15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 NİSAN 1992 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Eczacıbaşı sergisi Kültür Senisi- Şakir Eczacıbaşı'nın 50 yapıtı Fransa ve Almanya'da sergjlenecek. Eczacıbaşı'nın Fransa'daki ilk sergisi Alsace'ta 'Ben.Türkler,Onlar' programı cercevesinde bugün açılıyor. İkinci sergi ise Almanya'da Ingelheım kentinde yapılan "Türk yılı' kapsamında 30 nısan-30 mayıs tarihleri arasında gerçekleştırilecek. Eczaabaşı'nın üçüncü sergisi ise 8-23 ekim tanhlen arasında Fransa'nın başkentıPans'teaçıkkalacak. Bugüne kadar Türkıye'de I0,ABD'de 4 ve Almanya'da 10 sergi açan Şakir Eczacıbaşı, yurtdışı sergilerinin açıhşında hazır bulunacak. Japonya'da TüPkoloji KöltûrServisi-MimarSınan Üniversıtesi Fen-Edebıyat Fakültesi İstatislik anfisınde bugün saat I4.00'de 'Japonya'da Türkolpji Çalışmalan' konulu bir açıkoturum düzenlenecek. Oturumun konuşmacılan Doğan Şafracıoğlu. Prof.Dr. Gülçin Çandarlıoğlu. Prof.Dr. Jun Alagata, Prof.Dr.Yuso Alagata, Yard. Doç. Dr. Cevat Türkelı ve araştırma görevlisı Ahmet Taşağıl Erdal Atabek Nirengi'de Kültür Senisi- Dr. Erdal Atabek bugün saat I7.OO'de Nirengi Psikolojik Danışmanlık Merkezı'nde bir grup çalışması gerçekleştirecek. Atabek'in grupçalışmasrMutluOlmak BırHayat mı?'başlığınıtaşıyor (258 92 51) İDSO'nun bu haftaki konseri Amerika hazırlığının bir denemesi idi Zekâ ve zarafet kaynaşınca EVİN İLYASOĞLU Zekâ ve zerafet kaynaşınca biraz Francis Poulenc'in müziği biraz da Pekineller'in yorumu birbirine eklenmiş oluyor. Yirminci yüzyılın ilk yansından bir besteci Francis Poulenc. Biraz uçan, bi- raz çocuksu, yaşamının son yıl- lannda dinine bağlı, genellikle nükteli.. 1899-1963 yıllan arasında yaşamii Nüktesi, zekâsıyla birleşmiş, Fransız müzi- ğinin inceliği, anlatımıyla özleşmiş. Ve Pe- kineller, Poulenc'in İki Piyano İcin Re Minör Koncertosu"nu seslendiriyorlar. Kendi hünerleriyle, kendi ustabklanyla. kendilerine özgü nükte anlayışı ve bir baş- ka zerafetle. Poulenc, Birincı Dünya Savaşı'ndan sonra koyu karanlık günleri delmeye çalı- şan, yaşamaya değgin değerleri bulup, in- sanlan daha sevecen bir sanata çağıran besteciler takımından. Fransız Altılan ola- rak andığımız grubun bir üyesi. Dinleyici ile çabuk iletişim kurmaya çalışan; neşeli, coşkulu ve taşlamalan ile zamanın burju- vasını nükteleyen, kolay anlaşılır müziği ile hemen dinleyici toplayan bir besteci. Res- sam Toulouse-Lautrec ile karşılaştmyor onu Pekineller: "Lautrec'ın çizgjleriyle in- sanları hicvetmesıni, Poulenc müziği ile du- yurdu. Paris'te bir kahveye gidip oturur- muş. Ve gelen gecen burjuvayı; zamanın dejenere olmuş tiplenru müziğine aktanr- rruş. Bu ıkih koncertoyu çalarken Poulenc ile birbkte eğlenmek gerekir. Daha hafıf. sarkastik bir hava yansıtmalı. popüler bir yorum getirmeli." Gerçekten Pekineller bu hafıf yorumu getırirken, Poulenc ile birlik- te eğlenirken, onlara eşlik eden İstanbul Devlet Senfonı Orkestrası'nın da aynı duy- gulan paylaşüğı söylenebilır mi, bilemem, özellikle "Larghetto"da piyanolann sesini bastıran orkestradan söz ettik Pekıneller'e: İDSO'nun bu haftaki konserinde 20. yiizyıl bestecilerinden Francis Poulenc'in yapıtlannı seslendiren Güher ve" SUher Pekinel kardeşler, bu besteciyi ressam Toulouse Lautrec'e benzetiyoıiar. "En büyük sorun, Atatürk Kültür Mer- kezi'ndeki büyük salonun akusu'k sorunu. Hafta boyunca küçük salonda prova yapı- byor; konserde büyük salon ses dengesinde bambaşka tınlıyor. Biz, iki yerine üç kon- ser vermeye razıyız. bundan böyle küçük salonda yapılsın konserler diyoruz. Çünkü onca zamanın birikimi olan tekrukle ancak performansımızın yüzde otuzunu duyura- biliyoruz bu salonda". "Nedir bu duyura- madıklanruz" deyince, şöyle bir yarut ab- yoruz: "Biz uzun yıllar ses dinamiğı üstüne kendımizı eğittik. Küçük, hafıf bir sesi yük- seltıp büyütürken bunun aşamalar halinde yapılmasıru öngördük. Birdenbire pı- yano'dan forte ye çıkamazsınız. Ses, hafif- ten güçlüye doğru bir merdiven tırmanır. Atatürk Kültür Merkezi'nin büyük salo- nundaki akustik koşullarda bu duyarblığı sergilernek olanaksız. Orkestra-solo ara- sındaki denge sahneden başka türlü, salon- dan başka türlü duyuluyor." Bir fılm müziği hayasındakı konçerto- dan sonra Pekineller, İspanyol besteci Ma- nuel Infante'nin Endülüs Danslan'nı bis olarak seslendirdiler, İspanyol kıvrakbğı ve sıcaklığı ıçınde. istanbul Devlet Senfoni Orkestrası iki hafta sonra Amerika Birleşik Devletleri'ne gidiyor. Genel Müzik Direktörü Alexan- der Schwinck'in yöneteceği konserlere Pe- kineller ve Suna Kan solist olacak. Bu haf- ta dinlediğimiz konser, Amerika hazırlığı- mn bir denemesi idi. Ferit Tüzün'ün Esintiler'ini bütün renk- leri ve canlı dokusuyla sunan orkestra, Pe- kineller'e Poulenc'de eşlik etti. Sonra Çay- kovski'nin Romeo ve Jüliet Uvertürü'nü çaldı. Ardından Amerikablara alımlı gele- ceği düşüncesiyle programa konan, Cop- land'ın "Sıradan Adam İçin Fanfar" başlıklı yapıtını ve Sousa'nm "Amerikan Bayrağı Marşf'ru dinledik. Önümüzde daha zamao olduğuna göre topluluk bu yapıtlara daha bir müzıkalıte katacakur inanandayız. Çalanlarla dinleyenler aynı keyfı aldıklan zaman güzel müzik ortaya çıkıyor. Piyanist Tayfun'dan Nazım yorumu Edebiyat- müzik senteziKültür Servisi - Yaşar Kemal'in romanı üzerine bestelediği "AğnDağı Efsanesi" isimli müzikal gösterisi İstanbul'da ser- gilenen besteci ve piyanist Tayfun'un "Ethno Mono Jazz Drama' türündeki yeni eseri "Nazım oderdas JJed der Son- nentrinker" (Nazım veya Güneşi İçenle- nn Türküsü) Berlin'de Hebbel Tiyat- rosu'nda sergılendı. Nazım'ın ilk şiirlerinden olan "Resmi Geçıt'ten, "Otobiyografı'ye dek uza- nan geniş bir dönemi kapsayan şiirleri, Tayfun'un piyano, soprano ve tenor saksafon, alto flüt, bas klarnet, vokal, anlatıcı, kontrbas ve vurmalı çalgılardan oluşan bir orkestra için yaptığı bestelerle bırlikte, tümü 2.5 saat süren bir 'edcbi- yat, müzik sentezi' şeklinde sunuldu... Metinleri sahncdc canlandıran Otto Sandcr, Avrupa'nın önde gelen tiyatro- lanndan, Peter Stein yönetimindeki Schaubühne'nin (Berlin) en eski oyuncu- lanndan olup. aynı zamanda Türİciye'de de fılmleri gösterilen Wim Wenders (Berlin Üzerinde Gökyüzü), Enc Röh- mer. A.NVajda gibı rejisörlerin eserlerin- de başrollerde oynamış, Almanya'nın önde gelen tiyatro ve film oyunculan- ndanbin. Oıto Sander'ın "Nazım vcya Güneşi İçenlerin Türküsü"nde anlatıa olarak yer almasıyla. Nazım'ın satırlan, ölü- münden 30 yıl sonra ilk defa olarak, "Al- manya'daki Türk Gettosu"nun sınırlan dışma çıkartılmış ve Alman sanat dün- >asının star oyunculanndan biri tarafı- ndan seyirciye sunulmuş oluyor. Daha önce "Ararat-The Border Cros- sıng" isimli plağı Türkiye'de de yayınla- nan Tayfun'un ycni plağı "Eisen, Kohle und Zucker" (Demir. Kömür ve Şeker) ismiyle Almanya'da pıyasaya çıktı. Caz plaklan yayınlayan Sound Aspects fır- ması tarafından CD olarak çıkartılan yapıtta, Tayfun'un Nazım'ın şiirleri üze- rine anlatıcı, piyano, vokal, soprano sak- safon, kontrbas, vurmalı çalgılar ve da- vul için bestelediği "senfonik şiir' türün- deki iki uzun eseri yer alıyor. 10 Metrekare TiyatroKültür Senisi- "Tiyatroda bir alayblar vardır, bir de mektepliler. Türkıye'de tiyatro sahneleri- ne alayblar hakımdır. En önlerde hep onlar vardır. Devletin oyuncusu oynunu oynar ve çe- ker gıder. Ama biz işın emekçisiyiz. Iştk, ses, afış, dekor, oyunculuk, bilct satışı hepsiniyapanz.Sa- nat ıcın amele gıbı çalışıyoruz ışte. " Bu sözler Adana'da etkınlıklenni sürdüren amatör Genç Dostlar Tiyatrosu'nun kurucusu Duran Okuyanoğlu'na aıt. Duranoğlu'nun ti- yatrosunda altısı kadın 23 oyuncu var. Hiçbiri işin "mekteplisi" değıl. Maaş da almıyorlar. Bazılan evli. "çoluğa çocuğa" sahip, ay başında ödenmesi gereken faturalan, kira dertleri var.; Ve hepsi de taşrada tiyatro yapmanın. hem de- amatörce yapmanın tüm güçlüklenni yaşıyor- lar. Genç Dostlar'ın mekaru kentin en eskı mahal- lesi Tepebağ'da eski bir Adana evi. Eskiden elektrikçi deposu olarak kullanılan bu ev, en bü- yük torunu olduğundan Duran Okyanoğlu'na nınesinden kalrruş. Günlerce uğraştan sonra ev temizlenıp boyanmış, içine girilecek hale getiril- mış. Böylece Genç Dostlar, kahvelerde buluşup oyuna hazırlanmaktan kurtulmuşlar. Şimdı provalar bu 10 metrekarelik evde yapılıyor, oyuna burada hazırlanılıyor. Bu daraak. yerde oyuncu başına yanm metrekareden az hareket alanı kalsa da onlar, oyunlanna büyük bir cid- diyetle konsantre olup çalışıyorlar. Genç Dostlar'ın yeni elemanlanna öncelikle, depodaki eski kapı ve pencereferden masa san- dalye yapılması, bilet satılması, tavandaki kont- raplaklann oyun dekoru için sökülüp takılması öğretiliyor. Oyunculuğa sıra daha sonra geliyor. Genç Dostlar'ın hemen hemen tüm oyunlan, Seyhan İlçe Belediyesi'nin Kültür ve Sanat Mer- kezTne dönüştürdüğü bir sinema salonunda sahneleniyor. Grubun genç oyunculan, yağ- murlu günlerde kulıs tavanının aktığmı, bazı ar- kadaşlannın soğuktan hastalandığını anlatıyor- lar. Yönetmen Duranoğlu, mahçup bir sesle. "Bu salonda bıle seyirci bizi yalnız bırakmıyor"' diye anlauyor" Perde inip alkış başladığında herşeyi unutuyoruz. Oyun zarar mı etti ,çocuk yann doktora mı gidecek, ay başına kira parası mı yetiştirilecektı. hepsi unutuluyor. Karşımız- dakı halkın ta kendısi, karşılannda saygıyla eği- lipmutlu oluvoruz." I . ~ 33LX — « ^ ÂVTIİ Dilligil Tiyatro OdüUeri Seçici Kurulu'nun En İyi Yapım dalında seçtiği üç aday oyundan , biri de İstanbul Şehir Tiyatroları yapımı olan "V anya Day ı". A vni Dilligil ödülleri açıklandı Kültür Senisi-Nüzhet Birsel başkanbğında toplanan Seçkin Selvi. Hayati Asılyazıa. Yaşar İlksavaş, Dikmen Gürün Uçarer, Sevgi Sanlı, Melisa Gürpınar, Kami Suveren. Zehra İpşi- rpğlu'ndan oluşan 15. Avnı Dilligil Tiyatro Ödüllen Seçıcı Kurulu. 1991-1992 tiyatro dönemindekı oyunlan değerlendirdi. Nurettın Özkönü "Oresteia"daki çalışmasıyia En İyi Dekor, Sevim Ça\dar "M.Butterfly"daki kostüm yaratılanyla En İyi Kostüm. Yurdaer Altıntaş "Kuvayı Milliye"deki işiyle En İyi Afış, Yüksel Aymaz da yıne "Oresteia"daki çalışmasıyia En İyi Işık ödüllcnne değer bulundular. Jürı Özel Ödülü Muhsin Ertuğrul'un doğumunun yüzüncü yılı kapsamında ha- zırlanan "BırTutkunun Yüz Yılı" adlı göstenye verilirken, Jün Özendirme Ödülü, "İlk Gençliğım" oyunundakı yorumuyla Yıldıray Şahinler'in oldu. Jüri Onur Ödülü ıse 50. sanat yılını kutlayan Münir Özkul'a venldi. Secıcı kurul En İyi Çeviri'de Esin Talu Çelikkan' (Ödüller Kimin), Mazlum Beyhan (Vanya Dayı) vc Ebru Sonuç'u (Oresteia), En iyi Yerli Yazar'da Gülsüm Siren (Aile Şerefı), Şefık Onat (Hüzünlü Bir Komedj) ve Mikael Burak L'çar'ı (Umut Cinayeti), En İyi Yapım'da Vanya Dayı (İstanbul Şehir Tiyatrosu), Üzakta Piyano Sesleri (Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu) ye Oresteia'yı (İstanbul Devlet Tiyatrosu). En İyi Yönetmen'de Engin Uludağ (İlk Gençliğim), Oben Güney (Uzakta Piyano Sesleri) ve Ödüller Kimin'i (Hakan Altıner), En İyi Kadın Ovuncu'da Nisa Yıldınm ve Gönen Bozbey (Hizmetçıler), Tilbe Batum (Vanya Dayı) ve Jühde Kural'ı (Sevdalı Bulut). En iyi Erkek Oyuncu'da Ali Poyrazoğlu (Uzakta Piyano seslen), Cüneyt Türel (Vanya Dayı) ve Salih Sankaya'yı (M.Butterfly), En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu'da Derya Alabora (Uzakta Pi- yano Sesleri), Tanju.Tuncel (Vanya Dayı) ye Funda Postacı'yı (Ödüller Kimin), En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu'da Orhan Erçin (Ödüller Kimin). Erhan Abir (İlk Gençliğim) ve Ali Düşenkalkar'ı (Oresteia ve Afıfe Jale) üçer aday olarak saptadı.Bu yapım ve sanatçılar arasında Seçici Kurul tarafından Avni Dilligil ödülüne değer görülenler 19 Nısan 1992 tarihinde Cemal Reşıt Rey Konser Salonu'nda düzenlenecek ödül dağıtım töreninde açıklanacak. Yapı Kredi'den kültür dünyamıza yepyeni bir armağan: Yaşayan Drama Tiyatro Yapıtlan Dizisi. Kurulduğu günden bu yana, kültürün ve sanatın yaşatılmasına, geliştirilmesine katkıda bulunan Yapı Kredi. şimdi de bir tiyatro dizisi sunuyor: Yaşayan Drama Tiyatro Yapıtlan Dizisi. Yapı Kredi, Yaşayan Drama Tiyatro Yapıtlan Dizisi ile. ülkemizde önemli bir boşluğu dolduruyor. Tiyatro alanında uzun süredir eksikliği hissedilen temel kuramsal yapıtlan, yerli ve yabancı oyunlan Türk okuruna sunuyor. Yaşayan Drama Tiyatro Yapıtlan Dizisi ile, seçilen yapıtlann, okura sistemli biçimde sunulması amaçlanıyor. Çağdaş Türk Oyunlan, Çağdaş Yabancı Oyunlar, Klasik Oyunlar ve Kuramsal Yapıtlar başlıklı 4 bölümden oluşan dizinin ilk 2 kitabı Nisan ayında yayımlanacak. Yayın yönetmenliğini Ahmet Levendoğlu'nun yaptığı dizide, daha önce yayımlanmamış yapıtlara yer verilecek. Yaşayan Drama Çağdaş Türk Oyunu Çağdaş Yabancı Oyun Klasik Oyun Kuramsal Yapıt Tiyatro Yapıtlan Dizisi'nde, Nisan Yapıt Hakimiyet-i Milliye Aşevi Aldatma Pericles Shakespeare: Yazar ve Eserleri ayından başlayarak yayımlanacak ilk yapıtlar: Yazar Güngör Dilmen Harold Pinter W. Shakespeare Stanley VVells Çevirmen Haluk Bilginer Hamdi Koç Prof.Dr. C. Sevgen Bugüne kadar, sahnelenmesine katkıda bulunduğu yapttlarla tiyatroya destek olan Yapı Kredi, bu desteğini Yaşayan Drama Tiyatro Yapıtlan Dizisi'yle sürdürmenin mutluluğunu yaşamaktadır. YAPI^^KREDi M
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle