eğıtım ve bılgıde duşuş, uyuşma, ış-
levsızhk, vs Yabancı kaynakh eğlence
programlanna bızım ıçenksız fılmlenmız,
çok kaset satan şarkıcılanmızın müzık şo-
lenlen, magazın basınını susleyen sanatçı-
lanmızın katıldığı talk-shovv ve yanşma
programlanmız eklerunce ış daha da du-
şundurucu boyutlara ulaşmaktadır
Ulusal kulturu konusunda son derece
duyarh olan Ingıltere'de 1990 Yayın Yasa-
sı ozel televızyonlarda basının, şırketlenn
ve kışılenn paylanna en ınce aynntılara
ınerek kısıtlamalar getırmekte, boylece ya-
yın yoluyla duşunce ve çıkar tekellenrun
oluşmasını onlemektedır En çok ızlenen
saatlcrdekı eğlence programlanna aynlan
surelere kısıtlamalar getırmekte ve bu
programlann nıtehğı uzennde onemle dur-
makta, eğıüm ve kültur ıçenkh programla-
nn en çok seyredılen saatlerdekı dağılımı
konusuna dahı el atmaktadır
Ozeüe, yenı Ingıhz Yayın Yasası özel ka-
nallan rekabete açarken programlann nı-
tehğı ve yayın saatlen uzennde aynntılı ku-
rallar koymaktadır Kamu_ ahlakına
aykın, kışılenn ozel yaşamlanna dıl uzatan
duzeysız programlar uç aşamah bır dene-
üm mekanızması tarafından takıp edıl-
mektedır ITC (Independent Televısıon
Commıssıon) kural ve yaptınmlan sapta-
makta, BCC (The Broadcasung Compla-
ınts Commıssıon) şıkâyetlen değerlendır-
mekte, BSC (The Broadcasung Standards
Councıl) program standartlan ıle ılgılı yol
gostencı kurallar koymakta, goruş bıldır-
mektedır Butün bu duzenekler İngılız
halkına duzeyh, nıtelıkh programlar ızlete-
bılmek amaayla kuruhnuştuT
Turkıye'de Batı tana tuketım, yaşam bı-
çımı bır ozlem olurken ve tum kanallar
Baü yaşam bıçımını yansıtan yabana fılm-
lerle doldurulurken ve hemen her konuda
Batı'nın yarunda olduğumuz dıllerden du-
şurulmezken, denetım ve rutehkten soz
açıp, Baü yayın vasalannı ornek gosterdı-
ğınızde, bırden mılhyetçı bır çıkışla "bızım
vapımıza uymaz' gıbı gosterme sozlerle
karşılaşırsınız
Sonuç olarak, bu karmaşa ıçınde sayıla-
nnın gıderek artacağı gözlenen salt tecım-
sel amaçh özel televızyonlar, bu durumu ve
bıçimıyle okumayan bır toplum ıçın ılende
belkı de yasalarla bıle kolay kolay onlene-
meyecek bır tehlıke oluşturmaktadırlar
Tek umudumuz ozel televızyonlan, tele-
vızyona duşkun halkımızı nıtehkh bır top-
lumda olması gereken bıhnç, bılgı, kültur,
eğıtım ve eğlenme duzeyıne ulaşüracak,
eğıüm-kultur-eğlence dengesını ıyı kuran
nıtehkh programlar yayınlamaya yonelte-
cek duzenlemelenn bır an once yapılması-
dır Bu konuda gerekh değışıkhk ve duzen-
lemeler ıçın tum parlamento uyelennın ıve-
dı ve duyarh davranması Turk ulusuna
bağhhklannın ve ulusal değerler konusun-
dakı duyarhhklannın bır gostergesı ola-
cakür
Doç. Dr. ŞERMtN TEKİNALP
İstanbul Ûmversıtesı
PENCERE
Şenol, Bipol, Şehmuz...
Şenol, askerlık çağına gırmış
Baba suskun
Anadertlı
Evde kımse sozunu açmıyor, ama, ıçın ıçın duşunuyor
Buyuklerın yureğır» bır kurt kemırıyor, çocuk kurada Gü-
neydoğu ya duştu mu ne olacak?
Allah korusun
Tedırgınlık komşulara da geçıyor, açıktan konuşulmu-
yor ama, fıskos suruyor Hem canım bu çocuk nasıl, ne
zaman buyudu? Daha dun kısa pantolonla mahallede
saklambaç oynamıyor muydu'
Komşu nanımlardan bırı şaşırdı
- Aaa< Ustume lyılık sağlık, Şenol buyudu de adam mı
oldu?
Şenol un da dunya umurundaydı1
Insan maça gıtmek-
ten, sınemadan sınemaya dolaşmaktan yorulur mu1
Ama yıllar goz açıp kapayıncaya kadar geçıyor, askerlık
şubesınden çağrı kapıya dayanmaz mı''
Baba
- Ulan hayta senden asker olur mu">
Amca Bey asker emeklısı
- Gıtsın, adam olsun, yatkalk, uç haftada muma çevırır-
ler, çakı gıbı asker olur
Baba çekıngen
- Ağabey senın tanıdığın vardır, çocuğu harcamayalım.
- Ne demek o9
- Iyı bır yerde askerlığını yapsa' Guneydoğu tekın değıl,
dıyorlar
Amca Bey ne de olsa asker, kaşları çatılır, yeğenmı sevı-
yor, ama, bu ış başka ış
- Benden boyle şey ısteme1
Aıle buyuklerı toplanır, torpı' ıçın yol yordam aranır, ev-
de sıkıntı yoğunlaşır
Bızım gazetede dun yayımlanan Berat Gunçıkan'ın ha-
berınde var Kore Savaşı'na katılan erlerde gorulmemış,
ama, Guneydoğu'da askerlığını yapanlar tezkere aldıktan
sonra da, sankı çatışmaların ıçınde yaşıyorlarmış gıbı 'Vı-
etnam sendromu nu benlıklerınde taşıyorlarmış
Kore Savaşı nı anımsarım, 'komunıstlerle savaşmak
ıçın herkes kuyruğa gırmıştı Ikıncı Dunya Savaşı ertesıy-
dı, Turkıye dunyaya kapalıydı, seruven tutkusu delıkanlıla-
rın yureğını yakıyordu, duğun bayram havasındaydı her-
kes, davul zurnayla yola çıkılıyordu Toplumda oyle bır
hava vardı kı kımse elıne kalemı alıp yazamadı
- Yahu bıze ne' Dunyanm ta otekı ucundakı elın garıbiy-
le savaşmaya neden gıdıyoruz?
Savaş ıçın bır coşku kopuklenıyordu kı sormayın' Nere-
deyse çıftetellı oynayacağız
Ama bu kez bız bızeyız Anadolu duşman ıstılasına mı
uğramış^ Sen benı oldureceksın, ben de senı' Nıçın? Anla-
mı yok
1
Guneydoğu da askerlığını yapmış Bırol anlatıyor
- Sıırt sokaklarmda gece devrıye gezerken ağladığımı
anımsıyorum Kar yağıyordu ve kulağıma dayadığım tran-
sıstorlu radyoda Nılufer 'Başımın ustunde donup durma-
yın kar tanelerı nı soyluyordu Donduğumde ıse ınsanlara
kızdım, orada savaş vardı, burada herkes gulluk gulıstan-
lık ıçınde yaşıyoıdu' (Cumhunyet, 30 8 1992)
Evet İstanbul dayahey' Vur patlasın, çal oynasıni La-
le Devrı nı de geçtık, kaplumbağaların ustune mum dık-
mek ne demek
1
Çırağan Sarayı'nda gorgusuz zengınlığı-
mızın ustune tuy dıkıyoruz Ama bu memleketın çocukları
Guneydoğu da bırbırını kırıyormuş
Şenol u ya da Bırol u duşunen kım? Şehmuz'u zaten,
çoktan gozden çıkarmışız
ölumle burun buruna yaşamak, tehlıkenın nereden ge-
leceğını bılmeden, gununu geçırmek, anlamsız bır kavga-
nın ıçıne duşmek elbette kışının ruh dengesını bozar In-
san neyı nıçın yaptığını duşunen bır yaratıktır Guneydoğu
sorunsalında bu sorularayanıtyok Batı, İstanbul dan baş-
layarak ' hab-ı gaflet' ıçınde horluyor Çocuklarımız da
Doğu da karşı karşıya geliyor, bırbırını nasıl oldureceğını
duşunuyor
Pekı bu arada Şenol askere gıttı mı?
Sanırım
Keratayı çoktan ben gormuyorum Bıldığım kadarıyla
ne Kurt sorunundan haberı vardı, ne emperyalızmın E'sın-
den Somuru momuru, demokrası memokrası Şenol u
ırgalamazdı Fenerbahçe yı tutar, top peşınde koşar, hay-
lazın bırıydı
Çok da sevımlıydı
Şımdı o da Bırol gıbı Sıırt sokaklarmda nobet beklerken
ağlıyor mu? Hay Allah yaşıtı Şehmuz'lafutbol oynayacak-
larına bırbırlerını vuracaklar' Kımbılır, belkı Şehmuz da
Fenerbahçelıdır
İstanbul Yüksek Titaret ve Marmara Üniversitesi
I.I.B.F. Mezunlar Derneği Yayın Organı
İÇİNDEKİLER
DENGE DERGISI
CMŞKMJTtKA
Rauf DENKTAŞ
HEDCFStZ DEMOKRASI VE
TÛRKİYE
Erdal INÖNU
Bulent ECEVİT
Alparslan TURKEŞ
KayaERDEM
KAPAK YORUM
Prof Alı R za ONUR
Yrd Doç SevalYAKIŞAN
EKONOMİ
Prof Dr Tansu ÇIUER
Işın ÇELEBI
ENFLASYON LOOtSl
Pro( Osman Z ORHAN
VEBGI
Dr VaysSEVIâ
GÖRÜŞ
Pro* Dr AMIa
8AĞRIAÇIK
DEMOKRATIK
KURUMLAR
Butenl ECZACIBAŞI
Memduh HACIOĞLU
Şevdet YILMAZ
Prof UlkuAZRAK
BİR VATANDAŞ
Barış MANÇO
nşPOÜTtKA
llnur ÇEVİK
Prof YaşarGURBUZ
D1ŞTİCARET
DR UzeyırGARlH
Prof Dr Tunç EREM
GÖROŞ
MmaOZEVREN
KULTÜR VE SANAT
F*jıSAÛLAR
Dr Nejat ECZACIBAŞI
LemanSAM
17 SAYMM EKİ:
AZERBAYCAN DOSYASI
3 AYOA BIR
YAYIMLANIR
AZERBAYCAN
DOSYASI
GENEL MERKEZ
Mıthatpaşa Cad Ticaretlıler
Sarayı16röKızılay/ANKARA
Tel 434 3716 4322319
İSTANBUL
IstıklalCad MısırApt 311/1
Beyofjlu / İSTANBUL Tel 249 91 06
Abone
Bu Yıilık 100 000 TL
AltıAylık üOOUOTL
Of)ri'rıcıl..r^ Yıilık 30 000
İLAN
BAKIRKÖY 1. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
EsasNo 1991 117
Davdcı Istanbul MuhakemAt Mudürluğu tarafından davalılar, lbrahım
HablLluca Frkret Candemır Mehmet Bellı alevhlenneaçılan 7 810 800
TL Hazıne alacağının 15 11 1988 tanhınden ıtıbaren yasal faıa ıle bırlıkte
tahsılı davasındd
Fındılczade ŞahverApt Mehmet AkıfSk No 5/l2adresındeoturdu-
ğu bıldınlen Fıkret Candemır e dava dılekçesı ve meşruhatb davatıye teb-
lıg edılememıştır Savcılıkça yapünlan adres draştırmasından da adresı
nın nakıl almadan ay nldığı ve buna daır yokluk belgesıyle bıldınldığınden
davalı Fıkret Candemır e dava dılekçesı ve duruşma gununun meşruhatlı
olarak ılanen teblığıne karar venlmış olmakla karar gereğınce alejhıne
açılan alacak davasının dumşması 5 11 1992 gunü saat 10 25 le olup be-
lırtıten duruşma gununde davalı Fıkret Candemır ın mahkemede hazır
bulunmddığı takdırde tahkıkata ve yargılamaya yokluğunda devam edı-
leceğı ve hüküm venleceğı ılanen teblığolunur
Teblıg yenne kaım olmak uzcre ılan olunur
Basın 36251
Satılık Rusjeneratoru 15 KVA
Tel.: 59100 94
(21 00'den sonra)
DİSK-TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI
Genel Kurul Seçim Sonuçları
Teksttl Işçılen Sendıkası'nın 22-23 Ağustos 1992 tarıhınde yapılan Olağanüstü Genel Kurul'nda
2821 sayılı yasanın 14'üncü maddesı uyannca zorunlu organlara seçılenlenn adı soyadı ve seçıl-
dıklerı görevler aşağıda belırtılmıştır llgılılere ve üyelenmıze duyurulur
GENEL BAŞKAN: Rıdvan BUDAK
YÖNETİM KURULU ASİL UYELERİ
1- Suleyman ÇELEBİ
2- Hüseyın KAYABAŞI
3- Günay ONAYMAN
4- Muharrem KILIÇ
5- Selım OMAY
DENETİM KURULU ASİL ÜYELERİ
1- Muzafîer SUBAŞI
2- Ismaıl ALP
3- Ramazan GÖRMÜŞ
ONUR KURULU ASİL UYELERİ
1- Sadık KIZANLI
2- Mehmet KARUBULUT
3- Zebıde KARA
4- Nacı AKPINAR
5- Zafer DOYGUN
TEKST1L İŞÇİLERİ SENDİKASI Genel Yönefam Kurulu
GENEL SEKRETER: Hûseyin AKDUMAN
YÖNETİM KURULU YEDEK UYELERİ
1- Ayşe AKTAŞ
2- Hasan Fehmı DEMİR
3- Erol UYANIK
4- Seyfettın ANIL
5- Asker KÖROĞLU
6- Mahmure KARAOĞLU
7- Levent OKTAY
DENETİM KURULU YEDEK ÜYELERİ
1- Yaşal YILDIZ
2- Sebahattın ERUYANIK
3- Ahmet GÜNEŞ
ONUR KURULU YEDEK ÜYELERİ
1- Ruhı YILMAZ
2- Yusuf HANOĞLU
3- ismaıl ÖVÜNÇ
4- Ahmet GÜNEŞ
5- Mûmıne HANCAN
İLAN
CEYHAN1. KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No 1980/1380-361
Ceyhan ılçesı Doruk Köyü 567 parsel hakkında mahkememızden
venlen 11 12 1990 tanh ve 1980/1380-361 esas ve karar sayılı karan
ıle davacı Hazıne'nın ıtırazının reddıne, taşınmazın davalılar Alı Yıl-
maz ve arkadaşları adına tapuya tescılıne daır karan ıle Hazıne vekı-
hnın 25 3 1991 tanhh temyız dılekçesı davalılar Velıce ofelu Alı Yıl-
maz ıle Emıne Çetınkıran mırasçısı Sarmıye Çetınkıran'a 7201 sayılı
yasa uyannca ılanen teblığ olunur
Basın 49806
İLAN
CEYHAN 1. KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No 1980/1472-568
Ceyhan ılçesı Donık Köyu 337 parsel hakkında mahkememızden
venlen 13 12 1989 tanh ve 1980/1472-568 esas ve karar sayılı karan
ıle davacı Hazıne'nın ıtırazının reddıne, taşınmazın davalılar Osman
Caymaz ve arkadaşları adına tapuya tescılıne daır karar üe davacı Ha-
zıne vekılının 14 3 1990 tanhh temyız dılekçesı davalılar mırasçılan
Seyfı Coşkun ıle İsmaıl kızı Euf Öter'e 7201 sayüı yasa uyannca üa-
nen teblığ olunur
Basın 49802