Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 HA2İRAN 1992 PAZARTESİ • • * * CUMHURİYET SAYFA
HABERLERİN DEVAMI 17
OLAYLARIN
ARDENDAKI
GERCEK
• Baştarafi 1. Sayfada
Refah Partisi, kendi tabamnı sı-
cak bir muhalefete hazırlamak-
tadır; ama bu gidiş ileriye yatı-
rım içeriğıni taşıyor.
Son günlerde ekonomik gös-
tergelerin olumsuzlaşması, kimi
çevreleri tedirgin etmiştir. Gerçi
bu tedirginlik, çözüm yollarım
üretmek ve aydmlatmak yeter-
sizliğinden de doğuyor. Koalis-
yon hükümetine söylenen şudur
KlT'leri özelleştir, kamu açıkla-
rını kapat, acı reçete uygula!..
Bu tür eleştiriler çok uzun yıl-
lardan beri söylene söyiene aşın-
mış ve temcit pilavma dönmüş
bir içerik taşıyor. KtT'leri özel-
leştirmenin hiç kolay olmadığı-
nı bilen biliyor. Her hükümet
satmaya hazırdır; ama alan var
mı? Kamu açıklannı kapatmak
için vergi salmak gerekir. Şim-
diye dek hiçbir siyasal iktidar bu
kabadayılığı gösterememiştir.
"Acı reçete" denen şey de -açıkça
söylenmese de- geniş halk yığın-
larının canını aatacak formiil-
lerdir. Oysa seçimle gelmiş bir
hükumetin, iktidarınm altmcı
ayında, geçmişten gelen ekono-
mik bozukluğıtn faturasım geniş
kitlelere çıkarması kolay değil-
dir. Geriye ne kalıyor? ANAP
iktidarınm yaptığı gibi iç borç-
lanmaya gitmek ya da para bas-
mak için tartışmaya girişmek,
fonlarla oynamak, faizlerle uğ-
raşmak, Merkez Bankası 'yla
sürtüşmek, benzeri oyalanma-
larla vakit geçirmek!.. Koalisyon
hükümeünin de yaptığı budur.
TOBB'de (Turkiye Odalar ve
Borsalar Birliği) konuşan Demi-
rel açıkça söylüyor: "42 trilyon
lira borç faiıi olmasa bütçe
denktir. Faizleri ve maaşları
ödemek zorundasınız. O zaman
da geriye bir şey kalmıyor. Elim
kolum bağlı olsa koşanm; ama
ayaklanm da bağlı."
Türkiye daha bir süre enflas-
yon ve terörle birlikte yaşama-
ya mahkûm sayılıyor; 1980'lerin
1990'lara yüklediği miras budur;
ülke bu ağır mirasın altında ezi-
tiyor.
Demirel hükümetine halkın
açtığı kredi tukenmedi ve ianı-
dığı süre dolmadı. Koalisyon -
bir kazaya uğramazsa- yürüye-
cek; ama Başbakan bu süre için-
de ellerinin ve ayaklarının bağ-
larını çözebilecek mi?
Bekleyelim, göreceğiz.
* * •
4milyarlık
yolsuzluk
KEMAL VURTERt
ANKARA -Son üç yıl içinde-
ki bütün hesaplan incelemeye
alınan Sosyal Hizmetler ve Ço-
cuk Esirgeme Kurumu'nun
(SHÇEK) ilk belirlemelere gö-
re, 4 milyara yakın zarara uğra-
tıldığj öne sürüldü. İddiaya
göre, kurumun açuğı ve Biltek
T.A.Ş. tarafından kazanılan
ihalede usulsüzlük yapıldı.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu"ndaki ince-
leme, Eski Devlet Bakanı Güler
İleri'nin ısteği üzerine başlatıl-
dı. İlen'nin, Melih Gökçek'in
genel müdürlüğü döneminde
çıkan yolsuzluk söylenülerin-
den rahatsız olduğu ve bakanlı-
ğı devralmasıyla birlikte geçmiş
döneme ait hesaplann incelen-
mesini istediği öğrenildi.
İleri'nin istifası sonrası, Dev-
let Bakanı Türkan Akyol'un
göreve başlamasıyla inceleme-
ye devam ediliyor. Akyol,
SHÇEK'nin bütün hesaplan-
nın ve alımlann, geçmiş döne-
me ait 3 yıllık süreyi kapsaya-
cak şekilde incelendiğini doğru-
ladı.
Yapılan ilk incelemelere gö-
re, RP milletvekili ve eski
SHÇEK Genel Müdürü Melih
Gökçek döneminde çahşmalan
başlatılan METEM ( Mesleki
Teknik Eğitim Merkezi) proje-
sinde, kurumun 4 milyara ya-
kın zarara uğratıldığı belirlendi.
Zarann merkezlerde kullanıla-
cak malzemelerin alımı için açı-
lan ihalelerde yapılan usulsüz-
lüklerde ortaya çıktığı ifade
edildi. Türkiye genelinde
SHÇEK'ye bütün yurtlarda
uygulanması düşünülen pro-
jeyle, yurtlarda bulunan 12-18
yaş grubu kimsesiz çocuklara
meslek kazandınlması öngörii-
lüyor.
METEM projesi kapsamın-
da, merkezlerden ilki geçen se-
ne ihale edildi ve SHÇEK'ye
bağlı Gazi Yetiştirme Yurdu'-
nun içerisinde 25 Nisan 1992
tarihinde açıldı. Proje kapsa-
mında merkeze, elektrik bobi-
naj, teknik ressamlık ve bilgisa-
yar eğitiminin verilmesini sağ-
iayacak çok sayına malzeme
ahndı. SHÇEK çevrelerinden
edinilen bilgiye göre Proje, Bil-
tek T.A.Ş. tarafından gerçek-
leştirildi.
Konu ile ilgjli görüşlerine
başvurduğumuz SHÇEK'den
sorumlu Devlet Bakanı Türkan
Akyol, halen soruşturmanın
sürdüğünü ve bu konuda bilgi
veremeyeceğini söyledi. Akyol,
METEM projesi ile ilgjli savlar-
dan haberdar olduğunu ifade
etti. METEM projesini, tüm
söylentilere karşın iyi bir proje
olarak nitelendiren Akyol, pro-
jenin yaygınlaştınlması için
çaba harcayacağını belirttı.
Beyin takımı bugün belli oluyor
New York Üni\ ersitesi'nde 24 - 28 haziran günlerinde
yapılacak 1. Beyın Olimpiyatlarına katılacak 4 kişilik
takım. bugün belli oluyor. İlk elemeyi kazananlar
arasından seçilen 50 kişiden 49'u, dün İstanbul Lisesi'nde
zorlu bir sınav verdi. Ankara'dan bir finalistin kaulmadığı
sınavda, yanşmacılara 32 soru yöneltildi ve 90 dakika süre
venldi. Sorular, olimpiyatlarda güçlük çekilmemesi
amacıyla, İngilizce hazırlandı. Cumhuriyet gazetesi, Alo
Bilgi ve Söz Yayın'ın birlikte düzenlediği Türkiye
Seçrneleri'ni kazanan 4 asil ve 2 yedek yanşmacının adlan
ile tüm finalistlerin puanlan. yannki eazetemizde
yayımlanacak. (Fotoğraf: TAMAŞÂ F. DURAL)
GUVCEL
• Baştarafi 1. Sayfada
ğimizde ne karşı çıkana rastlanıyor, ne de gidişin olumlu
sonuçlar vereceğini söyleyene..
Daha şimdiden temmuz başında memur maaşlarının
kaç artacağı hesabı yapılıyor. Nerede? Hükümet kanadın-
da. Ya memur kesiminde? Yine az buçuk artışla yetinecek-
lerini bildiklerinden temmuz ayı "müjdelerine" pek fazla
iltifat etmiyor memurlar.
Hele zamların enflasyonun üzerinde olacağına ilişkin
vaatleri ellerinin tersiyle itiyorlar.
Uzman yetkililerin işçi ve memur maaşları arasındaki
derin uçurumun olumsuz etkiler yarattığına dayanan de-
ğerlendirmeleri; kuşkusuz hükumetin kurulduğu günler-
deki bir başka vaadini anımsatıyor.
ûzellikle Başbakan dar gelirlilerin ücretleri arasındaki
büyük farkları ilk ağızda kaldıracaklarını söylemişti. Ne ça-
re, memurların sendika kurma hakları bile henüz kâğıt
üzerinde. Durum bu iken işçi, memur, emekli arasındaki
ücret farklarını giderecek girişimlerin nerede kaldığını
sormak bile abes.
Rakamlar yalan söylemez
"Beyaz yakalılarda"ki yoksulluğu arttıracak girişimler,
tabii,yinepartizan hükümetlerden kaynaklanıyor. 1990de
memur sayısı I.II2. 263. Yıl 1988-90 arasında hükümetler,
sürekli atamalar yapıyor.
1988'de hükümet memur sayısına 39.574,1989'da 46.823
kişi ekliyor. Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı'nın
yaptığı ankete göre yüzde 47si lise mezunu olan milyon
üzerindeki memurların ancak yüzde 12.3'ü ev sahibi, yüz-
de 80i kirada. Yüzde 7 ise mutlu azınlık. Lojmanlarda otu-
ruyor.
İktidar partileri Tanrıya şükretsinler ki yerel seçimlerin
yapılacagı 341 yöre arasında büyük kent merkezleri yok.
Örneğin Ankara'da memur kesiminden okkalı bir tokat yi-
yebilirlerdi.
Dün bir ara tatlı tatlı söyleştiğimiz Deniz Baykal'ın değin-
diği gibi "Demirel başka işlerle uğraşırken ekonomiyi
kendi haline mi bıraktı acaba ?"
Dar gelirlilerin maddi sorunlarını çözebilecek formüller
niçin hazırlanmıyor? Hükümet kurulurken devlet personel
rejimine yeni düzenlemeler getirileceğinden söz ediliyor-
du. Nerede kaldı bu vaat ?
7 hazirandan sonra ekonomide yenı yaklaşımın neleri
içereceğini bilene rastlanmıyor. Ne yapılacak, bilinmiyor.
Örneğin, hükümet bütçedeki giderleri gerektiği kadar
azalttı. Ama pek çok konuda daha dengeli arayışlara ge-
çebilmek için önce devlet gelirlerini düzenlemeye yönel-
mek gerekmiyor mu ?
Kısacası ciddi ve sağlıklı bir "vergi politikasına ihtiyaç"
ortada. Ekonominin en büyük zaaflarından biri, belki de
başlıcası vergi ayağı.
Sağlam gelir kaynakları bulmaya yönelik ciddi bir araş-
tırma, bir çaba gözlenmiyor.
Bu gözlemler ve bilgiler başka bir olasılığı akla getiri-
yor. Demirel sanki "ekonomide elini fazla çamura bulaş-
tırmak istemiyor".
Beri yandan günler yıldırım hızıyla gelip geçiyor.
500 günün tamamlanmasına şunun şurasında 319 gün
kaldı.
\argıda ücret adaletsizlîği
• Baştarafi 1. Sayfada
Adalet Bakanı Seyfı Oktay,
yargılamaya hız kazandınlabil-
mesi için gerekli düzenlemelerin
saptanması amacıyla hukukçu-
lar ile bakanhk bürokratlannın
yer aldığı 7 ayn ait komısyon
oluşturdu. Bu komisyonlar.
yargıçlık ve savcılık meslekleri-
nin cazip hale getirilmesi. adliye
binalan ile işleyişinin moderni-
zasyonu, yargının hızlandınl-
masının önünde engel oluştu-
ran yasalardaki eskimi$
hükümlerin ayıklanması ve bü-
rokratik yazışmalara hız ka-
zandınlması konulannda kap-
samb çalışmalar yapacak.
Komisyonlann hazırlayacağı
raporlar. daha sonra Bakan
Oktay'a iletilecek ve son şeklı
de verildikten sonra, yasa tas-
lak paketi olarak hükumetin
görüşüne sunulacak. Hükume-
tin de benimsemesi halinde pa-
ket. tasan olarak TBMM'ye
gönderilecek.
Yargının hızlandınlabilmesi
için. öncelikle yargıç ve savcı
açığırun kısa sürede kapatılma-
sı hedefleniyor. Bunun için de
yargıç ve savcılann maaşlann-
da önemli artışlar sağlanarak.
mesleğin cazip hale getirilmesi
düşünülüyor. Bakanhk üst dü-
zey bürokratlan. yargıç, savcı
ve adalet personelinin maaşlan-
nın arttınlması konusu üzerin-
de ağırlıkb olarak durulduğunu
söylediler. Cumhuriyet'in belir-
lemelerine göre, maaş artışlan-
nın kademeli bir biçimde olma-
sı amaçlanıyor. Buna göre, ait
derecelerdeİcilere daha yüksek,
üst derecedekilere ise daha dü-
şük artış sağlanarak, arada üc-
ret uçurumu yaratılmasının da
önlenmesi düşünülüyor.
Şu anda, 8,7 ve 6. derecedeki
yargıç ve savcılar için yüzde
100, 5,4, 3 ve 2. derecedeki yar-
gıç ve savcılar için yüzde 70, 1.
sinıf ve 1. sınıfa aynlmış yargıç
ve savalann bulunduğu 1. de-
rece için de yüzde 50 oranında
ücret artışı getirilmesi üzerinde
ağırkklı olarak duruluyor.
Adalet personelinin ücretlerin-
de de artışa gidilecek. Bakanhk
üst düzey bürokratlan, adliye
personelinin ücretlerinin bugün
için çok düşük düzeyde olduğu-
nu anımsatarak, bu personel
için düşünülen ücret artışlan-
nın çok daha yüksek oranda
tutulacağını bildirdiler. Ücret-
leri kademeli olarak arttınlacak
olan adalet personelinde, ait de-
recedekilerin ücretlerindeki ar-
tışın yüzde 100'ün de üzerinde
tutulacağı belirtilti.
Cumhuriyet'in saptamalan-
na göre, halen, mesleğe 8. dere-
ceden başlayan bir yargıç ya da
savcı yaklaşık 2.5 milyon lira
aylık alıyor. Derece yükselme-
lerine paralel olarak artış göste-
ren ücretler, mesleğin en üst
kademesi olan 1. sınıf ya da 1.
sınıfa aynlmış yargıç ve savcı-
larda ortalama 6.5 milyon lira
olduğu kaydedildi. Bu ücretler.
lojman tazminatı ile birlikte bir
miktar daha yükseliyor. Adliye
personelinin büyük çoğunluğu,
1 milyon lira ile 1 milyon 500
bin lira arasında ücret alıyor.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi
Üyesi Çetin Aşçıoğlu yargıçla-
nn maaş sorununun onlann
yaşamlannın bireysel boyutla-
nnı aşarak çağdaş devlet mode-
linin temelini oluşturan yargı
bağımsızlığıyla yakından ilgili
bir duruma geldığini belirterek
şunlan söyledi:
•'Bu nedenle yargıçlann ak-
çeli sorunlannın diğer kamu
görelılerinden ayn değerlendi-
rilmesi gerekir. Bu kişisel bir
'dilek değil, anayasanın kabul
ettiği çağdaş devlet modelinin
yapısını oluşturan kuvvetler ay-
nhğı ilkesidir. Yargı, yasama ve
yürütme ile üç temel organdan
biri olduğuna göre, yargıç üc-
retlerinin yasama organı üyesi
maaşlanna endekslenmesi ge-
rekli. Bu yolla siyasi iktidann
yargı üzerindeki etkinliği kaldı-
nlabilır. Bu yapılmazsa yargı
bağımsızlığı, hukukun üstünlü-
ğü sürekh' tarüşılacaktır."
Siyasal iktıdardın bu soru-
nun bilincine varmış olduğun-
dan "duraksama" ve "kuşkula-
n" olduğunu söyleyen Aşçıoğ-
lu, "Örneğin bir grup birinci
sınıf yargıcın diğer yargıçlar ka-
dar haklı ekonomik sorunlan-
nın kamuyounda b> pass yasası
diye anılan yasa içinde siyasal
amaçla kullanılması, siyasal
kurnazlık değilse siyasal bir
özensizliktir" dedi.
Ülkü
Oğretmen'e
veli desteği
İstanbul Haber Servisi - İlhamı
Ahmet Örnekal İlkokulu öğret-
meni Ülkü Yazgan'a velilerden
destek geldi. Levent Dinçay ad-
lı bir velinin, çocuğuna kötü
davrandığı gerekçesiyle hak-
kında Kadıköy Cumhuriyet
Savcılığı'na suç duyurusunda
bulunduğu Ülkü Yazgan'a des-
tek veren çok sayıda veli, Milli
Eğitim Bakanlığı'na bağlı Ka-
dıköy Milli Eğitim İlçe Müdür-
lüğü'ne başvurarak Yazgan
hakkındaki suçlamalann yersiz
olduğunu belirttiler. Yalnızca
bir velinin girdiği sürtüşmeden
sonra bir öğretmen hakkında
soruşturma açılmasının fevri
bir davraruş ve yanlış bir uygu-
lama olduğunu söyleyen veliler,
suçlanan öğretmen Ülkü Yaz-
gan'! desteklemeyi sürdürecek-
lerini açıkladılar.
Ordu
• Baştarafi 1. Sayfada
Kuvvetleri'nden istifa ettiği öğ-
renildi. Hava Kuvvetleri Ko-
mutanı Orgeneral Siyami Taş-
tan'ın ise, Genelkurmay Baş-
kanlığı'na bu durumu iletirken,
uçucu subay sınıfına ek ekono-
mik olanakîar tanınmasını iste-
diği. aksi takdirde Hava Kuv-
vetleri'nin "görev yapamaya-
cak" duruma gelebileceğinı
ilettiği öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre, Genel-
kurmay Personel Başkanhğı,
tümen ve daha üst seviyedeki
birliklere gönderdiği 7 nolu bül-
teninde, TSK mensuplannın
maaşlannın iyileştirilmesi için
öneriler istedi. Bu önerilerin.
Genelkurmay karargâhına
ulaşması ve gerekli çalışmalar
yapılması sonrasmda hüküme-
te iletilmesi de bekleniyor.
"Maaşlannın komik düzeyde"
kaldığını söyleyen askeri yetki-
lilerin, bu sıkıntılannı hükümet
üyelerine verilen her brifıngte
dile getirdikleri ve yakındıklan
öğrenildi.
Türk Silahlı Kuvvetleri men-
suplannın maaşlan, temmuz
ayında memur maaşlan için ya-
pılacak düzenleme çerçevesinde
yeniden artacak. Edinilen bilgi •
ye göre TSK'da subay maaşla-
n(teğmen-albay) 2 milyon 800
bin lira ile 6 milyon 450 bin lira
arasında değişiyor. Astsubayla-
nn maaşlan ise 2 milyon ile 4
milyon 300 bin arasında bulu-
nuyor.
Bu arada Hava Kuvvetleri
Konıutanhgı'ndan son dönemde
toplam 87 pilotun istifa ettiği
öğrenildi. Kendilerine daha iyi
ekonomik olanakîar tanıyan
özel havayolu fırmalanyla an-
laşan bu pilotlann istifalannın.
Hava Kuvvetleri Komutan-
lığı'nı "zor"a soktuğu bildirildi.
Rütbeleri yüzbaşı ile albay ara-
sında değişen bu subaylann
aynlmasının yarattığı sorunlar
da Hava Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral Siyami Taştan tara-
fından Genelkurmay Başkan-
lığı'na iletildi. Orgeneral Taş-
tan'ın 87 pilotun istifa dilekçe-
lerüıi de ekli olarak Genelkur-
maya gönderdiği yazıda, Hava
Kuvvetleri'nin 0.97 pilot kad-
rosu ile çalıştığını bildirdigi öğ-
renildi. Orgeneral Taştan'ın söz
konusu yazısmda, Hava Kuv-
vetleri'nin uçucu personel açı-
sından büyük sıkıntıda olduğu-
nu. yurtiçi ve yurtdışında ken-
dilerine daha iyi ekonomik
olanakîar tanınması nedeniyle
bu personelin istifa ettiğini, bu
bakımdan uçucu personele ek
ekonomik olanakîar tanınması
için çalışmalar yapılmasını
önerdiği de öğrenildi.
1
TEKÎRDAĞ 2. KADASTRO
MAHKEMESİ'NDEN
İLAN
DosyaNo:1986'2
Davaalar Sabri Yılmaz ve Ali Yılmaz tarafından davalılar
Hasan Irmak ve ark. aleyhine açılan tespite itiraz davasının yapı-
lan duruşması sırasında;
Davaya konu Tekirdağ ili, merkez ilçesi Taşomurca Köyü hu-
dutlan dahilinde Sanbaba mevkıinde, tarla vasıflı, 1750 m2
alanlı
571 parsel,
Aynı köy, aynı mevkide, tarla vasıflı, 1875 m2
alanlı 570 parsel,
Aynı köy, aynı mevkide, larla vasıflı, 8062 m2
alanlı 569 parsel,
Aynı köy, aynı mevkide, tarla vasıflı, 2875 m2
alanlı 568 parsel,
Aynı köy, aynı mevkide. tarla vasıflı. 15.875 m
2
alanlı 567 par-
sel sayılı taşınmazlar hakkındaki davada ölü davalı Atika Tantul
(Şirin) mirasçılan davalılar Nurcan Şirin, Mehmet Şirin, Emıne
Şirin ve Erdoğan Şirin'in adresinın c. başsavcılığı ve emniyet ka-
nalı ile yapılan bütün aramalara rağmen tespit edılemediğinden
adlanna ilanen tebliğ yapılmasına karar verilmiş olmakla;
Yukanda adı geçen verese davalılann, duruşma tarihı olan 23.
7.1992 saat: 09.00'da mahkemede hazır bulunmalan veya kendi-
lerini bir vekille temsil ettirmeleri, aksı halde yargılamarun gıyap-
lannda devam edeceği ve karar verileceğı hususu ilan olunur.
Basın: 47757
SiZE BİR SÜRPRİZİMİZ VAR
Bu Hafta
BAROMETREnin
5
sayfasını
Dikkatle Izleyenler
Kazanacak
BAROMETRE
"En çok okunan ekonomi gazetesi"
Baromctre Yayıntıhk San. ve Tic. A.Ş.
Mes.rutiyet Cad 164 3 80050 Şişhane ' tstanbul
Tel 252 "2 00 (4 hat) Faki 252 64 20
GÖZLEM
UGURMUMCU
• Baştarafi 1. Sayfada
miş ve boyle biryasasının çıkması i\e"kıyametkopmaya-
cağını" anlatmaya çalışmıştım.
Sayın Eczacıbaşı, bu yazıya bir yanıt göndermiş. Ya-
nıt elime Almanya'dayken geçti. Araya doların 7000 lira-
ya çıkması ve PKK terörü gibi başka oiay ve güncel
konular girdiği için ancak bugün bu açıklamayı yayımla-
ma olanağı buluyorum.
. TÜSİAD Başkanı Sayın Bülent Eczacıbaşı açıklama-
smda şunlan yazıyor:
- İşveren kesimi, iş güvencesi alanında yeni düzenle-
melere karşı değildir. Ancak kıdem tazminatı ve işsizlik
sigortası ile birlikte ele alındığı takdirde iş güvencesinde
yeni düzenlemeler kabul edilebilir.
Başka ülkelerde işten çıkanlan kişininin mahkemeye
başvurması ve mahkemenin işveren aleyhinde karar ve-
rilmesi ile alınabilen kıdem tazminatı, Türkiye'de işten
çıkartılan kişiye, mahkemeye başvurmasma gerek kal-
madan otomatik olarak ödenmektedir. Üstelik ülkemiz-
deki tazminat miktarlan başka ülkelerindekilerin kat kat
üstündedir. Konunun özü budur.
Bugün işverenlerimizin karşı çıktıkları iş güvenliği ya-
saları Avrupa'da 1914 yılından bu yana gündemdedir.Bu
ülkeleri kapsayan yasa, 1917 yılında Meksika'da bile ka-
bul edılmiştir.
21. yüzyıla adım atarken böyle bir yasaya karşı çıkmayı
"çağdaşlık" adına savunan işveren kuruluşlarına rasttı-
yoruz.!
TÜSİAD, "sosyal devlet" kavramını bilmem nasıl yo-
rumluyor?
Sosyal devlet, ekonomik bakımdan güçsüzleri koruyan
devlet demektir. Bu açıdan bakarsanız sosyal devlet, iş-
veren karşısında işçiyi koruyan ve kollayan devlettir.
Sosval devlet de işçilerin işverenlere göre daha çok ko-
runması doğaldır.
. Başka ülkelerle Türkiye'yi sosyal güvenlik açısından
karşı laştırmaya olanak yoktur.
Enflasyonun yüzde 2-3 oranında olduğu ve bu oranın
da ücretlere yansıtıldığı Avrupa ülkeleri ile enflasyon
oranının yüzde 60-70'lerde dolaştığı bir ülkedeki yaşam
koşulları ile sosyal güvenlik sistemini, yalnızca yasalara
bakarak karşılaştıramazsınız.
Türkiye'de enflasyon bütün dengeleri olduğu gibi sos-
yal güvenliği de altüst etmiştir.
Türkiye'de son on yıllık enflasyonun emek gelirlerinde
ne ölçüde bir gerileme yarattığını TÜSİAD, herkesten çok
daha iyi bilır.
Böyle bir düzende bugünkü ücretlerin iş barışı sağla-
ması düşünülemez.
Bu nedenle, konuyu önce işçilerin "reel ücretler"\ açı-
sından ele almak gerekir. Konu, bu açıdan ele alınırsa, iş
barışının sağlanması için bu gibi güvencelerin bile yeter-
siz olduğu sonucuna, ister istemez ulaşılır.
Birçok işyerinde işçiler ve memurlar "sefalet ücreti"
denebilecek düşük ücret ve aylıklarla çalışıyorlar.
Eczacıbaşı, Türkiye'de kimsenin "esirpazan" kurmak
niyetinde olmadığını, ülkelerini esir pazarınaçeviren re-
jimlerin birer birer çöktüğünü belirterek şunlan yazıyor:
- ..Yasalarımızda işçi çıkartmayı güçleştiren engeller
varken işten çıkarmalan pratikte imkânsız hale getirebi-
lecek olan düzenlemelerin hem işletmelere hem de işçi-
lehmize zarar getireceğine inanıyoruz. Yatırımları cay-
dıracak, işletmeleri daha fazla otomasyona yöneltecek
olan önlemler kimseye yarar sağlamayacaktır.
İngiltere, Italya, Fransa, Almanya'daki işverenler iş
güvenliği yasalarını kabul ettikten sonra battılar mı? Ha-
yır. Tersine, bu ülkelerde "serbest piyasa " daha iyi işle-
di.
Türkiye'de serbest piyasanm işlemesine engel olan-
lar, işçiler ve sendikalar değil, Batı ülkelerinde serbest
piyasayı gerçekten serbest yapan sosyal güvenlik sis-
temlerine sırt çeviren işverenlerdir.
Bizde işverenler kendilerine "Hür teşebbüs" adını ve-
riyorlar.' Esir teşebbüs" de herhalde ellerinden devlet
eliyle hakları alınan işçiler ve memurlardır!
"Türkiye'de Museviler" koaulu konferansa dünyanm çeşitli
üniversiteierinden tanınmış bilim adamlan katdıyor.
'Osmanlının hoşgörüsü
sayesinde yaşıyoruz'
Haber Merkezi - "Türkiye'-
de Museviler: Beş Yüzyıllık
Paylaşılan Tarih" konulu ulus-
lararası konferans İstanbul'da
başladı. Beş gün sürecek konfe-
ransa dünyanın çeşitli üniversi-
telerinden tanınmış bilim
adamlan katıhyor.
500. Yıl Vakfı tarafından dü-
zenlenen konferansın açılışı
dün sabah Atatürk Kültür
Merkezi'nde. Washington'daki
Türk Araştırmalan Enstitüsü
Başkanı Prof. Heat Lowry tara-
fından yapıldı. Vakıf başkanı
işadamı Jak Kamhi de konfe-
ransın açış konuşmasında Os-
manlı İmparatorluğu ve Türk-
lere, Musevilere kucak açtıklan
için teşekkür ederek. "Biz bu-
gün Osmanlfnın hoşgörüsü
sayesinde yaşıyoruz" dedi.
Kamhi'nin konuşmasının ar-
dından İspanya'dan _ kaçan
Musevılerin Osmanlı İmpara-
torluğu'nda nasıl yaşadıklannı.
bugünkü Musevilerin yaşamını
bir multivizvon gösterisı. ardın-
dan da ABD Başkanı George
Bush'un, 500. yıl kutlamalan
çerçevesinde uyduyla gönderdi-
ği bir mesajın ıki dakikalık fîlmi
yeraldı.
"Osmanb İmparatorlugu'-
nda Sefaradlar" adh kitabın ya-
zan Prof. Avigdor Levi kürsüye
gelerek, "Musevilerin Os-
manh'daki yaşamı, Müslü-
manlar ve Musevilerin banş
içinde yan yana yaşamalan
dünyaya önıek olacaktır. Özel-
likle dünyanın çeşitli bölgele-
rinde etnik ve din savaşlannın
alevlendiği bu >ıllarda böyle bir
örnek gereküdir. Bu, şimdiye
kadar eşi görülmemiş bir kon-
feranstır ve ancak 500 yılda bir
gerçekleşebilir" diye konuştu.
Konferansın ana temasını ta-
nıtıcı bir konuşma yapan Prin-
ceton Üniversitesi öğretim üye-
lerinden İngiliz Prof. Bernard
Lewis de yer yer Türkçe olarak
yaptığı konuşmasında Musevi-
lerin Osmanlı İmparatorluğu'-
na gelişlerinden sonra çok ya-
rarlı olduklannı, hatta İstan-
bul'un ve Kıbns'ın fetihlerinde.
bu yerlerde yeniden nüfus yapı-
landırma politikası çerçevesin-
de Musevilerden çok yararla-
nıldığını belirtti.
GÜLERYÜZLÜ CİDDİLİK
Vedat Günyol
10.000 lira (KDV ivınde)
)tinnları Turkocaiı Cad. 39-4! Cağaloğlu-tslanbul
Ödemeli gunderilme/.