04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Z4MAYIS1992PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Koman istifa ettimi? ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Başbakan . Demirel'indünkübasın toplantısından sonra MİT Müsteşan Korgeneral Temoan Koman'ın istifa ettiğine yönelik söylentiler arttı. Demirel. Koman'ın istifa edipetmediğineilişkin s-oruy u yanıtlarken kendisine ulaşan böyle bir istifa »lmadığını belirtip, "Ağustos ayında muvazzaf hizmete dtönerse kimse bunu istifa k_abuletmesin"dedi. Demirel, MİTin sivilleştırilmesi projesini gerçekleştireceklerini de sözlerineekledi. Başkentteki si>asi çevreJer, MİT iist yönetiminde "si villeşme" konusunda rahatsızlık olduğunu doğrularken, " .Ancak Sayın Koman'ın ağustosta kıta görevine gideceğı ve orgenerallik rütbesine yükseleceği bîliniyor. Kendisi ağustos öncesinde kıta görevine gidebilir" dediler. Anayasa Matıkemesi'nin kararı • ANKARA(ANKA)- Anayasa Mahkemesi'nin, Sayıştay Yasası'nın Sayıştay başkan ve üyelerinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından seçilmesini öngören maddesini iptaliyle ilgili gerekçeli karan Resmi Gazete'de yayımlandı. Karar altı ay sonra yürürlüğe girecek. Anayasa Mahkemesi, SHP'nin ana mahalefet partisi olarak 1990 yıhnda yapüğı başvuru üzerine aldığı kararda, TBMM adma denetim yapan anayasal bir organın başkan ve üyelerinin seçimlerinin TBMM Genel Kurulu tarafından yapılmasının, anayasal sistemin doğal sonucu olduğu belirüldi. TRT'ye atamalar • ANKARA(ANKA)- Bakanlar Kurulu karan ile Radyo ve Televizyon Kurumu Yönetim Kurulu üyeliklerineönerilen 12 kişiden yapılan 6 atama yüriirlüğe girdi. Çeşitb bakanlıklarda da üst düzey görevden alma ve atamalar gerçekleştirildi. Resmi Gazete'de yayımlanan atama kararlanna göre Radyo ve Televizyon Yüksek Kurulu'nun teklifettiği 12 aday arasında Prof. Dr. Canan Toker, Hacim Kamoy, Prof. Dr. İlhan Akın, Doç. Dr. Sinan Bozok, Prof. Dr.HalilCin ile Gültekin Samana, Bakanlar Kurulu karan ile TRT Yönetim Kurulu üyeliklerine atandılar. CHP'nin arşivi • AINKARA(AA)- CHP'nin kayyımı Cezmi Kartay. parti arşivinin 1950 ve sonrası olmak üzere iki bölümden oluştuğunu belirterek "Önemli bölümü cumhuriyetin kuruluş dönemini kapsayanlardır. Bunlann TBM M arşivinde olması gerekiyor" dedi. Mal varlığmda olduğu gibi arşiv açısından da en zengin partinin CHPolduğu belirlendi. CHP'nin kayyımı Kartay. partinin iki a> n arşivi bulunduğunu belirterek 1951'deDP iktidan döneminde CHP'nin mal varhğına vearşivineel konduğunu bildirdi. Daha sonra mal varlığı iade edilmesine rağmen cumhuriyetin kuruluş dönemini içeren ve büyük önem taşıyan arşivinin geri verilmediğini anîatan Kartay, bu belgelerin Ulus'ta bulunan eski TBMM binasının altındaki arşivde olması gerektiğini söyledi. Otoyol yolstızluğu • ANKARA(AA)- Otoyol ihalelerindeki usulsüzlük iddialannı incelemekle görevli Meclıs Soruşturma Komisyonu'nun, tatil ve araverme günlerinde de çalışabilmesine ilişkin TBMM karan Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre. 30 Ekim 1989 tarihinde yayımlanan 89/14657 sayılı karar ile otoyol yapımlannı üstlenenfirmalarafazla ve haksız ödemeler yapılmasına neden olduklan, dolayısıyla devleti zarara uğratarak görevlerini kötüye kullandıklan vebu eylemlerinin TCK'nın 240 ve ilgili maddelerine uyduğu iddiasıy la söz konusu kararda imzalan bulunan eski bakanlar ile eski Başbakan Yıldınm Akbulut ve Bayındırbk ve İskân Bakanı Hüsamettin Öriiç haklannda kurulan Meclis Soruştunna Komisyonu, TBMM'nin araverme ve tatili sırasmda da çahşabilecek. Rıza Zelyut'tan Diyanet Yasa Taslağı için Alevi parlamentere çağn: 'Taslağı engellemeye çalışın' • Diyanet yasa taslağına tepkiler büyüyor. Taslakla ilgili, 'Aleviük Bildirgesi'nin hazırla>icılanndan Rıza Zelyut milletvekillenni taslağı engellemeye cağınrken Alevi milletvekili Karner Genç, bu konuda ellerinden geleni yapacaklannı bildirdi. Başbakan Yardıması ve SHP Genel Başkanı Erdal İnönü'nün danışmanlannın toplanarak yeni bir öneri paketi hazırladığı öğrenildi. Genç de bu çağnya "Böyle geri bir melni engellemek için eli- mizden geleni yapacağız" diye karşıhk verdi. SHP ıçinde taslağın olumsuz karşılanması nedeniyle yürütü- len çalışmalar de\am ediyor. Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü'nün danışmanlan tas- lakla ilgili olarak dün bir top- lantı yaptılar. Bu toplantı sıra- sında taslağa ilişkin yeni bir TUNCAYÖZKAN ANKARA - Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırla- nan yeni "Diyanet Yasa Tas- lağf'na karşı Alevi tepkisi pro- testolara dönüştü. Alevi parla- menterlere çağnda bulunan, 'Alevilik Bildirgesi'nin hazırla- yıcılanndan Rıza Zelyut "Tas- İağı engelleyin" dedi. Alevi mil- letvekillerinden SHP'li Kamer öneri paketinin hazırlığının ya- pıldığı öğrenildi. Danışmanlar konuyla ilgili çalışmalar için bilgivermenin erken olduğunu, önümüzdeki günlerde bu konu- da açıklama yapılabileceğini söylediler. Alevilik bildirgesinm hazırla- yıcılanndan Alevi araştırmacı- yazar Rıza Zelyut, Diyanet ya- sa taslağına yönelik tepkilennı şöyle dile getirdi: "Bu taslağı hazırlayanlar, Devlet Bakanı Ekrem Ceyhun ve ona danış- manbk edenler Türkiye'deki 20 milyonluk Alevi kitleyi yok saymayı sürdürüyorlar. Bu. Sünni mezhep diktasını yaşat- mak zihniyetidir. Demokratik- leşmenin gündeme alındığı şu günlerde Sünniliğin dışındaki inanç ve mezhepleri boğacak nitelikteki bir-4Diyanet yapılan- ması, Türkiye'nin geleceği açı- sından düşündürücüdür. Alevi- lik bildirgesinden hiç etkilen- meyen bu taslak, Türkiye'yi daha da geriye götürecek nite- liktedir." Zelyut, taslakla yeni mali olanaklann Diyanet'e tanındı- ğını, bunun sakıncalı olduğunu da belirterek mali olanaklann belirli bir cemaate aktanlması- nı da eleştirdi. Diyanet'in bu yapılanmasının içinde Alevilere yer verilmemesinin aslında iyi olduğunu öne süren Zelyut, ak- si durumun Alevi kitlesi için yıkıcı etkilerinin olacağını be- lirtti. Zelyut parlamento çatısı alündaki milletvekillerine de FikriSağlar: Alevilik bir felsefedir ' Ya Allah, Ya Muhammed, YaAli.YaHacıBektaş Veli.." Bu çağnyla başladı, Hacıbektaş Veli Semah Gecesi. Ozanlann coşup, semahlarla "sevgi, dostluk" çağnsı yapılan gecede, Hacı Bektaş Veli. güvercin olup, bütün konuklara "banş" çağnsı yaptı. "Semah gecesi"nde konuşan Kültür Bakanı Fikri Sağlar, "Alevilik bir inanç değil, bir felsefedir, güzelliktir, dostluktur" deyince, salondan büyük alkışaldı. seslenerek şunlan söyledi: "Bu yasa tasîağı camileri, di- ni eğitim veren yerleri, Kur'an kurslannı toplumun ayncahkiı kurumlan haline getirerek bu kurumlarla iüşkisi olmayanlan ve kurumlan baskı altına alma- ya yönelik anti-demokratik bir taslaktır. Meclis'te şimdiye dek uyuklayan Alevi milletvekilleri- ne, bütün partilerdeki demok- rat milletvekillerine önemli bir görev düşüyor." Zelyut'un bu önerisine ilk karşılık SHP Tunceü Milletve- kili Kamer Genç'ten geldi. Genç, taslağın Türkiye'deki Alevileri gözardı ettiğini, Tür- kiye'nin laik bir devlet duzeni ile yönetildiğini ünuttuğunu ile- ri sürdü. Devletin bugüne ka- darki düzenlemelerinde sürekli olarak Sünni mezhebini kayır- dığını dile getiren Genç, "Bu- gün Türkiye'de sayılan 20 mil- yonu aşan Alevi kitlesi vardır. Bu insanlann inançlan yok edi- lemez, asimilasyona tabi tutula- maz. İnsana, devlete ve laiklik ilkesine saygısı olan herkes Tür- kiye gerçeklerine göre hareket etmelidir" dedi. Kendisinin Alevi olduğunu, aslını inkar et- meyeceğini, ancak bunu da bir aynmcıhk olarak dile getirme- diğini belirten Genç, "Önemli olan demokratlıkür, çağdaşlık- tır. insana saygıdır. Böyle gerici bir çalışma Meclis'e geldiğinde engellemek için elimizden gele- ni yapacağız" dedi. Yeni taslağın Cumhuriyet'te açıklanması üzerine çok sayıda Alevi yurttaş gazetemizi araya- rak taslağın Alevi kesimin is- tekleri göz önüne abnarak yeni- den düzenlenmesini istediler. Üç aylık hamile hemşire Nazlı Top siyasi şubede "sorgulandı" 'EşkâP üzerine işkenceye alındıDENtZTEZTEL 27 Nisan 1992... Saat 09.10... Bayrampaşa'dakj şube merke- zinden Yıldız Üniversitesi'ne giden 34 A 6488 plakalı 25 kişi- lik Çe\ik Kuvvet minibüsü Ha- liç Köprüsü'nün Halıcıoğlu çı- kışında silahlı 3 kişi tarafından taranır. 8 polis yaralanır. Polis- lerin de ateş açması üzerine ara- ca ateş edenler silahlannı bıra- karak kaçarlar. Kısa bir süre sonra çevrede kaçaklann yaka- lanması için güvenlik önlemleri alınır. Ancak kimse yakalana- maz. Gazetelen arayan bir kişi ey- lemi Devrimci Sol adına üstle- nir. Ve gün bo>u polis minibü- süne ateş açanlann "eşkâli", telsizlerden tüm güvenlik bi- rimlerine bildirilir. Aynı gün... Saat 17.00... Ba- kırköy Ruh ve Sinir Hastalıkla- n Hastanesi'nde ebe-hemşire olarak görev yapan 23 yaşında- ki Nazlı Top evine gitmek üzere hastaneden aynlır. 3 aylık ha- mile olan Top. yolda yapılan aramalar sırasında "şüphe" üzerine gözaltına alınır. Bahçe- lievler Karakolu'na götürülür. Böylece Nazlı Top'un 10 gün sürecek ama bir ömürboyu ya- şamını etkileyecek "emniyet günleri" başlar. ' . Nazlı Top. Bahçelievler Ka- rakolu'nda 3 saat kalır. Bu süre içinde "Tunceü doğumlu oldu- ğu. çantasından Tüm Sağlık- Sen'in aidat makbuzu çıküğı ve çevik kuvvet otobüsünü tara- ma eylemine katılan kişilerden birinin "eşkâline benzediği" için dayak yer. Hamile olduğu- nu söylemesine karşın beline, sırtına, karnına, kafasına vuru- lur. saçlanndan şürüklenir. Bir polis otosuna bindirilen Top, mahalleler arasında gezdirilir ve bu süre içinde 4-5 polis tara- fından dövülür. Saat 23.00 sıralannda Siyasi Şube'ye götürülen Top ilk gece- sini şöyle anlatıyor: "Şubede suçlamalan geniş- herhangi bir mezarlığa atanz. Kimse bize hesap soramaz' şek- linde tehditler savurdu. Ayak ve el parmaklanmdan elektrik verildi. Bu arada kaba dayak küfür ve hakaretler arahksız de- vam ediyordu." Gece boyunca süren işkence- den sonra Top, sabah başka bir odaya götürülür. Polislerin de- yimij;le bu oda "ameliyathane" dir. Üzerindeki elbiseleri çıkan- sürekli yumrukla vurdular. Arada bir de kenarlan sivri bir tahıa çubukla dövüyorlardı. Copla vajinal yoldan tecavüz edildi. Şişeyle de tecavüz etmek için girişimde bulunuldu. Özel- likle karnımı elleyip "hamile misin' deyip yumruk üstüne yumruk atıyorlardı. Askıâan indirildikten sonra soğuk ıslak beton bir odaya götürüldüm." • Nazlı Top, siyasi şubede kaldığı 10 gün içinde kendisine elektrik verildiğini.askıya alındığını. copla vajinal yoldan tecavüze uğradığını öne sürdü. 3 aylık hamile olan Top. sorgu sırasında sürekli karnına vurulduğunu söyledi. lettiler. Bu arada kalın bir bezje gözlerimi bağladılar. Zaten tüm sorgu sırasında gözlerim hep bağlıydı. Bir sandalyeye oturtuldum. Kollanm arkadan iki kişi larafından tutuluyordu. Avukat ıstediğimi söyledim. Orada bulunan bir sivil. avukat pozuna girdi. Ve bana 'Avukat kaç para eder. Yasalar bizden yana. Sana istediğimizi yapanz \e istersek öldürüp cesedini lan ve iç çamaşırlanyla kalan Top, "ameliyathane"de kendi- sine yapılanlan da şöyle anlatı- yor: "Kollanmı arkadan kabn bir bezle bağladılar ve beni askıya astılar. Once ayak ve el par- maklanmdan. ardından me- memden ve cinsel organımdan sürekli elektrik verildi. Özellikle kann, meme ve mide bölgesine Nazlı Top, 10 gün kaldığı Si- yasi Şube'de iîk 4 gün yoğun işkence görür. Ancak ifade ver- meyi kabul etmez. 7 mayısta İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi SavcıbğYna çıkan- br ve serbest bırakılır. 8 mayıs günü İnsan Haklan Vakfi'na başvuruda bulunan Top, Dr. Nüvit Duraker imza- sını taşıyan ve işkence gördüğü- nü kanıtlayan bir rapor alır. Top, daha sonra 11 mayıs günü Adb Tıp Kurumu'na, 13 mayıs günü de Haseki Hastanesi'ne başvurur. Hastanede 5 gün mü- şahede aJtında tutulur. Gerek Adli Tıp, gerekse Haseki Has- tanesi Nazlı Top'ta "geçmeye yüz tutmuş" yaralar olduğunu tespit eder. Ancak,"3 aylık be- beğin durumunun ne olacağı" konusunda kimse bir şey söyle- yemez. "Ben ebe hemşireyim. Bize gelen hamilelere sürekli psiko- lojik olarak rahat olmalannı, üzülmemelerini, sinirienmeme- lerini söyleriz" diyor Nazb Top ve devam ediyor: "Beboğime ne olacağını kim- se bilmiyor. Şimdiye kadar hamileyken işkence görenlerin çoğu bebeğini düşürmüş. Ben nasıl düşürmediğime hayret ediyorum. Ama bebeğimin ile- ride sağlıkb olacağı konusunda ciddi şüphelerim var. Doktor- lar 15 günde bir muayene olma- mı söylediler. Şimdilik bebeği- min gelişimi normalmiş. Annenin psikolojik durumu be- bek için çok önemlidir. Benim yaşadıklanmdan sonra bebe- ğim için çok endişeleniyorum." 6 yıJJık hemşire olan Nazlı Top'un bu endişesi doğuma ka- dar hatta doğum sonrası da sü- recek. Bahçebevler Karakolu hakkında suç duyurusunda bu- lunan ve Siyasi Şube hakkında da suç duyurusunda bulunacak olan Top," Yasal yollardan ya- pabileceğim her şeyi yapaca- ğım" diyor. Yanlış ihban değerlendiren polis Cumhuriyet muhabirinin odasına baskın düzenledi KöroğludağlamıdaPKK operasyonu • Gerede'de birtaksi şoförünün birPKKTı tarafindan öldürülmesi üzerine polis vejandarma alarma geçti. İki kadın PKKTıyı arayan polis, yanlış ihbar üzerine Bolu'daki seçim bölgelerini gezen Cumhuriyet muhabirinin otel odasına baskın düzenledi. BOLL (Cumhuriyet)-PKK'- nın evlemlen. büyük kentlerden sonra Bolu'ya da sıçradı. Bir PKK'lının Gerede'de. kendisi- ni İstanbul'dan getiren taksi şoförünü öldürmesi ve dört PKK'lının da bir yaylaya çıka- rak konutlan bekleyen bekçiyi bağlayıp dağda sabahlaması üzerine Gerede ve civanndaki polis. jandarma alarma geçti. Bekçinin verdiği eşkâle göre iki kadın ve iki erkek PKK'lının peşine düşen polis, yanlış bir ih- bar üzerine 7 haziranda yapıla- cak olan yerel seçimler nedeniy- le Bolu'daki seçım bölgelerini gezen Cumhuriyet muhabirinin Gerede'deki otel odasına önce- kı gece saal 22.00'de baskın düzenledi. Şoförü öldüren PKK'byı ya- kalayan polis, bu kişinin "Çev- redeki dağlara \erleştik. Bura- da başka PKK'lılarla buluşa- caklık" biçimindeki ifadesi üzerine dağlarda geniş bir ope- rasyon başlatu. Gerede Emni- yet Müdürü Muzaffer Akkaya dağfarda polis ve jandarma ta- rafından yapılan operasyonlar- da yakalanan PKK'lının ifade- sini doğrulayan bir iz bulama- dıklannı. ancak Gerede ve çe\ rcsindeki ilçelerdediğerdört PKK'lının aranmasına devam edildiğini bildirdi. Akkaya. PKKnın Bolu dağlanna yer- leşmesinin olanaksız olduğunu savunarak "Çünkü bu dağlar- da. halkın yaşadığı yaylalar var. Buralarda saklanabilmele- ri için halktan destek görmeleri lazım- Oysa halk da alarma geç- ti. Kuşkulu birdurum olduğun- da ıhbar ediyorlar. PKK terö- ristleri Bolu'ya ancak münferit olarak gelcbilirler." dedi. Gerede'deki jandarma ve po- lis. yakalanan kişinin ifadesi üzerine bekçiyi bağlayan dört kişıvi de yakalamak için dağlar- da ve ilçede yoğun bir operas- yon başlaıtı. Kendisini bağla- yanlann silahlan olduğunu belirten bekçinin verdiği eşkâle göre bınsı esmer. kısa saçlı. kot pamolonlu. 30 yaşlannda olan iki kadın teröristin eşkâlleri hal- ka da bildirildi. Önceki gün Bolu'nun Mengen ılçesine bağlı ve yeni belediye olan Gökçesu beldesine giden ve seçimle ilgili bir dcğcrlendirme yapmak için partilerin buradaki adaylan ile görüşen muhabırimiz Günseli Onal. gı>diği kot pantolonu ile bu eşkâle az da olsun uyunca, \ alandaşlardan birisi hemen pplisi aradı. Yaptığı ihbara. Önal'ın çantasında bir telsiz ve silah olduğu yönünde bir bilgiyi de ekledi. Zaten alarmda olan polis Gerede'ye gitmek üzere Mcngen'den otobüse binen Önal'ı o gece kalacağı otele ka- dar izledi ve Önal'ın odasına çıkmasından birkaç dakika sonra bir baskın operasyonu gcrçeklerdi. Ancak operasyonu gerçekleş- liren Akkaya başkanlığındaki sivil giyimli ekip kapısını çal- dıklan Önal'ın, "Kim o" soru- suna yanıt yermeyip sessizce beklediler. Önal'ın bu soruyu birkaç kez sormasına karşın sessizliklerini bozmayan polis- lcrden birisi sonunda kesik kcsık konuşarak \e alçak bir scslc. "Resepsıyon" dedi. Bu karşılı^ı aldıktan sonra kapıyı açan Onal karşısında ellerinde uzun namlulu sılahlar olan çok sayıda kişıvi görünce korktu ve şaşkınlıkla birkaç saniye açıkla- ma bekledi. Karşısındaki silahlı kişilerinkimliklerini veniyegel- diklcrini açıklamamalan üzeri- ne kapıvı kapatmaya çalıştı. Ancak kapıyı hızla itcrek bir anda içeriye giren kişiler Önal'a. hakkında PKK teröris- li olduğu >olunda bir ihbar ol- duğunu söylediler. İçenye giren kışılerin polis ol- duğunu bu biçimde anlayan Önal. kendisinin gazeteci oldu- ğu sö>lc>ip san basın kartını gösterdi. Operasyonu yöneten Akkaya bu sırada lelsizle mer- kezdcn aravıp operasyonun nasıl sonuçlandığını ve kadın tcrörislin yakalanıp yakalan- madığını soran bir yetkiliye. "Gazeteci olduğunu. seçimler için geldiğini iddia edivor" kar- şılığını verdi. Kimliğinigördük- tcn sonra çantasını da aramak isicyen polislcr Önal'dan. çan- tanın içindekileri boşaltmasını istediler. Çantadan not defteri. cüzdan ve küçük bnr teyp çık- ması üzerine de çantadaki telsi- /in \c silahın nerede olduğunu, yapılan ihbarda Mengen posta- nesinden şüpheli bir konuşma yaptığının da belirtildiğini kay- dederek nereyi aradığını sordu- lar. Önal. bu sorular üzerine postaneden telefon görüşmesi yapmadığını. çantasında silah ve telsiz olmadığını. ihban ya- pan kişinin tcybini telsiz sanmış olabileceğini, ancak teybini de çantasından hiç çıkarmadığını ldiy Akkava. baskının etkisinden lurtulup kendisine, "Bir ihbar vapıldığında. neden kimliğinizi açıklamadan içeri dalıp insan- lan bu şckildc korkutuyoriU- nu/.' Buna hakkınız yok." demesi üzerine özür dileyerek "Haklısınız ama polis olduğu- muzu sö> lediğimizde, içerdeki kişi tcıörist ise, üzerimize kur- şun yağı>or" karşılığını verdi. Akkaya defalarca özürdiledik- ıcn sonra ekibiyle bırlikte otel- dcn aynldı. Gerede polisı. gece gerçckleşlirdikleri baskın ope- ras\ona ilişkin hazırladıklan \e önal'ın terörist olmadığının an- laşıldığına ilişkin tutanağı. bir süre sonra Önal'a imzalatlılar. POLİTİKA GtİNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAVA Alevi Yurttaşbr, Demirelve Özal... Alevi kesiminin önderlerinden Abidin özgüney, Diyanet yasa tasarısını sert bir dille eleştirirken hakJı gerekçeler sıralıyor... Türkiye'de 25 milyon Alevi yurttaş yaşıyor. Alevilerin anayasal haklan bu yasa tasarısıyla çiğneniyor. Şöyle diyor özgüney: "İnsan haklarına, eşitliğe, adalete saygı duymayanların eline ülke yönetimlni teslim etmek bu iktidarın ayıbıdır..." Bakanlar Kurulu'nda da taslak metni tartışmalara ne- den oldu. Kimi SHP'li bakanlar, "Buyasa tasarısı yurttaşlık hukukuna aykındır" görüşünde bulundular. SHP'liler, "Yasa taslağında Sünni-Alevi ayrımı yapılmış, din ve inanç özgürlüğüne aykırı maddeler yer almış" dediler. Başbakan Süleyman Demirel sık sık 'din ve inanç' öz- gürlüğünden, eksiksiz demokrasiden, insan haklarından söz ediyor. Türkiye'de yurttaşların 'birincl, ikinci ve üçün- cüsınıf' diye ayrılmayacağını vurguluyor. O zaman sormak gerekiyor: "Diyanetyasa tasansında niçin Sünni-Alevi ayrımı yapı- lıyor?" Diyanet yasa tasarısına SHP'li bakanlardan sanınz dört kişi 'hayır' yanıtını veriyor. Türkiye'de yurttaşlık haklarmın çiğnenmemesi gerektiğini vurguluyorlar. Alevi yurttaşlar da tepki gösteriyorlar, haklı gerekçeler öne sürüyorlar. 1992 Türkiyesi'nde çağdışılığın, bağnazlı- ğın varlığını sürdürdüğünü belirtip şöyle diyorlar: "Laik bir ülkede Diyanet teşkilatının yeri yoktur. Eğer kalması için geçerli nedenler varsa, Diyanet teşkilatı bü- tün inanç gruplanna saygılı olacak şekilde yeniden düzen- lenmelidir..." Aleviler, anayasal haklarını korumak için yaklaşık 32 yıl- dır savaşım veriyorlar. Onun için Diyanet yasa tasarıstnın yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. • • • Ankara'da dün Başbakan Süleyman Demirel'in basın top- lantısı vardı. Bir de tarafsız Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın görkemli karşılama töreni... önce birincisi... Başbakan Süleyman Demirel, Anayasa'nın kimi mad- delerinde yapılacak değişiklikle ilgili olarak Inönü ile uz- laşma sağlandığını bir kez daha vurguladı. Demokrasi, insan haklan ve temel özgürlükler konusun- da atılacak her adım çağdaşlaşmadır. Ülkemiz 12 Eylül'- den bugüne dek çok şeyleri yitirdi. O yüzden de Türkiye insan haklarmın, demokratik hak ve özgürlüklerin çiğnen- diği bir ülke olarak tanındı dünya kamuoyunda. Türkiye'nin demokrasiye ve çağdaş bir toplum olmaya gereksinimi var. DYP-SHP iktidan demokratikleşme yo- lunda, eğer 'ciddi' bir tavır içindeyseler seçim öncesi ver- dikleri sözleri yerine getiriyorlar, demektir. Ancak işler TBMM'de biraz ağırdan gidiyor. Başbakan Demirel de sa- nınz bundan şikayetçi. Gelelim ikincisine... Türkiye bir degişim sürecini yakalamaya çalışırken Cumhurbaşkanı Turgut özal, ABD'den döndü. özal'ın Ankara Esenboğa Havaalanı'na gelişi sırasında ANAP'ın gövde gösterisi yapması doğal. Kamuoyu yokla- malarında giderek eriyen ANAP, 7 haziran yerel seçimleri öncesi, dirilip ayağa kalkmak istiyor. Sanırız bu o denli kolay olmayacak... * Çünkü yurttaşlar soruyor " 4 "ANAP sekiz yılda ne yaptı?" Yanıtı yine yurttaşlar veriyor: "12 Eylül yasalanyla ülkeyiyönetti..." Demirel'in, dün basın toplantısında, özal'ın karşılama töreni ve ANAP'ın gösterisine ilişkin bir soruya verdiği ya- nıt ise ilginçti: "Zaten özal'ın ANAP'la ayrısı gayrısı olmadığını herkes söylüyor..." Yazımızı noktalamışhk ki bir Alevi okurumuz aradı. Diya- net yasa tasarısına ilişkin görüşlerini aktanyordu... Şöyle dedi: "Demokrasiden, insan haklarından söz edenler 25 mil- yon Aleviyi hiçe sayıyorlar..." Haklı değil mi? TBMM Başkanı Cindonık: Erken ıızlaşıııa çelişkiler yaıatn* .\NKARA (Cumhuriyet Bcrosu) - Mülkiyeliler Birliği tarafından "Demokratikleş- menin neresindeyiz" konulu bir panel düzenlendi. Dün Anayasa Mahkemesi toplanü salonunda düzenlenen panelde anayasa değişikliği konusu ve Türkiye'de yaşanan demokra- tikleşme süreci ele ahndı. Pane- le konuşmaa olarak katılan TBMM Başkaru Hüsamettin Cindonık, Mecbs'teki partiler mak olduğunu ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü : " Bir anayasa uzlaşmasını erken aramak çatışmalara ve çelişkilere yol açabilecektir. Onun yerine mevcut anayasa- daki antidemokratik hüküm- ler ortadan kaldınlmalıdır. Demokratikleşme sürecinde uluslararası hukuk Türkiye'- nin yanındadır. Bir engel var- sa. o da olağanüstü hal rejimi- dir. Türkiye'de olağanüstü hal arasuıda anayasanın değiştiril- her zaman yalnış sonuçlar ver- mesi konusunda görüşbirliği miştir. Demokratikleşme süre- olduğunu bebrterek, " Bir cinde dikkat edilecek bir diğer anayasa uzlaş- masını erken ararsak orada çauşmalar. çe- lişkiler ortaya çıkabüir" dedi. Adalet Bakanı Seyfi Oktay, Türkiye'de hu- kukun üstün- lügüne daya- nan çağdaş bir anayasaya ge- refeinim oldu- ğunu ve ba- kajhkça hazır- lanan iki ayn taslağın önü- müzdeki günlerde tartışmaya açiacağını ifade etti. Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, Türkiye'nin daha iyi bir anayasaya layık ol- du.îunu söyledi. Cindonık, 20 ekim secimlerinden sonra Türkiye'de demokratikleşme sürecinin başladığını ve bu sü- reç*.e başanya doğru gidildiği- ni söyledi. Cmdoruk, laik denıokratik bir cumhuriyet için Meclis'te uzlaşma olduğu- na kamuoyu, basın ve fikir adımlannın bu konuda görüş birSği içinde olduğunu beb'rtti. Cindoruk, Mecbs Başkanı ola- rak görevinin yaşanan demok- ratJdeşme sürecini hızlandır- • Mülkiyeliler Birliği'nin düzenlediği 'Demokratikleşme Süreci' konulu panele TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk, Adalet Bakanı Seyfı Oktay ve Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör katıldı. en nokta da kişi- şel iktidann engellenmesi konusudur. İktidann kar- şıtı bir devlet iktidannın, bir kişisel iktida- nn ortaya çık- masını önleye- cek hem ted- birleri almak hem uygula- malan yap- mak zorunda- yız" Adalet Ba- kanı Seyfi Ok- tay yapüğı konuşmada, Tür- kiye'de hukukun üstünlüğüne dayanan çağdaş bir anayasaya gereksinim olduğunu ve ba- kanJığı tarafından hazırlanan iki ayn taslağın yakında tartış- maya açılacağmı söyledi. Anayasa Mahkernesi Baş- kanı Yekta Güngör Özden de bu konudaki görüşlerini anla- ürken, demokrasinin bir parti veya kişilerin değil, herkesdn mah olduğunu beb'rtti ve bir insanbk rejimi olduğunu söyle- di. özden Türkiye'de tüm demokratik kurallann yerleş- mesini istedikleri ifade ederek, " Türkiye daha iyi bir anayasa- ya layıkür" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle