Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12 TEMMUZ1992 PAZAR
8 DIŞHABERLER
Gündüz sıkıntı, geceeğlenceYunanistan'da hükümet, Avrupa Top-
luluğu'nun bütünieşmesini öngören Ma-
astricht kararianna ayak uydurmak ama-
cıyla Yunan halkına "kemer sıkması için"
çağnda bulunuyor. Oysa üretime oranla
tüketime daha çok önem veren Yunanlıla-
nn çoğu hâlâ yıllar önce orıaya çıkan yan
ekonominin verdiği meyvelerden yararla-
nıyorlar. Bu çerçevede kemerlerini sabah iş
saatlerinde "sıkan"; ancak gece saatlerinde
"gevşeten"lerin sayıca antığı gözleniyor.
Maastncht kararlan uyannca Yunanis-
tan'ın 1996 yılına kadar, bugün için yüzde
15-16 sulannda dalgalanan enflasyonunu
tek sayıya indirmesi, üretimıni arttırması,
kamu hizmetlerini çağdaşlaştırması ve ya-
tınm kapasitesini arttırması gerekiyor. An-
cak tüm bunlann gerçeklcşebilrnesı için
Yunan halkından, daha çok çalışıp daha
az harcaması istcniyor. Oysa Yunanlılar
genel olarak çok çalışmaktan ve az kazan-
maktanşikâyetediyor. Buçelişkininiçinden
çıkılamayacağına göre orta halli bir Yu-
nanlının yaşam düzeyine bir göz atmak ge-
rekiyor. Asgari ücretlerin 100 bin drahmi-
1STELYO
BERBERAKİS
• Üretmekten çok tüketmeyi seven Yunanhlar, hükümetin kemer kiveenvaiçeşitkokteyiiersayesindeYuna-
sıkma politikasına yalnızca gündüzleri uyuyor» Geceleri kemerleri iyi- nisun, Amerika dahii. dünyamn en çok
ce gevşeten Atinalılar, eğlence yerlerini tıka basa dolduruyor. Çoğun-
lukla orta yaşlı ve yaşhlan çeken gazinolara karşılık pub-disko ve bar-
diskolar da her gece çılgınca eğlenen gençlerle doluyor. Mini etekli
genç kızlar masalann üstünde sabaha dek dans ediyor.
den (yaklaşık 500 dolar) az olmadığı bu ül-
kede ikinci bir işte çalışanlann da sayıca
fazla olduklan gözleniyor. Ama bu ikinci iş
genellikle beyan edilmiyor. Başkent Ati-
na'da ev kiralan oldukça yüksek. Ama bu
da semtine göre değişiyor. Lüks apartman
dairelerinin kapış kapış kiralandığı ya da
satın alındığı başkent Atina'da eski dairele-
re pek rağbet gösterilmıyor.
İşsizler kendilerine iş beğenmiyor. Gar-
sonluk ya da taksi şoförlüğü yapanlar,
kendilerine daha iyi bir iş yapmayı layık
görüyor. Yan ekonominin alıp verdiği bu
Balkan ülkesinde herkes yediğinden. içti-
Buna karşın yaz aylannda kent merke-
zinden sahil boyuna taşınan eğlence yerleri
her gece tıka basa doluyor. Atina'nın gece
kulüpleri, gerek çeşit, gerek sayıca, gerekse
topladığı kalabahk bakımından kendi ba-
şma bir istisna oluşturuyor. Cuma-cumar-
tesi gecelerini bir yana bırakalım; diğer
günlerde dahi bu kulüplere gitmek için kat
edilmesi gereken sahil yolunda biriken bin-
lerce otonun arasında ilerlemek bile müm-
kün değil. Hele cuma-cumartesi geceleri bu
yoğun trafık sabahın erken saatlerine ka-
dar sürüyor.
Gece kulüpleri, aralannda gazino, pub-
ğinden, yaptığı harcamalardan. faturalar- disko ve bar-disko olarak üç ana gruba ay-
dan.kullandığıarabadanşikâyetçi. nlıyor. Gazinolara orta yaşlılar, ünlü şar-
kıcılan dinlemeye ve çiçek atmaya gjder-
ken daha genç olanlar pub ve bar-diskola-
ra akın ediyor. Bu bar-pub-disko kanşımı
eğlence yerleri, genel olarak denize bakan
geniş bahçelerden oluşuyor. Dans pisti ola-
rak ise masalann üstü kullanılıyor. Mini
etekli kızlar, masalann iizerinde en son
modern danslardan göbek havalanna ka-
dar oynuyor. Erkeklerin ise ancak sandal-
ye üzerine çıkmalanna izin veriliyor.
İçki ücretinin o kadar da ucuz olmadığı
bu eğlence yerlerine gitmeyen kalmıyor.
Bir bardak içki 1500-4500 drahmı (7-20
dolar) arasında. Viski şişesinin ücreti
90-120 dolar arasında dalgaîanıyor. Saba-
hın erkan saatlerine kadar tüketilen bu vis-
viski tüketen ülkesi durumuna gelmiş bulu-
nuyor. Yunanlılann tüm bu "gecim sıkıntı-
sından" kaynaklanan şikâyetlerine karşın
geoenlerde yapılan kamuoyu yoklamalan,
son üç ay içinde oto sanayii olmayan bu ül-
kede halkın en çok, son model BMW ve
Mercedes marka otolanna rağbet ettiğini
gösterdı. Yunan gazetelerinde haber olan
bu istatıstiğe göre son üç ay içinde yine 2
bin 155 adet son model BMW ile 1000'e
yakın Mercedes satın alınmış. Bu markala-
nn hemen ardından SAAB, Lotus ve Jagu-
ar gjbi pahab otolann Yunanlılann terci-
hinde bulunduğu görüldü.
Tevekkeli değil, sahil yolunda trafıği yo-
ğunlaştıran otolann çoğu genellikle yenı ve
pahalı otolardan oluşuyor. Buna karşın ge-
çen hafta yapılan bir başka nabız yoklama-
sında. Yunan halkının büyük çoğunluğu-
nun, hükümetin izlediği ekonomik siyaset
ile Başbakan Konstantin Mitsotakis'i be-
ğenmediği ortaya çıktı.
Kııraklıkiyiye
alamet değil• Bilim adamlan, Avrupa'da bu yıl yaşanan olağa-
nüstü kurakhğı önemli iklim değişikliklerinin ha-
bercisisayıyor.Almanya'dahâlâ30dereceninüzerin-
de seyreden hava sıcakhğj şimdiden insanlann ha-
yatlannı değişikliğe uğratıyor. Uzmanlar, dünya
ısısının 2050 yılına dek üç derece artacağını hesap-
ladı. Buna göre kuzey yanküre ahşılmadık ölçüde
ısınıyor. Üstelik bu ısınma, yavaş yavaş değil dalga-
lar halinde gelecek.
Mısırlılar, güneşin onuruna
piramitler inşa etmiş. İnkalar
güneş tannsına taze ınsan
yüreği adamışlardı.
Hintliler güneş tannçasını
türlü danslarla kandırmaya
çalışırken Cermenler mevsim
dönümünde güneşe ilkel şarkı-
larbesteliyordu.
İnsanla.- eskıdcn bugünün
bilgisine sahip değildiyse de
güneşin dünya ve onun üzerin-
de yaşayan canlılar açısından
vazgecilmez olduğunu hisset-
mişti.
Güneş enerjisi yüzde bir
oranında azalsa dünyada orta-
lama ısı birkaç derece düşüyor,
güneşin yüzde beşlik bir tasar-
rufa gıtmesi dünyada yeni bir
buzul çağına yol açıyordu.
Üç derece artacak
Bilim adamlan Avrupa'da
bu yıl yaşanan olağanüslü ku-
rakhğı önemli iklim değişiklik-
lerinin habercisi şayıyor. Ulus-
lararası Çevre Örgütü-World
Wide Fund for Nature
(WWF) yeni yayımladığı dos-
yada dünyanın ısısının 2050
yıhna kadar üç derece arta-
cağını hesapladı.
Buna göre kuzey yanmküre
ahşılmadık ölçüde ısınıyor. Bi-
lim adamlan ısınmanın yavaş
yavaş değil dalgalar halinde
geleceğini; kuraklıklann ve sel
felakeüerinin bunun habercisi
olduğunu söylüyor.
Son zamanlarda deri kansen
vakalannın Batı'da iki katına
çıkmasıyla insanoğlu güneşin
yalnız bir nimet değil, felaket
demek olabileceğini anlamış
görünüyor.
Ömeğin her on bir senede
bir güneşte patlamalar meyda-
na geliyor.
Güneşin üstündeki lekeler
arüyor, yüzeyinden uzaya gaz-
lar fışkınyor, atom parçaakarı
ve ışınlar dünyaya kadar ulaşı-
yor.
Güneş fırtınası
Yaklaşık üç saat süren bu
"güneş fırtınalan" sırasında
1989'da Kanada'nın elektrik
ağıfelceuğramıştı.
Araşürmalar bu sırada in-
sanın reaksiyon gösterme
hızının normalin dönte birine
düştüğünü kanıüadı. Derinin
yüzeyinde değişimler kaydedil-
di, kanın pıhtılaşma hızının
BERLIN
DİLEK
ZAPTÇIOĞLL
arttığı saptandı, trafık kaza-
lanyla enfarküslerde sıçrama
görüldü.
Güneşin bir ışını 150 milyar
kilometre uzaktaki dünyaya
tam sekiz dakika yirmi saniye-
de ulaşıyor. Güneş. dört buçuk
milyar yıldır çekırdeğindekı
hidrojen gazının yanmasıyla
dünyaya ışık ve sıcaklık veren
bir küre.
Bu dört buçuk milyon yılda
hidrojen rezervlerinin yansını
harcamış.
Bilim adamlan bundan hare-
ketle güneşin yolun yansma gel-
diğini, ömrünii yanladığını hesap-
ladı. En çok beş milyar yıl sonra
güneşin çekirdeğindeki bütün
hidrojen erimiş olacak; güneş
şimdiki boyutunun yüz katı
oranında büyüyerek ateşiyle
dünyayı kavuracak ve yer-
yüzünde ne kadar canlı kaldıy-
sa hepsini öldürecek.
İnsanlar dünyayı terk edip
başka güneş sistemlerinde ken-
dilerine yerleşecekleri yeni ge-
zegenler aramak zorunda ka-
lacaklar.
GüneşehasretgülücüklerAmsterdam'da yağmurlu bir öğle-
den sonra. Eski sarayın bulunduğu
Dam Meydanı ardma yayılmış "Red
Light Dıstrict": Seks ve uyuşturucu
tıcaret merkezi!.. Turistler ve turist
Türk işcileri! Devinimin ardında giz-
lenen hüznü ancak dikkatli bir göz
fark eder. Ara sokaklara serpılmiş
vüzlerce kofiie-huis (kahvehane).
Shorma (döner-ekmek) saücılannın
hemen hepsi yabancı ve yansı da
Türk. Hatta bazı özel genelevlerin(l)
kapısındaki pala bıyıklı adamlar
"geç-gir-anlaş". "yıkama-yağlama"
gibi Zürafa Sokak literatürünü bu-
rada da hizmetimize sunmuşlar. Bu
tür gjnşimler bana yüzyılm başında
Amerika'daki İtalyanlan anımsatı-
yor. 2-3 nesil sonra artan nüfusla bir-
likte. değişecek toplumsal roller; her-
AMSTERDAM
HCŞEYİN
GtNGÖR
halde kıta Avrupasf nda (ya da Av-
rupa Birleşik Devletleri'nde) bir
Türk faktörüne neden olacak. (Ame-
rika'daki Ermeni faktörü gibi.)
Nerede kalmışük? Haa, esrar! Bu-
rada birçok "pub"da kokteyl listele-
rine bir de esrar mönüsü eklenmiş.
Marok (Fas). Afgan, Türk esran gibi
değişik içimü otlar, 3 bira fıyatına bu
tür yerlerde yasal olarak kullanılabi-
liyor.
Sokaklarda veya Amsterdam
ulaşımının göz bebeği "tranTlarda
herkes neşeli. muhtemelen esrar sar-
hoşu insanlar görebilırsinız. İnsan-
lann böyle anlarda bu denli gülmele-
ri ile çağ atlayan arabesk Türkiye'-
deki ağlayan insanlan karş
1
"
laşürdığında; insanlann burada gül-
memek için kendilerini zorladık-
larını düşünüyorum. İnsanlann
umursamama ile kanşık sonsuz bir
kanıksama yeüleri var. Giyim, cin-
sellik, gösteri sanatlan ve diğer her
konuda. Alabildiğine bir benimse-
me, yağmur buluüan alünda ve gü-
lümseyişin güneşe hasreti Amster-
dam'da.
Sular altındaki bu kent (Rakım: -3
ile -7) metre) birbirine yapışık mun-
tazam evlerin, dik merdivenli ve dar
yapılann bir bileşimi. Maketsel bir
düzen insanı şaşkınhğa uğratıyor.
1900 civan bitirilen oturma düzeni,
hemen hemen aynı konumda devam
ediyor. Küçük bir mekân olmasına
karşın tüm olanaklar bu mekâna
sığdınlmış. bu yÜ2den bisiklet
ulaşımı bu küçük ve yükseltisi olma-
yan kentte çok popüler.
Şehir merkezine serpiştirilmiş bü-
yük ve temiz parklar günün her saati
gösterilere. sergilere ve kendini bir
ara gösteriveren güneşe karşı oku-
nan kitaplara mekân oluyor. Hatta
çizgili pijamalan ile zeytinyağlı yap-
rak sarması yiyen insanlan bile pazar
günleri burada görüyor ve hoşgörü-
nün dayanılmaz hafıfliğine salıyor-
sunuz kendinizi. Bir de güneş 6 ay
yaksa tenimizi. O zaman daha da se-
veceğım şu Amsterdam'ı!
Güneş taş olacak
Soğuyarak kara bir taşa dö-
nüşecek olan güneş ise uzayda
başıboş gezinmeye başlaya-
çak.
Almanya'da hâlâ 30 derece-
üzennde seyreden hava sı-
caklığı şimdiden insanlann ha-
yat tarzını değişikliğe uğratı-
yor. Yazlar artık böyle geçecek
olursa yakında Kuzey Av-
rupalılar tatillerini Akdeniz'de
değil Manş Denizi kıyısında
yeni oluşacak uçsuz bucaksız
kumsallarda gecirmeyi tercih
edebilir.
Dünyanın turizm sistemi fel-
ce uğrarken Kuzey Avrupa
mimarisi yeni iklim koşullan-
na göre değişebilir; göller ve
akarsulann kıyılan plajlarla,
tatil siteleriyle, kahve ve lokan-
talarla dolabilır. Hatta belki
insanlar çalışmayı başlıca er-
dem saNTnak yerine güneşin
altında tembel tembel otur-
manın keyfıne bile vanr. Kim-
bilir..
NEW \ORKLU DEMOKRATLAR EĞLENİYOR - Kasımda >apılacak ABD başkanlık seçimleri için geri sa>ım başlarken Ne» York'ta, \ann
başlayacak Demokrat Parti kurultayı öncesinde buyük coşku yaşanıyor. New > orklu Dcmokratlar, çeşitli gösteriler düzenleyerek başkan adayları
Bill Clinton'a moral aşılıyorlar.(Fotoğraf:REUTER)
At, avrat, silahya da politika, para, şöhret
Llkclcr >a da küllürlcr farklı da
ol>a eskidcn birçok küllürlcr için
geçcıiı olan at. a\raı. silah anlayışı.
Amcnka'da sürmckte olan scçım
kampan\ası nedenıylc günümüzde
ııuınılma/. boyutlara ulaştı.
İktıdarda bulunan Cumhuriyct-
çılcr. cllcnndcki olanakları en ı>ı
•jokildc kullanma\a dc\um edivor-
lar Daha önce Tcksaslı miKarder
Ross Pcrot'un kırlı çamaşırlarını
orla\a çıkaran Başkan Gcorgc
Bush'un lıdcrliğindckı Cumhun-
ycıçikr. şimdi "dc kamuo>undan
puan loplamaşa dcvanı eden Dc-
mokral adav Bıll Clmıon'a kancav
uıktılar.
Clinıonın aday olduğunu açık-
lumasından sonra Gcnnıfer Flo-
\\crs adlı kadınla aşk yaşadığı.
ABD'nıncnsansas>oneldergisi la-
rafından kamuo>una du\uruldu
Öııcclcn bü>ük >ankı uvandıran
olaş. Clinton'un olavı yalanlava-
rak Flovvcrs'la aralannda bir ilişki
bulunmadığını açıklaması \c ar-
NEVVYORK
OSMAN
KARAKAŞ
• İktidarda bulunan Cumhuriyetçiler, ellerindeki olanaklan en iyi biçimde kullanıyor.
Perot'un kirli çamaşırlannı ortaya çıkaran Başkan Bush'un liderliğindeki Cumhuriyet-
çiler, şimdi de kamuoyundan puan toplayan Demokrat aday Clinton'a kancayı taktı-
lar. Clinton'ın aday olduğunu açıklamasından sonra Gennifer Flowers adlı kadınla
aşk yaşadığı, ABD'nin en sansasyonel dergisince kamuoyuna duyuruldu.
dından c>ı larat'ından dcsicklenmc-
sı u/cnnc unuiuldu. Ancak seçim-
lcrin \aklaşması ile Cumhuriyctçi-
lcr simdı vcnı bir uıkıık buldular.
C"lınlon'un se\gilisi olduğu önc sü-
rıılcn Gcnnıfer Flov.cn> ile arasında
ücçcn scks kıınuşmasinııı ka\ıi ol-
duğu bandı clc geçtren Cumhuri-
vetçilcr. tclc\İ7yon kanallarına ilan
\crcrck Clinton ile sevgilisi Flovvers
arasında gcçen konuşmavı dınlc-
mck istcycnlcrin belırtılen telcfonu
aramalarını isicdıler. Amerika'da
oldukça >aygın olan sevtelefon \a
da lclc-sc\'ın bir bcnzcrı şeklındc
çalışan numaranın aranması duru-
mıında kredi karlı kullanılacak \c
arayan ki>inin hesabına 4 dolar 99
scni >azılacak. Bulunan bu \enı
laknk'lc t>ır laraftan Clınton'a dar-
be \urulup nalkın gözu onundc
küçük düşürülürkcn diğcr tarafıan
da Cumhuriyctçilerin scçım kam-
panyaları ıçın para toplanmış ola-
;ak.'
Demokrat Partı'nin New York
;yalctı ön seçimi yann başla>acak.
Ünlü "Madıson Square Garden'da
>apılacak e\alct ön scçiminc Clin-
lonun dışında hangi adavlann ka-
ıılucağı hcnüz kcsin olarak bilinmı-
\or. Ancak sadcce Jcrry Borvvnun.
Clınton'a karşı yanşacağı ilcri sü-
rülüyor.
Önscçimın yapılacağı salonun
içinde ve çcvrcsindc gü\enliği sağ-
lamak üzcre şu anda 3 bin polıs
görcvlcndinlmiş durumda. Amc-
rika'nın bütün cvaleılcrindcn çok
sayıda gazctccinin bir hafta oncc-
sindcn gelerck ön çalışmaya başla-
dığı. her basın kuruluşundan 'gazc-
tcci grubu" bulunduğu. örncğin
'Houston Cronıcle' adlı orta bü-
yüklükiekı bir gazeteden 24 kişilik
bir ekibin bulunduğu belirtiliyor.
Edinılcn bilgilere göre ön seçimi 15
hin cı\annda gazetccı izlcyccek.
Ön scçim kongrcsının vapılacağı
13-16 tcmmuz tarıhlcn arasında bi-
na çc\rcsindc göslcrı \apmak üzcrc
12 ayn grubun ızın aldığı. en az o
kadannın da izın için sırada bcklc-
diğı ifade edilıyor. Hafla içinde
Dominikli bir gencin poüs tarafın-
dan öldürülmesi ü/crinc başlaşan
büşük olaylann yankıları hâlâ sü-
rcr'kcn siyah \c İspanyollara ayrım
yapıldığı yolunda büyük bır göstc-
rının yapılmasından korkuluyor.
Yanı sıra önümüzdckı salı gün
Central Park'ta 50 bin kişilik bir
kalabalığın yapacağı AIDS mitingi
dıkkate alınarak mılinge kaiılanla-
nn ön seçimin yapılacağı bina önü-
nc gclip gösteri yapmalanndan \c
büyük olaylann çıkmasından kor-
kuluyor. Bu ikı buyük tcdırginliğc
ck olarak kürtaj yanlısı \caleyhıan
gruplann yapacaklan büyük göste-
riler de var. Polis yeıkilileri şimdi-
den açıklamalar yaparak göstcricı-
lcri ctkilcmeyeçalışıyorlar. Yapılan
bir açıklamada polisin her türlü gü-
cü kullanacağı bclirtilerck görcvlı
polislcrin tam techizatlı olacağı ifa-
dccdildi.
4928 kayıtlı dclcgcnın katılması-
run bcklcndıği Dcmokraı Parti
Ncvv York eyaleti ön scçımınin
Nevv York belediyesıne maliyctinin
ise 6.6 milyon civannda olduğu ıfa-
dc cdıliyor. Buna karşın otel. lo-
kanıa vc eğlence yerlen ise oldukça
ış yapacak Ön sccımc katılacakla-
rın zorluk çekmcmesı düşünccsiyle
Nc\\ York Tımcs gazctcsi bılc 3
sayfa ayırarak harila Ü7Crinde otcl
\c lokantalann yerlerini belirtıi.
Bazı ışyerleri de müşteri kapabil-
mek ıçın Mtrinlcrinı Dcmokratlara
'hoş gcldinı/' şeklındeki ya/ılarla
süslcdiler.
Amcrikalıyı dışandaki olaylar
pck ılgilcndirmi\ı<r. Irkçılık. kür-
taj. AIDS \c sansasyonel magazın
habcrlen Amcrikalıyı yctcnnce
mcşgul ediyor.
Yazkeyfi
kırlarda
çıkar
LONDRA
EDİPEMİL
ÖYMEN
İngilizler de makul coğrafya koşulla-
nnda yaşayan diğer uluslar gibi yaz keyfı-
ne layık. Ama güneşli güney ülkelerine
gitmeden de bunu yapabilmek istiyorlar.
Sanki yağmur yağmayacakmış. hava bu-
lutlanmayacakmış, kuzeyden ani bir esin-
ti başlamayacakmış gibi. Yassı adanın
kararsız iklimi. açık havada yaşanacak
yaz keyfı için hiç uygun değil, ama İngiliz-
ler bunu akıllanna getirmek istemiyor.
İngiltere'de yaz keyfı için en akla gel-
memesi gereken adres Londra. Her ne
kadar göz alabildiğine uzansa da ve hele
baalan el değmemiş orman gibiyse de
Londra parklannda trafık uğultusundan.
egzoz dumanından, yetmiş iki milletten
insandan uzak olmak mümkün değil. Üs-
telik bu parklara gitmek için gıdım gıdım
ilerleyen bir trafık, heyula gibi kamyon-
lar. dur kalk gitmeyen otobüslerin arasın-
dan cambazhk yapmak lazım. Eğer ara-
balıysanız, bir de park etme sorunu var.
Ceza yersiniz, olmazsa arabanıza kelepçe
takarlar. Açtırana kadar bir sürii para ve
sıkıntı. Yok, metro ile gidecekseniz, park
sefası. keçiboynuzuna dönüyor hemen.
Biraz zevke karşılık cefa. tn, bin, kalaba-
bk, ter kokusu, tangır tungur git, git, in,
bin, yürü, yürü... Sonunda park. Bunun
bir de dönüşü var. Bu formül yüzme ha-
vuzlan için de böyle.
Yaz sefasını yaşamak için büyük kent-
lerin çok dışına gitmek gerek. Kırsal ke-
sim, "gerçek" İngjltere. Yeşilin her bir
türü, kuş sesleri. akarsu, varsa nazh ku-
ğulardan kavgacı ördeklere kadar her
santimetre karesi bakımlı ve özenli bir
memleket. Kurallannı ancak Ingilizlerin
anladıklan kriketin oynandığı, akşam
üzerleri publann dolup taştığı, centilmen
bir orta sınıfın temiz hava ve acelesizlik-
ten zevk aldığı saatler. Süt katılarak içilen
çaylan. bol kremalı pandispanyalan ile
kıta Avrupası tat zevkine uymasa da İn-
giliz "5 çayı"... Kırsal kesimin orta sınıfi
için dünya sorunlan. televizyon açıksa
eğer uzaîcta bir leke. Kimse enflasyonu
konuşmuyor. kimse faiz hesabı yapmı-
yor, siyaset tartışması yok gibi bir şey.
Bosna neresi. hele hele Dağlık Karabağ
da ne? Dış siyaset konulannın, yassı ada-
nın çakıllı kıy.lanndan öteye geçmesi zor.
Ama Hong Kong, Avustralya gibi impa-
ratorluk adresleri her zaman yakın. Orta
sınıf, manikürlü çimenlere yayılıp her şe-
ye boşvermeyi biliyor.
'Yugo
bebekler'
••1 ••
oksıız
STOCKHOLM
EKREM
TOS
Yugoslavlara vize zorunluluğu getirildi
ve Trelleborg girişinin vizesizlere kapatıl-
masıyla birlikte iktidar içindeki tartışma-
lann rengi koyulaşü. Göçmen Dairesi'-
nin bu önlemini, hükümet karan olarak
açıklayan Göçmen Başkanı Birgit Frig-
gebo, Kızılhaç'tan Çocuk Esirgeme'ye
değin geniş bir cepheden eleştirilerle
karşılaşınca. karara kaülmamış hükümet
üyeleri cüret kazandı. Arada kalan Frig-
gebo. tam anlamıyla ne yapacağını şaşır-
mış bir durumda...
Göçmen Dairesi. Almanya'dan en akla
sığmaz yollarla geçip girmişlerin de vize-
lerine bakılmaksızın geri yollanabilecek-
leri açıklamasıyla tartışmalara tuz-biber
ekti. Kendini biraz toplayan Friggebo,
geç de olsa bu karann gerekçelerini açık-
lamaya çalışıyor.
"Birleşmiş L'luslar'ca bağıtlanan hü-
kümlere göre iç savaşta can güvenliğini
yitirenler, ilk başvurduklan ülkede sı-
ğınma karan bekleyebilirler. Serbest do-
laşım haklan yoktur. Aynca Almanya ile
İsveç, 1954'te benzer bir anlaşma imza-
lamışlardı. Kısaca, bu gerekçelerle,
İsveç'e girmiş olanlann bir kazanılmış
haklan söz konusu olmamaktadır."
Ortalığı yatıştırmak için yapügı açıkla-
ma, tersine. bardağı taşıran damla oldu.
Sosyal demokrat eğilimli Aftonbladet ga-
zetesi. Friggebo'nun portresiyle şu tüm-
ceyi tam sayfa yaptı: "Yeter artık, çekil!"
Her sahneye çıkışında "Sabır, sabır"
diye vaazlar veren KDŞ lideri, sabnnı yi-
tirmişti. Yurttaşlan, Incil'in gösterdiği
safta davranışa çağırarak iç savaştan
sıynlmış aziz kardeşlerin geri yollan-
masını engelleme yöntemini çıtlatü: "Yu-
go-beybi"leri (Yugoslav bebekJeri) evlat
edinme (adoption) yöntemi... KDS Baş-
kanı deyip gecmemeli: Göçmen Bakanı
olan ortağına karşı eylem çağnsı yapan
Alf Svensson, bu çağnsını aynı hüküme-
tin Kalkınma Yardımı Bakanı koltuğun-
dan yapıyor...
Tuhaftır ki Isveç'te cılız olan dinci
basın, bu kampanyayı soğuk karşılarken
Alf "Baba"ya "pek yakın bulunmayan
sosyal demokrat Aftonbladet, birdenbire
"Baba"yı bayrak yaptı... Çağnsıyla bir-
likte kapak yaptı. Sürmanşet ilk sayfadan
vcrdi .. Hazreti Meryem gibi bir göçmen
fıgüran. fotoğrafta bir '"Yugo-beybi"yi
tutup yukan kaldırmış görünüyor. Yu-
kanda Alf var.