Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6MART1992CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR SANAT 13
Aloş'un heykelleri
• Kültfir Servisi- Aloş'un heykel sergısi
bugün Galen MD'de açılıyor. Sanatçının
sergisi 28 marta dek açık kalacak. 1949
yılında Gûzel Sanatlar Akademisi'ne
jpren ve Bellıng. Zühtü Müridoğlu ve
Hadi Bara atölyelerinde heykel öğrenimi
gören Aloş (Ali Teoman Germaner) 1960
yılında Fransız hükümetinden aldığı
bursla Fransa'ya gitti ve Rene Col-
lomarini ile heykel, W.S.Hayter ile
gravürçalıştı. Sanatçı halen Mimar
Sinan Üniversıtesi Heykel Bölümü'nde
öğretim görevlısi olarak çahşıyor.
Sanatçının Galeri MD'de bugün açılacak
sergisinde yer yer karikatünze
yaratıklardan oluşan, çoğunluğu bronz
15 heykel çalışmasının yanı sıra bu
çaüşmalarla bûtünleşen ve Aloş'un kendi
çizgisinı devameturen, karmaşık
yapıdaki fıgürlenni içeren desenlen yer
alıyor.
Şiir Okuma Günü
• Kültfir Servisi- Bakırköy Baro
LokaJi'nde varlık dergisinin
düzenlediği kültür ve sanat
etkınlıklen yann Şiır Okuma Günü ile
sürüyor. Turgay Fişekçı, Sunay Akın,
Süha Tuğtepe, Nuh Ömer Çetinay ve
Haşım Şahinin kaü'acağı Şiir Okuma
Günüsaat 16.00'dabaşlayacak.
(Istanbul caddesi, Karya sineması üstü,
Bakırköy)
'Çocuk jşçilep'
Kültür Servisi- Aclan Uraz'ın "Çocuk
Işçiler" başlıklı fotoğraf sergisi Beyoğlu
DevletGüzel Sanatlar Galerisi'nde
sürüyor. 1987yılındanbuyana
çalışmalannı çahşan çocuİclar üzerinde
yoğunlaştıran fotoğrafçının aym
başlıklı i!k sergisi, 1987 yılının sonunda
gerçekleştirildikten sonra, çeşitli yer ve
zamanlarda altı kezyinelendi. Çocuk
işçiler olgusunu insan veçocuk haklan
açısından ele alan fotoğrafçı, fotoğraf
dili ile insanlara seslenmeyi ve bu
konuda duyarlı bır kamuoyu
yaratmayı hedefliyor. Aclan Uraz'ın
yaklaşık 35 siyah-beyaz fotoğraftan
oluşan "Çocuk İşçiler" sergisi,
fotoğrafçının 1987-1992 dönemı
çalışmalannı içenrken, ilk sergisinde
yer alan dört fotoğrafı da tekrar
izleyicilere sunuluyor.
Fotoğrafçalışmalanna 1986yılında
başlayan ve IFSAK üyesi olan Uraz'ın
"Çocukİşçiler"i, sözkonusu süreçte
Sovyeüer Birliğı, Almanya, Polonya
gibi ülkelerde uluslararası ödüllere
konu olurken, pek çok da ulusal ödüle
konu olmuş, son olarak da 12 fotoğ-
raflık bir portfolio halinde dünyaca
ünlü Nationale Biblioteque
koleksiyonlanna kabul edihnişti.
Almendros öldü
•Kültür Servisi- Hollywood setlerine
projektör ışığj dışında doğal aydınlanma
tekniğıni kazandıran kameraman, Oscar
ödüllü Nestor Almendros, Manhattan
şemündekı evınde öldü. Kanserden ölen
İspanya doğumlu, 61 yaşındakı sinema
ustasının ölüm haberini, bir belgeselde
ortak yönetmenlik yapan
yapıma-yönetmen Jorge Ulla verdi.
Almandros, 1979'da Terence Malick'in
yöneüminde Richard Gere ve Brook
Adams'ın oynadığı "Days of
Heaven-MutlulukGünleri"ndeki
çalışmasıyla Oscar almış, François
Truffaut'nun "Son Metrosu"yla da
Fransızlann Oscar'ı Cezar'a sahip
olmuştu. Almendros'un çalışüğı ün
kazanmış yapımlar arasında
"Sophie'nin Secimi" ve "Kramer
Kramer'e Karşı" gibi fılmler de
bulunuyor.
ın yenı sayısı
•CUMHURİYET(Bursa)-Bursada
basılan ve dağıtılan aybk yazın dergisi
"Biçem"in altıncı sayısı çıktı. Sahibi ve
sorumlu yönetmenhğıni Nahit
Kayabaşı'nın üstlendiği Biçem'in altıncı
sayısında Özdemir Asaf, İlyas Tunç,
Edgar Allen Poe, S.T Coleridge, Kamil
Bayrak, M.Aü İnan, Hüseyin Yurttaş,
Ibrâhim Yıldız, İhsan Cren, Zerrin Koç,
Mehmet Aydın, Aydoğan Yavaşlı, Hilrni
Haşal, Pablo Neruda ve Beatriz Germen
del Valle'nin yapıtlan bulunuyor. Bu
sayıda aynca AfşarTimuçin'in "Melih
Cevdet Anday'ın Şiir Dünyası" başlıklı
bir incelemesi de yar ahyor.
Üskûdar Sahnesi
•Kültür Servisi- Geçen yıldan bu yana
çalışmalannı sürdüren Üsküdar Sahnesi
Oyunculan, ilk oyıınlan "Derledik
Topladık Oynadık" adh müzikali
sahnelemeye hazırlanıyor.
İkı perdelik güldürü müakalde, günü-
mûz Türkiye'sinın geli^me, değişme
sûrecinde yaşanan II nlumsal sorunlar ve
yaşanan güncel ola>la • ?le alınıyor.
Vönetmenliğini Murat Çelik'in
üstkndiği oyunda. Ali RJza Nurhan,
F£rdinç Oran, Ebru Paker, Erninc
Pilabıyık, Funda Çetinkaya. Gülten
Cjeoç. Meral Türkyılmaz ve M urat Çelik
r--clalacak. Üsküdar Sahnesi Oyunculan,
çsçuklar için de bir oyun hazırlığı içınde.
SİNEMA
4. Ankara Uluslararası Film Festivali yann sona eriyor
Gençlerin kucakladığı bir şenlik
ATİLLA
DORSAY
Uluslararası şenliklerin o artık
iyice alıştığımız heyecanı 4. Anka-
ra şenliğinde de sürüyor. Oldukça
zengin bir program, film seçme
zorluklan, yöneticiler açısından
kimi zaman gelmeyen fılmler, gel-
meyen konuklar, farklı dilde veya
altyazıda çıkan fılmlerin yarattığı
sorunlar. Örneğin Japon filmi
"Tampopo", filmi ithal eden Ül-
kü Tamer'in verdiği güvenceye
karşın altyazısı, Japonca olarak
gelmiş.
Bunlara karşın festival artık bu 4. yılında
rayına oturmuş, seyircisine (ideal ölçüde
değilse de oldukça) ulaşmış, Ankara'nın
kültürel yaşamını yakından etkileyen bir
olay haline gelmiş gözüküyor. Özellikle
gençler filmlere büyük ilgi gösteriyorlar.
Kıalırmak sinemasının yöneticisi "Yaşı
30'dan büyük seyirciye hiç rastlamadım"
diyor. Eyy, başkentin sanatsever orta ve
yaşh kuşağı... Nerelerdesiniz? Kimi ünlü
adlann yanı sıra, genç ve deneyci fıhnler,
ayn birer yanşma oluşturan kısa fılmler ve
belgeseller de seyirci buluyor. Ve işte tuhaf
bir olay: Yanşmada yer alan Türk fılmleri,
neredeyse yabancı filmlerden daha çok ilgi
görüyor, salonlan dolduruyor. Acaba se-
yircimizin, örnekleri uzun zamandır dü-
zenli biçimde sinemalara gelemeyen kendi
filmlerimizi özlediği sonucu çıkanlabilir
mi?
Eskiyenleı*
anılarımızoaki
yerleri ve
eskimeyenler
Biz de kitleye kanşıp birkaç film izleme-
ye başhyoruz. François Truffaut'nun "400
Darbe"sinden sonrakı ikinci filmi olan "Pi-
yanisti Vurun"u görelı tam 30 yıl olmuş!..
Anılanmızı tazelemek ve gencecik bir
Charles Aznavour'un "ezik piyanist" rolü-
nün yeniden tadına varmak hoş olmaz mı?
Pek olmuyor. Kimilerinin (bu arada Truf-
faut'nun) pek önemsedıği stilize polisiye
yazan David Goodis'ın romanından uyar-
lanmış olan bu film, o dönemin Yeni-Dal-
ga filmlerinin tipik özelliklerini taşıyor:
Klasik sinemaya boşverme amacıyla,
klasik psikolojik incelemeye sırt çevirme,
bu yüzden kim olduğu, ne istediği, ne yap-
tığı anlaşılamayan kahramanlar, her şeyi
yüzeysel, kaygan, üslupçu biçimde anlat-
ma özeni. Sonuç: Anılanmızdaki yerine
pek layık ohnayan, zaman içinde eskimiş
bir film.
Allahtan ki tümfihnlereskimıyor. Yok-
sa "klasik" kavramı kalmazdı sinemada!...
Lindsay Anderson'un 1968 öğrenci olayla-
n yıhnın tam ortasında geçen ünlü "Eğer-
tf', belleğimizde tuttuğu olumlu ve onurlu
yeri koruyan bır fıhn... Tipik bir İngiliz lise-
sinde çeşitli yaştan gençlerin aralannda,
öğretmenlerle ve tüm bir eğitim sıstemiyle
oluşan ilişkiler ve sorunlar, dünya sinema-
sında eğitim ve okul yaşamı üzerine yapıl-
mış en radikal filmlerden birine yol açan,
sinema tarihindeki yeri belki yalnızca Jean
Vigo'nun "Hal ve Gidiş Sıfır" fılmiyle kı-
yaslanabilecek olan önemli bir yapıt. Lind-
say Anderson, bu öncü fihniyle yalnızca
özyaşamsal anılanndan da kaynaklanan
çok ilginç bir gençlik filmi yapmakla kal-
mamış, aynı zamandafikniniçerdiği eğitim
sistemi eleştirisıni, tüm bir İngiüz toplumu-
nun sınıfsal yapısına yöneltmeyi de başar-
mış. Özelhkle fıhnin içinde yer alan kimi
düşsel, gerçeküstücü bölümlere koşut tu-
tulmuş o ünlü fınal sahnesiyle, bir avuç öğ-
rencinin silahlan ahp tüm okulu ve onun
dinden orduya en dokunulmaz kurumlan
temsil eden saygın konuklan ateşe tuttuk-
lan sahneyle, belki de bir tür "anarşist si-
nema"nın da başyapıtını ortaya koymuş
oluyor. "Eğer", tipik bır 1968filmi.Ve an-
cak 1968'in 20. yüzyıhn evrimine vurduğu
damga eskidiği oranda eskiyecek...
Türk
fUmlerinden...
Yönetmenliğini Işıl Özgentürk'ün üstleudiği "Seni Seviyorum Rosa"fîlmininbaşrol oyuncusu, ti\ atroculuktan geJen Sumnı Yavrucuk.
toplumunda da aynen geçerli değil mi? tr-
fan Tözüm. bizlere özenli bir gözlemcilikle
yüklü bir film, aynntılanna dikkat edilmiş
bir sinema geüriyor. Sabahattin Ali duyar-
lıhğını oldukça etkili biçimde sinemaya ta-
şıyan bir fıhn bu... Ve birinci sınıf bir o>
p
un-
cu kadrosundan da büyük destek alan...
Her 3 öyküde de değişik kişılikleri canlan-
dıran tüm kadro. Ülkü Ülker'den Levent
Yılmaz"a çok başanlı. Tank Akan da öyle.
Ama bu fılmin asıl yıldıza, kuşkusuz Hü-
meyra... Baştaki "prolog"la birlikte 4 ayn
kadın kişiliğini ustaca canlandıran oyun-
cunun başansı öylesıne görkemli ki, Anka-
ranın bu başanyı değerlendıreceğıne inanı-
yorum. Ve kendi adıma İstanbul'a döner
dönmez Şehır Tiyatrosu'nda oynanan
"Ödüller Kimin?" oyununa gidip Hümey-
ra'nın oyununu bir de sahnede görmek isti-
yorum.Festivalın yanşma bölümünde me-
rakla beklediğimiz bir diğer film, Ümit El-
çi'nin bir Kürt klasiği olan "Mem-Û-Zin"
uyarlaması idi. Doğrusu Berlin'de Film
Pazarı bölümünde gösterildiğinde hakkın-
da pek olumlu şeyler duymadığımız bu
filmi. beklediğimiz gibi bulduk. Şöyle kı:
Ümit Elçi aslında yetenekli bir yönetmen.
"Kurşun Ata Ata Biter" ve "Bir Avuç
Gökyüzü" ile bunu kanıtlamıştı. Burada
onun ve yapımevi açısından önemli olan,
Türkiye'de ilk kez, bilinen bir Kürt klasiği-
ni sinemalaştırmak çabası. Bir Kürt Leylâ
ve Mecnun'u olan Mem-Û-Zin. genç insan-
lann yalnızca aşkı, eviıliğı, birleşmeyi dü-
şündüğü bir çağda, daha doğrusu öyle ol-
duğu varsayılan bir çağda geçen, tam an-
lamıyla bir aşk masalı. Dığer bir deyişle.
günümüz için tümüyle eskimiş bir yapıt.
Elçi ve ekibi, Kürt vatandaşlanmız için
olasılıkla ayn bir önern taşıyan yapıta do-
kunmak, ona mesafeli bakmak, onu çağ-
daşlaştırmak gibi çabalara haklı olarak gi-
rişememişler. Sonunda ortaya hiçbir top-
lumsal kaygı, hiçbir dennlemesine psikolo-
ji boyutu taşımayan bir aşk masalı çıkmış.
Filmin görcce başansı, tertemiz bir sinema
diliyle, pınl pınl denecek biçimde görsellcş-
tirilmiş olmasında. Yönetmenin temel
amaa bu olunca,fihnide bu amaç çerçeve-
sinde ele almak gerekiyor. Kültür Ba-
kanımız, içinde 2-3 Kürtçe türkü var diye
konan yasağı kaldırmakla çok iyi bir iş
yaptı. Bu alabildiğine apolitik. zararsız ve
gecmişe dönük filmin fasaklanması. trajı-
komık bır olay olurdu. Ve sanınm bu do-
kunaklı Kürt aşk masalının Kürtçe seslen-
dirmeyle asıl alıcısı olan kitleye yani Kürt
vatandaşlanmıza uzanması çok doğru
olur Bö>lece üzerinde fikır birlığine
vanldığını sandığımız 'kültürel kimlık' ko-
nusunda ilginç bir örnek venlmiş. insanlar
kendi klasik yapıtlannı beyazperdede izle-
miş ve özelhkle Güneydoğu yöremızde bel-
ki yıllardır belki de hayatında hıç sinemaya
gitmemiş vatandaşlanmız bu sayede sine-
ma denen sanatın farkına varmış olurlar.
Ünlü bir Kürt destanından uyarlanan "Mem C Zin-Memo Qe Zevno" fflminin başrollerinde Meltem Doğanav ile Yalçm Dümer
Birkaç Türk fihni de izlemeye çalışıyo-
ruz. İlk gördüğümüz fihni trfan Tözüm'ün
merak etugimiz son fihni "Devlerin Ölü-
mü". Tözüm, bu fıhninde Sabahattin Ali'-
nin öykülerinden yola çıkmış ve "İkili
Oyunlar"dan sonra bır kez daha yazar Bil-
gesu Erenus'la işbirliği yapmış. Tarih-
öncesi canavarlar, o "dev yaratıklar" üze-
rine uzun bir monologla başlıyor film...
Sonra bir fıhn yönetmek üzere olan bir yö-
netmen ve ekibiyle tanışıyoruz. Yönetme-
nin "doğum sanalan" sorunlanfila'n...Ve
birkaç gerçeküstücü dokunuş. Hay Allah,
yine bildik numaralan yineleyen ve Ere-
nus'un kimi oyunlanndaki toplumcu ger-
çeküstücü. kanşım deneyimini yine sine-
maya aktarmaya çalışan bir deneme mi?
Ama hayır, değil. Birden. Sabahattin
Ali'nin öykülerine gerçek anlamda gecişle
birlikte ilginç bir şey oluyor, film gerçek
havasını, soluğunu buluyor... Çilli, Hanen-
de Melek ve Yenidünya'nın ana kahra-
manlan bir kadın... Erkeklerden hep kazık
yemiş, ezilmiş, sömürülmüş, bedeni kadar
duygulan da çiğnenmış bir kadın... 1930'-
lann Anadolu taşrasında geçen bu öykü-
lerdeki kadın-erkek sorunsalı, günümüz
ANKARA FÎLM SHNLÎĞİNDEN NOTLAR
• Bu yıl şenliğin yapılabilmesi, başta
Kültür Bakanlığı'nın sonra da Çankaya
Belediyesi'nin önemli destekleriyle müm-
kün olabilmiş. Festival Yünîtme Kurulu
Başkanı Mahmut Tali Öngören, bunu her
fırsatta behrtiyor. Aynca özel sponsorluk
olayı da Ankara'da ilk kez bu şerîlıkte ciddi
biçimde yürümüş. Örneğin tüm konukla-
nn ağırlandığı Sheraton ote-
hnin katkısı gerçekten
önemli. Bu yepyeni ve mo-
dern otel, konuklara hem
odalannı hem de 'açık büfe'-
sini açmış bulunuyor.
• Yabancı konuklar az.
Rus yönetmeni Karen Şah-
narazov. bunlann başh-
casıydı ve büyük ilgi gördü.
Aynca jüride bulunan
'yıldız'lardan Penhan Savaş
ve Ahmet Mekin, Savaş'ın
eşı Yılmaz Zafer'le birlikte
Ankarahlardan büyük ilgi
görüyor, toplantılara katılıyor ve imza ve-
riyorlar. Bu da bir şenliğin 'halka inmesi'
için oyuncu, 'yıldız' olayının gereklılığini
kanıthyor.
•Ankara şenliğinde verilecek 250 mil-
yonluk ödülü kimler kazanacak? Şu ana
kadarjüriyi etkileyen filmler arasında "Se-
ni Seviyorum Roşa", "Devlerin Ölümü",
"Ateş Üstünde Yürümek". "Pi-
yano Piyano Bacaksız" başta
geliyor. Kimi jün üyeleri "Gizli
Yüz"ün neanlattığı konusunda
sorular yöneltiyorlar bırbırleri-
ne... VeÖıasıl oldukça ilginç bir
toplamın katıldığı yanşmadaki
ödüller, şu anda tam anlamıyla
kapalı kutuda...
• Yönetmen Lütfi Ö. Akad'-
ın ciddi biçimde rahatsızlandığı
ve hastaneye kaldınldığı habe-
n. şenhkte birden bır fırtınanın
esmesine neden oldu. Telaş
içinde Lütfi Hoca'nın evı
arandı, sağlığının yennde olduğu öğrenil-
di. Genel kanı. Lütfi Akad'ın çağnlı oldu-
ğu ödül gecesıne katılmamak için bu has-
talık bahanesını ortava saldıâı \önünde!
Kültür Bakanı Samsun'da
Pornofilme
ayn vergi
CEMİL CfĞERÎM (Samsun) -
Kültür Bakanı Fikri Sağlar,
Türkiye'de 3000'den 258'e dü-
şen sinema salonundan 190'-
ında porno film oynatıldığını
söyleyerek "Yapacağımız yeni
düzenleme ile sanat filmi oyna-
tanlardan rüsum almayacağız.
Ama örneğin bir porno fıhn oynatan
sinemadan ise yüzde 60 vergi alacağız"
dedi.
Samsun Spor Eğitim ve Tanıtma
Vakfı (SAM-ŞEV) tarafından düzenle-
nen "Samsun İIi ve Kültürel Sorunlan"
konulu toplantıya konuşmacı olarak
katılan Kültür Bakanı Fikri Saglar, 13
ilde sinema salonu bulunmadığmı bildir-
di.
Türkiye'de sanatsal ve kültürel etkın-
liklerin birkaç büyük kentte yoğun-
laştığını söyleyen Bakan Sağlar. "Bu
olgu, plansız, sağhkh olmayan kültür
politikalannın doğal bir sonucudur. Biz,
kültür ve sanat etkinliklerini tüm ülke-
mize yayarak ülkenin her yanında yaşa-
yan vatandaşlanmızın yararlanmalanna
sunmayı amaçhyoruz. Bu amaca ulaşa-
bümek ıçın bize en büyük katkıyı sağla-
yacak olan da. yıne halkın seçtığı yerel
yönetimler olacaktır" dedı.
Kültür Bakanı Fikri Sağlar şöyle de-
vam etti:
"Türkiye'-
de sinema sa-
lonu sayısı
3000'lerden
258'e düştü
190 sinema
salonu porno
film oynata-
rak para ka-
zanıyor. Yani
kazancı por-
nofilmlerolu-
yor. Aileler,
gençler sine-
maya gjtmi-
yor. Sinema
salonlannı
arttırmak için çalışmalanmız sürüyor.
Sinema yasasında denetim kurulunu
kaldıracağız. Denetim jerinc fılmleri
sınıflandıracağız. Örneğin korku filmi
korku sınıfına, sanat filmi sanat sınıfına,
porno filmi porno sınıfına, şıddet filmi
şiddet sınıfına gjrecek. Sanatfilmioyna-
tanlardan rüsum almayacağız. Dığerleri
için yüzde 60 vergi alacağız. Porno film-
lerine gidenlerin de yaşlan 10-17 arası-
nda değişıyor. Kontrolü de imkânsız.
Çünkü afişi başka, sinemada oynayan
film başka. Ve bu nedenle de ahlaki yoz-
laşma başhyor. Getireceğimiz yeni sis-
temle, porno oynatan sinemalara 18 ya-
şından küçükler gıremeyecekler. Yanı
toplumu koruma>a çalışacağız."
Kültür Bakanı Fikn Sağlar. toplantı-
dan sonra vali, belediye, DYP ve SHP ile
üniversiteyi ziyarel etti.
4. Uluslararası
IzmirFîlm
Festivalî
Kültür Servisi - Dokuz Eylül Üni-
versitesi Güzel Sanatlar Fakül-
tesi tarafından düzenlenen 4.
İzmir Uluslararası Film Festi-
vali, bu yıl 8-15 Nisan 1992 ta-
rihleri arasında gerçekleştirile-
cek.
Amacı Türkiye'de sinemanın gelişimi-
nı desteklemek. Ege'nin en büyük ve en
önemli kenti olan İzmır"den Türkıye've
ve dünyaya bir kükur penceresi açmak,
ülke sınemalannı bu kentte buluştur-
mak, sinema sanatının lüm boyutlanyla
tanınmasını ve sevilmesıni sağlarnak
olan film festivalinin programında şu et-
kinlikler yer ahyor.
Altın Artemis Ödül Töreru; Türk sine-
masına bir katkı olması, sinemaya emek
veren sanatçılan onurlandırmak amacı-
na yönelik ödül bu vıl da verilecek. (Geç-
miş yıllarda Atıf Vıhnaz. Halit Refığ,
Türkan Şoray ve Ömer Kavur'a veril-
mişti.)
Dünya sinemalanndan bölümünde
Ahnanya, Fransa, İtalya. Macanstan,
Kanada. ABD. Japonya, Hindistan.
Belçika bu yılki festivale katılacak.
Ustalara saygı bölümünde ise Alman
yönetmen Fassbinderin eserlerine yer
verilecek.
Bu yıl Türki cumhuriyetlerin sinema-
lannın da tanıtılacağı festivale Kazakis-
tan. Kırgızistan. Özbekistan. Tacikistan.
Türkmenistan, Azerbaycan, Nahcivan
cumhuriyetlerinin filmleri de dahil edil-
di.
Festiyalde, 1991 yılı içinde yapılmış
henüz İzmir'de gösterihnemiş fihnlerin
gösterimine de yer verilecek. Yıhn umut
veren yönetmeninin secimi, sinema eğiti-
mı yapan öğrencilerce seçilecek ve hazır-
lanan plaket kendısine sunulacak.
TÜRK
KALP VAKFI
Sağlık Merkezlerimiz.
Yeni Cihazları ve
Uzman Kadrosu ile
Hizmetinizdedir.
Tel: 275 12 44/45
248 58 66-Fax: 266 47 12