15 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1MART1992PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER •I' tv UCÎ *; »V •H! -V: •y: '0 .V •V? «A-, nt • * • • -t, u 1 -u. 'Katiller bulunsun 5 • CUMHURİYET (Diyarbakır) - Demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri, Güneydoğu'da son haftalarda yaşanan faili meçhul cinayetlerin önceden planlanıp profesyonelce gerçekleştirildiğini belirterek, yetkililerin bu cinayetlerin faillerini ortaya çıkartmak için yeterli çaba sarf «tmediğini ileri sürdüler. Güneydoğu'da son olarak Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde öldürülen sağlık memuru Şehmus Akıncı'mn da faili meçhul cinayete kurban gitmesi, bölgedeki demokratik kitle örgütlerinin tepkilerine yol açtı. Diyarbakır'da dün ortak basın toplantısı düzenleyen TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, Eğit-Sen, Tüm Sağlık-Sen, Yol-İş, Belediye-lş, Petrol-İş, Tüm-Bel-Sen, Tabipler Odası, İHD ve HEP Diyarbakır İl Başkanhğı yöneticileri. bölgedeki faili meçhul cinayetlerin bir an önce önlenmesini istediler. Türban yasağı • UBA (Ankara) - RP tstanbul Milletvekili Hasan Mezarcı, Anayasa Mahkemesi Başkanı özden'in "türban yasağı" konusundaki açıklamalanna sert tepki gösterdi. Mezarcı, Anayasa Mahkemesi Başkanı hakkında suç duyurusunda bulundu. Mezarcı, "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletin mi yoksa Yekta Güngör özden'in mi?" diye sorup, "İnsan Haklan Komisyonu'nun üniversitelerimizde türban yasağı uygulamanm din ve vicdan özgürlüğü ile bağdaşmayacağına ve bunun bir insan haklan ihlali olduğuna, derhal düzeltilmesi . gerektiğine dair karan Yekta Güngör Ozden'i ilgilendirmez. Devletin ve ilgili anayasal kurumların görevi, bu insan haklan ihlalini ortadan kaldırmaktadır" dedi. Sosyalizmin bilançosu • AA (Istanbol) • İstanbul Üniversitcsi İktisat Fakültesi Mezunlan Cemiyeti'nce düzenlenen "Sosyalizmin Geleceği ve Bilançosu" konulu panel, Gazeteciler Cemiyeti Burhan Felek Konferans Salonu'nda yapıldı. Panelde konuşan SBP üyesi Zülfü Dicleli, Türkiye'de solun düşüşe geçmesi ve etkinliğini yitirmesinin 1977 seçimleriyle başladığım kaydederek bu düşüşü sadece 12 Eylül harekâtına ve Doğu Avrupa ülkeleri ile Sovyetler Birliği'nde görülen değişime bağlamamn yanlış olduğunu söyledi. Çillerve bankacılar • Ekonomi Servisi - Devlet Bakanı Tansu Çiller, banka genel müdürleriyle "para ve sennaye piyasası"na ilişkin bir zirve toplantısı yapacak. Tansu Çiller adına tüm kamu bankalan ve özel bankalara gönderilen çağnda, genel müdürlerin yann Ankara'da olmalan istendi. Bankacılık çevreleri, Tansu Çiller'in, toplantıda "para ve sermaye piyasası"na ilişkin sorunlan dinleyeceğini, önerileri alacağım ve kendi görüşlerini ortaya koyacağını tahmin ediyorlar. Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Tansu Çiller, bankacılarla ilk kez böylesine geniş kapsamlı bir toplantı düzenliyor. İki genel kurul • CUMHURİYET (Ankara) - TMMOB Elektrik Mühendisleri ve tnşaat Mühendisleri Odalan'nm genel kurullan dün toplandı. Bayındırlık ve tskan Bakam Onur Kumbaracıbaşı, Ulusal Bayındırlık Master Planı hazırladıklanm bildirerek bu plamn ortaya konmasında teknik düzeyde meslek odalannın görüşlerinin ahnacağını söyledi. tnşaat Mühendisleri Odası Olağan Genel Kurulu'nda bir konuşma yapan Kumbaracıbaşı, bu yıl bakanlığın 31 trilyon lira tutannda bir yatınm yürüteceğini ve mühendislik hizmetlerinin bu yatınmın içinde önemli bir yer tutacağını belirtti. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası 33. Genel Kurulu da dün Ankara'da yapıldı. Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Teoman Alptürk, genel kurulda yaptığı konuşmada, özel TV'lerin kanallanm nereden ve nasıl kiraladıklan konusunun hâlâ karanlık olduğunu ileri sürerek bu konuda kamuoyuna bilgi verilmesi gerektiğini söyledi. Anayasa kurultayı • ANKA (Ankara) • 1982 Anayasası'mn mimarlanndan Prof. Orhan Aldıkaçtı, 1982 Anayasası'nı emirle hazırlamadıklanm söyledi. Aldıkaçtı, klasörler halindeki anayasa çalışmalannın 135 maddesinin konsey tarafından değiştirildiğini bildirdi. Aldıkaçtı, anayasamn cumhurbaşkanına sınırsız yetkiler vermediğini de belirtti. Orhan Aldıkaçtı, Hak-İş'in düzenlediği Anayasa Kurultayı'nın son gününde yaptığı konuşmada, şahsına yöneltilen eleştirilerin âdeta açıkarttırmaya çıkarüdığım söyledi. Her konuşamn kendisini hedef almasından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Aldıkaçtı, anayasamn eleştirilirken doğduğu koşullan da dikkate almak gerektiğini belirtti. Gökova santralı • UBA (Ankara) - Çevre Bakanı Doğancan Akyürek, GöKöva Termik Santrah'nın kaldınlması ile ilgili raporların mart ayı içinde tamamlanarak Bakanlar Kunılu'na getirileceğini söyledi. Akyürek, kendi bakanlığjnın yanısıra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın da santralla ilgili rapor hazırlayacağını belirterek, "Raporumuz tabii ki menfi olacak. Çtlnkü halk bunu istiyor" dedi. S ubat 29'unun dört yılda bir yaşanan pınltısı kırk yılda bir yaşanan Ankara kışının bittiğini müjdeliyor gibi. Bulutlar, gökyüzü ve güneş temmuz göklerini kıskandırmak ister- cesine parlak mı parlak. N^sut Yılmaz'ın partideki odasından yatnız karlarla ve gece- kondularla sarılt dağlar değil, tepenizdeki gökyüzü de görünüyor. Çünkü, tavanın bir bölümü camlı bir çatı ile göğe açılıyor. ANAP'lı milletvekillerinin bu pırıltılı tatil günü sabahı neredey- se tam kadro genel merkeze dolmuş olmalan, ANAP'ın yeniden doguş azminin bir işareti mi? Mesut Yılmaz "evet" diyor, "koalisyon ortaklarına verdiğimiz avans süresi bitti. Hükümet avansı kötü kullandı. Bu 100 günde af ile laf dışında bir şey üretilmedi. Artık bu iktidann işbaşında kal- dığı hergün ülke geleceğinden çalınmış değerli bir gündür." Peki, "bu değerli günleri" kurtarmak için "anamuhalefet lideri" ne yapmayı düşünüyor? Yani, daha kararlı, daha sistemli, daha etkin bir muhalefet dı- şında başka ne yapmayı düşünüyor? Yılmaz, bir yetişkin emziği gibi kullandığı ağızlıklı sigarasından derin bir nefes çekerken, gülüyor ya da güler gibi yapıyor: "Meşruiyet içinde çare tükenmez." Bu