Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 MAYIS1992 PAZARTESİ CUMHUBİYET SAYFA
HABERLER
CUMHURIYETTEN
OKURLARA
ÖZGKVACAR
Yinetîazete'Satacağız
Adım Özgen Acar. 53 yaşmdayım. Evlıyim 6 yaşın-
dabıroğlum var
Gazetecıliğe fiılen 13 kasım ve yasal olarak 1 Aralık
1960tarıhinde "Cumhuriyet "Xe başladım.
Siyasal Bilgıler Fakültesinden 1962 yılında mezun
oldum Teori olarak "anayasa hukukunu" Prof. Bahri
Savcı'dan, "demokrasi dersleri"ni Prof. Yavuz Aba-
dan'dan, pratiğıni ise 1961 Anayasası'nı görüşen
Kurucu Meclis'ten öğrendim. Ne var ki 27 Mayıs, 13
Kasım. 22 Şubat, 21 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül olayla-
rını bu öğretilerin ışığında ızledim, göruntüledim.
Devlet Planlama Teşkilatı'nın 5 yıllık planları ile
"Cumhuriyet'in ekonomi sayfalarında boy göster-
dim.
ilk yazdığım haberlerden birı Kıbrıs'tı. 32 yıl sonra
bugün yine "Kıbrıs'ı yazıyorum. Kıbrıs olayları ile
"ulusalcılığı" öğrendim. Şoven olmadığım için Yuna-
nistan'da da "Abdi ipekçı Barış Ödulu'nü aldım.
Türkıye dışında 28 ülkede çeşıtli olayları izledim.
Yunanistan ve ABD'de dörder yıl süreyle çalışmam
uluslararası meslek deneyimime katkı sağladı.
Türkiye'nin "tarihsel ve kulturel mirasıyla doğa
varlıklan" na "hobi" olarak sahip çıkmam bana çeşit-
li ödüller getirdi. Bunlar Amerıkan dergılerıne de
kapak oldu. Mesleki tüm ödüllerim yalnızca "araştır-
ma'dalı ilesınırlı kaldı.
1971 "Cumhuriyet" olaylarında görevlerine son ve-
rilen 11 meslektaşımı destekleme amacıyla Ankara
Bürosu'ndan "tekbaşıma uzülerek"ayrıldım.
Uluslararası Reuter' Ajansı'nın Ankara, "Milli-
yef'in Atina ve New York temsilciliği ile Ankara
Bürosu IstihbaratŞafliği'nı yaptım.
Ankara'daki "hava, siyasal, kokteyl ve trafik kirlen-
mesı'nden bıkarak Bodrum'a yerleştim. Bir tatil site-
sinin kuruluşundan işletmesine kadar 7 yıl sorumlu-
lukyüklendim.
Şu anda yuklencJiğim sorumluluk bambaşka bir
şey... Anlatılır gibı değil...
Yakınlarımın çok iyi bildiği gibi çalışma yaşamım
boyunca boyle bir görev, benim ıçın daima "Allah
yazdıysa bozsun" olmuştu... Çünkü ben, elim-ayağım
tuttuğu, gozüm gordüğü, kulağım duyduğu sürece
"muhabır" kalmalıydım. Ne var ki "yuvaya donüş"
başlayınca irademın dışında, oybirlığıne yakın bir
destekle bu göreve geldim
Şu anda aylıklarını ne zaman alacaklarını dahi bile-
meyen genç meslektaşlarımın büyük özveri ve coş-
kuları karşısında ben de 32 yıllık ilkemi bir yana bırakr
mak zorundaydım. Şimdi benim için yapılacak tek şey
var. O da çalışma arkadaşlarımın ve sız okurlanmızın
güvenine layık olmaktır.
Gece-gündüz demeden, fazla mesaisini, ikramiye-
sini aramadan ve hatta ailesini dahı düşünmeden
okurlara "Cumhuriyet"} yetiştirmeye, daha iyisini
yapmaya çalışan, özveri gösteren tüm arkadaşlarımı
önümüzdeki günlerde sizlere tanıtmaya başlayaca-
ğım.
"Yuvaya dönüş" süreci sürüyor... Şu anda bazı
bağlantıları nedeniyle aramıza katılamayan arkadaş-
larım, hiç kuşkusuz bırkaç gün içinde masalarına
yeniden oturmaya başlayacaklar. Adlarını yarından
itibaren açıklamayı sürdüreceğiz.
Olayları birlikte yaşadığımız için bunları sizlere ye-
niden anlatacak değilim. Gazetenin "gerçek sahibi"-
nin siz okurlar olduğu bir kez daha kanıtlandı. Bildiği-
niz gibi, bu olayda 80 meslektaşım istifa etmişti.
Bunlardan sadece biri kovulmuştu. O da bu satırların
yazarıydı. Yaşamında ilk kez kovuluyordu. Şimdi o
mektup, büromda "pusulam " olacak.
Yuvaya dönüş başlayınca. 'gazete'nin net satışı 40
binlerin altından birdenbire 60 binlerin üstüne çıktı.
70 bin tavanı zorlandı... Maddi olanaklarımız yeterli
olmadığı için bu dönüşü TV ekranlarından duyurama-
dık. Kendiliğinden ortaya çıkan bu artış, sadık okurun
gazetesine gösterdiği desteğin ilk kanıtı olmuştur.
"Cumhuriyet'"\n içinde bulunduğu ekonomik dar-
boğazdan. bunalımdan öte bir anlam taşıyan "kon-
kordato" olgusu, okurun verdiği bu moral desteği ile
atlatılacaktır "Gazete'nin ekonomik "bitkisel ya-
şamdan"yakındaçıkacağına inanıyoruz.
Önümüzde hiç kuşkusuz çok önemli güçlükler bulu-
nuyor. Bu güçlüklerin yarattığı önemli hatalarımız
var. Bu geçiş ya da nekahat dönemindeki hatalarımız
için sizlerden sabır diliyor, hoşgörünüze sığınıyoruz.
Lütfen eleştirilerinizi, önerilerinizi bana şu adrese
her zaman yazınız:
ÖZGEN ACAR
Cumhuriyet Gazetesi
Genel Yayın Yönetmeni
Türkocaği Caddesi 39
34334 Cağaloğlu/tslanbul
Benden başka "Genel Yayın Koordinatorü" ve yıllar-
dır kader arkadaşım Hikmet Çetinkaya, yanılmıyor-
sam "Türkiye'nin ilk sorumlu kadın Yazıişleri Müdü-
rü" Füsun Özbilgen ve genç Yazıişleri Müdürü Celal
Başlangıç ile birlikte bunları değerlendireceğiz.
Bu kadro için "Cumhuriyet'te "5 kasımda kalanlar,
sonradan girenler, yuvaya dönenler" diye bir ayrım
olmayacaktır. Bizim kimseye kırgınlığımız yok. Bizler
için önemli olan okurun aylardır özlediği "Cumhuri-
yet Ailesi"r\\n bütünlüğüdür. Her şeye rağmen, yine
de aramızdan ayrılan eski arkadaşlara gazeteye geç-
mişteki katkılarından dolayı teşekkür eder, bundan
sonra özel ve mesleki yaşamlarında başarılar dileriz.
Bu olaylar hakkında çok yazıldı, çok konuşuldu. Gü-
nün birinde kitaplar yazılacak, belki belgesel filmler
bile yapılacak...
Ancak ne var ki bir işadamımızın bu olaylardan çok
sonra dediği gibi: "Biz yanılmışız, sonradan gördük
ki biz meğerse 'Cumhuriyet' ile hj3İkın nabzını tutu-
yormuşuz. Bu 'gazete' yaşamalıymış, desteklenme-
liymiş."
Evet, "CumAjur/yef'yaşayacak...
"Cumhuriyet" yine gazete satacak...
Kültür Bakanlığı'nın düzenlediği 'Sürekli Dil Kurultayı' bugün başlıyor
Türkdili ortak sesini anvor• Dil Kurultayı'nm koordinatorü Prof. Dr. Mustafa Canpolat: "Tüm Türk • Ortak alfabe, yazın ve yazı dili yaratmak amacıyla Azer5aycan, KKTC, Kır-
lehçelerinde ses farklılığı 3-4'ü geçmiyor, cümleler yapı bakımından aynı, gızistan, Özbekistan, Kazakistan ve Türkmenistan'dan üst düzey yetkılıler
amacımız Latin alfabesinin esas alınması." ve Türkologlar, dilbilim uzmanları katılacak.
AYŞESAV1N
ANKARA - "Yaşar Kemal'in 'Ince
Memed'i 20 milyon bastı." "Cengiz
Aytmatov'un "Gülsan'sı İOmilyonun-
cu baskısına ulaştı..."
Bunlar şimdilik ütopik haber baş-
lıklan. Ancak 150 milyonluk Türk
dünyasının ortak bir dili konuşması
halinde uzak bir rüya değil. Kültür
Bakanlığı'nın düzenlediği ve bugün
başlayacak "Sürekli Dil Kurultayf-
nda konu bir kez daha gündeme gele-
cek. Türki Cumhuriyetler ve Türk
topluluklannda ortak alfabe, yazım ve
yazı dili yaratabilmek amacıyla topla-
nacak Kurultay, bu ortaklığın başla-
tılması için de bir "ilk çalışma" niteliğı
taşıyor. Sürekli Dil Kurultayı, sadece
ortak aifabe, yazı ve yazım kurallan-
nın oluşturulması gibi daha özele inen
bir konuyu gündeme alması nedeniy-
le, 1990'da yine Kültür Bakanlığı'nın
düzenlediği, "Dil Kurultayı"ndan
farkhlık gösteriyor.
Kurultay'a Azerbaycan, KKTC,
Kırgızistan, Özbekistan, Kazakistan
ve Türkmenistan'dan, üst düzey dev-
let yetkilileri ile Türkolog ve dilbilim
uzmanlan katılacak.
Kurultay'ın koordinatörlüğünü
üstlenen Ankara Üniversitesi,Dil ve
Tarih Coğrafya Fakültesi Öğretim
Üyesi Prof. Dr. Mustafa Canpolat,
Türkiye açısından Kurultay amaanın,
"öncelikle yazım birliğinin oluşturul-
ması ve Latin alfabesine geçiş sürecini
kısaltmak" olduğunu söyledi. Şu anda
Türki cumhuriyetlerinde Kiril alfabesi
kullanıldığına dikkat çeken Canpolat.
"Ancak aynı alfabe olmasına karşın,
niyle okuma ve yazma sorunuyla karşı
karşıya bulunulduğunu söyledi. Türki
Cumhuriyetlerinden, Latin alfabesine
geçiş talebini ileteceklerini anlatan
Kutîu, onlann da buna zaten sıcak
baklığını ifade etti.
Ortak yazı dili
Türkiye'nin Latin alfabesini önerme-
sine karşın, bazı cumhuriyetler, alfabe
değiştiğinde daha önce basılan eserle-
„ __,... ..„..,..., rin ne olacağı kaygısını taşıyor. 1990'-
aynı sesler başka harflerle ıfade edili- da yapılan Dil Kurultayı'nda Ozbek
yor. Öncelikle, her sese denk gelen or- tarafı bunu, "Türk alfabesini almamız
gerekmektedir, ancak eski alfabe iletak harflerin kabul edilmesi sağlana-
cak" dedi. Canpolat, Türkiye Türkçe-
si dahil, bütün Türki cumhuriyetleri
ile Türk asıllı topluluklarda ses farkı-
nın 3-4'ü geçmediğini, tüm Türk top-
luluklannda, kullanılan harflerin 38
harflik bir alfabe oluşturabileceğini
söyledi.
Kültür Bakanlığı Yayımlar Dairesi
başkanı Ayla Kutlu, Türkiye Türkçesi
ile diğer cumhuriyetler arasında bü-
yük konuşma problemi olmadığmı
ancak, alfabenin değişik olması nede-
yaalmış yüzlerce eser vardır, onlan ne
yapacağız? Bu konuda düşüniiyoruz.
tereddüt ediyoruz" diye ifade etti. Bu
kurultay sonucu, Latin harfıne geçıl-
mesi genel kabul görürken, Türkiye
bu cumhuriyetlere Türkiye'nin yaptığı
gibi harf devrimi yapılmasını önerdi.
Laun alfabesinin kullanılması genel
kabul görmesine karşın, yan dili ola-
rak Istanbul Türkçesinin kullanılma-
sına da karşı çıkıldı. Güney Azerbay-
can Türkoloğu Prof. Dr. Cevat Heyet
bu konudakı kaygılannı şöyle dile ge-
tıriyordu:
"Ortak yazı dili için bütün Türkle-
rin bir dilde birbirlerine yaklaşması
lazımdır. Bu şekilde doğacak bir dil
ortak dildir. Bu konuda İstanbul
Türkçesi ancak bir hareket noktası
olabilır. Çünkü bugünkü İstanbul
Türkçesini diğer Türk gruplan pek an-
lamıyorlar. İstanbul Türkçesine en
yakın Azeri Türkçesidir. Azeriler da-
hi, burada tahsil görmediyse bu dili
pek anlamıyorlar. Neden, çünkü Tür-
kiye Türkçesi 15. asırdan sonra edebi-
leşmek için Türkçeden uzaklaşmış,
300-400 yıl sonra tekrar sadeleşmeye
başlamış. O devirde o kadar Farsça,
Arapça kelimeler kullanmış ki halktan
uzaklaşmış. Şimdi de sadeleşmede o
kadar yeni sözler söylenmiş ki. bunlar
Anadolu halkına biraz yabancı gel-
mektedir. Bence orta yolu seçmek la-
zım, ortak Türkçeyi yaratmak için
ortak sözler kullanmak lazım."
Ortak bir yazı dili oluşturulması dü-
şüncesine karşın, Türkiye ve diğer
Türk cumhuriyetlerinde kaç tane or-
tak sözcük kullanıldığını belirleyen bir
kaynak bulunmuyor. Türkçe üzerine
ilk kaynakbk yapan Divan-ı Lügati't
Türk'de 10 bin dolayında Türkçe söz-
cük olduğu biliniyor. Bu eserden yak-
laşık 900 yıl sonra basılan Kamûs-i
Türkî'de ise bu rakam 8 bine düşüyor.
Kamusi Türki'de 32 bin sözcük bulu-
nuyor. Bunlann yalnızca yüzde 49'u
öztürkçe ve 7 bin 800'ü de anlamdaş
sözcüklerden oluşuyor.
Türkiye Türkçesinde geçen zaman-
la Arapça, Farsça, daha sonra da
Fransızca ve Ingilizcenin, Türki
cumhuriyetlerinde Rusçanın etkisi
görülüyor. Yapılan araştırmalara gö-
re, temel fıiller. nesne adlan birbirinin
ses değişiklikleri olmasına karşın he-
men hemen aynı. Türk alfabesinde,
kalın h, k, g ve kapalı e, genizden söy-
lenen n gibi harfler bulunmuyor. Oz-
bekçe, Azerice, Türkmence, Kırgızca
ve Tatarca'da bu harfler küçük ses de-
ğişiklikleriyle birlikte kullanılıyor.
Ancak cümle yapılan tüm lehçelerde
aynı. Türkiye Türkçesinde zaman
içinde kullanımdan düşen ya da
4
ğ'ile
yer değiştiren' g' harfı diğer Türk cum-
huriyetlerinde yerini koruyor.
Öğrenci babası
TEV 25 yaşında
• Bugüne kadar yurtiçinde 45 bin 331, yurtdışın-
da ise 355 öğrenciye yardımda bulunan Vakıf, ba- •
ğışlan için çağdaş bir huzurevi kurma çabşmalannı
da sürdürüyor.
Günlerden pazar, dostlar bir arada geçmişin esintisi.
Abdülhamit'ten kalma vagorüarla Sapanca'ya uzanan bir "Nostaljik Gezi'
Kara tren gelirm'ola
BEHZATŞAHİN
1926 Alman Krupp yapı-
mı. TCDD 46018 numaralı
buharlı lokomotif. önce şöyle
bir sarsılıyor. Tekerleklei" ya-
vaş yavaş harekete geçerek
peşindeki dört vagonla birlik-
te Haydarpaşa Gan'ndan
elektrikli, dizel motorlu tren-
lerin arasından sıynlarak ay-
nlıyor. Giderek hızlanan
tren, o bildik ritmik sesi yaka-
lıyor, "tak trak tak..."
Apartmanlar trcnin iki ya-
nından hızla geçi>or. İnce. ıs-
lığa benzer. buharla çalışan
düdük azun uzun öterken >e-
ni yetme trenlere çalım satı-
yorsanki.
Üçü Abdülhamit'ten kal-
ma. yeşil boyalı. biri yemek
vagonundan oluşan trenin
çeşitli yaştaki yolculannın
amaa sılaya varmak ya da
gurbete çıkmak değil. Amaç.
trenin kendisi. Fest Seyahat
Acentesi'nin düzenlediği
"Nostaljik Tren Gezisi"nin
rotası, Sapanca'ya gidiş-
dönüş. Yolcular arasında ya-
zın dünyasının ünlüleri de
var. Her hafta değişen bu ün-
lüler. yolculuk boyunca alan-
lanyla ilgili sohbetlere katılı-
II. Abdülhamit dönemi kondüktör giysikri.
yorlar. Bu haftaki konuklar;
şair Refik Durbaş, sinema
eleştirmeni Atilla Dorsav. ya-
zar Tank Dursun K. ile iki
kitap >azan ve pop müziğin
yerinde duramayan sanatçısı
Füsun Önal. Trende canlı mü-
zik de var. Bazen bir gitar,
bazen de akordeon.
Apartmanlar bitti. Yerini.
bacalanndan pis dumanlann
sahndığı sana\i tesisleri alı-
yor. Tren Izmit'e girmek üze-
re. Tünelden çıkıp tünele giri-
yor. Vagon ışıklan tünele
girdikten bı'rkaç saniye sonra
\anıyor. Bir yolcu sö\leni>or.
"Böyle şev olur mu. ışıklann
hemen yanması gerek. Ka-
ranlıktakahvoruz."
İzmit geçildi. Bir yanda
otoyol. Otoyolda >eni >etme
otomobiller. oiobüsler. Bu-
harlı düdük uzun uzun çalı-
yor. Otobüslerdekı. otomo-
billerdeki \olcular ilgişle
izli>or eski lokomotifı. Su \ü-
züne çıkan anıiarı mı var?
Trenin iki >anında artık ye-
şil var. Bahçelerde çalışan in-
sanlar ellerindekı çapalara
>aslanıp treni izliyorlar. Ço-
cuklar el sallıyor. Yeşi! larla-
larda ta\lan\la koşan allar
İki dana zıpla>arak o\un o\-
nuyor. Bir ko\un sürüsü.
Ağaçlar arasında tek katlı e\-
ler.
Yaklaşık 2.5 saat süren
yolculuktan sonra Sapanca.
Göl kenannda \emek ve gezı.
ormanda yürüvüş gibi etkin-
liklerden sonra dönüş başlı-
yor.
Haydarpaşa Gan'na aynı
çahmla ginyor I'CDD 46018
numaralı. 66 yaşındaki loko-
motif. Artık her gün sefere
çıkmasa da hâlâ "Ben de va-
nm" divor. Eğer. tren tünele
girdiğinde kompartıman ışık-
lannın hemen vanmasını iste-
mek gibi lükslerinız yoksa.
bir hafta sonu nostaljik tren
gezısine ne dersiniz?
İstanbul Haber Servisi - Kuru-
luşundan bu yana 45 binden
çok gencin yurtıçi vc yurtdışı
öğrenimine katkıda bulunan
Türk Eğitim Vakfı. bugün 25.
yılını kutluyor.
"Maddı dcsteğe ihtiyacı olan
başarılı öğrenciIere burs sağla-
mak. öğrenci yurtlan. merkez-
lcri ve benzen kurumları mey-
dana getirmek. kurulmuş
mücsseselerin vcnmlilığini art-
tırmak üzere tahsıslerdc bulun-
mak. öğrencilenn çalışmalannı
teşvik için ödüller ihdas etmck
ve eğitim konulannda rnfimsel
# 1967
aKiştırmalar; .
iilının mayıs avındu
Lisans ve Doktora Burslan"
veriyor.
Okul ve öğrenci yurdu yapı-
mını da eğitim alanında önemli
bir hizmet olarak benimseyen
Vakıf. yedi ilkokul. Bursa Ulu-
dağ Üniversitcsi öğrenci yurdu.
İzmir Urla'da öğrenci vurdu,
vaptırmış, İzmırde 50. Yıl,
Anadolu Lisesi yapımına 50;
nıilvon lıra katkıda bulunmuş,;
İitanbul. Bakırköy'de Yahya
1
Kemal Beyatlı Lisesine 30 öğ-.
rencilik yabancı dil laboratuva-
n armağan etmiş. Vakıf, sürekli
olarak pkuljaraaracgereç ve
Î S â |
cuşu. Müteveililer Heyctr'-vc
Yönetim Kurulu Başkanı. Veh-
bi Koç.
25 yılda 45.33! öğrencinin
yurtiçinde. 355 öğrencinin de
yurtdışında öğrenim görmesine
katkıda bulunan Türk Eğıtim
Vakfı. üniversite. yüksekokul
ve meslek yüksekokulu öğren-
cilcnne "Yükseköğretım Burs-
lan". meslek liselerinde oku-
yan öğrencilere "Meslek Lise-
si Burslan". yüksek lisans ve
doktora programlanna devam
eden öğrencilere de "Yüksek
,-yap.yo^
."Türk Eğjiuj! V^tVlâj bütün
bu çahşmatannfn yarii'sra, ge-
leceğe yönelik önemfi bîr proje-
si de huzur evi kurulması. TEV.
"Yalnızlığm giderilmesinin
dost çevre ve iletişimle sağlana-
bıleceği. böyle birçevrede bakı-
mın da oluşacağı inancıyla"
bağışçılan için çağdaş bir huzu-
rcvi kurma çalışmalannı sürdü-
rüy or.
Türk Eğitim Vakfı'nın 25.
kuruluş yıldönümü. bugün Di-
van Oteli'nde düzenlenecek tö-
renle kutlanacak.
Danıştay'ın Aliağa karan:
Ekoloji, ulıısal
çıkarların ömitıde
ANKARA (AA) - Danıştay"-
ın. (zmir'ın Aliağa ilçesınin
Gencelh mevkiinin "serbest
bölge" olarak ilanına ilişkin
Bakanlar Kurulu karannın
"iptali""ne yönelik karanna ge-
rekçe olarak "ekolojık denge-
nin" korunması gösterildi.
AA muhabirinin yetkililer-
den aldığı bilgıye göre yazım
çalışmalan süren karara gerek-
çe olarak. bölgede yeteri kadar
sanayi tesisi bulunduğu ve bun-
dan kaynaklanan "çesre kirlili-
ğınin had safhada" olduğu
gösterildi.
Teımik santral kurulmasına
yönelik Bakanlar Kurulu kara-
nyla başlayan ve Danıştay'ın
bu konuda "yürütmeyi durdur-
ma" karan vermesi ile birlikte
yörenin "serbest bölge"ye dö-
Savaş yoksa ucuz tatil de yok
• Haksız rekabeti önlemek amacıyla centilmenlik anlaşması imzalayan 10 turizm acentesinin tem-
silcileri, "Geçen sezon, Körfez savaşı hepimizi etkiledi. Haksız fıyat indirimleri yapıldı. Bu nedenle
bir dostluk bağı kurmayı amaçladık" dediler.
Airtour temsilcisi Doğan Çe-
tınsayan ise Kürt sorunu nede-
niyle iptalin söz konusu olma-
dığını söyleyerek "Ancak
Türkiye'ye gelecek olan turist-
ler olayların yatışması için bir
süre dondurdular seyahat ta-
rihlenni. Bu turistler yine gele-
cekler. Çünkü İspanya'daolım-
piyatlar nedeniyle yataklar
dolacak. Yugoslavya'da üzücü
birdurum yaşanıyor. İtalya ise
her zaman Almanlar için pahalı
bir ülke. Bu nedenle tercih yine
Türkiye olacak" diye konuştu.
ANTALYA (Cumburiyet Bü-
rosu) - Antalya'daki Almanya
ağırlıklı çalışan 10 tunzm acen-
tesi arasında centilmenlik an-
laşması imzalandı. Acenteler
bu yolla aralanndaki haksız re-
kabeti ortadan kaldırmayı
amaçladıklannı belirttiler. Tu-
rizmin mayıs ayında düşüşe
geçtiğini belirten acente temsil-
cileri. önümüzdeki aylarda
Türkiye'ye yeniden turist gel-
meye başlayacağını söylediler.
Ağırlıklı olarak Alman piya-
sasına çalışan Airtour. Camel
Tour. Diana Turizm, National
Turizm. Mandalın Turizm.
Pamfilya Turizm, Tantur, ATT
Turizm. Ulusoy ve Meditur tu-
rizm acentelerinin temsilcıleri
bir araya gelerek centilmenlik
anlaşması imzaladılar.f
Bölgede
düzenlenen tur fiyatlarinı belir-
lediler. Türk turizminin henüz
emekleme dönemini yaşadığını
ve birlik. kuvvet dengesinin ku-
rulmadığını belirten turizm
acenteleri temsilcileri. Al-
manya"daki Türk tur operatör-
lerinin Türkiye temsilcileri ola-
rak kayıplan en aza indirmek
için centilmenlik anlaşması im-
zaladıklannı belirttiler. Acente
temsilcileri "Geçen yılki Körfez
knzinden hepimizetkilendik. O
dönemde çok anormal çalışan
turizm acentelen gördük. Hak-
sız fıyat indirimleri yapıldı. Bu
nedenle biz de aramızda bir
dostluk bağı kurmayı amaçla-
dık." dediler.
Önceki gün Club 29'da bir
öğle yemeğinde buluşan acente
temsilcileri turizmin içinde bu-
lunduğu sorulan da tartıştıiar.
Tantur Genel Müdürü Nuri
Kavur. Almanya'da bölgeler-
deki okul tatillerinin birbirin-
den farklı olması ve paskalya-
nın nisan ayına rastlaması
nedeniyle mayıs ay ının Türk tu-
rizmi açısından durgun geçtiği-
ni söyledi. Kürt sorununun
turizmı düşük oranda etkiledi-
ğini de söyleyen Kavur. önü-
müzdeki aylarda tunzmın yeni-
den canlanacağını söyledi.
Mandalın tunzm yetkılisi Ni-
zamettın Şen de yurtdışında
yapılann yeterli olmadığım
vurgulayarak Turizm Bakan-
lığı'nırî bu konuya gerekli öne-
mi göstermesini. daha etkin
tanıtıma yönelinmesini istedi.
Kaçak rehber konusunda da
goruş bıldiren acente temsilcile-
ri. kaçak rehber diye yakalanan
birçok kişinin tur acentelerinin
hosteileri olduğunu anlattı
Çifte rezervasyon konusun-
da görüş bildiren Diana turizm
yetkilisi Mustafa Egemen.
acentelerin çifte rezervasyon
yapmasının olanaksızhğına de-
ğinerek otelcilerin fazla yatak
satma'sının bu sorunu doğurdu-
ğunu söyledi.
Aralannda centilmenlik an-
laşması imzalayan 10 acente
temsilcisi Pamukkale. Kapa-
dokya. Manavgaı. Perge. As-
pendos. Side. Myra. Kekova'-
ya yapılan turlann taban fıyatı-
nı belirlediler.
nüştürülmesiyle süren davada,
ana tartışmayı "çevre kirliliği"
oluşturuyordu.
Danıştay 6 ve 10. dairelei
üyelerinden oluşan 9 kışilik he-
yetin önünde geçen hafta yapı-
lan duruşmada. davalı Başba-
kanlık temsilcileri. "serbest
bölge"de kurulacak sanayi te-
sislerinin alıhacak önlemlerie
kirlilik yaratmayacağını savu-
nurlarken. davacı eski İzmir
Milletvekili Kemal Anadol ile
Aliağa Belediye Başkanı Hakkı
Ülkü, aksi görüşü savundular.
Yetkililer. Danıştay'ın iptal
karannın direkt olarak "termik
santral" kurulmasına yönelik
olmadığım. daha genel bir kap-
samla. serbest bölge içinde ku-'
rulabilecek her türlü sanayi te-
sisinın kurulmasının sakıncah'
olacağını hükme bağladıgını<
bildirdiler. Yetkılıler, "Termik
1
santral da dahil, bölgede kuru-!
lacak her tesisin had safhada;
olan çevre kirliliğini arttıracağı'
ve ekolojik dengeyi bozacağı;
görüşüyle karar oluşturuidu"'
dediler' I
Yetkililer. Danıştay'ın verdi-!
ği karann, bir anlamda, "eko-l
lojik dengenin korunmasmın",;
"ulusal çıkar"ın önünde oldu-;
ğu şeklinde yorumlanabileceği-;
ni belirttiler. ;
Geçen hafta yapılan duruş-l
mada söz alan Başbakanhk ve
Enerjı ve Tabii Kaynaklar Ba-;
kanlığı temsilcilerinin, "serbest
bölge"nin sağlayacağı ekono-
mik çıkar ile kurulabilecek ter-,
mik santralın. gelecekte doğa-
bilecek enerjı açığına sağlaya-
cağı yararlan anlattıklannı
hatırlatan yetkililer, "Danıştay
karannda. ekolojik dengenin
korunması ağır bastı. Bir an-
lamda. ekolojik denge ulusal,
çıkann önüne geçti" dediler.