Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
iMk.YIS1992PAZARTESI * * • • CUMHURİYET SAYFA
17
sezon
92^elken sezonu
âmceci gün yapılan yat
yardan ile açıldı.
İvalamıs koyunda
y apılın \ artşlarda
alırcn sonuçlar şöy le:
Optinist: 1-Deniz Fıçı
<İYh>,2-Baran
A.tasıj(GS),3-Keınal
Mu*ubaş(FB),Finn:
1-HiiukBabacan
(FB) 2-LcventÖzgen
<FB)3-HalimKalkış
(İVh>,Laser:l-Alp
GSA p 5 ( ) ,
2-Tı4berkLça(İVK),
3-AlferTek(İYK),
Lectner: I-İbrahim
Kalktş(İYK),2-Denİ7
Şahiı(IYK),3-GüI
Avbtrk(İYK).
(Fotcğraf:LEVENT
YLCELMAN)
Her khaba
inanmayın
ANKARA (AA) - Milli Eği-
tim Bakanlıgı tarafındajı yılük
müfredatta okutulmak üzere
basılan kitaplar, bazı çelişkili
bilgileri içeriyor.
Türk StandartlanEnstitüsü'n-
de uzman olarak çalışan Sami
Kahraman, kişisel olarak yaptı-
ğı araştırmaiar sonucu, kitapla-
rın birinde Türkiye'nin eninin
yaklaşık 680 kilometre, diğerin-
de 650 kilometre, boyunun da
Milli Coğrafya kitabında 1565
kilometre, uzman; ünitede ise
1600 kilometre olarak gösteril-
diğini saptadığını bildirdi.
Türkiye'nin en yüksek dağı
olan Ağrı Dağı'nda ve Kızılır-
mak'ın uzunluğunda da aynı ra-
kam çelişkisine raslanıyor.
Kurtuluş Büyük Atlas'ta Ağ-
rı Dağı'nın yüksekliği 5 bin 165
rnetre iken, bu rakamı "Bizim
Ünite Derğisi" 5 bin 137 metre
olarak bildiriyor.
Sıra futboldafi^ftsrcasffffî
renörlüğttnii yaptıgı Kabinespor'un, Moskova'nın resmi yö-
neticileriyle yaptıgı dostluk maçından sonra sabaya inerek
hatıra fotoğrafı çektirdi. (Fotograf: REUTER)
NASAJda
ilk Türk
ANKARA (AA) - Bir Türk
bilim adamı, NASA'da görev ya-
pan "ilk Türk" ve "en genç"
profesör unvanına sahip oldu.
41 yaşındaki Prof. Nurcan
Baç, haziran başında uzaya gön-
derilecek uzay mekiği Colum-
bia'da gerçekleştiriJecek "Uzay-
da Zeolit Kristalleri Sentezi" ko-
nulu kimya deneyinde kullanıla-
cak aygıtı geliştirdi. Prof. Baç,
uçuş öncesinde deney aygıtlan-
nın mekiğe yüklenmesinde son
kontrolleri ve uçuş sonrası de-
ğerlendirmeleri yapmak üzere
yarın ABD'deki Kennedy Uzay
Merkezi'ne gidecek.
Halen ODTÜ Kimya Mühen-
disliği Bölümü'nde Proses ve
Reaktör Tasanmı Anabilim Dalı
Başkanı olan Prof. Baç, "Insan-
lığın uzaya acılışında bir Türk
olarak pay sahibi olmaktan gu-
rur duyuyorum" dedi.
HABERLERİN DEVAMI
OLAYLARIN Avrasya ile yakın ilişki
ARDINDAKI
GERCEK
• Baştarafi I. Sayjada
kara'dan bekliyorlar.
Batı'mn olayı yakından izle-
diği, Rusya Federasyonu'nun da
birinci derecede ilgili olarak ge-
lişmderi takip ettiği kesindir.
Ancak öyle görünüyor ki
Türkiye Cumhuriyeti de Orta
Asya'ya dönük sorumluluğun-
dan kaçınamayacak bir durum-
dadır. Ankara, bu alanda hesa-
bı kitabı yerinde, dengeleri du-
yarhkla ayarlanmış, gerçeklere
dayalı bir siyasetle yürüyebilir-
se; Türkiye'nin uluslararast iliş-
kilerdekiyeri, bugünkünden çok
daha önemli bir noktaya erişe-
bilir.
Dil, kültür ve inanç birliğini
çağdaş uygarlığm koşullan üze-
rinde değerlendirebilecek bir bü-
tûnlüğûn Orta Asya'dan Ana-
dolu'ya kadar çeşitli Orgütlen-
melerle somutlaşması gerekiyor
ki bu her şeyden çok ciddi ça-
lışmalarla sağlanabilecek bir so-
nuçtur. Ve coşkudan uzak bir
yaklaşımm ürünü olabilir.
Bu bakımdan Sayın Başba-
kan'ın Türklük coğrafyasma so-
ru işaretlerini de koyarak yak-
laşmasım anlayışla karşılamak
gerekiyor.
OzaTın
• Baştarafi I. Sayfada
Cumhurbaşkaru'nın ameliyat-
tan 10 saat sonra programa
göre ayağa kaldınlıp, oturtul-
duğunu bildirdi. Aslan şöyle
devam etti:
" Yorulunca tekrar yatırdılar.
bugün 30 metre kadar yürüdü.
tekrar 10 dakika kadar oturtu-
lup yatağına yatınldı. Bu şekil-
de hem hareket ettirmeye çalışı-
yorlar hem de bunun ateşi
düşürmeye yardımcı olacağıru
düşünüyorlar. Genel durumu
iyi. Sadece bir şişe kan aldı.
E>r. Cengjz Aslan. Cumhur-
bakaru Özal'ın ağnlanru din-
dirmek içın kendisine sürekli
olarak lokal anestea yapıldıgı-
nı bu nedenle de hiç ağn hisset-
mediğini söyledi. Özal'ın günde
ortalama bir buçuk litre ağız-
dan yavaş yavaş sulu gıda aldı-
ğını. katı gıda alamadığını be-
lirten Aslan, daha sonra alına-
cak patoloji raporunun Özal'-
dan ahnan tümör ile ilgili
sonuçlarda bir değişiklik yap-
mayacağını kaydetti.
Özal'ın öğleden sonra kendi-
sini ziyarete gelenleri kabul
etmeye başladığını ve ziyaretine
gelenlerle sohbet edip şakalaştı-
ğını kaydeden Aslan, Özal'ın
aile yakınlanyla, kardeşleriyle,
çocuklanyla da görüştüğünü
belirtti. Cumhurbaşkanı Özal'-
ın akşam üzeri Cumhurbaşkan-
lığı Genel Sekreteri Kemal
Yamak ile bir görüşme yaptıgı
ve Türkiye'deki gelişmelerle il-
gili bilgi aldığı öğrenildi.
Cumhurbaşkanı Danışmaru
Can Pulak'ın verdiği bilgiye gö-
re, Başbakan Süleyman Demi-
rd, önceki gün Azerbaycan'ın
başkenti Bakü'den telefon ede-
rek özal ile görüştü. Göriişme-
de, Başbakan Demirel, Özal'-
dan sağbk durumu hakkında
bilgi aldı ve acil şifalar diledi.
Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin
de Bakü'den Cumhurbaşkanı
Özal'ı telefonla aradı.
Ege'de petrol
• Baştarafi 1. Sayfada
ruma
Bakanlığı'ndan yapılan anons
lara göre, denize dökülen ham
petrolün Sikrat Takımadalan'-
nı tehdit altında bulunduruyor.
Olay dün geceki TV ve radyo
haberîerinin ilk sırasında yer al-
dı. Olay yerine gönderilen TV
ekipleri de denize yayılan ham
petrolün izlerini görüntülediler.
Sikrat Takımadalan Yuna-
nistan'da en çok yabancı turisti
toplayan adalan oluşturduğu
için turizm otoriteleri ham pet-
rolün bu yaz verebileceği zarar-
lar üzerinde duruyorlar. İzmir
Sahil Güvenlik yetkiliieri ise ya-
yılan ham petrolün bizim sahil-
lerîmizde etkıli olmayacağını
sö>lediler.
• Baştarafi l. Sayfada
ve Azerbaycan1
! kapsayan yedi
günlük maratonunun son gü-
nünde Azerbaycan'ın başkenti
Bakü'de düzenlediği basın top-
lantısında geasinin değerlendir-
mesini yaptı. Sovyetler Birliği'-
nin dağılmasından sonra çok
düşündürücü bir manzaranın
ortaya çıktığını ve henüz bu du-
rumun tahlilinin yapılmadığını
aktaran Demirel, Adriyatik'ten
Çin'e degın bir Türk dünyasının
kimsenin aleyhine olmayacağı-
nı söyledi. Demirel, "Biz karde-
şiz deyince, niye rahatsız olu-
yorlar? Rahatsız olunacak bir
şey yoktur. Bu, Pantürkizm de-
ğildir. Hiçkimse ırkçı, şoven an-
lamasın bu sözleri. Benim gibi
düşünen, yiyen, içen insanlara,
'bunlar benim kardeşim' der-
sek, bunun neresi şoven olur"
dedi. Demirel, Türkiye ile
Türkiler arasındaki ilişkilerin
Moskova'yı rahatsız edip etme-
diğine ilişkin bir soruyu "Mos-
kova, Pantürkizmden oldum
olası rahatsız olmuştur. Ama
ben, Pantürkist değilim" diye
yanıtladı. Türki cumhuriyetle-
riyle işbirliğine gitmek gerekti-
ğine işaret eden Demirel, Lond-
ra'dan Pekin'e uzanan Transav-
rasya demiryolunun önemine
değindi.
Demirel, gezisinin son dura-
ğı olan Azerbaycan'a özel bir
önem verdi. Bu önemin nedeni,
Azerbaycan'da çok yakında
Cumhurbaşkanlığı seçimi yapı-
lacak olmasıydı. Demirel, Ba-
kü'deki temasları sırasında,
özellikle istikrar üzerinde durdu
ve dürüst-demokratik bir seçf-
min gerektiğini vurguladı. De-
mirel, tartışmalı bir seçim son-
rası oluşacak iktidann, Karabağ
olayı dahil, hiçbir soruna çözüm
bulamayacağına dikkat çekti.