sözlerle yeni koalisyon modellerini mi kastediyor, yoksa Meclis içi transferleri mi? Bu sefer gülmeyerek ya da gülmüyor gibi yaparak, "Onu siz bulun" diyor. "Yetişkin emziği" kullansaydık, Mesut Bey'e "Buyurun bura- dan yakın" demek için bundan daha iyi fırsat olmazdı. BAŞKENTTEN AHMET TAN ANAP Lideri Mesut mu?..Kim bilir, ANAP lideri belki de haklı. "Gazeteciliğin araştırmacılık" olduğunu, "demeç gazeteciliği'- 'nin ise okura sunulan, suyuna tirit laf çorbası olduğunu bize öğ- retmemişler mi idi? Mesut Bey ile karşı karşıya kalınca, baş başa konuşunca, öte- den beri bir türlü karşı koyamadığım özel bir sıkıntım ortaya çıkı- yor. Ona hep içimden şu soruyu sormak geliyor: "Mesut Bey, siz mesut birisi misiniz?" Ya da daha ileri giderek, şu soruyu: "Sayın Mesut Yılmaz, siz sahiden mesut ve de sahiden yılmaz birisi misiniz?" Dünkü görüşmemizde ötedenberi çektiğim özel soru sorma sı- kıntısı, hayret bir biçimde kendiliğinden çözüldü. Ya, tepesinden gökyüzü görünen makam odasında ilk kez ko- nuştuğumuz için ya da şubatın 29'u gibi ancak dört yılda bir ya- şanan bir günde buluştuğumuz için. Mesut Yılmaz'ın, hem mesut hem de yılmaz bir kişiliği olduğu, ayrıca bir soru sormaya gerek kalmadan ortaya çıktı. Biraz önce alt kattaki basın toplantısında "siyaseti spor olarak yapmadığını" açıklarken, ne 60'ına doğru politikaya atılan İnö- nü'yü eleştirmek istiyordu ne de Başbakanlık koltuğunu altı kere kaybedip yedi kere kazanan Demirel'i kınamak. Mesut Yılmaz, şu anda Türk siyaset sahnesinin en genç aktö- rü. "Rakibi" olan öteki liderlerden ortalama yirmi yaş daha genç. Üstelik "anamuhalefet liderliği" olanağını elinde tutuyor. Ayrıca, "eski Başbakan" gibi bir sıfatın da sahibi... Türkiye'de siyaset dört-beş yıllık seçim dönemleri veya on y.l- lık devreler biçiminde yürüyor. Önümüzdeki on yılda, başta Özal ve Demirel olmak üzere, İnönü, Ecevit, Erbakan, Türkeş gibi bu- günün liderlerinin hepsi, (Tanrı uzun ömürler versin) 80'li yaşla- rına yaklaşıyor olacaklar. Mesut Yılmaz ise SO'li yaşlarının yarısına yeni basmış olacak. DYP-SHP koalisyon hükümetinin ilk 100 gününü değerlendi- rirken Mesut Yılmaz, sanırız bu rahatlık ve düşünceler içinde. Yine de Mesut Yılmaz'a soruyoruz: "Avans bitti, diyorsunuz. Bu 100 günün sonu, yumuşak muha- lefet anlayışının da sonu mu demek?" Mesut Yılmaz, bu soruya tereddütsüz, "Evet" diyor, "artıkko- alisyonun attığı her adımın hesabını soracağız..." Bu 100 günlü basın toplantıları sürecek mi? Yılmaz, bu soruya da tereddütsüz "Evet" diyor ve ekliyor: "üçüncü 100 günü belki yaparız ama, dördüncüsünden emin değilim. Bunlar 500 günü boylayamayacaklardır." Olağanüstü halin uzatılmasının görüşüldüğü Parti Meclisi toplantısında sert tartışmalar yaşandı İnönü bagjayıcı kararaldıramadıCUMHURtYET(Ankara)- SHP Parti Meclisi toplantısında sert tartış- malara yolaçan olağanüstü halin uzatılması sorumluluğunu, Genel Başkan ve Başbakan Yardımcısı İnönü üstlendi. SHPgrubu, meclis- teki görüşmelerde serbest bırakıldı. İnönü, bahar aylannda PKK'nın terör SHP'nin muhalefette olduğu dönemde hareketlerini artırabileceğine dikkat çekti. şiddetle karşı çıktığı G.Dogu'daki uygula- malann bugün devamı yönünde oy kul- lanmasının "çifte standart" olacağını ifa- de ettiler. ANKA'nın haberine göre, PM toplan- tısında eleştirileri yanıtlayan SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Erdal İnönü, olağanüstü hal uygulamasının uzatılmasıyla ilgili karann sorumluluğunu kendisinin taşıyabileceğini belirtti. İnönü bu konuda şunlan söyledi: "Biz muhalefette iken. bu uygulamaya PM üyesi Tülay Ateş ve Ayşe Akman. olay olmayan illerde, olağanüstü hahn kaldınlmasını istediler. Merkez Yürütme Kurulu"nun çahşma raporunu görüşmek üzere önceki gün toplanan ve yaklaşık I0 saat süren SHP Parti Meclisi toplantısın- da, daha çok G.Dogu'daki olağanüstü hal uygulamasının uzatılmasıyla ilgili geliş- meler tartışıldı. Yeni Sol grup mensubu PM üveleri. uygulamanın uzatılmaması görüşünü savundular. Bazı üyeler de, karşı olduğumuzu hep söyledik. O zaman yetki ve sorumluluk mevkiinde değildik. Şimdi bu mevkiye gelince. devletin de bil- gileri ve değerlendirmelerini aldık. Bunun sonucunda, bu kadar kısa sürede yerine bir başka sistem de, oluşturulamadığın- dan uzatılması kaçınılmazdır. Baharda bir hareketlilik olacağı söyleniyor. Olabilir. Mevsim itibariyle terör örgütü hareketle- rini yoğunlaştırabilir. Destek istiyorum. Durum değişmedi, bu nedenle olağanüstü hal uygulamasının bir süre daha devam et- mesi lazım." Konuşmasında, olağanüstü halin çö- züm olmadığını da, vurgulayan İnönü, "Ancak, biz halkımızın güvenliğini sağla- yamazsak, kime ne söyleyebilirizT' dedi. İnönü daha sonra şu görüşlere yer verdi: "Olağanüstü halin yerine bir şey koya- madık. Öbür taraf ta, silahlannı bırakma- dı. Halka şefkat gösterdik, kucak açtık. Biz istiyoruz ki, özgürlük içinde herşey ol- sun. (Ben ayn bir devlet istiyorum) diyen de olsun. Bu bir görüş. bir fıİcirdir. Biz bu- na katılmayız. Bu bir evrim meselesidir. Zamanla bölgede uygulamalanmızla, giri- şimlerimizle, iyileşmeler görülecektir. Demokratikleşme yoluyla sorunlan çöze- ceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın." Bu arada söz alan PM üyelerinden Ayşe Akman ile Tülay Ateş, olağanüstü hal uy- gulamasına giren bölgelerin daraltılması- nı, olay olmayan illerde de, kaldınlmasını önerdiler. Akman ve Akeş aynca, demok- ratikleşme uygulamalannın hızlandınl- masını, sorguda avukat bulundurulmasını istediler. Toplantıda, baa bakan ve milletvekille- rinin G.Doğu'da yapacaklan incelemeler- den sonra, çarşamba günü TBMM grubu- nun olağanüstü toplanması benimsendi. Olağanüstü hal uygulamasının TBMM'- de görüşülmesi sırasında, SHP grubunun serbest bırakılması da kararlaşünldı. Öte yandan, PM toplantısında günde- me getirilen Güler İleri'nin istifa konusu da tartışmalara yolaçtı. İleri'nin partiyi yıprattığını belirten baa üyeler, koalisyon hükümetı içinde DYP'nin gölgesinde ka- hndığı suçlamasında da bulundular. İnö- nü, bu konudaki eleştirileri yanıtlarken de, sorunun Güler tleri'nin acemiliğinden kaynaklandığını belirtti. Yurttaş, 'işgal kuvvetleri' benzetmesini Mardin'deki olayı eleştirmek için söylediğini savundu 'Barış adunınıöncedevlet atsııVFARUK BtLDtRİCt (Ankara^ - SHP'nin HEP kökenli Diyarba- kır Milletvekili Sedat Yurttaş, "işgal kuvvetleri" benzetmesi- ni, askerlerin Mardin'deki olay- la ilgili davranışını eleştirmek için söylediğini ve genelleştirile- meyeceğini savundu. Yurttaş, "ateşkes" çağnsı için de "Dev- let 70 yıl geciken ve güçlü olan taraftır. Ba- rış adımını önce devletin atmasından yanayız" dedi. Yurttaş, koalisyon hükü- metini desteklemelerinin nedem'ni, "kötü- nün iyisi" diye açıkladı. TBMM Başkan- vekili SHP Diyarbakır Milletvekili Fehmi Işıklar da, ateşkes çağnsına verdiği yanıt nedeniyle Milli Savunma Bakanı Nevzat Ayaz'ı eleştirdi. İnsan Haklan Komisyo- nu Başkam Ahmet Türk de, olağanüstü halin çözüm olmadığını hükUmetin de ka- bul etmesinin "haklıhklannı ortaya çıkardığım" söyledi. SHP Meclis grubunda yapüğı konuşma- da bölgedeki Türk Silahlı Kuvvetleri'ni iş- gal kuvvetlerine benzetmesi eleştirilen HEP kökenli Diyarbakır Milletvekili Se- dat Yurttaş, Cumhuriyet'e bu konuda şun- lan söyledi: "Türkçede 'teşbihte hata olmaz' diye bir deyim vardır. Birincisi, ben orada olayın güvenlik kavramı ile açıklanamayacağım anlatmak istedim. İkincisi ortada faili meç- SH P grubunda yaptığı konuşmada Türk ordusu için işgal kuvvetleri' diyen SHP milletvekili Yurtaş, 'Bu sözlerinin genelleştirilemeveceğini' savundu hul bir rinayetin değil, faili belli cinayetin olduğunu söyledim, üçüncüsü Mardin'de- ki olayda yaralananların ve ölenlerin beş saat boyunca sağlık hizmetinden yoksun kalmalan için askerin tedbir almasından dolayı 'Çok ağır geliyor, ifade etmek iste- miyorum ama, adeta işgal ordusu gibi davranılmış' dedim. Ben bunu birine yö- neltiyorum. Bunu genelleştirmek için ça- ba harcamalan anlamsız. Bunu genelleştirme eğiliminde oianlara benim gruptaki konuşma metnimi ahp okumalannı tavsiye ediyorum. Eleştirile- rini ona göre yapsınlar. Bu böyle kulak- tan dolma şeylerle yapılacak konuşmalarla olmaz." Yurttaş, "Bölgedeki güvenlik güçlerinin konumu nedir, nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna, "Bence amaca hizmet etmiyor. Güvenlik amacını taşan eğilimleri var. Biz sorunun sadece as- kerle çözülemeyeceği iddiasındayız. Bu yüzden içe değil, dışa dönük örgütlenme- İi, mevzilenmesi gerekli" yamtım verdi. Yurttaş'a yönelttiğimiz sorular ile yanıtlan şöyle: "- Deklarasyondaki ateşkes çağnsı ile neyi kastettiğinizi biraz açar mısınız? YURTTAŞ - Bizim kaygımız insanlann ölmesi. Biz insanlann ölmesini, gözaltına alınmasım, cezaevlerine tıkılmasını istemi- yoruz. Ateşkes çağnmız ölüm olgusuna, kan ve gözyaşı akmasına karşı olduğumu- zu belirtmek içindir. - Ama Milli Savunma Bakanı, 'Karşı- mızda yabancı bir devlet yok ki ateşkes- ten söz edilebilsin' diyor. YURTTAŞ - Biz ölümlerin durmasmı is- tiyoruz. Muhalefete düşen TV'den yakınıyor AA (Ankara)-ANAP Genel Başkan Yardımcısı Lütfullah Kayalar. TRT ile özel televizyonlar Starl ve Teleon'un haber bültenlerinden şikâyetçi olduklannı söyledi. Kayalar. TRT'nin haber bültenlerinde ANAP ile ilgili haberleri süre ve içerik açısından yetersizbulduklanm, Starl ve Teleon"un da, ANAPhaberlerini bültenden çıkarttıklannı ifade etti. Lütfullah Kayalar. "Konuşan Türkiye istiyorlardı, biz de konuşuyoruz. TRT ve özel televizyonlara baktığınızda bizim konuşmalanmız ortada yoktur" dedi. Dunımun iyi niyetli bir diyalog ve anlayış çerçevesinde çözüleceğine mandıklanm ifade eden Kayalar, uzun süredir devam eden şikâyetleri bildirmek üzere TRT Haber Dairesi Başkanı Şahap Alp'i ziyaretetti. ANAP Genel Başkan Yardıması Kayalar, ziyaret sonrasında şu açıklamayı yaptı: "Haber bültenlerine ilişkin şikâyetimizi Haber Dairesi BaşkanTna söyledik. ANAP ile ilgili haberlerin süre açısından yetersiz olduğunu ve içerik yönünden de. 'demek istediğimizin değil. TRT'nin istediği şekilde venldiğini' söyledik. Bu tür sorunlann iyi niyet çerçevesinde ve iyi bir diyalogla çözüleceğine inanıyonız." Kayalar. Starl veTeleon'ueleştirirken de, bu televizyonlann ANAP haberlerini bültenden çıkarttıklannı. buna rağmen partiyle ilgili tüm faaliyetlerin televizyonlann haber merkezlerine düzenli olarak iletildiğini söyledi. Kayalar, şöyle konuştu: "Bugünkü yasasızlık çerçevesinde. bunu takip eden politikalar devam etmektedir. Maksat toplumu daha iyi bilgilendirmek, •şeffaflığı sağlayabilmek ise. Türkiye ve dünyada olan bitenlerden kamuoyunun rahatça aydmlaülması gerekmektedir. Bunu. TRT ve özel televizyonlann ' gözardı etmesi mümkün değildir. Star. bizim haberlerimizi vermiyor. ANAP'ın yedi milyon seçmeni var. 20 milyon izleyicisi bulunan Star'ın izleyicileri arasında bizim seçmenlerimiz debulunmaktadır. Ama seçmen. partisi ile ilgili haberleri bu televizyondan öğrenemiyor. Amaç izleyici çokluğunu sağlamak ise, bu tutum Star'ın lehme değil. aleyhindedir." - Ölümlerin durması için ateşi ilk kes- mesini istediğiniz güç hangisi? YURTTAŞ - Şöyle aslında. Ateş anla- mında değil. Sorunun çözümünde devlet güçlü olan taraftır. Aynı zamanda 70 yıl geciken taraftır. 70 yıl geciken ve güçlü olan taraf yöntemi belirler diye düşunüyo- rum. - Yani ateşi ilk kesmesi gerekenin dev- let mi olduğunu düşunüyorsunuz? YURTTAŞ - Devlet şu anda Kürt soru- nunu barış içerisinde çözme olanağına sa- hip bir güçtür. Yani öncelikle devletin ba- rış içinde çözüme gidecek bir yola girme- sini umut ediyomz. Barış adımını önce devletin atmasından yanayız. Çünkü dev- let etkin taraftır. Bu konudaki önerileri- mize de açıklamamızda yer verdik. - Olağanüstü halin yeniden uzatılması konusundaki tavrınız ne olacak? YURTTAŞ - Kesinlikle ret vereceğim. Hiç tereddütsüz. Zaten hükümet 70 yılbk gecikmeyle bir realiteyi kabul etmek du- rumunda kalmıştır. Şu anda yapması ge- reken, bu 70 yılhk gecikmenin gerekleri- nin yerine getirilmesidir. Bu gerekler de, Kürt halkımn yaşadığı topraklar üzerinde- ki bütün olağanüstü kurum ve kuruluşla- n kaldırmaktır; dağıtmaktır. Olağanüstü Hal Valiliği ve bağlı kuruluşlar kaldınlma- lıdır. Gerçek kardeşlik, gerçek eşitlik an- cak