Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1MART1992PAZAR
HABERLER
İHDÖzden'i
eleştipdi
• İstanbul Haber Servisi
-İnsan Haklan Derneği
(İHD) İstanbul Şubesi
Başkanı Av. Ercan Kanar,
Anayasa Mahkemesi
Başkanı Yekta Güngör
Özden'in türban yasağıyla
ilgili tutumunu eleştirerek.
"Türban yasağı ile ilgili
Anayasa Mahkemesi karannı
ve Anayasa Mahkemesi
başkanının açıklamalannı
insan haklan açısından
yanlış görmekteyiz" dedi.
Kanar, insaniann
giyimlerinin zorla
dûzenlenmeye çalışılmasınm
gülünç olduğuna değinerek
şöylededi: "Öteden beri,
başta devlet olmak ûzere,
kurumlar. hatta bazı
gelenekçi örgütlenmeler
insaniann giyim kuşamlannı
zorla, kendi istekleri gibi
düzenlemeye çalışmışlar,
belli düşüncelere karşı
mücadele etmenin yolunu bu
tıp, insan haklanna aykın.
gülünç yasaklarda bulmayı
çare görmüşlerdir."
Demirel'e
brifing
JAA(Ankara)-MİUİ
İstihbarat Teşkilatı'nda,
Başbakan Süleyman
Demirere brifing verildi.
MİT Müsteşarlığı'nda
verilen ve yaklaşık 4 saat
süren brifingde, Başbakan
Demirel'e, son günlerin iç ve
dışolaylan hakkmda bilgi
verildiği belirtildi. Brifınge,
Devlet Bakanı ve Başbakan
Yardımcısı Erdal İnönüde
katıldı.
Kosova
başbakam
•ANKA (Ankara)
-Başbakan Süleyman
Demirel Türkiye'de bulunan
Kosova Başbakam Bayuk
Bukoşi'yle Başbakanlık'taki
odasında görüştü. Başbakan
Süleyman Demirel'in
Kosova Başbakam
Bukoşi'yle görüşmesinde
Kosova Devlet Başkan
Yardımcısı Adil Kraşni de
hazır bulundu. Demirel daha
sonra Özbekistan Başbakan
Yardımcısı Muhammed
Karabeevi'ı kabul etti.
Roketli saldırı
• AA (Nusaybin) •
Mardin'in Nusaybin
ilçesinde polislerin
oturduğu bir binaya roketli
saldırı düzenlendi. Olayda
ölen ya da yaralanan
olmadı. Nusaybin'in Kışla
Mahallesi'nde polis
memurlarımn oturduğu bir
binaya saat 19.30
sıralannda roket atıldı ve
bina silahla tarandı. Binada
maddi hasar meydana
gelirken, olay üzerine ilçede
operasyonlara ba;'.ndı.
10 tutuklama
• AA (Konya) - Konya'da
düzenlenen operasyonlar
sonucunda, THKP-C Dev
Yol örgütü adına çeşitli
yerlere molotof kokteyli
attıklan, bomba süsü
verilmiş pankartlar astıkları
ve duvarlara yasadışı
sloganlar yazdıklan
iddiasıyla gözaitına alınan
21 kişinin 10'u tutuklandı.
Konya Valiliği'nden yapılan
açıklamada, örgütün
liselerde örgütlenme
faaliyeti gösterdiği ve
özeUikle ailevi problemleri
olan, zayıf, başarısız
öğrencileri seçtiği öne
sürüldü. Gözaitına alınan
21 kişiden 10'u, Konya
DGM Bassavcılığı'nca
tutuklamrken 5 kişi
hakkında da gıyabi
tutuklama karan çıkarıldı.
Kahvehane
tarandı: 1 ölü
• AA (Mersin) - Mersin'de
bir kahvehane, kimliği
belirlenemeyen iki kişi
tarafmdan silahla tarandı.
Olayda bir kişi öldü. Saat
18.50 sıralannda, Istiklal
Caddesi'nde bulunan Paycı
Kahvehanesi'ne giren silahlı
iki kişi, gelişigüzel ateş açtı.
Saldırganlara müdahale
etmek isteyen kahvehane
sahibi Mehmet Paycı (50),
kafasına sıkılan kurşunlar
sonucu, kaldınldığı Devlet
Hastanesi'nde öldü.
Demokratlar
Kulûbû
• AA(Ankara)
-Demokratlar Kulübü'nün
olağan genel kurul toplanüsı
dün yapıldı. Anadolu
Kulübü'ndeki genel kurulun
açış konuşmasını yâpan
Demokratlar Kulübü
Başkanı Prof. Rıfkı Salim
Burçak, "Amacımız,
demokrasinin istikranna
yardıma olmaktır" dedi.
Mesut Yılmaz, 100 gün için karanlık bir tablo çizdi
Hükümetsadece nuizikten geçtiCUMHURİYET (Ankara) -
ANAP Genel Başkanı Mesut
Yılmaz, hükümetin 100 günü-
nü değerlendirirken karanlık
bir tablo çizdi. Yılmaz, muha-
lefet olarak hükümete tanıdık-
lan avans süresinin bittiğini ve
daha sert muhalefet yapacak-
larını belirtti.
Yılmaz, "100 gün içinde hükümet sa-
dece bir dersten geçer not almıştır. O da
müzik dersidir" dedi. Yılmaz, 100 gün
içinde hükümetin sadece af ve laf üret-
tiğini ifade ederek çıkarılan Vergi Affı
Yasası ve ithalat düzenlemesi ile hükü-
metin bazı cevrelere "örtülü diyet" öde-
diğini öne sürdü.
ANAP Genel Başkanı Mesut Yümaz'-
ın genel merkezde düzenlediği basın top-
lantısına eski ve yeni milletvekilleri ile
çok sayıda partili de katıldı. Yılmaz, te-
rör ve güverdik konusunda çözüm çare-
leri üretmediğini, teröre karşı mücade-
le konusunda kendi içinde tutarsız ve
uyumsuz olduğunu söyledi. Yılmaz,
SHP'nin muhalefette iken olağanüstü
hal uygulamasına karşı çıktığını hatır-
latarak "SHP şimdi iktidar ortaklığı uğ-
runa bu tavrını değiştirmiştir" dedi. Es-
kişehir Cezaevi'nin kapatılmasımn ar-
dından hapishanelerin yol geçen hanına
döndüğünü belirten Yılmaz, "Eskişehir
Cezaevi'nin tahliyesiyle başlayan reform
hareketi, firar ve tünellerle sürmektedir"
diye konuştu.
Yılmaz, olağanüstü hal uygulaması-
nın uzatılması karan TBMM'ye Uk gel-
diğinde DYP grubu ile birlikte "evet"
oyu kullandıklannı da hatırlatarak hü-
kümetin öncelikle bu konuda kendi için-
de birlik ve uyum sağlaması gerektiğini
söyledi.
Hükümetin 100. gününde ortaya çı-
kan ekonomik tablonun ürkütücü oldu-
ğunu belirten Yılmaz, koalisyonun eko-
nomiyi 1980 öncesi yapısına geri götür-
me gayretleri içinde olduğunu kaydetti.
Yılmaz, bu konuda şöyle konuştu:
"Hükümet ekonomi yönetiminde he-
defsiz, rotasız, kararsız bir görüntü ver-
mektedir. Ekonominin dümenindeki ba-
kanlar birbiriyle sürtüşme içinde, bürok-
rasiden kopuk çalışmaktadırlar. Bürok-
rasinin yılgınlığı geminin dümenini za-
ten kilitlemiştir. Kaptan ise laf üretmek-
ten, misafir ağırlamaktan, kendi imajı
ile uğraşmaktan rota çizmeye zaman ayı-
Koalisyon hükümetinin sadece laf ûrettiğini söyleyen Yılmaz, "Çıkanlan vergi
affı \e ithalat düzenlemesi ile örtülü divet ödenivor" dedi.
ramamaktadır. Çok iddialı bir şekilde
açıklanan ekonomik paketin sadece am-
balajdan ibaret olduğu, içinin boş oldu-
ğu ortaya çıkmışür. Genel ekonomik po-
litikanın esaslan belli değildir. Hükümet
ciddiyetsizlik ve dağınıklık içinde ince-
lemeden bölük pörçük kararlar almak-
tadır."
Yılmaz, Devlet Bakanı Tansu Çiller'-
in, "Doğrulan anyoruz" sözlerini de
anımsatarak "Hükümeti kurduktan 100
gün sonra, ekonomik programı açıkla-
dıktan 40 gün sonra doğrulan aramak-
tadır. Bu, önce ateş edip sonra nişan al-
maya benzer" diye konuştu.
Yılmaz, hükümetin yıllık ortalama
dolar kurunu 6 bin 332 lira olarak açık-
ladığım, ancak dolann iki ay içinde 6 bin
liraya ulaştığını da belirterek "Sondaj
yapmadan yaptığı bina yıkılan bir mü-
teahhidin zemin çamurlu gerekçesi ne
kadar geçerliyse Sayın Demirel'in eko-
nomiyle ilgili benzetmesi de aynı ölçü-
de geçerlidir" dedi.
Yılmaz, vergi affı ve ithalat rejimi dü-
zenlemelerini iyi niyet çerçevesine oturt-
mamh mümkün olmadığıru ifade ederek
konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yıllardan beri açıklıktan, şeffaflık-
tan dem vuranlar miiyarlann affedile-
ceği vergi affından kimlerin yararlana-
cağının açıklanmasına karşı çıkmışlar-
dır.
İthalat rejiminde değişiklikler yapan
Başbakanlık konser salonu gibiCUMHURİYET (Ankara) - ANAF Genel Başkanı Mesut
Yllmaz. dün hükümetin yüzüncü gününü değerlendirirken
"ana muhalefette yüzüncü gününü doldurmuş" bir lider ola-
rak DYP ve SHP'ye yüklendi. Bu, aynı zamanda "aktif mu-
halefetin" startı anlamına geliyordu.
ANAP Genel Merkezi'nin alt katındaki büyük toplantı sa-
lonunda gerçekleştirilen basın toplantısınm "gövde göste-
risi"ne dönüşmesi için epey çaba harcanmıştı. Salona önce
aralannda çok sayıda kadının da bulunduğu partililer geldi.
Sonra da yanında kurmaylanyla Mesut Yılmaz. Kurmaylan
arasında eski bakanlardan Oltan Sungurlu, Işın Çelebi, Hüs-
nü Doğan, Yusuf Bozkurt Özal ve Safa Giray yer alıyordu.
Yılmaz, basın toplantısında 13 sayfalık metni okuduktan
sonra gazetecilerin sorulannı yanıtladı. Son derece ciddi bir
üslupla kaleme alınmış metne karşılık Yılmaz sorulan yanıt-
larken sık sık espriler yaptı. Örneğin, "Hükümetin başanlı
olduğu konu yok mu" sorusuna Mesut Yılmaz şu yanıü ver-
di: "Bize göre hükümet bütün derslerden kınk not aldı. Tek
dersten geçer not... Bu da müzik dersidir. Horanıyla, zeybe-
ğiyle, tulumuyla Başbakanlık'ı konser salonuna çevirdiler."
ANAP lideri, ilende bir DYP-ANAP koalisyonu ihtimali
olup olamayacağma ilişkin bir soruyu da salondakilerin gü-
lüşmelerine yol açan cümlelerle yanıtladı:
"Sayın Demirel, her sabah "güzel miyim" diye aynaya ba-
kan genç kıza benziyor. Hiçbir iş yapmadıklan halde her haf-
ta yaptırdığı anketlerle popülaritesini ölçmeye çalışıyor."
ANAP Genel Başkaru Mesut Yılmaz'ın basın toplanlısını.
yabana basından çok az sayıda gazeteci izledi."Yerli" basın-
dan gazeteciler ise sorulanyla Yılmaz'ın kurmaylannın belki
unuttuğu, belki de "Her konuya da değinemeyiz" deyip bir
kenara bıraktığı konulann üstüne gitti.
kararname hükümetin keyfi, kayırma-
cı ve haksız tutumuau sergileyen bir ib-
ret vesikasıdır. Bu kararnamede binler-
ce ithal kalemi arasından 80 civannda
mal sanki cımbızla seçilerek belirli kişi
ve şirketlere özel imtiyazlar tamnmak-
tadır. Böylece bazı kişi ve şirketlerin aşın
korumaya ahnarak fahiş kâr yapmalan
sağlanırken bunun faturası küçük ve or-
ta boy sanayicilere ve özeUikle tüketici-
lere çıkartılmaktadır."
Yılmaz, petrol ve sigara kaçakçılığı-
nın had safhaya ulaştığını, bürokrasi ta-
yinlerinin ölçüsüz ve insafsız boyutlara
vardığını da öne sürdü. Yılmaz, yolsuz-
luklann üzerine gitmenin hükümetin gö-
revi ve vaadi olduğunu hatırlatarak
"Ancak iddia ve isnatlar şeref ve haysi-
yetleri zedeleme ve devlet yönetimini za-
afa uğratmaktan öteye gitmeyen bir an-
layışın tezahürleri olarak devam ederse
bunun müsebbipleri eninde sonunda ça-
mur atmanın ve iftira atmanın mukad-
der hükmünü giyeceklerdir" şeklinde
konuştu. Yılmaz, konuşmasını şöyle sür-
dürdü:
"Meydanlarda millete verdikleri söz-
lere sadık kalmadıklan halde kişilere ve
şirketlere verdikleri sözlere tam bir sa-
dakat göstermişlerdir.
'Benim çiftçim, benim köylüm, benim
işçim, benim esnafun, benim memurum,
benim emeklim, benim dulum, benim
yetimim' demişler, ilk fireyi yetim nak-
kı yiyen bakan yüzünden vermişlerdir.
özelleştirmeye karşı çıkmışlar, iptal
davası açmışlar, davayı kazanrruşlar, hü-
kümet olunca kazandıklan davayı tem-
yiz etmişlerdir. Seçimden önce 30'dan
fazla yere il sözü vermişler, 'Plakamzı
şimdiden takın' demişler, şimdi bu söz-
lerini askıya almışlardır.
Herkese parasız sağhk hizmeti sağla-
yacağını söyledikleri yeşil kart, utancın-
dan kırmızı karta dönüşmüştür. Bunla-
ra rağmen Sayın Demirel, 'Millete ver-
diğimiz sözlerin dörtte üçünü üç ayda
yerine getirdik' diyebilmektedir. Çünkü
kendisinin siyaset anJayışı, milletin ha-
fızası olmadığı varsayımına dayanmak-
tadır."
Yılmaz, sorulan yanıtlarker. de hükü-
metin sadece müzik dersinden geçer not
alabileceğini söyledi. Yılmaz, bir soru
üzerine Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin'in
Ermenilerin önde gelen isimleriyle gö-
rüşmesini, "Devleti temsil edenler sade-
ce Türkiye'nin dostları ile görüşecekler
diye bir şey yok. Bazen düşmanlarla da
görüşülebilir, hatta bunda fayda da ola-
bilir. önemli olan, bu kişilerin terörle il-
gilerinin bulunmamasıdir" dedi.
Birlik yemeği
öte yandan ANAP, muhalefet atağı-
m, şölene dönüştürülecek bir yemekle
sürdürecek. Yemeğe kurucu olmasın-
dan dolayı Cumhurbaşkanı Turgut
özal, MKYK üyesi olmasından dolayı
da Semra Özal davet edildi. ANAP'ın
yeniden restore edilen lokantasında ve-
rüecek yemeğe partinin 17,18 ve 19. dö-
nem milletvekUleri ve eşleri davet edil-
di. Yemeğe aynca milletvekiU olmayan
MKYK üyeleri ile kurucular da çağrıl-
dı. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz
ve eşi Berna Yılmaz'ın 3 mart gecesi ve-
receği yemeğe davet edilenlerin sayısuun
800 olduğu belirtildi. Yemeğe kurucu ol-
ması nedenivle Cumhurbaşkanı Özal ile
eşi Semra OzaJ da davet edildi.
MÇP Genel Başkanı Türkeş:
Yunan örgütleri
PKK'yı destekliyor
CUMHURİYET (Ankara) - MÇP Genel Başkanı Al-
parslan Türkeş, Yunanistan'ın PKK konusunda
"yangını körükleyici" bir tutum aldığıru söyledi.
Türkeş, dün partisinin merkez yürütme kurulun-
dan önce düzenlediği basın toplantısında şöyle ko-
nuştu:
Türkeş, dün düzenlediği basın toplantısında Yunan yanmadasında ve Ege'deki bir adada kunıla-
cak iki radyonun PKK'yı destekleyecek \ayinlar yapacağmı öne sürdü. (Fotoğraf: AA)
"Eğer Türkiye. Ege'de, Batı
Trakya'da, Kıbns'ta ihtilaf kp-
nulannı kendi lehine çözebil-
mek veya olaylan bu yönde
geliştirmek gayesiyle hareket
eden ve bu sebeple de iç bünye-
mizdeki problemleri körükle-
yen bir ülke ile karşı karşıya ise
o zaman Kıbns konusu da da-
hil bütün hesaplannı gözden
geçirmek durumundadır."
Teröppapopu
Yunanistan'da PKK'yı des-
tekleyen legal ve illegal kuruluş-
lar olduğunu öne süren Türkeş,
bu arada biri Yunan yanmada-
sında, diğeri Ege'deki bir adada
kurulacak iki radyonun PKK'-
yı destekleyen yayınlar yapaca-
ğını savundu.
Demirel, Hazine arazilerinin satışına karşı
ANKA (Ankara) - Başbakan Süleyman
Demirel, Hazine arazilerinin tanm amaçh
kullanılmak üzere halka satılmasına karşı
çıktı.
Başbakan Süleyman Demirel. TBMM
Başkanlığı'na gönderdiği yazıda. DYP
Samsun Milletvekili İrfan Demiralp'ın,
Hazine adına kayıtlı ya da Hazine'nin
hissedar olduğu tanm arazilerinin tanm
amaçlı kullanılmak üzere bu yerleri
kullananlara satılmasını öngören yasa
önerisinin anayasaya aykın olduğunu
bildirdi. Anayasanın 44'üncü maddesine
göredevletin toprağın verimli
kullanılmasını korumak ve geliştirmek.
erozyonla kaybedilmesini önlemek ve
topraksız köylüleıc toprak sağlamak için
gerekli önlemleri almakla görevli
olduğunu belirten Demirel, yazısında şu
görüşlere yer verdi:
"Teküfte iseHazine'ye ail tanm arazilerinin
larım duiaçlı olarak kullanılmak üzere bu
yerlerin peşın veya taksitle rayiç bedel
üzerinden. kullanan gerçek kişilere
satılması öngörülmekte. ancak bu araziyi
satın alacak gerçek kişilerin çiftçilikle
uğraşması, topraksız veya yeterli toprağı
bulunmaması. satış konusu taşınmazı belli
süre kullanması. zilliyet olması şartlan
belirtilmemekte ve gerçek kişiye satılacak
toprağın miktan açıklanmamaktadır.
Teklif. bu haliyle kanunlaştığı takdirde,
çiftçilikle uğraşmayan. toprağa ihtiyacı
bulunmayan ve bu arazi> i kiralamak veya
işgal etmek suretiyle çok kısa müddetle
kullanan gerçek kişiye Hazine'ye ait büyük
yüzölçümlü tanm arazisinin satılması
sonucunu doğuracaktır ki bu husus
anayasaya aykındır."
Başbakan Demirel, yazısında Hazine
arazilerinin rayiç bedelinin belirlenmesinde
hangi esaslann ve kıstaslann ölcü olarak
alınacağı açıklanmadığı için bedel
bclırlenmesınde kcyiılığe neden olacağıru
da kaydetti.
Başbakan Demirel'in anayasaya aykın
olacağı gerekçesiyle karşı çıktığı DYP
Samsun Milletvekili İrfan Demiralp'ın
yasa önerisi 4 mart çarşamba günü
TBMM Adalet Komisyonu'nda ele
alınacak.
Türkeş. Avnıpa Konseyi'nin
son toplantısında PKK terörü-
nü haklı çıkarmaya çalışan bir
raporun gündeme getirildiğini.
Türkiye'nin bu raporun gün-
demden çıkartılması için gerek-
li girişimleri yapması gerektiği-
ni söyledi.
MÇP Genel Başkam Türkeş
şöyle konuştu:
"Türkiye'nin bütün aydınla-
n, hariciyecileri ve siyasetcileri
olarak ülkemizin her uluslara-
rası platformda adeta imtihan
edilen bir öğrenci gibi sorgulan-
masını ve her seferinde de 'Yine
ödevini iyi yapmamışsın. git ça-
lış da gel' tarzında birmuamele-
ye tabi tutulmasım engellemeye
çalışmak, bu duruma karşı hep
birlikte isyan etmek zorunda
bulunduğumuz inancındayız."
'Diktaanayasasr
Öte yandan Alparslan Tür
keş, Hak-Iş tarafından düzenle-
nen "Anayasa Kurultayı"nın
dünkü oturumunda konuşur-
ken 1982 Anayasası'mn, "ta-
yinle oluşturulmuş Danışma
Meclisi'nin haarladığı" bir
anayasa olduğunu ve "dikta re-
jimi altında yapımış referan-
dumla" kabul edildiğini söyle-
di.
Türkeş. anayasada kişi hak
ve hürriyetlerinin kısıtlandığını
belirterek şöyle dedi:
"Baştan itibaren çelişkilerle
doludur. Hür bir ortamda, hür
tartışmayla. oluşacak yeni bir
anayasanın ortaya çıkması için
parlamento. çalışmalanna geç
kalmadan başlamalıdır."
ÖZGURCE
TURKER ALKAN
Tebliğler Dergisi Kadar
Demokratik Kültür
K
ültür Bakanı Fikri Sağlar göreve geldiğinden be-
ri çok önemli bir şey söyleyip duruyor: "Demok
ratik kültürü yerieştirmeliyiz!" Kimse bunun üze-
rinde fazla tartışmadı, ama demokratik kültür as-
lında demokratik bir anayasadan çok daha önemlidir.
Amerika'nııı anayasasını kopya eden birçok ülke hızla dik-
tatörlüğe kaymıştır. İngiltere'nin anayasal kurumlarından
bazılarını benimseyen Güney Afrika'da o kurumlar saye-
sinde faşizm kurulmuştur!
Demokrasi sorununu sadece anayasal çerçevede ele
almak kadar yanıltıcı bir şey olamaz. Demokrasinin kül-
türünü, değerlerini, yaşam biçimini özümsemeden han-
gi anayasayı kabul edersek edelim, sonunda kendimizi
çıkmaz bir sokakta buluveririz.
İyi de nasıl oluşur bu 'demokrasi kültürü?' Aslında bu
sorunun bilimsel yanıtı o kadar kolay değil. "Otoriter küf-
tür"ün ne olduğu, nasıl geliştiği çok fazla tartışılıp araş-
tırıldı, ama demokrasi kültürü konusunda aynı çapta bi-
limsel çalışmalar yapılmadı.
Ama, gene de elimizde bazı genel doğrular var. örne-
ğin, demokrasi kültürünün tartışmaya, sorgulamaya açık
bir kafa yapısı gerektirdiğini biliyoruz. Mutlak doğrular ve
eğrilerin değil, göreceli yargıların peşinde gittiğini; belir-
sizliğe dayanabilecek bir kişiiik yapısını öngördüğünü söy-
leyebiliyoruz.
Şimdi bir an durup düşünmek gerekmez mi: Üniversi-
teye kadar olan eğitim kademelerinde din kültürü dersi-
ni zorunlu yapan (hem de bunu anayasaya koyan) 12 Ey-
lül zihniyeti ne ölçüde demokrasiyi yerleştirmeyi amaç-
lamıştır dersiniz? _ _ ^ _ _ ^ _ ^ ^ _
Din eğitimi, soru sor- B u
kafayla gidersek,
mayı, tartışmayı, kuşku . . . ' , _t
._
duymayı, karşı çıkmayı DlZim demokratik
öğretmez. Dini eğitim- kültürümüz de Tebliğler
de iman etmek, bazt n . ., . . . . . .
Dergısı'nın çızdığı
sınırlar içinde kalacak
demektir. Bunu
gerçekten hak ettik mi?
bilgileri tartışmadan be-
nimseyip ezberlemek
vardır.
öte yandan düşün-
meyi, tartışmayı, soru
sormayı, karşı çıkmayı,
bilginin değişebilirliğini ve göreceliğini öğreten felsefe-
nin seçimlik yapılmasını öngören aynı zihniyet, demok-
ratik kişiliklerin gelişmesini engellemenin bir başka yo-
lunu açmış olmuyor mu? Felsefeyi seçimlik yaptıklan yet-
miyormuş gibi, eldeki felsefe ders kitaplarını da dini bil-
gilerle doldurdular ve felsefe derslerini imam hatip me-
zunu öğretmenlere verdirmeye başladılar.
"Düşünmeyin" demek istiyorlar, "bizim düşünen de-
ğil, iman eden insanlara ihtiyacımız vardır."
Güneydoğu'da görev yapan bir öğretmen anlatıyordu:
"Okula Zaman gazetesi dışında gazete sokmak çok zor.
Okul yönetimi hemen tavır koyuyor. Zaman gazetesi ise
*her sabah çok sayıda getirilip dağrtılıyor. Okul kitaplığı d
ni yayınlarla dolu. Öğrenciye dini kitaplar dışında bir ya-
yın önermek imkânsız gibi."
Felsefe öğretmeni bir okurum yazmış: "Göreve başla-
dığımdan bu yana, öğrencilerime okuma alışkanlığı kazan
dırmak amacıyla kitaplar veriyorum... Zaman zaman öğ-
rencilerime verdiğim Erhan Bener'in, Tank Dursun'un ki-
taplanna el konuldu. Gerekçe, kitapların M.E.B. Tebliğle
Dergisi'nde belirtilmemiş olması.
Bir yerde, yapılan engellemeleri doğal karsılıyordum.
Çünkü gerek Metin Emiroğlu, gerekse Avni Akyol 'kitap
okumak serbesttir' dedilerse de kitap okumayı engelleyen
yöneticilere herhangi bir yaptınmda bulunmamışlardı. Kı-
sacası, içten değillerdi.
Koalisyon hükümeti kuruldu. Gerek koalisyonu oluştu-
ran partilerin liderleri gerek Milli Eğitim Bakanı Köksal Top
tan, demokratik bir eğitim öğretm sisteminden söz etti-
ler. Hatta sayın bakan, önümüzdeki ders yılında ders ki-
taplanna Aziz Nesin'in, Yaşar Kemal'in, Nâzım Hikmet'in
gireceğini söyledi.
Söylemesine söyledi de, uygulamada değişen bir şey
yok. Geçen gün öğrencilerime okumak için getirdiğim Er-
doğan Söyümez'in 'Sevda Şiiheri Antolojisi' şiir kitabını
okul müdürü öğrencinin elinden almış.
Müdüre gerekçesini sorduğumda, Tebliğler Dergisi'nde
yayımlanmadığını, hatta Tebliğler Dergisi'nde yayımlanm
yan bir matematik kitabının bırakın okotulmasını, okula ge
tirilmesinin bile yasak olduğunu söyledi!"
Bu kafayla gidersek, bizim demokratik kültürümüz de
Tebliğler Dergisi'nin çizdiği sınırlar içinde kalacak demek-
tir.
Bunu gerçekten hak ettik mi?
SHP'de Yenilikçiler'den tepki:
Görevdcn almalar
zarar veriyor
İç Poütika Servisi- İstanbul SHP
örgütünde, dört ilçenin görevden
alınmasna tepki gösteren 13 eski
ve yeni ilçe başkanı, yaptıklan or-
tak açıklamada, "'Gerekçe ne
olursa olsun, SHP içinde seçimle
gelenin seçimle gitmesi ilkesini
gölgelemeye hiç kimsenin hakkı
olmadığını" ifade ettiler.
Şişli, Eminönü, Zeytinburnu ve
K.Çekmece ilçe yönetimlerinin İl
BaşkanlığYnca görevden alınma-
sını eleştiren Yenilikçi gruba men-
sup eski ve yeni ilçe başkanlan,
açıklamalannda, İl Başkanı Boz-
kurt Nuhoglu'nun "İstanbul'daki
diğer tüm ilçelerin de görevden
alınacağını" söylediğini öne sür-
düler.
Ortak açıklamayı, kamuoyunu
aydmlatma bakıirandan görev
saydıklannı belirten başkanlar, şu
görüşlere yer verdiler:
"SHP'de tepeden ürnağa ör-
gütsel yenilenmenin önemi ve ge-
reği açiktır. Bu öncelikle üyelikten
başlamalıdır. Bu yapümadıkça,
çeşitli organlann yapacağı tasar-
ruflar, partiye yarar sağlamak ye-
rine, iç tartışmalan körükkyeceği
için zarar vermektedir."
Örgütlerin parti suçu işlemeleri
halinde. disiplin kurullanrun işle-
tilmesı gereğinin dile getirildiği
açıklamada, daha sonra şöyle de-
nM:
"Zaten görevden alınış gerekçe-
si siyasi tasamıf olarak niteten-
mektedir. Parti program ve tüzü-
ğü dışına çıkJmadıkça, siyasi
tercihlerin özgürce belirtilmediği
bir yapıran demokratik ohna id-
diası buhınamaz. SHP, toplumun
demokratik özlemlerini bağnnda
toplamaya çalışan bir partidır. Bu
tür antidernokratik uygulamalar
partimızdc giderek azabnakta ve
isüsna durumuna gelmektedir.
Parti tüzüğunde yapılacak köklü
değişikliklerle parti yaşamından
tamamen kazinacaklanna olan
inancımızı bir kez daha yinefemek
istiyoruz."
Görevden almalara karşı tepki
göstererek ortak açıklamaya kaü-
lan 13 eski ve yeni ilçe başkanlan
şunlar
Lütfü Gündoğdu (Bakırköy),
İrfan Eken (Bayrampaşa), Fikret
Şirnşek (Bayrampaşa), Fevzi De-
lıömeroğlu (Eyüp), Çetin Kara-
dağ (Üsküdar), Zeynel Öztürk
(Kağıthane), Mahmut Karakış
(Perİdik), Zeki Ökçün (Ümrani-
ye), Fikret Şahin (Ümraniye), Ali
Yılmaz (Sanyer), İsmail Mutlu
(Yalova), Metin Doğan (Zeytin-
bumu) ve İbrahim Yiğit (Zeytin-
bumu).