Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12NİSAN1992PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 19
OLAYLARIN
AKDBNDAKI
GERÇEK
• (Baştarafi 1. Sayfada)
lihte 1924ten beri kendi çapın-
da Atatürk ilkelerini yurt dü-
zeyinde yaymak uğruna çırpı-
nan bir ışık da böylece sönmüş
olacaktu
Demokrasiyi, 'halkın, halk
için, halk tarafından yönetil-
mesi' diyt tanımhyoruz. Cum-
huriyet, bu tanımlamayı top-
lum yaşamına katıldığı gün, 7
Mayıs 1924te yayımlanan ilk
sayısında ülkü olarak benim-
sediğini ilan etmiştir.
Ülkü, bugûnden yanna ger-
çekleşir bir amaç değildir. O,
vanlmak istenen, binbir engel-
le çarpışarak adım adım yak-
laşılan, yaklastıkça bizi yeni
engeüer aşmaya zorlayan bir
erektir. Daima uzağımızda,
daima parlayan, daima bizi
kendine doğru çeken, iç aydtn-
lattcı bir yüdız, bir sevgüidir a
Ülküye, bir adamın tek ba-
şına, hatta birkaç kuşağın
omuz omuza vererek ulaşma-
sı beklenemez. Böyle bir karu
bir düş olmaktan öteye geç-
mez, Onun içindir ki Türk
gençliğine seslenen Atatürk:
— Cumhuriytti biz kurduk.
Onu yaşatacak ve yükseltecek
olanlar sizlersiniz! demistir.
Burada yaşatmak'sözcüğü,
yıkıcüara karşı savaşmayı,
yükseltmek' sözcüğü ise ileri-
ye doğru sürekli çaba harca-
mayı gerektirir birer anlam ta-
şımaktadır.
Ulusumuzu çağdaş uygaru-
ğm ön safma yükselteceğiz. di-
yordu Atatürk. Oraya varmak
uğruna difimizi tımağımıza ta-
karak çahşmanuz gerektiğine
hep inanıyoruz. Ptkiyi vardı-
ğimızda bir oh çektcek, sonra
yan gelip oturacak mıyız?
Böyle bir varsaytmı geçerh
sanmak, çağdaş uygarhğın ge-
reksinmelerine omuz silkmek,
daha açık bir deyimle ülkücü-
liığe boş vermek, tutucu güç-
lerin gölgesinde gününü gün
etmeyi kabullenmekten fark-
sızdtr.
Evet, halkın, halk için, halk
tarafından yönetimi bir ülkü-
dür ve biz Atatürk 'ün başladı-
ğı noktadan bu ülküye adım
adım yol açmaya çalışan bir
kuşağın çocuklanyız- Ata-
türk'ün yanında ve emrinde
görey almanın mutluluğunu
tadamadıksa da onun bîze
emanet ettiği görevi inançla
yürütmenin çabası içindeyiz.
Bizden sonra gelecek kuşak-
lara daha mutlu, daha ileriya-
şam düzeyini bırakabilmek gö-
revimizi başarmış olmanın ra-
hathğtnı belki son nefesimizde
duyabiliriz. Bizden sonra gele-
cek kuşaklan daha buyük, da-
ha zor görevlerin beklediğini
de unutuyor değiu'z."
Başyazarımızın yirmiyıl ön-
ce yazdıklarına eklenecek bir
tek sözcük yoktur. Cumhuri-
yet ortaklarının sağduyusuyla
okurlarının direnci bütünleşe-
rek darboğazdan çıkışı sağla-
yacaktır. Ancak Nadir Nadi
1
nin altını çizdiğimiz tümcele-
rini yinelemekten kendimizi
alamıyoruz:
"Okurlanmızın karşısma çı-
karken sınava giren bir ortao-
kul öğrencisi gibi heyecankytz.
Korku ve umut karısımı tuhaf
bir elektrik akımı geçiyor içi-
mizden; yüreğimizi ürpertiyor,
bizi sarstyor bu akım ve eli-
mizde olmadan kendi kendi-
mize soruyoruv
Basarabilecek miyiz?"
Soruya olumlu yanıt verme-
nin ilk koşulu okurlanmıza la-
yık olabilmektir.
Bu sorumtuluğun bilincin-
deyiz-
• • •
Özal, 199 kararnameyibekletiyor
înönü, anayasanın Özal'a atamalan yapma değil, imzalama yetkisi verdiğini söyledi
CUMHURÎYET (Ankara) -
Cumhurbaşkanı Turgut Özal,
199 atama ve görevden almaya
ilişkin kararnameyi Köşk'te
bekletiyor. Özal'ın imzalama-
dığı kararnameler arasında,
Kültür Bakanhğı Müsteşar-
Iığı'na Emre Kongar'ın atan-
ması ve Devlet Tiyatrolan
Genel Müdürü Bozkurt Ku-
ruç'un görevinden alınmasına
ilişkin düzenlemeler de bulunu-
yor.
Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Erdal İnönü, dün
düzenlediği basın toplanüsın-
da, Özal'ın önündcki kararna-
melenn STinin ocak, 2O'sinin
şubat, 121'inin mart, 50'sinin
ise nisan ayından bu yana bek-
lediğini söyledi. Özal'ı, karar-
nameleri bekleterek anayasaya
aykın davranmakla suçlayan
İnönü, anayasanın Özal'a ata-
ma yapma değil, imzalama yet-
kisi verdiğini kaydetti. özal'la
aralanndaki anlaşmazhğa da
değinen İnönü, Özal'la hükü-
metin anlaşmazhğının, "ara
dönem ve ANAP iktidan döne-
mindeki demokratik yapının
tam sağlıklı olmamasından
kaynaklandığını" söyledi. İnö-
nü, "Tabii, insanlann karakte-
rinin de etkisi var, ama benim
yaklaşımım, daha çok, bunu
geçmişteki gelişmenin hazırla-
mış olduğu şeklinde" dedi.
Özal'ın, koahsyonun devam et-
meyeceği yolunda sözlerinin de
olduğunu arumsatan İnönü,
"Kızmıyoruz, ama biraz garip
oluyor. Biz ne yapacağımızı,
kusura bakmasın. Sayın Özal'-
dan öğrenecek değiliz" dedi.
Özal'ın imzaladığı kararname-
lerin de bulunduğuna işaret
eden înönü şöyle konuştu:
"Ne kadar zor atılan bir imza.
Anayasa imzalar diyor. Yani,
hadi bugün vaktiniz yok, yann
imzalayacaksıruz. Üç ay imza-
lamazsanız, o zaman yaptığınız
ne oluyor? Bu atamayı kabul
etmiyorsunuz. Hangi yetkiyle
kabul etmiyorsunuz? Bu yetki
yok. Halkırruz bundan mem-
nun mu? Bu, anayasaya uygun
bir durum değil. Elbet bu da ge-
çecek. Demokrasi içinde bu so-
runu da aşacağız."
Köşk'te bekleyen kararname-
lerden 12'sinin Köşk'e ikinci
kez gönderilen kararnameler
olduğu belirlendi. Bunlar ara-
sında ağırhğı Kültür Bakan-
lığı'na ilişkiç kararnameler
oluşturuyor. Özal'a ikinci kez
sunulan kararnameler şunlar:
"Kültür Bakanlığı: İsmet Öz-
dal Demirdöğen'in müşavirliğe*
tayini. Devlet Tiyatrolan Genel
Müdürü Bozkurt Kuruç'un gö-
revden alınması, Mehmet Ege'-
nin Devlet Tiyatrolan Genel
Müdürlüğü'ne atanması, Halil
İbrahim Ergün'ün müşavirliğe
tayini, Yayımlar Daire Başkaru
Alaaddin Korkmaz'ın görev-
den alınması, Kültür Merkezle-
ri Dairesi Başkanı Yılmaz Ba-
tur'un görevden abnması.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanlığı: Türkiye Petrolleri Ano-
nim Ortakhğı Genel Müdür ve
Yönetim Kurulu Başkanı özer
Altan'ın görevden alınarak, ye-
rine Okan özdemir'in atanma-
Genel Başkan Nebioğlu
DİSKönderliğinde
sendikal birliksı.
Sanayi ve Ticaret Bakanbğı:
Trakya Yaglı Tohumlar Tanm
Satış Kooperatifleri Birliği Ge-
nel Müdürü Hasan Kaya'nın
görevden alınarak, yerine Fuat
Erçetin'in tayin edilmesi.
Milli Eğitim Bakanhğı: Yurtdı-
şı teşkilatına yapılacak 15 tayin.
Ulaştırma Bakanbğı: PTT Ge-
nel Müdür Yardımcısı Osman
Yılmaz Gözüm'ün görevden
alınarak, yerine Hüseyin Bala'-
run tayini.
Başbakanhk: Türkiye Halk
Bankası Genel Müdür Yardım-
ası Mümtaz Pehlivanlı'nın
Başbakanbk Müşavirliği'ne ta-
yini, Halk Bankası Genel Mü-
dürlüğü'ne Sezgjn Taşkıran'ın
tayin edilmesi."
Mitterrand 30 tril>onlıık dosyalarla geliyor
HALUK GERAY (Ankara) -
Resmi bir ziyarette bulunmak
amaayla >ann Ankara'ya gele-
cek olan Fransa Cumhurbaş-
kanı François Mitterrand
çoğunluğu sav unma sanayii
projelerinden oluşan toplam 30
trilyonluk dosyalan açacak.
1968'den bu \ana Türkiye'ye
gelecek ilk Fransız Devlet Baş-
kanı olan Mitterrand'a 200'ün
üstünde yetkili. iifadamı ve ga-
zeteci eşlik edecek.
İkili ve bölgesel siyasi ilişki-
ler, savunma, ekonomik ve
kültürel işbirliği konulannda
görüşmelerde bulunacak olan
Mitterrand, Türk vctkililerle
toplam 4.5 milyar dolarlık sa-
vunma sanayii projcierini de
tartışacak. Gündeme gelecek
önemli konulardan biri de, Or-
ta Asya'daki cumhuriyetlere
yönelik olarak Fransa ile Tür-
kiye arasındaki işbirliği olacak.
Bu çerçevede, Orta Asya'daki
Türki cumhuriyetlere yapıla-
cak yardımlardaki işbirliği
aynca ele alınacak. Genel eko-
nomik ılişkiler yanında Başba-
kan Süleyman Demirel'in
Türkiye'nin enerji açığını ka-
patması için nüİdeer "enerjiye
ihtiyaç duyulduğunu gündeme
getirmesinden sonra Mitter-
rand'ın nükleer enerji konusun-
da da bir öneride bulunması
bekleniyor. Kanadalı bir firma-
nın kazandığı 1 milyar dolarlık
Akkuyu nükleer santrali proje-
sinın yap-işlet-devret modelin-
den kaynaklanan sorunlar
nedeniyle son yıllarda rafa kal-
dınlması, Fransızları harekete
geçirmiş durumda.
Mitterrand'ın Fransız firma-
lara destek vereceği projelerin
başmda 1.5 milyar dolarlık heli-
kopter projesi geliyor. Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK)
özellikle Güneydoğu'da gerek-
sinim duyduğu helikopterlere
ilişkin olarak aralannda Fran-
sız-Alman Eurocopter fırması-
nın bulunduğu yabancı
fırmalann tekliflerini değerlen-
dıren Savunma Sanayii İcra
Komitesi son karan vermeyi er-
telemişti. Siyasi gözlemciler.
komitenin bu karannı. Nevruz
olaylan nedeniyle Almanya'nın
Türkiye'ye yönelik silah se\ki-
yatının askıya alınmasına karşı
zaman kazanma olarak nite-
liyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Mit-
terrand, yolsuzluk ıddialarının
soruşturulduğu TÜRKSAT
uydu iletişim projesi konusun-
da da, Türkiye'nin resmi niyeti-
ni öğrenmeye çalışacak.
Yolsuzluk iddialannın arkasın-
dan TÜRKSAT projesinin
iptali gündeme gelmiş, ancak
hükümet bu konuda resmi bir
karar açıklamamıştı. hransız
Aerospatiale fırması tarafından
yapımına başlanmış olan yak-
laşık 350 milyon tutanndaki
proje ile hem Türkiye hem de
Orta Asya'daki Türki cumhuri-
yetlere televizyon, telefon ve
bilgisayar iletişimi sağlanacak.
Dışişleri Bakanhğı, projenin bir
an önce gerçekleşmesini destek-
liyor.
Türkiye ile Almanya arasın-
da yaşanan gerginlığın. Mitter-
rand'ın ziyareti sırasında,
Türkiye'nin Avrupa savunma-
sındaki yerini ön plana çıkart-
ması bekleniyor. Fransa ile
Almanya'nın öncülüğünde
oluşturulan Batı Avrupa Bir-
liği'nin (BAB) Avrupa savun-
masında NATO'nun yerini
alma eğilimi ve Türkiye'nin
Maastricht Zirvesi'nde* alınan
önerilerle BAB'dan dışlanmış
olması Mitterrand'la yapılan
görüşmelerde gündeme gele-
cek. Özellikle, Avrupa sılah
pazannın odağı konumundaki
Bağımsız Avrupa Program
Grubu'nun (IEPG), BAB için-
de eritilmesini savunan
Fransa'ya, Türkiye'nin bu ko-
nuda duyduğu rahatsızlık ileti-
lecek. IEPG'nin BAB içinde
eritilmesi durumunda lEPG'ye
üye olan Türkiye, hem yürütü-
len projelerden hem de Avrupa
silah pazanndan dışlanmış ola-
cak.
Mitterrand'ın Fransız fınna-
lanna destek vereceği savunma
projeleri arasında alçak irtifa
hava savunma sistemi, mayın
aviama gemisi, insansız hava
aracı da yer alıyor. En pahah
savunma sanayii projelerinden
biri olan 1.8 milyar dolarlık al-
çak irtifa savunma sistemleri
için Alman-Fransız Euromissi-
le ve Fransız Thomson-CSF
yanında, İsviçre'den Oerlikon
fırması da teklif vermiş durum-
da. Uçak ve helikopterlere karşı
6-8 kilometrede etkili savunma
sağlayan sistem için bu yıl için-
de karar verilmesi bekleniyor.
Küttür
Kültür alanında Türkiye ile
Fransa arasındaki işbirliği gö-
rüşmelerinde ele alınacak
konular arasında Galatasaray
Entegre Eğitim Projesi ve ıki ül-
kenin sinema endüstrisi arasın-
da işbirliği projeleri bulunuyor
Kültür Bakanhğı tarafından
başlatılan girişim çerçevesinde
Türk sinema endüstrisine yöne-
lik olarak Fransa'da çeşitli
eğitim programlannın düzen-
lenmcsi çalışmalan başlatılmış-
tı.
Hükümetten
1 Mayıs'a
yeşilışık
CUMHURİYET (Ankara) -
Hükümet. 1 Muyfe İşçı Bayramı
kuilamalan konusunda sendika-
lann şanında lavir kovdu.
I Mayıs'ın bayram olarak kut-
lanması için SHP'li milletvekilleri-
nin yasa önensi haarlamalannın
yanısıra. Çahşma Bakanı Meh-
met Moğultay da hükümet nez-
dinde temaslarda bulundu.
Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Erdal İnönü ile önceki
gün görüşen Moğultay, daha son-
ra Başbakan Süleyman Demirel
ile 1 Mayıs için biraraya geldi.
Moğultay'ın 1 Mayıs'ın bayram
olması yönündeki yasal düzenle-
melerin yetişmeyeceğini belirtmesi
üzerine, Erdal Inönü'nün kutla-
malar sırasında sendtkaiara yar-
dıma olunmasını istediği öğrenil-
di.
Moğultay, daha sonra aynı ko-
nuyu Başbakan Süleyman Demi-
rel'e de aktardı. Demirel, Moğul-
tay'a, sendikalann bu yıl 1 Ma-
yıs'ı istedikfcri gibi kutlayabile-
cekleri mesajını iletti.
Türk-İş Genel Başkanı Şevket
Yılmaz ile DİSK Genel Başkanı
Süleyman Çelebi'nin 1 Mayıs'ın
ortak kutlanması karanna var-
masırun ardından, DİSK Genel
Başkanvekiü İsmail Hakkı Önal
ile Hak-İş Başkanı Necati Çelik.
yann ortak kutlama konusunu
görüşecekler. Türk-İş ile DİSK
arasında vanlan anlaşmaya göre,
kutlamalar salonda yapılacak.
'Leprasız bir dünya için el ele'
Köşk'te dış politika zirvesi
• (Baştarafi 1. Sayfada)
nildi.
Demirel, Cumhurbaşkanı'na
ödeyeceği tazminat konusun-
daki bir soruyu yanıtlarken.
"Devleti yürütmeye çalıştıklan-
nı" belirterek, '"O. bizim bu-
günkü pozisyonumuzdan do-
ğan bir olay değil, dünkü pozis-
yonumuzdan doğan bir olay"
karşılığmı verdi.
Öte yandan Dışişleri Bakan-
hğı, Türkiye'nin Birleşmiş Mil-
letler Güvenhk Konseyi'nin
önceki gece Kıbns konusunda
kabul ettiği 750 sayılı karan
"memnuniyetle" karşıladığını
açıkladı. Dışişleri Bakanhğı,
Türkiye'nin "siyasi bakımdan
eşit iki ortaktan oluşan iki top-
lumlu ve iki kesimli federas-
yon" çözümü yönündeki gay-
retleri desteklemeye devam
edeceğini açıklayarak bütün ta-
raflara BM Genel Sekreteri'yle
işbirliği yapmalan çağnsında
bulundu.
Dışişleri BakanlığYnın açık-
lamasında, son alınan 750 sayıh
kararda Kıbns sorununun çö-
zümünün siyasi bakımdan eşit
iki toplumdan oluşan iki kesim-
li bir federal devlet temeline
dayanacağının bir kere daha
behrtildiği ve taraflardan bu
esasa bağlı kalmalannın isten-
diği vurgulandı.
Ankara'nın açıklamasında.
karann Genel Sekreter Butros
Gali'nin Kıbns'taki çözüm şek-
linin genel çerçevesini belirle-
yen "fikirler dizisi"nin desıek-
lendiği belirtilerek Kıbns soru-
nunun, BM Güvenlik Kon-
seyi'nin 649 sayılı karanna
uygun olarak. siyasi bakımdan
eşit iki ortaktan oluşan iki top-
lumlu ve iki keshnli federasyon
kurulması suretiyle çözülmesi
yolundaki gayretleri Türkiye'-
nin desteklemeye ve teşvik et-
meye devam ettiği vurgulandı.
Dışişleri Bakanlığı, çalışma-
lan henüz tamamlanmamış
olan, toprak ve yer degiştirmiş
kişiler konulan da dahil bütün
konulann sonuçlandınlması
için ilgili taraflara BM Genel
Sekreteri'yle işbirliği yapmalan
çağnsını yaparak Güvenlik
Konseyi karannda vurgulanan
"fıkirler dizisinin" içeriğinin
daha da geliştirilmesi yönünde
yapıa şekilde çalışmalan "di-
leğj"nde bulundu. Bakanlık
açıklamasında. son kararda çö-
züm şeklinin Kıbns'taki iki
toplum arasında vanlacak an-
laşmayla ortaya çıkabileceğinin
"teyit" edildiği vurgulandı.
Beymen Statüs dergisi ve Cüzamla Sa\aş \ akfı'nın işbirliği ile
dört yüdır sürdüriilcn 'Leprasız Bir Dün> a İçin El Ele" kampan-
yası çerçe\esinde düzenlenen resim >arışmasının ödiil töreni bir
sanat şöleni olarak kutlandı. CemalReşit Re> Konser Salonu'n
da düzenlenen törende, ödülieri pa\laşan ilkokul öğrencilerinin
>apıtlarının \anı sıra 32 metrekarelik de> tablo bü>ük ilgi topla-
dı. Marmara Üıuversitesi Resim Bölümü Hüsamerrin Koçan
Atöhesi öğrencilerinin sahnede > aşanan olaylardan esinlenerek
seyirciler önünde yarattıklara dev tablo, genç sanatçılar tara-
fnidan, Lepra Hastanesi'nin duvarına asılmak üzere \akfa ba-
ğışlandı. Dün geceki törende, bir konuşma > apan V akıf Başka-
nı Prof. Dr. Türkân Sa\lan "Kampanyaya yapılan her türlü
yardımın hastalar için >akılan birer umut ışıkları olduğunu" be-
lirti. İlk >e orta dereceli okullar arasında > apılan \ arrjmada ilk
üç sırayı ikişer öğrenei alırkcn çocukların
v
Se>giyle Yaşama
Merhaba' konulu 62 tablosu Cemal Reşit Rey Sergi Salonu
Fuavesi'nde, 15 nisan çarşamba gününe kadar sergilenecek. Ti-
\ atro sanatçısı Gülsen Tuncer ve Müştak Erenus'un sevgi şiirle-
ri okuduğu sanat şöleninde, Çağdaş Bale Topluluğu bir gösteri
sundu. Fetfai Kopuz \*a\lı Çalgılar Dörtlüsü de bir konser verdi,
ayrıca piyanist Selim Atakan şiir okuyanlara pi> anoda eşlik et-
ti. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL)"
tLAN
ÎSTANBUL 10. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞt'NDEN
Sayı: 1991/430
Davaa Reyhan Çaykara vekili tarafından davalı Yalçın Çaykara afcyhi-
ne açılan nafaka arttınmı davasında:
Aşirefendı Cad. Imar Han Kat 2 Can Çaykara Kumaşçıhk Sultanha-
mam-lstanbul adresmde bulunan davalı Yalçın Çaykara adına çıkanlan
tebligatın bila tebliğ iade edildiği ve zabıtaca da adresmın tespıt edılemedı-
ği görüldüğünden, mahkememizce adına ılanen tebligat yapılmasına ka-
rar verilnıiş olup mahkcmemızın 1991/430 esas sayıh dosyasının duruş-
masının 4.5.1992 günü saat 10.30'da olduğu dava dilekçesi ve duruşma
günü yerine geçerb ohnak üzere ve aynca yukanda bildirilen duruşma
gûnünde dunışmaya gelmesi, gelmediğı takdirde yargjlamaya yokluğun-
da devam edileceği ve hûküm verileceği hususu ilainen tebliğ olunur. 18.3.
1992
Basın: 4137
İSTANBUL 1. ŞULH HUKUK
HAKİMLİĞİ'NDEN
1992 36Tereke
Terekesine mahkemeınızce el konulan mütevefTa flyes Gûzel hakkın-
da venlen karar gereğince:
Beşiktaş. Gayrettepe. Cemil Aslan Güder Sok. Yılmaz Apt- No
42 10 adresinde ikamet etmekte iken 9.3.1992 tarihinde vefat eden Be-
şiktaş, Dıkilıtaş. Cilt. 007i 1. Sayfa: 85. Kütük- 1014 nüfusuna kayıtb
İlyas Gûzerın terekesınde MK'nın 559 ve 581. meddesı gereğınce el
konulmuş \e deftennın tutulmasına karar \enldığınden alacak ve
borçlulannın 1 ay içerisınde mahkememız dosvasına borç ve alacakla-
nnı vesikalan ile birlıkte kaydettırmelen. deftere kayıt >aptımıa>anla-
nn süreyi geçirmiş sayılacaklan, alacak ve borçlannın kabul edılmeye-
ceğı. duruşmanın 15.5.1992 gunü saat: 10'a muallak olduğu hususu
ılan olunur. 7.4.1992
Dasın 4169
İLAN
FATİH 1. SULH HUKUK
HAKİMLİĞİ'NDEN
1992/167
Kıiçük Mehmet ve Şerife oglu, Fatih 5.5.1989 doğumlu Hacı Mus-
tafa Erden'e kuçuk olması nedeni ile mahkememı/ce kısıılanması-
na, aynı yerde nufusa kayıtl) amcası Bedreıtın fcr
den \aM olarak
atanmıştır.
Keyfıyet ilan olunur. 7.4.1992
Basın: 4134
İLAN
BEYOĞLL 3. ASLİYE HUKUK
HÂKİMLİĞFNDEN
S.ı\ı IW1 K56
Du\aci Malı\c Ha/ıncsı tarafından mahkcmenıı/dc açılan Gaıplık da-
\ asinda
Bovoğlu İli;csı. Salımbey Sokağmda bulunan 272 pafta. 23 parscl.
73.^6m- M'k.ık .ır-Hi \jxtmdjki Uynıno/in ! * hı-^-n Kırkor Alaın\j)i a 1 l.hıvscsı Kı.ılnk
ü- l'i'ptv) .iılLırtru ku
ı.iı \ı.rılnK*M ıMcnılmiiltr
^uk.ındJ adLırı a.\vn Kirkor Aldiınan Bıairık
>İJuâu upii kavitLınndjn .ınla)iimt)olın.ıklj
l.maan
CUMHl'RİVET (Ankara) -
DİSK'e bağlı Sos\al-İş'in. 7.
Oiağan Genel Kurulu loplaııdı.
Gcncl Kurul'da bir konıışnıa
\apan DİSK Cieııel Başkanı
Kcnıal Ncbıoğlu. ışçı konlcde-
ras\onlannın DİSK öndcrli-
ğın'dc bırleşebıleceğini sövlcdi.
Genel Kurulun açılış konuş-
ıruısını \apan Nebioâlu.
DİSK'ın 12 E\lül"de durduru-
Lımadığını. faallı>cllcrıni her
/aman sürdürdıiğünü bclirtc-
ıck. şö\le konuştu:
"DİSK'ın oniınde büşük cn-
goller \ar 1 urk ı>çı sınılının
aşması gereken engellcr bunlar
DİSK'ın şokluğunda çıkan bu
engellcr. ancak DİSK catısında
aşılabılır
Sendikal bırlık denıuır. bu
birlik aneak ılkelı bir bırlıkle
VLiğlanabılır. Bu da DİSK ön-
dcrliğınde gcrçckleşır."
NebİDğlu. sosvali/mın lıala
liberal ekonomışc alternaiıf ol-
duğurtu. sos\aİı/mın öldüğü
sö\lenlilerının doğru olmadığı-
nı bclirlerek. "İ^çı ış\eren eatış-
masının >a^andığı birdünvada
sosyali/mın öldüğünü sö>le-
mek \anlışiır"dcdı.
Hııkünıeiın demokralikley
mc çalışmalarını \e 12 Evlül
kalıniılannı silmeve yönelik gı-
rişimlerini desteklcdiklcrini bc-
lirten Nebioğlu. sözü edilen
vaadlerin lakipcisi olacaklannı
kaydctıi.
Sos\al-İş Gcncl Başkanı Öz-
can Keskcç de. 26 >ıhnı doldu-
ran sendikanın 1980'de >ok
cdilmck istcndiğini. ancak bu-
nun başarılamadığını sö\lc>c-
rek."l2 E\ lül'c inai \tncbirliktc
olmanın he>ecanını vaşıyoruz"
dedi. Keskeçşö>lcdevam elti: '
"Sosyal-İşın amacı. grc\li
loplu sözlcşmc hakkının cldc m
edilmesidir. Bi/ insanı araç de-
ğil amaç olarak görmeliyiz. Ça-
lışanlann stutüsündcn dolayı '
sendikal haklardan \ararlana- '
maması yanlıştır. Biz. bunu \
dü/ehme\e çahşacağız. 299 sa-
>ılı KHK'nin 14. maddesı söz-
İeşkcli pcrsonelin scndikalara
üyc olaması yasuklanmış idi.
Bunu Ana\asa Mahkcmcsi ip-
tal ctli. Ama koalisyon hükü-
mcti bunu tckrar bir yasayla
me\dana çıkardı. Bu olay dü- *
şündürücüdür." ı
Keskeç. Çahşma Bakunlığı'-
nın ha/ırladığı iş gü\cnliği yasa '
taslağını desleklcdiklcrirri. tas- .
lağın yaşama geçirilmesi için
vardım edeceklerinı bclirtti.
Genel Kurul bugün \apıla- ;
cak başkanlık scçımi\lc sona ~
erceek. l
Londra'da
• r Baştarafi l. Sayfada)
IRA'nın yeni bir eyleme kalkış-
ması bekleniyordu. IRA ile
Sinn Fein arasında, Kuzey İr-
landa sorununun çözümü için
ne ölçüde şiddet kullanılması
gerektiği konusunda bir tartış-
ma var. Şiddet eylemlerinın,
halkı IRA'nın hedeflerinden
soğuttuğu. bu nedenle demok-
ratik yöntemlere daha çok
ıtibar edilmesi gerektiğini düşü-
nen kanat ile, şiddet eylemlerini
aksatmadan sürdürmek gerekti-
ğini düşünen kanat arasındaki
görüş aynlığı giderek büyüyor.
1987 seçiminde mazbatasını al-
madığı için Avam Kamarası
çahşmalanna katılmayan Sinn
Fein lideri Gerry Adams'ın se-
çimlerde, şıddete karşı çıkan bir
Katdlik partinin adayına yenil-
mesi üzerine, IRA'nın harekete
geçmesi bekleniyordu.
Perşembe günü yapılan se-
çimlerde Sinn Fein lideri Gerry
Adams, IRA'nın kalesi sayılan
Batı Belfas'ta, kısaca SDLP
olarak bilinen, şiddet karşıtı ka-
toliklerin adayından 589 oy az
aldığı için kaybetti. 1987 seçi-
minde Sinn Fein Kuzey îr-
landa'da oylann yüzde
11.4'ünü alarak azımsanmaya-
cak bir başan göstermişti.
StÇİRI SORUÇJlPI
İngiltere'de perşembe günü
yapılan seçimde sonuçlar da ke-
sinleşti. Muhafazakâr Parti
336. ana muhalefet İşçi Partisi
271 milletvekili çıkarttılar.
Avam Kamarasf nda salt ço-'
ğunluk için 326 üyelik yetiyor. •
PENCERE• Baştarafi 2. Sayfada
nın adı "Insan Derisiyle Kaplı Anayasa"d\r. Insan derisi- -
nin işlevi zamandan zamana değişir; derinin tenleşmesi
ya da tenselleşmesi işlevine bağlıdır. Gazete kâğıdı da
böyiedir; kimi zaman yalnız kâğıttır, kimi zaman insan teni-
ne dönüşür, insan teni kadar sıcaklaşır.
Yazıların sıcaklığını da termometre ile ölçmekte yarar
bulunabilir.
Okuduğunuz bu yazının sıcaklığı bilmem ki kaç derece?'
Ama bugünkü yazım, insan sıcağından yoksunsa, de-
mek ki becerememişim, amacıma ulaşamamışım, eksik
kalmış.
Eğer öyleyse, beni bağışlayın.
ARADABİR
• Baştarafi 2. Sayfada
Şimdi, Dicle Köy Enstitüsü'nü kurup müdürlüğünü ya-
pan Sayın Nazif Evren'in kitabındaki çok ilginç bir anısını,
konumuza ışık tutacağı için kendi söyleminin bir özeti ola-
rak verelim:
"... Dicle Köy Enstitüsü'nden Diyarbakır şosesine ulaş-
mak için birtarladan geçmemiz gerekiyordu. Kışın çamur
olan bu yolu arnavut kaldırımıyla döşemek için köylüler-
den para ile yol yeri satın almak istedik. Tarlanın sahipleri-
ni bulamayınca da bir ekip kaldırımı döşemeye başladı.
Ertesi günü gelen köyiüler hararetli hararetli konuşmaya
başladılar. Kürtçe konuşuyortardı. Ne dediklerini anlamı-
yordum. Ama bu konuşmalardan da korkmuştum. Yanları-
na yaklaştım. Selam verdim. Selamımı aldılar.
'Komşular' dedim, 'bakın bu okulda 350 çocuğunuz oku-
yor. Biz bunların her şeyini Diyarbakır'dan, Ergani'den
getirirken sizin tarlanizdan geçiyoruz. Bu tarlaya buğday
ekmişsiniz. Size büyük zararımız oluyor. Bize bir araba
geçecek kadar yol verin, arazinizin bedelini hemen öde-
yelim. Yok eğer müsaade etmezseniz hemen işi bırakınz.'
Köyiüler, yanıt olarak:
Müdür Beg, sen delisen. Sen kimin için çalışırsan? Bu
çocuklar kimindir? Sana ve senin enstitüne canımız kur-
ban, gözümüz üsrüne...' deyip gittiler (yıl 1945). Oysa o yıl-
larda oralarda bir karış toprak için adam öldürülüyordu."
(D
Bugün memleketimizde yaşanan olaylar, Güneydoğu
halkımız çocuklarını okutabilmek için geçim kaynağı olan
tarlalarını bile para almaksızın küçültmeye razı iken kendi-
lerini bu ülkenin bilinçli ve sorumlu vatandaşları haline
getirecek okullart ve enstitüleri kapatmış olan politikacria-
rın eseri değil midir? Bu davranışın ülkemize yüklediği
ağır bedel, ileride de halkımızı yine din sömürüsü ile kendi
çıkarları için cahil bırakmak isteyebilecek hükümet ya da
partilere ibret olmalıdır.
Birkaç gün önce Sayın Türkân Akyol'un Güneydoğu iz-
lenimlerini anlatırken eğitimin çok ihmal edilmiş olduğunu
söylemesi bana bunları düşündürdü. Ayrıca iki şey anım-
sattı: Güneydoğu'dan Almanya ya gelen ve hiç Türkçe bil-
medikleri için kendi memleketlerinin başkonsoloslukların-
da en acil noter işlemlerini yaptramadan kırgın ayrılan
vatandaşlarımızı ve geçen yıl yazlık evimizin bahçesinde
çalışan Güneydoğulu Emrullah'ın dediklerini: "Efendim,
hükümet niçin bizim oralarda okul açmıyor? Buralarda (Iz-
mir'in köylerinde) çocuklar okuldan kaçıyor. Oysa bizim
köylerde herkes okumak istiyor, okul yok. Okul açsalar da
herkes Türkçe öğrense ne olur?"
Dileğimiz, koalisyon hükümetinin okullarla, özel TV,
programlanyla Güneydoğu halkımızı eğitip bize, dilini,
kültürünü biimediği yabancılar olarak bakmaktan kurtar-
masıdır. Çünkü bu memleket, Kürt, Çerkez, Arnavut yada
Ermeni kökenli olsak da hepimizindir.
(1) Nazıt Evrep ' Poyn>.z Kcy den Köy EnsMutenne ; Gundoğan Yaymlan, 1992