bu şekilde sağlanabilir. Bu da yetmez. Kürtlerin kendilerini özgürce ifade edebi- lecekleri, siyasal olarak örgütlenebilecek- leri bir ortam yaraulmalıdır. - Ancak Bakanlar Kurulu olağanüstü halin uzatılmasını kararlaştırdı. YURTTAŞ - Bu protokolle, SHP'nin Güneydoğu raporuyla çelişkili bir tutum- dur. Hükümet ne kadar 'evet' diyor bil- miyorum ama, devletin hazırlığı kabul edi- len reaütenin imajı yönünde hazırlıklar yapmaktır. Siyasal, uluslararası ve askeri anlamda bunu yapmak zorundadır. Kötünün iyisi - Yine de hükümet olağanüstü halin uza- tılmasını gündeme getirirse, o zaman sizin SHP içindeki konumunuz ne olacak? YURTTAŞ - Bu hükümeti kötünün iyisi olduğu için destekledik. Bu hükümetten çok ahım şaham şeyler beklemedik. Fakat hiç olmazsa çok acil çözülmesi, aşılması gereken birtakım sorunlan aşar diye des- tekledik. Bunlar üç başhkta özetlenebilir. Birincisi, her alanda demokratikleşmenin sağlanması, ikincisi insan haklan ihlalle- rinin önlenmesi, üçüncüsü Kürt sorununu banş içerisinde siyasal anlamda çözmek. Hükümet Güneydoğu^ çıkarma yapıyor CUMHURİYET (Ankara)- Hükümet, Güneydoğu bölgesine bakanlan ve millet- vekilleriyle çıkartma yapıyor. Bakanlar Kurulu karan doğrultusunda oluşturulan 33 kişilik heyet. yann bölgeye gidecek. Başbakan Süleyman Demirel de 15 mart- ta Güneydoğu'ya giderek bazı illeri dola- şacak. 19 martta süresi dolan olağanüstü halin yeniden uzatılacak olması, hükümetin dikkalini yeniden Güneydoğu'da yoğun- laştırdı. Olağanüstü halin uzatılmasıyla bölgedeki gerginliğin tırmanması ihtimali üzerine Bakanlar Kurulu, bölgeye "halkla kucaklaşacak" bir heyet göndermeye ka- rar verdi. Heyet. halkın acil sorunlanm dinleyerek çözüm yollannı belirleyecek. Heyette 7 bakan, 26 da milletvekili bu- lunacak. Güneydoğu'ya gidecek heyette yer alacak bakanlar şunlar: Bayındırlık ve İskan Bakanı Onur Kumbaracıbaşı. Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna, Milli Eğitim Bakam Köksal Top- tan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakam Ersin Faralyah, Tanm ve Köyişleri Bakanı Nec- mettin Cevheri ve Devlet Bakanı Mehmet Batalh. Güneydoğu bölgesine gidecek heyette şu milletvekilleri yer alacak: DYP'liler: Feyzi Yalçın (Eskişehir), İb- rahim Yaşar Dedelek (Eskişehir), Add- nan Türkoğlu (Çorum). Muhtar Mahranh (Tekirdağ). Kazım Dinç (Ko- caeli). Ahmet Sezal Özbek (Kırklareli), Hannan Özüberk (Gaziantep), Tevfık Di- ker (Manisa), Mustafa Zeydan (Hakkari). Cemil Erhan (Ağn), Mikail Aydemır(Ağ- n), Hamdi Üçpınarlar (Çanakkale), Salim Ensarioğlu (Diyarbakır), Sabri Güner (Kars). SHP'liler: Alı Yiğit (Mardin). Haydar Oymar (Amasya), Halil Çulhaoğlu (İz- mir), Sedat Yurttaş (Diyarbakır), Selim Şadak (Şırnak), Algan Hacaloğlu (İstan- bul), Zübeyir Aydar (Siirt), Mehmet Kerimoğlu (Ankara), Coşkun Gökalp (Kırşehir), Mehmet Emin Sever (Muş), Veli Aksoy (İzmir), Nizamettin Toğuç (Batman). Öte yandan, ANKA'nın haberine göre, Başbakan Süleyman Demirel, heyete şu mesajı iletti: "Halk kayıyor. Ancak devlet tarafın- dan şefkatle kucaklandığında kucaklama- ya haar. Politikacısmız, süslü konuşmalar yapmayı, halka güven vermeyi bilirsiniz. Bütün maharetinizi kullanarak devleti bölge halkı için sevimsiz olmaktan çıkar- tın. Köy köy, kahve kahve dolaşın." SHPpaneli '12 Eylül yönetimi yargılansın' ANKA (tstanbuj) - SHP İstanbul il örgütünce düzenlenen "Darbe- ler ve İnsan Haklan" konulu panelde, konuşmacılar 12 Eylül yönetiminin yargılanmasını is- tediler "Darbeler ve İnsan Haklan" paneli- nin acılış konuşmasını yapan SHP İstan- bul İl Başkanı Bozkurt Nuhoğlu. toplu- mun demokrasiyi geliştirme aşamasında bulunduğuna dikkat çekerek bu aşama- da demokrasinin tank paletleri altmda ezilmesine karşı uyamk olunması gerek- tiğini ifade etti. Nuhoğlu, "Gerici güçler, statükonun bozulduğunu gördükçe te- rörü azgınlaştırarak Kürt halkı üzerin- deki baskılanm yoğunlaştırarak darbe çığırtkanlannı kışkırtarak seslerini yük- selteceklerdir. Bunlara karşı uyamİc ol- mabyız" dedi. Panelin yöneticisi Prof. Rona Aybay "Anayasa demeğe dilim varmıyor ama 1982 Anayasası denilen metinde 12 Eylül darbesinin gerekçesi olarak 'halkın çağ- nsı' deniyor. Kim çağirmış, bilen yok. Darbeler içinde insan haklannın yaşa- ması çok zor" dedi. SHP İstanbul Milletvekili ve genel sekreter yardıması Ercan Karakaş, sos- yal demokratlann darbelere ve insan haklan ihlallerine karşı olduklanm, her türlü dikta rejimlerinin demokrasiyle uyuşmadığım belirtti- Ercan Karakaş, anayasamn da değiş- tirilmesi gerektiğini. ancak yeterli çoğun- luk olmadığı için öncelikle temel hak ve özgürlüklerle ilgili maddelerin değiştiril- mesi yollannın arandığım söyledi. 12 Eylül'ün yaralanmn sanlması için dar- becilerin yargılanması gerektiğini bildi- ren Karakaş, "12 EylüTün sorumlulan mutlaka yargılanmahdır" dedi. Prof. Zafer Üskül ise konuşmasında Türkiye'de bilinen 3 darbe yaşandığını, ancak yönetimin halk idaresi dışında başkalannın eh'ne geçmesinin darbe ola- rak anlaşılmasıyla yaşanan bütün sıkı- vönetimlerin darbe olduğunu ileri sürdü. İHD Genel Başkanı Nevzat Helvacı da 12 Eylül uygulamalanndan sayısal örnekler verdi. Askeri darbelerin 'işken- ce' anlamına geldiğini belirten Heîvaa, 12 Eylül dönemindeki örneklerin darbe- lerin toplumun tümünü suçladığım gös- terdi. TCK'mn 146. maddesine değinen Helvacı, "Bu madde, anayasayı ihlal et- menin teşebbüs halinde kalmasım ölüm- le cezalandınyor ama başanlırsa bu te- şebbüs, cumhurbaşkanı oîunuyor" dedi. Panelin öğleden sonra yapılan ikinci oturumunda söz alan SHP Parti Meclisi üyesi Prof. Dr. Emre Kongar, insan hak- lan konusundaki anayasa engeli ile med- ya engelinden söz etti ve "Anayasa re- formunun gecikmeden mutlaka yapılma- sı gerekiyor. Yoksa insan haklan müca- delesi hüsranla sonuçlanmaya mahkûm- dur" dedi. istanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi avukat Ergin Cinmen de konuşmasında, darbelerin gelir gelmez göz diktiği ilk hakkın insan haklan olduğunu söyledi. Yazar Zülfü Dicleli ise her askeri dar- benin geniş sivil katıhm ile gerçekleştiği- ni öne sürdü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle