Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1MART1992PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
•I'
tv
UCÎ
*;
»V
•H!
-V:
•y:
'0
.V
•V?
«A-,
nt
• * • •
-t,
u
1
-u.
'Katiller bulunsun
5
• CUMHURİYET (Diyarbakır) -
Demokratik kitle örgütlerinin
temsilcileri, Güneydoğu'da son
haftalarda yaşanan faili meçhul
cinayetlerin önceden planlanıp
profesyonelce gerçekleştirildiğini
belirterek, yetkililerin bu cinayetlerin
faillerini ortaya çıkartmak için yeterli
çaba sarf «tmediğini ileri sürdüler.
Güneydoğu'da son olarak Diyarbakır'ın
Silvan ilçesinde öldürülen sağlık
memuru Şehmus Akıncı'mn da faili
meçhul cinayete kurban gitmesi,
bölgedeki demokratik kitle örgütlerinin
tepkilerine yol açtı. Diyarbakır'da dün
ortak basın toplantısı düzenleyen
TMMOB İl Koordinasyon Kurulu,
Eğit-Sen, Tüm Sağlık-Sen, Yol-İş,
Belediye-lş, Petrol-İş, Tüm-Bel-Sen,
Tabipler Odası, İHD ve HEP
Diyarbakır İl Başkanhğı yöneticileri.
bölgedeki faili meçhul cinayetlerin bir
an önce önlenmesini istediler.
Türban yasağı
• UBA (Ankara) - RP tstanbul
Milletvekili Hasan Mezarcı, Anayasa
Mahkemesi Başkanı özden'in "türban
yasağı" konusundaki açıklamalanna
sert tepki gösterdi. Mezarcı, Anayasa
Mahkemesi Başkanı hakkında suç
duyurusunda bulundu. Mezarcı,
"Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi
yoksa Yekta Güngör özden'in mi?"
diye sorup, "İnsan Haklan
Komisyonu'nun üniversitelerimizde
türban yasağı uygulamanm din ve
vicdan özgürlüğü ile bağdaşmayacağına
ve bunun bir insan haklan ihlali
olduğuna, derhal düzeltilmesi
. gerektiğine dair karan Yekta Güngör
Ozden'i ilgilendirmez. Devletin ve ilgili
anayasal kurumların görevi, bu insan
haklan ihlalini ortadan
kaldırmaktadır" dedi.
Sosyalizmin bilançosu
• AA (Istanbol) • İstanbul
Üniversitcsi İktisat Fakültesi
Mezunlan Cemiyeti'nce düzenlenen
"Sosyalizmin Geleceği ve Bilançosu"
konulu panel, Gazeteciler Cemiyeti
Burhan Felek Konferans Salonu'nda
yapıldı. Panelde konuşan SBP üyesi
Zülfü Dicleli, Türkiye'de solun düşüşe
geçmesi ve etkinliğini yitirmesinin
1977 seçimleriyle başladığım
kaydederek bu düşüşü sadece 12
Eylül harekâtına ve Doğu Avrupa
ülkeleri ile Sovyetler Birliği'nde
görülen değişime bağlamamn yanlış
olduğunu söyledi.
Çillerve bankacılar
• Ekonomi Servisi - Devlet Bakanı
Tansu Çiller, banka genel
müdürleriyle "para ve sennaye
piyasası"na ilişkin bir zirve toplantısı
yapacak. Tansu Çiller adına tüm
kamu bankalan ve özel bankalara
gönderilen çağnda, genel müdürlerin
yann Ankara'da olmalan istendi.
Bankacılık çevreleri, Tansu Çiller'in,
toplantıda "para ve sermaye
piyasası"na ilişkin sorunlan
dinleyeceğini, önerileri alacağım ve
kendi görüşlerini ortaya koyacağını
tahmin ediyorlar. Ekonomiden
sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller,
bankacılarla ilk kez böylesine geniş
kapsamlı bir toplantı düzenliyor.
İki genel kurul
• CUMHURİYET (Ankara) -
TMMOB Elektrik Mühendisleri ve
tnşaat Mühendisleri Odalan'nm genel
kurullan dün toplandı. Bayındırlık ve
tskan Bakam Onur Kumbaracıbaşı,
Ulusal Bayındırlık Master Planı
hazırladıklanm bildirerek bu plamn
ortaya konmasında teknik düzeyde
meslek odalannın görüşlerinin
ahnacağını söyledi. tnşaat
Mühendisleri Odası Olağan Genel
Kurulu'nda bir konuşma yapan
Kumbaracıbaşı, bu yıl bakanlığın 31
trilyon lira tutannda bir yatınm
yürüteceğini ve mühendislik
hizmetlerinin bu yatınmın içinde
önemli bir yer tutacağını belirtti.
TMMOB Elektrik
Mühendisleri Odası 33. Genel Kurulu
da dün Ankara'da yapıldı. Elektrik
Mühendisleri Odası Başkanı Teoman
Alptürk, genel kurulda yaptığı
konuşmada, özel TV'lerin kanallanm
nereden ve nasıl kiraladıklan
konusunun hâlâ karanlık olduğunu
ileri sürerek bu konuda kamuoyuna
bilgi verilmesi gerektiğini söyledi.
Anayasa kurultayı
• ANKA (Ankara) • 1982
Anayasası'mn mimarlanndan Prof.
Orhan Aldıkaçtı, 1982 Anayasası'nı
emirle hazırlamadıklanm söyledi.
Aldıkaçtı, klasörler halindeki anayasa
çalışmalannın 135 maddesinin konsey
tarafından değiştirildiğini bildirdi.
Aldıkaçtı, anayasamn
cumhurbaşkanına sınırsız yetkiler
vermediğini de belirtti. Orhan
Aldıkaçtı, Hak-İş'in düzenlediği
Anayasa Kurultayı'nın son gününde
yaptığı konuşmada, şahsına yöneltilen
eleştirilerin âdeta açıkarttırmaya
çıkarüdığım söyledi. Her konuşamn
kendisini hedef almasından duyduğu
rahatsızlığı dile getiren Aldıkaçtı,
anayasamn eleştirilirken doğduğu
koşullan da dikkate almak gerektiğini
belirtti.
Gökova santralı
• UBA (Ankara) - Çevre Bakanı
Doğancan Akyürek, GöKöva Termik
Santrah'nın kaldınlması ile ilgili
raporların mart ayı içinde
tamamlanarak Bakanlar Kunılu'na
getirileceğini söyledi. Akyürek, kendi
bakanlığjnın yanısıra Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı'nın da santralla
ilgili rapor hazırlayacağını belirterek,
"Raporumuz tabii ki menfi olacak.
Çtlnkü halk bunu istiyor" dedi.
S
ubat 29'unun dört yılda bir yaşanan pınltısı kırk yılda bir
yaşanan Ankara kışının bittiğini müjdeliyor gibi. Bulutlar,
gökyüzü ve güneş temmuz göklerini kıskandırmak ister-
cesine parlak mı parlak.
N^sut Yılmaz'ın partideki odasından yatnız karlarla ve gece-
kondularla sarılt dağlar değil, tepenizdeki gökyüzü de görünüyor.
Çünkü, tavanın bir bölümü camlı bir çatı ile göğe açılıyor.
ANAP'lı milletvekillerinin bu pırıltılı tatil günü sabahı neredey-
se tam kadro genel merkeze dolmuş olmalan, ANAP'ın yeniden
doguş azminin bir işareti mi?
Mesut Yılmaz "evet" diyor, "koalisyon ortaklarına verdiğimiz
avans süresi bitti. Hükümet avansı kötü kullandı. Bu 100 günde
af ile laf dışında bir şey üretilmedi. Artık bu iktidann işbaşında kal-
dığı hergün ülke geleceğinden çalınmış değerli bir gündür."
Peki, "bu değerli günleri" kurtarmak için "anamuhalefet lideri"
ne yapmayı düşünüyor?
Yani, daha kararlı, daha sistemli, daha etkin bir muhalefet dı-
şında başka ne yapmayı düşünüyor?
Yılmaz, bir yetişkin emziği gibi kullandığı ağızlıklı sigarasından
derin bir nefes çekerken, gülüyor ya da güler gibi yapıyor:
"Meşruiyet içinde çare tükenmez."
Bu sözlerle yeni koalisyon modellerini mi kastediyor, yoksa
Meclis içi transferleri mi?
Bu sefer gülmeyerek ya da gülmüyor gibi yaparak, "Onu siz
bulun" diyor.
"Yetişkin emziği" kullansaydık, Mesut Bey'e "Buyurun bura-
dan yakın" demek için bundan daha iyi fırsat olmazdı.
BAŞKENTTEN
AHMET TAN
ANAP Lideri Mesut mu?..Kim bilir, ANAP lideri belki de haklı.
"Gazeteciliğin araştırmacılık" olduğunu, "demeç gazeteciliği'-
'nin ise okura sunulan, suyuna tirit laf çorbası olduğunu bize öğ-
retmemişler mi idi?
Mesut Bey ile karşı karşıya kalınca, baş başa konuşunca, öte-
den beri bir türlü karşı koyamadığım özel bir sıkıntım ortaya çıkı-
yor.
Ona hep içimden şu soruyu sormak geliyor:
"Mesut Bey, siz mesut birisi misiniz?"
Ya da daha ileri giderek, şu soruyu:
"Sayın Mesut Yılmaz, siz sahiden mesut ve de sahiden yılmaz
birisi misiniz?"
Dünkü görüşmemizde ötedenberi çektiğim özel soru sorma sı-
kıntısı, hayret bir biçimde kendiliğinden çözüldü.
Ya, tepesinden gökyüzü görünen makam odasında ilk kez ko-
nuştuğumuz için ya da şubatın 29'u gibi ancak dört yılda bir ya-
şanan bir günde buluştuğumuz için.
Mesut Yılmaz'ın, hem mesut hem de yılmaz bir kişiliği olduğu,
ayrıca bir soru sormaya gerek kalmadan ortaya çıktı.
Biraz önce alt kattaki basın toplantısında "siyaseti spor olarak
yapmadığını" açıklarken, ne 60'ına doğru politikaya atılan İnö-
nü'yü eleştirmek istiyordu ne de Başbakanlık koltuğunu altı kere
kaybedip yedi kere kazanan Demirel'i kınamak.
Mesut Yılmaz, şu anda Türk siyaset sahnesinin en genç aktö-
rü.
"Rakibi" olan öteki liderlerden ortalama yirmi yaş daha genç.
Üstelik "anamuhalefet liderliği" olanağını elinde tutuyor. Ayrıca,
"eski Başbakan" gibi bir sıfatın da sahibi...
Türkiye'de siyaset dört-beş yıllık seçim dönemleri veya on y.l-
lık devreler biçiminde yürüyor. Önümüzdeki on yılda, başta Özal
ve Demirel olmak üzere, İnönü, Ecevit, Erbakan, Türkeş gibi bu-
günün liderlerinin hepsi, (Tanrı uzun ömürler versin) 80'li yaşla-
rına yaklaşıyor olacaklar.
Mesut Yılmaz ise SO'li yaşlarının yarısına yeni basmış olacak.
DYP-SHP koalisyon hükümetinin ilk 100 gününü değerlendi-
rirken Mesut Yılmaz, sanırız bu rahatlık ve düşünceler içinde.
Yine de Mesut Yılmaz'a soruyoruz:
"Avans bitti, diyorsunuz. Bu 100 günün sonu, yumuşak muha-
lefet anlayışının da sonu mu demek?"
Mesut Yılmaz, bu soruya tereddütsüz, "Evet" diyor, "artıkko-
alisyonun attığı her adımın hesabını soracağız..."
Bu 100 günlü basın toplantıları sürecek mi?
Yılmaz, bu soruya da tereddütsüz "Evet" diyor ve ekliyor:
"üçüncü 100 günü belki yaparız ama, dördüncüsünden emin
değilim. Bunlar 500 günü boylayamayacaklardır."
Olağanüstü halin uzatılmasının görüşüldüğü Parti Meclisi toplantısında sert tartışmalar yaşandı
İnönü bagjayıcı kararaldıramadıCUMHURtYET(Ankara)- SHP Parti Meclisi toplantısında sert tartış-
malara yolaçan olağanüstü halin uzatılması sorumluluğunu, Genel
Başkan ve Başbakan Yardımcısı İnönü üstlendi. SHPgrubu, meclis-
teki görüşmelerde serbest bırakıldı.
İnönü, bahar aylannda PKK'nın terör SHP'nin muhalefette olduğu dönemde
hareketlerini artırabileceğine dikkat çekti. şiddetle karşı çıktığı G.Dogu'daki uygula-
malann bugün devamı yönünde oy kul-
lanmasının "çifte standart" olacağını ifa-
de ettiler.
ANKA'nın haberine göre, PM toplan-
tısında eleştirileri yanıtlayan SHP Genel
Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal
İnönü, olağanüstü hal uygulamasının
uzatılmasıyla ilgili karann sorumluluğunu
kendisinin taşıyabileceğini belirtti. İnönü
bu konuda şunlan söyledi:
"Biz muhalefette iken. bu uygulamaya
PM üyesi Tülay Ateş ve Ayşe Akman.
olay olmayan illerde, olağanüstü hahn
kaldınlmasını istediler. Merkez Yürütme
Kurulu"nun çahşma raporunu görüşmek
üzere önceki gün toplanan ve yaklaşık I0
saat süren SHP Parti Meclisi toplantısın-
da, daha çok G.Dogu'daki olağanüstü hal
uygulamasının uzatılmasıyla ilgili geliş-
meler tartışıldı. Yeni Sol grup mensubu
PM üveleri. uygulamanın uzatılmaması
görüşünü savundular. Bazı üyeler de,
karşı olduğumuzu hep söyledik. O zaman
yetki ve sorumluluk mevkiinde değildik.
Şimdi bu mevkiye gelince. devletin de bil-
gileri ve değerlendirmelerini aldık. Bunun
sonucunda, bu kadar kısa sürede yerine
bir başka sistem de, oluşturulamadığın-
dan uzatılması kaçınılmazdır. Baharda bir
hareketlilik olacağı söyleniyor. Olabilir.
Mevsim itibariyle terör örgütü hareketle-
rini yoğunlaştırabilir. Destek istiyorum.
Durum değişmedi, bu nedenle olağanüstü
hal uygulamasının bir süre daha devam et-
mesi lazım."
Konuşmasında, olağanüstü halin çö-
züm olmadığını da, vurgulayan İnönü,
"Ancak, biz halkımızın güvenliğini sağla-
yamazsak, kime ne söyleyebilirizT' dedi.
İnönü daha sonra şu görüşlere yer verdi:
"Olağanüstü halin yerine bir şey koya-
madık. Öbür taraf ta, silahlannı bırakma-
dı. Halka şefkat gösterdik, kucak açtık.
Biz istiyoruz ki, özgürlük içinde herşey ol-
sun. (Ben ayn bir devlet istiyorum) diyen
de olsun. Bu bir görüş. bir fıİcirdir. Biz bu-
na katılmayız. Bu bir evrim meselesidir.
Zamanla bölgede uygulamalanmızla, giri-
şimlerimizle, iyileşmeler görülecektir.
Demokratikleşme yoluyla sorunlan çöze-
ceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."
Bu arada söz alan PM üyelerinden Ayşe
Akman ile Tülay Ateş, olağanüstü hal uy-
gulamasına giren bölgelerin daraltılması-
nı, olay olmayan illerde de, kaldınlmasını
önerdiler. Akman ve Akeş aynca, demok-
ratikleşme uygulamalannın hızlandınl-
masını, sorguda avukat bulundurulmasını
istediler.
Toplantıda, baa bakan ve milletvekille-
rinin G.Doğu'da yapacaklan incelemeler-
den sonra, çarşamba günü TBMM grubu-
nun olağanüstü toplanması benimsendi.
Olağanüstü hal uygulamasının TBMM'-
de görüşülmesi sırasında, SHP grubunun
serbest bırakılması da kararlaşünldı.
Öte yandan, PM toplantısında günde-
me getirilen Güler İleri'nin istifa konusu
da tartışmalara yolaçtı. İleri'nin partiyi
yıprattığını belirten baa üyeler, koalisyon
hükümetı içinde DYP'nin gölgesinde ka-
hndığı suçlamasında da bulundular. İnö-
nü, bu konudaki eleştirileri yanıtlarken
de, sorunun Güler tleri'nin acemiliğinden
kaynaklandığını belirtti.
Yurttaş, 'işgal kuvvetleri' benzetmesini Mardin'deki olayı eleştirmek için söylediğini savundu
'Barış adunınıöncedevlet atsııVFARUK BtLDtRİCt (Ankara^ -
SHP'nin HEP kökenli Diyarba-
kır Milletvekili Sedat Yurttaş,
"işgal kuvvetleri" benzetmesi-
ni, askerlerin Mardin'deki olay-
la ilgili davranışını eleştirmek
için söylediğini ve genelleştirile-
meyeceğini savundu.
Yurttaş, "ateşkes" çağnsı için de "Dev-
let 70 yıl geciken ve güçlü olan taraftır. Ba-
rış adımını önce devletin atmasından
yanayız" dedi. Yurttaş, koalisyon hükü-
metini desteklemelerinin nedem'ni, "kötü-
nün iyisi" diye açıkladı. TBMM Başkan-
vekili SHP Diyarbakır Milletvekili Fehmi
Işıklar da, ateşkes çağnsına verdiği yanıt
nedeniyle Milli Savunma Bakanı Nevzat
Ayaz'ı eleştirdi. İnsan Haklan Komisyo-
nu Başkam Ahmet Türk de, olağanüstü
halin çözüm olmadığını hükUmetin de ka-
bul etmesinin "haklıhklannı ortaya
çıkardığım" söyledi.
SHP Meclis grubunda yapüğı konuşma-
da bölgedeki Türk Silahlı Kuvvetleri'ni iş-
gal kuvvetlerine benzetmesi eleştirilen
HEP kökenli Diyarbakır Milletvekili Se-
dat Yurttaş, Cumhuriyet'e bu konuda şun-
lan söyledi:
"Türkçede 'teşbihte hata olmaz' diye bir
deyim vardır. Birincisi, ben orada olayın
güvenlik kavramı ile açıklanamayacağım
anlatmak istedim. İkincisi ortada faili meç-
SH P grubunda yaptığı konuşmada Türk
ordusu için işgal kuvvetleri' diyen SHP
milletvekili Yurtaş, 'Bu sözlerinin
genelleştirilemeveceğini' savundu
hul bir rinayetin değil, faili belli cinayetin
olduğunu söyledim, üçüncüsü Mardin'de-
ki olayda yaralananların ve ölenlerin beş
saat boyunca sağlık hizmetinden yoksun
kalmalan için askerin tedbir almasından
dolayı 'Çok ağır geliyor, ifade etmek iste-
miyorum ama, adeta işgal ordusu gibi
davranılmış' dedim. Ben bunu birine yö-
neltiyorum. Bunu genelleştirmek için ça-
ba harcamalan anlamsız.
Bunu genelleştirme eğiliminde oianlara
benim gruptaki konuşma metnimi ahp
okumalannı tavsiye ediyorum. Eleştirile-
rini ona göre yapsınlar. Bu böyle kulak-
tan dolma şeylerle yapılacak konuşmalarla
olmaz."
Yurttaş, "Bölgedeki güvenlik güçlerinin
konumu nedir, nasıl
değerlendiriyorsunuz" sorusuna, "Bence
amaca hizmet etmiyor. Güvenlik amacını
taşan eğilimleri var. Biz sorunun sadece as-
kerle çözülemeyeceği iddiasındayız. Bu
yüzden içe değil, dışa dönük örgütlenme-
İi, mevzilenmesi gerekli" yamtım verdi.
Yurttaş'a yönelttiğimiz sorular ile yanıtlan
şöyle:
"- Deklarasyondaki ateşkes çağnsı ile
neyi kastettiğinizi biraz açar mısınız?
YURTTAŞ - Bizim kaygımız insanlann
ölmesi. Biz insanlann ölmesini, gözaltına
alınmasım, cezaevlerine tıkılmasını istemi-
yoruz. Ateşkes çağnmız ölüm olgusuna,
kan ve gözyaşı akmasına karşı olduğumu-
zu belirtmek içindir.
- Ama Milli Savunma Bakanı, 'Karşı-
mızda yabancı bir devlet yok ki ateşkes-
ten söz edilebilsin' diyor.
YURTTAŞ - Biz ölümlerin durmasmı is-
tiyoruz.
Muhalefete düşen TV'den yakınıyor
AA (Ankara)-ANAP Genel Başkan
Yardımcısı Lütfullah Kayalar. TRT ile
özel televizyonlar Starl ve Teleon'un
haber bültenlerinden şikâyetçi
olduklannı söyledi.
Kayalar. TRT'nin haber bültenlerinde
ANAP ile ilgili haberleri süre ve içerik
açısından yetersizbulduklanm, Starl ve
Teleon"un da, ANAPhaberlerini
bültenden çıkarttıklannı ifade etti.
Lütfullah Kayalar. "Konuşan Türkiye
istiyorlardı, biz de konuşuyoruz. TRT ve
özel televizyonlara baktığınızda bizim
konuşmalanmız ortada yoktur" dedi.
Dunımun iyi niyetli bir diyalog ve anlayış
çerçevesinde çözüleceğine mandıklanm
ifade eden Kayalar, uzun süredir devam
eden şikâyetleri bildirmek üzere TRT
Haber Dairesi Başkanı Şahap Alp'i
ziyaretetti.
ANAP Genel Başkan Yardıması
Kayalar, ziyaret sonrasında şu
açıklamayı yaptı:
"Haber bültenlerine ilişkin şikâyetimizi
Haber Dairesi BaşkanTna söyledik.
ANAP ile ilgili haberlerin süre açısından
yetersiz olduğunu ve içerik yönünden de.
'demek istediğimizin değil. TRT'nin
istediği şekilde venldiğini' söyledik. Bu
tür sorunlann iyi niyet çerçevesinde ve iyi
bir diyalogla çözüleceğine inanıyonız."
Kayalar. Starl veTeleon'ueleştirirken
de, bu televizyonlann ANAP haberlerini
bültenden çıkarttıklannı. buna rağmen
partiyle ilgili tüm faaliyetlerin
televizyonlann haber merkezlerine
düzenli olarak iletildiğini söyledi.
Kayalar, şöyle konuştu:
"Bugünkü yasasızlık çerçevesinde. bunu
takip eden politikalar devam etmektedir.
Maksat toplumu daha iyi bilgilendirmek,
•şeffaflığı sağlayabilmek ise. Türkiye ve
dünyada olan bitenlerden kamuoyunun
rahatça aydmlaülması gerekmektedir.
Bunu. TRT ve özel televizyonlann '
gözardı etmesi mümkün değildir.
Star. bizim haberlerimizi vermiyor.
ANAP'ın yedi milyon seçmeni var. 20
milyon izleyicisi bulunan Star'ın
izleyicileri arasında bizim seçmenlerimiz
debulunmaktadır. Ama seçmen. partisi
ile ilgili haberleri bu televizyondan
öğrenemiyor. Amaç izleyici çokluğunu
sağlamak ise, bu tutum Star'ın lehme
değil. aleyhindedir."
- Ölümlerin durması için ateşi ilk kes-
mesini istediğiniz güç hangisi?
YURTTAŞ - Şöyle aslında. Ateş anla-
mında değil. Sorunun çözümünde devlet
güçlü olan taraftır. Aynı zamanda 70 yıl
geciken taraftır. 70 yıl geciken ve güçlü
olan taraf yöntemi belirler diye düşunüyo-
rum.
- Yani ateşi ilk kesmesi gerekenin dev-
let mi olduğunu düşunüyorsunuz?
YURTTAŞ - Devlet şu anda Kürt soru-
nunu barış içerisinde çözme olanağına sa-
hip bir güçtür. Yani öncelikle devletin ba-
rış içinde çözüme gidecek bir yola girme-
sini umut ediyomz. Barış adımını önce
devletin atmasından yanayız. Çünkü dev-
let etkin taraftır. Bu konudaki önerileri-
mize de açıklamamızda yer verdik.
- Olağanüstü halin yeniden uzatılması
konusundaki tavrınız ne olacak?
YURTTAŞ - Kesinlikle ret vereceğim.
Hiç tereddütsüz. Zaten hükümet 70 yılbk
gecikmeyle bir realiteyi kabul etmek du-
rumunda kalmıştır. Şu anda yapması ge-
reken, bu 70 yılhk gecikmenin gerekleri-
nin yerine getirilmesidir. Bu gerekler de,
Kürt halkımn yaşadığı topraklar üzerinde-
ki bütün olağanüstü kurum ve kuruluşla-
n kaldırmaktır; dağıtmaktır. Olağanüstü
Hal Valiliği ve bağlı kuruluşlar kaldınlma-
lıdır. Gerçek kardeşlik, gerçek eşitlik an-
cak bu şekilde sağlanabilir. Bu da yetmez.
Kürtlerin kendilerini özgürce ifade edebi-
lecekleri, siyasal olarak örgütlenebilecek-
leri bir ortam yaraulmalıdır.
- Ancak Bakanlar Kurulu olağanüstü
halin uzatılmasını kararlaştırdı.
YURTTAŞ - Bu protokolle, SHP'nin
Güneydoğu raporuyla çelişkili bir tutum-
dur. Hükümet ne kadar 'evet' diyor bil-
miyorum ama, devletin hazırlığı kabul edi-
len reaütenin imajı yönünde hazırlıklar
yapmaktır. Siyasal, uluslararası ve askeri
anlamda bunu yapmak zorundadır.
Kötünün iyisi
- Yine de hükümet olağanüstü halin uza-
tılmasını gündeme getirirse, o zaman sizin
SHP içindeki konumunuz ne olacak?
YURTTAŞ - Bu hükümeti kötünün iyisi
olduğu için destekledik. Bu hükümetten
çok ahım şaham şeyler beklemedik. Fakat
hiç olmazsa çok acil çözülmesi, aşılması
gereken birtakım sorunlan aşar diye des-
tekledik. Bunlar üç başhkta özetlenebilir.
Birincisi, her alanda demokratikleşmenin
sağlanması, ikincisi insan haklan ihlalle-
rinin önlenmesi, üçüncüsü Kürt sorununu
banş içerisinde siyasal anlamda çözmek.
Hükümet Güneydoğu^ çıkarma yapıyor
CUMHURİYET (Ankara)- Hükümet,
Güneydoğu bölgesine bakanlan ve millet-
vekilleriyle çıkartma yapıyor. Bakanlar
Kurulu karan doğrultusunda oluşturulan
33 kişilik heyet. yann bölgeye gidecek.
Başbakan Süleyman Demirel de 15 mart-
ta Güneydoğu'ya giderek bazı illeri dola-
şacak.
19 martta süresi dolan olağanüstü halin
yeniden uzatılacak olması, hükümetin
dikkalini yeniden Güneydoğu'da yoğun-
laştırdı. Olağanüstü halin uzatılmasıyla
bölgedeki gerginliğin tırmanması ihtimali
üzerine Bakanlar Kurulu, bölgeye "halkla
kucaklaşacak" bir heyet göndermeye ka-
rar verdi. Heyet. halkın acil sorunlanm
dinleyerek çözüm yollannı belirleyecek.
Heyette 7 bakan, 26 da milletvekili bu-
lunacak. Güneydoğu'ya gidecek heyette
yer alacak bakanlar şunlar:
Bayındırlık ve İskan Bakanı Onur
Kumbaracıbaşı. Sağlık Bakanı Yıldınm
Aktuna, Milli Eğitim Bakam Köksal Top-
tan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse,
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakam Ersin
Faralyah, Tanm ve Köyişleri Bakanı Nec-
mettin Cevheri ve Devlet Bakanı Mehmet
Batalh.
Güneydoğu bölgesine gidecek heyette
şu milletvekilleri yer alacak:
DYP'liler: Feyzi Yalçın (Eskişehir), İb-
rahim Yaşar Dedelek (Eskişehir), Add-
nan Türkoğlu (Çorum). Muhtar
Mahranh (Tekirdağ). Kazım Dinç (Ko-
caeli). Ahmet Sezal Özbek (Kırklareli),
Hannan Özüberk (Gaziantep), Tevfık Di-
ker (Manisa), Mustafa Zeydan (Hakkari).
Cemil Erhan (Ağn), Mikail Aydemır(Ağ-
n), Hamdi Üçpınarlar (Çanakkale), Salim
Ensarioğlu (Diyarbakır), Sabri Güner
(Kars).
SHP'liler: Alı Yiğit (Mardin). Haydar
Oymar (Amasya), Halil Çulhaoğlu (İz-
mir), Sedat Yurttaş (Diyarbakır), Selim
Şadak (Şırnak), Algan Hacaloğlu (İstan-
bul), Zübeyir Aydar (Siirt), Mehmet
Kerimoğlu (Ankara), Coşkun Gökalp
(Kırşehir), Mehmet Emin Sever (Muş),
Veli Aksoy (İzmir), Nizamettin Toğuç
(Batman).
Öte yandan, ANKA'nın haberine göre,
Başbakan Süleyman Demirel, heyete şu
mesajı iletti:
"Halk kayıyor. Ancak devlet tarafın-
dan şefkatle kucaklandığında kucaklama-
ya haar. Politikacısmız, süslü konuşmalar
yapmayı, halka güven vermeyi bilirsiniz.
Bütün maharetinizi kullanarak devleti
bölge halkı için sevimsiz olmaktan çıkar-
tın. Köy köy, kahve kahve dolaşın."
SHPpaneli
'12 Eylül
yönetimi
yargılansın'
ANKA (tstanbuj) - SHP İstanbul il
örgütünce düzenlenen "Darbe-
ler ve İnsan Haklan" konulu
panelde, konuşmacılar 12 Eylül
yönetiminin yargılanmasını is-
tediler
"Darbeler ve İnsan Haklan" paneli-
nin acılış konuşmasını yapan SHP İstan-
bul İl Başkanı Bozkurt Nuhoğlu. toplu-
mun demokrasiyi geliştirme aşamasında
bulunduğuna dikkat çekerek bu aşama-
da demokrasinin tank paletleri altmda
ezilmesine karşı uyamk olunması gerek-
tiğini ifade etti. Nuhoğlu, "Gerici güçler,
statükonun bozulduğunu gördükçe te-
rörü azgınlaştırarak Kürt halkı üzerin-
deki baskılanm yoğunlaştırarak darbe
çığırtkanlannı kışkırtarak seslerini yük-
selteceklerdir. Bunlara karşı uyamİc ol-
mabyız" dedi.
Panelin yöneticisi Prof. Rona Aybay
"Anayasa demeğe dilim varmıyor ama
1982 Anayasası denilen metinde 12 Eylül
darbesinin gerekçesi olarak 'halkın çağ-
nsı' deniyor. Kim çağirmış, bilen yok.
Darbeler içinde insan haklannın yaşa-
ması çok zor" dedi.
SHP İstanbul Milletvekili ve genel
sekreter yardıması Ercan Karakaş, sos-
yal demokratlann darbelere ve insan
haklan ihlallerine karşı olduklanm, her
türlü dikta rejimlerinin demokrasiyle
uyuşmadığım belirtti-
Ercan Karakaş, anayasamn da değiş-
tirilmesi gerektiğini. ancak yeterli çoğun-
luk olmadığı için öncelikle temel hak ve
özgürlüklerle ilgili maddelerin değiştiril-
mesi yollannın arandığım söyledi. 12
Eylül'ün yaralanmn sanlması için dar-
becilerin yargılanması gerektiğini bildi-
ren Karakaş, "12 EylüTün sorumlulan
mutlaka yargılanmahdır" dedi.
Prof. Zafer Üskül ise konuşmasında
Türkiye'de bilinen 3 darbe yaşandığını,
ancak yönetimin halk idaresi dışında
başkalannın eh'ne geçmesinin darbe ola-
rak anlaşılmasıyla yaşanan bütün sıkı-
vönetimlerin darbe olduğunu ileri sürdü.
İHD Genel Başkanı Nevzat Helvacı
da 12 Eylül uygulamalanndan sayısal
örnekler verdi. Askeri darbelerin 'işken-
ce' anlamına geldiğini belirten Heîvaa,
12 Eylül dönemindeki örneklerin darbe-
lerin toplumun tümünü suçladığım gös-
terdi. TCK'mn 146. maddesine değinen
Helvacı, "Bu madde, anayasayı ihlal et-
menin teşebbüs halinde kalmasım ölüm-
le cezalandınyor ama başanlırsa bu te-
şebbüs, cumhurbaşkanı oîunuyor" dedi.
Panelin öğleden sonra yapılan ikinci
oturumunda söz alan SHP Parti Meclisi
üyesi Prof. Dr. Emre Kongar, insan hak-
lan konusundaki anayasa engeli ile med-
ya engelinden söz etti ve "Anayasa re-
formunun gecikmeden mutlaka yapılma-
sı gerekiyor. Yoksa insan haklan müca-
delesi hüsranla sonuçlanmaya mahkûm-
dur" dedi.
istanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi
avukat Ergin Cinmen de konuşmasında,
darbelerin gelir gelmez göz diktiği ilk
hakkın insan haklan olduğunu söyledi.
Yazar Zülfü Dicleli ise her askeri dar-
benin geniş sivil katıhm ile gerçekleştiği-
ni öne sürdü.