06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12NİSAN1992PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLER 19 OLAYLARIN AKDBNDAKI GERÇEK • (Baştarafi 1. Sayfada) lihte 1924ten beri kendi çapın- da Atatürk ilkelerini yurt dü- zeyinde yaymak uğruna çırpı- nan bir ışık da böylece sönmüş olacaktu Demokrasiyi, 'halkın, halk için, halk tarafından yönetil- mesi' diyt tanımhyoruz. Cum- huriyet, bu tanımlamayı top- lum yaşamına katıldığı gün, 7 Mayıs 1924te yayımlanan ilk sayısında ülkü olarak benim- sediğini ilan etmiştir. Ülkü, bugûnden yanna ger- çekleşir bir amaç değildir. O, vanlmak istenen, binbir engel- le çarpışarak adım adım yak- laşılan, yaklastıkça bizi yeni engeüer aşmaya zorlayan bir erektir. Daima uzağımızda, daima parlayan, daima bizi kendine doğru çeken, iç aydtn- lattcı bir yüdız, bir sevgüidir a Ülküye, bir adamın tek ba- şına, hatta birkaç kuşağın omuz omuza vererek ulaşma- sı beklenemez. Böyle bir karu bir düş olmaktan öteye geç- mez, Onun içindir ki Türk gençliğine seslenen Atatürk: — Cumhuriytti biz kurduk. Onu yaşatacak ve yükseltecek olanlar sizlersiniz! demistir. Burada yaşatmak'sözcüğü, yıkıcüara karşı savaşmayı, yükseltmek' sözcüğü ise ileri- ye doğru sürekli çaba harca- mayı gerektirir birer anlam ta- şımaktadır. Ulusumuzu çağdaş uygaru- ğm ön safma yükselteceğiz. di- yordu Atatürk. Oraya varmak uğruna difimizi tımağımıza ta- karak çahşmanuz gerektiğine hep inanıyoruz. Ptkiyi vardı- ğimızda bir oh çektcek, sonra yan gelip oturacak mıyız? Böyle bir varsaytmı geçerh sanmak, çağdaş uygarhğın ge- reksinmelerine omuz silkmek, daha açık bir deyimle ülkücü- liığe boş vermek, tutucu güç- lerin gölgesinde gününü gün etmeyi kabullenmekten fark- sızdtr. Evet, halkın, halk için, halk tarafından yönetimi bir ülkü- dür ve biz Atatürk 'ün başladı- ğı noktadan bu ülküye adım adım yol açmaya çalışan bir kuşağın çocuklanyız- Ata- türk'ün yanında ve emrinde görey almanın mutluluğunu tadamadıksa da onun bîze emanet ettiği görevi inançla yürütmenin çabası içindeyiz. Bizden sonra gelecek kuşak- lara daha mutlu, daha ileriya- şam düzeyini bırakabilmek gö- revimizi başarmış olmanın ra- hathğtnı belki son nefesimizde duyabiliriz. Bizden sonra gele- cek kuşaklan daha buyük, da- ha zor görevlerin beklediğini de unutuyor değiu'z." Başyazarımızın yirmiyıl ön- ce yazdıklarına eklenecek bir tek sözcük yoktur. Cumhuri- yet ortaklarının sağduyusuyla okurlarının direnci bütünleşe- rek darboğazdan çıkışı sağla- yacaktır. Ancak Nadir Nadi 1 nin altını çizdiğimiz tümcele- rini yinelemekten kendimizi alamıyoruz: "Okurlanmızın karşısma çı- karken sınava giren bir ortao- kul öğrencisi gibi heyecankytz. Korku ve umut karısımı tuhaf bir elektrik akımı geçiyor içi- mizden; yüreğimizi ürpertiyor, bizi sarstyor bu akım ve eli- mizde olmadan kendi kendi- mize soruyoruv Basarabilecek miyiz?" Soruya olumlu yanıt verme- nin ilk koşulu okurlanmıza la- yık olabilmektir. Bu sorumtuluğun bilincin- deyiz- • • • Özal, 199 kararnameyibekletiyor înönü, anayasanın Özal'a atamalan yapma değil, imzalama yetkisi verdiğini söyledi CUMHURÎYET (Ankara) - Cumhurbaşkanı Turgut Özal, 199 atama ve görevden almaya ilişkin kararnameyi Köşk'te bekletiyor. Özal'ın imzalama- dığı kararnameler arasında, Kültür Bakanhğı Müsteşar- Iığı'na Emre Kongar'ın atan- ması ve Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Bozkurt Ku- ruç'un görevinden alınmasına ilişkin düzenlemeler de bulunu- yor. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, dün düzenlediği basın toplanüsın- da, Özal'ın önündcki kararna- melenn STinin ocak, 2O'sinin şubat, 121'inin mart, 50'sinin ise nisan ayından bu yana bek- lediğini söyledi. Özal'ı, karar- nameleri bekleterek anayasaya aykın davranmakla suçlayan İnönü, anayasanın Özal'a ata- ma yapma değil, imzalama yet- kisi verdiğini kaydetti. özal'la aralanndaki anlaşmazhğa da değinen İnönü, Özal'la hükü- metin anlaşmazhğının, "ara dönem ve ANAP iktidan döne- mindeki demokratik yapının tam sağlıklı olmamasından kaynaklandığını" söyledi. İnö- nü, "Tabii, insanlann karakte- rinin de etkisi var, ama benim yaklaşımım, daha çok, bunu geçmişteki gelişmenin hazırla- mış olduğu şeklinde" dedi. Özal'ın, koahsyonun devam et- meyeceği yolunda sözlerinin de olduğunu arumsatan İnönü, "Kızmıyoruz, ama biraz garip oluyor. Biz ne yapacağımızı, kusura bakmasın. Sayın Özal'- dan öğrenecek değiliz" dedi. Özal'ın imzaladığı kararname- lerin de bulunduğuna işaret eden înönü şöyle konuştu: "Ne kadar zor atılan bir imza. Anayasa imzalar diyor. Yani, hadi bugün vaktiniz yok, yann imzalayacaksıruz. Üç ay imza- lamazsanız, o zaman yaptığınız ne oluyor? Bu atamayı kabul etmiyorsunuz. Hangi yetkiyle kabul etmiyorsunuz? Bu yetki yok. Halkırruz bundan mem- nun mu? Bu, anayasaya uygun bir durum değil. Elbet bu da ge- çecek. Demokrasi içinde bu so- runu da aşacağız." Köşk'te bekleyen kararname- lerden 12'sinin Köşk'e ikinci kez gönderilen kararnameler olduğu belirlendi. Bunlar ara- sında ağırhğı Kültür Bakan- lığı'na ilişkiç kararnameler oluşturuyor. Özal'a ikinci kez sunulan kararnameler şunlar: "Kültür Bakanlığı: İsmet Öz- dal Demirdöğen'in müşavirliğe* tayini. Devlet Tiyatrolan Genel Müdürü Bozkurt Kuruç'un gö- revden alınması, Mehmet Ege'- nin Devlet Tiyatrolan Genel Müdürlüğü'ne atanması, Halil İbrahim Ergün'ün müşavirliğe tayini, Yayımlar Daire Başkaru Alaaddin Korkmaz'ın görev- den alınması, Kültür Merkezle- ri Dairesi Başkanı Yılmaz Ba- tur'un görevden abnması. Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanlığı: Türkiye Petrolleri Ano- nim Ortakhğı Genel Müdür ve Yönetim Kurulu Başkanı özer Altan'ın görevden alınarak, ye- rine Okan özdemir'in atanma- Genel Başkan Nebioğlu DİSKönderliğinde sendikal birliksı. Sanayi ve Ticaret Bakanbğı: Trakya Yaglı Tohumlar Tanm Satış Kooperatifleri Birliği Ge- nel Müdürü Hasan Kaya'nın görevden alınarak, yerine Fuat Erçetin'in tayin edilmesi. Milli Eğitim Bakanhğı: Yurtdı- şı teşkilatına yapılacak 15 tayin. Ulaştırma Bakanbğı: PTT Ge- nel Müdür Yardımcısı Osman Yılmaz Gözüm'ün görevden alınarak, yerine Hüseyin Bala'- run tayini. Başbakanhk: Türkiye Halk Bankası Genel Müdür Yardım- ası Mümtaz Pehlivanlı'nın Başbakanbk Müşavirliği'ne ta- yini, Halk Bankası Genel Mü- dürlüğü'ne Sezgjn Taşkıran'ın tayin edilmesi." Mitterrand 30 tril>onlıık dosyalarla geliyor HALUK GERAY (Ankara) - Resmi bir ziyarette bulunmak amaayla >ann Ankara'ya gele- cek olan Fransa Cumhurbaş- kanı François Mitterrand çoğunluğu sav unma sanayii projelerinden oluşan toplam 30 trilyonluk dosyalan açacak. 1968'den bu \ana Türkiye'ye gelecek ilk Fransız Devlet Baş- kanı olan Mitterrand'a 200'ün üstünde yetkili. iifadamı ve ga- zeteci eşlik edecek. İkili ve bölgesel siyasi ilişki- ler, savunma, ekonomik ve kültürel işbirliği konulannda görüşmelerde bulunacak olan Mitterrand, Türk vctkililerle toplam 4.5 milyar dolarlık sa- vunma sanayii projcierini de tartışacak. Gündeme gelecek önemli konulardan biri de, Or- ta Asya'daki cumhuriyetlere yönelik olarak Fransa ile Tür- kiye arasındaki işbirliği olacak. Bu çerçevede, Orta Asya'daki Türki cumhuriyetlere yapıla- cak yardımlardaki işbirliği aynca ele alınacak. Genel eko- nomik ılişkiler yanında Başba- kan Süleyman Demirel'in Türkiye'nin enerji açığını ka- patması için nüİdeer "enerjiye ihtiyaç duyulduğunu gündeme getirmesinden sonra Mitter- rand'ın nükleer enerji konusun- da da bir öneride bulunması bekleniyor. Kanadalı bir firma- nın kazandığı 1 milyar dolarlık Akkuyu nükleer santrali proje- sinın yap-işlet-devret modelin- den kaynaklanan sorunlar nedeniyle son yıllarda rafa kal- dınlması, Fransızları harekete geçirmiş durumda. Mitterrand'ın Fransız firma- lara destek vereceği projelerin başmda 1.5 milyar dolarlık heli- kopter projesi geliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) özellikle Güneydoğu'da gerek- sinim duyduğu helikopterlere ilişkin olarak aralannda Fran- sız-Alman Eurocopter fırması- nın bulunduğu yabancı fırmalann tekliflerini değerlen- dıren Savunma Sanayii İcra Komitesi son karan vermeyi er- telemişti. Siyasi gözlemciler. komitenin bu karannı. Nevruz olaylan nedeniyle Almanya'nın Türkiye'ye yönelik silah se\ki- yatının askıya alınmasına karşı zaman kazanma olarak nite- liyor. Fransa Cumhurbaşkanı Mit- terrand, yolsuzluk ıddialarının soruşturulduğu TÜRKSAT uydu iletişim projesi konusun- da da, Türkiye'nin resmi niyeti- ni öğrenmeye çalışacak. Yolsuzluk iddialannın arkasın- dan TÜRKSAT projesinin iptali gündeme gelmiş, ancak hükümet bu konuda resmi bir karar açıklamamıştı. hransız Aerospatiale fırması tarafından yapımına başlanmış olan yak- laşık 350 milyon tutanndaki proje ile hem Türkiye hem de Orta Asya'daki Türki cumhuri- yetlere televizyon, telefon ve bilgisayar iletişimi sağlanacak. Dışişleri Bakanhğı, projenin bir an önce gerçekleşmesini destek- liyor. Türkiye ile Almanya arasın- da yaşanan gerginlığın. Mitter- rand'ın ziyareti sırasında, Türkiye'nin Avrupa savunma- sındaki yerini ön plana çıkart- ması bekleniyor. Fransa ile Almanya'nın öncülüğünde oluşturulan Batı Avrupa Bir- liği'nin (BAB) Avrupa savun- masında NATO'nun yerini alma eğilimi ve Türkiye'nin Maastricht Zirvesi'nde* alınan önerilerle BAB'dan dışlanmış olması Mitterrand'la yapılan görüşmelerde gündeme gele- cek. Özellikle, Avrupa sılah pazannın odağı konumundaki Bağımsız Avrupa Program Grubu'nun (IEPG), BAB için- de eritilmesini savunan Fransa'ya, Türkiye'nin bu ko- nuda duyduğu rahatsızlık ileti- lecek. IEPG'nin BAB içinde eritilmesi durumunda lEPG'ye üye olan Türkiye, hem yürütü- len projelerden hem de Avrupa silah pazanndan dışlanmış ola- cak. Mitterrand'ın Fransız fınna- lanna destek vereceği savunma projeleri arasında alçak irtifa hava savunma sistemi, mayın aviama gemisi, insansız hava aracı da yer alıyor. En pahah savunma sanayii projelerinden biri olan 1.8 milyar dolarlık al- çak irtifa savunma sistemleri için Alman-Fransız Euromissi- le ve Fransız Thomson-CSF yanında, İsviçre'den Oerlikon fırması da teklif vermiş durum- da. Uçak ve helikopterlere karşı 6-8 kilometrede etkili savunma sağlayan sistem için bu yıl için- de karar verilmesi bekleniyor. Küttür Kültür alanında Türkiye ile Fransa arasındaki işbirliği gö- rüşmelerinde ele alınacak konular arasında Galatasaray Entegre Eğitim Projesi ve ıki ül- kenin sinema endüstrisi arasın- da işbirliği projeleri bulunuyor Kültür Bakanhğı tarafından başlatılan girişim çerçevesinde Türk sinema endüstrisine yöne- lik olarak Fransa'da çeşitli eğitim programlannın düzen- lenmcsi çalışmalan başlatılmış- tı. Hükümetten 1 Mayıs'a yeşilışık CUMHURİYET (Ankara) - Hükümet. 1 Muyfe İşçı Bayramı kuilamalan konusunda sendika- lann şanında lavir kovdu. I Mayıs'ın bayram olarak kut- lanması için SHP'li milletvekilleri- nin yasa önensi haarlamalannın yanısıra. Çahşma Bakanı Meh- met Moğultay da hükümet nez- dinde temaslarda bulundu. Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü ile önceki gün görüşen Moğultay, daha son- ra Başbakan Süleyman Demirel ile 1 Mayıs için biraraya geldi. Moğultay'ın 1 Mayıs'ın bayram olması yönündeki yasal düzenle- melerin yetişmeyeceğini belirtmesi üzerine, Erdal Inönü'nün kutla- malar sırasında sendtkaiara yar- dıma olunmasını istediği öğrenil- di. Moğultay, daha sonra aynı ko- nuyu Başbakan Süleyman Demi- rel'e de aktardı. Demirel, Moğul- tay'a, sendikalann bu yıl 1 Ma- yıs'ı istedikfcri gibi kutlayabile- cekleri mesajını iletti. Türk-İş Genel Başkanı Şevket Yılmaz ile DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi'nin 1 Mayıs'ın ortak kutlanması karanna var- masırun ardından, DİSK Genel Başkanvekiü İsmail Hakkı Önal ile Hak-İş Başkanı Necati Çelik. yann ortak kutlama konusunu görüşecekler. Türk-İş ile DİSK arasında vanlan anlaşmaya göre, kutlamalar salonda yapılacak. 'Leprasız bir dünya için el ele' Köşk'te dış politika zirvesi • (Baştarafi 1. Sayfada) nildi. Demirel, Cumhurbaşkanı'na ödeyeceği tazminat konusun- daki bir soruyu yanıtlarken. "Devleti yürütmeye çalıştıklan- nı" belirterek, '"O. bizim bu- günkü pozisyonumuzdan do- ğan bir olay değil, dünkü pozis- yonumuzdan doğan bir olay" karşılığmı verdi. Öte yandan Dışişleri Bakan- hğı, Türkiye'nin Birleşmiş Mil- letler Güvenhk Konseyi'nin önceki gece Kıbns konusunda kabul ettiği 750 sayılı karan "memnuniyetle" karşıladığını açıkladı. Dışişleri Bakanhğı, Türkiye'nin "siyasi bakımdan eşit iki ortaktan oluşan iki top- lumlu ve iki kesimli federas- yon" çözümü yönündeki gay- retleri desteklemeye devam edeceğini açıklayarak bütün ta- raflara BM Genel Sekreteri'yle işbirliği yapmalan çağnsında bulundu. Dışişleri BakanlığYnın açık- lamasında, son alınan 750 sayıh kararda Kıbns sorununun çö- zümünün siyasi bakımdan eşit iki toplumdan oluşan iki kesim- li bir federal devlet temeline dayanacağının bir kere daha behrtildiği ve taraflardan bu esasa bağlı kalmalannın isten- diği vurgulandı. Ankara'nın açıklamasında. karann Genel Sekreter Butros Gali'nin Kıbns'taki çözüm şek- linin genel çerçevesini belirle- yen "fikirler dizisi"nin desıek- lendiği belirtilerek Kıbns soru- nunun, BM Güvenlik Kon- seyi'nin 649 sayılı karanna uygun olarak. siyasi bakımdan eşit iki ortaktan oluşan iki top- lumlu ve iki keshnli federasyon kurulması suretiyle çözülmesi yolundaki gayretleri Türkiye'- nin desteklemeye ve teşvik et- meye devam ettiği vurgulandı. Dışişleri Bakanlığı, çalışma- lan henüz tamamlanmamış olan, toprak ve yer degiştirmiş kişiler konulan da dahil bütün konulann sonuçlandınlması için ilgili taraflara BM Genel Sekreteri'yle işbirliği yapmalan çağnsını yaparak Güvenlik Konseyi karannda vurgulanan "fıkirler dizisinin" içeriğinin daha da geliştirilmesi yönünde yapıa şekilde çalışmalan "di- leğj"nde bulundu. Bakanlık açıklamasında. son kararda çö- züm şeklinin Kıbns'taki iki toplum arasında vanlacak an- laşmayla ortaya çıkabileceğinin "teyit" edildiği vurgulandı. Beymen Statüs dergisi ve Cüzamla Sa\aş \ akfı'nın işbirliği ile dört yüdır sürdüriilcn 'Leprasız Bir Dün> a İçin El Ele" kampan- yası çerçe\esinde düzenlenen resim >arışmasının ödiil töreni bir sanat şöleni olarak kutlandı. CemalReşit Re> Konser Salonu'n da düzenlenen törende, ödülieri pa\laşan ilkokul öğrencilerinin >apıtlarının \anı sıra 32 metrekarelik de> tablo bü>ük ilgi topla- dı. Marmara Üıuversitesi Resim Bölümü Hüsamerrin Koçan Atöhesi öğrencilerinin sahnede > aşanan olaylardan esinlenerek seyirciler önünde yarattıklara dev tablo, genç sanatçılar tara- fnidan, Lepra Hastanesi'nin duvarına asılmak üzere \akfa ba- ğışlandı. Dün geceki törende, bir konuşma > apan V akıf Başka- nı Prof. Dr. Türkân Sa\lan "Kampanyaya yapılan her türlü yardımın hastalar için >akılan birer umut ışıkları olduğunu" be- lirti. İlk >e orta dereceli okullar arasında > apılan \ arrjmada ilk üç sırayı ikişer öğrenei alırkcn çocukların v Se>giyle Yaşama Merhaba' konulu 62 tablosu Cemal Reşit Rey Sergi Salonu Fuavesi'nde, 15 nisan çarşamba gününe kadar sergilenecek. Ti- \ atro sanatçısı Gülsen Tuncer ve Müştak Erenus'un sevgi şiirle- ri okuduğu sanat şöleninde, Çağdaş Bale Topluluğu bir gösteri sundu. Fetfai Kopuz \*a\lı Çalgılar Dörtlüsü de bir konser verdi, ayrıca piyanist Selim Atakan şiir okuyanlara pi> anoda eşlik et- ti. (Fotoğraf: İBRAHİM GÜNEL)" tLAN ÎSTANBUL 10. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞt'NDEN Sayı: 1991/430 Davaa Reyhan Çaykara vekili tarafından davalı Yalçın Çaykara afcyhi- ne açılan nafaka arttınmı davasında: Aşirefendı Cad. Imar Han Kat 2 Can Çaykara Kumaşçıhk Sultanha- mam-lstanbul adresmde bulunan davalı Yalçın Çaykara adına çıkanlan tebligatın bila tebliğ iade edildiği ve zabıtaca da adresmın tespıt edılemedı- ği görüldüğünden, mahkememizce adına ılanen tebligat yapılmasına ka- rar verilnıiş olup mahkcmemızın 1991/430 esas sayıh dosyasının duruş- masının 4.5.1992 günü saat 10.30'da olduğu dava dilekçesi ve duruşma günü yerine geçerb ohnak üzere ve aynca yukanda bildirilen duruşma gûnünde dunışmaya gelmesi, gelmediğı takdirde yargjlamaya yokluğun- da devam edileceği ve hûküm verileceği hususu ilainen tebliğ olunur. 18.3. 1992 Basın: 4137 İSTANBUL 1. ŞULH HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 1992 36Tereke Terekesine mahkemeınızce el konulan mütevefTa flyes Gûzel hakkın- da venlen karar gereğince: Beşiktaş. Gayrettepe. Cemil Aslan Güder Sok. Yılmaz Apt- No 42 10 adresinde ikamet etmekte iken 9.3.1992 tarihinde vefat eden Be- şiktaş, Dıkilıtaş. Cilt. 007i 1. Sayfa: 85. Kütük- 1014 nüfusuna kayıtb İlyas Gûzerın terekesınde MK'nın 559 ve 581. meddesı gereğınce el konulmuş \e deftennın tutulmasına karar \enldığınden alacak ve borçlulannın 1 ay içerisınde mahkememız dosvasına borç ve alacakla- nnı vesikalan ile birlıkte kaydettırmelen. deftere kayıt >aptımıa>anla- nn süreyi geçirmiş sayılacaklan, alacak ve borçlannın kabul edılmeye- ceğı. duruşmanın 15.5.1992 gunü saat: 10'a muallak olduğu hususu ılan olunur. 7.4.1992 Dasın 4169 İLAN FATİH 1. SULH HUKUK HAKİMLİĞİ'NDEN 1992/167 Kıiçük Mehmet ve Şerife oglu, Fatih 5.5.1989 doğumlu Hacı Mus- tafa Erden'e kuçuk olması nedeni ile mahkememı/ce kısıılanması- na, aynı yerde nufusa kayıtl) amcası Bedreıtın fcr den \aM olarak atanmıştır. Keyfıyet ilan olunur. 7.4.1992 Basın: 4134 İLAN BEYOĞLL 3. ASLİYE HUKUK HÂKİMLİĞFNDEN S.ı\ı IW1 K56 Du\aci Malı\c Ha/ıncsı tarafından mahkcmenıı/dc açılan Gaıplık da- \ asinda Bovoğlu İli;csı. Salımbey Sokağmda bulunan 272 pafta. 23 parscl. 73.^6m- M'k.ık .ır-Hi \jxtmdjki Uynıno/in ! * hı-^-n Kırkor Alaın\j)i a 1 l.hıvscsı Kı.ılnk ü- l'i'ptv) .iılLırtru ku ı.iı \ı.rılnK*M ıMcnılmiiltr ^uk.ındJ adLırı a.\vn Kirkor Aldiınan Bıairık >İJuâu upii kavitLınndjn .ınla)iimt)olın.ıklj l.maan CUMHl'RİVET (Ankara) - DİSK'e bağlı Sos\al-İş'in. 7. Oiağan Genel Kurulu loplaııdı. Gcncl Kurul'da bir konıışnıa \apan DİSK Cieııel Başkanı Kcnıal Ncbıoğlu. ışçı konlcde- ras\onlannın DİSK öndcrli- ğın'dc bırleşebıleceğini sövlcdi. Genel Kurulun açılış konuş- ıruısını \apan Nebioâlu. DİSK'ın 12 E\lül"de durduru- Lımadığını. faallı>cllcrıni her /aman sürdürdıiğünü bclirtc- ıck. şö\le konuştu: "DİSK'ın oniınde büşük cn- goller \ar 1 urk ı>çı sınılının aşması gereken engellcr bunlar DİSK'ın şokluğunda çıkan bu engellcr. ancak DİSK catısında aşılabılır Sendikal bırlık denıuır. bu birlik aneak ılkelı bir bırlıkle VLiğlanabılır. Bu da DİSK ön- dcrliğınde gcrçckleşır." NebİDğlu. sosvali/mın lıala liberal ekonomışc alternaiıf ol- duğurtu. sos\aİı/mın öldüğü sö\lenlilerının doğru olmadığı- nı bclirlerek. "İ^çı ış\eren eatış- masının >a^andığı birdünvada sosyali/mın öldüğünü sö>le- mek \anlışiır"dcdı. Hııkünıeiın demokralikley mc çalışmalarını \e 12 Evlül kalıniılannı silmeve yönelik gı- rişimlerini desteklcdiklcrini bc- lirten Nebioğlu. sözü edilen vaadlerin lakipcisi olacaklannı kaydctıi. Sos\al-İş Gcncl Başkanı Öz- can Keskcç de. 26 >ıhnı doldu- ran sendikanın 1980'de >ok cdilmck istcndiğini. ancak bu- nun başarılamadığını sö\lc>c- rek."l2 E\ lül'c inai \tncbirliktc olmanın he>ecanını vaşıyoruz" dedi. Keskeçşö>lcdevam elti: ' "Sosyal-İşın amacı. grc\li loplu sözlcşmc hakkının cldc m edilmesidir. Bi/ insanı araç de- ğil amaç olarak görmeliyiz. Ça- lışanlann stutüsündcn dolayı ' sendikal haklardan \ararlana- ' maması yanlıştır. Biz. bunu \ dü/ehme\e çahşacağız. 299 sa- >ılı KHK'nin 14. maddesı söz- İeşkcli pcrsonelin scndikalara üyc olaması yasuklanmış idi. Bunu Ana\asa Mahkcmcsi ip- tal ctli. Ama koalisyon hükü- mcti bunu tckrar bir yasayla me\dana çıkardı. Bu olay dü- * şündürücüdür." ı Keskeç. Çahşma Bakunlığı'- nın ha/ırladığı iş gü\cnliği yasa ' taslağını desleklcdiklcrirri. tas- . lağın yaşama geçirilmesi için vardım edeceklerinı bclirtti. Genel Kurul bugün \apıla- ; cak başkanlık scçımi\lc sona ~ erceek. l Londra'da • r Baştarafi l. Sayfada) IRA'nın yeni bir eyleme kalkış- ması bekleniyordu. IRA ile Sinn Fein arasında, Kuzey İr- landa sorununun çözümü için ne ölçüde şiddet kullanılması gerektiği konusunda bir tartış- ma var. Şiddet eylemlerinın, halkı IRA'nın hedeflerinden soğuttuğu. bu nedenle demok- ratik yöntemlere daha çok ıtibar edilmesi gerektiğini düşü- nen kanat ile, şiddet eylemlerini aksatmadan sürdürmek gerekti- ğini düşünen kanat arasındaki görüş aynlığı giderek büyüyor. 1987 seçiminde mazbatasını al- madığı için Avam Kamarası çahşmalanna katılmayan Sinn Fein lideri Gerry Adams'ın se- çimlerde, şıddete karşı çıkan bir Katdlik partinin adayına yenil- mesi üzerine, IRA'nın harekete geçmesi bekleniyordu. Perşembe günü yapılan se- çimlerde Sinn Fein lideri Gerry Adams, IRA'nın kalesi sayılan Batı Belfas'ta, kısaca SDLP olarak bilinen, şiddet karşıtı ka- toliklerin adayından 589 oy az aldığı için kaybetti. 1987 seçi- minde Sinn Fein Kuzey îr- landa'da oylann yüzde 11.4'ünü alarak azımsanmaya- cak bir başan göstermişti. StÇİRI SORUÇJlPI İngiltere'de perşembe günü yapılan seçimde sonuçlar da ke- sinleşti. Muhafazakâr Parti 336. ana muhalefet İşçi Partisi 271 milletvekili çıkarttılar. Avam Kamarasf nda salt ço-' ğunluk için 326 üyelik yetiyor. • PENCERE• Baştarafi 2. Sayfada nın adı "Insan Derisiyle Kaplı Anayasa"d\r. Insan derisi- - nin işlevi zamandan zamana değişir; derinin tenleşmesi ya da tenselleşmesi işlevine bağlıdır. Gazete kâğıdı da böyiedir; kimi zaman yalnız kâğıttır, kimi zaman insan teni- ne dönüşür, insan teni kadar sıcaklaşır. Yazıların sıcaklığını da termometre ile ölçmekte yarar bulunabilir. Okuduğunuz bu yazının sıcaklığı bilmem ki kaç derece?' Ama bugünkü yazım, insan sıcağından yoksunsa, de- mek ki becerememişim, amacıma ulaşamamışım, eksik kalmış. Eğer öyleyse, beni bağışlayın. ARADABİR • Baştarafi 2. Sayfada Şimdi, Dicle Köy Enstitüsü'nü kurup müdürlüğünü ya- pan Sayın Nazif Evren'in kitabındaki çok ilginç bir anısını, konumuza ışık tutacağı için kendi söyleminin bir özeti ola- rak verelim: "... Dicle Köy Enstitüsü'nden Diyarbakır şosesine ulaş- mak için birtarladan geçmemiz gerekiyordu. Kışın çamur olan bu yolu arnavut kaldırımıyla döşemek için köylüler- den para ile yol yeri satın almak istedik. Tarlanın sahipleri- ni bulamayınca da bir ekip kaldırımı döşemeye başladı. Ertesi günü gelen köyiüler hararetli hararetli konuşmaya başladılar. Kürtçe konuşuyortardı. Ne dediklerini anlamı- yordum. Ama bu konuşmalardan da korkmuştum. Yanları- na yaklaştım. Selam verdim. Selamımı aldılar. 'Komşular' dedim, 'bakın bu okulda 350 çocuğunuz oku- yor. Biz bunların her şeyini Diyarbakır'dan, Ergani'den getirirken sizin tarlanizdan geçiyoruz. Bu tarlaya buğday ekmişsiniz. Size büyük zararımız oluyor. Bize bir araba geçecek kadar yol verin, arazinizin bedelini hemen öde- yelim. Yok eğer müsaade etmezseniz hemen işi bırakınz.' Köyiüler, yanıt olarak: Müdür Beg, sen delisen. Sen kimin için çalışırsan? Bu çocuklar kimindir? Sana ve senin enstitüne canımız kur- ban, gözümüz üsrüne...' deyip gittiler (yıl 1945). Oysa o yıl- larda oralarda bir karış toprak için adam öldürülüyordu." (D Bugün memleketimizde yaşanan olaylar, Güneydoğu halkımız çocuklarını okutabilmek için geçim kaynağı olan tarlalarını bile para almaksızın küçültmeye razı iken kendi- lerini bu ülkenin bilinçli ve sorumlu vatandaşları haline getirecek okullart ve enstitüleri kapatmış olan politikacria- rın eseri değil midir? Bu davranışın ülkemize yüklediği ağır bedel, ileride de halkımızı yine din sömürüsü ile kendi çıkarları için cahil bırakmak isteyebilecek hükümet ya da partilere ibret olmalıdır. Birkaç gün önce Sayın Türkân Akyol'un Güneydoğu iz- lenimlerini anlatırken eğitimin çok ihmal edilmiş olduğunu söylemesi bana bunları düşündürdü. Ayrıca iki şey anım- sattı: Güneydoğu'dan Almanya ya gelen ve hiç Türkçe bil- medikleri için kendi memleketlerinin başkonsoloslukların- da en acil noter işlemlerini yaptramadan kırgın ayrılan vatandaşlarımızı ve geçen yıl yazlık evimizin bahçesinde çalışan Güneydoğulu Emrullah'ın dediklerini: "Efendim, hükümet niçin bizim oralarda okul açmıyor? Buralarda (Iz- mir'in köylerinde) çocuklar okuldan kaçıyor. Oysa bizim köylerde herkes okumak istiyor, okul yok. Okul açsalar da herkes Türkçe öğrense ne olur?" Dileğimiz, koalisyon hükümetinin okullarla, özel TV, programlanyla Güneydoğu halkımızı eğitip bize, dilini, kültürünü biimediği yabancılar olarak bakmaktan kurtar- masıdır. Çünkü bu memleket, Kürt, Çerkez, Arnavut yada Ermeni kökenli olsak da hepimizindir. (1) Nazıt Evrep ' Poyn>.z Kcy den Köy EnsMutenne ; Gundoğan Yaymlan, 1992
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle