23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3TEMMUZ1992CUMA 8 DIŞ HABERLER ABD, nükleer silahlan çekti • BRÜKSEL (AA) - NATO, ABD'nin Avnıpa'daki tüm taktik nükleer silahlannı geri çekim işlemini tamamladığını duyurdu. NATO, yayımladığı bildiride, ABD'nin kısa menzilli nükleer füzeler, karada konuşlanmış nükleer top mermileri ve nükleer denizalt: bombalanm Avnıpa'dan çektiğini kaydetti. Bildiride, geri çekilen silahlann sayısı hakkında bilgi verilmedi, ancak NATO üyelerinin bu işlemin tamamlanmasmdan duyduklan memnuniyet belirtildi. Bildiride, ABD Başkanı George Bush'un 27 Eylül 1991 tarihindeki emirlerine uygun olarak, söz konusu taktik nükleer silahlann Amerikan savaş gemileri ve saldırı denizaltılarından da kaldınldığı kaydedildi. Saddam'a darbe girişimiI Londra (AA) - Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'a karşı hafta başinda başınsız bir darbe girişimende bulunulduğu bildirildi. Irak'la muhalefeti bünyesinde toplayan Irak Ulusal Knogresi'nden yapılan açıklamada El Taci kenti çevresinde konuşlandınlan Cumhuriyet Muhafızlan'na bağh bir mekanize tugaydaki askerkrin Irak Devlet Başkamnın devirmek istedikleri belirlildi. Açıklamada askerlerin Bağdat'a gitmek üzere yola çıklıklan ancak Saddam Hüseyin'in özel güvenlik güçlerince başkentin kuzey mahallelerinde durdurulduklan kaydedildi. Komünistler kazandı • ULAN BATUR (AA) - Moğolistan'da pazar günü yapılan genel seçimde, iktidardaki eski Komünist Partisi'nin ezici bir zafer kazandığı bildirildi. Genel seçim komisyonunca açıklanan resmi sonuçlara göre, iktidardaki Moğolistan Devrimci Halk Parti (MDHP), toplam oylarm yüzde 57'sini aldı. Bu sayı, MDHP'nin parlamentodaki 76 koltuktan 70'ini almasına yeterli. Ana muhalefetteki Demokratik İttifak ise yüzde 17 oranında oy alarak mecliste 4 Uyelik kazanabildi. Geri kalan ikı üyelik ise Sosyal Demokrat Parti ile bir bağımsız aday tarafından paylaşıldı. G.Afrika'ya arabuluculuk • LONDRA (AA) - BM Genel Sekreteri Butros Gali, ilgili tüm taraflann katıLmayı kabul etmesi durumunda, BM'nin Güney Afrika Cumhuriyeti'nde arabuluculuk yapmaya hazır oiduğunu söyledi. Gali, BM'nin arabuluculuk yapması ve Güney Afrika'ya bir uzlaşma heyetinin gönderilmesi olasılıklarını, lngiltere Başbakanı John Major ile görüşeceğini kaydetti. Butros Gali, "Eğer bizim yardımımızı, arabuluculuğumuzu ya da ülkede varlığımızı istiyorlarsa biz buna hazırız. Ancak bu konuda anlaşmaya varamadıklan sürece, yapabileceğimiz bir şey yok" dedi. Gali, Afrika Ulusal Kongresi lideri Nelson Mandela'dan, BM'nin ülkedeki krize müdahale etmesi ve BM Güvenlik Konseyi'nin toplanması isteklerini bildirdiğı bir mesaj aldığını kaydetti. Almanya: Kıyak emeklilik • FRANKFURT (AA) - Almanya'da Sachsen-Anhalt eyaleti milletvekilleri, ömür boyu emekli maaşı almalannı sağlayan yasa tasansını iki dakikada kabul ettiler. Milletvekillerine bir dönem görev yaptıktan sonra, 55 yaşından itibaren ayda 1860 mark (yaklaşık 10 milyon lira) emeklilik maaşı bağlanmasmı öngören tasan, 37'ye karşı 57 oyla kabul edildi. Diğer konularda kılı kırk yaran ve yuzlerce tasarının yasalaşmasını geciktiren eyalet milletvekilleri, kendilerine emeklilik maaşı bağlanmasını öngören tasarıyı "iki dakika" gibi rekor bir sürede kabul ettiler. Alman basırunda "kıyak emeklilik" olarak adlandırılan yasa, halk arasında yoğun tepkilere yol actı. ABD'nin Akdeniz'de görevli 6. Filosu'na bağlı savaş gemileri, Adriyatik Denizi'nden çekildiler Yugoslavya'ya Amerikalı başbakan •Türkiye'den Bosna-Hersek'e in- sani yardım taşıyacak uçaklann hazır olduğu, ancak Saraybosna Havaalanfnda gerekli güvenlik koşullannın henüz sağlanmadığı bildirildi. Dış Haberler Senisi -Bosna-Hersek'in başkenti Saraybosna'ya insani yardım taşı- ma çahşmalan hızlandınlarak sürerken, Yugoslav kökenli ABD'Ii ışadamı Milan Pa- niç, kendisine önerilen başbakanhk görevini kabul ettiğini açıkladı. Amerikan 6. Filosu'- na bağlı savaş gemilennin Adriyatik Denizi'- nden çekildikleri belirtildi. Çatışmalann sürdüğü Saraybosna'ya Türkiye'den yardım götürecek uçaklann hazır olduğu bildirildi. Ajanslar, Sırbistan ve Karadağ'dan olu- şan Yugoslavya'nın başbakanlığı görevini kabul eden Amerikan vaiandaşı işadamı Pa- niç'in görevine başlamak üzere Belgrad'a gideceğini bildırdiler Washingıon'da görevi kabul ettiğini açıklayan Paniç, görevi devral- dıktan sonra ilk yapacağı işin bir kaç ay için- dc serbest seçimlere giımek olacağını söyle- di. Hedefleri arasında Bosna-Hersek'teki çatışmalan sona erdirmenin de bulunduğu- nu belırten Paniç, yenı Yugoslavya'nın, Yugoslavya'dan aynlan cumhuriyetlerde bulunan bütün federal ordu birliklerinı geri çekeceğinı söyledi. Kimyasal ürünler üreten bir şirketin sahi- bi olan Paniç. eski bir bisiklet şampiyonu olarak tanınıyor. Panıç, 1956 yılında ABD- de düzenlenen bir uluslararası >anşma sıra- sında bu ülkeye iltica etmiştı. Paniç, Yugoslavya Devlet Başkanı Dobri- ca Kosiç'in geçtiğımız ay yaptığı öneriyi, "Bu görevi üstlenecek kişinin tüm ülkenin kayıtsız şartsız desteğine gereksinimi bulun- duğunu" söyleyerek geri çevirmişti. Saraybosna'da çatışmalar sırasında \ aralananlar arasında bir Müslûman kız çocuğunun sevimli köpeği de var. Savaşın tüm çirkinlikleri karşeında knçük ku o>uncak da olsa bir tabanca edinmiş ve köpeğini bundan böyle 'sıkı biçimde' korumaya karar vermiş.( REUTER) Yugoslav federal hükümeti, Slovenya, Bu arada, Bosna-HerseYin başkenti Sa- ki çatışmalar da sürüyor. Ajanslar. dün ken- Makedonya. Bosna-Hersek ve Hırvatistan'- raybosna'daki 300 bin kişiye yapılan insani tin çeşitli bölümlerinde karşıhklı çaüşmala- ın bağımsızhgını ilan etmesinden sonra, yal- yardım daha hızlı bir ivme kazanırken Sırp nn sürdüğünü bildirdiler. nızca Sırbistan ve Karadaâ'ı temsil edivor. milisler ile Müslûman ve Hırvatlar arasında- Saraybosna Havaalanı'nı korumak üzere görevlendirilen 250 BM Banş Gücü askeri- nin yanısıra dün sabah kente ulaşan 1000 asker de Saraybosna dışında bekliyorlar. ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Pete Williams, Amerikan kargo uçaklannın bu- gün Almanya üzerinden Bosna-Hersek'e insani yardım taşıyacaklannı açıkladı. lngil- tere de yardım uçaklannın hazır oiduğunu bildirdi. Türkiye'den Bosna-Hersek'e yardım gö- türecek uçaklann hazır olduğu, yola çıkabil- meleri için gereken koşullann sağlanmasmın beklendiğiaçıklandı. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Filiz Dinçmen dün dü- zenlediği basın toplantısında konuya ilişkin bir soruyu yanıtlarkcn "Saraybosna Havaa- lanı, teknik koşullan yerine getirilerek gü- venlikli bir biçimde ulaşıma açılmış değil. Ama bundan da önemlisi, havaalanında bi- nken malzemelerin hızla gerekli yerlere gön- derilmesidir kı alanda birikme olmasın. dağıtım ışlemi aksamasın. Bunlan bekliyo- ruz. Uçaklanmız hazır, yardımlanmız daha çok gıda maddelerinden oluşuyor. İşaret alır almaz uçaklar gönderilecek" dedı. İngiliere'nin eski Dışişleri Bakanı, AT'nin Yugoslavya Banş Temsilcisi Lord Carrington, Bosna-Hersek'te çatışan taraf- lann liderlerinin bugün Saraybosna'da AT banş planını görüşmek üzere bir araya gel- meyi kabul ettiklerini bildirdi. BM Genel Sekreteri Butros Gali de Saraybosna'da gö- revli 1500 Kanadah askerin yerine kısa süre içinde Fransız, Mısırlı ve Ukraynalı askerle- rin gönderileceğini belirtti. Ancak, Ukray- na, Gali'nın planını reddetti. ABD'nin Akdeniz'deki 6.Filosu'na bağh 6 savaş gemisinın de Adriyatik Denizi'nden çekildıği açıklandı. ABD Savunma Bakanlı- ğı Sözcüsü Pete VVilliams tarafından yapılan açıklamada, gemilerin ABD »lusal bayramı 4 Temmuz'dan sonra bölgeye dönebileceğj- ni bildirdi. Roma'da ele alınan belge üzerindehenüz uzlaşma sağlanamadı Karabağ görüşmelerinde ilerleme yok • Minsk'te toplanacak Karabağ konferansına hazırhk amacı taşıyan Roma'daki AGİK toplantısında ele alman uzlaşma met- ni üzerindeki tartışmalar çetin geçiyor. ANKARA (AA) - Dağlık Karabağ so- rununun çozümü amaayla düzenle- necek Minsk konferansının hazırbk çabşmalannı yapmak üzere Roma'da devam eden AGİK toplantısında, top- lantı başkanının önerdiği uzlaşma bel- gesi üzerindeki çahşmalar devam edi- yor. Haziran ayında yapılan ilk iki turda ilerleme sağlanamaması üzerine pazar- tesi günü başlayan bu üçüncü turda ele ahnan uzlaşma belgesi, toplantının so- nucunu belirlemeyi amaçlıyor. Belgenin tarüşılması da "oldukça çetin" geçiyor. Toplantıya katılan Türkiye heyetinin bir yetkilisi AA'ya yapüğı açıklamada, ilk üç gün içerisinde pek fazla ilerleme sağlandığının söylenemeyeceğini belir- terek şu değerlendirmeyi yaptı: "Yaklaşık lOsayfahkbirkâğıtvedaha ilk sayfasında bulunuyonız. Madde madde baştan itibaren görüşülüyor. Hala giriş bÖlümü görüşüldü, bir de La- çin bölgesinin durumu ele alındı ve gö- rüşmeler hemen hemen Laçin üzerinde döndü. Kelime kelime yapılan tartışma- larda sürekli müdahaleler oluyor. özel- likle Ermeniler kâğıdı değiştirmek, kendi ifadelerini oraya koydurmak ıçın büyük çaba gösteriyorlar. Tabii o za- man onlara karşı çıİcılıyor, bir polemik ortamıdır devam ediyor. Bu kâğıdın bi- tirilmesi amaçlanıyor tabii, fakat bu nasıl olacak. kaç gün sürecek, açıkçası şu anda bir şey söylenemiyor. Şu anda pek fazla ilerleme sağlandığı söylene- mez ' Ermeni militanlann, Dağlık Karabağ ve smır bölgelerindeki çatışmalarda, Azerbaycan köylerine düzenledikleri sal- dınlarda kimyasal silah kullandıklannı kanıtlayan delilleri inceleyecek olan BM gözlemcilerinin, 4 temmuzda Bakü'ye gi- decekleri bildirildi. öte yandan Azerbaycan Milli Müsa- vat Halk Partisi, 72 yıldır sürdürdüğü ya- sadışı çahşmalardan sonra, dün yasal olarak yeniden kuruldu. Azerbaycan Milli Müsavat Halk Partisi Genel Baş- kan Vekili Dr. Mehmet Kengerli, dün dü- zenlediği basın toplantısında, partinin yeniden kurulduğunu bildirdi. 