15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 6MART1992CUMA HABERLER Danıştıy kopudu • AA (4nkara) - Danışta}, Mogan ve EymirgöDennin korunması amacıyla Ankara'nınGölbaşıilçesi belediyesi sınırannın bir bölümünün "Özel Çevre Koruma Boigesi"' (ÖÇK.B) ılan edilmesi işlerr.inin ıptali içinaçılan davayı reddetti. İptaldavasiîun Ankara Büyükşehir Belediyesi ıkGolbaşı Belediyesi ortakJaşa Eçmıştı. Yetkililer, karargereğj inşaat yapırn izinleri durdurulan 3 kooperatifveikişahsınaynı konuda açtık'.an davalann reddedildiğini biJdirdi. Budurumda.Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen Mogan ve Eymir gölleri ve çevresi -mar yetkisi Başbakanhga bağlı Özel Çevre Konıma Kurulu BaşkanlığVnca kullanılmaya devam edecek. Öte yandan, davayı açan Gölbaşı Belediye Başkanlığı avukatı Tezcan Çakır, karan temviz sdeceklerinisöyledı. , Çevre ajanları • AA (Ankara) - Çev re Bakaru Doğancan Akyürek. fabrikalann, sınai kuruluşlann.atölvelerin. çevreyi kirletmelerinınönlenmesi, antma lesislerinin "gerektiği gibi" çalışmasının sağlanması amacıyla, özel-kamu aynmı gözetilmeksizin, çev re mühendisi, biyolog, kimyager veya ziraat mühendisi istihdam etmelerinin zorunlu kıhnacağını söyledi. Çevre Kanunu'nda bu amaca yönelik olarak yapılacak değişikliğin înayısayı içinde yasalaşması bekleniyor. Akyürek, sözkonusu fabrika vesınaj tesislerdeçalışacak bu tür teknik personelin, kuruluşun çevreyi kirletmeden faaliyetıni sürdürmesinde tam yetkili ve sorumlu olacağjnı, aynca işverenine karşı da "iş güvencesine sahip" kıhnacağını belirtti. Akyürek'in verdiği bilgiyegöre. Çevre Kanununda yapılacak değişiklikler kapsamında, bütün bu önlemlere karşın. çevreyi "kasdi" olarak kirlettiği belirlenen kuruluşlara.caydıncı ölçüde ağırpara cezalan uygulanması öngörülüyor. Karadeniz toplantısı • tsUnbul Haber Servisi - Karadeniz'i kirleten ülkelere yaptınm imkânlannın aranacağı Karadeniz toplantısı, 12-14 mart tarihlerinde Bulgaristan'ın başkenti Sofya'da yapılacak. Toplantıya Türkiye'den Yeşiller Partisi Genel Sözcüsü Aydın Ayas katılacak. Üç gün sürecek toplantıda ilk kez hükümetlere bağlı olmayan bir çevre kuruluşunun yaptınm talebinin Karadeniz'i çevreleyen ülkelerin destegini aldığını belirten Ayas, "Toplantıda, Karadeniz'i kirleten ülkeler belirlenecek ve oranlara bağlı olarak yaptınm uygulanması istenecek. Söz konusu yaptınm için gereken finansmanın Birleşmiş Milletler'den istenmesi düşünülüyor. Penthouse muzır • ANKA (Ankara) - Büyük reklam ve tanıtım kampanyasıyla Türkiye'de yayımlanmaya başlanan Penthouse dergisi, daha çıkar çıkmaz muzır bulundu. Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, Penthouse Dergisi'nin şubat ayındaki ilk sayısı ile mart ayındaki ikinci sayısını muzır buldu. Kurul, derginin söz konusu sayılannda yer alan bazı yazı ve resimlerin 18 yaşından küçüklerin maneviyatı üzerinde muzır tesir yapacak nitelikte olduğuna karar verdi. Kurul, bu nedenle Penthouse dergisinin poşette satılması gerektiğini bildirdi. İki özel üniversite • AA (Ankara) - TBMM Genel Kurulu'nda Istanbul'da Kadir Has Vakfı tarafından "Kadir Has", Vehbi Koç Vakfı tarafından da "Koç" Üniversitesi kurulmasına ilişkin yasa tasarısı benimsendi. Kabul edilen yasaya göre Kadir Has Üniversitesi, fen-edebiyat fakültesi, mühendislik fakültesi ve temel bilimler enstitüsü ile sosyal bilimler enstitüsünden oluşacak. Soyguncu öldü • tstanbul Haber Servisi - Çocuğunu hastaneden çıkarmak için gerekli 4 milyon lirayla gelen bir öğVetmenin çantasını ahp kacan kapkaççı, kendisini kovalayan trafık polisinin açtığı ateş sonucu öldü. Çocuğunu, bir süredir tedavi gördüğü Haseki Hastanesi'nden çıkarmak için tedavi masrafı olan 4 milyon lirayla dün saat 09.00 sıralannda hastaneye gelen öğretmen Abdülfettah Yücesoy'un para çantası, karantina önünde beklerken adının Sedat Dola olduğu belirtilen kapkaççı tarafından çalındı. Abdülfettah Yücesoy, kapkaççınm peşinden "Yakalayın, paramı çaldı" diye bağırarak koşmaya başladı. Hastane önündeki kavşakta görev yapan ve ismi açıklanmayan bir trafık polisi de kapkaççının peşine diiştü. Kovalamaca Sezaibey Sokak'ta sürerken "dur" ihtannda bulunan trafik polisinin tabancasını çekip bir el ateş ettiği bildirildi. Polisin yere doğru açtığı uyarı ateşinden seken merminin kapkaççının kalbine isabet ettiği belirtildi. Gelin arabası • AA (Kadınhanı) - Konya'nın Kadınhanı ilçesine bağlı Atlantı kasabası belediyesine ait resmi otomobil, gelin arabası oldu. Düğün sahiplerinin isteği üzerine, belediye encümenince alınan kararla, belediyeye ait otomobil, gelin arabası olarak kiraya verüiyor. Belediye Başkanı Abdurrahmajı Devecioğlu, "Kasabamızda otomobil yetersizliğinden özellikle düğünlerde büyük sıkıntılar çekiliyordu. Konunun encümen toplantısında gündeme getirilmesi üzerine, belediyeye ait otomobilin kiralanması kararlaştırıldı Uygulamayla aynı zamanda belediyemize önemli ölçüde gelir de sağlanmaktadır" dedi. Mikelanj Virüsü, Rönesans'ın ünlü sanatçısının 517. doğum yıldönümünde bilgisayarlan tehdit ediyor Bugün PC'nizi kapatmayıunutmayin EDİP EMtL ÖYMEN (Londra) - Üç tür Mikelanj var. Birincisi, Rö- nesans sanatçısı Mikelanj. İkincisi, Ninja Kaplumbağalar'dan biri. Üçüncüsü de bir bilgisayar virüsü... Bugün, gerçek Mikelanj'ın 517. doğum günü ve bu büyük sanatçının adını taşıyan bir bilgi- sayar virüsünün data bankalan ve işlemleri darma dağın edece- ğinden korkuluyor. 6 Mart günü. özellikle 1BM uyumlu bil- jeğıl de 7 Marn gösterirse. virüs progra- gisayarlarda ortaya çıkacağı söylenen rnmın "aldatılmış olacağY" sanılıyor. Bır- "Mikelanj Virüsü"ne karşı sadece basın- birlerine telefon hatları ile bağlanarak yayın değil,j)olis bile önlem almak gereğı- şebekeleşen ve bırbirlennden bılgi ahp ve- nı duvdu. Unlü İngilız polis örgütü Scot- ren bilgisa\arlann korkulu rüyası "virüs- Jand Yard"ın "Bilgisayar Sahtekarlığına Karşı Önlem Dairesi" adına televizyonda yapılan açıklamada, "Bu virüsün varlığın- dan şüphe edenler bizi arasın. Virüs bilgi- sayannızı etkilerse paniğe kapılmayın. çaresi vardır" denildi. En etkili çare. bilgi- sayan ya kullanmamak ya da içindeki Ninja Kaplumbagalar'ın Mikelanjı! Gü-: niimüzün çocukları, bu ad altında sade- ce onu tanır. "takvim"in tarihini değiştirerek, ""virüs"ü aldatmak. "Mikelanj Virüsü"nün Per- şembe gecevansından itibaren bilgisayar- larda otomatik olarak işlemeye başlamış olması gerekiyor. Bilgisayann takvimi 6 ler". Bilgisayara dışardan aktanlan işlet- me programının bir köşesine konulan "muzır" bir komut, işlemleri bozuyor. toplanmış bilgileri silip altüst edebiliyor. yazıhmı ters yüz edip içinden çıkılmaz hale sokuyor. En kötüsü, ileri teknolojı ileçalı- şan bilgisayarlarda. virüsün. aletin kendi içine takılı ana işlem merkezini etkilemesi. Bu durumda bilgisayar hiç kullanılamaz hale geliyor. Her ne kadar virüslere karşı, ışletme ya da uygulama programlarında bazı komutlarla önlem alınıyorsa da bu- nun "Mikelanj"a vız geldiği dehşetle anla- şılmış. İlk kez gecen yıl Avustralya'da ortaya çıkan, geçen Haziran ayında da varlığı Almanya'da farkediien "Mikelanj Virüsü"nün, bir yılda bir milyon bilgısa- van esir aldığı biliniyor. Her ne kadar "pi- yasada" 1.200 kadar v irüs olduğu söy leni- yorsa da "Mikelanj"" şimdiye kadarki güvenlik taramalannda keşfedılememiş. Lzmanlara göre bu \ırüs artık 25 önemli işletme ve uygulama programı yapımcısı- nın ürünlerine de "sızmış". Bir programa fîrma, "hastaükh" ürününü 5.000 kişiye sattıktan sonra durumu farkedip virüsü programdan ayıklamış. 1970'lerde bılim- kurgu romanlannda bir \arsayımdan iba- ret olan. ama 80"lerle birlikte gerçek bir tehlikeye dönüşen virüslere karşı bilgisa- yar pıyasasında "anti virüs sektörü" de doğdu. Uzmanlar hergün 6 "virüs"ün ya- zılarak programlara kanştınldığını söylü- yorlar. Virüsleri önceden farkederek yok eden. sisteme girdikten sonra ayıklayan. yaptığı zaran giderme> e çahşan program- lar yazan firmalar kârda. 17 Rönesans'ın ölümsiiz sanatçısı Mike- lanj'ın adı çağınuzda, Ninja kaplumba- ğalar'dan bilgisayar virüsiine uzanan bir dizi yaratıkla birlikte \aşamaya devam ediyor. Ninja biliniyor ama, virüs fotoğrafını heniiz ele geciremedik. Küçüldükçe büyüyen alet: BilgisayarDış Haberler Servisi - 1980'de adından söz dahi edilmeyen mikro-bilgisayar en- düstrisi, sektörün gerçek "lokomotifi" ha- line geldi. öykü, 1981 yüında New York'taki IBM yet- kililerinin ilk mikro-bilgisayan piyasaya çı- karttıklarını açıklamaları ile başladı. Bu bilgisayara kısaca PC deniliyordu. Ingilizce kişisel bilgisayar (personel computer) söz- cüklerinin bas harflerinden oluşan bu kı- saltma birkaç yıl içinde tüm bir donanım jenerasyonunu simgeler hale gelecekti. At- lantik ötesinden çıkıp gelen PC'ler hızla dört kıtaya yayüdı ve IBM adı ağızlarda do- lasmaya başladı. Aslında, başka Amerikan şirketleri bu alanda IBM'i çoktan sollamış- tı. Birkaç yıldan beri Apple ve Commodo- re, çeşitli tiplerde mikro-bilgisayar tasarla- yıp üretiyor fakat sektörün devinin karşı- lığını alamıyorlardı. 1981'de IBM'in bu ilk çıkışından sonra kısa bir süre içinde diğer bilgisayar üreti- cileri de onu yakalamak için kolları sıva- dı. IBM-Microsoft-INTEL grubu, tekno- lojilerinin kullanım haklannı açık bırak- ma karan almışlardı. Hemen 1982'de ikinci bir grup oyuncu PC pazanna girdi. Ünlü "Clone"ların (tıpatıp aynı) ilk nesli boyle- ce doğmuş oldu. Bu üreticiler, MS-DOS ve INTEL modelini kullanarak yeni mikro- bilgisayarlar yarattılar ve bu ürünler "IBM uyumlu" olarak tanınmaya başladı. 1983'te ise Compaq, bilgisayar dunyasında bir dev- rim daha yaratarak ilk taşınabilir mikro- bilgisayan üretti. Birçok üreticinin ağızlannın suyunu akı- tan, büyük kârlar vaat eden bu seİctöre kısa bir süre içinde üçüncü bir oyuncu katıldı. 70'li yılların sonundan beri üretmekte ol- duğu mikro-bilgisayarlann üçüncü nesline ulaşmış olan Apple, 1984'te sektörün yeni ürününü kamuoyuna tanıttı. Bu harika ço- cuğun adı Machintosh'tu. Apple bir süre sonra Motola grubu ile birleşerek MS-DOS sistemini bırakma karan aldı ve devrim ya- ratacak bir sistem geliştirdi: Grafık yüzey. Artık kullanıcının işi çok kolaylaşmıştj, ekranda resimler beliriyor ve kullanıcı bil- gisayann işlevlerinde hangisini seçmek is- tediğine ünlü fareyi(mouse) kullanarak ve ekrandaki ok işaretini hareket ettirerek ka- rar veriyordu. Bu, bir anlamda, "kitabını okumak yerinefihninegitmeye" benziyor- du. Aynı dönemde IBM asık yüzlü ağabey havası taşıyordu. Çünkü IBM, PC'sine ge- leneksel teknolojisini yerleştirmişti. Büyük bilgisayar sistemleri için kullanılan delikli kartların yaratıcısı ve yazı makineleri üre- ticisi olan IBM, PC'de de klavye sistemini terk etmemişti. Bu sistemde kullanıcı an- cak kumandalann ilmini alarak ve klavyeyi kullanarak bilgisayara ulaşabiliyordu. 83'de PC'nin yerini disketli PC aldı. Bir sonraki yıl IBM, daha güçlü bir mikrop- rosesör olan INTEL 80286'yı kullanan PC- ATyi piyasaya çıkardı 85'te Güneydoğu As- yalı "IBM uyumlular" birbirı ardına pa- zara çıktı. 86'da ise, bir çırak, ustasını geçti ve bir "clone" ilk defa IBM teknolojisini geride bıraktı. Compaq'ın yeni mikropro- sesörü (INTEL 80386) diğerlerinden daha güçluydu. 1985'ten sonra, IBM'in satışla- rı, IBM'e uyumlu mikro-bilgisayar üreten diğerlerinin lehine azalmaya başladı. 1985'te dünya mikro-bilgisayar pazarı 15 milyar dolar ciro yapıyordu. Bugün bu ra- kam 44 milyar dolara ulaşmıj durumda, IBM 85'te satışların (değer olarak °/o 42'sini gerçekleştiriyordu, bugün bu oran °Io 20.9'a düşmüş bulunuyor. Bu yeniden dağıhm oldukça sarsmtüı bir şekilde gerçekleşti. 1987'de pazar payının azalmasından endişeye düşen IBM, stan- dart modelinden vazgeçme ve yine MS- DOS'u kullanarak yeni bir mikroprosesö- re -MCA- geçme karan aldı. 'Clone" üre- ticileri ise hemen birleştiler ve başta Com- paq, Hewlett-Packard ve Olivetti olmak üzere 9 üretici, IBM'in bir kenara atmaya kararh olduğu eski modeli savunmaya baş- ladılar. Aynı yıl IBM, MS-DOS'tan vazge- çerek 05-2'ye geçti. IBM'in bu girişimleri karşısmda oluşan güçlü cepheye fazla etki yapmadı. Aksine bir zamanlar ortak olduğu Microsoft 1990'da PC'yi daha kullaruşlı yapan ve MS- LX)K kullanan Windows 3.0 adlı grafık bir sistem geliştirdi. Belki de bunun sonucu olarak eski düş- man kardeşler Apple ve IBM, temmuz ayında bir anlaşma imzalayarak süreküh- ğin sağlanması ve geçmişin silinmesi kara- nnı aldıla:. Bu ikili, birlikte, mevcut sistem- leri kullanacak, sistemleri geliştirme ve böylece görüntünün, sesin ve metnin anın- da işlenmesine olanak verecek multimed- ya dönemini başlatma niyetindeler. Bu bir- leşmeye karşı hemen oluşan ve kendileri- ne ACE (Advanced Computer Environ- ment) adını veren grup ise "clone"lardan ve geleneksel iş istasyonian tasarlayıcıla- rından oluşuyor. Özel TV yasası için TRTden öneri 'Radyo-TV hizmetlerinde devlet sorumluluğu olsıırrAA (Ankara) - TRT, özel radyo-TV konusunda yapılması planlanan anayasal ve yasal düzenlemelerle ilgili olarak hazırladığı önerileri, Devlet Bakanı Gökberk Ergenekon'a iletti. Sekiz ana başlık altında toplanan öneri paketinde, radyo ve televizyon hizmetle- rinde, uluslararası anlaşmalarla öngörülen devlet sorumluluğunun ağırlık taşunası ge- rektiğine işaret ediliyor. TRT'nin teknik, program ve idari personel durumuna açık- hk getirilmesi istenen öneri paketinde, özel radyo ve televizyon kurmak isteyen kuru- luşlara tahsis edilecek frekans ve izin bel- geleri konusundaki uygulamaya yer ve- riliyor. Bu alanda tekelleşmenin önlenmesi ile verici tesisleri konusuna değinilen TRT önerisinde, kamunun dışında özel radyo ve televizyon kurmak isteyen kuruluşlann ve- rici tesisleri kurmalanna olanak tanmma- ması, TRT kanallarının özel kunıluşlara aynlmasına imkân sağlanması isteniyor. TRT Hukuk Müşavirliği'nce hazırlanan ve Genel Müdür Kerim Aydın Erdem im- zasıyla Devlet Bakanı Gökberk Ergene- kon'a sunulan öneri paketinde, yapılacak yasal düzenJemede, yasa koyuculann, özel radyo ve televizyon kuruluşlan konusun- da, yayın hizmetinin kamusal ağırhğmı göz önünde bulundurarak yayın tekellerinin oluşmasını engelleyecek hükümlere yer ve- rilmesi gerektiği belirtiliyor. Yapılacak düzenlemelerde, özel radyo- TV yayını yapacak kuruluşlann oluşum ve niteliklerinin belirienmesi, ortaklıklann ya- yın alanında tekelleşmesini önleyecek ön- lemler üzerinde durulması gerektiği belir- tilen öneri paketinde, radyo-TV yayınlan için verilecek izinlerin belirli ve yenilene- bihr bir süreyle kısıtlanmasını sağlayacak bir sistem oluşturulması isteniyor. Radyo ve TV yaymlannın "stüdyodan alıcı cihazlara kadar uzanan aynlmaz bir bütün" olduğu belirtilen TRT önerisinde, kamu ile özel radyo-TV kuruluşlanna tah- sis edilecek frekanslar ve teknik özellikle- ri tespit eden "milli bir plan" uygulama- sının getirilmesi öngörülüyor. Öneride, Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen ve vericilerin PTT'ye devrini öngö- ren yasa gerekçesinin yeniden ele alınma- sı, yasamn yürürlük süresince gercekleşen uygulamanın sağlıklı bir şekilde değerlen- dirilmesı gerektiği de kaydediliyor. İt«t»lİItffİ 7 M A R T C UM A R T E Sİ Okur yazarıyla buluşuyor Ayşe Kilimci ATAKÖY Atrıum Mıgros Tel 560 61 37 Kûrşat Başar ŞİŞLİ Golden Plaza Mıgros Saat: 16.00-19.00 Mine Saulnier <sısm Leyla Navaro SEL ARABALARI - ABD'nin Houston kentinde, sağanak yağışlar sonucu oluşan sel. yaklaşık 100 arabayı surükledi. Sel, kentin hemen hemen bütün anayollarını ge- çilmez hale getirdi. Binalann ısıyalıtımı yetersiztstanbul Haber Servisi - Yerel yönetim- lerin ısı yalıtımı konusunda binalan ge- rektiği şekilde denetlememesinin özellikle birçok kentte aşırı yakıt tüketimini po- mpaiayarak hava kirüliğini iki kat arttır- dığı belirtildi. İTÜ Kimya-Metalürji Fa- kültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kutsal Tülbentçi, 1990 yüında Istanbul'da yapı- lan bir araştırmanın, kentteki ruhsath bi- nalann bile yarısından fazlasında ısı ya- lıtımı yapılmamış olduğunu ortaya koy- duğuna dikkat çekerek "Isı yalıtım pro- jeleri bir ruhsat eki olmaktan çıkanlma- h, uygulanmalan sıkı biçimde takip edilmelidir" dedi. Gazbeton Ureticileri Birliği, dün Sepet- çi Kasn'nda bir basın toplantısı düzen- leyerek başta Istanbul olmak üzere Erzu- rum, Bursa gibi pek çok kentte son yıl- larda tehlike sımrlanna ulaşan hava kir- liliği sorununu, bina yalıtımı açısından değerlendirdi. Toplantıda konuşan birlik başkanı Fethi Hinginar, bu kentlerdeki hava kirliliğinin binalardaki ısı yalıümı- na paralel olarak artış ya da azalına gös- terdığini söyledi. Hava kirliliğinin ancak ihtiyaç duyulan enerjiyi elde etmek için kullanılan her türlü yakıt tüketimini en aza indirmekle azaltılabileceğini vurgu- layan Hinginar, bu önlemlerin başında ise binalarda ısı yahtımının geldiğini ifade et- ti. 1980*11 yülarda gelişmiş ülkelerin aidık- lan tasarruf önlemleri sayesinde yakıt tü- ketimlerini lükslerinden feragat etmeden yarı yarıya azaltmayı başardıklannı kay- deden Hinginar, "örneğin Fransa, petrol tüketimini 120 milyon tondan 60 milyon tona düşürerek bu konuda en çarpıcı ör- nek olmuştur. Buna karşın 20 yıldır bu kirli hava şehirlerimizde teneffüs edilme- sine karşın, bu konuda etkili önlem alınmıyor" diye konuştu. İTÜ öğretim üyesi Prof. Dr. Tülbent- çi ise hava kirliliğinin insan ve çevre sağ- lığı üzerindeki olumsuz etkilerini anlat- tığı konuşmasında, "tıp otoritelerinin in- sanın açlığa 60 gün, susuzluğa 6 gün da- yanabilmesine karşın havasızlığa 6 daki- İca bile dayanamayacağım" belirttikleri- ne dikkat çekti. Etkin bir enerji tasarnıfu politikası uy- gulanabilmesinin binalarda ısı yahtımın- dan geçtiğlni vurgulayan Tülbentçi, "Ama maalesef inşaatı tamamlanmış bir yapı- da, iskân ruhsatı aşamasında betonanne projesinde öngörülen çelik miktanmn kullamhp kullanımıadığı, öngörülen be- ton kalitesine erişilip erişilmediğinin bu- gün belediyelerimizin olanaklan ile sap- tanması mümkün değildir" dedi. YektaOkur'un otopsi raporu tstanbul Haber Servisi - Star 1 Genel Koordinatörüvemurahhasüye- si YektaOkur'un, 19 şubat saat 02.30 sıralanndageçirdiği trafik kazasından sonra yapılan otop- sisinde, kanındayîizde 108 ora- nındaalkolerastlandı. Ancak bu alkol derecesinin Okur'un araç hâkimiyetini kaybedecek ölçüde olmadığı belirtÜdi. Eyüp Cumhuriyet Savcıhğı'nın kazay- la ilgili soruştunnası henüz tamamlanma- dı. Soruşturmanın bu hafta içinde tamam- lanacağmı beürten yetkililer, bazı ihbar- larla, yeni iddialann ortaya atıldığını be- lirttiler. Bununla birlikte, iddialann ola- ya yeni bir boyut getirecek ciddilikte ol- madığı kaydedildi. Sürekli ölüm tehditleri alan Okur'un Haliç Köprüsü üzerinde kendi kullandığı araçla kaza geçirmesi ve yaşamını yitinne- sine "kuşkulu ölüm" gözüyle bakılmış- tı. 19 şubat günü saat 02.30 sıralannda ka- za yapan Okur'un, 10 ocak günü saat 22.45 sıralannda evinin önünde duran aracına da bomba konmuş, araçta büyük hasar meydana gelmişti. Okur'un kazayı geçirdiği yerde incele- me yapan uzmanlar, hava ve yol durumu- nu dikkate almadan araç kullanan sürü- cünün dikkatsizliğinden kaynaklandığını belirtmişti. Polisin ise "kesinükle kaza" dediği olay sonrasında, Yekta Okur'un aracına arka- dan bir kamyonun çarptığı yolunda gelen bir ihbar da asılsız çıktı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle