15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
31 AĞUST0S1992PAZARTESI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Fuarcrtıkta IİZMİR(AA)-İzmir Fuarcilık, Kültür ve Sanat Etkjnlıklen AŞ (İZFAŞ) ile Avusturyalı fuar tanmm ve organizasjonşirketi EMAS arasında işbiriiği protokolü imzalandı. İZFAŞ Genel Müdürü Selami Gürgüç, Almanya'da Frankfurt ve Hannover fuarlannda uluslararası otomotiv ihtisas fuarlan düzenleyen EMAS şirketi ile İzmir'de düzenlenecek 1993 Otomotiv İhlısasFuan'nı uluslararası alana açmak üzere sözleşme imzalandığın! söyiedi. Bai üretiminde azalma • TRABZON (AA) - Doğu Karadeniz Bölgesi'nde bu yıl bal üretiminde önceki yıliara göre yüzde 30dolayında azalma beklenıyor. Trabzon AncılarKooperatifi Başkanı AvnıHalıloğlu.AA muhabınneyaptığı açıklamada. buyıîhavalann kurak gnmcsinin yanı sıra anların başdüşmanı olan "varrora'zararlısına karşı veterli mücadelenin yapılmamasının, bölgedeki bal iiretımini yan yanya düşürdüğünü söyiedi. Daimler-Benz'in kânnda%16artış • İş-Ekonomi Servisi- Mercedes otomobillerin üreticisi Alman Daimler-BenzAG'nin kan. Avrupa'da otomobil sektoründe yaşanan durgunluğa rağmen yıhn ilk yansında geçen yıla göre yûzde 16 oranında artarak net 725.5 milyon dolara jlaştı. Firma, yıl sonu ıtibanyla da geçen yıl olduğu gibi 1.38milyardolar civannda birkârbeklediğini DİSK'inyeniden açılısı •ANKARA (AA)- "DİSK'in venidenaçılış seremonisi"n- in, ııluslararası katılımla Örende gerçekleştirileceği hi.idırildi.DISK'ebağlı Genel-İş Sendikası'ndan vapılan açiklamaya göre 31 ağustos pazartesi günü verilecek resepsiyondan sonra, I eylül salı günü scremonıye. Avrupa Sendıkası Konfederasyonu (ASK). Fransız Demokraük Iş Konfederasyonu (CFDT). Belçika Hıristiyan İşçi Sendikalan Konfederasyonu (CSC) yönetıcileri ile yazar Günther Walraf da çağnlı. Pet şişeler halı olacak •İZMİR (AA)-Merkezi İs.anbul'da bulunanÇevre Koruma ve Katı Atıklan Deeerlendirme Va'kfi (ÇEVKO)tarafından toplanan, doğada yok ed'lemeyen pet, PVC ve benzen şışelenn. sentetik halı veelyafyapımında kdlanılarakgeri kazanılacağı bildinldi. ÇEVKO Vakfı Başkanı Ali Beba, AA muhabirine yaptığı açıklamada. vakfa üye 54 fırmanın, yılbaşından buvana bin 500 ton pet, bin ton metal ve 600 ton plastik ile PVC olmak üzere, toplam 3 bin lOOtonkutu topladığını belirtti. Limanlarzarar etmiyor •MERSİN (Cumhuriyet Gûoey İlleri Bürosu) - Lıman-İş Sendıkası Genel Başkanı Hasan Biber, limanlann özelleşürilmemesi içîn imza kampanyası açtıklannı belirterek "Ulaştırma Bakanı Yaşar Topçu limanlarzararediyor gerekçesiyle özelleştirmeye kıhf aramaktadır. Ancak Tûrkiye'de bulunan tüm limanldr bilançolannı kârla tepatmaktadır" dedi. Uluslararası tekstil merkezi • BLRSA (AA) - Bursa'daki tüm tekstil firmalannı biraraya toplayacak olan ve her lürlü ıthalat-ihracat ışlemlennin gerçekleştirileceği uluslararası tekstil ticaret merkezi inşaatının yüzde 40"kk bölümü tamamlandı. 24lımilyar liraya geçen yıl ıhaleedilenveikibin işyerinden oluşacak tekstil ticaret merkezinin, 1994yılı sonuna kadar hizmete açıhnası planlanıyor. Sebze-meyvede ucuzluk döııeıııi • Büyük kentlerde sebze ve meyvefiyatlannınneredeyse geçen yıhnfiyatlanndaseyretmesine üç neden gösteriliyor: 1 - Plansız üretimden kaynaklanan ürün bolluğu, 2 - İhracatta tıkanma ,3- İthal tohum ÜMfT OTAıN İZMİR - Sebze-meyvede bol- luk ve ucuzluk dönemi yaşanı- yor. Büyük kentlerde bazı seb- zelerde fiyatlar, neredeyse ge- çen yılla aynı. Üreticiler, ih- raçatçılar ve konunun uzman- lan, ucuzluğu üç ana nedene bağlıyorlar; plansız üretimden kaynaklanan ürün bolluğu, Bosna-Hersek olaylan nede- niyle dış satımda ortaya çıkan tıkanma ve ithal tohumdan kaynaklanan fazla üretim... Sebzenin önemlı merkezle- rinden olan Fethiye'nin Kara- çulha yöresınde 1990 yılının do- mates fiyatı 400-700 lıra arası- nda seyredıyordu. 1991 yılında da üretici aynı fıyatlarda doma- tes satmıştı. Aradan geçen ıki yıla, artan girdi fıyatlan ve enf- lasyona karşın Istanbul. İzmır veÂnkaragibı büyük kentlerde geçen yıhnfiyatianyladomates, biber, salatalık. üzüm, incir ve şeflali satılıyor. Kalitelı domatesin kilosunu 1000 liradan almak mümkün. Akşam pazarlannda fiyat 400 liraya kadar düşebiliyor. Biber 1100, salatalık 1300, üzüm 3 bin, şeftali 2 bin 500 liraya pa- zarlanıyor. Bu fiyatlar geçen yıhn rakamlanyla aynı, bazen düşük bile kalabıliyor. Demre yöresınde standart- lara uygun ve dış satıma yöne- lık üretim yapan Ak-Tanm'ın Yönetim Kurulu Başkanı Or- han Avcı. üretim bölgelerinin Sebze ve meyvede yaşanan boiluk nedeniyle büyük şehirlerde fiyatiar neredeyse geçen yılla aynı. büyük kentlere yakın yerlere kaydığını, bunun da fiyatlan düşürdüğünü belirterek ucuz- lukla ilgiîi nedenleri sırahyor: "'Demre, Fethiye bölgesinde üretim dönemi bitti, yeni fıdeler ekildi kaşım ayına hazırlık yapılıyor. Üretim Bursa. Mer- sin, Izmir yörelerine kaydı. Yani üretim bölgeleri büyük kentlere yakın. Bu nedenle nak- liye masraflan epeyce düştü. Bir de Yugoslavya üzerinden yaptığımiz ihracatta büyük ükanıklık var. Çekoslovakya ve Macaristan üzerinden yapı- lan ihracatta nakliye maliyeti iki katına çıkıyor. Bu ülkelerin transit geçiş ücretleri de çok yüksek. Dışanya mal asgari dü- zeyde ginyor, içende yığılıyor. Bunun yanında üreticinin plansız üretimde bulunması da dengeyı bozuyor. Üretici do- matesin para ettiğini görüp do- mates ekiyor, sonra vığınla ürün ortada kahyor. Tüm bun- lann yanında ithal tohum bü- yük bir üretim artışı sagladı." Ürün bolluğu nedeniyfe üre- tici-tüketici zincirindeki aracı- lann da kontrolü ellerinden kaçırdığmı ve diledikleri fiyatı belirleyemediklerini öne süren Türkiye Zıraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin de ucuzlukla ilgili görüşlerini şöyle belirtiyor: "Ürettığinızın pazannı bu- lamazsanız arz talep dengesinı sağlayamazsınız. Ucuzlukla üretim fazlalığı ana neden ola- rakgözüküyor. Bugünlerdedü- şük seyreden sebze ve meyve fı- yatlan uzun sürmez, geçicidir Eylül ayının ortalanna doğru yükselme eğilimi başlar. Bazı aracılann yoğun üretim karşısı- nda çaresiz kalması ve fiyatlan belirlemede safdışı olması da bir etken olarak görülebilir. Sebze ve meyve ihracatı ya- pan EM-PA'nın Alaşehir Böl- gesi Müdürü Mustafa Ertaş. dı- şsatımda büyük sıkıntı ya- şandığını. ucuzluğun en önemli nedeninin de bu olabıleceğini öne sürerek şöyle diyor: "Şimdi 500 liraya domatese 2 bin 200 lira nakliye ödüyoruz. Bu durumda Avrupa pazan- nda bannamazsınız. Hüküme- tin sebze ve meyve ihracatçısına yardımcı olması, nakliye bedel- İerinin geriye ödenmesi gerekir. Hıç olmazsa kısa dönem de olsa düşük faizli işletme kredısı ve- rilmesi gerekir." Tûrkiye'de yaklaşık 6İ0 bin hektar alanda sebze üretimi yapıldığı saptanmış. Sebze re- İcoltesinde 1990 yıiında 1989 a göre yüzde 7.8 artış olduğu be- lirlenmiş. Bu artışla sebze re- koltesi 16 5 milyon tona ulaşmış. Yapılan hesaplamalar 1991 yılında sebze rekoltesinin 17.2 milyon tona ulaştığını gös- tenyor. 1989-1991 yıllan arası- nda sebze üretiminde yüzde 15'i aşan artış ucuzluktaki en önem- li etken olarak görülüyor. Zira- aı Mühendisleri Odası Başkanı Mahir Gürbüz, konunun tek- nolojik bir uğraş olduğunu vur- gulayarak son sözü söylüyor: "Çağdaş pazarlama zincirin- de ürün denetimi zabıta, zapti- ye anlayışından kurtanlmalı, bunun teknolojik bir uğraş ol- duğu, teknik formasyon gerek- tırdıği artık anlaşılmahdır. Üre- ticinin de tüketicinin de zarar görmemesi \e araalann orta- dan kaldınlması için teknik alt- yapı oluşturulmah, zıraat mü- hendislerinın etkinliği arttın- lmalı, sisteme teknik girdi sağ- lanmalıdır. " Kaynak sorununa Murat Karayalçın formülü: "Kamıılaştırmada raııt paylaşımı9 ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Ankara Anakent Beledı- yesi. projelenn gerçekleşmesinı olanaksızlaştıran astronomik kamulaştırma bedelleri çıkma- /ını ""kamulaştırmada rant pav- laşımı" yöntemiyle aşıyor. Yalnızca Dikmen Vadisi Pro- jesı'nın 1. bölümünü gerçekleş- tirmek içın bile yakiaşık 100 milyar lira kamulaştırma bedelı ödemek gerektığini belirten Ankara Anakent Beledıye Baş- kanı Murat Karayalçın, Dık- men Vadisi'nde gecekondusu yıkılan hak sahipleri için yaptı- nlan yeni konutlann toplam pi- yasa değerinin 500 milyar lira olduğunu bildirdi. Karayalçın, göreve geldikle- nnde, Dikmen Vadisi ve Porta- kal Çıçeği projelerini gerçekleş- tirebılmek amacıyla yaptıklan çalışmalar sonunda, ortaya çı- kan'kamulaştırma bedellerini- nın belediye kaynaklanyla öde- menin olanaksız olduğunu gör- düklerini belirterek şöyle de- vam etti: "Yapılan hesaplamalar so- nucu ortaya çıkan tabio gerçek- ten ürkütücüydü. Kabamaliyet hesaplan bile neden o bölgeler- de kentsel yenileme çahşmalan- nın yapılmadığını çok net bir Karayalcın: Bu proje beledJ- yelere daiha çok > arar sağlar • Dikmen Vadisi ve Portakal Çiçeği projeleri- ni gerçekleştirebilmek için 500 milyar liraya yakın kamulaştırma bedeli ödemesi gereken Ankara Anakent Belediyesi, "Kamulaştırma- da rant paylaşımf' yöntemiyle parayı kasası- nda tuttu. • Dikmen Vadisi Projesi kapsamında, hak sa- hiplerine kamulaştırma bedeli ödemek yerine yamaçlann üst noktalanna yaptınlan evlerden tahsis edildi. Yeni yaptınlan evlerin toplam pi- yasa değeri, 500 milyar lira. şekilde ortaya koymaktaydı. Hiçbir yönetim ortaya çıkan kamulaştırma maliyetiyle, çok daha önemlisi. bedel artınmı davalan sonucu belirlenecek miktarlarla başaçıkamazdı. Bu tablo ya da bu malıyet yükü karşısında yeni arayışlara vö- neldik. Sorunun çözümünü sağla- yan bir yöntem olmalıydı. So- nunda 'Kamulaştırmada Rant Paylaşımı' ya da bir başka de- yışle 'Kamulaştırmada Takas' yöntemini bulduk." Bu yöntemle, kamu yöneti- mınin kaynak ayırmadan. ken- di kaynağını kendı yaratan bir proje gerçekleştirdıginı ve hak sahiplerinin mağdur olmaya- caklan bir sistemle projeye ka- tıhnalannın sağJandığını söyie- yen Karayalçın. şunlan söyiedi: "Ülkemizde de artık, ınsan- lann kaühmlan sağlanmaksı- zın bu tür çahşmalarda sonuç almak giderek güçleşmektedir. "Burayı kamulaştınyorum, ko- nutlannızı yıkıp çok güzel bir proje yapacağız" diyen kamu yönetimıyle "Burada bir güzel- lik yaratacağız. İsterseniz arsa- nızı satın alayım, ama isterseniz gelin yaratacağunız bu güzelh- ğe hisseniz oranında ortak olun. pay alın' diyen bir kamu yönetiminin hemşenlerinden gördüğü destek kuşkusuz aynı olamaz. Bu çerçevede, örneğin Dikmen Vadisi'nde, çok sayıda gecekondu yıkıhyor. ama gece- kondusu yıkılan hemşerilerimiz projeye sahip çıkıyoriar, destek veriyorlar." Dikmen Vadisi'nde 1500'ü hak sahibi olmak üzere toplam 2000 konut bulunduğunu anı- msatan Karayalçın, projenin yalnızca 1. aşaması kapsa- mında 334 hak sahibi olduğunu anımsatarak şöyle devam etti: "Kıymet Takdir Komis- yonu'nun belirlediği arsa. gece- kondu ve ağaç bedeli, bu grup için 7.4 milyar lira.. Bedel artı- nm davalan ıle önüînüze çıkan büyüklük ise genellıkle bu mik- tann 10-15 misli oluyor. BLz de bu hemşeriterimıze, kamuiaş- tırma bedeli yerine, yapacağı- mız yeni konutlardan vermevı önerdik. Bizim kendilerine ve- receğımiz konutlann maliyeti 137 milyar, ama bu konutlann piyasa değeri 500 milyar dolay- lannda." Portakal Çiçeği Projesi'nde de benzer yöntemler kullana- rak kamulaştırma bedeli öde- meden projeyi gerçekleştirdik- lerini belirten Karayalçın, yön- temin yararlannı şöyle özetledi: "Kamulaştırmada rant pay- laşımı yöntemi, hem belediyeye hem de hemşerilerimize daha çok yarar sağhyor. Nakit sıkın- tısı çeken belediye. o sırada ödeme yapmaktan kurtuluyor ve projeyi başlatabiliyor. Hem- şeriler de o sırada para ala- mıyorfar, ama ileride daha bü- yük para getirecek gayri men- kuleldeedıyorlar. Bu, ışinmad- di yönü. Kuşkusuz bir de işin maddi olmayan yönü var. Hemşenler, yaşadıklan bölge- lerden dışlanmıyorlar. Ya da o bölgede yaratılacak güzellıklere yabancılaştınlmıyorlar." Big Mac, 'ekonomik gösterge' tş-Ekonomi f visi - Dünya ülkeleri arasında asgari ücret karşılaştırmalan yaparken pek çok kriter gözönüne alınabilir. Ev ve büro kiralan, otomobil, yiyecek ya da giyecek fiyatlan bunlardan bir kaçı. Dünyanın en ünlü fast-food hazır yemek restoranlanndan Mc Donald's'ın ünlü Bıg Mac'i de bu kriterler arasında alınabi- lir. The Independent'ın yaptığı bir araştırmada Bıg Mac'in he- men hemen her yerde aynı kali- teyle sunulduğu ve bu nedenle diğer kriterlerden daha geçerlı olduğu belirtiliyor. Habere göre Rusya'da asgari ücretle çalışan bir işçi 1 BigMac alabilmek için tam 988 dakika çalışmak zorunda. 16 ülke arasında yapılan araştırmada en şansı işçiler Japonya'da. Ja- pon işçileri asgari ücretle sadece 10.5 dakika çalışarak bir Big Mac parası kazanabiliyorlar. *'-*^ -••*-*- - • - > -'O^ -, -* •^•-i v.T.:J.f A - y .ıJ-'ft _ J " ^ n!y ^LJ -t iniıyvTr''ııT"ı£Mi " fıi- ırf • Sutuniann üzertndekı sayılar'' adetBıg Mac içın,ortalama uc- reaıtMrtşçımnça- lısmast gerehen dakı- kayi gostenyor 00 'Turktye de asgari ucretuzerındendeğerlendırme yapıhmıstır Sterhn ıse 14 000 IL den hesaplanmıştır Oto devlerini, boyacdar izlîyor tLKlN AYDIN Dünya otomobil devlerinin Tûrkiye'de fabrika kurmaya başlamalan uluslararası üne sa- hip oto boyası üreticilerinin de Türkiye'ye gelmelerine neden oldu. Dünya otomobil boyası pazannda yüzde 46 paya sahip PPG (Pittsburg Plate Glass) Polisan'la ortaklık kurarak Tûrkiye'de üretim yapıcak. Türkiye'nın 500 büyük fir- ması arasında 1990 yılında 141. sırada iken 105. sıraya yükselen Polisan'ın Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis, PPG ile ortak üretıme yıl sonuna ka- dar başlayacaklannı belirtti. PPG ile dört yıldan bu yana knovv hovv anlaşmalan çerçe- vesinde çalıştıklarmı hatırlatan • Türkiye'nin 500 büyük firması arasında 1990 yılında 141. sırada iken 105. sıraya yükselen Polisan'ın Yönetim Kurulu Başkanı Necmettin Bitlis, PPG ile ortak üretime yıl sonuna kadar tekiifm karçı taraftan başlayacaklannı geldiğini söylüyor belirtti. Necmettin Bitlis, karşı taraftan gelen teklif üzerine ortaklığa gittiklenni söyiedi. Daha oncekı ortak çalışma- lannda PPG'den hammadde aldıklannı belirten Necmettin Bitlis, çalışmalannın bundan sonrakı boyutu ıle ilgılı şu bıl- gılen verdi: "Bız şımdiye kadar ana ham- maddeleri PPG'den getirmek suretiyle nihaı üretimi bu- rada yapıyorduk. Şimdi ilk aşa- mada teknik pazarlama konu- sunda ortaklık yapılacak. Daha sonra da ortak üretıme geçilecek. îlerive dönük bir or- taklık olacak. Sadece Türkiye pazan değıl, Ortadoğu. Türki cumhuriyetler. Rusya, Ukrav- na gibi ülkelerdehedeflenen pa- zarlar arasında yer alıyor. O ül- kelerle de görüşmeler sürüyor." Tunus'da kurduklan fabn- kanın da bitme aşamasına gel- diğini belirten Necmettin Bitlis. Polisan'ın yüzde 50 sermayeye sahip olduğu bu fabrikanın Mİlık 20 bin ton kapasitcde iırc- tım japacağını sovledı. Renault Türkiye'yi sevdi • Renault'nun va- tanı olan Fransa'daki payı yüzde 30 dolayı- ndayken Türkiye'- deki payı yüzde 37. İş-Ekonomi Servisi - Rena- ult'nun. Fransa. Almanya, İtalya ve İspanya'dan sonra Avrupa'da en çok satışı Tûr- kiye'de yaptığı bildırildi. Renault grubunun Türkiye temsilcısi Pierre Poupel, Renault şırketinın. binek oto- mobil satış raporlanndaki ve- rılere göre yapılan değerlen- dirmede, Türkiye pazannın 5. sırada yer aldığını söyiedi. Poupel'ın verdiği bilgiye gore 1992 yılının ilk altı ayı- nda Renault'nun toplam satı- şlan şöyle: "Fransa'da 297 bin 542. Al- manya'da 119 bin 477, İtal- ya'da 109 bin 119. İspanva'da 97 bin 244, Tûrkiye'de 54 bin 669. İngıltere'de 35 bin 848. Belçika ve Lüksemburg'da 32 bin 955. Portekiz'de 22 bin 764." Pazar payı en yüksek Pazar pa>lan dikkate ahndığında ıse Renault'nun bu ülkeler ıçinde pazar dilimi- nin en büyük olduğu ülke Türkiye. Bu ülkelerde. piyasa- da etkin olan diğer firmalarla karşılaştınldığında. Renault'- nun en etkili olduğu pazann, Türkiye olduğu belirleniyor. Renault'nun pazar payı, va- tanı olan Fransa'da bile yüzde 30 iken. Tûrkiye'de yüzde 37"- ye ulaşıyor. Renault'un diğer ülkelerde- ki pazar payı oranlan şöyle: "Lüksemburg'da yüzde 10.7, İtalya'da yüzde 7.8. Alman- ya'da yüzde 5.5 ve İngiltere'de vıude 4 7." DUŞUNCELER SALİHN.NEFTÇİ D6I6Ş... New York'un ünlü 42. Caddesi'nde dünyanın tüm ülkele- rinde yayımlanan gazete ve dergilerin satıldığı bir dükkan vardır. Hürriyet, Türkiye ve Zaman gazetelerini her akşam buradan günü gününe alabilirsiniz. Bu yüzden, dükkan Türklerin (ve New York'taki diğer yabancıların) sık sık uğ- radıkları bir durak noktasıdır Dükkandaki kasalardan bi- rinde sevimli bir zenci çahşır. Gazete almaya gelenlerden Türkçe bir cümle öğrenmiş. Ayak üstü gazeteleri açıp bir göz atan sonra da geri bıra- kan Türklere yaklaşıyor. Sempatik bir tavırla: "Beleş yok, arkadaş" diyor. • • • Fazla zora girmeden sonuca ulaşmak herkesın yeğledi- ği bir şey. Ama ne yazık ki bir ülkenin gelişip zenginleşme- si bu ilkeyle bağdaşmıyor. Karşılıksız bir şeyler elde etme ilkesi iktisat biliminin mantığına aykırı. Uluslararası rekabette başanlı olmak, akılcı bir yaklaşım yanında özveri ve alınteri de gerektiri- yor. ••• Almanya dünyanın en zengin ülkelerinden. Üstelik Almanya'da enflasyon Türkiye ile kıyaslandı- ğında inanılmayacak derecede düşük. Ama buna rağmen, Alman hükümeti enflasyonu daha da düşürmek istiyor. Bunun için gerekli tedbirleri almaktan çekinmiyor. Eski Doğu Almanya'daki işsizlik oranı oldukça yüksek. Politikacılar üstünde ciddi baskı var. Ama Alman Merkez Bankası yine de faizleri arttırmaktan çekinmiyor. Krediler kısılıyor. Amaç mali disiplin sağlamâk. Devlet kesesinden ye- meye alışmış eski Doğu Almanlara çok tüketmelerinin, çok çalışmalarına bağlı olduğu hatırlatılıyor. • • • Alman faizlerindeki artışın Fransız, ingiliz ve Italyan ekonomileri üzerinde de olumsuz etkileri var. örneğin İngiltere'de ekonomik durgunluk henüz dibe vurmuş de- ğilken, Ingilizler faizleri yükseltme durumunda kalıyorlar. Uretimlerini daha da kısmaları, işsizliği arttırmaları gere- kiyor. Bu arada gözler Italya'ya çevrili. Avrupa'da ekonomi basınının yanıtlamaya çalıştığı sorulardan biri de: "Acaba İtalya mali disiplini sağlamaya kararlı mı?" italya'da ekonominin ciddi bir yapısal değişime ihtiyacı var. özveri gerektiren tedbirlerin Ortak Pazar tarafından em- poze edilmesini bekleyen Italyanların sayısı az değil. Bu zenginler kulübüne üye olmanın bazı şartları var. • • • Kronik enflasyonları düşürmeyi başaran ekonomilerde bu sonuca ciddi özverilerden sonra ulaşmışlar. Meksika ve Arjantin KlT'leri tasfiye ederken, bir çoğunu kapatmaktan çekinmemişler. Devlet harcamaları kısılmış. Bütçe açığı fazla'ya dönüş- müş. Enflasyonu düşürmek için yüksek bir fiyat ödenmiş. • • • örneğin Meksika enflasyonu indirmek için gerekli acı tedbirleri almaya 1987de başlamış. 1988'de ek birstabili- zasyon programı daha gerekmiş. Ozveriler arttırılmış. Bu ciddi tedbirlersonucunda 1987de % 170 olan enflas- yon iki yıl sonra % 40lara düşmüş. 1991 yılında ise % 20 civannda gerçekleşmiş. • • • Meksika, KlT'leri kapatalı dört yıl olmuş. Mali disiplir» sağlanmış. Buna rağmen İngiliz Economist dergisi, geçenlerde Meksika enflasyonundaki düşüşün kalıcı olup olmadığını tartışıyordu. Fuar'da otomobil devlerininsavaşı İZMİR (AA) - Otomotiv sanayünde faaliyet gösteren fırmalar. pazar paylannı ge- nişletmek için tüketiciyi etkile- yecek her türlü fırsatı değer- lendiriyor. 61. İzmir Enternasyonal Fuan'nda standı bulunan, yerli ve yabancı otomobil fır- malannın çokluğu ve satı- şlannı arttına yönde, hedef kitleyi etkileyici ımaj yaratma gayretleri, piyasadaİci rekabe- tin ölçüsünü ortaya koyuyor. Renault-Mais standında, "Renault mahallesi" oluş- turularak, "yaşanacak oto- mobıller" imajı üzerinde du- ruluyor. Opel standındaki ye- şil oranı.firmanınçevreye ver- diği önemi gösteriyor. Opel. 'çevre-güvenlik ve sağlık" ko- nulannı işlıyor. Tofaş'ta ise motoru da Tûrkiye'de üretilen otomobillersergilenerek. "To- faş'ın cağ atlaması" anlatıh- yor. Mazdafirmasıda "gelece- ğın otomobili" olduklannda ısrar ediyor. Renault-Mais Pazarlama Müdür Yardımcısı Reşat De- mircioğlu, kafetarya, benzinci ve sinemasıyla bir mahalle ya- rattıklannı ve diğer otomobil tandlanndan daha çok ilgi topladıklannı söyiedi. Rena- ultlann 11 çeşidini sergiledik- lenni, bunlar arasında Fran- sa"dan ithal edilen "Clio" ve 'Renault 19 Cabriolet"in de bulunduğunu bildiren Dernır- cioğlu, kendilerinın. diğerlerin- den farkh olarak gezenierin; sergiledikleri otomobillere do- kunmalanna, binmelerine izin verdiklerini kaydetti. "Çevreci Opel" Opel standı yetkılileri, çevre- ye, doğaya saygın bir otomobil- den yana olduklannı belirterek. kurşunsuz benzinin yaygın ola- rak kullanılması gerektiğini söyiediler. Bu yıl ilk defa olarak İzmir Enternasyonal Fuan'na katı- lan Tofaş firmasının Bölge Teknik Müdürü Saffet Üçün- cü, Türkiye otomobil piyasası- nda, en büyük payın kendileri- ne ait olduğunu belirterek. bu yıl 140 bin otomobil üretimini hedeflediklerini bildirdi. Geç- miş yıllarda 420 milyon do- larlık yatınm yaparak, Tempra motorunun yerÛ olarak üreti- mini gerçekieştirdiklerini ve Doğan SL ve Kartal SL'^e koy- duklannı anlatan Üçüncü, "Patlama noktasındayız. Biri- kimimizi, ürünleriyle sergile- mek istedik" dedi. Saffet Üçüncü, gelecek yıl Ti- po'nun yerli olarak üretilece- ğini, Tempra station vagon ve Tempra 2000'in yerli üretimi- nin de tasarlandığını kaydetti. Mazda yetkilileri ise yeni rao- dellerini de sergiledikleri stand- lannda, otomobillerinin gelece- ğJn araçlan olduğunu söylüyor- lar. Ayçiçeği yağı marka bilinci Bütûn fırmalar pazar paylannı artürmak için ürünlerini ta- nıtmaya uğraşıyorlar. Piyasaya yeni yeni margarin mai'kaları çıkmakta. Bütün bu rekabet içinde tüketicinin aklında yerle- şen rnarkalar şunlar: Markalar Komilı Ona 01in Salat Aymar Biryağ Vita Paksoy Kırlangıç Tansas Krıstal Tariş Diğer 813 48.3 41.3 38.3 34.1 17.8 15.6 89 7.1 5.7 5.4 3.5 8.9 Baz: Peva Omnibus araştırması 1.000 ev hanımı (İstanbul 500, Ankara 250, izmir 250).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle