05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3NİSAN1992CUMA CUMHURİYET SAYFA 15 GÜNDEMDEKİ SANATÇI SELÎM TLRAN Bir uzun mesafe ressamı Selim Turan'ın yaşam öyküsü, babasınınki gjbi serüvenli değil. Bir büyük Rönesans tablosu ya da bir pen- timento gibi yıllann üst üste biriktirdiği, ağır ağır gelişen bir olgunluğun derin izlerini taşıyor. "Herhalde o zamarüar beş-altı yaşlann- da olmalıyım. Mütareke yıllan. Yani İs- tanbul işgal altında. Babamın • tutuklu bulunduğu Bekirağa Bölüğü'ne beni Baha Sait Bey götürdü. Zaman zaman imam kı- lığına girip gizlenen. Anadolu'ya silah ve insan kaçıran Karakol Cemiyeti'nin yöne- ticilerinden olan bu eski ihtilalci, elimden tutar, taş duvarlann arasından koğuşa so- kardı. Babam Hüseyinzade Ali Bey, ha- pishanede bile hafıf kiranta sakallan düzgün kesilmiş. kravatı, gömleği, giysile- ri tertemız benı karşılar kucağına alırdı. Onun sakalına dokunur ve eve niçin gel- medığını sorardım. Gevrek bir sesle güler 'Burada padişaha kaftan dokuyoruz evla- dım...'derdi." Ünlü ressam Selim Turan'la. Halaskâr- gazi Caddesi'nde, ablasına aıt geniş bir apartman dairesinin salonunda. duvarlar- daki iki kuşağa ait tablolann öniinde otur- muş, Hüseyinzade Ali Bey'den konuşuyo- ruz. Yakın tarihimizin en önemli, renkli si- malanndan biri Hüseyınzade Ali Bey. İtti- hat ve Terakki'nin Merkez Heyeti üyele- rinden; Abdullah Cevdet, Dr. Reşit. Ziya Gökalp. Fuat Köprülü. Yusuf Akçura- nın yakın arkadaşlanndan. Üniversite profesörü, Up doktoru. gazetecı. yazar ve ressam. Yalnızca gençlik yıllan bile geçen yüzyıl sonu ile bu yüzyıl başının inanılmaz bir se- rûvenfilmigibi. "Çok uzun bir öykü ama ben kısaca an- latayım" diyor çok eski dostum. ağabeyim Selim. "Tiflis"te 1864yılında bir Azeri aile- nin oğlu olarak doğmuş babam. Ailede şeyhülislamlar falan var, ama dedem ONAT KUTLAR Sosyalist Enternasyonalden Berlin'e, Hindistan'dan Türkiye'ye uzanan bu ina- nılmaz serüveni biraz daha dınlemek isti- yorum. O da bana Abdülhamit baskısmdan ka- çan babasının Azerbaycan'da yayımladığı Hayat, Füyuzat, Caspien dergilerinin bazı nüshalannı, babasırun yaptığı tablolan. Atatürk ve Gandhi konusunda yazdığı bir şiin gösteriyor. "Mahabharata'nın o koca Hind'i Ezelde mesuttu. hürdü. zengindi Bugün kollannda zencır inliyor Olmazsa Kcmal'ı. ne yapsın Gandhi?" Bir koltuğa oturmuş. oldukça kalın mercekli gözlüklerinın ardından babasını- na. Gandhiyle mektupiaşmalanndan sonra vazdığı eski harflerden sökmeye ça- lışan değerli sanatçıya bakı>orum. Ve çok eski günlere dönüyorum. 1960'lar benim için Pans'ın "Belle Epo- que"u. yani güzel çağıydı. Akşamlan Rue Delambr'daki öğrenci odama okul kitap- lanmı bırakıp Montparnasse'ın ünlü sa- hatçılar kahvesi Seleçt'e giderken. köşede Döme'da Giacometti'yi görürdüm. Kirli trençkotu, koca ayakkabılan, ciddi ve uzun yüzüyle otururdu orada. Kâğıtlara bir şeyler çiziktirir. garsonlar, "Acaba o kâğıtlardan binni buruşturup atacak mı?" dıye pusuda beklerlerdı. Kapmak ıçin. Selectte bir masada ise Türk sanatçılar tSTANBULT>A "SELİM ŞÖLENt" -Seüm Turan'ın 11 nisanda Bebek'teki Tuğra> GakrisTnde "resim, mobil, heykel" sergisi açüıyor.Vani bir "Selim Şöleni" olacak bu kapsamda İstanbuTda. (Fotoğraf: FİLİZ KUTLAR) onun müspet ilimlerle ilgılenmesini ıste- mış. Bu yüzden Tiflıs Birincı Klasık Jim- nazya'sında okutmuşlar. Sonra Saint Petersburg"da üniversitede fızik ve mate- matik okumuş. O sırada knstallerle ılgılenmeye başla- mış. Bılımsel araştırmalar yaptığı labora- tuvarda Lenin'in ağabeyi Aleksandr Ul- yanov'la lanışmış. Ulyanov. çara suikast için hazırlıklannı o laboratuvarda y apmış Bomba hazırlanınca, laboratuvarda çalı- şan tüm genç bilim adamlan başlanna ge- lecek şeyleri tahmin ederck Petersburg'u terk edip dağılmışlar. Ulyanov "un başına gelenleri biliyorsunuz. Başansız bir suı- ,kast girişirni ve idam. Babam İstanbul'a kaçmış. • İlk yıllan oldukça zor. Ama Askeri Tıb- 'biye'ye girmeyi başarmış. Orada. Ak- çura'nın deyişiyle 'kuzey yıldızı' gibi par- üaması uzun sürmemış. Y unanca \ c Latin- ,ce bilgisi. derin kültürel birikimi ile etkıle- ;miş çevresini. Orada. hep bilindiğı gibi 'Askeri Tıbbiye"de sınıf arkadaşlan ile bir- likte. hem Batılılaşmanın hem de İttihat ve "Terakki'nin temelleri atılmış. . Ve Abdülhamit'in baskı yönetımıne .karşı savaşla geçen uzun direniş yıllan." Selim Turan, aslında çok sevdiği ve ha> - 'ranlık duyduğu babasıyla ilgili bilgileri çok uzatmak istemiyor, Ama ben, Saınt Petersburg'dan Bakü'ye, Stockholm'deki otururdu. Şimdi çoğunu ne yazık ki \itir- dığimiz scçkir. ressamlar. Fikret Mualla. Hakkı Anh. Mübin. Selim Turan onların arasında olurdu. Bir derviş gibi sessi? ve gızemli otururdu. Tıpkı Dr. Abdullah Cevdet"in tasvirettıği babası gıbi: "Hüse- yinzade Ali Bey, sakit, mutefekkir, esra- rengiz. yalnızlıktan hoşlanan haliyle uzcri- mizde peygamber etkısi vapardı. Evct. o bir Allah elçisı değıldi. fakat hak elçisı idı..." O zamanlar Alesia'da bir eve, atolveye taşınmıştı. Resimlenni büyük bırhayran- lıkla izlerdik. Ben non figüratif zevkimi Selım'in ve Mübin'ın resimlerine borçlu- yum. Onlarla tanışmamı ise eski dostum Hüseyin Baş'a. Dünyaya ve evrensel sanata onlarla da- ha bir yaklaştım. Derinlemesinc bilgili. kültürlü ve hoşgörülü idiler. Aramızdakı büyük yaş fajkına rağmen bizlere yaşıtları gibi bakar. ciddiye alırlardı Onlann arka- daşlan olan Hartung'u, Soulage'ı, Cet- sar'ı. Goetz'u sevmeyi öyle öğrendik. Sonra aradan yıllar geçti. Mübin'i kay- bettik. Selim'i ise çok seyrek gördüm. Bundan önceki son karşıîaşmamız üç yıl önce, gene Paris'te Palette'te oldu. Hiç değismemisti. Ama bana. o sakin kişiliğin- den umulmayan bir hçyecanla Edremit yakınlannda, Kazdağı (İda) eteklerindekı Tahtakuşlarkövünü ve Ali Kudar'ı anlat- tı. BirTürkmen köyüydü Tahtakuşlar. Ve eski Kö> Enstitülü Alibey Kudar. orada bir etnografya müzesi kurmak istiyordu. Türkmen göreneklerini, elişlerini, dansla- nnı, müziklerini, kilımlerini. takılannı. mimarilerini gözleri parlayarak tanıttığı Türkmenlerden sonra onlann bir tutkulu- su olup çıkmıştı. Ama Tahtakuşlar kö- yünde gördükleri bir Türkmen kilımı kadar renkli. kök'lü ve meyveli ıdı. Onlara üç yıl gönül ve el verdi. Müzenin yapımına katkı için sergiler açtı. Sonunda hem Alibey Kudar ve Türkmen köylüleri- nin hem de Selim'in düşleri gerçekleşti. Şimdi yolunuz mitolojik Kazdağı etek- lerindeki Tahtakuşlar köyüne düşerse Ali- bey Kudar'ı arayın, müzeyi görün. Parisli ressam Selim Turan'a da bir gönül selamı göndermeyi unutmayın. Selim Turan'ın yaşam öyküsü, babası- nınki gibi serüvenli değıl. Bir büyük Röne- sans tablosu ya da bir pentimento gibi yıl- lann üst üste biriktirdiği. ağır ağır gelişen bir olgunluğun derin ızîeı ini taşıyor. Galatasaray Lisesi, Güzel SanatJar Akademisi, Nazmi Ziya ve Leopold Levy atölyeleri, Camille Bergeaud bursu, Pans. uzun yıllar Rue de Billancourt, sonra Ale- sia ve sergiler. sergiler, sergıler. 33 yıl sonra Tam otuz üç yıl Trrkiye'ye gelmedi Se- lim Turan. Son on beş yılında, yüzümüzü ağartan bu büyük ressamımızı vatandaş- lıktan atmayı becerdik. Cumhurbaşkanı Korutürk, onu çağı- nncaya kadar. "'1959'da yeni birdönem başlıyor" diye yazıyordu 1963'te, ünlü sanat eleştirmeni Madeleine Rousseau. "Nasıl çalışıyor Se- lim?" Bunu bize sözcüklerle anlatması mümkün değil. Tuval üzerine renkler koyarak başüyor işe. Çalışma ilerledikçe tablo belirli bir anlam kazanmaya başlıyor. Sonra bi- çimlerde. çizgilerde. renklerde keşfettiği ifadeyi bozan şeylen ağır ağır yok ediyor. O zaman bir dizi açık renk, monokrom tu- val çıkıyor. Böyiece işte son yapıtlan var oluyor: Presences, Tourbillon Cosmique. Uzaklara götürüyor bizi. Yeryüzünü çev- releyen dalga bölgelerine. Ve 1960"m Reve en Bleu'süne ulaşıyoruz. Ne anlatıyor bi- ze? Yeni bir doğuşun umutlannı mı? Selim'in sanatı. zamanımızın müthiş ışıklı biryansıması... 1975 yılında "Prieure Vivoin"da açtığı büyük retrospekıif sergi, Selim'in 40 vıllık resim çabasına. Avrupa çapında bir ışık düşmesini sağladı. Resimleri Avrupa'da. Amerika'da çe- şitli müze ve koleksiyonlarda daha sık yer aldı. "Realite Nouvelle.", "Salon de Mai'\ "Comparaison" gibi önemli salonlara ka- tıldı. Ama o, sessız, alçakgönüllü, buna karşılık titiz, özenli, derinlik taşıyan çalış- ma tarzını hiç bozmadı. Uzun bir süre iki öğrencisi ile birlikte heykel çalışmalan yaptı. Çeşitli toplu ko- nutlara. okullara. üniversite binalanna duvar resimleri ve heykeller yaptı. Ve şimdi. son iki yılda, ikinci kez Tür- kiye'de 11 nisanda Bebek'leTuğray Galc- risi'nde "Resim. Mobil. Heykel Sergisi" açılıyor Selim'ın. Yani bir "Sdım şölcnı". İlk kc/. bu kap- samda ve İstanbul'da. Kızkardeşlerinin sevecen veanlayışlı bir merakla ızledıkleri konuşmay ı bılgecc söz- lerlenoktalıyor Selım Turan: "Çok yıllar öncc Leopold Levy'nin. Batı'nın taklitçiliğine karşı söylediği söz- lerlc. herkes kendi resmini yapmalıdır Yerli kültür çok önemli. Sanatçının ev- rensel olabilmesi için kendi kültürünü de çok ıvı tanıması gerekır. Ama sadece ken- di sınırlan ıçındc kalırsa da lokal olur. folkloru aşamaz. Sanatçi onun içindeki e\renseli yakalamalı. Mimar Sinan'ı dü- şünün. Bizans'ıan da yararlanıyor Sel- çuklu'dan da. Ama evrensel. Gelecek? Bilcmeyiz ki. Yaşam süreklı değişiyor. Kimbilir ne gibi şeylere rastlaya- cağız yann? Hatta bugün akşamüstü . " Doğru. - Ama Selim gibi kılı kırk yaran bir sanal- çı ıçın rastlantılar bılc farklı. Onun için güzel bir şiir yazan Alberl Marchais'nin dediği gibi: "Sehm. Rastlantı sana gcliyor Ama rastccle deeil..." KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK RtZE SULH CEZA MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN MUSTAFA SOFUOĞLU'NA DUYURU Dosya No: 1988/848 Esas '3167 Sayılı Kanuna muhalefet' suçundan sanık Mustafa Sofuoğlu hakkında mahkeraemize açılan kamu davasının yapılan açık yargıla- ması sırasında verilen ara karan uyannca, Rize Merkez Karayemiş köyü cilt 091/02, sayfa 18, kutuk sıra no. 37'de nüfusa kayıtlı Hasan oğlu, Mevlüde'den olma 25.1.1959 doğumlu sanık Mustafa Sofuoğlu'na atılı suçtan savunmasırun alınabilmesi için sürdürülen çabalara rağmen adresi tespit edilemediğinden, Davanın sürüncemede kalmaması bakımından CMUK'nın 225. maddesi gereğince sanığın savunmasını yapmak uzere dunışmanın bı- rakıldığı 25.6.1992 günü saat 10.05'te Rize Sulh Ceza Mahkemesi'n- de hazır bulunması gerektiği, anılan gün ve saatte belirtilen mahke- mede bulunmaması halinde yokluğunda duruşma vapılıp karar veri- lecegi, Tebligat Kanunu'nun 28 ve devamı maddeleri gereğince ilan olunur. Basın: 24750 KARATAŞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 1991/26 Davacı: Maliye Hazinesi-Vekili Av. Serpil Yüksel-Karataş Davalı: Mehmet Zeren-Sucuzade Mah. 55/5 Kapı 25-Adana Dava: Karatas ilçesi Iskele koyünde kayıtlı 3180 parsel sayılı tasın- mazın iptali ile tescil harici bırakılması hk. Yukanda yazılı davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan da- vanın 18.3.1992 tarihinde yapılan açık yargjlaması sırasında, uzun ara- malara rağmen adresi belirlenemeyen davalıya ilanen tebligat yapıl- masına karar verilmiştir. Duruşması 27.5.1992 günü saat 9.00"a bırakılmıştır. Bu dava ile ilgili ibraz etmek istediği belgeleri duruşma gunune ka- dar göndermesi veya duruşmaya gelmesımn gerektiği, durusmaya gel- mediği veya bir vekil tarafından temsil ettirmediği takdirde duruşmaya yokluğunda karar verileceğinin tebliği yerine geçerli olmak uzere Teb- ligat K!nun 29 ve tüzüğünün 13. maddesi gereğince lebliğ yerine ge- çerli olmak uzere ilan olunur. Basın- 24636 T.C. ARDAHAN KADASTRO MAHKEMESİ Davacı Malmüdürlüğü tardfından davalılar aleyhine mahkememıze açılan tespite ıtıraz davasının yapılan yargılaması sırasında adreslerinde bulunama\an davalılar adına ilanen tebligat >apılmasına karar venldı- ğınden. tebligat yapılamayan davalılar adına duruşma gunu \e dava dı- lekçesı >enne kaım olmak uzere. Vcnlen karar gereği davalılaradına kadaslro tespitine itirazdavasının açıldığının tespitine. Teblıgatın 7201 S.K. 21. maddesi gereğince yayınlanma tanhınden ıtı- baren 15 giın sonra yapılmış savılacağı \e4 5 1992 gününün aynca dava dılekçesı yerine kaım olacağı ilanen teblığ olunur S.No: EsasNo: Datalnın VdıSoyadc Mnkii: Ada: Parsel: 1991 189 1991 227 1991 227 1991 227 1991 107 1991 107 Ccbraıl Kjja SaadctKd>a Şöhrcl Ka>a Scvfcltın Ka>d Alıhan A\dcmır Ahyar \>dcmır Lağır Ondahk Ondalık Ondahk Gu/çımcn K 101 24-25 24-25 24-2*> 101 1II1 52 102 102 102 Ift Ifi Bsısın: 46795 RİZE ASLİYE CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN Esas No: 1989/265 Karar No: 1991/25 Karar tarihi: 14.3.1991 Sanık: ISMAIL HAKKI DERMAN - Osman ve Nuran'dan olma 1957 doğumlu, Rize Merkez Bağdatlı Mahallesi hane 40'ta nüfusa ka- yıtlı olup aynı yerde oturur. Suç: 3167 sayılı kanuna muhalefeı. Uygulanan kanun maddesi: 3167 S.K. 16, 647 S.K. 4,5 Verilen ceza: 1.825.000 lira ağır para cezası ile 1 yıl muddetle ban- kalarda çek hesabı açnasımn ve çek keşıde etmesınin yasaklanması. Yukanda hukum ozeti ve açık kimliği yazılı sanık hakkında yoklu- ğunda verilen karar sanık lum aramalara rağmen bulunup tebliğ edi- lemediğinden 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve takip eden mad- deleri gereğince ilanen tebliğine, Kararın ilan tarihınden itibaren 15 gun sonra kesınlesmiş sayılaca- ğı ve ilan masraflarının sanıkuıı alınacağı ilanen tebliğ olunur. Basın: 24749 PİKNIK PİYALE MADRA HANİ NEROE ? HIZLIGAZETECİ NECDETŞEN 0UMPAN SOONIA BBIİM / Ü Y y E V PİVE gi EVLADlM V0K~ SÖOLEYlVEE O SOK-AIC VOSM4- SINA* OEOi HûDİ ĞRft ÇIZGILİK KÂMİL MASARACI GARFIELD JlSf DAVIS ( ''isre- OİSİM % AAODELİ. ]) 0 0 BLACKIE VVHITE CARLOS TRILLO-ERNESTO R.GARCIA SE1JAS BULUT BEBEK NL'RA YÇ/FTÇİ Vah zavallı Çalıssn ^üyülder '... Üç bvgjk<rvn -tabil & âiye olâuLsr KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 991/1022 Davacı Hazine vekili tarafından davalılar Tahir ölmez ve müşte- rekleri aleyhine Kars Merkez lstasyon Mahallesi 835 ada, 21 no.lu par- selin tapu fazlalığının ifrazı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini 9.9.1991 tarihli dava dilekçesi ile talep ve dava etmiş. Aşagıda kimliği yazılı davalıların yapılan aramalara rağmen adresleri bulunamamıs, dava dilekçesi Ozeti ile duruşma gunu tebliğ edılıne- mistir. Dava dilekçesinin tebliği ile bu dava ile ilgili ibraz elmek ısıediği- niz belgeleri 4.5.1992 günü saat 09.00'da yapılacak duruşmaya getir- meniz, duruşmaya gelmediğıniz veya bir vekil tarafından temsil ettı- rilmediğiniz takdirde yargılamamn yokluğunuzda devam edeceği ve karar verileceği ilanen tebliğ olunur. 1- Ziıbit Bilgitay, 2- Ferva/ Culfacı, 3- Selfina? Civan KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN Dosya No: 991/985 Davacı Hazine vekili tarafından aşagıda kimliği yazılı davalılar aley- hine Kars Merkez lstasyon Mahallesi 811 ada, 65 no.lu parselin tapu fazlalığının ifrazı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini 9.9.1991 tarihli dava dilekçesi ile talep ve dava etmiş. Davalıların yapılan aramalara rağmen adresleri tespit edilemediğin- den dava dilekçesi özeti ile duruşma günü tebliğ edilememiştir. Yukanda yazılı dava dilekçesinin tebliği ile bu dava ile ilgili ibraz etmek istediğiniz belgeleri 4.5.1992 günü saat 09.00'da yapılacak du- ruşmaya getirmenİ7, duruşmaya gelmediğiniz veya bir vekil tarafın- dan lemsıl ettırilmediğıniz takdirde yargılamamn yokluğunuzda de- vam edeceği ve karar verileceği ilanen tebliğ olunur. I- Rustcnı. 2 (iıılha/, 3- Sııiı>ı.ı \lacan Basın: 46680
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle