23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 AĞUSTOS1992 PERŞEMBE 12 DIZIYAZI Edebiyatçılar Birliği, Babeufün kitabınınyasaklanmasını Melih Cevdet'inyazdığı bildiriyle kınadı i ANKARA NOTLARI Yazarlar bildiri de yazarlarTL.âgfr* ^ ^ ^ " \ I O zaman, Hukuk Fakültesi'ni yeni tüm kişi ve kuruluşlara,âiniversitelere, Bu bakımdan Türkiye'nin diğer Av- MBrjt*^^Kf .• \< bitiren 50 kuşağının genç öykücülerin- sendikalara, federasyonlara, dernekle- rupa memleketlerine nazaran hâlâ en F\£ğp ^^^JpAı den Demir Özlü ise sorunu şöyle koy-regönderildi. aşağı yüzyıl geride olduğu akla gel- • JAMİfr ^ ^ 1 ^ duortaya: Düşün, sanat, basın çevrelerinin ko- mektedir. Sorumlulara uygulanan H A P Î S T E N BABIÂLİ'YE Şükran Kurdakul Melih Cevdet'in yazdığı bildiriden 1- Büyük Franstz devriminin Ueri gelen düşürriirlerinden biri olan Babeuf demokrasinin ve özgür düşüncenin yaratıcüarından ve savunucularmdandır. Omm veçağdaşı olan düşünürleringerçekleştirdiklerio büyük devrim isebugiin her Ueri uygar toplumun benimsediğidemokratik düzenin temelindeyer abnaktadır. Demokratik düzen içinde bulıman bütün dünya tophanları onu kendi yaşayış ve düşünüşlerinden biri olarak okullarda okutup tanıtmaktadır. Insanltğm özgürlüğü ye mutluhığu için hayatmı vermiş olan Babeufdünyanm hiçbirülkesinde kovuşturmaya uğramamıştır. 2- Babeuf ve omm katıldtğı büyük devrim, Fransız aristokrasisine ve papaz sınıfma başkaidırmış, tufeylinin temklenmesineönayak olmakla bugün bizim de içerisinde buhmduğumuz Batı demokrasisinin kurubnasmayolaçmıştv. Bu bakmukm Babeuf ün Türk tophommda kovuşturmaya uğramast veyasaklanması sadeceayktn bir davranış olmakla kalmaz, bugünkü anayasa düzeninin ve demokrasimizin dayanaklannı inkâretmek ve kaynaklarmı kurutmak okar. 3- Ayrıca bu davranış çağdaş uygarlık düzenine ulaşma çabası içinde buhman Türk tophanunuortaçağa döndürmek anİamını da taşır. Bu gidişleyarm, ortaçağköylü ihtUaUerinaen, öbür gün ilkçağ kök isyanlarmdan bahsedenyazüarın ve kiiaplarm dayasaklanmasmagidUirse hîçşaşmamalı. En iyisi ihtüalsiz ve isyansız bir dünya tarihihazırlayıp bütün Tûrklereonuezberletmektir. Ancak böylebir tarihte, Türkiye'den mutlakiyet idaresini tenüzlemiş olan Atatürk ihtüaline ve bugünkü anayasayıgetirmiş olan 27 Mayıs hareketine nasüyer verileceğisöz konusu olmayacak mtdtr? 4- Babeufüyasaklama, 170yüsonra Fransız aristokrasisini vepapazlarmı savunarak acabaelimizenegeçeceğini sanıyoruz? Babeuften zorbalıklarm ve hırsız papazlarm öcünü almak bize düşmez kanısmdayız. 5- Bugün bu koşullar içinde Türk aydını şaşkm ve üzgün durvmdadvr. Ommyaptığt tarihselbiraraştırma bilekovuşturmaya uğrarsa,yetkili yönetküere düşecek olan başlıca görev, bizlere okuyabileceğimiz ve okumayacağımız, çevirebileceğimiz ve çeviremeyeceğbniz bilimseleserlerin listesini vermek olmalıdtr. Türk Edebiyatçılar Birliği, bütün aydm ve düşünürleriyle birlik olduğuna inanarak, bu olayı bilim ve düşünce özgürlüğüne indirümiş, toplumumuzu küçük düşürücü bir darbeolarakgördüğünübelirtir ve kamuoyu önündeprotestoeder. -9- Yelken dergisinin 27 Mayıs 196O'ı izleyen sayısında (Temmuz 1960) dü- zenlediğim somşturmada,"Yeni Ana- yasa" ve "Kaldınlması Öngörülen Anti-Demokratik Yasalar" konusun- da düşüncelerini belirten edebiyatçı- larla birlikte, Ord. Prof. Belgesay, Esat Çağa, Mehmet Ali Sebük, Sabri Savcı vb. ünlü hukuk adamlan da var- dı. Mehmet Ali Sebük diyordu ki: "Bugün mevcut olan bütün ceza ka- nunlanmız, anti-demokratik hüküm- ler taşımaktadır. Böyle hükümleri ihti- va etmeyen hiçbir kanunumuz mevcut değildir. Bunlar adeta mevzuatımızı bir sarmaşık gjbi dört tarafından sar- mış ve onlan işlemez hale getirmiştir. Bu mevzuatımızın başında ceza kanu- numuz gelmektedir. Eski halya'nın krallık devrinden kalma bu kanun O zaman, Hukuk Fakültesi'ni yeni bitiren 50 kuşağının genç öykücülerin- den Demir Özlü ise sorunu şöyle koy- du ortaya: "Hürriyet aşın ya da kısıth olamaz. Bu aşın hürriyetten söz edenler. men- faat sahipleri ya da işlerine öyle gelen- lerdir. Hürriyeti bazı kısınülarla taru- yanlarsa, aldatıcılardır. Ceza kanunu- muz değiştirilmelidir. Özellikle söz, düşünce. yazı. parti kurma. bireysel ve toplumsal hürriyetlerini sınırlayan 141 ve 142. maddeler kaldınlmalıdır. Bu maddeler sözlerinin tersine belli bir sı- nıfm hâkimiyetini korumaya yara- maktadır. Üstelik (7). bentleri de ah- lak dışıdır." Demir Özlü ve kuşağının öteki ya- zarlan (Ferit Edgü, Adnan Özyalçın- lar, Onat Kutlar, Kemal Özer, Ferit Öngören vb.) çağdaş hümanizmaya ters düşen her türlü baskının karşısın- daydılarzaten. Tepkilerine yasak koy- mayan bu kuşak TMTF ya da Devrim Ocaklan'nda toplanan yaşıtlanndan da farklı bakıyorlardı toplumsal/siya- sal olaylara... Komünistlerden de... Üç yazar kovuluyor Türk Edebiyatçılar Birliği'nin ağus- tos 1961 genel kurulunda uzlaşımcılı- ğın önünü keserek "'siyasal iktidann hukuk dışı davranışlanna destek ol- duklan" gerekçesiyle Samet Ağaoğlu, PeyamiSafa, FarukNafızÇamlıbel'in ^.^., ^w.u , ^^^^.^.,, ..v..,^., v^vn- üyeliklerine son verilmesini onlar iste- giz Tuncer, Ferit Öngören, Celaletün tüm kişi ve kuruluşlara,-,üniversitelere, sendikalara, federasyonlara, dernekle- re gönderildi. Düşün, sanat, basın çevrelerinin ko- nuya ilgjsinı çekmeye çalışıyorduk. Bu aşamada Nadir Nadi, Baha Ankan (Cumhuriyet), İlhan Selçuk, Mümtaz Soysal (Yön), Aziz Nesin, Esin Talu (Akşam), yaalanyla iktidan ve Mec- lis'i göreve çağınyorlardı zaten. 11 Kasım 1962'de TIP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar'ın çağnsı ile dü- zenlenen Beyaz Saray Toplantısfna katılan aydınlar, karşıt düşünen çevre- lerin bozma çabalanna karşın. anti- demokratik yasalann kaldınlması is- teminde birleştiler. Beyazıt'a yüriiyüş Türk Edebiyatçılar Birliği'nin 16 Şubat 1963'te toplanan genel kurulun- da söz alan konuşmacılar genel kuru- lun bitiminde hazır bulunan üyelerin Cağaloğlu'ndan Beyazıt alanına ka- dar yürüyüş yapmalanru önerdiler. Özellikle Ülkü Tamer, Adnan özyal- çıner, Leyla Erbil'in gösterinin hazırlı- ğıru hevesle ve çabucak tamamladıkla- nnı anımsıyorum. Yürüyüşe katılan en yaşb üye Halit Fahri Cteansoy'du. Melih Cevdet, Ke- mal Tahir, Burhan Arpad, Behçet Necatigil, Necati Cumalı, Fethi Naci, Asım Bezirci, Arif Damar. Edip Can- sever, Demir Özlü. Sabri Altınel, Cen- Bu bakımdan Türkiye'nin diğer Av- rupa memleketlerine nazaran hâlâ en aşağı yüzyıl geride olduğu akla gel- mektedir. Sorumlulara uygulanan Ceza Yasası'nın 141. ve 142. maddele- rinin Mussolini İtalyası'run faşist ka- nunlanndan alındığı ileri sürülmekte- dir. Bu maddelerin bugünkü şekilleri ve uygulanış tarzı sadece rejimin bir ölçüsü değil, Türkiye'nin ne istikamet- te yol alacağının bir delili olacaktır." (5-6 Ocak 1963) Ama uygulamalar sürüyordu. Şadi Alkjhç'ın yaası nedeniyle Cumhuri- yet, Adnan Benk'in hazırladığı "Çağ- daş İnsancılık" özel sayısı ile Ataç Dergisi (sorumlulan Kayhan Sağla- mer ve Afşar Timuçin) 142. maddeye aykın eylemde bulunduklan savıyla ağır ceza mahkemelerine verilmişlerdi. Bu davalann mürekkebi kurumadan Sabahattin Eyuboğlu ile Vedat Gün- yol 18. yüzyıl Fransızdüşünürlerinden biri olan Babeuf ten dilimize çevirdik- leri "Devrim Yazılan" kitabından ötürü (sonra Akşam'daki köşesinde yapıü öymesi. alınülar yapması nede- niyle Aziz Nesin) ağır ceza yargıçlan- nın karşısına çıkanldılar. Ortak bildiri Melih Cevdet, iktidarların kitaba düşman gözüyle bakmasını kınamak amacıyla arkadaşlanyla birlikte Taksim Anıtı'na çiçek koyup saygı duruşunda bulunmak istedi. Gözaltına alınıp mahkemeye çıktı (solda). Yaşar Kemal, 31 ekim 1964'te edebiyatçılar adına Taksim Anıtı'na çiçek koyduğu için mahkemeye sevk edUdi (sağda). aradan zaman geçtikçe Hitler ve Mus- solini rejiminin sert ve insan haklannı hiçe sayan metinleriyle takviye edil- miştir. Yazdığım müteaddit makale- lerde ve TBMM'deki sözlerimde. bu tercüme kanun yerine, milli bünyemi- ze uygun bir kanunun tedvin edilmesi- ni şiddetle müdafaa ettim. Fakat DP'nin kurmuş olduğu dikta rejimin bugünkü kanundan istifa etmek sure- tiyle ferdi hürriyetlerini fert hürriyeti- nin garantisini azaltmak yoluna ve bizim bu mesaimizi akamete uğrat- mıştır. Onun için her şeyden evvel, bugünkü demokratik rejime uygun karakterde bir ceza kanununun hazır- lanması ve yürürlüğe konmasıicape- der." diler. Oy çokluğu sağladılar. 141 ve 142. maddelerin kaldınlması yolundaki girişimleri de inatla destek- leyenler de onlardır. Edebiyatçılar Birliği anayasanın halkoyunda kabul edilmesini izleyen günlerde 141 ve 142. maddelerin "Anayasaya aykın" olduğu görüşünü benimseyerek edebiyatçı kesimin tav- nnı gündemde tutmaya özen gösterdj. Melih Cevdet'i başkan seçtiğimiz yö- netim kurulunda da özel bir çalışma konusu olarak alındı. Eylül 1962 için- deki bir toplantımızda da Fethi Naci'- nin hazırladığı bildiri kabul edilerek kamuoyuna sunuldu. Ve başta Curr-hurbaşkaru, Anayasa Mahkemesi'ne başvurma yetkisi olan Çetin, Afşar Timuçin, Bülent Habora, vb. kırb aşkın arkadaş ellerinde "Anti-demokratik yasalar kaldınlma- lıdır", "Düşünceye saygı", "Kalemle- rimizi kıracak mıyızT' yazılı pankart- larla yürüdüler. Yasal anti-faşist savaşım ülke dışm- daki liberal çevrelerin de dikkatini çekmeye başladı. Ünlü New York He- rald Tribune'de çıkan bir bölümünü okuyacağımız yazı bunlardan biridir: "Gerçekten bugün Türkiye'de ya- sak ve takibat konusu olan sosyalizme mütemayil yazılar, mesela İngiltere'de ancak yüzyıl önce, Dickens'ın eserle- rinde sosyal adaletsizliğe karşı kam- panya açıldığı devirlerde söz konusu olabilirdi. Sabahattin Eyuboğlu, Edebiyatçı- lar Birliği'run başkanıydı o zaman, Yaşar Kemal II. başkandı. Melih Cev- det, Ö.F. Toprak, Arif Damar, Sabri Altınel. Memduh Balaban'dan oluşan yönetim kurulunda genel sekreterlik görevini yürütüyordum. Kovuşturmanın açıldığı günler ola- ğanüstü toplanarak Basın Kanunu'- nun 30. maddesindeki yasaklayıcı hükümlere karşın, bir bildiriyle olayı protesto etme karan aldık. Bir bölü- münü okuyacağımız -Bence demokra- tikleşme savaşımında unutulmayacak bir yeri olan- bildiriyi Melih Cevdet yazdı. Aynı oturumda, siyasai iktidar- lann kitaba düşman gözüyle bakması- nı kınama amacıyla, Taksim Anıtı'na çiçek koyarak saygı duruşunda bulun- mayı öngören öneri de -Memduh Ba- laban dışında- üyelerce kabul edildi. Ne var ki, 31 Ekim 1964 günü Tak- sim Anıtı'na gireceğimiz sırada polis kuşatmaya aldı bizi. Yaşar Kemal di- reniyordu: - Saygı duruşu yapacağız. Hangi hakla engel oluyorsunuz? Karşımızda "emir veren" yok, "emir alanlar" var. Yalnızca Yaşar'ın çiçek koyması kabul görüyor ısrarlan- mız sonucu. Kapıyı çalan sfitçû değil Ertesi sabah da kapılanmız çalını- yor erkenden. Doğru Sansaryan Hanı'na.. İşte Gösteri Yürüyüşü Yasası'na aykın eylemde bulunma savı ile 5. As- liye Mahkemesi'ne "suçüstü" götürü- len sanıklar: Yaşar Kemal, Melih Cevdet, Vedat Günyol, Arif Damar, Memet Fuat, Edip Cansever, Demir Özlü, Şükran Kurdakul ve Orhan Arsal. Yerini alır almaz bir dilekçe okuyor Yargıç: "Görevli emniyet memurlan benim orada bulunduğumu görme- mişler... Ben de Babeuf ün ' Devrim Yazılan 'na kovuşturma açılmasını protesto amacıyla arkadaşlanmla bir- likteydım. Davaya dabil etmenizi ta- lepediyorum.." Dilekçenin alündaki imza Sabri Al- ünel... 19 Ekim 1985'te yitirdiğimiz Insanın Değeri, Kıraçlar, Zamarun Yüregi kitaplannın unutulmaz şairi. 1940 ve 50'li yıllann edebiyat hare- keüerini yaratan şair ve yazarlann büyük çoğunluğu bağımsızlığını koru- mayı ve susmayı varlık nedeni olarak gördüler. 12 Martlarda da.. 12Eylüllerdede.. BİTTt T.C. SAMSUNASLİYE4. HUKUK MAHKEMESİ 1991/470 Davaa Ali Yılmaz vekili Av. Metin Şener tarafından davalı Nermın San aleyhine açmış oldu- ğunu uıpu ıptali ve tescıl davası- mn mahkememızce yapılan du- ruşması sırasında verilen ara karan gereğince. Davalı Nermın San daha önce Samsun Fevzi Çakmak Mah. Is- tiklal Cad. Güneş Apt. No. 266'- da ikaroet ettiğı hıldınlmiş, ancak belirtilen bu adreste kendisıne tebligat yapılamamış. tebliğe ya- rar adresi de bütün aramalara rağmen tespit edilemediğinden adına ılanen tebligat yapılmasına karar verilmiş olmakla. Nemıin San'nın duruşma günü olan 24/9/ 1992 günü saat 09.4O"ta mahke- memizde hazır bulunması veya kendisini bir vekille temsıl ettir- mesi. aksi takdirde yargılamaya yokluğunda devam olunacağı H U.M.K..nun 213 ve 217. maddele- ri gereğince dava dilekçesi yerine gecerli obnak üzsere ilanen tebliğ olunur Basın: 49560 SATILIK DAİRE Kaynarca'da 120 m 2 üzerine kurulu 2 daire, iki diikkân bulunan kat sahibinden acele satılıktır. tstanbul 310 41 91 Tekirdağ 30431 SATILIK 1988 model otomatik Ford 2000 GLS Tel: 512 °5 05 / 486 KMİHMT B Btrsuç örgütünün gerçek Oyküsü REKUUM FİUMİDAĞIT1MIN0A P •• • j 1 >j^ 249 50 33 MISSISSIPPI MASALA Mıra Naır Denzel VVashıngton OKM OrtaköyKulturMertezı 258 69 87 13.00-15 30-18.00-20.30 232 64 26 • 230 21 87 BEYOGLU SİNEMASI ( 251 32 40 ) YAZ ŞENLIGI4 KADIN FİLMLERİ FRANKIE & JOHNNY 12.15 - 14.30 -16.45 - 19.00 - 21.30 ::ı«âoacı: DEMİR KARTALLAR III ŞişiSfTE (247 W 47) 11A>-13.30-16.00-1<.4S-».45 Bıyojkı OÛMVA (24« «3 61) 120O-14.1S-16.3O-18.4S-21.15 K»d*ftvSÛHEYr*n3eO6g2111.00-1330-1600-1800-21 45 B^ogbSMEPOP (25111 76) 12.0O-H.15-16.3CH8.45-21.0O Ç.Ö?ŞAf« (5162660)lliX3-l3.3O-16.Û0-18.3O-21CO MICHAEL DOUGLAS HAFTASI ÇI^ŞAFAKI (516266Û)11.0O-1330-160O-ia3O-21.00 CumaBORSA Salı KARANUĞIN ÖTESİ C.tesi AMAZONDA FIRT1NA Çarş. NİL'İN İNCİSİ Pazar NİL'İN İNCİSİ Perş. GULLERİH SAVAŞI Ptesi GÛLLEfllNSAVAŞ1 SEÇME FILMLER HAFTASI - 4 Kadıkty AS(3360060) 13 no-15 45-18.30-21.15 CunaAMAOEUS Salı DÖtfliR TARLASI Ctesi ÇtNGENELER ZAMANI Çarş THE DOORS Pazar ANAHTAR Perş. ANAHTAR Ptesi ALLEN-2 Hartiye AS(247 63 15) 1200-14.30-17.0_0-19.30-21 45 CunuAMADEUS Salı DÖŞLER TARLASI Ctesi ÇtNGENELER ZAMANI Çarş THE DOORS Pazar BAfiDAT CAFE Perş Z-OLUMSÜZ Ptesi ALLEN-2 teLDIRSUHÇ.TAŞ.ŞAfAK4(51626 60) 1100-13 30-16 00-1830-21 00 HHİN İNdSl Kadüıy AS [336 00 50) 11 OgHergûn) RUMELİ HISARI KONSERLERÎ YONCA EVCİMİK 20 Ağustos Dünden Bugüne MAZHAR - FÜAT - ÖZKAN 21,22, 23 Aâustos SERTAB ERENER 24 Ağustos FATİH ERKOÇ 25 Ağustos ZCİLRİ ÜVANELİ 27, 28, 29, 30, 31 Ağustos Tüm gâsterılerimızin numarah bıletlen sotıja sunulmu;tur BHet Sabş Yerierl: Vakkorama Taksim, Tel:251 28 86 Vakkorama Suadıye, Tel. 350 87 42 Rumelı Hısarı gişesı, Tel. 257 75 50 M9IT PfiOOUCTICA Ataköy Maıina '92 DEV SAHNEDE DEV KONSER ZULFÜ ÜVANELİ23 Agustos Pazar 21.15 Bllet Satış Yerieri Ataköy Matirva Regatu Câşesi Tel: 560 69 31 BoMana GOueri Merkezl Td: 384 72 10 Bakırkfiy Slnema 74 Tel: 572 04 44 Bütün MUDO. NAF NAF. CHtVIGNON VE COLLtCTION Magazalan Sinema • Tiyatro Gösteri MUSTAFA EKMEKÇİ Tekin İleri Dikmen'le: (4) Demokratik Uyuşma Gerekli... Tekin ileri Dikmen'le söyleşilerin başlangıcında, "lleri- de gerekirse, Tekin ileri Dikmen'le ilgili ayrıntılı bilgi vere- bilirim..." demiştim. Sordum: - Tekin EJey, yaşamöykünüzü anlatır mısınız? - 1929 yılında Varto'da doğmuşum; babam Ali Haydar Dikmen'in doğduğu Harik'te değil, dedelerimden Zeynel, Ibrahim Talu'nun doğduğu Kasman köyünde. Kasman ya da Kasıman; Kasıman bir kavganın, bir başkaldırının sim- gesidir. Kiğı'dan padişah fermanı ve "refir-i âm"la sökü- len, ailenin torunuyum. Refir-i âm, bir ferman, tüm illere emir veriliyor, "Askerle birlikte filanların üstüne gidiniz!" Eîenim ailemin üzerine refir-i âm gelmiş, Padişah ferma- nıyla. "Bunlar refir-i âm'la sökülüp, Varto'ya sığınmaya, kendisinden önce gelip yerleşmiş, kendi aşireti olan Hor- mekaşireti içinde barınmazorunluluğunda" bırakılmışlar. Mustafa Zeynel'in çocuklarının, yani bu gelip yerleşen dedemiz Mustafa Zeynelmiş, Mustafa Zeynel'in çocukla- rının bir simgesidir Kasman. Kasman ve Zengel köyteri, Osmanlı'ya kıyamın ya da başkaldırının ve Hamidiye alay- larıyla, kavganın simgesidir. Annem ise bu Hamidiye aşi- retlerinden biri olan Cıbran aşiretindendir. Onların Suva- ' roğulları ailesinden, Hamidiye Alay Komutanı Ibrahim EJey'in torunudur. Adı: Mahpiruz, Farsca Kutluay demek. Çocukluğumu Hormeklilik, ailem olan Feranlılık (ailemize - Feranlılar diyorlar) ve Alevilik çemberi içinde geçirdim. Onu çevreleyen ikinci çember, babamın saflarında yer al- dığı, kurtuluş savaşçıları ve devlet kurucularının partisi olan CHP'lilik. Sünni-Kürt aşiretlerinin "Alevi-Kızılbaş" dediği bir aile ve aşirete mensuptum. Batıya gelince, benim aşiretimin benzeri aşiretlere "Kürt-Aleviler" denildiğini öğrendim. Harik Köyü, Üstükran bucağına bağlıydı. Şimdiki adı "Çay- lar", 20'ye yakın köyün ortasındaki bu bucakta, tek bir ilko- kul vardı. Ve üç sınıflıydı. 1935-36 ders yılında, bu okula başladım. Bütün ilçede, tek olan beş sınıflı ilkokulu, Varto merkezinde bitirdim. Lisesi olmayan Muş'ta ortaokulu, Er- zurum'da liseyi, arkasından da Ankara Hukuk Fakültesi'ni bitirdim. Yedeksubaylık, avukatlık (savunmanlık), politika, birkaç başarısız adaylık, 1973te milletvekilliği, tekrar avu- katlık, emeklilik, CHP kapatıldıktan sonra SODEP ve SHP üyeliği.. Halen, CHP Çankaya ilçesinde kayıtlı üye ve Tür- kiye Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi'nde okuyucu. Evli- yim, iki çocuğum var. Birisi Almanya'da sosyoloji eğitimi gördü, 2-3 yıl Türk-Danış'taçalıştı. Şimdi, sosyolog-kebap- çı olarak kebapçı dükkanı var. öbür oğlum da Ankara'da savunmandır. Yarım kalmış Farsça, yarım kalmış Fransız- ca, Kürtçe bilirim. - Tekin Bey, bir soru daha; liderlere ne diyorsunuz? - "Ben olmazsam olmaz" düşüncesinden herkesin vaz- geçmesi gerek. Bülent Bey olmazsa da olur, Deniz Bey olmazsadaolur.Erdal Bey olmazsadaolur! Yani buCHP'- liler bir yol, bir mecra bulur, giderler. Liderlerini de içlerin- den çıkarırlar. Şimdi, yukarıdan liderler aracılığıyla örgüt- leri kurmak, birinci derecede kabul edilir; ondan sonra örgüt, kendi kaderini tayin eder, inisiyatifi ele alır. "Buna sadece ben doğrultu tayin edeceğim; ben yapacağım, ben bilirim, ben götürürüm" demek yanlıştır. Bana göre eğer kırk kişilik, elli kişilik, altmış kişilik bir kadro, tabandan sağ- lıklı bir kadroçıkabilseydi, bu liderlerini içinden çıkarabilir- di; bu hareketin lideri Bülent Bey de olabilir, Deniz Bey de olabilir, Inönü de olabilir. Ama insafla teslim ediyorum, benim Deniz Bey'le de dostluğum var, Ecevit'e de saygım var, eski liderim, ama ben bu işin Inönü'nün liderliğiyle gi- debileceğine kaniyim. Birleşme safhasmın Inönü'nün li- derliğinde gerçekleşeceğine inanıyorum. Haa, bundan sonra ne olur? Hiç kimse daimi değildir, ebedi değildir, Inönü de değişir, Ecevit de değişir, Baykal da değişir; yeni , bir genç gelir, bir kadro gelir, alır götürür. Bunun için şey- den endişe ediyorum; yani gönlümün isteği CHP'nin kurul- masıdır, ama bu kuruluş başımıza dert açacaksa, ikiyi üçe ; çıkaracaksa, toplanmayı daha da geciktirecekse, bir dört yıl kaybettirecekse, birinci merhalede CHP'lileri birleştir- mek ve ondan sonra diğer solla ittifak kurmaktır. Avrupa'- da, Fransa'da örnekleri var; bütün solun aynı parti içinde olmasını sağlıklı görmüyorum, olanaklar içinde görenler olabilir. Ama sol partiler olur, bu sol partiler arasında itti- fak olur, hatta ve hatta görüşüm o ki bu geçiş döneminde, yalnız sol ittifak değil, "demokrat ittifak "a gereksinim var. Türkiye'nin birinci sorunu demokrasidir. Demokrasiyi kur- maktır. Demokrasiyi kurduktan sonradır ki sağlıklı sol, sağlıklı sağ kurulabilir. - CHP'nin oluşmasına çalışan son Genel Yönetim Kuru- lu üyeleri, sizce yeterli mi bunu yapmak için? - Bu arkadaşlarımızın tabii politik deneyimleri var; hep- si, siyasetin içinden gelmiş adamlar. Ama kitlenin kabul etmesi gerekir. - Kitle kabul etti mi sizce? "Aferin" diyor mu? - Vallahi öyle güzel bir şey söylüyorlar ki "CHP'yi açaca-'î ğız " diyorlar. Kimse buna karşı çıkamaz! Şimdi delegelerî gelecek, bu delegeler ne der? Bir şey der. Ama on yıl ön-5 cenin delegelerinin karan. Halk, bazı ağızlardan duymak ^ ister. Ne diyor onlar? Bunlar alıp götürüyorlar, ama insan- \ ların da sabri var. Başka güçler var. ' t -Negibi? { - Farsça bir dize; Türkçesi şu: Sabır acıdır, ama tatlı î meyveler verir. Politikada da öyle... • • • Nadir Nadi, öleli bir yıl oldu; bugün ölüm yıldönümü. Gerçek gazeteci Nadir Nadi'yi Cumhuriyet'le yaşatmak, boynumuzun borcudur. Yazarları, okurları yaşatır. Nadir Nadi'yi yaşatan okurlara selam olsun! I BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Milyonlarca yıl- dızdan, yüdız küme- lerinden, bulutsu ve gaz bulutlanndan oluşmuş bağımsız uzay adası. 2/ Telli balıkçıl... Dağkeçisi. 3/ XVIII. yüzyıl so- nunda klasisizme tepki olarak doğan sanat akımı. 4/ Ti- yatro niteliği taşıyan radyo ya da televiz- yon yayını. 5/ Terbi- yesiz kimse... Tespih- lerin baş tarafına ge- çirilen uzunca parça. 6/ Akıl... Re- sim ve heykel sanatlannda varhkla- nn biçimi. 7/ Cilve... Kahveci tepsi- si. 8/ Hayvanların bağlandığı gölge- lik... Radyumun simgesi. 9/ Japon müziğine özgü üç telli bir çalgı. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Polath ilçesi yakınlarında, Frig- ya döneminden kalma Unlü antik kent. 2/ Bir çalgıyı doğru ses vermesi için ayarlama... Karışık renkli. 3/ Güney Amerika'da yajayan bir yük hayvanı... Bir nesnenin uzay- da kapladığı yer. 4/ Üç SUahşörler'den biri... Matematikte kul- lanılan sabit bir sayı. 5/ Şöhret... Afrika'da bir ülke. 6/ Bulu- nulan yerden daha yüksekte kalan düzlük... Kuran'da bir sure. 7/ Idare lambası. 8/ Belirti... Lokmanruhu. 9/ Reçine... Asya 1 da bir ülke. Sahibinden SATILIK DAİRE Kadıköy, Acıbadem Basın Sitesi'nde hidroforlu, koloriferli 80 2 daire. Tel: 339 56 43
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle