Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET
18 HABERLER
6MART1992CUMA
BUIMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Üç ya da dört
kişiyle oynanan bir
iskambil oyunu...
Satrançta bir taş.
2/ Gelecek... Pasi-
fık Okyanusu'nda
küçük bir ada-
devlet. 3/ YapraJc-
ları salata gibi ye-
nen kokulu bir bit-
ki... Alkolsüz içe-
cek. 4/ Dağkırlan-
gıcı... Bir nota. 5/
Kırgız Tüıklerinin
ünlü destanı... Gü-
neydoğu Anado-
lu'da daha çok kadınların çeşitli
yerlerine yaptırdıklan bir tür döv-
me. 6/ Hayvanlara vurulan dam-
ga... Yırtıcı bir kuş. 7/ Polonyum
elementinin simgesi... Yunan mito-
lojisinde savaş tanrısı. 8/ Hizmet
hayvanlannın ayağına çakılan de-
mir... Arapçada "ben". 9/ Bilekle-
ri dar, beli bol büzgülü bir tür ka-
dın salvan.
YUKARIDAN AŞACIYA:
1/ Müslümanlarca kutsal sayılan Mekke ve Medine kentleri.
2/ Hızlı bir trafık akımı sağlamak amacıyla yapılan çift yön-
lü geniş yol... Gözü doymaz, haris. 3/ Briçte, oyunculardan
birinin eünde bir renkten hiç kâğıt olmaması... Süs için yapıl-
mış bir giysi kıvnmı. 4/ "Alt, aşağı" anlamında kullanılan de-
nizcilik terimi. 5/ Yabanıl hayvan barınağı... Bir peygamber...
Mısır'm plaka işareti. 6/ Erişmiş, ulaşmış... Akdeniz'de yaşa-
yan beyaz etli bir balık. 7/ Sınır boyu... Belli bir bölgede ya-
»ayan hayvanların tümü. 8/ Yiyeceği ortaklaşa sağlanan top-
lantı. 9/ Ağn ilinde bir ilçe... Mezar.
HAVA DURUMU
G
.! , T , T , T , T
HAVA SICAKLIĞIJ
Burdur -I 8 azbulutlu
Bursa 1 az bulutlu
Çanakkale 8 azbulutlu
Türkiye'de
Çankın -3 4 karh
Çorum -2 5 karh
Deni7İı 3 13 p. bulutlu
Adana
Adı\aman
Afvon
Amasya
Ankara
Antal\a
Artvın
Aydın
Ağn
Bahkesır
Bılecık
Bıngol
Bıtlis
3
_ • >
_-ı
2
_-»
6
_2
-1
-14
_->
1
-9
-10
13
6
4
6
4
16
4
12
-9
6
6
_->
.3
az bulutlu
p bulutlu
az bulutlu
karh
karh
azbulutlu
karh
az bulutlu
karh
az bulutlu
azbulutlu
karh
karh
Dnarbakır
Edırne
Elaag
Erancan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüshane
Hakkâri
Hata\
Ispana
içel
Istanbul
-2
2
-5
-15
-14
. • >
-3
4
-4
-12
2
0
6
3
5
6
-1
-5
-6
5
6
7
3
-5
13
9
12
6
p. bulutlu
az bulutlu
karh
karh
karh
p. bulutlu
p. bulutlu
vağmurlu
karh
karh
a7 bulutlu
azbulutlu
azbulutlu
azbulutlu
Bülu karh tzmir I 12 az bulutlu
Kars
Kdstamonu
Kaysen
Kırkluirclı
Kırsehır
Kocaeli
Konva
Külahva
Malatya
Manisa
K.Maraş
Mardın
Muğla
Muş
Nevşehir
Nığde
Ordu
Rıze
Sakarya
Samsun
Sıırt
Sınop
Sıvas
Tekırdağ
Tokaı
Trabzon
Tunceh
Ş.Urfa
Lsak
Van
Yo/gat
Zonguldak
Aksarav
Bayburt
Karaman
Kınkkale
Batman
Şırnak
Banın
-15
-1
.3
2
-4
4
-3
-1
-4
0
.1
-2
•)
-14
-4
-5
4
3
2
2
_2
3
-5
3
1
3
-10
1
-2
-8
-3
2
-3
-6
-5
_-»
-4
-8
->
-4
4
2
6
2
7
3
5
2
10
6
4
12
-12
2
0
8
6
7
7
6
6
-1
1
6
3
_2
8
4
-2
•>
5
3
2
->
4
5
-3'
4
karh
karh
karh
azbulutlu
p bulutlu
az buiutlu
p. bulutlu
azbulutlu
karh
az bulutlu
azbulutlu
p. bulutlu
azbulutlu
karh
p. buiutlu
p. bulutlu
vağmurlu
vağmurlu
azbulutlu
yağmurlu
karh
yağmurlu
karh
azbulutlu
karh
vağmurlu
karh
p. bulutlu
az bulutlu
karlı
karh
vağmurlu
p. bulutlu
karh
p bulutlu
karh
karh
karh
Yağmurlu
Karadeniz
yağmurlu
Çevre Bakanlığı Meteoroloji
Genel Müdürlüğü'nden alınan
bilgive göre yurdun kuzey ve
doğu kesimteri çok bulutlu,
Karadeniz, İç Anadolu'nun
kuzeydoğusu, Doğu Anadolu
ile Güneydoğu Anadolu'nun
doğusu yağışlı.
Diğer yerler az bulutlu
geçecek. Yağışlar. Karadeniz
kıy ılarında ş ağmur, > ağış alan
diğer yerlerde kar şeklinde
olacak. Hava sıcaklığı biraz
daha azalacak. Rüzgâr, kuzey
yönlerden hafîf, ara sıra orta
kuvvette esecek.
Denizlerimizde rüzgâr;
Karadeniz'de yıldız ve karayel,
diğer denizlerde yıldız ve
poyrazdan 3-5, yer yer 6
kuvvetinde. saaftc 10-21, yer
yer 27 deniz mili hızla esecek.
Dalga yüksekliği 03-1.5, yer
yer 2-2.5 metre dolayında
olacak. V an Golü'nde hava
çok bulutlu ve kar yağışlı
geçecek. Rüzgâr, kuzey
yönlerden hafif, ara sıra orta
kuvvette esecek.
Görüş uzaklığı 3-5 kilometre
dolayında olacak.
Kahıre#
CJ , T, T ,T7T~>
HAVA SICAKLIĞIM
Kopenhag sisli
Köln 12 sıslı
Londra yağmurlu
Madnd 15 p. bulutlu
Dünyada
Mümh 13 sisli
Mobkova 1 p. bulutlu
Mılano 15 p. bulutlu
Amsterdam
Aüna
Brüksel
Berhn
Barcelona
Belgrad
Cezayır
Frankfurt
8
12
8
11
13
12
17
n
çok bulutlu
az bulutlu
çok bulutlu
SISİI
vağmurlu
p bulutlu
yağmurlu
sisli
Oslo
Pans
Prag
Roma
Rıvad
St.Peıersburg
Sofya
Sam
4
I1
)
10
18
18
1
9
10
karh
sisli
p. bulutlu
p. bulutlu
az bulutlu
p. bulutlu
p. bulutlu
p bulutlu
Gırne 14 azbulutlu
Helsinki 1 karh
Kahire 18 p. bulutlu
Varspva
Vivana
Zunh
7
14
14
vağmurlu
sisli
sisJi
AVRUPA'DA YENISOL AHMETİNSEL
Ne uluslar Avrupası ne de Avrupa ıılusıı
Kîm yalan söyHiyor
Yeni Sol, evrenselliğin yerel-
likle yan yana gelebildiği çok
boyutlu insanlann Avrapa-
sı'nı kurmayı arzuluyor.
Çevreciliğin, "nesli tükenen hayvanlan koru-
mak" veya hava kirliliğine karşı mücadeie et-
mekle sınırlanmaması gereken global bir siyasal
hareket olduğunu Alman Yeşilleri'nin radikal
kanadı, '"siyasal çevrecilik" adı altmda 1970
sonlannda savunmaya başlamıştı. O zamanlar
çevreciliği, "sol seçmenlerin bir kısmını çalma
hareket»-" olarak algılayan geleneksel Avrupa
sol partıleri, geçen yıllarda çevreciliği kalıa bir
siyasai olgu olarak ele almaya başladılar. Yeni
Sol bu konuda daha alak davranıp, kendilerini
sağda veya solda görmeyi reddeden "Ortodoks
çevrecilerin" apolitik tavnnı eleştirip, önerdiği
alternatif ve global toplumsal örgüllenme mo-
delinin merkezine çevre korumacılığı yerleştirdi.
Çevreci yraiden yapılanma
Yeni Sol'un bu konudaki görüşlerinin iyi bir
özetini SPD'nin 1989 Berlin kongresinde tartışı-
lan yeni programının "çevreci yeniden yapılan-
ma" bölümü özetliyor.
"Tüketim mallanmn kalıa ve kolay tamir edi-
lir olarak yeniden lasanmından üretimde kulla-
nılan girdilerin yeniden değerlendirilmesi ve tü-
ketim ahşkanlıklanna kadar, ekonomimizin
çevre konımacı ilkeler ışığında yeniden yapıian-
ması için tüm faaliyct kollan yeniden değerlen-
dirilmelidir. Kimya sanayii, taşımaalık hizmet-
leri ve tanm, çevreci kıstaslarla bütünüyle yeni-
den yapılanmalıdır."
SPD programına göre bu yeniden yapılanma-
dan en çok ağır sanaji ve diğer serrnaye yoğun
faaliyetler zarar görecek. Tanmda kimyasal gir-
dilerin daha az kullanılmasının kimya sektörü-
nü gerileteceğini. şehiriçi ve şehirlerarası kamu
taşımacılığının gelişmesi, demiryoluna öncelik
tanınması ve otomobiller için hız tahdidinin aza-
mi motor kapasitesi olarak sınırlanması gibi ön-
lemlerin otomobil sanayiine darbe vuracağmı
kabul eden SPD programı, bu darbelerin çevreci
yeniden yapılanma için gerekli olduğunu savu-
nuyor. Almanya ekonomisi dikkate alırursa,
SPD'nin önerileri oldukça cesur.
Alman Yeni Sol düşünürler için yeniden >apı-
lanmada darbe yiyen faalıyet kollanna ikamc
pazarlar bulmak gibi bir endişe taşımak da yan-
lış.
Çevre korumaa dıizen, sanayinin sınırsız ge-
lişmesini zaten reddediyor. Dolayısıyla Yeni
Sol, Avrupa ekonomilerinin gelişmesinde loko-
motif rol oynamış geleneksel sanayi kollanrun
zaman içinde tasfıye edilmesi gibi kapsamlı ve
iddialı bir öneriyi dile getirmekten çekinmiyor.
Bunlann yerine "yaşamın temellerini güçlendi-
ren. kalitesini arttıran. özbelirlemeyi ve özerk
ttalyan Komünist Partisi'nin seksenli yıllarda Roma'da düzenlediği bir genel grev: Bir
zamanlar direniş sendikacıugını yaygın bir biçimde savunan İKP bugiin artık yalnızca
adını değil, programında yer alan birçok görüşü değiştirmiş bulunuyor.
yaratıa faaliyetleri geliştiren girişimlerin destek-
lenmesini" öneriyor. Çevreci rasyonelin sloganı
Yeni Sol'a göre "'daha az, ama daha iyi" olmalı.
Doğayla barışık bir toplum
Global ve siyasal çevreciliği Yeni Sol. bir tür
"kültür devrimi" olarak da algılıyor. Bireysel
üretkenliğin ve buna bağb olarak bireysel edin-
menin yücelu'ldiği modern Batı toplumlanndan
toplumsal ilişki, öz-yaratıcıhk ve kişilığin ön pla-
na çıktığı yeni topluma geçişin ara durağı, Yeni
Sol'a göre, çevreci modernizasyon.
İtalyan Komünist Partisi 1989'da isim deği-
şikliğinden önceki son kongresinde bu ara dura-
ğı "doğayla barışık bir toplum" olarak tanım-
hyordu. IKP'ye göre bu "sadece çevreci kural-
larla düzenlenmiş bir çevrecilik değil, aynı za-
manda bir medeniyet değişikliği de" gerektiri-
yor.
Bu yeni medeniyet, İKP'ye göre, "daha özgür
ve daha çoğulcu yaşam ritmlerine değer veren,
her yaşayana karşı ve özellikle gelecek nesillere
karşı sorumluluğun evrensel yüksek prensip ol-
duğubirdünya".
Hemen hemen aynı öneri ve kavramlan İs-
panya'dan Danimarkaya kadar Avrupa'daki
tüm 'Yeni Solcular'm söyleminde bulmak müm-
kün.
Tüketimde gönûllü indinm
Metaya indirgenmiş ve kısa vadeli iktisadi ve-
rimülik kıstaslan yerine toplumsal ve uzun vade-
li etkinlik kıstaslannın ön plana ahnmasını öner-
mek, kapitalist sermaye birikiminin sınırsız ge-
lişme dinamiğini sınırlamayı kabul etmek de-
mek. Gorz bu görüşü şöyle özetliyor:
"Kapitalist sermaye birikimi dinamiğini sı-
nırlamadan ve tüketimi gönüllü olarak azaltma-
dan çevreci modernizasyon mümkün olamaz.
Çevreci modemizasyonun gerekleri aynı za-
manda Kuzey-Güney ilişkileri ve sosyaliimin ilk
hedefleriyle de kesişmektedir."
Avrupa direnis sendikactlığını noktalıyor
Paris, 16 Mayıs 1968: Renault'nun grevci
işçileri fabrikayı işgal ediyorlar... O zaman-
lar direniş sendikacıbğı anlayışı hâkimdi...
İtalya ve Almanya, Yeni Sol'un teorisyenlerinin sendika konusunda farklı düşündükleri,
ama son tahlilde birbirini tamamlayan iki laboratuvar ülkesi. Bu ülkelerde "yeni sendi-
kacılık" adı altında bugünlerde tartışılan yaklaşımlann ortak tespiti, iş ve işcinin değişmesi
ve bunun geleneksel sendika yapısını giderek toplumdan tecrit etmeye başlaması. Çalışma
zamanının kısalması bu değişimin bir cephesi. Daha önemlisi ise işin içeriğinin ve insanlann
para karşılığı yaptıklan işe verdikleri anlam ve önemin değişmesi.
Habermas'a göre yeni emekçiler yaşamlanru çalışma düzenine uygun olarak organize et-
meyi reddedip, tersine, çalışma düzeninin kendi seçtikleri yaşam düzenine tabi olmasını isti-
yorlar.
Fransız sendikası CFDT'ye göre çözüm "solun, tek sımf konumu hülyasmı bir kenara
bırakarak emekçilerin farklı iktisadi konumlarda olduklannı dikkate alıp sendikal örgüt-
lenmesine yepyeni bir yön vermesinden" geçiyor. CFDT Genel Sekreteri'ne göre bugiin so-.
lun ve sendikacıların kendilerine sormalan gereken esas soru su:
"Önemli ve anlamlı alternatif çalışma ve yaşam biçünleri neden sürekli olarak işçi hareke-
ti dışında boy veriyor?"
A.Gorz bu sorunun cevabırun, "'işletmenin artık tek toplumsaJ mücadeie alanı olmaktan
çıkmasında" yattığına inanıyor.
Bu değerlendirmeyi Peter Glotz tamamlıyor: "İşletme ve işletme içinde geçen zaman, çalı-
şanlann kişiliklerini belirleme gücünü giderek kaybediyor, bu durumda sendikalann işlet-
menin dışına da çıkmalan kendileri için hayat memat meselesi. Sendikalar, toplumsal yeni-
den üretim süreci içinde de yer almahlar. Sadece ücret konusuyla değil başka konularla. ör-
neğin banş, çevre kırlenmesi, kültürle de ilgilenmeliler."
Başkası için çalışma anlam ve önemini yitirip emekçi kendini yaratıcı olarak değil, bir
uygulayıcı olarak görmeye başladıkça geleneksel sendikacılığın temel kadrolan yavaş yavaş
tarih sahnesinden siliniyor. Yabancılaşmış çalışma ve meta üretimi karşısında omuz silken-
lerin geleneksel sendika karşısında heyecanlanmalan pek mümkün değil...
Özetle. Yeni Sol'un sendikal hareketten beklediği. ömür boyu aynı ve bir tek işi yapan
geleneksel işçi imajını yüceltmeyi bir kenara bırakıp "emekçilerin eksiksiz bireyliklerinin
gelişmesine katkıda bulunmak". Marx'ın tabiriyle "bir araç olarak ücretli işten bir amaç
olarak yaratıcı çalışmaya" geçiş yolunda somut adımlar atmak. Bu nedenle Glotz, "tersane
sendikacıhğY' olarak tanımladığı "direniş sendikacılığını" bir kenara bırakmayı öneriyor.
Gelgelelim, geleneksel sosyal demokrat parti
ler "işçi sınjfinı ürkütmemek için", çevreci ras-
yonelle iktisadi rasyonelin taban tabana zıt ol-
duğu gerçeğinin üzerini sahte önerilerle örtmeye
çalışmaya devam ediyorlar.
Örneğin demir çelik sanayiinin çevre konıma-
cı üretirne dönüştürülebileceği ve böylece bölge-
de verili kalifîkasyonlara dokunmadan istih-
damm korunacağı gibi vaatleri seçirr öncelerin-
de tüm sosyal demokrat adaylann ağzından
duyrnak mümkün. Bu tavnn çevre korumaa bi-
lincin gelişmesi ve "medeniyet değişimi"nin
toplumsal tabanının oluşmasını engelleyen kısa
vadeli hesaplar olduğunu iddia edenler Avrupa
sosyal demokrat hareketi içinde küçük bir
azmlık oluşturuyor.
Almanya'da olsun, Fransa veya Ingiltere'de
olsun, sosyalist-sosyal demokrat partiler sanayi
merkezli kalkınma ve sürekli genişleyen meta tü-
ketimi modeli yerine alternatif üretim ve tüke-
tim modellerini uygulamaya koyrnaya daha
hazır değiller. SPD veya DSP (eski İtalyan Ko-
münist Partisi) gibi partilerin programlannda
yer alan bu türgörüşleri, iktidardaki Fransız ve-
ya Ispanyol sosyalistleri duymamazuktan gel-
meyi tercih ediyor.
Hedefteki Avrupa BiNiği
İktidardaki veya seçim dönemindeki sosyal-
demokrat partilerin bu çelişkili tavnnın arkasın-
da yatan tek neden, geleneksel seçmenleri ürket-
memek kaygısı değil. fddialı bir çevre korumaa
programı, Avrupa'da tek ülkede uygulamak
mümkün değil. Sanayide yeniden yapılanma,
tüketim alışkanlıklannda köklü değişiklikler ge-
tirebilmek için Avrupa ülkelerinin ortak yeni
üretim standartlan, ortak korumaa polıtıkaJar
gelişürmeleri gerekiyor.
İşte bu noktada, Avrupa Birliği, Yeni Sol için
"olmazsa olmaz" bir hedef haline geliyor. Avru-
pa Birliği, her ülkenin ulusal sınırlan içinde kaz-
dığı iktisadi siperler arkasına çekiüp, Avrupa
pazannda pay kapma savaşına girmesi ve hem
kendinde hem de komşulannda iktisadi ve top-
lumsal reformlan olanaksız kılmasıru cngelle-
mek için gerekli bir adım olarak ortaya çıkıyor.
Serbest dolaşım ve konfederasyon
Michael Rocard'a göre "Bundan böyle Avru-
pa ve sol sadece birbirleri için varlâr." Nitekim
Ingiliz İşçi Partisi'nin içinde yeni oluşan çoğun-
luk İngiltere'nin Avrupa Birüği'ne tam katılımı
ilkesini benimseyerek, bu konuda "İngiliz istis-
nasf'na son verdi.
Böylece Avrupa sosyalistleri, 20. yüzyıl başla-
nnda Bernstein ve özellikle Kautsky'nin dile ge-
tirdiği "demokratik ve serbest dolaşıma Avru-
palı devietler konfederasyonu" önerisiyle
banştılar.
Ancak iktisadi birlik, her ülkede yerleşik çıkar
gruplannı rahatsız eden, farklı iktisadi yapılann
uyum sağlaması için zaman isteyen bir süreç. Bu
nedenle Yeni Sol için kısa vadeli en önemli hedef
Avrupa Birliği'nin siyasal olarak kurulması.
Bu siyasetin en önemli temsilcisi Avrupa Ko-
misyonu Başkanı ve fıilen Avrupa Topluluğu
yürütme gücünün başında bulunan Jacques De-
lors.
Delors'a göre özgürlük, dayanışma ve sorum-
luluğu yan yana getirebilen bir toplum modeli
bugün Avrupa'da adım adım kurulmakta. Bu-
nun esas kurucu gücünü Avrupa sosyalistleri
olûşturuyor.
Gerçekten de geçen beş yıl içinde Avrupa
Konseyi, Marshall Plam'na eşdeğerde bir yardı-
mı Avrupa'run geri kalmış bölgelerine yaptı.
İspanya, Irlanda, İtalya veya Yunanistan'ın az
geüşmiş, kırsal bölgeleri bu yardundan yarar-
landılar.
Çok boyutlu insanın Avrupası
Yeni Sola göre 1992 Avrupa büyük pazan ve
iktisadi-toplumsal uyum muhakkak birlikte
gerçekleştirilmesi gereken iki temel dinamik.
Hatta Peter Glotz'a göre Avrupa solu "toplum-
sal demokrasiyi Avrupa'run kuruluş programı
olarak önermeli".
Otto Kallscheur'e göre Avrupa BirliğTni kur-
ma mücadelesi verirken Yeni Sol'un sloganı
•'özgürleştirmek ve federe etmek" olmalı. Yani
İtalya da II. Dünya Savaşı sırasında anti-faşist
direniş hareketinin sloganı!
Bu ne "uluslar Avrupası" ne bir "Avrupa ulu-
su" ve ne de dinsel ve coğrafi iç sımrlar çizerek
örgütlenen bir "cemaatler Avrupası" demek.
Evrenselliğin yerellikle yan yana gelebildiği çok
boyutlu insanlann Avrupası'nı kurmayı arzulu-
yor Yeni Sol. .
SÜRECEK
İDRİS AKYÜZ / DENİZ
TOPALOĞLU (Zonguldak)-
Türkiye'nin en büyük grizu fa-
ciasmda, "ihmal" iddialan
ağırlık kazanıyor. Facianın ne-
denini ve sorumlulannı ortaya
koyacak olan "patlama saati"
konusunda önceki gün vc dün
iki farklı bilgi verildi.
Devlet Bakanı ömer Barutçu
önceki gün patlama saatini
20.03 olarak açıkladı, ancak
dün TTK Genel Müdür Yar-
dımcısı Vahit Çelikel, bu saatin
19.45 olduğunu söyledi. Aynca
Barutçu önceki gün, metan gazı
oranıyla ilgili olarak saat 20.00
ve 20.03 ölçümlerini verdi, an-
cak Çelikel dün saat 19.45'ten
sonra ölçüm yapılamadığmı sa-
vundu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Mehmet Moğultay ise,
Cumhuriyet'in sorusunu yanıt-
larken, patlamanın 20.0l'de
OJduğunu bildirdi. Enerji ve Ta-
bii Kaynaklar Bakanı Ersin
Faralyalı da, dün Meclis'te ko-
nuşurken, olayın "saat 20.00
sıralannda" meydana geldiğini
söyledi. Bu arada, Kozlu'daki
maden ocağı çevresınde evi bu-
lunan yurttaşlardan banlan
"Patlamayı duyduğumuzda te-
levizyonda haberler vardı" ifa-
desini kullandı.
Patlama saati ve ölçümlere
ilrşkin bu çelişkili beyanlar,
yüzlerce işcinin yaşamını etkile-
yecek önemdeki 20 dakikayı
karanlıkta bıraktı.
EkrandakiölHinsinyail
İddialann odak noktasını,
maden ocağındaki bilgisayann
metan gazı ölçümleri oluşturu-
yor. Resmi açıklamaya göre,
önceki gün saat 19.39.50'de me-
tan gazı oranı yüzde 1.5 olarak
ölçüîdü. Hemen ardından, saat
19.40.19'da metan gazı oranı
yüzde 2.15'e fırladı. Bu oran,
tam 22 saniye sonra yüzde 2.65
olarak bilgisayann ekranına
yazıldı. Ve...
Çelişkili beyanlar ve iddialar
işte bu noktadan sonra ortaya
çıkıyor. Devlet Bakanı Ömer
Barutçu'nun önceki gün yaptı-
ğı açıklamaya göre, bilgisayar,
daha sonra da ölçümün verile-
rini aktarmaya devam etti. Ba-
rutçu, saat 20.00'de metan gazı
ölçümünün yüzde 2.9 olarak
saptandığını, saat 20.03'ten iti-
baren ise hiçbir noktadan öl-
çüm alınamadığını söyledi.
Barutçu'nun önceki günkü bu
açıklamasına göre, grizu patla-
ması tam bu sıralarda, yani 20.
03'ü izleyen saniyelerde olmuş-
tu.
"Maden ve Taş Ocaklan ile
Açık İşletmelerde Alınacak İşçi
Sağlığı ve İş Güvenliği Tedbir-
leri Hakkındaki" tüzük hü-
kümlerine göre, metan gazı
oranının yüzde 2 olması halin-
de. çahşmalann durdurulması
veocaklann tahliye edilmesi ge-
rekiyor. Bu durumda. Kozlu'-
da, metan gazı oranının yüzde
2.15 olarak ölçüldüğü saat 19.
40'ta alarm verilerek tahliyeye
başlanması gerekiyordu. Oysa
patlamanın olduğu 20.03'e ka-
dar herhangi bir tahliye işlemi
başlamamıştı. Cumhuriyet'in
dünkü haberinde dikkati çekti-
ği "patlama öncesindeki 23
dakika" bu yüzden büyük
önem taşıyordu.
23 dakika 5'eindi
Kozlu'daki faciada ihmal id-
dialanna ağırlık veren bu tablo,
dün birden değişti. Patlama
saati. 19.45 olarak "düzeltildi".
Bılgisayann da bu saatten son-
ra ölçüm yapmadığı önc sürül-
dü.
Bu konudaki açıklamanın
yapılış biçimi de ilginç bir süreç
izledi. Devlet Bakanı Ömer Ba-
rutçu dün bir basın toplantısı
düzenledı. Basın toplanlısında
gazetcciler Barutçu'ya. "grizu
faciasında ihmal olup olmadı-
ğını" sordular. Bunun üzerinc
Barutçu, bu konuda kendileri-
ne iletilecek "yaalı sorulan"
yanıtlamak üzere TTK Genel
Müdür Yardıması Vahit Çeli-
kel'i görevlendirdiğini belirtti.
Vahil Çelikel ile, TTK İşgü-
venliği ve işçi Sağlığı Daire Baş-
kanı Cahit Ülker. bu toplanü-
dan yanm saat sonra, yaalı
sorulan yanıtlamak üzere gaze-
tecilerle bir araya geldi. Basın
toplantısı daha sonra şöyle geç-
ti: Çelikel: "Bilgisayar hangi sa-
atte sustu" diye bir soru var.
Bilgisayann 19.45'te devreleri
stop etti ve bilgi vermedi. Patla-
manın tam saati soruluyor. Bi-
zim kayıtlanmızda patlama
saat 19.45 olarak tespit edilmiş-
tir. Rapor defterimizde kayıtlı-
dır.
Soru: Daha önce patlamanın
20.03'te gerçekleştiği açıklan-
mıştı.
Çelikel: Genel müdürlüğü-
müz olayla ilgili işleri yürütmek
üzere bir komisyon oluşturdu.
Komisyonda Genel Maden-İş
Sendikası'ndan iki üye var. Biz
patlamanın saatini 19.45'te tes-
pit ettik.
Soru: Patlamayı duyanlar
saati 20.00 dolaylannda olarak
veriyorlar...
Çelikel: Saati ileri olabiürr
Bir başka yaalı soruyla "bilgi-3
sayar saat 19.39'da yüzde 1.55
oranıru gösterdiğinde ne yapıl-
dığı" soruluyor. Otomatik ola-
rak bu durumda ocaktaki bu
kısımla ilgili enerji kesilir. ,
TTK Genel Müdür Yardım-
cısı Vahit Çelikel daha sonra,
bilgisayarda 1.55 oranının
okunmasından patlama anına
kadar uyan yapılabilecek bir
zaman kalmadığını söyledi. Bu
arada. TTK İş Güvenliği Daire,
Başkanı Cahit Ülker de şöyle;
dedi:
"Ancak belki monitöriin ba-
şındaki arkadaş rakamı tekrar
görmek için beklemiş olabilir.
Baa durumlarda havalandır-
ma sayesinde bu rakamlar deği-
şebiliyor. Nitekim Macar
uzmanlann deneme yaptıklan
ocakta saat 19.35.45'te yüzde
2.35 oranında metan gazı sap-
tanmış, ancak bu oran iki sani-
ye sonra 1.2'ye düşmüştür. Bil-
gisayar operatörü olaya
müdahale edemez. Operatörün
görevi, metan gazındaki yük-
selmeyi anında yetkili amire bil-
dirmektir."
Çelikel, bu açıklama üzerine.
söz konusu rakamın, o sırada
müessesede bulunan ve berabe-
rindeki Macar heyetle birlikte
kuyuya inmeye hazırlanan Ge-
nel Müdür Özer Ölçer ve öteki
yetkililere iletildiğini söyledi.
Ancak. bu 5 dakikalık süre için-
de işçilerin tahliyesi için çahş-
malara başlanmadığı öğrenildi.
Facia, Meclis'te
Kozlu'daki grizu faciası, dün
TBMM genel kurulunda konu-
şuldu. Gündem dışı söz alan'
Enerji ve Tabü Kaynaklar Ba-i
kanı Ersin Faralyalı, şunlan an-
lattı:
"ölçümler normal olarak ya-
pılırken 19 saniye gibi kısa bir'
sürede metan akımı oluyor. Bel-
ki bir kömür tabakasırun ardın-
da biriken metan, birden gale-
1
rilere yayılmış olabilir. Bu gaz-
lar monitörden takip edilmekte-
dir. Kayıtlarda göriiyoruz. Çok1
ani bir artış var. 0.3, 0.4 değer-
lerde iken, üç beş saniyede 1.5'e
ve müteakip 15 saniyede 2.65*e
yükseliyor. Ondan sonra yuka-'
ndan kumandayı mümkün kı-
lan donatım devre dışı kalıyor."
Faralyalı, konuşmasında,
patlamanın saat 20.00 sıralann-
da meydana geldiğini söyledi.
Bu arada, Kozlu'daki güven-
lik önlemlerinin dünya standart-
lannda olduğunu belirten Faral-
yalı, "Bir gazetede ihmalden
söz ediliyor. O ihmal değildir.
Halen dünyada metan gazının
ne kadar olçülebildiği tartış-
malıdır" dedi.