Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3NİSAN1992CUMA CUMHURİYET SAYFA
15
GÜNDEMDEKİ SANATÇI SELÎM TLRAN
Bir uzun mesafe ressamı
Selim Turan'ın yaşam öyküsü, babasınınki gjbi serüvenli değil. Bir büyük Rönesans tablosu ya da bir pen-
timento gibi yıllann üst üste biriktirdiği, ağır ağır gelişen bir olgunluğun derin izlerini taşıyor.
"Herhalde o zamarüar beş-altı yaşlann-
da olmalıyım. Mütareke yıllan. Yani İs-
tanbul işgal altında. Babamın • tutuklu
bulunduğu Bekirağa Bölüğü'ne beni Baha
Sait Bey götürdü. Zaman zaman imam kı-
lığına girip gizlenen. Anadolu'ya silah ve
insan kaçıran Karakol Cemiyeti'nin yöne-
ticilerinden olan bu eski ihtilalci, elimden
tutar, taş duvarlann arasından koğuşa so-
kardı. Babam Hüseyinzade Ali Bey, ha-
pishanede bile hafıf kiranta sakallan
düzgün kesilmiş. kravatı, gömleği, giysile-
ri tertemız benı karşılar kucağına alırdı.
Onun sakalına dokunur ve eve niçin gel-
medığını sorardım. Gevrek bir sesle güler
'Burada padişaha kaftan dokuyoruz evla-
dım...'derdi."
Ünlü ressam Selim Turan'la. Halaskâr-
gazi Caddesi'nde, ablasına aıt geniş bir
apartman dairesinin salonunda. duvarlar-
daki iki kuşağa ait tablolann öniinde otur-
muş, Hüseyinzade Ali Bey'den konuşuyo-
ruz.
Yakın tarihimizin en önemli, renkli si-
malanndan biri Hüseyınzade Ali Bey. İtti-
hat ve Terakki'nin Merkez Heyeti üyele-
rinden; Abdullah Cevdet, Dr. Reşit. Ziya
Gökalp. Fuat Köprülü. Yusuf Akçura-
nın yakın arkadaşlanndan. Üniversite
profesörü, Up doktoru. gazetecı. yazar ve
ressam.
Yalnızca gençlik yıllan bile geçen yüzyıl
sonu ile bu yüzyıl başının inanılmaz bir se-
rûvenfilmigibi.
"Çok uzun bir öykü ama ben kısaca an-
latayım" diyor çok eski dostum. ağabeyim
Selim. "Tiflis"te 1864yılında bir Azeri aile-
nin oğlu olarak doğmuş babam. Ailede
şeyhülislamlar falan var, ama dedem
ONAT
KUTLAR
Sosyalist Enternasyonalden Berlin'e,
Hindistan'dan Türkiye'ye uzanan bu ina-
nılmaz serüveni biraz daha dınlemek isti-
yorum.
O da bana Abdülhamit baskısmdan ka-
çan babasının Azerbaycan'da yayımladığı
Hayat, Füyuzat, Caspien dergilerinin bazı
nüshalannı, babasırun yaptığı tablolan.
Atatürk ve Gandhi konusunda yazdığı bir
şiin gösteriyor.
"Mahabharata'nın o koca Hind'i
Ezelde mesuttu. hürdü. zengindi
Bugün kollannda zencır inliyor
Olmazsa Kcmal'ı. ne yapsın Gandhi?"
Bir koltuğa oturmuş. oldukça kalın
mercekli gözlüklerinın ardından babasını-
na. Gandhiyle mektupiaşmalanndan
sonra vazdığı eski harflerden sökmeye ça-
lışan değerli sanatçıya bakı>orum.
Ve çok eski günlere dönüyorum.
1960'lar benim için Pans'ın "Belle Epo-
que"u. yani güzel çağıydı. Akşamlan Rue
Delambr'daki öğrenci odama okul kitap-
lanmı bırakıp Montparnasse'ın ünlü sa-
hatçılar kahvesi Seleçt'e giderken. köşede
Döme'da Giacometti'yi görürdüm. Kirli
trençkotu, koca ayakkabılan, ciddi ve
uzun yüzüyle otururdu orada. Kâğıtlara
bir şeyler çiziktirir. garsonlar, "Acaba o
kâğıtlardan binni buruşturup atacak mı?"
dıye pusuda beklerlerdı. Kapmak ıçin.
Selectte bir masada ise Türk sanatçılar
tSTANBULT>A "SELİM ŞÖLENt" -Seüm Turan'ın 11 nisanda Bebek'teki Tuğra>
GakrisTnde "resim, mobil, heykel" sergisi açüıyor.Vani bir "Selim Şöleni" olacak bu
kapsamda İstanbuTda. (Fotoğraf: FİLİZ KUTLAR)
onun müspet ilimlerle ilgılenmesini ıste-
mış. Bu yüzden Tiflıs Birincı Klasık Jim-
nazya'sında okutmuşlar. Sonra Saint
Petersburg"da üniversitede fızik ve mate-
matik okumuş.
O sırada knstallerle ılgılenmeye başla-
mış. Bılımsel araştırmalar yaptığı labora-
tuvarda Lenin'in ağabeyi Aleksandr Ul-
yanov'la lanışmış. Ulyanov. çara suikast
için hazırlıklannı o laboratuvarda y apmış
Bomba hazırlanınca, laboratuvarda çalı-
şan tüm genç bilim adamlan başlanna ge-
lecek şeyleri tahmin ederck Petersburg'u
terk edip dağılmışlar. Ulyanov "un başına
gelenleri biliyorsunuz. Başansız bir suı-
,kast girişirni ve idam.
Babam İstanbul'a kaçmış.
• İlk yıllan oldukça zor. Ama Askeri Tıb-
'biye'ye girmeyi başarmış. Orada. Ak-
çura'nın deyişiyle 'kuzey yıldızı' gibi par-
üaması uzun sürmemış. Y unanca \ c Latin-
,ce bilgisi. derin kültürel birikimi ile etkıle-
;miş çevresini. Orada. hep bilindiğı gibi
'Askeri Tıbbiye"de sınıf arkadaşlan ile bir-
likte. hem Batılılaşmanın hem de İttihat ve
"Terakki'nin temelleri atılmış.
. Ve Abdülhamit'in baskı yönetımıne
.karşı savaşla geçen uzun direniş yıllan."
Selim Turan, aslında çok sevdiği ve ha> -
'ranlık duyduğu babasıyla ilgili bilgileri
çok uzatmak istemiyor, Ama ben, Saınt
Petersburg'dan Bakü'ye, Stockholm'deki
otururdu. Şimdi çoğunu ne yazık ki \itir-
dığimiz scçkir. ressamlar. Fikret Mualla.
Hakkı Anh. Mübin. Selim Turan onların
arasında olurdu. Bir derviş gibi sessi? ve
gızemli otururdu. Tıpkı Dr. Abdullah
Cevdet"in tasvirettıği babası gıbi: "Hüse-
yinzade Ali Bey, sakit, mutefekkir, esra-
rengiz. yalnızlıktan hoşlanan haliyle uzcri-
mizde peygamber etkısi vapardı. Evct. o
bir Allah elçisı değıldi. fakat hak elçisı
idı..."
O zamanlar Alesia'da bir eve, atolveye
taşınmıştı. Resimlenni büyük bırhayran-
lıkla izlerdik. Ben non figüratif zevkimi
Selım'in ve Mübin'ın resimlerine borçlu-
yum. Onlarla tanışmamı ise eski dostum
Hüseyin Baş'a.
Dünyaya ve evrensel sanata onlarla da-
ha bir yaklaştım. Derinlemesinc bilgili.
kültürlü ve hoşgörülü idiler. Aramızdakı
büyük yaş fajkına rağmen bizlere yaşıtları
gibi bakar. ciddiye alırlardı Onlann arka-
daşlan olan Hartung'u, Soulage'ı, Cet-
sar'ı. Goetz'u sevmeyi öyle öğrendik.
Sonra aradan yıllar geçti. Mübin'i kay-
bettik. Selim'i ise çok seyrek gördüm.
Bundan önceki son karşıîaşmamız üç
yıl önce, gene Paris'te Palette'te oldu. Hiç
değismemisti. Ama bana. o sakin kişiliğin-
den umulmayan bir hçyecanla Edremit
yakınlannda, Kazdağı (İda) eteklerindekı
Tahtakuşlarkövünü ve Ali Kudar'ı anlat-
tı. BirTürkmen köyüydü Tahtakuşlar. Ve
eski Kö> Enstitülü Alibey Kudar. orada
bir etnografya müzesi kurmak istiyordu.
Türkmen göreneklerini, elişlerini, dansla-
nnı, müziklerini, kilımlerini. takılannı.
mimarilerini gözleri parlayarak tanıttığı
Türkmenlerden sonra onlann bir tutkulu-
su olup çıkmıştı. Ama Tahtakuşlar kö-
yünde gördükleri bir Türkmen kilımı
kadar renkli. kök'lü ve meyveli ıdı.
Onlara üç yıl gönül ve el verdi. Müzenin
yapımına katkı için sergiler açtı. Sonunda
hem Alibey Kudar ve Türkmen köylüleri-
nin hem de Selim'in düşleri gerçekleşti.
Şimdi yolunuz mitolojik Kazdağı etek-
lerindeki Tahtakuşlar köyüne düşerse Ali-
bey Kudar'ı arayın, müzeyi görün. Parisli
ressam Selim Turan'a da bir gönül selamı
göndermeyi unutmayın.
Selim Turan'ın yaşam öyküsü, babası-
nınki gibi serüvenli değıl. Bir büyük Röne-
sans tablosu ya da bir pentimento gibi yıl-
lann üst üste biriktirdiği. ağır ağır gelişen
bir olgunluğun derin ızîeı ini taşıyor.
Galatasaray Lisesi, Güzel SanatJar
Akademisi, Nazmi Ziya ve Leopold Levy
atölyeleri, Camille Bergeaud bursu, Pans.
uzun yıllar Rue de Billancourt, sonra Ale-
sia ve sergiler. sergiler, sergıler.
33 yıl sonra
Tam otuz üç yıl Trrkiye'ye gelmedi Se-
lim Turan. Son on beş yılında, yüzümüzü
ağartan bu büyük ressamımızı vatandaş-
lıktan atmayı becerdik.
Cumhurbaşkanı Korutürk, onu çağı-
nncaya kadar.
"'1959'da yeni birdönem başlıyor" diye
yazıyordu 1963'te, ünlü sanat eleştirmeni
Madeleine Rousseau. "Nasıl çalışıyor Se-
lim?" Bunu bize sözcüklerle anlatması
mümkün değil.
Tuval üzerine renkler koyarak başüyor
işe. Çalışma ilerledikçe tablo belirli bir
anlam kazanmaya başlıyor. Sonra bi-
çimlerde. çizgilerde. renklerde keşfettiği
ifadeyi bozan şeylen ağır ağır yok ediyor.
O zaman bir dizi açık renk, monokrom tu-
val çıkıyor. Böyiece işte son yapıtlan var
oluyor: Presences, Tourbillon Cosmique.
Uzaklara götürüyor bizi. Yeryüzünü çev-
releyen dalga bölgelerine. Ve 1960"m Reve
en Bleu'süne ulaşıyoruz. Ne anlatıyor bi-
ze? Yeni bir doğuşun umutlannı mı?
Selim'in sanatı. zamanımızın müthiş
ışıklı biryansıması...
1975 yılında "Prieure Vivoin"da açtığı
büyük retrospekıif sergi, Selim'in 40 vıllık
resim çabasına. Avrupa çapında bir ışık
düşmesini sağladı.
Resimleri Avrupa'da. Amerika'da çe-
şitli müze ve koleksiyonlarda daha sık yer
aldı. "Realite Nouvelle.", "Salon de Mai'\
"Comparaison" gibi önemli salonlara ka-
tıldı. Ama o, sessız, alçakgönüllü, buna
karşılık titiz, özenli, derinlik taşıyan çalış-
ma tarzını hiç bozmadı.
Uzun bir süre iki öğrencisi ile birlikte
heykel çalışmalan yaptı. Çeşitli toplu ko-
nutlara. okullara. üniversite binalanna
duvar resimleri ve heykeller yaptı.
Ve şimdi. son iki yılda, ikinci kez Tür-
kiye'de 11 nisanda Bebek'leTuğray Galc-
risi'nde "Resim. Mobil. Heykel Sergisi"
açılıyor Selim'ın.
Yani bir "Sdım şölcnı". İlk kc/. bu kap-
samda ve İstanbul'da.
Kızkardeşlerinin sevecen veanlayışlı bir
merakla ızledıkleri konuşmay ı bılgecc söz-
lerlenoktalıyor Selım Turan:
"Çok yıllar öncc Leopold Levy'nin.
Batı'nın taklitçiliğine karşı söylediği söz-
lerlc. herkes kendi resmini yapmalıdır
Yerli kültür çok önemli. Sanatçının ev-
rensel olabilmesi için kendi kültürünü de
çok ıvı tanıması gerekır. Ama sadece ken-
di sınırlan ıçındc kalırsa da lokal olur.
folkloru aşamaz. Sanatçi onun içindeki
e\renseli yakalamalı. Mimar Sinan'ı dü-
şünün. Bizans'ıan da yararlanıyor Sel-
çuklu'dan da. Ama evrensel.
Gelecek? Bilcmeyiz ki. Yaşam süreklı
değişiyor. Kimbilir ne gibi şeylere rastlaya-
cağız yann? Hatta bugün akşamüstü . "
Doğru. -
Ama Selim gibi kılı kırk yaran bir sanal-
çı ıçın rastlantılar bılc farklı.
Onun için güzel bir şiir yazan Alberl
Marchais'nin dediği gibi:
"Sehm.
Rastlantı sana gcliyor
Ama rastccle deeil..."
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇAK
RtZE SULH CEZA MAHKEMESİ
HÂKİMLİĞİ'NDEN
MUSTAFA SOFUOĞLU'NA DUYURU
Dosya No: 1988/848 Esas
'3167 Sayılı Kanuna muhalefet' suçundan sanık Mustafa Sofuoğlu
hakkında mahkeraemize açılan kamu davasının yapılan açık yargıla-
ması sırasında verilen ara karan uyannca,
Rize Merkez Karayemiş köyü cilt 091/02, sayfa 18, kutuk sıra no.
37'de nüfusa kayıtlı Hasan oğlu, Mevlüde'den olma 25.1.1959 doğumlu
sanık Mustafa Sofuoğlu'na atılı suçtan savunmasırun alınabilmesi için
sürdürülen çabalara rağmen adresi tespit edilemediğinden,
Davanın sürüncemede kalmaması bakımından CMUK'nın 225.
maddesi gereğince sanığın savunmasını yapmak uzere dunışmanın bı-
rakıldığı 25.6.1992 günü saat 10.05'te Rize Sulh Ceza Mahkemesi'n-
de hazır bulunması gerektiği, anılan gün ve saatte belirtilen mahke-
mede bulunmaması halinde yokluğunda duruşma vapılıp karar veri-
lecegi, Tebligat Kanunu'nun 28 ve devamı maddeleri gereğince ilan
olunur.
Basın: 24750
KARATAŞ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 1991/26
Davacı: Maliye Hazinesi-Vekili Av. Serpil Yüksel-Karataş
Davalı: Mehmet Zeren-Sucuzade Mah. 55/5 Kapı 25-Adana
Dava: Karatas ilçesi Iskele koyünde kayıtlı 3180 parsel sayılı tasın-
mazın iptali ile tescil harici bırakılması hk.
Yukanda yazılı davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan da-
vanın 18.3.1992 tarihinde yapılan açık yargjlaması sırasında, uzun ara-
malara rağmen adresi belirlenemeyen davalıya ilanen tebligat yapıl-
masına karar verilmiştir.
Duruşması 27.5.1992 günü saat 9.00"a bırakılmıştır.
Bu dava ile ilgili ibraz etmek istediği belgeleri duruşma gunune ka-
dar göndermesi veya duruşmaya gelmesımn gerektiği, durusmaya gel-
mediği veya bir vekil tarafından temsil ettirmediği takdirde duruşmaya
yokluğunda karar verileceğinin tebliği yerine geçerli olmak uzere Teb-
ligat K!nun 29 ve tüzüğünün 13. maddesi gereğince lebliğ yerine ge-
çerli olmak uzere ilan olunur.
Basın- 24636
T.C.
ARDAHAN
KADASTRO MAHKEMESİ
Davacı Malmüdürlüğü tardfından davalılar aleyhine mahkememıze
açılan tespite ıtıraz davasının yapılan yargılaması sırasında adreslerinde
bulunama\an davalılar adına ilanen tebligat >apılmasına karar venldı-
ğınden. tebligat yapılamayan davalılar adına duruşma gunu \e dava dı-
lekçesı >enne kaım olmak uzere.
Vcnlen karar gereği davalılaradına kadaslro tespitine itirazdavasının
açıldığının tespitine.
Teblıgatın 7201 S.K. 21. maddesi gereğince yayınlanma tanhınden ıtı-
baren 15 giın sonra yapılmış savılacağı \e4 5 1992 gününün aynca dava
dılekçesı yerine kaım olacağı ilanen teblığ olunur
S.No: EsasNo: Datalnın VdıSoyadc Mnkii: Ada: Parsel:
1991 189
1991 227
1991 227
1991 227
1991 107
1991 107
Ccbraıl Kjja
SaadctKd>a
Şöhrcl Ka>a
Scvfcltın Ka>d
Alıhan A\dcmır
Ahyar \>dcmır
Lağır
Ondahk
Ondalık
Ondahk
Gu/çımcn K
101
24-25
24-25
24-2*>
101
1II1
52
102
102
102
Ift
Ifi
Bsısın: 46795
RİZE ASLİYE CEZA HÂKİMLİĞİ'NDEN
Esas No: 1989/265
Karar No: 1991/25
Karar tarihi: 14.3.1991
Sanık: ISMAIL HAKKI DERMAN - Osman ve Nuran'dan olma
1957 doğumlu, Rize Merkez Bağdatlı Mahallesi hane 40'ta nüfusa ka-
yıtlı olup aynı yerde oturur.
Suç: 3167 sayılı kanuna muhalefeı.
Uygulanan kanun maddesi: 3167 S.K. 16, 647 S.K. 4,5
Verilen ceza: 1.825.000 lira ağır para cezası ile 1 yıl muddetle ban-
kalarda çek hesabı açnasımn ve çek keşıde etmesınin yasaklanması.
Yukanda hukum ozeti ve açık kimliği yazılı sanık hakkında yoklu-
ğunda verilen karar sanık lum aramalara rağmen bulunup tebliğ edi-
lemediğinden 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 28 ve takip eden mad-
deleri gereğince ilanen tebliğine,
Kararın ilan tarihınden itibaren 15 gun sonra kesınlesmiş sayılaca-
ğı ve ilan masraflarının sanıkuıı alınacağı ilanen tebliğ olunur.
Basın: 24749
PİKNIK PİYALE MADRA
HANİ
NEROE ?
HIZLIGAZETECİ NECDETŞEN
0UMPAN SOONIA
BBIİM / Ü Y y E V
PİVE gi EVLADlM
V0K~ SÖOLEYlVEE
O SOK-AIC VOSM4-
SINA* OEOi HûDİ
ĞRft
ÇIZGILİK KÂMİL MASARACI
GARFIELD JlSf DAVIS
(
''isre-
OİSİM
%
AAODELİ. ])
0
0
BLACKIE VVHITE CARLOS TRILLO-ERNESTO R.GARCIA SE1JAS
BULUT BEBEK NL'RA YÇ/FTÇİ
Vah zavallı Çalıssn ^üyülder '...
Üç bvgjk<rvn -tabil
& âiye
olâuLsr
KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 991/1022
Davacı Hazine vekili tarafından davalılar Tahir ölmez ve müşte-
rekleri aleyhine Kars Merkez lstasyon Mahallesi 835 ada, 21 no.lu par-
selin tapu fazlalığının ifrazı ile Hazine adına tapuya tesciline karar
verilmesini 9.9.1991 tarihli dava dilekçesi ile talep ve dava etmiş.
Aşagıda kimliği yazılı davalıların yapılan aramalara rağmen adresleri
bulunamamıs, dava dilekçesi Ozeti ile duruşma gunu tebliğ edılıne-
mistir.
Dava dilekçesinin tebliği ile bu dava ile ilgili ibraz elmek ısıediği-
niz belgeleri 4.5.1992 günü saat 09.00'da yapılacak duruşmaya getir-
meniz, duruşmaya gelmediğıniz veya bir vekil tarafından temsil ettı-
rilmediğiniz takdirde yargılamamn yokluğunuzda devam edeceği ve
karar verileceği ilanen tebliğ olunur.
1- Ziıbit Bilgitay, 2- Ferva/ Culfacı, 3- Selfina? Civan
KARS KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 991/985
Davacı Hazine vekili tarafından aşagıda kimliği yazılı davalılar aley-
hine Kars Merkez lstasyon Mahallesi 811 ada, 65 no.lu parselin tapu
fazlalığının ifrazı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini
9.9.1991 tarihli dava dilekçesi ile talep ve dava etmiş.
Davalıların yapılan aramalara rağmen adresleri tespit edilemediğin-
den dava dilekçesi özeti ile duruşma günü tebliğ edilememiştir.
Yukanda yazılı dava dilekçesinin tebliği ile bu dava ile ilgili ibraz
etmek istediğiniz belgeleri 4.5.1992 günü saat 09.00'da yapılacak du-
ruşmaya getirmenİ7, duruşmaya gelmediğiniz veya bir vekil tarafın-
dan lemsıl ettırilmediğıniz takdirde yargılamamn yokluğunuzda de-
vam edeceği ve karar verileceği ilanen tebliğ olunur.
I- Rustcnı. 2 (iıılha/, 3- Sııiı>ı.ı \lacan
Basın: 46680