15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5TEMMUZ1992PAZAR OLAYLAR VE GORUŞLER Bilimle Sürgît Çatışan Toplum 198O'lı yıllarda, en çok bılım \oırgun yemıştır O donemın Devlet Başkam, yargıçlara sık sık "yasalan ulke gerçeklenne gore uygulayın, yorumlayın" dıye öğütler venrdı Busozlertu>lerurpertıcıdır Oysa yasalar, yorumbılım denılen bır dısıplının kurallanna göre yorumlamrlar Doç.Dr. SAMÎ SELÇUK Yargıtay 4. Ceza Dairesi Başkam Yıl 1939 Erzıncan'da yer sarsıntısı 33-38 bın oldu LJç \ıl suren Turk Kurıuluş Savaşı n- da ıse olu sayısı 5 600 Demek, ulusumuz, sanıyelerle anlatılan bır zaman dıhmınde 6-7 kurtuluş savaşını bırden yaşamış 1939'da doğanın ınsana soylemı şu Burası kınk bölgedır Ya bu dıvardan gıdeceksın ya da yer sarsıntısma dayanıkh yapılar ya- pacaksın Kımse dınlemıyor 53 yıl sabırla bekleyen doğa, yasalanna uymayanlara bır kez daha acımasızca dersını venyor Her alanda boyle Şu trafığın durumuna bakınız Her yıl bır Kurtuluş Savaşı'nın be- delını öduyoruz Bayramlarda gazetelenn sayfalan çarşaf çarşaftrafik kurbanlanyla dolu "Tann koru- sun" markalı kamyonlarla karşıdan gelenı görmeden olanca hızıyla donemeçlen, yokuş- lan ınsanlarla bırlıkte yutanlan Tann nıye ko- rusun' Boyle bın korunmava yakışan bır kul değıl, olsa olsa toplum duşmanı bılınçsız bır canavardır Doğa bılımlennı bırakıp ekonomıye, hu- kuka geçelım Ekonomının dedıklenne uy- mazsanız enflasyona katlanmak zorunda kahrsıruz tkı bın yıllık Batı hukukunun suz- me kavramlanyla oluşturulan vasalannı, bu kavramlann soylemlenne ters duşerek uygu- larsanız ozürlu bır hukuk uygulamasıyla ya- şamanız kaçınılmaz olur Butun bunlann suçlusu, sorumlusu, ne Tann'dır ne doğadır ne de bıhmdır '"Çm'de de olsa aramamız gereken", yaşamda en ger- çek yol gostencı olan bıhmle'" surgıt ınadaşan kafadır Bu kafayı duzeltmedığımız surece, her alanda Erzıncan yıkımlannı beklemek alınyazımız olacaktır Doğu toplumlannda bılım uretememek uzucu bır eksıklıktır Onu kotu tuketmek ıse toplum sındınmını bozan kahredıcı bır ulser- dır Bu ulserlı ortamda, çabucak yakalandığı sanılan sığ goruntu çoğu kez sahte gerçeğe tartışma kendı kendmı tartan bır monoloğa donuşur Donuştukçe de gerçek ellennızden uçar gıder Oysa gerçek hem çok boyutludur hem de çok nazlıdır Kolay kolay teslım olmaz Ko- laycılara ve tekelcılere ıse hıç teslım olmaz Ona bellı yontemlerle yaklaşılır Bu yontem- len bulmak ıçın Sokrat tan bu yana çok kafa patlatılmıştır Descartes, Hume. Spencer, Durkheım, Cuvıllıer, Husserl, Sartre ılk akla gelenlerdır Gerek doğa. gerekse toplum bı- Umlenyle uğraşanlar va da onlan uygulayan- lar once bunlan okumalıdırlar Beyni nadaslamak! Bırkaç yıl once hukukla ılgıh bır tez kıta- bınm ılk sayfasmda Bachelard dan bır alıntı okumuş, çok etkılenmıştım Ertesı gunu alıntının yapıldığı "La formatıon de l espnt scıentıfıque" adlı yapıtı bulmak ıçın Pans'ın altını ustune getırmıştım Bachelard'a gore cger gerçeğı arayan kafa rastgele ışlenmemış kulaktan dolma bılgılerle, onyargılarla yuklu ıse gerçeğı bulmak ıçın çok yaşlanmış bır be- yındır bu Kafa hemen gençleştırılnıelıdır Bunun ıçın de beym ılkın o gune değın bılınenlerden anndtrılmalıdır Bır eğıtımden geçse bıle, bı- volojı ekonomı hukuk kıtaplanndakı akıl- da kalanlardan zıhın temızlenmelı (Durkhe- ım) doğruluklanna ınanılan ınceleme berısı tum onbılgıler askıva alınmalıdır (Husserl) Sağlıklı araştırmada bunun adı "bılınçlı bıl- mezhk' kuralıdır (Durkheım) Çunku en gu- venıhr beyınler, dunyayı onyargısız yorurnla- vanlardır Nadaslanan boyle bır beym tohuma ha- ardır Ama onu nasıl tohumlamalr7 Bır kez, o konuda ne kadar bılgı varsa eksıksiz ortaya konulmalıdır Ikıncı adım, bu bılgıler, yontemsel (meto- dık) bır kuşkuyla, kendını sureklı sorgulayan bır bılınçle ele alınmalıdır Gerçeğın araştır- macısı, mayın tarlasında ılerleyen bır savaşçı gıbı uyanık ve sabırlı olmak, yoluna çıkan her kavramı, her kuralı, ne denh yaygm olursa ol- sunlar, onceden bıldıklennı kuşkuyla karşıla- mak, bılımsel yapıtlara başvurarak, bu konu- dakı bıldıklennı denetleyerek ılerlemek zo- rundadır Yanılgılanmızın çoğu, gerçeğe doğ- ru yururken yolda rastladığımız kavramlan, kurallan, "nasıl olsa bıhyorum" onyargısıyla aklın eleşünsınden ve bılımın suzgecınden ge- çırmeden algılama kolaycılığından kaynak- lanır Ivecenlık/kolaycıhk yanılgılann ebesıdır Levı Straus, 1940'larda "Huzunlu Tropıka- lar" adlı yapıtını yayımladıjanda kıyamet kopmuştu Etkıgorkemhydı Oyle kı, Gonco- urt Akademısı, roman olmadığı ıçın yapıtı odullendırememenın uzuntusunu açıklıyor- du Oysa, 35-40 yıl sonra Straus, ununu bugun de surduren bu yapıtı hakkında çok acı- masızdır Ona gore bu kıtap tıka basa dolu bır çantayı boşaltma coşkusuyla, bılımsel ıhtı- yatlıhk suzgeanden geçınlmeden, dort ay gıbı kısa bır surede, bır çırpıda >azılmış \e vayım- lanmıştır O yuzden yapıt, bır okul ka- çağjdır, bılıme karşı ışlenmış bır kustahhktır Straus, Straus'un yontemını boylesıne eleştı- nrken, bızı de duşundurmeh değıl mıdır9 Bılımsel eleştın bilım adına yapılır Kendını savunma aracı değıldır O yuzden, kendı go- ruşunu bıle eleştınr bılım adamı, bellı uzak- lıktan bakar ona Bu bvr erdem değıl, odevd'r "Yanlış ya elle ya da dılle duzeltılır" (Hz Muhammet) Bunu yapan, bır duşman değıl, bızı yanılgıdan kur- taran bır dosttur Tartışanlann ortak çabalan gerçeğı bulmaktır Tartışmada yenen yenılen yoktur Zengınleşen duşunce vardır Tersıgo- ruş, ılkeldır Butun bu kurallan duşundüğumde Erzın- can yıkımlannın sorumlulannı gorur gıbı olu- yorum Sonuç 198O'lı yıllarda, en çok bılım vurgun yemış- tır O donemın Devlet Başkam, yargıçlara sık sık "yasalan ulke gerçeklenne gore uygulayın, yorumlayın" dıye oğutler venrdı Bu sozler tuyler urpertıcıdır Oysa yasalar, yorumbılım denılen bır dısıphnın kurallanna göre yorum- lanırlar Bu dısıphnde ıse "ülke gerçeğıne gore yo- rum" dıye bır kural yoktur Olamaz da An- cak yasa, ulke gerçeğını yansıtan bır oğe ıçere- bılır Eğer ıçermıyorsa, ulke gerçeğı adına kavramlan ve kurallan yıkmaya kımsenın hakkı olamaz Bu yapılırsa, Erzıncan'da yaşa- nan deprem, hukukta da yaşanmış olur Ataturkçuluk, dogmatık bır ıdeolojı değıl, uygulama temehnde gelışen ve bılıme uygun bır yaşam bıçırrudır Bılım, uygulamaya aktanlabüır, ama uygu- lama bıhmselleştınlemez Safsu lOOderecede kaynar Eğer sızın suyunuz 105 derecede kaynıyorsa, suyunuzu gozden geçırmek zo- nındasınız Derece sıstemını suyunuza gore değıştırmeye kalkışmak, bılımde Hıtlercı bır tutumdur Sızı kımse dınlemez Yalnızlaşır- sınız Bu sıze, sızın hazırladığınız bır alınya- asıdır, başkalannın değıl ARADABIR Prof. BELKIS MUTLU Soluksıız İstanbul ve Bilezikçi Çiftliği İstanbul dunyada bırey başına en az yeşıllığe sahıp kentlerden bın Kışınınıçındeyaşadığıbınanın neredeyse sahıbının malı gucünu asacak oranda durduk yerde değe- rını ve ıskan yoğunluğunu arttırıcı uygulamalar sonucu son kalan yeşıt alanlar da yok oluyor Bır yandan ağaçlandırma kampanyalarıyla karşıt, düş- man ortamlarda yarın ıçın yenı ormanlar yetıştırılmeye çalışılırken ote yandan mevcut asırlık koru ve ormaniarın tahrıbıne neden olacak projeler yapılıyor ya da uygulanı- yor Objektıf bır durum değerlendırmesı şaşkınlık verıcı, zıra bıtkı ve ağaç ortusu bır luks ya da sus değıl kentte ya- şayanların soludukları havayı temızleyıp oksıjen sağlayan kaynaklar Herhangı bır nedenle bunlann tahrıbatına yok edılmesıne tanık olmak ısyan ettırıyor Butun uygar kentlerde sayısız park ve bahçe bulunduğu gıbı hemen yakın çevrede de buyuk yeşıl alan yoğunlukla- n yer ahyor İstanbul un durumunu otuzlu yıllardan sonra çok buyumuş başka bır Akdenız kentı Ftoma yla karşılaş- tırmak ıbret verıcı Roma da yayılmayta bırlıkte şımdı ken- tnortasında kalan Vılla Borghese Torlonıa Vılla Ada, Vıl- la Dorıa Pamphılı gıbı parkların bızdekı karşılığı olan Naıle Sultan, Ayşe Sultan Nacıye Sultan vb gıbı korular oradakı- ler gıbı korunacaklarına bırer kooperatıf sıte yanı ıskan alanı halıne getırılerek, koru ve park nrtelıklerını yıtırdıler Şımdı ıse sıranın Bılezıkçı Çıftlığı'ne geldığını oğrenmek dehşet verıcı' Eskı sahıplerının yıllarca tıtızlıkle koruyup sakındıkları, Sarıyer dekı bu qorkemlı ormanlık bolge Orman Fakul- tesı'nın denetımıne geçınce, beton yığınları dolu yeşıllık- sız ve kırlı çevreden genel sağlık ve ruh sağlığını yıtırmek- te olan bız Istanbullular çok sevınmıştık Ancak şımdı bol- geyle ılgılı ınsaatlar tasarlandığını oğrenmek urkutuyor bızı Bılezıkçı Çıftlığı, bır tek ağacının bıle hıçbır proje ıçın kesınlıkle feda edılmemesı gereklı bır yeşıl alan Eğer bu- rada uygun boşluklar varsa guvenlık açısından çok cıddı- yetle denetlenmek koşuluyla kamp alanları olarak kullanı- labılır Ancak Istanbullu, sayısız acı deney sonucu ınşaat ıznı vermemenın bıle yeşılı korumadığını çok lyı oğrendı Bo- ğaz sırtlarındakı, Istanbul'un yakın çevresındekı ve kent ıçındekı yasadışı yeşıl alan tahrıbatı ve yapılaşma hıçbır uygar ulkenın tasavvur edemeyeceğı bır vahşet halını aldı Anarşı, yalnız banka soymak, sılahla adam oldurmek de- ğıldır Vatandaşın ya da kamunun mulku olan arazıyı gasp etmek, banka soymak, mılyonla ınsanın sağlığını kaybettı- recek bıçımde yeşılı yok etmek, sılahla bırkaç kışıyı oldur- mek kadar vahım anarşı olayları sayılmalıdır Istanbul'dakı boyutlarında bu davranışların ustune gıt- memek, durdurucu hıçbır onlem almamak ıse ulaşılan aşamada artık beledıye değıl, ancak devlet duzeneğının gevşeklığıyle (mekanızmasınm zaafıyla) açıklanabılır Hangı demokratık ve ınsan haklarına saygılı ulkede kamu arazısını kaçak olarak parselleyıp oraya bınalar mahalle- ler yapmak rrumkundur Değıl parkları, ormanları, korula- rı yok edıcı ya da kemırıcı planlann gerçekleşmesıne ızın venlmesı, vatandaş kendı ozel bahçesındekı yeşılın bıle korunması ve bakımından sorumludur Sınır ve mulkıyet kutsallığı herkesm anlamında uzlaştı- ğı kavramlar Ancak istanbul konu olduğunda bu kavram- lar değerlerını yıtınyor Devlet bu kentın sınırlannt, hem- şerılerının ortak mulku olan kamu arazısını, orman ve ye- şıl alanlarını yıllardır korumuyor Yuzyılın başında Calıfor- nıa'da arazıye hücum donemıne benzer bır kargaşanın ıçınde yaşıyoruz ve artık yaşamımız, sağlığımız tehlıkede Bılezıkçı Çıftlığı'nın yeşılınden hıçbır fedakârlıkta bulun- madan korunması, istanbul da 40 yıldır gıderek erozyona uğradığına tanık olduğumuz devlet otorıtesının ve uygar duzenın canlanmasını sımgeleyecektır Bu alanı gecekon- du ıstılasına karşı mutlaka korumak ıçın gereklı onlemlerı almak İstanbul ve Sarıyer beledıyelerımn, İstanbul Valı- lığı nın ve Sarıyer Kaymakamlığı nın gorevlerıdır Istan- bul'un ve Istanbullunun kentının yeşıl alanlarının, orman- larının parsellenmesıne, katledılmesıne, hıçbır gerekçey- le, hıç kımse tarafından yok edılmesıne yağmalanmasına ınşaat yapılmasına artık tahammulu kalmamıştır Zıra kentımızde hıç olmazsa rahat netes alabılerek olmek hak- kımız da gıderek elımızden alınıyor Ormanlarımız ve yeşıl alanlarımıza kasteden butun ımar planlarının mevzıı ımar planlarının ozel ızınlerın, bakanlıklardan unıversıtelerden beledıyelerden resmı ve ozel çeşıtlr kışı ve kuruluşlardan kaynaklanan yeşıllığı kemırıcı projelerın başta Bılezıkçı Çıftlıgı'nınkı olmak uze- re durdurulmasını ıstemek Istanbullunun en doğal hakkı- dır Bunlara karar veren, ızın veren ya da goz yumanlan şıddetle protesto etmek bızım çağdaş hemşerılık gorevı- mız olduğu gıbı boyle protestoları dıkkate alıp gereken on- temlerı uygulamak da ılgılılerın uygarlık ve duzenı koru- mak ıçın gosterdıklerı tıtızlığın bır gostergesı olacaktır TARTIŞMA Ovacık Altın Madeni Ozelinde... Buna karşıhk 8 yıl surecek ışletme donemınde çevresel dengeden ne- ler yıtınlecektir 200 000m2 'lık yeşıl alan, ağacı, otu ve ınlı ufaklı canlısı ıle tahnp edılecektır 1 98O'U yıllar çevre sorunlanna uluslara- rası boyutlar geürerek sona ermış, 199O'lı yıllar ıse bu konuda kısa surede bu- yuk urmanışlar getırerek devam etmekte Rıo zırvesı umanz kı bu tırmanışın uç noktası olarak kalmaz ve tdhnp etmekten usanmadığımız dunyamızın geleceğı ıçın topluca daha etkın kararlar almaya devam edenz Ulkemız açısından çoğulcu katılı- ma onem vermelen nedenıyle Parts Sozleş- mesı'nın ve Bergen Bakanlar Deklaras- vonu nun altına ımza atmış olmamızın ayncalıklı bır yen var 1982 Anayasası da bu gelışmelere koşut olarak bıreylere çe\relenne sahıp çıkoıa hakkı venrken, bu konuda bır sorumluluk da yuklüyor Bu gelışmeler sadece yasalarda yer alma- ya devam ederken, yoremızde Alıağa halkı ve yerel yöneümı uzun ve zorlu bır uğraş vererek İcendılenne tarunan bu hakkı kul- lanma yolunda onculuk ettıler Alıağa Ter- mık Santrah hakkındakı yurutmeyı dur- durma karan, Rıo zırvesınden dönen yet- kılıler tarafından da benımsenmış göru- nuyor Kımya Muhendıslen Odası Ege Bolge Şubesı olarak bu yolda emek harca- yanlan ve karan alanlan kutluvoruz Eğer santralın kurulması karan ahnsaydı, her ^evden once yorenın elektrık enerjısı ure- tım kapasııesı artacak pek çok kışı ıçın ış olanağı sağlanacaktı Yadsınamaz ölçudekı ekonomık katkı- lanndan, ekolojık yapı ve ınsan sağlığma vereceğı zararlar gozönune alınarak tedakârlık edılmıştı Dunya ve ulkemız gündemınde yer alan çevre sorunlan. artık ekonomı ve ekolojı dengelen uzennde yapılan tartışmatar te- mehnde ele alınıyor Bazı kımseler her şey- den once ekolojık denge derken, başka ke- sımler ekonomıyı her şeyın ustünde tut- makta dırenıyorlar Son gunlerde Ege yoresıne özgu bır tar- üşma olmaktan çıkıp Turkıye genelınde kamuoyunu meşgul eder duruma gelen Ovacık Altın Madeni nın ışletılmesı konu- su. bızı bır kezdaha ekonomı-ekolojı ılışkı- sı uzennde duşünmeye zorluyor Ekonomısı başta pamuk ve tütun tanmı- na dayanan varlıkh bır yorenın koylülen, "Altın değıl, yaşamak ıstıyoruz" sloganı ıle bolgelennde altın ışletılmesıne karşı çıkı- yorlar Buralarda sanayı yok Çevre kırlıhğı he- nuz\aşanmamışken, Ege Bolgesı'nın otekı yorelennın kazanılan deneyımlen, onlan uyanık olmaya ve çevrelenne sahıp çıkma- ya zorluyor Alıağa da, dısıplınh ışçı kesımı ı\e yanşırcasına "Bır bolgede, çevresel nsk taşıyan ışletmelenn kurulup kurulmayaca- ğı konusunda <>on sozu yore halkı soyler" ılkesını yaşama geçırmeye çalışıyorlar Bır demokraük kıtle orgutu olan Kımya Muhendıslen Odası Ege Bolge Şubesı ola- rak boyle bır ışletmenın ekonomıye neler getıreceğını, buna karşın ekolojık denge- den neler gotureceğını ırdelemek ısüyoruz Mevcut ışletme projesıne gore belırlenen 1 700 000 ton cevher 9 6 gr ton tenorludür Cevhenn tumu ışlendığınde 8 yılda toplam 16 42 ton altın elde edılerek yurtdışma gön- denlecek ve saflaşürma ışlemıne orada tabı tutulacaktır Proje muhendısmın verdığı sayılara gore 1992 yılı ıtıbanyla yıllık 35 mılyon dolar gırdmın 21 mılyon dolan yur- dumuzda kalacaktır AlUn dışalımımız ıçın 1989-1990 ve 1991 yıllan ıübanyla ortala- ma yıllık gıdenmız 1 mılyar 250 mılyon do- lar cıvanndadır Buna karşıhk 8 yıl surecek ışletme done- mınde çevresel dengeden neler yıtınlecek- tır Yaklaşık 200 000 mHık yeşıl alan, ağacı otu ve ınh ufaklı canlısı ıle tahnp edı- lecektır Dınamıt patlamasından yoredekı tum canhlar etkılenecektır En yakını 60 m uzakhktakı Ovaak koyü olmak uzere CT- varda dokuz koy vardır Proje lehıne du- zenlenmış bır raporda, "Şırket yöre halkı- nın ıştıraklennı duşunduğu ıçın pazar gun- len dınamıt patlatmayacak"tır .deruyor Neıncelık'İşletmedenbeşkuruşbılekânol- mayan bır kışı, ışletmenın kendısıne vere- ceğı bır gunluk "gunıltu" ıznınden yararla- nabılecek Yıne bu dokuz koyde yaşayan ınsanlar, 160 000 m r hk açık sahaya boşaltılan sıya- nurlu auklarla komşuluk ıhşküen ıcınde yaşayacaklar ve t>u ıhşkıler ışletme suresı bıttıkten sonra da devam edecek Açık bo- şaltma alanının denetımının büyuk olçüde doğa olaylanna bağlı olacağıru, ancak ah- nacak onlemler ve yapılacak deneümlerle tehlıke nskının azaltılabıleceğını kendılen- ne anlattık Ancak bu onlemler ve dene- ümler gerek ışletmeyı gerekse deneümı ust- lenecek kamu kunımlanna buyük mah yukler geürecekür Işletme ruhsaü ahnak ıçın acele eden proje sahıplenne olduğu ka- dar, yöre halkına ve yerel yoneumlere tek- nık tarüşmalar sonuçlanıncaya kadar sa- bırh olmalannı onenyonız Her şeyden once ulkemızde ılk kez yer alacak boyle bır "tehhkeb aük" alanının bır tanımıru yapmak gerekır Bundan son- ra boyle bır sahanın ulkemız koşullanna uygun 'yoneüm programı' hazırlanarak, mevcut Kaü Auk Kontrol Yönetmehğı'- nın kapsamı ıçıne alınmalıdır Kurulacak ışletme, ancak atık alanı ıçın yoneüm programı kesınleşukten sonra ekonomık açıdan ıncelenmelı ve hâlâ eko- nomık bulunursa, durum yore halkına an- laülarak boylesı bır ışletme ıle komşu ol- mayı ısteyıp ıstemedıklen sorulmalıdır Teknık ıncelemeler, tehhkelı aüklann ta- mmlanması, bunlann deneümlennın yo- netmelık hahne getınlmesı, denetımlen ya- pacak bır kamu kurumunun behrlenmesı ve yöre halkırun onayırun ahnması ışlem- len sırasıyla ızlenmeden venlecek ruhsat, ekonomı uğruna çevresel dengeyı ve ınsan sağlığını hıçe saymak olacakür TMMOB KtMYA MÜHENDİSLERİ ODASI EGE ŞLBESt 1.650.000.- + KD\ EYLEMIORADA YAŞANDI Fethıv e Prenses Otel de > anm pansıv on konaklama + yol Kavakoy Oludenız Xanthos Letoon Patara Kovceğız Dal>an Kaunos tztuzu Tlos Saklıkent gezılen herşey dahul (Her Cuma çıkış Pazar donuş) MAVİ YOLCULUK. DENIZDENUKYA EYİNÎZDENALIP EVİNİZE BIRAKIYORUZ Kapınızın onunden alınıp "" gece 8 gun ma\ ı yolculuğa çıkıp yıne kapınıza bırakıldınız mı' UsteİLk bu sure ıçensınde extralar hanç elınızı cebınrze hıç atmadan' KARADAN KARYA 1 ™ ç DENİZİN 1.450.000. + KDV ORTASINDA HAYRABOLU ASLİYE HUKUK HÂKİMLİCl'NDEN Dosya No 1991/459 E 1992/190 K Davacı Hayrabolu Beledıye Başkanlığı Veküı Av Basn Eker tarafından davalı Bekır Uzmez aleyhıne mahkememızde açılan tapudakı şerhın ıptalı davasırun yapılan açık duruşması sonun- da dava konusu Hayrabolu İlyas Mahallesı 419 ada, 2 parsel uze nndekı beyanlar hanesındekı bı na Bekır Üzmez'e aıttır şerhının ıptahne karar venlmış olup, adı geçen davalı ışbu ılanın neşır ta- nhınden ıtıbaren 15 gun ıcınde temyız etmedığı takdırde karann kesınleşunleceğı ve mahkeme karan yenne kaım olmak uzere ılanen teblığ olunur Basın 48453 I YURUDUNUZ MÜ? Orhanıye Kaptankov Motel de varım pansıyon konaklama + yol, Turgut Koyu Şelale Pıramıt Bav ırkoy Bvbassos Kastobos Hemıtıa Tapınagı Hısaronu Kovu Inbuku fEmel Savın kovTj) Dışlıce Adası BencıkKovu Selımıve Balıkçı Kovu Kızkumu Knıdos Datça gezılen herşe> dahıl (Her Cuma çıkış Pazar donuş) BATI KARADENIZ İBOŞA iHARCAMAYIN Hotel A da konaklama yol + tam pansıyon, Safranbolu Bartın Amasra ve Inebolu ya kadar tum Batı Karadenız kıyısı Herşev dahıl (Alacağıruz hedıveler hanç) "PARANI2 PAMUKBANK'TAN, TATİIİNİZ BAYBASOS'TAN" KAMPANYAMI2 SUJIUYOR BAYBASÛS TURIZM İSTANBUL 338 86 61 - 338 16 51 Osmanağa mah Nushet Efendı sok 9/36 Kadıkov ANKARA 425 90 82-417 5^67 l?ehıt Adem Ya\ uz sok 16 '2Q Kızılav Se\dhat \centası f^letme Belge no 2İ49 ÖZEL BORA SÜRÜCÜ KURSU 86. DÖNEM KAYITURI DEVAM EDİYORI Hafta sonu Hafta tçı ve Akşam kurslan devam edıyor Dershane USKUDAR 343 67 82-310 92 86 KOZYATAĞI 362 47 33 TARABYA 262 08 18 İNGİLİZCE'yi 8 ayda konuşun sizi Amerikalı dostlanmızla tanıştıralım. Bahanye Cad 62/3 349 59 38 PENCERE Değişende Değişmeyen. Okuduğunuz bu yazıyı, daktıloya geçırdığım beyaz bır kâğıda yazıyorum Oysa yazarlığa başladığım yıllarda, çoğu yazar dak- tılo kullanmaz, bu yuzden yenılığe ayak uyduramamış sayılırdı, Arap hartlenyle yazanlar bıle eksık değıldı Almanya da ıkı yıldan berı daktılo uretılmedığını ge- çenlerde bır gazetede okudum Yazı makınesı kohne- leştı, artık kâğıt kullanılmıyor, bılgısayarlaşma yaşa- mın her yanına yayıldı Yazdığm yazıyı, ekranda ızle- yıp duzeltmek altust etmek ıstedığın gıbı sılıp bozmak ılen gerı yapabılmek olanaklarına sahıpsın, yazdığm tumceyı beğenmedığın zaman, kâğıdı ofkeyle daktılodan çekerek buruşturup çop sepetıne atmak zevkınden yoksunsun Bınlerce sayfalık kıtap, artık avuç ıçı kadar bır dıske- te sığdırılıyor Kıtap çağı geçtı mı' Hayır Mektup çağı, sanırım aşıldı, ama, kıtap uzenne du- şunmek ve tartışmak gerekıyor • Stefan Zvveıg, çok uzun yıllar once, bu konuya el at- mış, bakın neler yazmış Insanlann yakmmalanna bakılırsa, kıtabın done- mı kapanmış soz teknığın olmuştur, gramofon, sıne- ma aygıtı ve radyo sozu ve duşuncelen çok daha ustaca ve rahatlıkla ıletebıldıklerınden, kıtabı gertye ıtmeye başlamışlardır kıtabın kultur tarıhı açısından taşıdığı mısyon çok yakında geçmışe kanşacaktır Oysa bu, ne kadar dar bır goruş ve yıne ne kadar kı- sır bır duşunme bıçımıdır1 Teknık bınlerce yıllık kıta- bın gerçekleştırdığı mucızeyı aşan, aşmak bır yana, ona enşebılen bır mucızeyı nerede gerçekleştırebıl- mıştır kı"> Kımya, bugune kadar ne etkısı kıtap kadar yaygm ve butun dunyayı sarsıcı bır patlayıcı madde bulabılmış, ne de omru kıtap denen o bır avuç basılı kâğıttan daha uzun bır çelık levha ya da demır beton gelıştırebılmıştır Henuz hıçbır elektnklı ışık kaynağı, ıncecık bır cıldınkı kadar parlak bır aydınlık yaratama- mıştır basılı sozle ılışkı kurulduğu anda, ruhu doldu- ran gucun yoğunluğu, başka hıçbır yapay guç akımıyla karşılaştırılabılecek gıbı değıldır Hıçbır zaman yaş- lanmayan ve yok edılemeyen, zaman ıçensınde değı- şıme uğramayan en kuçuk kalıplar ıçensınde en yoğun guçlen saklayabılen kıtabın teknıkten korkması ıçın hıçbır neden yoktur çunku teknığın kendısının de oğrendıklennın ve onu daha tyıye goturen değışımlerı- nın kaynagı yalnızca ve yalnızca kıtaplar değıl mıdıf> Kıtap, yalnızca kendı ozel yaşamlanmızda değıl, ama her yerde butun bılgının ve butun bılımlerın başlangıç noktasıdır " (Yannın Tarıhı Çevıren Ahmet Cemal, Can Yayınlan) ikıncı Dunya Savaşı ndan sonra patlayan gelışmeyı Stefan Zvveıg goremedı, gramofon, sıneme ve radyo- dan soz edıyor, ama, televızyon çağına erışemedı, bıl- gısayar devrımının yaratacağı boyutları da duşune- mezdı 21 ıncı yuzyılda. herkes evınde oturup, dunyanın ne- resınde olursa olsun bılgı bankalarına erışebılecek, ulusal kıtaplıklarda ne varsa bır duğmeye bastığınız- da evınızın odasındakı ekrana sanıyesınde gelecek, para paylaşımının yanı sıra bılgı paylaşımında sosyal adalet gerçekleşebılecek. belkı de ev kıtaplıkları geç- mışe karışacak Hayal sayılmasın dunyanın butun bılgı ve kultur bırı- kımı, tstedığımız an ayağımıza serılecek • Pekı, kıtap ne olacak'' Yatağa uzandın başucu lambasmı yaktın, kıtabı elı- ne aldın, sayfalan karıştırıyorsun Belkı de bu tur bır zevkı gelecek kuşaklar tadamaya- caklar, ama kıtabın yalnız yapısı ve bıçımı değışecek Bugun bır kocaman kıtabı bır kuçuk kasete ya da dıs- kete sığdırabılen teknolojı, okurlara buyuk bır kolaylık sunmuyor mu 9 Zvveıg ın kıtaba ılışkın duşuncelen doğrudur, soz uçar, yazı kalır ama ıster bır mağara duvarında ıster bır mermer kıtabede, ıster ıncecık bır kâğıtta, ıster bır dısketın ıcınde olsun yazı yazıdır, ıster bır kasete sığ- dırılsın, ıster dıskete ışlensın, kıtap da kıtaptır Ben okuduğunuz bu yazıyı daktıloda yazdım, kalem- le ya da ekranlı bır aygıtta yazsaydım sozcuklerı, tum- celerı, noktaları, vırgullerı değışmeyecektı Babamız, öğretmenimiz, bir tanemiz AZİZTANER Her an yüreğimizdesin. Seni çok özledik. EŞİVEKIZI ÖVGÜYALEN ile ASIMYÜKSEL evlendiler Lefkoşa, 4 Temmuz 1992 tLAN T.C. İSTANBUL ÜÇÜNCÜ ASLİYE CE3LA MAHKEMESİ Esas No 1991/60 KARAR NO 1991/1429 213 VUK muhalefet suçundan sanık Abdullah Kartav hakkında İstanbul Cumhurıyet Savcılığı'nın 31 7 1991 tanh, 1991/21515 esas sayılı ıddıanamesıyle mahkememıze açılan kamu davasımn yapılan 23 12 1991 tanhh oturum sonunda venlen karar gereğı 213 sayılı Vergı Usul Kanunu'nun 360/1, TCY 94-647 sayılı ya- sanın 4-6 maddelerı gereğınce bır ay müddetle bapıs, hapıs paraya çevrüerek 6 210 000 TL ağır para cezasıyla cezalandırümasına, bır ay müddetle meslek, sanat ve tıcaretten mahrumıyeüne, venlen ce- zalann ERTELENMESİNE daır karar verılnuştıı 17 6 1992 Basın 31245 T.C. ORDU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Esas No 1990/27 Karar No 1992/234 Davacı Nenman Kahraman tarafından açılan gaıplık karan venl- mesı davasımn mahkememızde yapılan açık duruşmaları sonunda mahkememızce venlen 22 5 1992 tanhh karar geıeğınce Ordu ılı Akçatepe Kövu C 0L6/01.S 2 ve 2 sayılı hanede kayıtü bulunan Kaya oğlu, Nesıme'den olma 1 1 1943 doğumlu Muzaffer Yuce'nın T M K 'nın 31 ve 34'uncu maddesı gereğınce GAtPLİGt- NE karar venlmış olup bu karar gaıplığıne karar venlen Muzaffer Yuce'ye ılanen teblığ olunur 2 6 1992 Basın 48552
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle