24 Nisan 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5AYFA CUMHURIYET 1 HAZİRAN 1992 PAZARTESİ 12 DİZİ-YAZI Roma Güzel SanatlarAkademisi mezunu ressam Orhan Taylan da 12 Eylülzede Işkeııce görenressam tablosu ÜNLÜLER İŞKENCEYİ ANLATIYOR LÎ TIİ 01 LAZ R.essam Orhan Taylan elektrik işkencesinin resmini şöyle çiziyor: Çok aa duyuyordum. Aanın yanı sıra garip bir kuruma duygusu... Sanki içimin suyu buharlaşıyormuş gibi, sanki yoğunlaşıyormuşum gibi, sanki bütün gövdemin suyu katıya dönüşüyormuş gibi, sanki gövdem kuruyormuş, ufalıyormuş, büzüşüyormuş gibi, sanki kanım pıhtılaşıyormuş gibi. — 2 — Orhan Taylan, Roma Guzel Sanat- iır Akademisi mezunu unlu bır res- sam Yurtıçınde ve yurtdışında 70'e <akın sergı açmış, yurtdışında odül lazanmış Gorduğu elektrik ışkencesı- u anlatırken, "Çok aa duyuyordum Aanın yanı sıra ganp bır kuruma duy- gusu Sanki ıçımın suyu buharlaşı- \ormuş gıbı, sanki yoğunlaşıyormu- şum gıbı, sanki bütun govdemın suyu katıya dönüşüyormuş gıbı, sankı gov- <Jem kuruyormuş, ufabyormuş, bûzû- şüyormuş gıbı, sankı kanım pıhülaşı- jormuş gıbı " dı>or lşte sorulanmız, ışte yanıtlan - Ne yyman tutuklandmız? TAYLAN - İIK kez 1982 yılının ba- hannda tutuklandım Banş Derneğı davasının sanıklanndandım Hakkı- mızda tutuklama karan çıkmışü An- cak ben 1 S ay kadar teslım olmadım Çunku o gunlerde çocuğum doğmak ûzereydı Onun doğumunu bekleyıp, öyle teslım oldum Benı Maltepe As- ken Cezaevı'ne goturduler Orada benden once tutuklanmış 24 arkada- şım bulunuyordu - Biraz cezaevinden bahseder misiniz? TAYLAN - Yalruzca Banş Derneğı davası sanıklan ıçın kurulmuş ozel bır cezaevıydı bu Bızden başka kımse yoktu Eskı bır cephanelığı cezaevıne dönuşturmuşler İçıne hıç ışık, hıç ha- va gınneyen, çok kalın duvarlı, rutu- betlı, toprak zemınlı, ahır gıbı bır yerdı burası Üç buyuk koğuş ve bır kon- dordan oluşuvordu Doğru durust de ısıtılmıyordu Isınmada uydurma so- balar kullanıhyordu Tabıı orada ya- şama koşullan çok guçtü Havasızbk- tan, guneşMzlıkten, ışıksızbktan, özel- lıkle yaşlı arkadaşlanrruz çok etkılen- dıler, çok buyuk zorluk çektıler Orhan Apaydın'ın sağlığı onemlı ölçü- de orada bozulmuştur Orada kaldığı- mız 8 aylık sure ıcınde ışkence görme- dık Ancak, ınsan sağlığını tehdıt eden koşullar yuzünden hemen hepımızın sdglığı bozuldu 1982 yılının sonunda arahk ayında, mahkeme karanyla oradan tahbye olduk tkinci tutuklanma - Sonra siz veniden ne zaman tutuk- landınız? TAYLAN - 1983 yüının ağustos ayında TKP ıle ılgılı olarak dort kışı- hk özel bır dava açılmışü O dava ne- denıyle tutuklandım Tutuklanmam da şoyle oldu O sırada Banş Derneğı davası sürüyordu Tutuklandığım gun Banş Derneğı davasının duruşması vardı Sabahleyın duruşmaya gırerken ıkı