Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24MAYIS1992PAZAR
8 PAZAR YAZILARI
îç savaş 350 yıl sonratekrarlamyorBu yıl. İngiliz iç savaşının başlamasının 350.
yıldönümü. Iç savaşın en yoğun yaşandığı yöre-
lerde şimdi, o günlerin kılıklanna bürünen "me-
raklılar", tarla ve otlaklannı "savaş oyunlanna"
açanlann hoşgörüsüne sığınarak iç savaşı yeni-
den "sahneliyorlar." Savaş oyunu sahnelemeyi
hobi olarak sürdüren çok kişi var. Çok da der-
nek. Türkiye'deki "temsili düşman kuvvetleri"
ya da "muzafFer Türk ordusu" görüntülerine
hiç benzemeyen bu sahnelemeler, tamamen tari-
hi gerçeklere uyan kıhklar ve yerlerde kıh kırk
yararcasına aynnüh senaryolara göre yapılıyor.
L()NDRA
EDİPEMİL
ÖYMEN
lamentoyu kurtarmaya gjrişmiş, sadece 20 bin
kişi ile krahn ordusuna kafa tutmuştu. Crom-
., w
, . _ . . . vvell'in askerleri kumar oynamaz, içki içmez.
Gayetciddi biriş. İşin tuhafı, hamasi edebiyat ile dini bütün köylülerdi. Onun için de halk, onla-
ilgisi de yok. Tarihı ile iç içe yaşayan İngjüzler, nn geldiğini görünce korkmuyor ve kralın ordu-
"unutma ve unutturma" ilkesine sadık. Tarih, sundan yüz çeviriyordu. Denklem, "parlamen-
İngilizler için sıkıcı ders kitaplannda sıkışıp kal- toya karşı kral" şeklindeydi. Bugünkü liberal ve
mış birezberkâbusu değil. Tamaksine. hâlâya- hoşgörülü İngiliz demokrasisinin vardığı aşa-
şavan vevaşanan bırgerçek.
Bugünler, iç savaş oyunlannın ilk günleri he-
nüz. ekim ayjna kadar da sürecek Dintemelci
sofu Otiver CromweH, mutlak krala karşı par-
mada, bu kanlı iç savaşta sönen ocaklann, ölen
yığınlann, kökü kaanan sülalelerin imzası var.
Kralın ülkeyi Tann buyruğu ile mi yönettiği.
yoksa halkın, temsikileri aracıhğı ile egemenliği-
• Bu günler iç savaş oyunlarının ilk günleri
henüz. ekim ayına kadar da sürecek.
Dintemelci sofu Oliver Cromvvell, mutlak krala
karşı parlamentoyu kurtarmaya girişmiş, sadece
20 bin kişi ile kralın ordusuna kafa tutmuştu.
Cromwell'in askerleri kumar oynamaz, içki içmez,
dini bütün köylülerdi..
nin mi üstün olduğu 1640'larda henüz yarutlan-
mış değildi. Kral 1. Charles, kellesini parlamen-
tonun üstünlüğüne verirken bu sorunun yarutı
da verilmiş oluyordu böylece.
Kralı idam ettirip ardından da işlerin bir türlü
yürümediği parlamentoya da şöyle bir bakıp,
•'Bu bina gereksizdir efendiler, haydi hepıniz ev-
lerinize" diyen diktatör Oliver Cromvvell'in hey-
keli, bugün parlamentonun önünde durur.
Demokratik bir devrim yaptığmı zanneden.
parlamentoyu kurtarmak hevesi ile krallığı orta-
dan kaldırarak cumhuriyet ilan etmeyı tasarla-
yan Cromvvell, sonuçta iklidara oligarşiyi getir-
diğını esefle gördii. Halk. cumhuriyet değil,
krallık istiyor, ama mutlakıyet istemiyordu.
Mutlakiyetten kaçarken Cromvvell'in disiplinli
dintemelciliğine yakalandı. Meyhaneler, tiyat-
rolar, genelevler kapatıldı, at yanşlan. horozdö-
vüşleri, dans yasaklandı, neşe kalmadı. Pazar
günleri herkes kiliseye gidecekti. Kolcular gö-
revlendirilmişti sırf bunu sağlamak için. Cumar-
tesi günleri iş göriilmeyecek. zahire saülamaya-
cak, seyahate çıkılmayacak. yük taşınmaya-
cakü. Dintemelcilik. İncil'i bile değil, Tevrat'ı
esas alıyordu. Sara nöbetleri geçiren, içine ka-
palı, ters ve nadan, sofu toprak ağası Cromvvell.
sıtmadan öldüğünde 59 yaşındaydı. İdam edilen
Charles'ın oğlu, "İkınci" sıfatıyla kral oluverdi.
Cromvvell'in cesedi mezanndan çıkanldı. Kafası
kesildi ve parlamento önünde kazığa geçirildi.
Ama sonra heykelı dikıldi. Ne de olsa tarihi bir
kişilikti ve İngjltere'nin ilk ve son askeri diktatö-
rüydü.
Cöte d'Azur'de
her ev bir 'şato'
Franaz Rivierasi ile Türki-
ye'nin Akdeniz sahilleri arası-
nda kelimenin tam anlamıyla
"doşlar kadar fark" var. Alpler
lavanta ve gelincik tarlalan-
ndan, Provence'den geçerek de-
nize iniyor. Akdeniz'in o tarif-
siz mavililiği bu kıyılara 'Cote
de'Azur" adıru vermiş. Kaya-
lıklar insanoğlunun baş edeme-
yeceği bir sertlikte değil, hafıf
eğimli dökülüyor Akdeniz'e
Coto q'Azur" da bu yüzden üç
"kornis" yani anayol birbirine
gidiyor. Ve kornislerden her bi-
ri sayısız eve ulaşımı sağlıyor.
Ashnda onlara "ev" deyip
geçmek neredeyse ayıp. Fransız
Rivierasi'ndeki evler birer şato,
en azından lüks villa. En üst
kornistan başınız dönmeden
aşağı baktığınızda en aşağıda
Akdeniz'i onun yukansında ise
mavi lekeler halinde yüzme ha-
vuzlannı görüyorsunuz.
Nice. Cote D'Azur'da çok
güzel bir şehir. Dört-beş katlı,
balkonlan dökme demirden
dantel gibi işlenmiş geniş bul-
varlanndan palmiyelerin hafif-
çe danstettiği çok aşine, çok bir
şehir Nice. Yuinan denizcileri-
nin MÖ 350 yıhnda geldiği bu-
raya demir attığı adına Yu-
nan Zafer Tannçası Nike'in
adıru verdiği sanıbyor. Uzun
yüzyülar boyunca Nice hep
farklı koptlann. prenslerineline
geçmiş. İtalyanlann olmuş (bu
yüzden ttalyanlar ve Almanlar
da Nice'e Nizza diyor) Nice
halkı 1860'taki Torino anlaş-
masında referanduma giderek
Nice'nin Fransa'ya katılmasına
karar vermişler.
Nice limanında Korsika'ya
tarifeli sefer yapan beyaz feri-
botlar yolcu bekliyor. Korsi-
ka'daki bağımsızlık hareketinin
turistik yerlere eylemler düzen-
lemesi Korsiİca adasının
balıkçılığın yanı sıra en önemli
gelir kaynağı olan turizmi bal-
talıyor. Amaç da bu zaten.
Nice'nin ünlü şatosuna antik
bir asansörle çıkıp eski kentin
dar sokaklannda gezinirken
Beyoğlu'nu haürlamamak elde
DtLEK
ZAPTÇIOĞLU
değil. Yeni kenün en büyük
simgesi ise, "Promenadcs des
Anglais" bir "Kordon Boyu" İn-
giliz asistokratlar 19. yüzyılın
başlannda kendilerine Nice'ı
sayfiye yeri seçtikten sonra bu
geniş caddeyi inşa ettirmiş De-
niz kıyısında 4 kilometre bo-
yunca uzanan "İngiliz Cad-
desi'nde pek çok Nice kartpos-
talını süsleyen ünlü Negresco
Oteli var.
Bu şirin Akdeniz kentinin
adına leke düşüren bir gelişme-
nin işaretini sokaklan donatan
afişlerde görüyoruz. Fransa'da
ırkçı slaganlarla oy toplaan aşı-
n asğ Jean-Marie Le Pen ve
partisi Ulusal Cephe halka ses-
leniyor: "Yabancılar dışarı!"
Nice ayru zamanda son seçim-
lerde ırkçı Le Pen'e yüzde otuz-
lara varan oralarda oy verek
bütün Fransa'yı dehşete düşür-
müş bir kent.
Osa tunzm Nice'nin en bü-
yük gelir kaynağı. Yabancı düş-
manlığı turizmle bağdaşır mı?
Ama Nice halkı "yabanalar dı-
şan" derken zaten buraya
Amerika'dan İngiltere'den Al-
manya'dan akan turistleri kas-
tetmiyor. Sokaklarda renga-
renk entarileriyle değersiz incik
boncuk satarak geçinmeye çalı-
şan Kuzey Afrikahlan açıkcası
"zencileri"kastediyor.Bir
apartman dairesinin a kirasının
bile 10 milyona verdiği Cote d'-
Azur'de yoksul siyahlar man-
zarayn bozuyor. Yoksulluktan
küçük suçlar işliyor ve hepsi
hırsız damgasını yiyiveriyorlar.
Le pen'e oy verenler daha
çok alt kesimlerin düşük gelirli
insanlan. az aylannda Fransız
Rivierasi turistlere boğulunca
ve Paris'ten Lyon'dan zenginler
yazlık evlerine taşınınca fıyatlar
katmerleniyor.
Ünlü haydut
Rohamis oynadı
ve kaybetti
• Yunanistan'ın en popüler mahkûmu Rohamis
1971 yıhndan beri çeşitli cezaevlerinde yatıyor. Bu
süre içinde beş kez fırar etmeyi başaran ünlü hay-
dut en son geçen hafta Girit Cezaevi'nden kaç-
mıştı.Rohamis bu kez beş günde yakayı ele verdi.
PROMENADE DES ANGLAİS - Nice'in dünyaca ünlü Promenade des Anglais Bulvarı'nda, Akdeniz'e bakan lüks oteller, mil-
y arderierin gözdesi. Üstsüz bayanlann denize girdiği plajlar ise yaz aylannda kente renkli bir görünüm kazandırıyor.
Geçen hafta Girit Adası'nın
Halikarnassos Cezaevi'nden
fırar etmeyi başaran Yunanis-
tan'ın en popüler mahpusu
Vangelis Rohamis 5 gün içinde
yakayı ele verdı.
Girit adasmı baştan aşağı
tarayan 270 kadar üniformah
ve ünifonnasız polisin yoğun
ugraşılanndan sonra yol
ortasında yakalanan Rohamis
ve arkadaşı, gayet sakın bir şe-
kilde, "Oynadık ve kaybetük"
demekle yetindiler.
Rohamis 1971 yıhndan bu
yana Yunanistan'ın çeşitli ce-
zaevlerinde yaüyor. Bu süre
içinde beş kez fırar etmeyi ba-
şaran Rohamis, her defasında
ya bir soygun ya da bir kavga
sıra^ında vakalanıvordu. Avnı
zamanda fanalik bir Bertold
Brecht hayranı olan Roha-
mis'in bir de 16 yaşında kızço-
cuğu var. Kızının Girit ada-
sırida tecavüze uğradığını ha-
ber alan Rohamis'in namusu-
nu temizlemek için belki de
gardiyanlann yardımıyla ce-
zaevinden kaçüğı öne sürülü-
yor. Rohamis'in bu firar gün-
lerinde kızını ziyaret ettiği ve
tecavüz faillerini kendi yum-
ruk yöntemiyle ceza-
landırdığına inanılıyor. Ama
Rohamis'e göre durumlar
böyle değil.
Siciline işlenen cinayet ve
iğfal suçlannı yıllarca reddettı-
ği halde bir türlü aradığı
hakkını bulamadığından ve
temyiz mahkemesinin sürekli
ertelendiğindenşikâyetediyor-
dn.
Mahpusanedeki arkadaşıy-
la birlikte gerçekleştirdiği bu
büyük firannın kamuoyunun
ilgisini çekmesini amaç-
ladığını söyleyen Rohamis,
"Girit adasında bol bol do-
AlİVA
STELYO
BERBERAKtS
Eski Osmanlıe\leriııe konuk oldııkUsta keramikçi Sema Geyran'ın yo-
ğurup can verdigi, eski Osmanlı evlerine
konuk olduk. Bizi alıp. Arif Paşa Ya-
lısı'na götürdü. Orada birer kahve içtik
Geyran'la. Sonra bu yalıdan alıp, Saf-
ranbolu evlerinde konuk etti. Nostaljik
duygularla sedire oturup, birlikte çay iç-
tik. Artık iyice tükenmeye yüz tutan,
Osmanlı mimarisinin ihtişamı, Geyran'ı
büyülemiş. Onun el emeği yaratüğı ke-
J ' R I H • Osmanh Sultanı Hamit döneminden reh eşi Marian oturuyor.
kalmış Arif Paşa Yahsf na, Yeniköy sı- _ Sf"2 Ge
y,ra
.n
,2
^ y l d a n b e n Z u n h
, *. , i IJ i /- M nn Başkonso os ugu nda memur o arak
ADFM rtlannda konuk olduk Geyran la Pa- ça,J m n ^ s ı r a k e r a m ı ^
ç T M Şayı andık bırbkte uzun, uzun. 1983 m p ^kii v e r i y o r y n l û y o r u m c u Gey .
»AULAivı yıhn da tamamen restore edilen yaüya, r a n > Türkiye dahil 16 kez sergi acmış.
1989yıbndanberiiskânizniverilmiş. Sergide, bir de Geyran'ın Safranbolu
— ^ — ^ — — ^ ^ evlerine konuk olduk. Safranbolu evleri
ıhtişamını >ansıtmış usta keramikçi. yalı. eski temeli üzerine, yalının eski ha- iskemlesizdi. Sedire oturuyorlardı o yö-
Osmanh Sultanı Hamit döneminden İini tanıyanlann yardımıyla, gerçeğe uy- rede. Sedire serilen yasük ve örtüler, gü-
ramik yalılar, insanın içini ferahlaüyor. kalmış Arif Paşa Yalısf na. Yeniköy gun bir biçimde restore edilmiş. Yabda nün modasına göre renk değiştiriyordu.
Geçmişe uzanıp, bir oohh çekiyorsunuz sırtlannda konuk olduk Geyran'la. Pa- şimdiki haliyle Sdamlık' bölümü var. Evlere külhanlı ocak yapıhyordu
içinizden. Osmanlı'dan kalma bu yalı- şayı andık birlikte uzun, uzun. 1983 Haremlik bölümünün ise, bugünkü ısınmak için. Bu eylerden ayakta dura-
lann iç mimarisini özenle işlemiş Gey- yılında tamamen restore edilen yabya, Esat Bey Yahsı diye anılan komşu bir bilenlerin en eskisi, 15. yy'a kadar
ran Onun bir dizi keramiği, Zürih'teki 1989 yılından beri iskân izni verilmiş. yalıda olduğu söyleniyor. Yalı Zarif uzanıyor. Tahtadan yapılmış ocaklann
KellerGaleri'de29.4.92ile 13.5.1992 ta- Geyran'ın nostaljik İstanbul evlerinden Mustafa Paşa'nın eline 1848'de geçmiş. bazılan. çini ile kaph. Safranbolu evle-
rihleri arasında ilgiyle izlendi. Aynı ga- oluşan sergisini gezerken, geçmişin deb- Daha sonra ise, II. Mahmut'un çok sev- rinden uzaklaşıp bu kez de, Kanlıca'-
leride verilen kokteylde, Geyran bizi Et- debeli yaşamına tanık olduk. diği Kahvecibaşı Kani Bey'den saün daki Şefık Bey'in konağına konuk ol-
hem Paşa Yahsfnda ağırladı bir süre. Anadolu Hisan'ndaki Zarif Mustafa alınnuş. Yalıda halen, Zarif Mustafa duk. Yalı 1895 yıhnda teşrifatçı Ferid
Sonra kalkıp. birlikte Mustafa Paşa Ya- Paşa yalısı bizi ahp, 1792'leresürükledi. Paşa'nın torunu merhum Selahaddin Bey'in oğlu Şefık Bey tarafından restore
lısı'na konuk edildik. Yalılann tüm Son günlere kadaT yıkık durumda olan Bey'in Lozan'da unışıpevlendiği, Isviç- edilerek, bugünkü halini almış.
laştık. Yüzlerce kişi ile karşı-
laştık. Kimseye dokunmadık,
eşkıyalık da yapmadık. TehJi-
keli katil olsak böyle mi ya-
pardık?" diyor..
Tarih olarak 1 haziran günü
saptanan temyiz mahkemesi-
nin bu kez de ertelenmemesi
amacıyla cezaevinden kaçtığı-
nı söyleyen Rohamis, "Eğer
yakalanmasaydım, 1 haziran
günü temyiz mahkemesine ge-
lıp yargılanacaktım" derken
cinayet ve iğfal suçlannın ken-
disine ait olmadığını ve ma-
sum olduğunu, yakalandıktan
hemen sonra TV kameralan
karşısında da söyledi.
Bu arada Rohamis ve arka-
daşını yol ortasında yakala-
yan polis kuvvetlerinin komi-
seri, Rohamis yanında olduğu
halde gazetecilerin sorulannı
yanıtlarken, "Elimizdeki bilgj-
leri doğru değerlendirdik ve
bu gördüğünüz iki azıh hay-
dutu yakalama başansını gös-
terdik" dedi. Ama komiserin
bu sözlerinden çok alınan Ro-
hamis, "Rica ederim komiser
bey. ben azıh bir haydut mu-
yum? Lütfen konuşmanıza
dikkat pdin" şeklinde müda-
hale etti.. Rohamis'i uzun
yıllar tanıdıŞ izlenimini
uyandıran komiserin ise "Ku-
sura bakma Vangel. ağzımdan
kaçtı" demesi ilgiyle karşılan-
dı.
Ömürboyu ve toplam 48 yıl
hapis cezalanndan hüküm
gi\miş Rohamis. yakalandık-
tan sonra > argılandığı suçüstü
mahkcmcsinde de fırar için 8;
arkadaşının firanna
yardımcı olduğu için de 18 ay
daha hapis cezası yedı. Roha-
misvearkadaşınınfıranna"ya-
takhk" edeh taksi şöförii de 18
ay hapsemahkûmoldu. Roha-
mis, şimdi I hazıranda başla-
yacak temyiz mahkemesi için
Pire'deki Koridallos Cezaevi'-
nc getirildı. Rohamis'in fıra-
rından sonra avukatı, "Me-
rak edilecek bir şey olmadığı-
nı NC mü\ekkilinin 1 haziran
günü mahkemeve geleceğini"
sÖNİemişti.
Rohamis'i yıllar yılı kovala-
yan bir polis yetkilisi de "O is-
temezse yakalayamayız" şek-
linde konuşmuştu. Rohamis,
gerçekten de hem avukaünın
hem de adının açıklanmasını
istemeyen bu polis yetkilisinin
yüzünü ak çıkardı.
Profesyoneller
anlattı:
Portföyünüzdeki
kağıfları
nasıl seçmeiisiniz?
• U z m a n l a r d a n yatı- - ^
rımcılara öğütler: - ^
Bir portföy oluştu- —
rulurken hangi ko-
şullar gözönünde bulundurulur, neler he-
saplanır, z a m a n l a m a nasıl saptanır?
• Salahsun Hekimoğiunun payını alan Efe Ozal borsacılıkta
atağa geçti Marjına! Menkul Değerler, Çarşı'nın müşterilerini
kapmaya çalışıyor • Sermaye pıyasasında sözleşmeler döne-
mı. Yeni teblığlerle kamunun fıyatların oltışumu ıçın müdahalesi
bitıyor. • Malı yapısı, yatırımları ve sermaye artırım dönemiyle
halka yeni açılan Turcas Petrolcülük • İMKB Başkanı Yaman
Törüner- "Yenı yasayla borsa daha özgür olacak. Borsa rayına
oturacak, spekülasyon azalacak" • Toplu Konut idaresi Baş-
kanı Yiğit Gülöksüz her keseye uygun bıçımde hazırlanan konut
projelerıni açıkladı • Arslan Başer Kafaoğlu: "Bir türlü olmuyor"
• Brısa, Çımsa, Çukurova Elektrık Denızlı Cam, Deva Holdıng,
Doğusan, Döktaş, Ege Bıra, Ege Endüstrı hısse senetlerının
teknık analizleri • Kav, Sönmez Fılament. Tofaş Oto, Emek Si-
gorta, Tüpraş, Türkiye Sınaı Kalkmma Bankası, Pınar Su. Erde-
mır, Ercıyas Bıracılık ve Kepez Elektrık şırketlerınden haberler
, p M mv\ A F T A L I K Y A T I R I M D E R G I S I
TREND
İLLEGAL ORGUT
ELEMANLARI
NEDEN OLDURÜYOR
NASIL ÖLÜYOR?
INTIHAR Mİ,
INFAZ Mİ?
• DEV-SOL'CU SABAHAT
KARATAŞ 'GÜLE GULE
ÖLÜME GIDIYORUZ"
• EMNIYET MUDÜRÜ
MENZIR "ONLAR
İNTIHARTIMI
ESAS INFAZ KENDİ
İÇLERINDE"
• VALI KOZAKÇIOGLU
"TATS1Z OLAYLARI
AZALTMAK İÇİN POLISI EĞİTİYORUZ"
• AVRUPADAKİ 68'LİLER ANLAÜI: ARTIK DONMEYECEĞİZ
•SORUŞTURMA KÜRT SORUNU NASIL ÇÛZÜLECEK'' ŞOVENIZM Mİ BARIŞ
Mİ' • KUZEY IRAKTA SECIMER YAPILDI '36 PARALEL DEVLETI'NE
DOORU t YEREL SEÇIMLERE PARA AKIYOR REKOR REFAH PARTİSİ NDE
• ERMENILER ATESLE OYNUYOR t AZERBAYCAN'DA GÛÇ K1MDE • MÜT-
HIŞ BİR ALAMANCİ MACERASı SAHTE PASAPORTU\ BERLINDE 15 YIL
• BİR INTIHARIN AROSNDAN FOTOGRAFLARIYLA ÜNLÜ DANSÛZ SEHER
ŞENIZ • LOCKERBIE'DE SUÇLANAN LIBYALILAR NE DİYOR7
• BEYNIN
3IRLARI ÇÖZÜLUYOR BUNAMAK KADER DEĞİL • ALİ TALIP OZDEMIR
ÇEVRE KIRLETICILERINE SAVAŞ AÇTI tEYVAH MADARA OLDUK' VANOELA
ATATURK BARIŞ ODÜLUNÜ REDDEHI • MEŞUM BARBIE SHARONE
STONE • VE YERLIEVITA UÇ YILLIK ARADAN SONRA YINE SAHNEDE
• haftalık kent rehberı stnema, tıyatro, televızyon, vıdeo radyo.
müzık sergi, gezı ve etkınlıkler, ıkıncı dergınızde: ncfl€l'ed€
HABERCILIKTE SON NOKTA
Bedava eroin için
Isviçre'yebuyurun
Evet. yanlış duymadınız: be-
dava eroin dedik. Siz iflah ol-
maz junky'ler. beyaz şekerin
doyumsuz müptelalan. yaralan
morarmış irinh damarlanndaki
son uyuşturucu damlacıklannı
sonsuz bir iştahla yalayan mo-
dern çağın lanetlileri. duydunuz
mu haberi? Hemen titrek ba-
caklannızla Helvet Konfede-
rasyonu'nun ülkenizdeki tem-
silciliklerine gidin ve vizeniz
yoksa alın, varsa tazeleün. yağ-
ma sofrasına değil, eroin, mor-
fın ve metadon sofrasırun
kıyıağına ilişin. Bir dakika, sa-
dece bu yazıyı okuduktan son-
ra olur mu?
Bir zamanlar belki de dünya-
nın tek açık uyuşturucu cenneti
-veya cehennemi- Zürih'te mer-
kez gannın hemen yanındaki
Platzspitz Parkı'ndaydı.
Bankalar ve kirli paranın Ba-
bil'i diye bilinen Zürih, salt bu
ünündcn bıkmış olacak ki onun
yanına uyuşturucu parkının ef-
sanesini de eklemişti. Bu yumu-
şak ve sert, her türlü uyuşturu-
cu bağjmhsının kurtanlmış böl-
gesi haline gelen kara ünlü park
geçenlerde, bizdeki 'balyoz'
operasyonlannı hatırlatır bir
polisiye uygulamayla ka-
patılmış ve parkın 24 saat mesai
yapan müptelalan dört bir yan-
daki sakin sokaklara tüymüş-
lerdi. Görünüşte "Temizlik ve
düzen İsviçre"dir imajı kurtul-
muş, herkesin gözü önünde kol,
bacak. kalça ve tüm organla-
nndaki damarlan iğneleyen:
böylelikle de Isviçre düzenine
ağır darbeler indiren güruh te-
pelenmişti. Ne var ki evdeki he-
sap "park'a uymadı. Buradan
kovalanan iğneci lanetliler takı-
mı Zürih'in dört bir yanını mes-
ken tutarak. sokaklarda, okul
aviulannda. umumi tuvalet ve
yeraltı çarşılannda icrayı sanat
eylemeye devam edince küçük
ÜNAL
DOĞAN
kıyamet koptu. Bir yanda baa
mahalle sakinleri sokaklan iş-
gal ederek "Burada uyuşturucu
satıcılanna yer yok" gösterisi
yaparken. çocuklan beyaz ze-
hir bağımlısı olan bazı anneler
ise eviatlanna kriminal gözle
bakılmaması ve sağlık görevü-
leri denetiminde uyuşturucu
sağlanması için gösteri yapü.
Işte tam da bu sahne oy-
nanırken İsviçre'nin 7 kişihk
hükümeti olan Federal Kon-
sey'in bedava eroin dağıümı
karan bomba gibi düştü. Bir ta-
rafta ise bu kadar da olur mu?
Tannm ne günlere kaldık di-
yenler, "İntihar etmek isteyene
silah verilir mi" eleştirisini ya-
parken, baalan da "Birİcaç
gram fazla zerk etsinler de kur-
tulalım bu pislikten" tarzında
haince, güya görüş ileri sürdü-
ler. Hükümet ise eleştirileri
karşılarken özellikle, "önce
uyuşturucu tabusunu yıkmak",
"bilimsel bir deney yapmak"
savlannı öne sürerek, herkese
bedava eroin diye bir yak-
laşımın ohnadığını, gönüllü
olarak başvuran 250 kişiye
doktor kontrolünde 1996yüına
dek sürecek bir sağlık deneyi
için uyuşturucu araşurma pro-
jcsınin karan alındığını açık-
ladı. Bazı 'malum ve meş'un'
çevreler ise uyuşturucu pa-
zannın. askersel-sanayi komp-
leksinden sonra büyük para ve
kâr sağlayan ikinci pazar oldu-
ğunu söyleyerek, bu dev pa-
ralann ve mali gücün yavaş ya-
vaş yasallaşmasını sağlayacak.