Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS1992 PERŞEMBE
12 DIZIYAZI
Edebiyatçılar Birliği, Babeufün kitabınınyasaklanmasını Melih Cevdet'inyazdığı bildiriyle kınadı i ANKARA NOTLARI
Yazarlar bildiri de yazarlarTL.âgfr* ^ ^ ^ " \ I O zaman, Hukuk Fakültesi'ni yeni tüm kişi ve kuruluşlara,âiniversitelere, Bu bakımdan Türkiye'nin diğer Av-
MBrjt*^^Kf .• \< bitiren 50 kuşağının genç öykücülerin- sendikalara, federasyonlara, dernekle- rupa memleketlerine nazaran hâlâ en
F\£ğp ^^^JpAı den Demir Özlü ise sorunu şöyle koy-regönderildi. aşağı yüzyıl geride olduğu akla gel-
• JAMİfr ^ ^ 1 ^ duortaya: Düşün, sanat, basın çevrelerinin ko- mektedir. Sorumlulara uygulanan
H A P Î S T E N
BABIÂLİ'YE
Şükran Kurdakul
Melih
Cevdet'in
yazdığı
bildiriden
1- Büyük Franstz devriminin Ueri
gelen düşürriirlerinden biri olan Babeuf
demokrasinin ve özgür düşüncenin
yaratıcüarından ve
savunucularmdandır. Omm veçağdaşı
olan düşünürleringerçekleştirdiklerio
büyük devrim isebugiin her Ueri uygar
toplumun benimsediğidemokratik
düzenin temelindeyer abnaktadır.
Demokratik düzen içinde bulıman
bütün dünya tophanları onu kendi
yaşayış ve düşünüşlerinden biri olarak
okullarda okutup tanıtmaktadır.
Insanltğm özgürlüğü ye mutluhığu için
hayatmı vermiş olan Babeufdünyanm
hiçbirülkesinde kovuşturmaya
uğramamıştır.
2- Babeuf ve omm katıldtğı büyük
devrim, Fransız aristokrasisine ve
papaz sınıfma başkaidırmış, tufeylinin
temklenmesineönayak olmakla
bugün bizim de içerisinde
buhmduğumuz Batı demokrasisinin
kurubnasmayolaçmıştv. Bu
bakmukm Babeuf ün Türk
tophommda kovuşturmaya uğramast
veyasaklanması sadeceayktn bir
davranış olmakla kalmaz, bugünkü
anayasa düzeninin ve demokrasimizin
dayanaklannı inkâretmek ve
kaynaklarmı kurutmak okar.
3- Ayrıca bu davranış çağdaş uygarlık
düzenine ulaşma çabası içinde
buhman Türk tophanunuortaçağa
döndürmek anİamını da taşır. Bu
gidişleyarm, ortaçağköylü
ihtUaUerinaen, öbür gün ilkçağ kök
isyanlarmdan bahsedenyazüarın ve
kiiaplarm dayasaklanmasmagidUirse
hîçşaşmamalı. En iyisi ihtüalsiz ve
isyansız bir dünya tarihihazırlayıp
bütün Tûrklereonuezberletmektir.
Ancak böylebir tarihte, Türkiye'den
mutlakiyet idaresini tenüzlemiş olan
Atatürk ihtüaline ve bugünkü
anayasayıgetirmiş olan 27 Mayıs
hareketine nasüyer verileceğisöz
konusu olmayacak mtdtr?
4- Babeufüyasaklama, 170yüsonra
Fransız aristokrasisini vepapazlarmı
savunarak acabaelimizenegeçeceğini
sanıyoruz?
Babeuften zorbalıklarm ve hırsız
papazlarm öcünü almak bize düşmez
kanısmdayız.
5- Bugün bu koşullar içinde Türk
aydını şaşkm ve üzgün durvmdadvr.
Ommyaptığt tarihselbiraraştırma
bilekovuşturmaya uğrarsa,yetkili
yönetküere düşecek olan başlıca
görev, bizlere okuyabileceğimiz ve
okumayacağımız, çevirebileceğimiz ve
çeviremeyeceğbniz bilimseleserlerin
listesini vermek olmalıdtr.
Türk Edebiyatçılar Birliği, bütün
aydm ve düşünürleriyle birlik
olduğuna inanarak, bu olayı bilim ve
düşünce özgürlüğüne indirümiş,
toplumumuzu küçük düşürücü bir
darbeolarakgördüğünübelirtir ve
kamuoyu önündeprotestoeder.
-9-
Yelken dergisinin 27 Mayıs 196O'ı
izleyen sayısında (Temmuz 1960) dü-
zenlediğim somşturmada,"Yeni Ana-
yasa" ve "Kaldınlması Öngörülen
Anti-Demokratik Yasalar" konusun-
da düşüncelerini belirten edebiyatçı-
larla birlikte, Ord. Prof. Belgesay,
Esat Çağa, Mehmet Ali Sebük, Sabri
Savcı vb. ünlü hukuk adamlan da var-
dı.
Mehmet Ali Sebük diyordu ki:
"Bugün mevcut olan bütün ceza ka-
nunlanmız, anti-demokratik hüküm-
ler taşımaktadır. Böyle hükümleri ihti-
va etmeyen hiçbir kanunumuz mevcut
değildir. Bunlar adeta mevzuatımızı
bir sarmaşık gjbi dört tarafından sar-
mış ve onlan işlemez hale getirmiştir.
Bu mevzuatımızın başında ceza kanu-
numuz gelmektedir. Eski halya'nın
krallık devrinden kalma bu kanun
O zaman, Hukuk Fakültesi'ni yeni
bitiren 50 kuşağının genç öykücülerin-
den Demir Özlü ise sorunu şöyle koy-
du ortaya:
"Hürriyet aşın ya da kısıth olamaz.
Bu aşın hürriyetten söz edenler. men-
faat sahipleri ya da işlerine öyle gelen-
lerdir. Hürriyeti bazı kısınülarla taru-
yanlarsa, aldatıcılardır. Ceza kanunu-
muz değiştirilmelidir. Özellikle söz,
düşünce. yazı. parti kurma. bireysel ve
toplumsal hürriyetlerini sınırlayan 141
ve 142. maddeler kaldınlmalıdır. Bu
maddeler sözlerinin tersine belli bir sı-
nıfm hâkimiyetini korumaya yara-
maktadır. Üstelik (7). bentleri de ah-
lak dışıdır."
Demir Özlü ve kuşağının öteki ya-
zarlan (Ferit Edgü, Adnan Özyalçın-
lar, Onat Kutlar, Kemal Özer, Ferit
Öngören vb.) çağdaş hümanizmaya
ters düşen her türlü baskının karşısın-
daydılarzaten. Tepkilerine yasak koy-
mayan bu kuşak TMTF ya da Devrim
Ocaklan'nda toplanan yaşıtlanndan
da farklı bakıyorlardı toplumsal/siya-
sal olaylara... Komünistlerden de...
Üç yazar kovuluyor
Türk Edebiyatçılar Birliği'nin ağus-
tos 1961 genel kurulunda uzlaşımcılı-
ğın önünü keserek "'siyasal iktidann
hukuk dışı davranışlanna destek ol-
duklan" gerekçesiyle Samet Ağaoğlu,
PeyamiSafa, FarukNafızÇamlıbel'in ^.^., ^w.u
, ^^^^.^.,, ..v..,^., v^vn-
üyeliklerine son verilmesini onlar iste- giz Tuncer, Ferit Öngören, Celaletün
tüm kişi ve kuruluşlara,-,üniversitelere,
sendikalara, federasyonlara, dernekle-
re gönderildi.
Düşün, sanat, basın çevrelerinin ko-
nuya ilgjsinı çekmeye çalışıyorduk. Bu
aşamada Nadir Nadi, Baha Ankan
(Cumhuriyet), İlhan Selçuk, Mümtaz
Soysal (Yön), Aziz Nesin, Esin Talu
(Akşam), yaalanyla iktidan ve Mec-
lis'i göreve çağınyorlardı zaten. 11
Kasım 1962'de TIP Genel Başkanı
Mehmet Ali Aybar'ın çağnsı ile dü-
zenlenen Beyaz Saray Toplantısfna
katılan aydınlar, karşıt düşünen çevre-
lerin bozma çabalanna karşın. anti-
demokratik yasalann kaldınlması is-
teminde birleştiler.
Beyazıt'a yüriiyüş
Türk Edebiyatçılar Birliği'nin 16
Şubat 1963'te toplanan genel kurulun-
da söz alan konuşmacılar genel kuru-
lun bitiminde hazır bulunan üyelerin
Cağaloğlu'ndan Beyazıt alanına ka-
dar yürüyüş yapmalanru önerdiler.
Özellikle Ülkü Tamer, Adnan özyal-
çıner, Leyla Erbil'in gösterinin hazırlı-
ğıru hevesle ve çabucak tamamladıkla-
nnı anımsıyorum.
Yürüyüşe katılan en yaşb üye Halit
Fahri Cteansoy'du. Melih Cevdet, Ke-
mal Tahir, Burhan Arpad, Behçet
Necatigil, Necati Cumalı, Fethi Naci,
Asım Bezirci, Arif Damar. Edip Can-
sever, Demir Özlü. Sabri Altınel, Cen-
Bu bakımdan Türkiye'nin diğer Av-
rupa memleketlerine nazaran hâlâ en
aşağı yüzyıl geride olduğu akla gel-
mektedir. Sorumlulara uygulanan
Ceza Yasası'nın 141. ve 142. maddele-
rinin Mussolini İtalyası'run faşist ka-
nunlanndan alındığı ileri sürülmekte-
dir. Bu maddelerin bugünkü şekilleri
ve uygulanış tarzı sadece rejimin bir
ölçüsü değil, Türkiye'nin ne istikamet-
te yol alacağının bir delili olacaktır."
(5-6 Ocak 1963)
Ama uygulamalar sürüyordu. Şadi
Alkjhç'ın yaası nedeniyle Cumhuri-
yet, Adnan Benk'in hazırladığı "Çağ-
daş İnsancılık" özel sayısı ile Ataç
Dergisi (sorumlulan Kayhan Sağla-
mer ve Afşar Timuçin) 142. maddeye
aykın eylemde bulunduklan savıyla
ağır ceza mahkemelerine verilmişlerdi.
Bu davalann mürekkebi kurumadan
Sabahattin Eyuboğlu ile Vedat Gün-
yol 18. yüzyıl Fransızdüşünürlerinden
biri olan Babeuf ten dilimize çevirdik-
leri "Devrim Yazılan" kitabından
ötürü (sonra Akşam'daki köşesinde
yapıü öymesi. alınülar yapması nede-
niyle Aziz Nesin) ağır ceza yargıçlan-
nın karşısına çıkanldılar.
Ortak bildiri
Melih Cevdet, iktidarların kitaba düşman gözüyle bakmasını kınamak amacıyla arkadaşlanyla birlikte Taksim
Anıtı'na çiçek koyup saygı duruşunda bulunmak istedi. Gözaltına alınıp mahkemeye çıktı (solda). Yaşar Kemal, 31
ekim 1964'te edebiyatçılar adına Taksim Anıtı'na çiçek koyduğu için mahkemeye sevk edUdi (sağda).
aradan zaman geçtikçe Hitler ve Mus-
solini rejiminin sert ve insan haklannı
hiçe sayan metinleriyle takviye edil-
miştir. Yazdığım müteaddit makale-
lerde ve TBMM'deki sözlerimde. bu
tercüme kanun yerine, milli bünyemi-
ze uygun bir kanunun tedvin edilmesi-
ni şiddetle müdafaa ettim. Fakat
DP'nin kurmuş olduğu dikta rejimin
bugünkü kanundan istifa etmek sure-
tiyle ferdi hürriyetlerini fert hürriyeti-
nin garantisini azaltmak yoluna ve
bizim bu mesaimizi akamete uğrat-
mıştır. Onun için her şeyden evvel,
bugünkü demokratik rejime uygun
karakterde bir ceza kanununun hazır-
lanması ve yürürlüğe konmasıicape-
der."
diler. Oy çokluğu sağladılar.
141 ve 142. maddelerin kaldınlması
yolundaki girişimleri de inatla destek-
leyenler de onlardır.
Edebiyatçılar Birliği anayasanın
halkoyunda kabul edilmesini izleyen
günlerde 141 ve 142. maddelerin
"Anayasaya aykın" olduğu görüşünü
benimseyerek edebiyatçı kesimin tav-
nnı gündemde tutmaya özen gösterdj.
Melih Cevdet'i başkan seçtiğimiz yö-
netim kurulunda da özel bir çalışma
konusu olarak alındı. Eylül 1962 için-
deki bir toplantımızda da Fethi Naci'-
nin hazırladığı bildiri kabul edilerek
kamuoyuna sunuldu.
Ve başta Curr-hurbaşkaru, Anayasa
Mahkemesi'ne başvurma yetkisi olan
Çetin, Afşar Timuçin, Bülent Habora,
vb. kırb aşkın arkadaş ellerinde
"Anti-demokratik yasalar kaldınlma-
lıdır", "Düşünceye saygı", "Kalemle-
rimizi kıracak mıyızT' yazılı pankart-
larla yürüdüler.
Yasal anti-faşist savaşım ülke dışm-
daki liberal çevrelerin de dikkatini
çekmeye başladı. Ünlü New York He-
rald Tribune'de çıkan bir bölümünü
okuyacağımız yazı bunlardan biridir:
"Gerçekten bugün Türkiye'de ya-
sak ve takibat konusu olan sosyalizme
mütemayil yazılar, mesela İngiltere'de
ancak yüzyıl önce, Dickens'ın eserle-
rinde sosyal adaletsizliğe karşı kam-
panya açıldığı devirlerde söz konusu
olabilirdi.
Sabahattin Eyuboğlu, Edebiyatçı-
lar Birliği'run başkanıydı o zaman,
Yaşar Kemal II. başkandı. Melih Cev-
det, Ö.F. Toprak, Arif Damar, Sabri
Altınel. Memduh Balaban'dan oluşan
yönetim kurulunda genel sekreterlik
görevini yürütüyordum.
Kovuşturmanın açıldığı günler ola-
ğanüstü toplanarak Basın Kanunu'-
nun 30. maddesindeki yasaklayıcı
hükümlere karşın, bir bildiriyle olayı
protesto etme karan aldık. Bir bölü-
münü okuyacağımız -Bence demokra-
tikleşme savaşımında unutulmayacak
bir yeri olan- bildiriyi Melih Cevdet
yazdı. Aynı oturumda, siyasai iktidar-
lann kitaba düşman gözüyle bakması-
nı kınama amacıyla, Taksim Anıtı'na
çiçek koyarak saygı duruşunda bulun-
mayı öngören öneri de -Memduh Ba-
laban dışında- üyelerce kabul edildi.
Ne var ki, 31 Ekim 1964 günü Tak-
sim Anıtı'na gireceğimiz sırada polis
kuşatmaya aldı bizi. Yaşar Kemal di-
reniyordu:
- Saygı duruşu yapacağız. Hangi
hakla engel oluyorsunuz?
Karşımızda "emir veren" yok,
"emir alanlar" var. Yalnızca Yaşar'ın
çiçek koyması kabul görüyor ısrarlan-
mız sonucu.
Kapıyı çalan sfitçû değil
Ertesi sabah da kapılanmız çalını-
yor erkenden.
Doğru Sansaryan Hanı'na..
İşte Gösteri Yürüyüşü Yasası'na
aykın eylemde bulunma savı ile 5. As-
liye Mahkemesi'ne "suçüstü" götürü-
len sanıklar:
Yaşar Kemal, Melih Cevdet, Vedat
Günyol, Arif Damar, Memet Fuat,
Edip Cansever, Demir Özlü, Şükran
Kurdakul ve Orhan Arsal.
Yerini alır almaz bir dilekçe okuyor
Yargıç: "Görevli emniyet memurlan
benim orada bulunduğumu görme-
mişler... Ben de Babeuf ün ' Devrim
Yazılan 'na kovuşturma açılmasını
protesto amacıyla arkadaşlanmla bir-
likteydım. Davaya dabil etmenizi ta-
lepediyorum.."
Dilekçenin alündaki imza Sabri Al-
ünel... 19 Ekim 1985'te yitirdiğimiz
Insanın Değeri, Kıraçlar, Zamarun
Yüregi kitaplannın unutulmaz şairi.
1940 ve 50'li yıllann edebiyat hare-
keüerini yaratan şair ve yazarlann
büyük çoğunluğu bağımsızlığını koru-
mayı ve susmayı varlık nedeni olarak
gördüler.
12 Martlarda da..
12Eylüllerdede..
BİTTt
T.C.
SAMSUNASLİYE4.
HUKUK MAHKEMESİ
1991/470
Davaa Ali Yılmaz vekili Av.
Metin Şener tarafından davalı
Nermın San aleyhine açmış oldu-
ğunu uıpu ıptali ve tescıl davası-
mn mahkememızce yapılan du-
ruşması sırasında verilen ara
karan gereğince.
Davalı Nermın San daha önce
Samsun Fevzi Çakmak Mah. Is-
tiklal Cad. Güneş Apt. No. 266'-
da ikaroet ettiğı hıldınlmiş, ancak
belirtilen bu adreste kendisıne
tebligat yapılamamış. tebliğe ya-
rar adresi de bütün aramalara
rağmen tespit edilemediğinden
adına ılanen tebligat yapılmasına
karar verilmiş olmakla. Nemıin
San'nın duruşma günü olan 24/9/
1992 günü saat 09.4O"ta mahke-
memizde hazır bulunması veya
kendisini bir vekille temsıl ettir-
mesi. aksi takdirde yargılamaya
yokluğunda devam olunacağı H
U.M.K..nun 213 ve 217. maddele-
ri gereğince dava dilekçesi yerine
gecerli obnak üzsere ilanen tebliğ
olunur
Basın: 49560
SATILIK DAİRE
Kaynarca'da 120 m
2
üzerine kurulu 2 daire, iki
diikkân bulunan kat
sahibinden acele satılıktır.
tstanbul 310 41 91
Tekirdağ 30431
SATILIK
1988 model otomatik Ford
2000 GLS
Tel: 512 °5 05 / 486
KMİHMT B
Btrsuç örgütünün gerçek Oyküsü
REKUUM FİUMİDAĞIT1MIN0A
P •• •
j 1 >j^
249 50 33
MISSISSIPPI
MASALA
Mıra Naır
Denzel VVashıngton
OKM OrtaköyKulturMertezı
258 69 87
13.00-15 30-18.00-20.30
232 64 26 • 230 21 87
BEYOGLU SİNEMASI ( 251 32 40 )
YAZ ŞENLIGI4
KADIN FİLMLERİ
FRANKIE & JOHNNY
12.15 - 14.30 -16.45 - 19.00 - 21.30
::ı«âoacı:
DEMİR KARTALLAR III
ŞişiSfTE (247 W 47) 11A>-13.30-16.00-1<.4S-».45
Bıyojkı OÛMVA (24« «3 61) 120O-14.1S-16.3O-18.4S-21.15
K»d*ftvSÛHEYr*n3eO6g2111.00-1330-1600-1800-21 45
B^ogbSMEPOP (25111 76) 12.0O-H.15-16.3CH8.45-21.0O
Ç.Ö?ŞAf« (5162660)lliX3-l3.3O-16.Û0-18.3O-21CO
MICHAEL DOUGLAS HAFTASI
ÇI^ŞAFAKI (516266Û)11.0O-1330-160O-ia3O-21.00
CumaBORSA Salı KARANUĞIN ÖTESİ
C.tesi AMAZONDA FIRT1NA Çarş. NİL'İN İNCİSİ
Pazar NİL'İN İNCİSİ Perş. GULLERİH SAVAŞI
Ptesi GÛLLEfllNSAVAŞ1
SEÇME FILMLER HAFTASI - 4
Kadıkty AS(3360060) 13 no-15 45-18.30-21.15
CunaAMAOEUS Salı DÖtfliR TARLASI
Ctesi ÇtNGENELER ZAMANI Çarş THE DOORS
Pazar ANAHTAR Perş. ANAHTAR
Ptesi ALLEN-2
Hartiye AS(247 63 15) 1200-14.30-17.0_0-19.30-21 45
CunuAMADEUS Salı DÖŞLER TARLASI
Ctesi ÇtNGENELER ZAMANI Çarş THE DOORS
Pazar BAfiDAT CAFE Perş Z-OLUMSÜZ
Ptesi ALLEN-2
teLDIRSUHÇ.TAŞ.ŞAfAK4(51626 60) 1100-13 30-16 00-1830-21 00
HHİN İNdSl Kadüıy AS [336 00 50) 11 OgHergûn)
RUMELİ
HISARI
KONSERLERÎ
YONCA EVCİMİK
20 Ağustos
Dünden Bugüne
MAZHAR - FÜAT - ÖZKAN
21,22, 23 Aâustos
SERTAB ERENER
24 Ağustos
FATİH ERKOÇ
25 Ağustos
ZCİLRİ ÜVANELİ
27, 28, 29, 30, 31 Ağustos
Tüm gâsterılerimızin numarah bıletlen sotıja sunulmu;tur
BHet Sabş Yerierl: Vakkorama Taksim, Tel:251 28 86
Vakkorama Suadıye, Tel. 350 87 42
Rumelı Hısarı gişesı, Tel. 257 75 50
M9IT
PfiOOUCTICA
Ataköy Maıina '92
DEV SAHNEDE DEV KONSER
ZULFÜ
ÜVANELİ23 Agustos Pazar 21.15
Bllet Satış Yerieri
Ataköy Matirva Regatu Câşesi Tel: 560 69 31
BoMana GOueri Merkezl Td: 384 72 10
Bakırkfiy Slnema 74 Tel: 572 04 44
Bütün MUDO. NAF NAF. CHtVIGNON VE
COLLtCTION Magazalan
Sinema • Tiyatro
Gösteri
MUSTAFA EKMEKÇİ
Tekin İleri Dikmen'le: (4)
Demokratik Uyuşma Gerekli...
Tekin ileri Dikmen'le söyleşilerin başlangıcında, "lleri-
de gerekirse, Tekin ileri Dikmen'le ilgili ayrıntılı bilgi vere-
bilirim..." demiştim. Sordum:
- Tekin EJey, yaşamöykünüzü anlatır mısınız?
- 1929 yılında Varto'da doğmuşum; babam Ali Haydar
Dikmen'in doğduğu Harik'te değil, dedelerimden Zeynel,
Ibrahim Talu'nun doğduğu Kasman köyünde. Kasman ya
da Kasıman; Kasıman bir kavganın, bir başkaldırının sim-
gesidir. Kiğı'dan padişah fermanı ve "refir-i âm"la sökü-
len, ailenin torunuyum. Refir-i âm, bir ferman, tüm illere
emir veriliyor, "Askerle birlikte filanların üstüne gidiniz!"
Eîenim ailemin üzerine refir-i âm gelmiş, Padişah ferma-
nıyla. "Bunlar refir-i âm'la sökülüp, Varto'ya sığınmaya,
kendisinden önce gelip yerleşmiş, kendi aşireti olan Hor-
mekaşireti içinde barınmazorunluluğunda" bırakılmışlar.
Mustafa Zeynel'in çocuklarının, yani bu gelip yerleşen
dedemiz Mustafa Zeynelmiş, Mustafa Zeynel'in çocukla-
rının bir simgesidir Kasman. Kasman ve Zengel köyteri,
Osmanlı'ya kıyamın ya da başkaldırının ve Hamidiye alay-
larıyla, kavganın simgesidir. Annem ise bu Hamidiye aşi-
retlerinden biri olan Cıbran aşiretindendir. Onların Suva- '
roğulları ailesinden, Hamidiye Alay Komutanı Ibrahim
EJey'in torunudur. Adı: Mahpiruz, Farsca Kutluay demek.
Çocukluğumu Hormeklilik, ailem olan Feranlılık (ailemize -
Feranlılar diyorlar) ve Alevilik çemberi içinde geçirdim.
Onu çevreleyen ikinci çember, babamın saflarında yer al-
dığı, kurtuluş savaşçıları ve devlet kurucularının partisi
olan CHP'lilik.
Sünni-Kürt aşiretlerinin "Alevi-Kızılbaş" dediği bir aile
ve aşirete mensuptum. Batıya gelince, benim aşiretimin
benzeri aşiretlere "Kürt-Aleviler" denildiğini öğrendim.
Harik Köyü, Üstükran bucağına bağlıydı. Şimdiki adı "Çay-
lar", 20'ye yakın köyün ortasındaki bu bucakta, tek bir ilko-
kul vardı. Ve üç sınıflıydı. 1935-36 ders yılında, bu okula
başladım. Bütün ilçede, tek olan beş sınıflı ilkokulu, Varto
merkezinde bitirdim. Lisesi olmayan Muş'ta ortaokulu, Er-
zurum'da liseyi, arkasından da Ankara Hukuk Fakültesi'ni
bitirdim. Yedeksubaylık, avukatlık (savunmanlık), politika,
birkaç başarısız adaylık, 1973te milletvekilliği, tekrar avu-
katlık, emeklilik, CHP kapatıldıktan sonra SODEP ve SHP
üyeliği.. Halen, CHP Çankaya ilçesinde kayıtlı üye ve Tür-
kiye Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi'nde okuyucu. Evli-
yim, iki çocuğum var. Birisi Almanya'da sosyoloji eğitimi
gördü, 2-3 yıl Türk-Danış'taçalıştı. Şimdi, sosyolog-kebap-
çı olarak kebapçı dükkanı var. öbür oğlum da Ankara'da
savunmandır. Yarım kalmış Farsça, yarım kalmış Fransız-
ca, Kürtçe bilirim.
- Tekin Bey, bir soru daha; liderlere ne diyorsunuz?
- "Ben olmazsam olmaz" düşüncesinden herkesin vaz-
geçmesi gerek. Bülent Bey olmazsa da olur, Deniz Bey
olmazsadaolur.Erdal Bey olmazsadaolur! Yani buCHP'-
liler bir yol, bir mecra bulur, giderler. Liderlerini de içlerin-
den çıkarırlar. Şimdi, yukarıdan liderler aracılığıyla örgüt-
leri kurmak, birinci derecede kabul edilir; ondan sonra
örgüt, kendi kaderini tayin eder, inisiyatifi ele alır. "Buna
sadece ben doğrultu tayin edeceğim; ben yapacağım, ben
bilirim, ben götürürüm" demek yanlıştır. Bana göre eğer
kırk kişilik, elli kişilik, altmış kişilik bir kadro, tabandan sağ-
lıklı bir kadroçıkabilseydi, bu liderlerini içinden çıkarabilir-
di; bu hareketin lideri Bülent Bey de olabilir, Deniz Bey de
olabilir, Inönü de olabilir. Ama insafla teslim ediyorum,
benim Deniz Bey'le de dostluğum var, Ecevit'e de saygım
var, eski liderim, ama ben bu işin Inönü'nün liderliğiyle gi-
debileceğine kaniyim. Birleşme safhasmın Inönü'nün li-
derliğinde gerçekleşeceğine inanıyorum. Haa, bundan
sonra ne olur? Hiç kimse daimi değildir, ebedi değildir,
Inönü de değişir, Ecevit de değişir, Baykal da değişir; yeni ,
bir genç gelir, bir kadro gelir, alır götürür. Bunun için şey-
den endişe ediyorum; yani gönlümün isteği CHP'nin kurul-
masıdır, ama bu kuruluş başımıza dert açacaksa, ikiyi üçe ;
çıkaracaksa, toplanmayı daha da geciktirecekse, bir dört
yıl kaybettirecekse, birinci merhalede CHP'lileri birleştir-
mek ve ondan sonra diğer solla ittifak kurmaktır. Avrupa'-
da, Fransa'da örnekleri var; bütün solun aynı parti içinde
olmasını sağlıklı görmüyorum, olanaklar içinde görenler
olabilir. Ama sol partiler olur, bu sol partiler arasında itti-
fak olur, hatta ve hatta görüşüm o ki bu geçiş döneminde,
yalnız sol ittifak değil, "demokrat ittifak "a gereksinim var.
Türkiye'nin birinci sorunu demokrasidir. Demokrasiyi kur-
maktır. Demokrasiyi kurduktan sonradır ki sağlıklı sol,
sağlıklı sağ kurulabilir.
- CHP'nin oluşmasına çalışan son Genel Yönetim Kuru-
lu üyeleri, sizce yeterli mi bunu yapmak için?
- Bu arkadaşlarımızın tabii politik deneyimleri var; hep-
si, siyasetin içinden gelmiş adamlar. Ama kitlenin kabul
etmesi gerekir.
- Kitle kabul etti mi sizce? "Aferin" diyor mu?
- Vallahi öyle güzel bir şey söylüyorlar ki "CHP'yi açaca-'î
ğız " diyorlar. Kimse buna karşı çıkamaz! Şimdi delegelerî
gelecek, bu delegeler ne der? Bir şey der. Ama on yıl ön-5
cenin delegelerinin karan. Halk, bazı ağızlardan duymak ^
ister. Ne diyor onlar? Bunlar alıp götürüyorlar, ama insan- \
ların da sabri var. Başka güçler var. ' t
-Negibi? {
- Farsça bir dize; Türkçesi şu: Sabır acıdır, ama tatlı î
meyveler verir. Politikada da öyle...
• • •
Nadir Nadi, öleli bir yıl oldu; bugün ölüm yıldönümü.
Gerçek gazeteci Nadir Nadi'yi Cumhuriyet'le yaşatmak,
boynumuzun borcudur. Yazarları, okurları yaşatır. Nadir
Nadi'yi yaşatan okurlara selam olsun!
I
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Milyonlarca yıl-
dızdan, yüdız küme-
lerinden, bulutsu ve
gaz bulutlanndan
oluşmuş bağımsız
uzay adası. 2/ Telli
balıkçıl... Dağkeçisi.
3/ XVIII. yüzyıl so-
nunda klasisizme
tepki olarak doğan
sanat akımı. 4/ Ti-
yatro niteliği taşıyan
radyo ya da televiz-
yon yayını. 5/ Terbi-
yesiz kimse... Tespih-
lerin baş tarafına ge-
çirilen uzunca parça. 6/ Akıl... Re-
sim ve heykel sanatlannda varhkla-
nn biçimi. 7/ Cilve... Kahveci tepsi-
si. 8/ Hayvanların bağlandığı gölge-
lik... Radyumun simgesi. 9/ Japon
müziğine özgü üç telli bir çalgı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Polath ilçesi yakınlarında, Frig-
ya döneminden kalma Unlü antik
kent. 2/ Bir çalgıyı doğru ses vermesi
için ayarlama... Karışık renkli. 3/
Güney Amerika'da yajayan bir yük hayvanı... Bir nesnenin uzay-
da kapladığı yer. 4/ Üç SUahşörler'den biri... Matematikte kul-
lanılan sabit bir sayı. 5/ Şöhret... Afrika'da bir ülke. 6/ Bulu-
nulan yerden daha yüksekte kalan düzlük... Kuran'da bir sure.
7/ Idare lambası. 8/ Belirti... Lokmanruhu. 9/ Reçine... Asya
1
da bir ülke.
Sahibinden SATILIK DAİRE
Kadıköy, Acıbadem Basın Sitesi'nde
hidroforlu, koloriferli 80
2
daire.
Tel: 339 56 43