Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 MAYIS1992 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
NazımVakfi'ndan
açıklama
• TKültür Servisi- Nânm
Hikcmet Kültür ve Sanat
Vakfı Yönetim Kurulu, Milli
Eğii.im Bakanlığı Talim ve
Terfciye Kurulu'nun
aralannda Nâzım Hikmet'in
de y-er aldığı bazı yazarlara
yön^lik "veto" karannı
protestoetti. Yönetim
Kurulu adına vakıf genel
sekreteri Kı>TnetCoşkun'un
yaptığ) açiklamada.
"Yasaklann kaldınlmasına
ilişkJn Millı Eğitim Bakanı
KöksaJ Toptan'ın umut verici
açık. lamalanna karşın,
"Bakanlık bünyesindeki bir
kurulun aldığı bu kaygı verici,
çelişkili karar çağdışı bir
zihniyetin ürünüdür. Bu
çelişJcinin gidenlerek
ülkemizin gururu olan
ulusJararası değerlerimize
konan utanç verici yasağın
kaldırılmasını, Nâzım
Hıkmet'lenn. Aziz Nesin'lerin
Rıfat Ilgaz'lann ders
kitaplanndaki yerlerini
alarak çocuklanmıza
okutulmasını bekliyoruz"
dendi.
Sombahar'da
buay• Kültiir Servisi- Şiır dergisi
Som bahar'ın son sayısı, iki
öze! bölümden oluşuyor.
Bunlardan ılki, önceki sayıda
başlayan "Modernizm,
Moderrı Şiir. Türk Şiirinde
Modernizm Kavramı" adlı
dosya. Fkinci özel bölüm ise
Tuğrul Tanyol'a aynlmış.
Hakan Sazyek'in
"Poelikanın Bireyselliği ve
Biçimleri" başlıklı yaası,
Gazanfer Eryüksel'in Cezmi
Ersöz'ün son kitabı
"Şehirden BirÇocuk Sevdin
Yinc" ûzcrine ve Murat
Yalçin'ın Merih Akoğul'un
"Son Dokunuş'adlıkitabına
ilışkinyaalanda
Sombahar'ın bu sayısında
okunabilir. Bu sayının şairleri
ise Haydar Ergiilen, Turgay
Kantürk, Orhan Alkaya,
Şavkar Altınel. Roni..
Margulies. Kübilay Ünşal,
Scrdar Koçak. Nilgün Üstün,
Yavuzer Çeünkaya. Ahmet
Öçal, İlyaz Bingüî. Deha Nur
imgehan ve Sıbel Kayalı.
Pascal öldü
• PARİS(AA>- Fransızses
ve sınema sanatçısı
Jean-Claude Pascal dün
sabah geçirdiği bir seri
ameliyatın ardından öldü.
Gerçek adı Jean-Claude
Vılleminot olan Pascal,
"Nous Les Amoreux" adlı
şarkıyla 1961 yılı Eurovision
Şarkı Yanşması'nda
birinciliği kazanmıştı. Uzun
bir iiyatro vesinema
o> unculuğu geçmışine de
sahip olan Pascal. tiyatro
oyunu " La Dame Aux
Camelias-Kamelyalı Kadın"
adlı oyunda Edvvige Feuillere
ile, sinemada ise "Un Caprice
De Caroline Cherie-Sevgili
Caroline'ın Kaprisi'" adlı
filmde Martine Carol ve "Le
FilsDe Caroline
Cherie-Sevgili Caroline'ın
Oğlu" adlı filmde de Brigitte
Bardotilebaşrolü
paylaşmıştı. 24ekim 1927
tarihinde Paris'tedoğan
sanatçı. sanat hayatına
1949'dabaşlamıştı.
Cazaiar toplandı
• Kültür Servisi-Caz derneği
kuruculan önceki
gün yaptıklan bir basın
toplanüsıyla derneğin
kuruluşamaçlannı ve
faaliyetlerini açıkladılar.Ece
Bar'ın Arnav utkö> 'dekı
binasında yapılan toplantıya
derneğin kuruculan ve
üyeleri olan caz
sanatçılankatıldı.
Dernek başkanı Neşet
Ruacan
konuşmasında.cazın" bir
düşünce müziği" olduğunu
vurgulayarak.hedeflerinin
özellikle ünıversıte gençlığine
ulaşmak ve bilinçli
dinleyici kitlesini artırmak
olduğunu bildirdi.Bu amaçla
programlar
hazırladıklannı da söyleyen
Ruacan, (stanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı
Nurettin Sözen'le
görüştüklerini ve
kendisinden derneğe yer
sağlanması konusunda
yardım sözü aldıklannı da
belirtti.
Dostlar
Ankara'da
• Kültûr Servisi- Dostlar
Tıyatrosu, Türkiye'de ilk kez
Nâam Hikmet'in 90. doğum
yıldönümü etkinlikleri
çerçevesinde sahnelenen
"SevdahBulut"ul3
mayıstan başlayarak
Ankara'da, Küçük
Tiyatro'da Ankaralı
sanatseverlere sunacak.
Mehmet Ulusoy'un yönettiği
"Sevdalı Bulut", pazartesi,
sab, çarşamba, perşembe ve
cuma günleri saat 20.30'da,
cumartesi gûnü 15.00ve
20 30'da, pazargünü saat
15 00'te sahnelenecek.
Sait Faik Hikâye Armağanı'nı *Elveda Alyoşa' ile kazanan Oya Baydar:
'Alyoşa' 60'lara hüzünlü bîr selamKültür Servisi- On bir yıldır
Federal Aimanva'da siyasal
göçmen olarak yaşayan Oya
Baydar, orada yazdığı "El ve-
da Alyoşa" adlı öykü kitabıyla
bu yıl'ki Sait Faik Hikâye Ar-
mağanı'nı kazandı. 12 Eylül
1980'den önce arandığı için
>urtdışına çıkmak zorunda ka-
lan Ba>dar,iki hafta sonra Tür-
ki>e">e kesin dönüş yapacak.
On bir yıllık siyasal göçmen-
lık dönemınde Doğu Avrupa'-
daki siyasal çalkantı ve dönü-
şümleri çok yakından, kimi kez
içinden yaşayan yazar, sosya-
lızm uvgulamasının "bir mode-
linin' çöküşünün yakın tanığı
oldu. Berlin Duvan'nın önce
delinip sonra yıkılışını ve Al-
man toplumunun her iki ya-
kasındaki etkilerini. sonuçlannı
"taraflf birgözlemci olarak izle-
dı. "Elveda Alyoşa" 1989 son-
bahannda doruğuna çıkan si-
yasal çalkantılann dolaysız ya-
şanması sırasında edınilmiş iz-
lenim ve gözlemlerden yola çı-
karak yazılmış öykülerden olu-
şuyor. Yaşamının çok uzun bir
dıliminde kapitalizmden sosya-
lizme nasıl geçileceği sorusuna
>azılan>la ve eylemiyle yanıt
aramış bir aydının, Doğu Av-
rupa'da sosyalizmden kapila-
lizmc geçiş >a da dönüş 'gerçe-
ğini, yasarken keder, öfke, inanç
\e umutlardan örülmüş bu öy-
külen>lc :>orunun sait politik
bovutlardan oluşmadığını da
gösterivor.
Oya Baydar'a göre Alyoşa'-
va "elveda" demek, geçmişini
eleştiren. düşünceleriyle he-
saplaşan jazann. yanhşlanna
rağmen geride kalmış güzellik-
lcrc duyduğu umutlu bir öz-
lcm... "O insanın yaşadığı top-
lıımun sijasal. düşünsel ve etik
geçmişini anımsama..."
Ödülü kazandığını öğrendik-
ten sonra Oya Baydar, telefon-
da sorulanmızı yanıtladı:
- Genclik döneminizde "AUah
Çocuklan l nurfu" adlı bir ro-
man denemeniz vardı. Hafta bir
ara sizden Türk Sagan'ı diye söz
edilmişti. Sonra "Türkiye İşci
• 12 Eylürden sonra
yurtdışına çıkmak
zorunda kalan Oya
Baydar, iki hafta son-
ra Türkiye'ye kesin
dönüş yapacak. Bay-
dar'a göre "Elveda
Alyoşa", 60'lar ku-
şağının geçmişe hü-
zünlü bir selamı.
