Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 12TEMMUZ1992PAZAR
16 HABERLEREV DEVAMI
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
İnönü, Ecevit ve BaykaL.
Sayın Erdal İnönü, alkışlarla başladığı iki büyük oyunu,
ıslıklarla bitiren bir tiyatro oyuncusuna benziyor. Nedeni
isetalihsizlikdeğil, yanlış hesap.
Birinci oyun, sıyasal yasakların kalkmasıyla ilgili hal-
koylaması ile başladı. Sayın İnönü, en büyük rakibi Ecevit'-
in özgürlüğû için müçadele verir konumdaydı ve büyük
"takdir" topluyordu.
Ama arkasından, Özal'ın "Mussolini'vari" seçim siste-
minı ıçıne sindırdi. Demirel ve Ecevit'in, "seçim sistemi
düzeltilmezse" seçimlere katılmama önerisini destekle-
medi.
Niçin?
Ecevit'i "bitirmek" \ç\n.
Ecevit bitmedi, daha da katılaştı. Ama bu hesaptan SHP
de toplum da zararlı çıktı. Üçte bir oyla Sayın özal'a Çan-
kaya yolu ve ülkeye de yıllar sürecek bir siyasal bunalım
yoluaçıldı..
Ikinci oyun, CHP'nin yeniden açılması çabalarıyla başla-
dı. Sayın inönü, ilgili yasanın sürüncemede kalmasını
engelliyor, Meclis'in tatile girmesinden önce çıkmasma
katkıda bulunuyordu.
Alkışlayanlar, kendisinden, coşkuların artacağı bir "fi-
nal" beklemekteydiler "CHP kapatılmış olduğu için biz
varız; kapılannı yeniden açtığı anda, tüm sosyal demok-
ratlann o çatı altında yerini alması en doğal davranıştır..."
Bunu söyleyebilse, alkışlar artacak ve DSP'yi de köşeye
sıkıştırmışolacaktı.
Hayretle açılan gözler önünde, "En büyük biziz, öyleyse
CHP gelip SHP'ye katılsın" dedi.
9 eylülde toplanacak CHP kurultayından, böyle bir karar
çıkma olasılığının kesinlıkle bulunmadığını göremedi. Par-
ti ıçi ve dışı rakiplerini sevindirircesine, konumunu zayıf-
lattı.
1
CHP 'ye giderse genel başkan olamayacağını biliyor da
onun için öyle davranıyor" türü yorumlara çanak tuttu.
* • •
Sayın Ecevit ise gücünün farkında olmayan bir oyuncu gibi
âdeta seyircinin tepkilerinden ürküyor.
12 Eylül sonrasında, geçmiş öngörüleri birbirdoğrulan-
mış bir önder olarak CHP tabanında eskisinden çok daha
güç kazanmıştı. Hoşgörülü davransa, geçmişe çizgi çek-
se, herkesi itmese, bugün -büyük olasılıkla- Demırel'd^n
de önde bir konumda olacaktı.
Aynı şeyi, CHP'nin yeniden açılması gündeme geldiğin-
de de yapabilirdi.. CHP'nin -benim de üyesi olmaktan gu-
rur duyduğum- son kurultay delegelerinden kime rastla-
sam, aynı şeyi söylüyor:
- Bülent Bey, hiçbir koşul öne sürmeden, CHP'nin başa-
rısı için gerekirse bir "nefer g/ö/"çalışacağını söyleseydi,
genel başkanlığın rakipsiztek adayı olurduL
Kendisine en çok kızanlar bile aynı görüşteler.
Ama bunu yapmadı. Kavgacı ve hoşgörüsüz olduğunu
savunanlara koz verdi. Tıpkı inönü gibi o da toplumsal ta-
banı üzerken siyasal rakiplerini sevindirdi.
• * • •
Sayın Deniz Baykal ise neye mal olursa olsun başrol oyna-
mak isteyen bir oyuncu görünümünden kurtulamadı.. Hak-
lıyadahaksız..
CHP'nin yeniden açılmasını, genel başkan olmak için bir
fırsat gibi gördüğü izlenimini silmek zorunluğu ile karşı
karşıya.
... Türk solunun da Türk demokrasisinin de güçlenmesi,
şimdi bu üç isme çok yakından bağlı. Onların CHP olayı
karşısındakı tutumlarına bağlı.