1911 yılın- da Azerbaycan'da kurulan, 1918 yılında da iktidar olan Milli Müsavat Halk Par- tisi'nin, 23 ay iktidarda kaldıktan son- ra, 1920'de Rus ordulan tarafından kapatıldığını kaydeden Kengerli, parti- nin kapatılmasından sonra, bugüne ka- dar çeşitli ülkelerde ve Azerbaycan'da yasadışı faaliyetlerini sürdürmesi sayesin- de ayakta kaldıklarını söyledi. DEMOKRASİDEN SIKILDILAR MI? Almanlarpartilere gûveniniyitiriyor • Almanya Cumhurbaşkanı VVeizsaecker'in ya- yımladığı kitapta politikacıları eleştiri bombardı- manına tutması, Alman halkının politikacılara ve geleneksel partilere artan güvensizliğinin de bir ifa- desi. Bu güvensizlik haikı aşın sol ve sağ partilere yöneltirken, Almanlann demokrasiden sıkıhp sıkıl- madıklan sonısu yaygın bir tartışma yaratıybr. DtLEK ZAPTÇIOĞLU BERLİN - Almanlar demok- rasiden sıkıldı mı? Yurtdışın- dan Almanya'ya kuşku ve gü- vensizlikle bakan kimi gözlem- ciler şimdi bu soruya yanıt an- yor. Almanya'da bu günlerde siyasi partilerin işlevi, politi- kaalann niteliği, vatandaşın yöneüme daha çok katılması gerektiği gibi sorular çok yoğun olarak tartışılıyor. Ülkenin en yüksek mülki amiri olan cum- hurbaşkanı da geçen hafta yayımîanan bir kitapta, temsili demokrasinİTi Almanya'daki işleyişini kıyasıya eleştirdi ve başta Başbakan Helmut Kohl olmak üzere polıtikacılann simşeklerini üzerinde topladı. Cumhurbaşkanı Richard -von Weizsaecker, başkanhk sis- teminin olmadığı Almanya'da sadece temsil işleviyle yetinmi- yor ve demeçleriyle bir tür "top- lum vicdanı" işlevini görüyor. Halkın sorunlanna tercüman olan Weizsaecker bu kez siyasi partiler sistemini ve yöneten- yönetilen ilişkilerini konu ala- rak politikacılara göre "fazla ileri gjtti." Cumhurbaşkanırun eleşürisi şu noktalarda yoğun- laşü: Politikacılann asıl meslek- lerinde çalışmayışı ve mezuni- yetten hemen sonra politik ka- riyere atılması onlan toplum- dan kopartıyor. Profesyonel politikacılar sadece parti çıkar- lanru göz önünde tutuyor. tor> lumun çıkarlannı unutuyorlar. Rüşvet olaylan. toplum kont- rolünden uzak kulisler ve anlaş- malar, gizli kapaklı toplantılar, partilere sanayiden akan yüklü bağışlar vb. siyasi yönetimi say- damlıktan uzaklaştınyor ve toplumdan soğutuyor. Cumhurbaşkanının vardığı sonuç: Demokrasi, bir siyasi partiler diktası değildir. Halkın temsilcilerinin halkla daha yakın ilişkide olması, sorunlan yakından tanıması, her zaman "sivil" hayata dönecek durum- da olması. bsacası haksız yere koltuğuna yapışıp kalmaması gerekir. Almanlann yönetimden hoş- nutsuzluğu, birleşmeden sonra önemli sorunlann bir türlü çö- zülmeyişinden ileri geliyor. Bi- raz abarularak yaşanan mali bunalım, konut sorunu, işsizlik, suni olarak körüklepen "ya- banalar ve mülteciler sorunu" Bonn'da çözüm bekliyor. Baş- bakan Helmut Kohl liderliğin- deki muhafazakâr-liberal koa- lisyon 12 yıllık yönetimden sonra yıpranırkenmuhalefet çok zayıf kalıyor. Sosyal Demokrat Parti'nin sorunlara güçlü alternatifler ge- tiremeyişi ve sert muhalefet yapmayışı halkta şu kanıyı ya- rattı: "Al birini vur ötekine." SPD liderleri ise "Biz hükümete karşı yumuşak muhalefet yap- maya ve birleşik Almanya'nın sorunlannm çözümünde ona fazla yüklenmemeye karar ver- dik" diyorlar. Ama seçmen bunu SPD'li yumuşak liderler gibi görünmüyor. Seçmenin gördüğü "Bonn'da kalabalık bir mecliste yan gelip yatan, çok yüksek maaş alma- lanna karşın görevlerini yenne getırmeyen, gereğinde kavga et- mek yerine aralannda anlaşan ve "Yok aslında birbirimizden farkımız' diyen bircemaat." Politikacılara ve yerleşık si- yasi partilere güvensizlik. uz- manlara göre seçmeni aşın sol ve sağ partilere yöneltiyor. Aşın sağ "Cumhuriyetçiler"in batıdaki, eski Doğu Alman ko- münist partinin devamı PDS'in doğudaki başanlan buna bağ- lanıyor. Bu yüzden hem hükümet, hem muhalefet "seçmenin gü- venini kazanmak için" orlak davranmaya karar verdiler. Bu çabanın meyveleri 1994 seçim- lerinde ahnacak. MARY ROBINSON Kararb ve inatçı îrlanda'ya umut veren başkanDış Haberler Senisi - İrlandalılar, iki hafta önceki Maasıricht referandumunda geleneksel dışa kapalıhklannı terkedip Avrupa'yla bütünleşmeye kararlı olduklannı açıkça gösterdiler. Bu konuda en kararlı olan İrlandalılardan bin. İrlanda'nın ilk kadın Cumhurbaşkanı Mary Robinson.Mary Robinson evli, üç çocuk annesi, avukat. eski bir İşçi Partisi üyesi ve milletvekili. Robinson, Avrupa'ya açılma Fıkrinin aklına ilk kez 17 yaşmda gittiği Fransa'da geldığını söylüyor. "Fransa kendisinden öylesine emindi ki kirnliğini hiçbir zaman yitirmeyeceğini anladım." diyen 2 yıllık Cumhurbaşkanı, şöyle devam ediyor: "İrlanda ancak Avrupa'yla ilişkilerini geliştirip onun bir parçası olduğu zaman kendisini bulacakür. Aksi halde İngilizkrin gölgesinde kalmaya mahkûmdur. "Bayan Cumhurbaşkanını yakından tanıyanlar onun her zaman böyle kararlı, kendine güvenli, hatta kimi zamanlar inatçı oiduğunu söylüyorlar. Time dergisine göre İrlandalılar ise onunla gurur duyuyorlar. Dublin'dekiTnnty Üniversıtesı Hukuk Fakültesi mezunu olan bayan Robinson, Harvard Üniversitesı'nde master yapmış. Ülkesine döndükten kısa bir süre sonra evlenip kadınlann işdünyasında karşılaştıklan sonınlarla ilgili davalar almaya başlamış. Bir yandan da doğum kontrolü ve boşanmanın yasallaşması için uğraş vermiş.Bu arada poliükay a atılan Robinson, uzun yıllar çalışıp senatoda 20 y ıl boyunca temsilcıliğini yaptığı İşçi Partisi'nden partinin Kuzey irlanda konusundaki uzlaşmaz tavn yüzünden istıfa etmış.İşçi Partisi kendisine cumhurbaşkan- lığı için adaylan olmasını teklif ettiğinde bir hafta sonu süren düşünme süresinin ardından kabul etmiş. Ve kısa sürede hayatında birçok değişiklik olmuş: İrlandalı modacılar tarafından yenilenen gardrobu. yeni saç stili \ e hafıf makyajı ile yeni bir bayan Robinson çıkmışortaya. Kendisi yeni görünümününonu" İrlanda'nın modern yönlerini temsil eden bir göreve" uygun hale getirdiğine inanıyor.Yönetsel sorumluluklardan çok sembolik anlamı olan görevinin aktif yanlannı kısa zamanda ortaya çıkanp cumhurbaşkanlığını bir "emekliliği bekleme mevkii" olmaktan çıkarması, ona halk arasında büyük destek sağlamış, özellikle Kuzey İrlanda'ya yaptığı ziyaret hâlâakıllarda. Bu ziyaretiyle ıkı bölge arasında yolculuk ctmek isteyenlere cesaret verdiği gibi uzun zamandırdevam eden aynlık ve nefretin sona ermesi umudu yaratmış. O pek açık açık söylemese de birleşmiş bir İrlanda'nın hedefı oiduğunu tahmin etmek zor değil.Peki. işhayatındaki başansı evlilik hayatında sorunlara yol açmıyor mu? Bu soruya eşi Nicholas Robinson cevap \ eriyor: "Hayır, Mary'nin yanında yer alıp onu desteklemek benı tedirgınetmıyor. Ikımizın arasında resmi görevi olan o. Ya bayan Robinson eşi hakkında nedüşünüyor'?""Doğrusubazenduymak ıstemediğim şeyleri söylüyor" diye yanıt veriyor gülerek. DIŞBASIN DER SPIEGEL Türkiye ve Orta Asya Sovyetler Birliği'nin dağıfmasından bu yana Türkiye, Kafkasya'da bölgesel nüfuzedinmeye çalışıyor. Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki savaş da Türkiye'nin bu isteğini körüklüyor. Eski sosyal ^lemokrat^ülent Ecevit'ten Cumhurbaşkanı Turgut Özal'a kadar birçok poliü'kacı, askeri müdahale taraftan. Bu müdahale isteği yalnızca Nahavan ve Dağlık Karabağ'la sınırb kalmıyor, hatta Balkanlar'daki Müslümanlan korumak amacıyla bu bölgeyi de içeriyor. Bu konuda en çekimserdavranan Başbakan Süleyman Demirel. Türkiye'nin Kafkasya'ya düzenleyeceği askeri müdahalenin Müslûman ve Hıristiyan kutuplaşmasına yol açacağını savunuyor ve "Türkiye'nin bu"adım fazla atması. tümdünyanın Ermenistanın arkasında yer almasını sağlayacak" diyor. Batı dünyası, Türkiye'nin Orta Asya'daki Türk cumhuriyetlerine, laik bir Müslûman ülkesi ve serbest piyasa ekonomisi uygulayan bir ülke olarak örnek oluşturması taraftan. Bu sayede Batı, İran'ın bölgedeki olası etkinliğini de engellemeye çabşıyor. Ancak Türkiye, yeni Türki cumhuriyetlerinin beklenti ve isteklerini karşılayacak ekonomik güce sahip değil. Elinde yeterli uzman kişi ve ekonomik güç yok. Her ne kadar Başbakan Demirel, Orta Asya'daki Türk cumhuriyetlerini ziyareti sırasında bu ülkelere 600 milyon dolarlık para yardımt ve hercumhuriyete karşılıksız 2000 burs sözü verdıyse de büyük sorunlarla iç içe olan ülkelere bu yardım yetmeyecek. Demirel, Türkiye'nin bölgede büyük güç olması için heveslenenleri uyararak "Biz öncelikle işsizler ordusuna her yıl eklenen bir milyon işsize nasıl iş yaratacağımızı ve her gün dünyaya gelen 3000 çocuğu nasıl doyurup eğiteceğimizi düşünelim" diyor. (29 Haziran) Müdahalefiyasko olur ABD Dışişleri Bakanı James Baker. Sırplan Naziler gibi davranmakla suçlarken bu sözleri akla Saddam Hüseyin için yaptığı benzetmeyi geüriyordu. Onu da Nazilere benzetmişti. Amerikan yönetiminin Sırplarla başa çıkmak için askeri güç kuUanılmasından yana eğihmi her geçen gün artıyor. Her ne kadar Birleşmiş Milletler tarafından sağlanan ateşkese uyulacakmış gibi görünüyorsa da her şeyin bir anda bozulması kimseyi şaşırtmaz. Öte yandan ister Birleşmiş Milletler. ister Av rupa Topluluğu. ister NATO ya da Batı Avrupa Birlıği adı ile olsun, yöreye yapılacak her türlü askeri müdahale askeri açıdan tam bir fiyasko olacaktır. Koltuklannda oturarak fıkir üreten stratejisüer, tıpkı Kuvc\t"tekıgibi"cerrahı ustalıkîa u> gulanmış hava akınlanndan" sözedivorlar. Ancak Bosna-Hersek'teki gerçekler ve Sırbistan ve Hırvatistan'dakı koşullarbu türoperasyonlann işe yarayacağmı göstermiyor. Üstelik, bütün taraflar için büyük başansızlık ve büyük can kaybına işaret ediyor. Bu nedenle de Bosna'ya uluslararası nitelikte, amacı ve hedefi çok iyi tanımlanmış bir müdahale gayet zor. Böyle birmüdahalede kim, kime karşı savaşıyor olacaktır? Kim. kimin tarafmı tutacaktır? Belki hava akınlan, Sırplann saldınlannı önleyebilir. Ancak Sırplar, 120 mm çapında havanlar ve ağır olmayan silahlar kullanıyorlar. Bunlann yeri kolayca değiştirilebilir. dağlara ve ormanlara saklanabilir. Bu nedenle Başkan Bush için Arap çölünde saldın için kuma çizgi çckmek kola\. ay nı çizgiy i Bosna dağlannda lekrarlamak zor. (1 temmuz)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle