Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
Sahibi: Cumhuriyet Maîbaacılık ve Gazetecilik TUrk Anonim Şirketi adına
Befin Nıdl • Genel Yayın Yönetmeni: özgen Acar • Genel Yayın
Koordinatörü: Hikmet Çetinktya • Yaa tşleri Müdürlcri: Füsun özMlgen
(Sonımlu), Cd«l Başlugrç • Yazı tşleri Mûdür Yardımcısı: Satim Aipulan
• Sayfa Dûzeni Yönetmeni: Ali Acar • Adana Temsılcisı: Çtûn Ylgeno£lu
tç Politika: Mrhmet Ikzltın, tstanbul Haberleri: Şcmy Kalkan, Dış Haberler: Ergan Bakı,
Kultür: Mnrşit B«lab«nlılar, Makaleler: Suni Karaorca, Spor: AMülkadir Yücelman, Düzeltme:
Abdullah Yaacı • Koordınatör: Ahmet Koraban • Mali Işler: Erol Erkut • Muhasebe:
Bulcnt Yener • Bütçe-Planlama: Sevgi Osnunbeşcogla • Idare: Hüsejin Gürer • Işletme:
Önder Çelik • Bilgı-lşlem: NaU Inal • Personel: Sevgi BosUncıoglu
B*ısan ve Yayan. Cumhun)Vt Matbaacıiık w Gazetcçıhk T-A Ş. TurtcocağJ Cad 39/41 Cagaloğlu
İ4Î34 Is< PK 246 [stanbul. Tel 512 0' 05 (20 hall. Teloı 22246. Fax (11 526 6G 72 • Barolar
\nk»™: Zıva Gokalp BK Inkılap S No 19, 4, Td 433 II 41-47. Tdcx 42344. Fax (4) 433 05 65
• izair: H Zıya Blv 1352 S. 1 3. Td. 13 12 30. Teleı 52359. Fsx. (51) 19 53 60 • /Ufu:
InOnu Cad !19 S So 1 Kal 1. Tel 19 37 52 (4 hal), Tcle» 62155. Fax (71) 19 25 78
TAKVIM 20MAYIS1992 Imsak 3 46 Gune> 5 Öele 13 05 Ikındı. 17 02 Akşam: 20.26 Yatsı 22.07
Show TV'de Apo
progpamına
reklam yağdı
• TVSenisi ShovvTV'nın
pazartesi akşamı yayımladığı 32.
Gün Türkiye programına
reklam yağdı. Çarşamba
akşamı üç kuşakta toplam 30
reklam alındı. Bu. siyasi ıçerikli
bir yayına alınmış en fazla
reklam. Mehmet Ah Birand'ın
Apo ile yaptığı röportajlann iki
farklı zamanda gerçekleştiği
öğrenıIdi.Bekaa'dakil989
yıhnda gerçekleşen ilk
görüşmenin ardından Şam'da
yapılan ikinci görüşmenin
çekimleri montajlanarak ve bir
bölümü çıkanlarak ekrana
geldi.
Nişan hediyesi
• ANKARA (IBA)-Nişan
atılınca hediyesininde
atılmasi gerektığıne karar
veren Yargıtay Üçüncü
Hukuk Daıresi bu konuda
kusuraranmayacajını
bildirdi. Yargıtay Uçüncü
Hukuk Dairesi'nin karara
bağladığj dava nişanı bozan
tarafın nışan hediyelerini geri
istemesi ûzerine açıldı. Yerel
mahkeme nişanı bozan
tarafın kusurlu olduğunu
belirterek hediyelerin geri
verilmesi istemmi reddetü.
Deniz kiPliliği
• ANKARA (UBA) - Deniz
kirliliğinin ûzerine
kararîılıkla gidileceğini
belirten denizcilikten
sorumlu Devlet Bakanı
İbrahim Tez, Türkiye'nin
doğal konumu itibanyla
denizci bir ülke olduğunu,
ama deniz taşımacılık
sektöründe Yunanistan ile
Kıbns Rum kesiminin
Türkiye"den önde
olduklanru söyledi. Tez bu
konuda zaman geçirilmeden
gereklı onlemlenn
alınacağını belirtti.
Ayak mantarı
• ADANA (AA)-Islak
kalan ayaklann mantara
davetiyeçıkardığı belirtılerek
hastaiıktan korunmak için
ayaklann kuru tutulması
gerektiğı bildirildi. Çukurova
Üniversıtesı Tıp Fakültesi
Dermatoloji Anabilim Oalı
Başkanı Prof. Dr. Hamdi
Rıfat Memişoğlu AA
muhabirine yaptığı
açıklamada. özellikle nemli
ve sıcak bölgelerde ayak
mantarlannaçok sık
raslandığını söyledi.
Yoksul çocuklar
• ANKARA (UBA)-
Başbakanlık Sosyal
Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu
tarafından yapılan bir
araştırmada, korunmay a
muhtaç gençlerin büyük
çoğunluğunun gelir düzeyi
düşük, yoksul ailelenn
çocuklan olduğu ortaya
çıktı. Araştırmada. kimsesiz
ve korunmaya muhtaç
çocuklann çoğunlukla kırsal
kökenli olduğu da belirlendi.
Tûrkiyer
de60
AIDS'li
•STOCKHOLM (AA) -
Sağlık Bakanı Yıldınm
Aktuna, Türkiye'de resmi
kayıtlara göre 60 AIDS'li
bulunduğunu bildirdi.
Aktuna, IsveçSağlık Bakanı
Bo Könberg'in dayetlisi
olarak bulunduğu İsveç'ın
başkenti Stockholm'de, AA
muhabirinin sorulannı
cevaplandırdı. Türkiye'de 60
AIDS'lininyanısıra 104
kişinin AIDS virüsü taşıyıcısı
olduğunu, 30 kişinin de bu
hastaiıktan öldüğiinü
belirten Aktuna. Batı
ülkelerine göre bu rakamın
düşük olduğunu kaydetti.
Aktuna. "Ama gerçek rakam
bu mudur? Virüs taşıdığı
halde farkında olmayan.
bilmeyen insanlar var" dedi.
Uç Hürrem Sultan tablosu ortaya çıkü• Hürrem Sultan'a ait üç yağlı boya tablonun
ortaya çıkması sanat dünyasında ilgi uyandırdı.
Tablolardan biri ABD'de Sarasota İcentinde,
ikincisi İstanbul'da, üçüncüsü ise Paris'te bulundu.
Haber Merkezi - Kanuni Sü-
leyman'ın eşi Hürrem Sultan'a
ait üç değişik yağbboya tablo
bulundu.
Tablolardan biri ABD'nin
Sarasota kenünde bir müzede,
ikincisi tstanbul'da bir özel ko-
leksiyonda ve üçüncüsü ise Pa-
ris'teki bir sanat galerisinde bu-
lunuyor.
"Antik ve Dekor" dergisinde
yer alan ve gazetemiz Genel
Yayın Yönetmeni özgen
Acar'ın bir araşürma yazısında
Sarasoia'daki tablonun İtal-
yan-Venedik Rönesansı'nın en
değerli ressamlanndan Tiziano
Vecollo (1487-1576) tarafından
yapıldığı açıklanıyor.
Asıl adı Akxandre Ijsovska
iken Osmanlı Hanedanı'nda
"Haseki Sultan" diye anılan ve
"Neşe Saçan" kişilığinden do-
layı da •"Hürrem" denilen Ka-
nuni Süleyman'm eşine yabancı-
lar "Roxelana, Rosa, Roza,
Rozanne, Rusiak ve Rosa" di-
yorlardı.
Sanat dünyasında ilgi uyan-
dırması beklenen yazıda Hür-
rem'in yaşadığı 16. yüzyıldan
günumüze kalan Sarasota'daki
bu tek Hürrem Sultan tablosu-
na Tiziano'nun kıanın model-
lik yaptığı bildiriliyor.
Tarih kitaplannda kullanılan
ve Topkapı Sarayı'nda bulu-
nan Hürrem Sultan tablosunun
18. yüzyılda yapılmış bir kopya
eser olduğu biüniyor.
Üzerinde "Roza Solyamannı
Uxor" yazıh ve İstanbul'da bu-
lunan ikinci Hürrem tablosu
ise yine 18. yüzyılda, Venedik
okulundan ve bilinmeyen bir
ressamca yapılmış.
Jack ve Lolita Amram çiftine
ait bu tablonun piyasaya 1988
yıhnda Güney Fransa'daki Aix
kentine yakın bir şatodan geldi-
ği bildiribyor.
Yazıda Üçüncü Hürrem Sul-
tan tablosunun değişik bir üs-
lupla Güney Almanya Okulu-
na ail bir adsız ressam tarafın-
dan yapıldığı açıklanıyor.
Paris'te bir sanat galeri sahibi
olan E. Gnınberg'in elindeki bu
üçüncü tablo da "Hürrem"
Melcnior Lorich'ın gravürün-
deki çizgileri anımsatır biçimde
boyanmış.
Acar yazısında aynca, Rahmi
Koç'un özel koleksiyonunda
gördüğü ve Hürrem Sultan diye
bilinen bir başka tablonun ger-
çekte 18. yüzyılda yapılmış, an-
cak Hürrem yerine kızı Mıh-
rimah Sultan'a ait bir tablo ol-
duğunu öne sürüyor.
1- Sarasota'daki tek Hürrem Sultan tablosuna Tiziano'nun kızuun modellik yapoğı büiniyor. 2- Jack ve Lolita Amram çiftine ait bu tablonun piyasaya Güney
Fransa'daki Aix kentine yakın bir şatodan geldiği bildiriliyor. 3- E. Gnınberg'in elindeki "Hürrem" Lorich'ın gravürûndeki çizgileri ammsatryor. 4-Rahmi Koç'un
özel koleksiyonundaki Hürrem Sultan diye bilinen tablonun aslında krzı Mihrimah Sultan'a ait olduğu öne sürûlüyor.
Cannes'da bu kez "klasik^ kazandı
ATİLLÂ
DORSAY
büdiriyor
CANNES - Film festıvallen-
nın gerçek rolü \e yeri nedir
1
?
Bir akşam yemeğınde bir masa-
da biraraya geldiğimız. belli bir
vaşın üstündeki şık giyimli kan-
koca. bir Fransız senatörü ve
eşi. bana Cannes'da örneğin
"Temel İçgüdü", "Casanova"-
nın Dönüşü" veya "Oyuncu"
gibı "sevdıklen" ve de ""fılm gi-
bi fılm" olan yapımlann yanısı-
ra nasıl olup da Victor Erice'nin
"Işığın Düşü" gibi hareketsiz.
ağır, deneysel, bir resmin oluş
temposunu yakalamayaçalışan
bir filmın ycr alabildiğmı sor-
dular. Film seçme komitesin-
den olmadığım için kolay yanıt-
layamadım. Ama çok uzman-
laşmış olmayan. sıradan seyirci
dcnebilecek masa komşulan-
mın bana sorduklan soru, tüm
şenlıkler için de geçerliydi: Ne-
yi. nasıl bir sinemayı destekle-
mek'
1
"Film gibi film" denen ve
kitle ılgisıne baştan açık fılmleri
scçerek şenliği "halka açmak"
mı? Ya da, çok daha zor, norm-
lann dışında. ama kimi zaman
sinema denen sanatı gerçek an-
lamda ileri götürebilecek. ona
yenıkapılar. >enı ufuklaraçabı-
îecek fılmlen mi ön plana çıkar-
mak?
Aslında belki ikisini de yap-
mak gerekir. 2 tavnn da açıkla-
yıcı nedenleri. savunulacak
noktalan olabilir. Hem kalan
seyirciyi de ürkütüp kaçırma-
dan. üstelik \enı kitleleri de se-
yirci yapmak hem de her sana-
tın gereksinmesi olan deneyım-
ci. gözüpek. standartlann ve
normlann dışındaki çabalan
onaylayıp yürüklendirmek.
İyi. güzel. Ama bu 2 temelde
farklı çabanın a\nı bölüm için-
de aynı yanşmanın kulvarian-
na salınması doğru muydu?
Temel kurallan. değerlen ve öl-
çütleri özellikle Hollywood ta-
rafından nerdeyse >üzyıla ya-
kın süren bir çaba sonucu iyice
belirlenmış olan sinemada. bu
kurallara birden \e genış bir
cephede karşı çıkan fılmleri. te-
melde bu kurallara sıkı sıkı sa-
nlmış, fılmlerle birlikte yanştır-
mak akla sığar mıydı? Öz nıte-
likleri ne olursa olsun. sonuç
olarak bilinen anlatım bıçimle-
rini yineleven "Temel İçgüdü"'-
den "Hovvard's hnd "e, "Caşa-
nova'nın Dönüşü"nden "İyi
Nıyetler"e, "İçimızdeki Ya-
bancı"dan "İkız Tepeler"e bır-
çok filmi. sözgelimi "Bağımsız
Bir Yaşam". "Iştğın Düşü",
"Nöbetçı" veya "Leolo" gibi
fılmlerle aynı jüri önüne getır-
menin anlamı olabilir miydi?
Tüm bu fılmler ve başkalan.
bizlere beklenen. pek sürpru
ıçermeyen. tadı bir hamburger
veya haar çorba gibı behrlen-
miş nesneler olarak geliyordu.
kadannı anımsarsak. bu tür
fılmler de az değildi. Victor En-
ce. "Işığın Düşü" filmiyle bun-
lann başını çekiyor. durağan
filmi bız dahil çok kimseyi sa-
londan kaçınrken. fılm Can-
nesdan çok önemli 2 ödülle
dönüyordu. Acaba yanılan biz
mıydık'
1
Bıraz dahd sabırlı olup
Erice'nin filminı de değerlendir-
meye çalışmamız mı gerekiyor-
du'
5
Cannes jürisi ise bu çeşitlilik
karşısında şaşkınlığa düşmüş
düşle gerçeğın sürekli iç içe ol-
duğu. kabuslann gerçekle ka-
rıştığı korkulu bir atmosfer
içinde cekmıştı. Sanatçıyı ılgı-
lendiren çevre. bir kez daha
"derin Amerika"nın küçük. ka-
yıp kasabalan, temalar ise yine
suç. günah. tutkular \e tüm
bunlardan doğan kanlı e>lem-
lerdi. Baskın bir müziğin insa-
nın sınirleriyle oynama işlemini
tamamladığı, kuşkusuz derin
bir sinema sezgisinin baştan so-
na egemen olduğu, ama çoğu
Lvnch fılminde olduğu gibı bir
4ft*
} •
\«
M
>.. •- -•/
Danimarkalı yönetmen Bille August. \ltın Palmi>esi'ni eşiyle kutluyor.
ladı gu\enceıı. oıuşumu sag-
lıklı. zararlı bir şev ıçermeyen.
ama sonuç olarak surpirzden de
yoksun fılmler. O\sa kimi baş-
ka NÖnetmenler, gerçek ten de
verileri zorluyor, kalıplan silke-
livor, şemalan sarsıyor. yerleşık
değer ölçütlenne boş ven\or-
lardı. Ve karşımıza farklı şeyler
geliyordu.
Bazılan kolay hazmedilemez
şeylerdi bunlann... Cannes'da
bu \ıl izlediğimiz 50"\e yakın
fılmin \ alnızca y anşan 20 küsur
gibiydi. En azından sonuçlar
bunu gösterdi. Şenlıkte büyük
laruşmalar açan 2 fılmı. Da\ıd
Lynch'in "İkız Tepeler-Ateşle
Yürümek" \e de Fransız fılmı
"Nöbetçi-Ld Sentinelle". jün
tarafından tümüyle unutuldu.
Lvnch'ın filmi. "İkiz Tepeler"
adlı TV dizisinin başladığı nok-
tanın gerısıne. \ani Laura Pal-
mer'ın ha\atta olduğu günlere
gıdıvor ve genç kadının öldü-
rülmeden önceki son günlennı
anlatıvordu. Lvnch. filminı
kez daha insanı sağlıksızhğıyla
sanki boğan bir karabasan. ka-
ranhk ve urkunç bir fılmdi bu...
Ilk uzun filmini yapan Arna-
ud Desplechin'ın "Nöbetçi"si
ise yine benzer bir "sağlıksız".
hastahklı atmosfere, dünyanın
en karamsar biçimiyle algılan-
masma dayanıyordu. Çağdaş
Avrupa'nın ekonomık ve poli-
tik sorunlannın da yer yer yan-
kılar bıçimınde tartışıldığı bu
fılmin ana teması. genç bir ada-
mın kanşık bir entrika sonunda
bavuluna giren bir "kesik baş"-
la olan ilişkilerinin öyküsüydü.
Son derece yoğun ve karmaşık
bir senaryonun hep. gerçekle
aralannda bir zaman larkı var-
mış gibı duran kahramanlarla
oluşturduğu bu fılm de tek söz-
cükle rahatsız ediciydi. Çünkü
sinemasal, ahlakı ve estetik
normlanmızı altüst ediyordu.
Ancak Cannes'da gerçek bir
fırtına estirdi ve özelhkle Fran-
sız eleştirmenierirun önemli bir
bölümünü. Cannes'dan ciddi
bir ödül bekler hale getirdi. Ne
var kı mucize gerçekleşmedı ve
bu fılm de elı boş döndü.
Demek ki özel ödüllerini ve-
rirken "Işığın Düşü" veya "Ba-
ğımsız Bir Yaşam" gibı başkal-
dıncı. yenileyıcı fılmleri dıkkate
alan bir jüri, asıl büyük ödülleri
verirken. bunu yapamadı. Ve
Bille Augusfun "Fatih Pelle"-
nin hemen tüm niteliklerini bir
kez daha, hem de daha yetersiz
biçimde yineleyen filmi "İyi Ni-
yetler" büvük ödülün sahibi
oldu. Ingmar Bergman'ın özya-
şamsal bir scnaryosuna daya-
nan bu film. ilk yansının görcce
olarak ilginçliğine karşın tem-
posunu sonuna dck koruyama-
yan. geçen yüzyıldan kalma bir
edebiyat anlayışını -örneğin
Charles Dickens'i- çağnştıran.
ver yer de büyük aile öyküleri
anlatan çok iyi bildiğimiz TV
dizileri havasında bir fılmdi.
Hatta basında birden çok ka-
lem. filmi eğer Bergman'ın ken-
disi v önetebilseydi sonucun ne
denli farklı olacağı üzerinde fı-
kir yürütıüler. Ama jüri öyle
düşünmedi. Ve August, bir kez
daha Altın Palmiye'yi aldı.
Şimdi gerçekten düşünmek
gerekiyor: Eğer Bille August gı-
bı henüz yönetmenliğinin düze-
yi bile tartışmalı bir sanatçı.
Cannes gibi dünyanın en önem-
li sinema şenliğinde. 2-3 yıl
farkla büyük ödül alabiliyorsa,
sinemanın gerçek değer ölçütle-
ri nerede? Oscarlann nesi \ ar o
zaman? Doğrusu Cannes'da
son 2-3 vıldır ödül kazanacak
fılmleri, çoğu sinema yazan gibi
ben de kestıremıyorum. Aslın-
da başka şenliklerde de böyle
oluyor. Onun için şenliklerin
büyüsüne. parlaklığına kapıl-
mamak. jürilerin kararlannın
yanıltıcı, en azından görece ol-
duğunu hep akılda tutmak ve
filmlere sonuç olarak kendı. ki-
sisel beğenilerimizle vaklaşmak
gerekiyor. En akılhca yol bu...
Dikkat! Çevre
elden gidiyor
CELAL ÖZCAN
NIÜNİH - Gerçekten bu-
gün vanlan noktada yeryüzü-
nü kurtarmak mümkün mü?
Yoksa büyük bir hızla tahrip
edılen dünyanın sonu kaçınıl-
maz mı? Veya üzerinde ya-
şadığımız gezegen bizi terk et-
meden biz yaşamın inümkün
olduğu bir başka gezegen
keşfedebilecek miyiz? Hazi-
ran ayı başında Rio de Janei-
ro'da bir araya gelecek olan
uluslararası çevre zirve top-
lantısı için hazırlanan UNO
raporu bu konuda karanlık
bir tablo çiziyor. Bugün 1 mil-
yar insan ta-
mamen kirlen-
miş havayı te-
neffüs ediyor.
bitki
Haziran ayında
Rio de Janeiro'da
cilt kanseri ise düzenlenecekUlus-
nu^He'/ gün lararası Çevre Zir-
ıoo hayvan ve vesi için hazırlanan
türünün rapordaki tablo ol-
dukça karanlık.
Dünyada 1 milyar
insan kirlenmiş ha-
va teneffüs ediyor.
250 bin balinadan
sadece 500'ü yaşı-
yor.
bugün sadece
500'ü yaşıyor.
Çevredeki bu
bağışıklık sis-
temi zayıflıyor
ve vücut ko-
layca hastalıklara yenik düşü-
yor.
United Nations Enviro-
ment Programme'in (UNEP)
raporuna göre geçen 20 yıl
içinde dünyamızın ekolojik
tahribatı korkunç boyutta
artmış bulunmakta. Sulann
korunması ve havanın temiz
tutulması konusunda elde
edilen bazı başanlar ise bu
tahribaü dengelemekten ta-
mamıyla uzak. Çevrenin bu
derece kötü güdümünden ise
en büyük payı çocuklar ab-
yor.
Geri kalmış ülkelerde
sağlık koşullannın yetersizliği
veya açlık yüzünden her yıl
13.5 milyon çocuk, havasını
henüz teneffüs etmeye baş-
ladığı dünyayı terk ediyor.
Buna rağmen dünya nüfusu
son yirmi yıl içinde 5.4'ten 7.1
milyara yükselmiş. Dünyaya
yeni gelenlerin % 90'ı ise 1.1
milyar yoksulun yaşadığı 3.
Dünya'da büyüyor.
Yine rapora göre zehırli kim-
yasal üretim ve tehlikeü
maddelerin nakli de çok tehli-
keli boyutlar almakta. Her yıl,
dünya çapında önlenmesi
mümkün olmayan ya da tam
önlenemeyen 338 ton tehlikeü
artık yığılıyor. Kımyasal atık-
ların bertarafı sorununda ise
tehlikeçanlan çahyor. özellik-
le Avrupa'da "arük mafya-
lan" türemiş bulunuyor. Basel
Konvansiyonu'na göre sağlı-
ğa zararlı artıklann 3. Dünya
ülkelerine ihracı smırlandınl-
mış olmasına rağmen, "artık
mafyası kuruluşlan" bu tehü-
keli maddeleri 3. Dünya ülke-
_ ^ . ^ _ -
lerine illegal yollar-
dan ihraç ediyor.
Bu alanda özellikle
Polonya illegal
transit yol duru-
munda.
Washington'da
bulunan çevre ör-
gütü Conservation
Internaüonal Baş-
kanı "son 20 yıl
içinde çok kötü
olaylar yaşanması-
na rağmen durumu
değişürebilecek
gücte olduklannı"
belirtiyor. Ancak
etkili ve çabuk ön-
lemler alınmadığı
takdirde yüzyıbn
orta enlemde ozon
% 5-10 azala-
cilt kanserini
sonunda
tabakasının
cağmı, bunun
yaygınlaşüracağinı ve
bağışıklık sistemini zayıfla-
tacağını uyanyor. İklim deği-
şikliğinin 50-100 yıl arasında
tanm alarunda etkısi zor gide-
rilebilecek tahribatlara neden
olacağıru, buzullann erimesi-
nin de sahil bölgelerinde yaşa-
yan 3 milyar insanı tehdit ede-
ceği üzerinde duruyor.
Yerkürenin tahribinin dur-
durulması. çevrenin sorum-
suzca istismannın engellenme-
si için Rio de Janeiro'da ya-
pılacak toplanü en başta zen-
gin sanayi ülkelerinden büyük
özveriler bekliyor. 3. Dünya
ülkelerinın aktif önlemler al-
mak için gerekli bu maddi
yükü üstlenmesi mümkün de-
ğil. Bunun dışında çok yavaş
bir tempoda da olsa insanlar-
daki çevre bilincinin gelişme-
siyle şimdi de tekstil dalında
çevre moda olmaya başlıyor.
PASWÇ VE
jN ertisi ALTINPA.
ürîî
DURUMU _
Efes gece turizmine açıhyor
• Efes Antik Kentigece konuklanna açıyor. Turist-
ler gece serinliğinde müzik eşliğinde antik kenti ge-
zecekler. Düzenleme geçmiş günleri yeniden yaşata-
cak panolar ve mizansenlerle gerçekleştirilecek.
NÜVİT TOKDEMtR
İZMİR - Efes Antik Kenti'-
nin ışıklandınbp ses düzeru ku-
nılmasıyla gece gezmelerine
açılması için Kültür Bakanlığı''-
na öneride bulunuldu. Selçuk
Belediye Başkanı Kamil Suba-
şı, konuya ilişkin olarak kendi-
sinden bir rapor istendiğini ve
en kısa sürede hazırlayıp ba-
kanlığa vereceğini açıkladı.
Efes Antik Kenti'nın ışıklan-
dınlmasıyla gece gezmelerine
açılmasırun son derece önemli
bir konu olduğunu vurgulayan
Selçuk Belediye Başkanı Kamil
Subaşı, "Alün yumurtlayan ta-
vuk dediğjmiz bu yöre yapıla-
cak yatınmlarla zümrüt yu-
murtlayacak hale dönüştürüle-
bilir karusındayrm" dedi. DYP-
SHP koalisyonu öncesindekı
hükümetlerde görev li kültür
bakanlanna konuyu iki kez
öneri olarak götürdüğünü vur-
gulayan Subaşı. şunlan söyledi:
"Işıklandırma ve ses düzeni
için çıkardığjmız fıyat geçen yı-
lın rakamlanna göre l milyar li-
raydı. Biz Efes Antik Kentı'nin
gea gelirlerinden yüzde 40 pay
alıyoruz. Bu da temizlik ve te-
lörgü bakımı gibi işler için.
Bundan vazgeçeb'm, hangi şir-
ket ışıklandırma ve ses düzenini
üstlenecekse birlikte yapahm
dedik. Şimdi Kültür Bakanlığı
müsteş^arlığı konuyla ilgili bir
rapor istedi ve bunu hazırlıyo-
ruz."
Efes Antik Kenti'nin ışıklan-
dmlması ve ses düzeni kurul-
masıyla daha da ilgi çekeceğini
vurgulayan Kamil Subaşı, gec-
mişteki günleri yeniden yaşata-
cak panolar ve mizansenlerle
olayin daha da geliştirilebilece-
ğini söyledi. Bugün için ziyaret-
çilerden 15 bin lira alındığını,
düzenlemenin gerçekleşmesiyle
gece gezilerinden 50 bin lira alı-
nabileceğini sözlerine ekleyen
Subaşı, "Ben gece gezilerine ya-
pılacak masrafın kısa sürede
geriye döneceğine inaruyorum.
Kesinükle gece gezilerinin ya-
pılmasını istediğimden raporu
bir an önce hazırlayıp Kültür
Bakanhğı'na vereceğim" diye
konuştu.
Kültür BakanlığTrun tüm bı-
rimlerini Efes Antik Kenti'ne
göndereceğini arumsatan Sel-
çuk Belediye Başkanı Subaşı,
daha sonra şunlan dedi:
"Böylesine önemli bir antik
yörenin ışıklandınlmasını ve
ses düzeni kurulmasını düşüne-
biliyor musunuz? Bir yanda çe-
şitü konserlerin dinlenebileceği
ortam. diğer yanda ise tarihin
zengın görüntüleri. Yazın bu-
nalüa sıcağından insanlan kur-
tanp gece serinliğinde müzik eş-
liğinde Efes Antik Kenti'ni gez-
melerini sağlamak bizim için
büyük bir mutluluk olacak."
Belediye Başkanı Subaşı'nın
açıklamasına göre Kültür Ba-
kanlığı bu yıl 31 mayıs - 30 eylül
tarihleri arasında kendisine
bağU tüm birimleri konser ve ti-
yatro gösterileri için Efes Antik
Kenti'ne gönderecek.
1900 900 501
Cinsel yollo bulaşan hastalıklar
9 0 0 9 0 0 5 0 4
Gebelikte cinsel ilişki
900 900 5İ2
Kadınlarda cinsel soğukluk
900 900 513
Cinsel saplontılar
900 900 514
Sertiesme sorunları
900 900 517
Erkek cinsel anaiomisi
900 900 518
Kadın cinsel anatomisi
900 900 526
Erken boşalma
900 900 527
İlk gece
900 900 536
Masturbasyon
D0KT0R
Turkiye'mn her yerınden servı^lerımızm 1 dakıkası S833 TLdır
Onalamo servis suresı 3 dokıkodtr. PK.l 6Torobya/lst.