Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5TEMMUZ1992PAZAR
OLAYLAR VE GORUŞLER
Bilimle Sürgît Çatışan
Toplum
198O'lı yıllarda, en çok bılım \oırgun yemıştır O donemın Devlet Başkam,
yargıçlara sık sık "yasalan ulke gerçeklenne gore uygulayın, yorumlayın"
dıye öğütler venrdı Busozlertu>lerurpertıcıdır Oysa yasalar, yorumbılım
denılen bır dısıplının kurallanna göre yorumlamrlar
Doç.Dr. SAMÎ SELÇUK Yargıtay 4. Ceza Dairesi Başkam
Yıl 1939 Erzıncan'da yer sarsıntısı 33-38
bın oldu LJç \ıl suren Turk Kurıuluş Savaşı n-
da ıse olu sayısı 5 600 Demek, ulusumuz,
sanıyelerle anlatılan bır zaman dıhmınde 6-7
kurtuluş savaşını bırden yaşamış
1939'da doğanın ınsana soylemı şu Burası
kınk bölgedır Ya bu dıvardan gıdeceksın ya
da yer sarsıntısma dayanıkh yapılar ya-
pacaksın Kımse dınlemıyor 53 yıl sabırla
bekleyen doğa, yasalanna uymayanlara bır
kez daha acımasızca dersını venyor
Her alanda boyle Şu trafığın durumuna
bakınız Her yıl bır Kurtuluş Savaşı'nın be-
delını öduyoruz
Bayramlarda gazetelenn sayfalan çarşaf
çarşaftrafik kurbanlanyla dolu "Tann koru-
sun" markalı kamyonlarla karşıdan gelenı
görmeden olanca hızıyla donemeçlen, yokuş-
lan ınsanlarla bırlıkte yutanlan Tann nıye ko-
rusun' Boyle bın korunmava yakışan bır kul
değıl, olsa olsa toplum duşmanı bılınçsız bır
canavardır
Doğa bılımlennı bırakıp ekonomıye, hu-
kuka geçelım Ekonomının dedıklenne uy-
mazsanız enflasyona katlanmak zorunda
kahrsıruz tkı bın yıllık Batı hukukunun suz-
me kavramlanyla oluşturulan vasalannı, bu
kavramlann soylemlenne ters duşerek uygu-
larsanız ozürlu bır hukuk uygulamasıyla ya-
şamanız kaçınılmaz olur
Butun bunlann suçlusu, sorumlusu, ne
Tann'dır ne doğadır ne de bıhmdır '"Çm'de
de olsa aramamız gereken", yaşamda en ger-
çek yol gostencı olan bıhmle'" surgıt ınadaşan
kafadır Bu kafayı duzeltmedığımız surece,
her alanda Erzıncan yıkımlannı beklemek
alınyazımız olacaktır
Doğu toplumlannda bılım uretememek
uzucu bır eksıklıktır Onu kotu tuketmek ıse
toplum sındınmını bozan kahredıcı bır ulser-
dır Bu ulserlı ortamda, çabucak yakalandığı
sanılan sığ goruntu çoğu kez sahte gerçeğe
tartışma kendı kendmı tartan bır monoloğa
donuşur Donuştukçe de gerçek ellennızden
uçar gıder
Oysa gerçek hem çok boyutludur hem de
çok nazlıdır Kolay kolay teslım olmaz Ko-
laycılara ve tekelcılere ıse hıç teslım olmaz
Ona bellı yontemlerle yaklaşılır Bu yontem-
len bulmak ıçın Sokrat tan bu yana çok kafa
patlatılmıştır Descartes, Hume. Spencer,
Durkheım, Cuvıllıer, Husserl, Sartre ılk akla
gelenlerdır Gerek doğa. gerekse toplum bı-
Umlenyle uğraşanlar va da onlan uygulayan-
lar once bunlan okumalıdırlar
Beyni nadaslamak!
Bırkaç yıl once hukukla ılgıh bır tez kıta-
bınm ılk sayfasmda Bachelard dan bır alıntı
okumuş, çok etkılenmıştım Ertesı gunu
alıntının yapıldığı "La formatıon de l espnt
scıentıfıque" adlı yapıtı bulmak ıçın Pans'ın
altını ustune getırmıştım Bachelard'a gore
cger gerçeğı arayan kafa rastgele ışlenmemış
kulaktan dolma bılgılerle, onyargılarla yuklu
ıse gerçeğı bulmak ıçın çok yaşlanmış bır be-
yındır bu
Kafa hemen gençleştırılnıelıdır Bunun ıçın
de beym ılkın o gune değın bılınenlerden
anndtrılmalıdır Bır eğıtımden geçse bıle, bı-
volojı ekonomı hukuk kıtaplanndakı akıl-
da kalanlardan zıhın temızlenmelı (Durkhe-
ım) doğruluklanna ınanılan ınceleme berısı
tum onbılgıler askıva alınmalıdır (Husserl)
Sağlıklı araştırmada bunun adı "bılınçlı bıl-
mezhk' kuralıdır (Durkheım) Çunku en gu-
venıhr beyınler, dunyayı onyargısız yorurnla-
vanlardır
Nadaslanan boyle bır beym tohuma ha-
ardır Ama onu nasıl tohumlamalr7
Bır kez, o
konuda ne kadar bılgı varsa eksıksiz ortaya
konulmalıdır
Ikıncı adım, bu bılgıler, yontemsel (meto-
dık) bır kuşkuyla, kendını sureklı sorgulayan
bır bılınçle ele alınmalıdır Gerçeğın araştır-
macısı, mayın tarlasında ılerleyen bır savaşçı
gıbı uyanık ve sabırlı olmak, yoluna çıkan her
kavramı, her kuralı, ne denh yaygm olursa ol-
sunlar, onceden bıldıklennı kuşkuyla karşıla-
mak, bılımsel yapıtlara başvurarak, bu konu-
dakı bıldıklennı denetleyerek ılerlemek zo-
rundadır Yanılgılanmızın çoğu, gerçeğe doğ-
ru yururken yolda rastladığımız kavramlan,
kurallan, "nasıl olsa bıhyorum" onyargısıyla
aklın eleşünsınden ve bılımın suzgecınden ge-
çırmeden algılama kolaycılığından kaynak-
lanır
Ivecenlık/kolaycıhk yanılgılann ebesıdır
Levı Straus, 1940'larda "Huzunlu Tropıka-
lar" adlı yapıtını yayımladıjanda kıyamet
kopmuştu Etkıgorkemhydı Oyle kı, Gonco-
urt Akademısı, roman olmadığı ıçın yapıtı
odullendırememenın uzuntusunu açıklıyor-
du
Oysa, 35-40 yıl sonra Straus, ununu bugun
de surduren bu yapıtı hakkında çok acı-
masızdır Ona gore bu kıtap tıka basa dolu bır
çantayı boşaltma coşkusuyla, bılımsel ıhtı-
yatlıhk suzgeanden geçınlmeden, dort ay gıbı
kısa bır surede, bır çırpıda >azılmış \e vayım-
lanmıştır O yuzden yapıt, bır okul ka-
çağjdır, bılıme karşı ışlenmış bır kustahhktır
Straus, Straus'un yontemını boylesıne eleştı-
nrken, bızı de duşundurmeh değıl mıdır9
Bılımsel eleştın bilım adına yapılır Kendını
savunma aracı değıldır O yuzden, kendı go-
ruşunu bıle eleştınr bılım adamı, bellı uzak-
lıktan bakar ona
Bu bvr erdem değıl, odevd'r "Yanlış ya elle
ya da dılle duzeltılır" (Hz Muhammet) Bunu
yapan, bır duşman değıl, bızı yanılgıdan kur-
taran bır dosttur Tartışanlann ortak çabalan
gerçeğı bulmaktır Tartışmada yenen yenılen
yoktur Zengınleşen duşunce vardır Tersıgo-
ruş, ılkeldır
Butun bu kurallan duşundüğumde Erzın-
can yıkımlannın sorumlulannı gorur gıbı olu-
yorum
Sonuç
198O'lı yıllarda, en çok bılım vurgun yemış-
tır O donemın Devlet Başkam, yargıçlara sık
sık "yasalan ulke gerçeklenne gore uygulayın,
yorumlayın" dıye oğutler venrdı Bu sozler
tuyler urpertıcıdır Oysa yasalar, yorumbılım
denılen bır dısıphnın kurallanna göre yorum-
lanırlar
Bu dısıphnde ıse "ülke gerçeğıne gore yo-
rum" dıye bır kural yoktur Olamaz da An-
cak yasa, ulke gerçeğını yansıtan bır oğe ıçere-
bılır Eğer ıçermıyorsa, ulke gerçeğı adına
kavramlan ve kurallan yıkmaya kımsenın
hakkı olamaz Bu yapılırsa, Erzıncan'da yaşa-
nan deprem, hukukta da yaşanmış olur
Ataturkçuluk, dogmatık bır ıdeolojı değıl,
uygulama temehnde gelışen ve bılıme uygun
bır yaşam bıçırrudır
Bılım, uygulamaya aktanlabüır, ama uygu-
lama bıhmselleştınlemez Safsu lOOderecede
kaynar Eğer sızın suyunuz 105 derecede
kaynıyorsa, suyunuzu gozden geçırmek zo-
nındasınız Derece sıstemını suyunuza gore
değıştırmeye kalkışmak, bılımde Hıtlercı bır
tutumdur Sızı kımse dınlemez Yalnızlaşır-
sınız Bu sıze, sızın hazırladığınız bır alınya-
asıdır, başkalannın değıl
ARADABIR
Prof. BELKIS MUTLU
Soluksıız İstanbul ve
Bilezikçi Çiftliği
İstanbul dunyada bırey başına en az yeşıllığe sahıp
kentlerden bın Kışınınıçındeyaşadığıbınanın neredeyse
sahıbının malı gucünu asacak oranda durduk yerde değe-
rını ve ıskan yoğunluğunu arttırıcı uygulamalar sonucu
son kalan yeşıt alanlar da yok oluyor
Bır yandan ağaçlandırma kampanyalarıyla karşıt, düş-
man ortamlarda yarın ıçın yenı ormanlar yetıştırılmeye
çalışılırken ote yandan mevcut asırlık koru ve ormaniarın
tahrıbıne neden olacak projeler yapılıyor ya da uygulanı-
yor Objektıf bır durum değerlendırmesı şaşkınlık verıcı,
zıra bıtkı ve ağaç ortusu bır luks ya da sus değıl kentte ya-
şayanların soludukları havayı temızleyıp oksıjen sağlayan
kaynaklar Herhangı bır nedenle bunlann tahrıbatına yok
edılmesıne tanık olmak ısyan ettırıyor
Butun uygar kentlerde sayısız park ve bahçe bulunduğu
gıbı hemen yakın çevrede de buyuk yeşıl alan yoğunlukla-
n yer ahyor İstanbul un durumunu otuzlu yıllardan sonra
çok buyumuş başka bır Akdenız kentı Ftoma yla karşılaş-
tırmak ıbret verıcı Roma da yayılmayta bırlıkte şımdı ken-
tnortasında kalan Vılla Borghese Torlonıa Vılla Ada, Vıl-
la Dorıa Pamphılı gıbı parkların bızdekı karşılığı olan Naıle
Sultan, Ayşe Sultan Nacıye Sultan vb gıbı korular oradakı-
ler gıbı korunacaklarına bırer kooperatıf sıte yanı ıskan
alanı halıne getırılerek, koru ve park nrtelıklerını yıtırdıler
Şımdı ıse sıranın Bılezıkçı Çıftlığı'ne geldığını oğrenmek
dehşet verıcı'
Eskı sahıplerının yıllarca tıtızlıkle koruyup sakındıkları,
Sarıyer dekı bu qorkemlı ormanlık bolge Orman Fakul-
tesı'nın denetımıne geçınce, beton yığınları dolu yeşıllık-
sız ve kırlı çevreden genel sağlık ve ruh sağlığını yıtırmek-
te olan bız Istanbullular çok sevınmıştık Ancak şımdı bol-
geyle ılgılı ınsaatlar tasarlandığını oğrenmek urkutuyor
bızı Bılezıkçı Çıftlığı, bır tek ağacının bıle hıçbır proje ıçın
kesınlıkle feda edılmemesı gereklı bır yeşıl alan Eğer bu-
rada uygun boşluklar varsa guvenlık açısından çok cıddı-
yetle denetlenmek koşuluyla kamp alanları olarak kullanı-
labılır
Ancak Istanbullu, sayısız acı deney sonucu ınşaat ıznı
vermemenın bıle yeşılı korumadığını çok lyı oğrendı Bo-
ğaz sırtlarındakı, Istanbul'un yakın çevresındekı ve kent
ıçındekı yasadışı yeşıl alan tahrıbatı ve yapılaşma hıçbır
uygar ulkenın tasavvur edemeyeceğı bır vahşet halını aldı
Anarşı, yalnız banka soymak, sılahla adam oldurmek de-
ğıldır Vatandaşın ya da kamunun mulku olan arazıyı gasp
etmek, banka soymak, mılyonla ınsanın sağlığını kaybettı-
recek bıçımde yeşılı yok etmek, sılahla bırkaç kışıyı oldur-
mek kadar vahım anarşı olayları sayılmalıdır
Istanbul'dakı boyutlarında bu davranışların ustune gıt-
memek, durdurucu hıçbır onlem almamak ıse ulaşılan
aşamada artık beledıye değıl, ancak devlet duzeneğının
gevşeklığıyle (mekanızmasınm zaafıyla) açıklanabılır
Hangı demokratık ve ınsan haklarına saygılı ulkede kamu
arazısını kaçak olarak parselleyıp oraya bınalar mahalle-
ler yapmak rrumkundur Değıl parkları, ormanları, korula-
rı yok edıcı ya da kemırıcı planlann gerçekleşmesıne ızın
venlmesı, vatandaş kendı ozel bahçesındekı yeşılın bıle
korunması ve bakımından sorumludur
Sınır ve mulkıyet kutsallığı herkesm anlamında uzlaştı-
ğı kavramlar Ancak istanbul konu olduğunda bu kavram-
lar değerlerını yıtınyor Devlet bu kentın sınırlannt, hem-
şerılerının ortak mulku olan kamu arazısını, orman ve ye-
şıl alanlarını yıllardır korumuyor Yuzyılın başında Calıfor-
nıa'da arazıye hücum donemıne benzer bır kargaşanın
ıçınde yaşıyoruz ve artık yaşamımız, sağlığımız tehlıkede
Bılezıkçı Çıftlığı'nın yeşılınden hıçbır fedakârlıkta bulun-
madan korunması, istanbul da 40 yıldır gıderek erozyona
uğradığına tanık olduğumuz devlet otorıtesının ve uygar
duzenın canlanmasını sımgeleyecektır Bu alanı gecekon-
du ıstılasına karşı mutlaka korumak ıçın gereklı onlemlerı
almak İstanbul ve Sarıyer beledıyelerımn, İstanbul Valı-
lığı nın ve Sarıyer Kaymakamlığı nın gorevlerıdır Istan-
bul'un ve Istanbullunun kentının yeşıl alanlarının, orman-
larının parsellenmesıne, katledılmesıne, hıçbır gerekçey-
le, hıç kımse tarafından yok edılmesıne yağmalanmasına
ınşaat yapılmasına artık tahammulu kalmamıştır Zıra
kentımızde hıç olmazsa rahat netes alabılerek olmek hak-
kımız da gıderek elımızden alınıyor
Ormanlarımız ve yeşıl alanlarımıza kasteden butun
ımar planlarının mevzıı ımar planlarının ozel ızınlerın,
bakanlıklardan unıversıtelerden beledıyelerden resmı
ve ozel çeşıtlr kışı ve kuruluşlardan kaynaklanan yeşıllığı
kemırıcı projelerın başta Bılezıkçı Çıftlıgı'nınkı olmak uze-
re durdurulmasını ıstemek Istanbullunun en doğal hakkı-
dır Bunlara karar veren, ızın veren ya da goz yumanlan
şıddetle protesto etmek bızım çağdaş hemşerılık gorevı-
mız olduğu gıbı boyle protestoları dıkkate alıp gereken on-
temlerı uygulamak da ılgılılerın uygarlık ve duzenı koru-
mak ıçın gosterdıklerı tıtızlığın bır gostergesı olacaktır
TARTIŞMA
Ovacık Altın Madeni Ozelinde...
Buna karşıhk 8 yıl surecek ışletme donemınde çevresel dengeden ne-
ler yıtınlecektir 200 000m2
'lık yeşıl alan, ağacı, otu ve ınlı ufaklı
canlısı ıle tahnp edılecektır
1 98O'U yıllar çevre sorunlanna uluslara-
rası boyutlar geürerek sona ermış,
199O'lı yıllar ıse bu konuda kısa surede bu-
yuk urmanışlar getırerek devam etmekte
Rıo zırvesı umanz kı bu tırmanışın uç
noktası olarak kalmaz ve tdhnp etmekten
usanmadığımız dunyamızın geleceğı ıçın
topluca daha etkın kararlar almaya devam
edenz Ulkemız açısından çoğulcu katılı-
ma onem vermelen nedenıyle Parts Sozleş-
mesı'nın ve Bergen Bakanlar Deklaras-
vonu nun altına ımza atmış olmamızın
ayncalıklı bır yen var
1982 Anayasası da bu gelışmelere koşut
olarak bıreylere çe\relenne sahıp çıkoıa
hakkı venrken, bu konuda bır sorumluluk
da yuklüyor
Bu gelışmeler sadece yasalarda yer alma-
ya devam ederken, yoremızde Alıağa halkı
ve yerel yöneümı uzun ve zorlu bır uğraş
vererek İcendılenne tarunan bu hakkı kul-
lanma yolunda onculuk ettıler Alıağa Ter-
mık Santrah hakkındakı yurutmeyı dur-
durma karan, Rıo zırvesınden dönen yet-
kılıler tarafından da benımsenmış göru-
nuyor Kımya Muhendıslen Odası Ege
Bolge Şubesı olarak bu yolda emek harca-
yanlan ve karan alanlan kutluvoruz Eğer
santralın kurulması karan ahnsaydı, her
^evden once yorenın elektrık enerjısı ure-
tım kapasııesı artacak pek çok kışı ıçın
ış olanağı sağlanacaktı
Yadsınamaz ölçudekı ekonomık katkı-
lanndan, ekolojık yapı ve ınsan sağlığma
vereceğı zararlar gozönune alınarak
tedakârlık edılmıştı
Dunya ve ulkemız gündemınde yer alan
çevre sorunlan. artık ekonomı ve ekolojı
dengelen uzennde yapılan tartışmatar te-
mehnde ele alınıyor Bazı kımseler her şey-
den once ekolojık denge derken, başka ke-
sımler ekonomıyı her şeyın ustünde tut-
makta dırenıyorlar
Son gunlerde Ege yoresıne özgu bır tar-
üşma olmaktan çıkıp Turkıye genelınde
kamuoyunu meşgul eder duruma gelen
Ovacık Altın Madeni nın ışletılmesı konu-
su. bızı bır kezdaha ekonomı-ekolojı ılışkı-
sı uzennde duşünmeye zorluyor
Ekonomısı başta pamuk ve tütun tanmı-
na dayanan varlıkh bır yorenın koylülen,
"Altın değıl, yaşamak ıstıyoruz" sloganı ıle
bolgelennde altın ışletılmesıne karşı çıkı-
yorlar
Buralarda sanayı yok Çevre kırlıhğı he-
nuz\aşanmamışken, Ege Bolgesı'nın otekı
yorelennın kazanılan deneyımlen, onlan
uyanık olmaya ve çevrelenne sahıp çıkma-
ya zorluyor Alıağa da, dısıplınh ışçı kesımı
ı\e yanşırcasına "Bır bolgede, çevresel nsk
taşıyan ışletmelenn kurulup kurulmayaca-
ğı konusunda <>on sozu yore halkı soyler"
ılkesını yaşama geçırmeye çalışıyorlar
Bır demokraük kıtle orgutu olan Kımya
Muhendıslen Odası Ege Bolge Şubesı ola-
rak boyle bır ışletmenın ekonomıye neler
getıreceğını, buna karşın ekolojık denge-
den neler gotureceğını ırdelemek ısüyoruz
Mevcut ışletme projesıne gore belırlenen
1 700 000 ton cevher 9 6 gr ton tenorludür
Cevhenn tumu ışlendığınde 8 yılda toplam
16 42 ton altın elde edılerek yurtdışma gön-
denlecek ve saflaşürma ışlemıne orada tabı
tutulacaktır Proje muhendısmın verdığı
sayılara gore 1992 yılı ıtıbanyla yıllık 35
mılyon dolar gırdmın 21 mılyon dolan yur-
dumuzda kalacaktır AlUn dışalımımız ıçın
1989-1990 ve 1991 yıllan ıübanyla ortala-
ma yıllık gıdenmız 1 mılyar 250 mılyon do-
lar cıvanndadır
Buna karşıhk 8 yıl surecek ışletme done-
mınde çevresel dengeden neler yıtınlecek-
tır Yaklaşık 200 000 mHık yeşıl alan,
ağacı otu ve ınh ufaklı canlısı ıle tahnp edı-
lecektır
Dınamıt patlamasından yoredekı tum
canhlar etkılenecektır En yakını 60 m
uzakhktakı Ovaak koyü olmak uzere CT-
varda dokuz koy vardır Proje lehıne du-
zenlenmış bır raporda, "Şırket yöre halkı-
nın ıştıraklennı duşunduğu ıçın pazar gun-
len dınamıt patlatmayacak"tır .deruyor
Neıncelık'İşletmedenbeşkuruşbılekânol-
mayan bır kışı, ışletmenın kendısıne vere-
ceğı bır gunluk "gunıltu" ıznınden yararla-
nabılecek
Yıne bu dokuz koyde yaşayan ınsanlar,
160 000 m
r
hk açık sahaya boşaltılan sıya-
nurlu auklarla komşuluk ıhşküen ıcınde
yaşayacaklar ve t>u ıhşkıler ışletme suresı
bıttıkten sonra da devam edecek Açık bo-
şaltma alanının denetımının büyuk olçüde
doğa olaylanna bağlı olacağıru, ancak ah-
nacak onlemler ve yapılacak deneümlerle
tehlıke nskının azaltılabıleceğını kendılen-
ne anlattık Ancak bu onlemler ve dene-
ümler gerek ışletmeyı gerekse deneümı ust-
lenecek kamu kunımlanna buyük mah
yukler geürecekür Işletme ruhsaü ahnak
ıçın acele eden proje sahıplenne olduğu ka-
dar, yöre halkına ve yerel yoneumlere tek-
nık tarüşmalar sonuçlanıncaya kadar sa-
bırh olmalannı onenyonız
Her şeyden once ulkemızde ılk kez yer
alacak boyle bır "tehhkeb aük" alanının
bır tanımıru yapmak gerekır Bundan son-
ra boyle bır sahanın ulkemız koşullanna
uygun 'yoneüm programı' hazırlanarak,
mevcut Kaü Auk Kontrol Yönetmehğı'-
nın kapsamı ıçıne alınmalıdır
Kurulacak ışletme, ancak atık alanı ıçın
yoneüm programı kesınleşukten sonra
ekonomık açıdan ıncelenmelı ve hâlâ eko-
nomık bulunursa, durum yore halkına an-
laülarak boylesı bır ışletme ıle komşu ol-
mayı ısteyıp ıstemedıklen sorulmalıdır
Teknık ıncelemeler, tehhkelı aüklann ta-
mmlanması, bunlann deneümlennın yo-
netmelık hahne getınlmesı, denetımlen ya-
pacak bır kamu kurumunun behrlenmesı
ve yöre halkırun onayırun ahnması ışlem-
len sırasıyla ızlenmeden venlecek ruhsat,
ekonomı uğruna çevresel dengeyı ve ınsan
sağlığını hıçe saymak olacakür
TMMOB KtMYA MÜHENDİSLERİ
ODASI EGE ŞLBESt
1.650.000.- + KD\ EYLEMIORADA
YAŞANDI
Fethıv e Prenses Otel de > anm pansıv on konaklama + yol
Kavakoy Oludenız Xanthos Letoon Patara Kovceğız
Dal>an Kaunos tztuzu Tlos Saklıkent gezılen herşey
dahul (Her Cuma çıkış Pazar donuş)
MAVİ YOLCULUK.
DENIZDENUKYA EYİNÎZDENALIP
EVİNİZE
BIRAKIYORUZ
Kapınızın onunden alınıp "" gece 8 gun ma\ ı yolculuğa
çıkıp yıne kapınıza bırakıldınız mı' UsteİLk bu sure
ıçensınde extralar hanç elınızı cebınrze hıç atmadan'
KARADAN KARYA
1
™
ç DENİZİN
1.450.000. + KDV
ORTASINDA
HAYRABOLU ASLİYE
HUKUK
HÂKİMLİCl'NDEN
Dosya No 1991/459 E
1992/190 K
Davacı Hayrabolu Beledıye
Başkanlığı Veküı Av Basn Eker
tarafından davalı Bekır Uzmez
aleyhıne mahkememızde açılan
tapudakı şerhın ıptalı davasırun
yapılan açık duruşması sonun-
da dava konusu Hayrabolu İlyas
Mahallesı 419 ada, 2 parsel uze
nndekı beyanlar hanesındekı bı
na Bekır Üzmez'e aıttır şerhının
ıptahne karar venlmış olup, adı
geçen davalı ışbu ılanın neşır ta-
nhınden ıtıbaren 15 gun ıcınde
temyız etmedığı takdırde karann
kesınleşunleceğı ve mahkeme
karan yenne kaım olmak uzere
ılanen teblığ olunur
Basın 48453
I YURUDUNUZ MÜ?
Orhanıye Kaptankov Motel de varım pansıyon konaklama
+ yol, Turgut Koyu Şelale Pıramıt Bav ırkoy Bvbassos
Kastobos Hemıtıa Tapınagı Hısaronu Kovu Inbuku
fEmel Savın kovTj) Dışlıce Adası BencıkKovu Selımıve
Balıkçı Kovu Kızkumu Knıdos Datça gezılen herşe>
dahıl (Her Cuma çıkış Pazar donuş)
BATI KARADENIZ
İBOŞA
iHARCAMAYIN
Hotel A da konaklama yol + tam pansıyon, Safranbolu
Bartın Amasra ve Inebolu ya kadar tum Batı Karadenız
kıyısı Herşev dahıl (Alacağıruz hedıveler hanç)
"PARANI2 PAMUKBANK'TAN, TATİIİNİZ
BAYBASOS'TAN" KAMPANYAMI2 SUJIUYOR
BAYBASÛS TURIZM
İSTANBUL 338 86 61 - 338 16 51
Osmanağa mah Nushet Efendı sok 9/36 Kadıkov
ANKARA 425 90 82-417 5^67
l?ehıt Adem Ya\ uz sok 16 '2Q Kızılav
Se\dhat \centası f^letme Belge no 2İ49
ÖZEL BORA
SÜRÜCÜ KURSU
86. DÖNEM KAYITURI
DEVAM EDİYORI
Hafta sonu Hafta tçı ve
Akşam kurslan devam edıyor
Dershane
USKUDAR 343 67 82-310 92 86
KOZYATAĞI 362 47 33
TARABYA 262 08 18
İNGİLİZCE'yi 8 ayda
konuşun sizi
Amerikalı
dostlanmızla
tanıştıralım.
Bahanye Cad 62/3
349 59 38
PENCERE
Değişende Değişmeyen.
Okuduğunuz bu yazıyı, daktıloya geçırdığım beyaz
bır kâğıda yazıyorum
Oysa yazarlığa başladığım yıllarda, çoğu yazar dak-
tılo kullanmaz, bu yuzden yenılığe ayak uyduramamış
sayılırdı, Arap hartlenyle yazanlar bıle eksık değıldı
Almanya da ıkı yıldan berı daktılo uretılmedığını ge-
çenlerde bır gazetede okudum Yazı makınesı kohne-
leştı, artık kâğıt kullanılmıyor, bılgısayarlaşma yaşa-
mın her yanına yayıldı Yazdığm yazıyı, ekranda ızle-
yıp duzeltmek altust etmek ıstedığın gıbı sılıp
bozmak ılen gerı yapabılmek olanaklarına sahıpsın,
yazdığm tumceyı beğenmedığın zaman, kâğıdı ofkeyle
daktılodan çekerek buruşturup çop sepetıne atmak
zevkınden yoksunsun
Bınlerce sayfalık kıtap, artık avuç ıçı kadar bır dıske-
te sığdırılıyor
Kıtap çağı geçtı mı'
Hayır
Mektup çağı, sanırım aşıldı, ama, kıtap uzenne du-
şunmek ve tartışmak gerekıyor
•
Stefan Zvveıg, çok uzun yıllar once, bu konuya el at-
mış, bakın neler yazmış
Insanlann yakmmalanna bakılırsa, kıtabın done-
mı kapanmış soz teknığın olmuştur, gramofon, sıne-
ma aygıtı ve radyo sozu ve duşuncelen çok daha
ustaca ve rahatlıkla ıletebıldıklerınden, kıtabı gertye
ıtmeye başlamışlardır kıtabın kultur tarıhı açısından
taşıdığı mısyon çok yakında geçmışe kanşacaktır
Oysa bu, ne kadar dar bır goruş ve yıne ne kadar kı-
sır bır duşunme bıçımıdır1
Teknık bınlerce yıllık kıta-
bın gerçekleştırdığı mucızeyı aşan, aşmak bır yana,
ona enşebılen bır mucızeyı nerede gerçekleştırebıl-
mıştır kı"> Kımya, bugune kadar ne etkısı kıtap kadar
yaygm ve butun dunyayı sarsıcı bır patlayıcı madde
bulabılmış, ne de omru kıtap denen o bır avuç basılı
kâğıttan daha uzun bır çelık levha ya da demır beton
gelıştırebılmıştır Henuz hıçbır elektnklı ışık kaynağı,
ıncecık bır cıldınkı kadar parlak bır aydınlık yaratama-
mıştır basılı sozle ılışkı kurulduğu anda, ruhu doldu-
ran gucun yoğunluğu, başka hıçbır yapay guç akımıyla
karşılaştırılabılecek gıbı değıldır Hıçbır zaman yaş-
lanmayan ve yok edılemeyen, zaman ıçensınde değı-
şıme uğramayan en kuçuk kalıplar ıçensınde en
yoğun guçlen saklayabılen kıtabın teknıkten korkması
ıçın hıçbır neden yoktur çunku teknığın kendısının de
oğrendıklennın ve onu daha tyıye goturen değışımlerı-
nın kaynagı yalnızca ve yalnızca kıtaplar değıl mıdıf>
Kıtap, yalnızca kendı ozel yaşamlanmızda değıl, ama
her yerde butun bılgının ve butun bılımlerın
başlangıç noktasıdır " (Yannın Tarıhı Çevıren Ahmet
Cemal, Can Yayınlan)
ikıncı Dunya Savaşı ndan sonra patlayan gelışmeyı
Stefan Zvveıg goremedı, gramofon, sıneme ve radyo-
dan soz edıyor, ama, televızyon çağına erışemedı, bıl-
gısayar devrımının yaratacağı boyutları da duşune-
mezdı
21 ıncı yuzyılda. herkes evınde oturup, dunyanın ne-
resınde olursa olsun bılgı bankalarına erışebılecek,
ulusal kıtaplıklarda ne varsa bır duğmeye bastığınız-
da evınızın odasındakı ekrana sanıyesınde gelecek,
para paylaşımının yanı sıra bılgı paylaşımında sosyal
adalet gerçekleşebılecek. belkı de ev kıtaplıkları geç-
mışe karışacak
Hayal sayılmasın dunyanın butun bılgı ve kultur bırı-
kımı, tstedığımız an ayağımıza serılecek
•
Pekı, kıtap ne olacak''
Yatağa uzandın başucu lambasmı yaktın, kıtabı elı-
ne aldın, sayfalan karıştırıyorsun
Belkı de bu tur bır zevkı gelecek kuşaklar tadamaya-
caklar, ama kıtabın yalnız yapısı ve bıçımı değışecek
Bugun bır kocaman kıtabı bır kuçuk kasete ya da dıs-
kete sığdırabılen teknolojı, okurlara buyuk bır kolaylık
sunmuyor mu
9
Zvveıg ın kıtaba ılışkın duşuncelen doğrudur, soz
uçar, yazı kalır ama ıster bır mağara duvarında ıster
bır mermer kıtabede, ıster ıncecık bır kâğıtta, ıster bır
dısketın ıcınde olsun yazı yazıdır, ıster bır kasete sığ-
dırılsın, ıster dıskete ışlensın, kıtap da kıtaptır
Ben okuduğunuz bu yazıyı daktıloda yazdım, kalem-
le ya da ekranlı bır aygıtta yazsaydım sozcuklerı, tum-
celerı, noktaları, vırgullerı değışmeyecektı
Babamız, öğretmenimiz, bir
tanemiz
AZİZTANER
Her an yüreğimizdesin. Seni çok
özledik.
EŞİVEKIZI
ÖVGÜYALEN
ile
ASIMYÜKSEL
evlendiler
Lefkoşa, 4 Temmuz 1992
tLAN
T.C.
İSTANBUL ÜÇÜNCÜ ASLİYE CE3LA
MAHKEMESİ
Esas No 1991/60
KARAR NO 1991/1429
213 VUK muhalefet suçundan sanık Abdullah Kartav hakkında
İstanbul Cumhurıyet Savcılığı'nın 31 7 1991 tanh, 1991/21515 esas
sayılı ıddıanamesıyle mahkememıze açılan kamu davasımn yapılan
23 12 1991 tanhh oturum sonunda venlen karar gereğı
213 sayılı Vergı Usul Kanunu'nun 360/1, TCY 94-647 sayılı ya-
sanın 4-6 maddelerı gereğınce bır ay müddetle bapıs, hapıs paraya
çevrüerek 6 210 000 TL ağır para cezasıyla cezalandırümasına, bır
ay müddetle meslek, sanat ve tıcaretten mahrumıyeüne, venlen ce-
zalann ERTELENMESİNE daır karar verılnuştıı 17 6 1992
Basın 31245
T.C.
ORDU 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ
Esas No 1990/27
Karar No 1992/234
Davacı Nenman Kahraman tarafından açılan gaıplık karan venl-
mesı davasımn mahkememızde yapılan açık duruşmaları sonunda
mahkememızce venlen 22 5 1992 tanhh karar geıeğınce
Ordu ılı Akçatepe Kövu C 0L6/01.S 2 ve 2 sayılı hanede kayıtü
bulunan Kaya oğlu, Nesıme'den olma 1 1 1943 doğumlu Muzaffer
Yuce'nın T M K 'nın 31 ve 34'uncu maddesı gereğınce GAtPLİGt-
NE karar venlmış olup bu karar gaıplığıne karar venlen Muzaffer
Yuce'ye ılanen teblığ olunur 2 6 1992
Basın 48552