Ama o turtumlar sadece CHP olayını değil, aynı zamanda
kendi siyasal geleceklerini de belirleyecek!
SHP ve DSP'nin "ihtiyatlı" davranmasından yararlanıp
bir an önce CHP'nin vitrinine yerleşmeyi deneyecek bir
Baykal, sadece CHP'ye değil, kendisine de zarar vermiş
olacaktı r.
inönü ve Baykal'ın içinde yer alacağı bir CHP oluşumu-
nun dışında kalacak bir Ecevit, DSP'nin bugünkü gücünü
de koruyamayacaktır.
Ecevit'li bir CHP'ye katılmaktan çekinen bir İnönü, koa-
lisyonun da SHP'nin de çok geçmeden çöktüğünü göre-
cektir...
iki gerçeği herkesin peşinen kabul edip hesabını ona
göre yapmasında yarar var:
Bir; CHP hiçbir partiye katılmayacak ve kendi bayrağı ile
yoluna devam edecektir.
iki; SHP ya da DSP'den birisinin CHP'ye katılması duru-
munda, diğer partinin varlığını sürdürmesi son derece
zorlaşacaktır.
Kartlar çok açık.. "Blöf'e yer yok!..
30 YIL ONCE Cumhuriyet
Son Şans da Kaçırılırsa
12TEMMUZ1962
Büyük Millet Meclisinin- kısa
da olsa tatile girmesi, yeni
karma hükümetle bir nefes
alma, davalan sıraya koyma
ve bir ucundan işe İcoyulma
ımkânı sağlıyordu. Bu sûre
içinde hükümetten elbette
büyük başanlar mucizeler
bekleyemezdik
Meselelerimizin arapsaçına
döndüğü, birbırine kanşarak.
çığ gibi yığıldığı bir ortamda,
yedi haftalık hatta yedi ayhk
bir gayretle onlardan bir
tekinin bile çözülebileceğini kabul etmek güçtür. Zaten
yurdumuz hesabına bugün için en önemli konu iki yıldır
daldıgımız kararsızlık havasından kurtulmak. nispi de olsa
bir güven duygusuna kavuşmak davasıdır. Piyasayı
canlandırmak, ekonomik hayatı ölü noktadan ayırıp,
dinamik bir hale getirmek belki esaslı tedbirlerin başında
güven duygusunun geldiğini de kimse inkâr edemez. Biz,
kurucu Meclis kurulduğu gündenberi yann ne olacağımızı.
hangi rejimle idare edileceğimizi bilememenin üzüntüsü
içinde yaşıyoruz. Kimi kafalarda yer eden Atatürk ilkelerine
yabancı soyut bir demokrasi anlayışı yüzünden
parlamentoya 27 Mayısdüşmanı intikamer vedüşük ıktidar
bayramı zûmreler geniş ölçüde sızrruşlardır. Her partide bol
bol temsil edilen bu zûmreler yüzünden yapıcı işlere
gırişilebılecek, uzunca ömürlü bir koalisyon hükümeti
kurulamamaktadır.
önümüzdekı kısa süre içinde hükumet, kısır ve venmsız
parlamento tartışmalanyla rahatsız edilmiyecektir. Bu
itibarla kendine bir çeki-düzen verme, bir derlenıp,
toparlanma, durgun ekonomik hayatı-yavaşça da olsa-
ileriye doğru itme imkânlanna kavuşmuştur. Bu kadannı
başarabilirse. ekmeğini kazanmaktan başka bir şey
istemeyen halk "yann ne olacağız?" kaygusunu bir yana
bırakıp hükümete ve dolayısıyla rejime güven duymaya
başlıyabilir.
Ne var ki, bunlan yapabilmek için hemen karar vermek, yurt
düzeyinde ilen geri yapılması mukadder olan politik
hareketlere aldınş etmiyerek, derhal işe koyulmak gerekir.
Zira, dediğimiz gibi bu son şanstır. "Gücümü ispat
edeceğim" kaygusu ile şunu bunu sindirmeye kalkışırsa hem
iş göremez olur. hem de daha ziyade kendi güçsüzlüğünü
ortaya koyar.
İş başındaki sorumlular önümüzde duran bu son şansı
kaçınrlarsa, herkesten ziyade kendilerine yazık edeceklerdir.
Bu İnönü demokrasisinin artıkkesinifiasıolacaktır.
NADtRNADİ
Istanbul'da 1352 yıllık acıyı paylaşblar
Haber Merkezi - Hz.
Muhammet'in torunu Hz. Hü-
seyin'in Kerbela'da Yezit
larafıarlarınca öldürülmesi-
nın 1352. yıldönümü nedeniy-
le dün Kars ve ilçeleriyle Is-
tanbul'da bınlerce Caferi
mezhebı mensubu törenler
düzenledi.
Kars muhabirimız Yücel
Sezer'in bıldırdiğıne göre,
Kars. Iğdır. Akyaka. Aralık
\e Tuzluca"da düzenlenen tö-
renlere yaklaşık 150 bin Cafe-
rı mensubu katıldı. Kars kent
merkezinde tıcari hayatta et-
kın olan Cafenler, kepenkleri-
nı açmadılar.
Sabah namazında Yenima-
halle'deki Azeri Camii'nde top-
lanan çok sayıda Caferi mensu-
bu, sırtlan açık siyah gjysîlere
büründüler ve zincirlerle çıplak
bedenlerine vurmaya başladı-
lar. Grubun bu sırada " Ya
Hüseyin, Ya Hüseyin " diye ba-
ğırdıklan duyuldu.
Aralık ılçesinde ise Şii vatan-
daşlar temsili "Kasım Otağı"-
nın altından geçerek, para verip
adaklannı yerine getirdiler.
Törene katılanlar, "Hüseyin
gıtti, vurun başa vurun sineye",
"Her yerKerbela, her gün aşu-
re", "AJlahüekber, Kerbela gü-
nü mahşer" şeklinde bağırarak.
mezarlığa gittiler. Mezarlıktakı
törende beyaz giysiler içindekı
gençler, ellerindeki kamalarla
alınlanndan kan akıtarak Hz.
Hüseyin'in acısına ortak olma-
ya çahştılar.
İstanbul Hnlkalı Zeynebiye
Camii vt çevresınde de yaklaşık
5 bin Cafennin katıldığı Dn ;'^-
ren düzenlendi. Cafenler, kefe-
ni temsil eden dikişsiz beyaz
gömlekler ve matemi temsil
eden siyah giysilerle tören alanı
çevresınde ağıtlar yakarak do-
landılar.
Tören İstanbul'da yaşayan
Caferilerin manevi lideri "Hüc-
cet-ül Islam Şeyh Selahattin"in
konuşmasıyla başladı. Şeyh Se-
lahattın konuşmasmda "Bizim
burada toplanmamızın nedeni
Hazreti Hüseyin'i ve Hazreti
Gözlerde 5fke, kin, şaşkınlık, yakanş mı vardı? Belki hiç biri. Belki de hepsi... Hz. Hüseyin'in ölüm yıldöoûmünde tstanbul ve Kars yüzlerce yıidan beri
yaşananiann bir henzerini daha yaşadı. Zincirlerle kendi çıplak bedenlerini dövenler, kamalarla alınlannda açtıkJan y aralardan akan kanı giysilerine bulayanlar,
ağıt yakanlar, dolananlar ve ağlayanlar... Küçük çocuklardan 70"lik dedelere her şey vanh.Caferilerin anma törenlerinde. Bütün bunlann tek bir amacı vardı. O
da kendi kendine eziyet ederek Hz. Muhammet'in torunu Hüseyin'in 14 asır önce çcktiği acüara ortak olmak... (Fotoğraflar. ZAFER AKNAR)
Hasan'ı sevdiğimizi ispatla-
maktır. Hazreti Hüseyin'in yo-
lu bizden yana devam edecek-
tir." dedi.
Bu konuşmadan sonra tören
alanının etrafında dolanan Ca-
feriler gruplar halinde tören
alanına girdıler. Caferiler daha
sonra sırtlan aç:i sıvah göm-
leklerinın altındakı cıF'' ı be-
denlerine ">a Hüseyin " Jiverck
ellerindeki zincirlerle vurmaya
başladılar. Bu gruplann içinde
yedi sekız yaşındakı çocuklann
da olduğu göriildü. Beyaz givsı-
li olanlar ise başlannı bir kılıçla
hafifçe kanatarak. akan kanla-
ıını beyaz gıysilerinm üzenne
sürdüler. Tören alanında Ker-
bela faciasında olan olaylar
temsili bir şekılde canlandınldı.
Hz Hüseyin'in buvük oğlu Alı-
ekber'ın tabutu alanın ortasına
getınldı. Tabutun başın'a topla-
nan kara çarşanı çok sayıda
kadın ağıtlar yakarak ağladılar.
Töreni düzenleyen "Tertip Ko-
mıtesi"üyeleri ellerindeki mo-
dern ses cihazlan ile toplu-
luğuyönettıler
KÎT'lere özel
sektör baskısı
tLKtNAYDBM
Erdemir Yönetim Kurulu
Başkanı Tevfik Ertüzün, özel
sektörün şahsi ıktidar yolu ile
kamu iktisadi teşebbüslerinden
kaynak transfer ettiğini iddia
etti.
DYP eski milletvekili Tevfik
Ertüzün, bugüne kadar KJTler
üzerinde kamu müdahalesin-
den söz edildiğini, ancak özel
sektörün yaptığı müdahalelerin
gündeme getirilmediğini belirt-
ti. özel sektörün müdahale ile
birçok KİTin yatınm politika-
sından üretim politikasına,
ürün çeşidinden fıyatına kadar
belirleyici olduğunu söyleyen
Tevfik Ertüzün, "özel sektör
bazı KÎTler üzerinde şahsi ikti-
dar yolu ile kaynak transferi
sağlamışür. Bu transfer hâlâ da
sürüyor" dedi. Ertüzün, özel
sektörün KJTler üzerindeki
müdahalesini şöyle anlattı:
"KÎTler üzerinde hep kamu
baskısı var deniliyor. Bunu söy-
leyen de özel sektör. Oysa özel
sektörün KİTler üzerindeki
müdahalesi daha büyük. KİT-
lerin yatınm politikasından, fi-
yat politikasına, ürün politika-
sından ürün çeşjtlerine kadar
müdahale ediyor. Çünkü bir
ürünü özel sektör daima daha
düşük maliyetle üretme şansına
sahip. Ancak piyasada KİT
ürünlerinin fiyatı belirleyici
oluyor. Dolayısıyla diyelim ki
Sümerbank belli birfiyatkoy-
duğu, bir fiyatı belirlediği za-
man aynı çeşit ürünü üreten
özel sektörde ürünün maliyeti
ne olursa olsun satışfiyatıola-
rak Sümerbank'ın fıyatını baz
alıyor."
Tevfik Ertüzün, buna Ricar-
do teorisinde "farkJılık rantı"
dendiğini hatırlatarak, "Top-
rakta fiyaü en kötü kalitedeki
ürün fiyatı belirler. Dolayısıyla
iyi kalitedeki toprakla rant elde
edilir" şeklinde konuştu. "Aynı
şey bugün benzer sektörlerde
çalışan özel sektör kuruluşlan
ile kamu kuruluşlan arasında
da oluyor" diyerek şunlan söy-
ledı:
"Burada kamu, fiyaü tayin
ediyor. Bunu yüksek maliyetle
tayin ediyor. Ama düşük mali-
yetli özel sektör de bufiyatfar-
kını kânna yansıtıyor."
. özel sektörün KİTlerin yatı-
nm politikalannda da etkili
olduğunu beürten Tevfik Ertü-
zün, "Yatınm politikalanna
kadar müdahale edildiğini gö-
rüyoruz. Yapılması gereken bir
yatınm var, onun yapılmaması-
nı sağlayabüiyor. Ya da yatınm
falanca bölgeye yapılması gere-
kirken başka bir bölgeye yapıl-
masıru sağüyor" dedi.
500.YILVAKFI
Özalve
Demirere
kutlama
daveti
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Karadenız Ekono-
mik Işbirliği (KEİB) proje-
sinin ımzalanması sırasında
ortaya çıkan imza krizi ne-
deniyle aralanndaki ilişki
gerginleşen Cumhurbaşka-
nı Turgut özal ile Başba-
kan Süleyman Demirerin,
500. Yıl Vakfi'run 16 tem-
muzda Dolmabahçe Sa-
rayı'nda vereceği davette
bir araya gelmesi bekleni-
yor. ANAP Genel Başkanı
Mesut Yılmaz'ın da bu da-
vete katılması dunımunda,
Semra özal'ın tstanbul il
başkanlığından istifa etme-
sinden sonra ilişkilerinin
bozulduğu Özal ile karşıla-
şacaklar.
500. Yıl Vakfi yetkilüeri,
Sefarat Yahudilerinin Tür-
kiye'ye gelişinin 500. yüı
nedeniyle düzenlenen kut-
lama etkinlikleri arasında
yer alan bu davete, Özal'ın
geleceğini bildirdiğmi söyle-
diler. Yetkililer, Başbaİcan
Demirel'den de davete ka-
tılma konusunda olumlu
yanıt aldıklannı belirttiler.
Çetin'în uçağı tehlike atlattı
HAKKIERDEM
SARAYBOSNA/ANKA-
RA - Dışişleri Bakanı Hikmet
Çetin'i dün Zagreb'den Tür-
kiye'ye getiren ATA adlı özel
uçak, Macaristan üzerinde pi-
lot kabini dış camının çatla-
ması üzerine Ankara yerine
Atatürk Havalimanı'na ıniş
yaptı. Başbakan Süleyman
Dernirel'i Rio'ya götürürken
de Selanik üzerinde anzalana-
rak İstanbul'a zorunlu iniş
yapan uçak, 2.5 saatlik "risklı
uçuş"tan sonra İstanbul'a ka-
zasız indi.
Dışişleri Bakanı Hikmet
Çetin, Helsinki'deki AGİK.
zirvesine götürdüğü Bosna
Hersek Devlet Başkanı Alia
İzzetbegoviç'i dün ATA adb
özel uçakla yeniden Zagreb'e
getirdi. Izzetbegoviç ve Çetin,
Zagreb'den Kanada'ya ait bir
askeri helikopterle Saraybos-
na Havaalanı'na indi. Çetin
ve tzzetbegoviç, BM'ya ait 6
panzerin eşliğinde bir İcariyere
binerek Başkanlık Sarayı'na
hareket etti. Sabah saatlerin-
de Sırp güçlerinin BM'ye ait
askeri araçlara da saldırmala-
n üzerine, Çetin ve tzzetbego-
viç, ana yol yerine, bazı yan
yollardan kente gittiler. Baş-
kanlık Sarayı'ndaki görüşme,
kentte devam eden çarpışma-
lar sırasında, silah sesleri al-
tında yapıldı. Izzetbegoviç ile
birlikte kenti dolaşan Hikmet
Çetin, bombalanan bazı evle-
rin pencerelerinden bakan
cocuklarla konuşarak onlara
çikolata verdi. Çetin, üst kat-
lann balkon ve pencerelerin-
den kendisini selamlayan in-
sanlara da küçük hediyeler
atü. Müslüman Boşnaklarla
da sohbet eden Çetin. daha
sonra şehitliği ziyaret ederek
duaetti.
Çetin, bütün dünyayı acilen
katliamı durdurmaya çagırdı-
ğını belirterek "Tahminimce
dünya, güç kullanmak zorun-
da kalacaktır. Türkiye, dünya
ile birlikte elinden geleni yap-
maya hazırdır" dedi.
Çetin, daha sonra yine BM
kariyeri ile havaalaruna. bura-
dan da Saraybosna'ya gıda
yardımı götüren Türk Hava
Kuvvetleri'ne ait askeri bir
kargo uçağı ile Zagreb Ha-
vaalanı'na döndü.
Çetin ile birlikte Türk gaze-
tecilerinin de bulunduğu
ATA adh özel uçak, TSİ17.15
sıralannda Zagreb'den hava-
lanarak Türkiye'ye hareket
etti. Budapeşte üzennde, yak-
laşık 7 bin feet yükseklıkte yol
alan uçağın, pilot kabini dış
camı saat 20.04'te çatladı. Di-
ğer iki camın hasar görmeme-
sı üzenne pılot, hız kesip alçak
uçuşa geçerek yoluna devam
etti. Ucakta bulunanlara, du-
rumun tehlike yaratmadığı
açıklandı. Hosteslerden Sevgi
Gökçe, aynı durumu 9 yıl ön-
ce F.Almanya'dan Türkiye'ye
dönerken yaşadığmı, önemli
bir sorun olmadığını bildirdi.
Kaptan pilot Mustafa Şen-
soy, uçağın bu şekılde An-
kara'ya kadar gidebıleceğini,
ancak güvenlik nedeniyle ts-
tanbul'a inilmesinin yerinde
olacağını söyledi. Uçak, saat
22.00 sıralannda Atatürk Ha-
valimanı'na indi. Çetin ve be-
rabenndekiler THY'ye ait
tarifeli bir uçakla Ankara'ya
gittiler.
Uçağın yardımcı pilotu Et-
hem Ayık, havalımarunda
gazetecilerin sorusunu yanıt-
larken patlama sırasında çok
yüksekte uçtuklannı. üç katlı
camın dış katının hasar gör-
düğünü söyledi. Ayık, böyle
bir patlamanın hayati tehlike-
ye yol açmayacağını, ancak
güvenlik gerekçesiyle Ankara
yerine İstanbul'a indiklerini
kaydetti.
ATA adb uçak, Başbakan
Süleyman Demirel'i Bre-
züya'nın Rio de Jenaıro ken-
tinde yapılan Dünya Çevre
Zirvesi'ne götürürken de Sela-
nik üzerinde anzalanmış ve
Atatürk Havaümanı'na döne-
rek zorunlu iniş yapmışü.
Sırp ablukasına Türk
Milli Eğitim Bakanı Toptan: YOK unıarım, eylülde kalkar
MALATYA (Cumhuriyet) -
Milli Eğitim Bakanı Köksal
Toptan. üniversitelerde rektör
scçımı dahil köklü bir reform
öngören yasa tasansının
TBMM"nin eylül dönemi çalış-
malan sırasında yasalaşacağı
umudunu taşıdığını söyledi.
Malatya'da Mahmut Topsa-
kal İlköğretım Okulu'nun te-
mcl atma töreninde konuşan
Mıllı Eğitim Bakanı Köksal
Toptan. üniversitelerde YÖK
sistemini devre dışı bırakan ya-
sa değişikliğinin parlamento-
dan geçmemış olmasından
kaynaklanan sıkıntılann sür-
HAVA DURUMU
düğünü bildirdi.
YÖK sisteminin tümden kal-
dınlmasının, anayasada yapıla-
cak değjşiklikle mümkün olabi-
leceğini, ancak koalisyonu
oluşturan DYP ve SHP'nin bir
anayasa değışiklığı için yeterli
çoğunluğa sahip olmadığını
anımsatan Bakan Toptan, şöy-
le devam etti:
"'Üniversitede. öğretim üye-
lerinin kendi rektörünü. dekan-
lannı seçmesı yanında öğrenci-
lerin de buna mutlaka katılma-
sını istemekteyiz. Demokratik
üniversite yönetiminden biz bu-
nu anlamaktayız."
Parlamentodan geçirilen iki
maddelik yasal değişikliğin öğ-
retim üyelerine. rektörlerini
kendilerinin secmesi yolundaki
kapıyı araladığını anlatan Ba-
kan Toptan, "Bazı ünıversite-
lerde öğretim üyesi arkadaşlan-
mız, bu tür seçime katılmaya-
caklannı belirtmekteler. Bu
şekılde çıkan yasanın bizi de
tatmin etmediğini biliyoruz. 6
kişilik aday tespıti, seçimi bir
anlamda anlamsız hale getir-
mektedir. Ama yine de üniver-
sıteye bir seçim düzeni getirmiş
olması bakımından olumlu sa-
yılabılir Bu durum. üniversite-
TURKIYE'DE
ler yasası çalımalannda bize
yardıma da olacaktır. Muhte-
melen 6 adayın 3"e ındinlmesi
ile ilgili YÖK toplantısına katı-
lacağım. Esas çözüm, bu şekil-
de yapılacak seçimle olmaya-
caktır" dedi.
Özgür üniversitelerin. ba-
kanlığınca başbakanlığa gön-
denlen yasa değışıklıkleri öneri-
sinm kabul edılmesiyle müm-
kün olacağını kaydeden Milli
Eğitim Bakanı Köksal Toptan.
"Umuyorum ki eylül ayında,
Türkiye'de yeni bir ünıversite-
ler kanunu yapma imkânı bulu-
nur" diye konustu.
DÛNYA'DA
yevre Bakanbgı Meteorotoiı
Gerıel MûdCrlûgû'nden abnan
bügıye göre yundun kuzeydo-
ğtı kesımlen parçaiı buluttu,
ötekı yerier az bulutlu ve açık
geçecek. Hava sıcaklığt yur-
dun kuzey kesımlerinde arta-
cak, ötekı yerterde değışme-
yecek Rûzgâr, kuzey ve do-
ğu yönlerden hafıf, ara sıra
orta kuvvette esecek Denızlenmızde rûzgâr Ege'de yıldız ve karayel, Akdenız'de
kıble ve lodos, ötekı denızlenmBde poyraz ve gûndoğusundan 3-5 kuvvetınde,
saatte 10-21 denız mılı hızta esecek \fen Gölü'mJe hava az bulutlu ve açık geçe-
cek
Konya
Merstn
Samsun
39° 22"
30° 12=
24° 7°
29° 12°
42° 26°
40» 22°
30° 15"
Zonguldak A
30°
36°
30°
22°
30°
27"
37°
22°
34°
30°
27°
27°
26°
Amstefdam
Anvnan
Una
BaOdat
Brûksel
Cenevre
Frankfurt
Leitoşa
V
Londfa
Madnd
Mılano
Mostova
Mûnıfı
Oslo
Pans
Prag
Rıyad
Roma
Viyana
Zûnh
21°
39°
26°
40°
21°
24°
28°
36°
25°
18°
31°
26°
24°
24°
22°
21°
21°
44°
27°
24°
25°
kanı A-acık B-DuluOu G-gûnes* K-lartı S-sısk
• Boştorafi 1. Sayfada
ıcmmuz tanhlennde Adn>atık
dcnızındcolmalan beklenıvor.
ABD. V unanıstan. Türkı\e.
İngıltere. İspanva. İtaKa. Hol-
landa. \e Almanya'nın gemıle-
nnden oluşan NATO daımı
denız kuv vetıne de Denız Albay
Sancar komutanhk >apacak
Bilindiği gibi NATO Daimi De-
niz Gücü'nün komutanlığına
mayıs ay ı başında 6 av lık bir sü-
re ıçın Albav Sancar getınlmiş-
tı. Daha sonra bu güç yine
mayıs a>ı başında Albav San-
car'ın komutasında ? ayhk bir
eğitim ve tatbıkat için Akde-
niz'eaçılmıştı.
Yeni NATO stratejisı çerçe-
vesınde Akdenız'de, gerilim ve
knz patlak verdiğinde. "hızlı
müdahale" ıçın hazır durumda
bulunması öngörülen bu denız
gücünde Türkiye'den de Tur-
gutreis firkateyni bulunuyor.
NATO'nun bu deniz gücünün
bir önemli ışlevı de. sıvası, eko-
nomik ve asken açıdan. Akde-
nız'dc NATO dayanışmasını
vurgulamak. barışı korumak.
NATO Akdeniz Daimi Deniz
Gücu de bu anlayışla, NATO
Dışışlen Bakanlar Konseyı'nın
öncckı gün Helsınkı"de aldığı
karar çerçevesinde Sırbıstan'a
denızden uygulanacak ambar-
goyu denetleyecek.
Bılındığı gibi NATO Dışışlen
Bakanlar Helsinki'de bir araya
gelerck. Adnvatık denızinden
Sırbistan ambargo uygulanma-
sını ve gönderılen >ardıınlann
yerine güven içinde ulaştınlma-
sımn denetlenmesinı, aynca
güncel gelişmelere göre bu güç
aracılığıvla müdahalede bulu-
nulmasını kararlaştırmıştı.
Başbakan Süle>Tnan Demirel
de bu karardan sonra Hel-
sinki'de basın mensuplannın
sorulan üzerine." Çağn gücün-
de zaten gemimız var. Aynca
kuvvet istenirse daha da gönde-
nnz" şeklinde konuşmuştu.
KALBİNIZ
SİZİN İÇİN
ÇALIŞIYOR,
YA SİZ ?..
TÜRK
KALP
VAKFI
Tel: 275 12 44/45
248 58 66
SATILIK FOTOCRAF
MAKİNESİ
Nikon F2 body M81 motor (5
kademeh) f:2.8 Vivıtar 24 mm
objektif.
Tel: 512 05 05'ten 437^39
• Kültürlü gençlerden
• Yaşlılara
• Kıtap okumak suretiyle
• Gunlük refakat
• 261 17 56