Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 5TEMMUZ1992PAZAR
12 DIZIYAZI
Doğarken boğulan sivil tophım
• Serbest piyasa ve asgari devlet gjbi liberal kavramlarla sarmalanan statükocu
muhafazakar yeni sağ ideolojinin devletmah ideoloji haline gelmesinin en önemli
tehlıkesı, bireyler arasındafikırlerinegöre aynmcılık güden ceberut bir devlet
yaratması olasüığıdır. Tıpkı dil, din, renk aynmı güden faşist devletler gibı.
EKONOMİK OZELLEŞTİRME
İDEOLOJİK DEVLETLEŞTİRME
IYURDAKUL FİNCANCI
— 2 —
Sosyal demokrat partıler, geçen
yuzyıhn ıkıncı yansından ıtıbaren ku-
ruluş aşamasında ve bu yuzyıhn başın-
da gelışme donemınde, "ıçımızdekj
dluşman" gıbı goruluyorlardı Parla-
mento çoğunluğunu elde etmeye baş-
ladıklan yıllarda da kapıtalızm hem
parlamentoyu hem yukselen devlet
burokrasısını tamamen avucunun ıçı-
nse almıştı Bu ıkı temel nedenle sosyal
demokrat ideoloji hıçbır zaman, dev-
let mah resmı ideoloji haline donuşe-
medı Sosyal demokrasının adeta ıkın-
ci tabıat haline geldığı İsveç'te bıle bu
boyledır
Buna karşıhk, sosyal demokrasının
rakıbı ıkı grup partı, komünıstlerle
muhafazakârlar, demokraük bırer sı-
vil toplum örgutu ohna nıtelıklennı
yadsımakta, hıçbır sakınca gormemış-
lerdır
Sovyetsapması
1917 devnmınden sonra Marksıst
ıdeolojıyı Sovyet toplumuna benım-
setmenın en temel araa, Sovyetler Bır-
lığı Komunıst Partısı'ydı Partı, devlet
mekanızmasının parçalanndan bın
olarak tasarlanmamıştı Tam tersıne.
devlet mekanızmasının dışında, kaü-
hmcı demokrasının ana sıvıl toplum
orgutu olarak duşunulmuştu Partının
ışlevı ıktıdar olmak değıldı. devlet
kudreünın dışında ve ötesınde, devletı
sovyetler (halk meclıslen) araahğıyla,
ışçı sınıfının denetımı altında tutmak-
tı Ordu dahıl her devlet kurumunda
partı uyesı halk komıserlennın bulu-
nuşu da bu amaca dönuktu
Halk komıserlennın, devlete ıdeolo-
jık bır kımlık verme ışlevıyle yuklen-
mesı, katılıma demokrasının yozlaş-
masından sonradır Bu yozlaşmanın
nedenlennı Mıhaıl Gorbaçov, Perest-
royka kıtabında uzun uzun anlatır
Arna bu yozlaşma konumuzun dışın-
dadır
Ne var kı, Sovyet Komunıst Partısı,
ıdeolojık hegemonya kurma çabalan-
nı, demokraük bır ışlev olmaktan çı-
kanp, bır devlet faalıyetı haline donuş-
turdüğu olçude de konumuzun ta
kendısıdır
Başlangıçta Sovyet Komunıst Par-
üsı'nın ıdeolojık ışlevı ıkı yonluydu
Bınncısı, devlet mekanızmasını ıdeo-
iojık sapmalara karşı denetlemektı
Ikınası, bır sıvıl toplum orgutu olarak
toplumda, Marksıst ideoloji çevresın-
de ortak nza yaratmaktı
Ama partı kısa surede, en ağırlıkli
devlet organı hahne gelınce, her ıkı ış-
levı de yozlaştı De\letleşen partının,
artık kendısı demek olan devletı, bır sı-
vıl toplum orgutu kımlığıyle denetle-
mesı mümkun değıldı Partı devletleş-
tıkten sonra, ideoloji taşıyıcılığı ışlevı
de sıvıl toplum orgutlennın başlıca
ozelhğınden yoksun kaldı, ideoloji
empozeetmebıçımınedonuştu Başka
deyışle Sovyet Komunıst Partısı, de-
mokraük sıvıl toplum ozunü yıürdı
Bu yenı yapısıyla partı, ıdeolojıyı dev-
let elıyle resmıleştıncı bır baskı kuru-
mu oldu
ideoloji taşıyıcısı ve zorlayıcısı
olarak Yeni Sağ
1917 sonrasında Sovyetler Bırhğı'-
nde olanlar, 1970'lerden bu yana
Baü'da. 1980'lerden ben Turkıye'de
ve benzer ülkelerde, 1980'lenn son yıl-
lanndan bu yana da Rusya dahıl, eskı
sosyahst ulkelerde oluyor Bu kez,
kendını, tek ve geçeıiı ideoloji olarak
zorlayan ve ıdeolojısını devlet elıyle
demokrası daıresınde (') resmıleştır-
meye çalışan akım, Yenı Sağ fanatız-
mıdır
Serbest pazar duzenı dıye bılınen
muhafazakar Yenı Sağ akımın, resrru
ideoloji hahne donuşmek ıçın kullan-
dığı araçlann başında da parlamento
çoğunluğunu ele geçıren muhafazakar
partıler gelıyor
Ideolojılennı resmıleştımne, muha-
fazakar partılenn, tanhsel buyuk do-
nuşlenndekı son gınşımlendır Muha-
fazakar ideoloji, tutarh bır fıkır butun-
luğuyle orlaya çıkışından ben dort kez
kımlık değıştırmışür llkın, Aydınlan-
ma Çağının ve 1789 Buyuk Fransız
Devnmı nın çımlendırdığı hberahzme
kaışı, anstokrasının çıkarlannı savu-
nan bır oğretı olarak belırdığı zaman,
geleneksel muhafazakârhk kımlıâ
ağır basıyordu, zumrecıydı, olıgarşık-
tı
Sosyalızmın ve sosyal demokrasının
serpılmesınden sonra, toplumsal yaşa-
mın zorlamasıyla, muhafazakar partı-
ler zorakı reformcu oldular, demokra-
ükleşüler
Muhafazakârhk, ıkı buyuk dünya
savaşı aralığında faşist eğılımler sergı-
leyen bır kımlığe burûndu
İkıncı Dunya Savaşı'nı ızleyen "bol-
luk toplumu" donemınde. muhafaza-
kar ideoloji yeruden zorakı reformcu
kımhğıne gırdı
Ve nıhayet 1970'lerde, sosyal de-
mokrası entelektuel üstunluğünuyıtır-
dıkten sonra muhafazakârhk, ceberut
yanlanru maskeleyen serbest pazarcı
Yenı Sağ ıdeolojıyı beıumsedı
rasının sallanmaya başladıgı bır or-
lamda hukumete donen muhafazakar
partıler, o yıllardakı Ingıltere Başba-
kanı Margaret Thatcher'ın adı>la anı-
lan Thatchenzm akımının gudusuyle,
devlet mekanızmasını yonlendıren ve
deneum altında tutan bır sıvıl toplum
orgutu olma ozellıklennı bır kez daha
unutmaya başladılar Eskı ıdeolojık
ahşkanhklanna gen donmüşlerdı
Devlet kudretını denetım altında tu-
tan değıl, bızzat kullanan hûkumet
pratığını ıhya etmeye başladılar
Bu sıyasal pratığın, vazgeçılemez bır
yaşam alışkanhğına donuştüruhnesı
hayatı onemdeydı Aksı halde hukü-
met değışınce ideoloji, etkınlığını yıtı-
rebıhrdı Başka deyışle, Yenı Sağ ıdeo-
lojırun, tek toplumsal duzen gerçeğı
gıbı algılanması, salt sıyasal praükle
sınırlı kalmamahydı, devlet sûreklı
olarak bu gerçeğın pratığını uygula-
yan bır kımlığe burundürulmehydı
Bu yaklaşım, toplumsal duzenın vaz-
geçılmez parçası olan devletı, ıdeolojık
devlet hahne donuşturmeye zorluyor-
du
Bu çerçevede muhafazakâr hüku-
metler, üpkı eskı Sovyetler Bırhğı'nde
olduğu gıbı, kendı ıdeolojılennı devlet
elıyle resmıleşüncı ve devlete mal edıcı
bır ışlev gormeye başladılar
Ideolojıye resmı bır kımhk venlır-
ken güdülen amaç -açıkça soylenmese
bıle- tek seshlıktır tdeolojılerden bın-
ne devlet ıdeolojısı damgasını vurarak
ustun konuma getırmek, karşıt ıdeolo-
jılen saf dışı etmenın ılk koşuludur
Devlet organlan bellı bır ıdeolojıyle
ozdeşleştığı zaman, karşıt ideoloji,
ozellıkle bunalım donemlennde, doğal
olarak devletın varhğına yonehk bır
tehdıt gıbı algılanır Çünku karşıt
ideolojinin pratık sıyasal geçerhk ka-
zanması, egemen ıdeolojıyı benımse-
mış devlet organlannın, o bıçımlenyle
varlıklannı surdurmelennın sonu de-
mek olur Bu yûzdendır kı, devlet ku-
rumlannın bellı bır ıdeolojıyle yuklen-
mesı, hberal ozgurluklenn de -kırriı
zaman açıkça, kımı zaman ortulu bı-
çımde- sonu demek olur
Faşist ve şen partıler, kendı ıdeolojı-
lennı, açıktan açığa pervasızca resmı-
leşürmışlerdır Sovyet Komuıust Par-
tısı, kuruluş amacından saptıktan
sonra aynı şeyı, yıne açıktan açığa
yapmışür Her üç grup partı de resmı
ideoloji kavramının doğal sonucu ola-
rak, bellı sınıf ya da zumrelenn açık
dıktatorluğu hahne donuşmuştur Bu-
rada ınce nokta, dıktatorleşenın sınıf
değıl, sınıfın temsılcısı partı oluşudur
Bır sıyaset grubu, bellı bır sınıf adına
dıktatörleşmıştır
Lıberahzm parlamenter etkınlık ka-
zanmadan once, sıyasal muhafazakâr-
lann temsıl ettığı ansiokrası, devlet
mekanızmasıyla özdeştı Bûyûk sana-
yı ve tıcaret burjuvazısı, ekonomık ve
parlamenter etkınlık kazanmaya baş-
ladıktan sonra, 19'uncu yuzyılda dev-
let mekanızması burjuvazıyı de kapsar
ve gözeür bıçımde demokratıkleşme
sürecıne gırdı Özelhkle 19'uncu yuzyı-
hn sonlanna doğru, artık muhafaza-
kâr hükumetler ve anstokraa devletle
ozdeş olmaktan çıktı
20'na yuzyılda, sosyal demokrat ve
komunıst partılenn guçlenmesı ve sos-
yal demokrasının Baü'da zaman za-
man hukumete gelmeye başlaması
sonucu, muhafazakar partıler, devlet
mekanızmasının doğal bır parçası ol-
ma ayncalıklannı yıtırdıler, Batı usûlü
çoğulcu demokrasının sıvıl toplum ör-
gutlennden bın hahne dönûştuler
Muhafazakar partıler, bu yenı kım-
hklenyle de kuşkusuz, bır ideoloji taşı-
yıcısı ıdıler Ama bu ışlevlennı artık,
devlet kudreünın doğal bır parçası
olarak değıl, bır sıvıl topjum orgutu
olarak surduruyorlardı Ötekı sıyasal
partılerle eşıtlenmışlerdı
Ne var kı, 1970'lerde sosyal demok-
Demokratık ozgürlukler açısından
eskı Sovyetler Bırhğı ıle Baü ulkelen-
nın gösterdığı buyuk farklılıklar duşu-
nuldüğu zaman, bu yargımız yadırga-
nabılır Baülı muhafazakar partılenn,
demokraük bır ortamda, kendı ıdeo-
lojılennı topluma benımsetmeye çahş-
malannın doğal olduğu one surulebı-
hr
Muhafazakâr hükumetler, ideoloji
taşıyıcılığı ışlevlennı, devlet kudreüne
ıdeolojık bır ıçenk kazandırmaya ve
bunu devlet ehyle yapmaya çahşmak-
sızın surdünıyor olsalardı, bu duşunce
doğru sayılabıhrdı Ne var kı, muhafa-
zakar partıler bır suredır OTdu, pohs,
yargı gıbı devlet organlannı beyın yı-
kama, sıyasal ruşvet ya da sındırme
yoluyla, bırer ideoloji taşıyıcısı hahne
dönuşturmektedırler Boylece ıdeolo-
jık hegemonya kurma yolunda, dığer
parülere bakışla >anşa, her seçımde
daha avantajlı bır konumdan başla-
maktadırlar Yaptıklan şey, toplum-
sal sınıflardan sadece bınnın ıdeolojı-
sını, üpkı 19'UPCU yuzyıla kadar
olduğu gıbı, devlet ıdeolojısı, resmı
ideoloji kımhğıne burundurmektedır
Böylece egemen sınıfın ıdeolojısı, res-
mı geçerhk onayı almış olmaktadır
Muhafazakar partılenn komunıst,
faşist ya da şen parülerden tek farkı,
bellı bır smıfın açık dıktatoryasının
sımgesı hahne gelmeyışıdır Ama yap-
tıklan şey, yaru Yenı Sağ ıdeolojıyı
devlet mah ideoloji haline getırmelen,
ozunde, bır sınıf adına, açık dıktator-
yanın sımgesı olmakla eşdeğerde anü-
demokraükür Karşıt ıdeolojıyı, sıya-
sal yaşamdan surup çıkarma çabası-
dır Bır sıyasal partının, ötekmı devlet
gucuyle alt eünesıdır
Sivil toplumu sîvil toplumla
vurmak
Muhafazakar partıler, kendı ıdeolo-
jılenne resmı ideoloji kımhğını kazan-
dırmaya çalışırken, devlet organlan-
nın yanı sıra, etkıleyebıldıklen tum
sıvıl toplum orgutlennı de kullanmak-
tadırlar Kıtle ıletım araçlan, ünıversı-
teler. sanatçı bırlıklen, meslek kuru-
luşlan vb , resmı ideoloji varaülmasm-
da bırer basamak olarak kullanılmak-
tadır Muhafazakâr hükumetler bır
yandan, bağlı sıvıl toplum orgutlennı
kullanırken, karşıt sıvıl toplum orgut-
lennı de sındınne yontemını benımse-
mışlerdır Bırçok Baü ulkesınde. sos-
yal demokrasının doğal muttefikı olan
sendıkalar, 1980'lerdeçoğu zaman ya-
sa zoruyla ışlevsız hale geünlmışür
Karşıt sıvıl toplum orgutlennın sesını
kısmak bır devlet ışlevı hahne donuş-
turulmuştur
Grev ve toplusozleşme duzenleme-
lenndekı kısıtlamalar, sendıkalann
orgut yapısına mudahale, bırbın ar-
dından çıkanlan yasalarla bu sıvıl top-
lum orgutlennı etkısız hale geürmenın
en goze çarpıcı orneklendır
Antisivil toplumcu liberallik
Gerçekte, biyasal partıler dahıl sıvıl
toplum orgutlennın, benımsedıklen
ıdeolojık akımlara daha genış bır ta-
ban kazanmaya çalışmalannda yanlış
olan bır şey yoktur Marksıst düşunur
Gramschı'ıun dedığı gıbı, ıdeolojık he-
gemonya, ozunde, sıvıl toplumun bır
yan urünudur Aslolan, ıdeolojılerden
bınnm ustunlük kazanması değıl, kar-
şıt ıdeolojılenn, zora başvurmaksızın,
karşıhkh var olabılmelendır
Gramschı'ye göre, ıdeolojıler arası re-
kabette devlete duşen, zor ıle nza ara-
sındakı sının gözetmektır, ıdeolojık
ıibtunluk sağlama savaşımında zora
başvurulmasını onlemektır, taraf ol-
mak değıldır
Sıvıl toplum kuramlannın, ıdeolojık
hegemonya kurma yanşında onem
verdığı şey, gorulduğu gıbı. devleün
konumudur Bu çerçevede, belh bır
ideolojinin resmıleşünlmesı gınşımı,
devleün bu konumunu ortadan kal-
dırdığı ıçın, devleü taraf haline geürdı-
ğı ıçın, her şeyden once sıvıl toplum
kavramını reddedıcıdır Sıvıl toplu-
mun yaşam hakkını elınden dlmakür
Devlet gücünü, bu yoldan, daha da ce-
berutlaştırmakür
Ne olçude demokraük gorunum al-
ünda vapıhrsa yapılsın, bır ideolojinin
resmıleşünlmesı, kaçınılmaz olarak
bu sonucu venr Bıreylenn. kendı çı-
karlannı korumak ve devleü denetım
altında tutmak uzere, baskı gruplan,
sendıkalar, partıler hahnde orgutlen-
me haklannı, sonunda > a ortadan kal-
dınr ya fulen ışlemez hale geünr
"Asgan devlet" sloganına sanlan
serbest pazarcı Yenı Sağ ideoloji, go-
runuşte demokraük ozgurluklen sa-
\ unan bır ıdeolojıdır Oysa Ingıltere ve
Amenka'da J980'lerde gorduğümuz
gıbı, asgan devlet şoyle dursun, daha
ceberut, daha genışlemış ıdeolojık bır
devlet yaratması nedenıyle, gorunuşe
rağmen, lıberal ve ozgurlukçu değıl-
dır Tam tersıne, sıvıl toplumun ışlev-
lennı kısıtlayışıyla antısıvıl toplumcu
ve antıdemokraükur
Anüsıvıl toplumcu ve antı-lıberal
eğıhmlenvle Yenı Sağ ideolojinin
onemlı tehlıkelennden bın, bireyler
arasında fark gozetıcı bır duzen yarat-
ması olasıhğıdır Tıpkı, dın, dıl. renk
farkı gozeten devletler gıbı Devleün
bellı bır ıdeolojıyle yuklenmesı, sonun-
da o devleü, bıreylen eşıt gören ve fi-
kırlenne gore ayırmayan bır mekanız-
ma ohnaktan çıkarabılır. belh gorüşte-
kı bıreylenn devletı hahne donuşture-
bılır Orneğın grevdekı ya da hak
arama >uruyuşundekı ışcılere. kafası
belh bır ıdeolojıyle doldurulmuş polı-
sm haşın davranışı, resmıleşünlmış
ideolojinin antıdemokraük ve fark go-
zeüa özunun, en bılınen belırtılenn-
den bffıdır
Bu çerçevede, serbest piyasa ve as-
gan devlet gıbı çarpıcı kavramlarla
sarmalanan Yenı Sağ ideolojinin he-
gemonyasma karşı savaşım, gerçekte
kapıtahzme karşı savaşım olmaktan
çok, demokraük toplum ıçın savaşım-
dır
Merhaba Aristoteles, merhaba Iskender
ATİNAYA FELSEFE YOLCULUĞU
ARSLAN KAYNARDAĞ
• Bır arkadaş madenı bır para göstererek "Bakın" dedı,
"üzennde ne güzel bır Aristoteles başı var". Bıraz sonra dıkkat
edınce başka bır madeni paranın üstünde de filozof
Demokntos'un başının yer aldığmı farkettık. Paranın bır
yanında Demokntos, bır yanında atomu sımgeleyen bir resim.
""Atomculuğun büyük filozofu Demokritos, sana da
merhaba
1
"
— 1 —
Uçuncu Balkan Felsefecılerı Sem-
poz\umu Yunanıstan da Delfi'de ya-
pıldı Bovle onemlı bır toplantının
Yunanıstan da yapılacağının duyul-
mdsı telsefecıknmız arasındd buyuk
ılgı ve hevecana neden olmuştu
5 hazıranda bdşldyacak sempozyu-
ma otobusle gıdıleccktı Çeşıtlı hazır-
lıklarddn sonra 14 kışı, 2 hazıran saba-
hı Topkapı dan vola çıktık Altı kışı
sempo/yuma bıldınlenyle kaülıyor-
du Bctul Çotuksoken, Arslan Kay-
nardağ. Arda Denkel. Ismaıl Demır-
doven. Cemıl Akdoğan, Akın Ergu-
dcn Bıldırılenn konusu "Balkan
ulkclennde felsefenın gelışmesı ve bu-
gunku durumu olarak belırlenmıştı
Yolculuğumuzun uzun ve yorucu
olacdğını bılıyorduk Istdnbul-Atınd
arası 22 saat surecektı ve geceyı oto-
buste geçırecektık Otobusumuz. bır
şanssızlık sonucu eskıydı ve her turlu
konfordan yoksundu Oyle kı. bınmız
susayıp su ıstesek o bıle yokiu
Sddt 16 30ddsınırageldık Gumruk
ışlc-nlen bıraz ılkel bır dekor ıçınde td-
mdmldndı Yunan gumruğunde bek-
le>cnlerm oturabılmesı ıçın en basıtın-
dcn \kı bank bırkaç sandalye bıle
gozukmu\ordu
Neşcmızı bozmuyorduk BırYunan
gumrukçunun telscfecı olduğumuzu
oğrcnınce sempozvumdd başdn dıle-
mesı hoşumuza gıtmıştı Pdsaport de-
nctımınden sonra dovız bozdurarak
yanımıza bıraz Yundn parası aldık
Otobus harekct ettı. artık Batı
Trakjddd>dık Bıraz sonra Make-
donya loprakldn gozukecektı Gum-
ruktc bıze Mdkedonya'yı tanıtan bırer
dfiş vcımıijlerdı Afışın ustunde filozof
Aniloleles ıle krdl Iskender'ın resımle-
n vcr dlmıştı Bır ses >ukseldı aramız-
dan Merhabd Aristoteles. merhdba
l^kondcr. merhabd Yunanıstdn top-
rakları
Bır jrkadaş mddenı bır para göste-
rerek Bakın" dedı, "uzennde ne gu-
zel bır Anstoteles başı var' Bıraz
sonra dıkkat edınce başka bır madenı
pdrdnın usiunde de filozof Demokn-
tos un başının yer aldığını farkettık
Paranın bır yanındd Demokntos, bır
yanında atomu sımgeleyen bır resım
" Atomculuğun bu\ uk filozofu De-
mokntos sana da mcrhaba
1
"
Tam bu sirddd uzaktan Abderd
kentı gorunmez mı' Bılındığı gıbı bu
kent Demokntos un doğduğu \erdır
Bunu konuşurken bır ydnddn da Al-
man vazar Wıeland'ın o guzel Abde-
rahldr romdnını anımsadık 18 yüzvıl-
da vazılmış hıcıv dolu bu romanın
felsefi yonlen vardır ve olaylar Yuna-
nibian'ın bu ılınde geçer
Iskeçe'den (bugunku adıyla Ksantı)
geçtığımızde Sddt dkşam 19 00"du Kd-
vala >a \ardığımızda gun henuz ka-
rdrmamışü Bır kıyı kentı olan Kavala
alaca karanlıktd bıle guzcllığını bellı
edıyordu OkaddrmerdkettığımızSe-
Idnık egeceyansıgelebıldık Ârkadaş-
lann çoğu uykuya dalmıştı Yazık kı
Yunanıstdn'ın bu ıkıncı bu>uk kentı-
nın gorkemlı ıstasyon bınasından baş-
ka yennı goremedık
Yolumuzdakı onemlı kentlerdcn bı-
n Lanssa ıdı Burdsı tanh dçısından
olduğu kadar telsete açısınddn da
onemlı bır yer Platon un Menondıya-
loğundd Lanssd'nın adı bırkdç yerde
geçer Sokrates'e gore Lanssalılarfılo-
zofturlar ve Alınahlardan daha bügıh-
dırler Yıne aynı dıyalogta "sanı" ıle
"bılgı
1
nın farkı belırtılırken, Lanssa'-
>d gıden ıkı kışının durumu karşılaştı-
nlır
Osmanlıldr Lanssa'ya "Yenışehır"
dıyorldrdı 1393'te Turklenn ehne ge-
çen bu kent I881"e kddar onlann yo-
netımınde kdlmıştır
ErteM gun sabah olurken Atına'ya
150 km uzaklıktaydık Guzel bır gu-
neş doğmuş, yol boyunca sıralanan
san kdürlırndklanılepembezdkkum-
lann uzenne vurmdya bdşlamışü
Canlı renklenvle goz dlan katırtırnağı
ve zakkumldn boylesıne bol olarak
başka hıçbır verde gormemıştım
Atına"> a v ardığımızda saat 09 00 ol-
muştu otelımıze yerleştık Hılton'a
yakın olduğumuza gore kentın ıyı bır
yennde konaklayacağımız anlaşılıyor-
du Ancak oddlanmıza yerleşıncc trd-
fık gurultusunden ve sıcaktan >dkın-
ma>a başlddık Atına'dd trafik şoğun-
luğunun buyuk sorun oldugunu
soyledıler Hemen goze çarpan hava
kırlılığı de herhalde bundan kaynakla-
nı\ordu Ozel arabalar ıçın tek-cıft
numara uvgulaması \apıldıgı halde
trafikte buyuk bır sıkışıkhk var Genç-
lerde başka yerlerde olmayan olçude
motosıklet duşkunluğu goruluyor
Gurultu ve hava kırlılığının bır nedenı
de bu motorsıkletler
Sempozyumun yapılacağı Delffye 5
hazıranda gıdeceğız Gıdınceve kadar
ve donuşte Atına'da geçıreceğımız bır-
kaç gunumüz olacak Bu gunlenmızı
ıyı değerlendırmemız gerekı>or
Yapılacdk ılk ı^lerden bın Akro-
pol a çıkmak sonra muzelere gıtmektı
Ebkı Yunan kenılennın en \uksek
noktasında \onetım \edınleılgılı baş-
lıca yapıların bulundugu >ere dkropol
denıldığını bıhvoruz Bunlar aynı za-
mdndd bır kdle durumundadır Atınd
Akropolu nun ozellıkle Partenon u,
ydnı tdpmdğı unludur Çokvazıvdko-
nu olmuştur Fransız vazar Ernest
Renan nın Akropol u ovguvle betım-
leyen vazısını burada anmak ıstenm
Ldtınler \ unanıstan ı ışgal ettıkle-
nndc Partenon u uzun vıllarkılıse ola-
rak kullanmışlar
Osmanlıiar Atına da 1820 lerın so-
nuna kdddr egemen olmuşlardır Kent
onlann \onetımı ^ırasında Valde Sul-
tdn ın has ı ıdı Vanı buranın vergı
eelın onun adınj vutınlıvordu
SURECEK
ANKARA NOTLABI
MUSTAFA EKMEKÇÎ
Tonguç Baba! (5)
Enstitülerde Cinsel EğltimL
Engın Tonguç'un 'Tonguç Baba'yı anlatısı, dahasure-
cek Zaman zaman okurlardan, ozendırenler oluyor, orne-
ğın ikı Gozum Ayşe ' yanı Ayşe Ilhan, Koy Enstıtulu Galıp
Taşkafa (Candoğan) Dursun Kut Koy Enstıtulerı ustune
bır yapıtı da olan Galıp Candoğan mektubunun gırışınde
şoyle dıyor
"Dun yazdığınız "Tonguç Baba (1)" yazınızda Ton-
guc'u ne kadar gerçekçı yonlerıyle anlattığınızın larkında-
sınız Sızı.bubaşarılarınızdandolayı kutlarım Yurdumuza
emeğı geçmış Turk aydınlarının tanıtılmasında ustunuze
gelecekyokvallahı
Galıp Candoğan (Taşkafa) daha sonra, Tonguç ıçın yenı
çalışmalar yapmaya başladığını anlatıyor, mektubun bır
yennde ozetle şoyle dıyor
"1944 yılında Ankara'da Maarıf Basımevınde basılan
"Koy Enstıtulerı I' broşurunde benım şımdıye kadar hıçbır
eğıtırrjcıden duymadığım, 'Enstıtu oğretmenlerının kendı
kendılerını yetıştırmelen' başlığı altında sıraladığı mad-
delerın 4 maddesının bır yennde, cinsel eğıtım hakkında
şunları soyler
Enstıtusu öğrencıierı buluğ çağını ve gençlık devrı-
nın bır kısmını bulundukları kurumlarda geçırmek zorun-
dadırlar Bu çağın gereğı olarak onlann gelışımıyle ılgılı
bırçok hayatsal meseleler vardır Bunlardan bın cınsı ha-
yat ve onun eğıtımı meselesıdır Bu bakımdan da oğret-
menlerın tıpkı çocukların ana ve babaları gıbı onları aydın-
latmaları lazımdır
Eğıtım ve oğretımın en guç koşullarından bırını teşkıl
eden bu meseleyı gormemezlığe bılmemezlığe gelmek
ve genç nesıllerı bu alanda kendı kendılerıne terk etmek
hem bıreylenn hem de toplumun hayatı ıçın çok zararlı so-
nuçlar doğurmaktadır Onun ıçın enstıtu oğretmenlerı bu
problemı ıslemeyı, oğrencılere anlatma yollarını ve usul-
lerını oğrenmelerı gerekır
5 maddede şoyle ûğrencılerınıçındençıkıpgeldıklerı
koylerde her normal ınsan evlenır, geçım guçluklerını hıç
hesaba katmadan bır aıle yuvası kurar Normal yaşlarda
evlenerek aıle yuvası kurmak, bu yuvayı çocuklarla kuv-
vetlendırmek yenı neslın ulkusu olmalıdır '
1940 lı yıllarda oğrencılerın cinsel eğıtımlerını boylesı-
ne cıddı olarak ele almak ıstemış bır başka kuruluş anım-
samıyorum Koy Enstıtulerı olayına onem verışım boşu-
na değıldır Cumhurıyetokurları.bukuruluşlarınonemının
bılıncındedırler Geçen gun Ilhan Selçuk soyluyordu, yapı-
lan bır araştırma sonucu olsa gerek, bır Cumhurıyet'ı 4 8
kışı okuyormuş Demek her gun Cumhurıyet'ı 336 bın kışı
okuyor
1
Bunca ınsan bızım yazdıklarımızı okuyor Bu az kı-
vanç, az sorumluluk mu'
Usumdan geçıyor, denebılır kı
-Sen gazete yazarısın, bıze gunluk olayları anlat Hacı
Tö ne olacak'' Koalısyon delındı mı gerçekten"? CHP'nın
başına kım gelecek?
Doğru, gunun konuları bunlar Hacı TÖ nun geleceğı pek
parlak gozukmuyor Hacı Tö nun gunlerını Suleyman Bey
sayıyori Ortaklığa bır şey olacağı yok, duzelır onlar, delık-
ler kapatılır CHPnın başına Altan öymen de, Denız Bay-
kal da gelse olacağı yok ya Bulent Ecevıt de gelse boş'
DYP-SHP ortaklığı surdukçe, solda yenı oluşumlara ya-
,sam yok
1
Gelelım Engın Tonguç'un Tonguç Baba 'yı anlatıları-
na, Engın Tonguç, Yalçın Kuçuk'un eleştırılerı dolayısıyla,
1940 lı yılların aydınlarının bakış açılarını ele alıyor, ozetle
şöyle dıyordu
"Şımdı, Turkıye'dekı aydın, o donem aydını ulkeyı tanı-
mıyor koyluyu tanımıyor, gerçekçı değıl Onun ıçın verdığı
kararlar yanlış oluyor özel bır ornek vereyım hemen, eğı-
tım olayı başladıgı zaman, Saffet Arıkan o donemın tarım
bakanı, adam, daha uç-beş tane tarım uzmanı vs Ankara
yakınındakı koylere gıdıyormuş Eğıtmenler ne dereceye
dek çalışıyorlar, ona bakacaklar O arada, koyun bırınde,
tarım uzmanlarından bın koyluye dıyor kı
-Senın tarlan nerede
7
-Şurda bır tane şurda bır tane, şurda bır tane var, uç ta-
ne tarlam var
-Efendım sız zaten akılsız adamlarsınız' Bunların arası
ne kadar^ Oradan senın oraya gıtmen bır saat' Ötekınden
oraya gıtmen bır saat Sen boyle dunyanın vaktını kaybedı-
yorsun Aklınız olsa sızın, bunların hepsını bır araya top-
larsınız, senın tarlan bır yerde olur, rahatrahatçalışırsınız'
-Bey, dıye karşılık verıyor adam, eger ben bunu yapar-
sam aç kalırım>
-Nıye?
-Cunkü bızım buraya her yıl bır ıkı defa dolu yağar Dolu
yağdığı zaman benım tarlamın bır tanesı gıder obur ıkısı
kurtarır benı'
Onun uzenne Saffet Arıkan hepsıne donuyor
-Haydı, bının arabalara da Ankara ya, o ne ışe yaradığı
bellı olmayan gorevlerımızın başına gıdelım
1
dıyor
Şımdı (Hakkı Tonguç'un) soylemek ıstedıklerı bu Ne ay-
dın duşmanlığı ne bır şey Doğru durust aydına kımsenın
duşman olduğu fıian yok Şımdı butun bunların nedenı
olarak Yalçın Kuçuk'un gösterdığı şey, "Hakkı Tonguç
köyluydu, koylulukten kurtulamadıi O kadar koyluydu kı,
doğum tarıhı bıle bellı değıldır Oğlu da doğum tarıhının
bellı olmadığını yazıyor
1
" dıyor Guzel kardeşım sen Tür-
kıye'de mı başka yerde mı yaşıyorsun? O donemdekı ın-
sanların çoğunun doğum tarıhı bellı değıl Ataturk'un
doğum tarıhı bellı değıl
1
"
BULMACA
SOLDANSAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8
1/ Bır kâğıt oyunu
Bangladeş'ın para
bırımı 2/ Bır tur
pembe elmas Aynı
kokten çıkıp a>Tiı ul-
kede yaşayan ve bır
başın yetkesı altında
bulunan aıleler top-
luluğu 3/ Ateş
Kunduracının dıkışı
gızlemek ıçın ayak-
kabının taban astarı-
na ya da taban kose-
lesıne açtığı yank 4/
Şarkı Erkek ku-
mes hayvanlarının
en ın ve >aşh olanı 5/ Kuze> Ame-
nka'da vaşayan kızılderılı bır kabı-
le 6/ Bır tur ınce ve şeffaf kumaş .
Bır şeyın doğru oldugunu belırtmek
ıçın yapılan ışaret 7/ Terlemekten ya
da sıcaktan vucutta görulen kuçuk
pembe kabartılar. Su. 8/ Iskambıl-
de bır kâğıt Edremıt Körfezı'nde
turıstık bır ver 9/ Yunanlılara verı-
len bır ad Okur
VUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/Kadınların takındıkları sus ığnesı Bır dılın, bolgelere göre
değışen söyleyış özellığı 2/ Uzerı toprak ya da otla ortulmuş
saman yığını Ulaştırma 3/ Usta, mahır Fazladan kıhnan
namaz ya da tutulan oruc. 4/ Ay. Çıçek tozu 5/ Ipekten, sa-
nmtrak dallı nakışlarla ışlenmış bır tur beyaz kumaş 6/ Bır cıns
sulun Sazı kurmaya yarayan burgu 7/ Tuluat tıyatrolannda
Doğu gıysılerıyle yapılan dans Eskı Mısır'da guneş tanrısı 8/
Av nı erkekle evlı olan kadınlann bırbırıne gore adı Çeşıtlı bıt-
kılerın yaprak ve kabukları ıle kokulandırılmış acımtırak bır ıçkı.
9/ Bır >erde bırıken sıvılan akıtmakta kullanılan oluk ya da bo-
ru Be>az eılı bır balık