Demirel, Türkiye'nin Bakü
Büyükelçiliği binasını açarken,
kalabalık bir grup Azeri'ye hi-
taben konuştu. Demirel'in söz-
leri, "Baba", "Türkiye" slo-
ganlanyla kesildi. Demirel, mi-
tingde de Azerbaycan'da dürüst
ve halkın iradesini yansıtan bir
seçim yapılmasını düediğini söy-
ledi.
"Bunlar, Türkiye'deki devleti
tartışıhr hale getirdi. Milli Gü-
venlik Kurulu'na gider karan
alırsınız. Alamazsanız, çıkarsı-
nız halka, '50 yıl sonrasını gö-
remiyorsunuz, ben iki gün son-
rasını görüyorum' dersiniz.
Bir şeyi kaçınyorsunuz. Bu
ülkenin anayasası yok mu? Ba-
na ne soruyorsunuz. Her şeyi
bana neden yüklüyorsunuz"
özal'ın açıklamayı ameliyat-
tan önce mi sonra mı yaptığını
soran Demirel, Cumhurbaşka-
nı'nın ameliyatıyla ilgili bir so-
nıya, "Adamın tamirata ihtiya-
a varsa ne yapsın" karşıhğını
verdi. Demirel, özal'ı, dün ara-
dığıru, ancak ameliyat nedeniyle
bulamadığını, geçmiş olsun di-
leklerini sunmak için telefonla
ulaşmaya çalışacağını da sözle-
rine ekledi.
Bakanlar Kurulu dün akşam
Başbakan Süleyman Demirel'-
in başkanlığında toplandı. De-
mirel, Bakanlar Kurulu'na Or-
ta Asya ve Kafkasya'daki Türki
cumhuriyetlere yaptıgı gezi hak-
kında bilgi verdi.
Türkeş: Tîırarfın
gerçekleşeceği kesiıi
BAKÜ (Cumhuriyet) -
MÇP Genel Başkanı Alparslan
Türkeş. Başbakan Süleyman
Demirel ile bırlikte Orta Asya'-
daki 5 Türki cumhuriyete yap-
tıgı geziyi değerlendirirken,
"Turan" ıdealinin er geç ger-
çekleşeceğınin kesin olduğunu
belirterek. bundan kimsenin
şüphe duymamasını istedi.
- Sizin yıllardır savunageldiği-
niz fikirler açısından son beş ûl-
kede yaptığınız geziyi değerlen-
direbilir misiniz?
TÜRKEŞ - Beş ülke, beşi de
tarih, soy, kültür bakımından
birbirinin aynı ojan ülkelerdir.
Bugün bağımsızlıklanna ka-
vuşmuşlardır. Totaliter Mark-
sist rejimden, piyasa ekonomi-
sine geçme, demokrasiyi kurma
güçlüğüyle karşı karşıyadırlar.
Baştarafi 1. Sayfada
Atlar daha sonrajokeyleriyle
bir tur atıyor 'padok'ta. Demek
biraz sonra yanş başlayacak.
^_ Ve kalabalık büyük bir kitle
SÖKÜSÜ Akın"GÖnen.'Baka^'İar halirıcle tribünleri dolduruyor.
Kurulu toplantısından sonra Tnbunlere s.gmayanlar p.st ke-
nannda.
İşte koşu başhyor. Yanm sa-
atlik hazırlık heyecanının son
demi: Bütün hepsi bir dakika,
48 saniye, 56 salise...
İki dakikaya yakın bu süre
içinde heyecan son donıkta:
-Yürü oğlum, atım be...
Rüzgâr spikerin sesini uçum-
yor. Bir şey anlamak rnümkün
değil. İki dakikalık bir bağnş-
çığınş...
-Tek yazmıştım, işte geldi...
-Çıktığı gibi geldi koçum...
Ardmdan yanm saat sürecek
bir sessizlik. Başka bir koşuya
kadar...
__ Bu arada 'borsa' • açılıyor.
Üç-dört genç ilk koşuda kaza-
nan atın adı yaalı kartlan yere
sermiş bağınyorlar:
-Dört tane üç at on bin...
Yanş sayısı arttıkça borsanın
da fiyatı artacak.
Altılı oynamaktan vazgeçi-
yorum. Çıkarsa ne yapanm bu
Bu ülkelerin bir kısmında hâlâ kadar parayı? Hem yanımda
eski komünist yöneticiler idare- bültenim de yok, hangisini, na-
dedir. Yönetimi onlar ellerinde sıl yazacağım?
bulundurmaktadır. Bu da ayn
bir problem teşkil etmektedir.
Ama hepsinde de birbirlerine
yakın olma, birbirleriyle dost-
luk içinde sıkı ekohomik kültü-
rel ve siyasi işbirliği kurma
şuuru uyanmıştır.
Umut, 6.5 milyara koştu Doğalgazda ilk sızıntı
'rakı'lanm yudumlu- m Baştarafi I. Sayfada
Devlet Bakanı ve Hükümet
kanlar
sonra
yaptıgı acıklamada, Başbakan'-
uı Türki cumhuriyetleri gezisi ve
Bosna-Hersek sorununun görü-
şüldüğünü bildirdi. Gönen şöyle
dedi:
"Sayın Başbakan, gezi hak-
kında Bakanlar Kurulu üyeleri-
ne bilgi verdi. Gezinin bir değer-
lendirmesi yapıldı. Yapılan an-
laşmaların bir an önce yürürlü-
ğe konulması ve reaüze edilebil-
mesi için elden gelen her çaba
süratle gerçekleştirilecek. Özel-
likle haberleşme, iletişim ve ıılu-
şım alanlarında süratli bir faa-
liyet olacağı kanaatindeyim.
THY, bu cumhuriyetlere sürat-
le sefer düzenleyecek. "
- Siz, yıllardır "Turan'ideali-
ni savuıidıınuz. Bugün bu ideal
gerçekleşebilir mi?
TÜRKEŞ - Bugün degil, ama
ileride gerçekleşebilir ve gerçek-
leşecektir. Bunu hiçbir güç, hiç-
bir engel önleyemeyecektir.
- Turan idealinin er ya da geç
gerçekleşeceğiııi mi söyiüyorsu-
nuz?
TÜRKEŞ - O kesin, kimse-
nin şühphesi olmasın.
Yanda "piknik' alanına geçi-
yorum. Bir tabela:
'Piknik alanında top oyna-
mak, ağaç diplerinde ateş yak-
mak, sahncak kurmak, alkollü
içki içmek yasaktır."
Top oynamaya kimsenin za-
manı yok, herkes atlann peşin-
de çünkü. Ama tabelada ne
yaayorsa tam tersini yapmada
herkes. Ya 6.5 milyann sahibi
burada olanlann biriyse?
Çocuklar "Midilli' atlanyla
geziniyor. Genç bir anne iki
ağacın arasına kurduğu salın-
cakta küçük bebesini salhyor.
arada da yanı başındaki man-
galda ellerini ısıtıyor.
Babalar yerlere kilimleri, bat-
taniyeleri sermiş, çay bardakla-
Yunanistan''da Türkiye şoku
™ Baştarafi I. Sayfada mışti. Bılındığı gıbı Makedon-
Başbakan Demirel, dün cum- nuda sürtüşmekten kaçınmasına yakültürünün^Eİenkültürünün
. _ ! 1 _j ı 1 ıt_li_ Unil 1.1 r . . _ . . .
hurbaşkanı adaylanndan Halk bağladılar.
Cephesi lideri Ebul Feyz Elçi-
bey'le bir görüşme yaptı. Gö-
riişmede Demirel Elçibey'e, dü-
rüst ve kansız bir seçim ile de-
mokrasinin rayına oturtulması
ve ülkenin istikrara kavuşturul-
ması tavsiyesinde bulundu.
Geziye Demirel'in özel dave-
tiyle katılan MÇP lideri Alpars-
lan Türkeş, Bakü'de bir dizi si-
yasi temasta bulundu. Adaylar-
dan Halk Cephesi Başkanı Ebul
Feyz Elçibey tarafından havaa-
lanında bizzat karşılanan Türk-
eş, Elçibey'in isteği üzerine
Halk Cephesi Genel Merkezi'n-
de kalabalık bir grup Azeri'ye
hitaben konuşma yaptı. Demi-
rel, Türkeş'in Bakü'de yaptıgı
temaslaıa ilişkin bir soruya ya-
nıt verirken, "Ben resmi kişi-
yim. Onlann yaptıgı temaslar,
hükümeti ve devleti bağlamaz"
dedi.
Başbakan Süleyman Demirel,
10 mayısta Türkmenistan'ın
başkenti Aşkabat'ta düzenlene-
cek olan ve Türki cumhuriyet-
leri ile Türkiye ve Iran'ın da ka-
tılacağı zirveye Pakistan'ı da
davet etmek üzere girişimlerde
bulundu. Pakistan'ın da bu zir-
veye katılması bekleniyor.
4 haziranda 3. İzmir Iktisat
Kongresi'nin toplanacağını,
temmuz ayında da Atatürk Ba-
rajı'nın açılacağmı bildiren De-
mirel, her iki olaya da Türki
cumhuriyetlerin yöneticilerinin
çağrılacağım açıkladı.
Başbakan Süleyman Demirel,
Cumhurbaşkanı Turgut Özal'-
ın, Türkiye'nin "Kürtlerin ha-
misi olması" yolundaki önerisi-
ne "Sekiz yıldır hükümetteydi-
niz. Şimdi bunlar doğru ise se-
kiz yılda yapsaydınız" dedi.
Demirel, Özal'ın canı ile bo-
ğuştuğunu, kendisinin de yurt-
dışında olduğunu anımsatarak,
"Ben bu tartışmayı, Türkiye sı-
nırlanna girinceye kadar açmak
istemiyorum" dedi. Demirel,
ayru konuda cumhurbaşkarumn
başka, başbakanın başka ko-
nuşmasının garabet olarak de-
ğerlendirilebileceğini ifade etti.
Demirel sözlerine şöyle de-
vam etti:
Mitsotakis toplantı sırasında
Türkiye'nin Avrupa'ya yönlen-
mesinin teşvik edilmesi gerekti-
ğini ve ülkesinin daima Türkiye
ile diyalogdan yana olduğunu
söylemişti.
Vunan Başbakanı, Türkiye'-
nin bölgede siyasi öneminin
bulunduğunu da ifade ederek
Türkiye ile AT arasında yapıcı
ilişkiler olması gerektiğini kay-
detmişti.
"Yunan dışişlerinde Ingjl-
tere'nin AT dönem başkanhğı
sırasında Türkiye-AT ilişkile-
rinde gelışme sağjanması bekle-
niyor" görüşünü belirten göz-
lemciler. Hurd'ün AT Dışişleri
Bakanlan Toplantısı'nda bu
konuyu gündeme getırmekle
Londra'nın niyetini de göster-
miş olduğunu söylediler.
Yunan dışişlerinin İngiltere'-
nin AT dönem başkanhğı sıra-
sında Türkiye-AT ilişkilerinin
yanı sıra Türkiye'nin Batı Av-
rupa Birliği (BAB) ile ilişkile-
rinde de gelişmeler sağlanması-
ru beklediğjni kaydeden göz-
lemciler, "Ingiltere, geçen yıl
aralık ayında Maastricht'te
Türkiye'nin BAB'a asil üyeliği-
ni savunmuştu" dediler.
Yunan basını AT dışişleri ba-
kanlan gayriresmi toplantısın-
da Türkiye-AT ilişkileri konu-
sunun görüşülmesirü ve bu
konuda Ingiltere'nin bir rapor
haarlamasının kararlaştınlma-
sını tepkıyle karşıladı.
Yunan gazeteleri, Guima-
reas'taki gelişmeleri "İngiliz
oyunu", "ATnin Türkiye'ye
verdiği önem artıyor" başhkla-
nyla duyurdu.
Öte yandan Yunanistan Baş-
bakanı Mitsotakis Guimareas1
taki toplantıda Makedonya
Cumhuriyeti konusunda ahnan
karar için "Oyunu yarı yanya
kazandık" dedi.
AT Dışişleri Bakanlan Top-
lantısı'ndan sonra yayımlanan
acıklamada "AT, Makedonya
Cumhuriyeti'ni ilgili tüm taraf-
lann kabul edebileceği bir isim
altında ve mevcut sınırlannda
egemen ve bağımsız bir devlet
olarak tanımayı istiyor" denil-
bir parçası olduğunu iddia eden
Yunanistan, isminde "Make-
donya" kelimesi taşıyan bir
cumhuriyeti tanımayı reddedi-
yor.
Karan olumlu olarak nite-
lendiren Mitsotakis, toplulu-
ğun bu konuda kısa sürede
sonuca ulaşmasını ümit ettiğini
kaydetti ve "Ancak bu sonuç
Yunanistan'ın arzuladığı so-
nuçtan başkası olamaz" dedi.
Mitsotakis, şöyle konuştu:
"Toplantıda bir ara oyunu
kazanıyoruz gibi göründü. Al-
manya Dışişleri Bakanı. söz
konusu devletin Üsküp Cum-
huriyeti adı altında tanınmasını
önerdi. Nihai metin haarlandı-
ğında son anda Fransa ve İtal-
ya dışişleri bakanlan çekincele-
rini belirttiler. Sorun çözüme
doğru gidiyor. Oyunu yan yan-
ya kazandık."
öte yandan Mitsotakis, bir
günlük ziyaret için dün Tiran'a
gitti. Diplomatlar ve işadamla-
rının oluşturduğu kalabalık bir
heyet ile Tiran'a gelen Mitsota-
kis, burada Arnavutluk Cum-
hurbaşkanı Sali Berişa, Başba-
kan Aleksandr Meksi ve Dışiş-
leri Bakanı Alfred Saneki ile
görüştü.
Atina'nın şansı döndü
Dış Haberier Servisi - Portekiz'in Guimareas kentinde ön-
ceki günü toplanan AT dışişleri bakanlan toplanüsında, sürp-
riz bir gelişme ile Türkiye konusunun ele almması ve İngiltere
Dışişleri Bakanı Douglas Hurd'un Avrupa Topluluğu'nun
Türkiye ile ilişkileri geliştirmesini istemesi Atina'yı kaygüan-
dırdı.
Aslında Atina, Türkiye ile Yunanistan'ın dış politikalann-
daki ters yöndeki gelişmeler nedeni ile bir süredir kaygılı idi.
Guimareas toplantısı sonunda bu kaygısı büsbütün arttı.
Türkiye'nin son zamanlarda Suriye ile gerginliği yumuşat-
ma yoluna yönelip Fransa ve İngiltere ile ilişkilerini geliştire-
rek Orta Asya cumhuriyetlerine açılmasına karşılık Mitsota-
kis hükümetinin dış politikada şansı Makedonya sorunu ile
dönmüştür. Mitsotakis, adını değiştirmediği sürece, Make-
donya'yı tanımamakta ısrar eden Dışişleri Bakanı Andonis
Samaras'ın 13 nisanda görevden ahnasına karşın kamuoyu-
nun baskısı nedeni ile kendisi daha esnek bir politika izleme
olanağını bulamadı ve Samaras'ın katı tuttımunu sürdürerek
ATnin Makedonya'yı tanımasını engellemeye devam etti. Bu
politikası ile de ABD ve Avrupa Topluluğu'nun tepkilerini
üzerine çekti.
Makedonya sorunu, Yunanistan'ın Bulgaristan'la ilişkileri-
nin de gerginleşmesine yol açtı. Sofya'nın ocak ayında, Mitso-
takis hükümetinin itiraflanna karşın Makedonya'yı tanıması
Atina'da huzursuzluk yarattı. Üstelik Sofya bu davranışıyla,
Makedonya"yı tanıyan Ankara ile ayru çizgide buluşmuştu.
Bu, soğuk savaş yıllannda Türkiye'ye karşı Bulgaristan'a yak-
laşma politikası izleyen Atina için kaygı verici bir gelişme idi.
Yunanistan'ın Arnavutluk'la olan ilişkileri ise öteden beri
iyi değildir. Arnavutluk Kuzey Epin diye bılinen bölgede Yu-
nanistan'ın gözü olduğundan kuşkulanır. Yunanistan ise
Arnavutluk'ta yaşayan Yunan asıllı azınlığa Tiran tarafından
iyi muamele edilmediğinden yakjnır.
Sonuç olarak Türkiye dış politikada peş*peşe atılımlar ya-
pıp Avrupa ile ilişkilerini geh'ştirirken Yunanistan'ın Bulgaris-
tan ve Arnavutluk'a ek olarak AT ve ABD ile de Makedonya
sorunu yüzünden ilişkileri gerginleşmiştir.
Bu ortamda, Guimareas toplantısındaki gelişmenin
Atina'yı telaşlandırmasını normal karşılamak gerekir.
nndan
yorlar.
Ve koşu başlayınca rakılar
yanm bırakılıp doğru pist ke-
nanna...
Aynı heyecan, kapalı devre
yayın yapan televizyon başında
da... TV başında da yumruklar
havaya savrulup aynı nara atılı-
yor:
-Yürü be kızım, yürü be atım,
yakma beni...
Son yanşı beklemenin bir an-
lamı yok artık. Nasıl olsa ilk
ikisi "yanmış.' Bundan sonrası-
nı kazansan ne yazar?
Umut. tükendı.
Hayır, tükenmedi, bir başka
güneertelendi.
Hipodrom ağır ağır boşalı-
yor. Şimdi konuşulan daha
önceki yanşlar.
-Geçen yıl Kapalıçarşı 12
milyona bütün gişeleri kapattı,
ama beş milyon para aldılar...
Bakjyorum umutla birlikte
kokoreçler bitmiş, büfelerde
kutu biralar, köfte-ekmekler
bitmiş. Tezgâhlann üzerinde
koşu bültenleri...
Evet, dün büyük bir yanş
vardı 6.5 milyara...
Hangi at, hangi atın sahibi
kazandı bilmiyorum, ama
umut hâlâ beklemede...
1992 ydı
• Baştarafi 1. Sayfada
deflerini anlatuklannı açıkla-
yan Kesicâ, "Program hedefleri.
politıkalar ve temel büyüklük-
ler uygun bulundu. Bu hedefle-
re ulaşılıp ulaşılamayacağı
konusunda soru işaretleri oluş-
muştu. Bu sorular da üç aylık
\erilerin sunulmasıyla ortadan
kalktı. Bu verilerle hedeflere ula-
şılacağı ortaya çıktf şeklinde
konuştu.
önlcmlcrini almadıklan ıçın
suçlavarak şunlan söyledi:
"İyi ki hafta sonuydu. Diğcr
günlcr burada birçok araba bu-
lunujor. O arabalar büyük bir
olasılıklayanardı. Çocuklar ya-
nabilırdı. Büyük bir şans cscri
kimscye bir şey olmadı. Ama
olsaydı bunun hcsabını kım ve-
rcccktı? O zaman da ycıkililer
"işle çocuklar atcş yakmışlar
yangın ondan çıkmış' dıyerek
ışi gecıştireceklerdi." Hanife
Muhcu, çocukları sürekli izle-
mcnın olanaklı olmadığını bu
lür tehlikclcre karşı kululann
daha cmniyetlı vapılmasını istc-
dı. Mahmut Muhcu adlı yurt-
taş ise gaz sızınüsı olmadan
çocuklann yaktıklan kâğıtlar-
dan yangının çıkmış olabilece-
ğine inanmadığını belirterek
olayın örtbas edilmek istendiği-
ni ileri sürdü. Yurttaşlar yangı-
nın bir saatten daha fazla sür-
düğünü söylediler Olaj yerine
cşofmanlan ile geien 1GDAŞ
Anadolu Bölge Müdürü Semi-
ha Eryılmaz. yangının leknik
olarak nasıl çıktığı konusunda,
vangına ilk müdahaleyi yapan
ekiplerin raporlannı inceledik-
ten sonra açıklama yapabile-
ceklerini belirterek şunlan söy-
ledi:
"Servis kutusuyla oynayan
çocuklar ateş yakmışlar. Bu
yangın servis kutusunun dış
kaplannı entmiş. Arkadaşlan-
mız ihban ahnca olay yerine
gelmişler. İtfaiye ile birlikte ola-
\a müdahale etmişler, vanalan
kapatmışlar. yangını söndür-
müşler. Kesinlikle gaz kaçağı
yoktur. Gaz kaçaklanna karşı
gerckli kontroller yapılmıştır.
Eğer gaz kaçağı olsa>dı yangın
devam ederdi."
Işçiye güvence
• Baştarafi I. Sayfada
İşveren temsilcileri, ilke ola-
rak işsizlik sigortasına karşı çık-
mamakla beraber, konunun
kıdem tazminatlanyla birlikte
ele alınması yönündeki ısrarla-
nna devam ediyorlar. TİSK'in,
"Kıdem tazminatı da bir an-
lamda işsizlik sigortasıdır. Çift
ödeme olmaması için. kıdem
tazminatı sadece emeklilik du-
rumunda verilecek bir ikrami-
yeye dönüştürülmelidir" görü-
şü. işçi konfederasyonlannca
tepkivle karşılanıyor. Türk-İş,
Hak-Iş ve DISK yetkiliieri, kı-
dem tazminatının kazanılmış
bir hak olduğunu belirterek, bu
konuda pazarhğa girmeyecek-
lennı söylüyorlar. "İşverenler.
işsizlik sigortasına şarth evet di-
yor" şeklinde yorumlanan bu
talebe. Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakanı Mehmet Moğul-
tay'ın da sıcak bakmadığı kay-
dediliyor. İşsizlik sigortası siste-
minin kurulmasına ilişkin yasa
tasansı hazırlıklanna devam
eden Çalışma ve Sosyal Güven-
lik Bakanlığı yetkiliieri, "İşve-
renlerin bu talepte ısrar etmele-
ri, konsensüsü tıkayabilir.
Ancak, kıdem tazminatı hakkı-
nın işsizlik sigortasıyla takası
mümkün görünmüyor. Bu ko-
nuda ısrarlı olsalar bile hükü-
metten Meclis'e gidecek yasa
tasansına bu yönde etki yapa-
bileceklerini sanmıyoruz" di-
yorlar.
Taraflann ilke düzeyinde gö-
rüş birliğine vardıklan. ancak
aynntılar üzerinde tartışarak
anlaşmaya çalıştıklan diğer
noktalar özetle şöyle:
- Devletin sigortaya katkısı
hangi oranda. hangi aşamalar-
da ve hangi kaynaklardan ger-
çekleşecek?
- İIBK yönetiminde sosyal
taraflar hangi oranlarda yetkili
olacaklar?
- İşsizlik sigortası uygulaması
il, bölge düzeyinde mi, sektörler
düzeyinde mi başlamalı?
İşsizlik sigortası konusunda.
İİBK bünyesinde yapılan çalış-
malarla oluşturulan modele
göre; çalışma istek ve yeteneği-
ne sahip olduğu halde, bir işte
çalışırken kendi istek ve kusuru
olmaksızın işsiz kalan. çalıştığı
süre içinde işsizlik sigortası pri-
mi ödeyen, ilgili kuruma başvu-
ran, bu kurumun uygun göre-
ceği kurs ve cğitimlere katılan
ve kurumun önerdiği uygun işi
kabul eden kişiler işsizlik sigor-
tasından yararlanabilecek.
Eryılmaz. "İsıanbullulan
bundan böyle bu tür tchlikeler
bckliyor mu" sorumuza ise şöy-
le yanıt verdi.
"Bunu tabii İstanbullu için
başka şeyler için de sorabilirsi-
niz. Sadece doğalgaz ıçın değil.
Ama ben sadece teknık bir ola-
yı anlatıvorum. Evdeki tüplede
çocuk oy narsa faciaya yol açar.
Her cnerjı kaynağını düzgün
kullanmazsanız tehüke varata-
bilir"
Izzetbegoviç
• Baştarafi 1. Sayfada
ral Ordu yetkililerince tutuk-
lanmıştı.
Bölgedeki AT kaynaklanna
göre. İzzetbegoviç. Birleşmiş
Milletler(BM) BanşGücüyet-
kilılcrinin arabuluculuğu sonu-
cu gerçekleştirilen zirvede
Bosna-Hersek yetkiliieri ve Fe-
deral Ordu komutanlan arasın-
da vanıan anlaşma gereğı salı-
verildi.
Anlaşma uyannca. Müslü-
man ve Hırvatlardan oluşan
Bölgesel Savunma Güçleri. Fe-
deral Ordu'nun Saraybosna'-
daki 2. Bölge Komutanlığı
karargâhının çevresindeki ku-
şatmayı kaldıracak ve federal
askerlenn. komutanlan Gene-
ral Milutin Kukanjaç ile birlikte
karargâhı terk etmesine izin ve-
recek.
Bölgesel Savunma Güçleri.
İzzetbegoviç'in esir almması
üzenne dün sabah erken saat-
lerden itibaren karargâhı ku-
şatma altına almış ve binalann
çevresine roketatarlar ve ağır
makineli silahlar yerleştirmişti.
Karargahı tahlıye edecek
olan federal askerler. BM Banş
Gücü tarafından sağlanacak 20
kamvondan oluşacak konvoy-
la Saraybosna'dan aynlacak.
Konvoya BM Banş Gücü as-
kerleri eşlik edecek. Ancak fe-
Kapsam dahifindeki tüm işciler deral askerlerin Saraybosna'yı
için geçerli olacak işsizlik sigor- terk ettikten sonra nereye gide-
tasının uygulanmasıyla; işsiz cekleri kesinlik kazanmadı.
kalan sigortalıya, üzerinden
prim ödediği ücretin en az yüz-
de 45'i oranında ve prim ödedi-
ği güne bağlı olarak bir süre
ödeme yapılacak. Kurum, bu
süre içinde işsiz sigortalıyı işe
yerleştirmeye çahşacak, bunun
5polisin
için yol parası dahil gereklı har-
camalan yapacak.
657 sayılı yasaya tabii me-
murlann kapsam dışı olduğu
işsizlik sigortası için; işçi ve işve-
renler. işçinin prime esas kazan-
a üzerinden yüzde 2 oranında
ayn ayn prim ödeyecekler. Ön-
görülen modele göre devlet,
kuruluş ve yönetim giderlerinin
tümünü karşılayacak, işe yer-
leştirme ve eğitim hizmetlerini
sunacak, gerektiğinde de açık-
lan kapatacak.
İşsizlik ödeneğine hak kaza-
nabilmek için; son 3 yıl içinde
20 ay sigortalı olarak çalışıp
prim ödemiş ve işten aynlma-
dan önceki son 6 ay içinde sü-
rekli çalışmış olma asgari koşul
olarak aranacak. Bu koşulu ye-
rine getirenlere 6 ay işsizlik öde-
neği verilecek. Son 3 yıl içinde
30 ay çahşana 7 ay, 36 ay çahşa-
na 8 ay ödeme yapılacak.
• Baştarafi 1. Sayfada
Türk milletinin terörü tecrit et-
tiğine dikkat çekcrek, "Terör
şebekelen artık kandıracak
adam da bulamıyorlar" dedi.
Konuşmasında 5 polisin öl-
dürülmesinden duyduğu üzün-
tüyü dile getiren Menzir, sözle-
rine şöyle devam etti:
"Yıllardan beri Türk milleti-
nın başına musallat olan bu te-
rör belası ve bu şer güçlerle
mücadelede 5 şehidi toprağa
veriyoruz. Nereye giderlerse
gitsinler. ne cehenneme girerler-
se gırsinler cezalannı çekecek-
ler"
Polislere düzenlenen saldın-
dan sonra yakalanan kişiyle il-
gili olarak. "Dün yakalanan
kişi de hapçı. uyuşturucu kulla-
nan bir kişi" şeklinde konuşan
Menzir. Silivrikapı'da askeri
bir aracın taranması olayını
gerçekleştirenlerle ilgili olarak
Merter'de çatışmada ölen Ca-
fer Demirel'in. hırsızlık ve yan-
kesicilikten sabıkalı olduğunu
sövledi.
PENCERE
(Baştarafi 2. Sayfada)
Nazi Almanyası'nda devlet düzenine dönüşen, Amerika'da
ve Afrika'da ak ile karaya oturan ırkçılığın renkji filmini tele-
vizyonda izliyoruz.
*
Olağanüstû devlet güçierini seferber eden ABD, kargaşa
ve ayaklanmanın üstesinden gelecektir; ardından alınacak
önlemler ve yürürlüğe girmesi gerekli yeni yasalara sıra ge-
lir; ama, yeter mi?
Irk ayrımı, eskisine oranla, Amerika'da 1960'lardan bu ya-
na yumuşamıştır. Holivut filmlerinde bile yumuşama sergi-
leniyor; ak ile kara çelişkisini grileştirmek için harcanan ça-
baları kimse küçümseyemez. Yine de savaşmak için Irak'a
gönderilen Amerikan ordusunda siyahlann ağıriığı ilginç bir
görüntü yaratıyordu. Yoksul zenci, Arap çöllerinde Birteşik
Devletter hesabına insan avına çıkmaktan kendisi için bir ha-
yır mı umuyordu? Bilinçsizlik karaderili gençlere askeri üni-
forma gibi biçilmişti. Amerikan siyahları, Mezopotamya çöl-
lerinde ne için savaşıyoriardı?
Sözde 'Yoni Dünya DüzenF için?
Peki, şimdi New York'tan Los Angeles'a kadar tüm Ameri-
ka'da ne için ayaklanıyorlar?
'Yeni Dünya Düzeni'ru ırkçılık hastalığını aşamamış bir sü-
per devlet mi kuracak? İnsanlığın özellikle Güney kuşağın-
daki yoksul toplumların bu soruya tez elden bir yanıt arama-
ları gerekmiyor mu?