"Ama" diyor Bay-
dar, "Güzel ve özgür
bir dünya özlemi ve
umudu ölmedi". Oya
Baydar, şu sıralar
"Hiç Bir Yere Dö
nüş" adlı yeni bir ki-
tap yazıyor. Son
yazdığı "Kedi Mek-
tuplarf adlı romanı
ise önümüzdeki gün-
lerde yayımlanacak.
Sınıfı Tarihi"ni yazdınız. Yeni
Ortam'daki günlük yazüar geldi
ardından. Sonunda da "Elveda
Alyoşa". Edebiyatla başlayan,
siyasi çalışmalarla süren sonra
yeniden edebiyata dönen bir çiz-
gj. Bunu nasıl açıklıvorsunuz?
- Çok gençken, 17-18 yaş-
lannda roman denemelerim
oldu. Ama değerli ürünler de-
ğıllcrdı. Biraz heves, biraz özen-
ti. Romanın büyük bir birikim
ışi olduğunu neyse ki çabuk
kavrayıp bıraktım. Sonra
1960'larda aktif sosyalist politi-
kaya katıldım. O olağanüstü
dönemde başka türlü yapmak
mümkün müydü? Sosyalizm,
evet bu uğurda mücadele bir
yaşam biçimi. hatta yaşamın ta
kendisi oldu. Böyle bir yaşam
ise edebiyata pek yer bırakmı-
yor. Edebıyat ise bir konsant-
rasyon işi. Sonra gördüğünüz
gibi 25-30 yıl sonra yeniden
edebiyata döndiim. Aslında bir
kopma değil, bir süreklilik var
benim çizgimde. İlk denemele-
rimde eksikliğini duyduğum bı-
rikimı. daha sonrakı yıllarda.
hele de sürgünde gecen şu son
on yıl içinde edindiğimi sanıyo-
rum. Bu defa bu birikimle dö-
nüyorum edebivata.
- Ceçmişte yaşanan dönetn
daha umutlu. daha zengin bir dö-
nem miydi? OŞkülerde bu sezili-
yor. Kitabın adı da (Elveda Al-
yoşa) bir hüzün taşıyor. Yanılı-
yormuvuz?
- Dünya bir altüstlük. bir
yıkılıp yeniden kurulma, bir ge-
çiş dönemi yaşıyor. Örneğin.
buralarda değerli, pahalı tarih
ve coğrafya kitaplan. ansiklo-
pediler o kadar ucuzladı kı şa-
şarsınız. Çünkü kimse alrruyor.
Tarihin yeniden yaalmasını ve
coğrafı sınırlann yeniden çizil-
mesini bekliyorlar galiba. Işte
böyle müthış bir dönem yaşıyo-
ruz. Bugünden bakınca, hele şu
kan revan içindeki dünvayı, iç
savaşlan, milliyetçiüğin. şove-
nizmin tırmanışını, kapitaliz-
min hak edilmemiş ve sahte za-
ferini gördükçe. geçmişteki ya-
şamın daha umutlu olduğunu
düşünüyor insan. 1960'landü-
şünün, yani daha güzel, daha
insanca, özgür, sömürüsüz bir
dünya umudumuzu düşünün...
Umut ve başkaldınnın bir ya-
şam biçimine dönüştüğü dö-
nernlerdi onlar... Belki gençler
değil ama biz 60'lar kuşağı o
günlerin özlemini ve o günlere
dönemeyecek olmanın hüznü-
nü yaşıyoruz. "Elveda Alyo-
şa". bu geçmişe hüzünlü bir se-
lam gerçekten de -ama, bu
amanın altını çızıyorum- daha
güzel, özgür. eşitlikçi, her türlü
aynmcılığın kalktığı bir dünya
özlemi \e umudu ölmedi. Sade-
ce buna varmarun yollannda
biraz ikircikliyiz şimdi. Ama
ben yollan bulacağımızı ve bul-
mâk zorunda olduğumuzu dü-
şünüyorum.
- Sosyalist dünyadaki değişi-
mi vıırtdtşında. belki olaylara
daha yakın bir ortamda yaşa-
manız, düşünraeniz kitaptaki
yaklaşunmızı etküedi mi?
- Yurtdışında, hem de on bir
yıl boyunca kendi isteğimle de-
ğil de sürgünde yaşamak "Elve-
da Alyoşa" hikâyelerini çok et-
kiledi. Sürgün yaşamı ol-
masaydı, bu kitap da olmazdı
diyebilirim.
Öte yandan, sosyalist dünya-
da olup bitenleri, içinde yaşa-
mak da kitaptaki 'Branden-
burg Kapısında Ölüm' başta
olmak ûzere pek çok hikâyenin
ana konusu oldu. Türkiye hâlâ,
biraz kendi içine ve kendi de-
ğerlerine kapanmış bir ülke. Bu
açıdan da kitabın yurtdışının
damgasını taşıdığını söyleyebi-
lirim.
- Şu sıra ne yazıyorsunuz?
- Şu sıra baskıda olan bir
romanım var. adı "Kedi Mek-
tuplan". Bir de yeni baş-
ladığım, uzun hikâye mi, kısa
roman mı bilmiyorum. "Hiç
Bir Yere Dönüş" adlı bir çalış-
mam var. 'Hiç Bir Yer' biliyor-
sunuz ütopya demek. "Kedi
Mektuplan"nda beş kedi kendi
aralannda koku mektuplanyla
mektuplaşıyorlar. Ama kahra-
manlan her ne kadar kedilerse
de ınsan nedense hep kendini
anlatıyor.
- Sizin gözünüzle Sait Faik?
- Sait Faik'i önce "yazmasam
çıldıracaktım" duygusunu pay-
laştığım için seviyorum. Sür-
günde yasarken Türkiye'den
ilk ısmarladığjm kitaplar arasın-
da Sait Faik'in hikâyeleri vardı.
Sait Faik'in hikâyelerin-
deki, gerçekle gerceküstünün o
hiç zorlamasız birliğı tıeni hep
etkilemışti.
Elveda Alyoşa j Oya Baydar /
Cem Yayınları j 171 sâvfa I
18000 TL.
SANAT GALERÎLERÎNDE BIR GEZÎNTÎ
Yeni bir galeri
Kadıköy yakasında yeni bir
galeri gecen hafta içinde kap-
samlı bir sergi ile yaşamına
başladı: Başak Sanat Galensı.
Caddebostan'da bulunan gale-
ride 20 mayısa dek Osman
Hamdi, Hoca Ali Rıza, Hikmet
Onat. Nazmi Ziya, Ayvazovs-
ki, İbrahim Çallı, Nurettin Er-
güven, Kolağası Galip. Kola-
ğası Ahmet Şekür, Eşref Üren,
Nihat Akyunak, Emin Paşa.
Ruhi Arel. Şefer Akdik, Namık
İsmail, Turgut Atalay, Pertev
Boyar, Ziya Akbulut, İbrahim
Safı, Hamit Görele. Elif Nacı,
Vecihi Bereketoğlu. Kemal Ze-
ren, Seyfı Toray, Fuat Soyhan,
Ziya Keseroğlu. Haşmet Akal
ve Şefık'in yapıtlan yer alıyor.
Galeri, Bilim Sanat GaJensi'nin
sahibi Nevzat Metin'e ait. Me-
tin, Başak Sanat Galerisi'nin
bundan sonraki çizgisinin de bu
ilk sergideki gibi olacağını belir-
terek şunlan söylüyor: "Başak
Sanat Galerisi'nde Türk resmi-
nin artık yaşamayan öncüleri-
nin yapıtlanna yer verilecek.
Amacımız, gerekirse iki resim
sergileyerek, bu galeride Türk
resim sanatının öncülerini tanıt-
mak. Galeride zaman zaman
mini müzayedeler de düzenle-
yeceğiz. Biİim Sanat GaJerisi'n-
de ise yaşayan Türk ressamları-
na yer veriyoruz.'
Karma resim sergisi I Başak
Sanat Galerisi 5-20 mavıs '
Tel:3609964.
Kare'deZeki
Faik Izer
Kare Sanat Galerisi'nin bu
ayki konuğu. Türk resminde
atıhmcı tutumuyla tanınan
ünlü ressam Zeki Faik İzer.
1905 İstanbul doğumlu olan
İzer, 1920"lı yıllardan bu yana
yurtiçinde ve dışında sayısız
sergijekatıldı.
1928 yılında Sanayi-i Nefise
Mekteb-i Alisi'nin en başarılı
resim öğrencisi olarak Paris'e
gönderilen ve burada Andre
Lhote Atölyesi'ne devam eden
İzer, 1933 yıhnda Paris'ten Tür-
kiye'ye dönerek sanatçı arka-
daşlanyla birlikte D Gnıbu'nu
kurdu. Yenilikçi tutumuyla
Türkiye'deki sanat ortamına
farklı bir boyut kazandıran
Zeki Faik İzer, 196O'lı yıllardan
sonra anıtsal soyut çahşmalan-
na ağırlık verdi. Zeki Faik İzef-
in "renkleri" ay sonuna dek iz-
lenebilir.
Zeki Faik İzer resim sergisi '
Kare Sanat Galerisi I 21 nisan-
30 mavıs / Tel: 2474878 -
2404448.
Renklerle ne
yapılabilir?
Ressam Nur Özalp'ın üçün-
cü kişisel sergisi 16 mayısa dek
Arkeon Sanat Galensi'nde sü-
rüyor. 1986 yılında Mımar Si-
nan Üniversitesi Özdemir Al-
tan Atölyesi'nden mezun olan
Nur Özalp. Resim ve Heykel
Müzesi 9. Günümüz Sanatçı-
lan Sergısi'nde başan ödülü ka-
Mürşide İçmeli'nin özgünbaskı resim sergisi 17 mayısa dek Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat
GaJerisi'nde. <Fotoğraf:İBRAHİM GÜNEL)
zandı. . koyduğu kendini (fıgür. kare- karşıhklannı bazen bir tann,
Çeşitli fılmlerde sanat yönet- ler. yuvarlaklar, üçgenler) bu
menliği de yapan özalp, kendi- malzeme ile atmosferler kur-
ni ve sanatını şöyle anlatıyor: mak. benim başlıca ilgi alanım
"Yaşamın çok anlamlı olduğu
söylenemez. Başladığımız ve
sona doğru gittiğimiz bir yolcu-
luk. Yaptıklanmız yaşamı an-
lamdırma çabası. Odülü yapı-
lan anın içinde gizli. Resim
yapmak benim bir kesişme
noktasında durduğum an, geri-
de beni oluşturan şaıtlar bak-
masını öğrendiğim her şey var.
Kendi varlığımı katarak bir
kez daha renklerle, biçimlerle,
çizgiyle ne yapılabilir diye soru-
yorum; çevremde boyalar,
karşımda tuval. Renkler, renk-
lerin hangi biçimlerde ortaya
diyebilirim."
Nur Özalp resim sergisi ,
Arkeon Sanat Galerisi 130 nisan
- lömayıs , Tel: 2599257.
Yağlıboyanın
serüvenleri
Ressam Mahir Güven'in
Teşvikiye Sanat Galerisi'nde ay
sonuna dek sergilenen resimle-
rinde Bizans, Osmanh ve Cum-
huriyet Türkiyesi'nden kesitleri
bir arada görüyoruz.
Biçimsel değişimin yanı sıra
süregelen kültürün yaşamdaki
bazen bir Osmanh mühürü ya
da Cumhuriyet'in yeni insanı
olarak görüyoruz.
Sergi. yağlıboya tekniğinin
usta serüvenlerini verirken.
kurmaya çalıştığı ironi ile gün-
cel konulara da dokunarak
otantik kişiliğjne bürünüyor.
Biçimler dekoratif değil,
yaşamın içinden secilmiş. Re-
simlerde farkb iki leke var.
Günü yaşayan ama tarihi ile
bütünleşememiş batı ben-
zetmeli cumhuriyet insanı top-
lumsal kurumlann çatışması ile
birçızgide.
Mahir Güven resim sergisi /
Teşvikiye Sanat Galerisi ,' 7-30
mayıs ', Tel: 2410458.
İçmeli'den
'Sanatııııın
Oyküsü'
Bilkent Üniversitesi Güzel
Sanatlar Fakültesi öğretim gö-
revlilerinden Mürşide jçrneli'-
nin "Sanatırrun Öyküsü"
başlıklı özgünbaskı resim sergi-
si, 17 mayıs tarihine dek Yapt
Kredi Kazım Taşkent Sanat
Galerisi'nde sürüyor. 1953
yılında Gazi Eğitim Enstitüsü'-
ne Resim-lş öğretmeni olarak
atanan Mürşide İçmeii, 1960
yılında özgünbaskı dalında
ihtisas yapmak üzere Madrid'e
gitti.
Kazım Taşkent Sanat Gale-
risi'ne girer girmez izleyiciyi
karşılayan ilk resim de İçmeli'-
nin bu kentten esinlenerek yap-
tığı 1961 yılı imzalı "Madrid'-
der" resmi... 1962 yılında
araştırmalannı sürdürmek
amacıyla Londra'ya giden
İçmeii, bugüne dek Türkiye'-
nin yanı sıra dünyanın pek çok
ülkesinde sayısız sergi açtı, çe-
şitli bienallere katıldı. DTCF
Sanat Tarihi Bölümü öğretim
görevlilerinden Dr. Kıymet Gi-
ray. şöyle anlatıyor içmeii'yi:
"Mürşide İçmeii imzası. öz-
günbaskı sanatımızda "özgün'
bir sanat biçimini ve çağdaş bir
youmuçağnştınr.
İçmeii. eğitimci olarak, öz-
günbaskı ve grafik sanat-
lannın. sanat dallan arasmda
bağımsız öğrenime katıhnası
için çaba harcayan sanatçı-
lanmız arasında önemli bir yer
alacaktır. Sanatçı duyarlılığı ile
ürettiği yapıtlannda özgün-
baskının bir sanat dalı olarak
varhğını, teknik ve duyarhlık
bağlamında çağdaş bir sanat
alanı oluşturduğunu kanıtlaya-
caktır."
Mürşide İçmeii özgünbaskı
resim sergisi j Yapı Kredi Kazım
Taşkent Sanat Galerisi ı 30 ni-
san -17 mayıs / Tel: 2521912.
Stefan Zweig, 1941 yazında New Vork'ta
Olümünün 50. yılında
Stefan Zweig sergisi
Kültür Servisi -Tanınmış
Avusturyalı yazar Stefan Zvve-
ig'ın 50. ölüm yılı nedeniyle,
yazann uzun yıllar yaşadığı
Salzburg kentinde düzenlenen
"Düşünce Düzleminde Bir
Avrupa" adlı sergiyi çeşitli ül-
kelerden gelen çok sayıda izle-
yicigezdi.
Serginin malzemesini -Zvve-
ig'ın kozmopolit kişiliğini-
yansıtırcasına çeşitli ülkeler-
den ve kentlerden, Londra, Vi-
yana, Salzburg. Amerika Bir-
îeşik Devletleri, Almanya,
İsviçre, İsrail ve Brezilya'dan
gelen ilkbasımlar, az bilinen
çeşitli metinler, mektuplar vb
oluşturdu.
Sergi için hazırlanan katalo-
ğun ilk sayfasına, Zvveig'ın
"Dünün Dünyası" adlı eseri
için 1939"da Londra'da kale-
me aldığı şu not kondu:
" 1881 yılında, şimdi artık ol-
mayan bir ülkede, Habsburg
İmparatorluğu'nda doğdum
ve onun ölümüne tanık oldum.
Kültürün başkenti Viyana'da
yetiştim ve bu kenti, bir Alman
taşra kentine dönüştürülmez-
den önce terk ettim. Avrupa*-
da yaşadım, Avrupa'ya inan-
dım, ama Avrupa'nın iki kez
öldürücü savaşlara girişine ta-
nık oldum.
'Kültürel Mirasa
Sahip Çıkmak'
^Özgen Acar.
Kültür Senisi - Atatürk Ki-
taphğjnın heray "Dobra Dob-
ra' başlığı altında düzenlediği
toplantılar dızısinin dünkü ko-
nuğu gazetemiz genel vayın
yönetmeni Özgen Acar'dı. Es-
ki eser kaçakçılığı üzerıne >ü-
rüttüğü araştırmalarla tanınan
Özgen Acar, "Tarihsel ve Kül-
türel Mirasa Sahip Çıkmak"
konulu söyleşisinde, Türkive'-
de eski eser kaçakçılığının öy-
küsünü, tarihsel gelişimi
içinde.çeşitli antik kentlerden
örnekler vererek anlattı.
Osman Hamdi Be\ döne-
minde çıkanlan Asar-ı Atika
nizamnamesini padişaha karşı
""ilk demokratik fren" olarak
yorumlayan Özgen Acar.
bunun kaçakçılığı önlemeye
vönclik değil. Osmanh impara-
torlannın buyruklannı önle-
meye yönelik olduğunu söyle1
-
di. Türkiye'de 19501i >ıllarda
tırmanan eski eser kaçakçılığj
trafîğinin Kapalıçarşı üzerin-
den gerçekleştiğini aktaran
Acar. bu trafığin yoğunlaşma-
sında Türkiye'deki azınhklann
ya da dışandan göç edenlerin
etkisi olduğunu söyledi.
Özgen Acar. 1993 bahannj
da 250 eserlik Karun Hazi-
nesi'nin Türkiye'ye kazandınl-
mış olacağını aktararak şöyle
devam etti:"Söz konusu cserle:-
rin Türkiye'ye gelişı diğer
Üçüncü Dünya ülkelenni ha-
rekete geçirecek. bir barajıç
açılan kapılan gibi Amcnkaj
antika dünyası altüst olacak".
Afrodisias'ı uzun yıllar kazan
Prof.Kenan Erim'in. •Geçmişi
gelecekte yaratamayız. geçmi-
şe sahip çıkalım" sözünü hatır-
latan Acar. eski eser kacakçılı-
ğının önlenmesi için. bilimsel
arkeolojık kazılann arttınlma-
sına, tümülüs kazılarına önce-
lık verilmesine ve özellikle
tahribata uğramış yörelerde
kazılann başlatılmasına önem
verilmesi gerektiğini vurgula-
dı.
Devlet Tîyatroları'nda
yeniden yapılanma
ANKARA (AA) - Devlet Ti-
yatroları'nın yeniden yapılan-
ması ve özerkliği ile ilgilı Kül-
tür Bakanlığı tarfından hazır-
lanan yasa taslağı Başbakan-
lık'a bu hafta sunulacak.
Kültür Bakanlığı yetkilileri-
nin verdiği bilgiye göre. yöne-
timde çahşanlann ağırlıklı ka-
rar vermesine olanak tanıya-
cak yeni yasa taslağı her sah-
neyi "birim tiyatro" olarak
kabul ediyor.
Taslak, Devlet Tiyatrolan
Genel Müdürü'nü, 4 yıllık sü-
reler için tüm birim tiyatro-
lardan temsilcilerin oluşturdu-
ğu "Genişletimıiş Devlet Ti-
yatrolan Yönetim Kurulu"
tarafından önerilen isimler
arasından müşterek kararna-
me ile atanmasını öngörüyor.
Genel Müdür olmak için
aranan koşullar, taslakta "Ti-
yatro ile ilgili eğitim v'eren
okullardan mezun olmuş ve ti-
yatro alanında yaptığı çalış-
malarla kendini kanıtlamış
olması" olarak belirtiliyor. 4
yıllık süre için seçilecek genel
müdürün görev süresi istenirse
bir kere daha uzatılabilıyor.
Tiyatronun görev hizmet*
lerini ilgili tüzük ve yönetme-
liklere göre sürdürme ve birim
tiyaırolarla ilgili her türlü dü-
zenleme görevi "Devlet Tiyat-
rolan Merkez Yönetim Kuru-
lu"na bırakılıyor.
Kurul, genel müdür baş-
kanlığmda. müdür yardımcısı',
başdramaturg, sanat-teknik
müdürü ve iki sanatçıdan olu-
şuyor.
Bütçenin tiyatrolara dağı-
tımı, kadro ve repertuvar so-
runlan konusunda da taslak"
"Genişletilmiş Yönetim Ku-*
rulu"nun oluşturulmasını öa->
görüyor.
45. Uluslararası Cannes Film Şenliği'nde Amerika ve Avrupa karşı karşıya
Altın Palmiye bu yıl da Amerika'ya mı gidecek?
Kültür Servisi - Bu akşam açı-
lacak olan Cannes Film Festi-
vali. Hollyvvood sineması ile
öteki ülkelerin sinemalannı
karşı karşıya getırdi. Bu yıl 45
\aşına basan Cannes Şenliği.
birçoklanna göre eşit olanakla-
ra sahip olmayan bu iki sinema
dünyasının yanşmasına tanık
olacak.
Amerikan sineması endüstri-
sinın vöneticileri. son dönemde
ncredeyse dünyanın bütün ül-
kclerindeki salonlannı kendi
fılmlerivle doldurmakla yetin-
mcycrek. dünyanın önde gelen
birçok önemli ödülünü de top-
ladılar
. Cannes Şcnliği'nde son üç
vılın Altın Palmiye'si de ABD
vapımıfilmleregitti.
Bu \ılın başlannda Berlin
Film Şenliği'nde Altın Avı ödü-
lünü de kapan Amerikan sine-
ması, 45. Cannes Festivali'nin
yanşma!ı bölümüne 6 filmle
katlıyor ve 21 fılmin yer aldığı
bu bolümün üçte birini kaplı-
yor.
Bu da bu yılın Altın Pal-
miye"sinin de ABD'ye gıtmesi
olasılığını güçlendiriyor.
Resmi yanşmalı bölümde ya-
pıtlan yer alan iki Amerikalı si-
nema adamı, daha önce de
Altın Palmiye kazanmış yönet-
menler.
1990 yıhnda "Wild at Heart"
(Vahşi Duygular) ile Altın Pal-
miye'nin sahibi olan Davit
Lynhch. bu kez yanşmaya biz-
de de gösterilen ünlü televızyon
dizisi "İkiz Tepeler"ın beyaz- ise ünlü İsveçli yönetmen Ing-
perde uyarlamasıyla katılıyor. m
a r Bergman'ın otobiyografik
1970'te "Mash" (Cephede senaryosundan beyazperdeye
Eğlence) adlı fılmivle Cannes'- aktardığı.Danimarka-İsveçya-
da büyük ödülü alan Robert pımı "lyi Niyetler" ile yanşma-
• Bu akşam, tartışmalar yaratan "Temel İçgüdü"
adlı filmle açılacak olan Cannes Şenliği'nde Altın
Palmiye için yarışan 21 fılmden 6'sı Amerikan
yapımı. Son üç yıl Altın Palmiye'ye abone olan
Amerikan sineması bütün ağırlığıyla Cannes'da.
Altman ise bu yıl "The Pla>er"
(Oyuncu) adlı venhı yapıtıyla
Cannes'da olacak.
1988'de "Fatih Pelle" ile Al-
tın Palmiye'ye değer görülen
son Amerikalı olmayan yönet-
men, Danimarkalı Bille August
da.
ABD'de büyük gişe başansı
kazanan ve erotik içenğiyle
tartışmalar yaratan Paul Ver-
hoeven'ın "Temel İçgüdü" adlı
filmiyle açılacak olan şenlik,
Ron Hovvard'm yönettiği, po-
püler oyuncu Tom Cruiseun
başrolü üstlendiği "Far and
Avvay" ile kapanacak.
Amerikan filmlerinin ağırlı-
ğının yanı sıra Cannes Şenliği,
Tayvan'dan Latın Amerika'ya
İsveç'ten Şıli'ye dünya sinema-
sının bir vitrini niteliğini de ko-
rumaya çalışıyor.
Amerika'nın Kristof Ko-
lomb taratindan kcşfının 500.
yılının kutlandığı bugünlerde
Ispanvol dilinde çevrilmış üç
film de yanşmada. Öte yandan
beyazpcrdede Knstof Ko-
lomb'u canlandıran Fransız
oyuncu Gerard Depardıcu. se-
çici kurulun başkanı.
FcMivaldc Latın Amerika,
Arjantinli >önelmcn Fcrnando
Solanas'ın "Yolculuk" ve Şilili
yönetmen Raul Ruiz'in"Yalan-
jann Gözü" adlı yapıtlanyfa
İspanya ise ressam Victor Em-
ce'nin "Işığın Düşü" adlı fd-
miyle yer alıyor. -"!
Gecen yıl Cannes Şenliği'nde
esen Afrika ve siyah Amerik^ı
yönetmenler rüzgan bu yıl pek
güçlü değil. Afrika kıtası yanş-
mada yalnızca Senegalli yönet-
men Cibril Diop Mambeti'nin
"Hyenas" adlı filmiyle temsil
ediliyor.
Fransa'nın yanşmada üç fıl-
mi var. İngiltere ise Terence
Davies'in "Uzun Günün So-
nu" ve James Ivory'nin ünlü ro-
mancı E.M. Forster'dan uyar-
ladığı "Hovvard'ın Sonu" adlı
yapıtlarla Aitın Palmiye'nin pt-
şindc. .