tane sıvıl polıs yanıma yaklaşarak "Ankara'dan tutuklanma karannız geldı, sızı gozaltma alıyoruz" dedıler Tabıı duruşmaya guroek zorunda ol- duğum ıçın. çıkışta benı alacaklannı soyledıler Mahkeme salonuna gınnce duruşma yargıana, "Ankara'ya gotü- rüluyorum, ışkence altında ıfadem alı- nabılır, bunun zapta geçmesını ıstıyo- rum"dedım İsteksız olarak daolsabu sözlenm zapta geçınldı Mahkeme bı- tınce o ıkı sıvıl polıs benı alıp Gayret- tepe'dekı 1 Şube'ye göturdûler Ora- da alt kattakı hucrelerden bınne konuldum O hücrede kaldığım 12 ya da 13 gunluk surede şıddete, ışkenceye maruz kalmadım Çunku orada tstan- bul pobsının değıl. Ankara pohsımn malı olarak bulunuyordum Boyle dı- yorlardı polısler O yüzden dokun- muyordu bana Istanbul polısı - Peki sizin dışınızdakikre işkence yapdıyormuydu? TAYLAN - Orada çok çeşıtlı ınsan- lar bulunuyordu Çoğunluk solcuydu Bunlanndaçoğugençtı Aynca 4-5 ta- ne yaşlı sendıkacı ıle dınaler vardı özelbkle solcu gençlenn 10-12 tanesı her sabah duzenlı olarak yukan çıkar- ülıp ışkenceye tabı tutuluyorlardı Her bın penşan halde gen dönüyor, ayak- ta guç duruyorlardı Kendılenne gel- dıklennde vucutlannın çeşıtlı yerlenne saatlerce elektnk venldığını anlatıyor- lardı - Daha sonra sizi Ankara'ya götürdü- ler değil mı? Alyansiçindayak TAYLAN - Ankara'dan bır polıs ekıbı gelıp aldı benı Ankara'ya var- dığımızda bızı bekleyen bır arabaya alındım O arabada gozlenmı bağladı- lar Nereye gıttığımıa anlamayayım dıye bır sure dolaşünp hâlâ bılmedı- ğım bır bınanın alt katına goturduler Seslenn yanKilanmasından o bınanın buyuk bır bına olduğunu anladım Daha bınaya gırer gırmez tekme lokat başladı Gozunuz kapalıyken darbeye maruz kalmak çok urkutucu bır şey ^damdkıllı şıddetlı darbeler yedım kulaklanmd falan Hatta kulak zar- lanm patlar mı dıye endışe de ettım Çunku bır arkadaşım bu tıp darbeler sonucu sağır kalmıştı Derken dovule- lan, sorgulama oncesınde sınırlennızı bozmak, dırenanızı kırmaktı O huc- rede 8 gun kaldım \e T na gûn sorgu- ya çıkanldım - Sorgu\a çıkaniırken gözterinizi bağladdar sanınm. TAYLAN - Evet, gozlenmı bağ- layarak çıkarttılar hûcreden Sorgu yenne goturulene kadar da epey tek- me tokat, kufur yedım Sorgu odasın- da benı bır ıskemleye oturtup kolla- nmdan bağladılar Bundan sonra da sorgu başladı - Neler sordular size? BulutgJTi tanıyor musun? TAYLAN - Ilk sorduklan, "Aydan Bulutgırı tanıyor musun, onun ıfade- smı doğrular mısın r ' oldu Aydan Bulutgıl Banş Derneğı davasında bır numaralı delıl teşkıl eden ıfadenın sa- hıbı kışı TKP davası çerçevesınde venlmış bır ıfadeydı bu Aydan Bu- lutgıl adb kışının ıfadesıne dayanıla- lanma teller bağlayıp elektnk verdıler Yaklaşık ıkı saat kadar sürdu elektnk- le ışkence - V ûcudunuza elektrik verilirken ne- ler duydunuz? TAYLAN - Vucuduma elektnk ve- nlmesı sonucu oluşan duygu, o ana kadar lanımadıgım bır şeydı Bu an- lamda çok urkutucüydu Çok acı du- yuyordum Aanın yanı sıra ganp bır kuruma duygusu Sankı ıçımın suyu buharlaşıyormuş gıbı Sankı yoğun- laşıyormuşum gıbı Sankı bütün göv- demin suyu katıya dönüşüyormuş gıbı Sankı govdem kuruyormuş, ufalıyormuş, büzuşuyormuş gıbı Sankı kanım pıhtılaşıyormuş gıbı Bu duygularla bırlıkte şıddetlı bır susama duyuyordum Aynca acıdan avazım cıktığı kadar bağınyordum Neyse bır süre sonra bu ışkence bıttı ve benı ye- nıden hucreye attılar Ertesı gün yıne gozlenmı bağlayıp sorgu odasına çı- kardılar Vucuduma yenıden elektnk rek ındınldığım alt katta gozlenmı açıp uzenmdekı saat, aly ans, kemer gı- bı eşvalan çıkartmamı soyledıler Lze- nmden çıkanlan da bır kağıda yazı- vorlardı Bır ara kâğıda gozüm takıldı Baktım alvansımı yazmamışlar Bu- nun uzenne ' Bu lıste eksık, alyansı da yazın" dedım Scn mısın böyle dıyen "Bız hırsız mıyız ulan" dıyerek uzen- me çullandılar ve epeyce dovduler Ondan sonra da bır hucreye attılar - Nasıi bir >erdi bu hûcre? TAYLAN - Çok küçuktü 1 metre- kare boyutunda zıfın karanlık bır yer- dı Sabahtan sabaha yanm ekmek ve 50 gram reçel venyorlardı 24 saatte verdıklen yalnızca bunlar Bır bakı- ma aç bırakıyorlardı Bır taraftan aç- hk, bır taraftan zıfın karanlık Aynca 24 saatte bu- tuvalete çıkartıyorlardı Dığer zamanlarda tuvalet gereksınımı duyduğunuzda sızı yalvartmaya, mumkunse uzennıze yapmaya zorlu- yorlardı Hücrede ıdrar kabı olarak kullanacağmız, orneğın bır süt şışesı de yoktu Zaten ıçenye hıçbır şey ver- mıyorlardı Buarada çeşıtlı bahaneler- le tekme tokat saldınyorlardı Amaç- rak açılmıştı butun bu davalar Bız Banş Derneğı davasında da bu ıfade- nın temel dehl sayılması sonucu yargı- lanıyorduk Bu arada bana TKP üyesı olduğuma daır bır ıfade ımzalatmak ıstedıler Benı Aydan Bulutgü'ın ıfade- sını doğrulamaya ve TKP uyesı oldu- ğuma daır bır ıfade ımzalatma>a zor- lamalannın nedenı şuydu Boylelıkle Banş Demeğı'nın TKP uyelen tara- fından yönlendınlen ıllegal bır orgut olduğunu ıspatlamaya çabşıyorlardı Bunun uzenne bu konuda mahkeme onunde ıfade verdığımı zaten oraya da mahkeme salonundan abrup getı- nldığımı, onlann ıstedığı gıbı gerçek dışı ıfade vermeyeceğımı, hazırladıkla- n gerçek dışı ıfadenın altına da ımza atmayacağımı. kaldı kı mahkeme önünde ıfadesı abnmış kışının aynı ko- nuda pobste sorgulanmasının yasadışı olduğunu soyledım - Ne yaptıiar o zaman? TAYLAN - -Çakal", 'ıbne', 'puşf, 'ıt', gıbı kufurler ederek, "Bu ımzayı atacaksın, atmazsan sağ çıkamazsm" dıyerek uzenme saldınp vurmaya baş- ladılar Ardından el ve ayak parmak- vermeye gınştıler Bır anda karar ve- np, "Tamam, kesın, ıstedığınız ıfadeyı ımzalayacağım" dedım ve hazırladık- lan gerçek dışı ıfadeyı ımzaladım Adli tıp raporu - Sonra nereve götûrûldünüz? TAYLAN - Oradan adb tabıplığe gotüruldum Benı oraya göturen po- bsler ıle adb tabıp once aralannda bır şeyler konuştular Derken adb tabıp benı hıç muayene etmeden, ışkence görmedığıme daır bır raporverdı Adb tabıpten bu raporu aldıktan sonra be- nı Mamak Asken Cezaevı'ne goturup leslım ettıler - Orada size şiddet uygulandı mı, iş- kence yapüdı mı? TAYLAN - Orada once kafes de- dıklen yere konuldum Üç tarafında duvar, on tarafında demırparmakbk- lar olan bır yerdı kafes dedıklen Kafes ıçınde kaldığım 48 saatbk sure- de surekb tekme, tokat, cop yedım Öylesıne dövuyorlardı kı. ellennız dır- seklennıze, ayaklannız dızlennıze ka- dar moranyor Bu arada bır de dışımı kırdılar Ben solak olduğum ıçın sol kolumu kollamaya çabşıyordum Sa- kat kabrsam, resım yapamazsam endı- şesıyle yapıyordum bunu İlk gun yıyecek hıçbır şey vermemışlerdı Ikın- a gun oğleyın bır tas çorba verdıler Bu yemek fasbndan sonra yenıden da- yak fasb başladı Ben o arada bayılmı- şım Kendıme geldığımde yatüğım yerden benı kaldınp yenıden koğuşa gonderdıler Mamak'ta 6 ay kadar kaldım Her an, her bahaneyle bayıltı- bncaya kadar dovulüyorduk Koğuş- larda sürekb arama yapıp dovüyorlar, asken eğıtım yapünp dovuyorlar, sa- yım yapıp dovuyorlar, karavana al- maya gıdıyor dövuluyorsunuz Sonra dondurucu soğukta ve kar altında sı- nlsıkJam terleünceye kadar koşturup, "Soyunun" dıyorlar Terb ve çıplak vucudunuzla. dondurucu soğukta, sa- aüerce bekleübyorsunuz Tabıı vücu- dunuz mosmor kesıbyor Koğuşlara gıderken yıne dovüluyorsunuz Aynca uzenmıze kurt köpeklennı saldırtük- lan da oldu Surekb ve sıstemb bu- şıd- det uygulanıyordu Mamak'u - Böylesine bir şiddet uygulaması na- sıl izkr bmkıyordu insaniar uzerinde? TAYLAN - Zaten pobs ışkencesın- den geçıp gebnışler insaniar oraya Kımılennın beb kınbnış, kımılen çeşıt- b yerlennden sakat kabnış Bır de orada boyleane sıstemlı ve sürekb şid- det uygulaması alünda kalınca fızık- sel, hatta ruhsal sağbklannı yıünyor- lardı Çoğunun ellen ütnyor, bazılan- nın ellen tutmuyordu, sankı felçb gıbıydıler Çoğunda mıde ve bağır- sak hastabklan oluşmuştu surekb ge- nbm ve korku altında tutulmaktan Kımılen uykusunda, "Durun, yapma- yın, vurmayın, elektnğı kesın, ıstedığı- nız ıfadeyı vereceğım, ımzalayacağım" şeklınde sayıklarlardı Bır anlamda ış- kence sırasında yaşadıklannı yenıden yaşarlardı Uyurken sankı taş oğutur gıbı dışlennı gıcırdatanlar, haykırarak uyananlar pek çoktu Gerek pobste gerek Mamak'ta yaşadıklan bu up ız- ler bırakmışü insaniar uzennde - Mamak'tan nereye nakkdikUniz? TAYLAN - fstanbul'a Sağmalalar Cezaevı'ne O sıralarda Banş Derne- ğı davasının ıkına dönem tutuklaması başlamıştı Sağmalalar Cezaevı'nde ıkı yıl kaldım Cezaevinden, çok uzak mesafelerdekı mahkeme salonlanna götunılduğümuzde bır başka tur ış- kence yaşardık Örneğın cezaevinden çıkanbrken Banş Derneğı davasının tutuklulan olarak bırbınmıze zınarle- nırdık Kelepçelenme değıl, basbayağı zmarlenme Ikışer ıkışer yan yana dı- zıbyorsunuz önce zıncırler bıleklen- nıze ıkı kere dolanıp canınızı aatacak, gozünuzü yaşartacak derecede sıkıbp İubtlenıyor Sonra zınarler ıkışerb sı- ranın ortasından geçınbp, bu ıkışerb çıftlen bırbınne bağbyorlar Hatta bır keresınde zınar uzun gehnışü de as- kerler, zınan Gencay Saylan'm boy- nuna dolayıp bağlamışlardı Bu zıncır- lenme fasbnın ardından her tarafı kapab teneke kutu bıçımındekı cezae- vı arabalanna bmdınbrdık Ancak 5-6 kışı alabılen bu arabalara 10-12 kışı babk ıstıfı gıbı bındınlırdı Bır taraftan havasızbk, bır taraftan sıkışıkbk, bır taraftan zmcır Bu şekılde mahkeme salonlanna saatler süren yolculuklar- dan sonra gıdıp gebrdık Böylesine yolculuklarda fenalaşan, baygınbk ge- çıren arkadaşlanmız olurdu Örneğın Ab Sırmen. Huseyın Baş, Tahsın Us- luoğlu gıbı arkadaşlanmızın fenalaştı- ğını, baygınbk geçırdığını anımsıyo- rum Yıne Metın Özek, Ab Taygun, Haluk Tosun gıbı arkadaşlanmızla bırbınmıze zıncırlendığımızı anımsı- yorum Bır keresınde bu şekılde mah- keme salonuna götürulürken gazetea- ler fotoğrafimızı çekmeyı de başarmış- lardı - Bütün bu yaşadıkJannız sizin ve ai- lenizin üzennde ne gibi etkiler bıraktı? TA\ LAN - Bundan bırkaç yıl once bır sergım nedenıyle Ankara'daydım O gunlerde televızyonda Arjantın'- dekı ışkencea subaylann ayaklanma- sıyla ılgılı bır haber gostenlmıştı İşte o haben ızlerken, o zaman 5 yaşındakı oğlum annesıne, '"Annecığım, babam ıyı kı Arjantın'de değıl de \nkara'da Generaller onu bulamazlar değıl mı'''" demış Bu olay sorunuzun karşılığı olur sanınm YAR1\: SELDA Deprem: Sıra nerede, ne zaman? A. SOLMAZ MARŞAN ÎMO Istanbul Şubesı Yoneton Kurulu aduuı 13 Mart 1992 Cuma akşamı yaşa- nan afet ulkeyı acıya boğarken. başta Istanbul olmak uzere buyuk kentler- den bırçok kışı bulabıldıklen her çeşıt vasıtayla Erzıncan'a ulaşmaya, yakın- lannı bulmaya, sağ ve esen ıseler alıp yanlanna getınneye gıttder. Günlerce TV'de ve basında, özelbk- le "kurtarma çabşmalan" ıle yer alan 2 Erzıncan depremı, gozler onune se- nlen trajık tablolann zorlaması ıle en duyarsız keamlerde bıle "Neden böyle bır sonuç ortaya çıktı 7 " sorusunu aİcla getırdı Ve "araba kınldıktan sonra yol gosteren çok olur" atasozunde ol- duğu gıbı ılgjlı-ılgısız kışı ve çevreler, doğru-yanbş pek çok şey soyledıler, yazdılar Yoğun olaylann yaşandığı dünyamızda ve ulkemızde bır süre sonra kaçınılmaz olarak gundeme başka konular gırdı Ülke kamuoyun- da. basın-yay ın organlannda arka pla- • Ulkemızde yakın zamanda yaşanan depremler bakımından şansh olduğumuzu söyleyebılinz! Çünkü deprem nskı çok yüksek olan ve tanhte büyük deprernlenn etkısınde kaldığı bı- hnen Istanbul, İzmır gıbı buyük kentlenmizde son yıizyıl ıçın- de oldukça sakın bır dönem yaşanmıştır. na ıülen Erzıncan "unutulan kent deprem de bır sonrakı faaaya kadar "unutulan afet" oldu Oysa deprem, ulkemız ıçın surekb var olan doğal afetlenn başında gel- mektedır Bınlerce yıldır varbğmı sur- duren bu doğal afet, yerkure var ol- dukça geçerb olacakür Ulke toprak- lannın yuzde 92'sı, nufusun yüzde 95'ı deprem bolgelen ıçınde kalmaktadır Bundan once de bu topraklarda bu- y uk depremler yaşanmıştır Yanı dep- rem, bırlıkte yaşamak zorunda oldu- ğumuz bır nesnelbk olup sorun, alına- cak onlemler ıle can ve mal kayıplanm azaltabıbnektedır Üstelık butun dünyada olduğu gıbı ulkemızde de deprem nskı bıbnebıbr durumdadır Deprem oncesı abnması gereken uzun ve kısa vadeb onlemler, deprem anında ve deprem sonrası ab- ııacak onlemler de bıbnmektedır Ay- nca Bırleşmış Mılletler, 1987 yıbnda 1990-2000 yıllan arasını butün dunya- da "Doğal Afet Zararlannın Azalül- ması On Yıb" ılan etmış, Avrupa Topluluğu ıçensınde ve Turkıye'de buna bağb alt orgütlenmeler yapıbnış- tır Doğal afet başlığı altında elbette deprem önemb bır yer tutmaktadır "Pekı, bunlara rağmen sonuç neden boyle oldu 9 " sorusu herhalde hemen aklagebyor Karunuzca bunun yanıtı, "İnsan va- şamına ve ulusal varbklara gerçekten onem vermek. değer vermek, bu kaygı ıle butun bıbnen ama ahnmayan ön- lemlen hızla gerçekleşürmek" dıye ıfa- de edılebılecek erk kullanımının eksıklığıdır Kamuoyunun da can gu- venbğı ıle bırebır ılgılı bu konuda mer- kezı ve yerel yoneumlere baskı unsuru oluşturması gundemden düşen traje- dının belleklerden sıbnmesıne ızın ver- memesı, "nasıl olsa bır şey olmaz" duşuncesınden vazgeçmesı gerekbdır Ulkemızde yakın zamanda yaşanan depremler bakımından şanslı olduğu- muzu söyleyebılinz 1 Çunku deprem nskı çok yuksek olan ve tanhte buyuk depremlenn etkısınde kaldığı bıbnen İstanbul, Izmır gıbı buyuk kentlen- rruzde son yuzyıl ıçınde oldukça sakın bır donem yaşanmıştır 1990 nufus sa- >ımlanna gore Erzıncan ıbnde nufus artışı (-)'dır İl 299 251, ıl merkea ıse 91 772 nufusludur Yanı orta buyuk- lukte sayabıleceğımız kentlenmızden bınydı Erzıncan 13 martta yaşanan deprem daha öncelen ağırbkb olarak kırsal alanlarda yaşananlardan farklı olarak başıboş yapılanma sureanın var olduğu bır kentte vukubulmuştur Erzıncan depremı, bu açıdan da ıb- ret abnması gereken bır olaydır 90 bın nufusla, 4-5 katb yapüaşma ıle yaşa- nan yetersızbk ve denetımsızhkler uya- ncı olmabdır Erzincan depremi ve İstanbul tnşaat Muhendıslen Odası (İMO), afet ortaya çıküktan sonra değıl, bı- lımselbğın gerekürdığı ongoru ıle on- ceden merkezı ve yerel yonetımlen uyannaya, kamuoyunu bu doğrultu- da aydınlatmaya çabşmıştır Örneğın 4Mayıs 1991 tanhmde yapılan "İstan- bul ve Deprem Sempozyumu' bu açı- dan ozel onemı olan bır etkınbktır Erzıncan depremı sonrasında oluş- turulan İMO heyeünın bızzat yennde >apüğı ıncelemelerle de desteklcnen goruş ve onenlennı çeşıtlı vesıleler ıle dıle getırmışür SLHECEK POLtTİKAVEÖTESİ MEHMED KEMAL Mavi Tülden Bir Perde... Halk Partısı 1970'lerde beledıye seçımlerını sırtı sırtına kazanıyordu Kartal'da genc ressamların, boş bulduğu du- varlara resımler yaptığını gordum Korkmadan, çekınme- den dıledıklerı gıbı duvarları susluyorlardı Bunlar, ateşlı ve çalışkan akademı oğrencılerı ıdı Kartal Beledıye Baş- kanı Mehmet Alı Buklu ye, "Bunlar ne" dıye sorduğumda, "Kentı susluyoruz" de- mıştı O yıllarda Buklu de gencler kadar ateşlıydı Ramız Yılmaz ve Salıh Turan ıle arkadaşlarını o yıllarda tanımıştım Ramız'ınbırçoksergısını gordum Bugunede- ğın 21 sergı açmıştı Sonuncuyu anlatmak ıstıycrum Resım, Ramız ın aklına bırdenbıre gelmıyor, Hasanoğ- lan, ivrız (Konya) Öğretmen Okulu'nda okurken resımle karşılaşıyor Başlıyor resım yapmaya Gazı Eğıtım'e gel- dığınde resım bolumune gırıyor Bır yandan resım yapı- yor, bır yandan da okuyor Camus, James Joyce, Dosto- yevskı, Şolohof Cahıl adam resım yapamaz, resım, okumayla beslen- melıdır ' Bedrı Rahmı Eyuboğlu ndan bu yana resmımızde bır Karadenız kuşağı var Hangı unlu ressamımıza el atsanız, doğum kutuğunde Karadenız çıkıyor Ramız Aydın da Gı- resun ılımızın Gorele ılçesınden (1937 doğumlu) Gazı Eğıtım'e gırıyor, bıtırıyor Marmara Unıversıtesı'- nın resım bolumunde oğretım uyesı (Doçent) Ramız, eğı- tımcılığının yanı sıra resım çalışmalarını da aralıksız sur- duruyor Onun ıçın çok uretken çokdoğurgan.çokyaratıa bır sanatçı denılebılır Bu, açtığı sergılerden de (21 kışısel sergı) bellıdır Sanatçı, ıçınden çıktığı ve yaşadığı dunya- nın resmını yapıyor Sergısınde tuvallerı karşınıza alıp bır de sıgara tellendırdığınız zaman bu dunyayı yakalarsınız Şoyle sıralayalım, genış ve yaygın bır kırsal kesım, bu ke- sımın ınsanları, Anadolu nun belırgın kırlığı, kır yaşamı Burada donup kalmaz, gıttıkçe açılır, yayılır Renkler bır ata bınıp, duz ovada seğırtır gıbıdır Bu yayılış ressamın yapıtlarında konu olarak da ağırlık taşır Seyırcı ıle ressam arasındakı ıletışım bu noktada başlar Yaşamına bakarsanız, çocukluğu, orta, doğu, kuzey Anadolu'da geçmıştır Bunlar elbette resmıne yansıyacak- tır Surrealızmden realızme doğru her resmı, denemıştır. Şımdılerde sevdığı şaır Pır Sultan Abdal, sevdığı res- sam Cıhat Burak mış Nedenını sormuyor, her ıkısı de deiı dolu değıl mO Sevmesıne bu yeter' Benım resmım başkasma benzemez, kendı resmım- dır dıyor Resımlerıne eleştırel bır gozle bakılmasını ıstı- yor Resımlerınde koyler var, kentlerdevar Amagenede en çok sevdığı yerler kırlıktır, kırlardır "Bozkır mı?" dıyorum 'Evet, ta kendısı'" Şolohov'un uç cıltlık' Ve Durgun Akardı Don" adlı roma- nınıçoksevıyor Bu romanda butun bozkır var Şolohov un romanını onun ıçın çok sevıyor Şolohov kırları yazmış Ramız res- mını yapıyor Fakır Baykurt, Yaşar Kemal onu etkıleyen yazarlardan Gerçekten de Bılım Sanat Galerısı nde açtı- ğı sergıyı (21 mayıs-10 hazıran) gezerken dedıklen goru- nuyor Kocaman tuvallerın onunde canlı bıçımler fıaurler, jjonular var Ondan sonra gozalabıldığıne boşluklar goru- nuyor Boşlukları, ayışığı ılesusluyor Buraları özellıkle mı boş bıraktın" dıye soruyorum Gozlerı renklerın bılıncıyle guluyor Şoyle anlatıyor Ayı- şığı, nesnelerın rengını dokusunu ve yapılarını orten mavı tulden bır perde gıbıdır Mavı ve grının yoğunluğunda ye- nıden butünieşıp varolan bır evrenın tanıklığını yapmaya çalıştım " Demırel de koyden gelme değıl mı? Onu da şoy- le tanımlıyor Onundeğışımıkıtaplardan.okudukçadeğışı- yor Kıtaplardan korkmamalı " Oysa kıtapları cezalandı- ran bır ulkede değıl mıyız? BULMACA 9 SOLDAN SAGA: 1/ Unutulmaması gereken şeyler ıçın konulan nışan. 2/ Yıyeceğı ortaklaşa saglanan toplantı 3/ Bır tür kalın ve ağır çızme Rad- yum elementının sımgesı. 4/ Çıt, perde. Bakanlar kurulu 5/ Osman- lılar dönemınde Roma kentıne ven- len ad. Sus. 6/ Stendhal tarafın- dan, bu- yazarın kendı kışılığıne ılışkın olarak yap- tığı çozumsel ıncelemeyı belırtmek ıçın kullanılan tenm 7/ Kalaba- hk.. Göstenş, caka. 8/ Yoksullara yiyecek dağıtan hayır kurumu... Su. 9/ Eğrı kulesıyle ünlü kent... Bir olayda bırbırı ardınca görulen de- ğısık durumlann her bın YUKARIDAN AŞAĞ1YA: 1/ Ah- lak Kalın bukulmuş sıcım 2/ Ja- ponlara ozgu kâğıt katlama sana- tı. 3/ Iskambılde bır kâğıt Karbonath kumtaşı. 4/ Uzak Bağ budamaya ya da ağaç kesmeye yarayan bır tur eğn bıçak 5/ Sadrazamlann ya da çeşıth devlet adamlannın padısaha ver- dıklerı armağan 6/ Bağışlama Salgı oluşturan organ. Bır cetvel turü. 7/ Olağanustu çekıcılığı olan hderlerın kendısıne ve kışılığıne, yandaşlannca yakıştırılan buyuleyıcı güç ve ye- tenek 8/ Itırlı bır bıtkı. Bır makyaj malzemesı. 9/ Adın du- rum eklerınden bın. Kumul Kolejleıe, Anadolv Liselerine Hazıılananln!., LİSKUR T ERENKÖY Kantarcı Rıza Sk i ° l 0 363 77 86 - 359 30 68 - 356 04 44 HİÇ BİR YERDE ŞUBEMİZ YOKTUR.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle