15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 HA2İRAN 1992 PAZARTESİ • • * * CUMHURİYET SAYFA HABERLERİN DEVAMI 17 OLAYLARIN ARDENDAKI GERCEK • Baştarafi 1. Sayfada Refah Partisi, kendi tabamnı sı- cak bir muhalefete hazırlamak- tadır; ama bu gidiş ileriye yatı- rım içeriğıni taşıyor. Son günlerde ekonomik gös- tergelerin olumsuzlaşması, kimi çevreleri tedirgin etmiştir. Gerçi bu tedirginlik, çözüm yollarım üretmek ve aydmlatmak yeter- sizliğinden de doğuyor. Koalis- yon hükümetine söylenen şudur KlT'leri özelleştir, kamu açıkla- rını kapat, acı reçete uygula!.. Bu tür eleştiriler çok uzun yıl- lardan beri söylene söyiene aşın- mış ve temcit pilavma dönmüş bir içerik taşıyor. KtT'leri özel- leştirmenin hiç kolay olmadığı- nı bilen biliyor. Her hükümet satmaya hazırdır; ama alan var mı? Kamu açıklannı kapatmak için vergi salmak gerekir. Şim- diye dek hiçbir siyasal iktidar bu kabadayılığı gösterememiştir. "Acı reçete" denen şey de -açıkça söylenmese de- geniş halk yığın- larının canını aatacak formiil- lerdir. Oysa seçimle gelmiş bir hükumetin, iktidarınm altmcı ayında, geçmişten gelen ekono- mik bozukluğıtn faturasım geniş kitlelere çıkarması kolay değil- dir. Geriye ne kalıyor? ANAP iktidarınm yaptığı gibi iç borç- lanmaya gitmek ya da para bas- mak için tartışmaya girişmek, fonlarla oynamak, faizlerle uğ- raşmak, Merkez Bankası 'yla sürtüşmek, benzeri oyalanma- larla vakit geçirmek!.. Koalisyon hükümeünin de yaptığı budur. TOBB'de (Turkiye Odalar ve Borsalar Birliği) konuşan Demi- rel açıkça söylüyor: "42 trilyon lira borç faiıi olmasa bütçe denktir. Faizleri ve maaşları ödemek zorundasınız. O zaman da geriye bir şey kalmıyor. Elim kolum bağlı olsa koşanm; ama ayaklanm da bağlı." Türkiye daha bir süre enflas- yon ve terörle birlikte yaşama- ya mahkûm sayılıyor; 1980'lerin 1990'lara yüklediği miras budur; ülke bu ağır mirasın altında ezi- tiyor. Demirel hükümetine halkın açtığı kredi tukenmedi ve ianı- dığı süre dolmadı. Koalisyon - bir kazaya uğramazsa- yürüye- cek; ama Başbakan bu süre için- de ellerinin ve ayaklarının bağ- larını çözebilecek mi? Bekleyelim, göreceğiz. * * • 4milyarlık yolsuzluk KEMAL VURTERt ANKARA -Son üç yıl içinde- ki bütün hesaplan incelemeye alınan Sosyal Hizmetler ve Ço- cuk Esirgeme Kurumu'nun (SHÇEK) ilk belirlemelere gö- re, 4 milyara yakın zarara uğra- tıldığj öne sürüldü. İddiaya göre, kurumun açuğı ve Biltek T.A.Ş. tarafından kazanılan ihalede usulsüzlük yapıldı. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu"ndaki ince- leme, Eski Devlet Bakanı Güler İleri'nin ısteği üzerine başlatıl- dı. İlen'nin, Melih Gökçek'in genel müdürlüğü döneminde çıkan yolsuzluk söylenülerin- den rahatsız olduğu ve bakanlı- ğı devralmasıyla birlikte geçmiş döneme ait hesaplann incelen- mesini istediği öğrenildi. İleri'nin istifası sonrası, Dev- let Bakanı Türkan Akyol'un göreve başlamasıyla inceleme- ye devam ediliyor. Akyol, SHÇEK'nin bütün hesaplan- nın ve alımlann, geçmiş döne- me ait 3 yıllık süreyi kapsaya- cak şekilde incelendiğini doğru- ladı. Yapılan ilk incelemelere gö- re, RP milletvekili ve eski SHÇEK Genel Müdürü Melih Gökçek döneminde çahşmalan başlatılan METEM ( Mesleki Teknik Eğitim Merkezi) proje- sinde, kurumun 4 milyara ya- kın zarara uğratıldığı belirlendi. Zarann merkezlerde kullanıla- cak malzemelerin alımı için açı- lan ihalelerde yapılan usulsüz- lüklerde ortaya çıktığı ifade edildi. Türkiye genelinde SHÇEK'ye bütün yurtlarda uygulanması düşünülen pro- jeyle, yurtlarda bulunan 12-18 yaş grubu kimsesiz çocuklara meslek kazandınlması öngörii- lüyor. METEM projesi kapsamın- da, merkezlerden ilki geçen se- ne ihale edildi ve SHÇEK'ye bağlı Gazi Yetiştirme Yurdu'- nun içerisinde 25 Nisan 1992 tarihinde açıldı. Proje kapsa- mında merkeze, elektrik bobi- naj, teknik ressamlık ve bilgisa- yar eğitiminin verilmesini sağ- iayacak çok sayına malzeme ahndı. SHÇEK çevrelerinden edinilen bilgiye göre Proje, Bil- tek T.A.Ş. tarafından gerçek- leştirildi. Konu ile ilgjli görüşlerine başvurduğumuz SHÇEK'den sorumlu Devlet Bakanı Türkan Akyol, halen soruşturmanın sürdüğünü ve bu konuda bilgi veremeyeceğini söyledi. Akyol, METEM projesi ile ilgjli savlar- dan haberdar olduğunu ifade etti. METEM projesini, tüm söylentilere karşın iyi bir proje olarak nitelendiren Akyol, pro- jenin yaygınlaştınlması için çaba harcayacağını belirttı. Beyin takımı bugün belli oluyor New York Üni\ ersitesi'nde 24 - 28 haziran günlerinde yapılacak 1. Beyın Olimpiyatlarına katılacak 4 kişilik takım. bugün belli oluyor. İlk elemeyi kazananlar arasından seçilen 50 kişiden 49'u, dün İstanbul Lisesi'nde zorlu bir sınav verdi. Ankara'dan bir finalistin kaulmadığı sınavda, yanşmacılara 32 soru yöneltildi ve 90 dakika süre venldi. Sorular, olimpiyatlarda güçlük çekilmemesi amacıyla, İngilizce hazırlandı. Cumhuriyet gazetesi, Alo Bilgi ve Söz Yayın'ın birlikte düzenlediği Türkiye Seçrneleri'ni kazanan 4 asil ve 2 yedek yanşmacının adlan ile tüm finalistlerin puanlan. yannki eazetemizde yayımlanacak. (Fotoğraf: TAMAŞÂ F. DURAL) GUVCEL • Baştarafi 1. Sayfada ğimizde ne karşı çıkana rastlanıyor, ne de gidişin olumlu sonuçlar vereceğini söyleyene.. Daha şimdiden temmuz başında memur maaşlarının kaç artacağı hesabı yapılıyor. Nerede? Hükümet kanadın- da. Ya memur kesiminde? Yine az buçuk artışla yetinecek- lerini bildiklerinden temmuz ayı "müjdelerine" pek fazla iltifat etmiyor memurlar. Hele zamların enflasyonun üzerinde olacağına ilişkin vaatleri ellerinin tersiyle itiyorlar. Uzman yetkililerin işçi ve memur maaşları arasındaki derin uçurumun olumsuz etkiler yarattığına dayanan de- ğerlendirmeleri; kuşkusuz hükumetin kurulduğu günler- deki bir başka vaadini anımsatıyor. ûzellikle Başbakan dar gelirlilerin ücretleri arasındaki büyük farkları ilk ağızda kaldıracaklarını söylemişti. Ne ça- re, memurların sendika kurma hakları bile henüz kâğıt üzerinde. Durum bu iken işçi, memur, emekli arasındaki ücret farklarını giderecek girişimlerin nerede kaldığını sormak bile abes. Rakamlar yalan söylemez "Beyaz yakalılarda"ki yoksulluğu arttıracak girişimler, tabii,yinepartizan hükümetlerden kaynaklanıyor. 1990de memur sayısı I.II2. 263. Yıl 1988-90 arasında hükümetler, sürekli atamalar yapıyor. 1988'de hükümet memur sayısına 39.574,1989'da 46.823 kişi ekliyor. Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı'nın yaptığı ankete göre yüzde 47si lise mezunu olan milyon üzerindeki memurların ancak yüzde 12.3'ü ev sahibi, yüz- de 80i kirada. Yüzde 7 ise mutlu azınlık. Lojmanlarda otu- ruyor. İktidar partileri Tanrıya şükretsinler ki yerel seçimlerin yapılacagı 341 yöre arasında büyük kent merkezleri yok. Örneğin Ankara'da memur kesiminden okkalı bir tokat yi- yebilirlerdi. Dün bir ara tatlı tatlı söyleştiğimiz Deniz Baykal'ın değin- diği gibi "Demirel başka işlerle uğraşırken ekonomiyi kendi haline mi bıraktı acaba ?" Dar gelirlilerin maddi sorunlarını çözebilecek formüller niçin hazırlanmıyor? Hükümet kurulurken devlet personel rejimine yeni düzenlemeler getirileceğinden söz ediliyor- du. Nerede kaldı bu vaat ? 7 hazirandan sonra ekonomide yenı yaklaşımın neleri içereceğini bilene rastlanmıyor. Ne yapılacak, bilinmiyor. Örneğin, hükümet bütçedeki giderleri gerektiği kadar azalttı. Ama pek çok konuda daha dengeli arayışlara ge- çebilmek için önce devlet gelirlerini düzenlemeye yönel- mek gerekmiyor mu ? Kısacası ciddi ve sağlıklı bir "vergi politikasına ihtiyaç" ortada. Ekonominin en büyük zaaflarından biri, belki de başlıcası vergi ayağı. Sağlam gelir kaynakları bulmaya yönelik ciddi bir araş- tırma, bir çaba gözlenmiyor. Bu gözlemler ve bilgiler başka bir olasılığı akla getiri- yor. Demirel sanki "ekonomide elini fazla çamura bulaş- tırmak istemiyor". Beri yandan günler yıldırım hızıyla gelip geçiyor. 500 günün tamamlanmasına şunun şurasında 319 gün kaldı. \argıda ücret adaletsizlîği • Baştarafi 1. Sayfada Adalet Bakanı Seyfı Oktay, yargılamaya hız kazandınlabil- mesi için gerekli düzenlemelerin saptanması amacıyla hukukçu- lar ile bakanhk bürokratlannın yer aldığı 7 ayn ait komısyon oluşturdu. Bu komisyonlar. yargıçlık ve savcılık meslekleri- nin cazip hale getirilmesi. adliye binalan ile işleyişinin moderni- zasyonu, yargının hızlandınl- masının önünde engel oluştu- ran yasalardaki eskimi$ hükümlerin ayıklanması ve bü- rokratik yazışmalara hız ka- zandınlması konulannda kap- samb çalışmalar yapacak. Komisyonlann hazırlayacağı raporlar. daha sonra Bakan Oktay'a iletilecek ve son şeklı de verildikten sonra, yasa tas- lak paketi olarak hükumetin görüşüne sunulacak. Hükume- tin de benimsemesi halinde pa- ket. tasan olarak TBMM'ye gönderilecek. Yargının hızlandınlabilmesi için. öncelikle yargıç ve savcı açığırun kısa sürede kapatılma- sı hedefleniyor. Bunun için de yargıç ve savcılann maaşlann- da önemli artışlar sağlanarak. mesleğin cazip hale getirilmesi düşünülüyor. Bakanhk üst dü- zey bürokratlan. yargıç, savcı ve adalet personelinin maaşlan- nın arttınlması konusu üzerin- de ağırlıkb olarak durulduğunu söylediler. Cumhuriyet'in belir- lemelerine göre, maaş artışlan- nın kademeli bir biçimde olma- sı amaçlanıyor. Buna göre, ait derecelerdeİcilere daha yüksek, üst derecedekilere ise daha dü- şük artış sağlanarak, arada üc- ret uçurumu yaratılmasının da önlenmesi düşünülüyor. Şu anda, 8,7 ve 6. derecedeki yargıç ve savcılar için yüzde 100, 5,4, 3 ve 2. derecedeki yar- gıç ve savcılar için yüzde 70, 1. sinıf ve 1. sınıfa aynlmış yargıç ve savalann bulunduğu 1. de- rece için de yüzde 50 oranında ücret artışı getirilmesi üzerinde ağırkklı olarak duruluyor. Adalet personelinin ücretlerin- de de artışa gidilecek. Bakanhk üst düzey bürokratlan, adliye personelinin ücretlerinin bugün için çok düşük düzeyde olduğu- nu anımsatarak, bu personel için düşünülen ücret artışlan- nın çok daha yüksek oranda tutulacağını bildirdiler. Ücret- leri kademeli olarak arttınlacak olan adalet personelinde, ait de- recedekilerin ücretlerindeki ar- tışın yüzde 100'ün de üzerinde tutulacağı belirtilti. Cumhuriyet'in saptamalan- na göre, halen, mesleğe 8. dere- ceden başlayan bir yargıç ya da savcı yaklaşık 2.5 milyon lira aylık alıyor. Derece yükselme- lerine paralel olarak artış göste- ren ücretler, mesleğin en üst kademesi olan 1. sınıf ya da 1. sınıfa aynlmış yargıç ve savcı- larda ortalama 6.5 milyon lira olduğu kaydedildi. Bu ücretler. lojman tazminatı ile birlikte bir miktar daha yükseliyor. Adliye personelinin büyük çoğunluğu, 1 milyon lira ile 1 milyon 500 bin lira arasında ücret alıyor. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Üyesi Çetin Aşçıoğlu yargıçla- nn maaş sorununun onlann yaşamlannın bireysel boyutla- nnı aşarak çağdaş devlet mode- linin temelini oluşturan yargı bağımsızlığıyla yakından ilgili bir duruma geldığini belirterek şunlan söyledi: •'Bu nedenle yargıçlann ak- çeli sorunlannın diğer kamu görelılerinden ayn değerlendi- rilmesi gerekir. Bu kişisel bir 'dilek değil, anayasanın kabul ettiği çağdaş devlet modelinin yapısını oluşturan kuvvetler ay- nhğı ilkesidir. Yargı, yasama ve yürütme ile üç temel organdan biri olduğuna göre, yargıç üc- retlerinin yasama organı üyesi maaşlanna endekslenmesi ge- rekli. Bu yolla siyasi iktidann yargı üzerindeki etkinliği kaldı- nlabilır. Bu yapılmazsa yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlü- ğü sürekh' tarüşılacaktır." Siyasal iktıdardın bu soru- nun bilincine varmış olduğun- dan "duraksama" ve "kuşkula- n" olduğunu söyleyen Aşçıoğ- lu, "Örneğin bir grup birinci sınıf yargıcın diğer yargıçlar ka- dar haklı ekonomik sorunlan- nın kamuyounda b> pass yasası diye anılan yasa içinde siyasal amaçla kullanılması, siyasal kurnazlık değilse siyasal bir özensizliktir" dedi. Ülkü Oğretmen'e veli desteği İstanbul Haber Servisi - İlhamı Ahmet Örnekal İlkokulu öğret- meni Ülkü Yazgan'a velilerden destek geldi. Levent Dinçay ad- lı bir velinin, çocuğuna kötü davrandığı gerekçesiyle hak- kında Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduğu Ülkü Yazgan'a des- tek veren çok sayıda veli, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Ka- dıköy Milli Eğitim İlçe Müdür- lüğü'ne başvurarak Yazgan hakkındaki suçlamalann yersiz olduğunu belirttiler. Yalnızca bir velinin girdiği sürtüşmeden sonra bir öğretmen hakkında soruşturma açılmasının fevri bir davraruş ve yanlış bir uygu- lama olduğunu söyleyen veliler, suçlanan öğretmen Ülkü Yaz- gan'! desteklemeyi sürdürecek- lerini açıkladılar. Ordu • Baştarafi 1. Sayfada Kuvvetleri'nden istifa ettiği öğ- renildi. Hava Kuvvetleri Ko- mutanı Orgeneral Siyami Taş- tan'ın ise, Genelkurmay Baş- kanlığı'na bu durumu iletirken, uçucu subay sınıfına ek ekono- mik olanakîar tanınmasını iste- diği. aksi takdirde Hava Kuv- vetleri'nin "görev yapamaya- cak" duruma gelebileceğinı ilettiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, Genel- kurmay Personel Başkanhğı, tümen ve daha üst seviyedeki birliklere gönderdiği 7 nolu bül- teninde, TSK mensuplannın maaşlannın iyileştirilmesi için öneriler istedi. Bu önerilerin. Genelkurmay karargâhına ulaşması ve gerekli çalışmalar yapılması sonrasmda hüküme- te iletilmesi de bekleniyor. "Maaşlannın komik düzeyde" kaldığını söyleyen askeri yetki- lilerin, bu sıkıntılannı hükümet üyelerine verilen her brifıngte dile getirdikleri ve yakındıklan öğrenildi. Türk Silahlı Kuvvetleri men- suplannın maaşlan, temmuz ayında memur maaşlan için ya- pılacak düzenleme çerçevesinde yeniden artacak. Edinilen bilgi • ye göre TSK'da subay maaşla- n(teğmen-albay) 2 milyon 800 bin lira ile 6 milyon 450 bin lira arasında değişiyor. Astsubayla- nn maaşlan ise 2 milyon ile 4 milyon 300 bin arasında bulu- nuyor. Bu arada Hava Kuvvetleri Konıutanhgı'ndan son dönemde toplam 87 pilotun istifa ettiği öğrenildi. Kendilerine daha iyi ekonomik olanakîar tanıyan özel havayolu fırmalanyla an- laşan bu pilotlann istifalannın. Hava Kuvvetleri Komutan- lığı'nı "zor"a soktuğu bildirildi. Rütbeleri yüzbaşı ile albay ara- sında değişen bu subaylann aynlmasının yarattığı sorunlar da Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Siyami Taştan tara- fından Genelkurmay Başkan- lığı'na iletildi. Orgeneral Taş- tan'ın 87 pilotun istifa dilekçe- lerüıi de ekli olarak Genelkur- maya gönderdiği yazıda, Hava Kuvvetleri'nin 0.97 pilot kad- rosu ile çalıştığını bildirdigi öğ- renildi. Orgeneral Taştan'ın söz konusu yazısmda, Hava Kuv- vetleri'nin uçucu personel açı- sından büyük sıkıntıda olduğu- nu. yurtiçi ve yurtdışında ken- dilerine daha iyi ekonomik olanakîar tanınması nedeniyle bu personelin istifa ettiğini, bu bakımdan uçucu personele ek ekonomik olanakîar tanınması için çalışmalar yapılmasını önerdiği de öğrenildi. 1 TEKÎRDAĞ 2. KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN İLAN DosyaNo:1986'2 Davaalar Sabri Yılmaz ve Ali Yılmaz tarafından davalılar Hasan Irmak ve ark. aleyhine açılan tespite itiraz davasının yapı- lan duruşması sırasında; Davaya konu Tekirdağ ili, merkez ilçesi Taşomurca Köyü hu- dutlan dahilinde Sanbaba mevkıinde, tarla vasıflı, 1750 m2 alanlı 571 parsel, Aynı köy, aynı mevkide, tarla vasıflı, 1875 m2 alanlı 570 parsel, Aynı köy, aynı mevkide, larla vasıflı, 8062 m2 alanlı 569 parsel, Aynı köy, aynı mevkide, tarla vasıflı, 2875 m2 alanlı 568 parsel, Aynı köy, aynı mevkide. tarla vasıflı. 15.875 m 2 alanlı 567 par- sel sayılı taşınmazlar hakkındaki davada ölü davalı Atika Tantul (Şirin) mirasçılan davalılar Nurcan Şirin, Mehmet Şirin, Emıne Şirin ve Erdoğan Şirin'in adresinın c. başsavcılığı ve emniyet ka- nalı ile yapılan bütün aramalara rağmen tespit edılemediğinden adlanna ilanen tebliğ yapılmasına karar verilmiş olmakla; Yukanda adı geçen verese davalılann, duruşma tarihı olan 23. 7.1992 saat: 09.00'da mahkemede hazır bulunmalan veya kendi- lerini bir vekille temsil ettirmeleri, aksı halde yargılamarun gıyap- lannda devam edeceği ve karar verileceğı hususu ilan olunur. Basın: 47757 SiZE BİR SÜRPRİZİMİZ VAR Bu Hafta BAROMETREnin 5 sayfasını Dikkatle Izleyenler Kazanacak BAROMETRE "En çok okunan ekonomi gazetesi" Baromctre Yayıntıhk San. ve Tic. A.Ş. Mes.rutiyet Cad 164 3 80050 Şişhane ' tstanbul Tel 252 "2 00 (4 hat) Faki 252 64 20 GÖZLEM UGURMUMCU • Baştarafi 1. Sayfada miş ve boyle biryasasının çıkması i\e"kıyametkopmaya- cağını" anlatmaya çalışmıştım. Sayın Eczacıbaşı, bu yazıya bir yanıt göndermiş. Ya- nıt elime Almanya'dayken geçti. Araya doların 7000 lira- ya çıkması ve PKK terörü gibi başka oiay ve güncel konular girdiği için ancak bugün bu açıklamayı yayımla- ma olanağı buluyorum. . TÜSİAD Başkanı Sayın Bülent Eczacıbaşı açıklama- smda şunlan yazıyor: - İşveren kesimi, iş güvencesi alanında yeni düzenle- melere karşı değildir. Ancak kıdem tazminatı ve işsizlik sigortası ile birlikte ele alındığı takdirde iş güvencesinde yeni düzenlemeler kabul edilebilir. Başka ülkelerde işten çıkanlan kişininin mahkemeye başvurması ve mahkemenin işveren aleyhinde karar ve- rilmesi ile alınabilen kıdem tazminatı, Türkiye'de işten çıkartılan kişiye, mahkemeye başvurmasma gerek kal- madan otomatik olarak ödenmektedir. Üstelik ülkemiz- deki tazminat miktarlan başka ülkelerindekilerin kat kat üstündedir. Konunun özü budur. Bugün işverenlerimizin karşı çıktıkları iş güvenliği ya- saları Avrupa'da 1914 yılından bu yana gündemdedir.Bu ülkeleri kapsayan yasa, 1917 yılında Meksika'da bile ka- bul edılmiştir. 21. yüzyıla adım atarken böyle bir yasaya karşı çıkmayı "çağdaşlık" adına savunan işveren kuruluşlarına rasttı- yoruz.! TÜSİAD, "sosyal devlet" kavramını bilmem nasıl yo- rumluyor? Sosyal devlet, ekonomik bakımdan güçsüzleri koruyan devlet demektir. Bu açıdan bakarsanız sosyal devlet, iş- veren karşısında işçiyi koruyan ve kollayan devlettir. Sosval devlet de işçilerin işverenlere göre daha çok ko- runması doğaldır. . Başka ülkelerle Türkiye'yi sosyal güvenlik açısından karşı laştırmaya olanak yoktur. Enflasyonun yüzde 2-3 oranında olduğu ve bu oranın da ücretlere yansıtıldığı Avrupa ülkeleri ile enflasyon oranının yüzde 60-70'lerde dolaştığı bir ülkedeki yaşam koşulları ile sosyal güvenlik sistemini, yalnızca yasalara bakarak karşılaştıramazsınız. Türkiye'de enflasyon bütün dengeleri olduğu gibi sos- yal güvenliği de altüst etmiştir. Türkiye'de son on yıllık enflasyonun emek gelirlerinde ne ölçüde bir gerileme yarattığını TÜSİAD, herkesten çok daha iyi bilır. Böyle bir düzende bugünkü ücretlerin iş barışı sağla- ması düşünülemez. Bu nedenle, konuyu önce işçilerin "reel ücretler"\ açı- sından ele almak gerekir. Konu, bu açıdan ele alınırsa, iş barışının sağlanması için bu gibi güvencelerin bile yeter- siz olduğu sonucuna, ister istemez ulaşılır. Birçok işyerinde işçiler ve memurlar "sefalet ücreti" denebilecek düşük ücret ve aylıklarla çalışıyorlar. Eczacıbaşı, Türkiye'de kimsenin "esirpazan" kurmak niyetinde olmadığını, ülkelerini esir pazarınaçeviren re- jimlerin birer birer çöktüğünü belirterek şunlan yazıyor: - ..Yasalarımızda işçi çıkartmayı güçleştiren engeller varken işten çıkarmalan pratikte imkânsız hale getirebi- lecek olan düzenlemelerin hem işletmelere hem de işçi- lehmize zarar getireceğine inanıyoruz. Yatırımları cay- dıracak, işletmeleri daha fazla otomasyona yöneltecek olan önlemler kimseye yarar sağlamayacaktır. İngiltere, Italya, Fransa, Almanya'daki işverenler iş güvenliği yasalarını kabul ettikten sonra battılar mı? Ha- yır. Tersine, bu ülkelerde "serbest piyasa " daha iyi işle- di. Türkiye'de serbest piyasanm işlemesine engel olan- lar, işçiler ve sendikalar değil, Batı ülkelerinde serbest piyasayı gerçekten serbest yapan sosyal güvenlik sis- temlerine sırt çeviren işverenlerdir. Bizde işverenler kendilerine "Hür teşebbüs" adını ve- riyorlar.' Esir teşebbüs" de herhalde ellerinden devlet eliyle hakları alınan işçiler ve memurlardır! "Türkiye'de Museviler" koaulu konferansa dünyanm çeşitli üniversiteierinden tanınmış bilim adamlan katdıyor. 'Osmanlının hoşgörüsü sayesinde yaşıyoruz' Haber Merkezi - "Türkiye'- de Museviler: Beş Yüzyıllık Paylaşılan Tarih" konulu ulus- lararası konferans İstanbul'da başladı. Beş gün sürecek konfe- ransa dünyanın çeşitli üniversi- telerinden tanınmış bilim adamlan katıhyor. 500. Yıl Vakfı tarafından dü- zenlenen konferansın açılışı dün sabah Atatürk Kültür Merkezi'nde. Washington'daki Türk Araştırmalan Enstitüsü Başkanı Prof. Heat Lowry tara- fından yapıldı. Vakıf başkanı işadamı Jak Kamhi de konfe- ransın açış konuşmasında Os- manlı İmparatorluğu ve Türk- lere, Musevilere kucak açtıklan için teşekkür ederek. "Biz bu- gün Osmanlfnın hoşgörüsü sayesinde yaşıyoruz" dedi. Kamhi'nin konuşmasının ar- dından İspanya'dan _ kaçan Musevılerin Osmanlı İmpara- torluğu'nda nasıl yaşadıklannı. bugünkü Musevilerin yaşamını bir multivizvon gösterisı. ardın- dan da ABD Başkanı George Bush'un, 500. yıl kutlamalan çerçevesinde uyduyla gönderdi- ği bir mesajın ıki dakikalık fîlmi yeraldı. "Osmanb İmparatorlugu'- nda Sefaradlar" adh kitabın ya- zan Prof. Avigdor Levi kürsüye gelerek, "Musevilerin Os- manh'daki yaşamı, Müslü- manlar ve Musevilerin banş içinde yan yana yaşamalan dünyaya önıek olacaktır. Özel- likle dünyanın çeşitli bölgele- rinde etnik ve din savaşlannın alevlendiği bu >ıllarda böyle bir örnek gereküdir. Bu, şimdiye kadar eşi görülmemiş bir kon- feranstır ve ancak 500 yılda bir gerçekleşebilir" diye konuştu. Konferansın ana temasını ta- nıtıcı bir konuşma yapan Prin- ceton Üniversitesi öğretim üye- lerinden İngiliz Prof. Bernard Lewis de yer yer Türkçe olarak yaptığı konuşmasında Musevi- lerin Osmanlı İmparatorluğu'- na gelişlerinden sonra çok ya- rarlı olduklannı, hatta İstan- bul'un ve Kıbns'ın fetihlerinde. bu yerlerde yeniden nüfus yapı- landırma politikası çerçevesin- de Musevilerden çok yararla- nıldığını belirtti. GÜLERYÜZLÜ CİDDİLİK Vedat Günyol 10.000 lira (KDV ivınde) )tinnları Turkocaiı Cad. 39-4! Cağaloğlu-tslanbul Ödemeli gunderilme/.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle